Tumgik
#dertliyiz bu gece de
Text
İçimde kocaman bir boşluk var gittikçe büyüyor...
23 notes · View notes
iyi gelmiyor bana hayatım leş
16 notes · View notes
nigrummblog · 2 years
Text
bu gece de dertliyiz
19 notes · View notes
httpsmelx · 3 years
Text
olum bu gece de hepimiz bi dertliyiz amk. öpünce geçiyorsa ben bir tur öpeyim sizi xfekjdwljfdkfjks
19 notes · View notes
seyyahe-iavare · 5 years
Photo
Tumblr media
Buralarda insanların kolayca tekfir edildiği paylaşımlara denk geliyorum. Bu durum canımı fena halde sıkıyor. Normal bloglara mesaj atar üzerinde konuşurdum ama galiba kimseyle münakaşaya girmek istemiyorum artık herhangi bir konuda. Hedefim herhangi bir blog değil arkadaşlar. Genel itibariyle rahatsız olduğum bir durumu dile getirmek istiyorum sadece. 
Neden başkalarının imanı ile bu kadar dertliyiz? Kendi imanımızı ne zaman kurtarıp garantiledik sahi? Neden sürekli birilerini dinden çıkarmakla veya kafir ilan etmekle uğraşıyoruz? Bunu yaparken Allah muhafaza kendimiz küfre düşmediğimizden gerçekten emin miyiz? 
Bir sahabi savaşta la ilahe illallah dediği halde birisini öldürmüştü Resulüllah (sa) buna kızdı ve onu azarladı. Sahabi, ‘o bunu korkusundan söyledi’ deyince Resulüllah ‘Kalbini yarıp baktın mı, sen kıyamette bunun hesabını nasıl vereceksin!’ dedi ve öfkeli bir halde bunu o kadar çok tekrarladı ki sahabi, keşke şu ana kadar Müslüman olmamış olsaydım diye temennide bulundu. (Ebu Davud, Sahih).
Resulullah dahi kalbini yarıp baktın mı diye sorarken biz nasıl oluyor da insanların kalplerinin için görebiliyormuşuz gibi sen kafirsin, öteki zındık beriki fasık diyebiliyor da kendimizi bunlardan biri olmadığımız konusunda şeksiz ikna edebiliyoruz? 
İbrahim Paşalı katıldığı bir sohbette “Ulan din bu kadar küçük bir şey mi ki hemen dinden çıkıyorsun ya hu. Babanın tarlası mı zannettin dini” diye haykırmıştı. O kadar kendimden hissetmiştim ki ben de zaman zaman çıkıp aynı ifadelerle haykırmak istemiyor değilim. Bazen gerçekten kendimizi haşa Allah yerine koyduğumuzu düşünüyorum. Bir yandan insanları İslam’a davet ederken diğer yandan neden ben Müslümanım diyen adamı tekfir etmeye çalışıyoruz . 
Bir zamanlar yani popüler olup ayağa düşürülmeden önce Nouman Ali Khan’ı çok dinlerdim. Dinlememin başlıca sebebi başkalarıyla değil insanın kendisine yönelterek kendi imanını kamilleştirmeye yönelik dersler veriyor olmasıydı. Ben kendi adıma dört dörtlük Müslüman değilim arkadaşlar olmak için dua edip çaba sarf ediyorum ama olamıyorum aciziz ve eksiğiz çünkü. Hiç birimiz değiliz ki kendi noksanımıza bakmadan başkasınınkine odaklanıyoruz. Aff... Ne olur bırakalım artık bu söylemleri.... Öldürülüyoruz, katlediliyoruz, birbirimize kırdırılıyoruz arkadaşlar etmeyelim eylemeyelim ne olur... Bizim bu dünyada emin olun çok daha büyük dertlerimiz var. Ayrıştırıcılıktan ziyade birleşmeye, ötelemekten ziyade benimsemeye Allah’ın ipine sımsıkı sarılmaya ihtiyacımız var. 
Serdar Tuncer geçen yıl dinlediğim ve bugün yeniden dinleyip daha çok zevk aldığım bir sohbetinde  “ Bir adam düşünün yürürken ayakkabısının topuğu vuruyor, beli ağrıyor, ciddi fıtığı var. Aynı adamda boyun fıtığı da var, baş ağrısı da var, migren var, hepsiyle beraber sokakta yürüyor. Birden kör bir kurşun omzundan girer. O kurşunun acısıyla birlikte topuk vurmamaya başlar, fıtık hissedilmez, migren kalmaz, baş ağrısı kaybolur. Bütün mesele o kurşunun acısı olur. Sezai Karakoç der ki; “Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı. Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum.” Şimdi dert dediğimiz şeyin adı ne? Evliya-i kiram hazeratının anladığı manada aşk koyarsak ve o aşkı kalbimizde kurşun gibi taşırsak başka derdimiz kalmayacak. O derdi bulduğumuz vakit, öbür dertlerin dermanını bulacağız. Peki, bu derdin dermanını nasıl bulacağız? Daha çok dertlenerek. Bu dert arttıkça içinden derman çıkacak.” demişti.  Bir derdimiz olmalı arkadaşlar, bu dine nasıl hizmet edebiliriz diye dertlenmeliyiz belki bugün dinlediğim bir başka hikayede bir abimiz kendine benim bir derdim olmalı dediğinden Müslümanlara nasıl olur da hizmet ederimin derdine düştüğünden ardından Allahın ona açtığı kapılar sonucu bugün Balkanlar’dan gelen Müslüman öğrencilerin barınma ihtiyacını gideren 2000 kişiye hizmet veren bir derneğin başında olduğundan bahsetti. 
Sen bunun neresindesin Seyyâhe? Ben niyetinde ve derdindeyim Rahman nasip eder lütfundandır etmez yine lütfundandır. 
Aff Mus’ab bugün ilk kez buraya birileri okusun diye bir şeyler yazdım iyi mi kötü mü ettim bilmiyorum. 3 yıldır buralardayım din dağıtanlar ve bunları eleştirenleri görüyorum gerçekten artık çok yorulduğumu ve susmak istemediğimi fark ettim. Şimdiye çoktan uyumalıydım gece kalkıp çeviri yapacağım dinlenmem gerek ama gönlümü yoran şeyler var Mus’ab... Dert edinmeliyiz ama dert olmamalıyız canpârem. Dua etmeliyiz Rahman imanımızı kamil eyleyip son nefese kadar muhafaza edebilmemize yardım etsin. Elimizden, dilimizden selamette olsun insanlar..   Kalkıp gidip uyuyalım Mus’ab Rahman bize merhamet etsin de gönüllere çiçek tohumları ekmeye vesile kılınalım. Zehirli ok saçmak kolay ve etrafta inan çok var Mus’ab önemli olan zahmete katlanıp toprağı kazıp tohumu ekmek ve filizlenmesi için emek vermek. Rahman yardımcımız olsun. Ha bir de biliyorsun değil mi kuzum söyleyen biz değiliz Söyleten var, yazan biz değiliz Yazdıran var. Muhabbetle kal canımın içi.
2 Kasım 2019
40 notes · View notes
kentdenizlicom-blog · 6 years
Photo
Tumblr media
KentDenizli.com sizler için yeni bir haber hazırladı: https://www.kentdenizli.com/buyuksehir-calisiyor-acipayam-kazaniyor.html
BÜYÜKŞEHİR ÇALIŞIYOR, ACIPAYAM KAZANIYOR
Denizli Büyükşehir Belediyesinin il merkezi ve 4 ilçeye kazandıracağı toplam 7 kapalı yüzme havuzu projesinden biri olan Acıpayam Kapalı Yüzme Havuzu ve Spor Kompleksi hizmete açıldı.
“Merkezde ne varsa ilçelerimizde de olacak” sloganıyla yola çıkan Denizli Büyükşehir Belediyesinin bu yıl kente kazandıracağı toplam 7 kapalı yüzme havuzundan biri olan Acıpayam Kapalı Yüzme Havuzu ve Spor Kompleksi’nin açılışı yapıldı. Açılış törenine, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Denizli Valisi Hasan Karahan ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan ile davetliler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Acıpayam Belediye Başkanı Hulusi Şevkan, yıllar önce Akalan Mahallesi’nde geziye giden çocukların boğulduğu bir olayı anlatarak, “O zaman, ‘eğer yüzme havuzumuz olsa, bu çocuklarımız yüzme bilselerdi belki ölmeyeceklerdi’, dedim. Çok şükür bugünlere geldik. Başta Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci’ye,  Büyükşehir Belediye Başkanımız Osman Zolan’a ve emeği geçen herkese Acıpayam halkı adına yürekten teşekkür ediyorum” dedi.
BAŞKAN ZOLAN: “YÜZME BİLMEYEN KALMASIN, ACILAR YAŞANMASIN”
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan ise,  Büyükşehir ile birlikte “Denizlimizin merkezinde ne varsa tüm ilçelerimizde de o olacak, aynı standarda kavuşacağız” diye söz verdiklerini anlatarak, “Vermiş olduğumuz tüm sözleri yerine getirmek için tüm çalışma arkadaşlarımla, Ekonomi Bakanımızın büyük destekleriyle, Milletvekillerimizle, teşkilatımızla, İl Başkanımızla, Acıpayam Belediye Başkanımız ve Acıpayam teşkilatımızla birlikte el ele, gönül gönüle Acıpayam’da birçok güzelliklere imza attık” dedi. Acıpayam Belediyesinin tesisin arsasını kamulaştırdığını anlatan Başkan Zolan, “İlk defa bir ilçemizde kapalı yüzme havuzunun açılışını gerçekleştiriyoruz. Acıpayam ilktir. Çivril’i de açacağız. Honaz ve Tavas’ta kapalı yüzme havuzunda sona geldik. Şehir merkezimizdeki 4 adet kapalı yüzme havuzunu da tamamladık. Biz istiyoruz ki yüzme bilmeyen kalmasın, acılar yaşanmasın” diye konuştu.
VALİ KARAHAN: “MUHTEŞEM BİR SPOR KOMPLEKSİ”
Denizli Valisi Hasan Karahan, Denizli’de ilçeler arasında ilk kapalı yüzme havuzu açılışının yapıldığına dikkati çekerek, “Ben 32 yıllık bir idareciyim, Türkiye’nin 4 bir yanında görev yaptım. İlk defa bir ilçede böylesine muhteşem bir spor kompleksinin açılışını yapıyoruz. Teşekkür ediyoruz. Daha büyük daha güzel hizmetler bekliyoruz. Hayırlı uğurlu olsun” dedi.
BAKAN ZEYBEKCİ: “HİZMET SEVDASI BÖYLE BİR ŞEY”
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ise, muhteşem eserden dolayı Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Acıpayam Belediye Başkanı Hulusi Şevkan ve emeği geçen herkese teşekkür etti. Bakan Zeybekci, “Hizmet sevdası böyle bir şey. 2004 yılında Belediye Başkanı adayı olarak çıktığımızda söylediğimiz bir söz vardı. ‘Bizim yapacaklarımıza onların hayali bir yetmez’ demiştik. O günden bugüne kadar her ne söz verdiysek hepsini tek tek tuttuk” dedi. Denizli’de göreve geldiklerinde ilk el attıkları işin çocuklar ve gençler olduğunu ifade eden Bakan Zeybekci, “Biz Denizli’nin tamamında yüzlerce basketbol sahası olsun istedik. Bir tane bile yokken bir kaç sene içinde yüzlerce saha yaptık. Alt yapısıyla, üst yapısıyla, yeşil alanlarıyla, parklarıyla, kültür alanlarıyla Denizli’yi bir noktaya getirdik. İlçelerle aramızdaki makasın ise arttığını gördük. Bunun büyük bir sebebi de imkansızlık ve kaynaksızlıktı” şeklinde ifade etti.
“BİZ DERTLİYİZ, SEVDALIYIZ”
Bütünşehir ve Büyükşehir yasalarının TBMM’den geçiş süreçlerini anlatarak, bununla birlikte il merkezindeki hizmetlerin ilçelerde de yapılmaya başlandığını ifade eden Bakan Zeybekci, şöyle konuştu: “Biz istedik ki Denizli merkezde ne varsa ilçelerimizde de aynısı olsun.’ Biz dertliyiz, sevdalıyız. Biz eğer görevden kaçsaydık ‘boşver’ deseydik. Denizli merkezdeki yaptığımız hizmetlerle istediğimiz sonuçları alırdık ama biz dinlenmeyi sevmiyoruz. Bunu tüm Türkiye için aynı görüyoruz. ‘Her gün daha da ileri’ diyoruz. Türkiye’yi bırakın namerde, merde bile muhtaç etmemek için gece gündüz koşturuyoruz.” Konuşmaların ardından tesisin açılışı dualarla yapıldı.
ACIPAYAM KAPALI YÜZME HAVUZU VE SPOR KOMPLEKSİ
3800 metrekare alanda inşa edilen Acıpayam Kapalı Yüzme Havuzu ve Spor Kompleksi Acıpayam’ın en önemli spor komplekslerinden birisi olacak. Tesiste 1 adet eğitim havuzu, 1 adet yarı olimpik yüzme havuzu, 2 adet çok amaçlı kullanılabilir spor ve toplantı salonu, idare alanı ve kafeterya bulunuyor.
0 notes
thenews1 · 7 years
Text
New Post has been published on a24gazetesi.com
New Post has been published on http://a24gazetesi.com/manset/erdogan-turkiye-dusmanlarina-seslendi-hepsinin-yuregi-titremeli.html
Erdoğan, Türkiye düşmanlarına seslendi: Hepsinin yüreği titremeli!
Türkiye’nin oldukca daha büyük bir sorumlulukla karşı karşıya bulunduğunun altını çizen Erdoğan, “İstanbul 16 Nisan’da o şekilde bir evet demeli ki, 99 yıl ilkin bu kutsal şehri ayaklarıyla kirletenlerden başlayarak Türkiye’ye, Türk Milleti’ne kem gözle bakan kim var ise hepsinin yüreği titremeli…” dedi.
 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Evet Platformu” tarafınca Yenikapı Etkinlik Alanı’nda “Aşkımız memleket, millet için evet” sloganıyla düzenlenen “İstanbul Buluşması”nda konuştu.
Erdoğan, 16 Nisan’daki halk oylamasına 1 hafta kaldığını hatırlatarak, alandakilere “16 Nisan’a hazır mısınız?” diye sordu.
Vatandaşlardan “evet” yanıtını alan Erdoğan, şu şekilde konuştu:
“Geldiğimiz noktada artık bizlere bir tek anayasa değişikliğini geçirmek yetmez, oldukca daha büyük bir sorumlulukla karşı karşıyayız. İstanbul 16 Nisan’da o şekilde bir ‘evet’ demeli ki 99 yıl ilkin bu kutsal şehri ayaklarıyla kirletenlerden başlayarak Türkiye’ye, Türk milletine kem gözle bakan kim var ise hepsinin de yüreği titremeli.”
“İNANÇLA YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kısa sürede o şekilde bir devrim gerçekleştirdik ki bizi küçümseyenlerin hepsi utangaç olarak baktı, Batı bile ne dedi; ‘Sessiz devrim.’ dedi. Şimdi o ‘sessiz devrim’ diyenler kudurdular. Ne yaparlarsa yapsınlar, biz inançla, kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz.” ifadesini kullandı.
“SABREDEN KİMSE, ZAFERE ULAŞIR”
“İstanbul 16 Nisan’da ‘evet’ diyerek ecdadının emanetine sahipleniyor mu? İstanbul, 16 Nisan’da ‘evet’ diyerek bir tek geçmişine değil, bugününe de sahipleniyor mu? İstanbul, 16 Nisan’da ‘evet’ diyerek çocuklarına, geleceğine en güzel mirası bırakmaya hazır mı?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söylemiş oldu:
“Kardeşlerim, Türkiye siyasal ve ekonomik bakımdan büyük zorluklara göğüs gererek, oldukca acılar çekerek, oldukca bedeller ödeyerek bugüne ulaşmıştır. Durup dururken gelmedik buraya. Oldukça çile çektik. Fakat Rabbim sonunu hayreyledi. Sabreden kimse, zafere ulaşır. Ve ulaştık. Fakat gene sabırlı olacağız.”
“48 HÜKÜMET KURMUŞ OLMAMIZ DEMOKRASİMİZİN GÜCÜNÜN DEĞİL, İSTİKRARSIZ OLDUĞUNUN İFADESİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ABD’ya bakıyoruz. Kaç hükümet değişmiş tüm zamanı süresince. 17 başkanla yönetilmiş. Bizde 48, onlarda 17. Fakat tüm zamanı süresince. Aynı dönemde Fransa 11 cumhurbaşkanı, İngiltere 15 hükümet kurmuş. En fazla Almanya hükümet değiştirmiş. O da 24 hükümetle bugüne ulaşmış. Bizim 48 hükümet kurmuş olmamız demokrasinin gücünün değil, istikrarsız bulunduğunun ifadesidir.” dedi.
“BUNLAR YILLARCA BU ÜLKEYİ BÖYLE SÖMÜRDÜLER”
Türkiye’de tek partinin iş başlangıcında olduğu, istikrarlı dönemlerde averaj yüzde 6 gelişme yakalandığını hatırlatan Erdoğan, buna rağmen koalisyon, istikrarsızlık dönemlerinde yüzde 4’ün bile bulunamadığını açıkladı.
“Bu ne anlamına gelir biliyor musunuz? Eğer Türkiye, hep kuvvetli hükümetler tarafınca yönetilseydi, doğrusu istikrar ortamı kalıcı olsaydı, bugün bulunduğumuz yerin tam 2 kat ilerisinde yer alacaktık. Ne demek bu? Şahıs başına düşen ulusal gelir 22 bin dolar olacaktı.” diyen Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü;
“Fakat bunlar bizlere bunu oldukca gördüler. Şu sebeple derdi yok bunların. Biz dertliyiz. Bunlar dertli değil. Biz bu millete aşığız. Fakat bunlar bakıyorsunuz, faiz mi faiz, faiz mi faiz. Ya kardeşim faizle adam olunur mu? Bunlar senelerce bu ülkeyi bu şekilde sömürdüler. Kimlere? Faiz lobisine. Tüm imkanları benim fakir-fukara, garip-gureba milletimin cebinden çektiler, aldılar faiz ofisine dağıttılar. Bakınız istihdam sayımız 27 milyon yerine 34 milyon olsa kötü mı olurdu?”
“TÜM LİDERLERİN ÖZLEMİ OLAN BİR DEĞİŞİMİ HAYATA GEÇİRİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “16 Nisan’da yaptığımız iş, ABD’yı tekrardan keşfetmek değil. 16 Nisan’da merhum Özal’dan Demirel’e, Türkeş’ten Erbakan’a, Yazıcıoğlu’na kadar tüm liderlerin özlemi olan bir değişimi hayata geçiriyoruz. Tek fark; onların uygun şartları bulup bu değişimi başlatamamış olmaları, bizim ise bu adımı atmış bulunmamızdır. Elbet bu adımı atmak bizim için de kolay olmadı. Oldukça zor şartlar geçirdik. 2002 yılının kasımından beri ne vakit ülkemizin geleceği için mühim bir projeyi hayata geçirmeye kalksak her defasında birileri ortalığı toz dumana karıştırdı.” şeklinde konuştu.
“MECLİSTEN GEÇİP BANA GELDİĞİNDE BUNU ONAYLARIM”
Erdoğan, Türkiye’nin demokrasisini de hak etmiş bir ülke bulunduğunu, milletin bir çağ ilkin İstanbul önlerine gelen işgal gemilerine bakıp “Geldikleri benzer biçimde giderler” söylediğini anlatarak, 15 Temmuz gecesi darbecilerin sokağa çıktığını gören milletin gene aynı şeyi söyleyerek istiklaline ve istikbaline haiz çıktığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mücadelede İstanbul’un 99 şehit verdiğini, toplamda 249 şehit bulunduğunu, İstanbul’da 950 gazi, Türkiye’de 2 bin 193 gazi bulunduğunu söyledi.
Erdoğan, iştirakçilerin “idam” sözleri üstüne de şunları kaydetti:
“Benim kanaatimi bildiğiniz gibi, işte karar 16 Nisan. 16 Nisan’da sandıktan çıkacak her ‘evet’ onun da yolunu açacaktır. Bak Kılıçdaroğlu ne diyor; ‘Ben hayır demem.’ diyor, tamam ne güzel. Sayın Bahçeli aslına bakarsan kanaatini deklare etti; ‘Ben evet derim.’ diyor. Sayın Yıldırım’ın kanaatini de biliyorum. Meclisten geçip bana vardığında ben de bunu onaylarım. Tereddütsüz onaylarım, zira şehitlerimizin o katillerini affetme yetkimiz bizim yok, böyle bir durum yapamayız.”
KILIÇDAROĞLU’NUN “KONTROLLÜ DARBE” SÖZLERİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz gecesi saat 03.30 civarında Mustafa Kemal Atatürk Havalimanına indiğinde kendisini on binlerce kişinin karşıladığını belirterek, F16’lar, helikopterlerin üzerilerinden uçtuğunu ve havalimanını çeviren tanklara, zırhlı araçlara, silahlı darbecilere aldırmadan iradesine, geleceğine milletin haiz çıktığını anımsattı.
Aynı gece kendisinden 3-3,5 saat kadar ilkin oraya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da gittiğini dile getiren Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Kendi ifadesiyle 23.05-23.30 civarında havalimanına iniyor. Bakıyor ki ortalık karışık. Ortalığın karışık bulunduğunu görünce derhal Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine gidiyor. Şimdi geçenlerde bir tv programında kendisini izledim. Ne dese beğenirsiniz? ‘Sayın Cumhurbaşkanı Marmaris’ten çıktığında beni haberdar etseydi, ben de oraya gelirdim.’ diyor. Biz FaceTime’dan tüm Türkiye’ye çağrımızı yaptık. Sen de çıkıp gelseydin. Gene gelmedin. Fakat demek ki bundan sonrasında Kılıçdaroğlu’na iadeli taahhütlü göndermemiz lazım. Bu şahıs ‘Darbe olsa tankın üstüne ilk kez ben çıkarım.’ diyen şahıs. Şimdi bu durumda olan bir kişinin, bu ülkede yapabileceği bir şey olabilir mi? Bunlarda yürek diye bir şey yok. ‘Ben beyanatımı verdim.’ diyor. ‘Darbelere karşı olduğumu söyledim.’ diyor. İyi ki söylemişsin ya. Sonrasında da çıkıp, utanmadan bir şey daha söylüyor; ‘Bu kontrollü darbedir.’ diyor. Ey Kılıçdaroğlu, bu ifade var ya şehitlerimizin ruhunu muazzep edecektir, yakınlarımızın ve gazilerimizin yüreğini kanatacak laflardır bunlar. Kontrollü koltukta oturan, her işin o şekilde yürüdüğünü sanır. Kasetle geldi ya kontrollü koltuk… Şu sebeple bu kasetle oraya gelmiş olan bir şahıs. 7 seçim kaybettin, şimdi 8’inciye hazırlanıyor fakat emin olun gene gitmez, gitmez. Koltuk kontrollü fakat ne olursa olsun, biz onlara karşın yolumuza devam edeceğiz.”
“CHP’YE GÖNÜL VERMİŞ KARDEŞLERİM İÇİN ÜZÜLÜYORUM”
CHP’lilere seslenen Erdoğan, “CHP’ye gönül vermiş kardeşlerim için üzülüyorum. Fikirlerimiz uymasa da bu kardeşlerimizin Kılıçdaroğlu benzer biçimde bir felakete maruz kalması hakkaten üzüntü verici. Onun için diyorum ki 16 Nisan, CHP’ye gönül vermiş kardeşlerimin de günüdür. Gelin bu adamdan kurtulun. 16 Nisan’da üstün dereceli bir ‘evet’ oranına ulaşmamız halinde bu zatın yerinde oturamayacağına inanıyorum.” diye konuştu.
“BUNLARIN HER ŞEYDEN ÖNCE MİLLİ İRADEYE SAYGISI YOK”
Türkiye’nin ana karşıcılık partisini, terör örgütleriyle aynı çizgiye getiren birisinin bu ülkede alternatif politika üretemeyeceğini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
Bigün FETÖ’nün borazanlığını icra eden, ertesi gün PKK seviciliğine soyunan, bir sonraki gün başka bir terör örgütünün avukatlığını üstüne alan parti, cumhuriyetin partisi olması imkansız. Cumhuriyetin sahibi cumhurdur, millettir. Bunların her şeyden ilkin millete ve ulusal iradeye saygısı yok. Bu partinin bir milletvekili çıkar ‘evet verenleri İzmir’de denize dökmekten’ söz eder. Diğeri ondan aşağı kalmamak için ‘hayır çıkarsa düşmanı İzmir’den denize dökmüş kadar sevineceklerini’ söyler. Güya bu da deneyimli. Deneyimlisi o şekilde, deneyimsizi bu şekilde. CHP milletvekillerinin bu halk oylaması kampanyası döneminde sokakta vatandaşı tehdit etmekten, kahvede darbetmeye kadar sergilemedikleri rezalet kalmadı. Bu şekilde genel başkanın, bu şekilde milletvekilleri olur.”
“SANKİ CHP’NİN GEÇMİŞİNİ HİÇ OKUMAMIŞ”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu sabah Trabzon’daki mitingde yapmış olduğu konuşmaya değinen Erdoğan, şu şekilde devam etti:
“Ne diyor biliyor musunuz? Partili cumhurbaşkanlığını eleştiriyor. ‘Partili cumhurbaşkanlığı olur mu? Partiyi mi yönetecek, ülkeyi mi yönetecek?’ diyor. Sanki CHP’nin geçmişini asla okumamış. Gazi Mustafa Kemal hem Cumhurbaşkanı hem de CHP’nin genel başkanı değil miydi? Ey Kılıçdaroğlu, birazcık tarihini, geçmişini oku. Cemaziyelevvelini bir öğren.”
“BİZ BUNLARIN HEPSİNİ AŞTIK, AŞIYORUZ VE AŞACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışındaki 3 milyona yakın seçmene, “Aman ha işi hafife almayın, muhakkak sandıklara gidin, oylarınızı kullanın.” diye seslenerek, seçmenlerin seçimde işi oldukca ciddiye aldığına ve oylarını kullandığına inandığını açıkladı.
Hedefin ülke için bulunduğunu dile getiren Erdoğan, “Biz, ‘Söz de karar da milletindir.’ diye yolumuza devam ediyoruz, devam edeceğiz. Seçim dönemlerinde yurt haricinde kampanya yapılması yeni bir durum olmadığı halde bu seçimde bu engellemeyi yaptılar. Ne yaparlarsa yapsınlar biz bunların hepsini aştık, aşıyoruz ve aşacağız. 40 senedir siyasetin içindeyim. 40 senedir bu tür çalışmaların yapıldığını biliyorum. Peki bu kez niye bu şekilde telaşlı bir engelleme çabasıyla karşı karşıya kaldık? Şu sebeple bu halk oylamasının alelade bir seçim olmadığını, Türkiye’nin geleceği için bir dönüm noktası niteliği taşıdığını oldukca iyi biliyorlar.” ifadelerini kullandı.
“BU TOPLUM SADECE RABBİNE SIĞINIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bu cemiyet bir tek Rabbine sığınır. Mağdurlara, mazlumlara, sayıları milyonları da bulsa kucağını açar, Suriye’den gelen 3 milyona kucağımızı açtığımız benzer biçimde. İzzet sahibi olmayanlar ise sınırlarına duvarlar örerek içeriye bu muhacirleri almazlar, köprü altlarını molozlarla doldurarak, botlarını denize dökerek onlardan kurtulmaya çalışırlar. İstanbul, zamanı süresince kendisine sığınan her insana, gönlünü açmış bir şehirdir. ” dedi.
0 notes
gunahmankeni-blog · 7 years
Note
Bu gece de dertliyiz anlasilan
Oluyor bazı geceler
0 notes
Kalbim bu acıyı artık kaldıramayacak halde.
12 notes · View notes
Vay be yaşıyoruz kimsenin umrunda değil.
7 notes · View notes
Üstesinden gelebilirim dediğim her şeyin altında ezilip un ufak oldum.
8 notes · View notes
Dünya mı zor bünyem mi zayıf ?
7 notes · View notes