Tumgik
#istanbul saglik teknoloji üniversitesi
paylasimzamani · 3 years
Text
Lojistik yönetimi mezunları ne iş yapar?
#blog #bahce #bilisim #cocuk #dekorasyon #diyet #egitim #ekonomi #emlak #erkekce #tamirat #guzellik #hayvanlar #hukuk #kadinca #kariyer #makyaj #mobil #mobilya #muzik #oyun #nedir #otomobil #saglik #sanat #spor #turizm #teknoloji #turizm #yemektarifleri
Lojistik yönetimi bölümü, yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan ve şu anda İzmir Ekonomi Üniversitesi, Yaşar Üniversitesi, Gediz Üniversitesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi ve İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde okunabilen bir kısımdır. İki veyahut dört senelik olabilir. Bölümün temel gayesi globalleşen dünya ve artan ticaret hacmine ayak uydurabilen lojistik hizmetler sunmak…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
kocaalihaber · 4 years
Text
Türkiye’nin girişimci beyinleri Koronavirüs’le mücadele için birleşti
21-22 Mart 2020 tarihlerinde fikirlerin yarışacağı Coronathon online kanallar Slack ve Youtube üzerinden ücretsiz olarak düzenlenecek. İki gün gibi kısa sürede 1.000’in üzerinde başvuru alan Coronathon etkinliğine Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı başta olmak üzere, Boğaziçi, ODTÜ, İÜ, İTÜ gibi üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve şirketler destek veriyor.
Koronavirüs salgınına karşı mücadele tüm hızıyla sürerken Türkiye’nin önde gelen girişimcileri farklı alanlarda fikir geliştirip virüs ile mücadeleye destek olacak. Ülkece içinde bulunduğumuz bu zorlu günleri en hafif şekilde atlamak ve problemlere çözüm üretmek üzere 80 girişimci 48 saat gibi kısa bir sürede bir araya gelerek online olarak gerçekleşecek Coronathon etkinliğini hayata geçirdi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı başta olmak üzere, Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ, İstanbul Üniversitesi gibi üniversitelerin, teknoloji ve girişimcilik alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının yer aldığı toplam 40 kurumdan oluşan inisiyatif Koronavirüs’e karşı farklı alanlarda fikir geliştirip, virüs ile mücadeleye destek olacak. ‘Çözümün Bir Parçası Ol’ sloganı ile oluşan sosyal sorumluluk girişimi Coronathon Türkiye, Koronavirüs salgınının yarattığı sorunlara, sosyal ve lojistik anlamda yenilikçi fikirleri olan bireyleri ve takımları bir araya getirecek. Kazanan fikirler eş finansman ve hızlandırma programlarıyla desteklenecek. 
21-22 Mart tarihleri arasında online olarak gerçekleştirilecek etkinliğin YouTube ve Instagram hesaplarından canlı yayınlar yapılacak. İki gün sürecek olan Coronathon Türkiye’ye başvuran 1.000’in üzerinde katılımcı Koronavirüs salgınına yepyeni bir perspektiften bakacak.
PSİKOLOJİK DESTEKTEN İŞSİZLİK VE NAKİT AKIŞI PROBLEMLERİNE ÇÖZÜM ARAYIŞI Üç ana kategorinin yer aldığı Coronathon Türkiye, ‘Sosyal Çözümler’ kategorisinde, psikolojik destek, mental sağlık, evde vakit geçirme, sosyal izolasyona bağlı sorunlar, sosyal medya ve benzeri platformlardaki dezenformasyon (bilgi kirliliği), fiziksel aktivitenin sınırlanması, çevreye duyarlılık gibi konular ele alınacak. ‘Lojistik Çözümler’ kategorisinde ise gıda, sağlık ekipmanlarına erişim ve yardımlaşmayı arttıran gönüllülük bazlı oluşumlar değerlendirilecek. ‘Diğer Çözümler’ kategorisinde ise işsizlik veya nakit akışı problemleri, eğitimin devamlılığı ile ilgili problemler hakkında fikirler toplanacak. Hackathon kapsamında seçilecek fikirlere eş finansman ve hızlandırma ödülleri verilecek. İki günlük etkinlikler süresince mentorluk, web üzerinden seminerler gerçekleştirilecek. Önerilerin ve çözümlerin etki analizi ikinci gün yapılacak ve ortaya atılan fikirler arasından 10 tanesi seçilecek. 
Projenin paydaşları arasında T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı başta olmak üzere, Ankara Ticaret Odası, Ankara Sanayi Odası, Facebook, Habitat Derneği, Türkiye Bilişim Vakfı, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, TOBB ve UNDP gibi sivil toplum örgütlerinin yanı sıra Boğaziçi, ODTÜ ve İTÜ başta olmak üzere birçok üniversite, girişim sermayesi fonu ve teknoloji şirketi bulunuyor.
Coronathon Türkiye İnisiyatifi Sözcüsü ve Boğaziçi Üniversitesi Girişimcilik Merkezi Direktörü Dr. Oğuzhan Aygören ise Dünya tarihinde belki de ilk defa hepimiz aynı anda tek bir ortak düşmanla savaşıyoruz. Bu anlamda bizim burada geliştireceğimiz çözümlerin tüm dünyada kullanılması ve çok daha büyük etkiler yaratma imkanı olması heyecan verici. Biz de Coronathon ile çok kısa sürede bakanlıklar, kamu kurumları, özel şirketler, dernekler ve vakıfların bir araya gelmesi ve bu etkinliğin hızla ortaya çıkmasından dolayı büyük heyecan içindeyiz. Bundan sonrasında da bir inisiyatif olarak başlayan bu etkinliğin, paydaşlarımızın sahipliğinde devam etmesini umuyor ve ortaya çıkacak fikirlerin destek verenlerin sağladığı fonlarla eş-finansman ve mentorluk destekleriyle hayata geçmesi için aracı olmayı istiyoruz.” dedi. 
Coronathon Türkiye İnisiyatifi Sözcüsü ve Talentmelon Kurucu Ortağı Sure Köse Ulutaş “Salgına karşı ülkemizin genç yetenekleri ve inovasyon yüzü olarak el ele verdik. Bu özel çalışma ile birlik beraberlik sürecinde ihtiyacımız olan yenilikçi ve yaratıcı pek çok çözüm ortaya koyacağımıza inanıyorum” dedi. 
source https://www.kocaali.com/saglik/turkiyenin-girisimci-beyinleri-koronavirusle-mucadele-icin-h15798.html
0 notes
kocaalihaber · 4 years
Text
Tablet ve Telefonlar Çocukların Algılarını Sınırlıyor
“Tablet, bilgisayar, telefon gibi ‘ekran’ özelliği gösteren teknolojik ürünler, sınırlı sayıda duyuya hitap ederler” diyen İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikolojisi Uzmanı Kln. Psk. Emel Güler, bu durumun çocukların algı kabiliyetlerini sınırladığını söyledi.
Teknoloji; çağımızın getirdiği olanaklar ve gelişimlerin sonucu olarak, hayatımızın pek çok alanında ayrılmaz bir parça haline geldi. Teknolojinin hayatımızı kolaylaştırıcı etkisinin yanı sıra, doğru kullanılmadığında, bazı alanlarda olumsuz etkilerinin olduğu biliniyor. Aslında teknoloji ile ilişki kontrol edilebilir olduğunda, olumsuz etkilerini azaltmak da mümkündür. 
Çocukların algı kabiliyetlerini sınırlıyor! Özellikle çocuklar için teknolojinin kontrollü kullanılması ayrı bir öneme sahiptir. Çocuklar, doğdukları andan itibaren, tüm gelişim aşamalarında uyaranların önemi büyüktür. Sesler, renkler, kokular ve dokunsal uyaranlar çocuklarda duyuların gelişimine katkı sağlar. Çocuklar dünyayı ve çevrelerini duyuları aracılığıyla algılar. Sosyal ortamlarda, ancak insanlarla iletişim halinde olduklarında etkileşimde bulunabilirler. Sosyal gelişimde önemli olan, karşımızdaki kişilerden gelen mesajların algılanabilmesidir. Etkileşimde; göz teması, jest ve mimikler, vücut duruşu ve yönelimi gibi tüm ipuçları insan insana iletişimin ayrılmaz parçalarıdır. Halbuki tablet, bilgisayar, telefon gibi “ekran” özelliği gösteren teknolojik ürünler, sınırlı sayıda duyuya hitap ederler. Bu sadece görsel veya sadece işitsel olabilir. Çocuklar ekran karşısında olduklarında, tek yönlü iletişim gerçekleşmektedir. Bu nedenle; ekran karşısında uzun süre zaman geçiren çocuklar, sosyal ipuçlarını algılamakta zorluk yaşayabilir. 
“Ekran” karşısında hareketsiz kalıyorlar Uzun süre ekran karşısında kalan çocuklar, hareketsiz kalırlar. Çocuk gelişiminde, hareket etmenin önemi çok büyüktür. Hareket, motor beceriler ve koordinasyon başta olmak üzere, pek çok alanda gelişimin ayrılmaz bir parçasıdır. Hareketsizliğe bağlı başta obezite olmak üzere birçok fiziksel hastalık ortaya çıkabilir. Uzun süre ekran karşısında zaman geçiren çocuklarda, başta dil gelişimi olmak üzere birçok alanda gelişimlerinin olumsuz etkilendiği yapılan araştırmalar ile ortaya konulmaktadır.
Çocuklarda haz odaklı davranışların artmasına neden oluyor Teknolojik ürünlerdeki hız, rekabet, sonuç odaklı temalar ise çocuklarda farkındalığın olmadığı, anı yaşamadan, dürtüsel, haz odaklı davranışların artmasına neden olur. Bu tarz teknolojik aletler ile çok fazla vakit geçiren çocukların; dikkat ve odaklanma sorunları, hiperaktivite, okul başarısında azalma görülebilir. Sonuçta; çabuk sıkılan ve memnuniyetsiz çocuklar görmek şaşırtıcı değildir.
Ebeveyn denetimi şart! Günümüzde, kullanımını denetlemek zor olsa da, iki yaşından önce “ekranlı” teknoloji ürünleri çocuklardan mutlaka uzak tutmak gerekir. Daha büyük yaş grubundaki çocuklar için ise; teknolojiden kopmadan, fakat tamamen teslim olmadan ebeveynin denetiminde, çocuğun yaşına göre, belirli sürelerde izin verilebilir. Ebeveynler çocuklarına sınırlama getirirken kendilerinin de ekran kullanımları konusunda çocuklara örnek olduklarını unutmamalıdır.
Çocukların gelişimine katkı sağlayan en önemli aktivite “oyun”dur Teknoloji ürünlerinin yerine, çocuklara daha fazla oyun, sosyal etkileşim ve fiziksel aktivite fırsatları sağlanmalıdır. Oyun çocuğun; hayal kurmasına, beceri geliştirmesine, problem çözme becerisine, duygusal gelişimine, çatışmaları çözmede destek sağlar. Çocuk oyun ile gelişir ve büyür. Ancak, teknolojik ürünler ile bunları sağlamak pek mümkün değildir.
source https://www.kocaali.com/saglik/tablet-ve-telefonlar-cocuklarin-algilarini-sinirliyor-h15293.html
0 notes
kocaalihaber · 4 years
Text
Mor Ekmeğin faydası saymakla bitmiyor!..
Girişimci İşadamı Levent Gündüz'ün ürettiği Mor Ekmek; şifa dağıtıyor   Geçtiğimiz ayda Mor ekmek Sakarya'da da üretilmeye başlanmıştı Japonya'da zorunlu olarak tüketilen ve vücutta onarım başlattığı belirtilen mormiksten yapılan 'mor ekmek', Türkiye'de Malatya, Ankara ve Edirne gibi illerin ardından Sakarya'da da Güneşler Merkez Mahallesi, Ankara Caddesi’nde bulunan Gündüz Pasta üretilmeye başlanmıştı. Türkiye’de İstanbul Üniversitesi Beyin ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezinin 12 yıllık araştırmaları sonucu Prof. Dr. İhsan Kara ve ekibi tarafından geliştirilen mor ekmeği Sakarya Gündüz Ekmek ve Pasta Fırını girişimcilik ruhu ve sağlığa değer katmak adına üretime son modern teknoloji ile başlamış ve hemen ardından Mor Baklava ile de devrim yaptı.    “Şeker, Kalp ve tansiyon ve damar tıkanıklarına birebir faydası var” Mor ekmek, içerisinde bulunan mineraller ve vücutta oluşturduğu dengeleyici ve onarıcı etkiler ile öne çıkıyor. Ekmeğin içeriğinde bulunan böğürtlen, ekşi mor dut, yaban mersini, vişne, nar, patlıcan ve mor soğan kabuğunun posalarından elde edilen antisiyoninler ileri teknoloji yöntemlerle moleküler saflaştırma sonucunda elde ediliyor.  Mor hamurdan elde edilen ekmek, kalp ve damar hastalıkları, yüksek tansiyon, kalp ve beyin damarı tıkanıklıklarına, böbrek yetmezliği, kol ve bacak uyuşmaları ile morarmaları, diz ve kalça eklem ağrıları ve erken yaşlanma ile başlayan unutkanlıklara karşı etkili olduğu yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıktı.    “Bir dilim mor ekmekten tam gün faydalanılabilir” Fırın sahibi Levent Gündüz, mor ekmeğin içeriğinde herhangi bir katkı maddesi olmadığını, sahtelerini de üzerine limon sıkarak, renk değiştirmiyorsa gıda boyası olduğunu anlaşılabileceğini söyleyerek uyarı da bulundu. Girişimci İşadamı Levent Gündüz “Unlu mamuller ve ekmek den adeta korkuluyordu. Bu sayede ekmek ile insan arasında yeniden sıcak bağlar kuruyoruz. Bir dilim mor ekmek den tam gün faydalanılabilir. Mormiksten sadece ekmek üretilmiyor, aynı zamanda baklava, kurabiye, simit gibi daha birçok ürün vatandaşların damağında adeta eşsiz bir lezzet bırakıyor. Antosiyan, serbest radikallerle savaşıyor. Kansere yakalanma riskini azaltan antosiyanin, kalp ve karaciğer için detoks etkisi yaratıyor” dedi.   Neden Mor Ekmek? Mor ekmek; Şeker Hastalığı’nın baskılanması, hastalığın yan etkilerinin azaltılması, Metobolik Sendrom ve Şeker Hastalığı boyunca görülen ruhsal düzensizliği ortadan kaldırması amacıyla tavsiye edilir. Mor ekmek tüketerek Şeker Hastalığı’nın aşağıdaki yan etkileriyle mücadele etmek mümkündür; “Mor Ekmek bir  ilaç değildir!.” Kalp ve Damar Hastalıklar, Yüksek Tansiyon,  Kalp ve Beyin Damar Tıkamaları, Böbrek Yetmezliği,  Kol ve Bacak Uyuşmaları ve Morarmaları, Diz ve Kalça Ağrıları  ve  Erken Yaşlanma ile Başlayan Unutkanlık. Mor ekmek herkesin tüketimine uygundur; sağlıklı bireyler tarafından daha sağlıklı bir yaşam için güvenle tüketilebilir. Mor Ekmek, mor renkli meyve ve sebzeler ile üretilmektedir. Mor ekmek; böğürtlen, ekşi mor dut, yaban mersini,                                                                                                Vişne, nar, patlıcan, mor soğan kabuğu ve tam buğday unundan üretilmektedir.  İstanbul Üniversitesi Sankara Beyin ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi’nin  on iki yıllık araştırmaları sonucunda Prof. Dr. İhsan Kara ve ekibi tarafından geliştirilmiştir. Tüketimine erken yaşlarda başlanırsa, Obezite ve şeker hastalığının gelişmesine önemli bir engel teşkil eder. Günlük hayatta beyaz ekmek yerine mor ekmek tüketimiyle sözü edilen birçok hastalığın tedavisine yardımcı olmak, ruhsal düzeni korumak daha kaliteli ve dengeli bir yaşam sağlamak mümkündür; sürekli ve düzenli tüketimi önerilir. Mor ekmek; bilim ve yüksek teknoloji ürünüdür, bir tılsım veya mucize değildir. Mor ekmek mor renkli pigmentlerin sağlığa faydalı etkileri, tüm dünya tıp ve araştırma otoriteleri tarafından bilinmektedir.   
source https://www.kocaali.com/saglik/mor-ekmegin-faydasi-saymakla-bitmiyor-h14678.html
0 notes