-Savaşta düşmanlar etrafımızı sardı. Bizi esir aldılar. Komutanları bize dedi ki "iki seçeneğiniz var. Ya hepinizi buracıkta öldürürüz ya da hepinize tecavüz ederiz."
Mutluluk getiriyorsa da hüzün de derhatır ettiren bayramlar.
Ailede ne anne tarafından ne de baba tarafından kimsenin daha ölmediği, yokluk yılları olsa da tebessümlerin bolca sergilendiği bayramlar.
Rahmetli dedem, Kore Gazisiydi. Biraz şakacı birazcık da palavracı bir karaktere sahipti. Bayram günleri tüm teyzeler ve dayılar kuzenlerle doluşurduk dedemlere. Dağ başında, ahşap ve topraktan yapılmış evleri vardı. Kucaklık dediğimiz modern ismiyle şömineli mutfakları vardı. Ben kucaklık ismini daha çok seviyorum. Bir nevi tüm aileyi o mekan, bir araya getirip kucaklıyordu çünkü. Tüm torunlar, ateşin etrafında toplanır anneannemin, ateşte hazırlamış olduğu etli, nohutlu, patates sulusu ve dövme pilavı bakır tabaklarla önümüze bırakılırdı. Bir taraftan iştahla yemeğimizi yer, bir taraftan da heyecanla dedemin Kore hikayelerini dinlerdik. (Ah ah ateşte pişen o lezzet harikası yemek yazarken bile kokusu burnuma geldi.) Dedeme sorardık, en meraklı torun olarak genelde de ben sorardım tabi.
- Dede ne yerdiniz oralarda?
- Çekirge
Herkesin yüzünde bir tiskinme belirtisi.
- Dede küçücük çekirgeyle nasıl doyardınız?
- Orada çekirgeler çok büyük, bu dağdan diğer dağa kadar zıplarlar.
- E dede nasıl yakalardınız?
- Kamalak ağacının çalılarıyla.(Kamalak, bizim buralara has bir ağaç ne gezsin oralarda)
Arkada annelerimiz bize bakıp tebessüm ediyor. Büyük torunlar atma dede ya diyorlar. Anneannem de arada uyarıyor dedemi:
- Yalan söyleme çocuklara.
Biz her ne kadar yalan olsa da tabiki de dedeme inanacağız o bir kahraman çünkü. Diğerleri sanki oralara mı gidip görmüşler.
Yemeğin de lezzetiyle dedemin palavraları pek bir hoş gelirdi bizlere. (Sonradan öğrendik dedem Kore'ye indiğinde savaş bitmiş imiş.)
Vesaire anılar işte. Her bayramda bir parça geçmişe götüren bazen hüzünle, bazen özlemle, bazen de tebessümle yadettiğimiz anılar.
gecenin saat 01.29'unda dişim ağrıdığı için dedem ve nenemden parol istedim, dedemin parolu evde bitmiş ve arabadaymış. odama gittim. nenem gelip deden alsın gelsin dedi gerek yok dedim olsun dedi getirsin deden, gitti. dış kapı sesi oldu, dedem geldi düşmeden geldim uyku sememe al dediğini duydum, neneme hapı verdiğini duydum ve nenem odama gelip bana verdi, içtim. kendimi hiç bu kadar aile ve torun kategorisinde değerli hissetmemiştim. teşekkür ederim babanne✨ teşekkür ederim dede✨
Kapımız çaldı açtım, ne göreyim, karşımda dede diyeceğimiz yaşta bi adam “günaydın efendim, buyurun kargonuz” diyo tatlı tatlı, kargoyu aldım ama şoktayım bu kadar yaşlı bi adamın ne işi var çalışma hayatında, gerçekten inanılmaz üzüldüm, evde torun sevmesi, arkadaşlarıyla gezip dolaşması özetle dinlenmesi gereken yaşta adam kargoculuk gibi zor bir işte çalışıyor. Hakikaten yazıklar olsun bize yazıklar olsun bu ülkeye yazıklar olsun böyle sisteme. Cennetimiz olacak olabilecek toprakları cehennem eden koltuklara yazıklar olsun. Anca böyle sessiz sedasız üzülürüm bi köşede bi bok yapamayız artık insanlarımızdan da bi cacık olmaz sağolsun korku sistemi yaşasın korku sistemi.
ICYMI: Dede Nine Torun Yaşam Merkezi öğrencileri Bangladeş’te su kuyusu açtırdı https://www.haberidiyarbakir.com/dede-nine-torun-yasam-merkezi-ogrencileri-bangladeste-su-kuyusu-actirdi/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
Bir aileden üç nesil soykırım kurbanı! Doğu Türkistan'da aile dramı
İşgal altındaki Doğu Türkistan’da bir aileden dede, baba ve torun olmak üzere 3 nesil Çin’in soykırım politikasının kurbanı oldu.
Kaynak: QHA
Doğu Türkistan genelinde Çin’in soykırım politikası devam ediyor. Türk devletlerinin yaşanan soykırıma karşı sessizliği Çin’e fırsat sağlıyor. Çin yönetimi, bu durumdan cesaret alarak, Türklere olan düşmanlığını da artırıyor.
BİR AİLEDEN DEDE,…
Biz doğmadan önce ebeveynlerimizin isteği idik, çocuk hayalleri idik. Dede ve büyükannelerimizin de torun istekleri idik. Onların geçmişlerinin de nesil dilekleri idik.
Ölüm fobisiyle yüzleşen parça Mary, ölülerin diri parçaları için elinden gelir. Mary'nin karanlığında ve dolu dünyasını ziyaret ettiğimiz bir kısa film. Anna sabah kalabalık bir tramvayda önceden asla görmediği Jesper ile karşılaşıp tanışır. Amma ve lakin Jesper onun hakkında sandığından daha iyi olduğunu biliyordur. Toplumsal medyanın karanlığının hissettiren etkisi” alan bir kısa film. Bir bankanın çalınmasının bitmesini bekleyen gerilmiş bir şoförün, çalınan arkadaşlarının dönmeden önceki 3 dakikası olduğu biliniyor. Son derece sinir bozucu üç dakika. Bir dede torun hikayesi. Ama alışık olduğumuz naif ve dahil ısıtan cinsten değil. Hareket, arp ve serüven dolu bir öykü. Düşüş gücü ve nesiller arasındaki bağları gösteren coşku dolu bir taşra destanı. Meşhur sanatçısı Samuel Jackson'la yaşam ve kariyerine dair bir söyleşi. Bir adam, toplu taşımada bağıra bağıra konuşma kuralı çiğneyen birinin müdahale edip onu bölgesel olarak, hayat, yaşam boyu ömür içinde hayatı idame satıcıları içinde gidip geliyor. Süpermarket kuyruğunda bir adam, elinde yalnız bir ürünle bekleyen hanıma sırasını verir. Bu vaziyetin öteki ülkelerinin öfkesini çeker ve giderek çağıl dünyanın cehenneme dönüşümü. Aşkı ve cinselliği ilk kez tadan bir ergen için en mühim ve en güç haiz olunan şey mahremiyettir. Fabricio'nun ilk deneyimi için en doğru yerde yaşamış olduğu gülünç macerayı özetleyen bir kısa film.
Ölüm fobisiyle yüzleşen parça Mary, ölülerin diri parçaları için elinden gelir. Mary'nin karanlığında ve dolu dünyasını ziyaret ettiğimiz bir kısa film. Anna sabah kalabalık bir tramvayda önceden asla görmediği Jesper ile karşılaşıp tanışır. Amma ve lakin Jesper onun hakkında sandığından daha iyi olduğunu biliyordur. Toplumsal medyanın karanlığının hissettiren etkisi” alan bir kısa film. Bir bankanın çalınmasının bitmesini bekleyen gerilmiş bir şoförün, çalınan arkadaşlarının dönmeden önceki 3 dakikası olduğu biliniyor. Son derece sinir bozucu üç dakika. Bir dede torun hikayesi. Ama alışık olduğumuz naif ve dahil ısıtan cinsten değil. Hareket, arp ve serüven dolu bir öykü. Düşüş gücü ve nesiller arasındaki bağları gösteren coşku dolu bir taşra destanı. Meşhur sanatçısı Samuel Jackson'la yaşam ve kariyerine dair bir söyleşi. Bir adam, toplu taşımada bağıra bağıra konuşma kuralı çiğneyen birinin müdahale edip onu bölgesel olarak, hayat, yaşam boyu ömür içinde hayatı idame satıcıları içinde gidip geliyor. Süpermarket kuyruğunda bir adam, elinde yalnız bir ürünle bekleyen hanıma sırasını verir. Bu vaziyetin öteki ülkelerinin öfkesini çeker ve giderek çağıl dünyanın cehenneme dönüşümü. Aşkı ve cinselliği ilk kez tadan bir ergen için en mühim ve en güç haiz olunan şey mahremiyettir. Fabricio'nun ilk deneyimi için en doğru yerde yaşamış olduğu gülünç macerayı özetleyen bir kısa film.