Bir aile;
30 yaşındaki oğullarını evlendirmek için bir çöpçatanla anlaşıyor, iyi bir eş bulmasını istiyor.
Çöpçatana gelinden beklentiler konusunda uzun bir liste vermişler…
İki hafta kadar sonra çöpçatan aileye çok iyi bir kız bulduğunu müjdeliyor.
“Tam oğlunuza göre… Mutlu bir yuva kurarlar.
Namazını kılar, duaların çoğunu ezbere okur, harika yemek yapar, çocukları çok sever, çok çocuk sahibi olmak ister ve en iyisi de gerçekten bir içim su ve çok güzel.”
Bunları duyunca aile pek bi memnun olmuş.. Hemen telaş başlamış, düğün dernek hazırlığı kararlaştırılıyor …
Ama bu arada damat adayı bi duraksamış ve çöpçatanın kulağına doğru eğilip sormuş,
“- Peki yatakta nasıl acaba?”
“- Vallaaa… Kimisi iyi diyooor , kimisi kötü.”
"Angara'dakiler hökümet bizim olsun da nası olursa olsun derler. İşleri güçleri yapcaz, etcez demekten öte gitmez. Din, iman, ezeni Arapça okutucez derler. Bi hökümet oluverseler, bi de ezeni Arapça okutuverseler memlekette bi tek namussuz, bi tek hırsız, hayırsız kalmaycek... buna inandırdılar yazık cahal milleti. Eee? bunları kime dedirtebilirler? Belli işte... sen şinci deycen ki, millet bu ipsiz, sapsız heriflerin peşinden gider mi? bak deyvereyin sana, doktorum; gider... hem de öyle bi gider ki, hiç bi düğün dernek bu gader şenlikli olmadıydı dersin. Bunalmış millet, yazık. Kefen bezi bulamadı... buğda beş guruş, şeker beş pangınot. Şinci ki, köylünün, kentlinin nesi para eder, sebebini kime istersen sor, Demirkırat'tan bilecek; haşa sümme haşa, Allah'ı bile fırkacı yapıp çıktık işte."
belden aşağı espri kolaydır, bir de absürd film olursa kurgulamaya da uğraşmazsın. Cem Yılmaz bu iki ucuz faktörü de Erşan Kuneri'de kullanarak aciz duruma düştü
Gülse Birsel'in Yılbaşı Gecesi filmi güzeldi ama yabancı bir film gibiydi ki binlerce örneği var
Ali Atay'ın Leyla ile Mecnun başta olmak üzere virüs gibi berbat ettiği bir tarzı var. hep bi şaşkınlık ifadesi, kurduğu cümleyi yarıda kesip atağa geçmeler falan
Kolpaçino, Kutsal Damacana, Maskeli Beşler vs. aynı telden çalan, duygusu olmayan işler. sanki birilerini toplayıp "hadi çekmeye başlayalım, aklımıza geldikçe yazarız/yaparız bişeyler" denmiş gibi
İşler Güçler, Düğün Dernek tayfası da yine absürd, ucuz, duygusuz, kurgusuz amatör işler
Recep İvedik 1 bence bir başyapıt ama sonra gittikçe kötüleşen ve sonuncusuyla dibe vuran bir seri
Gibi güzel, Ayak İşleri güzel, Yılmaz Erdağan'ın işleri genelde güzel
veee bunların içinde özellikle "Eyvah Eyvah 1" ile Ata Demirer en iyisi olarak öne çıkıyor. öyle iddialı espriler olmuyor ama samimi ve bizden karakterlerle olaylar çok güzel kurgulanıyor. mahallenin çocuğu gibi adeta
son filmi Bursa Bülbülü ise mükemmel. Disney+ işi olduğu için beklenti yüksek değildi muhtemelen ama çok çok güzel olmuş. genel yorumlara da bakıyorum Ekşi Sözlük dahil olumlu. umarım örnek olur