Tumgik
#tekrar yazdım..silinmiş..
avalonunezgisi · 1 year
Note
çoook teşekkür ediyorum bir de tarihi bölümlerine ayırırsak osmanlı tarihi ve türkiye siyasi tarihi hakkında önerin var mı bu konularda çok çok eksiğim hem tarihi yorumlayarak öğrenmeme yardımcı olacak hem de anlatımı net kitap önerin var mııı
rica ederim <3 şimdi şöyle ki bahsettiğin tarihlerin yazalarlara bağlı olarak oldukça dikkatli ve görece objektif kaynaklardan okunması gerekiyor. ben bu dönemler hakkında henüz hakkıyla okuma yapmadım fakat birkaç bir şey önermeye çalışayım çerçeveyi çizmek adına:
tarih dediğimizde muhakkak halil inalcık, avrupa tarihiyle harmanladığımızda cemil meriç, iktisâdî vecheden şevket pamuk.
bir de üst dönemimin önerileri var idi, kefil olmamaklar beraber:
modernleşen türkiye’nin tarihi, eric jan zürcher,
memâlik-i osmaniye’den avrupa birliği’ne, çağlar keyder,
iktidarın sembolleri ve ideoloji, selim deringil.
ayrıca siyasi geçişleri okuyabilmek adına, taraflı fakat iyi bir kaynak olarak: osmanlı-türk anayasal gelişmeleri, bülent tanör.
henüz okumamış olmakla beraber süleyman seyfi öğün’ün yine kitapları ve ayrıca günlük siyaset için makalelerini önerebilirim. fuad köprülü’ye de elbette şüphesiz bakabilirsin.
fakat dediğim gibi tarih mevzusunda yazılan çizilen çok şey, dolayısıyla çok kaynak var ben de yüzde yüz hâkim değilim elbette, işin daha çok teorik tarafındayım hâlâ. biz üniversitede ekolümüz gereği daha çok fransız ve avrupa tarihi okuyoruz bir de. ek olarak okuduğum/ yararlandığım makale ve kitaplar da var tabii. şu anlık bunlara bir göz atabilirsin, unuttuğum kesinlikle önemli kaynaklar var…aklıma gelirse eklerim inşallah.
1 note · View note
zombilerindekalbivar · 10 months
Note
Eeee neler yaptım bugün benim günümün yarısı uykuyla geçti şakasız sanırsın güzellik uykusu bsiegipepudhppdupfph
Bu arada darlamak gibi olmasın ama yeni bölüm ne zaman gelicek kitaba canım yazarım benimmmmx smkdkdmdmxmxkx
Benim bölüm gelsin diye yaranma çabaları halis midir hocam dkdkdkdkdbdksksmsndj
Valla ye iç yat uyu ile geçti zhxbbx
İnşallah yarın gece. Aga 4 bin kelime yazdım dünden önceki gece sabah baktım full silinmiş tekrar yazıyorum ya
4 notes · View notes
seray-seray · 4 years
Text
Tumblr media
Hani soğuk bir kış günü camdan dışarı bakarken,
Önce nefesinle buğulu bir alan yapar,
Sonra da sevdiğinin adını yazarsın ya,
Bir kaç dakika sonra silinmiş gibi görünür.
Tekrar nefesini üflediğinde, yazdığın isim ortaya çıkar, sadece görünmez olmuştur.
İste ben senin adını kalbime bu şekilde yazdım.
Her nefes alıp verişimde adın kalbim de yeniden beliriyor.
Seni sadece iki nefes arasında geçen süre kadar unutabiliyorum...
73 notes · View notes
irem09-blog1 · 4 years
Text
Bana bir gün telegramdan " Merhaba hanımefendi"diye yazmıştın. Bende sana merhaba demiştim ama ne bileyim istekli de değildim senle konuşmaya. Benle tanışmak istedin. Sadece sohbet etmek istedin. Tanışalım dedim bende. Sohbet edelim. Konuşmaya başladık ama dedim ya istekli değildim ki anladın bunu. "Rahatsız ettim kusura bakmayın kendinize iyi bakın dedin" bitirdik konuşmayı. Ama akşama kadar hiç çıkmadın aklımdan . Ha bire seni düşündüm. Geri yazdım. Ben hayatımda ilk defa bir erkeğe konuşalım diye yazdım. Başladık gene konuşmaya. 1 gün . 2 gün. 3 gün... Günlerce konuştuk . Birbirimize çok iyi gelmiştik. Sen bunu bana çok belli ettin ama ben sana edemedim. Resmi davrandım ama gerçekte bana çok iyi gelmiştin. Gerçi hissediyorum sende benim sana karşı hissettiklerimi hissediyorsun diye yazmıştın ve de hakliydin. Bana kuzum, tatlım dedin. Hayatımda ilk defa bana böyle hitap edildi. Çok sevdim ben seninle konuşmayı, bana iltifatlar da bulunmanı... Her sabah saat sekizde hayırlı sabahlar kuzum demeni, her akşam hayırlı geceler kuzum demeni,uyumayı seviyorum diye bana uykucum demeni... Beraber hayaller kurmamız... Sadece beş gün konuştuk ama sen bana hayatımın en güzel beş gününü yaşattın. Ve sırf sana senden önce hayırlı sabahlar kuzum diyebilmek için saat sekizde kalmıştım ama... ama ve ama. Sen yoktun bu sefer. Mesajlar silinmiş . Adın yok. Emre yazmıyordu orada. Hayatımın en güzel günlerini yaşattığın gibi en büyük şokunu da yaşattın. Ben hayatımda o an ilk defa bir erkek için ağladım. Sana nasıl ulaşabilirim tekrar diye düşündüm. Ama yoksun. Kasıtlı yaptığına asla inanmıyorum. Belki de seni buradan bulurum ha. Çünkü ben seninle hep konuşmak istiyorum. Eğer benimle konuşmak istemiyorsan da nedenini öğrenmek istiyorum.
Eğer Balıkesir de mimarlık 2. ya da 3. sınıfta okuyan varsa lütfen bana ulaşabilir mi? Teşekkür ederim şimdiden.
1 note · View note
sizofrensehir · 6 years
Text
Hani soğuk bir kış günü camdan dışarı bakarken, önce nefesinle buğulu bir alan yapar, sonrada sevdiğin birşeyin adını yazarsın ya, bir kaç dakika sonra silinmiş gibi görünür. Tekrar nefesini üflediğinde, yazdığın şey hala ordadır, sadece görünmez olmuştur.
İste ben senin adını kalbime bu şekilde yazdım.
Her nefes alıp verişimde adın kalbimde yeniden beliriyor.
Seni sadece iki nefes arasında geçen süre kadar unutabiliyorum.
115 notes · View notes
gncderya-blog · 6 years
Text
Hani soğuk bir kış günü camdan dışarı bakarken, önce nefesinle buğulu bir alan yapar, sonrada sevdiğinin adini yazarsın ya, bir kaç dakika sonra silinmiş gibi görünür. Tekrar nefesini üflediğinde, yazdığın isim hala ordadır, sadece görünmez olmuştur.
İste ben senin adını kalbime bu şekilde yazdım.
Her nefes alıp verişimde adın kalbimde yeniden beliriyor.
Seni sadece iki nefes arasında geçen süre kadar unutabiliyorum. 💓💓💓267💓💓💓
3 notes · View notes
firisu · 7 years
Text
Devamı
 Hayatımda kesinlikle bir Makishima öncesi ve sonrası diye bir bölüm var artık. Psycho Pass ve ona dair her şey beni çok etkiledi. Anime bittikten sonra Makishima öldükten sonra bile onun sözlerini not almaya devam ettim. Tabi bunlar onun yaratıcısının sözleri oluyor. Kendisinin adı Gen Urobuchi. Urobuchi anime uyarlamasının senaryo yazarı, mangasının yazarı ise Hikaru Miyoshi. Mangasını okumadığım için Makishima’nın sözleri kime ait tam olarak bilmiyorum. Sadece animesini izlediğim için de Urobuchi hakkında birkaç parça şey okudum. Aynı kişi Fate/Zero animesinin de senaryo yazarıymış ki o animeyi de çok severim. Vahşet entrikalarla dolu bu öyküden, yedi büyücü ailesinin ölümcül turnuvasını anlatan animeden eminim bahsetmişimdir ama onun hakkında yazdım mı bilmiyorum. Neyse bu yedi büyücü ailesinden her biri geçmişte yaşamış savaşçıların ruhlarını onlara ait birer parçayla çağırıp ölümüne dövüştürüyorlar tabi büyücüler de başkasını çağırmasınlar diye onlarla birlikte öldürülüyor. Herkesi öldüren kazanıyor. Animeye dair en sevdiğim şey çağrılan Kral Arthur’un ruhunun aslında kadın olması. Komiklik olsun diye yapılmış bir şey değil, o hikayeye göre aslında Kral Arthur bir kadın. Olay örgüsü, karakterlerin zaman içerisinde gelişmesi vesaire her şey harika. Sevdiğim bir diğer şey ise Makishima’yı seslendiren kişinin Fate/Zero’da deneyimsiz ama büyük bir kalbe sahip olan bir büyücüyü de seslendirmiş olması. Üstelik kendisi Büyük İskender’in ruhunu çağırıp onunla birlikte dövüşüyor (denebilir). Tabi korkak olduğu durumlar da bulunmakta yine de onun son sahnesini Gılgamış’ın karşısına korkarak ama yine de büyük bir cesaretle dövüşün sonucu olarak onu öldürmesi için çıktığı zaman eminim tersini düşüneceksiniz. (Evet aşağıdaki Kral Arthur). 
Tumblr media
 Sonuç olarak Psycho Pass’in ikinci sezonunu da çoktan yalayıp yutmuş bulunmaktayım. İkinci sezondaki “kötü adam” ise Kamui. Kendisi Makishima’dan biraz daha farklı bir yöntem izliyor. Amacı Sibyl Sistemi’nin hangi renk olduğunu öğrenmek. Bu sebeple yargıç’ın yargılama yöntemlerini öğrenmeye çalışıyor. Kamui’nin geçmişi de çok tuhaf. Makishima ile ise ortak bir yönleri var, sistem tarafından “görülemiyorlar”. Makishima’nın rengi belli olmasına rağmen Kamui sistem tarafından resmen tanımlanamıyor, adı, sanı, ona dair bilgi hiçbir şekilde yok. Bu sistemde bir açık olması sebebiyle kabul edilemez bir şey. Sonradan anlaşılıyor ki Kamui geçmişte bir uçak kazasından kurtuluyor ve ölen diğer insanların bedenlerinden parçalar taşıyor. Sadece beyni sekiz ayrı insanın beyninin parçalarından tekrar bir araya getirilmiş ve bu da çok gizli bir deneyin bir parçası. Bu deneyin sahibi mi diyeyim yöneticisi mi Sibyl sistemine katılmış biri olduğunu söyleyeyim ve bırakayım, gerisi daha büyük bir şok çünkü. Küçük not Sibyl Sistemi’ne katılanlar rengi hep berrak kalmasıyla ünlü suçlular. Bir sürü insan parçasından oluşması sebebiyle sistem tarafından bir nevi silinmiş olan Kamui mucizevi bir ilaç yaratıyor ve bu ilaç insanların renginin suç işleseler bile berrak kalmasını sağlıyor. Kısaca sistem tarafından görünmez kılınıyorlar. Bu da tamamen suçluların kamufle olması yani kaos anlamına geliyor. Öldürdüğü birkaç kişi sayesinde yargıç’ın kurallarını iyice öğrenen Kamui dedektifleri öldürerek ellerindeki yargıç’ları almaya başlıyor. Yine bir sürü “terapi” görmesi gereken insanların oluştuğunu söylememe gerek yok.  
Tumblr media
 Fakat ne yazık ki Kamui kankim Makishima kadar karizmatik değil. Sanki karakterinde işlenmemiş bir ton şey var. İkinci sezonun yazarının farklı olmasının etkileri olsa gerek bu durum. Nedense final de beni yerimden hoplatmadı. Halbuki Makishima’nın ölümü bile görkemliydi. O karaktere bağlanmış olmama rağmen sonuna kadar gitmesi gerektiğini yine de artık ölmesinin de zamanının geldiğini düşünmüştüm. Yani “ölmeseydi yaaa” gibi bir düşüncem olmadı her şey bütünüyle olması gerektiği gibi yerine oturmuştu finalde. Dünyanın altı günde yaratılması gibi Makishima’nın da yirmi ikinci bölümde ölmesi gerekiyordu. Onun bahsettiği kitabı da hemen sipariş ettim. Umarım o sayfalarda Makishima’nın izlerini bulurum. Onu bir daha göremeyecek ve yeni sözlerini duyamayacak olmam beni çok üzüyor fakat onun içindeki trajik anlam arayışını ve insanın iradesinin kudretini bahsettiği kitapların içinde aramaya devam edeceğim. Okuduğum Romeo ve Jüliet de bunun ürünüydü. Kendisi hiç Romeo ve Jüliet’den alıntı yapmadı ama trajedi ve şiirsellik, aynı zamanda anlam arayışı, sorgulama onun anahtar kelimeleri diyebiliriz. Ben de bunları takip etmeye çalıştım o kadar. Yanılmıyorsam Macbeth alıntısı da animenin bölümlerinden birinde var. Onu da aldım tabi. Evet kabul daha önce okumamış olmam büyük bir ayıp. 
Tumblr media
 Romeo ve Jüliet’i okuduğumu söylemiştim. Haftanın kitabı oydu. Shakespeare’i yorumlamak fikrinden hoşlanmadım çünkü o kabiliyet ve yetenekte biri değilim. Goodreads’te ona beş üzerinden dört yıldız verdim. Çünkü Shakespeare’de aradığım o şiirsellik çeviri sebebiyle erimiş gibiydi. Shakespeare sadece ve sadece İngilizce haliyle okunmalı ve yorumlanmalı. Çeviri edebiyatı gerçeği çok çürütüyor ve dönüştürüyor. Çeviri yapmak kitabı baştan yazmakla eş değer demişlerse kesinlikle doğru. Tabi ki çeviriyi yapanı suçlamıyorum, başlı başına zor bir iş fakat yeltenmesek daha mı iyi olurdu diye düşünmedim değil. Bugün Soneler’i aldım ve onu alma sebebim yanında İngilizce aslına da yer verilmiş olmasıydı. Shakespeare’in İngilizce olarak bütün çalışmalarını internetten indirmiştim Romeo ve Jüliet’de çektiğim acının etkisiyle. O yüzden Soneler’e dokunmuş olmam bile büyük bir cesaret. Bunu da tesadüfen iki tane Soneler kitabını rafta dururken neden diğerinin çok daha kalın olduğunu sormamla keşfettim. Meğer bahsettiğim gibi diğeri orijinal metne de yer vermiş ve tabi ki aradığım şey tam da buydu! 
 Raflara göz gezdirirken özellikle bilim bölümüne ayrıca bir yer vermeye başladım. Bir diğer kitap ilgimi çekti: İnsanlık 2.0. Yazarı Ray Kurzweil ve elimdeki kitapları bitirir bitirmez bunu yutmayı düşünüyorum. Kendisi hakkında çok fazla iyi yorumlar yapılmış ve geleceği açıkça görebilen nadir insanlardan gibi tanımlar yapılmış. Kitabın içini biraz kurcaladım ve fazlasıyla ilgimi çekti. Kitap hakkında ufak tefek birkaç bilgi için onun buradan Goodreads hesabındaki tanıtımını okuyabilirsiniz. Ufak bir not kitap 2005′te yazılmış yani benim gibi Homo Sapiens’in çok satmasının bir ürünü mü bu gibi düşünmeniz yersiz olur. Geleceğin gelmiş olması beni korkutsa da ayak uydurup öğrenmekten başka çaremiz yok gibi. Sanırım özellikle tekillikle ilgili birkaç şey daha okurum ki ufak bir hazırlık bir ön okuma sayesinde kitabı daha iyi anlayayım. 
 Bu hafta yaptığım güzel şeylerden biri de sinemaya gitmekti. Aynı hafta içinde hem kitap hem de film sığdırmam pek düzenli yaptığım bir şey değil dolayısıyla tadını çıkarıyorum bu başarımın. Gittiğim film Logan’dı. Yıl 2029 ve yaşlı bir Wolverine karşımızda. Asker yaratmak için mutantların genlerinin onların çocuklarının yaratılması için kullanıldığı saçma sapan bir deney. Bilindik özgür irade ile çocukların hemşireler yardımıyla kaçması, vicdan, ruh ve görev çatışması falan söz konusu. Tam bir Wolverine, X-men ve Marvel hayranı olmadığım için yorumlarım tamamıyla eksik ve dışarıdan bakan bir gözün eleştirisi fakat Wolverine ve hikayedeki kızın arasındaki bağ biraz yüzeysel kalmış. Efektler, olay örgüsü ve ufak göndermeler güzel ve yerinde ama sanırım spoiler yememenin getirdiği şaşkınlık eksikleri telafi etmeye yetmiyor. Sözü uzmanlara bırakmak daha iyi olur tabi. Ben kısaca beğendim. 
Tumblr media
 Bir hikayenin de sonuna gelmiş olduk. 
 Makishima kankimden bir alıntı yaparak bir sonraki yazıma kadar hoşçakal demiş olayım. İyi haftalar.
Tumblr media
3 notes · View notes
zynpx013 · 4 years
Text
Hani soğuk bir kış günü camdan dışarı bakarken, önce nefesinle buğulu bir alan yapar, sonra da sevdiğinin adini yazarsın ya, bir kaç dakika sonra silinmiş gibi görünür. Tekrar nefesini üflediğinde, yazdığın isim ortaya çıkar, sadece görünmez olmuştur.
İste ben senin adını kalbime bu şekilde yazdım.
Her nefes alıp verişimde adın kalbim de yeniden beliriyor.
Seni sadece iki nefes arasında geçen süre kadar unutabiliyorum
0 notes
buotobusugordunuzmu · 6 years
Photo
Tumblr media
Yeni Mobiett’i gördünüz mü? Geçen ay uygulama yenilendiğinde app store’a bir yorum yazdım. özetle uygulamanız o kadar kötü ve o kadar çalışmıyorki 4 yıldır onunla ilgili bir blog tutuyorum yazdım. Yorum silinmiş. Uzun bir süredir kendimi yürümeye verdiğim için durak maceralarımı da yazamamıştım. Ama bu son gelen mail’in başlığını görünce dayanamadım. Tatlı bir benzerlik... Uygulamayı gördük. Ama otobüsü hala göremedik. yakın bir zamanda yeni uygulamayla ilgili değerlendirme ve daha çok durak macerasıyla tekrar görüşürüz.
1 note · View note