Tumgik
#mes nedir
Text
0 notes
kedilisuvariydi · 5 months
Text
Hâlâ takıldığım bir konu olarak gelin çirkefliği... Şokunu atlatamıyorum gerçekten bu görgüsüzlük, sonradan görmüş hâller neyin nesidir, sen kendini ne ve kim sanırsın, üç yıldır sana laf sokma çabasına bile girmemiş olan senden yalnızca iki yaş küçük tabiri caizse eşek kadar olmuş görümcene ne diye tamamen akıl dışı bir sebeple evde misafir annen ve kardeşlerin varken kayınvalidenin önünde ve salonda oturan "kodu mu oturtan" kayınbabanın kulakları şahit ola ola yaşından başından ve yirmi dört günlük çocuğundan utanmadan çirkef çirkef bağırıp azarlayabilirsin? Bu lohusalık falan değil, bu bildiğin rengini belli etmek yahu o kadar da aptal sanma bizi safoş hjfjkdjsjfjs
#evet her şey doğru çatal yüzünden kavga çıkarmak#ve bunu bugüne kadar saygı çerçevesinde bir ilişki içerisinde olduğun görümcene çemkirerek yapmak#ve güya failimiz hâkime nsmxkshcks o kadar seviyesizlik ki bu insanlar kendilerini ne sanıyor#ey hukukçular ayağınızı denk alın#bu kadar önemli sanmayın kendinizi ya o adaletin gölgesi günlük hayatınıza düşmüyorsa bir hiçsiniz çünkü#söz meclisten dışarı -maalesef ailede hukukçu çok ve hepsi birbirinden beter#çatal - kedi korelasyonuyla ortada bir vıyıkdama çıkarıldı ve ben zabaa gadar uyumadım#yere düşen çatalı yıkamayacaksam ne yapacağım? lokantalarda kafelerde yere düşen ayakkabıya değen çatallara ağzını süre süre yiyorsun ama#onlar da yıkıyor hatta bazen Allah bilir çatal yere düşse de yıkamayıp bi şoolmaz diye müşteriye veren dangalaklar da vardır#göz görmeyince gönül katlanıyor da biz kedinin çatalı yalamadığından eminiz ama yıkamayalım mı yahu iğne batmaz paslanmaz çelik çatal bu#Allah'ın cahili#ben bundan titizim ama tanıştık tanışalı bir titizliktir gidiyor hasta mıdır nedir#ama odalarına girince foyalar ortaya çıkıyor hxkxckjakxjs bu nasıl bir utanmazlık ben anlamıyorum gerçek bi pick me görl ya#şu konu bir tekrar açılırsa ben de ağzımı açarım bu kez tek cümleyle geçiştirmem artık#ne söylenecekse söylenecek ama onun seviyesine de düşemem rezillik yav#aklı sıra bize baskın gelmeye çalışacak hamileliği lohusalığı kullanarak puhahah#lohusalık bu değil yalnız bu düpedüz sahtekârlık ve kendi kuyunu kazmak :D ve rengini belli etmek#ettiğimiz iltifatı bile laf sokmak olarak algılıyor tanıştığımzdan beri bu tek hücreli arkadaş. o yüzden daha fazla zorlamamak kanaatindeyi#siz siz olun size laf sokan geline görümceye sessiz kalmayın gülmeyin duymazlıktan gelmeyin yapıştırın cevabı mal gibi kalsın öyle#sonra tepenize çullanıyorlar işte. iyi niyeti suistimal etmek bir güven problemi ve bunu önemsemeyecek kadar kıt beyinli bu insanlar#yatsın kalksın anlayışlı insanların içine düştüm diye dua etsin. bugüne kadar kendi çevresi de dahil herkesten bu sözü duydu zaten#ama sabır zorlamak ayrı bir şey ki karşıdakileri hiç olmadığı kadar sinirlendirirsin dizini döversin sonra da#tüm saygıyı muhabbeti yok edersin. işte bu ahmaklıktır. biraz sinsi olmayıverin ya dümdüz insan olamıyo musunuz dümdüz şöyle#Allah da kahretmesin sizi ne diyim daha#işin kötüsü kaç gündür bizdeler ve elan odalarında yüzsüz yüzsüz konaklamaktalar hizmetçisi var çünkü hanımefendinin#Allah'ım yeğenimi anasına da babasına da benzetmesin dünya tatlısı dünya adili dünya ahlaklısı olsun dünya akıllısı olsun#çünkü halalık bir markadır yeğen jjhxjwhcksjw#de işte maalesef maça 1-0 geriden başlamaktır aynı zamanda :( malum çingen gelinlerden ötürü hsfkhdgf#çok doluyum çok... bir metre yukarı kaydırınca belli oluyordur diye düşünüyorum hxjhsjxh#bugün itibarıyla abime karşı ittifakımız da feshedilmiştir baksın çaresine hadi ablacım hadi ilerle
8 notes · View notes
crescentmp3 · 2 years
Text
hiii we're home !!
2 notes · View notes
nutritiongeeks · 5 months
Text
Unveiling Herbalifeline Max's New Formulation
Herbalifeline Max – New Formulation New Formulation • Focusing on a higher level of EPA and DHA per capsule which deliver heart*, brain**, and vision** benefits• Perfect to support the Herbalife Nutrition Philosophy and “What your body needs”• Accreditation for fish oil by “Friend of the sea” This product is a food supplement and should not be used as a substitute for a varied and balanced…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
noor-kazem · 11 months
Text
Tumblr media Tumblr media
أقفل الذراعين خلفي ، كما لو كنت أوازي الحاجب المنبطح، ثم انطلق من هناك بفرح مبتسم ، وأمسك نفسي منتصبة، أقتل الضربات البعيدة: ما تلك التلال الزرقاء التي تذكرني ما هي الأبراج ، ما هي تلك المزارع؟ هذه هي أرض المحتوى المفقود ، أراها ساطعة ، الطرق السريعة السعيدة التي ذهبت إليها.
I lock arms behind me, as if to parallel the prone brow, and then scurry from there with smiling joy, and holding myself upright, I kill the far blows: What are those blue hills that remind me What are the towers, What are those farms? This is the land of lost content, I see the bright, happy highways I've gone.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kollarımı, sanki alnıma paralel olacakmış gibi arkamda kavuşturuyorum ve sonra gülümseyerek neşeyle oradan fırlıyorum ve kendimi dik tutarak uzaktaki darbeleri öldürüyorum: Nedir o mavi tepeler bana hatırlatan kuleler nedir, Neler var? bu çiftlikler? Burası kayıp içeriğin ülkesi, gittiğim parlak, mutlu otoyolları görüyorum.
165 notes · View notes
civcivwq21 · 3 months
Text
Arua biliyor musun Fransızca'da özledim diye bir kelime yoktur.
- Peki ne derler efendim?
+ Tu me manques derler.
- Anlamı nedir efendim?
' Sen bende eksik olan şeysin ' demek Arua...
23 notes · View notes
puroscom · 1 month
Text
7 notes · View notes
vinceverbatim · 1 year
Text
"
Hep merak etmişimdir, nedir bu bazı insanları dayanılmaz bir şekilde kendine çeken çağrı; kimini yollara, kimini denizlere, kimini dağlara götüren bu çağrı. Neden ve nasıl bazılarını her yerden, her şeyden kopartır da, çoğu insan tarafından hissedilmez, anlaşılmaz bile. Sanırım bazı ruhlarda bu dünyaya karşı çok büyük bir açlık var. Zorba şöyle açıklıyor bunu:
I've got enough fight in me to devour the world, so I fight.
(İçimde dünyayı yiyip bitirecek kadar kavga var, bu yüzden dövüşüyorum.)
Tutku içten geliyor, eylem yalnızca onun dışavurumu.
Bir şair de şöyle demiş:
- Nereye bu yolculuk peki?
- Evimize hep evimize.
Bazıları kendilerine mekan olarak bütün dünyayı seçmişler - bayrak olarak da özgürlüğü.
1924 yılında, Everest'e neden çıkmak istediklerini soranlara "Orada olduğu için" diye cevap veren Mallory, belki de bütün bu soruların cevabını açıklamış oluyordu. Mallory ve Irvine, son kez zirveye yakın bir yerde görüldüler ve bir daha da onlardan haber alınamadı.
Yüzlerce yıldır dağlar, denizler, yollar binlerce insanı yuttu ama bu, yeni gelenleri durdurmaya yetmiyor. Tehlike, korku ve ölüm bazı ruhları durdurmak yerine daha da coşturuyor ve kendine çekiyor.
Gılgamış'ı, Odysseus'u, Marco Polo'yu, Magellan'ı, Colomb'u, Peary'yi, Amundsen'i, Hillary'yi ve daha binlercesini oradan oraya savuran şey hep özgürlüğe düşkün, coşkulu ruhlarının üzerine kurulmuş keşfetme ve bilme tutkusu ve doğaya/kendine meydan okumanın dayanılmaz çekiciliğidir.
Jack London'un Buck'ını sonunda kurtların arasına çeken doğanın çağrısı, bazı insanları da dağların tepelerine, engin denizlere, dünyanın bilinmeyen köşelerine çekiyor - bedeli ne olursa olsun.
Nasuh Mahruki, Bir Dağcının Güncesi
8 notes · View notes
sessizozgurluk · 8 months
Text
Pazar günü bu saatte konya yolunun amina koyan nedir ya ankaralilar trafik gorunce panik atak krizi geçiriyor yani me
2 notes · View notes
visnelimeybuzzz · 9 months
Note
Een sevdiğin meyve nedir?
url me bakmıyor musun hiç aşkolsun sösmdşd ben gerçek bir vişneyim 😂🍒
2 notes · View notes
nightmooni · 2 years
Note
H̶ey a̶myt̶his̶t (h̶o̶p̶e̶f̶u̶l̶l̶y̶ i̶ s̶p̶e̶l̶t̶ t̶h̶a̶t̶ r̶i̶g̶h̶t̶) do̶ you̶ l̶ike̶ t̶o dr̶aw̶?
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
I'm sorry for the late reply,, I didn't see it because I'm not active on Tumblr-
ALSO TYSM FOR THE QUESTION YOU MADE ME SO HAPPY<33
I hope you like it, I haven't drawn for months so I'm sorry if it's bad :"D
Türkçe çeviri:
"Hey Amethyst, resim çizmeyi sever misin?"
A: Evet, severim!
*3. resim*
F: Bu nedir?
A: Benim yeni orijinal karakterim!
F: Oriol'ın anaokulunda çizdiği resimlerden biri sanmıştım...
A: ...
*son resim*
A: Gerçi okumak daha fazla ilgimi çekiyor
(çizimde iyi değil)
27 notes · View notes
alyaalexandrovic · 11 months
Text
Tumblr media
“Hayatta öğrenebileceğin en harika şey: yalnızca sevmek ve karşılığında sevilmek olacaktır.”
🥀
Moulin Rouge Film İncelemesi: Psikolojik Tepkisellik mi Aşk mı?
**Bu yazı Moulin Rouge filminin psikolojik açıdan incelenmesini içerir. Moulin Rouge filmini izlemediyseniz veya bir filmi izlemeden önce analiz okumayı sevmeyenlerdenseniz okumaya devam etmemenizi öneririm, bol miktarda spoiler içerir. Popüler şarkıların uyarlamalarıyla, renklerin etkileyici kullanımıyla izleyiciyi hem güldüren hem ağlatan hem de imgelerin kullanımıyla şaşırtan müzikal film; Moulin Rouge. Klasik bir aşk üçgeni senaryosu, izleyelim...
Tumblr media
Popüler şarkıların uyarlamalarıyla, renklerin etkileyici kullanımıyla izleyiciyi hem güldüren hem ağlatan hem de imgelerin kullanımıyla şaşırtan müzikal film; Moulin Rouge. Klasik bir aşk üçgeni senaryosu, izleyelim zaman geçsin derseniz keyif alacağınız bir film ve filmde psikolojik ögelere de oldukça yer verilmiş.
Bir yanda 1900lerin Parisinde maceracı bir yazar olan Christian, bir yanda ekonomik gücü ve unvanı ile The Duke (Dük), ikisinin arasında da dönemin en ünlü gece kulübü olan Moulin Rouge’un en gözdesi, Christian’ın deyimiyle “Aşkını erkeklere satan bir fahişe” Satin…
Tumblr media
Satin, zengin bir eş bulup kankan dansçısı olarak sürdürdüğü yaşamını değiştirmek istemektedir. Filmdeki her şarkının anlamlı bir hikayesi olduğu gibi, Sparkling Diamonds şarkısı da Satin’in hayata bakışını göstermektedir ve Dük’ün kendisini artist yapacağına inanmaktadır. Satin, tesadüfler sonucunda odasında Dük sandığı Christian ile karşılaşır ve macera başlar.
Christian, Satin’i gerçek aşkın varlığına ikna etmeye çalışsa da Satin “I am a material girl” diyerek onu reddeder. Bu reddetmeden sonra Satin’in gerçek aşka kapılması çok sürmez, Christian’a tutulur ama bir yandan da Moulin Rouge’u kurtarabilmek için Dük ile beraber olmak zorunluluğu oluşmuştur. Hikaye böyle akar gider…
Tumblr media Tumblr media
Renkler içinde insanı büyüleyen bu filme psikanalitik yaklaşımla baktığımızda Eros ve Logos’un savaşını görmekteyiz. Film sadece aşkın değil ölümün de hikayesini anlatır. İki temel dürtü; Cinsellik ve şiddet, aşk ve ölüm… İki kavramı da göstermek için en güzel yol: “Rouge” yani kırmızının kullanımı… Satin’in kızıl olması, dekorun kırmızılarla dolu olması, Red Lights göndermeleri, Roxanne, Meet me in the Red Room gibi şarkılardaki kırmızı renk film boyunca hep baskındır. Kırmızı; aşkın, günahın, tutkunun ve ölümün rengidir.
Tumblr media
Filmde özellikle sosyal psikoloji temelli birçok kurama rastlanıyor. Sternberg’in Üçgen Aşk Kuramı’ndan, Festinger’in Bilişsel Çelişki Kuramı’na, kıskançlık ve saldırganlık konularından Sosyal Değiş Tokuş Kuramı’na kadar birçok konunun işlendiğini açıkça görebilirsiniz. İzlerken önünüze bir sosyal psikoloji kitabı koyup “Aaa bundan da örnek varmış” diyebileceğiniz bir film.
Birey, sahip olduğu iki düşüncenin çatıştığı durumlarda bu çatışmanın yarattığı rahatsızlığı azaltmak için çeşitli yollara başvurur, buna da bilişsel çelişki denir. Yapmak zorunda olduğu seçimlerde Satin’in bilişsel çelişki yaşadığını izliyoruz. Çelişen bilişlerin önemini azaltma yolu olarak Christian’ın: “Hayatta en önemli olan şey sevmek ve karşılığında sevilmektir.” sözünü benimsemeyi ve buna göre yaşamayı seçer. Davranışlarını bu yeni bilişine göre şekillendirir. Bilişsel çelişkiyi azaltmak için seçtiğimiz seçeneğin olumlu yanlarını yüceltirken olumsuz yanlarını küçümseriz ki Satin’in yaptığı da tam olarak budur. Seçimler üzerine olan bu filmde görebileceğimiz konulardan biri de seçimlerimizden bahseden tepkisellik teorisidir.
Peki nedir bu tepkisellik teorisi?
Zaten yapmayı planladığınız bir şeyi sırf başka biri söyledi diye yapmamaya karar verdiğiniz oldu mu? Rahat rahat otururken aile bireylerinizden birinin “Hadi git ders çalış.” dediğinde çalışmaya dayalı bütün içsel motivasyonunuzun yıkıldığı, yine aile bireylerinizden biri çoraplarınızı giymenizi söylediğinde üşümenize rağmen giymek istemediğiniz zamanlar oldu mu? Peki bunun nedeni ne olabilir, inatçı veya dik başlı biri olmanız mı?
Tepkisellik teorisi, bu durumu bireyin kişiliğininin bir parçası ile açıklamaktan ziyade diyor ki: Birey, seçmekte özgür olduğunu düşündüğü bir davranış engellendiğinde veya ne yapması gerektiği söylendiğinde doğan tepkisellik nedeniyle tehdit edilen davranışı istediği gibi yapar. (Miron &Brehm, 2006).
Satin Dük’ü seçmesi için zorlanır, eğer Dük’ü seçmezse Dük, Moulin Rouge’u kapattıracaktır. Satin’in akıl hocası Zidler, onun Christianla yakınlaşmasını fark eder ve Satin’e “Gideceksin ve Christiandan ayrılacaksın, Dük seni bu hayatı yaşamaktan kurtaracak, senin bir yazar parçasıyla işin olamaz.” der. Satin’in bu sözler üzerine Christian’a daha da bağlandığını görüyoruz.
Yine bu teoriye göre, birey seçim özgürlüğü elde edemediği davranışın çekiciliğini azaltır ve başta reddettiği davranışın çekiciliğini arttırabilir. (Miron & Brehm, 2006).
Satin, Dük ile olması gerektiğini düşünüyordu ve bu konuda seçim özgürlüğü yoktu. Seçim özgürlüğüne sahip olmaması sebebiyle de aslında maddiyatın o kadar da önemli olmadığına, hayatta en önemli şeyin sevgi olduğuna kendini inandırmış olabilir. İki seçenek arasında kendi özgür iradesiyle hareket edebileceği tek seçenek Christian’dır.
Tumblr media
Bir kişi iki çekici alternatif arasında seçim yaptığında, daha çekici olanı seçmeyi düşündüğü için tepkisellik yaşayacak ve sonuç olarak diğer alternatifi daha çekici bulmaya başlayacaktır (Miron & Brehm, 2006).
Christian ve Satin’in fil odasında karşılaştıkları sahnede Satin, etkilendiği bu adamın Dük olmadığını öğrendiğinde hayal kırıklığı yaşar çünkü Dük parası ve unvanıyla ona o güne kadar hayal ettiği yaşamı verecek kişidir ve böylece daha çekici gelen alternatiftir. Satin maddeye önem veren bir kadın olmasına rağmen ona bunları sunmayan Christian’ı seçmeye bu şekilde karar verir.
Birey özgür seçim yapamazsa hayal kırıklığı doğar, bu da saldırganlığa yol açar, saldırganlığın en önemli sebeplerinden birinin ise engellenme olduğunu biliyoruz.
Tumblr media
Satin ve Christian’ın özgür tercihleri Montmartre’den kaçıp gitmek olsa da Satin verem olduğunu öğrenir ve ölüm özgürce bir seçim yapabileceği bir konu değildir fakat Christian’ı ölümden kurtarmak Satin’in özgürce seçebileceği bir seçenektir. Bu yüzden Christian’dan ayrılır. Christian’ın beraber olmak için planlar yaptığı kadının Dük’ü seçmesiyle engellenme yaşaması buna bağlı olarak hayal kırıklığı ve saldırganlık tepkisi göstermesi; Dük’ün de aynı şekilde kandırıldığını ve planlarının engellendiğini fark etmesiyle karşı saftakileri öldürmeye varan planlar yapmaya başlaması seçim özgürlükleri elinden alınan iki adamın tepkiselliğini gösterir bizlere.
Tumblr media
Hayatı boyunca birileri tarafından seçimleri konusunda yönlendirilmiş bir kadın özgür bireysel seçimini yapabilmişken ve sonunda sevgilisine kavuşmuşken seçme özgürlüğü olmayan bir hastalığın elinde ölüp gider.
Yazardan ufak bir not: Kadınlık özellikle o dönemin ataerkilliğinde bir eğlence ve sömürü nesnesiyken Cristian’ın Satin’e olan sonsuz aşkı ve Satin’in aldığı kararlar kadının özgürleşmesinin sembolleri gibiydi.
Bu yazı Hacettepe Üniversitesi Sosyal Psikoloji ve Sinema dersinde hazırladığım bir analizden uyarlanmıştır.
Kaynak: Miron, A. M., & Brehm, J. W. (2006). Reactance Theory – 40 Years Later. Zeitschrift für Sozialpsychologie, 37(1), 9-18
4 notes · View notes
Text
AMK HER SATKİ AYRİ Bİ OLAY LİMBO DESEN AYRİ DOODLE DESEN AYRİ CONNECTED DESEN AYRİ RUN DESEN AYRİ DEEP END DESEN AYRİ LOVE UNTOLD DESEN AYRİ STARS AND RAİNDROPS DESEN AYRİ HUG ME DESEN AYRİ BU NEDİR ABİİİ
2 notes · View notes
sanatsalbirkiz · 1 year
Text
Bugün yine öldürdüm kendimi kafamda , yine astım ipi intihar ormanında ki o ağaca . Ağacı bulmak için bütün bir ormanı dolaştım dolaşırken onlarca artık ruhsuz hayatlara ,hayallere rastladım. Normaldi değil mi? Bu kadar ceset'e rastlamam . Sonuçta burası bir intihar ormanı , burası Aokigakara ormanı. Bu orman ailecek gelinip oyunlar oynanan piknik yapılan ormanlardan değil. Buraya yalnızca çoktan hayalleri, umutları, ruhları bedenlerin'den ayrılmış insanlar gelir. Tıpkı benim gibi, rastladığım cesetler gibi. Onlar her insan gibi nefes alır, yürür, konuşur. Ama yaşamaz, onlar yaşadığı sanılan ölülerdir . Evet yine tıpkı benim gibi . Ben her gün tekrar tekrar ölüyorum, her uyandığımda , her yataktan kalktığımda, her aynaya baktığımda, her nefes aldığımda ölüyorum. Ama bugün güzel bir haberim var , artık ruhumla bedenimi buluşturacağım. Bugün sadece kafamda değil fiziken de öleceğim. Aslında öyle mutluyum ki bunun için, sonunda bitecek onca acı, huzura kavuşacağım. Her sabah ki gibi yatağımdan kalktım biraz aynaya yürüyüp ağlayacağımı bile bile baktım aynaya , yine gözlerim doldu gördüğüm bedene karşın . Neden dedim , Neden? Neden böyleyim? Neden böylesine çirkinim? Neden kendimden bu kadar nefret ediyorum? Neden? Gözlerimi aynadan indirdip yere hemen ayaklarımın ucuna sabitledim bakışlarımı. İşte o an karar verdim. Bu vücutla , yaşamayı haketmediğime. tombul kol ve bacaklarım , kocaman göbeğim, tombul parmaklarım ve yüzüm. Bana bu kararı vermekte oldukça yardımcı oldu , aslında yüzüm bence güzeldi ama bu kilolar her güzel şeyi mahvettiği gibi yüzümü de mahvetti . Yıllardır zayıflamayı deniyorum , zayıflıyorum da ama asla yeterli olmuyor hala aynaya baktığımda o çirkin kilolu kızı görüyorum hala nefret ediyorum aynalardan ,kendimden. Herkes zayıflama artık kemiklerin gözüküyor diyor nedir onlara bunu söyleten? Aynı şeyi görmüyor muyuz diye düşünüyorum bazen. gözlerimi yerden kaldırdım aynaya bakmamaya çalışarak odama gittim . Bir kağıt ve kalem alıp çalışma masama oturdum , telefonumdan atlantis - seafret açtım ve içimi dökmeye başladım kağıda, yavaş yavaş düşüne düşüne yazdım, sevdiğim tek kişiye ve beni seven tek kişiye uzun bir veda yazdım. Sonuna da ekledim "umarım beni affedersin" affetmeyeceğini bile bile... Sonrasında her şey hızlı gelişti giyindim, dışarı çıktım, bir dükkana girip son kalan paramla yaprak jilet satın aldım. Eve geldiğim de direkt soyundum , dolabımdan güzel bembeyaz bir elbise seçtim yavaşça giydim kilolarım iyice açığa çıkmıştı ama yoksaymaya çalışarak banyoya girdim hızlı hareketlerle küvette ki musluğu açtım ve beklemeye koyuldum o sırada aklıma gelen düşünceyle veda mektubumu çamaşır makinasının üstüne bıraktım, bu sırada küvet taşmaya başlamıştı bile elime jiletlerden bir tanesini alıp su dolu küvete oturdum. Su oldukça sıcaktı, elbise üstüme yapışmıştı. Suyun sıcaklığından canım yandı ama birazdan çekeceğim acının yanında bunun hiç bir şey olduğunu biliyordum bu yüzden acıyı gözardı ettim ve arkama yaslandım . arka da yine Atlantis çalıyordu, benim özel şarkım... Daha fazla düşünmemek ve bu işi bir daha ertelememek adına daha fazla oyalanmayıp elime daha önce küvetin yanina koyduğum kalemi aldim ve jileti biraktim, kalemle daha once okuduğum ve sevdigim kitapta gördüğüm şeyi yaptım, bileğime sırayla yatay 4 balık çizdim . Bileğimi kestiğimde balıklar da ölecekti benimle birlikte. kalemi bırakıp tekrar jileti aldım elime. Sonunda yolun sonu diye mırıldandım ve son bir nefes alıp jileti balıkların üstüne bastırıp hızlıca derin bir kesik attım, o an inanılmaz bir acı hissettim. Bileğimden akan kanlar suyu önce iğrenç bir kahverengi sonrasında da koyu bir kırmızı yaptı. O an duyduğum tarif edilemez acıyla beraber arkada çalan şarkı da boğuklaştı ama yine de şarkıya eşlik etmeye çalıştım elimden geldiğince.
'Cause in my heart and in my head'
I ' ll never take back the things you said
So high above
I feel it coming down
She said , " In my heart and in my heart"
Tell me why this has to end "
oh no, oh no
Ama daha fazla eşlik edemedim. Jilet elimden düştü, sesler iyice boğuklaştı. Gözlerim kapanıyordu ama o an gülümsedim çünkü mutluydum , hayatımdaki en mutlu olduğum andı. Gram pişmanlık hissetmedim. yüzümde bir gülümsemeyle ölmek istedim. Sesler artık tamamen kesilmişti , gözlerim açıktı ama her yer karanlıktı,kafam arkaya düşmüştü , bileklerimi artık hissetmiyordum , artık hiçbir şey hissetmiyordum. Sadece mutluluk.
Ve bir kişi daha ayrılmıştı bu cehennemden, evet ben bu amatör hikayenin amatör yazarıyım . Sadece kendimden bir şeyler kattığım bir intihar hikayesi yazmak istedim. Bu hikayede ki kızla bir alakam yok tanımıyorum ve bende değilim tamamen kurgusal . Ama benzediğimiz bir kısım var sonumuz. Umut ediyorum ki sonum böyle olsun. Elveda , umarım bir daha görüşmemek üzere :)
1 note · View note
sineklik · 2 years
Text
az önce bişiler yazmıştım ama yanlışlıkla sildim, but anyways, let me donne un brife de mon pensée, dedim ki bir şekilde kendimi hep kümelerin dışında buluyorum, bu tabi ki benim özümde olan bir şey değil, annesiydi babasıydı bir şekilde içime girmesini sağlamışlar, hayatımda yaşadığım en üyük problem hep bu oldu, neden kendimi hep dışarıda buldum insanların yanı yerine, ne diye sürekli kendi kendime laklarlarken yakalıyorum kendimi, nedir bu, bunu nasıl çözerim bilmiyorum tam ama hayatımı nasıl etkiliyor hangi noktalarda etkiliyor çok iyi gözlemliyorum, eskiden konuşmadığım her insana bir şey söyler, bir şekilde bana uymayan yanını çıkarırdım ve gözümün önüne başka bir şey görmeyim diye koyardım, fakat şöyle ki bir sürü insan var, bir sürü, ve asla toplum ve toplulukla anlaşamıyorum, bu beni işte etkiliyor, evde etkiliyor, sporda etkiliyor, derste etkiliyor, yakın, uzak, romantik, pratik, bütün ilişkilerimde etkiliyor, ben asla iki göz değilim, hep üçüncü gözüm, tamam kendimi tanımlamayayım, kendi bilinçaltıma ket vurmayayım, çözümün bir parçası olayım ama yapmam gereken her şeyi yaptım, ne olmuyor, niye olmuyor, nasıl çözerim bilmek istiyorum,
asla yorgun falan değilim, sorun da o ya zaten, kendi kendime yeter miktarda mutluyum, ama bir şeyler kaçıyor hep hissediyorum ve hatta biliyorum, bunu da bir sorun olarak görmüyorum ama bu bir şey ve kapatıyor engelliyor ve azaltıyor, zarar veriyor, yani inanıyorum şuna, ilerleme kaydedeceğim, there is no other way, ama bununla sürekli karşı karşıya gelmek biraz üzüyor beni, ve sanırım bunu çözememiş olmak ve aynı hasım ile sürekli karşı karşıya gelmek biraz sinirimi bozuyor,
onun dışında, çok güzel bir elektro konserindeyim, ortam çok güzel, ses kalitesi çok iyi ve sadece burda bulunmak bile iyi hissettiriyor, ama dahası var biliyorum, dokunamıyorum, ve orhan veliyi seviyorum,
2 notes · View notes
aykutiltertr · 22 days
Video
youtube
Kim Ne Derse Desin (Sway) - Cem Belevi & Ayshe ✩ Ritim Karaoke Orijinal ...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/quhfPfyIew0 ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Kim Ne Derse Desin (Sway) - Cem Belevi & Ayshe ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Nihavend Türkçe Pop) Quien Será (Sway - Spanish version). Performing Ksenya Nikora & Nikorasong. Compositores Pablo Beltrán Ruiz y Luis Demetrio. Bm                                  F# Kim ne derse desin aşk için                               Bm         Önce hoş sonra boş gelir                              F# Her seferinde canım yanar                           Bm Aşk bana yalan gelir         Bm                          F# Doğrusunu sence kim bilir                        Bm Aşk nedir nerdedir                                F# İnanmaktır diyorsan bana                               Bm Zor gelir çok zor gelir                              A                     Başrolde çoğu zaman bir kadın                            D               Peşinde bir erkek adım, adım                        F# Dünyanın kanunu besbelli                            Bm    A     Bm Söyler hep aynı şeyi aynı şeyi         Bm                                  F# Kim ne derse desin aşk için                               Bm         Önce hoş sonra boş gelir                              F# Kimine göre bir eğlence                           Bm Aşk bana yalan gelir Sway, Meksikalı besteci Pablo Beltrán Ruiz'in 1953 yılında bestelediği mambo tarzındaki parça olan Quién será 'nın İngilizce versiyonudur. 1954'te Norman Gimbel'in İngilizce sözlerini yazdığı parçayı Dean Martin seslendirmiş ve bu plak Billboard listelerinde onbeşinci sıraya yükselmişti. Türkiye'den de Ajda Pekkan, "Kim Ne Derse Desin" adıyla şarkının bir aranjmanını yapmıştı. Sway'in çeşitli versiyonları 1950'ler - Pablo Beltrán Y Su Orchestra 1950'ler - Perez Prado 1953 - Eileen Barton, plak şirketi: Coral Records, katalog no: 61185, arka yüzünde "When Mama Calls" 1954 - Dean Martin, plak şirketi: Capitol Records, katalog no: 2818, ABD'de 15.ci, İngiltere'de 6.cı 1960 - Bobby Rydell, İngiltere'de 12.ci 1960 - Perez Prado ve Rosemary Clooney, A Touch of Tabasco albümünde. 1961 - Ben E. King, Spanish Harlem albümünde. 1963 - Julie London, "Latin in a Satin Mood" albümünde. 1998 - Anita Kelsey, Dark City adlı filmde. 1999 - Shaft, "(Mucho Mambo) Sway" 1999 - Number Nine, Mood Swings albümünde. 2001 - Mellow Trax-Sway (Mucho Mambo) 2003 - Michael Bublé, kendi adını taşıyan albümünde. 2003 - Peter Cincotti 2004 - Jennifer Lopez 2004 - Pussycat Dolls, Shall We Dance? adlı filmde. 2004 - Arielle Dombasle, "Quien Sera (Sway)" 2004 - diam's, "DJ" başlığı altında bir "sample" (Fransızca sözlerle) 2005 - Aaron Kwok, adı ("Sway" - Çince (Kanton) 2005 - Patrick Lindner Gigolo albümünde 2006 - The Puppini Sisters 2007 - Amr Diab El lilady Albümü 2007 - Santiago g, There For You 2007 - Melinda Doolittle American Idol da. 6.cı sezon 2007 - Thomas "Tiger" Marion ve Shiny Lapel Üçlüsü, bir TV reklamında. 2008 - Pussycat Dolls Present: Girlicious - Yorum: Nicole, Natalie ve Carrie. - Ajda Pekkan (Kim Ne Derse Desin) Türkçe versiyon Aşağıdakiler de tarihi belirli olmayanlardır: Bombay Jim & The Swinging Sapphires Celia Cruz (Orijinal ¿Quien Sera?) Connie Francis Tony Brent Cat Pack Perry Como Billy Daniels Dead Ringer Tav Falco's Panther Burns Lannie Garrett Good Morning Blues Hit Crew Rebecca Kilgore Powerman 5000 Edmundo Ros ve Orkestrası Billy Vaughn Lawrence Welk Bernie Woods & The Forest Franco Corso Şarkının sözleri Şarkının İngilizce Sözleri When marimba rythms start to play Dance with me Make me sway Like the lazy ocean hugs the shore Hold me close Sway me more Like a flower bending in the breeze Bend with me Sway with ease When we dance you have a way with me Stay with me Sway with me Other dancers may be on the floor Dear, but my eyes will see only you Only you have that magic technique When we sway I go weak I can hear the sound of violins Long before It begins Make me thrill as only you know how Sway me smooth Sway me now Quien sera el que me quiere a mi Quien sera Quien sera el que me de su amor Quien sera I can hear the sound of violins Long before It begins Make me thrill as only you know how Sway me smooth Sway me now Sway me smooth, Sway me now! Şarkının İspanyolca sözleri Quien será el que me quiere a mi? Quien será?, quien será? Quien será el que me de su amor? Quien será?, quien será? Yo no se si lo podré encontrar
0 notes