zaruriyet

[zaruriyet]

Şimdi susuyorsun, ağzını dikmişler gibi susuyorsun. Hayır nefret etme, korkma, sadece bekle. Beklemek dünya üzerinde tek başına kalmış birinin beyninin içindekilerle eşdeğer, çığlıklarını kimse duymuyor. Duymayacak, çünkü duyacak kimse yok. Midendeki kelebekleri unutmak zorundasın, karnını deşip çıkacaklar çok az kaldı ama onları şimdilik unut. Ellerini zincirlemen gerek, ayaklarını da öyle. Görünmez zincirlerle sarılmış dört yanın, hareket etme. Dur, konuşma, sus, ses çıkarma, bekle. Dudakların kupkuru, yemek yemiyorsun, kusmak eylemini gerçekleştirecek kadar bile sıvı üretemiyor miden, kramplar giriyor her an karnına. Uyuyamazsın. İnsan uyuyamadığında her şeyi unutuyor ama hiçbir şey çıkmıyor aklından. Çıkmıyor, gitmiyor. Kelebek kanatları keskin jiletler gibi parçalayacak karın zarını, çok az kaldı. Çok çok az kaldı. Unut. Unutacaksın, her saniye hatırlayarak her seferinde unutacaksın. Uykuya dalmak için kurman gereken hayaller var, olmamış şeyler, belki de hiç olmayacak şeyler. Umut.

Ben artık beklemek istemiyorum.

[zaruriyet]

Çok huzursuzluk

[zaruriyet]

Kelebekleri özledim*

#bugün inanılmayacak kadar güzel olsun* #Spotify

[zaruriyet]

Bir bilinmezliğe doğru gidiyorum; yaslanacak omuz olmaya belki, belki kapanacak bir yaranın yara bandı.

Kırgınız, üzgünüz ve yıprandık. Bize olan her şey ve tek şey bu.

[zaruriyet]

Kuş gibiyim

[zaruriyet]

Kalp çok değişik bir organizma, gönül bağı çok karmaşık. Denemek istiyorsun ama tamamen körlemesine attığın adımlar seni yerin dibine de götürebilir.

Cesaret, bazen tek başına alabileceğin bir sorumluluk değil.

[zaruriyet]

Küçük oyunlar için fazlaca büyümüşüm, ne kalbim ne ruhum ne de kafam kaldırmıyor artık bir öyle bir böyle hallerini.

Galiba sonsuza kadar kendimle baş başa kalacağım dostlarım 🥂

Zaten biraz da böyle değil midir,

[zaruriyet]

Kaybetmedik*

[zaruriyet]

Kaybedeceğini bile bile lades diyen bir adama aşık olan bir kadınım ben. Gittiğinde gidiyorum bile demeye aciz birinin yanında öyle uzun süre kaldım ki gitmiş olduğunu fark etmedim bile. Aklındaki sorulara bir bir yanıt bulurken insanoğlu, güneş her gün aynı yerden doğuyor diye bir kere bile merak etmedin beni. El ele yürüyorduk sözde, diz dize uyuyacaktık, sözde. Merak ediyorum minik bir çocuk gibi, neden kalamadık birlikte?

Çakıl taşları çıtır çıtır ses çıkarıyor sen yürürken, ben yürürken tok bir ses hakim havaya. Sesim neden çıkmıyor benim, sen yürürken tüm sesi alıp gittin mi kendinle? Boğazım düğümleniyor konuşamıyorum bile, yürümekten soluk soluğa kalmışız, koşabilir miydik sahiden el ele?

Sesler susmuyor ki, görmek istemediğim ot burnumda bitiyor sahi. Kafamın içinde kazanlar kaynıyor, cayır cayır yanıyor her bir beyin hücrem.

Halbuki gümbür gümbürdü kalbim gözlerine bakarken.

#uzun zamandır yazamadığım şeyler silsilesi

[zaruriyet]

Hayat hiç güzel gitmiyor. Çok yorucu ve çok bunaltıcı. Gerçekten elimden gelen bu muymuş. Kendimi çok büyütmüşüm kafamda öyle muhteşem biriyim ki oysa.

Aynı şeyler burda da tekrarlanıyor. Burda da mahvoluyorum. Artık nereye gidersem gideyim mahvolacakmışım gibi hissediyorum.

Biraz soluklanmam lazım. Biraz meditasyon yapmam lazım. Kendim yokum. Kendimi bulamıyorum. Kim olduğumu unuttum.

Tekrar aynı şeyler tekrarlanıyor.

Tekrar ölüyorum.

[zaruriyet]

İnsan ilelebet bildiği bir şeyi ne kadar görmezden gelmeye çabalarsa çabalasın o şeyden kaçamıyormuş, kalbimin içindekiler rüyalarıma giriyor. Aklımın en derin kuyuları kaybolmaya yüz tutmuş tüm duyguları bir bütün olarak muhafaza ediyor, ruhum büyük buhranda.

Kime göre iyi, neye göre iyi.

Aklıma mukayyet olmam gereken konular var.

#günce #kişisel #çe

[zaruriyet]

Kalbe söz geçirebilmek ne demek, kim olduğumu biliyor musun? Gözlerini bağlayarak çıktığın bu yolda ayaklarının altındaki taşları hissedemez olduğunu biliyorum. Yürümeye alışmışken koşmayı arzulamaya korktuğunu da. Cesaretini kaybeden yavru kuşlar hayatları boyunca uçmayacaklar. Belki bir yılanla arkadaş olurlar kim bilir. Belki bir yılan onları yer kim bilir. Ormanda yalnız başına yürüyüş yapmaya korkma, ormanına davet edeceğin yabancıları iyi seç. Kim olduğunu bulamayacak olsan bile aramaya devam etmen söylenmedi mi?

Peki benim kim olduğumu biliyor musun? Kimim ben? Adım ne? Aramanın ne demek olduğunu unuttum, ne olduğumu unuttum.

Sürüklen, değiş, devin.

[zaruriyet]

Soğukluk ve uzaklaşma, sebebi neydi ki

[zaruriyet]

Yüzümün her santiminin öpülmesine, yanak yanağa uzanmaya ve saçlarımın derin derin koklanmasına ihtiyacım var, söyleyeceklerim bu kadar.

[zaruriyet]

Dayanamıyorum

[zaruriyet]

Çok sinirliyim, herkese ve her şeye ve en çok kendime.

Çok yoruldum. Bu kadar yorulmanın mümkün olduğunu bilmezdim. Gerçekten inanılmaz yoruldum.

[zaruriyet]

Tek tik,

acı.