Tumgik
yolaemanet · 3 days
Text
"Özne olmak saldırganlık eylemidir."
3 notes · View notes
yolaemanet · 2 months
Text
Tumblr media
8 notes · View notes
yolaemanet · 2 months
Text
Tumblr media
8324, 18.45 ❤
3 notes · View notes
yolaemanet · 2 months
Text
Tumblr media
21224, 16.13
Baharın sesini duyuyorum son birkaç gündür. Okuldan geldim. Yemek yedim. Bir saat kitap okumaya ayrıldı, uzandım. Martılar öyle güzel bağrışıyor ki kitabı bıraktım, dinliyorum.
2 notes · View notes
yolaemanet · 2 months
Text
youtube
birkaç kez. üst üste.
2 notes · View notes
yolaemanet · 4 months
Text
Tumblr media
Her kadın için çok normal, çocukluğum için çok keyifli bir an. Hayal kurmayı huy edindiğim andan beri içinde yaşam olduğu için dağılan, gecesinden korkmadığım bir evi benim kılmak istemiştim. Sarı aspiratör ışığı dipnotuyla.
10 notes · View notes
yolaemanet · 4 months
Text
yeni anı defterim.
1 note · View note
yolaemanet · 4 months
Text
2124, 20.20
Müthiş yorgunum. Ama uyuklamadan yarının yemeğini hazırlamam gerekiyor. Mutfağa giriyorum. İş işi hatırlatınca tahminimden uzun kalıyorum. Bu arada bir sürü şey düşünüyorum. O kadar çok ki her şey bitip çayı koyarken hiç düşünmemişim gibi geliyor. Işığı kapatırken şunu diyorum: "Velhasıl çilek reçeliyle incir reçelini sırf reçel oldukları için aynı tabağa koyamazsın!"
4 notes · View notes
yolaemanet · 4 months
Text
Bir kayığa biner geceleri Sığlıkta o kadın tek başına Dua biçiminde inceltir korkuyu Sunar içtenliksiz, tanrısına
4 notes · View notes
yolaemanet · 4 months
Text
2412203, 19.01
kırk yılda bir olan şey oldu. canım iyi bir şiir okumak istedi.
8 notes · View notes
yolaemanet · 5 months
Text
Tumblr media
Charles Boom (1858-1938, Belgian) ~ A Peaceful Afternoon, n/d
2K notes · View notes
yolaemanet · 5 months
Text
Mutsuz olduğumda şöyle diyorum: "Eylül kuş seni bol yapraklı bir ağaca benzetmişti."
4 notes · View notes
yolaemanet · 5 months
Text
61223
İğne vurdurdum. On dakikadan önce gitme, dediler. Bahçedeki kırık banka oturdum. Hava sabahtan beri serin, puslu. Üç dakika sonra aşırı dingin hissettim kendimi. En son ne zaman hiçbir şey yapmadan, düşünmeden durdum olduğum yerde? Yanımdaki adamın telefonu çaldı. Canım sıkıldı. Biri beni aramış da o anı bozmuş gibi. Fırına gittim sürem dolunca. Gülüştüğümüz şeyler konuştuk fırıncıyla. Eve yürürken sürü sürü kuşlar geçti üstümden. Oiiiyyy, dedim, götünüzü yerim. Ne güzel uçuyonuz len!
2 notes · View notes
yolaemanet · 5 months
Text
Çocukken yaşadıklarımıza dair şeyleri nasıl çabuk, sabırsız anlatırdık herkese. Ben öyleydim. Okuldan eve gelir gelmez ilk yaptığım şey en gereksiz ayrıntıya kadar her şeyi anlatmak olurdu. Evden çıkışımla başlar, eve gelene kadar yaşadıklarımı tek tek anlatırdım. Üstelik kimse sormazdı da. Annem sofrayı hazırlarken dinlerdi beni yarım bir tebessümle. Hep yorumlardı anlattıklarımı ama ona hiç "Günün nasıl geçti," diye sorması için fırsat tanımazdım. Bir gün ablam, "Ben sormuyorum çünkü sen anlatıyorsun," demişti. Böyle bir şey hatırlıyorum. Ya da ona anlattığım bir şeyi dinlemediği için küstüğümde üstelemezdi. "Nasılsa dayanamayıp anlatacaksın," derdi. Doğru. Anlatırdım.
Şimdi neden susuyorum? Büyüdükçe neden susuyoruz?
Kremlerimi sürdüm. Sırtımı yastıklara yasladım. Gözlerim halını motifinde gitti gelid iki tur. O an düşündüğüm şeyden uyandım. Bunu biriyle konuşmak ne hoş olurdu, dedim. Eskiden ne eğlenceliydi böyle şeylerden bahsetmek. Sadece konuşmak bile titretirdi içimi. Çocuktum herhalde en son böyle bir sohbeti başlattığımda.
Neler olup bittiğini yine kimse sormuyor. Sorsalar anlatmam, biliyorlar. Belki ondan. Ya da gündelik şeyleri anlattığım için hayatım ondan ibaret sanıyorlar. Ya da ben kendimi merkezime oturtmuş, öyle çok ilgileniyorum ki onunla sadece ben meşgul oluyorum. Onu başkasına göstermek aklıma gelmiyor bile. Odanın tam ortasında bir sandalyeye oturtuyorum kendimi. Etrafında dört dönüyorum. "Bu olduğunda ne hissettin? Şimdi nasılsın? Diğer konu hakkında ne düşünüyorsun? Bunun için beklentilerin ne? Onun hakkında ne düşünüyorsun?" Odada sadece ikimiz varız. Çok uzun yıllar başka kimseye ihtiyaç duymadık. O benden başka bakıcı istemez zaten ama benim de aklıma zaman zaman mola vermek, onu başkasına emanet etmek, rahatlamak gelmedi.
Şimdi Ezgi ve Gizem'le okulun arka bahçesindeki o gizli köşeye oturmak, çimlerin arasında gezen yaşlı kurbağaya bakarak yüzümü kızartan şeylerden bahsetmek isterdim. O yaşta olmak. Kendimi bir odada büyütmek zorunda kalmadığım yaşta.
5 notes · View notes
yolaemanet · 5 months
Text
Tumblr media
Bayılıyorum cumartesi sana!
..içimde Pessoa'nın, "Bu kitap böyle keyifle okunmaz salak!" dediğine dair bir his..
Tumblr media
Ev💚
10 notes · View notes
yolaemanet · 5 months
Text
Tumblr media
Ev💚
10 notes · View notes
yolaemanet · 5 months
Text
Tumblr media Tumblr media
dilo akşamları❤
5 notes · View notes