Tumgik
#Çeviri notları
dipnotabc · 15 days
Text
*Üçüncü ilmekte dönen Kıbrıslı kız = Venüs; Dante döneminde yaygın bir inanışa göre Venüs Kıbrıs"ta dünyaya gelmişti; Ptolemaios sistemine göre, güneş dışındaki gezegenler kendilerine özgü birer dairenin çevresinde dönerlerdi ( üçüncü ilmekte dönen).
İlahi Komedya Cennet - Dante
Çeviri: Rekin Teksoy
0 notes
uzunburakefendi · 1 year
Text
.
"her şeyin suçunu insanda değil de insanın doğduğu topraklarda bulan anlayışımızın kusuruydu bu. Oysa elma çürürse kendi koşullarından, ağaçtaki hastalıktan çürür, kök saldığı toprağın kötülüğünden değil."
syf.18
.
"Keşke tarih, unutuşun çöllerinde kâh belirip kâh yok olan cılız bir dereden ibaret değil, göğsüne bir hamlede girebilen bir nehir olsaydı."
syf.81
.
"Anıların hepsi sahicidir, sahtesi yoktur. Parçaları karıştırılmış bir yapboz gibi karmakarışık durumda olsa da en küçük parçasına, en kısacık çizgisine hatta en donuk rengine varana kadar yeniden kurulabilir. İnsanlar belleklerinin tüm kayıtlarını görüp bunları düzenleyebildiğinde sahte anılardan söz etmekten vazgeçeceklerdir, gerçi o zaman da bu güçlü hafıza becerisinden sahte unutuşlar yaratarak sıyrılabilirler."
syf.286
Yazarın bir gezgin olarak ülkesinin tarihini, coğrafyasını, kültürünü insanını anlattığı bir gezi notları/hikâyeleri bütünü. Keyifle okudum.
#josesaramago #portekizeyolculuk
#çeviri #salihanilüfer #kırmızıkediyayınları #kitap #neokuyorum #okumakiptiladır #okumahalleri #portekiz
instagram
2 notes · View notes
selimugurlu · 15 days
Text
Playism tarafından yayınlanan simülasyon türündeki oyun Idol Manager'i indireceğiniz bu yama paketi ile Türkçe olarak oynayabileceksiniz. Çeviri oyun içi alt yazılar, arayüz, hikaye diyalogları, öğreticiler ve notları içermektedir. Kurulum için indirmiş olduğunuz dosyaları oyun klasörüne kopyalayın.
0 notes
bungoustraydogs-tr · 4 years
Note
yazarların hangilerinin kitabını okudun çeviriler nasıldı? kitap almak istiyorum ama haruki murakami hariç japon edebiyatına ait pek fazla kitap çevrilmemiş türkçeye okuduysan yorumunu almak isterim çeviriler için de teşekkürler 💖
Rica ederim~
Japon edebiyatından animedeki yazarlardan:
İnsanlığımı Yitirirken (Japon Yayınları), çevirisi iyiydi. Zaten aralarında en beğendiğim kitap buydu ve okumanı en çok tavsiye ettiğim roman bu. Tam olarak hatırlamıyorum ama 15 TL civarlarında bir şeye almıştım. Bence kalınlığına göre pahalı bir kitap bulabilirsen daha ucuzunu onu almanı tavsiye ederim.
Mor Bir Serserinin Gezi Notları (dedalus) 30 sayfalık bir önsözü var ve kitapta yaptığı hac yolculuğunu anlatıyor. Çevirisi Japoncadan Türkçe'ye deği, Ingilizce'den Türkçe'ye yapılmış anladığım kadarıyla çünkü çevirmeni Aslı Biçen İngilizce Filolojisi Bölümünü bitirmiş, ama çevirinin nerden nereye olduğu konusunda kesin bir fikrim yok. Çevirisinde rahatsız edici bir şey yoktu. Kapak tasarımı muhteşem ve 20 lira gibi bir fiyata almıştım. Fiyatına göre bence iyi.
Kırmızı Oda (Japon Yayınları) kitabı bence hem pahalı (18 TL) hem de okurken çevirisinde sıkıntılar varmış gibi hissettiriyor. Bunun nedeninin kültürel farklılıklar olduğunu düşünsem de verdiğim fiyata göre hem daha kalın bir kitap beklerdim hem de daha iyi bir çeviri. Kapak tasarımını zaten hiç sevmemiştim. Ayrıca içinde dedektif hikayelerini beklerken sadece 1 polisiye hikaye çıktı. Yine de okunmaya değer bir kitaptı ama bu fiyata değil.
Roshouman ve Diğer Öyküler (Boğaziçi Üniversitesi Yayınları) aralarından çevirisi en iyi olanı. Kısa kısa hikayeler var ve sonunda hikayelerin açıklamasını yapmışlar. Sonlarına doğru okurken sıkılmıştım ama kesinlikle almanı tavsiye ederim. Uzun zaman önce almıştım bu yüzden fiyatını pek hatırlamıyorum.
Naomi (Jaguar Kitap) elime geçme fırsatı bulduğum ama daha okuyamadığım bir kitap. Çevirisi hakkında okumadığım için bir şey söyleyemem ve Tanizaki'nin kitaplarının cinsellik içerdiğini bilmen gerekir almadan önce ama Jaguar Kitap beğendiğim bir yayınevi. Çevirisinde sıkıntı olduğunu sanmıyorum.
Tanizaki'nin diğer kitaplarından bazılarını Can yayınevi basmış. Bu yayınevinden çıkan kitaplarını okumadım ama Can yayınevi çevirilerini beğendiğim bir yer.
Son olarak diğer yazarların (Chuuya, Fukuchi vb.) kitapları google kitaplarda ingilizce olarak mevcut. İstiyorsan okuyabilirsin.
31 notes · View notes
ruyandagorseninanma · 4 years
Note
Sence Atatürk Nietzsche okumuş mudur? Bununla ilgili hiçbir bilgiye ulaşamadım ve tanıdığım en bilge adam olarak sen aklıma geldin. Fikrin var mı?
Anıtkabire gittiğimde okuduğu kitapları gördüm. Dolaplar devasa boyuttaydı. Yerden tavana kadar. Almanca, Fransızca, İngilizce ciltli kitaplar. Dört bir yanı. Bu kitaplar hakkında da minik minik tuttuğu orijinal dildeki notları... Hatta o notların arasında Sakarya savaşı sırasında Rousseaou'dan çeviri yaptığı notlar da vardı. Siyaset ve felsefeyle ilgili aklına gelebilecek her alanda kitap okumuş. Hayran kalmıştım o kütüphaneye. Kanımca, okumuştur.
Etkilendi mi? dersen burada burun kıvırabilirim sanırım, daha çok J.J Rousso'dan ve Türk yazar olarak da Namık Kemal ve Ziya Gokalpten etkilendi.
14 notes · View notes
alemicihan · 5 years
Text
Öğrencilerin hayatını kolaylaştıracak 10 mobil uygulama
Tumblr media
İnternet ve akıllı cihaz kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte öğrencilerin ders, okul ve sınav hazırlıkları giderek dijitalleşmeye başladı. Özellikle mobil uygulamalar sayesinde artık öğrenmek daha kolay ve etkin hale geldi. İşte liseden üniversiteye öğrencilerin hayatını kolaylaştıracak pratik uygulamalar.
Eğitim ve teknolojinin harmanlanmasının adeta zorunluluk haline geldiği çağımızda interaktif uygulamalar öğrenim sürecini kolaylaştırdığı gibi keyifli hale getiriyor. Soru sormak için öğretmeni yakalayamamanın verdiği hayal kırıklığı, etüt merkezlerinde beklemenin yarattığı yorgunluk, çözülemeyen soruya cevap ararken kaybedilen saatler, not almamanın yarattığı karmaşa... Tüm bunlar mobil uygulamalar sayesinde artık sorun olmaktan çıkıyor. 
Tumblr media
Kunduz ile sınavlara hazırlanın
"Fırsat eşitliği yaratma" hedefiyle yola çıkan ve gönülleri fetheden Kunduz uygulaması YKS, LGS, KPSS ve ALES sınavlarına hazırlanan öğrencilerin yol arkadaşı oluyor. 20 binden fazla eğitmenin bulunduğu, 8 milyonu aşkın sorunun çözüldüğü uygulama temel liselere ve özel derslere alternatif oluyor. 
Kunduz'da öğrenci ilk etapta çözemediği sorunun fotoğrafını çekerek gönderiyor. Profesyonel eğitmenler tarafından sorunun çözümü ortalama 10 dakikada içinde kullanıcıya görsel şekilde iletiliyor. Öğrenciler toplam 13 farklı derste sorularını sorabildiği gibi "Eğitim Koçluğu" yardımı da alabiliyor.
Tumblr media
Duolingo: Yeni bir dil öğrenmenin eğlenceli yolu
Ücretsiz dil öğrenme ve imece çeviri oluşumu Duolingo, yabancı dil öğrenmenin keyifli bir yolu olarak karşımıza çıkıyor. Duolingo doğru ve yanlış yanıtları ölçen algoritmasıyla durumunuzu raporluyor. Üstelik hem Android hem de iOS platformlarının en sevilen uygulamalarından birisi.
Tumblr media
CamScanner: Belgelerinizi dijital ortama taşıyın
200'den fazla ülkede 100 milyondan fazla yüklemeyle dünyanın 1 numaralı mobil belge tarama ve paylaşma uygulaması ünvanını elde eden CamScanner; belgeleri yazdırma, buluta kaydetmek veya faks göndermek üzere görüntü dosyasını PDF olarak keskin ve net bir şekilde taramaya olanak tanıyor.
Tumblr media
Evernote: Kolayca not alın, istediğiniz yerden ulaşın
Dünya genelinde 225 milyon kişinin aktif olarak kullandığı Evernote; not alma, aldığınız notları düzenleme veya herhangi bir fotoğraf üzerine not alma imkanı sunuyor. Yapımcılarının "harici beyniniz" olarak tanımladığı uygulama öğrencilerin hayatını kolaylaştırıyor.
Tumblr media
Any Do: Yapılacak işlerinizi not alın
Online ajanda gibi kullanılabilen Any Do uygulaması sade ve şık bir arayüze sahip. Yapılacak işlerinizi not almanıza yarayan servis iPhone, iPad ve Android işletim sistemli cihazlarla uyumlu. 2011’de en iyi Android uygulaması seçilen Any Do, gerçekleştirdiğiniz her bir adımdan sonra sizi ufak hediyelerle ödüllendiriyor. 
Tumblr media
Google Keep: Notlarınıza tüm platformlardan ulaşın
Uygulama notlarınızı kaydederek tüm platformlardan tek tıkla ulaşmanızı sağlıyor. Google tarafından geliştirilen ve kategorisinin parlayan isimlerinden Google Keep ders çalışmayı kolaylaştırıyor.
Tumblr media
TED: İlham verici insanların konferanslarını takip edin
100’ün üzerinde dilde altyazı desteği ile büyük bir kullanıcı kitlesine hitap eden mobil uygulama ücretsiz olarak indirilebiliyor. Her yıl en ünlü ve ilham verici binlerce insanın konferanslarının yayınlandığı TED. Com’un mobil cihazlara indirgenmiş hali olan mobil uygulama, özellikle üniversite öğrencilerinin ve eğitmenlerin yenilikçi fikirleri takip etmesine imkan veriyor.
Tumblr media
Scribd: En iyi e-kitap uygulamalarından birisi
Dünyanın en büyük online kütüphanesi olan Scribd, en iyi e-kitap uygulamaları arasında bulunuyor. 10 milyondan fazla dokümana ulaşabilme fırsatı sunan uygulama PDF, ps, doc, docx, ppt, pps, pptx, xls, xlsx, odt, sxw, ODP, sxi, ods, sxc, txt, rtf uzantılarındaki tüm dokümanları açabiliyor. İngilizce, Almanca, Fransızca başta olmak üzere yaklaşık 90 dili destekleyen Scribd geniş bir arşiv sunuyor.
Tumblr media
Memorado: Beyin kaslarınızı oyunla güçlendirin
Memorado, "Güçlü Beyin. Güçlü Hayat." mottosuyla kullanıcılarının beyin kaslarını güçlendirmelerine yardım eden oyunlar sunuyor. Stres atmak isteyen öğrencilerin mutlaka indirmesi gereken uygulama Berlin Freie Üniversitesi tarafından onaylı. Nörobilimsel çalışmalar ışığında geliştirilen Memorado küçük anket ile kişisel bir program çıkartabiliyor.
Tumblr media
QualityTime: Zamanınızı boşa harcamayın
QualityTime, eğitim hayatında akıllı telefonların sadece faydalı açıdan kullanılmasını sağlıyor. Hangi saatlerde hangi uygulamanın ne kadar kullanıldığını detaylı şekilde raporlayan Quality Time, öğrencilerin telefon kullanımını azaltarak ders çalışmaya daha çok vakit ayırmalarına yardımcı oluyor.
Alem-i Cihan
4 notes · View notes
akademikredaksiyon · 3 years
Text
Akademik Çeviri Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Akademik Çeviri Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Çeviri, yazıların yorum olmadan ve eksiksiz bir şekilde bir dilden başka bir dile aktarılmasıdır. Akademik çeviri ise akademik yazıların çevirisidir. Yani tezler, bilimsel olarak hazırlanan makaleler, araştırma notları gibi yazıların eksiksiz ve yorum katılmadan bir dilden başka bir dile dönüştürülmesidir. Bu çevirileri yapacak kişilerin mutlaka profesyonel bir çevirmen olması ve bilimsel alanda…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
mozartcultures · 6 years
Text
BOZKIRKURDU: YAŞAMI KAÇIRANLARIN YÜZÜNE İNEN BİR TOKAT
BOZKIRKURDU: YAŞAMI KAÇIRANLARIN YÜZÜNE İNEN BİR TOKAT
Doğu kültürüne yakınlığı ile bilinen Hermann Hesse’nin Bozkırkurdu romanı, Kamuran Şipal’in Almancadan yaptığı çeviri ile Yapı Kredi Yayınları’ndan basılıyor. Bu yıl, 26. baskısı yapıldı. Kitap 209 sayfadan oluşuyor. Hermann Hesse’nin bizlere okumanın ne demek olduğunu tekrar hatırlatan bu romanı, ‘Bozkırkurdu’ adı verilen bir adamdan bize kalan notları içeriyor. Üstelik bu adı kendine kitabın…
View On WordPress
1 note · View note
dipnotabc · 7 months
Text
*Hell's Angels: 1950’lerde ABD'de doğan ve kendine özgü kıyafetleri, kanunsuz davranışlarıyla tanınan bir motosikletliler çetesi. (Ç. N.)
Alev Püskürtenler-Rachel Kushner
Çeviri: Suat Ertüzün
0 notes
uzunburakefendi · 1 year
Text
.
"her şeyin suçunu insanda değil de insanın doğduğu topraklarda bulan anlayışımızın kusuruydu bu. Oysa elma çürürse kendi koşullarından, ağaçtaki hastalıktan çürür, kök saldığı toprağın kötülüğünden değil."
syf.18
.
"Keşke tarih, unutuşun çöllerinde kâh belirip kâh yok olan cılız bir dereden ibaret değil, göğsüne bir hamlede girebilen bir nehir olsaydı."
syf.81
.
"Anıların hepsi sahicidir, sahtesi yoktur. Parçaları karıştırılmış bir yapboz gibi karmakarışık durumda olsa da en küçük parçasına, en kısacık çizgisine hatta en donuk rengine varana kadar yeniden kurulabilir. İnsanlar belleklerinin tüm kayıtlarını görüp bunları düzenleyebildiğinde sahte anılardan söz etmekten vazgeçeceklerdir, gerçi o zaman da bu güçlü hafıza becerisinden sahte unutuşlar yaratarak sıyrılabilirler."
syf.286
Yazarın bir gezgin olarak ülkesinin tarihini, coğrafyasını, kültürünü insanını anlattığı bir gezi notları/hikâyeleri bütünü. Keyifle okudum.
#josesaramago #portekizeyolculuk
#çeviri #salihanilüfer #kırmızıkediyayınları #kitap #neokuyorum #okumakiptiladır #okumahalleri #portekiz
instagram
1 note · View note
cmantalya · 4 years
Text
Tumblr media
Wendy Bilgen is our speaker for March's global theme: Identity.   She was born in the U.S. and migrated to Turkey with her Turkish husband and two sons in 1998. As a social worker, therapist, and educator, she became interested in the many ways that people conceive of and live out of multiple and shifting identities in a variety of global contexts. Her research and therapeutic practice has led her to see identity as an unfolding story of self, continuously being shaped by the demands of our personal and social worlds. It has been her joy to help others creatively craft coherent identity stories in a way that allows for possibility, repair, innovation, and social change. Come listen and be encouraged to begin a new telling of your own identity story. 
This talk will be in English with PPT. and handouts translated into Turkish
//
Mart ayının küresel teması "Kimlik" için konuşmacımız: Wendy Bilgen. Wendy ABD'de doğdu, ve 1998 yılında Türk eşi ve iki oğluyla beraber Türkiye'ye göç etti. İnsanların çeşitli küresel bağlamlarda birden fazla ve değişen kimlikleri kavrama ve yaşama biçimleri, bir sosyal hizmetler uzmanı, terapist ve eğitimci olan Wendy'nin birçok farklı yönden ilgisini çekmeye başladı. Araştırmaları ve tedaviye ait deneyimleri, kimliği kişisel ve sosyal dünyalarımızın talepleri tarafından sürekli olarak şekillenmekte olan bir benlik hikayesi olarak görmesini sağladı. Başkalarının olasılık, onarım, yenilik ve sosyal değişim öğelerini barındırarak yaratıcı bir şekilde tutarlı kimlik hikayelerini oluşturmasına yardımcı olmak Wendi'yi mutlu etmektedir. Kendi kimlik hikayenizi farklı bir biçinde anlatmaya başlamak için cesaretlenmek isterseniz gelip Wendy'i dinleyebilirsiniz.
Bu sunum Powerpoint ile İngilizce olarak yapılacak, ve sunum için Türkçe çeviri notları dağıtılacaktır.
0 notes
mustafaokutan · 5 years
Photo
Tumblr media
Orta yere düşen cümle, bütün yüzleri önce eşitti, sonra moratti. #alıntı Recep Seyhan . Destansı ve çoklu anlatımı ile hikâyede kendisine farklı bir yer edinen Recep Seyhan, bu kitaptaki öykülerde bireyin evrensel tarihinden kesitler sunuyor; okuyucu, öykülerin anlatıcıları ile insan ruhunun dehlizlerinde gizemli yolculuklara çıkıyor… Kitapta ayrı bir bölüm olan Dağ Öyküleri’nde tabiatı keşfe çıkan okuyucu, beklenmedik şekilde, çizilen atmosferin 15 Temmuz’uyla karşılaşıyor…    “Burada baharın gelip gelmediğini anlayamıyorum, kuşlar da yok ki onlardan öğrensem. Beni köye bırakıp gelsen olmaz mı oğul?” dedi tekrar kadın. Derken bahar geliyordu. Dizleri baharın gelişini haber verince perdeler bulutsuz bir gökyüzü olurdu, perdelerin yaprağa benzeyen desenleri yeşerirdi; hatta oradaki oylumlardan bahçenin kapısını da görebilirdi, hep kaybolan makas birden bulunurdu sonra, elindeki yumaklar tomurcuklanırdı, bugün dünle eşleşirdi. Böyle zamanlarda kadını kimse tutamazdı artık şehirde.  . @bilgekultursanat . @rcpsyhn Yazar hakkinda Amasya/Taşova-Yeşilyurt köyü doğumlu. Marmara Üniversitesi lisans (Türk Dili Edebiyatı) mezunu. MEB’e bağlı okullarda eğitimci ve idareci olarak çalıştı. Bir süre Almanya’nın Bavyera Eyaleti’nde Ana Dili Tamamlama Dersleri öğretmeni olarak görev yaptı. Bir süre de günlük gazetelerden birinde çalıştı. Yurt dışı görevi sırasında Almanya, Fransa ve İsviçre’de gezi gözlem ve incelemelerde bulundu. Bu gözlemlerini daha sonra Augsburg Notları üst başlığı altında yazdı. 1979’ten başlayarak Türk Edebiyatı, Mavera, Ayane, Dergâh, Hece, Aylık Dergi, Türk Dili, Kayıtlar, Yedi İklim, Dil ve Edebiyat, Hece gibi çeşitli edebiyat ve sanat dergilerinde hikâye ve edebî yazılar yazdı. Osmanlıca ile özel olarak (çeviri yazı düzeyinde) meşgul olan Seyhan, İstanbul’da mukim. . #kitapokufotografcek yorumladı . #15temmuz #15temmuzgecesi #15temmuzşehitleri #15temmuzşehitlerköprüsü #15temmuzdestanı #fotografcekkitapoku #kitap#kitapkurdu#yazar#edebiyat#kitaplar#kitapkokusu#okumahalleri#kitapaşkı#kitaptavsiyesi#kitapsevgisi#kitaplik#kitaplariyivar#kitapsever#kitapyurdu#okuyorum#kitapoku#instakitap#okudumbitti#kitapokuyorum#kitapyorumu (Gebze AREV Okulları) https://www.instagram.com/p/Bz-Brerpj2e/?igshid=w6f312e0zcre
0 notes
Text
Çevirinin ustası Celal Üster'den: Bir “Çevirgen”in Notları
Çevirinin ustası Celal Üster’den: Bir “Çevirgen”in Notları
Bir insan elli yıldan fazla bir zamandır, editörlük, yayınevi ve dergi yönetmenliği, hele gazetecilik gibi başka uğraşlara da dalmasına karşın çeviri yapmadan edememişse, önüne gelen kitabı çevirmemiş, belirli bir beğeniye yaslanmaya özen göstermiş olsa da yarım yüzyılda doksana yakın kitap çevirmişse, ona “çevirgen” denmez de ne denir!
Üster, ülkemizde çeviride öylesine özel bir isim ki…Karl…
View On WordPress
0 notes
bilimselolsun · 7 years
Text
Aptallığın Bilimsel Araştırmadaki Önemi
Yakın dönemde uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımı gördüm. İkimiz de aynı anda doktora öğrencisi olduk. Farklı konuları çalışıyorduk ama ikimiz de bilimin dünyası içindeydik. Kendisi bir süre sonra bilimi bırakıp Harvard hukuk okuluna gitti ve şu anda büyük bir çevre kuruluşunda avukatlık yapıyor. Sohbet sırasında konu neden doktorayı bıraktığına gelince “bana kendimi aptal gibi hissettiriyordu” dedi. Bir kaç yıl boyunca her gün aptal hissettikten sonra başka bir şey yapmaya karar vermiş.
Onu her zaman hayatımda gördüğüm en parlak insanlardan biri olarak düşündüm ve mevcut kariyeri de bu görüşümü destekliyor. Fakat söylediği şey beni rahatsız etmişti. Bir süre söylediği şey üzerine düşündüm. Sonra gerçek benim de suratıma çarptı. Bilim beni de aptal hissettiriyordu! Tek fark benim buna alışmış olmamdı. Hatta o kadar alışmıştım ki her gün kendimi aptal hissettirecek fırsatlar arıyordum. Bu his olmadan ne yapardım bilmiyorum. Hatta, hep bu şekilde olması gerektiğini düşünüyorum. Durun açıklayayım.
Neredeyse hepimizin bilimi sevme nedenlerinden biri ortaokulda ve lisede bilimde iyi olmamızdı. Bu, tek neden olamaz, fiziksel dünyanın anlaşılmasından büyülenmek ve yeni şeyler keşfetmeye duyulan haz da bunu etkilemiş olmalı. Fakat ortaokul ve lise bilimi demek dersler almak ve bu derslerin sınavlarında doğru cevapları yazmak anlamına geliyor. Eğer cevapları biliyorsanız, iyi sonuçlar alır ve zeki hissetmeye başlarsınız.
Doktora yani bir araştırma projesi yapmak zorunda olmanız tamamen farklı bir şey. Bu benim için korkutucu bir olay! Ben nasıl olur da önemli bir keşife yol açacak bilimsel soruyu bulup, sonuçları ikna edici olan bir deney yapıp, problemleri önceden tahmin edip onları henüz oluşmadan aşıp, bunu yapamadığımda ortaya çıkan problemleri çözerek başarılı bir deney yapabilirdim? Benim doktora çalışmam disiplinler arası bir projeydi ve bir süre boyunca ne zaman sorunlar karşılaşsam bölümdeki ilgili hocaların kafasını ütüledim. Bir keresinde Henry Taube (iki yıl sonra Nobel kazandı) bana onun alanıyla ilgili olan problemimi nasıl çözeceğini bilmediğini söylemişti. Üçüncü sınıfta bir doktora öğrencisi olarak Taube’nin benden 1000 kat (en az) daha fazla bilgiye sahip olduğunu düşünüyordum, eğer cevabı o bilmiyorsa kimse bilmiyordur!
Sonra acı gerçekle yüzleştim: kimse bilmiyordu! Aslında tam da bu yüzden bir araştırma konusuydu. Konu benim araştırma konum olduğu için çözmesi de bana kalmıştı. Bir kere bu gerçekle yüzleşince sorunu bir kaç gün içinde çözdüm (aslında çok zor değildi, sadece bir kaç kez denemem gerekiyordu). Buradaki ders bilmediğim şeylerin ne kadar fazla olduğuydu, aslında sonsuzdu. Bunu farketmek benim cesaretimi kırmak yerine beni özgürleştirdi. Eğer cahilliğimiz sonsuz ise yapılacak tek şey yapabileceğimiz en iyi şekilde bununla savaşmaktı.
Doktora programlarımız öğrencilere iki kötülük yapıyor. Birincisi, onlara araştırma yapmanın ne kadar zor olduğunu anlatamıyoruz. Hele iyi bir araştırma yapmanın ne kadar çok daha zor olduğunu hiç anlatamıyoruz. En zor dersleri almaktan çok daha zor. Araştırma yapmayı bu kadar zor kılan şey ise bilinmezlikler. Biz aslında ne yaptığımızı bilmiyoruz! Sonuçları alana kadar doğru soruları sorduğumuzdan, doğru deneyi yaptığımızdan asla emin olamıyoruz. Bunların yanında proje desteği ve iyi dergilerde yayın yapma baskısı da işi iyice zorlaştırıyor. Fakat bütün bunların ötesinde, önemi bir araştırma yapmak zaten zor ve bölüm, enstitü ya da bilimsel politikaları değiştirmek bunu azaltmayacak.
İkincisi, biz öğrencilerimizi üretken aptal olmayı öğretemiyoruz. Bu ne demek? Eğer kendimizi aptal hissetmiyorsak bir şey denemiyoruz demek. Burada “göreceli aptallıktan” yani sınıfta bir öğrencinin notları okuması, üzerine düşünmesi ve sınavdan yüksek not alırken diğerinin bunları yapmamasından bahsetmiyorum. Ayrıca çok parlak olan ama yetenekleriyle uyuşmayan alanlarda çalışan insanlardan da bahsetmiyorum. Bilim “mutlak aptallıkla” karşı karşıya gelmeyi içerir. Bu aptallık, kendi yolumuzu bilinmezliğin içine atmaya neden olan varoluşçu bir gerçektir.  Tez öncesi ve tez sınavları ancak komite öğrenciden yanlış cevaplar aldığı ya da öğrenci “bilmiyorum” dediği zaman amacına ulaşır. Sınavın amacı öğrencinin bütün soruları bilmesi değildir. Eğer öyle oluyorsa bu, fakültenin sınav konusunda başarısız olduğunu gösterir. Amaç, öğrencinin eksiklerini belirlemek, nerede çalışması gerektiğini ve biraz da öğrencinin üstlenmek üzere olduğu araştırma projesinde yeterli bilgiye sahip olup olmadığını görmek.
Üretken aptallık bilerek cahil kalmak demektir. Bizi cahil yerine koyan önemli sorulara odaklanmak demektir. Bilim hakkındaki güzel şeylerden biri bize yanlış cevaplar aldığımızda bu cevaptan bir şey öğrendiğimiz takdirde bunun sorun olmadığını öğretmesidir. Hiç şüphe yok ki sürekli doğru cevapları alan bir öğrenci için bunu yapmak çok zor olacaktır. Mutlaka bir miktar güven ve duygusal dayanıklılık yardımcı olur fakat bence bilimsel eğitim, çok büyük bir değişimi yani diğer insanların bir zamanlar keşfettiğinden, kendi keşiflerini yaratmaya kadar olan şeyleri kolaylaştırmak için daha fazlasını yapabilir. Aptal olmamızla ne kadar az sorumuz olursa bilinmeyenin derinliklerinde büyük keşifler yapma olasılığımız o kadar artar.
Not: Çeviriden kaynaklanan anlam kaymaları olabilir. Böyle bir durum hissederseniz yazının orjinaline göz atmanızı öneririm.
Çeviri kaynağı: The importance of stupidity in scientific research http://bit.ly/2kjTp50
3 notes · View notes
poketmonseuto · 4 years
Text
130110 // Yoongi BTS Blog İnceleme Yazısı:
SUGA'nın MIDI Ekipmanı İncelemesi :: Maschine mk2
Kore'de bol bol müzik ve insan var Patron Bang Sihyuk pdnim gibi profesyonel prodüktörlerle prodüktörlüğe başladım Benim gibi üniversite sınavına ya da Müzik Fakültesine hazılanan öğrenciler Aynı şekilde hip hop'ı çok sevip beat yapmak isteyenler vs vs... Böyle insanlarla iletişim kurmak istediğim için başladığım MIDI incelemesidir bu. Güney Kore'de İlk Stajyer'in sunduğu MIDI ekipmanı. Bugünden itibaren başlıyor.
Tumblr media
(Subjektif bir incelemedir fikirlerimiz birbirinden farklı olabilir diye düşünüyorum) 
İlk MIDI aleti incelemesi Native Instruments'in Maschine mk2'si
Video olarak basit bir kullanım şeklini yükledim. Uzun postları hiç sevmiyorum~ Diyenler videoyu da izleyebilir.... (Yine de okuyun ama....O kadar yazdımㅠㅠㅠ) 
youtube
Let's introduce 방탄ROOM by RAP MONSTER
youtube
Rap Monster zaten Maschine mk2'yi gayet güzelce kullandı Videoyu izleyenler "O yazılar ne alaka şimdi?" diye soracaktır diye düşünüyorum ben de evet
Tumblr media
MPC'yle birçok ortak yanı olan bu eleman, Native Instruments'ın (aşağıda NI) çıkardığı Maschine mk2. NI'da ürünler KOMPLETE / MASCHINE / TRAKTOR olarak 3 seriye ayrılıyor. Bu Maschine mk2 de Maschine mk1'in devamı (mk2 çıkalı çok olmadı o yüzden mk1'ler yarı fiyatına satılıyor) Şans eseri bende de 3 model (Komplete audio6, Maschine mk2, Traktor s4) var (Yan...yanlış anlamayın NI delisi falan değilim kes..kesinlikle...!!) mk1 güzel dönüşler alınca devam modeli mk2 çıktı... Mk2'nin mk1'den pek farkı yok siyah renkli mk1'e nazaran beyaz renkli olanı çıkarıldı Ek olarak yüksek çözünürlüklü ekranla yenilemeler, daha da geniş sample vs. vs. Doğrusu pek fazla işlevsel anlamda fark yok. Fakat çeşitli şekilde modifiye edilebilen kişiye özel kit, aletin albenili noktası
Tumblr media
(Altın renklisi en güzeli olduğundan altın renk olarak modifiye ettim iki kez) Mk2'nin en büyük özelliği olarak modifiye edilmişinin fotoğrafı Aslında modifiye etmeden öncesi ve sonrasını çekmek istemiştim ama Rap Monster modifiye edilebilen parçayı kırdı... Sağ olsun modifiye edilmeden önceki halinin fotoğrafını internetten almak zorunda kaldım
Tumblr media
(Modifiye etmeden önceki siyah hali)
Tumblr media
(Modifiye etmeden önceki beyaz renkli maschine gerçek hayatta oyuncak gibi duruyor)
Tumblr media
(Aletle ilk tanışmam hoongi...!!) [1]
Tumblr media
(Normalde siyahtı. Altın renk maschine modifiye edilmiş rengi) [2] Öncelikle aleti kullanmak için maschine isimli bir program yüklemeniz gerekiyor Bu maschine denen programı yüklemezseniz basit bir usb kontrol ünitesinden başka bir şey olmaz elinizde [3] Ama bu maschine denen program çok karışık bir program Sequencer olarak kullanmaya da pek yetmiyor VST olarak kullanmaya da yetmiyor gerçekten [4] Cubase tabanından iş yapmak çok zahmetli oluyor benim için O yüzden Cubase'de içe aktarma işi de çok karışık En iyi yol maschine'i sequencer olarak kullanmak (Sequencer olarak bazı açılardan yetersiz olsa da YouTube'da izlediğim kadarıyla maschine'i kullanmasını iyi bilenler çok iyi kullanıyor!) Kendi içinde bulunan ses sample'ları güzel (özellikle davullar) 808 kit'le 909 kit başta olmak üzere çoğu davul da fena seslere sahip değil dinlediğime göre Birçok kişi MPC, MPD, Maschine, trigger finger gibi padler kullanıyor iş yaparken Pad'in dokunma hassasiyetiyle çok ilgilenirim MPC500, MPD18, Maschine mk2, trigger finger bunların hepsini kullandım ama Maschine'in dokunma hassasiyeti bu dördü arasında en keskin hassasiyete sahip (Ne yazık ki butonların hassasiyeti çok yüksek olduğundan butona dokunurken yeni doğmuş bebeğe dokunuyormuşçasına dikkat ediyorum) Pad'e her dokunduğunuzda ışık yanıyor bu da iş yaparken ayrı bir tat katıyor -Artıları- Kolaylık, güzel dizayn, çeşitli modifiye kitleri, keskin dokunma hassasiyeti, stüdyodayken kattığı hava +2 puan Düşündüğümden iyi sample'lar -Eksileri- Benim açımdan küçüklükten beri mouse ve klavyeyle çalışmak daha rahat geliyor Sadece makinelerle çalışmak biraz zahmetli Butonu ne kadar kullanırsam kullanayım hissedemiyorum mpc serisinin aksine Maschine'i tek başına kullanarak iş yapamıyorsun bilgisayar olmak zorunda
Sonuç Her padle çalışılan ekipman gibi hiphop atmosferinde eğlenerek iş yapabilme cazibesine sahip bir ekipman mk1'e göre hiçbir yeniliği yok canlıda büyük güç gösterir diye düşünüyorum [5] (Ayrıca NI'ın tüm ürünleri çıktıktan tam 1 yıl sonra yarı fiyatına düşecek mi bekleyip görelim bakalım. Bu kez Maschine alsaydım massive'ine kadar yüklerdim... Sakın yeni ürün çıktı diye hunharca bağırmayın bana!!) [6]
SON.
-------------------------------------------------------------
Çeviride bazı yerler kulağınıza eğreti gelmiş olabilir. Açıkcası metin çoook eski olduğundan İngilizceye çevirmiş birini bulmak çok zor. Bulabildiğim tek kaynak bts-trans’ındı o da google translate’ten halliceydi o yüzden metnin çoğunu papago’dan google’dan kendi emeğimle araştırarak çevirdim. Muhakkak eksikler ya da hatalar vardır bunları göz önünde bulundurun lütfen :3
Çeviri Notları:
[1] Araştırmama göre hoongi diye çevirdiğim, Korecesi 호옹이 olan ünlem bir tane karikatüre dayanıyor. Karikatürde aslında "ıaaaaaa!!" ünlemi olarak kullanılmış ama yan yazıldığı için 으아아아 kelimesi düz bakıldığında 호옹이 olarak okunuyor, gençler de bunu belli ki o zamanlar bir espri haline getirmiş. Yungi de bu meme'in esprisini kullanarak heyecanını dile getirmiş.
[2] Sanırım iki kez modifiye ettim dediği bu. Aletin kendisi beyaz, yanında gelen modifiye edilecen plaka siyah ama yungi bir de altın renkli olanını almış?
[3] Yani diyor ki programı yüklemedikten sonra alet bir işe yaramaz.
[4] Sequencer: Üst üste kanal kaydı yapma ve editleme imkanı veren alet.
VST: Açılımı Virtual Studio Technology yani sanal stüdyo teknolojisi. Bilgisayar ortamında yapılan çok kanallı ses kayıtlarının mikslenmesine ve efektler kullanılarak finalize edilmesine olanak tanıyan teknoloji. 
[5] Canlı çalmaktan bahsediyor.
[6] Sanırım bana yeni ürün çıktı diye bağırmayın/seslenmeyin yoksa alırım gibisinden bir şey demek istiyor? idek at this point....
Kaynaklar:
https://bts-trans.tumblr.com/post/49767104069/blog-20-sugas-maschine-mk2-review-130110 https://www.evstudyo.com/midi-nedir-nasil-kullanilir/ https://eksisozluk.com/sequencer--155894 http://tjxio.blogspot.com/2010/12/vst-101.html https://eksisozluk.com/virtual-studio-technology--123190
Paylaşım yaparken beni kaynak olarak göstermeyi unutmayın lütfen.
0 notes
Text
Tumblr media
Mart ayının küresel teması "Kimlik" için konuşmacımız: Wendy Bilgen. Wendy ABD'de doğdu, ve 1998 yılında Türk eşi ve iki oğluyla beraber Türkiye'ye göç etti. İnsanların çeşitli küresel bağlamlarda birden fazla ve değişen kimlikleri kavrama ve yaşama biçimleri, bir sosyal hizmetler uzmanı, terapist ve eğitimci olan Wendy'nin birçok farklı yönden ilgisini çekmeye başladı. Araştırmaları ve tedaviye ait deneyimleri, kimliği kişisel ve sosyal dünyalarımızın talepleri tarafından sürekli olarak şekillenmekte olan bir benlik hikayesi olarak görmesini sağladı. Başkalarının olasılık, onarım, yenilik ve sosyal değişim öğelerini barındırarak yaratıcı bir şekilde tutarlı kimlik hikayelerini oluşturmasına yardımcı olmak Wendi'yi mutlu etmektedir.
Kendi kimlik hikayenizi farklı bir biçinde anlatmaya başlamak için cesaretlenmek isterseniz gelip Wendy'i dinleyebilirsiniz.
Bu sunum Powerpoint ile İngilizce olarak yapılacak, ve sunum için Türkçe çeviri notları dağıtılacaktır.
0 notes