Tumgik
#eğlen
bakbi3452 · 7 months
Text
AMİRAL BATTI (KLASİK DEFTER OYUNU)
Emeğe saygı ve kanala destek için YouTube kanalımıza abone olmayı ya da sitemizdeki reklamlardan bir tanesine tıklamayı unutmayın. AMİRAL BATTI klasik defter oyunlarındandır. Amaç rakibin gemilerini batırıp oyunu kazanmaktır. Oyun iki kişiyle oynanır. Oyuncular birbirlerinin oyun alanını görmemeliler. Oyun başlamadan önce her oyuncu kendi gemilerini dikey ve yatay doğrultuda oyun alanına…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
ozlem-tania-gedik · 2 years
Photo
Tumblr media
Hayat sevdiklerimizle güzel Life is beautiful when you get your besties around you Gülüp,eğlenip mutluluğu paylaştığımız muhteşem bir zaman... #eğlen #gül #deniz #dostluk #sun #sea #besties #love #friendship #солнце #море #друзья (Tırmata Beach) https://www.instagram.com/p/CgJUlCeLXpz/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
bigcollections · 5 months
Text
GEZENOKUL - MEGA+
Tumblr media
Gezen Okul: Eğitimin Keyifli Adımları İstanbul'da! GezenOkul.com, öğrencilere eğitimlerini desteklemek ve farklı deneyimler kazandırmak amacıyla düzenlenen okul gezileri ile ön plana çıkan bir platformdur. İstanbul'un tarih, kültür, ve sanat dolu mekanlarını keşfetmek isteyen öğrencilere unutulmaz anılar ile okul turları ve okul gezisi yapılacak yerler fırsatı sunar. Gezen Okul'un Sunduğu Deneyimler: Eğlenceli ve Eğitici Geziler: Gezen Okul, öğrencilere sadece eğlenceli değil, aynı zamanda öğretici ve bilgi dolu geziler sunar. Her gezide öğrenciler, yeni şeyler öğrenirken eğlenceli bir zaman geçirir. İstanbul'un Tarihi Mekanları: Okul gezileri İstanbul olarak, İstanbul'un tarihi zenginliklerini keşfetme fırsatı sunar. Öğrenciler, tarihi dokusuyla ünlü yerleri gezerek geçmişle buluşur. Bilim ve Sanatın İzinde: Gezen Okul, bilim ve sanat alanlarında öğrencilerin ilgisini çekecek etkinliklere ev sahipliği yapar. Müzeler, sanat galerileri ve bilim merkezleri gibi mekanlar gezilerin vazgeçilmezidir. Eğitimle Eğlen: Gezen Okul, eğitimi sıkıcı olmaktan çıkarır. Öğrenciler, eğlenceli etkinliklerle bir araya gelirken aynı zamanda öğrenme sürecini deneyimler. Neden Gezen Okul Tercih Edilmelidir? Eğitici ve Eğlenceli Geziler: Gezen Okul, öğrencilere sadece eğlenme değil, aynı zamanda öğrenme fırsatı sunar. Güvenli ve Organize: Geziler, öğrencilerin güvenliği gözetilerek titizlikle planlanır ve organize edilir. Çeşitli Programlar: Gezen Okul, farklı yaş gruplarına ve ilgi alanlarına hitap eden çeşitli programlar sunar. İstanbul'un Zenginlikleri: Öğrenciler, İstanbul'un kültürel ve tarihi zenginlikleriyle tanışarak bilgi birikimlerini artırır. Eğer öğrencilerinize eğlenceli, öğretici ve unutulmaz bir deneyim sunmak istiyorsanız, GezenOkul.com adresine göz atın ve İstanbul'un keşfedilmeyi bekleyen güzelliklerini keşfedin!
478 notes · View notes
Text
Nişanlımı Erasmusta Aldattım! (Aleyna 23 Y., İzmir)
Herkese selam. İsmim Aleyna, 23 yaşında üniversite öğrencisiyim. 4 yıldır Hakan isimli bir çocukla çıkıyordum. Ciddi düşündüğümüz için de nişanlandık ve bekaretimi Hakan'a verdim. Ama ilişkimizin ikinci yılında kendisini aldatmış bulunmaktayım. Şöyle ki, o zamanlar ikimiz de üniversite 2. sınıftayken Erasmus için başvuru yapmıştık. Ben Erasmusa gitmeyi çok istiyordum, Hakan ise benim ısrarlarım sonucu kabul etmişti. Neyse sonuçlar açıklanmış ve bana Polonya, ona Çekya gelmişti. İkimiz aynı yere gidemiyorduk. Bu durum sonrası çok üzülmüştüm ve bunu fark eden Hakan da, "Sen git çok istiyorsan!" dedi. Ben de, "Bir dönem ayrı kalacağız ama!" deyince, "Olsun, insanın hayatında kaç kez yurt dışında yaşama fırsatı gelir ki, sen git, eğlen, ben sana ve aşkımıza güveniyorum!" dedi. Ben de ona sarılıp teşekkür ettim.
Başvuru sonrası okul onayı, vize süreçleri gibi şeyleri tamamladım ve güz dönemi için Polonya'nın başkenti Varşova'ya gitmek için hazırdım. Hakan'la havalimanında vedalaşıp, uçakla Varşova'ya vardım. Havalimanında beni okuldan gönderdikleri bir mentör karşıladı ve kalacağım yurda beni yerleştirdi. Yurtların erkek-kız karışık olduğunu biliyordum, ama aynı koridorda, hatta yanyana odalarda kalacağımızı tahmin etmiyordum. Neyse ki oda arkadaşım kız idi. İlk haftam okula belge teslimi, şehiri biraz gezme ve yeni arkadaşlar edinmeyle geçmişti. Haftasonu gelip çatmıştı. Cumartesiydi ve herkes diskotek tarzı gece klüplerine gitmek için hazırlanıyordu. Yurtta tanıştığım, adı Ece olan kız da beni davet etti. Önceleri yok mok dediysem de, "Çok eğleneceğiz, Türkiye'deki klüplerden farklı, ortam çok iyi!" diyerek beni ikna etmişti. Ayrı da olsak, Hakan'la hergün telefonla görüşüyorduk. Hakan'ı aradım, "Ben yatıyorum!" diyerek yalan söyledim. Ece ve birkaç arkadaşıyla bir klübe gittik.
İçeri girer girmez gerçekten farklı bir yer olduğu belliydi. Ortada kocaman bir pist ve herkes disko müziği eşliğinde çift olarak dans ediyordu. Şöyle anlatayım, ortada kızlar tek dans ederken, erkekler ellerini uzatarak dans teklifinde bulunuyor ve birlikte dans etmeye başlıyorlardı. Pistte eşli olmayan çok az kişi vardı, çoğu da erkekti, onlar da sanırım danslarını kabul eden bir kız bulamamışlardı. Neyse, ben elime içki alıp dans edenleri izlemeye başladım. Ece de direkt piste atlayıp dans ederken, bir Polak erkek tarafından kapılmıştı. Sözde dans ediyorlardı, ama çocuğun eli Ece'nin götünde duruyor, Ece ona kucak dansı yapıyor gibi, arada ona götünü dönüp sürtünüyordu ve bunun adına dans diyorlardı!
Ağzım açık şekilde olanları izlerken, çocuk Ece'yi öpmeye başlayınca, "Yuh artık!" dedim. Elimdeki içkiyi diktim kafama ve 'Sigara odası' denilen aynı zamanda herkesin orturup sohbet edip sosyalleşmeye çalıştığı bir bölüme geçtim. Bir süre sonra Ece yanıma geldi ve oturup bir sigara yaktı. Bana, "Nasıl, beğendin mi ortamı?" diye sordu. Ben, "Güzel de, herşeyin bu kadar ortada ve hızlı olduğunu düşünmemiştim, az önce tanımadığın bir çocukla öpüştün. Sahi nerede o çocuk?" deyince, "Bilmem, gidip başkasına salça olmuştur!" deyince bir şok daha yaşadım. Yüzümden okumuş olmalı ki, bana, "Alışırsın merak etme, kim nereden bilecek, burada olan burada kalır, hem Polak erkekler yatakta çok iyi, sana tavsiye ederim!" dedi. Bu sözleri beni azdırmıştı, ama Hakan'a ihanet etmek istemiyordum.
Yanımıza Ece'nin bir arkadaşı geldi ve 'Kamikaze' isimli bir içkiyi bize ikram etti. Bir tür Vodka-Tekila kokteyli idi ve 4 shottan oluşuyordu, tadı da çok güzeldi. Kaç shot içtim hatırlamıyorum, ama kafam çok güzel olmuş ve Ece'nin anlattıklarının gazıyla da kendimi pistte bulmuştum. Müziğin ritmine kapılmış dans ederken birden bir elin belime sarıldığını fark ettim. Çocuk beni itice kendine çekti. Sırtım dönük şekilde, arkamdan bana yapışmış, elini göbeğimin üstüne koyup iyice kendine yapıştırıyordu beni. Sanki tek vücut olmuştuk. Ben daha çocuğun yüzünü bile görmüyordum, ama sesimi çıkarmamış ve kendimi onun kollarına bırkamıştım. Birden boynumu öpmeye başlayınca hafiften kendime geldim ve hemen kollarından ayrılıp kenara çekildim.
O zaman yüzünü görebilmiştim. Çocuk çok uzun boylu ve çok yakışıklıydı. Sarışın ve mavi gözleriyle Polak olduğu da kesindi. Ben hareketsiz durunca bana iyice yaklaştı ve kolumdan tutup tekrar kendine çekip benimle dans etmeye başladı. Aynı o çocuğun Ece'ye yaptığı gibi ellerini götüme atmış ve yüzüme doğru yaklaşmıştı. İşte o an kontrolümü kaybetmiştim. Kalbim bana (Git uzaklaş!) diyordu, ama beynim (Hakan'ın nereden haberi olacak, keyfini çıkar!) diyordu ki, tam o sırada çocuk dudaklarıma yapıştı ve beni öpmeye başladı. Ben de beynimin kararına uymuş ve öpücüklerine karşılık veriyordum. Çocuk ellerini memelerime götürüp okşamaya başlayınca kendimi kaybettim ve elimi çocuğun önüne atıp sikini okşamaya başlayınca, çocuk elimden tuttuğu gibi beni pistten aldı ve klübün dışarısına çıkardı.
Gittiğimiz klüp büyük bir parkın içindeydi, heryerde ağaçlar vardı, sanki ormanın içindeymişiz gibiydi. Çocuk halen elimden tutmuş, beni arkalara doğru götürüyordu. Heryer çok karanlıktı ve arkalara yaklaştıkça ağaçlara yaslanmış ve sevişen insanları az da olsa görebiliyordum. Çok azmıştım ve çocuğun da aynısını bana yapmak için getirdiğini anlamıştım. Hemen beni boş gördüğü bir ağaça yasladı ve dudaklarıma yapıştı. Bir yandan beni öperken, bir yandan da üstümü çıkarıyordu. Artık sadece sütyenimle kalmıştım ve ben de onun üstünü çıkarttım. Elini arkama atıp sütyenimin kancasını da açınca, ben de kollarımı yukarı kaldırıp sütyenimi çıkarmasına yardımcı oldum. Memelerimi öpüp yalamaya başlayınca resmen çıldırdım ve hemen elimi kemerine atıp çözmeye başladım. Kendime inanamıyordum, daha ilk haftadan, tanımadığım, ismini dahi bilmediğim yabancı bir çocukla öpüşmüştüm ve ona sakso çekmek için kemerini çözüyordum!
Kemerini çözüp pantolonunu ve boxerını biraz indirdikten sonra yere çömeldim. Sünnetsiz ve kalın siki karşımdaydı. Hemen ağzıma alıp sakso çekmeye başladım. O da elini memelerime götürüp avuçlamaya başladı. Hava da biraz soğuktu, ama ben aldığım zevk ve adrenalinden ateş gibiydim. Çok sürmeden beni kaldırdı ve kotumun düğmesini açıp, kotumu ve külodumu dizlerime kadar indirdi, cüzdanından kondom çıkartı. Kondomu açmaya çalışıyordu, aldım elinden, dişimle yırtıp açtım ve sikine geçirdim. O da hemen beni yüzüm ağaça dönük şekilde çevirdi. Ellerimi ağaça yaslayıp biraz eğildim. Sikini arkadan amıma sürtmeye başlayınca ben inlemeye başladım bile. Birkaç kez sürttü sonra sikini amıma soktuğu gibi pompalamaya başladı. Benim de zevk inlemelerim arttı. Çığlıklarım yüksek çıkmaya başlayınca elini ağzıma koydu.
Beni bir 5 dakika öyle siktikten sonra boşaldı, ama ben halen orgazm olamamıştım. Kondomu sikinden çıkarıp bir köşeye attı, kotunu da yukarı çekti ve yerdeki tişörtünü de alıp hiçbir şey demeden gitti. Resmen 15-20 dakikada beni pistte kaptı, öptü, sonra da buraya getirip sikip bıraktı. Ben de hemen üstümü giyip klübe geri döndüm. Kendime bir Kamikaze daha alıp sigara içme bölümüne geçtim, masada oturup içmeye başladım. Ece beni görüp yanıma geldi, yanında adlarının Murat ve Selman olduğunu öğrendiğim iki Türk genci vardı. İkisi de çok yakışıklıydı. Onlar da öğrenciydi, ama bizim gibi Erasmus değil de Full-Time eğitim alıyorlardı.
Ece bana, "Hadi kalk gidelim!" deyince, "Nereye?" diye sordum. "Arkadaşlar bizi evlerine davet etti!" dedi. Anlamıştım, çocuklar bizi eve atıp sikeceklerdi ve ben az önce yaşadığım olayın etkisindeydim ve halen azgınlığım geçmemişti. Ama aklıma Hakan geldi. Yurda dönmek istediğimi söyleyince, Ece, "Dönemezsin, çünkü yurt görevlilerine geç geleceğini bildirmediğin için bu saatte seni kabul etmezler!" dedi. Böyle de bir saçmalık varmış, yani saat 24:00'ü geçince yurtlar kapanıyormuş. Yapacak birşey yoktu. Taksiye bindik. Yolda Selman benim, Murat ta Ece'nin dudaklarına yapıştı, öpüşerek çocukların evinin yolunu tuttuk.
Ev küçük, 1+1, sıradan öğrenci eviydi. Selman beni odasına götürdü. Yatağa uzanıp bir yandan soyunup bir yandan da öpüşmeye başladık. Bana sürekli, "Çok güzelsin, aşkım, bebeğim!" diyordu. İkimiz de çıplak olunca Selman sikine kondom takıp direk amıma girdi ve beni misyoner pozisyonunda sikmeye başladı. Artık ben de ona, "Sik beni aşkım, durma!" diyordum. Yan odadan da Ece'nin de inleme sesleri geliyordu. İkimiz de inleye inleye sikiliyorduk. Selman bacaklarımı omzuna alıp beni sikmeye devam etti. Ben artık aldığım zevkten dayanamayıp orgazm olmuştum. Bir süre beni o şekil siktikten sonra domaltıp, arkadan tekrardan amıma girdi. Yaklaşık 20 dakika sikiş sonrası Selman da boşaldı. İkimiz de yatağa uzandık. Yan odadan da sesler kesilmişti. Birkaç dakika sonra Selman'la Murat yer değiştirdiler. Murat bana geldi, Selman da Ece'ye gitti. Murat gelir gelmez inik olan yarağını ağzıma verdi. Ben de yalayarak tekrar kaldırdım ve direk domalıp içime aldım. Murat ta beni pozisyondan pozisyona sokarak bir yarım saat sikti ve ikimiz de neredeyse aynı anda boşaldık. Yorgunluktan uyuya kalmışım
Sabah uyandığımda Murat'ın kollarında, ona sarılmış halde buldum kendimi. Dün gece aldığım zevki düşündükçe, Hakan'a olan sadakatim gittikçe azalmıştı. O gün akşama kadar, Murat ve Selman benle Ece'yi sikerek resmen seks partisi yaptık. Ben arada Hakan'la görüşmek için dışarı çıkıyor, görüntülü konuşup, tekrar eve giriyor kendimi Selman'ın kollarına atıyordum.
Erasmus boyunca kaç erkekle birlikte oldum anlatamam. Ece ile her haftasonu farklı klüplere gidiyorduk. Kendimi değişik ülkelerden erkeklere ve arada yine Murat'la Selman'a siktiriyordum. Erkek yada kız olsun, Erasmusa gidip te sevgilisini yada nişanlısını aldatmayan yalan söylüyordur. Ben aldattım ve pişman değilim, aksine hayatımın en güzel zamanlarıydı!
[Aleyna]
103 notes · View notes
istekligurbetci · 9 months
Text
Kayınbabamın yarağı Sağ olsun (Semragül 33 Y., Muğla)
Merhabalar, ben Semragül. Buğday tenli, simsiyah saçlı, sexy vücuda sahip bir kadınım. Evliyim ve bir çocuk annesiyim. Kocamla 10 yıldan fazla evliyiz, fakat yarağa tam olarak doymadım. Son zamanlarda heyecan denilen şey sıfırlandı gibi bir şey, erkenden seks hayatımız bitti. Kocam artık beni sikmiyordu, kocamın işyerinde çalışan genç bir sekreterle sikiştiğinden şüpheleniyordum, fakat elimde kanıtım yoktu. Bir gün artık evdeki gerilimli atmosfere dayanamdım ve kocama boşanmak istediğimi söyledim. Kocam da, "Hayatım, sen Depresyona girmişsin, senin uzun ve güzel bir tatile ihtiyacın var. Sana bir teklif, al çocuğu da şöyle bir babamın yanına git, bir süre kal orda, tatil yap, gez eğlen!" dedi. Ben, "Tamam da, bu bizim durumumuza çözüm mü şimdi? Ömür boyu orada mı kalacağım, sorunumuza çare arasak daha doğru değil mi?" dedim. Kocam, "Sen şimdi bir git, hem havan değişir, eski arkadaşlarını falan da görmüş olursun, sıkıldığında atla gel, o zaman bir çaresine bakarız!" dedi. Daha fazla üstelemedim, işime de geldi, bekarlık arkadaşlarımı ve hatta ve hatta eski sevgilimi, ilk göz ağrımı da görebilme umuduyla "Peki tamam!" dedim.
Kayınbabam 54 yaşında, sırım gibi, her gün yürüyüşünü, koşusunu yapan sportmen biri. Aslında az rüyalarıma girmedi. Kocamla yapamadığım sevişmelerimin, yaşayamadığım orgazmlarımın kahramanı düşlerimde kayınbabam olmuştur. Kaynanamın vakitsiz ölümünden sonra, bir çok adaylar olmasına rağmen evlenmeyerek, yaşamını tek başına sürdüren, gününü gün eden biri. Üstelik evine bekar ve dul kadınların seks amaçlı ziyaretleri hiç eksik olmaz. Bu durumda evinde çocuklu bir kadını ister mi, isterse ne kadar süre ile tahammül edebilir, sormadan gitmek olmazdı. Kocam meğer daha önce kayınbabamla konuşmuş, ayarlamış, bizleri bekliyormuş. Gittiğimizde çok sevecen ve istekli karşıladı bizi, "Hoşgeldiniz güzelim, yeriniz hazır, ev senin, ne istiyorsan, nasıl istiyorsan o şekilde hareket et, rahat ol!" diyerek beni gerçekten de ilk günden çok ama çok rahatlattı.
Kayınbabamın evi iki katlı, üst katta yatak odaları, altta geniş bir oturma grubu, açık mutfak ve küçük bir yatak odası daha olan yazlık tipi evlerden. Çocuğum bebekliğinden beri ayrı odada yattığından, üçümüze de yukarıda birer oda düşmüş oldu. Yanyana üç yatak odasından benim odam ortada, bir uçta kayınbabamın, bir uçta da çocuğumun odası olmak üzere odaları paylaştık. Banyo tam da benim odamın karşısındaydı. Daha ilk geceden kayınbabamın ziyaretine o meşhur kadın arkadaşlarından biri geldi. Bizi tanıştırdı. Kadın kocasından ayrılmış normal bir evkadını idi, fakat kıyafetleri ve hareketleri Orospu gibiydi ve kayınbabamla sikişmeye geldiği her şeyinden belli oluyordu. Kendime inanamıyordum, kayınbabamı o kadından kıskanmıştım, fakat belli etmedim ve gece biraz ilerleyince onları yalnız bırakarak odama yatmaya gittim. Fakat sıcaktan uyuyamadım, odamın kapısını açtım ve tekrar yattım. Yarım saat sonra da kayınbabamla o kadın yukarı kayınbabamın odasına çıktılar. Nasıl sikiştiklerini malesef göremiyordum, fakat her nekadar sessiz olmaya çalışsalarda inleme sesleri benim odamdan duyuluyordu, kayınbabam kadını tam iki saat inlete inlete sikti...
Beni uyuyorum biliyorlardı, sikişmeleri bittikten sonra kadın giyinik, kayınbabam da çırılçıplak bir şekilde çıktılar alt kata indiler, kayınbabam kadını gönderdi. Sonra sikini sallaya sallaya yukarı çıktı ve banyoya girdi, (ben uyuyorum diye herhalde) banyonun kapısını kapatmadan duşunu aldı, sonra da gitti yattı. Aklım başımdan gitmişti. Hemen o saat karar verdim, ne yapıp edip kendimi kayınbabama siktirmeliydim. Birkaç gün bilerek ve isteyerek, odamın kapısını açık tutarak ve üstümü güya delice uyur numarasıyla açarak, her bir yerlerimi kayınbabama sergiledim...
O haftanın sonunda kayınbabam, "Yavrum, bu akşam seninle kafaları bir çekelim, çok güzel balık ayırttım, özlemişsindir, gecenin keyfini çıkaralım!" dedi. "Oh, harikasın babacığım!" deyip, hemen fırlayıp sarıldım. Ama ne sarılma. Tüm bedenimi, göğüslerimi, göbeğimi olduğu gibi kayınbabamın vücuduna yasladım. O da ister istemez, düşmemek için, elleriyle beni sarmaladı. Epey bir süre öylece birbirimize sarılı kaldık. Ayrıldığımızda ikimiz de titriyorduk, nefes alış verişlerimiz değişmişti. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu sanki. Kayınbabam, "Ben balıkları alıp geleyim!" diyerek hemen dışarı çıktı. Kocama ilk kez dua ettim, iyi ki beni buraya göndermiş diye. Artık ne eski sevgilim, ne de eski arkadaşlarım gözümdeydi. İllaki kayınbabamla olacaktım. Geceleri oram buram açık, sereserpe kendimi röntgenletirken, az mı azıp azıp kendimi tatmin etmiştim. Artık bugün bu iş tamamdı. Hemen banyoya seğirttim, zaten kaymak gibi olan amcığımı bir kez daha güzelce traşladım, kayınbabamın ağzına layık duruma getirdim ve en sexy kıyafetimi giyip hazırlandım...
Kayınbabamla yemeğimizi yerken, içkimizi de hafif hafif yudumluyorduk. Çocuğum karnı doyduktan sonra alışkın olduğu erken saatte, uyumak için odasına çıktı, artık sabaha kadar deliksiz uyurdu. Ben, göğüs dekoltesi oldukça derin bir giysiyle, bilerek ve bildirerek, eğilerek kayınbabama göz banyosu yaptırıyordum. Hiç konuşmuyorduk. Bir kez kadehlerimizi tokuşturmuştuk, ondan sonra herkes istediği gibi içkisini yudumluyordu. Gözlerimiz gözlerimizde, ben boyuna frikikler verirken, kayınbabamın gözleri memelerime kayıyor, diliyle dudaklarını yalıyor ve tekrar gözlerini gözlerime dikip kadehinden yudumunu alırken, ben de aynı onun gibi dilimle hem dudaklarımı hem kadehimin kenarını yalıyor ve içkimden yudumlar alıyordum. Konuşmasak da, ikimiz de birbirimizi arzuluyorduk...
Yeterli bir süre flört ettikten sonra kadehimden birkaç damla içkiyi göğsüme memelerime döküp, ayağa kalkıp kayınbabamın yanına geldim, eğildim. Kayınbabam elindeki içki kadehini bırakıp, iki eliyle memelerimi yandan sıkıştırıp, burnunu ve ağzını memelerime gömüp, koklamaya, dillemeye emmeye ısırmaya başladı. Elleri göbeğime ve bacaklarıma indi. Yukarı çıkıp eteğimin kopçalarını alışkın bir şekilde açıp eteğimi ayaklarımın dibine indirdi. Ağzını bir anda külodumun üstünden amıma vantuz gibi yapıştırdı. Gerçekten bir vantuz gibi emiyordu. Sanki amım olduğu gibi kayınbabamın ağzının içine akıyor çekiliyordu. Heyecandan nefes alamıyordum, içim gidiyor, kendimden geçiyordum. Bir anda külodumun sırılsıklam olduğunu farkettim, sarsıla sarsıla boşalıyordum, sanki işiyordum. İlk defa böyle bir orgazm yaşıyordum...
Kayınbabam beni, "Canım gelinim, güzel kızım benim!" diyerek dizine oturttu ve "Demek sen de istiyordun ha? Biliyor musun ben de seni çok arzuluyordum!" dedi. "Hayır babacığım, hiç hissettirmedin. İnsan şöyle bir yoklar, hissettirir, ben de bunca zamandır sensiz ve yaraksız kalmazdım babacığım!" dedim. Kayınbabam da, "Canım gelinim benim, kocan söndüremiyor mu ateşini?" dedi. "Kocamla seks hayatımız bitti, artık beni sikmiyor! Hatta oğlundan boşanmayı bile düşünüyorum babacığım!" dedim. "Vay benim aptal beyinsiz oğlum vay, böylesine güzel ve ateşli bir kadın sikilmez mi! Güzelim, canım, birtanem, seni oğlum yerine kendime istiyorum? Seni her gün ve gece sabahlara kadar evire çevire, heryerini sikmek istiyorum, dünyalar güzeli gelinim benim!" dedi. Ben de kayınbabamın dudaklarını öperek, "Babacığım, ben de senin artık gelinin kızın değil, karın olmak istiyorum! Erkeğimsin artık sen de benim, nerelerimden nasıl ne istiyorsan hepsi senindir, emrine amadedir!" dedim.
Kayınbabam beni kucağında taşıyarak yatak odasına götürdü, yatağa yatırdı. Çok nazik ve yavaş hareketlerle önce sırılsıklam olan külodumu çıkardı. Sonra halen üstümde olan süeterimi çıkardı. "Canım benim, çok güzel bir tablo gibisin. Seni önce sindire sindire seyrederek, görüntünü beynime nakşedeceğim!" dedi. Ayağa kalktı, gözleri bende, kendi üstündekileri yavaş yavaş çıkarmaya başladı. En son külodunu sıyırdığında, kayınbabamın yıllardır hayalini kurduğum yarağı, dimdik kalkmış bir şekilde göbeğine değiyordu. Yarak diye bildiğim kocamınkinden çok daha büyük ve kalındı. Kayınbabam yavaş, arzulu ve ritmik hareketlerle üzerime abandığında, yarağı da bir anda amımın girişini kendiliğinden buldu. Nasıl olacak demeye kalmadı, doğa arzu ve istek hükmünü yerine getirdi, hepsini içime aldım ve neredeyse (Daha yok mu?) diye bağırasım geldi. Derin bir nefes aldığımı hatırlıyorum...
Kendime geldiğimde halen sarsıntılarla kramplar yaşıyor, vücudumun hiçbir yerine hakim olamıyordum. Orgazm üzerine orgazm dedikleri bu olsa gerekti. Kayınbabam amımın hakkını verdikten sonra, "Canım yavrum, güzelim benim!" diyerek beni yan çevirerek, o devasa yarağını kara kutumun ağzına getirerek, götüme badana fırça çekmeye başladı. Daha ben, (Nasıl girer o kocaman yarak götüme?) diye telaşlanırken, kayınbabam küçük küçük ama kararlı vuruşlarla, yarağının başını götüme gömmüştü bile. Yine nefesim kesildi, bıçakla yarılıyorum sandım. Kayınbabam işini iyi biliyordu, bir müddet durdu, bekledi, elleri amımda ve memelerimde beni rahatlattı. Küçük bir yüklenmeyle bir daha girdiğinde, öyle bir noktama geldi ki, sonsuz zevk kaynağım götümdü herhalde. "Hepsini sok babacığım! Nazik davranma, dilediğin gibi sik götümü!" diye bağırırken, ilk defa götümde bir yarak, kaçıncı kez orgazm olduğumu hatırlamadan, titremelerle amımdan da bir şelale gibi boşalıyordum...
Kayınbabam da sert sert pompalayarak sikiyordu götümü. Sonunda götümü dölleriyle doldururken, "Canım benim, güzelim benim, artık sen buralısın, hiçbir yere gitmiyorsun, o aptal oğlumdan da boşanıyorsun! Artık benim karımsın, benim sevgilimsin, benim Orospumsun! Ben de o siktiğim karıların hepsini siktir edip, bundan sonra sadece seni sikeceğim!" diyordu :)
[Semragül]
165 notes · View notes
endergelisenataklar · 25 days
Note
Tarihi hezimet yaşadık birimiz de çıkıp kendi tarafınız doğruymuş gibi kimseye hakaret etmedik, halkı hakir görmedik, hüzünlü de olsak güle eğlene mizahımızı yapıyoruz, liderimiz çıkıp ders aldık halk gereğini yaptı diyecek kadar olgun. 1 sene önce depremzedeye suyu haram edenler olmadık. Çökün hele adamlık öğrenin.
bak kardeşim yapmış olduğun çıkarım aşağı yukarı doğru, öyle ki twitter'da falan birçok ak partilinin atmış oldukları twitleri epey hoşuma gitti. ama mesele bu değil. bütün bu olan biten her şeyin içinde "tarihi hezimet yaşadık" diyerek kendini bir taraf yapıyorsun. yetmiyor, 6 şubat depreminde yaşanan her iki büyük depremi de iliklerine kadar yaşayan beni de "1 sene önce depremzedeye suyu haram edenlerden olmadık" diyerek taraf yapıyorsun. türkiye siyasetinde halkı okumak zor değil. hele senin gibilerin hiç değil. objektif yorumum tam olarak bu ki; insanlar chp'ye gitmiyor; insanlar akp'den kaçıyor. etrafımda görüyorum; 3-5 yıl öncesine kadar "ölürüm de chp'ye oy vermem" diyen birçok dindar, mütedeyyin, muhafazakâr, "yeter ki akp gitsin" deyip chp'ye oy veriyor. chp sevgisinden çok, akp nefreti yayılıyor toplumda. milyonlarca insanı aç sefil bırakıp kaynakları bir avuç rantiyeciye akıtılırken, buna itiraz edeni de hain ilan ederken. yandaş medya ile, trol orduları ile, öfkeyle, korkuyla, tehditle bir düzen kurup adına demokrasi denilirken, lüks ve şatafat içinde yaşayan din adamları, kanaatkâr olmayı öğretirlerken, saraylarda yaşayan idareciler, kemerlerimizi sıkmamızı isterlerken. devletten milyonlarca liralık ihale alan siyasetçiler, emeklilere simit satmayı önerirken. sen napacaksın? elbette liderine selam duracaksın. olsun.
28 notes · View notes
oylesinebiriistee0 · 1 month
Text
Gelmiş senin yerini dolduran var olmazsa da bulurum diyor ya lütfen bul yerimi dolduracak birisini bulmazsan hatrım kalır biraz da onunla eğlen onunla olan farkımı anlarsın
31 notes · View notes
ziyapasa-01 · 7 months
Text
__||Ülkenin yarısı seçtiği parti ülkeyi yönettiği için SES çıkarmıyor,
__||Diğer yarısı siz seçtiniz
BETER olalım diyor..
📌Yer yüzünde güle, eğlene batan tek millet biziz.
....FARKINDAMIYIZ..!!!
Tumblr media
58 notes · View notes
gokkusaginda · 5 months
Text
DENİZLER AŞTIM GELİYORUM İSTER EĞLEN BENİMLE YÜZÜNÜ Bİ GÖRSEM YETER YOLUMUZ AYRI BİLİYORUM ÖLMEDEN SON BİR DEFA BELİNİ KAVRASAM YETEEEER
20 notes · View notes
yakazakalb · 7 months
Text
Tumblr media
Bir ablam anlatmıştı:
Evlenmiş ve evliliğinin daha ilk yılında eşini kaybetmiş bir hanım. "Ne zaman parka alışverişe gitsem el ele tutuşmuş çiftleri görsem içim yangın yerine dönerdi. Yıllar sonra yeniden evlenmek nasib oldu. Eşim dışarda bazen elimden tutmak istese müsaade etmez bu durumu anlatırdım.ben de başkalarının canını yakmak onların hakkına girmek istemem derdim" dermiş...
Hassasiyet///hassas niyet...
Sev ama sessizce sev... Eğlen ama gürültüsüzce...
Gez ama kendine gez... Başkaları için yaşama...
Allah için sev
Allah için söyle
Allah için giyin
Allah için savaş.
Her şey ve herkes şey gidince etrafından,
Sen Rabbin ve Rabbin için yaptıkların kalınca etrafının kalabalık olmasını istiyorsun değil mi?
Kimliğin ve kişiliğin O'nunla var olsun. Sahip olduğun herşey onun ihsanıdır, emanetindir.
Kendini O'na göstermeye çalış, O'ndan tam puan almaya bak. O'nun vermediği puanları alsan başkalarından; uçan mürekkeple yazılmış notları ne yapacaksın?
32 notes · View notes
bakbi3452 · 7 months
Text
ÇİZGİ OYUNU (KLASİK DEFTER OYUNU)
Emeğe saygı ve kanala destek için YouTube kanalımıza abone olmayı ya da sitemizdeki reklamlardan bir tanesine tıklamayı unutmayın.   ÇİZGİ OYUNU iki kişiyle oynanan klasik defter oyunlarındandır. Oyunda amaç noktaları kullanarak kare oluşturmaktır. Her oyuncu sırayla bir çizgi çizer, üç kenarı tamamlanmış bir kare görünce dördüncü kenarı çizerek içine isminin baş harfini yazar. Kare oluşturan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
yantekerlek · 2 months
Text
sipariş ettiğim çanta mersin'den yola çıktı. şu an adana'da. adım atmadığım iki şehri gezen çantam var. bakalım adana'dan nereye geçecek. çok tatlı ya. fıldır fıldır geziyor. eğlen güzelim, gününü gün et.
9 notes · View notes
girifit · 1 year
Text
ben takıntıları olan bir kadınım. insanlara öyle sevgiyle yaklaşamam. yüzüm her saniye gülmez. derinlerimde bir acı taşıyorum. kahveyi sigarasız içemem. pasta sevmem. çikolataya bayılmam. ama emin ol, küçük şeylerle mutlu olmasını bilirim. bir çiçek veya ufak bir kolye. belki de sahil kenarında susarak oturmak. bunlar bile iyi gelir bana. kitapları severim. ama öyle aşk dolu şeylerden nefret ederim. ellerim her saniye titrer. gözlerim hep donuk bakar. öyle sevilecek bir kadın değilim. gözlerime bakarken kaybolma ihtimalini kimse göze alamaz. renkleri severim. mavi renk ruhumu canlandırır. yeşil renkten korkarım. saçlarıma sertçe dokunulmasından hoşlanmam. rüzgarı severim, yağmuru da. başım hep diktir ama eğme isteğim hep var. saatlerce konuşamam kimseyle. dinlerim. bazen susup yalnızca giderim. arkama bile bakmam. geceleri sevmem. dert, acı ağır gelir. üç, beş ilaç alıp yatarım. çok sigara içerim. yemek yemeyi sevmem. şu son zamanlarda tek lokma bile geçmiyor boğazımdan. kendimi beğenmem. ilgi için sanar herkes ama inan bana, değil. burnum büyük, gözlerim küçük, dudaklarım yara dolu. bedenim kesik izleri, boğazım tırnak izleri. beğenilecek bir kadın değilim. bir bakan ikinciye bakmaz. unutkanım. bir şeyleri hatırlamam çok zaman alır. ağzımı bıçak açmaz çoğu zaman ama bazen susmak bilmem. çocuk gibi değilim. çoğuna göre olgunum. sıkılırlar bu olgunluktan. az gül, eğlen derler. yapamayınca da, rol yapmayı beceremeyince de giderler. tüm bunlara alışmış bir kadınım ben. saatlerce aynı yerde oturup bekleyebilirim, hiçbir şey yapmadan. yarası olan bir kadınım. çoğuna göre, zorum. kimse anlamaya çalışmaz, görmek için çabalamaz. bilmemlerim çoktur. saatlerce konuşsan cevap veremem. keşkelerim fazla, iyi kilerim az. nazik sayılmam. ağzım bozuktur. şiirleri severim ama kimseye harcamam. o güzelliği bozmam, bozmak istemem. susarım. çok susarım. sokakları severim ama korkarım da. kimse bilmez, gök gürültüsünden korktuğumu. kapı seslerini sevmem. o sert çarpılan kapıları ezbereyim. korkak bir kadınım ben. sevilmem.
46 notes · View notes
Text
Bekaretimi İlk Sevgilime Verdim! (Sena 18 Y., Eskişehir)
Selam arkadaşlar. Ben Sena, 1.70 boyunda, dolgun ve çıkık popolu, yuvarlak göğüsleri olan, erkekleri kolayca etkileyebilen bir bayanım. Anlatacağım olay 16 yaşımda, Lisede okurken gerçekleşti. Okulumuzda oldukça yakışıklı erkekler vardı. Ama benim en çok ilgilendiğim, benimle de en çok ilgilenen ve sonradan bana ilgisini açıkca söyleyen Murat bir başkaydı. Murat 1.92 boyunda, omuzları geniş, spor yaptığı için kaslı bir vücudu olan, dudak ısırtacak derecede yakışıklı bir erkekti. Onunla tanışalı 2 ay olmuştu ve bizim aramızda hoş bir muhabbet oluşmuştu. Beni sınıftan alır, birlikte bahçeye çıkardık. Birlikte sigara içerdik.
Bir haftasonu arkadaşlarla buluşacaktık ve Murat da gelecekti. Birlikte bir kafeye gittik sohbet muhabbet derken yanıma sokuldu ve elini omzuma attı. Bende hafifçe kendimi ona doğru bastırdım. Bir süre öyle oturduk. Sonra yavaşça elimi tuttu ve kulağıma "Sevgilim olur musun prenses?" diye fısıldadı. O anda dünyalar benim olmuştu. Ben de onun kulağına uzandım ve sessizce, "Evet!" dedim. Artık bahçede, koridorda, kantinde hep el eleydik. İlişkimizin 8. ayında ilk defa öpüşmüştük. Ama ne öpüşme!
Yine parkın tenha olduğu bir saatte yan yana oturuyor, birbirimiz öpüyor, okşuyor, bir yandan da sohbet ediyorduk. Sonra Murat beni nazikçe belimden tutarak kucağına oturttu. Siki tam olarak amımın altındaydı ve taş gibiydi. Hissedebiliyordum. Sonra yavaşça işaret parmağıyla çenemi yukarı ittirip yüzümü yüzünün hizasına getirdi. Kulak mememi öptü ve "Seni istiyorum prenses!" diye fısıldadı. Sonra yavaşça dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Benim karşılık verdiğimi gönce nazikçe dudaklarımı öpmeye başladı. Ben de onu öpüyordum. Bir eli belimde, bir eli ise popomdaydı. Nazikçe okşuyordu. Benimse bir elim göğsünde, diğer elimse saçlarındaydı. Dudaklarımı emiyor, dilini ağzıma sokuyor, beni delirtiyordu. Dillerimiz resmen birbirini sömürüyordu. Nefes nefese kalmıştık. Başımı omzuna yaslamış nefesimin düzene girmesini bekliyordum. Murat ise bana iltifatlar ediyor, saçlarımı okşuyordu.
Aradan bir hafta geçmişti Murat beni evlerine çağırdı. Aileme, bir kız arkadaşımda kalacağımı söyleyerek, adeta uçarak Murat'ın evine gittim. Yaz mevsiminde olduğumuz için altıma mini şort, üstüme askılı üzerime 1 beden büyük gelen bir tişört giymiştim. İçime kırmızı bir tanga giymiştim, sütyen takmamıştım. Hafif makyaj yapmış, kırmızı bi ruj sürmüştüm. Saçlarımı açık bırakmıştım. Ayağıma da Vanslarımı giydiğimde tam bir afet olmuştum. Hemen Murat'a gittim. Güzel bir yemek hazırlamış masayı kurmuş, iki tane mum yakmıştı. Çok romantik bir ambiyanstı. Hemen yanıma geldi ve sarıldı. Çok hoş bir parfüm sıkmıştı. Kokusu beni benden alıyordu. Sonra yavaşça beni popomdan tutarak kaldırdı ve şehvetle öpmeye başladım. Bense kendimi kaybetmiş deli gibi inliyordum ve sırtını okşuyordum. Sonra yavaşça kucağından indirdi beni ve "Hadi yemek yiyelim!" dedi. Güle eğlene yemeklerimizi yedik, biraz da içtik.
TV'ye bir romantik komedi türünde film aktardı, izlemeye başladık. Kafasını göğüslerime yaslamıştı, bense saçlarını okşuyordum. Sonra bacaklarımı okşamaya başladı. Bu beni çıldırtıyordu. Aniden bana doğru döndü ve ben de mecburen kanepeye uzandım. Şimdi tamamen üstümdeydi. Vücudunun her hattını hissedebiliyordum. Sonra dudaklarıma yapıştı. Sanki hayatı buna bağlıymışcasına emiyordu. Elleri popomda doğruldu ve beni kucaklayıp yatak odasına götürdü. Beni yavaşça yatağa bıraktı ve tekrar üstüme çıktı. Dudaklarımı tekrar sömürmeye başladı. O kadar çok zevk alıyordum ki, adeta uçuyordum. O kaslı ve mükemmel vücudun altında sadece kıvranabiliyordum.
Askılı tişörtümü çıkardı ve hiç zaman kaybetmeden göğüslerime yumuldu. Bense o zamana kadar hiç tatmadığım bir zevki tadıyordum. Göğüs uçlarımı emiyor, ısırıyor, zaman zaman tamamını ağzına almaya çalışıyor, alt yuvarlağını ısırıyor, beni adeta uçuruyordu. Sonra şortumla birlikte tangamı da indirdi. Hemen amıma yumuldu. Amımın ıslak olmasına aldırış etmeden çılgınca yalıyordu. Bense başını amıma bastırıp, delice inleyebiliyordum sadece. Dilini amımın içine sokuyor, klitorisimle oynuyordu. Ve ben kasıla kasıla, çığlıklarla orgazm oldum. Murat ise orgazm olmama aldırış etmeden halen daha amımı yalıyordu. Çok geçmeden tekrar orgazm oldum. Kafasını amımdan kaldırdığında yüzünde tutkuyla karışık çok tatlı bir gülümse vardı. Hemen kalktım udaklarına yapıştım...
Dudaklarımız ayrıldığı gibi onun boynunu, göğsünü yalaya yalaya aşağıya indim. Pantolonunun fermuarını indirdim, sonra da boxerını. Ve işte beni göklere uçuran Murat'ın yarağı gözlerimin önündeydi. Bileğimden daha kalın, uzun, oldukça heybetli ve damarlıydı. Kafası pespembeydi. Ellerini popoma attı ve "Şimdi sıra sende prenses!" dedi. Daha önce hiç sakso çekmemiştim, ama pørnø filmlerde çok izlemiştim. Murat'ın yarağının kafası anca ağzıma sığıyordu. Bir elimle taşaklarıyla oynuyordum, diğer elimle yarağına 31 çektiriyodum. Hemde yarağını deli gibi emiyordum. Ben emdikçe zaten dev gibi olan yarağı dahada büyüyordu. Emdikçe sıvıları geliyordu, çok tatlıydılar. Hepsini emiyordum.
Sonunda, "Yeterli!" dedi ve beni omuzlarımdan iterek yatağa yatırdı. Kulak memelerimi emmeye başladı, o sıradada göğüslerimi okşuyordu. Sonra boynuma doğru indi. Ben artık dayanamıyordum. Amım yanıyordu. "Sik beni aşkım, sik beni Murat. Erkeğim!" diye inliyordum. Üzerime uzandı, "Bakire misin sevgilim?" diye sordu. "Evet, ama bekaretimi sen al istiyorum, senin kadının olmak istiyorum!" dedim. Yavaşça kalktı, odadan çıktı. Geldiğinde elinde peçeteler vardı, "Bunlara ihtiyacımız olacak!" dedi ve gülümsedi. Aman Tanrım o kadar sexydi ki!
Üzerime çıktı, bacaklarımı ayırdı ve yarağını amıma hizaladı. Yavaşça sokmaya başladı. Başı girdiğinde sanki dünyam başıma yıkılmıştı. O kadar canım yanıyordu ki, o an attığım çığlık hala kulaklarımda. Bir süre öyle bekledi. O sırada kulak memelerimi emiyor, göğüslerimi okşuyordu. "Zor kısmı bitti birtanem, kafası girdi. Artık sen de zevk alacaksın!" diye fısıldıyordu. Sonra yavaşça daha da girmeye başladı. Tanrım o nasıl bir acıydı, sanki içimi yarıyordu. Sonunda tamamı içimdeydi ve içimi tamamen doldurmuştu. Rahim duvarımı zorluyordu. Eğildi ve göğüslerimi emmeye başladı. Sonra uzanıp peçeteleri aldı ve yavaşça sikini çıkardı. O an amımdan bir miktar kan aktı.
Sonra yavaşça tekrar soktu. Hareketlerinde beni incitmemeye, bilhassa zevk almama çok önem veriyordu. Hızlanmaya başladığında artık acının yerini zevk almıştı. Müthiş zevk alıyordum. Sonra pozisyon değiştirdik ve Murat ayaklarımı göğsüne koyup amıma kökledi. İlk seferki gibi yavaş davranmıyodu. Sanki bir tren pistonu gibi gidip geliyordu. Ve benim vücudumu bir titreme sardı. Orgazm olmuştum. Zangır zangır titriyor, durmadan kasılıyordum. Murat ise durmak bilmiyordu. En az yarım saat beni o pozisyonda sikti. Defalarca kez orgazm olmuştum.
Sonra o sırt üstü yattı ve benim üstüne çıkmamı istedi. Hemen çıktım. Yarağı kalın olduğu için kolayca alamıyordum. Resmen amımın duvarları yırtılıyordu. Yavaş yavaş oturup kalkarak yarısını aldım. O damarlı sert yarak beni kendimden geçirmişti. Birden tamamen oturdum üstüne ve derin bir, "Ohhhh!" çektim. Murat ise uzunca nefesini verdi. Ben hareket etmeye başladığımda Murat da boş durmuyor, göğüslerimi yoğuruyordu. Aman Tanrım! Göğüslerimi okşamasının etkisiyle sarsıla sarsıla orgazm oldum ve üzerine bıraktım kendimi. O ise durur mu? Alttan pompalamaya başladı, beni yine zevkin doruklarına çıkarıyordu. Hem pompalıyor, hem benle öpüşüyor, hemde vücudumu okşuyordu. "Mükemmelsin! Harikasın!" gibi şeyler söylüyordu.
Sonra beni yan yatırdı ve arkama yatıp öyle sikmeye başladı. Tanrım, en az bir buçuk saattir sikişiyorduk ve ben orgazmlarımın sayısını unutmuştum. Oysaki Murat'da ne bir kasılma, ne bir duraksama. Kaşık pozisyonunda da yarım saate yakın sikiştik. Artık dermanım kalmamıştı. Bacak kaslarım kasılmaktan yorulmuştu. Son orgazmımı olduktan sonra ona, "Aşkım ne olur artık boşal. İnan çok yoruldum, bayılacağım!" dedim. O ise, "Peki kadınım!" dedi ve misyoner olduk. Hızla gidip gelmeye başladı. Yarağı o kadar şişmiş ve uzamıştı ki, resmen kolum kadar olmuştu. Bense o anda sadece içimdeki sert yarağın zevkini çıkarıyordum. Beş-altı dakika daha gidip geldikten sonra ben son orgazmımı olurken, o da amımdan çıktı ve göğüslerime ve biraz da göbeğime fışkırdı. Ama ne fışkırma! Dölleri en az yarım çay bardağını doldururdu. Sonra yanıma yığıldı.
Bir süre nefesimizin düzene girmesini bekledik. Sonra bana doğru döndü ve dudaklarımdan öptü. "Harikasın birtanem. Keşke seni daha önce sikseydim!" dedi ve dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu. Yatak benim am sularım ve tükürüklerle dolmuştu. Çarşaf ise kaymıştı. Bu kadar çılgınca sikiştiğimizin farkında değildim. Beni kucağına aldı ve "Hadi banyo yapalım!" dedi. Beni kollarında banyoya götürdü. Önce o beni yıkadı, sonra ben onu yıkadım. Sonrasında çarşafları değiştirdik ve çırılçıplak birbirimize sarılarak uyuduk. Uyuduğumuzda zaten saat 05:30 idi. Sabah uyandığımda yanım boştu. Şortumu ve askılımı giydim. Bir baktım ki sevgilim bana kahvaltı hazırlıyor. Gel de böyle bir sevgiliyi sevme!
Murat ile halen devam eden güzel bir ilişkimiz var. O şu anda Anadolu Üniversitesi'nde okuyor. Ve bir aksilik olmazsa, seneye ben de onun okuduğu bölüme gideceğim :)
[Sena]
114 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media
Uçağa yetişeceğim diye ağlayarak duruşmayı 2 saat gecikmeli de olsa aldırdım, avukat hanım siz de ne çok geziyorsunuz diyen hakime umarım artık daha da çok gezeceğim dedim ve koşarak yola çıktım. Her layk çok eğlen bitli turist demektir.
45 notes · View notes
meralmeri · 1 year
Photo
Tumblr media
Geçmişte kaybolma. Gelecekte yok olma. Şimdi de eğlen, gül, gülümset. Yaşa bu yaşamı kuş mevsiminden önce göç etmeden.
Meral Meri
64 notes · View notes