Tumgik
Photo
Tumblr media
468 notes · View notes
Text
07.06.2016
07.06.2015 teki umudumuzu bir yılda karanlığa gömenlere teslim olacaksak kimse kendini bir yerde görüp ben demiştim demesin! Bi bok değilsiniz! Karşımızdaki ne bir günlük katil ne de sadece bu zamanlarda ortaya çıkmış bir kültür! Onların bir tarihi varsa bizim de var! İnat,ısrar,direniş,umut! Hepimizin üzülüp kaldığı/yıldığı yerde yenilgi kaçınılmaz! Savaşa, karanlığa, sapıklığa, adaletsizliğe yenilmek çok normal! Bugün 'yol belli,başını eğ, usul usul yürü' deme zamanı değil! Teker teker hepimizi götürmeden önce üçer beşer bişeyler yapmak gerek! Herkes kendi bulunduğu yerde kendi tarzıyla daha büyük buluşmalara zemin yaratmak,yol bulmak durumunda! Öldürülüyoruz lan var mı ötesi! Ölümün bir sınırı olmadığı gibi barışın ve umudun da bir sınırı yok! Herşey neyi, ne kadar isteyip, mücadele etmekle ilgili! Teslim olmayın, teslim olmayalım!
7 notes · View notes
Text
Bugüne notlar...
Uzun zamandır bana yazdırmayanın ne olduğunu bilmiyorum. Şu an yazma sebebimi de... Kendimi sürüklediğim hayatın terazisinde, ağır gelen bir taraf yok çoğunlukla. Kalbimi çıkarıp nereye koysam diğer taraf galip geliyor. Yaşanan her şeyi eskiten bir dünya var. 3 yıl önce yaşadığım heyecan benim hala ciğerlerimde oysaki. Tabi o cesur çocukların ailelerinin gözlerine hala bakamıyorum. Utancım baki. Hesabını veremediğim her dert dünya kadar ağır. Geçen yıl bu zamanları hatırlıyorum. Gezmediğim sokak, çalmadığım kapı kalmasın istediğim zamanları. Bir hakikatin peşinde, düşün gerçeğe değdiği yerdeydim. O zamanki 'kazanabiliriz' inancım bugün kendini 'kazanamayabiliriz ama teslim olmayacağız' noktasına getirdi. Olsun. Zaten yenilgiler ve direnişler tarihinden başka birşey yok evvelimizde... Kendime çok kızıyorum, zaman kayboluyorum diye. Zamanın içinde biryerlere kazık çakamıyorum diye. Düşü gerçeğe erdiren eylemek. Bazen eyleyeceğime seyreyliyorum diye kendime kızıyorum işte. Nereye gittiğini bilmediğim zamanların çoğalmasından tedirginim. İçimin memleket gibi olmasından. Kendimi bazen zoraki gülüyormuş gibi yakalamaktan. Bizim şehrimizi yaşamışken onların şehrine mahkum olmaktan... falandan filandan işte... Artık balım eksik, karabiberim acı, limonum susuz. Bu böyle gitmeyecek biliyorum...
16 notes · View notes
Text
Ankara
Ekim'in 10'u... 3 ay öncesi... Gar meydanı... Barış'ın sesi... O gün, Ankara'dan hiç kimse sağ dönmedi!
10 notes · View notes
Text
Tek tek...
Örgütlenmiş kötülük, aşağılık bir güç, sığ bir dil ile tek tek alıyorlar aramızdan en güzelleri... Katledemediklerini videolarla, fotolarla öfkenin karanlığına gömüyorlar... Yaşamı güzelleştirmeye inananlar varsa, kaldıysa görünür şeyler yapıp, birbirimize dokunmak en onarıcı yollardan biri. Ufak da olsa yaşayan adımlar atmak... Dayanışmayı, yaşam hakkını hayatın ortasına koymak... herkes için, herşey için... Bu arada yazdıklarım ne yaşananı unutmaya, ne affetmeye ne de öfkeyi azaltmaya yönelik değildir. Çünkü değişiyor hayat, değiştiriyor. Gördüğüm yüzler, duyduğum seslerden sonra adaletin sağlanmasına yönelik farklı yöntemlerin de uygulanması artık rahatsız etmiyor beni. Ne tuhaf... ama gerçek... O yüzden yeniyi örgütleyen ne varsa iyiye dair omuz verin, omuz verin ki düşmeyin. Çünkü en çabuk yalnızlar ölür yaşadığını sanarak...
8 notes · View notes
Text
Bir yerlerde hep daha fazlasını yapan, daha fazlasını göze alan birileri hep var... hepimizin aklında o sözler, o gözler hep var. Gazi'den Gezi'ye, Kazova'dan Metal işçilerine, Yeşil Yol'dan Yırca'ya, Rojava'dan Sur'a... Buralara kalan büyük bakiyeler tabiki var ancak atılacak ilk adım çok belli: kendi yaşam alanımızda (işyerinde, okulda,mahallede,evde) isteyip düşlediğimizi denemek! Az olacak,eksik olacak ama olacak. Hayatlarımıza konuşmaktan başka faaliyetler eklediğimizde başlayacak bir şeyler.. Evde çiçek/sebze yetiştirmek de, apartmanda kitap paylaşımı yapmak da, sokaktaki bakkaldan alışveriş yapmak da, ilçedeki derneklere katkı sunmak da, şehirdeki direnişlere omuz vermek de en küçük adımla başlayacak bence. Biraraya gelip çoğaltmak umudu kurtaracak yoksa bencilliğin hastalığı herbirimizi saracak. Sevgiyle,umutla, inatla...
O değil de memlekette hükumete biraz muhalif olan, hırsızlığı, yolsuzluğu ortaya çıkartanların tutuklanmasını öylesine kanıksamışız ki daha düne kadar “Can Dündar çok iyi adam yha, yedirmeyiz onu” falan derken adamlar tutukluluklarının 15. gününe girmişler bile.
24 notes · View notes
Text
Acil Duyuru (04.12.2015)
Dostlar acil duyuru... Hacettepe Üniversitesi onkoloji hastanesinde yatan hastamıza ACIL B rh +(pozitif) Trombosit kana ihtiyaç vardır. İletişim CINDİ BINGÖL 0538 947 62 11 (İhtiyacı karşılamak için dayanışmaya giden dostlar mutlaka iletişim numarasıyla irtibata geçsinler, ricamızdır )
5 notes · View notes
Text
İçimizi yıkıyorlar
Çöküyoruz.
8 notes · View notes
Text
Net.
Cüretkar olun!
4 notes · View notes
Video
youtube
Dağlardan gelen Reşo'muza armağandır. Barbarlığa,vahşiliğe, gericiliğe karşı umudu inşa edenlere selam olsun.. Aziz Güler doğduğu topraklarda...
8 notes · View notes
Text
Net.
Sıkıldım ve mutlu değilim.
5 notes · View notes
Text
Hepimiz ayrı ayrı delir-dik.
-tildik.
11 notes · View notes
Text
Size de oluyor mu?
Herkes hayatına devam ederken, herkesin hayatı bir şekilde devam ederken, sizin hayatınız  duruyor gibi oluyor mu bazen? Etrafınızdan insanlar, hayatlar, olaylar akıp giderken siz olduğunuz yerde kalıyormuş gibi yani.
11 notes · View notes
Text
dinleyiniz, takip ediniz. kendisi canımızdır...
‘Tezahür’
Yeni yayın dönemi ile birlikte, 2 haftada bir Salı akşamları saat 19.30-20.00 arası Açık Radyo’da ’Tezahür’ başlıyor. Dilim döndüğünce İstanbul'daki tiyatro hayatı üzerine konuşmaya çalışacağım. Kâh yalnız, kâh konuklarla… 27 Ekim Salı başlıyoruz. 
Bende bir heyecan bir heyecan…
Beklerim.
tezahür:  belirme, görünme, gözükme, ortaya çıkma, oluşma
30 notes · View notes
Text
Mesela evinde ailenle otururken polis birden evine operasyon yaparak seni göğsünden vurup sonra da kaçarak yandaş medyaya “biz değil abisi vurdu” deyip en sonunda da gerçekler ortaya çıkmasın diye dava için yargıtay aracılığı ile “gizlilik kararı” aldırıp her şeyi örtbas etmeye çalışır ve tüm bu yaşanılanların sonunda eğer ölürsen de arkandan “kesin o da bir şey yapmıştır” diyebilecek kadar aşağılık insanlarla bir arada yaşıyor olabilirsin.
25 notes · View notes
Text
Yıkıl...
Konuştuğumuz, ikna ettiğimiz, örgütlediğimiz, sevdiğimiz, kardeşimiz saydığımız yaşlardaki insanları öldürüyorlar. Devletin katliam geleneği devam ediyor. Dün de, bugün de... Suruç'ta, Cizre'de, Ankara'da, İstanbul'da... Boğazımıza yumru,kalbimize darlık,ömrümüze ölüm yüklüyorlar... Bu katliam çarkı yıkılmalı... birbirimizin yüzüne bakmanın başka yolu yok...
21 notes · View notes
Photo
Tumblr media
"Çocuğu ölen ana babaların acısını tarif edebilecek medeniyeti kuramadık hâlâ."
7 notes · View notes