Tumgik
Text
(NEFSİMMİŞ)
Yıllardır kendimi, güyâ tanırdım;
Sanık ben, yargıç ben, hep aklanırdım.
Şeytanı, en büyük düşman sanırdım;
Ondan da beteri.. Nefsimmiş meğer...
Gönlümü, hevâya kaptıran oymuş,
Şuûru şehvete saptıran oymuş,
Tutkuları, putlar yaptıran oymuş,
En sinsi düşmanım.. Nefsimmiş meğer...
Övgü dolu sözlerine kanmışım;
''Kalbin temiz'' demiş, gerçek sanmışım.
Hakk'ı ancak, zor günümde anmışım,
İçimdeki nankör.. Nefsimmiş meğer...
Öyle sevdirmiş ki,dünyayı bana;
Saraylar kurmuşum, üç günlük cana.
Hevâ heves denen, çöplükten yana
Beni sürükleyen.. Nefsimmiş meğer...
Meyhâne meyhâne, hayâl kurmuşum,
Çamurlu yollarda, yalpa vurmuşum,
Adresi hep, münâfıktan sormuşum;
Koynumdaki yılan.. Nefsimmiş meğer...
Dalmışım.. Her akşam cümbüşle meşke,
Kalmamış dilimde, riyâdan başka.
Bir kadehlik, ömrü olan bir aşka;
Beni kul eyleyen.. Nefsimmiş meğer...
Tutkuya döndükçe, giyim markası,
Yerde paspas olmuş, hayâ hırkası.
Kuşatmış kaleyi, şeytan fırkası;
İçindeki casus.. Nefsimmiş meğer...
Ne kadar soyarsa, insan bedeni;
O kadar olurmuş, güyâ medenî.
Bu afyonu, bir çağdaşlık nedeni,
Diyerek yutturan.. Nefsimmiş meğer...
İkbâl korkusuyla, kıstırmış beni,
Kur'ân kapısına, küstürmüş beni,
Zulüm karşısında, susturmuş beni;
Nefsimin zâlimi.. Nefsimmiş meğer...
Namaza, ''Bayramlık'' fetvâsı veren,
Kullukta, ''Mevlid''i yeterli gören,
Farz dururken, nâfileyi gösteren;
Dalâlet rehberi.. Nefsimmiş meğer...
Ağzım bağlı, güya oruç tutmuşum,
Haramları, gözlerimle yutmuşum.
Seher vakti, yorgan döşek yatmışım;
Secdeye musallat.. Nefsimmiş meğer...
Bağ bahçede, hasat vakti gelince;
Hesaplar yapmışım, inceden ince,
Lâkin, Allah için zekât denince;
Elimi bağlayan.. Nefsimmiş meğer...
Vermişim, ''Ne cömert'' desinler diye;
Üç beş çürük çarık, güyâ hediye.
Arkasından, dilenmişim medhiye;
Bu alkış delisi.. Nefsimmiş meğer...
Komşuda katık yok, ben tok yatmışım,
''Tembel'' demiş, gıyâbında çatmışım,
Şevkât dersi vermiş, nutuk atmışım;
Bu sahtekâr maske.. Nefsimmiş meğer...
4 notes · View notes
Text
Ariflerden bir zat "nasılsınız' diye sorulunca 'daha belli değil' demiş, 'sıratı geçince belli olacak'
Serdar Tuncer ⚘⚘⚘
2 notes · View notes
Video
Hayırlı Cumalar Olsun ins 🌹
0 notes
Text
Göğe Açılan Delik
.........._______.........
Vaktiyle, herkesin sevip hürmet ettiği bir adam, hali ve tavırları garip bir köleyi satın almıştı. Köleyi alıp konağına götürdü. Ona yapacağı işleri öğretti ve:
“Benden bir isteğin var mı?“ diye sordu.
Kölesi: “Efendim! Her emrinizi gücümün yettiği kadar yerine getirmeye çalışacağım. Yalnız sizden şu üç şartımı kabul etmenizi istiyorum;
Birincisi, namaz vakti girdiği zaman bana müsade etmenizi.
İkincisi, beni gündüz çalıştırıp, gece meşgul etmemenizi.
Üçüncüsü, bana bir oda tahsis edip, oraya başkasını sokmamanızı, sizden rica ediyorum.”
Bunun üzerine adam: “Peki, istediklerini kabul ediyorum. Evimin odalarına bak. Hangisini istersen ondada otur.”dedi.
Köle odaları dolaştı, sonunda eski ve harap bir odayı seçti. Efendisi buna şaşırdı ve kölesine:
“Niçin bu odayı seçtin?” diye sorunca o garip köle:
“Ey efendim! Bilmez misiniz ki, Allah ile beraber olduktan sonra, harap olan yer saray olur.”
Diye cevap verdi. Odasına yerleştirdi.
Aradan günler geçtikçe o zengin kişi, kölesine karşı gittikçe artan bir hürmet duymaya başlamıştı. Dürüst ve çalışkan olan, az konuşan kölesine, yediğinden yediriyor, giydiğinden giydiriyor ve ona bir arkadaş hatta kardeş gibi davranıyordu. Fakat onun halini ve hareketlerini de merak ediyordu.
Bir gece, kölesinin odasına gidip bakmaya karar verdi. Yavaş yavaş, sessizce o harap odanın kapısına geldi. İçeriye baktığında gözleri kamaştı, hayret içerisinde kalmıştı. Odanın tavanında göğe açılmış bir delik ve oradan uzanmış nurdan kandilin ışığıyla odayı tatlı bir aydınlık kaplamıştı. O garip köle ise secdeye kapanmış, Allah’a niyazda bulunarak şöyle diyordu:
“Ya Rabbi! Beni, gündüzleri efendime hizmet etmekle vazifelendirdin. Eğer efendime olan hizmetim olmasaydı, gece ve gündüz sana ibadet etmekten başka hiçbir işle meşgul olmazdım. Kusurumu affet, Allah’ım.”
Efendisi, sabaha kadar kölenin bu halini seyretti. Köle ise ondan habersiz, niyazına devam ediyordu. Sabah olunca nur kandili göğe doğru çekildi, tavandaki delikte kaybolmuştu.
Kölenin efendisi birçok geceler aynı şekilde onun halini gizlice seyretti. Bir sabah kölesini yanına çağırdı ve ona:
“Allah için seni azad ediyorum. Seni meşgul eden kimseye hizmet etmekten kurtulup, Allah’a gece gündüz ibadet ve taatte bulunasın” dedi.
Bunları duyunca kölenin gözleri yaşla doldu. Cevap vermedi. Bir zaman sessiz, öylece kaldı. Sonra ellerini kaldırıp Allah’ü Teala’ya şöyle niyazda bulundu:
“Ey Rabbim! Senden, benim sırrımı gizlemeni talep etmiştim. Şimdi sırrımı açığa vurup, halimi insanlara bildirmeyi diledin. Ey kudret sahibi Allah’ım! Beni kendine al “ diye dua etti. Allah’ü Teala onun bu niyazını kabul buyurdu. Çok geçmeden köle yere düştü. Kelime-i Şehadet getirerek beka alemine göçtü.
0 notes
Text
HADİS-İ KUDSİ
“Bazı mümin kullarımın imanını fakirlik korur; onu zengin etsem ahlâkı bozulur.
Bazı mümin kullarımın imanını zenginlik korur; onu fakir etsem kalbi bozulur.
Bazı mümin kullarımın imanını sıhhat korur; onu hasta etsem edebi bozulur.
Bazı mümin kullarımın imanını hastalık korur; onu sıhhatli etsem hali bozulur.
Ben kullarımın işlerini ilmimle tedbir ederim; Ben onların kalplerini ve gizli hallerini çok iyi bilirim.
Bir şeyin hoşumuza gitmeyişi onun kötü ve hayırsız olduğunu göstermez. 
Bazen hoşlanmadığımız şeylerin içinde, daha sonra pek çok hayrın bulunduğunu görürüz. Mümin için acı-tatlı her iş hayırlıdır.
Bazı sıkıntılar mümine manevi dereceler kazandırır; sevabını çoğaltır, onu yüce Allah'a yaklaştırır.
Bazı sıkıntılar müminin kusurlarına kefaret olur, onun günahlarını temizler.
Bazı sıkıntılar, mümini kötü işlere bulaşmaktan alıkoyar; acı onu meşgul eder, günaha ve zulme giden yolunu tıkar.
Bazı sıkıntılar mümine dünyada verilmiş bir cezadır, onu burada çeker, âhirete cezası kalmaz. Burada üzülür, orada sevinir.
Bazı sıkıntılar müminin kalbini niyaza, dilini duaya alıştırır.
Yüce Allah müminin edep içinde inlemesinden, yani samimi bir kalple Rabb'iyle konuşmasından hoşlanır; onun sesini meleklerine dinletir. Allah kırık ve yaralı gönüllere özel olarak nazar buyurur, mahzun kullarını çok sever.""
(“Beyhaki, el Esma ve’s sifat, 1/204”)
Rabbim bu gün için hayırlı bir gün, ömrümüz için hayırlı bir ömür, ölümümüz için hayırlı bir ölüm, ahiretimiz için de cennet-i naîm nasîb eylesin inşaallah, lütfu keremiyle, Amin.
3 notes · View notes
Photo
Tumblr media
3 notes · View notes
Text
LAİLAHE İLLALLAH
🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹
2 notes · View notes
Text
*BU YOLDA SORDUM BAK NE DEDİLER*
*Ben bir boşluktayım dedim:*
*Gel dolduralım dediler....*
*Peki diyerek aşk ocağında can oldum;*
*Sen değil biz seni murad ettik dediler...*
*Bana bir keramet gösterin dedim;*
*Dön de eski haline bir bak dediler....*
*Ben ne zaman kemale ererim dedim;*
*Ben demeyi bırakınca dediler...*
*Peki zikrime zikir katayım mı dedim;*
*Yok sana verdiğimiz sana ziyade dediler...*
*Kızdığım birine hesap sordum dedim;*
*Sen hesabı sorulansın dediler...*
*Bazılarını kınadım dedim;*
*Kınadığını yaşamadan ölemezsin dediler...*
*Ben de susmayı denerim dedim;*
*Aferin susan konuşandan çok öğrenir dediler...*
*Mevlamı bilmek istedim dedim;*
*Sen Evvel kendini bil dediler...*
*Kendimi nasıl bileceğim...?* *Ki dedim;*
*E Önce haddini bil dediler...*
*O zaman ben bir hiçmişim be yahu dedim;*
*O zaman Bu makamın kıymetini bil dediler...*
*Çok sevdim sizi dedim;*
*Hani ya ispâtı dediler...*
*Aşkın ateşine yandım dedim;*
*Dumanın çok hani nerde külün dediler...*
*Dertlendim derman istedim;*
*Allah derdini artırsın dediler...*
*Dilim kurudu su istedim,*
*Pınar başında susanır mı dediler...*
*Çaresiz ben de sustum,*
*Ha şimdi oldu, İşte bunu hep yap dediler...*
*Ah pirim ne olur gel dedim;*
*E Senin kalbinde boş yer yok ki dediler...*
*Biliyorum dedim;*
*Bilme dediler...*
*Bilmiyorum dedim;*
*Bileceksin dediler...*
*E peki Bundaki hikmet nedir..? Dedim;*
*Çok soru sorma dediler...*
*Kimi zaman cezbeye geldim;*
*Riyadan kork yut onu dediler...*
*An oldu kahkaha attım,*
*Ne bu rahatlık yahu edeb dediler...*
*Kendimi dağlara vurdum,*
*Kolaya kaçma gel hizmet et dediler...*
*Yerli yersiz ağladım;*
*Göz yaşın hiç kurumasın dediler...*
*İnsan içine çıktım;*
*Ne bu kalabalık dediler...*
*Aldım elime bir kitap;*
*Önce bildiğinle amel et dediler...*
*Gelecek kaygısı çektim;*
*Yarın henüz gelmedi dediler...*
*Ben neredeyim...? Dedim;*
*Körebe kuşu gibi ol dediler...*
*Durayım mı...?* *Dedim; Yürü kader gayrete âşık dediler...*
*Geriye gideyim mi...? Dedim;*
*İmanın gider dediler...*
*O zaman öne çıkayım mı...?* *Dedim; İleri giden kelleden olur dediler...*
*Peki ne yöne gideyim...?* *Dedim; Sen deryadaki yonca gibi ol dediler...*
*Biraz nasihat buyursanız dedim;*
*Sükûtumuzdan ne anladın ki be yahu dediler...*
2 notes · View notes
Text
🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸
Var kainat ihtiyar et sabırla
Kim kanaat etse gizli hazine bulur....
Sabredenler bulur ecri bi hisab...
Sabredenlere agu şeker gulab.....
Sabredenlerdir muradına erenler..
Sabredenlerdir cennete ön girenler....
Sabreden kullarini Allah sever...
Sabredenleri çalab kendi över...
Sabreden evliya oldu kamu...
Uçmak oldu sabredenlere tamu...
Kimki sabrede belasina hakkın....
Rahmetullahi aleyh o kulun....
Kimki Sabrede günah islemeye..
Onu şeytani lain taslamiya....
Kimki taat zahmetine Sabrede....
Sorusuz dosdoğru ucmaga gidee...
Kimki kalktığı dem sabır eyleye...
Hak anı rahmet haniyla toylaya...
Kimki yoga Sabrede varın vere...
Seksiz ol didarini hakkın göre...
Sabir ile malûm olur esrari hak...
Sabır ile bilindi her müşkül ders....
Sabrı ile toprağı altın ettiler....
Sabır ile gökteki kuşu tuttular.....
Sabır ile düşmanı buldular zafer...
Sabır ile derman her derde erer...
Aşkına dağlarla taşlar doymadı...
Illa sabirlar bu aska doymadı.....
🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸
2 notes · View notes