Tumgik
cs31cs-blog · 7 years
Text
Sertleşme sorunundan korkmayın
Tumblr media
Sertleşme sorunu yaşayan hastaların tedavisi var. İlaç ve protez uygulayarak tedavi edilebiliyor. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Faruk Usta, sertleşme sorunu nedeniyle cinsel yaşamları son bulan erkeklerin artık bahaneleri nin kalmadığını belirterek, 'Sertleşme sorununuz var ise mutlaka tedavi ediyoruz' dedi. Prof. Dr. Mustafa Faruk Usta, sertleşme sorunu yaşayan erkeklerin yüzde 86’sının bunu kimseyle konuşmadığını, yüzde 77’sinin ise tedavi için hiçbir şey yapmayıp kaderine razı olduğunu söyledi. Prof. Dr. Usta, "Günümüzde sertleşme sorunu sık rastlanan bir hastalık. 40 yaş üzeri erkeklerin yüzde 52’si belirli bir derecede sertleşme sorunu yaşamaktadır" dedi. Erkeklerin cinsel fonksiyon bozukluklarının ikiye ayrıldığını söyleyen Prof. Dr. Usta, "Yaşları 40 ile 70 yaş arasındaki erkeklerin 69.2’si erken boşalma ve sertleşme sorunu yaşamaktadır. Sertleşme sorunu yaşayan hastaların tedavisi var. İlaç ve protez uygulayarak tedavi edilen hastalar, mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürüyor" diye konuştu. 3 TEDAVİ YÖNTEMİ Sertleşme sorununun nedeninin ortaya çıkartılmasının ardından mutlak tedavi edilebildiğini belirten Prof. Dr. Usta şunları söyledi: "Ağızdan alınan ilaç, penisin içine enjeksiyon tedavisi, ya da penis protezleri hastaların imdadına yetişiyor. Ağızdan alınan ilaçlarla başarı oranı yüzde 50- 70 arasında değişiyor. Enjeksiyon uygulamasında zorluklar olmasına karşın başarı oranı yüzde 50. Penis protezinde ise başarı oranı yüzde 100. Bu yöntemle hastanın cinsel organı ve yumurtalıklarına cerrahi müdahale ile protez yerleştiriliyor. Böylece hastaya mutlu bir yaşam imkanı sunuluyor." 'PROTEZ HER YAŞA TAKILABİLİYOR' Penis protezinin, gerekli ve uygun durumda her yaştaki hastaya takılabildiğini kaydeden Prof. Dr. Mustafa Usta, "Genel durumu seks için uygun olan her hastaya protez ameliyatı yapılmasında sakınca yok. Hiçbir parçası dışarıdan görülmez ve tamamı vücut içindedir. 24 saat içinde işlem biter. Hasta evine döner. Ömür boyu kullanılır. Hasta orgazm olabilir. Meni boşalması olur" dedi.
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
Cinsellik, Fiziksel ve Ruhsal Bütünlüktür
Tumblr media
Cinsellik iki kişinin bedensel ve ruhsal olarak birbirlerine kendini açmasıdır. Eşlerden biri ruhsal olarak da kendini açmaz ise burada bir problem oluşmaya başlar. Cinsel sorunlar ortaya çıkar. Cinsel sorunların tedavisi ise cinsel terapi ile mümkündür. Cinsel terapi, cinsel konular üzerine eğitim almış psikiyatrist yada psikologlar tarafından cinsel sorunları olan kişilere uygulanan bir psikoterapi yöntemidir. Buradaki amacın, bireylerin cinsel ve ruh sağlıklarının korunması ile birlikte cinsel sorunların çözüme kavuşturulması olduğuna dikkat çeken Medicana Konya Hastanesinden Psikolog Ebru Soydaş konuyla ilgili detaylı bilgi verdi. Cinsel işlev bozukluklarının tedavisi cinsel terapi ile yapılır. Bu sorunların başlıcaları; vajinismus, prematür ejakülasyon (erken boşalma), erektil disfonksiyon (sertleşme bozukluğu) ve cinsel isteksizlik. En çok görülen cinsel işlev bozuklukları arasında bunları sayabiliriz. Vajinismus, periner kasların kişiden bağımsız şekilde ilişki esnasında kasılması sebebiyle ilişkinin imkansız hale gelmesi veya ağrılı cinsel birleşme olmasıdır. Aslında burada en temel şey kadınların korkusudur. Oldukça sık görülen bir problem olup her 10 kadından biri vajinismus diyebiliriz. Vajinismusun tedavisi cinsel terapi ile yapılır Buradaki temel sebep kadının korkusu olduğundan ilk başta sebep bulunur sonra tedaviye yön verilir. Bazen sebepleri fizyolojikte olabiliyor. Bunun için tedaviye başlamadan önce fiziksel muayene önerilir. Eğer organik bir sebep yoksa psikolojikse cinsel terapiye başlanır. Ortalama 10-12 seans ile tedavi edilir. Bu tedavi süresi kişiden kişiye değişmekte olup bazı seanslar daha çok uzayabilirken bazı seanslar da 10 seansı bulmadan çözüme ulaşır. Erkeklerde en sık görülen sorunlardan biri ise erektil disfonksiyondur (sertleşme bozukluğu). Erektil disfonksiyon, cinsel birlikteliği sağlamakta yeterli derecede sertliğe ulaşamama ve sürdürememe durumudur. Bu sorunun sebepleri çok önemlidir. Eğer fiziksel bir nedenden kaynaklanıyor ise cerrahi müdahale ve ilaçlarla desteklenebilir. Ancak sorun tamamen psikolojikse cinsel terapi ile tedavisi olan bir rahatsızlıktır. Tedavi süresi kişiden kişiye değişmekte olup seanslarda kişinin durumuna göre ayarlanıp ev ödevleri ve egzersizleri ile pekiştirilerek yapılır. Cinsel isteksizlik hem kadınlarda hem erkeklerde görülen bir cinsel problemdir Cinsel isteksizlik ülkemizde özellikle kadınlarda % 60 görülmektedir. Bunların sebeplerine baktığımızda eşler arası uyum problemleri, güven problemleri, iletişimsel problemleri, aldatma-aldatılma, monoton bir cinsel hayat, suçluluk duygusu, partnerin fiziki cazibesini kaybetmesi, cinsel aktivitenin kalitesizliği, hamile kalma korkusu, menopoz gibi birçok şey gösterilebilir. Fiziksel bir sebebe bağlı olmayan cinsel isteksizlik cinsel terapi ile çözülebilen bir sorundur. Evlilikte çözülmeyen cinsel sorunlar eşlerin boşanmasına ve diğer psikolojik sorunlara yol açmasına sebep olur. Cinsel problemler çözümsüz değildir. Sorunlarınızı çözmeyi ertelemeyin.
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
Yaşlılıkta seks kadına iyi geliyor, erkeğe yaramıyor!
Tumblr media
Yaş ilerledikçe seksüel ilişkinin insan sağlığına etkisi konusunda çok fazla bilimsel veri yokken, yapılan yeni bir araştırma bu konudaki tartışmalara yeni bir bakış açısı getirdi. Michigan State Üniversitesi'nde yaşları 57 ile 86 arasında değişen 2 bin 204 kişiyle yapılan araştırmaya göre, yaşlılıkta seks kadına iyi geliyor, erkeğe pek yaramıyor! Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, sonuçları Toplum ve Sağlık Dergisi'nde (Journal of Health and Social Behavior) yayınlanan bu araştırmanın detayları hakkında şu bilgileri verdi: YAŞLILIKTA SEKS İYİ Mİ KÖTÜ MÜ? "Genel anlamda kabul edilen görüş; düzenli ve kişileri mutlu eden bir cinselliğin herkes için faydalı olduğudur. Ancak yeni araştırmanın en son verileri, cinsiyete bağlı olarak değişmekle birlikte, elde edilen sonuçların bu genel kanaatin tam aksi tarafında yer aldığını göstermiştir. Araştırma kapsamında, seksüel aktivitenin getirdiği kardiyovasküler riskler ya da faydalar değerlendirilerek, elde edilen veriler analiz edilmiştir. Araştırmaya katılanların kardiyovasküler riskini değerlendirmek için; kalp atım hızı, yüksek tansiyon varlığı ve C reaktif protein miktarı kaydedilmiştir. Aynı zamanda kalp krizi, kalp yetmezliği ve inme gibi kalp damar hastalıkları da değerlendirmeye alınmıştır. Verilerin toplanmasından sonra elde edilen sonuçların, beklentilerle tam örtüşmediği görülmüştür. ERKEK ZORLANDIKÇA... Popüler inanışın aksine, en az haftada bir kez ya da daha fazla seks yapan yaşlı erkekler, seksüel olarak aktif olmayan gruba göre ileriki beş yıl içinde iki kat daha fazla kardiyovasküler problemlerle karşılaşmaktadırlar. Çalışmada artmış kardiovasküler riskin sebepleri ortaya konmamakla birlikte, bazı teoriler öne sürülmüştür. Bu teorilere göre, yaş ilerledikçe erkek daha zor orgazma ulaşır (duygusal ve tıbbi sebeplerden dolayı) ve bunun için çok çaba sarfetmesi gerekir. Bu çaba da stresi artırarak, kardiovasküler sisteme daha fazla yük binmesine sebep olur." Kadınlarda ise durum nerdeyse tam tersi. Op. Dr. Betül Görgen, yaşlılıkta seksin kadınlar üzerindeki etkileri hakkında şunları söyledi: KALİTELİ SEKS KADINI KALP VE DAMAR HASTALIKLARINDAN KORUYOR "Doyurucu ve memnun edici bir seks yaşantısı olan kadınların, yaşlarının ilerlemesine rağmen, takip eden beş yıl içinde kalp ve damarla ilgili sorunlarla karşılaşma olasılıkları düşük seyrediyor. Yani kaliteli bir seks yaşantısı kadını kalp ve damar hastalıklarından koruyor. Bu olumlu etkinin altında yer alan mekanizma ise ilişkinin duygusal boyutu ve psikolojisiyle alakalı. Çünkü yakın ve derinliği olan ilişki, duygusal ve sosyal açıdan adeta hayati öneme sahip bir kaynaktır. Stresi ve gerginliği azaltır, fizyolojik dengeyi sağlar ve kardiovasküler sağlığı korur. Bu fizyolojik destek kadın için daha önemlidir. Çünkü erkekler bütün ilişkilerde, kaliteye bakmaksızın, kadınlara göre çok daha fazla, kişisel kazanım sağlamaktadırlar. Oysa kadının aynı pozitif kazanıma ulaşması ancak iyi kalitede bir ilişki sayesinde olur."
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
Evli kadınlardan eşlerine sürpriz
Tumblr media
Kızlık zarı diktirme, son yıllarda evli kadınların eşlerine yaptığı en ilginç sürprizlerden birisi... Türkiye ve diğer Orta Doğu ülkelerinde önemli bir tabu sayılan kızlık zarı için binlerce kadın jinekologların kapısını çalıyor. Toplum baskısının yanı sıra, bazı evil çiftler ilk gece heyecanını yeniden yaşayabilmek adına da kızlık zarı dikimi için jinekologlara başvuruyor. Bütün toplumlarda değişik derecelerde sosyolojik öneme sahip olan kızlık zarı tıbbi literatürde Hymen (himen) olarak adlandırılıyor. ‘’Hymen’’ Yunan mitolojisinde Evlilik Tanrısının ismidir. Kızlık zarının anatomik ve fizyolojik açıdan bilinen bir görevi olmamakla beraber genital enfeksiyonlara karşı koruyucu bir işlevi olduğu düşünülüyor. İnsanoğlunun tarihsel gelişimi süresince pek çok toplum hymeni saflığın ve el değmemişliğin yani bekaretin sembolü olarak görmüştür. Hymen ilişki, muayene, bisiklete binme, bacakları çok açmayı gerektiren bale gibi aktiviteler, kaza ve travma sonrasında yırtılabilir ya da zedelenebiliyor. Yırtılma esnasında bir miktar kanama gelmesi beklenir ancak her zaman kanama olmaz bu da bizim gibi toplumlarda önemli sorunlara yol açıyor. Töre cinayetleri, bakire olmadığı anlaşılan kadınlara uygulanan şiddet bunların başta gelen örneklerini oluşturuyor. Gelişen teknoloji ile bu durumun önüne geçmek artık mümkün kılınıyor. Mesleğinde 30 yılı geride bırakan kadın hastalıkları ve kadın doğum uzmanı Jinekolog Op. Dr. Faruk Demir konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Op. Dr. Faruk Demir : ‘’Kızlık zarı tamir edilebilir ve bu işleme himenoplasti (hymenoplasty) ya da hymenorraphy adı verilir. Bunun için ne zaman ya da kaç defa ilişki olduğu önemli değildir. Doğum yapmış kadınlarda bile kızlık zarı tamir edilebilir. Ancak kızlık zarı tamirinde kanama olması %100 garanti edilemez. Vajina duvarından alınan parçalar ile yeni bir hymen yapılabilir. Bu durum bizim toplumumuz gibi bekaret nedeni ile cinayetlerin yaygın olarak görüldüğü toplumlarda zaman zaman hayat kurtarıcı olabilmektedir. Açıkçası hymen onarımı talep eden kadınlar buna yaşadıkları toplumsal çevreye bağlı olarak sosyal statülerini, mutluluklarını hatta yaşamlarını devam ettirebilmek için gerek duyduklarını belirtmektedirler. 1996 yılında Lancet dergisinde yayınlanan bir makalede himenoplastinin Mısır'da ilk gece cinayetlerini %80 oranında azalttığı ileri sürülmektedir.’’ dedi. Geçici ve kalıcı (flep) olmak üzere iki şekilde himenoplasti yöntemi bulunuyor. Geçici yöntem ilişkiden 2-3 gün önce yapılıp ortalama 10-15 dakika sürüyor. Kalıcı yöntem olan flep yöntemi daha uzun bir ameliyat ve ortalama 30 ila 40 dakika arası sürüyor. Kızlık zarı onarımı kadın doğum uzmanları veya plastik cerrahlar tarafından yapılabiliyor. Bu işlem sterilize muayenehane şartlarında veya hastanede uygulanabiliyor. Operasyon sonrası ilk bir hafta önemli sayılıyor. Bu dönemde hasta normal yaşantısına dönebilir, çalışabilir ancak denize, havuza girmemeli spor yapmamalı veya bacağını aşırı açmasını gerektirecek hareketlerden uzak durmalıdır. Bir hafta sonra hasta kontrole çağırılıp herhangi bir problem olup olmadığı tespit ediliyor. Sorun olmadığı anlaşıldığında hasta normal hayatına geri dönüyor.
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
G-noktası gerçekten var mı?
G-noktasının varlığı 60 yıldır tartışılıyor. Bu konuda uzmanlar bile ikiye ayrılmış durumda... İşte G-noktası hakkında merak edilen soruların yanıtları... Seks terapisti Jinekolog Dr. Grafenberg tarafından 1950 yılında “Kadında seksüel yanıt alınamayacak bir bölge yoktur, sadece partnerin bu erotojenik noktaları bulması gerekir” şeklinde yaptığı açıklamayla jinekoloji dünyasında başlayan G-noktası tartışmaları, günümüzde embriyoloji ve fizyoloji alanında çalışan doktorlar tarafından "G-noktası yoktur" şeklinde yorumlanırken, seks terapisi ile ilgilenen jinekologlar tarafından da var olduğu iddia edilmektedir. Jinekologların ve bazı seks terapistlerinin bulduklarını iddia ettikleri G-noktasını cinsel bölge anatomisi, embriyoloji ve fizyolojisi ile ilgilenen araştırmacılar ise bulamıyorlar. Bu konuda yayınlanmış bilimsel bir araştırmanın olmaması konuyla ilgili günümüzde farklı inanışlara ve bakış açılarına neden oluyor. 29 – 30 Eylül tarihlerinde Amerika’nın Las Vegas şehrinde düzenlenecek olan Uluslararası Kozmetik Jinekoloj Derneği tarafından düzenlenen Kadın ve Erkek Kozmetik Genital Cerrahi Dünya Kongresi’ne konuyla ilgili davet alan ve 1950 yılından beri tartışılan G-noktasının Anatomisi, Tarihi ve Fonksiyonelliği hakkında bir konferans verecek olan Bahçeci Sağlık Grubu doktorlarından Kadın Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Bora Cengiz, G-noktası ile ilgili söylenen yüzlerce farklı açıklama ve inanışın kimi zaman kadınlar açısından yanlış değerlendirildiğini ve problemlere neden olduğunu belirtiyor. Op. Dr. Bora Cengiz, bugün varlığı halen tartışılan G-noktası hakkında Dünya Kozmetik Cerrahi Genital Kongresi’nde vereceği seminer öncesinde konuyla ilgili önemli noktaların altını çiziyor. - Kadınlarda, G–noktası olarak adlandırılan bölgenin varlığı doğru mu? Aslında Grafenberg, G-noktası diye bir yer tanımlamamış. O bölgenin uyarılmasının orgazma yol açtığını da iddia etmemiş. 1982 yılından günümüze Anatomi, embriyoloji ve fizyoloji alanında çalışan doktorlar g-noktasının olmadığını ve gösterilemediğini öne sürerken, seks terapisi ile ilgilenen jinekologlar var olduğunu iddia ediyor. - G–noktası hakkında kadınların en erojen bölgesi olduğu inanışı sizce gerçek mi? Erotojen alanları sıralarsak ilk sırada klitoris gelmektedir. Küçük dudaklar, anüs, meme ve meme uçları, kulaklar, ense en erotojen bölgelerdir kadınlarda. Dr. Grafenberg tüm bunları saydıktan sonra üretranın geçtiği ön vajen duvarının da erotojen olduğunu ve cinsel doyum ve orgazma ulaşmaya yardımcı olduğunu iddia etmiştir. - G-noktasının yeri ile ilgili farklı inanışlar var. Konuyla ilgili net ve ispatlanmış bilgi nedir? Maalesef jinekologların ve bazı seks terapistlerinin “bulduk” dediği noktayı, cinsel bölge anatomi, embriyoloji ve fizyolojisi ile ilgilenen araştırmacılar bulamıyorlar. Bu konuda yayınlanmış “bilimsel” bir araştırma da bulunmuyor. - Klitoral orgazm ile G-noktası orgazmı arasında fark var mıdır? G-noktası orgazmı yanlış bir tanımlama, vajinal orgazm ve klitoral orgazmdan bahsedebiliriz. Bu da tartışmalı bir kavram. Kimi seks terapistleri vajinal orgazmın aslında klitoral orgazm olduğunu ileri sürüyorlar. Bu aslında kadın açısından probleme yol açabiliyor. Klitoral uyarı olmadan orgazm olamayan bazı hastalarım, kendilerini bu konuda eksik hissettiklerini ifade ediyorlar. Bu da cinsel yaşamlarını kötü etkiliyor. - G-noktası nasıl bulunur, bulma yöntemleri nelerdir?                                       G-noktası, vajenin duvarında mesane boynu olarak adlandırılan yaklaşık 3 - 5 cm. derinliğinde yer aldığı ifade edildiyse de, vajina da erotojen olan bölümün bu bölge ile sınırlı olmadığı, her kadında olmadığı da ileri sürülmüştür. Genellikle partner yardımı ile daha rahat bulunduğu ifade ediliyor. - Orgazmda G-noktasının fonksiyonu ne kadar önemlidir? Dr. Grafenberg 1950 yılındaki makalesinde günümüzde G-noktası olarak adlandırılan bölgenin uyarılmasını arttıran seks pozisyonunu tarif ederek, bazı kadınlarda bu uyarının cinsel doyumu arttırdığını ileri sürmüştü. Ama bu durumu daha popüler hale getiren jinekologlar var. İşlemle G-noktası kolajen, hyaluranik asid veya yağ enjeksiyonu ile şişiriliyor. Bu ögmentasyonun cinsel ilişki sırasında G-noktasının uyarılmasını arttırdığı öne sürülüyor. Ancak bu da dikkatli yorumlanması gereken bir durum. Vajinal orgazm olabilmek adına bu işlemi yaptıran kadınlarda yanlış bir algılama oluşuyor. Sanki vajene takılan bir düğme vasıtası ile daha iyi orgazm olabileceklerini düşünüyorlar. Orgazm olamama  sorunu,  kadınların yarısının problemi olarak gözlenmektedir. Ancak doktora başvurma nedenleri arasında diğer cinsellik problemleri kadar çok sık karşımıza çıkmamaktadır. - Orgazm olamama problemi ne sıklıkla görülmektedir? Çok yaygın bir problemdir. Kadınların yüzde 60’ı orgazm olamıyor. Birçok araştırmada cinsel sorun nedeniyle başvurmamış kadınların yüzde 40-60 kadarının orgazm olamadıkları saptanmıştır. Bu kadar yaygın olmasına karşılık başvuru oranı yüksek değildir. - Orgazm olamamanın sebebi nedir? Orgazm olma yeteneği vajinanın boyutu ve pelvis kaslarının gücüyle bağlantılı değildir. Orgazm olamamanın çok sayıda sebebi vardır. En sık sebepleri; sosyokültürel yapı, aile içindeki kısıtlamalar ve yasaklamalar, cinsel bilinçsizlik, aşırı dinsel inanışlar ve erkeğe ait erken boşalma, sertleşme sorunu gibi problemlerdir. En sık karşımıza çıkan sebepler diyabet, alkolizm, nörolojik bozukluklar ve psikiyatrik ilaçların kullanımıdır.
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
Maço erkeklerin spermi meğer...
Tumblr media
Kaslı ve maço erkeklerin sperm kalitesi maço olmayanlardan daha düşük çıktı Bu haberden sonra kadınların en kaliteli ve en uygun kişiyi bularak çiftleşmek için kriterlerini yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor. İspanya'da yapılan bir araştırmada yakışıklı erkeklerde sperm kalitesinin daha iyi olduğu rapor edilmişti. Yakışıklı erkekleri üzecek haber Avustralya'dan geldi. Avusturalyalı erkeklerden yapılan geniş sperm örneklemesinde, erkekteki çekicilikle sperm kalitesi arasında bir korelasyon saptanamadı. Yani görsel çekicilikle üreme potansiyeli ilişkili değil. Evrimsel Biyoloji isimli bilim dergisinde yayınlanan, 18-35 yaş aralığında 118 erkekle yapılan araştırmanın detayları hakkında bilgi veren Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, sert, erkeksi görünüme sahip erkeklerin diğerlerine göre sperm kalitesinin daha düşük olduğunu kaydetti. Op. Dr. Betül Görgen, şunları söyledi: "İnsanda fiziksel çekiciliğin temel mekanizması, üremek için en uygun, en kaliteli üreyebileceği partneri seçmektir. Dış görünüşle üreme kapasitesi arasında bağlantı olduğunu öne süren pek çok hipotez bu temele dayanır. Örneğin kadınlar eş seçerken, erkeğin kendi cinsiyetini ortaya koyduğu davranışlardan güvenilir bilgiler edinirler. Cinse özgü çekicilik, eş seçimi ve üreme partneri açısından önemli bir kavramdır. Cinsel olarak çekici ve yüksek üreme kapasitesine sahip olan bir partner sağlıklı nesiller oluşması için gereklidir. Fakat yeni çalışmaya göre maço yüzlü erkekler maço spermlere sahip değiller. Bilim adamlarına göre daha sert yüz hatlarına sahip erkekler, yumuşak yüz hatlarına sahip olanlardan daha kötü sperm kalitesine sahipler. Daha önce yapılan bazı çalışmalarda ise kalın sesli erkeklerde daha düşük sperm sayısına rastlanmıştı. Bunun muhtemel sebebi yüksek testosteronun sperm yapımını bozması olabilir. Kalın ses ve gelişmiş kaslar kadınları etkileme konusunda yarışı önde götürebilir fakat cinsel güç söz konusu olunca yarışta geride kalır. Erkeksiliğin göstergeleri ile sperm kalitesi arasında bağlantı bulunamamıştır."
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
'Kısırlık erkeklerde artış eğiliminde'
Tumblr media
Medicana International Ankara Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Op. Dr. Özgün: "Eskiden kısırlık oranlarında kadın ve erkek payı yaklaşık yarı yarıyaydı, şimdi vakaların 3'te 2'si erkek." Medicana International Ankara Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Op. Dr. Osman Denizhan Özgün, son yıllarda erkeklerin kısırlık oranında artış olduğuna işaret ederek, "Eskiden kadın ve erkek oranı yaklaşık yarı yarıyaydı, şimdi vakaların 3'te 2'si erkek, 3'te 1'i kadın oldu" dedi. Hastane tarafından düzenlenen Bahar Buluşmasında, Tüp Bebek Merkezi ekibi ile bu yolla çocuk sahibi olan aileler buluştu. Tedavi sürecine ilişkin deneyimlerini konuklarla paylaşan aileler, çocuk özlemlerinin sonlanmasında tercih edilen tıp ekibinin yanında sabır ve ısrarın önemli faktörler olduğunu anlattı. Bebeklerinin ilk kalp atışını duydukları andaki heyecanı dile getiren aileler, umutları taze tutmanın tedavi süreci boyunca pozitif etki yarattığını vurguladı. Bazı aileler ise çocuklarını kucaklamış olmayı "mucize" olarak nitelendirdi. Kısırlık, 2050'de çiftlerin %70'inin sorunu olabilir Hastanenin Tüp Bebek Merkezinin Sorumlu Hekimi Op. Dr. Osman Denizhan Özgün, yaptığı açıklamada, özellikle son 20-30 yıldır sanayi toplumunun getirdiği bir bedelle karşı karşıya olunduğunu ve erkeklerde kısırlık oranının arttığını söyledi. Özgün, şöyle konuştu: "Dünyada yapılan araştırmalara göre yaklaşık 30 bine yakın toksik madde var. Yediğimiz, içtiğimiz, soluduğumuz, giydiğimiz, tükettiğimiz bir çok şeyde bir sürü toksik madde var. Bunlar kısırlık vakalarını erkeklerde çok fazla artırdı. Hatta 2050 yılında çiftlerin yaklaşık yüzde 70'inin kısırlıkla ilgili problemi olacağı söyleniyor. Bu oran artmaya da başladı. Özellikle erkekler bu işte en fazla mağdur olanlar. Onun için mutlaka evlilikten sonra çocuk yapmayı düşünseler de düşünmeseler de mutlaka tüp merkezlerine gelerek spermleriyle, kişinin muayenesiyle basit bir inceleme yaparak bir karar verilmesi gerekiyor. Çünkü hiç ummadığımız bir anda böyle bir problemle karşı karşıya kalabiliriz." Tüp bebeğin günümüzde çok fazla yaşamın içerisine girdiğini ifade eden Özgün, bu yöntemin çok olağan ve kolay bir hal aldığını belirtti. Özgün, "İnsanların da artık eski tepkileri yok. Çünkü biz aslında zaten doğal bir şey yapıyoruz. Spermle yumurtanın buluşmasına laboratuvar ortamında yardımcı oluyoruz. Onun için bu tip yöntemlere başvurmakta hiç bir tereddüt yaşanmamalı" dedi. Tedavi sürecinde bunlara dikkat... Tedavi sürecinde dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin de bilgiler veren Op. Dr. Özgün, "Tedavi süreci, zaman açısından baktığımızda, eskiye göre biraz daha kısaldı. Eskiden 1,5 ay civarında süren tedavi süreci, şimdi 2 hafta içerisinde tamamlanabiliyor. Tedavide zaman içerisinde ortaya çıkan yenilikler tedavi süresinin de kısalmasını sağladı. Çiftlerin sigara, alkol gibi tedaviyi direkt etkileyen şeylerden uzak durmalarında fayda var. Bunun dışında başvuracakların merkezin direktifleriyle bu süreci kısa sürede atlatmaları mümkün" değerlendirmesinde bulundu.
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
Erkekleri cinsellikten korkutan 6 sebep
Tumblr media
Etrafımızda kadınlarla ilişkiden kaçınan, evlenmekten neden hep uzak durduğunu anlamadığımız erkekler vardır. Bir türlü anlam veremediğiniz ciddi bir ilişkiden uzak durma tavrının altında erkeğin cinselliğe karşı deneyimsizliği, eğitimsizliği, korkuları bulunabilir. Cinsellik korkusunun birçok erkek için büyük bir problem olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak, erkeklerde görülen cinsellik korkusunun temelinde çok çeşitli nedenler bulunduğuna dikkati çekiyor. "Duygularını açığa çıkaramayan ya da onlara göre hareket edemeyen bir erkeğin kendisiyle birlikte beraber olduğu kişiye de duygusal olarak zarar verme riski taşır" diyen Psikolog Başkak, cinsellikten korkan erkeklerle ilgili en başta gelen altı neden hakkında önemli bilgiler verdi. Bu sebeplerden bazıları sizin için bilindik sebepler olabilir ama bazıları da bir süre durup, kendinizi bir gözden geçirmenize sebep olabilir. ÇOCUKLUKTA YAŞANAN CİNSEL İSTİSMAR Çocukken yaşanmış cinsel istismar vakaları nedeniyle gelişen cinsellik korkusuna erkeklerde sıkça rastlanır. Çocukken cinsel istismara maruz kalmış bir erkek için genel olarak diğer insanlara açılmak ve onlarla ilişki kurabilmek neredeyse imkansız hale gelmiş olabilir. Bu durum her türlü istismar vakası için geçerlidir. Fiziksel, psikolojik ya da cinsel istismara maruz kalmış kişilerin gelecek yaşamlarında cinsel hayatlarıyla ilgili problemlerle karşılaşmaları muhtemeldir. Çocukken maruz kalınan istismar tabi ki bir erkeğin hayatının başka yönlerini de etkiler. Böyle bir tacize maruz kalmak travmatize edici bir durumdur ve bir erkeği yapmak istediği şey için harekete geçmekten alıkoyabilir. Çünkü hayata karşı cesareti kırılmıştır. Bu olay bir erkeğin hayatını çok çeşitli yönlerden etkiler ve bunu kontrol etmek onun için mümkün olmayabilir. BİLİNÇALTI KAYITLAR Çocukluk döneminde cinsellikle ilgili uygun olmayan bir olaya maruz kalmış ya da şahit olmuşsa, görmemesi, duymaması gereken cinsellikle ilgili bir durumu görüp anlamlandıramamışsa ve bu bilinçaltı düzeyde bir endişeye, korkuya yol açmışsa bu çocuk zihninde travma etkisi yaratmış demektir, yetişkin halini mutlaka etkileyecektir. İktidar sorunları, erken boşalma ya da bir kadının sorumluluğunu üstlenmekten kaçınma gibi sonuçlar erkeği cinsellikten ve dolayısıyla bir ilişkiden ve evlilikten uzaklaştıracaktır. ESKİ BİR İLİŞKİDE YAŞANAN TRAVMA Problemli bir ilişki ya da evlilik yaşayıp çok zor bir ayrılma serüveni yaşayanlar yeni bir ilişkiye karşı güven kırılması yaşarlar ve çoğu zaman cinsellik en çok etkilenen alandır. Bu tür kötü tecrübeleri atlatmak bir çok insan için kolay değildir. Yaşanan travma ne kadar ağırsa, kişinin kendi kabuğundan çıkabilmesi ve yaşadığı olayın şokunu atlatabilmesi de o kadar zor olur. Bir kadın için çok büyük bir aşk duyuyor olsa ve onunla sıcak bir ilişki kurmak ve cinsel yönden yakınlaşmak istese de, eskiden yaşadığı olayları ve korkularını bir tarafa bırakıp içinden geldiği gibi hareket edebilmesi kolay değildir. BAĞIMLILIK Herhangi bir şeye karşı olan bağımlılık da erkeklerde cinsellik korkusunun gelişmesine sebep olabilir. Bir şeye karşı duyulan bağımlılık kişinin beynini hiç fark etmediği şekillerde etkiler. Kişi ne kadar çok uğraşsa da zihninde oluşan bu etkinin mantıklı bir açıklaması yoktur ve kişi ondan kolay kolay kurtulamaz. Bağımlılıklar, özellikle erkeklerin gizlemek için uğraştığı bağımlılıklar, yıkıcı etki yapar. Öylesine saplantılı bir bağımlılık haline gelir ki bazen gözü başka hiçbir şey görmez. Bu durum bütün bağımlılık türleri için geçerlidir. Bu alkol, uyuşturucu ya da aklınıza gelen herhangi bir şeye karşı olan bağımlılık olabilir. Kumar bağımlılığı olan bir danışanımız, günlerce eve gitmeyebiliyor ve yılı aşkın bir süre eşine asla yaklaşmıyordu. Bütün cinsellik enerjisi kumar bağımlılığına kanalize olmuştu. Bir şeye karşı duyulan bağımlılık kişiyi esir alabilir ve kişinin karşı cinsle yakınlık geliştirmesinin önünde bir engel teşkil edebilir. ÖZGÜVEN SORUNLARI Bir erkeğin özgüveninin zayıf olması ve dış görünüşüyle ilgili algısının kötü olması cinsellik için hazır hale gelebilmesini de etkiler. Görünüşüyle barışık olmaması, kendini çirkin görmesi ya da mesela penisini küçük görmesi gibi fiziksel durumuyla ilgili güven zayıflığı oluşturan bir algıya sahipse; karşı cinsle bir ilişki yaşamayı hak etmediğini düşünüyorsa, bu yönde bir adım atmaktan kaçınabilir. Özgüven düşüklüğü, başkaları için pek anlam ifade etmese de, bir erkeğin düşünme şekli üzerinde olumsuz bir etki bırakabilir. Özgüven düşüklüğü genellikle birçok sebebin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bir durumdur ve bir erkeğin birçok alanda kendisini rahat ya da kendinden emin hissetmesine engel teşkil eder. Buna cinsel hayatı da dahildir. PERFORMANS KAYGISI Performans endişesi erkeklerde cinsellik korkusu oluşmasında ciddi bir rol oynar. Bir erkek cinsel ilişki anında mümkün olan en iyi performansını sergileyemeyeceğini düşünürse ya da karşı tarafın olumlu şekilde tepki göstermeyeceğini düşünürse, o zaman daha ilk başta cinsel ilişkiye girme korkusu oluşur. Bu tür durumlar için erkekler hipnoterapi, psikoterapi gibi danışmanlık hizmetlerinden faydalanabilirler. Performans kaygısı bazen özgüven sorunlarıyla birlikte seyreder. Ciddi bir rezil olma kaygısı taşırlar. Bazı erkekler direkt olarak aslında yatakta sergileyebilecekleri en iyi performansı sergileyemeyeceklerini düşünürler. Bu karşı cinsle alakalı bir şey de değildir. Daha çok kendilerinde mevcut kaygı ve şüpheden kaynaklı bir şeydir. Bu nedenle bazı erkekler cinsel olarak yakınlaşmaktan kaçınırlar. Bazı erkekler bu sorunu aşmak ve yatakta daha iyi bir performans sergilemek için uzmanlardan danışmanlık hizmeti almalı.
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
Gerçekten orgazm oluyor musunuz?
Tumblr media
Sağlıklı bir cinsel hayatın temelinde, birbirini tatmin eden çiftler var. Kadının orgazm olması ise, erkeklere nazaran daha karmaşık ve bazı aşamaları gerektiriyor. Türk kadını ise orgazm olamadığını ve özellikle doğumlardan sonra cinsel sorunların arttığını söylüyor. "Mutlu birlikteliklerin temelinde cinsel hayat var ve sağlıklı ilerleyebilmesi için yine cinsel hayatın tatminkar gitmesi gerekiyor ve maalesef Türk kadını orgazm olamadığını saklıyor" diyen Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bülent Cihantimur, bölgenin tüm olası sorunlarını ele alan ve orgazm kalitesini artıran Genital Güzelleştirme tekniğini anlattı: Genital Güzelleştirme ilk olarak Amerikan Plastik ve Estetik Cerrahi dergisinde bilimsel makale olarak yer aldı ve ayrıca bana uluslararası Altın Bistüri ödülünü de kazandırdı. Genital Güzelleştirme, vajinanın bedendeki diğer hiçbir bölgeden farkı olmaksızın estetik kalmayı hak ettiği fikrinden yola çıkarak, olası sorunları çözümleyen bir uygulamadır. Kadınlar bu alanda beliren sorundan kaçmaya, görmezden gelmeye ve hatta dile dahi getirmeye çekinseler de, vajina bölgesinde beliren estetik ve ya sağlık sorunları, onların özgüvenlerini zedeliyor. Nasıl orgazm olunur? Temelde kadınlar 2 şekilde orgazm oluyorlar. Bunlardan birincisi klitoris orgazmı, bir diğeri ise G noktası orgazmı. Klitoris iç dudakların hemen başında, kıvrımın birleştiği noktada bulunur. G noktası ise vajina girişinden 2-3 cm içeride, ön duvardaki alandadır. Klitorisin ve bu G noktasının uyarılması kadın orgazmını gerçekleştirir. Fakat eğer herhangi bir sorun varsa, bu uyarılma gerçekleşmeyebilir. Uyarılmayı engelleyen en büyük sorun, klitorisin mons pubis (üçgen şeklinde kabarık kıllı alan) bölgesindeki fazlalık yağdan dolayı, kapanmış olması. Bir diğeri ise doğumlar sebebiyle genişleyen vajinanın, G noktası uyarımını hissedememesidir. Türk kadını sorunu saklıyor Mutlu birlikteliklerin temelinde cinsel hayat var ve sağlıklı ilerleyebilmesi için yine cinsel hayatın tatminkar gitmesi gerekiyor. Fakat hormonal dalgalanmalar, yer çekimi, kontrolsüz vajinal doğumlar, bu bölgede form kayıplarına sebep oluyor. Çiftler zevk alamamaya başlıyorlar, problemin farkında olsalar dahi utangaçlık duygusuyla birlikte özgüven sorunu yaşamaya başlıyorlar. Sonrasında daha az cinsel ilişkiye giren ve belki de bu tatmin duygusunu başkalarında arayan bireyler olmaya başlıyorlar. Kadınlar orgazm olamama sorunu saklıyor. Tüm bunlara ek olarak bir de kadınlarda idrar kaçırma gibi bir problem de eklenince, kadının sosyal yaşantısı tam manasıyla alt üst oluyor. İşte Genital Güzelleştirme tekniğinde, her zaman olduğu gibi konuya bir bütün olarak bakarak, bölgenin olası sorunları çözümlüyoruz. Vajina bölgesinin olası sorunları nelerdir? Vajina bölgesi hem sağlık hem de estetik açıdan bazı sorunlar yaşayabilir. Kısaca: Dış ve iç dudaklarda sarkma, mons pubis tümseğinde yağlanma veya çöküklük, pigmentasyon sorunları, iç genital bölgenin deformasyonu, gevşemesi, cinsel hazda azalma, fonksiyon bozuklukları, estetik dışı görüntü ve idrar kaçırma gibi sorunları gözlemleyebiliriz. Aslına bakarsanız tüm bunlar orgazm olamama sorununu tetikleyen unsurlardır. Kadın güzel görünmek ister. Ve bu saydıklarım içerisinde herhangi birisini kafasına takmışsa, kendini güzel hissetmez, hatta psikolojik olarak bile orgazmını geciktirebilir. Ayrıca temelde yatan sorun sebebiyle eşini hissedemiyor yani uyarılamıyor olabilir. Genital Güzelleştirme neleri değiştirir? Genital Güzelleştirme tekniği sayesinde hastalarım son derece iyi geçen bir nekahet süresiyle tüm bu sorunlarından kurtulurlar. İllaki saydığım tüm sorunlar olacak diye bir kaide yok. Genital Güzellşetirme içerisinde neler yapılabileceğini anlatıyorum size. Dış ve iç dudaklar forma sokulur, mons pubis tümseği normal boyutlara getirilir, klitoris açığa çıkarılır, pigmentasyonu sorunu çözümlenir, vajina daraltma yapılır, G noktası(Gshot) belirgin hale getirilir, fonksiyon bozuklukları giderilir, vajina bölgesine kaybolan estetiği tekrar kazandırılır ve idrar kaçırma sorunu varsa çözümlenir. Orgazm kolaylaşır Tüm bu saydıklarım temelinde kadın ve erkek için sağlıklı ve tatminkar bir cinsel hayatı sağlar. Oraya çıkan G noktası ve klitoris daha çabuk uyarılır, orgazm kolaylaşır ve diğer sorunların ortadan kalkması da kadına muazzam bir özgüven verir. Ayrıca vajina daraltma uygulaması da erkeğin çok daha fazla uyarılmasını sağlar.
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
Kaç yaşında cinsel ilişkiye başlamalı?
Tumblr media
Türkiye erken yaşta evlendirilenlerin mağduriyetlerini tartışırken ABD, "İlk cinsel deneyimi yaşamak için doğru bir zaman var mıdır?" sorusunu tartışıyor. Yeni yapılan bilimsel araştırmalara göre ABD'de ilk cinsel deneyim eğer 15 yaşından önce gerçekleşmişse "erken", 15-19 yaşları arasında olmuşsa "normal", 19 yaşından sonra olmuşsa da "geç" sayılıyor. Cinselliğe normal sayılan ya da geç sayılan zamanda başlayanlar için durum nasıl? Erken başlayan grupla, bu gruplar arasında ne gibi farklılıklar var? Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak, ilk cinsel ilişki deneyiminin genç insanlar için potansiyel riskleri ve faydalarını analiz eden araştırmalar hakkında şu bilgileri verdi: ERKEN BAŞLAYANLAR AGRESİF VE ANTİ-SOSYAL OLUYOR "Her ne kadar yetişkin cinselliği üzerine yapılmış araştırmalar seksin stresten kurtulma, sağlıklı bir vücuda sahip olma ve düşük ölümlülük oranlarını da içine alan bir dizi fizyolojik ve psikolojik faydası olduğunu ortaya koymuş olsa da, bu araştırmaların sonuçlarının ergenler için de geçerli olabileceğini söylemek çok tartışmalı olur. Araştırmalar tutarlı bir şekilde 15 yaşından önce cinsel deneyim yaşayanların, cinsel hayata normal zamanda ya da geç giriş yapanlara göre gebe kalmayı önleyici yöntemleri kullanmaya daha az meyilli olduklarını gösteriyor. Yine bu gruptaki gençler arasında madde kullanımı ve bazı duygusal problemlerin görülme sıklığı diğer gruptakilere göre daha fazla. Cinsiyet farklılıklarına gelince, ilk cinsel deneyimini erken yaşta yaşayan erkekler, geç yaşta yaşayanlara göre, agresif olmaya ve anti-sosyal davranışlar sergilemeye daha meyiller. Cinselliğe erken giriş yapan kadınlarsa, geç giriş yapanlara göre, depresyon yaşamaya daha meyilliler fakat gruplar arasındaki bu fark zamanla azalıyor. Cinselliğe erken yaşta başlayan erkekler ayrıca, erken başlayan kadınlara göre, bu durumdan dolayı daha az utanç ve suçluluk duyguları hissediyorlar ama yine her iki cins de ilk cinsel ilişkiyi faydalı bir deneyim olarak görüyor. KENDİNİ DAHA DEĞERSİZ HİSSEDİYORLAR Denver Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre, cinselliğe erken yaşta başlayanlar arasında depresyon, kendi içine kapanma ve kendini yalnız hissetme gibi içselleştirme belirtileriyle, agresiflik ve anti-sosyal davranışlar gibi dışsallaştırma belirtileri ayrıca madde kullanımı ve kendini değersiz hissetme riskleri daha yüksek. Peki, bu sonuçlar bize ne söylüyor? Cinsel yaşama erken adım atmakla birlikte ortaya çıktığı görünen problemlerin gerçekten cinselliğe erken başlamaktan mı yoksa gençlik döneminde yaşanan ve kişilerin daha sonraki davranışlarını etkileyen başka problemlerden mi kaynakladığını net olarak söylemek mümkün değil. Bu problemler madde kullanımı, anti-sosyal davranışlar ya da çocukluk döneminde istismara maruz kalmak olabilir. Bu problemler ne olursa olsun, cinsel yaşama erken adım atan gençler zamanla bu problemleri geride bırakıyorlar. BÜYÜK TATMİN, SUÇLULUK, UTANMA... Cinsel yaşama erken adım atmak tamamen kötü bir şey de değil. Her ne kadar cinselliğe erken başlayan gençler, geç başlayanlara göre kendilerini değersiz hissetmeye daha meyilli olsalar da, cinselliğe erken adım atmanın bazı faydaları da var, en azından erkekler için. 10. ve 12. sınıflar arasında cinsel hayata erken adım atanlar romantik ilişkiler yaşama açısından daha çekici ve diğerlerine göre ilişkilerinden ve cinsellikten daha büyük tatmin duygusu yaşıyorlar. Cinsel hayata erken başlayan kadınlarla, normal zamanda ya da geç başlayanlar kadınlar arasındaki cinsellikten ve duygusal ilişkilerden duyulan tatmin seviyesi arasındaki farklılık çok az. Kadınlar arasında benzer sonuçlara rastlanmaması kadın cinselliğiyle ilgili yaygın inançlarla ve ayrıca cinselliği erken yaşamaktan duyulan suçluluk ve utanma duygularıyla ilişkili olabilir.
Tumblr media
GENÇLER BİLGİLENDİRİLMELİ Özet olarak araştırma sonuçlarına göre ilk cinsel deneyimlerini belli bir yaşa kadar erteleyen gençler sosyal beceriler açısından daha donanımlılar ve doğum kontrolü ve cinsel yolla bulaşan hastalıklara önlem alma konusunda da daha bilinçli kararlar vermeye meyilliler. Cinsel eğitim programları burada bahsi geçen araştırmalar gibi benzer araştırmaların sonuçlarını gençlerle tartışarak daha faydalı hale getirilebilir ve gençlere cinselliğe ne zaman adım atacakları konusunda kendi kararlarını almada fayda sağlayabilir. Gençlere cinsellik hakkında doğru bilgi verilmesi, riskleri ve sağlıklı yöntemleri hakkında düzenli eğitim imkanı sunulması gerekiyor." Psikolog Mehmet Başkak, cinsel yaşama erken, normal ya da geç zamanda adım atmanın hem risklerini hem de yararlarını bilmenin gençlere hayatlarındaki en önemli kararlardan biriyle ilgili daha bilinçli tercihler yapma imkanı verdiğini sözlerine ekledi.
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
Erken boşalmaya köstekli saat çözümü
Erken boşalma sorunu birçok erkeğin hayatının belli döneminde karşılaştığı, erkekler arasında sıklıkla görülen sorunlardan biridir. İlk cinsel deneyimlerinden itibaren bu sorunu yaşayan erkekler olduğu gibi, daha sonraları bu sorunla tanışmış erkekler de vardır. Erken boşalma sorunuyla yaşayan erkekler kendilerini kısır bir döngünün içinde bulurlar. İlişki sırasında, boşalma anını kontrol edemeyecek olma korkusu, kaygıya neden olur. Bu da sonrasında boşalma anını kontrol edememe başarısızlığına sebep olur; bu durum da bir dahaki seferde aynı başarısızlığın yaşanacağına dair endişenin pekişmesine yol açar. 1980'LERDE ÇÖZÜLDÜ Tıp ilerledi, artık endişelenmenize gerek yok. Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak, erken boşalma sorununun taa 1980'lerde hipnozla çözüldüğünü ve hatta kişinin boşalma süresini hipnozla istediği kadar uzatabileceğini söylüyor. Psikolog ve Hipnoterapist Mehmet Başkak, Erken boşalma probleminden kurtulmanın en güvenli ve kesin çözümünün, bu problemin ne zaman ortaya çıktığı ya da problemi neyin tetiklediği gibi konular üzerinde yoğunlaşmaktansa, bu cinsel sorununun altında yatan bilinçaltı sebebi ortaya çıkarmakla mümkün olduğunu vurguluyor. ERKEKLER NEDEN ERKEN BOŞALIR? "Sebep ortadan kaldırılırsa sonuç da olmaz" diyen Klinik Psikolog Başkak, erkeklerin neden erken boşalma sorunuyla başının dertte olabileceği konusunda şu bilgileri verdi: "Muhtemelen, bu sorunun cevabını bulmak için çok çaba harcadınız. Sebepleri ne olabilir, tetikleyen faktörler nelerdir, bunları bulmaya çalıştınız. Belki de erken yaşta yaşadığınız bir cinsel tecrübe sizde utanma ya da yetersizlik duygularının oluşmasına sebep oldu. Belki de, stres, depresyon ya da bazı din kaynaklı endişeleriniz bu sorunu tetikledi. Fakat bunları bilmek, probleminizi ortadan kaldırmıyor. Belki de bu sorunu neden yaşadığınıza dair bir açıklamanız bile yoktur. Bu da ortada bir sebep olmadığı anlamına gelmiyor, çünkü böyle bir sorun varsa, illa ki onun bir de sebebi vardır. Bilinciniz bu durumlara mantıklı bir açıklama getirse de getirmese de aslında asıl sorun bilinçaltı kayıtların olumsuz bir şekilde oluşmasıyla bağlantılı ve bilinçaltının önemsediği sebepler cinsel performansın sekteğe uğramasına sebep oluyor. Bütün o tetikleyici faktörlerin ötesinde, bilinçaltınıza depo edilmiş temelde yatan belki de bir tek sebep var. Bu sizin aklınıza gelmeyen, düşünemeyeceğiniz bir sebep, belki küçük, hemen unutulan ya da göz ardı edilebilecek bir şey. Gözünüze kaçmış bir toz tanesi gibi bir şey... Bu temel sebeb hipnotik terapi yöntemiyle kolaylıkla tespit edilebiliyor ve ne olduğu ortaya çıktığında, belki kendiniz bile şaşıracak ve ne kadar küçük bir şeymiş diyeceksiniz. Bazen yaşadığımız bir problem ya da olayın etkisi yıllar sonra ortaya çıkar. Yaşadığımız küçük fakat sinir bozucu bir şeyin üzerimizdeki kötü etkisi giderek artar ve öyle dayanılmaz bir noktaya gelir ki, artık bu sorundan kurtulmak için yardım almamız gerektiğini düşünmeye başlarız." ERKEN BOŞALMAYA SEBEP OLABİLEN SEKİZ ÖNEMLİ PROBLEM Psikolog Başkak, mastürbasyon ya da cinsel ilişki sırasında erken boşalmaya sebep olan ve hipnozla çözülebilen sekiz önemli problemi şöyle sıralıyor: CİNSELLİK KORKUSU: Cinselliğe dair bilinçaltı düzeyde erken yaşlardan itibaren oluşmuş bariyerler olabilir. Cinselliğe karşı sanki kendinizi zorlayacağınız ya da zorlanacağınız bir eylemmiş gibi bakıyorsanız ve çekince hissediyor, sürekli bahanelerle uzak duruyorsanız cinsellik korkusu yaşıyorsunuz demektir. LİBİDO DURUMU: Yaşadığınız çeşitli sorunlar (stres , öfke, bıkkınlık ya da çeşitli depresif duygular) nedeniyle libidonuz düşmüş ya da tamamen kaybolmuş olabilir.Bu durumda insanlar genellikle "Cinsellik benim için önemli değil, hiç yapmasam da önemli değil, önemsemiyorum" derler. KÖTÜ GİDEN İLİŞKİLER: İlişkinin yıpranması, çiftler arasında zamanla baş gösteren rutinleşme, ilişkinin heyecanını kaybetme gibi sebeplerle partnerinize karşı erotize olamıyor olabilirsiniz ve bu sebeplerle belki ilişkinizde problemler yaşıyor ve partnerinizle cinsel birliktelik yaşamaktan kaçınıyorsunuz. ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ: Cinsel tecrübenizin az olmasından ya da cinsel performansınızın kötü olma ihtimalinden endişe ediyor olabilirsiniz. Cinsel performans kaygısı erken boşalmada sık rastlanan bir sebeptir ve bilinçaltı düzeyde kaygıların temizlenmesiyle normale döner. SEKS BAĞIMLILIĞI: Daha az rastlanmakla birlikte, bazı kişilerde, istenmeyen ve altta yatan başka sebeplerden kaynaklı bir seks bağımlılığı olabilir, bu ciddi bir sorundur ve ilişkide istikrar ve performanstan çok daha çok ilişki gibi bir sapmaya yol açabilir. Erken boşalma bu durumlarda kaçınılmaz bir sonuç olabilmektedir ve bu sorun tedavi edilebilir. CİNSEL ORGANIN AŞIRI DUYARLILIĞI: Erken boşalma nedeni olarak gösterilen, cinsel organdaki aşırı duyarlılığı iyi bir uzman desteğiyle azaltmanız mümkün. Zaman içerisinde bilinçaltı kaynaklı bir hassasiyet geliştirilmiş olabilir ve bu da çok kısa sürede aşırı etkilenmekle erken boşalmaya sebep olabilir, elbette ki bu da çözülebilir. KAYGILI DÜŞÜNCELER: İşlerin çok kötü gitmesi, haftaya ödenmesi gereken bir çeki ödeyemeyecek olmak, etrafımızdaki sevdiğimiz birinin bizi üzen hastalığı ya da sürekli cinsel performansınızın nasıl olduğunu düşünmek de erken boşalmaya neden olur. PORNO BAĞIMLILIĞI: Erken boşalmaya yol açan ciddi sebeplerdendir. Kişilerin sürekli porno film izlemek suretiyle cinsel organa ve işlevine dair yanlış bilgiler edinmesi ve abartılı porno içeriklere beynin şartlanmasıyla gerçeğin uyuşmaması durumlarında çok karşılaşılan bir durumdur. Düzenli müdahaleyle tedavi edilebilir. HİPNOZLA NASIL ÇÖZÜLÜYOR? Psikolog Başkak, erken boşalma sorununun hipnoterapiyle nasıl sorun olmaktan çıkarılabildiği konusunda ise şu önemli bilgileri verdi: "Erken boşalma sorununun hipnozla tedavisinde cinsel problemlere özgü geliştirilmiş bir çok hipnoterapi tekniğine ek olarak, çok çeşitli bilinçaltı değişim sistemleri, NLP, görsel canlandırma ve olumlu telkinlerden faydalanılır. Erken boşalma probleminin altında yatan sebebi ortaya çıkarmayı amaçlamayan, sadece vücudun doğal tepkisini baskılamayı hedefleyen yöntemlerle tedavi çok zordur. Masaja dayalı ev ödevleri ise artık nerdeyse çağ dışı sistemlerdendir. Bilinçaltı zihnimiz vücudumuzun her hareketini kontrol eder ve amacı bizi tehlikelere karşı uyarmak, korumak ve güvende tutmaktır. Bilinçaltı zihniniz boşalma anınızın geldiğini ve artık bunun tam sırası olduğuna dair yanlış bir inancı size telkin ediyorken, erken boşalma hissinizi baskılamaya çalışırsanız, probleminiz sonunda ya geri döner ya da başka bir problem olarak ortaya çıkar. Bu nedenle, erken boşalma sorunu yaşayan erkekler arasında, önceden "baskılanmış" erken boşalma tecrübesi olup, daha sonra iktidarsızlık sorunu yaşamaya başlayan kişiler vardır. Hipnoterapi ile evvela bu baskı unsurları temizlenir, bilinçaltındaki erken boşalma sebebinin regresyon hipnoterapisi (geçmişe gidiş) bulunup temizlenmesi tek başına büyük bir rahatlama sağlar ve çoğunlukla sorun hemen çözülür. ERKEN BOŞALMA, TRANSA GEÇ Kullandığımız birçok hipnoterapi tekniğinden mesela çok etkili ve keyifli bir terapi yöntemi olan, 1980'lerde geliştirilen küratif hipnoterapi yöntemi, diğer bütün hipnoterapi yöntemlerinden, özellikle kullanılan mantık yönüyle farklıdır. Terapist, her danışana bildiği tüm teorileri bir kenara koyarak ve önyargısız bir şekilde yaklaşır. Terapistin aklındaki tek düşünce, kişinin probleminin kökeninin yine kişinin bilinçaltında zihninde olduğu düşüncesidir. Bu yöntemde, sorununuzla ilgili yaşadığınız sıkıntıları ya da belirtileri bastırmanıza ya da kontrol altına almanıza gerek yoktur. Sorununuzun kökeninde yatan asıl sebep ortaya çıkarılır ve bertaraf edilir. Sorununuzla ilgili yaşadığınız tüm korku ve endişeler de otomatik olarak kaybolur ve sonunda hayatınızı ciddi şekilde etkileyen bu sorun artık çok uzakta ve net hatırlamadığınız bir anı halini alır. Geçmişte yaşadığınız travmatize edici ya da can sıkıcı bir olayı tekrar zihninizde canlandırmanız istenmez. Bu tedavi yönteminin sizde oluşturacağı tek şey güzel bir rahatlama duygusudur." ŞEKER HASTASININ BOŞALMA SÜRESİ 1 DAKİKADAN 10 DAKİKAYA ÇIKARILDI "Biz müracaat eden kişilerde bu tür çözüm yaklaşımlarına ek olarak bilinçaltı tarafından benimsenmiş ve otomatikleşmiş zaman algısını da değiştiriyoruz. Geçtiğimiz ay terapisi tamamlanan 47 yaşındaki danışanımız iki yıldır bu sorunu yaşadığı şikayetiyle müracaat etmişti. "Birden bire oldu sanki bir gece bir dakika olmadan boşaldım ve sonra hep olmaya başladı, artık eşimle beraber de olmak istemiyorum, kendimi ona karşı mahcup hissediyorum" diyordu. Yaptığımız çalışmada derin hipnoz altında, kendisi daha gençken cinsel performans, iktidarsızlık konularını konuşan bir arkadaş toplantısında bilgili olduğunu düşündüğü ve çok saygı duyduğu bir büyüğünün cinsel organını işaret ederek "şeker hastalığı bu mereti öldürüyor" cümlesinin bilinçaltı düzeyde güçlü bir telkin olarak algılanması sonucu oluşan inanç ortaya çıktı. Kendisi de iki yıl önce hastanede şeker hastası olduğunu öğrendiğinde bilinçaltındaki bu telkin çalışmaya başlamış ve cinsel performansını anında bitirmişti. Bilinçaltındaki bu çekirdek inanç hipnotik tekniklerle temizlendikten sonra kişinin zaman algısını da değiştirerek eskisinden çok daha iyi bir performansa ulaşmasını 7 seansta başarıyla sağladık. Zaman algısı derken cinsel ilişkiye dair bilinçaltında kabul görmüş subjektif zamanı kastediyorum. mesela bilinçaltı 1 dakikayı makul süre olarak kaydetmişse bir dakikada performansı tüketir, biz ise bir dakika anlayışını değiştirip mesela 10 dakikayı makul süre içerisinde hipnozla yerleştirebiliyor hatta bunun kontrolünü kişiye öğretebiliyoruz. Bazen de kişinin ilişkiye girerken transa girmesini ve zaman algısını bu şekilde devre dışı bırakmasını öğretebiliyoruz."
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
Prezervatife veda zamanı
Tumblr media
Eski Mısır'dan bu yana kullanılan prezervatife alternatif çıktı. Yeni geliştirilen ve hormonal olmayan yöntem, erkeklerde doğum kontrolü sağlıyor. Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, Vasalgel adı verilen ve 2018-2020 civarında Amerika'da piyasaya sürülmesi beklenen yöntem hakkında şu bilgileri verdi: "Vasalgel, medikal araştırma organizasyonu olan Parsemus Vakfı tarafından geliştirilen hormonal olmayan erkek doğum kontrol yöntemidir. Vasalgel, lokal anestezi altında erkeğin sperm taşıyan kanallarına enjekte edilen polimer yapısında bir maddedir. Bu enjeksiyon penise ya da testislere yapılmamaktadır. Sadece spermi taşıyan kanalları geçici olarak tıkamayı amaçlamaktadır. Bir süre sonra da madde vücutta çözünmekte ve etkisini kaybetmektedir. Diğer bir avantajı ise, spermleri bloke ederken, sıvılar kanaldan geçebilmekte böylece ağrı veya basınç hissi gibi cerrahi yöntemlerde oluşabilecek yan etkilere rastlanmamaktadır. Bu nedenle kalıcı kısırlık isteyen erkekler bile Vasalgel'i tercih edebilecek. Yapılacak tek bir enjeksiyonun yıllarca etkili olması en az erkeklerin yüzde 50'si tarafından kolayca uygulanmak isteneceğini düşündürmektedir. Vasalgel'in kondomdan beri FDA'nın (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) onaylayacağı ilk erkek gebelik önleyici yöntem olması bekleniyor. Fakat prezervatif, cinsel temasla bulaşan hastalıkları engellediği için daha uzun süre kullanılacaktır. KISIRLIK HAPI DA YOLDA Bu arada, erkeklerin doğum kontrolü için üretilecek haplarla ilgili çalışmalarda da son aşamaya gelindi. Endonezya'da insan çalışmaları aşamasında spermin yumurtayı dölleme yeteneğinin önlenmesine dayanan bir yöntem denendi. Diğer bir yöntem Amerika'dan. Anti-Eppin adı verilen ve spermlerin yüzme kabiliyetini önleyen bir metod. Hormonal olmayan bu iki yöntem de hap olarak kullanılacak. Bunların yanında, orgazm anında ejekülasyonu durduran başka yöntemler de araştırılıyor. Bu araştırmalar, doğum kontrolünü isteyen ancak yan etkileri dolayısıyla endişe duyan kadınları çok mutlu edecek."
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
Cinsel ilişkiler sıkıntı veya rahatsızlık vermesin!
Tumblr media
İnsan hayatında mutlu ve uyumlu bir cinsel birlikteliğin ne kadar önem taşıdığını artık bilmeyen yok. Ancak ne yazık ki, bazen cinsel ilişkiler keyif yerine, sıkıntı veya rahatsızlık boyutuna ulaşabiliyor.  Tabii çoğu insan da böyle durumlarda ne yapacağını bilmediği için, bunu bir sorun olarak yaşamaya devam ediyor. İşte, bunun için size bazı önerilerimiz var…
Cinsellik İçin Uygun Zamanı Bekleyin!
Partnerinizle birbirinizi sevmeniz, her an onu arzulayacağınız anlamına gelmiyor. Bazen birbirinizi arzulama saatleriniz çatışabilir. Fakat endişelenmenize gerek yok, çünkü bunu ayarlamanız mümkün. Nasıl mı?
Eşinizle sevişmek istediğiniz zaman, bunu ona açıkça gösterin veya ifade edin. Yaklaşımınıza olumsuz yanıt verse bile, bu tarzınızdan vazgeçmeyin ve aşk oyununu siz başlatın. Uyarıldığını hissettiğiniz anda kulağına onun sevdiği bir pozisyonu ya da fanteziyi fısıldayın. Bir başka öneri ise; önce banyo yapın ve eşinizin sevdiği kokuları sürünün, ardından onun en sevdiği iç çamaşırları giyinin ve ona yavaş yavaş yaklaşmaya başlayın.
Romantizm Kokan Bir Ortam Yaratın
Cinsel birliktelik için ortam son derece önemlidir. Bulunduğunuz odanın loş ve sade olmasına dikkat edin. Unutmayın ki, odada bulunan her parça eşya, insan beyni üzerine uyarıcı bir etki yaratıyor. Loş bir ortam uygun olacaktır.
Kafanızdaki Önyargılardan Kurtulun
Çocukluğunda sevgi ve şefkat gören biri, bu davranışları ilerideki yaşantısına da yansıtabiliyor. Ancak geçmişinde bazı temel gereksinimlerden yoksun veya sağlıksız yetişmiş kişiler, bunun yarattığı duyguları atması ve kendini yetiştirmesi gerekiyor. Bu nedenle, öncelikle kafanızdan "İyi kızlar cinsellikten zevk almaz veya ilk adımı atmaz" gibi düşünceleri atın ve eşinizle konuşarak beyninizdeki saplantılardan kurtulun. Gerek duyarsanız, bir uzmandan yardım da alabilirsiniz.
Vücudunuzla Barışık Olun
Çoğu kadın vücudunu ayna karşısında çıplak izlediğinde, görüntüsünden hoşnut kalmayabiliyor. Böyle bir durumda da şu tip bir çelişki doğuyor; kendi vücudunuza bakmaktan hoşlanmazken, eşinizin bundan zevk almasını nasıl bekleyebilirsiniz? Kendinizi ve vücudunuzu sevdiğiniz zaman, mutlu dakikalar yaşamanıza hiçbir şey engel olamaz. Unutmayın ki, en seksi kadın kendine güvenen kadındır!
Hassas Noktalarınızı Keşfedin
Her insanın duyarlı olduğu erojen bölgeleri farklı. Kadınlarda bu noktalar genellikle; yüz, el, ayak, boyun, göğüs ve omuz bölgeleri. Erkeklerde ise yüz, el, ayak, omuz, karın ve kasık bölgeleri. Eşinizde ve kendinizde bulunan duyarlı noktaları keşfederek, cinsel hayatınızda unutulmaz anlar yaşayabilirsiniz.
Takıntılarınızdan Kurtulun
Her zaman yatak odasında sevişecek değilsiniz. Neden biraz da başka mekanları tercih etmiyorsunuz? Bu nedenle, eşinizi arzuladığınızda onu yatak odasına sürüklemekten vazgeçin. Eşinizle hemen o anda ve bulunduğunuz yerde sevişin. Salon, mutfak, banyo; nerede olduğunuz hiç önemli değil. Eşinizle sevişirken değişik pozisyonların gizemini keşfedin. Bunun için hayal gücünüze başvurun. Neler yapabileceğinizi partnerinizle konuşun ve birlikte kararlar alın.
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
Evlilikte cinsel isteksizlik yaşayan 5 kişiden 4'ü kadın
Tumblr media
Günümüz evliliklerinde eşler arası cinsel problemler ve cinsel isteksizlikler sanıldığından çok daha yaygın.  Anadolu Sağlık Merkezi Uzman Psikolog Selin Karabulut, kendisine başvuran üç çiftten en az ikisinin eşinin cinsel isteksizliğinden ya da kendisindeki cinsel isteksizlikten yakındığını söylüyor. Karabulut, "Eşlerin birbirlerine karşı olan cinsel isteksizliklerini doğru ayırt etmek gerekir. Psikiyatrik tanı ölçütlerine göre 'azalmış cinsel istek bozukluğu' belirgin bir sıkıntıya ya da kişiler arası ilişkilerde zorluklara sebep olacak şekilde, sürekli olarak ya da yineleyici biçimde, cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması ya da hiç olmamasıdır. Bu durum genel tıbbi durumdan, kullanılan ilaçların yan etkilerinden bağımsızdır" diyor. Cinsel ilişki için daha az arzu duyan, cinsellikle ilgili düşüncelerinde azalma yaşayan kişilerin evlilikleri bu problemlerden olumsuz etkilenebiliyor. Çiftler arasında yaşanan duygusal, sosyal ve ekonomik sorunların yanı sıra psikiyatrik bozuklukların da cinsel isteksizliğe sebep olabileceğini dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Uzman Psikolog Selin Karabulut, "Ekstramarital ilişki dediğimiz evlilik dışı ilişkiler de, eşlerin birbirine karşı isteksiz oluşunu tetikleyebiliyor. Bunun dışında kadının yeni doğum yapmış olması, çocuğunun ilginin odağında oluşu da önce kadındaki sonra erkekteki cinsel isteği azaltabiliyor" diyor. Karabulut, cinsel isteksizlik yaşayan 5 kişiden 4'ünün kadın olduğuna da dikkat çekiyor. Kadınlar daha fazla cinsel isteksizlik yaşıyor Ülkemizde en çok kadınların kendi ailelerinden edindikleri cinsel bilgiler, cinsel kültür ve bu şekilde kazanılmaya çalışılan cinsel kimlikten etkilenerek cinsel isteksizlik yaşadığını belirten Karabulut, "Cinselliğin bir tabu oluşu, kadının vazifesi olarak görülmesi, ilk gece ile ilgili anlatılan hikâyeler, yasaklar, travmalar ve ahlaki değerler çoğunlukla kadınlardaki cinsel isteksizlikleri tetikliyor. Kadının cinsel anlamda keyif almaması, cinsel eylemden kaçmasına sebep oluyor" diyor. Eşlerin cinsel anlamda kendini açıkça ifade etmesi gerekiyor Birbirini seven, saygı duyan, iyi bir iletişimde olan, duygularını paylaşan, ortak paydalarda gülüp eğlenebilen ve problemlerini çözebilen çiftlerin, genellikle cinsel hayatlarında sorun yaşamadıklarını dile getiren Karabulut, bu şekilde ilişkilerini değerli kılarak canlı tutan çiftlerin heyecanını kaybetmeyeceğini söylüyor. Karabulut, evlilikte heyecanı yitirmek istemeyen çiftlere ise; senede bir defa çocuksuz tatile gitmeyi ve cinsel ilişkideki arzu ve isteklerini açıkça söylemelerini öneriyor. Cinsel isteksizlikte çözüme nasıl ulaşılır "Cinsel isteksizliğin sorun olduğunu kabullenmek gerekir. Kadınlar çoğu zaman 'benim için cinsellik hiç önemli değil, hayatım boyunca yapmasam aramam' şeklinde cümleler kurabiliyorlar ancak böyle bir cümle aklınızdan dahi geçiyorsa burada bir sıkıntı vardır" diyen Karabulut, "Cinsellik yeme-içme gibi doğal bir eylemdir. Bazen çiftler birbirlerini cezalandırmak için aylarca hatta yıllarca birlikte olmazlar. Bu patolojik bir süreçtir, ilişki kaliteleri bozulmuştur. Bunun bir sorun olduğunu kabul ettikten sonra yapılacak ilk iş bu durumu eşinizle konuşmak olmalıdır. Anlamasını beklemek, tahminler yapmak, senaryolar icat etmek doğru değildir. Daha sonrasında alınacak uzman desteği sayesinde, durumun tarifi, sebepleri ve çözüm önerileri bulunacaktır" şeklinde sözlerine devam ediyor. Karabulut, evlilikteki cinsel isteksizliklerin eşler arası ilişkinin sağlıklı bir hale getirilmesiyle çözüleceğini belirtiyor.
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
Bu Aletlerin Fişini Çekin, Kısır Yapıyor?!
Çocuğunuzun olmama nedeni günlük hayatta sıklıkla kullandığınız elektronik aletler olabilir.  Yapılan incelemeler, yaşamınızın parçası olan günlük alışkanlıklarınızın aslında üreme sağlığınızı olumsuz etkileyebileceğini gösteriyor. Üreme sağlığına zarar veren elektroniklerden mümkün olduğunca uzak durmak, en azından kullanmadığınız zamanlarda kapatmak; kısırlıktan korunabilmenin önemli adımlarını oluşturuyor. Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Yardımcı Üreme Teknikleri Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir: "Günlük yaşamınızın parçası olan birçok şey aslında kısırlığınızın nedeni olabilir. Bunlardan uzak durarak sperm ve yumurta kalitenizi arttırabilirsiniz" diyerek çocuk sahibi olamayan çiftleri uyarıyor. İşte üreme sağlığını etkileyen aletler: CEP TELEFONU Cep telefonları, özellikle radyasyon yayan diğer aletler ile birlikte kullanıldıklarında üreme sağlığını olumsuz etkiliyor. Cep telefonlarını bedeninize temas ettirmemeniz ve üreme organlarınıza yakın yerde taşımamanız gerekiyor. Kulaklıkla konuşmanız, yatarken mümkün olduğunca uzak bir yere koymanız veya kapatmanız da önemli korunma yollarından… DİZ ÜSTÜ BİLGİSAYAR VE WI-FI WI-FI (Kablosuz internet bağlantısı) ve diz üstü bilgisayar kullanan erkeklerin yayılan elektromanyetik dalgalar ve testislerde oluşan yüksek ısı sebebiyle erkek kısırlığına yakalanma oranı, kullanmayanlara oranla çok daha yüksek. Bu teknolojik cihazlar, üreme fonksiyonlarını etkileyerek sperm hareketliliğini azaltıyor ve spermin genetik yapısına zarar veriyor. Erkeklerin, bilgisayarlarını dizüstünde değil, masada kullanmalarını öneriyoruz. MİKRODALGA FIRINLAR Mikrodalga fırınların; kadınlarda adet düzensizliklerine, yumurtlama bozukluklarına, infertilite ve düşüklere sebep olduğu gösterilmiştir. Mikrodalga fırınlardan yayılan radyasyonun erkeklerde de sperm sayısını azalttığı düşünülmektedir. Son yıllarda üretilen mikrodalga fırınlardaki radyasyon kaçakları çok azalmıştır. Fırınınızın kapağının sıkıca kapandığından emin olmanız ve çalışırken fırından mümkün olduğunca uzak durmanız sayılabilecek önlemlerden bazılarıdır. ELEKTRİKLİ KÜÇÜK ALETLER Bu cihazların birçoğu tek başına zararlı değildir. Aynı anda kullanılan birden fazla cihazın etkileri birleşerek zararlı olabilir. Çalışan cihazlardan uzak durmak ve kullanılmadıkları zaman fişten çekmek bu cihazların sebep olabileceği zararlı etkilerden korunmanızda yardımcı olur.
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
Cinsel sorunlar daha da büyüyor!
Toplumda cinsellliğin mahrem olarak kabul edilmesi ise bu konuda yaşanan soruların çoğu zaman gizli kalmasına yol açıyor.  Cinsel sorunları bu nedenle "gizli kanamaya" benzeten uzmanlar, bireylerin hem kendi içlerinde hem de ilişkilerinde yaralandığını ve acı çektiğini söylüyor. Uzmanlara göre, okullarda yaşa uygun verilecek eğitimler, cinsel işlev bozukluklarının yaşanmaması için alınacak en etkin çözümlerin başında geliyor. Cinsellik, kuşkusuz yaşamın en önemli parçalarından biri. Düzgün, doyumlu giden bir cinsellik yaşamın diğer alanlarına da olumlu yansımaları olurken, bunun tersi de doğal olarak yaşamın diğer alanlarını olumsuz etkiliyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Dr. Uzman Psikolog Cengiz Demirsoy, kadınlarda en sık görülen cinsel sorunları; vaginismus, cinsel isteksizlik, anorgazmi (orgazm olamama) ve disparoni (ağrılı cinsel ilişki) olarak sıralıyor. Erkeklerde ise sertleşme bozukluğu, erken boşalma ve cinsel isteksizliğin cinsel işlev bozukluklarında ilk sıralarda yer aldığını belirten Dr. Demirsoy, bu sorunların çoğunun temelinde psikolojik etkenlerin yattığını söyledi. Demirsoy, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Klinik ortamda çok sık karşılaşılan cinsel işlev bozukluklarının, toplumdaki genel sıklığını tam olarak bilemiyoruz. Bunun en önemli nedeni ise cinselliğin toplumda mahrem bir konu olarak görülmesi. Dolayısıyla, cinsel sorunların kliniğe başvurmayanlar arasında da sık olduğunu tahmin ediyoruz." Çözümü zamana bırakılan sorun daha da büyüyor! Cinsel İşlev Bozuklukları için yapılacak ilk şeylerden birinin eğitim ve bilgilendirme olması gerektiğinin altını çizen Uzman Psikolog Cengiz Demirsoy, "Bu, okullarda toplu olarak yapılabilir, öğrencilerin yaşına uygun bir eğitim verilebilir. Evlilik aşamasında olan çiftler, cinsellik konusunda hem genel olarak hem de karşılaşılması muhtemel sorunlar açısından bilgilendirilebilir"dedi. Eğitime rağmen yine cinsel sorunlar yaşanabileceğini belirten Demirsoy, bu durumda da uzmanlara başvurulmasını önererek, "Sorunun çözümü zamana bırakılmamalı. Çünkü zaman içinde sorun genellikle daha da büyür" uyarısında bulundu. Eşlerin katılımı tedavinin başarısını yükseltiyor Uzman Psikolog Cengiz Demirsoy, cinsel sorunların tedavisinde ise eşlerin birlikte bulunması tedavi başarısını yükselttiğini belirterek, konuyla ilgili şunları söyledi: "Bu erkeğin sorunu, erkek gitmeli ya da bu kadın cinsel sorunu kadın gitmeli yaklaşımı doğru olmaz. Çünkü ister kadında olsun ister erkekte olsun sorun ikisini de ilgilendirir ve eşin tutumu sorunun artması veya iyileşmesinde önemli rol oynar. Örneğin vaginismus kadına ait bir cinsel sorundur ama bu sorunun sürmesinde eşinin tutumu çok önemlidir. Eşin tutumu olumluysa vaginismus tedavisi başarıyla ilerler, eğer olumsuzsa sorun çözümsüz olarak kalabilir. Aynı şekilde erken boşalma sorunu yaşayan erkeğin eşinin de tedavide yer alması ve yardımcı olması sürecin çok hızla başarıya ulaşmasını sağlayabilir." Eşlerden birinde yaşanan sorun diğerinde de yeni sorunları getiriyor! Eşlerin birlikte tedaviye katılmasının tedavinin başarısındaki etkisinin dışında bir diğer faktörün de eşin yaşadığı cinsel sorundan etkilenip başka bir cinsel sorun yaşanılması olduğuna dikkat çeken Demirsoy, "Böyle olduğunda sorun daha da çetrefil bir hale gelebilir. Örneğin kadındaki vaginismus neticesinde erkekte sertleşme bozukluğu, erken boşalma veya cinsel isteksizlik gelişebilir. Erkekte sertleşme bozukluğu veya erken boşalma varsa, bu durumun uzun sürmesi halinde kadında orgazm olamama, cinsellikten zevk alamama ve sonunda da giderek cinsellikten soğuma ve uzaklaşma olabilir. Bu nedenle, bir cinsel sorunu tek başına değil, eşlerin birlikte katılacakları bir tedavi süreci halinde ele almak gerekir. Eğer bu sağlanırsa, cinsel sorunlarda psikolojik tedavi ile yüksek düzeyde başarı sağlanır" dedi.
0 notes
cs31cs-blog · 7 years
Text
Erkeğin yatak performansını artırmanın 7 yolu
Tumblr media
Kocanızın ya da sevgilinizin cinsel ilişkide aktif kalma süresini uzatmak için 7 öneri Dünyada birçok erkeğin cinsel aktivite süresi 1,5 ile 7 dakika arasında değişiyor. Fakat erkeklerin büyük bir bölümü 2 dakika ya da daha az bir süre içinde boşalıyor ve partnerlerini cinsel yönden tatmin edemiyorlar. Türkiye'de de durum bundan ibaret. Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak'a göre, hızlı başlayan ve çabuk biten bir seks anlayışımız var. Daha çok tek taraflı, genellikle erkeğin işini bitirmesine odaklı bir seks hayatı yaşıyor insanımız. Hatta bu durum şarkılarımıza bile yansımış. O şarkıda 'Sevmek bir ömür sürer, Sevişmek bir dakika' diyor. Fakat bilim adamlarına göre ideal seks süresi ortalama 4 dakika olmalı. Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, erkeğin seks süresinin 1 saate kadar uzatılabileceğini söylüyor. Psikolog Mehmet Başkak'ın, erkeğin seks süresini uzatan kadınlara özel tavsiyeleri şöyle: İLİŞKİ ÖNCESİ MASTÜRBASYON YAPMASINI SAĞLAYIN Erkek dolu bir tüfek gibi aşırı istekli olduğunda bazen bir dokunması bile kontrolsüz boşalma sebebidir. Evet, erkeğin mastürbasyon yapmadan başladığı bir cinsel ilişki, dolu bir silahla dışarı çıkmak gibidir. Cinsel ilişkiden bir ya da iki saat öncesi erkeğin mastürbasyon yoluyla boşalması cinsel ilişki anında hemen boşalmasına engel olur. Partnerinizle yavaş ve sıcak bir ön sevişme sayesinde, onun tekrar uyarılmasını sağlayabilirsiniz. Böylelikle partneriniz cinsel ilişki sırasında kendisini sizin durumunuza ve cinsel ritminize göre ayarlayacaktır. BİR HİPNOTERAPİST BULUN VE SİZ ZAHMET ETMEYİN Yıllardır erken boşalma sorunu yaşayan erkeklere hipnozla kolay çözüm bulunabiliyor. Klinik hipnozun cinsel sorunların tedavisine ciddi katkıları var ve ülkemizde de gittikçe yaygınlaşıyor. Hipnoz ile erkeğin erken boşalma sebepleri bulunur ve aşırı heyecan, performans kaygısı, boşalacağım korkusu hipnoterapist tarafından temizlenerek, orgazmın kalitesi iki taraf için de artırılabilir. ALIŞKANLIKLARINIZIN DIŞINA ÇIKIN Uzun süredir aynı kişiyle cinsel birliktelik yaşayınca, artık rutin haline gelen pozisyon tercihleriniz nedeniyle, partnerinizin vücudu ne zaman ne olacağına programlanmış olabilir ve normalden daha erken boşalabilir. Yeni pozisyonlar denemeniz ya da dikkat dağıtıcı şeyler yapmanız partnerinizin cinsel dayanıklılık süresini arttıracaktır. Ne kadar farklı ve alışılmamış olursa, o kadar iyi... BOŞALMASINI GECİKTİRMEYİ DENEYİN Bunu yapabilmek için kadının deneyimli olması ve ilişkiyi kontrol edebilmesi gerekiyor. Partneriniz boşalma noktasına geldiğini hissettiğinizde, ondan durup 1 dakika kadar beklemesini ve sonra devam etmesini isteyin. Herkesin bir geri dönülemez noktası vardır. Bu ana ulaşmadan biraz durdurmayı başarabilirseniz, partneriniz vücuduna orgazm olma noktasını geciktirmeyi öğretir ve bu arada da siz orgazma ulaşabilirsiniz. CİNSEL ORGANINI TUTUN, BOŞALMASIN Bunu elinizle ya da bu amaçla, cinsel sağlık ürünleri kapsamında üretilmiş halka şeklindeki ürünleri kullanarak yapabilirsiniz. Bu tür hareketler partnerinizin boşalmasını fiziki olarak engelleyecektir. Bunu su akışını kesmek için, bir hortumu yarısından tutup bükmeye benzetebilirsiniz. Biraz tutulunca boşalma duygusu geri gidecektir. Bunu yaparken dikkatlice yapın. Boşalmaya yakın dikkat dağıtıcı herhangi bir makul hareket de benzer etkiyi sağlayabilir. TAI CHI, YOGA YA DA KEGEL EGZERSİZLERİ YAPMASINI İSTEYİN Tai Chi ve yoga gibi disiplinler bedensel ve zihinsel kontrolü sağlamaya yönelik sporlardır. Bununla birlikte Kegel egzersizleri de cinsel terapide sık kullanılan tekniklerdendir. Bu egzersizlerin hepsi pelvik taban kaslarının güçlenmesini sağlayarak, partnerinizin orgazm spazmlarını kontrol etmesine yardımcı olacaktır. Evet, erkekler de tıpkı kadınlar gibi Kegel egzersizleri yapabilirler. ERKEĞİNİZİ BİR OTOHİPNOZ EĞİTİMİNE GÖNDERİN Bu yöntem insanın zihnini kontrol etmeyi öğreten önemli teknikleri içerir. Bilinçaltında erkeğin seks süresi nasıl kayıtlı ise boşalma buna göre gerçekleşecektir. Erken boşalan bir erkek, daha ilişkiye niyetlenmişken ya da partnerinden ilişki sinyali almışken kendi kendine "eyvah boşalacağım" telkinleri verir farkında olmadan ve bu bilinçaltındaki seks süresinin yetersiz olma sebeplerindendir. Otohipnoz kısa sürede öğrenilen bir tekniktir ve bilinçaltınızdaki seks süresini otohipnozla kendi kendinize uzatabilirsiniz. Hipnozla cinsel terapi yöntemleri erkek zihnindeki seks süresini 1 saate uzatacak tekniklere ve imkanlara sahip. Zahmetsiz ve kalıcı bir yöntemdir. HİSSİZLEŞTİRİCİ/UYUŞTURUCU SOLÜSYONLAR KULLANILABİLİR Eğer sorun etmeyecekseniz bir uzmana danışarak geciktirici kremler, solüsyonlar kullanabilirsiniz. Dikkatli ve bilinçli kullanıldığında çözüm olabilir. Bu tür destekler uyuşturucu etkiye sahiptir ve erkeğin penisine ilişki öncesi uygulanınca peniste hissizleşme, uyuşma meydana getirir bu ise boşalmayı geciktirir. Bu tür destekler mutlaka bir uzmana danışılarak ve aşırıya kaçmadan uygulanmalıdır. Aşırı uygulanması kadın vajinasını da uyuşturabileceğinden her iki tarafın da ilişkiden zevk alma kalitesini düşürebilir.
Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak: "KABULLENMEYİN, ZOR DEĞİL" "Yatak odasındaki hayat insanların en az bilgiyle başladıkları hayattır genellikle... Ülkemizde de insanlar cinsel eğitim alamadan evlenip, birlikte olmaya başladıklarından yaşanan birçok sorun ya gizli kalıyor ya da bastırılıp kabullenilerek yaşama devam ediliyor. Açıkçası ilişkinin kalitesi, tarafların birbirlerine zevk verebiliyor olması ana kriter. Bu açıdan seks süresi önemli kriter olmayabilir ama erkeğin kadına orgazm yaşatmadan sadece kendi tatminine odaklı bir ilişkide elbette ki seks süresi birincil öneme sahip. Ancak çiftler kısa seks süresini çoğu zaman kader gibi kabul edebiliyor. Oysa hipnozla cinsel terapi yöntemleri erkek zihnindeki seks süresini 1 saate uzatacak tekniklere ve imkanlara sahip..."
0 notes