Tumgik
#erkekte cinsel sorun
modern-hayatlar · 1 year
Text
Nely8
Nely8
Nely8 sayesinde erken boşalma sorununun önüne geçilir. Cinsel ilişkiler sırasında oldukça büyük problemler haline gelen erken boşalma çoğu erkekte görülür. Erkeklerde en çok görülen cinsel problemlerden biridir. Cinsel yaşantıyı olumsuz şekilde etkileyen bir sorun olması nedeni ile erkekler kesin ve net çözüler arar.
Nely8 Geciktirici Krem
0 notes
balina-a · 1 year
Text
Nely8
Nely8
Nely8 sayesinde erken boşalma sorununun önüne geçilir. Cinsel ilişkiler sırasında oldukça büyük problemler haline gelen erken boşalma çoğu erkekte görülür. Erkeklerde en çok görülen cinsel problemlerden biridir. Cinsel yaşantıyı olumsuz şekilde etkileyen bir sorun olması nedeni ile erkekler kesin ve net çözüler arar.
Nely8 Geciktirici Krem
0 notes
turkuyede-haberler · 1 year
Text
Nely8
Nely8
Nely8 sayesinde erken boşalma sorununun önüne geçilir. Cinsel ilişkiler sırasında oldukça büyük problemler haline gelen erken boşalma çoğu erkekte görülür. Erkeklerde en çok görülen cinsel problemlerden biridir. Cinsel yaşantıyı olumsuz şekilde etkileyen bir sorun olması nedeni ile erkekler kesin ve net çözüler arar.
Nely8 Geciktirici Krem
0 notes
interaktif · 2 years
Link
0 notes
truvalast-fiyat · 3 years
Text
Truvalast Erkek Geliştirme İncelemesi - Türkiye'de Fiyat ve Faydalar
Truvalast Türkiye incelemesi - Herhangi bir erkek, cinsel yaşamını iyileştirmek için viaradaxx'ı kolayca deneyebilir. Satın alma işlemini yapıp eki eve götürmenizi istiyoruz. 18 yaşın üzerindeyseniz, kesinlikle bu eki denemeniz gerekir.
Tumblr media
Sakin bir zihin cinsel problemlerinizi doğrudan iyileştirmeyebilir, ancak cinsel problemler için ileride tedaviye yol açacak faktörlerden biridir. Sakin bir zihnin vücudumuz üzerinde birçok önemli etkisi vardır, örneğin: B. artan odaklanma, artan odaklanma, sağlıklı vücut ve diğer benzer faydalar. Truvalastu, vücudunuzun basitçe eksik olduğunu sağlayarak çalışır. Cinsel sorunlarınızın her birini çözmek ve farklı sorunlara farklı yaklaşımlar uygulamak sizi adım adım götürür. Birincisi ve en önemlisi, vücudunuzda meydana gelen cinsel bir sorundur, erektil disfonksiyon veya daha düşük erektildir, bu da ereksiyonunuzu uzun süre sürdüremeyebileceğiniz ve bazı durumlarda hiç ereksiyon olmayabileceğiniz anlamına gelir. Truvalast daha fazla kan çekilir ve bu daha uzun bir ereksiyon yapmanızı sağlar. Bir sonraki büyük sorun, seks sırasında düşük enerji seviyeleri veya dayanıklılıktır. Truvalast, onu iyileştirmek için, vücudunuz yutulduğunda enerjiyi kullanabilir, gün boyunca daha enerjik kalmanıza ve açık bırakmanıza yardımcı olan maddeler içerir. Erkeklerde ortaya çıkan bir diğer sorun da erkekte erken akıntı olup, gerekli bileşenlerin vücudunuza emilmesi ile ortadan kaldırılarak daha uzun süre tutmanıza yardımcı olur. Bir başka sorun da Truvalast düşük cinsel dürtü ve düşük libido ile erkeklerde Türkiye bileşenini geliştiriyor. Yukarıdaki pasajı okuduğunuz gibi, Truvalast birçok faydası vardır, ancak bunlar yalnızca cinsel sorunları iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda birçok hapın fiziksel ve zihinsel acısını iyileştirmenin birçok erkeğin güçlenmesini iyileştirebileceğini de bilir. Ortalama veya ortalamanın altında olan erkeklerin cinsel performansı nedeniyle zor bir dönem yaşıyorsanız, bu, cinsel yaşamınızdaki Truvalast mutluluğunu yüceltmek için gerçek bir ektir. Truvalast diğer tüm tedavi yöntemlerinden daha iyidir. Veya aşağıdaki faydalara sahip oldukları için takviyeler. Çünkü Truvalast, tükettiğimiz yiyecekler gibi doğal maddelerden oluşuyor. Ayrıca yan etkilere neden olabilecek herhangi bir kimyasal formül içermez. 
Daha fazla bilgi almak için burayı ziyaret edin. http://ecuadortransparente.org/truvalast-turkiye/
More Link
http://droidt99.com/read-blog/781
More Url to Buy Best Selling Truvalast Australia Supplement
http://droidt99.com/read-blog/470
http://droidt99.com/post/780_truvalast-australia-review-is-it-legit-read-price-amp-side-effects-to-get-more-i.html
http://droidt99.com/forums/thread/11/
1 note · View note
lanetpvl079-blog · 4 years
Text
Yeni Hizmetini Masajla Süslüyen Escort Cansu
Psikoterapist Cem Keçe ile hazırladığımız röportaj dizimizin sonuna geldik. Önceki röportajlarımızda gençlerin cinsellik ile ilgili merak ettiği soruları yanıtlayan, evli ve çocuklu çiftlere cinsellik ile ilgili bilgiler veren Psikoterapist Keçe, son röportajımızda orta yaş üstü çiftlerin cinsel hayatlarına dokunuyor.
Yapılan bazı araştırmalar sonucunda konu seks olunca yaşın pek bir etkisinin olmadığı ortaya çıktı. Siz bu araştırma sonucunu nasıl yorumlarsınız? Seks ile yaş arasında nasıl bir ilişki vardır? Yaşlılıkta cinsellik sürüyor mu?
Benzer bir araştırmayı Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) olarak gerçekleştirdik. Yaşlı olarak kabul edilen 65 yaş ve üstü kişilerle yapılan “Yaşlılık ve Cinsellik Anketi”ne göre erkeklerin yüzde 55’inin, kadınların ise yüzde 35’inin cinsel isteklerinin yaşlanmaya rağmen devam ettiği görülmektedir. Yaşlılıkla beraber cinsel aktivite sayısı azalsa bile haz verebilen bir cinsellik yaşamak mümkündür.
Yapılan çalışmada erkeklerin yüzde 55’inin ve kadınların yüzde 65’inin ilerleyen yaşlarda seksi konuşmaktan rahatsız oldukları gözlenmiştir. Ayrıca kadınların yüzde 55’i ve erkeklerin yüzde 85’i penisin eskisi gibi sert olmaması durumunda seksin bir anlamının kalmadığı görüşündedir.
Araştırma sonuçlarına göre cinsel açıdan en aktif yaş aralığı 25-29 yaşlarıdır. Bu yaşlarda cinsel birleşme oranı kadınlarda yüzde 84, erkeklerde ise yüzde 89, mastürbasyon oranı erkeklerde yüzde 84, kadınlarda ise yüzde 72’dir. Yaş ilerledikçe bu oranlar da azalmaktadır. 60-69 yaş aralığında cinsel birleşme oranı kadınlarda yüzde 42, erkeklerde yüzde 54, mastürbasyon oranı ise kadınlarda yüzde 47, erkeklerde yüzde 61’dir. Daha ileri yaşlarda cinsel birleşme oranı erkeklerde yüzde 43 iken, kadınlarda yüzde 22’dir.
Hem fiziksel hem de ruhsal olgunluk olan yaşlanmanın yol açtığı değişiklikleri bir zenginlik olarak kabul eden kişi yaşlılığın getirdiği zorluklarla başa çıkma yollarını da bulacaktır. Yaş yetmiş olsa da iş bitmemiştir. İlerleyen yaşlarda da hayatın kendine has güzellikleri vardır. Cinsellik açısından yaşa bağlı olarak ortaya çıkan fiziksel gerileme “cinselliğin yitirilmesi” değil, “tabulaştırılan cinsel performansın azalması” olarak görülmelidir.
İlerleyen yaşın sekse pozitif ve negatif etkileri nelerdir?
Kişilerin birbirlerine karşı sevgi ve bağlılıklarını ifade etmelerinin önemli araçlarından birisi cinselliktir. İlerleyen yaşlarda erkeklerde sertleşmenin olması daha uzun sürebilir. Ancak bu durum, performans anksiyetesi yani başaramama korkusuna yol açabilir. Cinselliği, sadece cinsel birleşme olarak gören erkeklerin sürekli penise odaklı bir cinsellik yaşaması elde edilen sertliğin de kaybedilmesine yol açabilir. Kadınlarda ise ilerleyen yaşlarda hormonların etkisiyle ortaya çıkan vajinal kuruluk, kabarmama, cinsel coşkunun azalması ve cinsel isteksizlik cinsel yaşamı sekteye uğratabilir. Ancak kadınların menopozdan itibaren hamile kalma risklerinin ortadan kalmasıyla cinsel özgüvenlerinde ve cinsel bileşmeden aldıkları hazda artış olur, boşalma veya orgazm yetenekleri artar. Erkekler ve kadınların ilerleyen yaşlarında ulaştıkları duygusal olgunluk birbirleriyle daha nitelikli yakın ilişkiler kurmalarını sağlar. Kadın-erkek ilişkisinin niteliğinin artması yaşayacakları cinselliğin de daha nitelikli olması anlamına gelir. Diğer bir ifadeyle ilerleyen yaşlar kadın ve erkeğin “aşkın seks”i deneyimleyebilecekleri yaşlardır. Aşkın seks, cinselliği cinsel mitlere inanmadan, cinselliği ayıp, günah ve suç olarak düşünmeden yaşamaktır.
Aşkın seksin dört özelliği vardır; beden ile yapılır, bir manası vardır, güzellikler sunar ve daha çok güzellikler doğurur, yani bir şeyler üretir. Seks yapmanın; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, hissederek, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne https://www.donaldsonville.org olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatı olduğu inancını doğurur. Çünkü insanlar hayatta, aşkın algısı içinde büyür ve yaşlanır. İlk önce genç vücutların güzelliğinden etkilenirler, daha sonra güzelliği bütün vücutlarda görürler. İşte böylece ruhun güzelliğini görmek mümkün olur. Daha sonra da düşüncelerdeki güzelliğe ulaşılır ve tüm güzellikler fark edilir.
Menopoz döneminde doğurganlığın sona ermesi, hamile kalma endişesi olmadan ve doğum kontrol yöntemleriyle uğraşmadan özgürce seks http://query.nytimes.com/search/sitesearch/?action=click&contentCollection&region=TopBar&WT.nav=searchWidget&module=SearchSubmit&pgtype=Homepage#/antalya escort bayan yapabilme avantajı sağlar
Tumblr media
Psikoterapist Cem Keçe
Michigan State Üniversitesi'nde yaşları 57 ile 86 arasında değişen 2 bin 204 kişiyle yapılan araştırmaya göre, yaşlılıkta seks kadına iyi geliyor, erkeğe pek yaramıyor. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu konuda kadın ve erkeği ayrı ayrı değerlendirmemiz gerekir mi?
Yaşam gelişim ve değişimin sürekli olduğu bir süreç, yaşlılık da bu sürecin doğal bir parçasıdır. Yaşlılıkta ortaya çıkan fizyolojik değişimler kadınlarda menopoz ve erkeklerde de andropoz olarak adlandırılan iki farklı süreçte gerçekleşir. Menopoz en genel anlamıyla kadının yumurtalıklarında yumurta üretiminin durmasıyla âdetin kesilmesi ve doğurganlık özelliğinin sona ermesidir. Menopoz döneminde değişen hormon seviyeleri belli bir miktarda cinsel istek kaybına neden olsa da aslında cinsel isteğin azalmasına etki eden en önemli faktör kadınların menopoza ilişkin ve menopoz döneminde yaşanacak cinselliğe dair olumsuz algılarının yol açtığı psikolojik nedenlerdir.
Bu dönemde olduğu düşünülen cinsel istek azalması, vücutta gerçekleşen biyolojik değişikliklerden çok, kadınların menopozu bir hastalık olarak görmeleri ve her şeyin bittiği şeklindeki yanlış inanışları yüzünden “eksik kadınl��k, değersizlik, hastalıklı olma” gibi duyguların hâkim olduğu depresyon ya da anksiyete belirtileri nedeniyle ortaya çıkar. Bu ruh hali içindeki kadının kendini kadın gibi değil, hasta gibi hissederek cinsel çekiciliğinin kalmadığını düşünmesi, partneri tarafından beğenilmeme kaygısı, cinselliği haz alacağı bir deneyim yerine, görev olarak görmesi hem kendisini hem de partnerini cinsellikten uzaklaştırabilir. Menopoz döneminde doğurganlığın sona ermesi, hamile kalma endişesi olmadan ve doğum kontrol yöntemleriyle uğraşmadan özgürce seks yapabilme avantajı sağlar. Kadının hamile kalma riski olmadan cinselliği yaşayabilmesi cinsel isteğini artırıcı, boşalma veya orgazm olmasını kolaylaştırıcı bir etki yaratır. Ayrıca, kadının iş, kariyer, aile, çocuklar gibi konularda belirli bir yaşam olgunluğuna erişmiş olması, sorumluluklarının ve kaygılarının azalması, kendine ve cinselliğe odaklanabilmesine olanak verir ve cinsellikten daha çok haz almasını sağlar. Menopoz dönemindeki hormon değişiklikleri sonucunda yaşanan vajinal kuruluk ve ağrılı cinsel ilişki gibi sorunlar lokal hormon veya kayganlaştırıcı jel uygulamalarıyla kolaylıkla giderilerek cinsellikten alınacak haz kaybı engellenebilir.
“Andropoz” ise bir anlamda menopozun erkeklerdeki karşılığı gibidir. Bu dönemde erkeklerde testosteron üretiminin azalması ve diğer hormon değişiklikleri nedeniyle sertleşme, cinsel istek ve meni miktarında azalma gibi belirtilerin yanı sıra, depresif ruh hali gibi psikolojik belirtiler de ortaya çıkar. Orta yaştan sonra tüm erkeklerin testosteron düzeyinde azalma olur ama önceki yaşlarda da her erkekte testosteron üretim düzeyi farklı olabildiği için her erkekte aynı oranda azalma ve aynı etkiler görülmez. Andropozla birlikte görülen cinsel, fiziksel ve ruhsal değişiklikleri erkekler genellikle “erkekliğin bitmesi” olarak düşünürler. Bu da doğrudan zaten bir gerileme yaşanmakta olan cinsel isteklerini ve sertleşme sorunlarını daha kötü hale getirir, yaşamlarını sorgulamaya, kayıplarını fark etmeye başlarlar. Bazı erkekler bu durumu tamamen cinsellikten elini ayağını çekerek yaşarken, bazıları da vakit kaybetmeden bir telafi yolu bulmak için kendilerine genç bir partner aramaya başlarlar, hatta evlerini barklarını terk ederek genç sevgililerinin peşinden giderler. Aslında toplumda hiç de azımsanmayacak oranda görülen bu durum “azgınlık” ya da “kadın düşkünlüğü” olarak nitelendirilir. Ben ise bu durumu “azgın teke sendromu” olarak adlandırıyorum.
Cinsel etkinliklerinin azalmaya başladığı gerçeğinden rahatsız olan erkek, çevresine cinsel hayatında bir değişiklik veya herhangi bir azalma olmadığını, eskisi gibi devam ettiğini gösterme çabası içinde girerek cinsel duygu ve isteklerinin esiri olabilir, iradesini ve değer yargılarını ayaklar altına alarak sadece cinsel haz peşinde koşabilir. Amaçları onlara gençlik iksiri sunacak genç kadınlarla aralarındaki yaş farkını örtbas etmeye çalışmak olan azgın tekeler gençleşmek için estetik ameliyat, botoks yaptırma, ciltteki lekeleri temizletme, yaşlılık belirtileri olan dudak ve alın çevresindeki kırışıklıların düzeltilmesi gibi yollara başvurarak ilişkilerinde kendilerine güvenlerini artırmaya çalışabilirler.
Yaşın ilerlemesi ile birlikte kendini gösteren hastalıklar sonucunda seks yapmanın zorlaşacağını düşünürsek... Belli bir yaşı aşmış ve çeşitli sağlık problemleri yaşayan çiftlerin cinsel hayatlarına ilişkin vereceğiniz tavsiyeler nelerdir?
Yaşın ilerlemesiyle birlikte, cinsel istek, haz ve orgazm kademeli olarak azalabilir. Erkeklerin cinsel istekleri azalabilir, daha geç boşalma problemleri ortaya çıkabilir, cinsel açıdan uyarılmaları için gereken süre uzayabilir, sertleşmenin olması daha çok zaman alabilir ve sertleşme sorunları yaşayabilirler. Ayrıca yaşlanan erkelerde prostat bezinin büyümesi ve sorun çıkarması sık rastlanan bir durumdur.
CİSED'in yaptığı bir araştırmaya göre 80 yaş ve üstü erkelerde yüzde 50 ile yüzde 75 arasında erkeklerin iyi huylu prostat büyümesi yaşadığını ve 40-50 yaş arası bütün erkeklerde bu oranın yüzde 30 olduğu görülmüştür. Aynı şekilde yaşlanma ile prostat kanseri riski de artar ve prostat kanseri de sertleşme bozukluklarına yol açabilir. Kadınlarda ise östrojen hormonundaki azalmaya bağlı olarak vajinadaki kayganlık, esneklik ve cinsel istek azalabilir. Ayrıca bazı durumlarda boşalma veya orgazm sırasında rahatsızlıklar da olabilmektedir. Ancak menopoz sonrası yıllarda cinsel olarak aktif olan kadınlarda bu etkilerin daha az olduğu görülmüştür.
Tumblr media
Kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, depresyon, romatizma, sigara, alkol ve hormon düzensizlikleri yaşlılıkta cinselliği olumsuz etkileyebilir. Bu değişiklikleri genellikle eşin kabul etmesi ya da anlaması zordur. Bu değişikliklerin çiftin cinsel yaşamını etkileyip etkilemediği ya da evlilik hayatında veya cinsel aktivitelerde sıkıntılara yol açıp açmadığına karar vermek önemlidir. Eğer bu faktörler sorunu tetiklediğinde bazı tıbbi müdahaleler mümkündür, bunlara örnek olarak çeşitli kayganlaştırıcıların kullanımı ya da sertleşme bozukluğunu çözmek için ilaç kullanılması ve penis protezleri (mutluluk çubuğu) verilebilir. Ayrıca azalan cinsel aktiviteler nedeniyle sıkıntı, utangaçlık ve suçluluk duyan çift; cinsellik ile toplumun kendilerinden beklediği davranışlar arasında çatışma yaşayabilir. Bu nedenle yaşlıların cinsellikle ilgili duygu ve düşüncelerini ifade etmede desteğe, bireysel psikoterapiye, evlilik terapisine veya cinsel terapiye ihtiyaçları olabilir.
Cinsellik doğumla başlayan ve ölüme kadar süren temel bir insani ihtiyaçtır
Psikoterapist Cem Keçe
Orta yaşın üstünde kaliteli bir cinsel yaşam sürdürmek isteyen çiftler nelere dikkat etmeli?
İlerleyen yaşlarda cinsel yaşam fiziksel, psikolojik ve kültürel faktörlerden doğrudan etkilendiği için bu faktörlerin iyileştirilmesi, cinsel sağlığın korunması ve tatmin edici bir cinsel yaşamın sürdürülebilmesi için gereklidir. Öncelikle yaşlılıkta cinselliğin olmayacağı ya da olmaması gerektiği şeklindeki yanlış yargılardan vazgeçilmelidir. Çünkü cinsellik doğumla başlayan ve ölüme kadar süren temel bir insani ihtiyaçtır. Cinselliği bir takıntı haline getirmeyen, anın tadını çıkaran, rahat ve huzurlu olan bir kişi, her yaşta cinsel haz alabilecek aktivitelerde bulunabilir.
Cinsellik yemek yeme, su içme, uyuma gibi temel insani ihtiyaçlardan biridir, böyle bir olguyu yaşlılar için yok saymak gerçekçi bir yaklaşım değildir. Çünkü yaşlı olsa da her insanın rahatlamaya, gevşemeye, arzulamaya, arzulanmaya, cinsel haz alıp vermeye, ruhunu ve bedenini özgürce paylaşmaya ihtiyacı vardır. Kadın, erkek herkes doğası gereği cinsel arzularını tatmin etmek ve cinselliği yaşamak ister. Cinsellik yalnızca cinsel ilişki demek değildir; öpüşmek, sevişmek, mastürbasyon ile kendi kendine zevk vermek ve oral seks gibi cinsel olarak kişiyi uyaran tüm eylemleri içerir. Haz alıp haz vermeye odaklı gerçek cinsellik, partnerlerin cinsel birleşmeye ruhen ve bedenen hazırlanma süreci olan önsevişme ile başlar.
“Kadınların daha çok ihtiyaç duyduğu” ve erkeklerin çoğu zaman çok yanlış bir şekilde “görev” gibi algıladığı önsevişme, sağlıklı ve mutlu bir cinsellik için kesinlikle yaşanması gereken bir deneyim, hatta gerekliliktir. Haz veren bir cinselliğin yolu kişinin kendi vücuduyla barışık olmasından geçer. Çünkü her organ yaşlandığı gibi cinsel organlar da yaşlanır. Yani sağlıklı ve mutlu bir cinselliğin cinsel organlar ve vücut görüntüsü ile genellikle ilişkisi yoktur. Cinsellikte çekincelere yer yoktur, çift yaşlanmaya bağlı olarak karşılıklı çekiciliklerini yitirmiş olabilirler. Ancak ilerleyen yaşlarda cinselliği bir performans gösterisi olarak görmeden, öpüşerek, birlikte banyoda oynaşarak, erotik masaj yaparak, sarılarak, cinsel fanteziler kurarak, samimi ve açık olarak konuşarak, fantezi ve cinsel isteklerle ilgili suçluluk ve korku duymayarak, tensel uyum ve karşılıklı anlayış ile cinsel çekicilik tekrar elde edilebilir.
Ayrıca dengeli beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, sigara ve alkol tüketmemek gibi sağlıklı yaşam alışkanlıklarının, ilerleyen yaşlarda cinsel yaşam açısından önemi daha da artmaktadır. Diyabet ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklar için kullanılan bazı ilaçlar cinsel işlevleri etkileyebildiği için doktor kontrolünde ilaç değişikliği yapılabilir.
"40’lı yaşlarda kadın yırtıcı bir panter gibidir; tuttuğunu koparır"
Son olarak gençlikte ve yaşlılıkta seksi karşılaştırmanızı istesek...
Yaşlılık döneminde cinselliğe gençlik döneminde olduğundan daha farklı anlamlar yüklenir. İleri yaşlarda cinsellik sadece cinsel birleşme anlamına gelmez ve cinsel etkinlik tutkudan çok yakınlık anlamı taşır. Gençlik döneminde boşalma ve orgazma verilen önemini yerini, yaşlılık döneminde sevmek, dokunmak, yakınlık aldığı için cinsel tatmin daha fazla hissedilir. Gençlikte ve yaşlılıktaki fizyolojik ve psikolojik farklılıklar nedeniyle cinsellikte de yaşanan farklılıkları kadın ve erkeğin cinsel yaşam döngüsü olarak şöyle özetleyebiliriz:
Kadınların cinsel yaşam döngüsü
Tumblr media
Kumru evresi: 20’li yaşlarda kadın romantik bir kumru gibidir; haylindeki erkeği bekler. Ergenlik döneminde östrojen artışıyla göğüsleri büyür, vücut kıvrımları belirginleşir, genital bölgesinde tüylenme olur ve her ay yumurtalıkları yumurta hücresi üretmeye, yani âdet olmaya başlar. Tüm bu değişimlerle filizlenen cinselliğini fark eder. Çocukluğundan beri ayıp, günah olarak öğrendiği cinsellikten korkup uzak durmaya çalışsa da bir taraftan da içini kemiren, engel olamadığı bir merakla cinselliği ve cinsel organını kendinden bile utanarak keşfetmeye başlar. Klitorisinin sürtünme ya da basınçla uyarıldığını, çoğunlukla tesadüfen keşfederek ilk cinsel doyumunu yaşar. Tomurcuklanan cinselliği onun için beyaz atlı prensinin geleceği güne kadar saklı tutacağı gizemli bir hazinedir.
Koala evresi: 30’lu yaşlarda kadın anaç bir koala gibidir; yavrusu olana kadar eşine sarılır. Vücudunu ve cinselliğini her ayrıntısına kadar tanır, cinsellik konusunda ne isteyip ne istemediğini bilir. Biyolojik saati de cinselliği en doyurucu şekilde yaşayacağı yükselme devrini gösterdiğinden cinselliği doyasıya yaşar; ta ki hamilelik ile birlikte başlayan duraklama devrine kadar... Hamilelik ve doğum sonrası oluşan hormon değişiklikleri cinsel isteğini azaltır. Bunun üstüne bir de annelik ve eş rollerinin çatışmasının eklenmesi cinselliğe soğuk duş etkisi yapar. Neyse ki bir süre sonra, hormonları normale döndüğünde cinselliği tekrar yükselişe geçer.
Panter evresi: 40’lı yaşlarda kadın yırtıcı bir panter gibidir; tuttuğunu koparır. Yaşamda ulaştığı olgunluğu ve deneyimleri cinsellik açısından da kazanmıştır. Cinsel deneyimlerinin ve doyumlarının zirvesine çıkar. Cinsellik onun sarayı, o da sarayın kraliçesidir. Cazibesini kullanarak partnerini nasıl baştan çıkaracağını bilmenin keyfini yaşar. Cinsel yaşamındaki yasakları kaldırır, fanteziler kurar ve cinselliğin tadına varır. Orgazm taklidi yapma ihtiyacı duymaz çünkü gerçek orgazmı yaşar.
Panda evresi: 50’li yaşlarda kadın mahcup bir panda gibidir; elinden gittiğini düşündüğü kadınlığına ağlar. Menopozla birlikte hormonlardaki hızlı değişimle östrojen hormonu azalır. Ateş basmaları, terlemeler ve sıkıntılı bir ruh hâli içinde menopozun kadınlığını ve cinselliğini bitirdiği yanılgısı içindedir. Neyse ki östrojenin azalması cinsel isteğinin tamamen kaybolmasına neden olmaz çünkü yumurtalıklar, cinsel isteğin en önemli tetikleyicisi olan testosteronu üretmeye devam eder. Diğer yandan, östrojen üretiminin durmasıyla birlikte, vajina duvarları kayganlığını ve esnekliğini kaybettiğinden seks acı verici
2 notes · View notes
izmirtravestidoga · 4 years
Text
IZMIR TRAVESTİLERİ 🌿❤️🌿
• Artık başkasının dedikodusunu yapanla, sırrımı ve özelimi paylaşmıyorum. Bugün ona yapanın,yarın bana yapacağının farkındayım. 👑 Asagida izmir travesti bebek DOGA PİOTTİ için bazi bilgiler göreceksin 💋
• Artık inatçı insanlara bir şey inandırmaya, ikna etmeye çalışmıyorum. “Bu onların kişiliği” demem gerektiğinin farkındayım.
• Artık affedemeyen, mükemmeliyetçi ve katı insanlardan uzak duruyorum. Hata yapan, özür dilemesini bilen insanlarla hayatı paylaşmam gerektiğinin farkındayım.
• Artık kimseyi mutlu etmek zorunda olmadığımı farkındayım. Beni hayatının merkezine koyanları, benim üzerimden var olanları, benim üzerimden mutlu olmak isteyenleri,istemediğimi fark ettim. HEYECAN BASTİ Mİ 🎀😈
• Artık kendini geri çektiğinde de senin sayende yaşayanların ve mutlu olanların başının çaresine baktığını farkındayım.
• Artık kendini ulaşılmaz gösterenin aslında ambalajdan ibaret olduğunu farkındayım.
• Artık kimseyi hayatında zorla tutamayacağını, gitmek isteyenin bahanesi olduğu gibi kalmak isteyenin de bahane aradığını farkındayım.
• Artık iyi insanlar için daha çok çabalamam gerektiğini farkındayım.
• Artık iyi hissettiren insanlar için, daha çok emek vermem gerektiğini farkındayım.
××× CİNSELLİK İÇGÜDÜSELDİR, ÖĞRENİLMEZ.
Cinselliğin içgüdüsel yönü olabilir ama cinsel yaşam, aktif çaba ve öğrenilenlerle güzelleşiyor. Cinselliğin içgüdüsel olduğu ve öğrenilemeyeceği yönündeki inanışı, kişileri aktif çaba ve öğrenmenin getireceği katkılardan mahrum bırakacağı gibi, bir sorun yaşandığında kendilerinde eksiklik olduğu algısını da yaratıyor.
ERKEĞİN PENİS BOYU, CİNSEL İLİŞKİ İÇIİN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Cinselliğin anatomik ve fizyolojik özelliklerine bakıldığında penis boyunun cinsel ilişki için önemli olmadığı görülüyor. Bu konudaki yanlış inanış, erkeklerde penis boylarının yeterli olup olmadığıyla ilgili kaygılarla kendini gösteren, cinsel kimlikleriyle ilgili kuşkularını yansıtıyor.
ÇİFTLERİN AYNI ANDA ORGAZM OLMASI GEREKİR.
Cinsel fizyolojileri farklı olan travesti ve erkeğin aynı anda orgazm olması ancak rastlantısal unsurlarla ilişkili olarak yaşanabilecek bir durum. Bu yanlış inanış, aynı anda orgazm olmadıklarında çiftlerde eksiklik duygusuna neden olabiliyor.
ERKEK HER ZAMAN CİNSEL İLİŞKİYİ İSTER VE HAZIRDIR.
Bu inanış hem erkek hem de travesti için sorun yaratmanın yanı sıra travesti -erkek ilişkisini ve arkadaşlıkları bozucu etkiye sahip. Erkek açısından etkisine bakıldığında, cinsel ilişki istemediği durumlarda erkeği zorluyor, istese de istemese de ilişkiye girmeye çalıştığı ya da yakınlaştığı veya kendisine yakınlık gösteren her kadına cinsel istek duyması gerektiğini sanıyor. Ankara travestileri tarafından bakıldığında ise onlara yakınlaşan her erkeğin aklında cinsellik olduğunu düşünüyorlar. İZMİR TRAVESTİLERİ ESKORT SEX için👇🏻
• Artık iyi bir ilişki için sevgiden çok iyi anlaşmanın önemli olduğunun farkındayım.
ERKEĞİN PENİS BOYU, CİNSEL İLİŞKİ İÇIİN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Cinselliğin anatomik ve fizyolojik özelliklerine bakıldığında penis boyunun cinsel ilişki için önemli olmadığı görülüyor. Bu konudaki yanlış inanış, erkeklerde penis boylarının yeterli olup olmadığıyla ilgili kaygılarla kendini gösteren, cinsel kimlikleriyle ilgili kuşkularını yansıtıyor.
ÇİFTLERİN AYNI ANDA ORGAZM OLMASI GEREKİR.
Cinsel fizyolojileri farklı olan travesti ve erkeğin aynı anda orgazm olması ancak rastlantısal unsurlarla ilişkili olarak yaşanabilecek bir durum. Bu yanlış inanış, aynı zamanda orgazm olmadıklarında çiftlerde eksiklik duygusuna neden olabiliyor. Der!
İzmir TRAVESTİ DOGA PİOTTİ ♥
ERKEK HER ZAMAN CİNSEL İLİŞKİYİ İSTER VE HAZIRDIR.
Bu inanış hem erkek hem de travesti için sorun yaratmanın yanı sıra travesti -erkek ilişkisini ve arkadaşlıkları bozucu etkiye sahip. Erkek açısından etkisine bakıldığında, cinsel ilişki istemediği durumlarda erkeği zorluyor, istese de istemese de ilişkiye girmeye çalıştığı ya da yakınlaştığı veya kendisine yakınlık gösteren her kadına cinsel istek duyması gerektiğini sanıyor. İzmir travestileri tarafından bakıldığında ise onlara yakınlaşan her erkeğin aklında cinsellik olduğunu düşünüyorlar.
CİNSELLİK İÇİN MUTLAKA EREKSİYON GEREKLİDİR.
Böyle düşünen erkek, cinsel yakınlaşmanın erken döneminde dikkatini penisine ve ereksiyonuna çevirerek kendini sıkıştırıyor, gelişen performans kaygısı nedeniyle cinsel hazzı engelliyor. Özellikle ara ara sertleşme zorluğu yaşayan erkeklerde ereksiyonun yakın takibi, cinsel ilişkiye dair konsantrasyonu bozarak ereksiyon zorluklarının artmasına neden oluyor. Ayrıca sertleşmeye odaklanmış bu yoğun dikkat, erkekte sevişmenin birleşme dışındaki yönlerinin ihmal edilmesine, böylece hem kendi hem de partneri açısından cinsel yaşamın zevklerini sınırlamasına yol açıyor... ❗️
Tumblr media
6 notes · View notes
adzomi · 3 years
Text
Hipoaktif Cinsel İstek (Libido) Bozukluğu
Hipoaktif Cinsel İstek (Libido) Bozukluğu
Erkekte Hipoaktif Cinsel İstek (libido) Bozukluğu (Male Hypoactive Sexual Desire Disorder – HSDD) tanımlanması güç ve toplumda sıklığı %3-50 üzere geniş bir aralıkta verilen bir meseledir. Yaygın yaklaşım; cinsel aktivite için kâfi cinsel fantezi ve isteğin bulunmaması ve bunun kişi ve bağlantısında sorun teşkil eder hale gelmesi formunda kabul edilmesidir. Erkekte cinsel aktiviteyi belirleyen…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
aybeyazakademii · 3 years
Photo
Tumblr media
CİNSEL SORUNLAR NASIL TEDAVİ EDİLİR? İnsan davranışı ve cinselliği bedensel, psikolojik, sosyal koşullardan etkilenir. Cinsellik sadece cinsel organlarla sınırlı değildir. Cinsellikle ilgili duygular, düşünceler ve yerleşmiş inançlar vardır. Yerleşmiş inançların çoğu zaman hatalı olabildiği bilinmektedir. Cinsel sorunların ve bozuklukların ortaya çıkışında kişinin bedensel ve psikolojik özellikleri ya da ikili ilişkilerin etkileşimleri etkili olabilir. Doğal olarak cinsel sorunların tedavisi de, oluşumunda rol oynayan etkenlere göre değişebilir. Kişi ile görüşülerek sorunu ortaya çıkaran, yerleşmesine neden olan etkenler birlikte incelenir.  Sorunun tedavisinde etkili olacak ilaç veya psikoterapiler seçilir.
Cinsel sorun tıbbi veya biyolojik bir nedene bağlı ise, tedavisi ilaç veya diğer tıbbi tedaviler olacaktır. Bu durumda tedaviyi, ürologlar, kadın hastalıkları ve doğum uzmanları ya da psikiyatristler yaparlar. Eğer cinsel sorun psikolojik etmenlerle ilişkili ise veya tıbbi bir nedene bağlı olarak gelişmiş olsa bile psikolojik etmenler durumu ağırlaştırmışsa, cinsel terapiler uygulanmalı ya da ilave edilmelidir. Cinsel terapileri ise cinsel terapi konusunda eğitim almış psikiyatristler ve klinik psikologlar yapabilir.  Bütün tedaviler gibi cinsel tedaviler de bilimsel veriye dayalı olmak zorundadır.
Yeni bir tedavi yönteminin uygulama alanına girmesi için bilimsel ve etik olarak tanımlanmış süreçlerden geçmesi, etkili olduğunun kanıtlanması ve meslek topluluğunca kabul edilmesi zorunludur. Cinsel tedavilerde kullanılan bir psikoterapi yönteminin belli bir bozukluk için etkili olduğuna, bilimsel ilkelere uygun bir dizi çalışma yapılarak karar verilir.
Dünyada ve Türkiye´de 1970´lerden beri “Cinsel Terapi” ile vajinismus ve erken boşalma olgularının pek çoğu başarıyla, cinsel isteksizlik, erkeklerin sertleşme bozukluğu ve kadınların uyarılma ve orgazm bozuklukları gibi diğer cinsel işlev bozuklukları da büyük ölçüde tedavi edilmektedir. Cinsel sorunun tipine ve sorunlu çifte göre değişiklikler olmakla birlikte, cinsel tedaviler ortalama olarak 2-4 ay ve 6-10 seans sürer, ama kişiye göre bir iki görüşme ile kısa zamanda düzelen vakalar olabildiği gibi, tedavisinin bir iki yıl sürmesi gereken vakalar da olabilir.
Cinsel sorunları olanlarda uygulanan ve etkili olduğu bilinen cinsel tedaviler aslında özel bir öğrenme biçimidir. Bu öğrenme sürecinde kişiye temel olarak şunlar öğretilir: Genel olarak psikoterapilerde ve özellikle de cinsel tedavilerde kişiye mahrem ve güvenli bir öğrenme ortamı oluşturulur.  Bu ortamda kişi kendi denetimi altında kendisini, kimliğini, bedenini,  ilişkisini keşfetmeye cesaretlendirilir.  Bu keşif ve öğrenim kişinin özelliklerine göre değişen bir süratte ve derece derece olur. Bu nedenle cinsel sorunun ilaçla tedavisi yapılırken de hasta ile hekim arasındaki ilişkinin önemi vardır ve bazen psikoterapi veya cinsel terapinin bir parçası olarak uygulanır. Zira cinsellik salt bedensel bir sorun değildir.
CİNSEL TERAPİSTLERİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? -Cinsel terapist kendi meslek grubunun temel etik kuralları dışında açık görüşlü, cinselliğe olumlu bakan, tarafsız, hoşgörülü ,esnek ,yargılamayan, farklılıklara saygılı, kendi değerlerini yansıtmayan, bilgili, güvenilir biri olmalıdır.
-Terapistler, hastalarına (danışanlarına) yetki ve özelliklerini açıkça ve doğru olarak anlatmalı, hastanın (danışanın) menfaatini korumalıdır.
-Tanı koymadan önce yeterli bir öykü almalı ve gereken tetkikleri yaptırmalıdır. Yeterli öykü olmadan ya da gerekli araştırmaları ihmal ederek tanı koymak da hastanın zarar görmesine yol açtığından etik bir ihlal sayılır.
-Uygulanacak tedavinin seçiminden cinsel terapist sorumlu olmakla birlikte hastayı olası tüm tedavi çeşit ve olanakları konusunda aydınlatmalı ve onun da fikrini almalıdır. Tedaviden önce söz konusu cinsel sorunun yapısı, uygulayacağı tedavinin özellikleri ve kuralları, bu sorun için uygulayacağı tedavinin etkinliği konusunda hastaya bilgi vermelidir. Deneyim ve eğitiminden bağımsız olarak, tedavi sürecinde karşılaşacağı bazı sorunları göremeyebileceğini, bu nedenle uygun bir danışmanı olması gerektiğini bilmelidir.
–Cinsel terapist hasta ile girdiği tedavi ya da danışma ilişkisi sürecinde hastaya ait edindiği tüm bilgileri ve hasta ile mesleki ilişkisini yasal zorunluluk, hastanın ya da bir başkasının hayatına ya da güvenliğine ilişkin açık bir tehlike durumu dışında saklı tutmak zorundadır.
–Cinsel terapide terapist ile hastanın (danışanın) arasında cinsel ilişki veya herhangi bir yakınlığa yer yoktur. Sadece hasta ile değil hastaya yakın duygusal bağı olan kişilerle veya birinci dereceden yakınlarıyla da hiçbir ikili ilişkiye girmemelidir. Hastayla tedavi ilişkisi dışında ticari veya sosyal ya da herhangi bir başka ilişkiye girmemelidir.  
CİNSEL TERAPİNİN TEDAVİ ETTİĞİ CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI NELERDİR? Cinsel terapinin tedavi ettiği cinsel işlev bozuklukları; vajinismus, erken boşalma, sertleşme bozukluğu, disparoni (kadında ağrılı cinsel ilişki) kadın ve erkekte cinsel istek bozukluğu, kadında uyarılma bozukluğu, kadın ve erkekte orgazm bozukluğudur.
Ancak ülkemizde yaşanan cinsel sorunlara göz attığımızda, cinsel eğitimsizlikten kaynaklanan sorunlar, cinsel bilgi eksikliği, cinsel deneyimin yetersiz olması, cinsellikle ilgili yanlış inanışlar, yetiştiriliş biçimi nedeniyle sağlıklı bir bedene ve psikolojik yapıya sahip bireylerde ya da çiftlerde cinsel sorunlar sık görülmektedir. Bu sebeplerle meydana gelmiş olan cinsel sorunlar da birkaç seans danışmalık verilerek tedavi edilebilmektedir.
CİNSEL TERAPİDE NELER YAPILIYOR? Cinsel tedaviler, psikoterapi oturumları muayenehane veya hastanelerde yapılır.
Cinsel terapi bu konuda eğitim almış, deneyimliaile danışmanları,  psikiyatrist ve psikologlar tarafından uygulanır. Cinsel terapiye başvuran kişinin cinsel eşi varsa tedaviye cinsel eşiyle başvurması önerilir. Çünkü bu tedavi başarısını daha da artırmaktadır. Öncelikle her iki partnerle ayrı ayrı görüşülerek cinsel öykü ve cinsel sorun öyküsü alınır. Sorunun alanları belirlendikten sonra tedavi hedefleri çiftle beraber saptanır. Görüşmelerin sıklığı, süresi ve temel ilkeleri belirlenir.
Cinsel bölgelerin anatomisi ve fizyolojisi, cinsel yanıtların işleyişi, yanlış cinsel inanışlar, cinsellik kavramı anlatılır. Daha sonra çeşitli ev ödevleri verilerek cinsel terapi uygulanır.
CİNSEL TERAPİDE NELER YAPILMAZ? İstismara ve oyalamaya açık bir alan olan cinsel sorunların tedavisinde danışan ya da hasta özellikle şu unsurlara dikkat etmelidir. Cinsel tedaviler, psikoterapi oturumları muayenehane veya hastanelerde yapılır. Görüşmelerin sıklığı, süresi ve temel ilkeleri belirlidir. Tedavilerin bilimsel olarak kanıta dayanması gerekir. Tıbbın, psikiyatrinin ve cinsel terapilerin bilimsel standartlarına olduğu kadar etik kurallarına da uygun olmalıdır. Örneğin, cinsel sorunla başvuran bir hastada psikiyatristlerin muayenesi bedensel incelemelerden değil, davranış, düşünce ve duyguların incelendiği görüşmelerden oluşur. Bedensel bir sorunu olduğunu düşündüğü kişiyi ise kadın hastalıkları ve doğum uzmanı veya üroloji uzmanına  yönlendirmelidir. Psikolog veya hangi branştan olursa olsun doktorun yanında ya da mekanında  cinsel ilişki kurulmaz. Bilimsel olarak böyle bir tedavi yöntemi olmadığı gibi, bu durum tıp ahlakına uygun da değildir.
CİNSEL TERAPİLERDE BAŞARI ORANLARI YÜKSEK MİDİR? Cinsel terapide başarı oranı genellikle yüksektir. Kadın cinsel işlev bozuklukları arasında en sık görülen vajinismus tedavi açısından en yüz güldürücü sorundur. Cinsel terapiye en iyi ve en kısa sürede yanıt veren cinsel işlev bozukluğu olduğu da söylenebilir. Disparoni (ağrılı cinsel ilişki) tedavisi vajinismus tedavisine benzer ve cinsel terapi ile başarı oranı oldukça yüksektir. Bedensel nedenlere bağlı kadın uyarılma bozukluklarında nedene yönelik tedavi uygulanır. Örneğin menopoz dönemindeki hormon tedavileri sorunun çözümünde çok önemli bir yer tutar. Ya da herhangi bir ilaç kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan uyarılma bozukluğunda ilacın değiştirilmesi ya da dozunun azaltılması sorunu kolayca çözebilir. Ancak cinsel istek bozukluğu tedavisinde cinsel terapiye yanıt oranı diğer cinsel sorunlara göre daha düşüktür.
CİNSEL TERAPİDE DÜZELEN CİNSEL SORUNLAR NÜKS EDER Mİ? Cinsel sorunlar nedeniyle başvuran hastaya cinsel terapi eğitimi almış deneyimli aile danışmanı, psikiyatrist ve psikologlar tarafından cinsel terapi uygulanmalı ve sorun tam olarak düzeldikten sonra tedavi sona erdirilmelidir. Örneğin erken boşalma sorunu olan bir hastanın cinsel terapisi sona erdiğinde sorunun tekrarlama olasılığı bulunmamaktadır. Ancak tamamlanmamış ya da yarım bırakılmış cinsel terapilerde cinsel sorunlar nüks edebilir. Tekrar terapiye alındığında ise hastada depresyon, motivasyon eksikliği nedeniyle tedavi süresi uzayabilir. Öte yandan örneğin; daha önce sertleşme bozukluğu nedeniyle tedavi edilmiş olan bir hastada ileri yaşlarda şeker hastalığı veya kalp damar hastalığı gibi bedensel hastalıklar nedeniyle tekrar sertleşme bozukluğu gelişebilir.
0 notes
onlinesertifika54 · 3 years
Link
CİNSEL SORUNLAR NASIL TEDAVİ EDİLİR? İnsan davranışı ve cinselliği bedensel, psikolojik, sosyal koşullardan etkilenir. Cinsellik sadece cinsel organlarla sınırlı değildir. Cinsellikle ilgili duygular, düşünceler ve yerleşmiş inançlar vardır. Yerleşmiş inançların çoğu zaman hatalı olabildiği bilinmektedir. Cinsel sorunların ve bozuklukların ortaya çıkışında kişinin bedensel ve psikolojik özellikleri ya da ikili ilişkilerin etkileşimleri etkili olabilir. Doğal olarak cinsel sorunların tedavisi de, oluşumunda rol oynayan etkenlere göre değişebilir. Kişi ile görüşülerek sorunu ortaya çıkaran, yerleşmesine neden olan etkenler birlikte incelenir.  Sorunun tedavisinde etkili olacak ilaç veya psikoterapiler seçilir.
Cinsel sorun tıbbi veya biyolojik bir nedene bağlı ise, tedavisi ilaç veya diğer tıbbi tedaviler olacaktır. Bu durumda tedaviyi, ürologlar, kadın hastalıkları ve doğum uzmanları ya da psikiyatristler yaparlar. Eğer cinsel sorun psikolojik etmenlerle ilişkili ise veya tıbbi bir nedene bağlı olarak gelişmiş olsa bile psikolojik etmenler durumu ağırlaştırmışsa, cinsel terapiler uygulanmalı ya da ilave edilmelidir. Cinsel terapileri ise cinsel terapi konusunda eğitim almış psikiyatristler ve klinik psikologlar yapabilir.  Bütün tedaviler gibi cinsel tedaviler de bilimsel veriye dayalı olmak zorundadır.
Yeni bir tedavi yönteminin uygulama alanına girmesi için bilimsel ve etik olarak tanımlanmış süreçlerden geçmesi, etkili olduğunun kanıtlanması ve meslek topluluğunca kabul edilmesi zorunludur. Cinsel tedavilerde kullanılan bir psikoterapi yönteminin belli bir bozukluk için etkili olduğuna, bilimsel ilkelere uygun bir dizi çalışma yapılarak karar verilir.
Dünyada ve Türkiye´de 1970´lerden beri “Cinsel Terapi” ile vajinismus ve erken boşalma olgularının pek çoğu başarıyla, cinsel isteksizlik, erkeklerin sertleşme bozukluğu ve kadınların uyarılma ve orgazm bozuklukları gibi diğer cinsel işlev bozuklukları da büyük ölçüde tedavi edilmektedir. Cinsel sorunun tipine ve sorunlu çifte göre değişiklikler olmakla birlikte, cinsel tedaviler ortalama olarak 2-4 ay ve 6-10 seans sürer, ama kişiye göre bir iki görüşme ile kısa zamanda düzelen vakalar olabildiği gibi, tedavisinin bir iki yıl sürmesi gereken vakalar da olabilir.
Cinsel sorunları olanlarda uygulanan ve etkili olduğu bilinen cinsel tedaviler aslında özel bir öğrenme biçimidir. Bu öğrenme sürecinde kişiye temel olarak şunlar öğretilir: Genel olarak psikoterapilerde ve özellikle de cinsel tedavilerde kişiye mahrem ve güvenli bir öğrenme ortamı oluşturulur.  Bu ortamda kişi kendi denetimi altında kendisini, kimliğini, bedenini,  ilişkisini keşfetmeye cesaretlendirilir.  Bu keşif ve öğrenim kişinin özelliklerine göre değişen bir süratte ve derece derece olur. Bu nedenle cinsel sorunun ilaçla tedavisi yapılırken de hasta ile hekim arasındaki ilişkinin önemi vardır ve bazen psikoterapi veya cinsel terapinin bir parçası olarak uygulanır. Zira cinsellik salt bedensel bir sorun değildir.
CİNSEL TERAPİSTLERİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? -Cinsel terapist kendi meslek grubunun temel etik kuralları dışında açık görüşlü, cinselliğe olumlu bakan, tarafsız, hoşgörülü ,esnek ,yargılamayan, farklılıklara saygılı, kendi değerlerini yansıtmayan, bilgili, güvenilir biri olmalıdır.
-Terapistler, hastalarına (danışanlarına) yetki ve özelliklerini açıkça ve doğru olarak anlatmalı, hastanın (danışanın) menfaatini korumalıdır.
-Tanı koymadan önce yeterli bir öykü almalı ve gereken tetkikleri yaptırmalıdır. Yeterli öykü olmadan ya da gerekli araştırmaları ihmal ederek tanı koymak da hastanın zarar görmesine yol açtığından etik bir ihlal sayılır.
-Uygulanacak tedavinin seçiminden cinsel terapist sorumlu olmakla birlikte hastayı olası tüm tedavi çeşit ve olanakları konusunda aydınlatmalı ve onun da fikrini almalıdır. Tedaviden önce söz konusu cinsel sorunun yapısı, uygulayacağı tedavinin özellikleri ve kuralları, bu sorun için uygulayacağı tedavinin etkinliği konusunda hastaya bilgi vermelidir. Deneyim ve eğitiminden bağımsız olarak, tedavi sürecinde karşılaşacağı bazı sorunları göremeyebileceğini, bu nedenle uygun bir danışmanı olması gerektiğini bilmelidir.
–Cinsel terapist hasta ile girdiği tedavi ya da danışma ilişkisi sürecinde hastaya ait edindiği tüm bilgileri ve hasta ile mesleki ilişkisini yasal zorunluluk, hastanın ya da bir başkasının hayatına ya da güvenliğine ilişkin açık bir tehlike durumu dışında saklı tutmak zorundadır.
–Cinsel terapide terapist ile hastanın (danışanın) arasında cinsel ilişki veya herhangi bir yakınlığa yer yoktur. Sadece hasta ile değil hastaya yakın duygusal bağı olan kişilerle veya birinci dereceden yakınlarıyla da hiçbir ikili ilişkiye girmemelidir. Hastayla tedavi ilişkisi dışında ticari veya sosyal ya da herhangi bir başka ilişkiye girmemelidir.  
CİNSEL TERAPİNİN TEDAVİ ETTİĞİ CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI NELERDİR? Cinsel terapinin tedavi ettiği cinsel işlev bozuklukları; vajinismus, erken boşalma, sertleşme bozukluğu, disparoni (kadında ağrılı cinsel ilişki) kadın ve erkekte cinsel istek bozukluğu, kadında uyarılma bozukluğu, kadın ve erkekte orgazm bozukluğudur.
Ancak ülkemizde yaşanan cinsel sorunlara göz attığımızda, cinsel eğitimsizlikten kaynaklanan sorunlar, cinsel bilgi eksikliği, cinsel deneyimin yetersiz olması, cinsellikle ilgili yanlış inanışlar, yetiştiriliş biçimi nedeniyle sağlıklı bir bedene ve psikolojik yapıya sahip bireylerde ya da çiftlerde cinsel sorunlar sık görülmektedir. Bu sebeplerle meydana gelmiş olan cinsel sorunlar da birkaç seans danışmalık verilerek tedavi edilebilmektedir.
CİNSEL TERAPİDE NELER YAPILIYOR? Cinsel tedaviler, psikoterapi oturumları muayenehane veya hastanelerde yapılır.
Cinsel terapi bu konuda eğitim almış, deneyimliaile danışmanları,  psikiyatrist ve psikologlar tarafından uygulanır. Cinsel terapiye başvuran kişinin cinsel eşi varsa tedaviye cinsel eşiyle başvurması önerilir. Çünkü bu tedavi başarısını daha da artırmaktadır. Öncelikle her iki partnerle ayrı ayrı görüşülerek cinsel öykü ve cinsel sorun öyküsü alınır. Sorunun alanları belirlendikten sonra tedavi hedefleri çiftle beraber saptanır. Görüşmelerin sıklığı, süresi ve temel ilkeleri belirlenir.
Cinsel bölgelerin anatomisi ve fizyolojisi, cinsel yanıtların işleyişi, yanlış cinsel inanışlar, cinsellik kavramı anlatılır. Daha sonra çeşitli ev ödevleri verilerek cinsel terapi uygulanır.
CİNSEL TERAPİDE NELER YAPILMAZ? İstismara ve oyalamaya açık bir alan olan cinsel sorunların tedavisinde danışan ya da hasta özellikle şu unsurlara dikkat etmelidir. Cinsel tedaviler, psikoterapi oturumları muayenehane veya hastanelerde yapılır. Görüşmelerin sıklığı, süresi ve temel ilkeleri belirlidir. Tedavilerin bilimsel olarak kanıta dayanması gerekir. Tıbbın, psikiyatrinin ve cinsel terapilerin bilimsel standartlarına olduğu kadar etik kurallarına da uygun olmalıdır. Örneğin, cinsel sorunla başvuran bir hastada psikiyatristlerin muayenesi bedensel incelemelerden değil, davranış, düşünce ve duyguların incelendiği görüşmelerden oluşur. Bedensel bir sorunu olduğunu düşündüğü kişiyi ise kadın hastalıkları ve doğum uzmanı veya üroloji uzmanına  yönlendirmelidir. Psikolog veya hangi branştan olursa olsun doktorun yanında ya da mekanında  cinsel ilişki kurulmaz. Bilimsel olarak böyle bir tedavi yöntemi olmadığı gibi, bu durum tıp ahlakına uygun da değildir.
CİNSEL TERAPİLERDE BAŞARI ORANLARI YÜKSEK MİDİR? Cinsel terapide başarı oranı genellikle yüksektir. Kadın cinsel işlev bozuklukları arasında en sık görülen vajinismus tedavi açısından en yüz güldürücü sorundur. Cinsel terapiye en iyi ve en kısa sürede yanıt veren cinsel işlev bozukluğu olduğu da söylenebilir. Disparoni (ağrılı cinsel ilişki) tedavisi vajinismus tedavisine benzer ve cinsel terapi ile başarı oranı oldukça yüksektir. Bedensel nedenlere bağlı kadın uyarılma bozukluklarında nedene yönelik tedavi uygulanır. Örneğin menopoz dönemindeki hormon tedavileri sorunun çözümünde çok önemli bir yer tutar. Ya da herhangi bir ilaç kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan uyarılma bozukluğunda ilacın değiştirilmesi ya da dozunun azaltılması sorunu kolayca çözebilir. Ancak cinsel istek bozukluğu tedavisinde cinsel terapiye yanıt oranı diğer cinsel sorunlara göre daha düşüktür.
CİNSEL TERAPİDE DÜZELEN CİNSEL SORUNLAR NÜKS EDER Mİ? Cinsel sorunlar nedeniyle başvuran hastaya cinsel terapi eğitimi almış deneyimli aile danışmanı, psikiyatrist ve psikologlar tarafından cinsel terapi uygulanmalı ve sorun tam olarak düzeldikten sonra tedavi sona erdirilmelidir. Örneğin erken boşalma sorunu olan bir hastanın cinsel terapisi sona erdiğinde sorunun tekrarlama olasılığı bulunmamaktadır. Ancak tamamlanmamış ya da yarım bırakılmış cinsel terapilerde cinsel sorunlar nüks edebilir. Tekrar terapiye alındığında ise hastada depresyon, motivasyon eksikliği nedeniyle tedavi süresi uzayabilir. Öte yandan örneğin; daha önce sertleşme bozukluğu nedeniyle tedavi edilmiş olan bir hastada ileri yaşlarda şeker hastalığı veya kalp damar hastalığı gibi bedensel hastalıklar nedeniyle tekrar sertleşme bozukluğu gelişebilir.
0 notes
islamievlilikfan · 3 years
Text
İstanbul Sözleşmesi'nin Uygulanmayan Hususları
New Post has been published on https://www.islamievlilik.net/istanbul-sozlesmesinin-uygulanmayan-hususlari/
İstanbul Sözleşmesi'nin Uygulanmayan Hususları
Tumblr media
Es-Selamü Aleyküm, sevgili okurlar,
Dün bayram gibi bir gün oldu. Devletimiz Türkiye Cumhuriyeti, İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi.
Bu sözleşme ile ilgili bir çok mecrada yorumlar yapıldı. Bu yorumlardan bazıları güzelleme şeklinde, bazıları ise kötüledi.
Bu sözleşmeye imza atan bazı ülkeler kanunlarına yansıtmadı. Bazıları tam olarak uyguladı. Bazıları da bizim gibi kısmen uyguladı.
İstanbul Sözleşmesi, ilk önce kadını koruma esasları diye gösterildi.
Bir kadın, bir erkek tarafından kendini mağdur edildiğini söyleyince, delil aranmadan mahkeme hapis cezası veriyordu. Çünkü böyle karar vermeyen hakimi tehdit eden unsurlar vardı. Hakim ise üst mahkeme çözmesi için böyle karar vererek, tehditten sıyrılıyordu.
Aile içinde olan olumsuz olaylarda evin babası şikayet edilirse altı ay evden uzaklaştırma cezası alıyordu. Aile içinde çözülebilir sorunların, kadını dahi pişman eden, böyle ağır sonuçları oluyordu.
Zina etmek isteyen evli bir kadın dahi, devlet eliyle, kocasının evden uzaklaştırmasını sağlayabilir bir hal almıştı.
18 yaş altı evliliklerde, gönül rızası olsa bile cinsel istismar sayılıyor. Zavallı kadının kocası tecavüz suçundan hapis yatıyordu.
Bu örnekler yaşanmış olaylardan bazıları.
Yani kadını korumak için erkekleri şeytanlaştırdılar. Babayı evde yabancı bir figür olarak göstermeye çalıştılar. Sonuçta aile yapısı zarar görmüştü.
Kimse yanlış anlamasın. Elbette ki kadına karşı şiddete karşıyız, fakat çözümü İstanbul Sözleşmesi değildir.
Şiddet, hakaret, tehdit, darp zaten kanununlarda suç. Cezası var. Bu suçlar sadece kadına karşı yapılıyor gibi basın yayın da haber yapıp duruyor. Sanki erkekler canı sıkıldıkça dövecek kadın arıyor.
Gelelim İstanbul Sözleşmesi’nin gösterilmeyen ve Türkiye’de uygulanmayan esaslarına…
Devlet tarafından vatandaşlarda altı cinsiyet tanınacaktı. Onlara haklar verilecekti.
Bu cinsiyetler: Kadın, erkek, lezbiyen, eşcinsel, biseksüel, transseksüel.
İnsan yaradılışına tamamen ters.
Aile kurumu, yasal tanım olarak, bir kadın, bir erkekt ve çocuk(kar)dan oluşur.
İstanbul Sözleşmesi bu alanda uygulansaydı, erkek erkeğe ve kadın kadına evlilikler de yasal olacaktı. Hatta evlilik dışı dogum yapan bir kadın da çocuğu ile beraber aile sayılacaktı.
Uygulanmayan bir husus da eğitim alanında.
İlkokul birinci sınıftan itibaren, cinsel eğitim verilmeye başlayacaktı.
Kadın organı, erkek organı ile başlayacaktı. Sınıf ilerledikçe, kız erkek arkadaşlığı, cinsel ilişki, cinsel kimlik tanımlamaları ve cinsiyet değiştirme gibi, yaradılış ve ahlak dışına taşan konular genç beyinleri zehirleyecekti.
Allah’a şükür bu yanlıştan dönüldü.
Şimdi elimizde kalan bir sorun nasıl çözülür?
Kadına karşı şiddet.
Bu konuda ki çözüm önerilerimizi anlattığımız su makaleye bakınız.
Erkekleri Şeytanlaştırmak
Hayır dualarınızı esirgemeyin
Mustafa Erol
islamievlilik.net
0 notes
aybeyaz-akademi-54 · 3 years
Photo
Tumblr media
CİNSEL SORUNLAR NASIL TEDAVİ EDİLİR? İnsan davranışı ve cinselliği bedensel, psikolojik, sosyal koşullardan etkilenir. Cinsellik sadece cinsel organlarla sınırlı değildir. Cinsellikle ilgili duygular, düşünceler ve yerleşmiş inançlar vardır. Yerleşmiş inançların çoğu zaman hatalı olabildiği bilinmektedir. Cinsel sorunların ve bozuklukların ortaya çıkışında kişinin bedensel ve psikolojik özellikleri ya da ikili ilişkilerin etkileşimleri etkili olabilir. Doğal olarak cinsel sorunların tedavisi de, oluşumunda rol oynayan etkenlere göre değişebilir. Kişi ile görüşülerek sorunu ortaya çıkaran, yerleşmesine neden olan etkenler birlikte incelenir.  Sorunun tedavisinde etkili olacak ilaç veya psikoterapiler seçilir.
Cinsel sorun tıbbi veya biyolojik bir nedene bağlı ise, tedavisi ilaç veya diğer tıbbi tedaviler olacaktır. Bu durumda tedaviyi, ürologlar, kadın hastalıkları ve doğum uzmanları ya da psikiyatristler yaparlar. Eğer cinsel sorun psikolojik etmenlerle ilişkili ise veya tıbbi bir nedene bağlı olarak gelişmiş olsa bile psikolojik etmenler durumu ağırlaştırmışsa, cinsel terapiler uygulanmalı ya da ilave edilmelidir. Cinsel terapileri ise cinsel terapi konusunda eğitim almış psikiyatristler ve klinik psikologlar yapabilir.  Bütün tedaviler gibi cinsel tedaviler de bilimsel veriye dayalı olmak zorundadır.
Yeni bir tedavi yönteminin uygulama alanına girmesi için bilimsel ve etik olarak tanımlanmış süreçlerden geçmesi, etkili olduğunun kanıtlanması ve meslek topluluğunca kabul edilmesi zorunludur. Cinsel tedavilerde kullanılan bir psikoterapi yönteminin belli bir bozukluk için etkili olduğuna, bilimsel ilkelere uygun bir dizi çalışma yapılarak karar verilir.
Dünyada ve Türkiye´de 1970´lerden beri “Cinsel Terapi” ile vajinismus ve erken boşalma olgularının pek çoğu başarıyla, cinsel isteksizlik, erkeklerin sertleşme bozukluğu ve kadınların uyarılma ve orgazm bozuklukları gibi diğer cinsel işlev bozuklukları da büyük ölçüde tedavi edilmektedir. Cinsel sorunun tipine ve sorunlu çifte göre değişiklikler olmakla birlikte, cinsel tedaviler ortalama olarak 2-4 ay ve 6-10 seans sürer, ama kişiye göre bir iki görüşme ile kısa zamanda düzelen vakalar olabildiği gibi, tedavisinin bir iki yıl sürmesi gereken vakalar da olabilir.
Cinsel sorunları olanlarda uygulanan ve etkili olduğu bilinen cinsel tedaviler aslında özel bir öğrenme biçimidir. Bu öğrenme sürecinde kişiye temel olarak şunlar öğretilir: Genel olarak psikoterapilerde ve özellikle de cinsel tedavilerde kişiye mahrem ve güvenli bir öğrenme ortamı oluşturulur.  Bu ortamda kişi kendi denetimi altında kendisini, kimliğini, bedenini,  ilişkisini keşfetmeye cesaretlendirilir.  Bu keşif ve öğrenim kişinin özelliklerine göre değişen bir süratte ve derece derece olur. Bu nedenle cinsel sorunun ilaçla tedavisi yapılırken de hasta ile hekim arasındaki ilişkinin önemi vardır ve bazen psikoterapi veya cinsel terapinin bir parçası olarak uygulanır. Zira cinsellik salt bedensel bir sorun değildir.
CİNSEL TERAPİSTLERİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? -Cinsel terapist kendi meslek grubunun temel etik kuralları dışında açık görüşlü, cinselliğe olumlu bakan, tarafsız, hoşgörülü ,esnek ,yargılamayan, farklılıklara saygılı, kendi değerlerini yansıtmayan, bilgili, güvenilir biri olmalıdır.
-Terapistler, hastalarına (danışanlarına) yetki ve özelliklerini açıkça ve doğru olarak anlatmalı, hastanın (danışanın) menfaatini korumalıdır.
-Tanı koymadan önce yeterli bir öykü almalı ve gereken tetkikleri yaptırmalıdır. Yeterli öykü olmadan ya da gerekli araştırmaları ihmal ederek tanı koymak da hastanın zarar görmesine yol açtığından etik bir ihlal sayılır.
-Uygulanacak tedavinin seçiminden cinsel terapist sorumlu olmakla birlikte hastayı olası tüm tedavi çeşit ve olanakları konusunda aydınlatmalı ve onun da fikrini almalıdır. Tedaviden önce söz konusu cinsel sorunun yapısı, uygulayacağı tedavinin özellikleri ve kuralları, bu sorun için uygulayacağı tedavinin etkinliği konusunda hastaya bilgi vermelidir. Deneyim ve eğitiminden bağımsız olarak, tedavi sürecinde karşılaşacağı bazı sorunları göremeyebileceğini, bu nedenle uygun bir danışmanı olması gerektiğini bilmelidir.
–Cinsel terapist hasta ile girdiği tedavi ya da danışma ilişkisi sürecinde hastaya ait edindiği tüm bilgileri ve hasta ile mesleki ilişkisini yasal zorunluluk, hastanın ya da bir başkasının hayatına ya da güvenliğine ilişkin açık bir tehlike durumu dışında saklı tutmak zorundadır.
–Cinsel terapide terapist ile hastanın (danışanın) arasında cinsel ilişki veya herhangi bir yakınlığa yer yoktur. Sadece hasta ile değil hastaya yakın duygusal bağı olan kişilerle veya birinci dereceden yakınlarıyla da hiçbir ikili ilişkiye girmemelidir. Hastayla tedavi ilişkisi dışında ticari veya sosyal ya da herhangi bir başka ilişkiye girmemelidir.  
CİNSEL TERAPİNİN TEDAVİ ETTİĞİ CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI NELERDİR? Cinsel terapinin tedavi ettiği cinsel işlev bozuklukları; vajinismus, erken boşalma, sertleşme bozukluğu, disparoni (kadında ağrılı cinsel ilişki) kadın ve erkekte cinsel istek bozukluğu, kadında uyarılma bozukluğu, kadın ve erkekte orgazm bozukluğudur.
Ancak ülkemizde yaşanan cinsel sorunlara göz attığımızda, cinsel eğitimsizlikten kaynaklanan sorunlar, cinsel bilgi eksikliği, cinsel deneyimin yetersiz olması, cinsellikle ilgili yanlış inanışlar, yetiştiriliş biçimi nedeniyle sağlıklı bir bedene ve psikolojik yapıya sahip bireylerde ya da çiftlerde cinsel sorunlar sık görülmektedir. Bu sebeplerle meydana gelmiş olan cinsel sorunlar da birkaç seans danışmalık verilerek tedavi edilebilmektedir.
CİNSEL TERAPİDE NELER YAPILIYOR? Cinsel tedaviler, psikoterapi oturumları muayenehane veya hastanelerde yapılır.
Cinsel terapi bu konuda eğitim almış, deneyimliaile danışmanları,  psikiyatrist ve psikologlar tarafından uygulanır. Cinsel terapiye başvuran kişinin cinsel eşi varsa tedaviye cinsel eşiyle başvurması önerilir. Çünkü bu tedavi başarısını daha da artırmaktadır. Öncelikle her iki partnerle ayrı ayrı görüşülerek cinsel öykü ve cinsel sorun öyküsü alınır. Sorunun alanları belirlendikten sonra tedavi hedefleri çiftle beraber saptanır. Görüşmelerin sıklığı, süresi ve temel ilkeleri belirlenir.
Cinsel bölgelerin anatomisi ve fizyolojisi, cinsel yanıtların işleyişi, yanlış cinsel inanışlar, cinsellik kavramı anlatılır. Daha sonra çeşitli ev ödevleri verilerek cinsel terapi uygulanır.
CİNSEL TERAPİDE NELER YAPILMAZ? İstismara ve oyalamaya açık bir alan olan cinsel sorunların tedavisinde danışan ya da hasta özellikle şu unsurlara dikkat etmelidir. Cinsel tedaviler, psikoterapi oturumları muayenehane veya hastanelerde yapılır. Görüşmelerin sıklığı, süresi ve temel ilkeleri belirlidir. Tedavilerin bilimsel olarak kanıta dayanması gerekir. Tıbbın, psikiyatrinin ve cinsel terapilerin bilimsel standartlarına olduğu kadar etik kurallarına da uygun olmalıdır. Örneğin, cinsel sorunla başvuran bir hastada psikiyatristlerin muayenesi bedensel incelemelerden değil, davranış, düşünce ve duyguların incelendiği görüşmelerden oluşur. Bedensel bir sorunu olduğunu düşündüğü kişiyi ise kadın hastalıkları ve doğum uzmanı veya üroloji uzmanına  yönlendirmelidir. Psikolog veya hangi branştan olursa olsun doktorun yanında ya da mekanında  cinsel ilişki kurulmaz. Bilimsel olarak böyle bir tedavi yöntemi olmadığı gibi, bu durum tıp ahlakına uygun da değildir.
CİNSEL TERAPİLERDE BAŞARI ORANLARI YÜKSEK MİDİR? Cinsel terapide başarı oranı genellikle yüksektir. Kadın cinsel işlev bozuklukları arasında en sık görülen vajinismus tedavi açısından en yüz güldürücü sorundur. Cinsel terapiye en iyi ve en kısa sürede yanıt veren cinsel işlev bozukluğu olduğu da söylenebilir. Disparoni (ağrılı cinsel ilişki) tedavisi vajinismus tedavisine benzer ve cinsel terapi ile başarı oranı oldukça yüksektir. Bedensel nedenlere bağlı kadın uyarılma bozukluklarında nedene yönelik tedavi uygulanır. Örneğin menopoz dönemindeki hormon tedavileri sorunun çözümünde çok önemli bir yer tutar. Ya da herhangi bir ilaç kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan uyarılma bozukluğunda ilacın değiştirilmesi ya da dozunun azaltılması sorunu kolayca çözebilir. Ancak cinsel istek bozukluğu tedavisinde cinsel terapiye yanıt oranı diğer cinsel sorunlara göre daha düşüktür.
CİNSEL TERAPİDE DÜZELEN CİNSEL SORUNLAR NÜKS EDER Mİ? Cinsel sorunlar nedeniyle başvuran hastaya cinsel terapi eğitimi almış deneyimli aile danışmanı, psikiyatrist ve psikologlar tarafından cinsel terapi uygulanmalı ve sorun tam olarak düzeldikten sonra tedavi sona erdirilmelidir. Örneğin erken boşalma sorunu olan bir hastanın cinsel terapisi sona erdiğinde sorunun tekrarlama olasılığı bulunmamaktadır. Ancak tamamlanmamış ya da yarım bırakılmış cinsel terapilerde cinsel sorunlar nüks edebilir. Tekrar terapiye alındığında ise hastada depresyon, motivasyon eksikliği nedeniyle tedavi süresi uzayabilir. Öte yandan örneğin; daha önce sertleşme bozukluğu nedeniyle tedavi edilmiş olan bir hastada ileri yaşlarda şeker hastalığı veya kalp damar hastalığı gibi bedensel hastalıklar nedeniyle tekrar sertleşme bozukluğu gelişebilir.
0 notes
kocaalihaber · 4 years
Text
0 notes
uzaykekosu · 6 years
Text
ben yaptım baak sorun diye o kadar zaman harcadım
1. Ne olmak istiyorsun, neden? 2. İlk bakışta dikkat ettiğin şey nedir? 3. Senin aldatma tanımın nedir? 4. Hayat felsefen nedir? 5. Kahve mi çay mı? 6. Gelecekte yaşamak istediğin bir yer var mı? 7. Nereleri görmek istiyorsun? 8. sevgilin var mı? 9. Yaşamak istediğin şehir? 10. Karadeniz mi; Akdeniz mi? 11. saat mi bileklik mi? 12. En sevdiğin yemek? 13. Mesafe ilişkisi yaşadın mı? Yaşar mısın? 14. Kaç sevgilin oldu şu ana kadar? 15. Ayakkabı numaran kaç? 16. Bir erkekte  sevmediğin özellikler neler? 17. Gözlerin hangi renk? 18. Evlendiğinde eşinin en yakın arkadaşın ile arkadaş olduğunu öğrenseydin tepkin ne olurdu? 19. Hangi mevsimi seversin? 20. Hiç topluluk önünde azar işittin mi? 21. Soğuk hava mı sıcak hava mı? 22. Uğurlu sayılara inanır mısın? 23. Hiç birinin omzunda ya da dizinde yattın mı? 24. Yabancı dil biliyor musun? Bilmiyorsan, hangi dili öğrenmek isterdin? 25. Spor mu seversin resmi mi? 26. Sevdiğin kişi ile neler yapmayı istersin?Hayallerin neler? 27. Hiç sarhoş oldun mu? 28. Geceleri kaçta yatarsın? 29. En sevdiğin koku? 30. İsmini değiştirsen ne olmasını isterdin? 31. Müslüman olmayan Türk olmaz mı yoksa Türk hangi dinde olursa olsun Türk müdür? 32. Kendini 3 kelimeyle nasıl anlatırsın? 33. Sence bir şeyler başarabilmiş insanlarda ego normal midir? 34. Kendinde sevmediğin huylar? 35. Biriyle hiç öpüştün? 36. Aynaya sık sık bakar mısın? 37. Ailenle aran nasıl? 38. Geleceğe mi gitmek isterdin yoksa geçmişe mi dönmek istersin? 39. Yağmur mu? Kar mı? 40. Ne tür kitaplar seversin? 41. Aldattın mı? 42. İnsan anlık zevke mi kapılmalı yoksa her şeyin bir zamanı var mı diyorsun? 43. Aldatıldın mı? 44. Şuanda tam olarak ne giyiyorsun? 45. Vücutta yeni bir organ yaratabiliyor olsan ne yaratırdın? 46. Karşı cinste baktığın yerler neresi? 47. Teknoloji ile ne kadar haşır neşirsin 48. Güzel/yakışıklı ortalama zeka mı yoksa orta güzel/yakışıklı yüksek zekalı birisi mi? 49. Ne sıklıkla müzik dinlersin? 50. Matematik sever misin? 51. Kot pantolon mu yoksa tayt pantolon mu? 52. Hiç seni asla kaybetmek istemediğini söyleyen biri oldu mu? 53. Hiç bir erkek için ağladın mı? 54. Bir kişiye sadık mısın? 55. Cinsel ilişkiye bakış açın nasıl ? 56. Nasıl bir evde yaşamak isterdin ? 57. Rüyanda seks yaptığını kaç kez gördün ? 58. Üç dilek hakkı sunsalar dilekler ne olurdu ? 59. Eti mi ? Ülker mi ? 60. En sevdiğin hayvan ? 61. Spor salonuna gittin mi ? 62. Kaslı vücut mu ? Sade vücut mu ? 63. Gündüz mü ? Gece mi ? 64. Örnek aldığın kişiler ? 65. Hiç intihar etmeyi düşündün mü? 66. En çok neye değer verirsin? 67. Şu anda tüm dünya seni dinliyor olsaydı ne derdin? 68. En sevdiğin 5 müzik grubu? 69. Hoşlandığın biri var mı? 70. Yeteneğin var mı? 71. En nefret ettiğin davranış nedir? 72. Dar pantolon mu bol pantolon mu? 73. İlk adımı sen mi atarsın yoksa başkalarından mı beklersin? 74. Hiç aşık oldun mu yoksa sadece hoşlantı mıydı? 75. .Sarılmak mı öpüşmek mi? 76. Yanında kimin olmasını ve onunla ne yapmak isterdin? 77.  İlk içki içtiğin gün? 78.  Dün gece yatağa gitmeden önce ki son düşüncen neydi? 79.  Neden seni seven ilk kişiyle şuan birlikte değilsin? 80.   Ailenin evinden taşınmak ister misin? 81.  Beyaz çikolata mı? Bitter çikolata mı? Sütlü çikolata mı? 82.  Kapın açık mı? Yoksa kapalı mı uyursun? 83.  Bir süper gücün olsaydı bu ne olurdu? 84. Gelecek hayallerini biçimlendirdin mi? Biraz anlatır mısın? 85. Hiç prezervatif gördün mü? 86. Nasıl bir ev isterdin? 87. En sevdiğin liderler kimler? 88. Kaç çocuk isterdin veya hiç istemez miydin? 89. En sevdiğin moda markası hangisi? 90. Çocuğunu annenle babanın seni yetiştirdiği gibi yetiştirmek ister misin?
2 notes · View notes
cs31cs-blog · 8 years
Text
Her 10 kadından 1'inde bu problem görülüyor
Ülkemizdeki en büyük cinsel rahatsızlıkların başında gelen vajinismus, Türkiye’de 10 kadından 1’inde görülüyor. Cinselliğin bir tabu olması, cinsel eğitim verilmemesi, kulaktan dolma yanlış bilgiler, fiziksel sorunlar gibi çok sayıda sebep yüzünden ortaya çıkan vajinismus rahatsızlığı, çiftlerin evliliklerini bile tehlikeye sokabiliyor. Vajinismus; kadının, eşi ya da cinsel partneriyle ilişkide bulunmak istemesine rağmen, elinde olmayan sebepler yüzünden ağrı ve acı endişesiyle ‘aşk kasları’ adı verilen pelvik taban kaslarını kasarak ilişkiye engel olması ile oluşan, psikolojik kökenli bir cinsel işlev bozukluğudur. Kadın cinsel ilişki sırasında acı endişesi yüzünden kendisini koruma çabasıyla pelvik taban kaslarını orada bir duvar varmışçasına kasarak ilişkiye engel olur. Vajinismus rahatsızlığının birçok doğal sebebi olduğuna, fakat altta yatan psikolojik sebeplerden en kötüsünün taciz ya da tecavüze maruz kalma olduğuna işaret eden Medical Park Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Özge Öztürk, şu bilgileri verdi: KAS KASILMALARI SIRTA VURUYOR Ülkemizde vajinismus görülme oranı 10 da 1’dir. Cinsel ilişki sırasında refleks şekilde gerçekleşen kas kasılmaları, vajina haricinde kalça, bel, karın, sırt ve hatta ayak parmaklarına kadar yaygın bir şekilde görülebilir. Tüm bu kasılmaların sebebi vücudun kendisini koruma içgüdüsüne bağlıdır. Bilinçdışında geçmişten gelen cinsel ilişki ile ilgili yerleşmiş bazı negatif düşünceler yüzünden kadın, ilişki sırasında eşine izin veremeyebilir. EVLİLİĞİ BİTİREBİLİYOR Sevginin, aşkın bir ifadesi olan cinsel yaşamın bu şekilde sekteye uğraması, erkekte reddedilme duygusuyla öfkeye kızgınlığa ve eşinden uzaklaşmaya yol açabilirken, kadında utanç ve suçluluk duygusuna neden olabilir. Sonuçta da çiftin ilişkisi günden güne bozulabilir. Ancak çok özel bir konu olan bu meseleyi çiftler utanç, suçluluk, yenilgi, öfke, kırgınlık duygularıyla kimseyle paylaşamamakta, ailelerin ve çevrelerin çocuk konusunda baskı yapmaları sebebiyle bir jinekoloğa başvurmaktadırlar. Ülkemizde cinsel terapi ile uğraşan jinekolog sayısı az olduğu için birçok başvuru hüsranla sonuçlanmakta, çiftlerin başarıya olan inancı gün geçtikçe azalmakta ve çözümlenebilir bir sorun olan vajinismus, içinden çıkılamayacak derecede büyümekte ve evliliklerin bitmesiyle sonuçlanabilmektedir. MASUMİYETİ KAYBETME KORKUSU ETKİLİ OLUYOR Vajinismusun sebepleri, psikolojik ve nadiren de fiziksel olmak üzere ikiye ayrılabilir. Nadir fiziksel sebepler arasında vajinal ve vulvar enfeksiyonlar, yumurtalık kistleri, pelvik inflamatuar hastalıklar, endometriosis, sistit gibi hastalıklar sayılabilir. Vajinismusun en sık görülen sebepleri ise psikolojik sebeplerdir. Kızlık zarının kutsal olması ve çocukluk çağından itibaren kızlık zarını korumaya yönelik verilen eğitimler, söylemler, davranışlar, bazı kadınlarda masumiyeti kaybetmek istememe nedeniyle vajinismus gelişmesine sebep olur. Cinselliğin bir tabu olması, cinsel eğitim verilmemesi, kulaktan dolma yanlış cinsel bilgiler de vajinismus gelişmesinde hayli önemli nedenlerdir. Ülkemizde genç kızların çoğu kızlık zarının patlayacağı, çok fazla acı çekeceği, çok fazla kanama olacağı, cinselliğin sadece erkekler için olduğu, cinsel haz duymanın ayıp, yasak, günah olduğu gibi yanlış bilgilere sahiptir. Bu yanlış bilgilere ilk geceyi başarı ile atlatıp kendini ispatlama isteği de eşlik etmektedir. EN ACI SEBEPLERİ TACİZ VE TECAVÜZ Eşini sevmeme, zorla evlendirilme, ilişki ve evlilik problemleri, eşe karşı duyulan öfke, gebelik korkusu, kontrolü kaybetme korkusu gibi nedenler de vajinismus nedenleri arasında sayılabilecek nedenlerdir. Vajinismusun altta yatan sebeplerinden en acıları ise taciz ya da tecavüze maruz kalmadır. Bilinçdışına itilen bu travma, ileride vajinismus başta olmak üzere birçok psikolojik sorunlara neden olur. MUAYENEDE AĞRI VEREN BİR İŞLEM YOK Bu kadar derin sebepleri olmasına rağmen vajinismusun tedavisi yüz güldürücüdür. Vajinismus, kesinlikle tamamen çözümlenebilen bir sorundur. Böyle bir sıkıntıyla karşılaşan kadının öncelikle jinekolojik muayeneden geçmesi ve sonra da bir cinsel terapist tarafından terapiye alınması gerekmektedir. Vajinismusta herhangi anatomik bir bozukluğun olup olmadığını anlamak ve vajinismusu derecelendirmek için jinekolojik muayene yapılır. Ancak jinekolojik muayene esnasında vajina içerisine herhangi muayene aleti veya parmak sokulmamakta, sadece dokunarak gözlem yapılmaktadır. Sanıldığı gibi ağrılı ya da acılı bir işlem değildir. ÇİFTLERLE AYRI GÖRÜŞMELER YAPILIYOR Vajinismus tanısı konulduktan sonra, geçen süreye ve altta yatan travmanın ağırlığına bağlı olarak kişiye göre değişen sürelerde tedavi uygulanır. Tedaviye jinekolojik muayene ile başlanır. Daha sonra cinsel terapist tarafından her iki eşle de ayrı görüşmeler yapılarak vajinismusun altta yatan sebebi araştırılır. Görsel ve yazılı materyaller kullanılarak geniş çaplı bir cinsel eğitim verilir ve cinsellikle ilgili yanlış bilgiler ve tabular yıkılarak cinselliğin kadın için de bir hak olduğu vurgusu yapılır. Eğer eşler arasında vajinismus sebebiyle bir iletişim bozukluğu, birbirinden soğuma, öfke, suçluluk varsa; çiftler arasındaki duygusal uyumun yeniden yakalanılması, karşılıklı anlayış sevgi saygı ve hoşgörünün hakim olduğu bir ilişkinin tekrar kurulması için çalışmalar yapılır. SON AŞAMADA EV ÖDEVLERİ VERİLİYOR Tedavinin son aşaması yaygınlıkla ev ödevleri olarak bilinen ancak bizim aşk oyunları diye tabir ettiğimiz egzersizlerden oluşur. Aşk oyunlarına gelene kadar cinsel algı değişmiş olduğu için bu aşama çok kolay ve hızlı bir şekilde ilerler ve mutlu sona ulaşılır. Vajinismus tedavisinde bazen hasta tarafından kızlık zarı aldırma operasyonları da talep edilir. Ancak tedavi olduğu zannedilen bu yöntemin hiçbir yararı olmadığı gibi, işlemden sonra yineleyen olumsuz ilişki denemeleri, çiftin umudunu yitirmesine ve tedaviye olan inancın bitmesine neden olmaktadır. Vajinismus, psikolojik dinamikleri olan bir rahatsızlıktır. Operasyonlar ya da medikal tedaviler bir işe yaramamaktadır. Tek seanslık tedavilerden sonra ise vajinismus şekil değiştirmekte, disparoni (ağrılı cinsel ilişki) veya orgazm olamama ya da cinsel isteksizlik gelişmektedir. Vajinismus, tek seansta çözülmemesi gereken, temelinde çiftte yeniden bilişsel yapılandırma ile mutlu bir cinsel yaşam kurulmasını gerektiren bir rahatsızlıktır.
0 notes
fenrees · 4 years
Text
Pride Ayı: Gay Olmak Sorun Mu, Bir Sağlık Sorunu Mu? Gerçek Cevaplarla!
Eşcinsel olmak veya gay olmak, lezbiyen olmak. Gay olan insan sayısının lezbiyen olan insan sayısına göre çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Tüm dünyada insanlar son 100 yıl içerisinde farklı cinsel yönelimlere karşı daha fazla saygı duymaya başladılar. Gelişmiş toplumlar gay bireyleri farklı görmemeye başlarken, birçok gay bireyin bugün yine de kimliğini gizlemek zorunda kaldığı biliniyor.
Bundan çok uzun yıllar önce Dünya Sağlık Örgütü eşcinsel olmayı sağlık sorunu olarak görmemeye başladı ve özür diledi. Eşcinsel olmanın bir dönemler sağlık sorunu olarak görülüyor olmasının ardında özellikle insanların bilinçsiz olması, bilimsel araştırmaların olmaması ve daha birçok farklı diktatörün baskısı olduğu düşünülüyordu.
Türkiye’de bugün nüfusun bir kısmını oluşturan LGBT bireylerin sayısı hızla artarken, bunun artmasının sebebi Netflix dizileri veya farklı konular değil. Eşcinsel olmak, gerçekten eşcinsel olmak sadece doğuştan olabilecek bir durum. Bu konuda herhangi bir araştırmaya bile aslında gerek yok. Çünkü sonuç olarak herkes Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nde de yazdığı gibi uluslararası olarak din, dil, ırk ve cinsel özgürlüğe sahip durumda. Eğer ki bir bireyin eşcinsel olmasına size herhangi bir görünür zarar vermediği halde karşı çıkıyorsanız sorunu kendinizde aramaya çalışmanız öneriliyor.
Dünya nüfusunun %15 kadarı LGBT bireylerden oluşmaktadır.*2
Peki Dizi İzleyerek Eşcinsel Olunur Mu?
Hayır. Dizi izleyerek veya film izleyerek, veya eşcinsel arkadaşlar edinerek herhangi bir kişinin eşcinsel olması ve bir erkekten hoşlanması mümkün değil. Aynı zamanda biseksüel olması, lezbiyen olması veya farklı cinsel yönelimlere sahip olması asla mümkün değil.
Gay bireyler ile ilgili akılda olan bazı soru işaretlerine açık bir şekilde yanıt verecek olursak bu soruların yanıtı aslında daha iyi anlaşılabilir.
Gay Erkekler Hakkında En Merak Edilen Sorular
Bu konuda binlerce soru var, ancak biz en çok merak edilenlere bir gay terapistin yardımını alarak yanıt verelim.
Gay erkekler kadın mı oluyor?
Hayır! Gay olmak sadece kadınlardan cinsel açıdan hoşlanmamak anlamına gelirken, bir gay kadın bireyler ile arkadaş olabilir. Sadece kendi cinsel yönelimi kadınla beraber olmaktan yana değil, bir erkekle beraber bir cinsel aktivite yaşamaktan yanadır. Gay bireylerin bazıları kadınsı hareketler sergileyebilir. Ancak bu gay bireyler arasında %1’in altındadır. Bu durum heteroseksüel olan erkeklerde de görülmekte olup, bazı durumlarda gay erkeklerin ses tonunun farklı olduğu iddia edilmektedir.
Gay erkeklerin heteroseksüel erkeklere göre daha kırılgan oldukları iddiası yalandır. Bunu gay olmak veya gay olmamak gibi iki ayrı sınıfa ayırmamak, direkt erkek cinsiyet özellikleri üzerinden bakmak gerekir. Gay erkeklerin bir kısmının ses tonu daha ince olabilir ancak bu istekle olabilecek bir şey değildir. Gay erkekler kadınsı olmaktan hoşlanmadıkları gibi, sadece %1’lik grubun bu tür bir isteği olabilir, heteroseksüel erkeklerde de kadınsı isteklerin olduğu ve bunun aynı oranda olduğu tahmin edilmektedir.
Gay Olmak Bir Sorun mu?
Hayır! Gay erkek birey sadece kendisinden sorumludur. Gay olmak başkaları için veya gay erkek için sorun değildir. Normal bir durumdur.
Çocuğum El Ele Tutuşan, Öpüşen Erkek Görürse Buna Özenir Mi?
Hayır! Çocuk hangi yaşta olursa olsun cinsel istekleri 12 yaşında ve daha sonrasında ergenlik ile beraber gelişir. Bu sebeple çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun bir erkekle farklı bir erkeğin öpüşmesini görmesi veya el ele tutuşmasını görmesinden hiçbir şekilde etkilenmez ve buna özenmez. Gay olmak bir tercih değil, doğuştan gelen bir durumdur.
Gay Olmak Psikolojik Bozukluk Sonucunda Mı Ortaya Çıkıyor?
Bu konuda uzmanlar kesinlikle gay olmanın psikolojik bir sağlık sorunu olmadığını dile getiriyor. Ancak bir grup az sayıda psikolog ise gay olmanın psikolojik bir bozukluk sonucunda ortaya çıktığını iddia ediyor ve tepki görüyor. Türkiye’de özellikle bazı din temelinde yaşayan vatandaşlarımızın bu konuda görüşlerinin yine gay olmak konusunda farklı iddiaları ve görüşleri bulunuyor Ancak resmî olarak ve yapılan araştırmalar sonucunda gay olmanın herhangi bir şekilde ne psikolojik, ne de farklı bir sağlık sorunu olmadığı biliniyor.
Gay Erkekler Bir Kadınla Beraber Oluyor Mu?
Evet! Biseksüel olmamasına rağmen bazı gay erkeklerin kadınlarla beraber zevk alarak veya almayarak cinsel temasta bulundukları bilinmektedir. Gay erkekler %99 erkeklerle beraber olurken, bazı durumlarda kadınlarla beraber olmak zorunda kalabildikleri veya isteyerek kadınlarla beraber cinsel ilişki yaşayabildikleri ve zevk aldıkları bilinmektedir. Ama gay erkek bireylerin kadınlarla beraber olmasına ancak 1 milyon gay erkekte 10 tanesinde* denk gelmek belki mümkündür. Bu durumun sebebi ise genelde kişinin kimliğini gizlemesi ve arkadaş ortamından dolayı zorunlu olarak bir kadınla beraber olmaya zorlanmasından kaynaklanmakta veya farklı sebepler dolayısı ile ortaya çıkmaktadır. Normal şartlarda gay erkek bireyin bir kadınla beraber olması mümkün ancak tercih edeceği veya zevk alabileceği bir birleşme değildir.
Bir Erkeğin Gay Olduğu Nasıl Anlaşılır?
Bir erkek gay olup olmadığını açıklamadığı sürece bunu öğrenmek mümkün değildir. Bunu öğrenmek için farklı eylemlerde bulunmak özel hayatın gizliliği suçunu oluşturur ve etik bir davranış değildir. Kişinin gay olup olmadığı bir arkadaşını, ailesini veya başka kimseleri asla ilgilendirmez.
Gay Erkekler Farklı Mı?
Hayır! Gay erkekler, heteroseksüel erkeklerden farklı değildir. Gay ve heteroseksüel erkekler beraber takıldıklarında aralarında çok iyi arkadaşlık olabilir. Gay bir erkek heteroseksüel erkeğe karşı özellikle bir arzuda bulunmaz veya heteroseksüel bir erkek gay bir erkekle takıldığı için gay olmaz, olamaz, istese bile olması mümkün değildir.
Gay Olan Erkekler Ne Zaman Gay Olduklarını Anlar?
Bu soru karmaşıktır. Birçok uzman gay erkeklerin kendilerini tanımaya başladıkları 4-5 yaşlarından itibaren gay olduklarını anlamasalar bile buna dönük bazı eylemler içerisinde olduklarını ilerleyen yetişkinlik döneminde farkedebilecek olduklarına değinir. Ancak bir erkeğin gay olduğunu anlaması ergenliğin başlarından hemen sonra olabilir. Ergenlik öncesinde de kişi gay olduğunu anlayabilir ancak genellikle gay olduğunun anlaşılması 15-18 yaş arasında kesinlik kazanır. Bazı durumlarda bu daha erken veya daha geç olabilir.
Çocuğum Gay Erkeklerle Takılıyor Ne Yapmalıyım?
Çocuğunuzun gay erkeklerle takıldığını bilmeniz durumunda endişe etmenize gerek yoktur. Arkadaşlarının cinsel yönelimlerine yani gay olup olmadıklarına değil, iyi insan olup olmadıklarına bakmanız önerilir. Bunun sebebi ise çocuğunuzun gay arkadaşının olması ona herhangi bir zarar vermezken, kötü insanlarla arkadaş olmasının ona ve size zarar verebileceğinin bilincinde olmanız gerekir. Gay erkek arkadaşlar heteroseksüel erkek arkadaşlara göre daha iyi olur veya daha kötü olur diye bir şey söylemek asla doğru değildir. Kötü gay insanlar olabildiği gibi, kötü heteroseksüel insanlar her zaman vardır, var olmaya devam edecek.
Bir Erkekten Hoşlanıyorum Gay Miyim?
Eğer bir kadınla cinsel ilişki yaşamak hoşunuza gitmiyor, ama bir erkekle cinsel ilişki yaşamak hoşunuza gidiyorsa ve hep erkekle cinsel ilişki yaşamak istiyorsanız gay olduğunuzu söylemek mümkün olabilir. Eğer her iki cins ile beraber olmaktan hoşlanıyorsanız biseksüel olduğunuzu söylemek mümkündür.
*Bu içerik Zovovo.com için özel olarak üretilmiştir. Uzman yorumları referans alınmıştır.
Kaynaklar ve ileri okuma:
https://ind.nl/en/about-ind/background-themes/Pages/Homosexuality-still-a-problem-in-many-countries.aspx
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1070935/
https://www.apa.org/monitor/feb02/generation
The post Pride Ayı: Gay Olmak Sorun Mu, Bir Sağlık Sorunu Mu? Gerçek Cevaplarla! appeared first on Zovovo - En İyi Bilgi Sitesi.
Kaynak: https://www.zovovo.com/gay-olmak-hakkinda-her-sey/
0 notes