Tumgik
Text
annem yeni bardak almış diyo ki sen evden gidinceye kadar acmicam ve on gün sonra evden ayrılıyorum...
2 notes · View notes
Text
böceklerin de işi çok zor be. her an ölümle burun buruna kim ezecek diye bekliyorlar. rüzgar çıkıyor evlerinden uzak yerlere savruluyorlar.yazık ya
-böcek görünce kaşıntı tutuyor o ayrı
1 note · View note
Text
hani özledim der ya insan, ama onu anlatacak kelime bulamaz sanki yemek borusundan kalbine kadar bi balon şişmiş ozledikce sonra adını duyarsin ya da bisi olur ve balon patlar...
0 notes
Text
"bırakma beni insanlar kötü"
-bal
1 note · View note
Text
siyahı beyaza alıştırmayın, siyah siyahken güzel.
karanlığa ışık tutmayın o dipteyken güzel
0 notes
Photo
Tumblr media
"Kalbinde olanı saklayamazsın"
1 note · View note
Text
Zeynep’in İntihar Mektubu;
Merhaba Sevgilim, Biliyorum, yazmayacağımı söylemiştim sana bir daha. Ne yapayım? Dayanamadım. Söz veriyorum son yazım bu. Zaten bir daha istesen de yazamam ki. Gidiyorum ben sevgilim. Çok uzaklara gidiyorum. Geri dönüşü olmayan yollara düştüm, gidiyorum. Umurunda olmayacak biliyorum. Hatta belki okumadan yırtıp atacaksın. Olsun. Küçücük okuma ihtimalini düşünerek yazıyorum ben bu satırları. Daha önceki mektuplarımın hepsinde bizden bahsetmiştim. Şimdi biraz benden bahsedeceğim. Benden derken hemen sıkılma. Ben eşittir sen demek zaten. Sana olan sevgimden bahsetmek istiyorum. Sana olan sevgim mi? Ah lanet olsun aşkım demek istemiştim! Özür dilerim sevgilim bu aralar dalgınım biraz. Bu yüzden yüzünü unutmamak için her gün düzenli olarak bakıyorum fotoğraflarına, izliyorum videolarını. Birçoğunda yanında kız arkadaşın oluyor ama olsundu. Seni görüyordum ya o bana yetsindi. Hem o kızlar seni hiçbir zaman benim kadar sevemeyecekti ki… Onlar seni yakışıklısın diye sevdiler, onlar seni zenginsin diye sevdiler, onlar seni popülersin diye sevdiler. Ya ben? Ben tam sol tarafını sevdim senin. Benim için tek yakışıklılık, tek zenginlik, tek popülerlik orasıydı. Anlamadın sen beni tabii ki. Sevemedin benim sol tarafımı. Güzel değilim evet, hatta çirkin olarak bile nitelendirebilirsin beni ama benim kalbim çok güzeldi. Sen bunu fark edecek kadar durmadın ki yanımda. İzin vermedin kalbimin güzelliğini sana açmama. 2 sene sonra birden benimle çıkmayı kabul ettin. Ne kadar mutlu olmuştum bilemezsin… Sanki dünyalar artık senin demiş kadar mutlu olmuştum. Benim dünyam sendin ki. Sende artık benimdin. Daha ne isteyebilirdim hayattan? Platonik aşkım platoniklikten çıkmış karşılıklı aşka dönüşmüştü. Bundan daha güzel bir his var mıydı? Rüya gibiydi… Her rüya gibi kısa sürdü. Rüyalar 7 saniye olur ya hani, bu olayda 7 gün sürdü. El ele tutuştuk, sarıldık, dizlerimde uyudun ama 7 gün içinde bana olan sevgin bitti. Belki de hiç başlamamıştı? Peşini bırakmam için böyle bir oyun oynamıştın? Bilemiyorum… Tek bildiğim şey var. 7 günün ne kadar mükemmel geçtiğiydi o da. Hayallerim gerçek oluyordu. Sonunda bulutların üstüne çıkmıştım. Sonrası bir kâbus. Birden ayağım kaydı ve düştüm bulutların üstünden. Yeryüzüne de inmedim. En dibe düştüm. Belki de asla bir daha oradan çıkamayacaktım. Bir daha bulutların üstüne çıkmanın tek yolu vardı. Birazdan o yolu da deneyeceğim. Ancak beni ne hallere soktuğunu görmeni istedim. Ben içki içtim, ben uyuşturucu kullandım, ben sigara içtim, ben esrar kullandım ve ben senin aklına hayaline sığmayacak şeyler yaptım. Neden mi? Çünkü artık bana yaşattığın acılara katlanmanın tek yolu buydu. Dayanılmaz bir acıydı. Hani ameliyat olmadan önce doktorlar hastalara narkoz verir, uyuştururlar ya. Bende tam onu yaptım işte. Kendimi uyuşturdum. Acıları yok saydım. Bir süre sonra bunlardan da sonuç alamadım. Artık ne esrar işe yarar oldu ne sigara… Hissettiğim acı daha da büyüdü. Hani derler ya ben güçlüyüm! Bende güçlüyüm! Hiçbir fiziksel acı beni yıldıramaz. Ya duygusal acılar? Onlara öyle bir çözüm buldum ki artık benim tarafımdan asla rahatsız edilmeyeceksin. Ama adım geçtiğinde için sızlayacak. Belki kendini suçlayacaksın ama hayır! Suçlama aşkım. Suçlama. Seninle alakalı bir şey değil çünkü. Kalbinle benim aramda bir şey bu. Baban öldüğünde kalbini de gömdün sen. Gerçeği biliyorum ben kalbin ölmedi. Hala yaşıyor ancak sen onu toprak altına gömmeyi tercih ettin. Diri diri gömdün onu. Bense çıkarttım, baktım, sevdim kalbini. Şimdi, bu mektubu koyduğum zarfla beraber sana geri gönderiyorum. Ona iyi bak olur mu?  Tıpkı en sevdiğin filmdeki gibi gidiyorum. Elveda sevgilim… Elveda.
3K notes · View notes
Text
Benim en sevdiğim çiçek lavantadır, bir de lale; ama beyaz olanlarından… Kimse çiçek vermedi bana; ne babam, ne annem, ne arkadaşlarım, ne de bir başkası… Sevdiklerimden,sevdiğim çiçekleri almadım yanii. Bu bir eksiklik midir bilmiyorum ama, kesinlikle üzüyor insanı. Şimdi kendi lalelerimi, kendi lavatalarımı yetiştiriyorum. İnsanları yalnız bırakmayın olur mu?
2K notes · View notes
Photo
Tumblr media
bütün kaybedenler için yazacağım bu gece, bütün yarım kalmışlıklar için. bardağın dibinde yarım bırakılan çay için mesela, mesela kavuşulamayan aşklar için, elde edilemeyen arzular, karnı doymadan uyuyanlar için. kanadı kırılmış kuşlar, boynu bükülmüş güller, susuz kalmış topraklar için yazacağım.. bana inanın dostlarım, bu hayatta bir kez sendelemişseniz eğer yere düşmemek adına yaptığınız bütün hamleler dengenizi biraz daha bozacaktır. neyin yokluğu korkutuyorsa sizi, onun yokluğuyla sınayacak hayat sizi. yürümek istemediğiniz bütün yolları ezberleyecek, bilmek istemediğiniz bütün gerçekleri öğreneceksiniz. bunlar laf olsun diye yazılmış şeyler değil, belki de ilk defa bu kez, yazdıklarımın bir nebze de olsa doğruluk payı var. bana inanın. bu yazı az da olsa ilginizi çektiyse ve yatağa uzandığınızda tekliyorsa sol yanınız bir şeylerin eksikliğiyle, kötü alışkanlıklarınızdan şikayetçiyseniz ama yine de kopamıyorsanız o alışkınlıklardan, tutunamıyorsanız, daha önemlisi tutunmak istemiyorsanız artık, düşmekten değil kalkamamaktan korkuyorsanız, aynı gökyüzüne bakıyoruz demektir. aynı derme çatma evlerde büyüyüp, aynı yollarda dizlerimizi kanattık demektir. belki aynı hayatları yaşamıyoruz ama aynı acıların anavatanıyız hepimiz. aynı yıldızlara bakıp aynı karanlıktan şikayet ediyoruz.; konuyu nereye bağlayacağım, nerede bitireceğim bilmiyorum.. bu yazıyı yazmanın herhangi bir şeye faydası var mı, şüphesiz ki yok. ama yine de birşeyleri anlatmak istiyor insan, birilerine içini dökmek istiyor. ve en çok da böyle zamanlarda yalnız kalıyor, belki tercih meselesi belki zorunluluk, adı her ne olursa olsun iki taraf için de tek bir gerçek var; salt yalnızlık. ayakkabının markası, pantolonunun fiyatı, oturduğun evin genişliği ne olursa olsun, kim olursan ol, nerede olursan ol, başını yastığa koyduğun an yüzbinlerce insanla aynı eksikleri özlüyorsun. hayatı anlamış, yaşamın farkına varmış, varoluşunun sadece nefes alıp vermek, uyumak, yemek yemek ve düzüşmekten ibaret olmadığını düşünen binlerce insanla aynı duyguları besliyorsun. bazen düşünüyorum da, bütün yalnızlar, mutsuzlar, umutsuzlar, tutunamayanlar bir araya gelsek, herkes yarasını sarsa en yakınındakinin. artık zemine ulaşmış olmanın verdiği rahatlıkla, daha aşağıya düşme korkusu yaşamadan, arkasına dönüp bakma gereği duymadan yaşasa insanlar. kimse böyle satırlar yazmak zorunda kalmasa ve kimsenin ilgisini çekmese burada yazılanlar. ne iyi olurdu, böyle akşamlarda başımızı yaslayacak bir omuza sahip olsaydık. ne iyi olurdu, henüz yitirmediğimiz umutlar, karşılaşmadığımız yalanlar, beklemediğimiz bir kaç liman kalsaydı geriye.. ne iyi olurdu bir daha aynı hataları yapma lüksümüz olsaydı. ne iyi olurdu, tüketmiş olmasaydık bütün ayrılıkları. ne iyi olurdu, ezberlemiş olmasaydık bütün düşüşleri. ne iyi olurdu bir yalana daha inanacak iyi niyetimiz kalsaydı. öyle hayatlar yaşadık ki doslarım, hepimizin elinden hata yapma lüksünü bile aldılar. ve bizim asıl sorunumuz bizi neyin böyle kanattığını biliyoruz sorun bu değil asıl sorun merhem bulsak, yaramıza sürecek inancımız kalmadı..
7K notes · View notes
Photo
Tumblr media
Bektaş Şenel'in ilk romanı Galata'da İki Yabancı çok yakında bir yerlerde falan olacak
313 notes · View notes
Text
Bir insana kötü bir yorum yapmadan önce onun nerede durduğuna bakın.Herkes çiçek bahçesinde dolaşmıyor.Bazıları uçurumun kenarında bir adım atmayı bekliyor.
6K notes · View notes
Text
Havalar soğuyunca gölge veren ağaçları unutursun ~
2 notes · View notes
Quote
Yıllar sonra senden ve benden bahsedecekler, bizden değil…
(via hersenimikaybettim)
907 notes · View notes
Text
Böyle olması gerekiyordu.Herşeye rağmen güçlü bir insan olmayı secmeliydim.Gideceğini açıkça söyleyen bir erkeğin kalbime iyice yerleşmesine nasıl izin v erebilirdim? Aptalliga ne gerek vardı? Zaten hep bundan kaybediyorduk. Bile bile lades demeyi çok seven bir kadın toplumuyduk biz. Bazen bazı kararlar için ufak işaretler yeterlidir. Insan doğası her zamandan kendinden açıklar verir. Birinin size nasıl davrandığını gözlemek için süreniz varsa sürenin sonunda doğru kararı vermelisiniz. Belki kalbinizden taşan duygular tam aksini söyler fakat bir süre acı çeksenizde sonunda kendinizle gurur duyarsınız. Yaşadığımız ülkede kadınlar için çok fazla seçenek yok. Hakkını savunmak asilik,sabretmek zayıflık olarak görülüyor. Bunu değiştirmek herşeyden önce bizim elimizde. Gücünüzün farkında olun. Yıllarca okuyor ve bilgimizi, kendimizi tecrubelerimizle geliştirmeye çalışıyoruz. Aşk önemli hatta bence hayatın olmazsa olmazlarindan biri fakat hiçbir zaman saygısızlığı sindirecek bir körlük içine girmeyin. Unutmayın ,herşey doğru ve yanlış secimlerinizin sonuçlarını yaşadığımız anlar zincirinden ibaret..
2 notes · View notes
Text
Her Şeyi Kabul Ediyorum da , Keşke ” Seni Seviyorum ” Demeseydin....
1 note · View note
Photo
Tumblr media
@@@
1 note · View note
Photo
Tumblr media
İsim bulacaksın.Hikayen bir şehre gidememek değil bir şehirden donememek olacak...
1 note · View note