gezmelimi

[gezmelimi]

İstanbul - Galata Kulesi (Galata Tower)

“Ceneviz taifesinin buraya ilk gelen gemilerine karanlıkta uçan bir ak martının yol gösterdiği, ancak salimen karaya vasıl olduktan sonra dümencileri olacak Pundus nam kâfirin bu martıyı Mesih addederek yuvasını arayıp bulduğu ve itikatlarınca İsa’nın etini yemek sünnet olduğundan kuşu kızartıp yediği rivayet olurdu. Eskiler, bu martının yuvasının bulunduğu yere Ceneviz kavminin yüksek bir kule diktiğini rivayet etmişlerdir ki, sonraları Galata Kulesi diye nam salmış bu heybetli yapının tepesinde, yalı adamlarının dürbünle, yiğitlerin ise çıplak gözle, Bursa kentinin ulu dağını seçtikleri söylene gelmiştir.” Puslu Kıtalar Atlası -  İhsan Oktay Anar

Bu hikayenin büyüsüyle yürümüştüm arnavut kaldırımlarını, sokağın başından tüm kudretiyle selamlıyordu, yaklaştıkça dahada büyülüyor gibiydi, İstanbul sahibiydi, haksız da sayılmaz, yanındaki beton yığınları içinden gökyüzüne yükselir, sevdası Kız Kulesine bakar...

Galata Kulesine gidilmeli, kule ile ilgili onlarca efsane okuyup heyecanlanabilirsiniz. Bu efsaneleri hissetmek için yapmanız gereken İstiklal Caddesinin sonunda (Taksim tarafından girersek) yol ikiye ayrılır sağ taraf Tünele gider, sol taraf Galata Kulesine. Yolu takip edin aşağı doğru yürümeye sonra sağ tarafınıza bakın... Galata Kulesine geldiniz, yaklaşın, kafanızı kaldırın, sonra sıraya girin (yüksek ihtimal giriş sırası vardır), çıkarken asansörü kullanabilirsiniz. Asansörden inin birazda merdiven çıkın ve İstanbul...

Galata Kulesi  69 metre yüksekliğinde 528 yılında inşa edilmiş ve çeşitli dönemlerde yıkımlar ve tadilatlar görmüştür. Zamanında denizcilere yol göstermek için yapılan bu ihtişamlı yapı, yangın gözetleme kulesi, zindan, depo ve hatta Hazerfan Ahmet Çelebi için bir hikayenin başlangıç noktası olmuş.

Galata Kulesi İstanbul Boğazını ve Haliçi 360 derece görebilme olanağı ile fotoğraf meraklıları için güzel fırsatlar sunmaktadır.

Galata Kulesinin tepesindeki kafeteryada manzaraya karşı çayınızı yudumlayabilirsiniz. Kuleden çıkarken mutlaka merdivenleri kullanın, kule içerisindeki dar taş merdivenleri ve kat aralarındaki pencerelerden İstanbul’un farklı siluetini görmelisiniz. Kulenin alt tarafında bulunan hediyelik dükkanından ufak bir hatıra almayı unutmayınız.

#galatakulesi #galatatower #istanbul #turkey #türkiye #boğaziçi #haliç #hazerfenahmetçelebi #puslu kıtalar atlası #ihsan oktay anar

[gezmelimi]

Sırbistan - Belgrad Turu 5. Gün

Belgrad’da son günümüz. Bugün Belgrad Kale Meydanın içinde bulunan Kaleyi keşfedeceğiz, kale içindeki askeri müzeyi görüp, Tuna Nehri manzarası eşiliğinde kahvelerimizi yudumlayıp öğleden sonra bu şehre kısa süreliğine veda ediyoruz. Çünkü bir daha mutlaka geleceğimiz bir yer.

Şehrin en eski noktası birçok savaş görmüş ve günümüze kadar farklı milletleri misafir etmiş. Kale çok büyük bir alana yayılmış durumda, iç içe geçmiş büyük kapılar, yapılar tarihi bir filmin içindeymiş gibi hissetmenizi sağlıyor.

Kaleyi turumuzu tamamlayıp otelimizden bavullarımızı alıp taksiyle Nicola Tesla Havalimanına gidiyoruz. Havalimanı kalabalık değil, hemen bavullarımızı teslim edip bekleme salonuna çıkıyoruz. Uçağımız zamanında kalkıyor. Birbuçuk saatlik bir uçuştan sonra İstanbul Atatürk Havalimanı’na iniyoruz. Belgrad bizde unutulmaz bir deneyim bırakıyor, bu şehri bir daha gideceğimize eminiz...

#Belgrad #Belgrade #Kale Meydan #Kale #Sırbistan #Serbia

[gezmelimi]

Sırbistan - Belgrad Turu 4. Gün

Artık Belgrad turumuzun sonuna yaklaştık sayılır yarın buradaki son günümüz. Bu tam günümüzü sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz. Bugün Sırasıyla St Mark’s Kilisesi, Taş Meydan (Taşmajdan), Nikola Tesla Müzesi ve güneşin batışını Kale Meydan tarafında Sava Nehrinin manzarasında sizlere sunacağız.

Bugün gideceğimiz yerler biraz daha uzakta ama şunu söyleyebiliriz yürümeye seviyorsanız Belgrad (Eski Şehir) kısmını hiç sıkıntı çekmeden zevkle yürüyüp şehrin bu kısmını hemen öğrenip alışabilirsiniz. Otelimizden çıkıp 2 numaralı tranvaya binip Kale Meydan’da indik. Knez Mihailova Caddesinden yürüyerek St Mark’s Kilisene geldik. Bizans mimarinden izler taşıyan bu kutsal mekan taş işçiliği ve kuleleriyle bizi etkiledi.

St Mark’s Kilisesinin yanında Taş Meydan bulunuyor, buranın Taş Meydan olmasının sebebi zamanında bu çevredeki yapıların hepsinin buradan çıkan taştan yapılmasıymış. Belgrad’ın dikkat çekin en bir özelliği geniş caddeleri, yürüyüş yolları ve ağaçlar içerisindeki büyük parkları. Diğer dikkat çeken tarafı her köşe başında mısır patlağa satılıyor.

Taş Meydanı da dolaşıp patlamış mısırı da yiyip, Nikola Tesla Müzesine doğru yol alıyoruz.

Nikola Tesla Müzesi iki katlı ufak bir ev, müze olduğunu karşıdan anlama imkanınız yok gibi. İçeriye girdiğinizde biletinizi alırken size İngilizce tercüme isteyip istemediğinizi soruyorlar ufak bir farkla İngilizce tercüme hizmetinden  yararlanabiliyorsunuz. İçerisi ufak biraz hayal kırıklığına uğruyorsunuz ama sabredin. Ufak bir girişten sonra sıra slayt gösterisine geliyor, Nicola Tesla ile ilgili ilginç bilgilerin yer aldığı, birçok icat ve geleceğimize yön veren teknolojilerin temellerini bulan bu dahiye hayranlığınız bir kat daha artıyor. Slayt sunumu devam ederken günümüze kadar kalan bazı aletlerin nasıl çalıştığı ile ilgili müze görevlisi de sunuma katkıda bulunuyor. Sunumun bitmesiyle birlikte bazı aletlerin nasıl çalıştığını müze ziyaretçileri üzerinde gösterme zamanı geliyor. Belgrad’a geliyorsanız mutlaka buraya uğramanız gerekli, farklı bir deneyim.

Güneşin batışını izlemek için Kale Meydana doğru gidiyoruz. Burası çok kalabalık turistler ve halk burada toplanmış Sava Nehrinin manzarasında gün batımının huzurunu hissedebilirsiniz.

Kale Meydan içinde tur atmaya başlıyoruz, park içinde Sırbistan - Kosova Savaşı sırasında Sırpların yaşadıklarını gösteren ufak bir kısımda bulunmakta.

Parktan çıkıp karnımızı doyurmak için yeni bir mekan keşfi için  Knez Mihailova Caddesindeki ara sokaklara dalıyoruz. Le Moliere isimli Fransız lokantasına giriyoruz. Belgrad’da yemek ucuz ve çok seçenek bulunuyor. Gecenin kalanını otelimizde geçirmek için otele doğru gidiyoruz. Yarın buradaki son günümüz, bavulumuzu hazırlayıp otelimizde dinleneceğiz.

#Belgrad #Belgrade #Serbia #Sırbistan #Taş Meydan #st marks #Taşmajdan #Tašmajdan Park #nikola tesla museum #nicola tesla museum #kalemegdan #kale meydanı

[gezmelimi]

Sırbistan - Belgrad Turu 3. Gün

Turumuza Nikola Tesla Müzesi ile başlamaya ve sonra Aziz Sava Katedrali’ni ziyaret etmeyi planlıyoruz. Ulaşım yolu için tranvayı kullanma karar verdik, tranvaylara binince kendinizi 90′lı yıllarda hissediyorsunuz, bu ilginç deneyim devamı yazımızın geri kalanında...

Belgrad’ta tranvayların ücretsiz olduğunu binince öğrendik, biz ücret ödemek istediğimizde insanlar bize baktığında anlamalıydık. Daha sonra öğreniyoruz ki yerel halk tepki olsun diye tranvayları ücretli kullanmıyorlarmış. Tranvaylar çok eski ve pis bunu da göz önünde bulunduralım. Belgrad’ta tur atmak için şehri gözlemlemek için en uygun ulaşım aracı tranvay, 2 numaralı tranvay şehrin tüm önemli noktalarından geçiyor. Belgrad’a gidince mutlaka yapmanız gerekenler listende bulunsun.

Bu binada 1999 yılında Kosova - Yugoslavya savaşı sırasında NATO güçlerinin bombaladığı  Yugoslav Savunma Bakanlığı imiş ve ibreti alem olsun diye bu şekilde duruyormuş.

Tranvay turumuzdan sonra şehrin biraz daha uzak tarafından yer alan Nikola Tesla Müzesi’ne gitmek için navigasyonu açıyoruz. Müze 2 katlı bir köşk kapısında birkaç insan var, içeri girmek istediğimizde müze güvenlik görevlisi bizi içeriye almadı, pazartesi günleri müze kapalıymış, bizde müze turumuzu yarına bırakıyoruz. Dolaşmaya devam, bu caddenin devamında Türkiye Büyükelçiliği’ni görebilirsiniz (Nikola Tesla Müzesine giden yol boyunca birçok Büyükelçilik binasını göreceksiniz).

Nikola Tesla Müzesine giremeyince buradan 15 dk yürüme mesafesinde bulunan Aziz Sava Katedraline gitmeye karar veriyoruz. Aziz Sava Katedralini görünce Ayasofya Müzesini görmüş gibi oluyorsunuz. Büyük bir mimari sizi karşılıyor, kubbeleri ile bir camiyi de andıran bu yapı en büyük Ortodoks Kiliselerin başında geliyormuş. İçeriye girerken elinize kağıt tutuşturup para isteyen insanlar mevcut. İçeriye girdiğinizde yüksek kubbeli bir tavan, inşaat ve çok soğuk bir hava karşılıyor. Sessizce girip sessizce çıkıyoruz.

Karnımızın acıkmaya başladı, ara sokaklardan yolumuza devam ederken bir pastaneye rastlıyoruz, içeri girdiğimizde tanıdık kelimeler gözümüze çarpıyor, “börek”, böreğe burada da börek diyorlarmış onu öğreniyoruz, su böreği çok lezzetliydi. 

Belgrad’ta kafanızı nereye çevirseniz bir sanat eserine rastlıyorsunuz. Gece  Knez Mihailova Caddesinde dolaşmaya çıkıyoruz, Burdan Trg Republike (Cumhuriyet Meydanı) gidiyoruz, bu nokta Belgrad’tın en bilinen noktası, insanların buluşma noktası burası. Bu meydanı çevreleyen Devlet Tiyatrosu, Jadran Sineması, Sırbistan Orduevi, Gradska Kafana (Şehir Restorantı) arasında yer almaktadır.

Bugün ki son ziyaret yerimiz, “Sırbistan Kahvecisi” evet Sırbistan’a özgü olduğunu duyduğumuz aslında bildiğimiz “Türk Kahvesi” tek farklı porsiyonu, çay filcanın da sunmaları, bunun dışında tadı, telvesi her şeyi aynı, bize kahve getiren arkadaşa bunun Türk Kahvesi olduğu ve ufak filcanda içildiği bir daha ki gelişimizde dükkanınıza ufak filcan hediye edeceğimizi belirtik, güzel, sıcak, samimi bir ortamdı, ziyaret edip kahvelerini deneyebilirsiniz. Knez Mihailova Caddesinde başında sayılır vitrininde filcanlar asılı.

#Belgrad #belgrade #sırbistan #serbia #Knez Mihailova #Trg Republike #cumhuriyet meydanı #Yugoslav Savunma Bakanlığı #Nikola Tesla Müzesi #Aziz Sava Katedrali

[gezmelimi]

Sırbistan - Belgrad Turu 2. Gün

Güne erken başladık, otelde kahvaltı için girişteki kafeteryaya indik. Açık büfede kahvaltılık tabaklarımızı aldık. Günün planını çıkardık. Tuna ve Sava Nehirlerinin birleştiği bu güzel başkentte ilk rotamız burayı ziyaret edip, şehrin farklı noktalarında anları paylaşmaya devam ediyoruz...

Hazırlanıp çantalarımızı, berelerimizi ve fotoğraf makinelerimizi yanımıza alıp kendimizi Belgrad sokaklarına bırakıyoruz.

Tuna ve Sava Nehirlerinin birleştiği noktaya gitmek için yola koyulduk. Hava ocak ayının son günü olmasına rağmen gayet güzel, Belgrad’a gelmeden önce buranın çok soğuk olduğu yazanlar vardı fakat hava ılıktı buda bizim şansımıza, havası ege bölgesi gibi diyebiliriz. Tuna ve Sava Belgrad’a birleşip Karadeniz’e dökülüyor. Sava ve Tuna’nın renkleri farklı karıştığı noktada görebiliyorsunuz.  Sava Nehri; Tuna Nehri’nin en uzun ikinci büyük kolu,990 km boyunca 4 şehirden geçiyor.

Tuna Nehri’nin kıyısında ilerlerken sabah spora çıkmış olan insanlar dışında pek kimseyi görmedik, sakindi. Yazın nehir üzerinde gemilerde eğlenceler düzenleniyormuş, biz kışın gittiğimiz için eğlenceleri göremedik. Nehir kenarında konser verir edasında bir amcaya da rastladık, eğlenceliydi.

Kıyı boyu ilerledik iç kesimlere doğru ilerledikçe komünist döneme ait toplu yapılara rastlıyoruz.

Bundan sonra Kalemegdan’ın (Kale Meydanı) içinden geçip Knez Mihailova da karnımızı doyurmaya karar verdik. Kalemegdan Osmanlı İmparatorluğu zamanında Kale Meydanı olarak kullanılırken Sırpça içinde Kalemegdan halini almıştır. 

Knez Mihailova Caddesinin Kalemegdan tarafından girişi.

Bir kafeye girip cheesecake ile beraber votka ve kahve söylüyoruz, votka söylediğimiz diğer siparişlerden en ucuzu, burada alkol bedava diyebiliriz.  Cadde boyu dolaşmaya dükkanlara girip çıkıyoruz, cadde boyunca tanıdık sesler kulağınıza geliyor, buraya gezmeye gelmiş çok Türk var.

Cadde devamında dikkatimizi çeken yapıların başında Belgrad Hotel Moscow geliyor, kalmak için tercih edilebilecek güzel yerlerden biri. Fiyat olarak çok pahalı bir yer değil, Belgrad’ta oteller pahalı değil, Türkiye’de aynı hizmeti ve kaliteye iki kat para ödüyoruz.

Otelimize gidip dinlemeye karar verdik. Akşam için enerji toplamamız lazım, daha çok dolaşılacak yer var. Akşam yemek yemek için otelden ayrıldık, bir fast food restoranına girdik. Alkol kadar ucuz olan diğer şeyde et, Türkiye’deki fiyatların beşte biri. Yemeğimizi yedik ve meydanı dolaştıktan sonra bugün çok yorulduğumuzu anladık, otelin kafeteryasında oturup Sırbistan’ın yerel birasını denedik.

Yarın Nikola Tesla Müzesini ziyaret edip farklı bir deneyim yaşamayı planlıyoruz.

#Belgrad #belgrade #Sırbistan #Serbia #church of saint sava #aziz sava katedrali #nikola tesla museum

[gezmelimi]

Sırbistan - Belgrad Turu 1. Gün

Sırbistan vizesiz seyahat ve ilk yurtdışı deneyimi için en uygun ülkelerin başında geliyor. Bir buçuk saatlik uçak yolcuğu ile yeni yerler görebilir, yeni insanlarla tanışıp ufkunuzu genişletebilirsiniz. Sizlere 3 bölümlük Beyaz Şehir (Belgrad) turu ile başbaşa bırakıyorum.

Sırbistana gitmek için geçerlilik tarihi bitmemiş pasaportunuzun olması yeterli. Biz uçak biletimizi 5 gün önce Türk Hava Yollarından (THY) gidiş-dönüş 2 kişilik  1,031.42 tl ye aldık (kişi başı tek gidiş bileti 250 tl ye geliyor) ve unutmadan Türkiye’den çıkış yaparken “Yurtdışı Çıkış Harcı Pulu” almanız gerekiyor 15 tl Atatürk Havalimanın içindeki veznelerden alabilirsiniz. Uçak biletini gitmeden daha önceki bir tarihte çok daha uygun fiyata başka havayolu firmalarından alabilirsiniz.

Belgrad’ta otellerde konaklama ücretleri Türkiye ile kıyasladığımızda çok uygun.Otel rezervasyonumuzu hotels.com dan 6 gün önceden 856 tl ye 30 Ocak 2016 - 03 Şubat 2016 tarihleri arasında 4 gece konaklamalı olarak aldık. Kaldığımız otel  Jump INN Hotel Belgrade 4 yıldızlı temiz, güvenilir ve şehir merkezinde. Aşağıda Jump INN Belgrade otelinin dışarından görünümü.

İstanbul Atatürk Havalimanından uçağımız saat 18:35 de havalandı, Belgrad Nikola Tesla Havalimanına oranın yerel saati ile 19:15 de vardı,  Sırbistan ile 1 saatlik bir zaman farkı var (1 saat geri). Uçaktan indikten hemen sonra ayaküstü iki tane polis pasaportlarınıza bakıp, kaç gün kalacağınızı soruyor ve geçiriyor. Havalimanında bir alt kata inip bavullarınızı alıp, pasaport kontrol noktasına geliyorsunuz. Pasaportlarınızı verip memur sizin suratınıza bakıp pasaportunuza damgayı vuruyor ve artık Sırbistana resmi olarak giriş yapmış oluyoruz. Belirmek isterim Bu bizim ilk yurtdışı deneyimizdi, o yüzden bu süreçler biraz heyecanlıydı.

Havalimanından şehir merkezi arası yaklaşık 18 km. mesafede, biz gelmeden otel ile anlaşıp taksi yollamalarını söyledik (20 euro), farklı ülkelerde taksilerle ilgili çeşitli sıkıntıların yaşandığını çeşitli forumlarda okumuştum bu sebebden bir araç yollamalarının bizim için daha güvenli olacağına karar vermiştik. Havalimanın içindeki taksilerlede anlaşıp ortalama 20 euro vererek şehir merkezine gidebilirsiniz.

Otele vardığımızda bizi imzalamız gereken birkaç evrak var (Sırbistan’da kalma vergisi gibi birşeyde var 10 euro). Odamıza çıkıp bavullarımızı koyup şehri akşamdan keşfetmeye başlamaya karar verdik.Çıkmadan otel resepsiyonuna sormamız gereken birkaç soru vardı tabi. Şehir akşamları güvenli mi ? ,  Knez Mihailova Caddesine nasıl gidebiliriz? vb. sorular, cevaplarımızı alıp şehrin güvenli ve bir harita vererek yola koyulduk.

Şehrin sokaklarına adım attığınızda bir sessizlik ve kimselerin olmadığını fark ediyorsunuz, biraz tenha gibi, tabi bizim Ocak ayının sonunda gittiğimiz için birazda bu sebebten. Sokak lambaları arasında sesiz sedasız ilerliyoruz kendimizi “Might Night In Paris” filmindeki boş sokaklarda gibi hissettik. 15 dk sonra Knez Mihailova Caddesine vardık. İstanbulun İstiklali gibi düşünebilirsiniz.

Bu cadde boyunca sağlı sollu kafeler, lokantalar, döviz bürosu, alışveriş yapabileceğiniz dükkanlar bulunmakta, trafiğe kapalı olan bir alan, bu caddenin ortasında Belgrad Üniversitesi Filoloji Fakültesi bulunmakta, bu noktaya yakın yerlerde üniversite internet ağı “eduroam” kullanarak ücretsiz internetten faydalanabilirsiniz :). Yurtdışında telefonla konuşmak ve internete bağlanmak için aveanın 50 mb. paketini ( AY50MB yazıp 5555e gönderin 45 tl) ve 30 dk konuşma paketlerini ( AY30 yazıp 5555e gönderin 19 tl) kullandık.

Caddenin sonunda bir pizzacıda pizza yedik, sebzeli tavuklu bir pizza istedik, çok fazla domuz eti tükettiklerinide söyleyelim. Sonra yanımızdaki 100 euro yu dinara çevirdik, yaklaşık 12286 dinar yaptı, 1 euro 122 dinara denk geliyor.

Geldiğimiz yollardan geri dönerek otelimize geçtik bu ilk izlenimlerimizle bu blog yazımında 1 bölümünün sonuna geliyoruz. 2. bölümde nerelere gidilir, nerde ne yenir ve yeni insanları anlatmaya devam edicez. 

#Sırbistan #Belgrad #Serbia #belgrade #vizesiz avrupa #vizesiz seyahat #Bavul #Uçak Bileti #THY #Beyaz Şehir

[gezmelimi]

Duacılı - Sıgma - Akköy Bisiklet Turu

Tur Ramazan öncesi son tur olarak tek kişi olarak yapıldı. Tura Denizli Emniyet Müdürlüğü önünden başladım. Aydın yolu boyunca yaklaşık 20 km sürdükten sonra Duacılı mevkinde Attuda - Sıgma ayrımından sağa dönüp sıgma sapağına girdim. 

Burada biraz mola .Hava sıcak.

Sonra yola devam. Sizi ilk karşılayan Sıgma köyü olacaktır. Sonra sırasıyla Adaköy, Kavakbaşı köyleri gelecektir.

Bu yolda fazla eğim yok. Sürekli pedala kuvvet.

Yol boyunca takip ettiğinizde Akköy’e çıkacaksınız.

Epey sıcak ve yine bir mola. Bu ağaçların altı gayet uygun. 

Bundan sonrası bildiğiniz Pamukkale - Denizli Dönüşü.

Toplam Mesafe: 62,1 km

Toplam Sürüş: 4 saat

#Bisiklet turu #denizli #sarayköy #duacılı #sıgma #akköy #pamukkale #bisiklet #dağ bisikleti

[gezmelimi]

Çamlık Dağı-Kızılcabölük-Tavas-Cankurtaran Bisiklet Turu

#Bisiklet turu #dağ bisikleti #çamlık #kızılcabölük #tavas #cankurtaran #doğa #fotoğraf #bicycle #mountain biking #nature #photography

[gezmelimi]

Pamukkale Karahayıt Bisiklet Turu

En kalabalık ekibimizle en uzun yolumuzu çıkıyorduk bugün, içimizde 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramının da coşkusuyla yola çıkıyoruz. Rotamızdaki plan Pamukkale üzerinden Karahayıta varmak. Maceramız Denizli Üçgen Kavşağında buluşmamızla başlıyor ve Pamukkale Börekte kahvaltı için duruyoruz...

Kahvaltıdan sonra yolculuğumuz başlıyor. Pamukkale’ye kadar durmak yok. Denizli Ankara Bulvarı üzerinde Pamukkale yol ayrımından aşağı doğru yolu yolu takip ediyoruz. Pamukkale tüm güzelliği ile karşıdan bizi selamlıyor ve artık biraz tırmanış vakti. Bu noktada da ekipte ayrılarak Pamukkalenin içinden Karahayıt yol ayrımında görüşmek üzere sözleştik.

Pamukkale içerisindeki yolu takip edip Parkın önünden geçip aşağı doğru indiğimizde asfalt yolun başlangıcı ile yolumuz ikiye ayrılıyor sol taraf Pamukkalenin içine sağ taraf Karahayıt Yolu. Burada bizim gençleri 45 dk. bekliyorum ve ekip tamam.

Bu noktadan itibaren varacağımız noktaya olan mesafemiz 15 km . Bu noktadan sonra tırmanışımız başlıyor. Yaklaşık 40 dk sonra Karahayıt tabelasını görüyoruz.

Bizimle birlikte birçok bisikletçide Pamukkale Karahayıt yollarında pedal çeviriyordu. Bu noktadan sonra şehir merkezine kadar düz bir yol bizleri bekliyor.

Karahayıt merkezinde sizi buraların  traverteni karşılıyor. Biraz durup dinlenme vakti. Meydandaki kahvenin birine oturup çay ve çiğ köfte atıştırıyoruz. Yanımızdaki dayı iştahla önündeki yumurtayı yemekle meşguldü ben de onu izlemekle.

Şehir merkezinden çarşıya girip çarşının sonundan sağ tarafa aşağı doğru yol alıp ormana doğru yol alıyoruz. Şehrin çıkışında Kodal Pansiyonun önünden geçerken bir teyze önümüze çıkarak kandil hayırlarından ikram etti. Büyük bir iştahla “ebe çöğreklerini” yedik ve daha enerjik bir şekilde bisikletlerimizle yol almaya başladık.

Şehirden tamamen uzaklaştık navigasyon ile şelaleyi ararken tarladaki birinden yerle ilgili yardım alarak şelalenin doğru yolunu bulduk. Sarı tabeladan tarlanın içinden geçen patika yolu takip ederek şelalenin aktığı yamaca ulaştık.

Bu noktandan sonra bisikletlerle inmek için bir yol bulunmuyor bisikletlerimizi yukarıda ağaçlara kitleyip aşağı doğu dikkatli bir şekilde iniyoruz.

Bu yorgunluğun üstüne bir mangalı hak ettik. Hemen erzaklarımızı hazırlayıp mangal ateşimizi de yaktık keyifle bu güzel manzara eşliğinde karnımızı doyurduk ve enerji depoladık. Bize de güzel kareleri yakalamak kaldı.

Teknik Bilgiler

Toplam Mesafe: 62,0 km

Aktif Sürüş: 3:56:00 (saat,dakika,saniye)

Tırmanılan Eğim: 331 m

Ortalama Güç: 100 w

Enerji: 1130 kJ

Kalori: 1500 cal

Ortalama Hız: 12,92 km/h

Maksimum Hız: 72 km/h

Toplam Süre: 7:55:00 (saat,dakika,saniye)

İpuçları

Güneş kremi

Navigasyon ve yerel halktan yardım

Yedek iç lastik

Yama için eski büyük lastik parçaları

Eldiven

Su

Sırt Çantası

Şapka

Dönüşte frenleriniz tutması önemli

Fotoğraf makinası

#Pamukkale #Bisiklet #Turu #Karahayıt #Doğal #Şelale #BİDB BİKERS

[gezmelimi]

Domuzini Deresi Bisiklet Turu

Domuzini Deresi Bisiklet Turu

Gezimiz güzel bir cumartesi sabahı askeri yolda buluşmamız ile başlıyor. Bugün gideceğimiz yer Denizli şehir merkezine çok yakın 10 km kadar. Domuzini Deresi tepelerin arasında yeşilliğin ortasına gizlenmiş ufak bir şelale.

Yola askeri yoldan tırmanarak başladık 3 km lik askeri yolda %8 eğime sahip noktaları geçerek başak heykelinin orada soluklandıktan sonra, güzergahımız başak heykelinden sol tarafa giden yol. Yol üzerinde marketten piknik yiyeceklerimizi alıyoruz.

Tırmanmaya devam ediyoruz Servergazi Türbesi tarafına devam edip Servergazi Parkının bulunduğu noktaya geçip mezarlığa doğru yol alıyoruz ve karşımızda demir bir kapı ve patika yol.

Patika yolda 2 km yol aldıktan sonra yol 2′ye ayrılıyor, sağ taraftaki yol çıkmaz bir patika, sol taraftan aşağı doğru ilerliyoruz burada yıkık elektrik direği demirleri bulunuyor. Dik, kayalık ve dar bir geçitten aşağı iniyoruz, bu kısımda bisiklet kullanmak tehlikeli olduğu için yürüyerek inmeyi tercih ediyoruz.

Bu yolun takip ediyoruz 2 km sonra yol 2′ye ayrılıyor sağ tarafa dönüyoruz. Kısa bir süre daha gittikten sonra Domuzini Deresi şelalesine varıyoruz. Ağaçların arasına gizlenmiş sessizce akan bu mütevazi doğal güzellikle kavuşuyoruz.

Karnımızı doyurmak için mangal işini başlamamızla yağmur yağmaya başladı, neyse ki mangalımızı yapıp yemeğimizi yedik.

Son olarak bir hatıra fotoğrafı ile dönüşe geçtik.

Dönüş biraz tehlikeli olacağa benziyordu taşlı yol ve aşağı eğim kontrolü sağlamamızı zorlaştıracaktı.

Dönüş yolunda 2 li grup olarak ayrıldık ve biz önden devam ederken arkadaki ekipten arkadaşımız virajı alamayarak kenardaki kayaya kafasını çarpması sonucu ufak bir kaza atlattık ve kaskın önemini birkez daha anlamış olduk.

Kazayla birlikte bisikletinin ön lastiği de patladı. Elimizdeki yama ile lastikte oluşan yarığı kapatamadık ve dönüşe yürüyerek devam etmemiz gerekti. Bu kazanın heyecanı ile vites değiştirirken aynakol dişlisini de yamultmayı başardım.

Teknik Bilgiler

Toplam Mesafe: 20,0 km

Aktif Sürüş: 2:28:39 (saat,dakika,saniye)

Tırmanılan Eğim: 507 m

Ortalama Güç: 100 w

Enerji: 894 kJ

Kalori: 997 cal

Ortalama Hız: 6,92 km/h

Maksimum Hız: 41.4 km/h

Toplam Süre: 6:02:32 (saat,dakika,saniye)

İpuçları

Hava durumunu dikkatli kontrol edin

Panço, yağmurluk

Yedek iç lastik

Yama için eski büyük lastik parçaları

Eldiven

Su

Sırt Çantası

Fotoğraf makinası

#Denizli Domuzini Deresi #Bisiklet Turu #Dağ Bisikleti #doğa #gezi #yürüyüş #fotoğraf #photography #cycling

[gezmelimi]

Gökpınar Deresi Bisiklet Turu

07 Mayıs 2016 Denizli - Gökpınar Deresi bisiklet turu ile ilgili detaylar yazının devamında...

Sabah saat 10:00′da KYK yurdunun oradan başladık turumuza. PAÜ arka kapıdan girerek Teknoloji Fakültesi karşısından arayola girerek Bağbaşı Migrosun önüne çıktık. Dinlenme aşaması için alışverişimizi yaparak yola koyulduk.

Kelleci Kardeşler restoranın önündeki ışıklardan girerek Gökpınar Mahallesine doğru saptık. Mesafe çok kısa olduğu için önümüze çıkan yollardan girerek dereye ulaşmaya çalıştık. Çıkmaz yollara da girdik:))

Normalde köy içinden gidilen yoldan farklı olarak arka yolu tercih ederek arık boyunu takip ettik.

Sonunda Gökpınar Deresine ulaştık.

ve tabiki mangal keyfi başlar...

Rota ve sürüş istatiskleri vererek yazımızı bitirelim. İyi sürüşler...

#Denizli #Bisiklet Turu #gökpınar #doğa #gezi

[gezmelimi]

Nevşehir - Kapadokya

Güzel atlar ülkesine hoşgeldiniz... Güneşin doğuşuyla başlıyor hikayemiz, gökyüzünde asılı kalan rengarenk balonlar orada unutulmuş gibiler.

Güneşin doğuşu rüyanın başlangıçı gibi diyarlarda, bir sessizlik kaplar önce içimizi iki tane ben vardır içimde, ruhum bedenimi kovarım, bedenim ruhunu arar gibidir. Bir müzik duyulur önce tiz, yüksek ve karışır içine bir rüzgar, rüzgar alır götürür bu karmaşanın içinde ruhumu NBC filminin bir sahnesine, bedenim burdadır.

Koştururum Peri Bacarının arasında, ruhumun odaları gibidir, belkide biraz geçmişimdir, karanlıktır, tozludur, serindir. Bir ışık yansır Kapadokyaya daha hızlanır adımlarım, ışığı kovalarcasına. Adımlarım yankılanır Kapadokyanın taşları arasında. Gökyüzü çok parlak, gözüm alışır, ruhum tam karşımdadır, param parça asılı kalmıştır...

Emre Çakır Fotoğraf - Video

#Kapadokya #Nevşehir #Kaptepe #Göreme #Peribacaları #fairy chimneys #cheminées des fées #demoiselles coiffées #hayat keşfettikçe güzelleşir

[gezmelimi]

Denizli - Karakurt - Ovacık - Ayazpınarı - Şahin Tepesi Turu

Turumuzun başlangıç noktası Kayıhan üzerinden Honaz yolu ayrımı.

Alışverişimizi yaptıktan sonra yola koyulduk. Hava kapalı ve henüz sıcak değildi.

Ovacık Mahallesine geldiğinizde sağa dönerek tünel inşaatı yoluna giriyoruz. Buradan sonra eğimler sizi bekliyor. Sürekli tırmanma başlıyor. Yaklaşık 850 rakıma tırmanacağız. Amacımız dereyi bulmak.

Hava ısınmaya başlayınca su kenarı aramaya başladık.

Burada çok fazla arı var, dikkatli olmak lazım. Hemen yanında eski bir mezarlık bulunuyor.

Ve sonunda dereyi bulamayıp artık durup yemek faslına geçmeye karar veriyoruz.

Buradan manzara oldukça güzel.

Klasikleşen sucuk mangalımızı da yapıyoruz. Dönüş yolunu Şahin Tepesi üzerinden yapmaya karar verdik. Antalya yoluna çıkmak için bulunduğumuz konumdan patika yoldan ilerlemeye başladık. O da ne aradığımız dere başka bir yerdeymiş.Ama sonunda kavuştuk dereye.

Ve son olarak rotamızı da paylaşıyorum.

#Denizli #Bisiklet Turu #ovacık #Karakurt #Ayazpınarı Deresi #Şahin Tepesi #cycling #fotoğraf #doğa

[gezmelimi]

Çürük Su Bisiklet Turu

Turumuza sabah 08:45'te Denizli Emniyet Müdürlüğü önünden başladık. Ankara yoluna çıkarak Gürlek yolunu tuttuk. Tabi her zamanki rutinimiz börek - çaydan kahvaltımızı yol üzerindeki Pamukkale Börek'te yaptık. Kıymalısı tavsiye olunur.

Organize Sanayi Bölgesini geçtikten sonra Gürlek mahallesi ve oradan sulama kanallarını takip ederek Çürüksu'yu bulmaya çalıştık.Buradan sonra asfalt yol yok. Çok fazla dere var ama, suların debisi az denecek kadar az.Sonunda su kenarında durup dinlenmeye geçtik. Mangalımızı yakıp kalori ihtiyacımızı giderdik.

Dönüşümüzü Güzelköy - Cafer Sadık Abalıoğlu Bulvarı üzerinden yapıp Denizliye döndük. Toplam mesafe 40 km civarı.

#Denizli #ÇürükSu #DenizliOrganizeSanayi #Bisiklet #Bisiklet Turu

[gezmelimi]

Honaz Çınaraltı Restaurant - Emirazizli - Karateke Bisiklet Turu

Turumuzun başlangıç noktası her zamanki gibi Üçgen Çarşısı (Kavşağı) Pekdemir Market önü. Bugün tur grubumuz biraz küçük Tevfik Başkan ile birlikte saat 14:00 da yola koyuluyoruz.

Yolumuz kısa Üçgen Pekdemir’den 21 km. mesafe uzaklıktaki Honaz Yolu üzerindeki Çınaraltı Restaurant. Ankara Bulvarından Sevindik Mahallesi istikametinde devam ediyoruz. Sevindik Mahallesini geçtikten sonra Atatürk Bulvarına (Sağ) dönüyoruz. Akhan Mahallesini geçip 15 km sonra 25. Sokağa dönüp 2 km lik 100 m yüksekliğe tırmanışa geçiyoruz, zirvenin sonunda yolu takip edip sol tarafa 125 sokaktan (Eskiden ne güzel sokak, mahalle isimleri olurdu) afif bir eğimle aşağı salınıyoruz. Pınarkent Mahallesinin içinden geçip yolu sağ taraftan takip ederek Cumhuriyet Caddesine çıkıyoruz. Artık bizi daha yeşil bir yol bekliyor.

Honaz Dağı karşımızda pedal çevirmeye devam ve bir dipnot “Honaz Dağı Ege Bölgesinin en yüksek noktasıdır (rakım : 2571 m)”. Tarlaların arasından 5 km yolu tamamlıyoruz karşımızda Çınaraltı Restaurant.

Sıra enerji depolamada.

Artık dönüşe geçebiliriz. Dönüş yolumuz 15 km, Emirazizli yoluna giriyoruz Honaz yoluna çıkıyoruz. Karateke Köyü tarafına tırmanmaya ba��lıyoruz, devamında Ovacık Köyüne varıyoruz.

Uzun süren bir tırmanıştan sonra Denizli ayaklarımızın altında.

Yeşilin en güzel tonu akşam güneşiyle buluşuyor ve bize güzel kareler sunuyor.

Sonunda bisiklet turumuzun sonuna Antalya Yolu üzerindeki Büyük Pekdemirin önünde sonlandırıyoruz.

Teknik Bilgiler

Toplam Mesafe: 44,0 km

Aktif Sürüş: 3:12:47 (saat,dakika,saniye)

Tırmanılan Eğim: 574 m

Ortalama Güç: 91w

Enerji: 1054 kJ

Kalori: 1175 cal

Ortalama Hız: 13,7 km/h

Maksimum Hız: 57.6 km/h

Toplam Süre: 5:24:29 (saat,dakika,saniye)

İpuçları

Yemek ve mola için Honaz Çınaraltı Restaurant iyi bir seçenek, lezzetli, tatmin edici, fiyat olarakda uygun.

Su

Sırt Çantası

Fotoğraf makinası

Güneş gözlüğü

Güneş Kremi

#Honaz #Çınaraltı Restaurant #Denizli #Bisiklet Turu #Emirazizli #Karateke #Bisiklet #Yemek #Spor

[gezmelimi]

Altındere Turu

Altındere turumuz saat sabah 9:00 da Denizli Lisesinin önünden başladı.Yolculuğumuz uzun ve birazda belirsizdi. Yolu çıkış amacımız bir şelale görmekti fakat şelaleye varamadan derede kaldık.

Her yolculuğumuzun bir klişesi haline gelen yolda kahvaltı için bir pastanede duruyoruz, kahvaltıyı yine çok abartıp tıka basa doymuştuk. Artık tam gaz ileri tırmanışa geçebiliriz.

29 Ekim Bulvarıdan geçtikten sonra Hasan Gönüllü Bulvarı üzerinden 2001 Sokak girişindeki benzin istasyonunda soluklanmak için mola verdik. Öğlen yemek için ihtiyaçlarımızı Göveçlik Köyünü seçmiştik, fakat bu biraz kötü bir tercihti. 

Göveçliye varmadan eskiden okul olan şuan postane olarak hizmet veren yerde Tevfik abinin babasının eskiden okulun müdürü olduğunu öğreniyoruz.

Göveçlikte bir bakkaldan ufak bir mola ve erzak ihtiyacımız için durduk bir grup olarak ayrılıp köyün içinde kasap aramaya koyulduk. Kasap bulamasakta alacak birkaç şey bulmuştuk.

Bu noktadan sonra yeşil bizi tüm coşkusuyla kucaklayacaktı. Artık ağaçlar, bisikletlerimiz ve biz vardık tabi dik bir yokuş.

Sonunda Altındere tabelası göründü. Yaklaşık 800 metre yükseklikteydik. Ortada ne dere ne de şelale vardı, devam etmemiz gerekiyordu. 

Köyün merkezi burası değil aslında köy daha içeride ve aşağıda, bir süre daha tırmandıktan sonra yol ikiye ayrılıyor bir çeşme var, sağ dönmeden düz devam edip aşağı doğru o kıvrılan yoldan hızlı ve dikkatlice süzüldük.

Bir su akıntısı gördük fakat biz şelale için gelmiştik, köylülere şelaleyi sorduğumuzda ilk tepkileri “şelale mi?” oldu sonra bir yol tarifi. Az gittik uz gittik çok yokuş çıktık sonunda buraya geldik.

Son bir kere yoldan geçen traktörlü dayıya sorduk, yakınlarda şelale yok dere var dedi, ya bir süre daha çıktığımız yolu dönecektik yada buran devam edip Babadağlar Kellecilerden İzmir Denizli asfaltından eve dönecektik, dereye dönmeye karar verdik. 

Derenin kenarına yerleştik artık mangalımızı hazırladık Denizliden özel sipariş verdik arkadaş arabasıyla bize katıldı. Güzel ve keyifli günün ardın bu güzel fotoğraflar kaldı.

Teknik Bilgiler

Toplam Mesafe: 45,4 km.

Aktif Sürüş: 3:57:07 (saat,dakika,saniye)

Tırmanılan Eğim: 1,110m.

Ortalama Güç: 118w.

Enerji: 1679 kJ

Kalori: 1872 cal

Ortalama Hız: 11,5 km/h

Maksimum Hız: 60.1 km/h

Toplam Süre: 8:12:09 (saat,dakika,saniye)

İpuçları

Yiyeceklerinizi şehir merkezinden zulalayın köylerde çok fazla seçeneğiniz olmayacak.

Su

Sırt Çantası

Altındere den (suyun yanında) çıktıktan sonra dik bir tırmanış yapmanız gerekecek (2 km lik 750 m den 870 m yüksekliğe tırmanış ) bu dönüş yolundaki tek yokuş sonrası hep aşağı yönde.

Dönüşte yokuş aşağı virajlara dikkat hızınızı kontrol etmeyi unutmayınız

Fotoğraf makinası

Güneş gözlüğü

Güneş Kremi

#Denizli #Bisiklet Turu #Altındere

[gezmelimi]

İsrafil (İsrail) Deresi

İsrafil Deresi yolculuğumuz Denizli Belediyesi Ziya Tıkıroğlu Sanat Merkezinin önünden başladı. Sabah 9 da 6 kişilik bir ekiple yola koyulduk. 3 km. Ulus Caddesi askeri yolu tırmanışla başladı.

Askeri yol sonunda Başak Heykelinde soluklanma molasının ardından Teras Park Alışveriş Merkezi yolundan devam ettik, terası geçtikten sonra çamlarında altında gözlemeyle kahvaltımız yapıp enerji depoladık. Artık tam gaz yola devam. Fakat ufak bir harita sıkıntımız vardı, nereden gidecektik. Bir kararla Denizli Şişe Cam Fabrikasının üstünden gitmeye karar verdik (Şirinköy). Şirinköyde kahvehanede çayımızı içip İsrafile gitmenin en kısa yolunu aramaya başladık. Şirinköye çıkarak yolumuzu uzattığımızı anladık, gitmemiz gereekn güzargah Adalet Parkı yolundan Hasan Gönüllü Caddesi üzerinden Hallaçlar Mahallesiden gitmemiz gerekiyordu. Neyse, sora sora Bağdat bulunur atasözüne güvenerek Şirinköy üstünden israfile inmeye karar verdik.

Şirinköyün bittiği yerde eski yıkık demir bir kapı ile beraber patika yola giriş yaptık inişli çıkışlı ve güzel manzaralı yolun sonunda ufak bir su akıntısı ile karşılaştık bu İsrafil Deresinin suyuydu az kalmıştı yaklaşmıştık, devam ettik yolumuza. Biraz fazla devam ettik sanırım Karcı Köyüne vardık. Yenden geri döndük ve 20 dk. lık bir sürüşten sonra hedeflediğimiz noktaya vardık.

680m. tırmanış 17km. mesafe 3,5 saat süren yolculuk İsrafil Deresinin serin sularıyla bitti.

Dönüşü Başkarcı Köyünden geçip Göveçlik Mahallesinden Adalet Parkının önünden Teras Park Alışveriş Merkezi yoluna girerek Askeri Yoldan başladığımız noktaya geri geldik. 

Teknik Bilgiler

Toplam Mesafe: 32,9 km.

Aktif Sürüş: 2:40:14 (saat,dakika,saniye)

Tırmanılan Eğim: 680 m.

Ortalama Güç: 123w.

Enerji: 1179 kJ

Kalori: 1315 cal

Ortalama Hız: 12.3 km/h

Maksimum Hız: 55.1 km/h

Toplam Süre: 5:25:32 (saat,dakika,saniye)

İpuçları

Telefonlarınız belli noktalarda çekmeyebilir

Su

Sırt Çantası

Yiyecek

Dönüşte yokuş aşağı virajlara dikkat hızınızı kontrol etmeyi unutmayınız

Fotoğraf makinası

#Denizli #İsrafil Deresi #İsrail Deresi #Karcı #Bisiklet Turu #Dağ Bisikleti #Patika Yol