Tumgik
yazar-cadi · 8 years
Text
Hayat garip. Ölüm çok daha garip.
Bugün eski fotoğraflara bakarken çok eskilere ait bir fotoğraf ve o fotoğrafların arasına saklanmış bir arkadaşımı buldum. Şimdi bu dünyada olmayan, çok daha güzel bir yerde olduğuna inandığım biri. Kaybettiklerimizin acısını atlattıktan sonra onlara dair anılarımız olmadan yaşamaya çok kolay alışıyormuşuz. Fotoğrafı görünce içimde uyanan acı kendime kızmama sebep oldu. Bu kadar çabuk unuttuğum için… Sonra başka bir arkadaşımdan, daha onu ilk tanımaya başladığım zamanlar benimle ilgili söylediği güzel bir şeyi ilk kez öğrendim. Gözlerim doldu, sanki bu dünyadan onun olduğu yere yeni bir köprü inşa edilmiş gibi hissettim. Ve o köprüyü fark ettiğimde içimden tek bir şey geçti. Koşup ona özlendin demek.
0 notes
yazar-cadi · 8 years
Text
Konuştuk... dumanı çektik... rahatladım... dumanı üfledim... dolunaya baktık... karanlık gökyüzüne üfledik dumanımızı... konuştuk... dinledik... dinlemeyi dinledik... dinlemeyi özlediğimizi konuştuk... seyrettik... ölümü konuştuk... yazmayı kutsadık... ve hikayeleri... ve yolu... yola özenen üç noktayı küçümsedik, bozuldu bize... bozdu kuralını... gönlünü aldık... sustu... dinledik... sessizliği dinledik... dinlemeyi özlediğimizi konuştuk... serinliği hissettik... battaniyeye sarıldık... dumana sarıldık... garip... mutluydum.
1 note · View note
yazar-cadi · 9 years
Text
En güzel kokusun sen sahaf kokusu. Eski, ciltleri nice insanlarin elinde yorulmuş, köşelerinden başlayarak sararmış, buram buram kokan kitaplarin arkasında burnumun üzerinde yuvarlak küçük bir gözlükle oturan bir sahaf olurum bir gün belki de. Bedenim tıpkı o kitaplar gibi yollardan yorulup sararmaya başladığında otururum cadı kazanları, süpürgeler, asalar sarkan mumla aydınlatılmış bir sahafın başına, onların doktoru olurum. Terkedilmiş kitapların… Zamanında eksik etmedikleri dostluğun karşılığını veririm onlara.
0 notes
yazar-cadi · 9 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
The Road goes ever on and on
9K notes · View notes
yazar-cadi · 9 years
Photo
Tumblr media Tumblr media
Gotham
14 notes · View notes
yazar-cadi · 10 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
586K notes · View notes
yazar-cadi · 10 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
There are some things you can’t share without ending up l i k i n g each other, and knocking out a twelve-foot mountain troll is one of them.
12K notes · View notes
yazar-cadi · 10 years
Text
Ruhum sonsuza dek yalnızca dünyayı gezmek istiyor. Yanımda yalnızca gölgemle. Kitaplarım ve kalemimle bir de. Tuhaf şeyler görmeyi farklı şeyler tatmayı istiyorum. Daima şaşırmak istiyorum. Yalnızca benim dilimi konuşan insanlara değil dünyanın dört bir yanındaki insanlara yardım edebilmek istiyorum. Her dilin her kültürün en inanılmaz şeylerini kitaplarımın arasina depolamak istiyorum. Yalnızca kendi ülkemdeki değil her yerdeki acıları ve sevinçleri paylaşmak istiyorum. Sadece yaşadığım yerden değil yedi kıtadan dostlarım, mektup arkadaşlarım olsun istiyorum. Yaşadığım bi yer olmasın, evim dünyanın kendisi olsun istiyorum.
2 notes · View notes
yazar-cadi · 10 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
No matter what anybody tells you, words and ideas can change the world.
We don’t read and write poetry because it’s cute. We read and write poetry because we are members of the human race. And the human race is filled with passion. And medicine, law, business, engineering, these are noble pursuits and necessary to sustain life. But poetry, beauty, romance, love, these are what we stay alive for.
(Dead Poets Society, 1989)
2M notes · View notes
yazar-cadi · 10 years
Audio
1 note · View note
yazar-cadi · 10 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
The boy who never grow up.
1 note · View note
yazar-cadi · 10 years
Text
"Kitaplarım 80 ve 8 arasındaki tüm çocuklar içindir." Michael Ende
1 note · View note
yazar-cadi · 10 years
Text
"Çünkü sıkıntı öldürür. Ve ama sıkıntı öldürüyor. Acı ve öfke değil, ama sıkıntı öldürüyor. Çok geçici, anlık, masum, makul olabiliyor sıkıntı, ama öldürüyor. Sıkıntı eğlence istiyor, tatil istiyor çünkü. Tatil çoğulluğa, çoğulluk gövdelere, yeni kelimelere, yeni yüzlere yol açarak öldürüyor. Sıkıntı davet ediyor, açıyor. Acı ortak olmayanı defediyor, kapatıyor. Sıkıntı çözüyor, öfke bağlıyor. Sıkıntı plan program demek çünkü. Program yazlıklara savuruyor, sayfiyelere, yumuşak içkilere, pahalı yemeklere yol açarak çözüyor. Acı kendi yasasını durmadan fısıldıyor, öfke hatırlatıyor oysa: Dağılmayın, unutmayın, yetinin, oturun oturduğunuz yerde. Ama sıkıntı savuruyor, parçalıyor, gebertiyor. Sıkıntı kutlamalar, şenlikler istiyor çünkü. Sıkıntı ille de dans diyor, kahkaha diyor, acının da öfkenin de içini boşaltıyor. Acı ve öfke korkuyu yeniyor, sıkıntı okşuyor. Sıkıntı arzuyu kaşıyor, acı ve öfke terbiye ediyor. Acı değil, öfke değil, sıkıntı ölüdürüyor.”-Tol, Murat Uyurkulak
1 note · View note
yazar-cadi · 10 years
Text
İnsanlar gençliklerini özlediklerini söyler ya. Aslında onlar keşkelerini özler. Büyük akıllarıyla çocuk olmayı… Ve keşkeleri düzeltmeyi isterler. Ama keşkeler hep kalır. İlk aşkın hayal kırıklığı, büyük utançların kızarıklığı, geçmiş korkuların karanlık izleri görünmez yara izleri gibi kazınır bedenimize ve asla kurtulamayız onlardan.
2 notes · View notes
yazar-cadi · 10 years
Photo
Tumblr media
35K notes · View notes
yazar-cadi · 10 years
Text
“In a hole in the ground there lived a hobbit.”
1 note · View note
yazar-cadi · 10 years
Photo
Tumblr media
Bitmeyen macera.
1 note · View note