Tumgik
#Oda TV davası
haberola · 7 years
Text
Oda TV davasında tüm sanıklar beraat etti - Haberola - Son Dakika Haberleri
Oda TV davası kapsamında yargılanan gazeteciler Yalçın Küçük, Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın ile eski emniyet müdürü Hanefi Avcı’nın da aralarında bulunduğu 13 sanığın beraatine karar verildi.   NTV’nin haberine göre; Mahkeme, 6 yıldır devam eden Oda TV davasında tüm... Kaynak: http://www.haberola.com/oda-tv-davasinda-tum-saniklar-beraat-etti-19259.html
0 notes
gazetelinkmedya · 7 years
Text
Oda Tv davasında karar: Ahmet Şık ve diğer sanıklar beraat etti
Oda Tv davasında karar: Ahmet Şık ve diğer sanıklar beraat etti
İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya 103 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazetemiz muhabiri Ahmet Şık, gazeteciler Nedim Şener, Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Hanefi Avcı, Muhammet Sait Çakır, Yalçın Küçük ve Coşkun Musluk katıldı.
Mahkeme, davada yargılanan tüm isimlerin beraatine karar verdi.
Duruşmada son sözü alan Ahmet Şık, söylenecek çok şey…
View On WordPress
0 notes
Text
YENİ AKİT GAZETESİ VE ODA TV’DE YER ALAN “UYAP’TAN SANIĞIN ADI SİLİNDİ” HABERİNE CEVAP
Tumblr media
YENİ AKİT GAZETESİ VE ODA TV’DE YAYINLANAN, “UYAP’TAN SANIĞIN ADI SİLİNDİ” HABERİ HİÇBİR YÖNÜ DOĞRU OLMAYAN MESNETSİZ İTHAMLARDIR
Yeni Akit gazetesinin internet sayfasının ve Oda TV sitesinin 03.05.2020 tarihli yayınlarında Mine Kırıkkanat’ın Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan ve tamamen gerçek dışı ithamlar ve kurgular üzerine kurulu yazısını esas alarak Sn. Adnan Oktar ve arkadaşları davasıyla ilgili olarak bir takım gerçek dışı bilgilere yer vermiştir.
Öncelikle şunu ifade etmek isteriz ki Yeni Akit gazetesindeki dostlarımız ve kardeşlerimizin de Oda TV’de kıymetli gazetecilerin de hukuk ve insan haklarına saygılı yayıncılık anlayışlarına güveniyoruz. Her iki yayın grubunun da inandığı ve savunduğu basın etik ve evrensel hukuk ilkelerinin ve temel ahlaki değerlerin ana hususlarından biri olan “masumiyet karinesi”nin Sn. Adnan Oktar ve arkadaşları içinde geçerli olması gerekir. Henüz yargılaması bitmemiş ve hüküm verilmemiş bir dosyada, hiçbir delili ve bulgusu olmadan ortaya atılan iddialara dayanarak tek taraflı yayın yapmak Yeni Akit’teki dostlarımıza, kardeşlerimize de Oda TV’deki değerli gazetecilere de yakışmıyor diye düşünüyoruz.
Ortada bir suç örgütü yoktur. Sn. Adnan Oktar 40 yıllık ilmi mücadelesi Devletin ve halkın gözü önünde olan, yüce Türk Devletine bilinen ve bilinmeyen sayısız hizmeti bulunan, tüm hayatını sevgi, dostluk ve barış için geçirmiş yerli ve milli bir insandır. Çevresindeki arkadaşları da onun bu güzel, asil, nezih, sevgi dolu ruhuna olan hayranlık ve sevgilerinden dolayı onunla birlikte Allah sevgisinin ve Kuran’ın güzel ahlakının yayılması için gayret etmektedirler.
UYAP’tan Bilgi Silinmesi Mümkün Değildir !
Mine Hanım’ın yazısında ifade ettiği sözde “Sihirli bir değneğin UYAP sisteminden Pelin Akçalı’nın ismini sildiği” iddiası baştan sona UYAP sisteminin nasıl işlediğini dahi bilmemesinden kaynaklanmaktadır. Adalet Bakanlığı tarafından oluşturulup denetlenen UYAP sistemi, Türkiye Cumhuriyeti’nin her türlü yargısal, idari ve denetim faaliyetlerinin elektronik ortamda yürütüldüğü alandır. Bu sistemden Adnan Oktar veya herhangi bir arkadaşı tarafından bir veri silinmesi teknik olarak imkansız olduğu gibi UYAP sistemine giren bir evrakın Mahkemelerce dahi silinemediği somut bir durumdur. Bu nedenle de dosyada tutuksuz yargılanan arkadaşımız Pelin Akçalı hakkında herhangi bir dosyanın silinmesi de söz konusu dahi olamaz. Adli makamların aldığı kararlar ve bu kararlara yapılan itirazlarla yürüyen baştan sona hukuki bir süreç söz konusudur.
Bu hukuki süreci kısaca özetlemek gerekirse; 11 Temmuz 2018 tarihindeki operasyonda birçok arkadaşımız gibi 6 farklı suçlama ile gözaltına alınan Pelin Akçalı çıkarıldığı Mahkeme tarafından adli kontrolle serbest bırakılmış, daha sonra ise TCK “109/2, 103/2, 102/2, 282/2, 107” maddelerinden hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. 12/07/2019 tarihli ve 19/07/2019 tarihinde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamenin sevk maddelerinin gösterildiği tabloda da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından Pelin Akçalı hakkında bu bilgi aynen böyle yer almıştır. Hatta bu sevk tablosunda sadece TCK 220/2-3 sevk edildiği ve yargılanması istendiği de belirtilmiştir.
Ancak süreç içerisinde Pelin Akçalı için açılmış bir kamu davasının dahi olmadığını savcılık makamı anlamıştır. Çünkü savcılık makamı bu olayla ilgili olarak diğer suçlamalarla beraber Örgüt Üyeliği suçlamasından da arkadaşımız hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir. Daha sonra savcılık makamı hazırlamış olduğu 26.02.2020 tarihinde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 2019/313 Esas sayılı dosya ile birleştirme talepli hazırlanan iddianamede de bunu gereceği aynen şöyle ifade etmiştir;
“Soruşturma dosyamız şüphelisi Pelin AKÇALI'nın hakkında mahkemenize hitaben düzenlenen ilk iddianamenin 2319-2329 sayfa sırasında şüphelinin eylemlerinin değerlendirildiği ancak şüpheli Pelin AKÇALI hakkında Suç İşlemek Amacıyla Kurulan Örgüte Üye Olma suçundan kamu davası açmaya yeterli delil olduğu ve şüphelinin düzenlenen iddianame içeriğinde belirtildiği ancak Uyap sistemi üzerinden yapılan tefrik neticesinde sehven suç örgütüne üye olma suçundan Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair karar verildiğinin anlaşılması üzerine 30/09/2019 tarih ve 2019/78041 sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair kararın İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 25/10/2019 tarih ve 2019/4691 D. İş sayılı kararına istinaden Şüpheli yönünden Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair kararının kaldırıldığı…”
Dolayısıyla Mine Hanım yazısında yer alan bilgi tamamen yanlış olduğu gibi soruşturma makamlarını ve adli mercilerimizi dahi zan altında bırakacak niteliktedir.
Davada Her Şeyin Usulsüz Bir Şekilde Adnan Oktar ve Arkadaşları Lehine İşlediği İddiası Gerçek Dışıdır
Ayrıca Yeni Akit Gazetesi ve Oda TV, yine Mine Kırıkkanat’ın yazısına dayanarak, yargılama sürecindeki gelişmeleri “hepsi sanıkların lehine işleyecek şekilde” diye nitelemiş ve dosyaya girmesi beklenen bazı raporların gelmemesinin sanki sanıkların lehine bir durum gibi lanse etmişlerdir. Operasyonun ilk gününden bu yana arkadaş camiamızın karşılaştığı hukuksuzluklar, iddianamenin hazırlanmasındaki özensizlik, alenen ihlal edilen onlarca hukuk ilkesi ve duruşmalar boyunca yapılan usulsüzlükler hukuk tarihine ibret olarak geçecek kadar çoktur. Savcılığın az yukarıda bahsetmiş olduğumuz açıklaması da bu açıklamamızın tezahürü mahiyetindedir. Buna rağmen arkadaş camiamız Yüce Türk Adaletine ve Devletimize sonuna kadar güvenmekte, sabır ve itidalle yargılamanın neticelenmesini beklemektedir.
Sözde Adnan Oktar’a ait olduğu iddia edilen ancak kurgu ve montaj ile hazırlandığı alenen belli olan bir takım ses kayıtlarının incelenmesini Mahkemeden talep eden ise Adnan Oktar’ın bizzat kendisi ve avukatlarıdır. Dolayısıyla bu raporun bir türlü hazırlanmaması Mine Hanımın öne sürdüğü gibi yargılananların lehine bir durum değildir. Tam tersine Sn. Adnan Oktar ve arkadaşlarının dosyada yaşadığı sayısız mağduriyetten sadece biridir. Zira bu rapor geldiğinde koskoca bir dosyanın baştan sona kurgu, montaj ve iftira üzerine kurulu olduğu bilimsel olarak ortaya konacaktır.
Yazıda konusu geçen bazı bayanların iddianamede yaşları büyük olarak geçmesi ise bir hata değildir. Arkadaşlarımızın “küçük çocuğa cinsel taciz” gibi ahlak dışı bir suçu hiçbir zaman işlemediğinin göstergesidir. Dosyada tecavüze uğrayan küçük çocuk olmadığı Adli Tıp Raporlarıyla da belgelenmiştir.
Görüldüğü gibi Mine Kırıkkanat hanımın bilgi eksikliği veya yanlış yönlendirilmesinden kaynaklanan asılsız ithamlarla dolu yazısını, araştırıp incelemeden dosyanın taraflarının bilgisine başvurmadan yayınlamak Yeni Akit Gazetesi ve Oda TV’nin de gerçek dışı bir habere aracı olmasına sebep olmuştur. Aklına, vicdanına, temel insan haklarına gösterdikleri saygıya inandığımız bu kardeşlerimize yakışan ön yargılardan ve ideolojik taassuplardan uzak, tarafsız, adil, hakkaniyetli bir yayın çizgisini muhafaza etmeleri, her zaman sevgiden ve kardeşlikten yana, yapıcı ve birleştirici bir üslupla iyiliklere vesile olmalarıdır.
Bu tarz gerçek dışı spekülatif haberlerin basınımızda hiç yer almaması temennisiyle, doğruları kamuoyunun bilgisine sunarız.
Saygılarımızla.
0 notes
halkinsesitv · 5 years
Text
Anadolu Federasyonu Davası İçin Çadır Eylemimiz Devam Ediyorlar
13 Aralık 2018 Perşembe   günü eylemimizin 20.cisini yaptık.
13 Aralık 2018 günü yine Viyana’da Adalet Bakanlığı önündeydik, çadırımızı açtık, pankartlarımız astık ve bildiri dağıttık. Bugün Avusturyalı dostlarımızda bir kişi dayanışmaya gelmişti bizimle birlikte oda bildirileri dağıttı.
Saat 16.00 ile 17.30 arası açık olan çadırda bugün 4 kişiydik.
15 Aralık 2018 Cumartesi günü Avusturya’nın başkenti Viyana’da merkezi olarak organize edilen Yürüyüş içinde çağrılar yaptık.
Bu yürüyüşte biz Anadolu Federasyonu olarak yürüyeceğiz.
Irkçılığa Sosyal hak kısıtlamalara karşı orda olacağız.
Yüksel Direnişçileri ve Sarı Yeleklilere Destek İçin orada olacağız.
Düşünce ve Örgütlenme Haklarına Saldırının son Bulması İçin orada olacağız.
Anadolu Federasyonu kortejinde Yürüyoruz, Tüm Halkımızı bekliyoruz.
Yer:Viyana(westbahnstraße kaiserstraße)sol blok toplanıyor.
Saat:14.00(Cumartesi Günü)
Anadolu Federasyonu Avusturya
Halkın Sesi TV https://ift.tt/2Lf3lIV
0 notes
yaziatolyesi · 6 years
Text
Satanistlerden Netflix'e dava / Oda TV
Satanistlerden Netflix’e dava / Oda TV
Satanistlerden oluşan bir grup, dijital film ve dizi platformu Netflix ve Warnerbros’un ortak yapımı The Chilling Adventures of Sabrina (Sabrina’nın Tüyler Ürpertici Maceraları) dizisi nedeniyle 50 milyon dolarlık tazminat davası açtı.
 ABD’de satanistlerden oluşan bir grup, dijital film ve dizi platformu Netflix ve Warnerbros’un ortak yapımı The Chilling Adventures of Sabrina (Sabrina’nın Tüyler…
View On WordPress
0 notes
yuksekovahaber · 7 years
Text
Oda TV davası yine ertelendi
Oda TV davası yine ertelendi Oda TV davasının bugün görülen duruşmasında mahkeme, duruşmayı 12 Nisan'a erteledi. http://dlvr.it/NNf9GN
0 notes
sondakikaturk · 7 years
Text
Oda TV Davası öncesi gazeteciler basın açıklaması yaptı
http://twtrsn.dk/NNT5Vt
0 notes
Text
Oda tv davasında tahliye olan Barış Terkoğlu'nun mahkemedeki savunması
Aklıma “biz sizlerin iyi çocukları değiliz” cümlesinden başkası gelmiyor. Başka bir açıklama yok. Bu yargılamanın gerçek sahipleri bizi düşman olarak görüyor. Bize kinleri, öfkeleri bitmiyor. Şunu yazmışsınız, bunu haber yapmışsınız sadece bahane. Ortada bir suç yok. Bu mahkeme salonunda bizden intikam alınıyor. Keşke herkes samimi olsa da gözümüzün içine bakarak “sen bizim düşmanımızsın” dese. Hukuk bu işlere alet edilmese.
Nihayetinde bildiğimiz gerçekler geçen hafta çıplak gözle daha da görünür hale geldi. Birincisi suçun ve suçlunun olmadığı, sadece yazılan yazıların ve kitapların yargılandığı bu davayı hak ettiği şekilde sonuçlandıracak bir irade bu ülkede henüz yok. Sebebi basit, son dönemin davalar eğrisinde bir kırılma noktası olan bu yargılamada eğer gerçek takdir edilirse ortaya çıkacak sorgulamadan korkuluyor. “Peki öyleyse bunu kim yaptı” sorusundan kaçılıyor.
İkincisi, izin verin hissiyatımı söyleyeyim: bu salondan adalet çıkmaz. Bunu hergün güneşin doğuşunu ve batışını görür gibi görüyorum. Buradan hukuka uygun bir karar çıkması mümkün değil. Bu yargılama ancak Türkiye’de düzenlerini komployla kuranların ellerini yıkamasına, kirlerini bizim üstümüze akıtmasına vesile olacak. Başka bir sonuç ufukta görünmüyor.
BENİM ÜLKEMİN AYDINI
Bu maalesef ülkemin aydınının kaderi. Benim ülkemin aydını Magosa’da Namık Kemal’in gözlerinden vatanına bakmayı öğrendi. Zekeriya Sertel’in gözünden Bekirağa’da yatmayı, Sabiha Sertel’in gözünden Tan Baskını’nı öğrendi. Benim ülkemin aydını Nazım Hikmet’in gözünden sürgünü, Sabahattin Ali’nin gözünden kafası taşla ezilerek öldürülmeyi öğrendi. Aziz Nesin’in gözünden mahkeme mahkeme hapishane hapishane dolaşmayı, İlhan Selçuk’un gözünden Ziverbey Köşkünde işkence görmeyi, Hasan Basri Alp’in gözünden Sansaryan Han’dan aşağı düşmeyi öğrendi. Benim ülkemin aydını Uğur Mumcu’nun gözünden şarapnel parçasıyla ölmeyi, Abdi İpekçi’nin, Çetin Emeç’in, Turan Dursun’un, Musa Anter’in, Hrant Dink’in gözlerinden sırtından vurulup düşmeyi öğrendi. İlhan Erdost’un gözlerinden dövüle dövüle, Metin Altıok’un gözlerinden yanarak ölmeyi öğrendi. Ne kadar çok acı, işkence öğrendi. Bir tek şeyi öğrenemedi benim ülkemin aydını, yenilmeyi öğrenemedi. Bugün her zamankinden daha fazla görüyorum ki heyetiniz ülkemin aydınına yeni bir şey öğretemeyecek.
O nedenle artık bu mahkemeden adalet beklemeyi, hukuk beklemeyi, kendi adıma aptallık sayıyorum. Olmayan şey istenmez, beklenmez.
ARTIK YETER!SÖZ BİTTİ!
Fakat bilmenizi isterim ki her mevsim bir duruşma yaptığımız bu yargılama süreci artık dikiş tutmuyor. Bize giydirilmek istenen örgüt gömleği patladı. Gerçek çırılçıplak oldu.
Ben artık “telefonda o küfrü neden ettin” “o genel yayın yönetmeninin değişeceğini nereden bildin” “Fethullah Gülen hakkında kitap yazacak mısınız” “o yazıyı neden yayınlamadınız” “bunu neden yazdınız” gibi soruları dinlemekten sıkıldım. Bunların terörle, örgütle ne ilgisi var? Bunların hangisi suç? Hangisi yasak? Bunlardan hangisi beni terör örgütü üyesi yapar?
İlk gün söyledim, yine söylüyorum. Ben yazdıklarımın hepsine sahip çıkıyorum. Ne kadar uğraşsanız buradan suç çıkaramazsınız.
Aklımla hissettiğimi söyledim: bu salondan adalet çıkmaz. Bunu beklemiyorum.
Sayın Başkan, Hakim Beyler sizden lütuf beklemiyorum, hakkımı istiyorum. İki senedir beni neden içerde tutuyorsunuz, bunu açıklayın. Bundan sonra neden tutacaksınız, yazın. Ne suç işledim, bunu söyleyin. 7 aydır beklediğimiz rapor burada, hangi sayfasında sebebim yazıyor, saklamayın. Artık bu oyunu daha fazla sürdürmeyelim. Hesabımı kesin. Bu iş bitsin. Hepimiz rahat edelim.
Artık yeter! Söz bitti!”
 Savunmanın tamamı için tıktık
7 notes · View notes