Tumgik
#yüksek bilinç
fatomahperi · 10 months
Text
Tumblr media
İnsan ruhu inceldikçe ve bilinç seviyesi yükseldikçe gözlerden uzak olma isteği artarak sadeliğe yönelir.
Gösterişli, yaldızlı yaşamlar ve kendini ve hayatını teşhir etme isteği kaba ve incelikten yoksun ruhların ilgi alanına girer.
Farkındalığınız arttıkça "görsünler, desinler" diye yaşamayı bırakıp hayatınızı teşhir etmekten vazgeçersiniz.
Beğenileriniz ve ilgi alanlarınız değişir, tevazuya, inceliğe ve sadeliğe doğru evrilirsiniz.
Doğallık sadelik, küçük şeylerle mutlu olma ve gözlerden uzak olma isteği en yüksek gelişmişlik düzeyidir...
Alıntı
31 notes · View notes
arkeolog · 4 months
Text
çıkabileceğin en yüksek bilinç düzeyine yükseldiğini sandın ancak kafanı kaldırıp yukarıya bir kez olsun bakmadın.
7 notes · View notes
shiftruby · 6 months
Text
11/11
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Bugün ve bu bir kaç gün ne düşündüğünüz, ne imgelediğiniz aşırı önemli. Numerolojide 1111 aynı zamanda en kutsal sayı olarak kabul edilir. Özellikle de yeni yıla yaklaştığımız için yeni yıl hedeflerinizi şimdiden manifestleyebilirsiniz! Sakın bu fırsatı kaçırmayın derim !! 🤭
11/11 nedir?
11/11 portalının açılmasıyla birlikte 11 Kasım'da enerji zirveye ulaşıyor. Bu muhtemelen senin için yılda bir kez gerçekleşecek şanslı bir olay. Bu süreç tamamen en yüksek zaman çizginize adım atmak için ihtiyacınız olan enerjiyi kabul etmekle ilgilidir. Aynı zamanda tamamen şu anda olduğunuz kişiyi, her gün yaptığınız eylemleri arzu ettiğiniz gerçeklikle aynı hizaya getirmekle de ilgilidir.
11/11'in benefitleri:
Kelimenin tam anlamıyla yeni bilinç durumlarına ulaşabilir, istediğiniz yani tezahür ettiğiniz gerçekliğinize adım atabilir, frekansınızı ve auranızı yükseltebilir, daha önce hiç olmadığı gibi ruhsal büyümeyi deneyimleyebilirsiniz. Uzun lafın kısası, ne isterseniz bugün gerçekleşecek.
Bu, gelecek yıl boyunca başarmak istediğiniz her şeyi ortaya koyacağınız gün. Bir dahaki sene aynı gün, yani önümüzdeki sene 11 kasımda geçmişe bir bakıp neler manifestleyip başardığını görebilirsin. Kendinle gurur duymak için bir sebep!
nasıl manifestleyebiliriz?
Bu gün için özel bir manifestleme yöntemi yok, normal bir günde bir şeyi nasıl manifestliyorsan öyle manifestleyebilirsin. Örneğin vision board hazırlayarak, tezahür defteri tutarak, tezahürlerinizi imgeleyerek, olumlama yaparak veya başka manifesting metodları kullanarak!
Şimdi sahip olduğunuz her şey için şükür etmeyi unutmayın!! 💗
7 notes · View notes
nefss-blog · 1 year
Text
UYANIŞ NEDİR ??
Bilinç sıçraması demektir.. Düşük titreşimden, yüksek titreşimli enerji alanına girmek demektir.. Fiziksel dünyanın ötesini keşfetmek demektir.. Beden, zihin ve Ruh ile bütünleşerek gerçek var oluşun tadına varmak demektir.. Her zerrenle, gerçek özgürlüğü.
hissetmek demektir.. Etrafımıza ördügümüz duvarları yıkmak demektir.. İlâhi olana bağlanmak ve onunla bütünleşmek demektir.. Yaralarını görüp, onları sarmak ve iyileştirmek demektir.. Karanlıkta kaybolmuş kendini yeniden bulmak demektir.. Aynaya baktığında, ilk defa kendini
görmek demektir.. 'Ben' iken 'Biz' olmayı öğrenmek demektir.. Başkaları diye tanımladıklarının; kendi kardeşi, parçası olduğunu anlamak demektir.. En yakınındaki ve en uzağında ki kardeşinin acısına ağlayıp, sevincine ortak olmak demektir.. Var olan herşeyin, tıpkı kendisi gibi
'Bütünün', yaratıcının bir parçası olduğunu bilmek demektir.. Bütün çocukların annesi, babası olmak demektir.. Bütün hayvanların sahibi ve koruyucusu olmak demektir.. Doğayla bütünleşmek demektir.. Dünyanın bir ucundaki kardeşinin acı çekişini hücrelerinde hissetmek demektir..
Sokakta aç gezen canlı bırakmamak demektir.. Başkalarına yardım ederken mutlu olmak demektir.. Bize dayatılan yalanları ve sınırlamalar aşıp, gerçeğe ulaşmak demektir.. En önemlisi de... Uyanış; Kim oldugunu hatırlamak demektir…
Uyanış Belirtileri
1-Aniden bir şeyler olur, kendini farklı hissetmeye başlarsın. Rüyaların değişir, ani kararlarla hayatında değişiklikler yaparsın. Sanki bir gecede eski sen gitmişsin, yeni bir sen gelmiş gibi olursun.
2-Birden bire kendini çok okurken araştırırken bulursun.
Fikirler, ilhamlar, vizyonlar, rüyalar, ard arda gelir. Yazma, çizme, icat etme ihtiyacı duyarsın.
3-Yeme şeklin değişir, ağız tadın değişir. Eskiden sevdiğin beslenme şeklinden vazgeçip yeni bir beslenme şekline yönelirsin. Hayvanlara karşı hassaslaşıp
birden vejeteryan olabilirsin.
4- Gözlerdeki perde kalkar ve tüm dünyayı gerçek çıplaklığıyla görmeye başlarsın. İlizyonu farkedip aslında bir rüyada olduğunu farkedersin. Madde olarak gördüğün her şeyin bir hologramdan ibaret olduğunu anlarsın.
5- Hayatının anlamı haline gelen; iş, para, ev, araba, kariyer, lüx yaşam, kıyafet vb. şeylere olan bağımlılık azalır hatta bitebilir. Kişilere olan bağımlılıklar azalır. Küçük şeylerle yetinmeye başlarsın.
6-Daha önceki yaşam tarzına ve uykuda geçirdiğin bütün o zamanların
kaybına üzülürsün. Kaçırdığın zaman için suçluluk hissedersin. Neden daha önceden uyanmadım diye sitem edersin.
7-Etrafındaki renkleri ilk defa farketmiş gibi daha canlı ve renkli görmeye başlarsın. Yıllardır yolunun üzerinde olupda daha önce göremediğin detayları
görmeye başlarsın.. Doğadaki yaşamı farklı bir gözle görmeye başlarsın. Ağaçların, kuşların, rüzgarın sesini duyarsın... Bitkilerle ve hayvanlarla telepatik olarak konuşmaya başlarsın. Onları sever ve kucaklarsın. (Tabi etrafında sana 'deliymiş' gibi bakan gözlere de zamanla alışırsın)
8-İnsanların yüzündeki maskelerin düştüğünü görürsün. Onlara baktığında gerçek yüzlerini, niyetlerini ve düşündüklerini hissetmeye başlarsın. Bu da onlardan uzaklaşmana ve yalnızlaşmana sebep olur. Çünkü kim gerçek dostun kim değil anlarsın.
9-Eski olumsuz davranışlarını düzeltirsin ve içerden, derinden gelen tarifsiz bir sevgiyi, coşkuyu hissedersin. Şifalanırsın ve bu şifayı çevrene yayarsın. Dokunduğun herşey ayrı bir güzelleşir ve bereketlenir.
10-Düşüncelerin ters-düz olur. Belirlenmiş düşünce ve inanç
kalıplarını aykırı davranmaya başlarsın.
11-Hayatındaki birçok İnsanla kopuşlar yaşarsın. Yeni frekansına uygun, senin gibi arkadaşlarla tanışır, buluşursun. Bazen seninle aynı frekansta olan yeni tanıştığın bir insanla zaman geçirmeyi, yıllardır tanıştığın İnsanlarla zaman geçirmeye
tercih edersin.. Çünkü eski dostlarla yeni frekansında buluşamazsın.. Çekim yasası, seni kendin gibilere götürür ve çevren değişir..
KOŞULSUZ ÖZ-SEVGİ UYANIŞ
43 notes · View notes
golgelericinde · 7 days
Text
Bakışlarında gizlenen yüksek bilinç
3 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 2 months
Text
Tumblr media
✓ Atatürk
Bir İranlı, Ülen Tölge'nin ATATÜRK hakkındaki tespitleri:
Atatürk kimdir?
1- Atatürk üst insandı. Onu herkesle karşılaştırmak doğru olmaz kanımca.
Atatürk’ün vatan sevgisi basit bir ifade olur! Üst insanlarda vatan sevgisi çok farklıdır!
Başka şey olmalı: Vatan kuruculuğu...
Farklı düşünüyorum bu konuda.
Çünkü o zaman sevilecek vatan diye bir olgu yoktu.
Osmanlı’nın yok ettiği ümmetçi karanlık geçmişin harabeleri vardı.
Vatan sadece toprak yığınından oluşmuyor. Vatan, değerlerin zarfıdır.
Peki Atatürk zamanında hangi değerler vardı? Hiçbir değer...
Hiçlik vardı.
İnsan hiçliği nasıl sevebilir?
Atatürk sevilecek ve insanca değerlere zarf olacak bir vatan tesis etmek istedi.
Yüksek ölçüde de bunu başardı.
Çünkü üst insanlar, değerlerin kurucuları olurlar.
O değerlerle de vatan, madde olmaktan, toprak yığını olmaktan çıkarak manevi ölçütlerin yurduna dönüşür. Atatürk´ün kurduğu ve Anadolu´ya armağan ettiği değerlerin O´ndan önce var olduğuna dair hiçbir örnekle karşılaşmadım.
Nelerdi bu örnekler?
2- Cumhuriyet bir değerdir ve Atatürk öncesi yoktu.
3- Laiklik, sadece bir değer değildir, değerlerin üreme ve üretilme olanağıdır ve Atatürk öncesi yoktu.
4- Türkçe bir değerdir ve Atatürk öncesi yoktu. Özellikle benim için önemli olan budur.
Ben bir kaç dil bilirim ve Türkçenin de bir kaç lehçesini bilirim.
Atatürk öncesi Türkçe yoktu.
Felsefeye, fiziğe, tıbba, bütün bilim dallarına girmiş bulunan modern Türkçenin kurucusu Atatürk´tür.
Çağımızda eski Yunan felsefesinden modern Batı felsefesine denli bilgi kaynakları tercüme edilmişse, bunun nedeni Atatürk tarafından insanlık tarihine sunulan ve grameri belli olan Türkçedir.
5- Atatürk öncesi kadın yoktu.
Şeriat esiri ve seks makinası olan, evde oturması gereken, cihat için çocuk doğuran dişi nesne vardı.
Kadına insan onuru kazandıran, yazıp okuması için önündeki şeriat engellerini kaldıran, seçip seçilme hakkı kazandıran Atatürk olmuştur. Atatürk olmuştur ve başka kimse olmamıştır.
6- Atatürk öncesi tarih hafızası olan bir toplum yoktu.
Çünkü tarih bilgisi ve bilinci olan bir toplum yoktu.
10 yıl boyunca TDK başkanlığı yapmış olan felsefeci Macit Gökberk "Değişen dünya, değişen dil" kitabında "Ortaokulu Osmanlı döneminde bitirdim. Anadoluda Selçuklu devletinin de olduğunu Ortaokulu bitirdikten sonra yabancı kaynaklardan öğrendim" diye yazar.
Yani Anadolu toplumunda tarih bilinci ve bilgisi yoktu.
Bu hafıza, bilinç ve bilginin yaratıcısı
Atatürk’tür.
7- Türkler için (Sadece Türkiye Türkleri için değil) Atatürk´ten önce tarihin kendisi de yoktu. Üst insanlar kendilerinden itibaren başlayan tarihin yaratıcıları olmuyorlar. Daha önceki tarihin de kurtarıcıları, aydınlatıcıları oluyorlar. Bu açıdan Atatürk tarihin kurucusu, kurtarıcısı ve aydınlatıcısıdır.
8- Atatürk öncesi Arap töreleri Türk toplumunun beynini öylesine karanlığa gömmüştü ki, iğne deliği denli bir yer bile ışık sızması için kalmamıştı.
Atatürk büyük dinsel aydınlatıcı gibi Kuran’ı Türkçeye çevirttirerek 1000 yıllık katı ve delinmesi güç olan karanlıklara ışık sızdırtmaya çalıştı ve büyük ölçüde başarılı oldu.
Günümüzdeki Osmanlı karanlıklarına dönüşün
macerası başkadır.
9- Atatürk´ten önce edebiyat yoktu, çünkü alfabe yoktu.
Arap alfabesi, sadece Türkçe'nin düşmanı değil, Arapça'nın ve Farsça’nın da düşmanı. Arap harflerinin beyinleri körleştirme sürecini durduran Atatürk olmuştur ve başkası değildir.
Atatürk öncesinde 1000 yıl boyunca Ebu Reyhan El Biruni gibi bilgeler bu alfabeden Orta Doğu’yu kurtaracak kurtarıcı üst insan aramışlardı.
O kurtarıcı Atatürk kişiliğiyle ortaya çıkmıştır.
10 - Atatürk öncesi musiki yoktu.
Osmanlı sarayının saçma ve karmaşık dildeki aruz edebiyatı musiki için asla yatkın değildi ve beyinlere uyuşturucu etkisi bırakmaktaydı. Konservatuarların kurucusu ve eski karanlıklara gömülmüş toplumun estetik zevk algısını aydınlatan Atatürk olmuştur.
11- "Atatürk’ten önce, Tanzimat’tan başlayarak Batılılaşma süreci vardı ve bu süreç Atatürk’ü yetiştirdi" savını kabul edemiyorum.
Çünkü böyle olsaydı, o zaman Atatürk gibi bir önder Batının kendisinde yetişmeliydi?
Ama yetişmedi.
18. YY itibarı ile Rusya’da büyük aydınlanma süreci başladı.
Rusya aydınlanma ve intelenjiyası 19. yüzyılda bütün dünyayı etkisi altına aldı.
Tanzimattan sonra Osmanlı'da Dostoyevski, Tolstoy, Turgenyev, .... gibi dahiler mi yetişti? Yok.
O zaman neden Rusya intelejensiyası Atatürk gibi bir önder değil, Lenin gibi bir terörist yetiştirdi?
Evet, Lenin teröristti ve Çar saltanatını mensuplarının hepsini toptan teröre uğratarak katletti.
Atatürk de Osmanlı hanedanını toptan katledemez miydi?
Ama etmedi.
Hz. Muhammed’in "Yeryüzünde İslam egemen olana dek savaşın!" sözlerine benzer Lenin de "Yer yüzünde işçiler azat olana dek savaşın ve proletar diktatörlüğünü kurun!" dedi.
Ama Atatürk ne Arap, ne de Lenin saçmalıklarına aldırış etti.
Bu saldırgan zihniyetlere karşı "Yurtta barış dünyada barış" söylemini ortaya koydu. Tarihte böylesine bir devlet adamıyla karşılaşmadım ve neler neler...
12- Özetle: Atatürk öncesi yokluk vardı, en önemli ve kıymetli insani ve evrensel değerler yoktu!
ATATÜRK, sadece Türkiye’ye değil, dünyaya eşsiz bir armağandır...
6 notes · View notes
askolasalim · 3 months
Text
farkındalık ve yüksek bilinç hayatımı mahvediyor
2 notes · View notes
onderkaracay · 11 months
Text
Tumblr media
🗣️ 19 Şifresi
Yaşamın bir matematiği var. O matematik 1 ile 9 rakamları arasındaki sayılarla şifrelidir.
1 ile 9 arasında ki sayıların şifresi ve gizemi belirler yaşadıklarımızı.
Kur'an müddesir süresi otuzuncu ayet der ki;
✓ Onun üzerinde on dokuz var.
Bu şu anlama gelir; onu koruyan bir bekçi var. Ona o sırrı veren onu korur. O sırrın gereğini yerine getirene kadar tüm tehlikeleri bertaraf eder.
Dünyada kötülük her zaman var. Eksik olan iyiliktir. Zaman zaman insanlık iyiliğe adeta muhtaç kalır. Ve insanlığın kendisi bu açmazdan çıkamaz.
İlim sahibi sır işte böyle bir ortamda sahneye çıkar ve gereğini yapar.
On dokuz oğuzdan on dokuz Mustafa Kemal Atatürk'e kadar ve sonsuza kadar sürecek olan iyiliğin anahtarıdır.
19 bir şifredir.
Bekçiler ve özel görevler için o mertebeye ulaşmış insanlar için kullanılır.
Zulmün yaşamı cehenneme çevirmemesi için bekçilik yapar.
Mustafa Kemal Atatürk neden yenilmiyor?
Çünkü Mustafa Kemal Atatürk kutalmış ilim sahibi insanlık devrimini başlatan ve bugün tamamlanmasını sağlayacak fikirlerin sahibi bir bekçidir.
Bir asır önce korunan bugün ise koruyan bir bekçidir.
İnsanlık devrimini ve sonsuzluğun devletini iyiler için korumaktadır.
Atatürk sayısızca ruh ve bedende yaşıyor.
Yaşamını o ilim sahibi olmak için yaşamış özel biridir.
Hak enerjisini dünyaya ve insanlığa yayan gücün bedenlenen ve sahip çıkılan halidir.
Oğuz Kaan ile başlayan sürecin zirvesidir Mustafa Kemal Atatürk.
Kutalmış hakanların ortak adıdır Ata Türk.
Mustafa Kemal 1881 yılında 19. yüzyılın bitimine 19 yıl kala dünyaya geldi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurmadan önce vatanı kurtarmak için 18 kişi ile kendisi toplam 19 kişi 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a çıktı.
1919 tarifi ile 1938 tarihi arasında 19 yıl var.
19 yılda insanlık tarihinin en büyük devrimini yaptı yine ayrımcılık yapmadan insanlık tarihinin en önemli ulus kurucusu oldu ve ulus devleti Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu.
19 ayrı suikast olmasına rağmen hepsinden sağ kurtuldu. Atatürk o suikastlardan kurtulmamış olsaydı Türk ulusu da kurtulamayacaktı. İzmir suikastı sonrası Türkiye Cumhuriyeti bir suikaste kurban gitmesin diye Türk ulusunu uyarmak için Nutuk adlı eserini yazmak zorunda kaldı.
Bütün bunlar birer tesadüf olamaz.
Küllerinden yeniden doğmak için bir anka kuşu gibi Anka-RA'dan ana karayı korumak için ışığını dünyaya ve insanlığa yaymaya devam ediyor.
Ankara'nın başkent seçilmesi de tesadüf değildir.
Ankara'da saray yaparak ondan intikam almak isteyenlerin niyetleri kötü bir niyetin ürünüdür. Bunun altında kalacaklar.
Ankara'dan yayılan bu büyük enerji yeniden Türk ulusun da büyük bir kurtuluş azmi doğuracak ve kurtuluşun, yarım kalan devrimin tamamlanmasını sağlayacak.
İstikbal göklerde diyen dahi yine fikirleri ile başka bedenlere bürünmüş bir şekilde yenilmesi mümkün olmayan fikirleriyle zulmün karşısındadır.
Görmeye göz, akletmeye izan yeterlidir.
Normal olmayan durumlar yaşıyoruz. Bütün bunların bir anlamı var.
On dokuz ledün ilmine sahip olmayan biri aşağıdaki gibi bir söz söyleyebilir mi?
✓ Her halde, alemde bir hak vardır. Ve hak her kuvvetin üstündedir.
Beşeri ve maddi güçlere aldanan zayıf karakterli insanların bunu anlaması mümkün değildir.
Yüksek frekanslı bir enerji ile bu manayı anlamak mümkün.
19 ruhu diridir. Enerjisi tüm insanlığını kaybetmemiş insanları kapsadığında bu fırtına bir kasırgaya dönüşecek.
Ve yarım kalan devrimin önünü açarak Türkiye Cumhuriyeti'nin sonsuza kadar iyiliğin ve insanlığın devleti olması yeniden sağlanacak.
Ve bütün kötüler yaşattığı tüm kötülükleri yaşamış bir şekilde ortada ibretlik olarak kalacaklar.
Kötülerin leşlerine bile sahip olacak tek bir kötü dünyada kalmayacak.
Anadolu insanlığın yaşadığı yeni bir sırrın yeniden mekanı olacak.
Yayılan enerji bilinç değişimine neden olduğu için iyileri birleştiriyor.
Kötüler daha önce ki tufanlarda olduğu gibi yaşattıkları zulmü yaşayarak yok olacaklar.
19 şifresinin son sırrı Mustafa Kemal Atatürk hala o sırrın tek çıkış kapısıdır.
Kötüler kinlerinde boğulacaklar. Daha önce mahşer tufanında canlı ölülere dönüşmüşlerdi. Yaşattıkları zulmü yaşamaları için süreleri var. Doluyor o süre.
Nuh tufanı ile yıkanan Anadolu mahşer tufanı ile bir kez daha susuz denizde yıkandı.
Canlı ölülere dönüştürülenler ve ibret olsun diye canı alınan helak edilmenin ilk habercisiydi.
Anladılar mı? Ya da anlamak işlerine mi gelmedi?
Nereye kadar gelmeyecek?
Yaşattıkları zulmü yaşayana kadar süreleri var. Kötülerin sonrası yok!
] Önder KARAÇAY [
7 notes · View notes
Text
"Freud'un bir anlatısına göre genç bir insanın hayatını mahveden üç şey vardır: duygusallık, farkındalık ve fazla düşünmek. Yüksek bir bilinç düzeyi, en büyük cehennemdir. Bunu, anksiyete nöbetlerinin tam ortasında anlarsın."
18 notes · View notes
fatomahperi · 1 year
Text
Tüm olumsuz olaylar kılık değiştirmiş nimetlerdir.
Acının bir amacı vardır.
O bize öğretir ve yüksek bilinç düzeylerine doğru yol gösterir !
23 notes · View notes
memorymaker06 · 1 year
Text
ne kadar eğitimli olurlarsa olsunlar erkeklerin bazı toplumsal normlar ya da cinsiyetçi yorum/şaka gibi şeyleri anlayamaması sorunsalı üzerine..
Bugün sabah erkek arkadaşım gününe bana instagram’dan reel videoları atarak başladı. bunlardan bir tanesi, günde en az 1 kere attığı, bir erkeğin kız arkadaşı/karısı karşısında “farkında olmadan” yaptığı veya söylediği bir şey için arkada mutlu mutlu “dumb ways to die” şarkısının çaldığı videolardandı. muhtemelen bunlardan bazılarını görmüşsünüzdür, anlamadıysanız da bir tane örnek vererek anlatayım:
adam karısıyla mesajlaşırken karısı “çok stresliyim” diyor, adam da “çok normal. şu sıralar çok bunaldın(overwhelmed).” yazacağına “şu sıralar çok fazla kilon var(overweight).” yazıyor. o sırada sahne duruyor ve adamın ölümüyle yüzleşeceğinin habercisi olan, o mutlu “dumb ways to die” şarkısı çalıyor arkada.
bu daha <mild> bir örnek, çünkü yazım yanlışı dolayısıyla adamın ölümlerden ölüm beğeneceği bir noktaya gelmesi üzerinden mizah yapılıyor. bunların daha ofansif olanları da var ve, inanın bana, ne kadar yüksek eğitimli ve zeki de olsa, benim erkek arkadaşım bu videolarla çok eğleniyor ve benimle paylaşıp duruyor.
kendisi bu “dumb ways to die” anlardan birkaç tanesini, çok özel olarak, kendi çapında yorumlayarak yaşadı zaten. komik olansa, aslında bu tür videoların tek iyi tarafı olabilecek “erkeklere farkında olmadıkları uygunsuz davranışları göstermek ve mizah yoluyla uyarmak/bilinç oluşturmak” yararından asla nasibini almamış olması, çünkü eğer videoları o gözle izleseydi yaptığı şeyleri yapmazdı.
bu da beni farklı bir noktaya getirdi: bu tür videoların, erkeklerin yaptığı uygunsuz davranışları normalleştirecek şekilde, şakayla karışık içerikle harmanlayıp medya sirküsüne atması. bunu okuyup “yok artık daha neler? kaçıncı boyut duyar bu?” diyebilirsiniz. lakin, kendi partneri tarafından bu tür davranışların videolarının izlendiğini, halen daha aynı muameleyi görmüş biri olarak bunları düşünüyorum. kendisine bunun altını çizdiğimde bozuldu ve “peki”, “tamam”, “atmam bir daha” şeklinde tripsel cevaplar aldım. “eğlencesinin içine etmişsin, tebrikler, adam sevdiği için atmış” da denebilir, bunların hepsini diyalog halinde kafamdan geçirdim zaten ben. fakat benim gün be gün üst üste koyularak bu [duyar] seviyesine gelmemden önce kendisinin “lan acaba bunu izleyince tepkisi ne olur?” diye biraz düşünmesi bütün bunların önüne geçebilirdi. bazı içeriklerin, toplumun her kesimi, her cinsiyeti ve kişisi tarafından aynı şekilde anlaşılmayacağının, aynı kapıya çıkmayacağının ve aynı şekilde eğlendirmeyeceğinin anlaşılması lazım.
9 notes · View notes
disiplinedgirl · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
✾ENERJİMİZİ HARCAYAN ŞEYLER✾
Selamlar:) Geçen postumda enerjimizi yönetmek ve enerjimizi arttıran şeyler hakkında konuşmuştum,bugün enerjimizi azaltan şeyleri ele aldım,iyi okumalar🫶🏻
Ana başlıklar;
☄Kirli kıyafet,eşya ve alanlar
☄Birileriyle tartışmak
☄Düzensiz hayal kurmak
☄Takıntılar
☄Sürekli savaş halinde(manipülatif modda) olmak
☄Enerjin olmadığı halde kendini yormak
☄Olmadığın kişi gibi davranmak
☄Öz disiplinini kaybetmek
Kirli kıyafet, eşya ve alanlar
> Herhangi bir tanesinin olması frekansınızı da aynı şekilde etkileyebilir,düşük frekansa geçmenize sebep olabilir. Frekansı yükselten unsurlar: sevgi,mutluluk,huzur gibi olumlu şeyler iken frekansı öfke,mutsuzluk, kıskançlık,ego gibi unsurlar düşmesine sebep olur. Kirli eşyalar ve alanlar da düşük frekansa girer çünkü olumsuzu temsil ederler. Bu unsurlar bilinçaltınıza kendime bakmıyorum o zaman benlik kavramım ve özsaygım gelişmemiş mesajını verir. Bu konularda dikkatli olun.
Birileriyle tartışmak
>Boş yere hoşlanmadığınız ve sizi sinir eden şeylerle uğraşıp kendi enerjinizi boş yere harcamayın. Neye odaklanırsanız onu alırsınız ve eğer kavga gibi negatif bir şeye odaklanırsanız negatif enerjiyi çekmiş olursunuz . Ayrıca birileriyle tartışmak özsaygıya,özdisipline,özsevgiye zarar verir. Bunun nedeni birileriyle tartışarak kendinizi kanıtlama çabası içerisine girmenizdir. Bu nedenle kendinizi kabullenmediğiniz belli olur. Kendi fikirlerinize ve başkalarının fikirlerine saygı duyun ve mümkünse size ters düşen hiçbir şeye odaklanmayın,ilgilenmeye bile çalısmayın.
Düzensiz hayal kurmak
>Düzensiz hayal kurmak psikolojik sorunlardan ortaya çıkmış bir hastalıktır,yani eğer çok senaryo kuruyorsanız, hemen bunu durdurun:( Mutluluğu hayallerde aramayın,gerçek hayata odaklanın. Böyle yaparak anda kalamadığınız için frekansınızı tutturmayı veya sabit tutmayı başaramazsınız,bu nedenle enerjiniz zayıflar ve negatif enerjiden kolaylıkla etkilenebilir bir duruma geçersiniz. Anda kalmaya bakın🫶🏻
Takıntılar
>Takıntılar travmalardan doğar ve negatif enerji yüklüdür,eğer onlara odaklanırsanız bu yüklü negatif enerjiye maruz kalırsınız. Takıntıların kaynağı travmalar olduğu için mental olarak bir çöküşe geçme ihtimaliniz yüksek. Takıntılar aynı zamanda kaybetme korkusundan doğar. Tezahür ederken takıntı yapmak tezahürünüzün elinizden kayıp gitme korkusuna yol açar ve başarısız olursunuz. Takıntılar gerçekdışıdır,onlara odaklanmamalısınız.
Sürekli savaş halinde ( manipülatif modda) olmak
>Manipüle etmek aslında sanıldığı gibi 'iyi' veya 'havalı' DEĞİLDİR. Sosyal medyada birçok kişi manipülatif olmayı bir trend haline getirmiş,bu yanlış. Bir hastalığı iyi gösterip trend haline getirmekle eşdeğer bu. Manipülatif olmak birnevi bir kişilik bozukluğudur. Başkalarının düşüncelerini önemsememek ve herkesi kuklası olarak görmektir. Bu tamamiyle yanlış,hiçkimse sizin köleniz değil. Böyle bir olumsuz davranış frekansınızı düşürür ve sizin de bilinç olarak zayıflamanıza neden olur. Bunu deneyimledim,manipüle ederken en çok kendinize zarar verir ve kendinizi yorarsınız.
Enerjin olmadığı halde kendini yormak
>Kendinizi fazla yormak sizi zihnen de güçsüz bırakır. Kendi yorgunluğunuzu önemsemeden birşeyi yapmaya çalışmak kendinize iyi bakmadığınızın habercisidir. Siz herşeyden daha değerlisiniz,dinlenmeniz gerektiği zaman dinlenin,bunu hakediyorsunuz🫶🏻🫶🏻. Kendine iyi bakmamak kendinizi sevmediğiniz mesajını verir ve bu benlik kavramının zayıflamasına sebep olur. Bu da düşük frekansı beraberinde getirir.
Olmadığın kişi gibi davranmak
>Bu davranış kendinizle barışık olmadığınızın habercisidir. Kendinizle barışık olun. Aksi takdirde gelişmemiş benlik kavramı nedeniyle frekansınız düşer. Kendi fikirlerinizi ve tarzınızı savunun. Hiçkimse hiçkimse gibi olmak zorunda değil. Hepimiz farklıyız ve farklı olmak zorundayız. Bunu normalleştirmeliyiz🫶🏻🫶🏻
Öz disiplinini kaybetmek
> Öz disiplin hedefleriniz doğrultusunda kararlı kalmanızı sağlar. Bu sayede kolaylıkla ısrarcı kalabilirsiniz. Fakat tembelleşmek,telefonda fazla vakit geçirmek,tek bir aktiviteye fazla zaman ayırmak düzeninizi ve disiplininizi mahveder. Gününüzü ve hayatınızı dolu dolu geçirmeye odaklanın,sıkıcı bir yaşamla hayatınızı boşa harcamamalısınız.
. *. ⋆En önemlisi... İlk önce önceliği kendine ver,bunu hakediyorsun!
9 notes · View notes
venusunruhu · 1 year
Text
Freud'un bir anlatısına göre genç bir insanın hayatını mahveden üç şey vardır: duygusallık, farkındalık ve fazla düşünmek. Yüksek bir bilinç düzeyi, en büyük cehennemdir. Bunu, anksiyete nöbetlerinin tam ortasında anlarsın.
16 notes · View notes
nesepalamudu · 10 months
Text
bu aralar çokkk sevgisiz hissediyorum, biraz da huysuz. son ödevimi de dün yükledim. bugün de sosyolojideki sınavlarım açıklandı 7 sınava girmiştim 3 tanesi 100 ama birisinden 56 almışım ama vizesi 90 küsür ve çan olduğu için ve çoğunlukla düşük alan çok kişi olduğu için hiç dert etmiyorum. yüksek lisansta 4 dersim vardı ikisi sonuçlandı AA geldi diğer ikisini bekliyorum nicel biraz gözümü korkutuyor. ortalamam 3.90. ama bi de, başka niyetlerim var bu sıralar. niyet mektubu yazmam gerekiyor şimdiki önceliğim o oldu. temmuz sonu da konferans sunumum var ona hazırlanmam lazım.
kısa vadede ise yarın okula gidip tezhip kursunun son gününde hoca ile vedalaşmak istiyorum. sergiden de üç eserim vardı birisini okulun alıp mescide asmasına izin verdim diğer ikisini eve getireceğim inşallah. bir de kütüphaneden iki kitap almıştım birini geri verip diğerinin süresini uzatmak istiyorum. bi de ispanyolca seviye kitabı alıp şöyle doğru düzgün bi kitapla çalışmayı ve gerçek seviyemi görmeyi planlıyordum ama bilemiyorum. bir de anneme türk kahvesi, ankara'nın en eski kuru kahvecisinden.
çince konusunda motivasyonumu hâlâ taşıyor olmamı seviyorum. hsk3 için kendime kartlar yapmaya başlayacağım yakın zamanda. ama hâlâ her şey durulmadı dersler bitse de. yarın abimler geliyor. haftaya taşınma telaşesi. telaşe kelimesi üzerine düşündüm şimdi durup bi süre. bilinç akışı güzel teknik. sevgilerle
4 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year
Text
bilinç- insanın kendi aklındakini algılama durumudur...ve bilinç varoluşun gerçeğe dayanan kanıtı olmalıdır... bilmek fiilinin düşünce içinde etkin olarak varolması, düşüncenin bilmek fiiliyle hareket etmesi, bunu gerçekleştiren canlının sahip olduğu biliş kapasitesi önemlidir...  ne'yini, niçin'ini, nasıl’ını bilmek, bunları aramaktır bilinç. küçük bir farkındalıkla başlar herşey... John Locke- "kendinin, düşündüklerinin ve etrafının farkında olma"  olarak tanımlanmış, dünya üzerinde insana has olan "şey".i.... insanda farkında olmanın,duygunun,algının ve bilginin merkezi olarak görülen yetenek.öznesinin kendi içine dönüp,kendisini kendi düşüncesiyle kavraması demek olan bu duruma göre dönüp içinde yaşadığımız toplumun bilincini sorgulamamız da gerekir mi?  tOPLUM BİLİNCİ, beraber yaşıyarak bir topluluk oluşturan insanların oluşturduğu görgü kuralları bu toplumun geçmişinden gelen adet'ler insanların birbirlerine olan yaklaşımı insanların toplulukları etkiliyen olaylara yaklaşımı, insanların diğer toplumlara yaklaşımı. toplum içinde yükselen değerler ve hoş görülmeyenleri ortaya koyar bu kavram. bu anlamda bana göre sözlük içinde yaşadığımız toplumun oluşturduğu bilincin de bir aynasıdır. insan haklari üzerine kurulu liberal bir toplumun sahip olmasi gereken dayanaklardan biridir. bu bilinç ne kadar gelismisse ülkenin içine düsebilecegi her türlü ahval ve seraitte dahi, sivil toplum kendine saglanan yollardan (seçimler, dernekler, basin-yayin organlari..) tepkisini belirtebilecek, kendi degerlerine sahip çikabilecektir. hukuk devletinin vazgeçilmez sarti olan temel hak ve özgürlüklerin korunmasi yargi organlarina oldugu kadar sivil topluma da düser. hiçbir sekilde taviz verilmeyecek bilinç çesididir. insanları karanlıkta ateşi aramak ve bulanlarla birlikte hareket etmek için birleştiren bilinç türü. herkesin toplum bilincine uygun hareket etmeyeceği gerçeğinden yola çıkarak, herkes ateşi arayacak diye bir kaide yoktur. kimileri de ateşi arayanlara köstek olup, iyice karanlık bastıktan sonra insanların beyinlerini emecektir.
üzerine konuştuğumuz temel kavramlardan biri olan ‘’bilinç’’ nedir sorusunun tahmin ettiğiniz gibi kısa bir yanıtı yok.BİLİMSEL BİR KAYNAĞA GÖRE-  önce maddeyi konuşmak gerekiyor. katı maddenin yaklaşık olarak %99.9 unun boşluk olduğunu duymuşsunuzdur. geriye kalan %0.1'lik kısıma odaklanınca da her şeyi ne meydana getiriyorsa, o maddeye rastlamak gerekiyor. ancak bu %0.1'lik kısma odaklanınca görülen başka bir çeşit boşluk oluyor. elektronlar, kuarklar ve tüm temel partiküller katı objeler değiller. bunları küçük küreler olarak düşünmek makul bir basitleştirmedir. ancak bu basitleştirme tuhaf kuantum boşluğunun büyüleyici gerçekliğinin temsil etmiyor. eğer bu boşlukta bir şey varsa, o da dalgalardan başka hiçbir şey değildir.
dalgalar ses titreşimine veya sudaki dalgalar benzer biçimde davranırlar. ancak, bu kuantum dalgalarının pik noktaları ve kavisleri, maddenin salınımlarından farklı olarak elle tutulur, somut bir şeyden meydana gelmemiştir. bunlar ihtimallerin, olasılıkların dalgalarıdır. bu dalgaların pik noktaları, elektron dediğimiz şeyin enerjisini algılama olasılığının yüksek olduğu alanları belirtir. bu dalgaların kavisleri ise, o enerjinin çok daha düşük ihtimalle bulunabileceği bölgeleri gösterir. kulağa son derece garip ve anlamsız gibi geliyor. hatta gerçeklik ihtimalini de sorgulatıyor. ancak kulağa tuhaf gelse de, evrenin tüm yapı taşlarının öngörülerle tahmin edilenden ziyade şansa göre davrandığı görülüyor. bu sadece bir teori değildir, bir lazer gösterici ve tarayıcı ile test edilebilen veya gözlemlenebilen basit bir gerçek. bu arada bu gözlemi çift yarık deneyini geliştirmek için yapıyorlar. bu keşif ne kadar popüler olsa da, bilinenin aksine her zaman bilim dünyasının odağı olmamış ve pek çok popüler yanlış açıklama ve bilgilendirmenin kökeni olmuştur. böylece metafiziksel kafa karışıklıklarına da sebep olmuştur. örneğin, parçacıklar gözlemlendiklerinin farkında ve gözlemlendiklerini biliyorlar gibi… başka bir örnek vermek gerekirse, evren düşünce gücünden etkileniyor gibi… fakat böyle olmaması bir hayal kırıklığı sebebi olmasın. zira gerçek de en az bunlar kadar büyüleyici.
buradaki asıl prensip şöyledir, bir parçacığın nerede olduğunu bilemiyorsak, partikül yalnızca, parçacağın bulunma olasılığının az ya da çok olduğu yeri gösteren bir olasılık dalgası olarak mevcuttur.
ve sadece parçacığın nerede olabileceğini ölçmek için harekete geçtiğimizde, dalga aniden varlığını sonlandıracak ve parçacık kendini gösterecektir. biz ölçüm yapana dek parçacığın tanımlı bir yeri yoktur. işte bu yüzden, diyoruz ki, ışık mesela, hem dalgadır hem de parçacıktır. ama bu kuantum garipliği yalnızca ışık için geçerli değil. her şeyi meydana getiren parçacıklar için de geçerlidir. moleküller için de geçerlidir. eğer fotonların yerine süper minik kayaları harekete geçirirsek, ölçüm yapmadığımız zaman dalga gibi davranırlar. biz sezgisel olarak evrenimizin katılardan oluştuğunu düşünüyoruz. ancak gerçekte, tamamı, beynimizdeki nöronlardan tutun da parçası olduğumuz galaksiye kadar, ihtimal dalgalarının ve ortaya çıkıp kaybolan parçacıkların bir sonucudur. bütün bu gariplikler sonucunda albert einstein şöyle söylemişti: bakmadığın zaman, ayın orda olmadığına gerçekten inanıyor musun?
7 notes · View notes