Tumgik
#masanın
Text
Akşener’den önemli açıklamalar: Bu son seçim, kazanmak zorundayız- 6lı masanın bir noter olma görevi yok
Akşener’den önemli açıklamalar: Bu son seçim, kazanmak zorundayız- 6lı masanın bir noter olma görevi yok
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, katıldığı canlı yayında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş‘ın olası cumhurbaşkanı adaylığı konusunda, “Aday olmalarıyla ilgili de bir problemim yok. 1 yıl evvel önce bu iki arkadaşımızın ismi önde gidiyordu. İki arkadaşımızın seçmeninin taraftar haline dönmesi yarına yönelik problem yaratır…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
uzaklarasavrulalim · 11 months
Text
Keşke bugün cumartesi olsa diyecek kadar bıktım
6 notes · View notes
fersude · 2 years
Text
masada tarih tekrarı yapıyorum. dışarıdan son ses müzik geliyor, önce rap gibiydi. şimdi erik dalı çalmaya başladı. bakın arkadaşlar zaten bunaldım gider oynarımajsjs
4 notes · View notes
alasestrellas · 6 months
Text
'Herkes kendine yakışanı yapar, senin de kendine yakışanı yapma zamanın geldi.'
1 note · View note
kimmkitsuragi · 1 year
Text
sayın tip zamanı mı şimdi
0 notes
turkudostu61 · 1 year
Text
0 notes
medyatik · 2 years
Link
Toplantıda, altılı masanın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı konusunun gündeme gelmeyeceği sanılıyor.
0 notes
blogdays · 9 months
Text
Langirt - Pro+
Langırt, futbol sporunu simüle eden popüler bir masa oyunudur. Dönen çubuklara monte edilmiş minyatür futbolcuların bulunduğu özel tasarlanmış bir masa olan langırt masasında oynanır. Oyunun amacı, stratejik hareketler ve hızlı refleksler kullanarak oyuncuların topu rakibin kalesine atmasını sağlamaktır. Langırt, her yaştan ve beceri seviyesinden insanın oynayabileceği hızlı tempolu ve rekabetçi bir oyundur. Genellikle eğlence alanlarında, oyun odalarında ve hatta profesyonel turnuvalarda oynanır. Bir langırt masası birkaç temel bileşenden oluşur. Masanın oyun yüzeyi tipik olarak laminat veya melamin gibi pürüzsüz, dayanıklı bir malzemeden yapılır. Masa, her bir yarı bir takımı temsil edecek şekilde iki yarıya bölünmüştür. Her takımın, oyuncular tarafından masanın kenarlarındaki kulpları kullanarak manipüle edilen dönen çubuklara bağlı bir dizi langırt oyuncusu vardır. Langırtta kullanılan top küçük ve hafiftir, hızlı ve hassas hareketlere izin verir. Masanın her iki ucunda da oyuncuların gol atmayı hedeflediği gol kutuları bulunur. Piyasada farklı tercihlere ve ihtiyaçlara hitap eden çeşitli langırt masaları bulunmaktadır. Bazı masalar eğlence amaçlı kullanım için tasarlanırken, diğerleri profesyonel veya ticari amaçlar için inşa edilmiştir. Eğlence amaçlı langırt masaları genellikle daha ekonomik ve kompakttır, bu da onları evde kullanım veya gündelik oyun için uygun hale getirir. Öte yandan, ticari langırt masası, resmi langırt organizasyonları tarafından belirlenen belirli standartları ve düzenlemeleri karşılamak için inşa edilir. Bu masalar genellikle daha sağlam, daha dayanıklıdır ve LED ışıklar ve ayarlanabilir oyuncu ayarları gibi gelişmiş oyun özellikleri sunar. Langırt makinesi olarak da bilinen ticari langırt masaları, oyun salonları, barlar ve oyun odaları gibi halka açık alanlar için tasarlanmıştır. Genellikle madeni parayla çalıştırılırlar ve ağır kullanıma ve kötüye kullanıma dayanacak şekilde üretilirler. Langırt fiyatları marka, model, ek özellikler gibi etkenlere göre değişiklik gösterebilmektedir. Bir langırt masası seçerken kişinin bütçesini ve özel gereksinimleri göz önünde bulundurması önemlidir. Daha fazla bilgi için ve ürünlere göz atmak için web sitemizi ziyaret ediniz.
2K notes · View notes
41-cennet-fatma · 27 days
Text
Vay yaşamaya bak hele o😇 masanın ortasında dev pırlanta Yakut yâda bir Servet olsa yinede bu pozisyonda olmak istemem ...
Ama heves ettiğiniz tüm güzelliklerde olmanız dileğiyle...
Dedi Fatma;
Tumblr media Tumblr media
204 notes · View notes
yasemen-nn · 3 months
Text
"GÜVEN" öyle narin ve kırılgandır ki,
masanın kenarındaki yüzyıllık antika bir vazo gibi...
En ufak bir temasta tuzla buz oluverir..
Tamiri mümkün olsa dahi eskisi gibi kalması imkânsızdır...
&&&
"Güven bir kez yitirildiğinde onu geri kazanmak zordur.."
258 notes · View notes
gelistirmek · 1 year
Text
Diyaroglupaketleme - Platin
Peçete katlamak, yüzyıllardır var olan bir sanattır. Garsonların zamanla mükemmelleştirdiği bir beceridir ve yemek deneyimine zarafet katar. Bununla birlikte, tek kullanımlık ıslak mendil kullanıma girmesiyle, restoranlarda katlanan peçete daha az yaygın hale geliyor. Tek kullanımlık ıslak mendiller kullanışlı ve hijyenik olsa da, özenle katlanmış bir peçetenin çekiciliği ve zarafetinden yoksundur. Nihayetinde, her müşterinin ihtiyaçları için hangi seçeneğin en iyi olduğuna karar vermek garsona kalmıştır. Bir garson katlama peçete hoş bir yemek sırasında önemli bir parçadır. Masanın genel sunumuna katkıda bulunur ve müşteriler üzerinde büyük bir izlenim bırakabilir. Bununla birlikte ihtiyacınıza uygun peçete, ıslak mendil ve benzeri ürünlerin imalatında hızlı bir şekilde büyüyen Diyaroğlupaketleme firması bu konuda en uygun ve kalite ürünleri sizlerle buluşturuyor, daha fazla bilgi almak ve ihtiyacınıza uygun ürünleri satın almak için bizlerle iletişime geçin!
1K notes · View notes
Text
Bakire Götümü Kocamın Hoyrat Yeğeni Sikti! (1) (Maviş 28 Y., Balıkesir)
Merhaba, ben Maviş. Herşey, kocamın yeğeni Engin'in bizim yaşadığımız şehirde iş bulmasıyla ve kocamın da Engin'in maddi durumunu toparlayıncaya kadar bizimle kalabileceğini söylemesiyle başladı. Ben 28 yaşındayım, sarışınım ve zayıfım, ama 95 beden göğüslerim var. Kocam benden 21 yaş büyük, ama bu yaş farkı bizim için hiçbir zaman sorun olmadı. Kocamla, değişikliğe tamamen kapalı bir sex yaşantımız olsa da, haftada bir ya da iki sefer ben de orgazm oluyordum.
Kocamın yeğeni Engin benden 3 yaş büyük ve iyi biriydi. Yanımıza taşınalı henüz bir hafta olmuştu ki, bir gün ben çarşıdan geldiğimde, onun evde olduğunu farkettim. İşten erken gelmişti. Hastalanmış olabileceğini düşünerek odasına çıktım. Engin daha yeni duştan çıkmış, üzerinde sadece boxeri vardı. "Ne oldu, hasta mısın?" diye sordum. "Kendimi iyi hissetmiyorum..." dedi. Yanına yaklaştım ve elimi alnına götürdüm, ateşi vardı, "Yanıyorsun sen!" dedim. Kolumu tuttu, "Evet yanıyorum ve sende söndüreceğim ateşimi!" diyerek belime sarıldı. Şok olmuştum, böyle birşeyi asla beklemezdim ondan...
Kaçmaya çalışırken ayağım halıya takıldı ve yere düştüm. Engin de üstüme abandı. Benim üzerimde kot pantolon olmasına rağmen sikinin sertliğini hissetmiştim. "Yapma lütfen!" dediğim halde, Engin kazağımı sıyırıp, göğüslerimi okşamaya başlamıştı bile. Kurtulmaya çalışıyordum, ama bu mümkün değil gibi gözüküyordu. Engin tam pantolonumu çıkartmak için üzerimden doğrulduğunda, elinden kurtuldum ve kaçarak odama inmeye başladım, o da peşimden geliyordu. Heyacandan ve korkudan kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Kendimi odaya kilitledim ve "Engin lütfen git, dayın duyarsa ikimizi de öldürür!" dedim. Gerçekten de daha önce hiç böyle birşey düşünmemiştim. Engin birkaç dakika daha kapının önünde homurdanıp gitti.
2 saat sonra kocam eve geldiğinde odadan çıktım, kocama hasta olduğumu söyleyip geri odama döndüm. Onlar da akşam yemeği için dışarıdan birşeyler getirtip, yediler, geç saate kadar oturdular. Yatma vakti olup ta kocam yatağa girdiğinde, birşey söylemeden kocama sarılıp okşamaya başladım. Sikini çıkartıp emmeye başladığımda, "Hani hastaydın?" dedi, ama zevk aldığı için de devam ettik. Bu günkü olaydan o kadar etkilenmiştim ki, kocamın her yaptığı hareketten daha fazla zevk alıyordum. Sesimi Engin'e duyurmak istercesine yüksek sesle inliyordum. O gece kaç kez orgazm oldum bilmiyorum. Kocam, "Bu gün sende birşey var, çok azmışsın!" dedi. Gerçekten de öyleydi, bu durum beni çok azdırmıştı. Çok utanıyordum, hem de kendime kızıyordum, ama elimde değildi. Kafama koymuştum, Engin'le böyle bir olay tekrar yaşanırsa, ki ben yaşanması için elimden geleni yapacaktım, yine kaçmaya çalışacaktım, ama fazla da direnmeyecektim.
Sabah kocam yine erkenden çıktı, Engin Cumartesileri çalışmıyordu, yani fırsat bu fırsattı. İçime çamaşır giymeden beyaz saten geceliğimi giydim, üstüme de sabahlığımı aldım. Kahvaltı hazırlayıp Engin'e seslendim. Engin, dünün utancından mı, yoksa bana hırsından mı bilmiyorum, yüzüme bile bakmıyordu. Ona, "Seni affettim, merak etme dayına da birşey söylemeyeceğim!" dedim. Hiçbirşey demedi, oturdu ve kahvaltısını yapmaya başladı. Ben sağında solunda dolaşıyor, eğilip dolaptan birşeyler alıyor, frikikler veriyordum, gelip geçerken vücudumu ona sürtüyordum. Bir anda hışımla kalktı ve "Yeter artık!" diye bağırdı. Ben ne olduğunu anlamamış gibi yapıp, "Ne oldu?" diye sorduğumda, koluyla masanın uzerindekileri yere savurup, beni masaya yatırdı...
Bu defa numaradan kurtulmaya çalışıyordum. Tezgahın üstündeki bıçağa uzanıp aldı, geceliğimi göbek hizamdan yukarıya doğru kesti. Memelerimi deli gibi avuçluyor, yalıyor, emiyordu. Sonra eşofmanını indirip, zaten heyacandan ıslanmış amıma bir hışımla geçirdi sikini ve sikmeye başladı. Zevkten deliriyordum, sadece, "Yapma, yapma!" diyebiliyordum. Engin ise, "Seni sike sike bayıltacağım! Seni orospum yapacağım!" diyor ve hızlıca sikiyordu beni. Şimdi de memelerimi ısırmaya başlamıştı. Ben bağırınca, "Bağır küçük orospum, dilediğince bağır!" diyordu. Zaten bağırıyordum, inliyordum, bacaklarımı onun beline dolamış, zevkten uçuyordum. Beni öyle ne kadar sikti, ben kaç kez orgazm oldum bilmiyorum, ama sikilmekten hiç böyle zevk almamıştım. Sonunda o da boşaldı ve içime bütün döllerini fışkırttı. İçimden çıkmadan, biraz önce geceliğimi kestiği bıçağı çıplak tenimde gezdirirken, "Sen benim orospumsun ve ben her istediğimde seni sikeceğim, tamam mı?" dedi. Böyle bir zevke hayır diyemezdim.
Ben artık Engin'in kölesi olmuştum, onun tabiriyle 'Küçük orospusuydum'. Şu ana kadar, hep ailemin birtanecik kızı olarak hep el üstünde tutuldum, tüm arkadaşlarımın, hele de erkek olanların arasında hep iltifatlar aldım. Kocamın da gençlik aşısıydım ve kocam da beni el üstünde tutuyor, devamlı iltifatlar ediyordu. Ama Engin beni adi bir orospuymuşum gibi sikiyor ve benimle doğru düzgün konuşmuyordu bile. Yine de ben bu durumdan oldukça memnundum.
Bir Cumartesi sabahı kocam da işe geç gidecekti. Kahvaltı hazırlıyordum. Engin geldi, buzdolabından birşey aldı ve masaya oturdu, "Yanıma gel!" dedi. Yanına gittim. Geceliğimin altından elini sokup, amımı avuçlamaya, parmaklamaya başladı. "Yapma, dayın birazdan gider, bekle biraz!" dedim. "Sus!" dedi, vıcık vıcık olmuş amımı parmaklarken, "Dayıııı, kahvaltıya gelmiyor musun?" diye seslendi. Kocam da, "Elimi yüzümü yıkayıp geliyorum!" dedi. Hem heyacandan hem zevkten mahvolmuştum. O sırada Engin eliyle bacaklarımı ayırıp, külodumu yana çekti ve amıma birşey soktu. Birden irkildim, buz gibi soğuktu soktuğu şey. "Bu ne?" diyebildim. "Salatalık orospum, salatalık! Dayım gidinceye kadar bu salatalık sikecek seni. Çıkarmak yok, tamam mı?" dedi. "Tamam..." dedim sadece.
Kocam geldi bu arada. Çaylarını koydum. Kocam, "Hadi yavrum sen de otur, kahvaltını yap!" dedi. Amımdaki salatalıktan oturamıyordum ki. "Ben sonra yaparım!" dedim. Mutfakta oyalanıyordum ve amımın suları bacaklarıma süzülüyor, arada bir de kasılıp kalıyordum, ben hareket ettikçe salatalık amımda bir yerlere değiyor, beni delirtiyordu. Kocam kahvaltısını bitirip kalktı. Giderken bana, "Canım, bu gün pek iyi değilsin galiba, yat dinlen, yemeği falan da düşünme!" dedi. Kocamı kapıya kadar geçirdim. Engin de arkamdan gelmiş, gülüyordu. Kapıyı kapatınca, "Çıkartayım mı artık salatalığı?" dedim. "Hayır çıkartma, yürü, yatak odasına gidiyoruz!" dedi.
Yatak odasına girince beni yatağa yatırıp, amımdaki salatalığı tuttu ve ileri geri yapmaya, adeta salatalıkla sikmeye başladı. İyice delirmiştim artık, zevkten inliyordum. Sonra salatalığı amımdan tamamen çıkarıp, beni yatağa domalttı ve sikini amıma bir hışımla soktu. Amımı hızla sikerken, bir yandan da kalçalarıma sert şaplaklar atıyordu. Canım yanıyordu, ama zevkten de deliriyordum. Bana sürekli, "Sen kimin orospususun? Senin sikicin kim?" diye bağırıyordu. Onun bu konuşmaları bile beni kudurtuyordu. Kocamla sevişirken, kocam hep, "Güzel karım, yavrum, canım, aşkım!" falan derdi. Güzel sözler duymak güzeldi, ama sikilirken argo sözler duymak daha tahrik ediciydi.
Cumartesileri tamamen Engin'e aittim, beni evin istediği yerinde, istediği şekilde sikiyordu. Bizim yatağımızda, onun kendi yatağında, oturma odasında, kanepede, yerde halının üzerinde, banyoda, mutfakta, masanın ya da tezgahın üstünde... her yerde sikiyordu. Bazen onun geciktirici falan kullandığını düşünüyordum, çünkü bütün gün hiç durmadan beni sikiyor ve sadece 2 ya da 3 kez boşalıyordu.
Yine bir seferinde beni mutfakta yerde sikerken, "Bu gece dayıma kendini siktireceksin, ben de sizi izleyeceğim, tamam mı?" dedi. "Saçmalama, olmaz öyle şey!" dedim. Memelerimin uçlarını sıktı, canımı acıtıyordu. "Senin sikicin kim?" dedi. "Sensin!" dedim. "O halde dediğimi yapacaksın!" dedi. Ne kadar karşı çıksam da, o gün yatak odamıza bir kamera yerleştirdi. Kamera çektiği görüntüleri canlı olarak onun Laptopuna aktaracakmış...
Akşam yemekler yendi, TV seyredildi, çaydı kahveydi derken, Engin, "Ben yatıyorum!" deyip odasına gitti. Biz de biraz oturduktan sonra odamıza gidip yattık. Kocamı öpmeye ve azdırmaya başladım. Adeta Engin'e, kocam da beni iyi sikiyor diye ispatlamak istiyordum. Kocam da bana karşılık verdi ve soyunduk. Kocam amımı yalamaya başladı, zaten çok iyi yapardı bunu. Engin benim amımı hiç yalamamıştı. Kocam, "Canım karıcığım, aşkım, sende eriyorum, sana bayılıyorum!" diyerek amımı yalıyor, beni delirtiyordu. Engin'in de bizi izlemesi beni daha da heyacanlandırıyordu.
Kocam amımı yalayarak beni orgazm ettikten sonra doğruldu ve sikini amıma yavaşça, yine o güzel sözleriyle soktu. Yavaş yavaş, tadını çıkararak sikiyordu beni. Bu arada kocam, Engin'in hoyratça sıktığı, o fırça gibi kirli sakallarını sürterek acıttığı memelerimi nazikçe öpüyor, yalıyor, emiyor ve kokluyordu. Ben ikinci kez orgazm oluyorken, kocam da sıcacık döllerini içime akıttı. Biraz daha öpüşüp koklaştıktan sonra kocam banyoya gitti. Az sonra Engin odaya girdi. Yataktan doğrulmadım bile. Elini amıma attı, avuçlarken, "Benim altımda daha çok inliyorsun, seni en iyi ben sikiyorum!" dedi ve gitti. Aslında doğru söylüyordu, onunla yaşadığım orgazmlar daha başkaydı. Engin'in söylediklerini düşünüp durdum bütün gece. Ben Mazoşist idim galiba. Acıdan, hakaretten daha çok zevk alıyordum...
Pazar günü kocam da evde olduğu için, Engin'le birkaç elleşmeden öteye gidemedik. Engin'in o umursamaz tavırları beni delirtiyordu. Pazartesi günü Engin işten geldiğinde, yalnızca bir iki saatimiz vardı. "Seni götünden sikeceğim!" dedi. "Hayır olmaz!" dedim. Amımı bile sikerken hayvan gibi sikiyordu, hiç sikilmemiş götümü paramparça eder diye düşünüyordum. "Sikeceğim lan!" diye bağırarak beni zorla domaltmaya çalıştı. Ama ben bütün gücümle karşı geldim, domalmadım. O da, "Tamam lan orospu, bir daha amından da sikmeyeceğim seni!" deyip kalktı üzerimden ve odasına gitti. Nasılsa dayanamaz diye düşünüp, götümü kurtardığıma sevinerek yemek hazırlamaya koyuldum.
Gerçekten de ondan sonraki günlerde, bırakın beni sikmeyi, dokunmayı, yüzüme bile bakmadı. Kedi yavruları gibi ona sürtünüyor, beni sikmesi için normalde bütün tahrik olduğu şeyleri yapıyordum, ama o hiç oralı bile olmuyordu. Hele bir gün, banyodan yeni çıkmıştı, odasında kurulanırken yatağa yatırdım ve her yerini yaladım. Taşaklarını, göt deliğini yaladım (normalde bayılırdı ve kudururdu bu yaptığıma). Sönük sikini emiyordum, ama onda hiçbir kıpırdanma yoktu. Nasıl sikine söz geçirebiliyordu, anlamamıştım. En sonunda, "Boşuna uğraşma, ben istersem kaldırırım!" dedi ve beni iterek ayağa kalktı, üzerini giyindi. Deliriyordum artık, karşısında beni sikmesi için kıvranıyordum, ama o beni tınmıyordu bile.
Pes etmiştim sonunda, Cumartesi günü kocam işe gittikten sonra odasına çıktım, "Kalk hadi, götümü de sik, amımı da sik, ama yeterki sik!" dedim. O ise umursamaz bir tavırla, "Git kahvaltı hazırla!" dedi. Merdivenlerden uçarak inip mutfağa girdim, kahvaltısını hazırladım. Sonunda beni sikeceği için çok mutluydum. Az sonra mutfağa girdi ve aceleyle kahvaltısını yaptı kalktı. Cilve yapıp duruyordum, ama o, "İşim var, gitmem lazım, bir iki saate gelirim!" deyip çıktı. Sikmeden gittiği için üzülmüştüm, ama önümüzde daha koca bir gün vardı, kocam gelinceye kadar beni sikerdi nasıl olsa diye kendimi teselli ettim...
İki saat sonra kapı açıldığında nasıl bozulduğumu anlatamam. Engin'in yanında bir kız vardı. Resmen göt olmuştum. Bizi ayaküstü tanıştırdı ve kızla yukarı odasına çıktı. Kısa bir süre sonra da odasından sesler gelmeye başladı. Kızı inlete inlete sikiyordu. Daha iyi duyabilmek için yukarı çıktım. Kapı açıktı, ama kıskançlıktan bakamıyordum içeriye. Sadece seslerinden bile deliriyordum zaten. Kıza, "Canım, çok iyisin!" diyordu (bana hiç dememişti oysa). Taşaklarının amına vurduğundaki sesi duyuyordum, kızın inlemelerini, çığlıklarını, Engin'in de belli belirsiz inlemelerini duyuyordum. Amım sırılsıklam olmustu, ama kendimle oynamıyordum, çok kıskanmıştım deliriyordum sinirden. Bilerek gürültü yaptım ve aşağı indim. Kız, "O ses neydi?" dedi, ama Engin, "Önemli değil canım!" deyip kızı sikmeye devam etti.
Kocamın eve gelme saati yaklaşana kadar kızı sikti. Sonra aşağı geldiler. Kız, "Ben gideyim..." falan dedi. Ben de bir an önce gitsin istiyordum zaten. Ama Engin'de bir ısrar, bir ısrar, "Kal canım, dayımla tanış, yemek yiyelim!" diye. Uyuz oluyordum, ama yalandan da olsa, "Tabii tabii, iyi olur..." falan diyordum. Kız da, "Ee tamam o halde, kalayım!" dedi. Engin'e baktım, çok keyifliydi. Bana, "Dayımı ara, gelirken Rakı getirsin içelim bu akşam!" dedi. Ben de istemeye istemeye aradım. Kocam da, Engin'in bir kız arkadaşı olduğunu duyunca pek keyiflendi.
Akşam yemek yendi, Rakılar içildi, muhabbetler yapıldı. Sonra Engin kızı evine bırakmaya gitti. Biz de bu arada yatmaya gittik. Yatağımıza girer girmez kocama yanaştım, elimi sikine attım, "Canım çok istiyor seni!" dedimse de, o hemen uyudu. Yatakta resmen kıvranıyordum, hem bu günkü sikişme seslerinden, hem kıskançlıktan, hem de Engin'in umursamaz davranışlarından. Amımla oynayıp orgazm olduktan sonra ben de anca uyuyabildim.
Ne kadar uyuduğumu hatırlamıyorum, amımda hoyrat bir dokunuş hissettim, hemen açtım gözümü. Engin'di. O an sevinçten ve heyecandan ölebilirdim herhalde. Kocamın yanımda horlaya horlaya uyuyordu. Engin kulağıma fısıldayarak, "Sikeyim mi seni?" diye sordu. Ben de fısıltıyla, "Sik!" dedim. "Götünü de sikeyim mi?" dedi, "Sik!" dedim. Artık beni parçalasa bile umrumda değildi. "Odama gel!" deyip gitti. Hemen kalktım, uçarak odasına gittim. Engin yatağa yatmış, kalkık sikini sıvazlayarak beni bekliyordu. Kapıyı kapayıp yanına gittim, "Aşkım, sikicim!" dedim, dudaklarına yumuldum. Engin beni üzerinden iterek, "Öp lan ayaklarımı, özür dile benden orospu!" dedi. Ayaklarını öptüm, durmadan da özür diledim. Saçımdan tutup beni yukarı çekip, "Artık ne dersem yapacak mısın lan?" dedi. "Ne dersen yapacağım, söz!" dedim. "Yala lan sikimi!" dedi.
Kendimi ona ispat etmek istercesine yalıyordum, emiyordum sikini. Taşaklarını, götünün deliğini, heryerini yaladım bu defa. Siki kazık gibi olmuştu, ben zaten sırılsıklamdım. Kolumdan tuttu ve "Domal!" dedi. Hemen domaldım. Direkt götüme sokacak diye düşünüyordum, zaten artık umrumda da değildi, siksin de nasıl isterse, neremi isterse siksin diyordum. Bu düşüncelerle bir de baktım ki amımı götümü yalamaya başladı. Aman Tanrım, ilk kez amımı yalıyordu. Dilini amıma sokuyor, ordan çıkarıp götümü zorluyordu diliyle. Orgazm olmuştum bile, ama o halen yalamaya devam ediyordu, amımın sularını yalayıp yutuyordu. "Orospuuummm, amın çok tatlıymış!" dedi. Tanrım, bu ne büyük iltifattı!
Doğruldu, sikini soktu amıma, sikmeye başladı. Bu arada popomu tokatlıyor, saçlarımdan asılıp kafamı kendine doğru çekip beni öpüyordu. Evet, öpüyordu. Ben yine orgazm olmuş titrerken, sikini amımdan çıkarttı ve götümün deliğine sürtmeye başladı. "Yağla bari!" dedim. "Ne yağlaması lan, böyle sikeceğim seni!" dedi. Sikini amıma sokup ucunu ıslatıyor, sonra o ıslaklığı götümün deliğine sürüyordu. Bir süre sonra sikinin başını götüme soktuğunda ölüyorum diye düşündüm, Tanrım, bu nasıl bir acıydı. "Yastığı al, ona kapan!" dedi ve bir hışımla kalanını da soktu götüme. Tarif edilemez bir acıydı. Bir süre sonra hızlıca sikmeye başladı götümü. Taşakları amıma çarpıyordu ve ben şaşırarak, nasıl bu kadar acıdan zevk aldığımı düşünüyordum.
Bir süre sonra amımın dudaklarında bir sertlik hissettim. Ben daha, "O ne?" diyemeden, amıma birşey soktu. "Salatalık orospum, salatalık!" dedi. Amımda salatalık, kendisi götümü sikerken, aynı zamanda da klitorisimi okşuyordu. Artık zevkten deliriyordum ve orgazm olurken nefes bile alamıyordum. Bu şekilde götümü epeyce bir süre sikti. Sonra birden sikini götümden çıkarıp, saçımdan asıldı, "Dön, ağzını aç!" deyip, ağzıma verdi ve şiddetle boşaldı, "Hepsini yut orospum, yut hepsini!" dedi. Hepsini yuttum ve sikini yalayarak temizledim. Sonra beni ayağa kaldırdı, belime sarılıp dudaklarımdan öptü ve götüme şaplak atıp, "Hadi git şimdi!" dedi.
Zevkten uçarak gittim. Odaya girdiğimde kocam halen uyuyordu. Ben de günlerin hasretini bitirmiş olarak yattım, keyifle uyudum...
[Maviş]
213 notes · View notes
yurekferahligi · 6 days
Text
Evlenmeden önce ve hatta eşimle tanışmadan önce böyle biri değildim. Her şeyi kendim halleder kimseden bir şey istemezdim. Kendim yapamayacağım şeyleri bile kendim yapmak İçin direnirdim. Yükü omuzlarımdan biri alsa keşke derdim ama kimseye de ağzımı açmazdım bu sebeple kimse bilmezdi bile sıkıntımı. Geçen hafta başka insanlarla bir araya gelince anladım ve kendimi daha iyi gördüm. Artık hiç eskisi gibi değilim, inanılmaz çıt kırıldım birine dönmüşüm nazlı mı nazlıyım. Eşyaların taşınması gerekiyor görevlendirilen biri var ama biz birkaç kişi taşıyabilirdik ve ben hemen görevlendirilen kişiyi aradım. Arkadaş eşyaları topladı kocaman bir kutu hop kaldırdı masanın üzerine koydu ben de şöyle elimle bir ağırlığını anlamaya çalışayım dedim inanılmaz ağır geldi eski ben olsa ben de kaldırırdım. Bunlar sadece fiziksel olanlar değil elbette, her sorumluluğu üstlenmek konusunda da eskisi gibi değilim. Potansiyelimi biliyorum ve şartlarımı zorlayacak hiçbir girişimde bulunmuyorum. Beni dönüştüren böyle biri olmamı sağlayan eşime sonsuz sevgiler.
74 notes · View notes
alexay76 · 9 months
Text
Götümün Yırtılmasına Bakma, Hepsini Kökle
Selam ben Dilek. Daha önceki hikayemde bir çiftle aramızda geçen sikişmeyi anlatmıştım. Şimdi de başka bir çiftle sikişmemizi yazmak istiyorum.
Kocamla haftasonunda akşam yemeğinden sonra bir gece klubüne eğlenmeye gitmiştik. Dans ediyor, oynuyorduk ve içkilerimizi yudumluyorduk. Ordan bir kadının kocamı kestiğini gördüm. Kocama çaktırmadan kadını şöyle baştan aşağı süzdüm, inceledim. Beyaz bir askılı tişört giymiş üstüne, altına da kırmızı dar bir mini etek, sarı saçlı, gayet hoş bir kadındı. İri göğüslü, omuzlarına kadar uzanan düz saçları, kalçaları ve bacakları gayet düzgün, sexi bir vücudu vardı. Sonra dans etmeye devam ettik. Bir ara kocama kadını göstererek, “Şu kadın deminden beri seni kesiyor, o kadını sikmek istermisin?” dedim. Kocam şok oldu, önce bana baktı, sonra da kadına baktı, “Güzel ve hoşmuş! İsterdim, ama olmaz! Kadın belki çok azgın birisi çıkar, bilemeyiz ki. Sen zaten azgınsın, o da azgın çıkarsa ikinize birden yetemem, sonra seni azmış halinle ihmal ederim, azgın olunca manyak gibi oluyorsun, çıldırıyorsun, bunu da bir sürtük için göze alamam! Ama evli bir çift olsalardı, ozaman farklı olurdu!” dedi. Sonra masamıza oturduk. Kadına bakıyordum, halen kocamı kesiyordu.
Bir ara ben lavaboya gitmem gerektiği için masadan kalktım. Lavaboya gittim, elimi yüzümü yıkadım, makyajımı tazeledim ve masaya dönmek için lavabodan çıktım. Yerime giderken o sürtüğe bakındım, bir baktım masada bir adamla oturuyordu. Vay orospu dedim içimden, bulmuş kendine bir adam. Adama baktım, gayet hoş ve karizmatik bir adam, turnayı gözünden vurmuş sürtük dedim. Sürtük benim kocama baktı baktı, sonunda bunun yanında karı var, ben boşa zaman kaybetmeyeyim dedi herhalde diye içimden geçirdim. Yanlarından geçerken çokta samimilerdi, demek adam karizmatik olduğu kadar da hızlıymış diye düşündüm. Kocamın yanına gittim oturdum ve kocama, “Senin sürtük çok karizmatik bir adam bulmuş, baksana!” dedim. Kocam da dönüp baktıktan sonra, “Harbiden sürtükmüş, gördün mü, iyi ki seni dinlememişim, değil mi?” dedi, gülüştük.
Nedense kendimi o sürtükle yanındaki adama bakmaktan alamıyordum. Bakarken de aklıma değişik değişik şeyler geliyor ve azıyordum. Amım tatlı tatlı karıncalanmaya başladığında, elimi kocamın önüne attım ve masanın altından başladım okşamaya. Kocamın siki hemen ayaklandı, zaten hep hazır kıta gibi anında hazır olur, iç çamaşırı da giymez, yaz kış demez, sadece pantolonu çeker çıkar dışarı. Fermuarını açıp sikini aldım elime, başladım oynamaya. Kocamın da hoşuna gitmeye başladı ve suratının şekli değişti. Ben de amımın ıslanmaya başladığını hissediyordum. Gözümü kapadım konsantre olmak için. Kocamdan hafif iniltiler geliyordu, iyice zevke gelmişti. Ben de onun iniltilerini duyarak kendimden geçiyordum. Amım artık sırılsıklamdı. Dayanamadım ve elimi eteğimin altından amıma atıp okşamaya başladım. 2-3 okşamaya kalmadan titreyerek Orgazm oldum…
Elim halen kocamın sikindeydi, oynuyordum. Derken kocam, “Ee ben de geliyorum, ne yapacağız şimdi, her yere akacak, rezil olacağız!” dedi, ama hissediyorum patlamamak için zor tutuyor kendini. “Dur!” dedim, yere sigara paketini attım, onu almaya çalışıyormuş gibi masanın altından kocamın sikini ağzıma aldım ve almamla bir volkan gibi ağzıma boşalmaya başladı. Hepsini yutmuştum, dölleri gırtlağımdan aşağı sıcak sıcak aktı mideme gitti. Kocamın masanın altına uzattığı peçeteyle ağzımı ve sikini temizledim ve sigarayı yerden aldım, doğruldum. Ama kocam daha çok azmıştı, “Bu bana yetmedi, sikim halen taş gibi sert, bu böyle olmayacak, hadi tuvalete gidelim!” dedi. Haklıydı, ben de aynı duygular içindeydim. Her an görülme ve yakalanma korkusu beni de azdırmış ve adrenelini artırmıştı. “Tamam, gidelim!” dedim. Kalkarken kafamı çevirdim ki, o kadın bize bakıyordu. Acaba bizi gördü mü, seyretti mi diye içimden geçirmedim değil valla. Biz tuvalete giderken de bizi izliyordu…
İlk ben girdim tuvalete, baktım içerde kimse yoktu, kocama, “Gel!” dedim. Geldi ve tuvalettin kapısını kapattı. Hemen eteğimi kaldırdı, tangamı kenara sıyırıp beni domaltarak, sikini amıma kanırttıra kanıttıra, yardıra yardıra sokmaya başladı. Hepsini köklediğinde derin bir, “Oohhh!” çekmiştim. Ve kocam başladı amıma pompalamaya. O amıma git gel yaptıkça, ben uçuyor, zevkten 4 köşe oluyordum, inliyor, hafiften çığlıklar atıyordum. Ben daha fazla dayanamayıp titreyerek boşalmaya başladım. Ama kocam halen amımı yırtarcasına beni sikmeye, amıma pompalamaya devam ediyordu. Derken tuvaletin dış kapısı açıldı. Kocam durdu ve kulağıma, “Birileri geldi, sus sesini çıkarma!” dedi. Ben de, “Sikini amımdan çıkarma, bırak içimde kalsın!” dedim. Az sonra bir kadın şarkı söyeleyerek yandaki tuavalete girdi, şırıl şırıl işedi ve lavaboda elini yıkayıp çıktı. Kocam da hemen tüm hızıyla beni sikmeye devam etti. Beni birkez daha boşalttıktan sonra, “Geliyorum!” dedi ve sikini amımdan çıkardı. Hemen döndüm ağzıma ağzıma aldım ve boşaldı. Döllerini yuttuktan sonra temizlendik, silindik, ağzmı çalkaladım, çıktık tuvaletten, yerimize doğru yürümeye başladık.
Tam yerimize oturduk ki, o kadın geldi, selam verdi, “Oturbailirmiyim? Ben Damla!” dedi. Ben şaşkın şaşkın bakarken elini uzattı. “Ben de Dilek!” dedim. Kadın, “Memnun oldum!” dedi. “Ben de!” dedim, ama hiçde memnun olmamıştım inanın. Bozuntuya vermedim ve istemeyerek kocamı tanıştırdım. Kadın gülümsedi, “Vay be, demek eşiniz! Ben de sevgilisiniz sanmıştım. Çünkü sanki yeni tanışmış, sexe aç gibi dans ediyordunuz!” dedi. Ben de, “Benim 15 yıllık eşimdir kendisi!” dedim. Damla hayretle, “Vayyy, bunca sene sonra bile bu sevgi, bu aşk, bu isteriklik, biribirinize doymamışlık, susuzluk! Böyle evli çiftler kaldı mı? Sizi tebrik ediyorum!” dedi ve arkasını dönüp, “Orda oturan da benim eşim, yani evlendik. Hep heyecan arayan tipleriz, değişiklikler yaparız. O bana karışmaz, ben de ona!” dedi. Kocam hemen lafa dalıp, “Bu nasıl evlilik? Böyle evlilik olur mu hiç?” dedi.
Ben de Damla’ya, “Çağırın eşinizi de madem, gelsin tanışalım!” deyince, kocam bana ters ters baktı. Kadın ise kocasına el hareketiyle (Gel!) diye işaret etti ve bana dönüp, “Demin masanın altında ne yaptığınızı ve devamını tuvalette getirdiğinizi biliyorum. Siz de bizim gibi fantazi dolu renkli kişilere benziyorsunuz! Bu arada eşimin adı da Alp!” dedi. Alp geldi, tanışma faslından sonra birer içki söyledik, başladık sohbete. Damla hemen, “Masanın altında yaptıklarınız dikkatimi çok çekti, ama birşey göremedim, Alp’e de söyledim ne yaptığınızı, ikimiz de çok heyecanlandık, biz de çok fantaziler yaparız, ama siz bizi geçtiniz, biz okadarına cesaret edemedik şimdiye kadar!” dedi. Muhabbet böyle sexten başladı, hep sexten devam etti, saatler saatleri geçti ve Damla, “Hadi kalkın, bize gidiyoruz!” dedi. Kocamla birbirimize baktık ve “Tamam!” dedik. Hesabı ödeyip kalktık. Taksiye atlayıp doğru onların evine…
Üsküdarda bir apartmanın önünde durduk. Gayet nezih bir muhitti, temiz güzel bir bina, kocaman bir bahçeli girişi vardı. Girdik, çıktık yukarı. Damla dairelerinin kapısını açıp, “İşte bizim sıcak sex yuvamız!” diyerek buyur etti. Geçtik içeri. Damla, “Ben birer kahve yapayım da, kendimize gelelim!” dedi. Oturduk kahvelerimizi beklerken Alple sohbet muhabbet ediyorduk. Alp durmadan bana bakıyor, “Çok güzelsin, çok çekicisin, kocan çok şanslı, kıskandım kocanı!” deyip duruyor. Kocam da sinirden adamın üstüne atlayacak gibi bakıp, gözlerinden ateş fışkırıyordu, “Evet şanslıyım, ama senin karın da güzel, karınla ilgilensen, daha da sevsen, senin karın da çok çekici olur!” dedi.
O sırada Damla kahvelerle geldi. Üstünü de değişmiş, kırmızı tayt ve sarı bir atlet giymiş ki, tamamen şeffaf gibiydi. Amı götü tamamen piyasada ve göğüslerinin uçlarına kadar belli oluyordu. Kocama baktım, Damlayı o halde görür görmez çadırı kurmuştu ve bu sefer hiç saklamıyordu. Kocam Damlaya, “Çok sexi olmuşsun, üstündekileri de hiç giymeseydin bari, her yerin gözüküyor belli oluyor!” dedi. Damla da, “Hiç giymesem yanlış anlaşılırdı, hem sexi ve erotik olmazdı!” dedi. Alp de Damlaya, “Haklısın hayatım!” diyerek, kalkıp benim soluma doğru oturdu ve “Öyle değil mi Dilek?” dedi ve bana sarıldı. Ben şaşırmıştım, ama bu kadar iltifata, akşamdan beri bu kadar sex sohbetine ve benim orda yaptıklarımı bildikten sonra bu normaldi. Ve buraya sikişmek için gelmiştik. Tabi doğal olarak ilk hareketin de ondan gelmesi normaldi…
Damla da Alpten yüreklenerekten kocamın dizinin dibine oturdu ve kocamın önüne elini attı, “Çadırı kurmuşsun, kocaman gözüküyor!” diyerek avuçladı ve fermuarı açmaya başladı. O sırada Alp te benim göğüslerimi avuçlayarak, tişortümü çıkarıp sütyenimi çözdü ve göğüslerimi dışarı salar salmaz yalamaya, emmeye ve ısırmaya başladı. Ben kendimden yavaşca geçmeye başlamıştım bile. Elimi onun sikine attım, bayağı kalkmış olan sikini avuçlamaya başladım. Yan tarafa baktım, Damla bayağı hızlı çıkmıştı, kocamın sikini ağzına almış, saksoya başlamıştı bile. Ama ağzına sığmıyordu, arada ağzından çıkarıp, “Ne kadar büyükmüş bu!” diyerek tekrar ağzına sokuyor, tekar çıkarıp eline alıyor, Alp’e gösteriyor, “Gözün yarak görsün kocacım!” deyip tekrar ağzına alıyordu…
Ben de Alp’in (kocamın sikinden küçük olan) sikini çıkardığımda hemen yalamaya başlamıştım. O da eteğimin altından benim amımı kurcalamaya başlamış, okşuyor, avuçluyordu. Eteğimi ben çıkarıp attım, o da tangamı çıkardı ve “Sırıl sıklam olmuş, bu am yanıyor!” diyerek bacak arama yumuluverdi. Sulanmış amıma attığı dil darbeleri beni kendimden geçirmişti. Artık ben sarsılarak Orgazm oluyordum. “Alp yala zevk suyumu, ziyan etme pınarımı!” dedim. O da, “Hiç ziyan edermiyim, böyle sulu amcığı bulmuşum!” dedi. Amımın sularını da yaladıktan sonra üzerimizde kalan son parça giysileri de çıkardık, ikimiz de çırıl çıplaktık. Alpte her yerimi okşarken, ben de onun sikini yalıyordum halen. Sonunda Alp te, “Geliyorum!” diyerek ağzımdan çıkarıp göğüslerimin üstüne boşaldı…
Alp’in sıcak sıcak döllerini ben göğsüme yayarken, kocamın, “Geliyorum Damla!” sesiyle kafamı çevirdim onlara baktım. Damla da kocamın sikini ağzından çıkarıp, “Ağzıma boşalt döllerini erkeğim!” diye kocaman açtı ağzını. Kocam da inleyerek boşaldı Damlanın ağzına. Damla kocamın döllerini yuttuktan sonra kocamı soydu. Kendi de taytını çıkarıp attı kenara ve kocamın daha dimdik bir füze gibi duran sikinin üstüne oturuverdi. Ben de, “Hadi Alp, seninkini de kaldırayım da, önce götümü sik, götüm kaşınıyor, kaşı götümü!” dedim ve Alpin sikini aldım ağzıma. Hazır duruma geldiğinde ben domaldım, Alp kalktı ve arkamda yerini aldı, götüme dayadı sikini. Zaten benim göt kocamın sikine alışık olduğundan, Alp’in sikini çar çabuk alıverdim götüme ve bir, “Oohhhh!” çektim…
Bu sırada Damla çığlıklar atıyor, kocam onu susturmak için dudağını dudaklarıyla kapatıp, bağırmaması için uğraşıyordu. Komşular kalkacak gelecek şikayet edecekmiş falan, Damla’nın hiç umrunda değildi, çok zevk aldığı ve kocam tarafından çok iyi sikildiği her halinden belliydi. Ha bire kocamın yarağı üzerinde zıplıyor, kıvranıyor, kocamın kollarını sıkıyordu. Hem acı, hem de zevk aldığı anlaşılıyordu. Alp ise götüme pompalıyor ve beni zevkten uçuruyor, bir yandan da amımı okşuyor, beni daha da zevke getiriyordu. Ve ben tekrar Orgazm olduğumda, Alp te götümün içine döllerini boşaltmıştı bile. Dölleri götümden akıyor, bacaklarımın arasına süzülüyordu. Ama bu sefer Alpinki de inmemişti ve götümden çıkarıp, sikindeki dölleri biraz temizledikten sonra, kavrulan amıma sikini sürterek, “Sulanmış şeftaline sokacağım şimdi, hazır ol, uçuracağım seni!” diyordu…
Alp amıma sürterken bir anda amıma sert bir giriş yapmıştı ki, bu benim herzaman çok hoşuma giderdi, “Ohhhhh!” çektim. Alp’in sikini içimde tamamını hissetmek için bacaklarımı ve amımın kaslarını sıktım. Bu da Alp’in çok hoşuna gitmiş olacak ki inliyordu ve daha hızlı gidip gelmeye başlamıştı. Ben de onu gaza getirmek için amımın kaslarını ve bacaklarımı arada sımsıkı sıkıp yine bırakıyor ve “Kökle Alp, kökle!” diye inliyordum. Bir ara göğüslerimde bir el hissettim, baktım bu Damla idi. Göğüslerimi sıkarken, bana, “Kız Dilek, senin bu kocan ne güzel sikiyor, kaç defa boşaldığımı bilmiyorum, ama kocanın yarağı içimde halen taş gibi! Alp nasıl sikiyor, iyi mi?” dedi. “Evet, iyi sikiyor!” dedim Alp’i rencide etmemek için (Öyle soru sorulur mu bu ortamda, adamın şevkini mi kıralım?). Alp te, (İyi sikiyor!) lafımı duyunca, daha bir gayretle pompalıyordu ve ben de harika bir Orgazm yaşıyordum.
Kocam da Damlayı sikerken nihayet, “Geliyorum!” deyince, Damla, “Ben de tekrar geliyorum, hadi beraber boşalalım! İçime boşal! Sıcak sıcak istiyorum döllerini içime!” dedi ve ikisi birden inlemeye başladılar. O sırada onlara inat yaparmışım gibi, “Ben de geliyorum Alp! Sen de benim içime boşal hadi sikicim!” dedim. Ve hakikaten de 4 kişi birden boşalmıştık. Her tarafımız döllerden yapış yapış olmuştu…
Biraz soluklandıktan sonra Damla, “Hadi temizlenelim, sıra Tostlarda Dilekciğim, Tost yiyeceğiz!” dedi. Damla ile banyoya gidip duş aldık geldik, sonra da kocalarımız sırayla gidip duşlarını aldılar. Damla, “Dilekciğim sen misafirsin, önce seni Tost yapsınlar, sonra da beni!” dedi. “Tamam!” dedim. Damla hemen kocamın yanına gitti, kocamın sikini yalamaya başladı. Ağzına sığmadığı halde sığdırmaya çalışıyor, hepsini ağzına almaya çalışıyordu. Ben de Alpin sikini aldım ağzıma, başladık Tost için ön hazırlıklara. Az sonra ikisinin de sikleri hazırdı….
Ben, kim hangi deliğime sokacak gibisinden bakarken, Alp, “Götüne ben sokacam Dileğin!” dedi. Kocam yere uzandı, ben de bir çırpıda hasret kaldığım yarağı yemek için amımı hedefleyerek üstüne oturmaya başladım. Herzamanki gibi kocamın siki kanırttıra kanırttıra, yara yara amıma girdi ve derin bir “Oohhhhh!” çektim. Alp te arkamda dizinin üstüne çökerek, yavaşça götüme girdi. Hep hayallerimdeki Tostu bir kere daha yiyordum. Kocam alttan amımı, Alp üstten götümü sikmeye ve pompalamaya başladıklarında ben çığlıklar atıyordum. Damla da bazen benim göğüslerimi mıncıklıyordu, bazen de kocalarımızın taşaklarını ağzına alıyordu. Onlar da amıma götüme gittikçe seri çalışıyorlar, beni bulutların üzerine çıkarıyorlardı. Ben ardı ardına Orgazmlar olurken, habire pompalıyorlardı….
Alp daha fazla dayanamayarak boşaldı ve çıktı götümden. Damla da hemen götümü yalamaya başladı. Götümden akan Alpin döllerini yalayıp yuttuktan sonra da, kocamın taşaklarını yalıyordu. Arada bir benim amıma da dil darbeleri atıyor, yarılmış amcığımdan akan suları içiyordu. Derken kocam, “Geliyorum!” diyerek, amıma tazyikli bir şekilde boşalmaya başladı. Boşalırken sikinin damarlarının genişlediğini içimde hissediyordum resmen. Ben artık tükenmiştim, belki 8-9 defa boşalmıştım, amım götüm kıpkırmızydı ve bacaklarımın arasından döller süzülüyordu. Ama kocalarımızın işi daha bitmemişti, bir de Damla’yı tost yapacaklardı. Damla da sabırsızlanıyordu, heyecandan yerinde duramıyordu orospu.
Ben bir kez daha duş alıp geldiğimde, Damla her ikisinin de siklerini hazırlamaya başlamıştı bile. Sırayla birinin sikini ağzına alırken, ötekinin sikini eliyle sıvazlıyordu. Kocamın siki dikilmeye başlamıştı, ama Alp’inki bir türlü kalkmıyordu, küçük Alp ölmüştü dirilmiyordu bir türlü. Damla gülerek, “Kocacığım ben Tost olmadan sakın tutukluk yapmasın, valla intikam olsun diye götüne Vibratörü sokarım görürsün günü!” deyince gülüştük. Damlaya, “Merak etme ben şimdi kaldırırım onu!” dedim ve yanaştım Alp’in sikine, emmeye yalamaya başladım. Azdırmak için de, “Hadi Alp, beni sikip inlettiğin gibi, şu orospu karını sik de aklı başına gelsin, Tost nasıl olunurmuş anlasın! Yırt orospunun amını, kocam zaten götünü yırtacak, o koca siki göte almak kolay değil, hele ki alışık değilse! Hadi sikicim, hadi erkeğim, karını Tost yaptıktan sonra, sen bu yarakla beni bile bir daha siker, amımın ateşini söndürüsün!” deyince, siki kalkmaya başladı. Taşaklarını da emiyordum ki, siki taş gibi oldu. Ve Alp te hazırdı artık.
Damla görünce, “Ohh be, biran çok korktum Tost olamıyacağım diye! Hemen uzan Alp, oturayım seninki sönmeden, 2 yarrağı da içimde hissedeyim!” dedi. Alp uzanınca, Damla hemen üstüne çıktı ve bir çırpıda amına alıverdi Alp’in sikini. Öne eğilerek götünü kaldırdı ve “Sıra şimdi esas oğlanda!” dedi. Damla acele ediyordu Alp’inki inmesin diye, biryandan da heyecandan titriyordu. Ve sonunda Damla için beklenen an gelmişti. Kocam da arkasında diz çökerek yerini aldı ve Damlanın götünün yanaklarını ayırarak sikine doğru çekti. Ben kocamın sikini tuttum, kolay girsin diye biraz yalayıp ıslattım ve Damlanın götüne hedefledim. “Yavaş sok!” dedim. Ben biliyordum nede olsa girerken ne acı verdiğini, alışmış olsam da. Kocam hafiften zorlayınca, Damla acıyla bağırdı. Ben hemen Damlaya, “Bu böyle girmez, krem var mı?” dedim. “Çekmecede vazelin var!” dedi. Vazelini getirdim sürdüm götüne, parmağımı da içine soktum, deliğin içini de iyicene yağladım. Kocamın yarağına da biraz sürdüm, tekrar hedefleyip, “Hadi!” dedim…
Kocam bastırınca yarağının kafası Damlanın göte girdi, ama Damla acıyla bağırıyordu. Kocam, “Damlacığım, istersen vaz geçelim, götün yırtılacak!” dedi. Damla da, “Devam et! Bırak yırtılsın, sok artık şunu götüme, içimde hissetmek istiyorum!” dedi. Kocam da iyice zorladı ve biraz daha soktu. Ama daha tam girmemişti. Ben Damlanın götünden kanların sızdığını gördüm ve kocama, “Çıkar, yırttın, kadının götü kanıyor!” dedim. Damla müdahele etti, “Çıkarmaaa! Bırak kanasın, her zaman nerden bulacam bu yarrağı, yırt götümü, ama yeter ki artık sok!” dedi. Kocam da, “Pekala!” dedi ve kökledi. Ama ne köklemek! Damlanın acıdan gözlerinden yaş gelmişti. Nefes alamıyordu orospu, amam halen vazgeçmeyip, “Aldım işte, hadi pompala artık! Sikin beni erkeklerim!” diye bağırıyordu…
Ve pompalamaya başladılar. Bir süre sonra Damlanın acıyla bağırtıları inlemelere dönüştü. Zevk almaya başladığı anlaşılıyordu. Onlar Damlayı Tost halinde sikerlerken, ben de izliyordum. Özellikle Damlayı seyrediyor, ondaki cesareti, bu isteği gördükçe ona gıpta ile bakıyordum. Doğrusu hoşuma gidiyordu. Kocam başka bir kadını sikiyor, hem de tost yapıyor, ben de seyrediyordum, ne güzel zevkti. Ama çok geçmeden Alp bağırarak Damlanın amına boşaldı ve siki amından pırttı çıktı. Alp şimdi Damlanın altında yatak vazifesi yapıyordu ve kocam Damlanın götünü sikmeye devam ediyordu. Kocam bu gece nerden baksan 5-6 kere boşalmıştı, ama halen bitmez tükenmez bir enerji vardı. Ne iyi seçim yapmışım da onunla evlenmişim diye düşünürken, ben de amımı okşuyor kendimi tatmin ediyordum. Alp te olduğu yerde, kocam her köklediğinde sallanan Damlanın göğüslerini seyrediyordu. Belli ki Damlanın zevk alması onun da hoşuna gidiyordu….
Ben de bu arada kendi kendimi okşayarak tekrar boşalmıştım. Damlaya baktım, gözleri kaymış, götüne kocamın yarrağı girip çıktıkça ıhılıyordu sadece. Merak ettim, elimi amına attım yokladım, daha boşalmamıştı. Amına parmaklarımı sokup çıkarmaya başlayınca, orospu yüksek sesle inlemeye başladı ve “Ohhh, çok güzel, daha hızlı yap!” dedi. Ben amını parmaklamayı hızlandırınca çığlıklar atarak Orgazm oldu. Bir tek kocam boşalmamıştı daha, onun da taşaklarını okşamaya başladım. Kocam nihayet, “Geliyorum!” diye bağırdı. Damla hemen, “Çıkma sakın, hepsini götüme boşalt!” dedi ve kocam da götüne boşaldı. Kocam Damlanın götünden yarağını çıkaracağı zaman, Damla, “Çıkma, çıkma! Bırak orda kalsın küçülene kadar!” deyip, bu sefer kendisi götünü ileri geri yaparak kocamın yarağına gidip gelmeye başladı. Anlaşılan kocamın yarağını götten yemeye alışmış ve zevk alıyordu…
Sonunda kocamın yarağı küçülünce çıkardı Damlanın götünden. Alp halen Damlanın altında yattığından, son manzarayı göremedi tabii: Damlanın kocaman açılmış göt deliği yavaş yavaş kapanırken izlemek müthiş zevkliydi. Kocamla banyoya gittik, adam akıllı bir duş aldık. Artık evimize gitmenin zamanı gelmişti. Birbirimize teşekkür ederek ayrıldık ordan 🙂
250 notes · View notes
kayipizge · 3 months
Text
XIX
sevgilim, burnumuzun direği varmış diyorlar. hiç görmedim ama görmeden de inanılır derler. görmedim ama inanıyorum. şayet olmasaydı o güzel yüzün aklıma geldikçe burnumun direği sızlamazdı. bana seni hatırlatan her olayda, her bir yüzde burnum hemen acır. ne zaman parfümünün kokusunu alsam elim burnuma gider sanki dokununca acısı geçecekmiş gibi. yalan yok, sen dokunsan acım geçer. ama ben dokununca pek de bir fayda sağlamıyor. her gün bir şey öğren, günü faydasız bile olsa bir bilgiyle kapat derdin ya hani bugün öğrendiğim tek bir şey vardı. insan çok özlerse saç dipleri sızlarmış. benim bugün saç diplerim sızlıyordu deniz. bana gülecekler biliyorum, insanın saçının dibi sızlar mı diyecekler. yemin ederim sızlıyormuş. sen olsan anlardın, herkes gülse de sen anlardın. zaten sen yokken ben artık kimseyle gülmez oldum. ne zaman gülecek olsam aklıma geliyorsun, yarım kalıyorum. yokluğunu sindirdim sanmıştım ama nafile. üç gün önce en sevdiğin tatlıyı yapıp denize götüreceğim dedim aslı’ya. dolabı açıp yumurtaları alana kadar varsın sandım. ne zaman ki yumurtaları aldım elime öylece kalakaldım dolabın önünde. bazen böyle unutuyorum işte, yaşıyorsun sanıyorum. bana yaşadığını düşündüren her anı çok seviyorum. fark edişler epey acı oluyor ama birkaç saniyeliğine bile buna inanmak nefes almamı kolaylaştırıyor. merak ediyorsan söyleyeyim, yaptım o keki. yiyemedim ama yaptım. mutfakta masanın üzerinde duruyor. yemek isteyen olursa izin verir miyim acaba deniz. tanıdığım en cömert adamdın, sen olsan ver mutlaka derdin ama ben hiç de paylaşımcı değilim. en son geldiğimde olmayan çiçekler var burada deniz. kim bıraktı bunları sana? renklerini sevdin mi? nasıl kokuyorlar? toprak kokusu mu daha güzel bu çiçekler mi? ben toprağın kokusunu üzerinden alıyorum, senin kadar iyi bilmem ama sen bilirsin, çok üzgünüm ama bilirsin işte. bu gece allah’a dua ederek uyuyacağım. duamı söylersem kabul olmazmış ama sen aç kulağını iyi dinle. allah’ım, denizi ısıt.
62 notes · View notes
basaks-st · 3 months
Text
Gösterdiğimiz samimiyeti kagıt mendil gibi buruşturup masanın üzerine koymuşlar bizde bak çöpe atmadı demekki değer veriyor demişiz .
94 notes · View notes