Tumgik
#kuantum köpüğü
icimde-yangin-var · 4 months
Note
İzafiyet teorisi ile kuantim mekaniği nasıl çelişir Anıl?
Soruyu yanlış sordun izafiyet ile değil Genel Görelilik Kuramı ile çelişir. Dash'in içinden geçmeyelim diye buraya bir spoiler atıyorum.
Einstein’ın Genel Görelilik Kuramı, Evren’deki büyük cisimlerin nasıl davrandığını açıklar. Bu kurama göre, kütleçekim, uzay-zamanın eğriliğiyle ilgili bir şeydir. Uzay-zaman, Evren’deki uzay ve zamanın birleşik bir kavramıdır. Kütleli cisimler, uzay-zamanı bükerek, diğer cisimlerin üzerine çekerler. Örneğin, Dünya, uzay-zamanı eğerek, üzerindeki canlıları ve uydusu Ay’ı kendine bağlar. Bu, kütleçekiminin geometrik bir açıklamasıdır. Kuantum Mekaniği ise, Evren’deki çok küçük parçacıkların nasıl davrandığını açıklar. Bu kurama göre, atom altı parçacıklar, belirsizlik ilkesine göre davranırlar. Bu, parçacıkların konumunu ve hızını aynı anda kesin olarak bilemeyeceğimiz anlamına gelir. Parçacıklar, olasılıklara göre farklı durumlarda bulunabilirler. Bu, kuantum mekaniğinin istatistiksel bir açıklamasıdır. Bu iki kuram, her ne kadar tek tek sağlam olsa da, uzay-zamanın temel doğası konusunda çatışıyor. Kuantum mekaniği, uzay-zamanı sabit bir sahne olarak ele alırken, genel görelilik, uzay-zamanın, kütlenin varlığına göre değişkenlik gösteren, dinamik bir yapı olduğu konusunda ısrar eder. Bu yüzden, bu iki kuram bir araya gelince, matematiksel tutarsızlıklar ortaya çıkar. Fizikçiler, bu sorunu çözmek için, kütleçekimi ve kuantum mekaniği arasında bir uyum sağlayacak bir “her şeyin teorisi” arıyorlar. Bu sorunun nedeni, kuantum mekaniğinin kütleçekimi kuvvetini açıklayamamasıdır. Kuantum mekaniği, elektromanyetik, güçlü ve zayıf kuvvetleri, kuantum alan kuramı adı verilen bir çerçevede açıklar. Bu kurama göre, her kuvvet, temel parçacıklar arasında değiş tokuş edilen kuvvet taşıyıcıları ile aktarılır. Örneğin, elektromanyetik kuvvet, foton adı verilen kuvvet taşıyıcıları ile iletir. Ancak, kütleçekimi kuvveti için böyle bir kuvvet taşıyıcısı bulunamamıştır. Bazı fizikçiler, kütleçekimi kuvvetinin, graviton adı verilen varsayımsal bir parçacık ile aktarıldığını öne sürerler. Ancak, gravitonun varlığı henüz deneysel olarak kanıtlanamamıştır. Bazı fizikçiler, kütleçekimi ve kuantum mekaniği arasındaki uyumsuzluğu çözmek için farklı yaklaşımlar geliştirmişlerdir. Bunlardan biri, süpersicim kuramıdır. Bu kuram, temel parçacıkları noktasal olarak değil, bir boyutlu sicimler olarak modeller. Bu sicimler, farklı titreşim modlarına sahiptir ve bunlar, farklı parçacıklara karşılık gelir. Süpersicim kuramı, kütleçekimi kuvvetini de kuantum alan kuramı ile uyumlu bir şekilde açıklar. Ancak, bu kuramın da bazı sorunları vardır. Örneğin, bu kuram, Evren’in 10 veya 11 boyutlu olduğunu varsayar. Bu ekstra boyutlar, neden gözlemlenemedikleri sorusunu gündeme getirir. Başka bir yaklaşım ise, kuantum çekim kuramıdır. Bu kuram, uzay-zamanın atomik ölçekte nasıl davrandığını açıklamaya çalışır. Bu kurama göre, uzay-zaman, Planck uzunluğu adı verilen çok küçük bir ölçekte, kuantum köpüğü olarak adlandırılan bir yapıya sahiptir. Bu yapı, sürekli olarak oluşup yok olan kara deliklerden ve solucan deliklerinden oluşur. Bu kuram, kütleçekimi kuvvetini, uzay-zamanın kuantum dalgalanmaları olarak yorumlar. Ancak, bu kuramın da henüz deneysel bir kanıtı yoktur. Bu iki yaklaşımın yanı sıra, daha birçok farklı teori ve model önerilmiştir. Ancak, hiçbiri henüz genel kabul görmemiştir. Kütleçekimi ve kuantum mekaniği arasındaki uyumsuzluğu çözecek bir “her şeyin teorisi” bulmak, fizikçilerin en büyük hedeflerinden biridir. Bu teori, Evren’in nasıl işlediğini anlamamızı sağlayacak ve yeni keşiflere yol açacaktır. Daha ayrıntılı dinlemek istersen iletini bekliyorum.
0 notes
ebesleistigal · 2 years
Text
Watch "Hiçliğin Dansı: Kuantum Köpüğü" on YouTube
youtube
1 note · View note
fizikistbaran · 4 years
Text
Döngüsel Kuantum Kütleçekimi (LQG)
Döngüsel kuantum kütleçekimi (LQG); kütleçekimin kuantum özelliklerini açıklamak için bir teori girişimidir. Bu; aynı zamanda bir kuantum uzay ve kuantum zaman teorisidir, çünkü, genel göreliliğe göre uzay zamanın geometrisi kütleçekimin bir tezahürüdür(görünmesidir, belli olmasıdır). LQG; kuantum mekaniğini ve standart genel göreliliği birleştirmek ve birbirine uygun hale getirmek için bir girişimdir. Teorinin ana çıkış noktası, uzayın granüllü(tanecikli) yapıda olduğu bir fiziksel uzay tasviridir. Granüllü yapıda olmak; kuantum mekaniksel bir yapıda olmayı (fiziksel kuantizasyon) doğuran bir sonuçtur. Bu; elektromanyetizmanın kuantum teorisi içerisindeki fotonların tanecikli yapısının doğası veya atomların enerjilerinin kesikli seviyeleri ile aynı yapıya sahip olma anlamına gelmektedir. Fakat burada, kesikli(ayrık, tanecikli, granüllü) olan uzayın kendisidir.
Daha doğrusu, uzay; son derece ince bir doku(kumaş) veya sonlu döngülerin ağı(dokuma) olarak görülebilir. Döngülerin bu ağları "spin ağları" diye bilinir. Zaman içerisinde bir spin ağının evrilmesi bir "spin köpüğü" olarak adlandırılır. Bu yapının tahmin edilen büyüklüğü Planck uzunluğu kadardır ki bu yaklaşık 10^-35 m demektir. Teoriye göre Planck skalasından daha küçük ölçeklerde "mesafe"nin hiç bir anlamı yoktur. Bu yüzden, LQG; sadece maddenin değil uzayın kendisinin de atomik(granüllü, tanecikli) bir yapıya sahip olduğunu tahmin eder.
Bugün LQG; dünya çapında yaklaşık 50 araştırma gurubunu içeren, çeşitli yönlerde gelişen geniş bir araştırma alanıdır. Onların tümü temel fiziksel varsayımları ve kuantum uzayının matematiksel açıklamasını paylaşırlar. Teorinin tam gelişimi iki yönde takip ediliyor: daha geleneksel olan "kanonik"(canonical) döngüsel kuantum kütle çekimi ve daha yeni olan "kovaryant"(covariant) döngüsel kuantum kütleçekimi, daha yaygın deyişle "spin köpük teorisi".
Teorinin fiziksel sonuçlarının içeriği ile ilgili araştırmalar çeşitli yönlerde ilerlemektedir. Bunlar arasında; geliştirilmiş ve en iyi durumda olanı, LQG' nin döngüsel kuantum kozmolojisi(LQC) olarak bilinen ve kozmoloji için olan uygulamasıdır. LQC; LQG' nin fikirlerini evrenin başlangıcının incelenmesine ve Büyük Patlama fiziğine uygular.
Evrenin evriminin; Büyük Patlama ötesinde devam etmiş olabileceği bu uygulamanın en muhteşem sonucudur. Büyük Patlamanın böylece; bir tür kozmik "Büyük Sıçrama"(Big Bounce) ile yer değiştirmiş olduğu görünür.
1 note · View note
aklingolgesi · 3 years
Text
Solucan Deliğinden Zaman Makinesi Yapmak!
Solucan Deliğinden Zaman Makinesi Yapmak! @bebarbilim #bebarbilim #zamanmakinesi #14şubat #istanbuldakar
Popüler bilim veya bilimin popülerleşmesi, herkesin bilgiye erişim hakkı, karmaşık olguların herkesçe kolayca anlaşılabilmesi ve bu sayede daha geniş kitlelere ulaşarak bilim ve mantık çatısı altında, farklılıkların bir kenara bırakılarak daha iyi bir geleceğe ulaşma hayali dediğimiz zaman bu konuda tarihte ilk akla gelen isimlerden biri mutlaka Carl Sagan’dır. Çocukluğundan itibaren Lest…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes