Tumgik
guzelkoku · 4 days
Text
Ağladım, Ağlıyorum...
Mecazen değil ciddi ciddi ağlıyorum şuan. Gece gece neden kırıldığımı anlatırken ağlamaya başladım. Sonra karşı tarafın beni kırdığını fark edince kırılmasına da ağlıyorum. O da üzüyor beni şuan. Eminim o da uyuyamıyordur şimdi. İki insan birbirini sevince böyle oluyor. Kalp kırıklığına özür dilensin istiyorsun özür dilenince yine kırılıyorsun. Uyuyamam da şimdi ağlamaktan burnum tıkandı nefes alamıyorum böyle. Bir de çok tuhaf bazı şeyler. Arkadaşım da ağlamış mesela ben ona teselli veriyorum. Bu kendime övgüler değil. Kendim gerçekten kırılınca anlatasımın gelmemesinden başlıyor her şey. Kalp kırıklıklarımı insanlara anlatsam beni kıran kısmı hissedemeyecekler gibi... Acısı, hüznü geçince palyaço gibi anlatırım güle eğlene artık.
0 notes
guzelkoku · 20 days
Text
Mini Kaçışlar
Bayram tatilinden sonraki hafta vize haftam olunca bayram tatili benle aynı durumda olan çoğu öğrenci için pek huzurlu geçmedi. Karakter yapısı olarak yumurta kapıya dayanmadan harekete geçmiyorum. Gereksiz şekilde bilinçaltımda kendimden habersiz kendime bir güvene sahip gibiyim çünkü son günde tüm vizelerimi halledebiliceğime kendimi inandırarak tüm haftayı stres içinde geçirdim. En son final haftasından sonra "Bu sondu, bundan sonra günü gününe çalışıcaz" diye arkadaşlarımla birbirimize sözler verdikten sonra yine kendimizi aynı durumda bulduk. Hele vakit Ramazan Bayramı olunca daha da bir ders çalışmama isteğiyle karşı karşıya kalıyor insan. Sonuç olarak iyi kötü bir şekilde atlattık. Notlar açıklanmadan kendimizi 4 günlük bir tatilde bulduk aslında. 23 Nisan resmi tatil biliyorsunuz ki. 22 Nisan dersimiz de iptal olunca tatilimiz hafta sonuyla birlikte 4 güne çıktı ve vize haftasından sonra nefes almaya imkan bulabildik. (Allah'a şükür) Cumartesi halk oyunları dersim vardı, pazar online sınavım vardı derken pazartesi sabahtan annemle büyükada yolculuğuna çıktık. Büyükada'da daha önce hiç kalmamıştık ve bir günlük konaklamaya niyetliydik. O sebeple otelleri gezmeye karar verdik. İlk aklımızdaki otelin yanında inşaat olunca pek içimize sinmedi. İnternette fiyatları da çok yüksek olunca çok da umursamadan başka bir otel bakmaya karar verdik. Diğer bulduğumuz otele ise ben dışardan gördüğüm an girmeyelim dedim. Yani arkadaşlar betimlemeye kelimelerim yetmez. Gecesi o tarz bir fiyat olan bir yerde üzerine para verseler durmanız çok zor. Annemle bir iletişim kopukluğu sonucu annem otel sahibine kalıyoruz onayı verdi. Eşyalarımızı bırakıp çıktık :/ Benim oteli beğendiğimi sanmış?!? Aşağılamak istemiyorum amaa... neyse anladınız siz. Sonra annem dedi ki iyi daha ödeme yapmadık çıkalım otelden dedi. (Tabii ki bu kısımlar kibarlaştırılmıştır :D) Sonra "Biz kalmaktan vazgeçtik" diyip eşyalarımızı alıp çıktık. Yolda görüp beğendiğim başka bir otele uygunlukları var mı diye sormaya gittik. Yoktu. Sonra ilk başta görüp hiç girmeye bile tenezzül etmediğimiz o otele ne olur ne olmaz gidelim dedik. Kapının girişinden bile kalite farkı belli oluyor. En üst katta deniz manzaralı en pahalı odaları ilk gittiğimiz üstüne para verseniz kalmam dediğim odayla aynı fiyattı arkadaşlar :D Şaka gibi. Sonuç olarak o otelde kaldık ve memnun ayrıldık. Çalışanlar çok minnoştu zaten. Kıssadan hisseler: 1) Net bir şekilde hayır demek gerek anneniz bile sizi anlamayabiliyor. 2) Hiçbir zaman ilk seçeneğe kendinizi mahkum etmeyin, diğer opsiyonlarınızı denemeden vazgeçmeyin. Çok gezen mi bilir çok okuyan mı diye sorarsanız benim gönül cevabım belli: Çok gezen bilir. Ama tabii ki politik cevabım: Çok gezerken okuyabilen bilir. Bazı şeyleri bilmene rağmen tecrübe etmek zorunda kalmadan hayata dökemiyorsun. Ben anlatsam her şeyi aşırı uzata uzata anlatırım. (üstteki metinden belli olmuştur.) O sebeple yazımı kısa tutayım. Günlüğüme yazmak yerine bugünlük hakkımı tumblr'da kullandım. Online bir platformda böyle ara sıra güncellemeler eklemek hoşuma gidiyor. Normalde instagram vb. hiçbir platformda aktif değilimdir aslında. Ara sıra gelip kimse görmüyorken buralarda takılıyorum ben de. O şekilde... Sonra görüşürüz. Öptüm By xoxo,R
0 notes
guzelkoku · 26 days
Text
Ay ara sıra yolda giderken podcast dinliyorum. Şimdi kendi kendimi stalklerken aklıma gelen "ortamlarda satılacak bilgi" podcastinde duyduğum bilgiyi size satıyım dedim :D Harrison Ford bu sahneden önceki gün yemekten zehirlenmiş ve haftalarca çalıştığı kılıç sahnesinin çekim gününde hareketlerini sergileyemeyecek hale gelince yönetmene bu sahnenin fikriyle gitmiş ve bu ikonik sahne ortaya çıkmış. bazen kötüymüş gibi gözüken durumlar güzel sonuçlanabiliyor.
evet şuan ise indiana jones izliyoruz ve bu sahne çok komikti 3/50
Tumblr media
2 notes · View notes
guzelkoku · 28 days
Text
cidden bırakıyorum ! astroloji yorumu okumayı bırakacağım bu sefer. en son bu sözü 2 sene önce falan yazmışım buraya. hayatımdan ara sıra çıksa da dönüp beni buluyor. başkalarının sigarası var, benim haftalık astroloji yorumlarım... aynı etki, yaşlandırıyor.
0 notes
guzelkoku · 1 month
Text
Joe Wright yönetmenliği...
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
PRIDE & PREJUDICE 2005, dir. Joe Wright
2K notes · View notes
guzelkoku · 2 months
Text
yazlık bir mekanda güzelim yazlık elbisem ve denizin kıvırdığı saçlarımla bu şarkıda dans ediyorum.
yaz mevsimi hayranı olmayan bana gelen bu yaz aşkı... mamma mia here i go again my my how can i resist you? mamma mia izleyip geldiğim belli oldu mu? 😄
0 notes
guzelkoku · 3 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
His babygirl energy is through the roof!
13K notes · View notes
guzelkoku · 4 months
Text
0 notes
guzelkoku · 5 months
Text
yine, gene, yeniden ben :)
Hayatım hakkında bilgi güncellemesi yaparım diye geldim. Kimseciklerin beni aramiycağı o mekandayız yine.
Klasik buralara her dönüşümde yaptığım gibi eski paylaşımlarımı okudum. Anılar kelimelere dökülüp bir yerde birikince o yazıyı yazarkenki hislerini çok taze bir şekilde hatırlayabiliyorsun. En üzgün olduğum, en korktuğum, en mutlu olduğum zamanı da bir yerde biriktirmek ve o hisleri o zamanları unuttuğunda geri hatırlayabiliceğin bir alana sahip olmak çok güzel bir his gerçekten. Günlük hayatımda buraya sahip olduğumu unutuyorum bile. Ama varlığı kesinlikle ortadan kalksa üzülüceğim bir platform da aynı zamanda.
Tumblr'ın varlığının farkına 7. sınıfta varmıştım. O zamanlar wattpadden çıkma kitaplara çok ilgim vardı. Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını okumuştum. Galiba o sebeple tumblrda yazma fikrini benimsedim. (Pek emin değilim bu durumdan.) Şimdi nerdeyse 5 sene önce okuduğum kitap film oldu. Karakterlerin yaşı sabit kaldı ama ben onlarla yaşıtım artık. Artık okuduğum kitaplardaki karakterle aynı yaş bandına geldim hatta bazılarını geçtim de.
Yani çocuk halimden reşit olduğum halime geçtim ama o filmin çıkıcak olması fikri beni heyecanlandırdı. Düşünüyorum cidden çok ilginç geliyor. Ortaokuldaymışım okurken şuan üniversitedeyim. İçeriğini bile o kadar az hatırlıyorum ki...
Hayatım hakkında bilgi güncellemesi yaparım diyip eskilerden bahis açtım biraz. Günümüze dönmemiz gerekirse şuan üniversite 1. sınıftayım. Bunu zaten önceki yazımda da yazmışım fakat üniversiteye başladıktan sonra hiç hayatımda neler oluyor anlatmamışım.
Galiba 3 ay oldu üniversite açılalı. Ve benim için durumlar şimdilik normal gidiyor. Bölümümde zaten 13 kız var ve Allah'ıma şükür ki hepsi çok iyi kızlar. Düşünüyorum aklıma kötü biri gelmiyor gerçekten. Benim kız arkadaş sevgisinin de bunda katkısı olabilir. Gerçekten kız arkadaşlık fikrini çok seviyorum. Gerçekten seni anlayan ve eğlendiğin insanlara sahip olmak önemli şeyler. Bu konuda cinsiyet farketmez tabi ki ama benim arkadaşlık ve iyi niyet altında yaptığım samimi tutumların kız arkadaşlarım tarafından yanlış algılanmiycağını biliyorum. Bunun da rahatlığı var. Malesef ki bazı erkek arkadaşlarda senle edilen hoşhosbeti yanlış anlama durumu oluyor. Ben arkadaş olmak isterken onların bir anda tutumu değişiyor. Hepsinde olan bir durum değil bu tabi ki. Sadece bu aralar canımı sıkan durumlardan biri bu. Tabi şimdi özlü sözler fırlatıcaksınız "Seni seviyorum ve bunun seninle hiçbir alakası yok. Ben üzerime düşeni yaptım. Seni sevmem için illaki beni sevmene gerek de yok. Sadece seviyorum ve bu seni hiç alâkadar etmez." minvalinde. Ama bunu bu aralar çok kez dile getiriyordum o da şu ki: "İlgi duymadığınız birinin sizi sevmesi yıpratıcı bir durumdur. Karşılıksız her duygu iki tarafı da üzer." Hemen kendi perspektifimden bunun kanıtını da sunayım.
Ben kalp kırmaya alışkın biri değilim. Senin sevmediğin birisinin sana olan sevgisi altında eziliyorsun. Bu hissi açıklamak için kelimelerimin gücünü kullanamıyorum şuan. Yaşanınca anlaşılıcak şeyler bunlar. Birisini sen ondan bir şey istememene rağmen kendinde de kısıtlı miktarda olmasına rağmen sana tüm altınını veriyor. Ama sen ondan istemedin. Bu durumun altında eziliyorsun.
Tabi diyceksiniz "ne var işte seviliyorsun. üzüm buldun çöpünden şikayet ediyorsun." diyceksiniz. Siz de haklısınız ama. Bazen olmayınca olmuyor cidden. Ben kendi karakterimi de karşımdaki kişinin karakterini de okuyabiliyorum. Onun amacını ve isteklerini de görebiliyorum. Ama biz aynı frekansı yaymıyoruz, aynı yolu koşmuyoruz. Bu senin kötü biri olduğunu ya da yanlış yolda olduğunu da göstermez. Bu senin için bir halisünasyon sadece. Benim sana olan sevgim aşk değil arkadaşlık. Sana karşı sevgim var ama bu senle bi ömür yaşamak istiyorum başlığına sahip değil.
Biliyorum çok bencil ve kalpsiz gözüktüm ama başkalarının duyguları beni eziyor. Bunun ağırlığını da anlatamıyorum.
Güncelleme metnim bu şekildeydi. Son birkaç gündür içime ağırlık yükleyen durumlar böyleydi. Son zamanlardaki hislerim dışında hayatın genel akışının nasıl olduğu hakkında da bir güncelleme yazarım belki ama şimdilik gitmem gerekiyor.
Kendimize güzel bakalım. <3
görüşürüz
0 notes
guzelkoku · 9 months
Text
aşık olursam lover albümüne dönüşüceğimi düşünüyorum. şimdilik folklore minvalinde ilerliyoruz bakalım :D
0 notes
guzelkoku · 9 months
Text
I don't wanna look at anything else now that I saw you I don't wanna think of anything else now that I thought of you I've been sleeping so long in a 20-year dark night And now I see daylight, I only see daylight
1 note · View note
guzelkoku · 9 months
Text
I once believed love would be Black and white But it's golden
0 notes
guzelkoku · 9 months
Text
Evet bir üniversiteye yerleştim sonunda :) Üniversitemin ne olduğunu sosyal medyada paylaşmalı mıyım gerçekten? Bu bir soru işareti. Amaa bölümüm duyulabilir. Umarım 4 senenin sonunda bilgisayar mühendisi olucam :) Umudum ve duam bu yönde :) Üniversitem aşırı iyi bir üniversite değil fakat bilgisayar mühendisi olmak uzun süredir hayalimdi ve devlette kazanmış olmak da bu işin bir artısı gibi duruyor. Umarım öyledir. Anlatmadan geçemiycem: yakın arkadaşlarım farklı farklı özel üniversitelerdeler şuan ve okullarının wp gruplarına giriş yaptılar. Her gün gruplarda çok konuşulmasından ve aşırı mesaj gelmesinden şikayet edip duruyorlar. Benim girdiğim bölümün wp grubunda ise 1 tane mesaj atılmadı halen. Umarım mühendisler asosyaldir bir klişedir ve klişeler gerçek değildir. Hep hayal ettiğim kampüs hayatını yaşayamıycağımı tahmin etsem de ağzını bıçak açmayan bir ekiple yalnız kalmak son isteklerimden olabilir. Bakalım nasıl olucak? Her şey yeni her şey heyecanlı.
Bu kadar yenilik yeni sezon duyurusudur. (Ana karakter enerjisine kendimi inandırmam lazımdı.)
Ben sizi güncelleyene kadar hoşçakalın :) xoxo, R <3
0 notes
guzelkoku · 9 months
Text
2023 tatilim ve genel sohbet
Selamlar... Artık alışıldı. Konuşmak ve uzun uzun yazmak istediğimde sığındığım limanlardan birisi hep tumblr oldu ve bu biliniyor zaten. Sınav senemdi bu sene. Birkaç yazımda bundan bahsetmiştim galiba. Uzun süre buralara gelemedim. Ders dışına bol bol vakit geçirsem de bu tarz platformlarda bu kadar çok vakit geçiriyor olma fikri biraz vicdan azabı yaşattığından anca şimdilerde aktif olabiliyorum. Sınav senesi telefonum da tuşluydu zaten :D Gören herkes gülüyordu ama ders adına bana ekstra bir fayda sağlamasa da instagram ve tiktok tarzı platformlar cidden bağımlılık yapıyor ve birkaç ay bu tarz platformalardan uzak kalmak temiz bir histi. Neyse gelelim sebebi ziyaretimize. Bu sene çok güzel olucağına inanmadığım bir avrupa tatiline çıktım. Tabiki inançlarımın aksine deli gibi eğlendiğim bir tatil oldu. Dile kolay 11 ülke gezdik. Sınav döneminin sonlarına doğru hep yaz tatilinde neler yapıcağımı hayal ediyordum. Hayallerim bu şekilde değildi. Galiba bu hayal ettiğimden de güzel oldu. Hedef noktası Polonyaydı. Babamın arkadaşı kurucusu olan bir halk oyunları ekibiyle tura çıktık. Onlar gösteri yapıcaktı, biz de misafir olarak eşlik edicektik. Otobüsle yola çıktık. Otobüste tutula tutula çoğu zaman yolculuk yapsak da kaldığımız oteller çok güzeldi aslında. Yol üzerindeki ülkelerin önemli ve ünlü bölümlerini geze geze Polonya'ya vardık. Galiba 7 gün Polonya'da kaldık. Polonya'da festivalde ilk gün yolculuğun verdiği yorgunlukla ve otelin etrafında gezilicek yer olmaması sebebiyle biraz kestirdim ve akşam üzeri tanışma partisine gittik. Tanışma partisinde tüm halk oyunları ekipleriyle dans ettik. Geleneksel yiyeceklerini tatma imkanı da bulduk. O gün o kadar çok dans ettim ki anlatamam. Sonraki gün yani festivalin asıl ilk günü gösteri yapıldı. Ondan sonraki gün ise tekrar gösteri olucağı zaman beni sahneye Türkiye tabelasını tutmak için çıkarmak istediklerini söylediler. Ben de ufak da olsa bu işin parçası haline geldim ve çok güzel anılar biriktirdim. Çok güzel yerler gördüm. Farklı kültürlerin birbiriyle çok rahat kaynaşıp eğlenebildiğine şahit oldum. Yolculukta tanıdığım insanlar da çok iyilerdi. Genel olarak bol danslı, bol partili, bol gezmeli ve bol bol yorulmalı bir tatildi. Festivalin son bitiş gününden önce otel yetkilileriyle konuşup bir konsferans salonu tarzında oda ayarlattık. Ve Türkler olarak veda partisi verdik :D Tüm ülkeleri ufak ufak toplayıp gece dans ettik. Hindistan, Polonya, Kanada, Türkiye herkes kendi şarkılarını açıyor ve kendi danslarını diğer ülkelere öğretiyordu. Ne var ne yoksa dans ettim tabiki. Fakat saat 1 gibi külkedisinin balkabağına dönüşmesi gerekti çünkü başında babası vardı :D Ufaktan ayrıldım partiden. Son gün ise sahnede partilerde öğrendiğimiz bir dansı yaptık. Tüm ülkeler sahnedeydik. Artık dansı ve şarkıyı ezberleyince herkes çok rahat uyum sağladı.
Çok fazla yer gezdik aslında ama favorim Hırvatistan-Dubrovnik olabilir. Oraya ayrı bir vakitte özel olarak gitmek gerek gerçekten. İtalya havası da vardı. Galiba biraz ona da tav olmuş olabilirim. İtalya'ya olan aşkımı bilen bilir. 11 ülkelik tatilimizi uzun uzun detaylı detaylı anlatmak isterdim ama bu kadarı şimdilik kalsın.
O kadar tatil ve eğlence olsa da kabuslarıma giren üniversite tercihlerini engelleyemedim. Bilinçaltı meselesi napalım.
Daha güzelleri sizin olsun. Hep mutlu olalım inşAllah. Gönlümüzden geçen üniversitelere, bölümlere girelim inşAllah. Hatta girmişsinizdir inşAllah. Bol bol şükür. Bol bol dua. Öpüldünüz <3
0 notes
guzelkoku · 1 year
Text
en kötü kabusum olduğunu uyanınca anladım
4 notes · View notes
guzelkoku · 1 year
Text
Tumblr media
ağla ağla yorulduğum anlardan birindeyim yine. filme ağladım. film bahane ağlamak şahane tadında bir ağlama seansıydı ama ne yapalım? sınav senesi bol gözyaşı dolu olur zaten. filmi unutmamak için buraya yazıyorum. herkese de öneriyorum. 20th Century Girl
1 note · View note
guzelkoku · 2 years
Text
ojemi yenileyerek hayatımın düzene girmesini umuyorum. değişiklik algım çok düşük. hayattan beklentim çok yüksek. en sevmediğim o döneme çekiliyorum yine psikolojik tüm ağırlıklarımı fiziksel olarak hissettiğim o seviye. ve kötü bir olay yaşanınca her şey üst üste geliyormuş hissi ve onun ağırlığı... her şeyin kendi abartman olduğunu bilmen ama kendini kötü hissetmekten kendini alamaman... ne zaman kendimi o çukura yakın hissetsem elim tumblra kayıyor. o kadar kimsenin seni bulamayacağı bir yer ki aslında ama bir o kadar da herkesin seni bulabileceği. duvara konuşuyormuş hissinden çok hiç tanımadığın birine kendini açıyormuşsun gibi.
0 notes