Tumgik
#Hasdal
algeyapi · 2 years
Text
"Türk milletine açık mektup..."
“Türk milletine açık mektup…”
Ben bir Güneydoğu gazisi eşiyim. Kahramanım, Balyoz davasından tutuklu. (more…)
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
haytaogluyunus · 4 months
Text
Tumblr media
ANMA:
BUGÜN 06 OCAK (1995)
TÜRK EDEBİYATININ VE İLİM DÜNYASININ
ÖNEMLİ ŞAHSİYETLERİNDEN
PROF.DR. MUHARREM ERGİN’İN
 ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ.
RAHMETLE ANIYORUM.
MUHARREM ERGİN
 Muharrem Ergin (1923, Ahıska - 6 Ocak 1995, İstanbul), Türk Türkologdur.
Ahıska'da Karapapak (Terekeme) [Türkiye'de "Mesket Türkleri" olarak bilinir][2] kökenli bir ailede dünyaya geldi.[1] 1925 yılında ailesiyle Türkiye'ye göç ederek Muş'a bağlı Bulanık kazâsına yerleştiler. Bulanık'ta başladığı eğitimini, 1943 yılında Balıkesir Lisesi'nde yatılı okuyarak sürdüren Ergin; 1945 yılındaki Tan gazetesi baskınına katılan ve göstericileri yönlendirenler arasında yer almıştır.[3] 1947 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Reşit Rahmeti Arat'ın asistanı olarak, mezun olduğu üniversitede akademik çalışmalarına başladı. 1963'te doçent, 1971 yılında profesör unvanı aldı ve 1986-1990 yılları arasında ise üniversitenin Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanlığını yaptı. Orhun Âbideleri'nin günümüz Türkçesine birebir çevirisini de yapan Ergin, 1990 yılında emekli oldu.[1]
Hayatının son yıllarını parkinson hastalığı ile mücadele ederek geçiren Ergin, zatürreye yakalandıktan bir hafta sonra, 6 Ocak 1995 tarihinde öldü. Mezarı Hasdal Mezarlığı'ndadır.[1][4]
Eserleri
Kitapları
Azerî Türkçesi (1970, 1981)
Dede Korkut Hikâyeleri - Dede Korkut kitabı (1969, 1971, 1980, 1983, 1988, 1991, 1992, 1999)
Dede Korkut kitabı: (inceleme) (1958, 1963, 1966, 1981)
Dede Korkut kitabı: Metin-Sözlük (1964?)
Ebülgazi Bahadır Han: Türklerin Soy Kütüğü (1974?)
Edebiyat ve Eğitim Fakültelerinin Türk Dili ve Edebiyatı (1988, 1989)
Kadı Burhaneddin Dîvânı (Hazırlayan?) (1980)
Oğuz Kağan Destanı (Yayına hazırlayan?) (1988)
Orhan Şâik'e Cevap: Biz Şaşmadık (1964)
Orhun Âbideleri (1970, 1973, 1980, 1983, 1984, 1998, 1999, 1988, 1999)
Osmanlıca Dersleri (1958, 1962, 1980, 1981, 1982, 1986, 1987, 1989)
Sovyet Emperyalizmi, Balkanlar ve Türkiye (1974?)
Türk Dil Bilgisi (1958, 1962, 1967, 1972, 1977, 1980, 1981, 1984, 1985, 2001, 2002)
Türk Dili (1986, 2002)
Türk Dili: Lise I (1976)
Ahmet ve Dedesi (1999)
Türk Dili Kompozisyon: Lise I, II, III, IV. Dönemler (1994, 1995)
Türk Dili ve Edebiyatı : Edebiyat - Kompozisyon - Türk Dili (1992)
Türk Dili: Lise 1 (1991)
Türk Dili: Lise II. Dönem (1992?)
Türkiye'nin Bugünkü Meseleleri (1975)
Türkoloji Tezleri 1922-1961 (1962)
Üniversiteler İçin Türk Dili
0 notes
magazinxhaberler · 7 months
Text
15-20 dakikada şarj mümkün olacak (Türkiye'nin şarj istasyonu haritası)
Tumblr media
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, elektrikli otomobilleri Türkiye'nin dört bir yanına kesintisiz ulaştıran şarj istasyonları haritasını açıkladı. Sabah gazetesine açıklamalarda bulunan Uraloğlu, trafikte yaklaşık 33 bin adet elektrikli araç bulunduğunu, şarj istasyonu soket sayısının da 9 bini aştığını belirtti. "15-20 DAKİKADA ŞARJ MÜMKÜN OLACAK" Togg'un yollardaki yerini hızla aldığını belirten Bakan Uraloğlu, "2030'da araçların yüzde 50'den fazlasının elektrikli araç olacağını öngörüyoruz. Şu anda 81 ilde 4.410 adet şarj istasyonunda 9.278 adet şarj soketi var. Araç başına düşen şarj noktası açısından orantısal olarak baktığımızda Türkiye, Avrupa genelinde birinci sırada. TCDD Teknik A.Ş. de EPDK'dan şarj işletmecisi lisansı aldı. Bakanlığımıza bağlı kurumlara hizmet verecek. Kurulumuna başlanan 200 kilovat gücündeki süper hızlı şarj istasyonları ile vatandaşlarımız elektrikli araçlarını 15-20 dakikada şarj edebilecek. Ülke genelinde Mart 2024'e kadar 50 adet şarj istasyonu devreye alınacak." dedi.
Tumblr media
Türkiye'deki şarj istasyonu ağı... İSTANBUL'A AKILLI YOL Bakan Uraloğlu, Hasdal-İstanbul Havalimanı arasında 30 kilometrelik akıllı yol çalışması yağıldığını söyledi. Uraloğlu, "Türksat ve Karayolları Genel Müdürlüğü ile çalışma yürütüyoruz. Oraya fiber hatlar döşenecek. Araçla yolun haberleşmesini ve araçla aracın haberleşmesini sağlayacağız." diye konuştu. Read the full article
0 notes
shahananasrin-blog · 9 months
Link
[ad_1] Murat DELİKLİTAŞ-Özgür EREN/İSTANBUL,(DHA)Oluşturulma Tarihi: Temmuz 25, 2023 15:21TwitterLinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipiİstanbul'un Eyüpsultan ilçesinde, hafriyat kamyonu yanlış yola girdiği için geri manevra yapan sürücünün kullandığı otomobile çarptı. KAzada bir kişi yaralandı.Kaza, E80 Otoyolu Hasdal katılımında 12.45 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Selma Kahya, annesi Zeynep Dinçer ile iki kız kardeşini yanına alarak yakınlarını ziyaret için 34 EZB 959 plakalı otomobille yola çıktı.Yolu karıştıran Kahya, yanlışlıkla Hasdal katılımına saptı. Hatasını fark eden Selma Kahya, tekrar ana yola dönmek için geri manevra yaptı. Bu sırada sapağa giren 34 ZC 5692 plakalı hafriyat kamyonu otomobile arkadan çarparak aracı sürüklemeye başladı.Kamyon otomobili birkaç metre sürükledikten sonra durabildi.Otomobil sürücüsü ve kardeşlerinin yara almadan kurtulduğu kazada anneleri Zeynep Dinçer hafif şekilde yaralandı. Kazayı gören diğer sürücülerin haber vermesi üzerine olay yerine itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Polis yolda emniyet tedbiri alırken, Dinçer'e ilk müdahaleyi olay yerindeki itfaiye ekipleri yaptı. Zeynep Dinçer (86) yaklaşık yarım saat sonra olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından ambulansla Okmeydanı Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazayı görerek yaralılara yardım eden sürücü Muharrem Yedikardeş "Araba durdu yolun ortasında. Yanlış girdi öbür tarafa girecekti. Durunca TIR da sağdan 'Yavaşça geçeyim' dedi" şeklinde konuştu. (DHA)  [ad_2]
0 notes
drakifakca · 1 year
Video
youtube
Hasdal yerleşkesinin, İstanbul Üniversitesinin yeni bir yerleşkesi olduğunu söyleyen İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak: “Bizim hastanemiz 650 bin metrekare kapalı alana yerleşen, bin 678 yatağı olan, 50 ameliyathanesi, 208 yoğun bakım yatağı olan ve günlük 20 bin poliklinik yapabilecek kapasitede. Proton merkezine de kanser hastaları için yer ayırdık.” https://youtu.be/HsWDVAokTGQ
0 notes
34haber · 1 year
Text
Başkan Büyükkılıç’tan “raylı sistem” toplantısı
Başkan Büyükkılıç’tan “raylı sistem” toplantısı
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Raylı Sistem 5. Aşama Talas Mevlana-Furkan Doğan Arası Tramvay Hattı ile ilgili toplantı yaptı. Başkan Büyükkılıç’a toplantıda, Genel Sekreter Yardımcıları Bayar Özsoy, Ali Hasdal, daire başkanları, KASKİ Genel Müdürü Özgür Özdemir, Ulaşım A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Canbulut eşlik etti. Gülermak-YDA şirketlerinin şantiyesinde yetkililerle…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
fahrisakdanismanlik · 2 years
Photo
Tumblr media
Benim için son güne kadar kamuflajını çıkarmamış canım kardeşim @sak_hakk bu evreyi de tamamladın yolun her daim açık olsun kardeşim (Hasdal Kışlası) https://www.instagram.com/p/Cg108whoCJg/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
sahrahaber · 4 years
Text
Tumblr media
Eyüpsultan Kaymakamı Kara, çöken üst geçitte incelemelerde bulundu: https://sahrahaber.com/eyupsultan-kaymakami-kara-coken-ust-gecitte-incelemelerde-bulundu/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
0 notes
habersunum · 5 years
Photo
Tumblr media
(Özel) Hasdal kışlası akıbetini bekliyor
0 notes
chairmanlyon · 3 years
Text
This is a Tumblr Sexy Man, That's Hasdal Franz. He's from Lupin III Treasure of The Sorcerer King, and you may love him if you get to know him. Simp him
Tumblr media
3 notes · View notes
newgokturk · 3 years
Photo
Tumblr media
Göktürk semtimizde sorunları gündeme getirmeye devam ediyoruz. İstanbul Havalimanı'nın açılmasından sonra Göktürk - Hasdal yolundaki ses kirliliği yüzünden birbirimizi duyamaz hale geldik. Konuyla alakalı bir vatandaşımızın bizlere yazmış olduğu şikayeti gündeme getiriyoruz.
0 notes
sondakikadunyacomtr · 3 years
Photo
Tumblr media
Sitemize "Kışlada öldürüldüğü 11 yıl sonra anlaşılan kayıp askerin naaşına 19 sene sonra ulaşıldı" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. Kışlada öldürüldüğü 11 yıl sonra anlaşılan kayıp askerin naaşına 19 sene sonra ulaşıldı Son Dakika Son Dakika Dünya
0 notes
kachatorianpresents · 2 years
Text
Tumblr media
Hayatı: Aslen Sürmeneli olan Orhan Aksoy yedi kardeşi, anne ve babası ile Bursa'da büyüdü. Aksoy ve kardeşleri çocukluğunu babalarından ağır dayak yiyerek geçirdi. Tüm aile bireyleri şiddet görmesine rağmen Orhan hem daha ağır şiddet görmesinden hem daha sessiz bir çocuk olduğundan çocukluğunu korkular içerisinde geçirdi. 20 yaşına evden kaçarak İstanbul'a geldikten sonra hırsızlık yaparak geçimini sağladı. Bu süre zarfında 10 ayrı hırsızlık ile bir dolandırıcılık olayından dolayı sabıka almış, bir suçtan dolayı ise beş yıl süreyle hapse girmiştir. Hapisten sonra tüberküloz tedavisi gördü. Ardından Bükreş'e giden Aksoy, burada kreş öğretmeni olan eşiyle tanıştı, çift evliliğin ardından Türkiye'ye döndü. Bu süreçte Orhan Aksoy bir restorantta komilik yapmaya başladı. Çiftin evliliklerinden Esen ve Esin isimli iki çocukları oldu. Orhan, ailesine karşı gayet nezaketli iyi aile babası figürü çizdi. Ailenin ve çevrelerinin ifadelerine göre çocuklarına ve karısına tek fiske dayak atmamıştır. Komi olarak çalışmaktan vazgeçen Aksoy işportacılığa başladı. Bu esnada 17 Ağustos depremi yaşandı. Depremi, Orhan'ın hayatının dönüş noktası oldu. Depremin etkisiyle tüm çocukluk travmaları, Orhan'ı tekrar ele geçirdi. Depremden sonra eşi ülkesine dönmek istedi. Orhan Aksoy buna rıza gösterip eşini ve çocuklarını Bükreş'e gönderdi. Ailesini Bükreş'e gönderen Aksoy, Çarşamba'da bekâr odasına taşındı.
Öldürme Şekli: Kendisini kan tuttuğu gerekçesinden dolayı kurbanlarını önce evine davet edip, içkilerine uyuşturucu kattıktan sonra iple boğarak öldürmüştür. Cesetlerini koku yapabilecek deliklerini silikon ve gazete kağıtlarıyla tıkayıp, uzun süre suda bekletip çürümelerini sağladıktan sonra kolileyip İstanbul'un belirli yerlerine bırakmıştır.
İlk Cinayet (9 Ekim 2000): Fatih'te, arkadaşı Mehmedi Yeşilyayla'nın telefonu çaldığından şüphelendi. Onu uyurken iple boğdu. Cesedi koliye koyup Yenibosna'da gömdü.
İkinci Cinayet (23 Kasım 2000): Hakan Kaya'yı, kendine ait evden hırsızlık yaptığından şüphelenip içkiye çağırdı. Sarhoş olup sızan Kaya'yı naylon iple boğup öldürdü, bir koliye koyup bantladığı cesedi Hasdal Çöplüğü'nün karşısına bıraktı.
Üçüncü Cinayet (30 Kasım 2000): Hakan Kaya'nın kaybolmasından şüphelenen Turgut Erkan'ı içkiye davet etti. Sızan Erkan'ı yine naylon iple boğup öldürdü. Cesedi koli içinde Gaziosmanpaşa'ya bıraktı.
Dördüncü Cinayet (16 Ocak 2001): Bir Rumenle evli olan Aksoy, Rumenlere küfrettiği için seyyar satıcı Ömer Şeker'i hedef seçti. Birlikte içki içtiği Şeker'i, sızmasından sonra naylon iple boğup öldürdü. Cesedi bu kez belediyeye ait bir çöp bidonuna koyup Fatih'te bir inşaata bıraktı.
Beşinci Cinayet (17 Ocak 2001): 80 milyon lira borcunu ödemeyen Ali Rıza İdrisoğlu'ndan intikam almayı planladı. Evine çağırdığı İdrisoğlu'nu içirdi, naylon iple boğup öldürdü. Cesedi yine bir koli içinde Gaziosmanpaşa'daki parka bıraktı.
Yakalanışı: Orhan Aksoy, öldürdüğü ilk maktülün cep telefonunu kullanmıştı. Bu izi takip eden emniyet güçleri, Aksoy cep telefonunu yeniden kullandığında onun Bursa ili Osmangazi ilçesinde olduğunu tespit ettiler ve seri katili 26 Ocak 2001 tarihinde bulunduğu yerde yakaladılar.
Polis İfadesi: Henüz 3 cinayetinden haberdar olan polis neden öldürdün bu 3 adamı diye sorduğunda "ne üçü abi ben beş kişiyi öldürdüm." diye karşılık vermiştir. Üstelik Aksoy, "o insanları o kadar boğmaya uğraştım, ellerim hep ip izi oldu, günlerce suladım, koliye, slikona para harcadım, zayıf bedenimle kilometrelerce taşıdım, bana yazık değil mi? kim ödeyecek benim hakkımı?" gibi söylemlerde de bulunmuştur.
Mahkeme Kararı: Mahkeme 2004 yılı Haziran ayında 2 yıl boyunca geceli gündüzlü hücre hapsinde tutulmasının yanı sıra kendisine 5 kez ağır müebbet hapis cezası kararı verdi. Orhan Aksoy'un mahkemeden ayrılırken parmaklarıyla zafer işareti yaptığı görülmüştür.
Mahkeme Dilekçesi: Orhan Aksoy 24 Nisan 2001'de İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne bir dilekçe yolladı. Cinayetleri kendisinin işlemesiğini ve polis sorgusundaki itirafının sebebini şöyle açıklıyor; "TV ekranlarından zevk, heyecan ve severek izlediğimiz special filmler olan Deli Yürek, Yılan Hikayesi, Tehlike Çemberi, Macera Peşinde, Görevimiz Tehlike, Bir Zamanlar Amerika ve Polis Akademisi vb. gibi yerli ve yabancı dizi filmlerin sihirli büyüsü ve gizemli etkisi altında kendimi ezik ve eksik hissediyordum. Dolaylı bir şekilde adımın karıştığı bu olaylar davasında baskılar beni yıldırmıştı. Medyanın da ilgisini görerek medyanın sihirli medyatik akımına kapıldım. Bana bir fırsat çıkmış olabileceğini düşündüm. Şu an vicdan azabı çekiyorum. Lütfen, beni bağışlamanızı diliyorum. Ben ölüden korkarım. Zayıf ve rahatsızım. Bu ağır kolileri bir başka yerlere nakil edemem. Polisin şahsıma uygun gördüğü cinayetler benim vasfıma uygun değildir."
Ve Dahası: Aksoy'un yakalanmasının ardından, 2002 yılı Kasım ayında eşinden boşanarak Osmangazi'de yaşamaya başlayan Orhan Aksoy'a ve ailesine yıllarca ağır şiddet uygulayan babası Ahmet Aksoy evinde el ve ayakları koli bandıyla bantlanmış şekilde ölü olarak bulundu. Olayı soruşturan Jandarma, koli bantları üzerinde kiracısı Hüsamettin Karaca'nın parmak izlerini buldu.
Tumblr media
2 notes · View notes
34haber · 2 years
Text
Hasdal Katı Atık Aktarma İstasyonu açıldı
Hasdal Katı Atık Aktarma İstasyonu açıldı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), kurum öz kaynakları kullanılarak 70 milyon liraya inşa ettiği Eyüpsultan Mimarsinan Mahallesi’ndeki “Hasdal Katı Atık Aktarma İstasyonu”nu, “150 Günde 150 Proje” maratonu kapsamında hizmete açtı. “Uzun yıllardır hızlı ve yanlış bir kentsel büyüme yaşayan İstanbul maalesef bu durumu en derinden hisseden ve yaşayan dünya kentlerinden, dünya metropollerinden bir…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
thievinggentleman · 4 years
Note
Hey Jigen, Blupin. Do you guys remember Hasdal or Theodore Hannewald.. you should do know this guys
Tumblr media
    “Well, since you so kindly reminded me of Teresa just a short while ago, how could I forget Hannewald? He was sort of a nutcase, after all. In all my years, nothing was quite as bizarre as that; it almost felt like a video game!”
5 notes · View notes