Tumgik
#Ama karşımdaki kişi
kalopcia · 8 months
Text
dün akşam bir saat boyunca aralıksız burçlardan ve insanlar hakkında gözlemlerimi anlattıktan sonra çok fazla konuştuğumu fark edip susmaya çalıştım, bana diyor ki, hayır lütfen susma konuşman çok hoşuma gidiyor seni dinlemek zevkli
3 notes · View notes
olafkardanadam · 19 days
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Bugün; Onunla tanıştım. Gözlerinde sabah mahmurluğu, saçları arasından doğuyor sanki güneş... Suskundu yeni uyandığı için. Kahvaltı etmemiş her halinden belli... ÇİÇEKLİ bir ELBİSE giymiş aceleyle üzerine... Özense bu kadar yakışmazdı belki de. Aslına bakarsan hava yağmurluydu. Elbisesi bahar havası estirmiş benliğimde...
"GÜNAYDIN" dedi yüzüme sessizce... Göz bebeklerim büyümüş farkında değildim. Cevap veremeyecek kadar çekindim, gözlerimle kabullendim... Anlamış olmalı diye kendimle çeliştim. Nereye gideceğini merak etmeden duramıyordum, öyle de yaptım. Kocaman bir binanın güvenliğinden sonra takibi bıraktım.
Belli ki büyük işler peşinde KÜÇÜK ÇİÇEKLİ KADIN...
Kim bilir neler planlıyor, acaba NEY Kİ ADIN...
Koca binaya adını veren kişi olmaksa eğer başarın; Eline bakan çoktur dert değil.. Acaba yüreğine bakan var mıdır..? Ya da birileri o yüreğe ben kadar meraklı mıdır..? Diyerek geçirdim günümü hakkında düşünürken. Akşam vakti karşılaşana dek onunla aynı yerde.. Bilseydim düşeceğimi böyle bir derde; Geçmezdim yolundan, içmezdim o diyarın suyundan.
Günaydın diyemeyen ben, tanışmak için cesaret buldum bir yerlerden.. Dikildim karşısına bu kez çekinmeden.. Uykum yoktu ama kapattım gözlerimi... Çünkü ağzımı açmam gerekti içimdekileri iletmek için, karşımdaki ÇİÇEKLİ KADINA.. Bir çok isteği, pek fazlaca düşüncesi varmış. Ama bunlardan hiçbirisi yüreğine uğramazmış... Kibarca çatlattı kalbimi, kırılmadan git der gibi... Aşk meşk işlerinden de pek anlamazmış.
Tanışmadan tanırken onu; Uçsuz bucaksız bir hayal dünyam vardı... Irmaklar akar, şelaleler çağlardı.. ÇİÇEKLER ELBİSEDE DEĞİL, toprakta daha güzel açardı... Anlaşılıyor ki merak etmem lüzumlu değilmiş onu. Tanımazken onu, tanıdığımı sanırdım... Adını sormam gerekiyor muydu acaba... Hayır.. Bugün onunla tanıştım...
37 notes · View notes
reiralea · 6 months
Text
Bugün sonunda kendime birlikte ciğere gidebilecek birini buldum. Sevdiğim bir lokanta vardı, oraya gittik. Siparişi verdik, baktım ki ben çok açım. Arkadaşım ellerini yıkamaya gittiğinde bir şiş daha ciğer istedim ajdjaj. Yemeği yedik, masayı toplarlarken abi dönüp bana "Yalnız iyi yediniz ha" dedi ajxjahx. Açtım, yedim.
Çayımızı da içtikten sonra tam kalkacaktık, "Yerli üzüm getiriyorduk n'olur iki dakika daha oturun" dedi aynı kişi. Dedim, ben iyi yerim, getir onu da yiyeyim ajxhha.
Normalde böyle şeylere bozulur ve karşımdaki kişiyi de bozarım ama o kadar tatlı bir insan ve öyle yumuşak söyledi ki kızamadım. Ara ara gittiğim bir yer olduğundan az çok tanıyoruz da birbirimizi, güldük geçtik.
21 notes · View notes
gaysexanilari · 7 months
Text
Lavaboya gidip duş alıp temizlendim havluyu belime sarıp odaya geldim harunda duş alıp temizlenip aynı şekilde yatağa gelip oturd şişenin sonunda kalan biraları yudumlarken
E anlat bakalım nasıl oldu kime kime teklif etti diyince
Harun anlatmaya basladi
Yaklaşık 3 yıl önceydi ben o zaman o 20 li yaşlardaydim askere gitmeye 3 ay kalmıştı siteden arkadaşlar filanca yerdeki kaplıcaların havuzuna gitmek için sozlesdik pazar günü toplanıp gidecektik pazar günü gelince bir kaç arkadaşın işi çıkmıştı 4 kişi kalmıştık levent ben ümit ve Ercan
Kaplıcalara gitmis havuzda eğlenmeye başladık her şey güzel geçiyordu biraz kalabalikdi ama yinede egleniyorduk bi ara ümit duslarin olduğu bölgeden agzina soğuk su doldurup getirip üzerimize puskurtuyordu sıcak suda soğuk suyun değmesi urperdiyordu sonra bende ona uyup bir kaç defa soğuk suyu leventin üstüne atmıştım levent her defasında yapma yakalarsam sikerim demesiyle gülümsüyorduk beni yakaliycak gibi hareket edince ben kaçıyorumdum en son yine öyle oldu baktım peşimden gelmiyor bende rahat bi şekilde duslarin bölgesine gidip dusun birine girip soğuk suyu açıp ağzıma su doldurmak üzereydim ki biri ensemden yakalayıp kolumun birini arkaya doğru ters çevirip daha ne olduğunu anlayamadan beni duvara yasladi
Agzina soğuk su değil yaragimi vericem diyince levent olduğunu anladım sağ kolumu arkaya doğru ters çevirip beni duvara yaslamis esir etmişti hareket etmeye çalıştıkça kolumu çevirip canım acitiyordu
Sana soğuk duş aldiricam diyip gülüyordu beni dusun altına doğru götürme hamlesi yaparken bende ondan kurtulmak için çabalıyordum benden güçlü olduğu için bi ise yaramiyordu
Harun anlatırken biralar bitmisdi ikimizde yatağa uzanmisdik anlatmaya ara verdi öpüşmeye başladık bi ara
Benim 6 da çıkmam lazım diyince donup saate bakdim saat 5 e geliyordu fazla vaktimiz yokdu haruna arkanı donsene diyip havluyu belinden çekip çıkardım Harun arkasını dönünce arkadan buna sarıldım yaragim kalcalarinin arasında taş gibiydi bu pozisyonda onu sikicegimi anladı
Biraz krem sur diyince kendimi geri çekip vazelin i aldım önce yaragima sürdüm sonra harunun deliğini kremledim tekrar arkasına geçip sarıldım Harun elini geri atıp yaragimdan tutup tam deliğine götürdü ben biraz yüklenince kafası girmişti elini bırakınca ben artık yavaş yavaş içine giriyordum yaragim harunun içinde kayarken oh ah iniltileri çıkıyordu hafif geri çekip tekrar sokuyordum vazelinli girip çıkması daha rahattı
Hoşuna gidiyormu diye sorunca
Harikasın bebeğim demesi çok iyiydi ritmi biraz hızlandırdım bir müddet bu ritimde sikdim sonra durdum
Ayağa kalkalimmi
Ayaktami sikicen diyince
Evet ayakta domalmani istiyorum diyip yavaşça içinden çıkıp ayağa kalkdim oda kalkdi dudaklarıma öpücük kondurup yatağa doğru domaldi bende arkasına geçip yaragimi deliğine dayayıp yüklendim yaragim zorlanmadan lap diye giriverdi harundan derin bir ah sesi çıkmıştı ellerimi beline atıp pompalamaya başladım her vurusumda sap sap diye sesler çıkıyordu iyi bir ritim tutturmusdum dakikalardir yorulmadan sikiyordum
Harun bosalicam diyince iyice sert vurmaya başladım onun ah sesinden bosalmaya başladığını anlayınca belinden tutup kendime doğru çekip daha sert vurup içinde attırmaya başladım iki sert vuruş yapıp tamamen içinde bosalmisdim harika bir zevkdi Harun kendini yatağa bırakıp uzandı bende yatağın kenarına oturdum
Bana dönerek oglm çok uzun sikiyorsun daha erken bosalsana diyince
Ben senin için erken boşaldım yoksa daha uzun sikerdim
Uzun sikme erken bosal sonra gotum ağrıyor diyip kalkdi lavaboya gitdi temizlenip gelmisdi
Üzerini giymeye başlayınca
Nereye
Çıkmam lazım evden beklerler erken gelicem demiştim diyince
Leventle yaşadıklarını anlatiyordun ne olucak
Sonra devam ederim diyince bende ısrarcı olmadim çıkarken bir kaç dakika daha opusduk sonra gitdi kapiyi örtüp tam odama girerken kapının zili çaldı bir şey unutdu diyerek kapıyı açtım kapıyı açınca dona kaldım karşımdaki ümitdi ve ben cirilciplakdim bi an sessizlik oldu sonra ümit sessizliği bozdu
Harunlami sikisiyorsun diyince cevap veremedim o devam etti
Harunun çıktığını gördüm çıkarken opusuyordunuz dikkatsiz davranmamizin sonucu yakalanmasdik
Kim kimi sikiyor diyince kendimi biraz toparlayıp ne diyon sen diyerek biraz sert cikismaya çalıştım kapıyı itekleyerek elindeki poşetleri yere bırakıp içeri girdi kapıyı biraz örtüp holde konuşmaya devem etti
Oğlum bak sikisdiginizi biliyorum öpüşürken gördüm sizi sitede herkese söylerim sizi diyerek elini boğazıma atıp beni duvara sıkıştırdı ayağıyla da kapıya vurup kilitledi aslında karşılık verebilirdim ama onun karşısında çıplak olmam opusmemizi görmesi bi bakıma kozlar onun elindeydi boğazımı sıkıp
Şimdi şöyle kim kimi sikiyor harunmu seni senmi harunu yoksa birbirinizimi sikiyorsunuz
Harun zor durumda kalmasın diye
Harun beni sikiyor diyince boğazımı bırakıp beni cevirdi ellerini kalcalarima atıp
Bu got sikilmezmi kız gibisin aminakoyum diyerek kendini bana yaklastirip duvarla arasında sıkışıp kaldım kendini iyice bastırınca yaragini götümde surtuyordu
Geldiğin günden beri seni sikme hayali kuruyordum gotunu yaraga doyurucam senin diyince
Ümidi hiç bu kadar sert ve agresif görmemiştim aslında bilse benimde onunla sıkış hayali kurduğumu nerden bilicekdikkki ben ne yaşıyordum su an onu bile anlamış değildim...
24 notes · View notes
sillagen · 5 months
Text
Bazen o kadar coşkulanıyorum anlatmam karşımdaki kişi benim kadar bu duyguyu hissediyor mu bilmiyorum ama böyle kocaman içimden dışarı çıkartmam gereken bir şey oluyor hemen söylemem lazım, bilmen lazım oluyorum. Hatta canlı görseniz mimiklerim artıyor. Konuşurken arada efekt gibi kıkırdamalarım artıyor.
12 notes · View notes
klavyemkavalyemolsa · 8 months
Text
Bir yıl kadar önce kızdığım, sinirlendiğim, haksızlık ettiğini ve kolaya kaçtığını düşündüğüm birinin bana yaptığı şeyin aynısını geçenlerde başka birine yapmak durumunda kaldım. Gerçi tam olarak onun gibi yapmadım bence, biraz daha kibar, biraz daha anlayışlıydım. Karşımdaki kişi benim bir sene önceki cümlelerimle konuşmaya başlayınca kafamda bir şeyler oturdu. Dışarıdan ne kadar da zavallıca gözüküyordu. Klavyem o bir sözle tüm zayıflıklarını, zaaflarını, hatalarını saklamayı öğrenmiş demek ki dedim. Bunları saklamayı ve karşısındakinden emin olana kadar bastırmayı öğrenmiş. Buna kimileri özgüven diyor. Özgüven meselesine aşırı takığım. Küfürlerle devam ettiresim geliyor yazıyı, o derece. Aylar sonra yazıyorsun, sakin ol klavyem.
Senin de canın sağ olsun ama hayat böyle bir yer dedim. Bazı insanlar hayatlarımıza hadleri olmayan farkındalıklar yaratmak için girerler ve görevlerini yapıp çekilirler. O bana bunu yaparken böyle hissetmiş miydi bilmiyorum ama ben o sözleri söylerken ondan daha çok zorlandım. Çünkü hissettirdiğini biliyorum. Beni leylak kokusundan çoban çevgenine, arastadan ırmaklara çark ettiren dargınlığı biliyorum. O da biliyor muydu? Bilemem. Bana kırılma, dünya bu kadar nahif ve anlayışlı olan herkese özgüvensiz yaftası vuran vicdansızlarla dolu oldukça bana kırılma.
14 notes · View notes
ayysmn35 · 1 year
Text
İlk pasif oluşum bölüm 1
İzmir de yeni bi işe başlamıştım   yeniden bir hayata başlamış ve
yıllarca hayalini kurduğum  bir erkeğe kendimi siktirme isteğimi rahatça yapabileceğim bir yerdeydim  beni kimsenin tanımadığı  yeni bir şehir  karşıyaka sahilde biramı almış yudumluyorum deniz kenarında  hemen yanıma biri oturdu  o kişi ali idi
Ali. 23yaşında. 175 boylarında,   biriydi  tanışıp konuşup biraz muhabbetten sonra  bir bara geçtik   barda ali kızlara  asılıyor ama  yüz bulamıyor du beklemediğim bir anda Ali bana dönerek  ayhan Nasıl    ama Taş gibi, değil mi dedi Ben de  Ağzının tadını biliyorsun ama işin biraz zor görünüyor dedim. Güldü ve o andan sonra kadına bir iki girişimde daha bulundu. Bir süre sonra kadın kalkıp bardan çıktı. Biz de Aliyle sohbete koyulduk    Ağırlıklı olarak kadınlardan bahsettik ve çok eğlenceli bir sohbetti Epeyce sarhoş olmuştuk daha sonra  ertesi gün tekrar aynı barda görüşmek üzere sözleştik Yine aynı yerde oturuyordu Yanına gittim Henüz erken olmasına rağmen küp  sarhoş  olmuştu Hayırdır dedim Hızlısın bugün Morali bozuktu Barda    daha fazla durmak istemediğini söyledi  benden özür dileyip bardan ayrılmak üzere ayağa kalktı  Kapıya doğru hareketlendiği sırada Dur sen çok    içmişsin seni ben bırakıyım  diyerek koluna girdim  Zor yürüyordu  Yolda konuştukça kendine gelmeye başladı. Derdi işsizlik yalnızlık falan gibi şeylermiş  Yarım saat kadar sonra evine vardığımızda baya toparlamıştı Teşekkür etti Arabadan indi ve pencereye eğilerek İşin yoksa yukarı gel akşamını berbat ettim mahcup olmak istemem hiç değilse sana bir içki ikram edeyim diyerek ısrarlı davranınca kabul ettim Evi çok dağınıktı tam    bir bekar eviydi Sen kendine oturacak bir yerler ayarla ben geliyorum diyerek içeri gitti Beş dakika sonra üzerinde sadece külotla salona geldi Elinde de benim için getirdiği şort vardı Ben fazla durmam zaten diyerek giymeyi reddettim Fazla ısrar etmedi    ve dolaptan iki bira getirip karşımdaki koltuğa oturdu Onu bu şekilde yarı çıplak görene kadar aklımda Aliyle bir deneyim yaşamak    fikri belirgin değildi. Ama sikinin büyüklüğü  külotun üzerinden belli olan aletine gözüm takılmadan edemiyordu. Aliyle seks yapma fikri aklıma geldikçe bu     fikri kafamdan atmaya çalışıyordum. Daha önce de bahsettiğim gibi ya duyulursa korkusu beni mahvediyordu Ayrıca Alinin böyle bir şeye nasıl bakacağından hiç de emin değildim. Havadan sudan sohbetlerle beşinci biraları da bitirmiştik. Ali o güne kadar gördüğüm en hızlı içki içen    kişiydi Daha tam ayılamamış olmasına rağmen biraları su gibi indiriyordu. Geç olmuştu Artık gidiyim dediğimde çok telaşlı bir şekilde gitmemem için yalvarmaya başladı Bari bir gece olsun yalnız kalmayayım bu evde Çok sıkıldım artık lütfen bu gece burada kal diye ısrar etti Onu bu şekilde bırakmak istemedim. Zaten bir bekleyenim de yoktu Kabul ettim Bana verdiği şortu giydim Tekrar yerime oturdum Arada bir Alinin sikine kayan gözlerimi fark etmemesi için büyük çaba harcıyordum Uzun bir süreden sonra konu sekse    geldi. Ali bana kadınlarla yaşadığı deneyimleri anlatıyor, bense sessizce dinliyordum. kadınlarla benim de birçok deneyimim olmuştu ama bunlardan Ali’ye bahsetmek istemiyordum. Sadece o anlatıyordu. Ben dinliyordum. Bir süre sonra anlattıklarının  etkisiyle Ali’nin aletinde hareketlenmeler olduğunu fark ettim. Gözleri sürekli bacaklarıma kayıyordu ve anlamamam için hemen gözlerini kaçırıyordu. Bütün bunlar Ali’ye olan arzumu körüklüyordu ve yıllardır özlemini duyduğum deneyimleri yaşamak için    artık doğru zamanın geldiğine kendimi inandırmaya çalışıyordum. Her şeyi göze alıp bu gece yapacaktım. O andan sonra tüm
43 notes · View notes
ehilal · 1 month
Text
Bugün hastane işleri ile güne başladım. İsmini vermek istemediğim -versem ne olacaksa- özel ve bir o kadar sayılı hastanelerden birinde bir işlem için randevu oluşturmaktı amacım. Özel sağlık sigortası prosedürleri için evrak kürek için bir yere yönlendirdiler. Daha alana girer girmez cehaletin kesif kokusunu aldık Gökhan da ben de. Konuşma tarzları, insanlar bekleşirken dedikodu yapmaları.. Ya sabır diyerek olaysız kahvaltıya gitmek istiyorum kafasıyla sustum. Kimseye laf sokmadım. Sıra bana geldiğinde belli formlar doldurdum. Karşımdaki kadın rahat rahat edevlet şifrenizi söyler misiniz demesin mi? Ben idrak edemeden Gökhan şaka mı yapıyorsunuz dedi. Sinirden başladık gülmeye. Kadın klavyeyi gösterip benim yazmamı rica etti bu defa. Ben şaşkın. E-nabızdan belli dokümanlara ulaşacakmış. E doktor bunlara rahatça ulaşıyor. Ama öyle değil şimdi.. İle başlayan salakça bir cevap aldık. KVKK'dan haberiniz var mı minimalinde mantıklı sorulara da istemiyorlarsanız yazmayın dedi. Ama işlem için randevu oluşturamayacağım bu defa da. Neyse şokla şifremi kadının masasına geçip ona da kafasını çevirmesi için bakışlar atarak sisteme girdim. Dokümanları aldıktan sonra iki çift baskıcı bakış ile çıkış yapmaya da zorladık.
Pek tabi o kadınla kavgam anlamsız olacaktı. Cimer'e düştü yolum. Yazdım da yazdım. Bu olayın peşindeyim. Günde 60 kişi gelip şifresini söylüyormuş, bi ben çıkıntılık yapmışım bir de. Ya sabır..
5 notes · View notes
papatyamsirem · 1 year
Text
Karşımdaki kişiyle aramıza mesafe girmesin diye çok çabalarım, soğuk davransa bile yazmasa bile hep yazarım. Ama benim çabalarımdan sonra o kişi hâlâ aynıysa da bırakırım her şeyi.
20 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 2 years
Text
Tumblr media
11-
Sessizce odama doğru yol alırdım dar sokaklardan.
Yerde olurdu genelde başım. Bu saatlerde bakışlarımı kaçırırdım insanlardan. Bir düşünce dokunur, bir his belirir, bir acı hissederim de tüm gece kaydedebilirim kendimi diyerek hızlı adımlar atardım. Sokak lambaları peşime takılmış, karanlık odamı aydınlatmak istercesine gülümserdi. Hoşçakalın derdim karanlığı dalarken, hoşçakalın yeri yok ışığın bu yerde, dokunmam gerek yaralarıma, çıplak bedenimde.
Duşun altında ne kadar dururdum bilmezdim. Zamanla aram pek iyi olmadı hiç zaten. Ben onu saymayı bırakalı, o da bana uğramadı zaten. Başımdan akan suların, ellerimle günün karanlıklarından kurtuluncaya kadar akmasını izlerdim. Ellerim buruşurdu, çocukken olduğu gibi.
Odama sessiz sessiz adım atarken, içerideki hiçbirşeyi ürkütmeden yürürdüm parmak uçlarımda. Kalabalıktan geldiğim belli olmazdı ama yine de sessiz olmak adettendi. Son gelen hep misafir olur ya, öyle.
Bir köşeye çekilir günün muhasebesini yapardım. Elimdeki kelimeler, içimdeki hisler, kurduğum hayaller, acılar. Acı kelimesi ile yakınlığımı kıskanırdı yalnızlığım. Ama sevgiye de hep mavi boncuk verirdim gizliden gizliye. Aşk ateşin üstünde öylece demlenirdi, sigaramın dumanında belirirdi hayal bulutları.
Hafif hafif konuşarak bekleşirdik güneşin yeniden doğmasını. Soğuktan buz keserdi de ellerimiz, ayaklarımız nefesimizle ısıtırdık hep birlikte sessizce.
En sevdiğimiz şey, duvardaki gölgelerden şekiller çıkarmaktı. Arabaların farlarından yansıyan ışığı bir güneşe benzetir, aşkın ateşinde ısınır, parmaklarımızla güvercin yapardık. Kıkır kıkır gülerdik öylece. Taa ki güneş doğup kendimizi tekrar sokağa atıncaya kadar.
Savaş tekrar başlayıncaya kadar.
Sabah tekrar kendimi o kişinin karşısında buldum. Elinde sarı renkli tükenmez bir kalem, eski defterlerden bozma bir not kağıdı.
Buraya nasıl geldiğimi bilmeden, yorum da yapmadan konuşmaya başlamıştım yeniden.
İnandığım bir insanın, güvendiğim bir insanın sessiz kalması kadar korkutan birşey yoktur dedim birden.
Gerçekten beni anlayan biri konuşurdu istese, sesiyle olmasa da gözleriyle, elleriyle. Bilirdi. Bilirdi ki ben değişmedim. Benden hiçbirşey eksilmedi. Ben vazgeçmedim yürümekten.
Yılların ve zamanın göreceliği hakkında bilimsel yorumlar yapmak istedim ama karşımdaki pek de ilgili gözlerle bakmıyordu bana. Vazgeçtim.
Bir süre suskun kaldım.
Ne o konuştu ne ben.
Ne ben anlattım ne o.
Tüketilmesi gereken bir günü bitirmek istercesine geçirdik zamanı.
Ne kadar kötüydü aslında. Her gün o günü bitirmek için bahaneler bulmaktan başka birşey yapmıyorduk.
Nereye kadar? Ne zamana kadar? Neyi bekliyorduk?
Ölümü mü?
Neden şimdi değildi?
Ne değişirdi?
Karşımdaki kişi, bu fikirleri hissetmiş gibi homurdanarak, hadi dedi anlat, neden buradasın? Nasıl geldin buraya?
50 notes · View notes
dilsel · 1 year
Text
ne zaman kendimle kalıp düşünmeye başlasam hep kendimi eleştirecek bir şey buluyorum
Mesela kendi hayatımda şunu fark ettim “arkadaşım, dostum” olarak gördüğüm, düşündüğüm kişilere kendimle ilgili çok bilgiler vermişim her şeyimi onlarla paylaşmışım çünkü şuna inanıyordum kendi içimde benim yakınımsa benimle ilgili şeyleri bilmeli
Çünkü o gün moralim bozuk olabilir, bir şey yaşamış olabilirim başıma bir şey gelmiş olabilir ama karşımdaki insan ben bunu paylaşmadığım sürece bilemez sonuçta kimse müneccim değil :)
ama sonra şunu fark ettim bazıları “paylaşmayı sevmiyor” bunu kendi kafasında nasıl düşünüyor bilmiyorum tabi, belki de benim düşündüğüm kadar benim onu gördüğüm kadar beni yakın görmemiştir :)
Neyse işte bunları fark ettiğimden beri o kişi/kişilerle iletişimimi sınırlandırdım zaten biri beni hatırlamıyorsa hiçbir zaman benim yakınım olmamıştır
Değişiyor ve gelişiyoruz!
10 notes · View notes
gozlerimdekiparilti · 7 months
Text
Çok konuşan arkadaşlarımı dinlerken çok sıkılıyorum tahammül edemiyorum ama durduramıyorum da bari ben de konuşayım da eşitleniriz diyorum ama saçma sapan şeylerden, ruhumu beslemeyen şeylerden bahsederken buluyorum kendimi ve üstümde büyük bir yılgınlık hissediyorum. Bu döngüden boş ve sadece karşımdaki kişi odaklı konu açmayarak onun yerine benim ve onun da ilgi alanının olduğu konular açarak kurtulabilirim. Bir de reddedilmekten korkmayarak.
6 notes · View notes
beyazmantoluu · 7 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
e. ile buluştuğumdan beri henüz zihnimde bir şeyleri toparlayamadım. istediğim o arınma haline de ulaşamadım. aksine sırtıma sanki daha fazla yük almışım gibi. beni tehdit eden dengesiz evlenmiş ve eşine şiddet uyguluyormuş. korktuğum ve beklediğim bir şeydi. ne düşünmem gerektiğini ise bilmiyorum sadece kız için dua ediyorum. o dönemlerde lisede ve üniversitede arkadaşım(!) olan beni sürekli zorbalayan biri vardı. zorbalıklarını anlatmayacağım fakat hâlâ aynıymış. biz lisedeyken ailem kolay kolay dışarıya izin vermezdi. (ilk çocuk olma sorunsalı. kilitler sonradan açılıyor :d) bu yüzden "kocaman olduk hâlâ ailen nasıl karışabiliyor" derdi. (kocaman dediği daha 9.sınıf skdkdm) antalya'ya atanmış, sevgilisiyle birlikte yaşıyormuş. ama tesettürü ailesinin baskısından dolayı bırakamamış. 26 yaşında, kendi hayatını kurmuş ve ailesinden uzak olmasına rağmen. buna şaşırmıyorum insan bazen o sınırdan çıkamıyor maalesef. eleştirmiyorum da. fakat lisedeyken dışarıya fazla izin alamadığım için onca laf söyleyen kızın ailesinin sözünden hâlâ çıkamamış olmasına üzüldüm mü yoksa başka bir şey mi hissettim, bilmiyorum. gerçekten bu hissin adını koyamıyorum. kinli bir insan değilim ama iyi dileklerde de bulanamıyorum bunca şeyden sonra. bu hisler de beni yoruyor. mesela dün de önceden bizim oturduğumuz, şimdi de ananemgilin oturduğu eve gittik. çocukluğumun büyük bir kısmının birlikte geçtiği f. evlenmiş ve o katta oturuyormuş yine. her gün kavga dövüş oluyormuş, hem de tüm komşuları ayaklandıracak kadar. kalbim sıkıştı. aynı çemberin içine sıkışıp kalmış ve üstelik mutsuzmuş. bu konuda da düşünmekten kaçtım. hâlâ kaçıyorum. çünkü bir şeyleri düşündüğümde o kişinin tüm duygularını benim sanıyorum. ve sanki o hayatı ben yaşıyormuşum gibi kamburlaşıyor sırtım. neyse. e. diğer kişilerin de neler yaptıklarını anlattı. herkes belli bir düzen kurmuş gibi görünüyor. işleri, evlilikleri, çocukları. ben hiç kendimi o noktada göremiyorum. ek olarak kendimi çok sabit hissediyorum. ama durup düşününce değilim. ben de başka bir şehirde yaşıyorum ve psikoloji okumaya başladım. olduğum konumu neden hep aşağı görüyorum ki? bundan vazgeçmeliyim. e. nin yaşamına ise özenmedim desem yalan olur. evliliği mis gibi, tam hayal ettiğim gibi. bir fanusun içinde sadece karı-koca ilişkisi gibi değil de yeri geldiğinde arkadaş gibi olan bir çift anladığım kadarıyla. ve çok güzel geziyorlar. çok paraları olduğundan değil, buna özen gösterdiklerinden. meğer böyle bir evlilik de mümkünmüş. onun adına aşırı sevindim. bunun yanında ben yine pek konuşamadım. çok fazla kabuğuma çekiliyorum, karşımdaki en rahat ettiğim kişi bile olsa bu değişmiyor. bu durumun beni hâlâ üzüyor olmasına şaşırıyorum. her neyse. yeni bir kitaba başladım. sanki kendimi okuyorum gibi. daha önce hiç böylesine rastlamamıştım. adam resmen ben, her sayfasını şoka girerek okuyorum skdndn okumaya başladığımdan beri ben de onun gibi kendi hayatımı kendi kendime seslendiriyorum. endişelipsikologun tavsiyesini bu şekilde şekillendirsem nasıl olur acaba. bunu denemeyi çok istiyorum. yani günlerimi bu romandaki gibi yazmayı. bunu düşünmek bile heyecanlandırıyor. umarım yazarım.
4 notes · View notes
hobbitbiri · 1 year
Text
01:12
yine uzun uzun yazmak istediğim bir gecedeyiz. satırlar aksın gitsin, içimdeki her şeyi dökeyim istiyorum ama artık buna bile değer mi bilmiyorum. tam inandığımız anda her şeyin tepetaklak olması nasıl bir sistem, bu nasıl bir işleyiş? tam “hah” diyorsun, “oldu işte bu sefer her şey harika” diyorsun ve o an bir kahkaha ile evren sana nah çekiyor sanki. tam olarak böyle oluyor gibi. onca zaman sonra; o heyecan, o hisler, o güven, o bağ, o ten.. sonra birden puf puf. keşke herkes ilk tanıdığımız hali ile kalsa, keşke herkes gösterdiği gibi olsa. güvenim, inancım, umudum; hepsi, yerle bir olmayı bırakın, yere yakın bile değil artık. hepsi dibin dibinde, eksinin eksisinde. gözyaşım kalmadı, sesim kısıldı, ne yiyorum veya ne içiyorum farkında bile değilim. garip olan ne biliyor musunuz? 2 gündür sürekli gülümsüyor, metrobüse binince ağlamaya başlıyor ve sabaha kadar ağlayıp duruyorum. gün içinde bambaşka, işten sonra bambaşka oluyorum. düşüncelerimle tek başıma başa çıkmadığımın göstergesi bu işte. meşgalem varken inanılmaz iyiyim ama bastırdığım tüm hüzün, tek kaldığımda üzerime çöküyor. bu arada, bu söylediklerimin bir kişi ile alakası yok. yani “sevgilimle aram kötü ühühühü” değil bu. inancımın, emeğimin, çabamın, verdiğim değerin ve bunların hepsinin hak edilmeyen davranışlara maruz kalmasını hazmedemeyişim bu. karşımdaki şahsın bir önemi yok, mesele kendimim. kendime üzülüyorum. hak etmediğim şeyler yaşadığım için üzülüyorum. çok öfkeli ve fazlası ile kırgınım. gerçi ben kırılmaya da alışkınım.. o kadar saf, o kadar içten, açık ve değer gösteren biriyim ki her gelen ezip geçiyor beni. biliyorum. biliyor ama taktikle, yalanla, gizlemekle uğraşmıyorum hiçbir şeyi. yanlış olan ben miyim yoksa karşımdakiler mi? bir gün, benim de değerim bilinir mi?
11 notes · View notes
koalaakizz · 1 year
Text
Uykum geldiği için yatıp uyumuştum. Rüyamda yaklaşık 10 yıl önce kalbimi kıran ama sonrasında önemsemediğim bir olayın özrü dilendi o kişi tarafından. Rüyamda bile çoktan vakti geçtiği için ufak bir tebessüm ettim. Aslında karşımdaki kişinin olaydan haberi bile yoktu, tamamen ben kendi kendime üzülmüştüm. Özrü diledikten sonra davranışları falan değişti. Gerçek hayatta da iyi davranıyor ama özür diledikten sonra daha eğlenceli birine dönüşüyor.
7 notes · View notes
berenikooo · 8 months
Text
Aslında gerçekten üzülmem gereken kişi belki ben değilimdir çünkü karşımdaki benim ona verdiğim bi sevgiyi hayatının sonuna kadar göremiycek fakat benim ona verdiğim sevgiyi başka bi kızda bulmaya gitti ama iyi ki de gitmişş
2 notes · View notes