Tumgik
filmhalisi-blog · 4 years
Link
Bugün ki dizi incelemesi Messiah üzerine olacak. Dizi 1 Ocak 2020 tarihinde Netflix üzerinden yayınlanmıştır. Henüz sadece 1. sezonu yayınlanmış olan dizinin yayında olan bölüm sayısı 10’dur. Künyesinde neredeyse hiçbir bilgi yazmadığından dolayı sizlere detaylı bir bilgi sunamıyorum fakat dizinin yaratıcısı Michael Petroni’dir. Gerilim kategorisi altında yayınlanan dizi konusu bakımından izleyicilerde büyük bir ilgi uyandırmıştır.
Messiah Dizisinin 2. Sezonu Ne Zaman Yayınlanacak?
Netflix veya dizinin resmi sosyal medya kanallarından bu konuyla ilgili herhangi bir resmi açıklama gelmemiştir. Dizinin yayınlanmasının üstünden genelde 1 ay geçtikten sonra Netflix tarafından devam edip etmeyeceğine dair resmi bir duyuru yapılmaktadır. Bundan dolayı bu miladını tamamlamasını beklemekten başka yapabileceğimiz bir şey maalesef yok.
Fakat büyük ihtimalle dizi Netflix tarafından devam kararı alacaktır. Bu kararı takiben dizinin 2. sezonu bir yıl sonra yani 2021 yılının Ocak ayında yayınlanacaktır. Tabii bu genel olgulara dayalı bir ifadedir fakat gerçekleşme ihtimali çok yüksektir.
Atmosfer
Messiah dizisi, mekan olarak oldukça çok çeşitlilik gösteriyor. Ülke bazında değişen mekanlarının değişmeyen tek bir unsuru var, başrol karakterine olan ilgi. İlgi ve bunun arkasında yatan sır perdesi, Al-Masih olarak tanınan kişinin bir sonraki hamlesi. Dizi, her ne kadar mekan olarak çeşitlilik gösterse de mekan bazında işlenen konuyu sıradaki mekana bağlamakta oldukça iyi bir iş çıkarmıştır. Genel konudan hiçbir zaman kopmayan dizi, ara geçişler dahil olmak üzere tüm sahnelerde bizi hem geriyor, hem de meraklandırıyor.
Bahsettiğim gibi, başrol karakterinin insanlara gelen gizemli yönü, oldukça merak uyandırmaktadır. Çekim açıları vb. unsurların tamamı dizinin içerisinde yer alan insanların merakı bize kadar çok net bir şekilde geçmektedir.
Messiah, atmosfer bakımından her ne kadar aksiyon içermese de gizem unsurlarından ötürü izleyici boğmayacak bir havaya sahip. Aksine, mükemmel bir şekilde kurgulanmış olan dizi, siz anlayıp dinleyemeden sizi içine çekecektir. Toparlayacak olursam, atmosfer bakımından bir ufak tefek uzatılan bakışmalar ve çekim odakları dışında bir sorun olmadığını söyleyebilirim.
Messiah Dizisi Oyuncuları
Dizi, şahsen yapımlarından tanımadığım fakat ilk karşılaşmam olsa da hayran kaldığım bir oyunculuk performansı sergileyen oyuncu kadrosuna sahip. Konuya katkı sağlayan oyuncuların hepsi karakterlerinden gelen sorumluluklarının altından sorunsuz bir şekilde kalkmış. İsterseniz oyuncularımıza ve canlandırdıkları karakterlere göz atalım.Al-Masih (Mehdi Dehbi), Messiah dizinin başrol oyuncusu. Kutsal kitaplarda geçen, bizim Mehdi olarak isimlendirdiğimiz 11. imam. Söz konusu dizide bu karakter kutsal kitaplarda geçen tüm mucizeleri göstererek ismini gizlemektedir. İnsanların onun gerçekleştirdiği mucizelerden ötürü Al-Masih ismini verdiğini görmekteyiz. Karakteri canlandıran Mehdi Dehbi’nin senaryoya uygun bir şekilde eksiksiz oyunculuk performansı sergilediğini söyleyebilirim.Aviram Dahan (Tomer Sisley), Messiah dizisinde İsrail asıllı bir ajan. Al-Masih’in bir grup insanı sınırlarına getirdikten sonra aldığı talimatla olayın soruşturmasına atanır. Al-Masih denilen kişinin bir düzenbaz olduğunu düşünen Aviram, insanları peşinden sürükleyerek diğer örgütlerin liderleri gibi bir konuma yükselmek istediğini düşünmektedir. Ayrıca Aviram, geçmişte yaşadığı olayların etkisini üzerinde barındırdığından dolayı, insanlara zulüm etmekten oldukça hoşnuttur. Al-Masih’in kim olduğunu öğrenmek için eline geçen her fırsatı kullanan bu ajan, sonunda Al-Masih’in gerçekten de onu destekleyen insanlar gibi ilahi bir kişi olduğunu düşünmeye başlayacaktır. Tomer Sisley bu karakterini fire vermeden canlandırmaktadır. Kendisi oyunculuk bakımından gayet iyi bir performans sergilemektedir.Eva Geller (Michelle Monaghan), Messiah dizisinde, Al-Masih orta doğuda popülerlik kazandıkça CIA’in gündemine girmiştir ve bunu araştırması için soruşturmaya atanmıştır. Al-Masih’in bir terör faaliyetinin başrolü olup olamayacağını araştıran Eva, elinden geldiği kadar Al-Masih’i sıkıştırır. Onun hakkında kapsamlı araştırmalar yürüten Eva, insanları kötü bir eyleme sevk etmeyen Al-Masih’in geçmişini araştırma kararı alır. Ufak tefek bilgilere rastlayan Eva, bu bilgilerin Al-Masih’i al aşağı etmek için yeterli olmadığını bilir. Amma velakin, her ne kadar terör faaliyeti olduğunu düşünse de Al-Masih’i bir o kadar çekici bulur. Kocasının ölümü üzerine kendini işine adamış Eva Geller’in en büyük önceliği bu olayı çözmektir. Karakteri canlandıran Michelle Monaghan ise gayet başarılı bir oyunculuk performansı sergileyerek düşman karakter rolünde oldukça iyi bir iş çıkartmaktadır.Felix Iguero (John Ortiz), Messiah dizisinde, Amerika Birleşik Devletlerinin ufak bir kasabasında kilisede görevlidir. Bir akşam kiliseyi yakmak üzereyken çıkan tehlikeli bir fırtınada kızı kaybolur. Bunun üzerine kiliseyi yakamayan Felix, Al-Masih kızıyla birlikte çıkıp gelene kadar bu düşüncesinde kararlıdır. Fakat Al-Masih’in gelip kilisenin içinde oturmasıyla birlikte ona ilettiği sorudan bu hadiseye Yaratanın engel olduğunu öğrenir. Felix yaşadığı bu hadiseden sonra kendini dinden uzaklaşmak üzereyken tekrardan sımsıkı bağlı bulur ve Al-Masih’in en büyük destekçisi haline gelir.Dizinin ana karakterleri bu şekilde. Diğer göze çarpan karakterler ise şunlardır:
Anna Iguero (Melinda Page Hamilton)
Rebecca Iguero (Stefania LaVie Owen)
Miriam Keneally (Jane Adams)
Jibril Medine (Seyyid El Alami)
Samir (Fares Landoulsi)
Will Traers (Wil Traval)
Messiah 2. Sezonda Ne Olacak?
Al-Masih’e kurulan komplo ile birlikte sonlanan birinci sezonun arkasından, ikinci sezonun çok daha heyecanlı ve merak uyandırıcı olacağını düşünüyorum. Yaratandan aldığı vazifeyi sürdürmek için vazifesine devam edecek olan Al-Masih, bir süre Eva ile uğraştıktan sonra yıldızları barışacaktır. Sonunda yaptığı işlere engel olmaya çalışmayan Eva ile işleri kolaylaşacak olan Al-Masih’in, diğer ülkelerde vazifesini yapmaya başlayacağını düşünüyorum. Özellikle bir İtalya sahnesi beklediğim Messiah dizisi, Asya ülkelerinde de bizi karşılayabilir.
Konusu
Messiah dizisinin konusu: Kutsal kitaplarda geçtiği üzerine mehdi, dizideki kişilerin değimiyle Al-Masih dünyaya gelir. Müjdelenen eylemleri gerçekleştirmeye başlayan Al-Masih, karşısında CIA’i bulacaktır. Her ne olursa olsun herkesin etkilendiği Al-Masih, Yaratanın emri üzerine üstüne düşen görevleri yapmaya başlar. Bu süreçte arkasında büyük bir kitle toplayan Al-Masih’in bilinirliği gitgide artmakta ve insanlar ona karşı ilgi duymaya başlamaktadır.
Rise Of Empires: Ottoman dizisiyle ilgili Damla Sönmez’in röportajı sitemizde yayınlandı. Göz atmanızı tavsiye ederiz. Ayrıca instagram hesabımızı takip ederek sitemize eklenen içeriklerden anında haberinizin olmasını sağlayabilirsiniz.
0 notes
filmhalisi-blog · 4 years
Link
Love Quinn (Victoria Pedretti), You dizisinin ikinci sezonunda Joe’nun aşık olduğu kadın. Joe, Beck’ten sonra bir gün dolaşırken Love’ı görür ve hayatına yeni bir  sayfa açmaya karar verir. Bunun üzerine Love konusunda araştırma yapmaya başlayan Joe, Love’ın Anavrin adı verilen bir işletmenin yöneticisi olduğunu öğrenir. Love ile bir ilişki başlatabilmek için detaylı bir gözlem yaptıktan sonra Anavrin’de iş görüşmesine gider ve orada tesadüfen tanışmışlar gibi davranır. Love, aynı Joe gibi geçmişi karanlık bir karakterdir. Aslında iki psikopat birbirlerini bulmuş oldular. Aynı duyguları ve davranışları sergileyen Love ve Joe çok geçmeden birbirlerine sırılsıklam aşık olur. Joe’nun yeni komşusu Delilah’ı kıskandığından ötürü öldüren Love, Joe’nun tepkisiyle karşılaşır fakat ikili bu meselesinin üstünden gelmeyi başarır. Tüm olan bitenleri öğrenen Forty’nin (Love’ın erkek kardeşi) Joe’yu sıkıştırmasıyla birlikte ikili tekrardan ifşa olmayla karşı karşıya kalır. Joe’ya silah çeken Forty Delilah’ın erkek arkadaşı olan polis memurunun vurulmasıyla ölür. Bu ana tanıklık eden Love’ın ilerleyen süreçte en büyük destekçisi Joe olacaktır. Love karakterini canlandıran genç, doğal güzelliğe sahip, başarılı oyuncu Victoria Pedretti’nin mükemmel bir performans sergilediğini canı gönülden söyleyebilirim. Bugün ki dizi incelemesi oldukça popüler olan You dizisi üzerine olacak. Dizinin senaryosu Blake Neely tarafından yazılmaktadır. Şuana kadar 2 sezon 20 bölüm çekilmiştir (1. sezon 10, 2. sezon 10 bölüm). İlk sezonu Netflix üzerinden 9 Eylül 2018 tarihinde yayınlandıktan sonra oldukça büyük bir ilgi toplamıştır. Bu durum üzerine yapımcılığını Alloy Entertainment, Warner Horizon Television ve A&E Studios yapım şirketlerinin sürdürdüğü dizi 2. sezon onayı almıştır. İkinci sezonu da birinci sezondan 1 yıl sonra çekimleri tamamlanarak 26 Aralık 2019’da Netflix üzerinden yayınlanmıştır.
Caroline Kepnes’in 25 Eylül 2014 tarihinde yayınlanan You kitabından uyarlanarak çekilen dizi polisiye, psikolojik gerilim kategorilerine girmektedir. Sır perdesinin kalkmadığı dizi, izleyicileri Joe Goldberg karakterinin psikolojik anlamda çatışma yaşayan hayatına rahatlıkla almaktadır. Öyle ki bir sonraki bölümde ne olacağını merak ederken tahmin etmekte mümkün olmuyor.
You Dizisi 3. Sezon Ne Zaman Yayınlanacak?
You dizisi, birinci ve ikinci sezondaki başarısından sonra Netflix tarafından 3. sezon onayı da aldı. Dizinin resmi twitter hesabı üzerinden duyurulan bu haber neticesinde 2021 yılı gösterildi. Fakat hangi ayda, hangi günde çıkacağı konusunda kesinleşmiş bir bilgiye sahip değiliz. Tahminimce bu süreci fazla uzun tutmadan 2021 yılının Ocak ayında 3. sezon yayınlanacaktır.
Atmosfer
You, atmosfer bakımından bizde konusu ve senaryosu ile orantılı bir şekilde gizem, heyecan ve gerilim duygularını uyandırıyor. Bunun en büyük sebebi çekimlerde kullanılan sahneler ve tabi ki Joe’nun popüler kafesi (ve kafesin bulunduğu bodrum). Dizinin birinci sezonunda Joe’nun kitapçı dükkanı ve onun bodrumu, ikinci sezonunda çalıştığı Anavrin isimli işletme, çekim açısından hep puslu bir görüntüye sahip. Anlatmak istediğim şey, karanlığa yakın loş ortamlar olmasıdır. Ayrıca You dizisinin geneline yansımış bir hava bu. Gösterilen evlerin iç dekorları, atmosferi hep bu şekilde tasarlanmış. Bu koşullar da izleyici de heyecan, gerilim ve gizem duygularını uyandırıyor. Senaryo konusunda da oldukça başarılı bir ortaya koyan ekip, çekimlerine gölge düşürecek, izleyiciyi usandırıp bıktıracak her türlü eylemden kaçınmış gibi duruyor.
Çekim hatalarının veya gözden kaçanların oldukça düşük olduğu dizinin, bu sır dolu atmosferini yaratmak için detaylar üzerinde ciddi bir çalışma yapılmış. You dizisi dediğimizde izleyicilerinin ilk aklına gelen mekanlardan biri olan Joe’nun kafesinin bulunduğu bodrumlar, dizinin en ilgi çekici sahnelerine tanıklık ettiğimiz yerlerdir. Joe’nun kapana kısılmış gibi hissettiğinde, işleri zora sokan kişileri kapattığı bir yer olan bu kafes, içeriye giren kişinin psikolojik durumunu oldukça değiştirmektedir. O an orada bulunan kişin psikolojik ve duygusal durumları profesyonelce tasarlanarak, kurgulanarak izleyiciye yansıtıldığından, bu hava, dizinin geneline dağılmaktadır. Her ne durumda olunursa olunulsun, kafesteki kişinin ismi geçtiğinde onunla aramızda empati kurabiliyoruz. Bu da dizinin sürükleyici olmasını, basit bir kurgunun aksine izleyiciyi de içine alan, düşündüren, yorum yaptıran bir kurguya sahip olduğunu göstermektedir.
You Dizisi Oyuncuları
Dizinin birinci ve ikinci sezonunda karakterler, oyuncular değişiklik gösterse de her biri birbirinden iyi performans sergilemişlerdir. Tam manasıyla karakterlerini yansıtmayı başarabilen oyuncular performans anlamında eleştirecek bir nokta bırakmamışlar. Fazla uzatmadan karakterlerimize geçip onları anlamaya çalışalım.
Joe Goldberg (Penn Badgley), You dizisinin başrol karakteri. Kendisi bir kitap kurdu. Daha önce çalıştığı kişi tarafından ona bir kitapçı dükkanı kalmıştır ve birinci sezon bu dükkanı işletmektedir. Her iki sezonda da farklı bir kadına aşık olan Joe tabiri caizse tam bir psikopattır. Saplantılı derecede bir kadına takılarak onu elde etmek için planlar yapar. Bu planlarda başarısızlığa mahal vermek istemeyen Joe, elde etmek istediği kadınla ilgili tüm detaylar üzerine düşünür. Arkadaşları, sevdiği ve gittiği yerler, yemekler vb. tüm konularda bilgi sahibi olduktan sonra tesadüfen tanışıyormuş gibi kadına yaklaşır. Kadının kişiliğini de analiz etmiş olan Joe, neredeyse kusursuz bir şekilde karşısındakiyle diyalog başlatarak kısa zaman içerisinde çıkmaya başlar.
You dizisinin başrol karakteri Joe, annesinin onu küçükken terk edip gitmesinden dolayı güven problemleri yaşayan psikopatımız ilerleyen zamanlarda sevgilisine karşı takıntılar edinmeye başlar. Ona zarar verdiğini düşündüğü kişileri teker teker ortadan kaldıran Joe bu hareketleri sonucu bir noktada deşifre olma gibi bir riskle karşı karşıya kalır. Bu durumda da birinci ve ikinci sezonun her ikisinde de bodrum katında bulundurduğu özel tasarım bir kafese bu kişiyi kapatır. Birinci sezon kafesteki kişiler güven tayin edemediğinden dolayı Joe’nun hışmına uğrar ama ikinci sezonda oldukça bağışlayıcıdır. Psikolojik sorunları olan karakterimizin, zekası ve gözlem yeteneği oldukça gelişmiştir. Bahsettiğim davranışları iki sezonda da sergilemiştir. Bu karakteri canlandıran Penn Badgley ise mükemmel bir oyunculuk performansı sergilemektedir. Karakterine aşina olup onu sevebilmek için çok fazla çalıştığını belirten Badgley, çok çalışmanın faydalarını dizi içerisinde bize göstermektedir.
Joe’nun İlk Sezon Aşık Olduğu Kadın
Guinevere Beck (Elizabeth Lail), You dizisinin birinci sezonunda Joe’nun aşık olduğu kadın. Kendisi Beck olarak bilinmektedir. Üniversiteden yeni mezun olmuş bir yazar adayıdır. Joe ile tanışmaları Joe’nun işlettiği kitapçı olmuştur. Raflarda gezerken onu izleyen Joe, uzun bir süredir gözlemlediği kadına kitap seçimine yardımcı olmak bahanesiyle Beck’in yanına gider. Bu suretle tanışan ikili birkaç hafta sonra çıkmaya başlar. Fakat zamanla Joe’nun sevgisi saplantılı bir hale dönüşür. Fakat Beck’te sütten çıkmış ak kaşık değildir. Terapistiyle yatan ve Joe’nun eskide kalan bir sırrını öğrenen Beck, Joe’nun hışmına uğrayarak cezalandırılmıştır. Tabii Joe’nun hışmına uğrayan bir tek Beck olmadı. Beck’in arkadaşları Beck’i Joe ilişkisinden vazgeçirmeye ve başka kişilerle tanışmaya ikna etmeye çalıştığından dolayı Joe’nun hışmına onlarda uğradı.
Joe’nun İkinci Sezon Aşık Olduğu Kadın
Love Quinn (Victoria Pedretti), You dizisinin ikinci sezonunda Joe’nun aşık olduğu kadın. Joe, Beck’ten sonra bir gün dolaşırken Love’ı görür ve hayatına yeni bir  sayfa açmaya karar verir. Bunun üzerine Love konusunda araştırma yapmaya başlayan Joe, Love’ın Anavrin adı verilen bir işletmenin yöneticisi olduğunu öğrenir. Love ile bir ilişki başlatabilmek için detaylı bir gözlem yaptıktan sonra Anavrin’de iş görüşmesine gider ve orada tesadüfen tanışmışlar gibi davranır. Love, aynı Joe gibi geçmişi karanlık bir karakterdir. Aslında iki psikopat birbirlerini bulmuş oldular. Aynı duyguları ve davranışları sergileyen Love ve Joe çok geçmeden birbirlerine sırılsıklam aşık olur. Joe’nun yeni komşusu Delilah’ı kıskandığından ötürü öldüren Love, Joe’nun tepkisiyle karşılaşır fakat ikili bu meselesinin üstünden gelmeyi başarır. Tüm olan bitenleri öğrenen Forty’nin (Love’ın erkek kardeşi) Joe’yu sıkıştırmasıyla birlikte ikili tekrardan ifşa olmayla karşı karşıya kalır. Joe’ya silah çeken Forty Delilah’ın erkek arkadaşı olan polis memurunun vurulmasıyla ölür. Bu ana tanıklık eden Love’ın ilerleyen süreçte en büyük destekçisi Joe olacaktır. Love karakterini canlandıran genç, doğal güzelliğe sahip, başarılı oyuncu Victoria Pedretti’nin mükemmel bir performans sergilediğini canı gönülden söyleyebilirim.
Geçmişte Kalan Bir İz… Candace Stone.
Candace Stone (Ambyr Childers), You dizisinde Joe’nun Beck’ten önce aşık olduğu kadındır. Kendisi vokaldir ve bir rock grubuna dahildir. Beck’in başına gelen olayların aynısı onunda başına gelmiştir. Joe’yu aldatan ve onu sevmediğini söyleyip terk etmeye çalışan Candace, Joe’nun hışmına uğramıştır. Öldüğü zannedilen Candace ikinci sezon Joe’nun karşısına kanlı canlı dikilerek ortalığı karıştırmaya çalışmıştır fakat Love buna fırsat vermeyerek Candace’i, Joe ile yürütmeye çalıştığı ilişkiden şehirden tehditle göndererek uzaklaştırmıştır. Tabiri caizse y*rtık dondan çıkar gibi çıkıp gelen Candace muhtemelen üçüncü sezon dizide olmayacaktır. Bu rolü canlandıran Ambyr Childers ise ortalama bir oyunculuk performansıyla görevini tamamlamıştır.
You 3. Sezonda Ne Olacak?
Her sezon yaşandığı gibi Joe, ikinci sezonun sonunda da gösterilen yeni bir kadına aşık olup, takıntı haline getirerek yeni hedefi için çalışmaya başlayacaktır. Bu durumdan birkaç bölüm sonra kıllanmaya başlayan Love ile aralarında büyük kavgaların veya kıyımların yaşanacağı You dizisinde, sezon sonunda Love ile Joe’nun yaşadığı olayları geride bırakarak hayatlarına devam edeceğini düşünüyorum. Sonuçta Love hamile kalmıştı ve Joe babalık yapmak için oldukça heyecanlıydı. Bu durumu yüksek ihtimalle kullanacak olan Love, evinin erkeğini evde tutmayı başaracaktır. Fakat bunlar tamamen benim varsayımlarım. Üçüncü sezonu izleyip, incelemesini sitemizde paylaştığımız zaman bu tahminim ne kadar doğru ne kadar değil göreceğiz.
Konusu
You dizisinin konusu, Joe karakterinin yeni bir kadına aşık olup onu elde etmek için gözlem yapıp, detaylıca karakterini, çevresini, yaşamını araştırması üzerine kuruludur. Belli bir süreden sonra dizide Joe açısından işler ters gitmeye başladığında Joe panikleyip yanlış kararlar almakta ve sonuçlarının deşifre olmasından dolayıda dizide kayıplar yaşanmaktadır. Aşık olduğu kadınlara derinden bağlı olan Joe’nun güven problemleriyle karşı karşıya olduğumuz bu yapımda, o ve kadın tarafının tepkileri, başlarından geçen şeyler konu olmaktadır.
Türk yapımı olan ve Osmanlı tarihini konu edinen Rise Of Empires: Ottoman haberimizi okumayı unutmayın. Ayrıca instagram sayfamızı takip ederek yayınlanan içeriklerden hızlı bir şekilde haberdar olabilirsiniz.
0 notes
filmhalisi-blog · 4 years
Link
Rise of Empires: Ottoman, son günlerde internet dizi yayıncılığı konusunda Türk yapımı olup dikkat çeken son dizilerden birisi. Netflix tarafından tanıtılmasıyla birlikte ilgi odağı haline giren dizi, Osmanlı İmparatorluğunun tarihini anlatmaktadır. Anlatılan dönem Fatih Sultan Mehmet dönemi olmakla birlikte Netflix cephesinden gelen bilgiye göre kendisi 6 bölüm sürecek bir mini dizi.
Netflix resmi medya kanalları üzerinden duyurulduktan sonra Imdb cephesinde de yankı uyandırdığından dolayı yabancı izleyiciler de ‘çağ kapatıp, çağ açan’ Osmanlı sultanını izlemek için merakla bekliyorlar. İsterseniz ilk önce dizinin Netflix tarafından yayınlanan resmi fragmanını izleyip, üzerine konuşalım.
youtube
Rise of Empires: Ottoman, kategori olarak tarih – kurgu kategorilerinde yayına girecek bir Netflix mini dizisidir. 1 sezon sürecek dizi, platform üzerinden 6 bölüm halinde yayınlanacak. Senaryosu ünlü Profesör Celal Şengör tarafından yazılmış ve Emrah Safa Gürkan bu süreçte kendisine danışmanlık vazifesi altında yardımcı olmuş. Karga Seven Pictures ve STX Entertainment olarak iki yapım şirketi tarafından oluşturan projenin yapımcıları Kelly McPherson, Emre Şahin ve Sarah Wetherbee’dir. Gerçekliğin hat safhaya oluştuğu bu içeriği izlenebilir hale getirebilmek için kurgu tarafında Alex Durham ve Alessandro Soares birlikte çalışmışlar. Hikaye tarzında bir anlatıcılık görevi üstlenen Halit Ergenç‘in ismi ise projenin son zamanlarında kesinleşmiştir. Bana sorarsanız böyle bir konuyu en iyi Halit Ergenç’in sesinden dinleyebiliriz.
Tumblr media
Oyuncuları
Rise of Empires: Ottoman dizisi, birbirinden değerli ve yetenekli oyunculara yer sahipliği yapıyor. Tartışmasız yapımın kalitesini arttıracağını düşündüğüm oyuncuları ve canlandırdıkları karakterleri izlemek için sabırsızlanıyorum.
Dizi oyuncuları şunlardır:
Cem Yiğit Üzümoğlu (Fatih Sultan Mehmet)
Tuba Büyüküstün (Mara Hatun)
Damla Sönmez (Ana)
Osman Sonant (Loukas Notaras)
Selim Bayraktar
Birkan Sokullu
Ushan Çakır
Tolga Tekin
İlayda Akdoğan
Tommaso Basili
Charles Dance
Tumblr media
Dizi, eğer her şey yolundaysa harika bir yapım olacak gibi duruyor. Fakat beklediğimiz gibi gelmeme ihtimalide mevcut. Her ne olursa olsun konu ve senaryo ilişkisinin tamamlanmış olması, bu mini diziyi izlenebilir hale sokmak için yeterli olacaktır.
Dizinin çıktığı gün sitemizde incelemesi paylaşılacaktır. İncelemenin yazıldığından anında haberinizin olması için instagram hesabımızı takip etmeyi unutmayın. Son film incelememizin Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı filmi üzerinedir, okumayı unutmayın.
0 notes
filmhalisi-blog · 4 years
Link
Mucize Doktor Mantık Hataları Bugün ki dizi incelemesi Mucize Doktor üzerine olacak. Yapımcılığını Asena Bülbüloğlu’nun üstlendiği dizi, MF Yapım yapım şirketine bağlıdır. Mucize Doktor medikal, dram kategorileri altında yayınlanmaktadır ve senaryosu Pınar Bulut, Onur Koralp tarafından yazılmaktadır. İlk bölümü 12 Eylül 2019 tarihinde yayınlanmış ve şuana kadar toplamda 18 bölümü çekilmiştir. Dizinin birinci sezonu hala devam etmektedir.
Başrol kadrosunda Taner Ölmez, Onur Tuna ve Sinem Ünsal’ın oturduğu dizinin yönetmeni Yusuf Pirhasan’dır. Ortalama bölüm uzunluğu 120 dakika (2 saat) olmak üzere her hafta Perşembe günü Fox Tv üzerinden yayınlanmaktadır. 2013 yapımı Güney Kore dizisi olan Good Doctor’dan esinlenerek projelendirilmiştir.
Atmosfer
Mucize Doktor, konusu gereği hastane ortamında çekilmektedir. Bu yüzden hastanelerde rastladığımız hemen hemen her şeyi görebilmekteyiz. Örneğin hastane yetki hiyerarşisi, medikal malzemeler vb. araç gereçlerin tümü izleyiciye gösterilmektedir. Millet olarak ciddi bir iş yapılırken izlemeyi sevdiğimizden dolayı bir meslek grubu işini icra ederken gözlemlemek hat safhada hoşumuza gitmektedir. Daha öncesinde Doktorlar dizisinde yaşadığımız hislerin birçoğunu farklı karakterler üzerinden tekrar yaşamaktayız. Ee, bu kategorilere has dizi veya filmlerin çok gelmemesinden ötürü de bu tür bir diziyi özlemişiz.
Hikayenin geçtiği hastanede işler her karmaşık, asistanların ve doktorların iş yükünün ağır olması sebebiyle sahneden sahneye mekan değişmektedir. Bu mekanlar ya bir koridor, ya bir oda ya da bir ameliyathane olduğundan dolayı ve hastalıklarla ilgili bilgiler paylaşıldığından dolayı bize her yer Paris 🙂 Demek isterdim… Fakat ciddi anlamda Mucize Doktor beyazlık içeren sahneler insanın içini açıyor ve karamsarlık söz konusu olsa dahi izleyiciyi bu mekanlar kasvete sevk etmiyor. Dizide başrol Taner Ölmez’in canlandırdığı Ali Vefa karakteri neticesiyle sıkılmak pekte mümkün olmuyor. Tabii, Dr. Nazlı’yı unutmamak lazım. Aliyle mükemmel bir ekip olan Nazlı, Ali’nin absürt davranışlarını adeta bir regülatör gibi ayarlayarak izleyiciye iletiyor. Bundan sonra ise espriyi kaparsanız sizindir.
Genel olarak Mucize Doktor atmosfer açısında izlenebilmesini kolaylaştıran, izleyiciyi sıkmayan, aksine merak uyandıran bir atmosfere sahip diyebilirim. Bu konuda yapımcının mıdır yönetmenindir bilinmez, seçimleri takdir edilesi.
Mucize Doktor Oyuncuları
Mucize Doktor, oyuncu kadrosu bakımından oldukça yetenekli ve gelecek vaat eden oyunculara sahip. Her biri birbirinden güzel performans sergileyen oyuncuların gözüme çarpan, ölüm kalım meselesi haline dönüştüreceğim bir eksiği yok. Fakat yardımcı karakterlerden Açelya hemşire karakterini canlandıran Hayal Köseoğlu’nun diziye daha da adapte olmuş olarak gözükmesi için rolü üzerine çalışması gerektiğine inanıyorum. Ara sıra donuk kalan Köseoğlu, izleyiciye iletilmek, geçirilmek istenen duyguyu tam anlamıyla ifade edemeyebiliyor. Bunun dışında eleştirilecek herhangi bir oyunculuk performansı bulamadığımdan ötürü başrol karakterlerine geçelim.
Ali Vefa (Taner Ölmez) hastaneye son asistan olarak alınmış 20 yaşında otizmli bir cerrah adayı. Hastalarla iletişim kurmakta güçlük çeken Ali, yavaş yavaş konfor alanından çıkma gayretindedir. Çocukluğunda sevdiği tavşanı babası tarafından öldürülünce iyice içine kapanır. Vefat edene kadar içine kapanan Ali’ye en iyi gelen şey ise abisidir. Bir gün Ali ve abisinin bulunduğu mağara çöker ve gelen kurtarma ekiplerinin içinde Dr. Adil ile karşılaşır. O günden hastaneye asistan olarak kabul ediliş gününe kadar Aliyle Adil Hoca ilgilenir ve destek olur. Sonunda Ali, Adil Hocanın başhekim olarak görev yaptığı hastanede çalışmaya başlar ve ona verilen görevleri eksiksiz tamamlamaya çalışır. Aldığı görevleri ve sorumlulukları sorunsuz halleden Ali, bu başarısına rağmen hastane yönetimine ve hastalara ara sıra yaranamamaktadır.
Karakteri canlandıran Taner Ölmez, mükemmel bir oyunculuk performansı sergileyerek Ali Vefa karakterini izleyiciye sevdirmeyi başarmıştır. Eksiksiz ve eleştirilere açık olmayacak kadar net bir performans sergileyen Sönmez, oldukça büyük bir takdiri toplamıştır. Bunu sonuna kadar hak ettiğini de en içten başarı dileklerime ekleyerek söyleyebilirim. Kesinlikle bu oyunculuğa bir bölüm bile olsa tanıklık etmenizi öneririm.
Ferman ve Nazlı...
Ferman Eryiğit (Onur Tuna) 30 yaşında Ali Vefa’nın hocası ve hastanenin yıldız doktoru. Aynı zamanda hastanenin yöneticisi ve kurucusu Beliz’in (Hazal Türesan) sevgilisi. Adil Hocanın öğrencilerinden biri olan Ferman, aynı zamanda Ali’nin bulunduğu ekibin şefi. Ferman Mucize Doktor dizisinin en gizemli ve sert gözüken ama bu tanıma uymayan karakteri. Her ne kadar öyle gibi gözükse de içinde bir şefkat, sadakat saklıdır. Kimseye göstermemeyi seçse de oldukça yumuşak bir kalbi vardır. Onur Tuna ise bu karakteri layığıyla canlandırmaktadır.
Nazlı Gülengül (Sinem Ünsal), 20 yaşında, hastaneye Ali gibi yeni asistan olarak girmiş bir cerrah adayı. Aliyle birbirlerine aşık. Ali’nin aksine iletişim konusunda oldukça rahat ve herkes tarafından sevilen, cana yakın bir karakter. Hastanenin gelecek vaat eden doktorlarından birisidir.
Mucize Doktor Mantık Hataları
Mucize Doktor senaryosu bakımından oldukça büyük mantık hataları barındırır. Özellikle asistan doktorların 20 yaşında olması gibi olması imkansız özellikler gibi. En basitinden bir hesaplama yapacak olursak 18 yaşında tıp fakültesine giren öğrenci 6 yıllık eğitiminden sonra 1 yılını da TUS’a bırakmaktadır. Yani toplamda 7 yıllık bir süreçten sonra doktor olabilme potansiyeline sahip bir birey haline gelmektedir. Bundan dolayı asistanlar en az 24-25 yaşlarında olmalıdır ki gerçeklilik anlamında artı bir puan verebilelim.
Otizmli bir bireyin belli bir konuda diğer insanlara göre çok daha başarılı olabilmesi doğru fakat dizide aksettirildiği gibi bir mekanizma söz konusu değildir. Dr. Ali Vefa hastaya baktığı gibi hiçbir tetkik olmadan olayı kafasında canlandırıp teşhis koyuyor ve yanındaki alan uzmanları da sık sık buna koşulsuz katılabiliyor. Mantık açısından doğruluk payı belli bir yere kadar olan iş, Mucize Doktor dizisinde tamamen bir şova dönüşmüş haldedir.
Konusu
Mucize Doktor, otizmli cerrah adayı Ali Vefa’nın Berhayat Hospital’a asistan olarak kabul edilmesiyle başlıyor. Ali, alanında oldukça başarılı, sorumluluklarını ve görevlerini eksiksiz yerine getirmeye çalışan 20 yaşında bir doktordur. İleride başarılı bir cerrah olarak abisine verdiği sözü tutmaya çalışan Ali için bu hiç kolay bir deneyim olmayacaktır. Ali, iletişim ve etkileşim konularında problem çektiği için hastalarla olan diyaloğu oldukça basit bir seviyededir. Neyse ki Dr. Nazlı vardır. Nazlı, hastanede Ali’nin en büyük destekçisidir. Her anlamda Aliye yardımcı olan Nazlı, hocalarından Ferman’dan hoşlanıyordur. İlerleyen zamanda hisleri büyük ölçüde değişecek olsa da bir sevgili edinme ihtimali oldukça düşüktür. Mucize Doktor, otizmli bir cerrah adayının başından geçenleri konu almaktadır.
Bu yazının kopyası tumblr hesabımızda da paylaşılmaktadır. Hesabımızı takip etmeyi unutmayın. Sitemizde son zamanların en popüler yapımlarından biri olan Atiye dizisinin incelemesi de paylaşıldı. Hemen göz atın. İncelemeyle ilgili yorumlarınızı bekliyoruz!
0 notes
filmhalisi-blog · 4 years
Link
Sıfır Bir Filmi İzlemeye Değer mi Değmez mi?Sıfır Bir, her ne kadar yapımında, senaryosunda ve oyunculuklarda problemler var gibi gözükse de gayet izlenebilir bir yapıya sahip. Bu yüzden ön yargıyla yaklaşmadan gidip bir göz atmanızı öneririm. Fakat film içerisinde olay örgüsü çok zayıf olduğundan dolayı filmi sürükleyici hale getiren tek şey sahnelerin hareketliliği. Bunu dikkate almanızı öneririm.Bugün ki film incelemesi 10 Ocak 2020 tarihinde vizyona giren Sıfır Bir üzerine olacak. Filmin yapımcılığında bir kişi veya filmden bağımsız bir şirket yer almıyor. Evet, bu adamlar kendileri finanse ediyor, kendileri çekiyor ve dağıtım anlaşmalarını yapıyor. Yapım şirketi olarak tedavülde Sıfır Bir Yapım geçmektedir. Toplamda 98 dakika (1 saat 38 dakika) süren film dram kategorisi altında vizyona girmiştir. Dağıtımcılığını CGV Mars Dağıtım‘ın üstlendiği Sıfır Bir konusu bakımından ülkemizde hali hazırda devam eden hassas noktalara değinmektedir. Yönetmen koltuğunda Sıfır Bir’in dizi versiyonunda da oturmuş, Kadri Beran Taşkın oturmaktadır. Kendisinin filmde ortalama bir iş çıkardığını söyleyebiliyorum. Bunun sebebi, sahne geçişlerinin çok hızlı olması, çekim açılarının yer yer senaryoyu yansıtmaması. İlaveten Sıfır Bir, büyük çekim bütçelerine sahip olmadığından dolayı oyuncuların birçoğu gönüllülük esaslı oynamaktadır. Yani, film gerçek anlamda oyunculardan oluşan bir kasta sahip değil.
Atmosfer
Sıfır Bir, insanların girip çıkmak istemeyeceği, belalı, tehlikeli alanlarda işleniyor. Çekimde kullanılan mekanlar genelde kenar köşe diye tabir ettiğimiz yerler. Bundan dolayı konu dahilinde oluşan karakter çerçevesi entelektüel birikimi olmayan, işleri kara düzende çözmeye çalışan, kendi kanunları olan kişiler. Bunun türevi yapımlarda, bu tip şartların getirdiği antipatik etkiler her zaman oluyor ve Sıfır Bir filminde de olduğunu söyleyebilirim. Fakat oyuncuların doğallığı filme ayrı bir gerçekçilik kattığından ötürü her ne kadar aksettirilen ortam antipati toplayabilse de kesin bir şekilde itici olduğu söylenemez.
Sıfır Bir, senaryo bakımından karanlık, boğucu bir atmosfere sahip. Gerçi, gerçeklikle kıyaslarsak büyük bir doğruluk payı olduğu kesin. Her ne kadar film aksiyon filmi gibi gözükse de izlemeye başladığınızda her olayın bir dram sarmalına bağlandığını göreceksiniz. Bu bağlantılar yönetmen tarafından yer yer mükemmel, yer yer ortalama bir şekilde işlenebilmiş. Açık konuşmak gerekirse işin teknik boyutundan ziyade izleyiciye hissettirilmek istenen duygular sorunsuz hissettiriliyor.
Oyuncular
Sıfır Bir filminde yer alan oyuncular ve canlandırdıkları karakterler için teker teker yorum yapmayacağım. Bunun sebebi profesyonel oyunculuk kariyerlerinin ve kıyaslayabileceğimiz yapımlarının olmaması. Yazının başında da bahsettiğim gibi, film düşük bütçeyle çekilmiştir. Bu yüzden oyuncular için yüksek bütçeler ayırmaları söz konusu değil. Fakat, filmde yer alan oyuncuların birçoğu oyuncu dahi değil. Ha bu bir dezavantaj mı? Bu film için değil çünkü bir ekibe yorum yaparsak gayet güzel iş çıkarıyorlar amma velakin bireysel performanslarının pekte iyi olduğunu düşünmüyorum. Sıfır Bir film oyuncuları bir ekip halinde varsayılırsa ortalamanın üstünde bir performans sergiliyorlar.
Peki Sıfır Bir film oyuncularının eksikleri var mı? Var, evet. Özellikle filmin konusunu oluşturan küçük kız oyuncunun varlığı, performansı ve diğer karakterlerin ona karşı tutumu oldukça yetersiz. Bir karakterin başından geçenleri baz alarak senaryo yazılıyorsa bu karakterin yapımın içerisinde sönük kalması beceriksizlik olarak değerlendirilir. Yönetmen ve oyuncuların tamamı konuya bağlı kalmak adına bu karaktere daha fazla önem göstermeleri gerekirdi. Fakat bu husus filmin akışını bozmuyor, sadece derinliğini baltalıyor.
Sıfır Bir Filmi İzlemeye Değer mi Değmez mi?
Sıfır Bir, her ne kadar yapımında, senaryosunda ve oyunculuklarda problemler var gibi gözükse de gayet izlenebilir bir yapıya sahip. Bu yüzden ön yargıyla yaklaşmadan gidip bir göz atmanızı öneririm. Fakat film içerisinde olay örgüsü çok zayıf olduğundan dolayı filmi sürükleyici hale getiren tek şey sahnelerin hareketliliği. Bunu dikkate almanızı öneririm.
Konusu
Adana’da eskiden yaşadıkları suç dolu hayatlarını bırakma kararı alarak İzmir’e yerleşen üç (Savaş, Cihat ve Azad) arkadaş, geçmişi geride bırakarak hayatlarına yeni bir sayfa açarlar. İzmir’de kendilerine oto yıkamacı açarak helal para kazanma düşüncesindedirler. Ancak her ne kadar hayatlarına yeni bir sayfa açmış olsalar da kader onları tekrardan bu yola iter. Melek adında peçete satarak geçinen bir kızın annesinin ölümü üzerine Melek’in yardım çığırışları sırasında Melek, tekin olmayan adamlardan yardım ister. Başına gelebileceklerden bir haber olan Melek, umduğu yardım yerine karşısında kendisine tecavüz etmeye çalışan bir adam bulur. Bu adamın elinden kurtulmayı başaran Melek, Savaş, Cihat ve Azad’ın oto yıkama dükkanına doğru koşar ve onlara sığınır. Melek’i susturmak için arkasından gelen adamlar üç arkadaşın hışmına uğrarlar ve bunun bir bedelinin olacağını söylerler. Ve bu üç arkadaş kendilerini geri dönüşü olmayan bir yolun içinde bulur.
0 notes
filmhalisi-blog · 4 years
Link
Bugün ki dizi incelemesi son zamanların en popüler dizisi Çukur üzerine olacak. Çukur Gökhan Horzum ve Damla Serim tarafından senaryosu geliştirilen yönetmenliğini Sinan Öztürk’ün yaptığı aksiyon, dram kategorileri içinde bir Türk dizisidir. Şuana kadar toplamda 3 sezon 83 bölümü yayınlandı. İlk bölümü 23 Ekim 2017 tarihinde yayınlanan dizi neredeyse yayın günü Türkiye’de ki reyting sırasının başında yer aldı. Başrol kadrosunda Aras Bulut İynemli, Perihan Savaş, Erkan Kolçak Köstendil, Öner Erkan, Rıza Kocaoğlu ve Necip Memili yer alıyor. Dizinin yapımcılığını ise Ay Yapım üstlenmiş durumda. 2017 yılından beri gösterimde olan Çukur, bir aksilik olmadığı sürece tahminen en fazla 2 sezon yayında duracaktır. Çünkü belli bir noktadan sonra işlenecek konular doyuma ulaşıyor ve izleyiciye geçirmek istenen duygu ne kadar iyi işlenirse işlensin başarısızlıkla sonuçlanıyor.
Atmosfer
Çukur, her 5 Türk dizisinden 4’ü gibi İstanbul ilimizde çekiliyor. Bundan dolayı da İstanbul’un havasını, suyunu, toprağını rahatlıkla milyonlarca kez sonra çekilen dizilerden sonra yine görme fırsatımız oluyor. Her ne kadar dizi İstanbul’da da çekilse konu olarak Koçova mahallesi alınıyor. Son bölümlerde gördüğümüz “Çukur değil İstanbul Çukur’un içinde” mottosundan da anlaşılabileceği gibi dizinin büyük bir bölümü Koçova mahallesinde yani Çukur’da geçiyor.
Çukur bir başka deyişle Koçova Mahallesi, insanlarının kendi içinde samimiyet düzeyinin en yüksek derecelere çıktığı, yardımlaşma – imece usulünün kaybolmadığı oldukça içten bir mahalle. Her ne kadar içten, sıcak insanlara yer sahipliği yapsa da bu mahalle, dışarıdan gelen yabancılara karşı sıcak kavramını bulamayacağımız bir vaziyet haline giriyorlar. Tabii, mahalle sizin siz bilirsiniz ama bu kadar sert karşılamanıza da gerek yok sanki…
Çukur’un başında olan aile Koçovalılardır. İdris Koçovalı’nın büyük gayretleri sonunda kurulan bu mahallede “Sen Çukur’u korursun, Çukur’da seni korur” naraları atılır. Bunun sebebi ise mahallenin kendisinden gelen mahalle içi yardımlaşma vb. konulardır.
Çukur, cüzdanından paralar dökülse de gösterişten uzak, genellikle eski tip betonarmelerin bulunduğu bir mahalle olduğundan dolayı sahnelerde karşılaştığımız parklar, evler, sokaklar vb. envai çeşit mekanda yıpranma, dökülme, üflesen yıkılacak edasını görüyoruz. Böyle bir bölgenin atmosferi de yer yer şen şakrak çiçekli böcekli olsa da genellikle kurşun sesiyle uyanılan ve yatılan bir yer olabiliyor. Bölgenin genelinde insanların takındığı aşağılık psikolojisi, sizleri izlerken yahu hiç kimse mutlu değilde Koçovalılar “şşt, yakışıklı” dediğinde mi mutlu olabiliyorlar diye sorgulatıyor.
Çukur Dizisi Oyuncuları
Çukur dizisinin başrol kadrosunda Aras Bulut İynemli, Perihan Savaş, Erkan Kolçak Köstendil, Öner Erkan, Rıza Kocaoğlu ve Necip Memili yer alıyor. Her sezon kilit elemanlar girip çıksa da (örneğin Dilan Çiçek Deniz’in canlandırdığı Sena karakteri gibi) sürekli devam eden oyuncular bunlardır. Oyunculuk anlamında sıkıntısı olmayan dizide özellikle Aliço karakterini canlandıran Rıza Kocaoğlu büyük bir sorumluluğun altından kalkıyor. Şimdi teker teker oyunculara ve canlandırdığı karakterlere göz atalım.
Aras Bulut İynemli (Yamaç Koçovalı), Koçovalı ailesinin en küçük ferdi olan Yamaç, kimya mühendisi abilerine göre üniversite okumuş, hafiften kafayı sıyırmış, hırslı bir o kadarda zeki karakterdir. Abisi Kahraman ölünce babası İdris Koçovalı tarafından Çukur’a çağırılır. Yaşadığı olaylardan ötürü psikolojik olarak çöküntüye uğrayan Yamaç, hafiften delirmiştir. İlk geldiği zamanlar tahmin edilebilir kararlara sahip olsa da yaşadığı psikolojik sıkıntılar nedeniyle artık ne yapacağı tahmin edilemez kişidir. Aras Bulut İynemli ise karakteri oldukça başarılı sergilemektedir.
Perihan Savaş (Sultan Koçovalı), Koçovalı ailesinin annesi olan Sultan genel olarak ara bulucu, sadık ama oldukça da sert olabilen bir karakterdir. Genel oğullarının arkasını toplayan Sultan ailenin fikir açısından en net kararlarını veren ve uygulayan birisidir. Perihan Savaş bu karakterin altından ortalamanın üstünde kalksa da sahneden sahneye değişiklik gösteriyor olsa da duyguları yansıtamadığı anlara da tanıklık ediyoruz.
Erkan Kolçak Köstendil (Vartolu Sadettin / Salih Koçovalı), ailenin duygusal mana da küçüklükten beri zorluklar çeken en dirayetli üyelerinden birisidir. Salih, Sultan Koçovalı’nın oğlu değildir. İdris Koçovalı’nın daha önce bir Mihriban adında bir kadınla meyhanede tanıştığı ve kısa süreli bir ilişkiden sonra meydana gelen çocuktur. Sultan yaşananları öğrenince Mihriban’ı ailenin şoförlerinden birisiyle evlendirerek İdris’ten uzaklaştırmıştır. Bundan dolayı Salih, belli bir yaşa kadar gerçek babasını tanıyamamıştır. Zaman içerisinde uyuşturucu üretimine başlayan Vartolu Sadettin, Koçovalı ailesine kabul edildikten sonra gerçek adı Salih’i alarak bu işleri bırakmıştır. Başarılı oyuncu Erkan Kolçak Köstendil, bu rolün üstesinden hakkıyla gelmektedir.
Öner Erkan (Selim Koçovalı), Koçovalı ailesinin üçüncü oğlu olan Selim diğerlerine göre biraz daha saf, kolay inanabilir yapıya sahiptir. Bundan dolayı başına birçok kez dertler açılıp, İdris tarafından azarlansa da kişiliği budur. Çukur dizisinde Yamaç ve Cumali’nin aksine ağırlığı çok daha azdır. Kendisinin bir oğlu ve bir kızı vardır. Karısıyla araları hep bozuk olan Selim, bu evliliği baştan beri istememiştir aslında.
Rıza Kocaoğlu (Aliço / Ali Çoban), Aliço mahallenin otizmli ama zeki, en iyi gözlemcisidir. Genelde birisi bulunmak istediğinde yahut çözülemeyen bir problem olduğunda Koçovalı ailesinden İdris ve Yamaç Aliço’dan fikir almaktadır. İlaveten kendisi çok iyi bir keskin nişancıdır. Bu rolü tarif etmek yerine izlemenizi tavsiye ederim. Açık ara Rıza Kocaoğlu Çukur dizisinin en iyi oyunculuk performansını sergilemektedir.
Necip Memili (Cumali Koçovalı), hapisten yeni çıkan ailenin en büyük oğludur Cumali. Vurdulu, kırdılı işlerin uzmanı olan Cumali, Çukur dizisinin belki de en anlamaz – dinlemez karakteridir. İlginçtir ki kardeşleri tarafından kolaylıkla sakinleştirilebilir veya kontrol altına alınabiliyor. Oyunculuk bakımından Necip Memili’nin kesinlikle bu karakteri canlandırabilmek için çok çalıştığını düşünüyorum.
Cihangir Ceyhan (Azer Kurtuluş), Adanalı bir uyuşturucu üreticisidir. Kardeşi Savaş’ın öldürülmesi üzerine Koçovalı’lardan hesap sormak için İstanbul’a gelmiştir. Azer, oldukça dik kafalı ve laftan anlamaz bir karakterdir. Efsun’un çıkarlarına hizmet etmektedir. Cihangir Ceyhan ise yer yer donuk ifadelerle bizi karşılasa da genel olarak iyi bir oyunculuk performansı sergilemektedir.
Damla Sönmez (Efsun), Baykal karakterinin kızıdır ve babasının ölümü üzerine Koçovalı ailesinden ve Çukur mahallesinden intikam almak istemektedir. Bunun için birçok mafya babasıyla çalışan Efsun oldukça varlıklı ve elit bir karakterdir. Oldukça içten ve samimi bir şekilde Çukur mahallesinin başında olan Yamaç Koçovalı’dan hoşlanmaktadır. Güzel oyuncu Damla Sönmez, verdiği tepkilerle, duruşuyla, oturuşuyla her anlamda yerli yerinde bir performans sergilemektedir. Kendisine buradan kariyerinde başarılar dileriz.
Hazal Subaşı (Nehir), tımarhanede Yamaç ile tanıştıktan sonra Yamaç’ın sevgilisi de diyebileceğimiz, bir anlamda da diyemeyeceğimiz karakter. Oyunculuk anlamında Hazal Subaşı’yı yetersiz bulduğumdan dolayı ve karakterin tam olarak ruh halini de çözemediğim dolayı kendisi hakkında birşey söylemeyeceğim.
Konusu
İstanbul’un en belalı ve tehlikeli mahallerinden biri olan Çukur, Koçovalı ailesinin kontrolündedir. Koçovalılar Çukur’u yönetmeye çalışırken en önemli kurallarından birisi de uyuşturucunun yasak olmasıdır. Ancak gözünü Çukur’a dikmiş bir grup tüm bu düzeni bozacak bazı girişimlerde bulunmuştur ve başarılı da olmuşlardır. Gerçekleşen kayıplar neticesinde Koçovalılar tam pes etme raddesindeyken ailenin uzakta olan oğlu Yamaç gelecektir. Yamaç geldikten sonra sorumlulukların büyük bir çoğunluğunu üstüne alır ve Koçovalıları yıldırmaya çalışan gruba karşı önlemler almaya başlar. Bu konuda babasından daha iyi olduğu anlaşılan Yamaç bir süre sonra Çukur mahallesinin reisi olacaktır.
Bu yazının kopyası tumblr hesabımızda da paylaşılmaktadır. Takip etmeyi unutmayın. Bir diğer dizi incelememizde Atiye dizisini üzerinedir. Okumak için tıklamanız yeterli.
Film Halısı keyifli seyirler diler.
0 notes
filmhalisi-blog · 4 years
Link
Bugün ki dizi incelemesi Designated Survivor üzerine olacak. Dizi 21 Eylül 2016 tarihinde ABC (ABD menşeli bir televizyon şirketi) kanalında gösterime girmiştir. 3. sezon gösterime girdiğinde yayın hakları Netflix tarafından satın alınmış ve tüm dünyada gösterime girmeye başlamıştır. Toplamda 3 sezon 53 bölüme sahip olan dizi başarılı senarist David Guggenheim tarafından yazılmıştır. Designated Survivor, Netflix tarafından hakları satın alındıktan sonra işler sarpa sardı. 7 Haziran 2019’da 3. sezon tanıtıldıktan sonra seri, Temmuz’da iptal edildi.
Bana göre oldukça yerinde bir karar verildi çünkü artık dizide işlenebilecek konular doyum noktasına ulaşmıştı. Richard Klein, Ann Kindberg ve Tommy Burns’ın yapımcılığını üstlendiği dizi, ekranda kaldığı süre boyunca izleyicilerini tatmin etmeyi de başardı. Ayrıca M. David Mullen ve David A. Harp ikilisi yönetmen koltuğunda oldukça başarılı bir iş çıkardı. Yönetmen mantık hatalarına takılmadan keyifle 3 sezon izledim diyebilirim. Designated Survivor’ın konusu bakımından dahil olduğu kategoriler ise politik gerilim, politik drama ve komplo gerilimdir. İlaveten dizinin başrol oyuncusu Kiefer Sutherland’e (Tom Kirkman) Amerika Birleşik Devletleri başkanlığı oldukça yakışmış ve kendisi bu rolü eksiksiz kaldırmış.
Atmosfer
Tumblr media
Designated Survivor atmosfer bakımından incelediğinde dahil olduğu kategorilerin etkisini taşımaktadır diyebilir. Gerilim, drama, komplo kategorilerine giren dizi, bunların ağırlığını taşıyor. Binaenaleyh, konular karanlık, gizemli bir atmosferde işleniyor. Fakat yönetmenlerimiz bu ağır atmosferin altından zorlanmadan kalkmışlar. Öyle ki dizi izleyici de her yaşanan olayda, ileriye dönük heyecan ve merak oluşturuyor. Bu köprüyü oluşturabildiklerinden dolayı kendilerini tebrik etmek gerekir.
Designated Survivor her ne kadar kasvetli bir atmosfere sahip gibi görünse de… Senaryo da yapılan ufak dokunuşlar izleyicinin arada gülümsemesini, eğlenmesini, keyiflenmesini sağlıyor. Bundan dolayı izleyici, üst üste gelen olayları idrak etmekte zorluk çekmiyor. İlaveten dizinin sürekli gerilim tetiklemesinden de bu sayede yorulmuyoruz.
Designated Survivor, ABD’nin Toronto ve Washington eyaletlerinde çekilmiş bir dizi. Yönetmenlerimiz senaryonun akışını sağlarken araya bu güzel iki şehrin detaylarını da eklemeyi ihmal etmemiş. Sık sık olmasa da bu şehirlere ait mimariye, kültürel ögelere rastlıyoruz. Bu detaylar, dizi de yaşanan olayların ağırlığını bir nebze olsun hafifletiyor. Ayrıca biz izleyicilerin, şehri yine bir nebze olsun tanımasını sağlıyor.
Designated Survivor Oyuncuları
Tumblr media
Designated Survivor dizisinde rol alan oyuncular hakkında olumsuz bir kanıya varabilmek maalesef benim gözümde mümkün değil. İncelemeleri yazarken özellikle karakterleri canlandıran oyuncuların eksik yönlerini de bulmaya çalışıyorum. Ki, sizin seyir keyfinizi yükseltebileyim. Fakat, Designated Survivor oyuncuları rollerine ve metinlerine görünen o ki harika hazırlanmışlar. Sizi fazla tutmadan hemen karakterlere geçelim.
Keifer Sutherland, Amerika Kongre Binası’na düzenlenen bir saldırı sonrası ABD başkanlığına çıkan Tom Kirkman karakterini canlandırıyor. Düzenlenen saldırı sonucu İmar ve İskan Bakanı olan Kirkman‘ın üstünde kimse kalmadığından dolayı başkanlık Kirkman’a kalıyor. 3. sezonun sonuna kadar başkanlık yapıyor ve sezonun sonunda 2. dönemine başlaması için başkanlığa seçiliyor. İlk zamanlarında tecrübesiz olan başkanımız, her yaşadığı olayda yavaş yavaş başkanlığı öğrenmektedir. Barışçıl ve iyi niyetli olan Kirkman aynı zamanda bir parti mensubu da değil. Binaenaleyh, ortak bir hükümet kurmak istemekte ve bunda da başarılı olup olamayacağını izlediğiniz zaman görmelisiniz. Kendisi çok babacan bir karakterdir. Rahatlıkla Kirkman’a ısınabilirsiniz.
Natascha McElhone, ABD başkanı Kirkman’ın karısı, First Lady Alex Kirkman karakterini canlandırıyor. Yaşanan saldırı sonucunda kendisini başkanlık koltuğunda bulan kocasının en büyük destekçisi. First Lady olmadan önce EEOC adı verilen bir kurumda avukatlık yapıyordu. Kocası gibi o da barışçıl birisi. Olayları şiddetle çözme yanlısı değil. Fakat First Lady makamına bence yakışmayan bir karakter. Olayları eline yüzüne rahatlıkla bulaştırabildiğinden dolayı izlerken arada sizi çileden çıkartabilir. Designated Survivor dizisi için biraz can sıkıcı bir karakter.
Diğer Önemli Oyuncular
Adan Canto, ilk sezon özel kalem daha sonrasında Kimble Hookstraten’in danışmanı ve en sonunda da başkan yardımcılığı görevini üstlenen Aaron Shore rolünü canlandırıyor. Soğuk bir karakter ama Rhodes’a aşık. Bu hisleri karşılıklı olmasına rağmen Shore, bana dizi boyunca bakışlarından, davranışlarından vb. envayi çeşit özelliklerinden dolayı bir türlü güven veremedi. Belki de bu benden kaynaklanıyordur. Ama gözümde sinsi bir yılandır kendileri. En iyisi izleyip buna siz karar verin ve yorumlarda nasıl düşündüğünüzü açıklayın.
Güzel ve genç oyuncu Italia Ricci, Kirkman’ın başkanlık kampanyasının sözcüsü Emily Rhodes karakterini canlandırıyor. Tom Kirkman’ın İmar ve İskan Bakanı pozisyonunda beri onunla çalışıyor. İlk sezon, Kirkman başkanlık koltuğuna oturduktan sonra ilk önce özel danışman olarak atandı. Daha sonrasında Shore özel kalemlik mertebesinden istifa edince yerini aldı. Bir süre böyle devam eden Rhodes bir süre sonra tekrar özel danışman olarak atandı. Tatlı, iyimser ve bir o kadarda zeki, sadık bir karakter. Mükemmel diyebilirim. Kirkman, Rhodes olmadan ne yapardı bilemiyorum. Designated Survivor dizisinde olması yerli yerinde bir karar.
Ve Maggie Q, bir başka deyişle Hannah Wells. Maggie Q, Designated Survivor dizisinde CIA ajanı olan Hannah Wells karakterini canlandırmaktadır. Kongre Binası’na düzenlenen saldırıyı çözmeye çalışan Wells, Kirkman’ın onun bu faaliyetlerini fark edip, özel yetkiler tanımış başarılı bir ajan. Dizinin son sezonuna kadar birçok olayı ve davayı çözmüştür. Hırslı ve bu detayı vermek istemiyorum ama öyle… Oldukça güzel bir karakter 🙂 Neyse. Toparlamak gerekirse ince zekası problemleri daha kolay çözmesini sağlıyor. Hızlı bir şekilde problemi analiz edip sonuca varılmasını sağlıyor. Sanırım Kirkman’ın yıllar boyunca Wells’i neden yanında tuttuğunu bu ifade açıklıyor.
Konusu
Tumblr media
Designated Survivor Dizisinin Konusu: Ulusa sesleniş gününde Amerika Kongre Binasında eşi görülmemiş bir patlama olur. Birkaç kişi hariç tüm devlet yetkilileri ölmüştür. Yetki sıralamasına göre de geriye bir tek İmar ve İskan Bakanı Tom Kirkman kalmıştır. Başkanlık görevi Kirkman’a kalmıştır ve hiç hazır olmadığı, beklemediği bir anda kendini başkanlık koltuğunda bulmuştur. Kirkman’ın görevi Amerikan halkının aklından bu trajediyi olduğunca temizlemek, güveni ve diğer çalışmayı durdurmuş tüm devlet organlarını faal hale getirmektir.
Designated Survivor incelemesinin kopyası tumblr hesabımızda da paylaşılmaktadır. Hesabımızı takip etmeyi unutmayın. Eğer inceleme hoşunuza gittiyse sosyal medya hesaplarınızdan paylaşarak bize destek olabilirsiniz. İncelenmesini istediğiniz dizi veya filmleri tarafımıza iletirseniz öncelik bunlara verilecektir. Eğer diğer dizi incelemelerine göz atmak isterseniz buraya tıklayarak hızlıca dizi incelemeleri sayfasına ulaşabilirsiniz.
Film Halısı şimdiden keyifli seyirler diler. Sağlıcakla kalın.
0 notes
filmhalisi-blog · 4 years
Link
Bugün ki dizi incelemesi Eleven Film yapımı olan Sex Education üzerine olacak. Yaratıcısının Laurie Nunn olduğu dizi seks komedisi, gençlik draması, komedi – drama (dramedi) kategorileri altında seyirciye sunulmaktadır. Sex Education’ın ilk sezonu 11 Ocak 2019 tarihinde gösterime girmiştir. İlk dört bölümü Ben Taylor tarafından geriye kalan dört bölümü ise Kate Herron tarafından yönetilmiştir. Yani dizinin ilk sezonu 8 bölümden oluşmaktadır. Dizi, talep görülmesi üzerine Netflix tarafından ikinci sezon onayı almıştır ve Sex Education 2. sezon 17 Ocak 2020 tarihinde gösterime girecektir. Başrol unvanını Otis Milburn karakterini canlandıran Asa Butterfield’ın taşıdığı dizi kısa bir sürede popüler olarak 40 milyon izleyicinin üzerinde bir kitleye ulaşmıştır. Bunun en temel sebebi, kaliteli bir yapım olmasıdır.
Eğer bu dizi hoşunuza gitmediyse dizi incelemeleri kategorisinden başka bir incelemeye göz atarak istediğiniz türde bir dizi bulabilirsiniz.
Atmosfer
Tumblr media
Sex Education atmosfer bakımından izleyiciyi sıkmayacak, kasvetten uzak, eğlenceli bir atmosfer sunmaktadır. Yer yer duygusal olayların yaşandığı dizi başarılı sahne geçişleri sebebiyle izleyici de soru işaretleri bırakmamaktadır. Oldukça profesyonel bir şekilde kurgulanmış senaryosu, olayların geçtiği mekanların ambiyanslarında dahi ileriye dönük küçük detaylara yer sahipliği yapıyor.
Sex Education dizisi Otis karakterinin eğitimini devam ettirdiği lisede geçtiğinden dolayı gerek baş rolümüzün iletişim karakterler, gerekse bulunduğu yerler açısından etkileşim kurulan mekanlar ve kişiler okul kavramının içindedir. Bazen öğretmenlerle, çoğunlukla öğrencilerle Otis arasında oluşturulan iletişim kanalları bizi renkli sahnelere tanık ediyor.
Sex Education çoğunlukla okulun eski, kullanılmayan, daha çok kötü alışkanlıkları olan öğrencilerinin tercih ettiği tuvaletlerde işlenmektedir. Bu ambiyansta müşterilerine terapi uygulayan Otis, müşterilerinin sadece fiziksel sorunlarına değil, aynı zamanda duygusal sorunlarına da el atmaktadır. Binaenaleyh, normal zamanda kasvet içeren bu mekan terapilerden dolayı birçok kez renkli anlara sahiplik yapmaktadır. Kurguda bu tip bağların kurulmasından dolayıda atmosfer, benim için tamamlanmış gözükmektedir.
Doğası gereği Sex Education gençlik dizisidir. Bundan dolayıda gençlik dizilerinden hoşlanmayan kişilerin ısınamayacağı bir dizi olabilir fakat ön yargıyla yaklaşmadan izlemeye çalıştığınızda ne kadar başarılı bir yapım olduğunu sizde göreceksiniz. Otis’in dünyasına açılan anlamlı ve sizi hiçbir şekilde sıkmayacak bir yapımdır. Hatta ilerleyen süreçlerde ne olacağına dair meraklanma belirtileri dahi gösterebilirsiniz.
Oyuncular
Tumblr media
Sex Education dizisinin baş rolünde Otis Milburn karakterini canlandıran Asa Butterfield vardır. Otis, annesi Dr. Jean F. Milburn gibi arkadaşlarına seks terapileri verir. Bu yolda ilk zamanlarda Otis’i görmezden gelen Maeve Wiley, Otis’in en büyük destekçilerinden ve ortaklarından birisi olacaktır. Öyle ki Maeve, Otis’in bu yeteneğini kendi çevresini kullanarak pazarlamakta ve her bir seanstan belli bir komisyon almaktadır.
Otis Milburn (Asa Butterfield), annesinin, mesleğiyle ve kişisel aynı zamanda cinsel yaşamına müdahalesiyle mücadele eden garip davranan bir genç, lise öğrencisidir.
Dr. Jean F. Milburn (Gillian Anderson), Otis’in annesidir ve tanınmış, saygın bir seks terapistidir. Aynı zamanda tek gecelik ilişki periyodu vardır ve kendisi boşanmış bir duldur.
Eric Effiong (Ncuti Gatwa), Otis’in en iyi arkadaşıdır. Kendisi Ganalı bir ailenin çocuğudur ve eş cinsel bir eğilimdedir.
Maeve Wiley (Emma Wackey), Otis’in sınıfında ki herkes tarafından bilinen kötü kızdır ve Otis’in terapi yeteneğini keşfettikten sonra onunla arkadaş olmuştur. Arkadaş olduktan sonra Otis’e müşteri ayarlayan Maeve müşteri başına seanslardan komisyon almaktadır. Belli bir zamandan sonra aralarında ki ilişki arkadaşlıktan çok daha öteye taşınmaya başlayacaktır.
Sex Education dizisinde en çok gördüğümüz karakterler yukarıda kişiliklerinden bahsettiğimiz Otis, Dr. Milburn, Eric ve Maeve karakterleridir. Her biri birbirinden güzel ve başarılı performans sergileyen oyuncular, dizinin odağını güçlendirdiğinden dolayı bütünlüğü bozmamaktadır. Bundan dolayı, diziyi oyunculuk bakımından bizi içine çektiğini, antipatik bir tutum oluşturmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Favorim… Maeve.
Sex Education dizisinde benim favori karakterim Otis’in aksine Maeve oldu. Maeve geçmişinde zor zamanlar yaşamış ve hayattan çokta bir beklentisi kalmamış bir karakterdir. Otis’le tanışıp onun düşüncelerinden kendine pay almaya başladığı zaman bir nebze olsun hayatı düzene girmeye başlamıştır. Ve Otis’le tanıştığı güne kadar oldukça yıkık bir ruh halindedir. Her ne olursa olsun pes etmemeyi kendine dikte eden Maeve benim gözümde azmi simgeleyen bir karakterdir. Tecrübeleriyle Otis’e yol gösteren Maeve sinema tarihinde muadilleriyle birlikte hep görmezlikten gelinen bir tip olmuştur. Fakat benim sizden ricam Otis’e odaklanırken bir yandan da Maeve karakterini analiz etmeniz. Bu karakterden de yaşama dair anlamlar çıkartabilirsiniz. İlaveten Emma Wackey’in bu karakterin altından mükemmel bir şekilde kalktığını söyleyebilirim. Takdire şayan bir performans sergilemektedir. Kendisini buradan tebrik edelim.
Sex Education Konusu
Tumblr media
Sosyalleşme açısından başarısız olan Otis Milburn, annesinin cinsellik hakkında tüm bilgilere sahip seks terapisti olmasına rağmen bu konuda kararsız veya bundan dolayı tedirgindir. İstemeden okul müdürünün kabadayı, zorba çocuğuna seks kaygısı konusunda yardımcı olur. Bunda başarılı olduğunu gören Otis, okuldaki diğer çocuklara da bu konuda seks terapileri düzenlemeyi hedefler. Sex Education dizisinin ilerleyen süreçlerinde Otis, sınıfındaki Maeve ile tanışır. Maeve, Otis’in terapi konusundaki başarısını gördüğünden dolayı ona bir anlaşma teklif eder. Bu anlaşmaya göre Maeve, Otis’e çok daha fazla müşteri bulacaktır. Bulduğu müşteriler içinde seans bazına komisyon alacaktır. Otis, zaten başarılı olduğu bu işi genişletme, yayma kararı alarak bu teklifi kabul eder.
0 notes
filmhalisi-blog · 4 years
Link
Tumblr media
Bugün ki dizi incelemesi Atiye üzerine olacak. İlk sezonu 27 Aralık 2019’da Netflix platformunda yayına giren fantastik, aksiyon türlerinde hikayesini anlatan Türk yapımı dizidir. Başrol kadrosunda güzel oyuncu Beren Saat, Mehmet Günsür, Metin Akdüler ve ekranlarda yeni görmeye başladığımız Melisa Şenolsun bulunmaktadır. Atiye dizisinin şuana kadar sadece bir sezonu yayınlanmıştır. Dizinin senaryosu Jason George, Nuran Evren Şit ve Fatih Ünsal tarafından yazılmıştır. Yönetmen koltuğunda ise daha öncesinde Aile Arasında, Çok Filim Hareketler Bunlar filmlerinin de yönetmenliğini yapmış Ozan Açıktan bulunmaktadır. Açıktan’ın yanı sıra Ali Taner ve Gönenç Uyanık‘ta Atiye dizisine yönetmenlik anlamında katkı sağlamaktadır. Bu etkileyici dizinin yapımcılığı da Netflix, OG Medya ortaklığında sürdürülmektedir. Buna benzer incelemelere dizi incelemeleri kategorisinden ulaşabilirsiniz.
Atmosfer
Tumblr media
Dizi incelemesi için işimizi kolaylaştıran Atiye dizisi Türk yapımı diğer muadillerinin arasından atmosfer, ambiyans konularında da sıyrılmaktadır. Dizi Göbeklitepe’de gerçekleşen esrarengiz, Atiye karakterine bağlı olaylar çerçevesinde kurgulanmış. Tarihi anlamda da önemli bir yere sahip olan Göbeklitepe hikayeyle de birleşince çok daha çekici, anlamlı hale gelmiş. İlaveten Göbeklitepe tarihin en eski kült yapılarını barındıran tarihi değeri yüksek bir bölgedir.
Dizi, bu bölgede gerçekleşen olayları anlatırken gerek Göbeklitepe’nin atmosferinden, gerek oyuncuların performanslarından olacak ki oldukça gizemli bir yer gibi aksettirilmektedir. Hikayenin gidişatına baktığımızda da bu betimlemenin ne kadar başarılı olduğunu görmekteyiz. Dizi içerisinde öğrenmeye doyamadığımız bölgenin sırları, filmin fantastik türüne neden girdiğini de bize anlatıyor. Atmosfer bakımından büyük gizemlere sahip bölge, doğa üstü olaylara da birleşince karanlık havasının içerisine seyirciyi tereddütsüz alıyor. Sürükleyiciliği, bu hafif karamsarlık, yumuşak bir şekilde tırmandırıyor. Dizi incelemesi konusunda da bizim kendilerine olumsuz bir puan vermemizi engelliyor.
Oyuncular
Tumblr media
Dizi’de Atiye karakterini Beren Saat, Göbeklitepe’de ki araştırmayı yürüten Erhan karakterini Mehmet Günsür canlandırmaktadır. Atiye’nin nişanlısı Ozan karakterini Metin Akdüler ve Atiye’nin üvey kardeşi Cansu karakterini Melisa Şenolsun canlandırmaktadır. Oyunculara genel anlamda bir göz attığımızda hepsinin rollerini çok iyi benimsediğini söylemek hiç zor olmayacaktır. Binaenaleyh, hikaye sarmalları sorunsuz oluşuyor, bir dizi incelemesi için iyi bir izlenim bırakıyor.
Bu dizi incelemesi için vurgu yapabileceğimiz Atiye, ressam, biraz başına buyruk, yer yer aksi ama ne istediğini bilen bir karakter. Ozan, iş adamı, bencillik yapabilen, kendi hayallerinin olabileceğini düşündüğüm ama babasının baskısı altında kalmış bir karakter. Bu yüzden Atiye ve Ozan birlikteliğinin gerçekleşme ihtimali eğer büyük bir olay yaşanmazsa mümkün durmuyor. Ozan’a kıyasla Erhan, Atiye’nin fikirlerine, ideallerine ve aldığı kararlara değer vererek Atiye’yi cesaretlendiriyor. Aslında tamamlıyor desekte doğru bir ifade de bulunmuş oluruz. Erhan, geçmişini merak eden, Atiye’nin aldığı sorumluluktan kendine pay çıkartarak sır olarak kalmış geçmişini aydınlatmaya çalışıyor. Bu hususta Atiye ile birlikte çalışıyorlar.
Tabii güzel oyuncunun Şenolsun’un canlandırığı Cansu’yu da unutmadık. Cansu, Atiye’nin üvey kardeşi rolünde tasarımcı – terzi diyebileceğimiz şen şakrak neşeli bir o kadarda ablasına derinden bağlı bir karakter. Yer yer bizi güldüren, eğlendiren ve ablasının da moralini düzelten Cansu böyle bir hikaye de eksikliği hissedilecek karakterlerden birisidir. Bu yüzden Cansu’nun varlığı dolaylı yoldan hikayeyi büyük ölçü de beslemektedir. Sonuç olarak tüm karakterler ve onları canlandıran oyuncuların performansları yerli yerindedir. Dizi incelemesi içinde handikaptır.
Konusu
Tumblr media
Dizi İstanbullu bir ressam olan Atiye’nin, evrensel sırları ve geçmişinden kendisine aktarılan doğa üstü yetenekleri anlatmaktadır. Atiye, rüyasında, gün içinde belli yerlerde gördüğü objeyi tuvallere yansıtmaya başlar. Bir zaman sonra farklı renklere ve biçimlere sahip bu objeleri bir sergide sergileme kararı alır. Yaptığı sergide işler yolunda gider ve tüm eserleri satılır. Serginin gerçekleştiği sıralarda da Erhan Göbeklitepe’de yeni bir kazı alanında duvara kazınmış ilginç bir obje bulur. Erhan’ın yanında ki basın mensupları bu objeyi çekerek haberini yaparlar. Sergiden bir sonraki gün Atiye haberlerde bu objeyi görür ve hem şaşırır hem de merak eder. Bunun üzerine Göbeklitepe’ye giderek Erhan’la konuşma kararı alır ve yola koyulur. Dizi incelemesi içeriklerine ulaşmak için dizi incelemeleri kategorisine göz atabilirsiniz.
Buluşma gerçekleştiğinde Erhan, Atiye’yi fazla önemsemez ama başlarına gelecek olaylar dizesinden sonra Erhan artık Atiye’nin yaptığı araştırmadı en büyük destekçisi olur. Fakat bu ikilinin yolları yıllar öncesinden birbirine bağlanmıştır. Birlikte kadim bir sırrı aydınlatmakta, buna sahip çıkmakta görevlendirilmiş ama haberleri olmayan ikili bu yolda esrarengiz bir sürü olaya tanıklık edeceklerdir. İlaveten, kaderlerini birleştiren bu yolda kendileri hakkında daha önce onlardan saklanmış veya üstü kapatılmış birçok konuda aydınlanacaktır. Bu dizi incelemesi hoşunuza gittiyse sosyal medyada paylaşarak bize destek olabilirsiniz.
0 notes
filmhalisi-blog · 4 years
Link
Bugün ki film incelemesi 6 Underground filmi üzerine olacak. Paul Wernick ve Rhett Reese tarafından yazılan film, Michael Bay tarafından yönetiliyor. Film Netflix için çekilmiş ve 10 Aralık 2019 tarihinde platform üzerinden yayına girmiştir. İlaveten film 150 milyon dolarlık yüksek bütçesiyle hazırlandığından dolayı görsel efektler anlamında neredeyse kusursuz olduğunu, tutarsızlıkların yaşanmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Geçmişte birçok başarılı işe imza atmış olan Michael Bay’in de deneyimini konuşturduğu film, benzerlik açısından Deadpool filmi ile aksiyon sahnelerinin içine yedirilmiş gerilim, gerilimi yumuşatan komik anlarla izleyiciye sıkılacak zaman bırakmıyor. Senaryo bakımından film oldukça yerli yerinde olmasına rağmen kurgu içerisinde gerçekleşen ara sahneler, ara sahnelerin verdiği bilgilerden ana konuya dönüş sert olmuş diyebilirim ki bunu sizde 6 Underground film incelemesini okuduktan sonra filmi izlerken fark edeceksiniz. Filmin dahil olduğu kategoriler ise aksiyon ve polisiyedir. Diğer incelemeleri görmek için film incelemeleri kategorisine gidip filmi izlemeden önce spoiler yemeden film hakkında bilgiye sahip olabilirsiniz. Film incele başlığı altında gönderdiğiniz mesajlardaki filmlerin incelemeleri daha hızlı gelecektir. En iyi film incelemeleri sitemizdedir. Keyfili okumalar dileriz.
Atmosfer – Film İncelemesi
Tumblr media
Filmin atmosferi o kadar değişken ve yer seçimleri etkileyici yapılmış ki her yeni mekanda etraftaki detayların bu kadar ince düşünülüp yerli yerine konduğuna dikkatli bir şekilde baktığınızda sizde şaşıracaksınız. Eğer incelediğiniz filmde izleyiciyi rahatsız edecek eksiklikler yoksa film incelemesi yazarken çok daha rahat oluyorsunuz ve olayı kendi hissettiklerinizle de birleştirerek rahatlıkla aktarabiliyorsunuz. Bu film için atmosfer konusunda hiçbir eksik göremediğimden dolayı senaryo bazında olaylar gerçekleşirken seçilen mekanlar ve hazırlanan dekorlar, filmin atmosferini izleyici için çok daha anlaşılabilir, akıcı ve betimleyici hale getiriyor. Toparlayacak olursak atmosfer konusunda film sınıfta kalmamış diyebilirim. Film incelemeleri kategorisine giderek diğer incelemelerimize de ulaşabilirsiniz.
Oyuncular – En İyi Film İncelemeleri
Tumblr media
Film oyuncu açısından senaryoda 1’den 7’e kadar kurgulanmış. Bu sayılar karakterlerin kod adlarını temsil etmektedir. 1 kod adına sahip Ryan Reynolds ekip lideri ve tüm bu hikayenin gerçekleşmesinin sebebi olan kişidir. Reynolds filmin başrol oyuncusudur. 2 kod adlı karakteri Melanie Laurent, CIA ajanı rolünde canlandırıyor. 3 kod adlı karakteri Manuel Garcia-Rulfo tarafından eskiden yine pis işlere bulaşmış adam rolünde canlandırılıyor. 4, Ben Herdy eskiden hırsızlıkla uğraşmış birisi rolünde, 5 güzel oyuncu Adria Arjona tarafından doktor rolünde canlandırılıyor. 6 karakterini Dave Franco canlandırıyor fakat filmin başında gerçekleşen bir organize eylemde arabanın şoförlüğünü yaparken hayatını kaybediyor. 7 ise Corey Hawkins tarafından eski ABD ordu mensubu rolünde canlandırılıyor. Bu ekibin temel odağı ise Tragistan (Özbekistan) ülkesinde yaşanan diktatör rejimini yıkmak üzerinedir. Film incelemesi hoşunuza gittiyse sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak bize destek olabilirsiniz.
Diktatör, Lior Raz tarafından canlandırılan Rovach Alimov. Ekip Alimov’a darbe yapıp demokrasiye inanan kardeşini ülkenin başına geçirmek için çalışıyor. Film incelemeleri kategorisine giderek diğer incelemelerimize de ulaşabilirsiniz. Film incele başlığı altında gönderdiğiniz mesajlardaki filmlerin incelemeleri daha hızlı gelecektir. Film incelemesi hoşunuza gittiyse sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak bize destek olabilirsiniz.
Konusu
Tumblr media
Film, 7 kişilik bir ekibin dünyadaki ‘pislikleri’ temizleyip, dünyayı daha iyi bir yer yapma konusu üzerinde gelişen ve olgunlaşan bir yapıdadır. Ekibimiz, gerçek kötüleri ortadan kaldırarak kendilerini bir nevi önceki hayatlarında yapamadıkları işleri yapmış varsayıyorlar. Tek kural, önceki hayatlarını geride bırakmak adına ölmeleridir. Ekibin her bir üyesi yasal anlamda öldükten sonra ekibe kabul ediliyor ve yapılacak işte söz hakkında sahip oluyorlar.
Ekibin başındaki ve filminde başrollüğünü üstlenen kişi 1 yani Ryan Reynolds yaşadığı uçak kazasından sonra ölü olarak kayıtlara geçer. Bundan sonra hayatta daha fazla istediği şeyleri yapmaya karar veren 1 numara kendi ekibini oluşturarak dünyayı kötülerden temizleme kararı verir. Bu doğrultuda teker teker 2,3,4,5,6 ve 7 numaraları ekip üyelerini bir araya getirerek hedef seçer. İlk hedeflerinden birisi Turgistan (Özbekistan)’da ki diktatör rejimini yıkmak olacaktır. Bunu yapmalarındaki sebep ülkeyi yöneten kişinin kendi vatandaşlarını ezmesi ve hatta öldürmesidir. Film incelemesi hoşunuza gittiyse sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak bize destek olabilirsiniz.
Yapılan planlardan sonra ekip Turgistan’a yolculuğa çıkar ve 4 gün sürecek planlarının aşamalarını teker teker uygulamaya başlar. Yolculuğa çıkmadan ekibin gerçekleştirdiği son işte arabayı süren 6 numara ölür. Eksiği doldurmak için 1 numara eskiden ABD ordusunda görev yapmış bir keskin nişancayı bularak ekibe 7 numara olarak dahil eder. Ekip artık tamdır ve planlarını uygulamaya başlayabileceklerdir. Film incelemesi hoşunuza gittiyse sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak bize destek olabilirsiniz.
0 notes
filmhalisi-blog · 4 years
Link
Bugün ki film incelemesi 54 yaşındaki Michael Bay’ın yönetip Christopher Markus ve Stephen McFeely’nin yazdığı Pain & Gain (Zor Kazanç) üzerine olacak. Filmin Amerika kıtasından çıkan diğer filmlere göre çokta yüksek bütçeli sayılmasa da Donald De, Line Michael ve Bay Ian Bryce olmak üzere 3 yapımcı tarafından finanse edilmiştir. Michael Bay’dan bahsetmek gerekirse kendini Transfomers serisi, Arınma Gecesi serisi, Ninja Kaplumbağalar gibi filmlerde gözümüze çarpan mavi gözlü, sempatik bir o kadarda tatlı bir yönetmendir. Pain & Gain filminde de ne sınıfta kalmıştır ne de büyük bir sıçrama yapmıştır. Bu film incelemesi benim için diğerlerine kıyasla biraz daha eğlenceli geçiyor çünkü film genel olarak aksiyon sahneleri içerse de bu kategorinin yanında dram ve komedi kategorilerinde de değerlendirilmektedir. Sizlere en iyi film incelemeleri vaat ediyoruz.
Tumblr media
Pain & Gain (Zor Kazanç) Yönetmeni
Michael Bay Pain & Gain (Zor Kazanç) Film Yönetmeni
Atmosfer – En İyi Film İncelemeleri
Tumblr media
Film genellikle açık ve güneşli mekanlarda geçiyor. Her ne kadar filmin genelinde bir bahar havası esintisi olsa da karakterlerimizin kurban olarak seçtiği kişileri kapattıkları oldukça büyük, eski bir depo bu betimlemeye uymuyor. Fakat her aksiyon filminin olmazsa olmazlarından olan kapalı mekanları tabii ki eleştirecek değilim. En iyi film incelemeleri bizde hazırlanır, sizin için.
Filmin atmosferinden midir bilinmez ama film genellikle izleyiciyi boğmayacak, olabildiğince kasvetten uzak, eğlenceli bir dille ve kurguyla hazırlanmış. Mekan geçişleri ise Michael Bay’in tecrübesinden olacak olmalı ki oldukça uyumlu yer yer yumuşak yer yer sert sarmallaştırılmış. İsterseniz film incelemeleri kategorisinden diğer incelemelere de göz atarak başka bir kategoride bulunan veya istediğiniz tarzda bir film bulabilirsiniz.
Film o kadar mizahi, seviyesiz, rahat, eğlenceli, samimi, absürt, atonal ve düşüncesiz ki kendini sürükleyici yapan, merak uyandıran özelliklerini de tam anlamda buradan aldığını söyleyebilirim. Açıkçası film incelemesi yapmayı benim için kolay hale getiren özelliklerden birisi de bu.
Oyuncular – En İyi Film İncelemeleri
Tumblr media
Bu yapımda karşımıza ana karakter değil ana karakterler çıkıyor. Mark Wahlberg’in Daniel Lugo karakterini, Dwayne Johnson’ın Paul Doyle karakterini, Anthony Mackie’in Adrian Doorbal karakterini canlandırdığı filmin ana karakter listesi oyuncu kimyası bakımından cuk oturmuş diyebiliriz. Daniel Lugo karakteri ekibin lideri ve kazanan çocuğu, Adrian Doorbal karakteri kazanandan nemalanmaya çalışanı, Paul Doyle ise grubun en duygusalı, saf kalplisi ve dengesizi. En iyi film incelemeleri sitemizde yer almaktadır.
Oyunculuk bakımından her biri birbirinden güzel olsa da benim favorim Dwayne Johnson tarafından canlandırılan Paul Doyle karakteri. Doyle’ın samimi, içten bir o kadarda kolay yönlendirilebilir yapısı filme ayrı bir güzellik katmış. Johnson’ı genellikle aksiyon filmlerinde ana karakter, yan karakterlerden birisi olarak görmeye alışmışsanız bu hali oldukça sempatik gelecektir. Filmdeki performansını da göz önünde bulundurunca bu karakterin altından gayet güzel kalktığını görebiliyoruz. En iyi film incelemeleri sitemizde yer almaktadır.
Konusu
Tumblr media
Daniel Lugo ve Adrian Doorbal ABD’nin Florida eyaletinde yaşayan, burada kendini vücut geliştirmeye adamış, aynı zamanda vücut geliştirme merkezinde çalışan iki yakın arkadaştır Bir gün Lugo, özel müşterisi Victor Kershaw (Tony Shalhoub) ile vücut geliştirme merkezinde konuşurken Kershaw’ın anlattıkları üzerine hayatında yeni bişey deneme kararı alır. Konuşmacının Johnny Wu (Ken Jeong) olduğu etkinliğe giderek hayalini kurduğu Amerikan Rüyasında kazanan olmak için fikirler yürütmeye başlar. Bunun sonucunda müşterisi Kershaw’ı kaçırıp mal varlığını üstüne devretme fikrini bulur. Fakat bunu yalnız yapamayacağını anlayan Lugo arkadaşı Doorbal’a fikrinden bahsederek kazanan mı kaybeden mi olmak istiyorsun seçeneklerini sunar. Doorbal, Lugo’nun teklifini kabul eder ama hala ekip bu işi yapabilmek için küçüktür. Birkaç gün sonra Paul Doyle hapishaneden yeni çıkmış bir işsiz olarak Lugo ve Doorbal’ın çalıştığı salona iş başvurusunda bulunur. En iyi film incelemeleri sitemizde yer almaktadır.
Başvuru sırasında Doyle ile konuşan Lugo ekibe katılacak 3. kişinin Doyle olduğuna karar verir. Bir süre sonra durumu Doyle’a açıklar. Doyle ilk başta kabul etmese de yaşadığı hayatı bir yana bırakıp refah düzeyini arttırmak ister ve ekibe katılır. Planlar hazırlanır ve denenmeye başlanır. En sonunda bir plan tutar ve ekip Kershaw’ı kaçırarak Kershaw’ın mal varlığına konma işini zamana yayarak gerçekleştirmeye başlar.
Film 1990 yıllarında gerçekleşmiş gerçek bir olaydan esinlenerek çekilmiş. Filmin outrosunda da filmde ki karakterlerin gerçek hayatta ki karşılıkları yayınlanmıştır. Eğer hoşunuza gittiyse aşağıda ki paylaşım butonlarından film incelemesini paylaşabilir yahut film incelemeleri kategorisine giderek diğer incelemelerimi de okuyabilirsiniz. En iyi film incelemeleri sizin için hazırlanmaktadır. Beraber büyüyelim!
0 notes
filmhalisi-blog · 4 years
Link
Wind River (Kardaki İzler) - Film İncelemesi
Bugün ki film incelemesi gerçek olaylardan esinlenerek çekilmiş Wind River yani Türkçeye çevrilmiş hali Kardaki İzler filminin üzerine olacak. Filmin senaryosunu 12 Savaşçı, Sicario 1 ve 2, Yellowstone ve White Rush filmlerinin de senaryosunu yazmış olan hem oyuncu hem senarist Taylor Sheridan yazmıştır. Son dönemde oldukça popüler olan filmlerin senaryolarında mürekkebi bulunan Taylor Sheridan bu filmde de yeteneğini bir kez daha bizlere sergiliyor. Film incelemeleri yazan yabancı medya kuruluşlarından da puan alan senaristin Those Who Wish Me Dead isimli filmi 23 Ekim 2020'de vizyona girecek. Buna benzer filmler, film incelemeleri kategorisinde sizi bekliyor!
Atmosfer
Tumblr media
Wind River (Kardaki İzler) filmi atmosfer bakımından biraz durağan, yavaş ilerleyen, hüzün nesnelerini barındıran kara yeni kara bir film (neo noir). Özellikle filmin başından 40. dakikasına kadar betimlenmeye çalışan atmosfer, kış gibi oldukça duygusal anlamda kapalı bir mevsimi de içine katarak bahsettiğim yavaş ilerleyen ve hüzün nesneleri barındıran tanımlamalarını boşa çıkartmıyor. Filmin tamamı bu atmosfer altında ilerlese de suç ile ağır dramın harmanlamasını oldukça güzel başarmış Taylor Sheridan yönetmenlik konusunda da hatırı sayılır bir iş çıkartarak zaman kaybı bir filmden ziyade merak uyandıran, gizemli bir film ortaya çıkartabilmiş. Fakat genel olarak filmde heyecan arayanların başka film incelemelerimize göz atmasını tavsiye ederiz çünkü filmin geneline hakim olan bir hareketsizlik söz konusu. Film incele başlığı altında istediğiniz tüm filmleri tarafımıza ileterek incelenmesini önce çekebilirsiniz.
Oyuncular
Tumblr media
Filmde rol alan oyuncuların her biri farklı bir yıldız. Saymakla bitmez tabi ki ama Cory Lambert karakterini canlandıran Jeremy Renner, Natalie karakterini canlandıran Kelsey Chow, Martin Hanson karakterini canlandıran Gil Birmingham, Wilma Lambert karakterini canlandıran Julia Jones işlerini gayet güzel yapıyorlar. Oyunculuk anlamında eksiği yok diyebileceğim Wind River filminde en çok gözüme çarpan kişi ise Elizabeth Olsen'di. Olsen, müthiş oyunculuğunun yanında senaryonun da getirdiği araştırmacı, gözlemci ve atılgan kişiliği sayesinde hemen hemen birçok sahnede boy gösteriyor. Tabi ki Renner'i de unutmamak lazım. Film incelemeleri konusunda da bu tip oyunculuklarla bezenmiş filmler bize oldukça yardımcı olmaktadır. Senaryonun üstüne yüklediği sorumluluklardan film karesi içerisinde bir kez dahi feragat etmemiş ve Olsen ile oldukça güzel bir ikili olmuştur.
Genel anlamda filmin oyuncuları güzel performans sergileyerek bizi konudan uzaklaştırıp başka anlamlar aramaya itmeyerek, filme güzelce odaklanmamızı kolaylaştırmıştır.
Konusu
Tumblr media
Olaylar, Cory Lambert'in iz sürerken bir kadının donmuş cesedini bulmasıyla cereyan ediyor. Yetkili birimler tarafında araştırma ve soruşturma işlemleri ilk önce yerel polise daha sonrada FBI'a geçer. FBI olaya Jane Banner'ı (Elizabeth Olsen) atar ama atadığı ajan oldukça acemi ve deneyimsizdir. Bunun üzerine yerel polis Banner'a yardımcı olması için iz sürmekte usta olan Cory Lambert'i gönderir. Her ne kadar sorumlu Jane Banner olsa da olayı çözmek Lambert'a kalır.
1 note · View note