Tumgik
marsbenimevim · 8 years
Text
Marc Johns
Merhabalaar, buraya hiç bahsetmediğim bir alanla ilgili yazacağım, ay bu bir ilk. Yaşasın resim/illüstrasyonlar! Tabi ki bu işin üstadı ben değilim, aslında hiçbir işin üstadı ben değilim ama bu konuda daha az bilgim var. Gönül isterdi ki bir Van Gogh konuşalım. Neyse efendim son zamanlarda internette orda burda dolaşırken bu tarz çizimleri çok beğenir oldum fakat bir kişi özellikle gözüme çarptı, Marc Johns.
Tumblr media
Kendisi hakkında çok bilgim yok fakat evli, iki çocuklu ve Kanada’da yaşadığını biliyorum. Zaten eserleri bizi ilgilendiren kısmı. Minimalist çizimleri var, öyle üçbin renk tonlu, yandan bakınca farklı, arkadan bakınca farklı gözüken şeyler yapmıyor, sade bir adam. Genelde çizimleri komikli gibi. Öyle stand-up komiği değil de, sevimli komik. Aşırı sevimli çizimleri var. Birbirleriyle alakasız gibi gözüken nesneleri bir araya getirip onlara yeni kişilikler katıyor. Absürd çiziyor bile diyebiliriz. Çizimlerinin altına kısa notlar yazarak onları konuşturmayı pek seviyor. Müthiş bir pozitiflik var çizimlerinde, ki motive edici sözlerle çizimlerini birleştirmeyi de çok seviyor. Ayrıca çok sevimliler ya. Dediğim gibi bu konulardan pek anlamam ama resmen ruhuma hitap eden illüstrasyonları buldum.
Tumblr media
Buraya çok fazla çizimini atamıyorum çünkü bu telif hakları işlerinden falan hiç emin değilim. Tabi adam gelip benim yazımı okuyup telif hakkı isteyecek değil de, genel olarak saygı duyuyorum, websitesinin linkini bırakacağım en sona, oradan hepsine bakabilirsiniz. Şuana kadar iki çizim kitabı ve bir adet de sizin de içine çizimler yapabileceğiniz onun başlatıp sizin bitirdiğiniz tarzda bir defter yayınlamış. Kendi çizimleri hala satışta. Ayrıca saatler, telefon kabı vs. gibi şeyler de dizayn etmiş ve bu beyin çizimlerinin geçici dövmeleri yeryüzündeki en sevimli şey. Ciddiyim, tüm vücudumu bunlarla kaplamak istiyorum. Websitesine buradan ulaşabilirsiniz. Hiçbir şey almasanız bile kendisi hakkında daha çok bilgi edinebilirsiniz, bunu da geçtim nolur yaptıklarına bir göz atın çünkü bir yazı içinde kırk kez “sevimli” kelimesini kullandım, çünkü öyle. Bu sanattır, bunları sevin. xo.
8 notes · View notes
marsbenimevim · 8 years
Text
11.22.63
Tumblr media
Gün geçmiyor ki bir tane daha şaheser kıvamında dizi çıkmasın. İlk bölümünü 15 Şubat’ta yayınlayan Stephen King’in kitabından uyarlama 11.22.63′ten bahsediyorum. Stephen King ve J.J Abrams yapımı bir mini dizi. Yapımdaki isimlerin güzelliğini geçecek olursam -ki pek mümkün değil-, oyuncularına gelelim. Ben buraya yazı yazıp da James Franco’ya olan aşkımdan bahsetmediğim gün hatırlamıyorum. Ve bilin bakalım kim başrol?! 
James, Jake Epping adında bir öğretmeni canlandırıyor. Jake dostu Al’in restorantının arkasında 1960′a açılan bir dolap olduğunu öğreniyor ve dostu ona önemli bir görev veriyor: Zamanda yolculuk yaparak 1963′te gerçekleşen John F. Kennedy suikastini engellemek. Tabii ki önüne binlerce sorun çıkıyor çünkü geçmiş değişmek istemiyor. Konuyu uzatıp spoiler vermek istemiyorum ama kesinlikle izlemelisiniz.
Tumblr media
Diziyi neden sevdim anlayabildiniz mi? King ve Abrams bir yana, James bir yana, işin içinde bilim kurgu da var! İşin içinde zaman yolculuğu var ulam! Ve her ne kadar normalde suikast gibi kan içerikli konuların hayranı olmasam da sinematografisi o kadar iyi ki sizi içine çekiyor. 60′ların klasik arabalarını görmek, müziklerini dinlemek bir ayrı keyifli. Çekimler gerçekten o kadar iyi ki adeta sahneler ahenk içinde. Ben size diyorum eğer birazcık işten anlıyorlarsa bu dizi bu yıl Emmy alır. Hatta mümkünse Emmy’i komple kapatır. 
Tek üzücü yanı dizinin 8 bölümlük bir mini dizi olması. Şuan üç bölüm yayınlandı. Kaçırmamanızı öneririm. Ayrıca King’in kitabı da okumalıklar listesine girmiş oldu, teşekkürler. xo.
3 notes · View notes
marsbenimevim · 8 years
Text
Sevgililer Günü’nde Ne İzleyelim?
Merhabalar, bu yazıyı geçen yıldan hatırladınız mı? Geri dönüyoruz. Bu sefer daha önce blogta hiç ismini geçirmediğim, pek bilinmeyen ama çok güzelli filmlerle doluyuz. Ama beni artık tanıdınız benim en aşk filmi saydıklarım bile bilimkurgu olmuş :( Minik minik notlar olacak filmlerin altında. Sırasıyla imdb puanı ve yapım tarihi yazacak. Eğer ki eklemek istediğim bi not, çok müthişli oyuncusu falan varsa en son da o yazacak. Sadece sevgililer gününde değil her gün izlenebilecek filmler bunlar. Boşverin sevgiliyi, yatın yatağa açın şu filmlerden birini, değmesinler keyfimize!
Klasik Severlere: Casablanca
Tumblr media
8.6, 1942.
“Ben Zaten Yabancıya Varcam” Diyenlere: My Sassy Girl
Tumblr media
8.2, 2001, Güney Kore yapımı.
İyi Bir Aşk Filmi Arayanlara: Before Sunrise
Tumblr media
8.1, 1995, ay gerçekten bunlarınki fazla aşk :(
“Her Şey Değişebilir, Aşk Hariç” Temalı: Mr. Nobody
Tumblr media
7.9, 2009, Belki en sevdiğimken ben bu filmden nasıl bahsetmedim anlamıyorum, aslında daha çok bilimkurgu bayaa hatta, fakat bu filmde Jared Leto aşktır. Jared Leto her zaman aşktır!
Şirin mi Şirin Bir Aşk: Sabrina
Tumblr media
7.8, 1954, bir Audrey Hepburn klasiği.
Her “Zaman” Sevenlere: About Time
Tumblr media
7.8, 2013, yine çok iyi bir bilimkurgu filmi.
“Ağlayalım Ulan” Diyenlere: Seven Pounds
Tumblr media
7.7, 2008, dram filmlerinin hasıdır, gif ararken bile içim sızladı, ayrıca Will Smith’in devleştiği bir başka eser daha.
“O Çocuk Buraya Dönecek Ulan” Kafasına: The Reader
Tumblr media
7.6, 2008, beyler siz de Kate Winslet için izlersiniz lksfldsdlk
Samimi Aşklara: Begin Again
Tumblr media
7.5, 2013, harika oyuncu kadrosu, müzikal gibi içinizi ısıtan film.
Dramatik Aşklara: The Painted Veil
Tumblr media
7.5, 2006, Edward Norton eşliğinde ağır bir dram filmi.
Sırılsıklam Aşıklara: Say Anything
Tumblr media
7.4, 1989, yukarıdaki efsane sahne için izlenir :’))
“Aşk Sanattır.” Diyenlere: Frida
Tumblr media
7.3, 2002, Salma Hayek’in Frida rolünü üstlendiği bir biyografi filmi.
Elit Aşıklara: The Great Gatsby
Tumblr media
7.3, 2013, bu filmde DiCaprio... Kuracak cümlem yok...
Plotonik Aşıklara: Wicker Park
Tumblr media
7.0, 2004
Marsbenimevim Özel: Chocolat
Tumblr media
7.3, 2000 elbette sevgililer gününde Johnny Depp’ten başka seçenek düşünemiyorum. Güzel bir aşk filmi diyorlar, Depp varken kötü olmasını düşünemiyorum, bakalım izleyeceğiz.
3 notes · View notes
marsbenimevim · 8 years
Text
2015′te Neler Oldu: Diziler!
Ulam bir hafta oldu 2015 biteli diyebilirsiniz, fakat çok hasta olduğumu, sonra da üşendiğimi hatırlatmak isterim. Neyse seri yarım kalmasın, bakalım televizyon dünyası napmış.
GAME OF THRONES
Tumblr media
Ne yapıyorlar, nasıl yapıyorlar bilmiyorum ama gün geçtikçe güzelleşiyor, güzelleştikçe daha çok kişi tarafından izleniyor, izlendikçe 54524125 tane ödül alıyor. Valla benim sözlerim yetersiz kalıyor, yıl olmuş 2016 bi dur bi diğer dizilere de yol aç sayın Game Of Thrones.
Ekranlara Geri Dönenler
Tumblr media
Ailecek hayranı olduğumuz ve izleyip de sevmeyenini görmediğim Prison Break geri döneceğini açıkladı! İlk hali kadar güzel olur mu bilemiyorum ama ay kötüsünü bile izleriz. Ayrıca eskilerden bir dizi olan Full House da geri döndü fakat buralara daha gelmedi galiba, ay bizde Netfilx olmamasından ben bıktım.
Müthiş Başarı Yakalayanlar
Tumblr media
Bu yıl Mr. Robot ve Orange Is The New Black beklenenden çok daha fazla ilgi çekti, eğer diziler de virale gidebiliyorsa bu yıl gidenler bunlardı. Ay bu Mr. Robot’un da her izleyeni aşığı, ben daha izlemedim fakat bu diziyi görmezden gelmek 2015′i görmezden gelmek gibi bişey.
The Flash ve Arrow
Tumblr media
Yıl içerisinde istikrarla ne yaptın derseniz, bir tek The Flash izledim diyebilirim. Ya bakın buna ayrı bi yazı yaz diyin destan yazayım, en kötü karakterleri bile çok seviyorum hele ki Barry. Ay bakın ben üstteki gifi izlerken elim tutmuyor, yazamıyorum. Bu yıl gösterdiği başarı da takdire şayandı, Arrow ile ortak bölümleri çok hoştu, hele ki o sezon finali... Bunun yanında Arrow’un eski kalitesini kaybettiğini düşünüyorum. Hala çok başarılı bir dizi, hala seveni bol ama konuyu çok boşa sardırdılar, Oliver da eski karizmasında değil, oradan Diggle’ı ayırıp ona da ayrı dizi mi yapsak?
True Detective
Tumblr media
Sherlock dışında böyle dizilerin fanı olmasam da True Detective bu yıl büyük bir başarıya ulaştı ve çekim kalitesiyle ve özgünlüğüyle diğerlerinden farklı olduğunu ortaya koyuyor, başlamalı.
0 notes
marsbenimevim · 8 years
Text
2015′te Neler Oldu: Müziksel!
Merhaba, 2015′te Neler Oldu başlığı altındaki ikinci yazımı yazıyorum. Yüzde seksenim gripten ölüyor ama olsundu, yazılırdı :(
Hozier ve The Weeknd
Tumblr media
Bence bu yıl iki sanatçı çok büyük çıkış yaptı: Hozier ve The Weeknd. Sevdiğim şarkıları bulunsa da ikisinin de aman aman hayranı olmadığım için ne yazabilirim bilmiyorum. Güzel kafalı adamlar ama. Güzel.
Ed Sheeran ve Taylor Swift
Tumblr media
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu iki isim de yine bissürü hit parça çıkardı. Bu yıl birlikte çalışmasalar da aynı başlığın altına koyulabilirler diye düşünüyorum. Taylor Swift arkadaş grubuyla birlikte Bad Blood’a çektiği kliple hepimizi kıskandırırken Ed, yine duygusallı şarkılar yazıp ağlatma noktasına getirdi. Umarım Ed Sheeran’ın ses getirmediği bir zaman dilimi görmeyiz, umarım kendisi ölümsüzlük iksiri bulur.
Youtube Çıkışlı Gençlerimiz
Tumblr media
Önceden Youtube’da takılan iki isim de bu yıl oldukça ilerledi: Jasmine Thompson ve Troye Sivan. Tam Jasmine Thompson’ın Adore şarkısını keyifle dinliyorsunuz, aklınıza bu kızın 2000′li olduğu geliyor, bir damla yaş süzülüyor. Ne bileyim ben şunları yazarken o bissürü hit şarkı yazdı :( Troye Sivan’ın Wild adlı eserine bayılıyorum, ayrıca kliplerinden tutun da albüm kapağına hatta lyric videolarına kadar sanat akıyor. 
Tumblr media
Tabii ki de bu yazıyı Adele - Hello olmadan bırakamam. Sosyal medyada falan aşırı muhabbeti döndü, Adele’in en iyi şarkısı olduğunu düşünmüyorum ama hangimizin sesi onun kadar güçlü ki? RESPECT. Ayrıca Drake - Hotline Bling ve OMI - Cheerleader da bu yılın çok hit şarkılarındandı. Garip bir şekilde keyifli bunlar bazen korkuyorum bunlardan, çok garipler :(
Efsane geri döndü!
Tumblr media
Ay işte yıl içerisinde gerçekleşen, beni en mutlu eden müzik olayı buydu. Efsanelerin adamı Bob Dylan, Şubat ayı gibiydi, Shadows In The Night adında bir albümünü çıkardı. İçerisinde çok çok harika şarkıları var. The Night We Called It A Day ve Why Try to Change Me Now şarkılarını ısrarla dinlemenizi isterim. Adamın şarap gibi sesi var, yıllar geçtikçe güzelleşiyor maşallah.
Tumblr media
Wanted On Voyage albümünü 2014′te çıkarmış olsa da George Ezra’yı bu yıl keşfettiğim için ayrıca dahil etmek istedim. Ya yıl içerisinde aşka en yakın yaşadığım şey buydu, nolur beni mazur görün :( Bu İngiliz beyle ve kendisine olan aşkımla ilgili daha çok bilgi için: http://marsbenimevim.tumblr.com/tagged/george-ezra
Tumblr media
Türk Müziği açısındansa hüzün dolu bir yıl geçirdik. Birçok unutulmaz sanatçımız bu yıl vefat etti. Müzeyyen Senar, Kayahan, Erol Büyükburç ve ismini sayamadığım bütün sanatçılarımızın ruhu şad olsun.
Bu yazıyı da burda bitirdik, farkındayım yıl içerisinde ismi geçen daha çok sanatçı vardı ama benim aklımda en çok yer eden bunlardı, görüşmek üzere xo.
1 note · View note
marsbenimevim · 8 years
Text
2015′te Neler Oldu: Kitaplar!
Merhaba sayın Mars halkı, 2016′ya 4 gün kaldı ve bu 4 gün içinde 2015′te neler olduğunu kitap, müzik, dizi ve film olmak üzere dört farklı kategoride incelemek istiyorum çünkü aşırı nostaljiklik. Sözümde duracağıma çok inanmıyor gibi bir haliniz var, benim de, benim de :( Neyse lafı uzatmadan, bu yıl hangi kitaplar çıkış yapmış, edebiyat taraflarında nolmuş bir bakalım.
Marslı
Tumblr media
Umarım bendeki uzay aşkını, Mars’ta yaşam takıntısını farketmeyen kalmamıştır. Filminden ayrıca bahsedeceğim zaten ama benim için filmi olsun kitabı olsun Marslı aldı götürdü 2015′i. Ayrıca bu kitap benim için ayrı bir anlamlı artık, ayrı bir seviyorum. Mars’ta kapana kısılan Mark’ın macerasını anlatan müthiş bir bilimkurgu kitabı. Andy Weir, yılın en yaratıcı kişisi sayılabilir.
George Orwell
Tumblr media
Can Yayınları büyük bir jest ile George Orwell kitaplarının dizaynını yeniledi ve bu yeni halleri çok daha fazla rağbet gördü. En sevdiğim yazarlardan olduğu için George Orwell’ın her türlü okutulması taraftarıyım, bana kalsa ders kitabı yapılsın. Fakat Hayvan Çiftliği’nin bu yeni pembeli halinden çok da emin değilim, yanına Hello Kitty ve kahve konmuş fotoğrafları gördüm, ya bi oku hemen pembe diye Hello Kitty koyma hemen nolur :(
Kavgam
Tumblr media
Norveçli yazar Karl Ove Knausgaard’ın 6 ciltten oluşan Kavgam serisinin ilk cildi Türkçe’ye çevrildi! Çoğu modern yazardan farklı bir üslubu olması onun bu kadar ünlenmesini sağladı ve dilci de olsak, sanmıyorum ki bu beye ingilizcem yetsin :( Bu yüzden beni en çok heyecanlandıran çeviriydi Kavgam, ha hala okumadım ama durun, bozmayın beni.
Tumblr media
Tüm bunlarla beraber günümüzün efsanevi yazarı Haruki Murakami Uyku isimli kitabı ile çıkageldi. Halbuki baya eski olmasına rağmen William Golding’in Sineklerin Tanrısı adlı eseri büyük çıkış yaptı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da şanı aşırı yayılan bir kitap vardı ki bu Paula Hawkins’ten Trendeki Kız’dı. Ve 2015′te gençlik, aşk temalı yazarlık John Green’den Eleanor ve Park isimli eseri sayesinde Rainbow Rowell’e teslim edildi. Kalbimizdesin John amca.
Türk Edebiyatı
Tumblr media
Bu yıl Türk yazarları arasından sıyrılarak müthiş bir başarı gösterdi İlhami Algör. 2014′te çıkardığı ve filmi de çekilen Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku isminden söz ettirmeye devam ederken, İkircikli Biricik adlı başka bir eserle geldi. Mahir Ünsal Eriş’in Dünya Bu Kadar ve Murat Menteş’in Ruhi Mücerret’i de uzunca yer aldı. Selçuk Aydemir Mahalleden Arkadaşlar isimli bir kitap yazdı bir de, her kitapçıya girişimde bu sefer alıcam diyip bir türlü alamadım. Selçuk Aydemir bana “KİTABIMI AL!” diye bağırabilir mi? Ayrıca Nobel Ödüllü yazarımız Orhan Pamuk, 2015′in başlarında Kafamda Bir Tuhaflık isimli kitabını piyasaya sürdü. 
Hemen belirtmek isterim ki burada yazdığım kitapların verileri hakkında hiçbir bilgim yok, belki hiçbiri en çok okunanlar listesinde bile değildir, sadece yıl boyunca dikkatimi çeken kitaplardı. Eminim çok daha iyileri de vardır, unutmuş ya da gözlemleyememiş olabilirim. Ayrıca bu yıl Orhan Pamuk ile ilgili bissürü muhabbet döndü, katıldığım noktalar da var, katılmadığım noktalar da. Buraya sadece bence bu yıl içinde önemli rol oynadığı için yazıyorum. Bana soracak olursanız keyifli bir kitaptı, bir şans vermeye değer. Beğenip beğenmemek size kalmış pek tabii. 
Tumblr media
Bu yazıyı bu yıl hayatını kaybeden üstadımızı, Türk edebiyatının ulu çınarlarından biri olan Yaşar Kemal’i anmadan geçemezdim. Mekanı cennet olsun tekrar ve tekrar. Böyle güzel adamlar kolay kolay gelmiyor, onu yaşatmak bizim elimizde. Nasıl mı yaşatacağız? Okuyalım efendim, bir tane bile olsa Yaşar Kemal okuyalım. En çok da kendime bu lafım, belki de yeni 2016 kararımız bir adet Yaşar Kemal romanı okumak olmalı, ne dersiniz?
0 notes
marsbenimevim · 8 years
Text
Merry Christmas
Christmas’a son bir iki gün kala en sevdiğim on filmi toparladım sizlere. He Christmas için özel bişi yapıyo muyum, yoo yine film izlicem nabıyım. Yılbaşı da öyle hep uyuyarak geçti yıllarım :( Neyse efendim on filmi aşağıya bırakıvereceğim ve hepsinde aşırı konuşmalık bişeyler yok çünkü zaten bu Christmas filmleri genelde klasikleşmiş, hepimizin bildiği filmler. Of aşırı blogger of aşırı anlıyom ksjöbfdkjöf
1.How The Grinch Stole Christmas
Tumblr media
Jim Carrey’nin role kendini kaptırışı bi alkışınızı alır.
2.The Holiday
Tumblr media
Aşık olasınız gelen bi film. Özellikle Jude Law’a aşık olasınız gelen bi film :’))
3. Elf
Tumblr media
4. Home Alone
Tumblr media
5. Arthur Christmas
Tumblr media
En yeni ve en sevimlisi bu.
6. Serendipity
Tumblr media
Aşk neymiş bunlardan öğrendik :(
7. The Nightmare Before Christmas
Tumblr media
Tim Burton = Yaratıcılık.
8. It’s a Wonderful Life
Tumblr media
9. The Polar Express
Tumblr media
Belki küçükken izleyip çok beğendiğimdendir, benim için en anlamlısı bu.
10. Gremlins
Tumblr media
4 notes · View notes
marsbenimevim · 8 years
Text
December Boys
Merabalar, uzun zaman mı olmuş? Beş liraya mı almışım burayı? Yok sınav haftasıymış yok oymuş yok buymuş. Neyse efendim farkında mıyız 2016′ya sadece bir ay kaldı. BİR AY. Bendeki bu Christmas ruhu niçin sönmüyor? Madem ki Aralık ayının ilk günlerindeyiz, buna göre bir şeyler yazayım istedim.
Tumblr media
Aralık Çocukları filmi, katolik bir yetimhanede büyümüş dört yakın arkadaşın hikayesini ve arkadaşlıklarının geçirdiği büyük hadiseleri anlatıyor. Onlara Aralık Çocukları denilmesinin sebebi de hepsinin Aralık’ta yetimhaneye gelmiş olması ve doğum günlerinin bu ayda kutlanması. Yani film Aralık’ta geçmiyor. Bu dört arkadaş yaz tatilinde bir kasabaya tatile gitmeye hak kazanıyor ve daha sonra o kasabadaki bir ailenin evlatlık edinmek istediğini öğreniyorlar. Böylece arkadaşlıkları da büyük bir sınava girmiş oluyor. 
Filmin başrolünde kalbimizin Harry Potter’ı Daniel Radcliffe oynuyor. Maps karakteri biraz isyankar ama öyle güzel sahneleri var ki jsdlfnsjkdfnk Öyle aşırı aşırı bir güzelliği olduğunu söyleyemem filmin ama kafa dağıtmalık, rahatlamalık bir film. Çekimleri güzel, kasaba resmen size de huzur veriyor. Ama ben sanat dolu metafor dolu bir film istiyorum derseniz başka. Dediğim gibi sizi dinlendirecek bir film bu, hayatınızı değiştireceğine söz veremiyorum.
youtube
Sanırım benim için bu filmin en önemli parçası müzikleriydi. Yukarıya şöyle bir şaheser bıraktım. Şu şarkıyı kaçıncı dinleyişim bilemiyorum. Sanırım müzikler filme daha yoğun bir duygu katmıştı, böyle bir geriye yaslanıp nostalji yapası geliyor insanın. 
İşte bu da böyle bir filmmiş, bir daha yazana kadar *one eternity later* görüşmek üzere! xoxo.
0 notes
marsbenimevim · 9 years
Text
x+y
Tumblr media
Merhabalar efendim, dram filminin hasıyla karşınızdayım. Çok lafı uzatmayacağım, imdb’den 7.2 almış bu film, sosyal açıdan sorunları olan fakat konu matematiğe gelince dahi kesilen bir gencin Matematik Olimpiyatları’na katılması ve sonucunda gelişen olayları konu alıyor. Filmde bazı sahnelerden çok hoşnut olmasam da eğitim sistemine, gençlere yüklenen strese dair güzel noktalar vurgulamış. Ve büyük ihtimalle ağlayacağınız, ağlamasanız da boğazınızın düğümleneceği bir dram filmi. Ya ne güzel aşık oldu sıpalar ya ^.^ Film müzikleri Keaton Henson tarafından yapılmış, şu şarkıyı dinlemek bile biraz üzmüyor mu insanı?
Tumblr media
Oyuncularında pek bir konuşacağım kişi yok şu beyefendi dışında. Asa Butterfield Nathan rolüyle başroldeydi. Yaşıtlarım bu kadar müthiş işler yapınca bana bi delirmeler geliyor. Kendisi Çizgili Pijamalı Çocuk, Hugo gibi efsanevi filmlerde küçük yaşta oynadı ve çoğu oyuncuya taş çıkartacak bir yeteneği var. Geleceğin Benedict Cumberbatch’i, saçına gözüne maşallah kardeşim Allah sahibine bağışlasın. (Kanka sevgilisi varmış :(() Ayrıca çok sevimli bir instagram hesabı var şurdan takip edebilirsiniz. Bitti bu kadar, ily xoxo.
3 notes · View notes
marsbenimevim · 9 years
Text
Yeni Hedef: Nat Wolff
Tumblr media
Merhabalar efendim, bugün hiç olmadık birisinden bahsedicem biraz. Nat Wolff beyefendilerini Aynı Yıldızın Altında ve Kağıttan Kentler’den zaten tanıyorsunuz. John Green’le adeta ahbap oldu bu çocuk. Ama ben bu filmlerden bahsetmeyeceğim çünkü ay heryerdeler.
Ben Nat’i ilk olarak Stuck in Love filminde izlemiştim, ki bu filmi de çok beğenmiştim.Tavsiyemdir. Yakın zamanda başrolünde Robert De Niro’nun oynadığı Stajyer isimli filmde yer aldı. Ayrıca denilene göre Death Note’un Light Yagami’si olacakmış, bana bakmayın ben imdb’nin yalancısıyım. 
Şöyle bir bakınca genç yaşına rağmen iyi başarılara ulaşmış ancak benim burada kendisinden bahsetme sebebim farklı, o da yaptığı müziklerden dolayı.
Tumblr media
Çocukluğunda kardeşi Alex ile birlikte babalarının yardımıyla Nickelodeon’da “The Naked Brothers Band” isimli bir dizide oynamış. Klasik saçma çocuk dizi, pek bişey beklememek lazım. Sonra bu dizi filme dönüşmüş, meh, onda da bir şey yok. Bu sırada da iki kardeş “The Naked Brothers Band” ismiyle iki adet albüm çıkarmış. Böylece başlamış müzik serüvenleri. Yani en alttan başlamışlar anlayacağınız. Dalgaya almak amacında değilim, aksine gün geçtikçe kendilerini öyle güzel geliştirmişler ki azimleri ayakta alkışlanır. Ardından “I Don’t Want to Go to School”, “Black Sheep” ve “Throwbacks” isimli üç tane daha albüm çıkarmışlar.
youtube
Gelgelelim ki bu detaylar da hala bu yazıyı yazma sebebim değil. Tek sebebim “Nat & Alex Wolff” ismi altında ikişer ikişer çıkardıkları single’ların güzelliği. Böyle bir güzelliği var, pozitiflik doluyor insana. Sonra ikisinin sesi de çok pürüzsüz, hiç kulağınızı tırmalamıyor. Böyle güneşin doğuşunu izlerken dinleyip mutlu olmalık şarkılar bunlar. Cities ve Where I’m Goin’ favori şarkılarım. Bir de Nat Wolff’u o kadar da takmazken bu güzelliklerin ona ve kardeşine ait olduğunu görünce oluşan hafif bir şaşkınlık ve devamında gelen çok beğenmenin hatrı var bu yazıda. Her ne olursa olsun size bir şeyler hissettiren, en azından yüzünüze ufak bir gülümseme yerleştiren şarkılar yapmışlar, eh daha fazlasına gerek mi var? xoxo.
0 notes
marsbenimevim · 9 years
Text
Sonbaharlık.
Selamlaar. Uzun zaman olmuş gibi. Havalar hafiften soğumaya, yapraklar kurumaya ve giysiler kalınlaşmaya başladı. Madem sonbahar bu kadar çok değişikliğin yaşandığı bir mevsim, bir değişikliği de biz yapalım dedik. Sanırım sonbahar film izlemek için en güzel mevsim. Hafif bir battaniye, bir de sıcak çikolata verin, değmesinler keyfimize! Ben de sizler için 5 adet birbirinden güzel, içinizi ısıtacak film seçtim.
1. When Harry Met Sally
Tumblr media
1989, Romantik Komedi, Rob Reiner, 7.6
2. Good Will Hunting
Tumblr media
1997. Drama, Gus Van Sant, 8.3
3. Planes, Trains & Automobiles
Tumblr media
1987, Komedi, John Hughes, 7.6
4. Days Of Heaven
Tumblr media
1978, Drama, Romantik, Terrence Malick, 8.0
5. Rushmore
Tumblr media
1998, Komedi, Drama, Wes Anderson, 7.7
İyi seyirler, iyi sonbaharlar, xo.
2 notes · View notes
marsbenimevim · 9 years
Text
Community
Okulların açılmasını kutlamak(!) adına okul temalı bir dizi seçtim sizlere. Yazın zaman geçsin diye izleyip Jeff Winger hayranlığıyla son bulan bir macera benim için Community. 6 sezonluk dizi imdb’den 8.6 almış.
Tumblr media
Greendale Üniversitesi'nde kurulmuş farklı ırk. din ve görüşlerden oluşan bir öğrenci grubunun macerasını anlatıyor. Hepsini tek tek anlatmaya kalksam bu yazı bitmeyecek fakat Community’in benim için en güzel yanı Jeff Winger ve Abed Nadir karakterleriydi. Genel bakarsak en önemli özelliği ise hayal gücü ile komedinin müthiş harmanlanmış olması. Bunda Abed’in etkisi çok büyük. Bir bölüm çizgi filme dönüştüler, geleneksel olarak paint-ball bölümü yaptılar ama bunlar böyle çok kasıntı ve çocuksu komiklikler değil, bunların hepsini ironik olarak yaptılar. Yani eğer komedi anlayışınız ironik ve iğneleyici değilse saçma gelebilir.
Tumblr media
 Tabii ki her dizi gibi Community’in de kötü yanları vardı. Bunların en başında çok fazla oyuncu değiiştirmesi ve asıl grubu çok değiştirmeleri. İlk halleri kesinlikle en güzel halleriydi, Troy’un gitmesi ise dizinin başına gelen en üzücü olaydı. Hatta dizinin finalinde bununla da dalga geçtiler, bu yüzden sevdik biz de Community’i. Fakat fazla ironik oldukları için dizi içerisindeki birkaç esprinin aşırı kaçtığını düşünüyorum ama fark etmezsiniz bile yahu. 
Neyse efendim sonuçta izleyin izlettirin, sözlerimi de dizinin efsanesiyle bitireyim, “TROY AND ABED IN THE MOOORNING!” xo.
1 note · View note
marsbenimevim · 9 years
Text
Emmys 2015′ten Ne Öğrendik?
Dün gece televizyon dünyasının en büyük ödül töreni olan Emmy Ödülleri’nin 67.si Los Angeles’ta gerçekleşti. Tüm o kırmızı halı görkemi, özenli konuşmalar ve şakalaşmalar -kısacası Miley Cyrus seviyesinde olmayan- Emmy’den biz de bir şeyler öğrenmeliyiz diye düşünüyorum. Peki ne öğrenelim?
1. 2015 yılında olup hala Game Of Thrones izlememek büyük ayıptır.
Tumblr media
Gecenin tüm ödüllerini silip süpürdü Game Of Thrones. En iyi dizi, en iyi yönetmen, en iyi senaryo ve Peter Dinklage ile en iyi  yardımcı erkek oyuncu ödülünü aldılar. Hodor, hodor, hodor, hodor!
2. Biraz vakit ayırıp Olive Kitteridge izlemeli.
Tumblr media
Yazarın aynı isimli kitabından uyarlanan mini dizi Olive Kitteridge de bu yılın en başarılı yapımlarındandı. Kendi alanında en iyi mini dizi, iki başrolü de en iyi oyuncu, en iyi yönetmen ve en iyi senaryo ödülünün sahibi oldu. Zaten kısacık, sıkılıyorsanız başlayın, pişman olmazsınız.
3. Komedinin öncüleri değişti.
Tumblr media
Komedi alanında Transparent ve Veep öncü oldu. Fakat bilemiyorum iki diziyi de izlemedim. Veep’in konusunu okuyup “pff çok sıkıcı” diyerek hiç başlamamıştım. Transparent konu olarak daha değişik, belki başlarım. Konu komedi olunca taraflı davranacağım, Friends üstüne daha iyi dizi gelmediği için, sırf Phoebe hatrına en iyi kadın komedi oyuncusunu The Comeback ile Lisa Kudrow, en iyi erkek komedi oyuncusunu sırf Joey hatrına Episodes ile Matt LeBlanc olarak seçiyorum.
4. Yeryüzünün en havalı çifti Sofia Vergara ve Joe Manganiello’dur.
Tumblr media
Sofia’yı zaten Modern Family’den çok seviyorum Joe’yu da HIMYM ile sevmiştim, Jolie-Pitt çiftinden daha iyi değillerse ben de bişi bilmiyorum.
5. Jon Hamm *Celebrity Crush*
Tumblr media
Madem işin kırmızı halı kısmına geçtik, Jon beyi anmadan kapatamayız. Mad Men ile en iyi erkek oyuncu ödülünü sonunda aldı Jon. Fazla kelime oyunlarım yok kendisi için, sadece şu resme uzun uzun bakmanızı diliyorum.
6. Viola Davis en güzel Emmy konuşmasını yaptı.
youtube
Drama dalında en iyi kadın oyuncu ödülü How To Get Away with Murder ile -ki muhteşem bir dizidir.- Viola Davis’in oldu. Emmy ödülünü alan ilk afroamerikan olarak, ırkçılık ve aslında dünya üzerindeki tüm ayrımcılık konusunda en güzel konuşmayı yaptı. “You cannot win an Emmy for roles that are simply not there.” cümlesiyle de bu konuşmasını zirveye ulaştırdı.
Emmy’den de benden de bu kadar, çok yakın zamana görüşmek üzere, xoxo.
12 notes · View notes
marsbenimevim · 9 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
4K notes · View notes
marsbenimevim · 9 years
Text
George Ezra
youtube
Ezra, 1993 doğumlu İngiliz şarkıcı ve söz yazarı. Çalışmalarını folk/blues üzerine yapıyor. 2013′te ilk ve tek albümü Wanted on Voyage’i çıkarmış, daha öncesinden de mükemmel singleları bulunmakta. Ününü Budapest şarkısıyla kazanmış. Ben kendisini geçen hafta Barcelona şarkısı ile keşfettim ve çok geç kalmışım. Şu son bir haftadır kulaklarım bayram etti. Peki neden George Ezra dinleyelim, bu beyefendinin diğerlerinden farkı ne diyenleri şöyle alalım.
Tumblr media
İlk ve en önemli sebep tabii ki de ses tonu. 22 yaşındaki birisine göre çok daha kalın, daha tok ve daha farklı bir sesi var. Ki şu günlerde bizlere en çok lazım olan şey farklı sesler. Autotune ile sesini baştan sona değiştiren popçulara bi son verelim. George’un sesi o kadar güzel ki şarkılarının akustik versiyonları bile ayrı bir zevk. Ayrıca öyle kalın sesli falan diye ağır sıkıcı şarkılar yapıyor sanılmasın, mutluluk veren hoş ritimli şarkıları var. Yukarıdaki görsel olayı tam özetliyor. İlk dinlediğimde ben de saçlı sakallı birini bekliyordum fakat böyle babyface olması bana mutluluk ve huzur veriyor. 
Pek tabi bir şarkıcının dinlenebilir olması için sesi kadar ne söylediği de önemli. Ve George bu konuda da oldukça iyi. Şarkı sözleri anlamlı, binlerce tekrardan oluşmuyor ve gerçekten hepsinin birer mesajı var. Kendisine Bob Dylan ve Woody Guthrie’yi örnek alıyormuş. Ve söz yazışıyla olsun sesiyla olsun doğru kişileri idol bellemiş, doğru yolu seçmiş. Ha Bob Dylan’ı geçer bu çocuk diye atıp tutmayacağım, benim için Bob Dylan müzik endüstrisinin kralıdır ve öyle kalacaktır.
youtube
Sesi, sözü bitti sıra geldi kliplerine. Tabii ki bu işlerde klibin yönetmenini falan da tebrik etmek gerekiyor ama genel olarak bakacak olursak George’un tüm klipleri bir uyum içinde. Kliplerini en sevdiğimizden minimalist tutuyor ve nasıl açıklanır tam bilemiyorum da klibin bir sahnesindeki renkleri bir renk yelpazesi olarak düşünün, tüm sahneler renk açısından uyumlu. Böyle ben anlatamadım ama Blame It On Me ve Cassy O’ klibini izlerseniz anlayacaksınızdır. Fakat en en güzel işini Ian McKellen (a.k.a Gandalf) ile Listen to the Man parçasına çektiği klipte yapmıştır. Daha George için sebeplerim var ama şu klipten de etkilenmediyseniz işimiz zor. Ayrıca bir gün oturup şu İngiliz aksanı konusunda konuşabilir miyiz?
Tumblr media
Tüm bu müziğiyle ilgili konuşmalardan sonra kendisine gelmek istiyorum. İlk olarak zaten 22 yaşında bu kadar hoş işler başarması çok etkileyici. Fakat sadece bunlarla kalsa yine iyi. Bana kalırsa son zamanların sosyal medya kralı da bu beyefendi olmalı. Özellikle Instagram hesabını (buraya tık) çok beğendim. Ha instagramın kralı Rihanna’dır diyebilirsiniz, Riri’yi de severim ama ünlü birisinin ilk defa bu kadar “sanatsal” bir instagram hesabı kullandığını gördüm. Kusura bakmayın ama Rihanna da dahil tüm ünlüler günde üçbin selfie atarken George yaptığı turdan, gittiği yerlerden çok güzel kareler yakalamış. Twitter’da ise (buraya tık) çok komik tivitler atıyor, saçma sapan selfieler atıyor baya içimizden birisi gibi kullanıyor. En son bi sanatçının twitterına girip güldüğümde David Garrett kırmızı boxerıyla karşımda duruyordu.
Tumblr media
Ayrıca birkaç dakika ayırıp Ezra Express turundan da bahsedebilir miyim? Budapest şarkısını Budapeşte’yi hiç görmeden yazmış ve hit olduktan sonra demiş ki ben bi gideyim göreyim. Şimdi başkası olsa özel helikopteri mi olur jip falan mı olur atlar gider ama George çıkıyor Londra’dan yola atlıyor trene, insanlara da sosyal medyadan haber veriyor bir tren dolusu fanıyla birlikte birkaç şehre daha uğrayarak ve her durduğu yerde hafiften underground konserler vererek ve o şehirlerden de fanlarını toplayarak Budapeşte’ye kadar gidiyor. Ezra Exspess’i izlemek için buraya tıklayabilirsiniz. Ay bende böyle ses olucak trende mikrop kaparım diyerekten evimde oturur kendime şarkılar söylerdim, hiç egosu da yok canım ya.
Tumblr media
Favori şarkım hangisi hiç bilmiyorum hepsine teker teker aşığım o yüzden Wanted On Voyage playlistini buraya bıraktım. BBC Music, Brit, Teen Choice ve MTV Music Video Awards’a aday olmuş, Youtube Music Awards’ı kazanmış. Umarım ileride çok daha iyi işler yapar onu şöyle bir Grammy ile görürüz. Demedi demeyin büyük adam olcak bu çocuk ama umarım büyüdükçe havalara girmez, hep aynı kalır ve bu yazı mutlu bir anıyı temsil eder.
Baby, if you hold me then all of this will go away. xoxo.
0 notes
marsbenimevim · 9 years
Text
Aileyle İzlemelik 10 Film
Aylar aylar önce What We Did On Our Holiday yazısını yazarken bir ara aileyle izlemelik filmler dosyası açmak lazım demiştim, sonunda geldi. Bence film izlemek ailecek yapılabilecek en güzel aktivitelerden birisi ancak aynı aileden bile olsanız ayrı ilgi alanlarına sahip olabilirsiniz. Bir şekilde herkesin sevebileceği filmler bulmaya çalıştım, nedendir bilinmez ama çoğu sonu dramatik biten filmler oldu. Ayrıca içerisinde aşırı bir öpüşme ve türevleri olmayan filmler bunlar çünkü sebebi çok açık değil mi? Neyse efendim çok konuşmadan filmlere geçelim.
Tarihseverlere: The Boy In The Striped Pajamas
Tumblr media
2008 yapımı film Hitler zamanında Almanya’yı konu alıyor. O zamanlar ufacık olan Asa Butterfield oyunculuğuyla çoğu aktörden üstün gelmiş. Imdb puanı 7.8 ve açıkça söylüyorum şu filmin sonunda gözleri dolmayan kalpsizdir :(
Hep Beraber Gülmek İsteyenlere: 3 Idiots
Tumblr media
Bir Aamir Khan ve Bollywood klasiği. Hepimiz biliyoruz, fazla söze gerek yok.
Küçük Kardeşle İzlemelik: Bridge To Terabithia
Tumblr media
Gerçi kardeşiniz çok çok küçükse de izlemesin bunun da sonu dramatik ama geri kalanı kelimenin tam anlamıyla büyüleyici. Olmadı oturup Josh AnnaSophia için izleyin. 2007 yapımı film imdb’den 7.2 almış.
Yeni Kavuşanlara: People Like Us
Tumblr media
Sırf Chris Pine için izlemiştim fakat Elizabeth Banks ve Olivia Wilde’ın oyunculukları da müthişti. Sırf filmdeki “altı kural” sahnesi için bile izlenir.
“Ailecek Sevdalıyız” diyenlere: We Bought A Zoo
Tumblr media
Küçük kardeşle izlemek için bu da güzeldir. Matt Damon ve Colin Ford baba-oğulu oynuyor. Bir de sevimli mi sevimli küçük kızı var. Yukarıdaki kareye 20 saniyeden fazla bakınca hipnotize oluyorsunuz. *True story*
Yaban TV Babalarına: Into The Wild
Tumblr media
Herşeyi geride bırakıp uzun bir yolculuğa çıkan bir genç, gerçek bir yaşam hikayesi. Alexander Supertramp’in düşünceleri ve yolun uzunluğu arasında kaybolmuş bir hayat. Into The Wild izlemeden gerçek bir film izlemiş sayılmazsınız. Bir de başrol hapse giriyomuş sanki öyle bişi duydum bilen duyan gören?
Dramatik Ailelere: The Green Mile
Tumblr media
Stephen King’in kitabından uyarlama Tom Hanks’in efsaneleştiği film. Bunda da gözleri dolmayan kalpsizdir, bakın replikler o kadar etkileyici ki resmen kitabını delicesine ağlamaktan korktuğum için okuyamıyorum. Birkaç dakikamızı John Coffey için ayırmak istiyorum. Sinema tarihinin en koca yürekli adamıydı.
Güçlü Kardeşliklere: Rain Man
Tumblr media
Babasının ölümü üzerine Charlie engelli kardeşiyle biraraya gelir. Ve kardeşinin kumarda ne kadar iyi olduğunu farkeder. Bu filmin bize farkettirdiği en önemli şey ise Tom Cruise bile olsan yaşlanıyorsun.
Hayvansever Ailelere: Hachi: A Dog’s Tale
Tumblr media
2009 yapımı filmin hikayesi prof. Parker’ın tren istasyonunda bulduğu köpeği eve getirmesiyle başlar. Sonrasında Hachiko ile kopmaz bir bağlar oluşacak, birbirlerinin en yakın arkadaşı haline geleceklerdir. Film imdb’den 8.2 almış.
Dedeyle/Nineyle İzlemelik: The Bucket List
Tumblr media
İki kanser hastası yaşlı adamın ölmeden önce yapmak istediklerini gerçekleştirmek üzere yolculuğa çıkmasıyla başlar. Bu ikili yakın zamanda ayrılmak zorunda olduklarını bilseler de ayrılmaz ikili haline gelecektir. Morgan Freeman ve Jack Nicholson gibi iki efsanenin oynadığı filmin kötü olmasını beklemiyorsunuz değil mi?
Tumblr media
Eğer bunlardan hiçbirisi tutmadıysa açın bir güzel Neşeli Günler izleyin, ailecek izlenebilecek daha güzel bir film düşünemiyorum. xo.
1 note · View note
marsbenimevim · 9 years
Text
Lana Del Rey Top 5
Tumblr media
Lana geçtiğimiz günlerde yeni single’ı High By The Beach’i çıkardı. İlginç bir çalışma olmuş. Farklı bir ses tonu var ve şuanki sanatçılara göre daha farklı yoldan ilerliyor. Biraz depresif desem yalan olmayacaktır eminim. Hepimizin hayatına biraz pozitiflik gerekirken neden böyle yapıyorlar? Lana’nın her şarkısını heyecanla beklediğim ya da her gün dinlediğim söylenemez. Hayranı olmadığımdan “Her şarkısı güzel yaa” diyemiyorum ve nefret etmediğim için “Hoof ne söylüyo bu kız?” da diyemiyorum. Tam bu dengeyi yakalamışken bana göre ilk beşini yapmak fena olmaz demiştim, şimdi bi emin olamadım ama hadi bakalım.
5. Carmen
youtube
Lana’nın 2012 yılında çıkardığı Born To Die albümünden Carmen’la başlıyorum. Şarkının ortasında melodiyi bırakıp yeni çıkmış arabesk sanatçısı gibi şiir (vb.) bir şey okuyor. O bölüm fransızcaymış. Bir de klibinin başında da neredeyse kanayan gül var diyebiliriz ve bu beni gerçekten üzüyor :(
4.Summertime Sadness
youtube
Lana’nın yine Born To Die albümünden Grammy kazanmış şarkısıdır. En bilinen şarkılarındandır öyle ki bir dönem herkes “sa sa sa samırtaym samırtaym sednıs o ooo oh” diye dolaşmıştır. Fakat hakları var hem güzel şarkı hem de bu kadar çok kişiye bir şarkıyı sevdirmek kolay iş değil bunun directionerı var metalcisi var Serdar Ortaç’ı var.
3. Dark Paradise
youtube
Yine Born To Die albümünden bence gereken değerin altında kalmış bir Lana şarkısı. Sözleri unutulamayan eski sevgiliye ithafen. Bakın bunları böyle yazınca gerçekten dalga geçesim geliyor başkası şöyle şarkı yapsa gülmekten ölürüz ama bu kadın ciddiyete bindiriyor işi. Bu arada en iyi albümün de Born To Die olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz değil mi?
2. Summer Wine
youtube
Aslında bu şarkı Lana’nın kendi şarkısı değil, cover. Aslı Nancy Sinatra ve Lee Hazlewood’a ait fakat Lana ve (sanırım) eski sevgilisi çok güzel yorumlamış. Şarkı olduğundan daha yavaşlamış ve açıkçası şarkıyı Barrie-James O’Neill götürüyor. Kassidy isimli grubun vokaliymiş, ilginç tipler, severiz.
1. Young And Beautiful 
youtube
Lana Del Rey’in 2013 yılında yaptığı The Great Gatsby soundtrack’ı. Biliyorum yukarıdaki asıl klip değil ama DiCaprio içinde olduğu her şeyi daha güzelleştirdiğinden bu halini daha çok seviyorum. The Great Gatsby mükemmel bir filmdi ve Young And Beautiful da filme cuk diye oturmuştu. Bu şarkı 2013′ün en özgün şarkısı seçilmiş ve benim tarafımdan da en iyi Lana Del Rey şarkısı seçildi.
“He’s my sun, he makes me shine like diamonds.” xo.
1 note · View note