Tumgik
#Sporda Son Dakika
pazaryerigundem · 4 days
Text
İstanbul'da 19 Mayıs’a özel senfonik anma
https://pazaryerigundem.com/haber/171983/istanbulda-19-mayisa-ozel-senfonik-anma/
İstanbul'da 19 Mayıs’a özel senfonik anma
Tumblr media
İstanbul’da 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında “Bir Ulus Uyanıyor” konseri gerçekleştirildi.
İSTANBUL (İGFA) – Cumhuriyetin 100. yılı onuruna, Uludağ İçecek Türk AŞ. sponsorluğunda bestelenen “Bir Ulus Uyanıyor” adlı senfonik eser, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 105. Yıl dönümü çerçevesinde Cemal Reşit Rey Salonu’nda Oğuzhan Balcı’nın yönetiminde Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası tarafından seslendirildi. Konsere, Uludağ İçecek Türk AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erbak, Uludağ İçecek Türk AŞ. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Kızıl, Bursa Filarmoni Derneği Başkanı Mehdi Kamruz ve çok sayıda davetli katıldı.
Uludağ İçecek Türk AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erbak, “Yüzüncü yılın onuruna aile ve şirket olarak karar verdik ve senfonik bir eser ortaya konması için Oğuzhan Şefimize rica ettik. Bizi kırmadı, çok sağ olsun. Ortaya tam on bir bölümlük 1 saat 10 dakika süren ‘Bir Ulus Uyanıyor’ başlıklı, yüzüncü yılın onuruna uygun, Ulu Önder Atatürk’e uygun, onun bu devleti, bu ülkeyi düşmandan kurtaran bütün arkadaşlarına layık bir eser ortaya çıktı hakikaten” dedi.
Uludağ İçecek Türk AŞ. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Kızıl, “Uludağ İçecek Türk AŞ. olarak Cumhuriyet’in yüzüncü yılıyla ilgili bir eser siparişi vermiştik. Biz, 15 yıldan beri Bursa Filarmoni Derneği ana sponsoruyuz. Bursa’da ve Türkiye’de kültür, sanat ve sporda ciddi biçimde bu işin yanında olan bir kurumuz ve yüzüncü yılda da böyle keyifli bir proje geldi aklımıza. Oğuzhan Balcı’dan bunu rica ettik ve güzel bir eser besteledi bizim için. İlk prömiyeri Cumhuriyetin yüzüncü yılında Bursa’da oldu ve bundan sonra da bazı Devlet Senfoni Orkestraları ve operalar bu eseri programlarına aldılar. Bugün de ikinci program İstanbul’da gerçekleşti. Yarın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı. Atatürk’ün bize armağan ettiği doğru, çağdaş yolda ilerliyoruz. Onun için biz de bugün çok mutluyuz ve bu akşam Cemal Reşit Rey’de icra edilen konseri seyretmeye geldik.” ifadelerini kullandı.
Bursa Filarmoni Derneği Başkanı Mehdi Kamruz, “On bölümlük bir senfonik suit. Senfoni orkestrasıyla, Oğuzhan Bey ile ve ilgili arkadaşlarla konuştuk, en son şu kanaate vardık. Ne kadar güzel kapılar çalmışız ki müthiş, çok çok güzel bir eser ortaya çıktı. Size söylemeliyim ki, şu ana kadar ağlamayan yok. Mutlaka tavsiye ederim, izlenilsin. Bir çok büyük şehirde tekrar tekrar çalınacak” diye konuştu.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
ehaberonline · 3 years
Text
Olimpiyat Tarihimizde İlkleri Yaşıyoruz! 7 Cimnastikçimiz Finalde
Olimpiyat Tarihimizde İlkleri Yaşıyoruz! 7 Cimnastikçimiz Finalde
Olimpiyat Tarihimizde İlkleri Yaşıyoruz! 7 Cimnastikçimiz Finalde 2020 Tokyo Olimpiyatları‘nda cimnastik dalında yarışan milli sporcular 7 branşta finale kaldı. Türkiye Cimnastik Federasyonu sonuçları, “Cimnastik tarihimizde olimpiyatta ilkleri yaşıyoruz” mesajı ile duyurdu. 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda bugün artistik cimnastik elemelerinde erkeklerde Adem Asil, Ahmet Önder, Ferhat Arıcan…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
dreamstohopefor · 3 years
Text
Kafamın İçinden Hikayeler #10
Şubat 2020’nin sonunda hayat kalitemin artması için geçirdiğim operasyondan bu yana evdeyim. Muhtemelen hayat kalitemin artacağı öngörüsü, hayatın normal akışına dair bir tahmindi ve o günden bu yana hiçbir şeyin normal olmadığı ortada. 31 Ocak akşamı Sabiha Gökçen’e indiğimde karşılaştığım maskeli tiplere bir hayli gülmüştüm, bugün maskesiz insan var mıydı daha önce diye düşünmeden edemiyorum. Elbette kısıtlamaların esnetildiği yaz aylarında haftada bir sevdiğimiz meyhaneye giderek ya da arkadaşlarımızın evlerinde toplanarak kendimizi kandırmaya çalıştık. Hatta tüm riskleri göze alıp İzmir’e gidip toplu taşımada 90 dakika bile harcadım (böyle yazınca, İzmir’e toplu taşımaya binmeye gitmişim gibi oldu). Ama nafile. Bugün baktığımda bu karmaşanın içinde azıcık daha iyi hissetmek için debelenmişim gibi geliyor.
“Biraz zamana ihtiyacım var” ya da “kendimle kalmam lazım” laflarını düşünüp duruyorum ve gülme tutuyor. Hiç istemediğim kadar zamana ve hiç istemediğim kadar kendime maruz kaldım. Hatta o kadar ki, bu kadar zaman kendimle kalıp, kendi kendime kendimle kalmam gerektiğini söylediğim anlar yaşamaya başladım. Zamana aşırı kıymet atfeden biri olarak evin her odasından, evin içindeki her cisimden verim almak konusundaki aşırı çabam, son olarak “bu akşam da çamaşır odasında uyuyayım” ile sona erdi (sahip olmadığım bir zenginliğe sahip olduğumun düşünülmesini istemem; evin boş odası işte, kendisini kötü hissetmesin diye ona da bir görev verdik). Artık ne ev, ne gitar, ne kitaplar, ne piyano (arkadaşın fazla piyanosu, kulağa ne kadar saçma gelse de); hiçbir şey ilgimi çekmiyor. Kendimi askerde gibi hissediyorum. Öyle ki, kedinin sürekli tüy döküyor olması dert oldu, yakında her sabah evi süpürmeye başlarsam geriye bir tek sabah içtiması kalacak.
Bir işim var, hem de çok sevdiğim bir işim. Bu açıdan pek çoklarına göre şanslıyım. Hatıralarımda kalan dönemde de bir işim vardı ve o dönemde de şanslıydım ama nedense şimdi her zamankinden fazla işi olmayanları düşünüyorum. Her zamankinden fazla insanları dert ediyorum. Sızabileceğim bir ara sokak yok, her şey tüm gerçekliği ile karşımda duruyor. Koşturmaların, anlamsız olduğunu düşündüğüm yoğunlukların, toplantıların ve daha bir sürü şeyin beni bu gerçeklikten nasıl koruduğuna şaşırıyorum.
İşime gelecek olursak; 11 kişiden oluşan iki takımın sınırları belli bir alan içinde birbirlerine üstünlük sağlamaya çalıştığı bir spor. Ve bir top var. Her sporda olması gerektiği gibi. Sanılanın aksine 22 kişi topun peşinden koşmuyor çünkü gerçekten böyle olsaydı hayli komik bir görüntü ortaya çıkardı. İşin ilginç tarafı hatıralarımda 5-6 yaşlarındaki küçük çocukların bu sporu tam da böyle anlatıldığı gibi yaptığı görüntüler mevcut. Böyle bir hatıraya sahip miyim, yoksa bir yerde mi gördüm, bilmiyorum. Günlerin getirdiği bu noktada bazı hikayelerin gerçek olup olmadığı konusunda çelişkiler yaşıyorum. İzliyorum, görüyorum ama gerçekten olup olmadıklarına emin değilim. Daha önce hissettiğim gibi hissetmiyorum. Yüzyıllık Yalnızlık’taki gibi, unutmamak adına, belki de her şeyin ismini üzerine yazmalı diyorum. Sanki okuyunca aynı hissedecekmişim gibi.
Bazı şeylere sahip olamayacağımızı, bazı şeylerin istediğimiz gibi olmayacağını zaten biliyormuşuz da, günlük hayatın akışında bunların yarı rüya halleri koşturmalar sırasında kayboluyormuş gibi. Şimdiyse sanki oturmuş, sabahtan akşama kadar bunların hepsine bir ekrandan bakmak zorundayız. Umudu, hayali, fanteziyi, aşkı, acıyı, özlemi dönerciden kahveciye, oradan meyhaneye, sonra da uykudaki rüyaya kadar serpe serpe, un ufak ede ede geride bırakıyormuşuz da, şimdi bunların hepsi bir TV dizisine dönüşmüş, birinin kurgusuymuş gibi izliyoruz. Sanki daha önce bunların hiçbiri olmamış gibi.
Gülüşün, dokunuşun, hüznün, hayal kırıklığının, sevincin kendileri gitmiş de geriye isimleri kalmış gibi…
1 note · View note
burakurnaz · 6 years
Text
BUGÜN HİÇ HOŞ OLMAYAN ŞEYLER YAŞADIM
Her şeyi baştan anlatayım, zaten pazar gecesinde olduğumuz için aşırı eminim ki internette eğlenecek hiçbir şey bulamıyorsunuzdur. Pazar günlerinin geceye doğru tavan yapan bu özelliğini diğer günlerle sıralarsak ikincilik bence salı gününe verilir. Pazartesiler bile, salılardan daha güzeldir çünkü yeni haftaya başlama motivasyonu insana heyecan verebilir ama salı günleri hiç yeni bir şey olmaz. Her şey pazartesinin başlattığı gibidir, pazartesi olanlar olmaya devam eder. Salı günleri, pazartesilerin bokudur boku! Aaa ama çarşambalar, off, o çarşambalar, yavrum çarşambalar, nasıl güzeldir, götüme sokasım gelir... Neyse, bu sıralamayı başka zaman yazarım çünkü anlatacaklarım bunlardan çok alakasız ama zaten pazar gecesinde olduğumuz için sorun yok. Bir de, pazar gecesinde olduğumuz için çok sündüre sündüre yazıyorum eğer bayan olursa like basıp scroll down yapsın.
Bugün aslında bana yeni programın yazılacağı gündü ama geçen antrenmanda sakatlandığım için bitirdiğim programa birkaç antrenman daha devam etmeye karar verdim. Bir yandan acaba gitmeyip de dinlensem mi diğer yandan tempoyu bozmamak için gitsem de ağırlıkları mı hafifletsem diye düşünerek ağrılarımın da stresiyle günü bitirdikten sonra gitmeye karar verdim. Bu sefer de geldiğimde yemek için tavuk yemeği pişirme problemi ortaya çıktı ama hem her tarafım ağrıyor hem de tavuk yemekten usandım. Bir süre internette alternatif ve az memeli tavuk tarifleri bakındıktan sonra bulduğum tarifi yapmak için yufka ekmek almaya fırına gittim.
Fırına giderken üzerimde sporda giydiğim diz üstü efsane kısa şortum vardı. Fırına gittiğimde sigara içmekte olan iki geçkin kadın, içeri girince uzun ve kaslı bacaklarımı aşağıdan yukarıya doğru alabildiğine süzdüler. Nihayet yarım saat sonra gözleri gözlerime geldiğinde “yufka ekmek var mı? diye sordum ve aldığım cevap: Var ablam olmaz mı... Cevabın karşısında, bakışlardan sonra yaşadığım ikinci tedirginlikle fırına girdim ve kaç tane olduğunu söyledikten sonra kadın bana sebepsizce “yeni ıslanndı” dedi. “Efendim?” dedim, “yani yeni katladık” dedi. “Neyi?” dedim, “yuffkayıhhh...” dedi. Evet, tüm bunlar beni çok rahatsız etmişti: Fırına girdiğimde bacaklarımdan ayrılamayan bakışlar, sonra içeri girerken verilen cevap ve son olarak da yufkanın özel hayatını istemeden öğrenmiş olmam. Sonuncusu beni en rahatsız edeniydi, unutmaya çalışıyordum çünkü birazdan yufkayı buz gibi mermer tezgaha yayarak serip, uzunca bir çubuğa sarıp, keskince bıçakla yumuşak yumuşak kesip, kenarını ılık suya soktuğum parmağımla titrek hareketlerle nemlendirip kapatacaktım ama yufkanın benden önceki hayatı yufkayla benim arama girmişti.
İnanır mısınız, işimi bitirmem 45 dakika sürdü...
Sonra salona gittim, hiç olmadığı kadar sağlam ve verimli bir antrenman geçirdim. Tüm hareketler bitip de ip atlamaya başlamadan önce salondaki saate baktım, 20.05′i gösteriyordu. Atlamaya başladım, bir yandan da saate bakıyordum. Amacım hiç durmadan birkaç dakika atlamaktı ama saat ilerlemiyordu. Dakikalar geçti ama saat hala 20.05′te duruyordu. Sanki saat bacaklarımı ve zıpladıkça açılan şortumun altından biricik penisimi izlemeye dalmış gibiydi. Sonra birden 20.06 oldu ve yine durup beni izlemeye başladı. Tüm bu olanlardan çok rahatsız olsam da elimden geldiği kadar direnmek için durmamaya karar verdim. Atladım, atladım, atladım... Dakikalar sonra 20.07 oldu ama ben bitmiştim...
(Takipten çıkanlar, çıktıklarını yorum yazarlarsa sevinirim çünkü kimin çıktığını hep merak etmişimdir.)
5 notes · View notes
sondakikadunyacomtr · 3 years
Photo
Tumblr media
Sitemize "Gazeteler hangi başlıkları attı? Sporda günün manşetleri..." konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. Gazeteler hangi başlıkları attı? Sporda günün manşetleri... Son Dakika Son Dakika Dünya
0 notes
turkiyedenhaber · 4 years
Photo
Tumblr media
"Galatasarayda Babel ve Feghouli, salonda fizyoterapistler eşliğinde antrenman gerçekleştirdi. Ferdi Kadıoğlu ve Deniz Türüçün performansı Ersun Yanalı ikilemde bıraktı. Beşiktaş golcü transferi için Sporar ile gelecek hafta ilk görüşmeyi gerçekleştirecek. Trabzonsporun sosyal medyadan paylaştığı maç hikayesi büyük ilgi gördü. Sporda günün öne çıkan gelişmelerini Fanatik TVden Seçil Menteş aktardı." https://turkiyedenhaber.com/sporda-yasanan-son-dakika-gelismeleri-2/
0 notes
canlitribun · 5 years
Photo
Tumblr media
Fenerbahçe iki isim için suç duyurusunda bulundu! Fenerbahçe, son dakika açıklamasıyla Erman Toroğlu ve Zeki Uzundurukan hakkında suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı. Sarı-lacivertlilerin açıklamasında, “Kulübümüz, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında, Zeki Uzundurukan ve Erman Toroğlu isimli spor yorumcuları hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştur” ifadeleri yer aldı. Son güncelleme 17:21 | 13 Kasım 2019
0 notes
barkoturktv · 5 years
Text
Fenerbahçe'den sert açıklama
Tumblr media
Sarı-lacivertli kulüpten yapılan açıklamada, "Spor medyasında görev yapan bazı yorumcular ve medya mensuplarının sezonun ilk haftası itibarıyla başlattıkları, 10. hafta itibarıyla ise artık başka bir boyuta getirdikleri ’Ligde operasyon var, kurgu var, örgüt var’ şeklindeki söylem, açıklama ve iftiralarının, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanuna göre açıkça suç teşkil ettiği ortadadır." ifadeleri kullanıldı. Fenerbahçe, resmi internet sitesinden yaptığı açıklama ile Türkiye Futbol Federasyonu ve ilgili savcıları göreve çağırdı. Oldukça uzun olan açıklamada, Kayserispor-Fenerbahçe maçının ardından yapılan açıklamalar ve VAR hakemleri ile ilgili iddialar hakkında araştırma yapılması gerektiği ifade edildi. Sarı-lacivertli kulüpten yapılan açıklamada, "Spor medyasında görev yapan bazı yorumcular ve medya mensuplarının sezonun ilk haftası itibarıyla başlattıkları, 10. hafta itibarıyla ise artık başka bir boyuta getirdikleri ’Ligde operasyon var, kurgu var, örgüt var’ şeklindeki söylem, açıklama ve iftiralarının, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanuna göre açıkça suç teşkil ettiği ortadadır." ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, medyada yapılan spekülatif ve manipülatif yorumlarla futbolu etkileri altına almaya çalışan, camiaları ve taraftarları birbirine düşman eden, futbol dünyasında ayrıştırma ve kutuplaştırmalar oluşturan ve hakemler üzerinde baskı oluşturmayı hedefleyen şahıs ve kurumlara karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin savcılarının ivedilikle 6222 Sayılı Kanun kapsamında göreve davet edildiği belirtildi. Fenerbahçe'nin yaptığı açıklama şu şekilde: Fenerbahçe Spor Kulübü olarak Türk futboluna ve tüm paydaşlarına olan saygımız ve sorumluluğumuz dolayısıyla oynanan her maçın, yaşanan her olayın ardından sıcağı sıcağına açıklama yapmama, kanal kanal gezmeme konusunda kararlı bir duruş sergilemeye özen gösteriyoruz. Biz bu duruşumuzu kararlı ve duyarlı şekilde koruma noktasındayken futbolun bazı paydaşlarının ise ne yazık ki bu sorumluluktan giderek artan bir şekilde uzaklaşarak hareket ettiğini görmekteyiz. Bu noktada özellikle basında görev yapan bazı spor yorumcuları ve medya mensuplarının, sezonun ilk haftası itibariyle başlattıkları; 10.hafta itibariyle ise artık başka bir boyuta getirdikleri “ligde operasyon var, kurgu var, örgüt var” şeklindeki söylem, açıklama ve iftiralarının, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanuna göre açıkça suç teşkil ettiği ortadadır. Medya mecralarında yapılan ilgili spekülatif ve manipülatif yorumlarla futbolu etkileri altına almaya çalışan; camiaları ve taraftarları birbirine düşman eden, futbol dünyamızda ayrıştırma ve kutuplaştırmalar yaratan, hakemler üzerinde baskı oluşturmayı hedefleyen şahıs ve kurumlara karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin savcılarını ivedilikle 6222 Sayılı Kanun kapsamında göreve davet ediyoruz. Fenerbahçemizin, dün deplasmanda Kayserispor ile oynadığı maçın ardından gün gibi ortaya çıkan ve iyi niyetle açıklanamayacak bazı durumlara dair kamuoyunun gündemine getirmek istediğimiz noktalar ise şu şekildedir; Sezon başından itibaren Futbol Takımımızın maçlarını yöneten orta hakemler, takımımızın kazandığı maçları takip eden haftalarda ne tesadüftür ki hiçbir müsabakada orta hakem olarak görevlendirilmemişlerdir. Bu haberi de okudularRıdvan Dilmen: Yüzde 99 şampiyon olur! Bu durum, kazandığımız 5 farklı maçın ardından da istisnasız aynı şekilde gerçekleşmiştir. Bununla birlikte Takımımızın lehine ilk hafta Gazişehir Takımı ile oynadığımız maçın üzerinden geçen 9 haftada, özellikle Trabzonspor ve Antalyaspor ile oynadığımız ve rakiplerimizin maçlarında benzer pozisyonlarda penaltı kararı verilen pozisyonlar da dahil olmak üzere hiçbir müsabakada penaltı kararına hükmedilmemiştir. Son olarak dün akşam da Kayserispor’la oynadığımız maçın 12. dakikasında futbolcumuz Vedat Muriqi’ye yapılan, hemen hemen tüm futbol otoriteleri tarafından istisnasız şekilde penaltı olarak kabul gören, sonuca ve maçın akışına etki edebilecek kritik pozisyon başta olmak üzere, lehimize penaltı verilmesi gereken hiçbir pozisyonda VAR’a dahi gidilmemiş, pozisyonlar adeta görmezden gelinmiştir. Alanyaspor ile oynadığımız karşılaşmada yaşanan kural hatası pozisyonlarının, Merkez Hakem Kurulu Başkanı Zekeriya Alp tarafından daha ilk günden medyaya demeçler verilerek ele alınış şekline de baktığımızda, şayet ortada sezon başından itibaren bazılarının iddia ettiği gibi bir operasyon varsa operasyonun Fenerbahçe'mize karşı yapılmak istendiği bu somut durumlar eşliğinde akla ilk gelendir. Bu haberi de okudularSon dakika | MHK'den VAR açıklaması... En büyük kumpas ve saldırılara boyun eğmeyen Fenerbahçe Spor Kulübü, ortadaki bu tabloya rağmen, sağduyulu adımlar atmaya kararlılıkla devam edecektir. Ancak her zaman ifade ettiğimiz gibi Türk futbolunun tepeden tırnağa bir temizliğe ihtiyacı olduğu da artık çok açıktır. Bu noktada Fenerbahçe Spor Kulübü olarak; insani hata olarak yorumlanması zor bu kararlar ve devam etmesi halinde Türk futbolunu çok ciddi bir kaosa sürükleyebilecek ilgili söylemler hakkında, Türk futbolunu yöneten TFF Başkanı Sayın Nihat Özdemir ve yönetim kurulu ile Türk sporunun aydınlık yarınları için çok önemli bir yer teşkil eden Türkiye Cumhuriyeti’nin değerli savcılarını göreve davet ediyoruz! Milyonlarca vatandaşımızın artık özlenen adil, imtiyazsız düzene kavuşmasının bir hak olduğunu bir kez daha belirterek bir an önce bu konular hakkında incelemeler başlatılmasını talep ediyoruz. Read the full article
0 notes
ehaberonline · 3 years
Text
Beşiktaş Sergen Yalçın'la Anlaştı! 1 Yıl Daha Karakartal
Beşiktaş Sergen Yalçın’la Anlaştı! 1 Yıl Daha Karakartal
Beşiktaş Sergen Yalçın’la Anlaştı! 1 Yıl Daha Karakartal Sporda Son Dakika Haberi.. Beşiktaş’la ayrılık haberleri anılmayan başlayan Sergen Yalçın tekrar karakartal dedi ve 1 yıllık anlaşma imzaladı. Beşiktaş ile Sergen Yalçın yeniden anlaştı. Anlaşmanın şartları da belli oldu. Yıllık 22 milyon TL Sergen Yalçın’ı yeniden takımın başına getiren Beşiktaş, başarılı hoca ile 1 yıllık sözleşme…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
tavsiyebizdenn · 5 years
Text
Call of Duty: Mobile'da Zafer Almanızı Sağlayacak 5 Tüyo
Tumblr media
Call of Duty Mobile sonunda burada ve bunlar yeni başlayanlar için en iyi ipuçlarından bazıları. Savaşlara hazırlanmanıza ve sizi zafer yoluna koymanıza yardımcı olacak öneriler. Oyunu yeni indirdiyseniz ve erken bir avantaj arıyorsanız, ya da seviye 10'a yükselseniz de kazanmakta zorlanıyorsanız, yardım etmek için buradayız. Seviye 7'ye kadar, botlarla karşı karşıya olduğunuzu ve gerçekte gerçek insanlar oynamadığınızı unutmayın. Bu yüzden öldürmeleri toplamak ve MVP ödülünü almak kolaydır. 8-10 arası seviyelerde daha zorlaşacak, ancak bu ilk yedi tur, oyununuzu hedeflemeniz ve kontrol etmeniz için becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olacak. Her iki durumda da, oyununuzu bir üst seviyeye çıkarmak için bu ipuçlarını deneyin.
Tumblr media
Yeni Başlayanlar İçin Duty Mobile İpuçları 5 En İyi Çağrı Hedef Tercihinizi, Yerleşim ve Yüklemeyi SeçinSilah Yükseltmeleri ve EklentileriKillstreaks'i Hızlı ve Etkili KullanınOynamak ve Haritaları ÖğrenmekTahmin edilebilir olmayın Bunlardan bazıları açık görünse de, en küçük değişiklikler , seviye 20'de bir acemi veya oyuncu olsanız bile, oyununuz üzerinde büyük bir etki yaratabilir . 1. Amaç Tercih, Düzen ve Yük Dokunmatik ekranlı bir mobil oyun olmak, karakterinizi ne kadar iyi hedefleyebildiğiniz ve kontrol edebileceğiniz Call of Duty'deki en önemli unsurlardan biridir. Tarzınıza ve beceri seviyenize uyan en iyi amacı ve ateş tercihini seçmek, kazanma ve kaybetme arasındaki fark olacaktır.
Tumblr media Tumblr media
İlk oyun rehberi, hareketin temellerini ve mekaniği hedefleyen mobil cihazlarda öğreneceğiniz bir çekim aralığına götürecek. Hem temel hem de gelişmiş çekim modunu deneyin. Ardından, hangisini sevdiğinizi öğrenene kadar ikisini de canlı “çok oyunculu maçlarda” tekrar denemenizi öneririz. Unutmayın, 7. seviyeye kadar hala bot oynuyorsunuz, bu yüzden farklı bir amaç teknisyeni ile içeri girip yok edilmekten endişelenmeyin. Hala açıkta duran ve goofball gibi koşan aptal hedeflerle yüzleşeceksin. Daha da önemlisi, düzeninizdeki tarzınızı tarzınıza uyacak şekilde değiştirmek isteyeceksiniz. Ekrandaki düğmeleri, amaç ve ateş tuşu gibi gizleyebilirsiniz ancak yine de kullanabilirsiniz. Oyun basitçe ekrandan çıkarır; böylece düşmanları ve savaş alanını daha iyi görebilirsiniz. Düzeni öğrenmeyi ve ardından mümkün olduğunca gizlemeyi öneririz. Ve son olarak, herhangi bir COD oyuncusu yük hakkında her şeyi bilmelidir. Yeni başlayanlar için, savaşa girdiğiniz silahlar, ekler ve aksesuarlar budur. İlerledikçe, beş farklı yüke sahip olabilirsiniz. Bunları, en çok ihtiyaç duyduğunuz veya en ölümcül olabilecek silahlara sahip olacak şekilde özelleştirin. Bonus ipucu: Yüklemenizi ölümler arasında değiştirebilirsin, sadece eşleşmeyi değil. Öyleyse, bir kaç dakika boyunca gidip bir keskin nişancı olman gerekiyorsa, yap.  2. Silah Yükseltmeleri ve Eklentileri Birkaç tur oynadığınızda, silah güncellemelerinin, kırmızı nokta görüntülerinin, el bombalarının, genişletilmiş dergilerin ve diğer güzelliklerin kilidini açmaya başlayacaksınız. Artı, bugün karşılaştığım herkes gibi olabilir ve küçük bir avantaj için yükseltmeler ve ekstralar satın alabilirsiniz. Satın alma veya yükseltme olsun, hemen bunlardan yararlanın.
Tumblr media
Kazandıkça, her gün oturum açıp öldürücü kareler kazandıkça, XP ve XP kartları kazanacaksınız. Ekranın sol üst kısmındaki “yükünüze” girin ve sahip olduğunuz her şeyi özelleştirin. Yükseltmeleriniz konusunda akıllı olun ve etrafınıza faydalı bir şey ekleyin. Kapak tarafında akıllı olun ve tüm XP'nizi aynı anda harcama. İlk aşamalarda, XP'den tasarruf etmenizi ve yalnızca ihtiyacınız olanı eklemenizi öneririz. El bombası ve daha iyi bir kapsam gibi. Sonra ne istediğinizi ve başarılı olmanız ve ölümcül bir denizci veya keskin nişancı olmanız gerekene kadar XP'yi biriktirin. Bunu yaptıktan sonra, performansınızı ve silahlarınızı en üst düzeye çıkarmak için bir demet harcayın. Şahsen, Sniper tüfeğine erken geçtim ve yeterince hareket etmeyen ve hala kontrollere alışmaya başlayan yeni başlayanlardan faydalandım. Ne kadar patlama. 3. Hızlı ve Etkili Killstreaks kullanın Son birkaç yıldaki tüm Call of Duty oyunu gibi, en iyi oyuncular ya da sıcak kapsamı olan oyuncular, mükemmel oyunlarından dolayı ödüllendirilir. Eğer arka arkaya yeterince insan öldürürseniz bir öldürme ya da gol puanı alırsınız ve bunu yaparken mümkün olan en kısa sürede kullanmanız gerekir.
Tumblr media
Düzenli COD oyunlarının aksine, Call of Duty Mobile çok oyunculu maçları inanılmaz derecede hızlı sona erebilir. İlk başlarda diğer takımı yok etmek için emniyete giremediğim ve öldürücü güçlerimi ya da avcı füzemi kullanamadığım birkaç an vardı. Bir keresinde maç sona erdi, diğeri de çok bekledim ve öldürüldüm. Temel olarak, eğer bir ölüm cezası alırsanız, sığınak ya da takım arkadaşlarının örtüsünü aramalı ve çok geç olmadan çabucak kullanmalısınız. Oyun değiştiren bu son derece etkili hava saldırıları da dahil olmak üzere emrinizde olan her şeyden yararlanın. Tüm savaşı senin ve takımının lehine çevirebilirler! 4. Sık Oynamak ve Haritaları Öğrenmek Herhangi bir iyi oyuncu tam olarak savaş alanından ne bekleyeceğini bilir. Güvenli bir şekilde yeniden yükleme yapabilecekleri yerlerde, keşifci olun ve kapalı kalmak için en iyi alanı tanıyın, ancak birkaç tane fotoğraf çekin. Daha önce de söylediğimiz gibi, ilk birkaç raunt gerçek insanlara karşı değil, oynadığınız haritayı ÖĞRENMEK için zaman ayırın. Sonra her haritayı öğren.
Tumblr media
Nerede yumurtladığınızı ve iyi sıcak noktaları hatırlayın Neyse ki Call of Duty Mobile'daki 9 haritanın bir kısmı, Nuketown gibi erken oyunlarda hayranların favorileridir. Bu yüzden onları zaten iyi tanıyor olabilirsiniz. Olmazsa, tüm haritaları öğrenmek için zaman ayırın, böylece öldürme raflarına katlanmak, çizgiler kazanmak ve rekabeti yok etmek için açık alanlardan yararlanabilirsiniz. Alıştırma mükemmelleştirir ve bu oyuna herhangi bir oyunda veya sporda olduğu gibi uygulanır. Düşmanın öldükten sonra ortaya çıktığı her yer, hangi yönden geldikleri ve en iyi “kamp” noktalarının olduğu her şey. Bunların hepsini bilin, bu bilgiden yararlanın ve bazı fotoğraflar çekin. 5. Tahmin edilebilir olmayın Bu son ipucu, herkesin zaten bildiğini varsaydığımız bir şeydir, ancak bir acemi iseniz, özellikle FPS atıcı oyunlarında, daha iyi olmanız için size uzun bir yol kat edecektir. Call of Duty gibi hızlı tempolu atıcı oyunlar ile olmak istediğiniz son şey tahmin edilebilir. Bir otobüsün arkasına koşarsanız, diğer taraftan aynı hızla çıkmayın. Dur, bekle ve belki arkanı dön ve diğer tarafa geç. Tahmin edilebilir olmayın.
Tumblr media
Temel olarak, erken ve sonsuza dek başarının anahtarı, (keskin nişancı olmadığınız sürece) hareket etmeyi asla bırakmamak ve kendinizi zor bir hedef haline getirmektir. Sık sık dolaşın, çömelin, engellerin arkasına geçin ve asla tahmin edilemez olun. Çok fazla fotoğraf çekiyorum çünkü birinin nerede kaçacağını ya da ne yapacaklarını tam olarak biliyorum. Düşmanın bir köşe başında dolaşmadan ya da bir binaya girmeden önce ne gördüğünü ve düşündüğünü düşünün. Sporadik olun, yan yana koşun ve öngörülemez kalın. Kolay bir hedef olmayın ve başlamak için gerçekten bilmeniz gereken tek şey bu. Birkaç Daha Fazla Ayrıntı Kapanırken, tamamen yeni Call of Duty Call: Mobile oyununu öğrenmenize, büyütmenize ve ustalaşmanıza yardımcı olacak birkaç şeyden bahsetmek istedik. Birincisi, kalçadan veya hareket ederken ateş etmeyin. Bunun anlamı, hiçbir zaman rastgele hedeflere ateş etmek istemezsiniz, çünkü o kadar doğru değilsiniz. Nişan alın veya çömelin ve kısa bir süre boyunca hareket etmeyi bırakın. Atışını yap, sonra çabucak siper al. Ödüller, bonus silahlar ve ekstra DP için günlük giriş yapmayı unutmayın. Ayrıca, ekibinizle iletişim kurabilir (veya onları sessize alabilirsiniz) veya daha iyi bir deneyim ve daha fazla XP puanı için bir klana katılabilirsiniz. İle 100 milyon yüklemeler ve büyüyen, size her türlü yardıma gerekir. Tüm menüleri ve seçenekleri incelediğinizden emin olun, çünkü bunların çoğu vardır. Ekranda gördüğünüzü, yükünüzü ve her görevde başarılı olmak için ihtiyacınız olan her şeyi maksimize edin. Ve son olarak, eğer Battle Royale modunu oynuyorsanız, takım arkadaşlarınızla bağlantıya geçmek, devrilen herkesi canlandırmak, iyileştirmelerinizi kullanmak ve daha da önemlisi eğlenin! Read the full article
0 notes
barisinag · 7 years
Photo
Tumblr media
Sitemize "GOLCÜ OYUNCU ŞAŞIRTTI!" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. http://giroku.com/golcu-oyuncu-sasirtti/
0 notes
Text
Hangisi daha sağlıklı: Kahve vs çay
Kahve ve çay dünyanın en popüler içecekleri arasındadır. İkisi de benzer sağlık yararları sağlarken, bazı farklılıkları vardır.
İşte hangisini seçeceğinize karar vermenize yardımcı olmak için kahve ve siyah çay karşılaştırması.
Kafein içeriği
Kafein, dünyada en çok tüketilen uyarıcıdır. Kahve ve çay dahil birçok meşrubatta bulunur. İnsan sağlığı üzerindeki hem olumlu hem de olumsuz etkileri ile bilinir. İki eşit porsiyonda çaya göre kahve iki kat fazla kafein içerir. İnsan tüketimi için güvenli kabul edilen kafein miktarı günlük 400 mg’dır. Bir fincan (240 ml) demlenmiş kahvede ortalama 95 mg kafein bulunurken, aynı porsiyon çay 47 mg kafein içerir.
Bilim adamları kafeinin olumlu etkilerini araştırırken öncelikle kahveye odaklanmış olsalar da, her iki içecek de bu maddenin farklı miktarlarını içermesine rağmen sağlık açısından yarar sağlayabilir. Kafein alımı bazı kronik hastalıklar riskini azaltabilir ve atletik performansı, ruh halini ve zihinsel uyanıklığı artırabilir. Kafein, merkezi sinir sisteminiz için güçlü bir uyarıcı görevi görür, bu yüzden sporda performans arttırıcı bir madde olarak kabul edilir.
Kafeinin zihinsel uyanıklık üzerindeki etkisine gelince, araştırmalar hem basit hem de karmaşık görevlerde performansı artırdığını gösteriyor. Dengeli kafein alımı demans, Alzheimer hastalığı, metabolik sendrom ve alkolsüz yağlı karaciğer hastalığına karşı koruyucu etkiler gösterebilir.
Antioksidanlar açısından zengin
Antioksidanlar vücudunuzu serbest radikal hasarlarına karşı korur ve bu da bazı kronik hastalıkların gelişmesini önlemeye yardımcı olabilir. Hem çay hem de kahve, özellikle polifenoller olan antioksidanlarla doludur.
Çay ve kahvede birçok polifenol grubu bulunur. Siyah çay thearubiginler ve kateşinler, kahve ise flavonoidler ve klorojenik asit (CGA) bakımından zengindir. Yakın zamanda yapılan bir çalışma, theaflavinler ve thearubiginlerin, akciğer ve kolon kanseri hücrelerinin büyümesini engellediğini ve sonunda onları öldürdüğünü keşfetmiştir.
Lösemi hücrelerinde yapılan çalışmalar da benzer sonuçlar ortaya koymuş ve siyah çayın kansere karşı koruyucu özelliklerinin olabileceğini göstermiştir. Ancak daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Öte yandan, kahvenin antikanser özellikleri üzerine yapılan araştırmalar, CGA içeriğinin, gastrointestinal ve karaciğer kanserine karşı koruyan, güçlü bir kanser hücresi büyümesi durdurucu görevi gördüğünü keşfetmiştir.
Antioksidan aktivitelerinin yanı sıra, polifenoller kalp hastalığı riskini de düşürmektedir.
Enerji seviyelerini artırabilir
Hem kahve hem de çay enerji artışı sağlayabilir ancak farklı şekillerde.
Kahvenin enerji üzerindeki etkisi
Kahvenin içindeki kafein enerji seviyenizi yükseltir. Kafein, dopamin seviyesini artırarak ve adenosini bloke ederek uyanıklığı artırır ve yorgunluğu azaltır. Dopamin, kahvenin uyarıcı etkisinden sorumlu olan kimyasal habercidir, çünkü kalp atış hızınızı arttırır. Ayrıca, kahvenin bağımlılık özelliklerine katkıda bulunan beyninizin ödül sistemini de etkiler. Öte yandan, adenosinin uyku teşvik edici bir etkisi vardır. Kafein, onu bloke ederek yorgunluk hissinizi azaltır.
Kahve içildiğinde vücudunuz 45 dakika içinde kafeinin yüzde 99’unu emer, ancak en yüksek kan konsantrasyonları alımdan 15 dakika sonra başlar. Bu yüzden birçok insan acil bir enerji artışına ihtiyaç duyduğunda bir fincan kahveyi tercih eder.
Çayın enerji üzerindeki etkisi
Çay, daha az kafein içermesine rağmen, beyni harekete geçiren güçlü bir antioksidan olan L-theanine bakımından zengindir. Kafeinden farklı olarak, L-theanine beyninizin alfa dalgalarını artırarak strese karşı koruma sağlayabilir, bu da sakinleşmenize ve rahatlamanıza yardımcı olur. Çay da kahveye benzer şekilde rahat ve uyanık bir zihinsel durum sağlar.
Hangisi daha iyi
Kahve; kalp yetmezliği, çarpıntı ve yüksek tansiyon gibi birçok yan etki ile ilişkilendirilse de, araştırmalar, orta düzeyde tüketimin güvenli olduğunu gösteriyor. Antioksidan bileşimleri farklılık gösterse de, kahve ve siyah çay çeşitli sağlık koşullarına karşı koruma sağlayabilen önemli bileşiklerin mükemmel kaynaklarıdır.
Kahveye atfedilen diğer sağlık iddiaları arasında Parkinson hastalığına karşı korunma ve daha düşük tip 2 diyabet ve alkolsüz karaciğer yağlanması riski bulunmaktadır. Öte yandan, çay, böbrek taşlarına ve artritlere karşı koruma sağlayabilir. Kahve, çaydan daha yüksek bir kafein içeriğine sahiptir ve bu, anında enerji artışı arayanlar için iyi olabilir. Ancak hassas kişilerde anksiyete ve bozuk uykuya neden olabilir. Ayrıca, kafeinin beyniniz üzerindeki etkisi nedeniyle, yüksek kahve alımı bağımlılığa neden olabilir.
Kafeine karşı çok hassassanız, çay daha iyi bir seçim olabilir. Uyarıcı etkisi ile sizi rahatlatabilecek sakinleştirici özelliklere sahip bir amino asit olan L-theanine içerir. Dahası, doğal bitkisel çayları tercih edebilirsiniz. Aynı yararları sağlamayacak olsalar da , kendi yararlarını sunabilirler.
Son not
Kahve ve siyah çay kilo kaybına yardımcı olabilir ve çeşitli metabolik süreçlerle bazı kronik hastalıklara karşı koruma sağlayabilir. Ayrıca, kahvenin yüksek kafein içeriği size hızlı bir enerji artışı sağlayabilir, oysa siyah çaydaki kafein ve L-theanine kombinasyonu enerjide daha kademeli bir artış sunar. Her iki içecek de ölçülü olarak sağlıklı ve güvenlidir, bu nedenle kişisel tercihinize veya kafeine karşı hassasiyetinize bağlı olarak her ikisini de tüketebilirsiniz.
Dyt. Serkan Sıtkı Şahin
Hangisi daha sağlıklı: Kahve vs çay
0 notes
metingulerce · 5 years
Video
dailymotion
Son dakika! AK Parti’den sporda şiddet ve düzensizlikle ilgili yeni kanun teklifi AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, sporda şiddet ve düzensizlikle etkin mücadele amacıyla yaptırımların artırılması, spor alanlarında tehdit olarak algılanabilecek tezahüratların suç sayılması, müsabaka alanlarına girişlerde biyometrik kimlik doğrulaması yapılması, TFF Süper Lig ve 1.
0 notes
sondakikadunyacomtr · 3 years
Photo
Tumblr media
Sitemize "Gazeteler hangi başlıkları attı? Sporda günün manşetleri..." konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. Gazeteler hangi başlıkları attı? Sporda günün manşetleri... Son Dakika Son Dakika Dünya
0 notes
turkiyedenhaber · 4 years
Photo
Tumblr media
"Galatasaray - Trabzonspor maçının ardından Tuzlaspor maçının hazırlıklarına başladı. Sarı-Kırmızılı takımda Falcao takımdan ayrı çalışmalarını sürdürdü. 2-2 sona eren Göztepe - Fenerbahçe maçının yankıları sürüyor. Beşiktaş iç transferde Caner Erkin ile görüşme kararı aldı. Sporda yaşanan günün gelişmeleri. Fanatik TVden Seçil Menteş aktardı." https://turkiyedenhaber.com/sporda-yasanan-son-dakika-gelismeleri/
0 notes
tempobet-girislink · 5 years
Text
“Seleção Efsaneleri” dizisiyle, Brezilyalı futbolun harikalarından bazılarına tekrar bakmak istiyorum. “Seleção Classics” serilerine benzer, ancak maçlar yerine bireysel oyunculara odaklanacak. İşleri başlatmak için, Seleção tarihinin en büyüleyici oyuncularından birisine göz atalım: Rivaldo.
Rivaldo neden bu kadar ilginç? Çünkü onun hakkında neredeyse her şey olağan dışıydı. Çocukluk geçmişinden eşsiz oyun tarzına ve göçebe kariyerine kadar Rivaldo birçok açıdan tek başına durmaktadır. Rivaldo da ilgi çekicidir, çünkü az sayıda oyuncu milli takımdaki zamanlarında çok az takdir görmüştür… ve zamanları bittikten sonra çok çabuk unutulmuştur. Artık Rivaldo hakkında neredeyse hiç makale okumamış ya da yorum yazmamış, nadiren ismini en büyükleri arasında görüyor, hatta diğer oyuncular tarafından söylenen övgülerini duyuyorsun. Bu tuhaf… ve iç karartıcı. Çünkü bu bir Dünya Kupası kupasını kazanan ve bunu yaparken takımının en iyi oyuncusu olan bir adam. Bu bir Copa America kupasını kazanan ve bunu yaparken takımının en iyi oyuncusu olan bir adam. Bu, hanedanlar arasında bir kulüp floundering için Yılın FIFA Dünya Oyuncusu ödülünü kazanan bir adam. En önemlisi, bu, yaptığı her şeyi başarmak için inanılmaz acıyı ve kişisel sıkıntıyı aşan bir adam.
***
Bazilariniz, bazi bazi is ve yazimlar ile yazmayla ilgili çok fazla farkli islerim oldugunu biliyor olabilirsiniz. İşlerimden biri, müşteriler için özel mesajlar yazmaktır. Bu mesajlar, düşen petrol fiyatlarındaki uzun, analitik parçalardan, muhtelif tatillere odaklanan “iyi hissetme” mesajlarına kadar her şey olabilir.
Bu yılın başlarında, Rivaldo'ya bir parça yazdım - evet, bu Rivaldo:
Daha sonra Rivaldo'nun oyununun somunlarına ve civatalarına biraz daha dalmaya gidiyorum, ama önce Rivaldo'nun arka planına ve psikolojisine göz atalım. Aşağıdaki alıntılar, futbol ignoramuses için yazılmış gibi yazıyorsa, rahatsız olmayın, çünkü.
Babalar ve Oğullar
Mesajlarımı bir süredir alıyorsanız, bazen çeşitli spor figürleri ve öykülerinin olduğunu biliyorum. Çünkü spor, bir şekilde evrensel bir dildir. Zamanın başlangıcından bu yana, insanlık oyun oynamayı sevdi ve bu güne kadar tüm dünyada sevilen, çalınan ve izlenen sporlar. Tabii ki, bazı sporlar yaşadığınız yere ve arka planınıza bağlı olarak diğerlerinden daha popülerdir. Ama her sporun kahramanları, kötülükleri, şanlı zaferleri ve ezici yenilikleri vardır.Spor, antik Yunan dramalarının günümüzün bir versiyonu gibi birçok yönden var ve bu yüzden hem ilham verici hem de dokunaklı birçok hikaye üretiyorlar.
Rivaldo Vitor Borba Ferreira'nın hikayesini ya da kısaca Rivaldo'nun hikayesini alın. Rivaldo, attığı gollerden, kazandığı kupalardan ve sergilediği yeteneklerden dolayı dünya çapında ünlü bir Brezilyalı futbolcu. Ama bu onun öyküsünü bu kadar çekici kılan şey de değil… bu mektubun ne olduğu da bu değil. Bu mektup rakibi Rivaldo ile ilgili değil, Rivaldo babası ve Rivaldo oğlu. Bu gerçekten aile hakkında.
Rivaldo çocukluğunu Brezilya'nın kuzeydoğu kıyısındaki Recife şehrinde geçirdi. Birçok şehir gibi, Recife hem cazibesine hem de daha az göz alıcı tarafına sahiptir ve Rivaldo'nun büyüdüğü yerdedir , dev liman kentininfavelasında (gecekondular için).
Futbol, ​​Brezilya'nın metropol alanlarında, özellikle de yoksul mahallelerde her zaman çok büyük olmuştur. Çünkü favelada büyüyen çocuklar için futbol sadece bir oyundan ibaret değildir, bu bir kaçış aracıdır. Rivaldo, günlerini çoğunu aileleri için eve para getirmek amacıyla turistlere hatıra eşyası satmaya harcadı, geceyi kumsaldaki bir topu tekmelemeye ayırmadan önce.Ancak arkadaşlarıyla oynarken eğlenceliydi, yoksulluğun, açlığın ve fiziksel isteğin etkilerini ortadan kaldırmak için yeterli değildi. Rivaldo ve dört kardeşi, özellikle de yetersiz beslenme nedeniyle çok acı çekti. Bugün bile, ünlü ve başarılı bir atlet olan Rivaldo, yetersiz beslenmenin fiziksel etkilerini hâlâ alamıyor gibi görünmektedir. Yüzü ve çerçevesi hala eskisi kadar eskisi gibi duruyor ve yıpranmış diş protezleri yıllardır - çocukken acı çektiği açlık dişlerini döküyordu.
Bu nedenle futbol; boş bir göbeğin dişlerini unutmanın tek yolu. Turistler uyumak için otellerine girdiklerinde, Rivaldo oynayabilir, koşabilir ve hayal edebilir. Binlerce hayranlıktan önce oynama hayalleri. Televizyonda gördüğü efsaneler gibi oynama hayalleri. Daha iyi, daha güvenli, daha kolay bir yaşamhayalleri . Fakat Rivaldo'ya göre, onlar sadece hayallerdi. “Bir zamanlar bu kadar iyi olabileceğimi hiç düşünmemiştim” dedi. [1]
Ama bir kişi yoktu inanıyoruz: babası Romildo. İkisi çok yakındı. Romildo'nun da kendi hayalleri vardı. Bir hayalleri gerçek gecekondu kaçma, sadece bir fantezi biri. Üç oğlunu, bütün sevdikleri sporda daha sıkı ve daha iyi antrenman yapmaya teşvik etti. Daha iyi bir yaşamda en iyi umutlarıydı.Rivaldo bir röportajda “Her zaman üç kardeşin birinin profesyonel bir futbolcu olacağını söyledi” dedi. 1
Rivaldo on altı yaşındayken, bir araba kazasında Romildo öldürüldüğünde, bir numaralı hayranı sonsuza dek götürüldü. Rivaldo harap edildi. Babası olmasaydı, futbol artık hiçbir şey ifade etmedi ve bir ay oynamadan oynadı.Ancak annesi, “Şimdi vazgeçemezsiniz” diyerek devam etmesini istedi.Babanın hayalini gerçekleştirmelisin. ” 1
Böylece Rivaldo oğlu Romildo için babaya oynamaya devam etti. Ve o , hatta ekibiyle birlikte antrenman yapmak için neredeyse her gece kendi başına 10 kilometre yürüdüğü kadar çalıştı . Otobüse parası yetmedi. Ama her şeyden önce bir keresinde şöyle dedi: “Babam asla benim tarafımı terk etmedi;Caddede, sahilde, hep yanımdaydı. Profesyonel olma yolunda bana yardımcı oldu ve şimdi sadece onun için oynadım. ” 1
Ve ne kadar profesyoneldi ki! Yirmi yaşına geldiğinde, o profesyonel yanlısıydı. Yakında Brezilya'nın en büyük takımlarından biri için oynuyordu.Yirmili yaşlarının ortasında, Avrupa arıyordu. Rivaldo, dünyadaki en büyük takımlardan biri olan Barselona'daki bir stunt dahil olmak üzere, denizaşırı oynayan on yıl boyunca harcadı. O, mümkün olduğunu düşündüğünden daha fazla para kazandı ve on binlerce hayranın ismini söylediği gibi dinledi.Tıpkı rüyalarında olduğu gibi. Tıpkı babasının gibi.
1999 yılında resmi olarak dünyanın en iyi oyuncusu seçildi. Üç yıl sonra Brezilya ile Dünya Kupası'nı kazandı.
Başarısına rağmen, arka planını hiç unutmamıştı. Kendi yardım kuruluşunu kurdu ve her zaman kendi gençliğinin efsanelerine baktığı şekilde ona bakan çocuklara yardım etmek için ücretlerinin bir kısmını bağışladı.
Ve kendi başına bir aile kurdu. Rivaldo oğlu babasına Rivaldo olmuştu.
Oğullarından biri, “küçük Rivaldo” için Portekizce Rivaldinho olarak anılır. Rivaldinho, isminin yanı sıra, şu anda babasının oynadığı ilk takımlardan biri olan Mogi Mirim EC adlı bir takım için oynuyor. son.
Gecekondu üzerinden Rivaldo en uzun yol 19 Şubat tarihinde yeni bir kilometre taşını daha geride th Rivaldo eve döndü ve Mogi Mirim ile imzalanan 2014 Kırk bir yaşında. Söz konusu tarihte, ikinci yarısına on dakika, Rivaldo tezgâhtan çıktı ve on sekiz yaşındaki oğluna sahaya resmi oyun için katıldı. Estadio Romildo Ferreira'da yarım saatten fazla bir süre birlikte çaldılar … Rivaldo'nun babası Romildo'nun adını taşıyan stadyum.
“Bu an için Tanrı'ya şükrediyorum,” dedi Rivaldo, emekliye ayrılmadan hemen önce. “Oğlumla oynamayı gerçekten çok sevindim.” [2]
Bir zamanlar, istifa etmek istemişti. Ancak Rivaldo oğlu babasına oynamayı sürdürdü, böylece sonunda, Rivaldo baba oğluyla oynayabilirdi.
Ve bu hepimizin alkışlayabileceğimizi düşündüğüm bir hikaye.
***
Belki küçük bir maudlin, ama babasına hayran olan bir oğul olarak ve oğullarını hazine eden bir baba olarak, her zaman Rivaldo'dan ilham aldım ve bu güne kadar olmaya devam ediyorum.
Peki ya oyuncu Rivaldo?
Yardımcı Saldırgan
Rivaldo neydi? Hem saldıran bir orta saha oyuncusu hem de ikinci bir forvet olarak tanımlandı. Solda oynayabilirdi (bunu yapmaktan nefret etse de) ya da en üstte bile oynayabilirdi. Gerçekte, hepsi bu şeylerden ve bunların hiçbiri değildi.Beceri, bu terimleri anlamsız yapmak için çok çeşitliydi; Uygun gördüğü her yerde dolaşımdaki anarşik alışkanlığı, rolünü imkansız kılmak için yapılmıştı.Etiketlenmeyi reddetmek, herhangi bir pozisyona veya rolle sınırlandırılmak, hem en büyük erdem hem de onun en büyük kusuru idi. Kulübün geçiş yaptığı dönemde Barcelona'yı iki ardışık Liga şampiyonluğuna götürmesine izin verdi.Yaralanmalar sonrasında Ronaldo'nun sağlık ve hızdan sıyrılmasından sonra Brezilya'nın kilit figürü olmasını sağladı. Fakat aynı zamanda, birden fazla yönetici keşfettiği için ona koçluk için bir kabus gibi bir şey yaptı.
Elbette, kesinlikle olmadığı birkaç şey var . Kesinlikle geleneksel bir numara değildi, saha ortasında kalan, ipleri çeken ve oyunun akışını kontrol eden biriydi.Ruh hali ona uygun olduğu zaman derin düşebilir ve düşebilirdi, onun geçişi olabildiğince parlaktı, bunun için yeterince tutarlı değildi. Daha da önemlisi, topu bırakmadan önce çok uzun süre topa tutuşma alışkanlığı vardı. Bir zamanlar ünlü Rivelino, “Rivaldo bir defa geçmek için dört dokunuşa ihtiyacı olan bir oyuncu” dedi.
O da hiç kanat oyuncusu değildi. Her ne kadar sık ​​sık soldan sağa sola hareketetmekten zevk alsa da, inanılmaz sol ayağını kutuya (sol ayağında bir dakika) geçmek için kullanabilse de, saf bir kanat oyuncusu olarak işlev görmek için gereken tempoyu hiç hissetmemiştim. . Daha da önemlisi, geniş bir oyuna sahip olma zihniyetine sahip değildi ya da sahip olmayı reddetti. Bunun en meşhur örneği, solda oynamasını isteyen Barcelona yöneticisi Van Gaal ile çatışmasıydı.
Hayır, Rivaldo ortodoks bir şey değildi. Onun ne olduğu bir yardımcı saldırganıçağırmaktan hoşlandığım şeydi .
Artık alıntıyı bulamıyorum, ama ilk kez Carlo Ancelotti'nin Kaka'nın Milan rolünü anlatması istendiğinde bu terimi kullandığını duydum. “Yardımcı” kelimesi “ ek veya ek yardım ve destek sağlayan kişi veya şey ” olarak tanımlanmaktadır.Kaka için olduğu gibi (sınıflandırılmaya yönelik tüm girişimlere de benzer şekilde direnen) Rivaldo için doğruydu. Savunma dışında, hemen hemen her alanda, yardımcı yardım ve destek sağlayan bir kişi. Rivaldo orta sahaya düşebilir, bir takım arkadaşının onu geçmesine izin ver ve bir kıç, savunma bölme geçişi sağla. Sol tarafa gidebilir ve mükemmel, kesin bir çapraz gönderebilir. Bir ileriye doğru bir merkez oynayabilir, kutunun kenarına geri dönüş pasosu alır ve ilk dokunuşla kaleciyi geçmeden bitirir. O bölgenin merkezine sürüklenebilir ve şaşırtıcı bir güvenle bir başlığa sahip olabilir. Ve muhalefet bütün bu şeyler için hazırlandığında, kutunun dışından uzun menzilli bir skimmer atabilirdi.
Bu onun dahiydi. Rivaldo gibi bir oyuncuya nasıl hazırlanabilirsiniz? Onu bir yöne işaretleyin ve sadece bir başkasını yenecektir. Ona bir kanal inkar ve bir saniye bulur. Oyun kurucu, penetrator ve cezalandırıcıydı.
Rivaldo'nın Skillset
Rivaldo her şeyden biraz yapabilirdi, ama üç harika yeteneği vardı:
Bir süper ilk dokunuş
Başka bir golcünün nasıl oynanacağının mükemmel bir anlayışı
Sadece büyülü sol ayak
90'lı yılların sonunda, ilk dokunuşları olan Zinedine Zidane, Dennis Bergkamp ve Rivaldo ile bütün bir savunmayı tamamlayabilecek üç oyuncu vardı. Sol ayağında topu alan Rivaldo, bir defans oyuncusu yerinde dondurabilir, içeri girebilir, takım arkadaşına pas atabilir, iki defans oyuncusu arasında topu sıkıştırabilir ya da bir şut atacak kadar yer bırakmış olabilir.
0 notes