Tumgik
#ercan kes
cihangir-uzunkaya · 1 year
Text
Tumblr media
IYI PAZARLAR IYI DOSTLARIM.
Evet 29 Ekim'i gölgeleme amaçlı Togg açılışının ve bu kadar para harcanan bir projenin çöpe atılış hikayesini Togg ceo'su Ercan Karakaş özetleyip,nihayetlendirmiş.
1 ay olmadı daha 1 ay!
Bu proje yanılmıyorsam 4 yıl önce gündem oldu ve müthiş derecede para harcandı şu zamana kadar.
Sonuç fiyasko yani koca bir hiç.
Ne oldu ulan !
TOGG'un arkasında,pontuslunun yanında olan güruh neredesiniz ulan !
Hadi cahil cemekeyi geçtim.
Profesörler,İş İnsanları,akademisyenler,Oda başkanları ,bürokratlarvb gibi makam ve mevki sahibi olmuş ve hatta olduğunu zanneden sözde ileri görüşlü kerli ferli adamlar,Hanımlar neredesiniz ULAN !
Tabi O sözde büyük Kalemleri,gazetecilik yaptığını sanan Cash ile satın alınan piyonları da unutmayalım.
Neredesiniz ULAN !
Bu Yüce Türk Milleti'nin parasının çarçur edilmesine niye müsaade ettiniz.
Bu yalakalık nereye kadar.
Gözünüze perde inmiş oğlum sizin.
Bu gebelik nedir dallamalar.
Irzınıza geçip videoyamı aldılar yoksa sizi.
Yoksa bildiğimiz düz cahilmisiniz.
Aynen siz cahilsiniz bildiğin,deposu ufak tefek Cash ile dolan güruh sizlersiniz.
Sayın Okur
Otomobil fabrikası kurmak çok ciddi bir iştir.
Dünya genelinde pazar sahibi olmak çok emek gerektirir.
Ve sağlam bir arge gerekir.
İlk 20 sene bu işten kazanç beklenmez.
Reklam giderleri çok külfet getirir.
Yenilikçi olmak gerekir,servis ve yedek parça konusunu kesinlikle sağlam sağlam yapılandırma ister.
Çok büyük ekonomi gerektirir.
Bütün segmentlerde olmasa dahi 2 veya 3 segmentte otomobil üretmeniz gerekir ve karşınızda rekabet edeceğiniz rakipleriniz dünya çapında köklü ve büyük markalar.
Örnek almak gerekirse Tesla
Çok büyük paralar harcandı ve harcanıyor ve piyasada halen bir istikrar sağlamış değil.
Sayın Okur
Sen ilk önce topraklarında kendine yetecek kadar buğday üret ithalatı kes.
Ekonomiyi düzelt.
Adalet sistemini düzelt.
Halkın yaşam standartlarını üst seviye ulaştır.
Bak bakalım Aziz Türk Milleti bunun altında kalırmı.
Bu işi bilen duayenler.
Otomobil işine el atmazmı?
Ailelerinizle,ciğerparelerinizle güzel Pazarlarınız olsun iyi dostlarım.
Esen kalın lütfen
Cihangir Uzunkaya
4 notes · View notes
masumcetin · 4 years
Photo
Tumblr media
kelimeler, mazlumların yaralarını serinleten merhemlere benzer..
Ercan Kesal, Velhasıl s.38 Fotoğraf: Abbas Kiarostami’nin 1992 yapımı, “Zendegi va digar hich” (Ve Yaşam Sürüyor) filminden. 
46 notes · View notes
halo60tr · 3 years
Text
Tumblr media
'TÜRK DİLİ’Nİ PARAMPARÇA EDEN STALİN ! (ARŞİVLİKTİR)
(RUSLAR VE BULGARLAR ATATÜRK’ÜN HARF DEVRİMİNDEN NEDEN RAHATSIZ OLDULAR?)
Osmanlı devleti ‘nin dağılma sürecinde Kırım ve Kafkaslar’daki Türkler, Ruslar’ın hakimiyetine girdiler. Stalin şunu çok iyi biliyordu. Türkler’in dilbirliğini bozdukları zaman ileride olabilecek muhtemel bir Türk Birliği’nin kurulmasını engelleyebileceklerdi. Aynı coğrafi bölgelerde yaşayan her Türk topluluğunu ayrı ayrı alfabeler ile zorunlu eğitime tabii tutmuşlardır.
Stalin, Anadolu’da yaşayan Türkler ile Sovyetler’in egemenliği altında kalan Türkler’in, zaman içerisinde bağlarını koparmak için 7 Ağustos 1925 tarihinde ilk önce Anadolu’ya en yakın bölge Azerbaycan’da yaşayan Türkler için, latin alfabesinin okutulmasını zorunlu tuttu.
Daha sonra Türkmen, Karakalpak, Kırgız, Kırım Türkleri’nin hepsinin de latin alfabesine geçilmesini zorunlu tuttular. Ancak her bölgeye, bu alfabenin farklı farklı versiyonlarını verdiler. Amaçları, Sovyet egemenliği altında ayrı ayrı bölgelerde yaşayan Türkler’i kendi aralarında anlaşamayacak duruma düşürmek ve böylece Türk Birliği’ne engel olmaktı.
Bütün emperyal devletlerin yaptığı gibi Rus emperyalizminin de temel siyaseti; BÖL-PARÇALA-YÖNET olmuştur. Aradan tam 4 yıl geçmiştir ki Stalin amacına ulaştığını sanıyordu.
Sovyetler’in egemenliği altındaki Azerbaycan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kırım, Kazakistan ve Özbekistan’da yaşayan Türk aydınları alfabe değiştirilmesinin güçlüğünü çok iyi biliyorlardı. Bu aydınların başında Azerbaycanlı Türk aydınlarından büyük Türk milliyetçisi MEHMET EMİN RESULZADE gelmektedir. Rusya’daki komünist diktatör Stalin ve yoldaşları Türkler’e karşı en acımasız işkence ve eritme programlarını uygularken, diğer yandan da TÜRK BİRLİĞİ’Nİ BOZMAK İÇİN İŞE İLK ÖNCE DİL BİRLİĞİNİ YOK ETMEKTEN BAŞLADILAR!
Onlara göre, hiçbir Türk diğer Türk’ün ne yazdığını ne konuştuğunu anlamamalıydı, yok sa bölüp, parçalayıp, yönetmek kolay olmazdı.
Sovyet Rus egemenliği altında kalan Türk kardeşlerimiz ile hiçbir zaman irtibatı koparmayan Atatürk’ün yaptığı harf devrimi Stalin’i hayli şaşırtmış ve rahatsız etmiştir.
Türkiye’de ise yıllardan beri talihsiz bir halde devam eden dil meselesi artık kendisini iyice hissettiriyordu. Bütün Türkler için bir ortak alfabe fikri herkesin üzerinde uzlaştığı tek ortak görüş haline gelmişti. Bu görüşün hayata geçirilmesi aynı zamanda Stalin’in sinsi planına karşı en iyi tedbirdi.
Diğer taraftan Rusya’da Türk diline karşı oynanan oyun hakkında Sovyet egemenliği altında yaşayan Türk aydınları, gerekli bilgiyi Atatürk’e veriyorlar ve çeşitli önerilerde bulunuyorlardı. Rusya’daki Türkler arasında yetişen bu aydınların başlıcaları şunlardı:
Yusuf Akçura, Sadri Maksudi (Arsal), Ahmed Ağaoğlu ve Mehmet Emin Resulzade gibi büyük Türk milliyetçileri, Türk Birliği ve Türk kültürünün korunması amacıyla Atatürk’ün etrafına kenetlenmişler, Atatürk’e latin alfabesi konusunda şu önerileri yapmışlardır:
1- Latin alfabesinin öğrenilmesi diğer alfabelere göre daha kolaydır.
2- Türkiye’de latin alfabesine geçildiği takdirde Türkler üzerinde oynanan sinsi oyunlar bozulacaktır.
Atatürk bu önerileri makul bulmuştur.
1 Kasım 1928 tarihinde Türkiye’de latin alfabesine resmen geçilmiştir.
Türkiye’de çıkan, ‘’TÜRKÇÜ’’ veya ‘’TÜRK BİRLİĞİ’’ ni amaçlayan bütün neşriyatlar ile Rusya’daki Türklerin çıkardığı aynı mahiyetteki yayınlar birbirine rahatlıkla ulaşıyordu. Stalin’in oynadığı sinsi oyun karşısında alınan ilk tedbir çok güzel sonuç vermişti.
Sovyetler Birliği egemenliğinde yaşamak durumunda kalan Türkler’den 4 yıl sonra yani, 1928 yılında Atatürk’ün önderliğinde Türkiye’de latin alfabesine geçilmiştir. Atatürk’ün bu devrimi, Sovyetler’in ve Stalin in bütün hesaplarını alt üst etmiştir. Ruslar bu devrimden son derece rahatsız olmuşlardı. Bu durum karşısında Sovyetler yeniden sinsi planlar yapmaya başladılar.
Türkiye’deki bir kısım kimseler durumun farkında olmadan, bazıları da bilinçli bir şekilde harf devrimine karşı yoğun menfii propagandalar yapıyorlardı. Cahilleri ve gafilleri Atatürk’e ve bu devrime karşı amansızca kışkırtıyorlar, hain emelleri için yine dini kullanıyorlardı.
‘’Din elden gidiyor!.. Kur’an ortadan kaldırılıyor.’’ Gibi menfi propagandalar yapılıyordu.
Stalin , hemen karşı atağa geçip, daha sinsi bir plan ortaya koydu. Sovyet egemenliği altındaki Türkler için daha yeni koydukları Latin alfabesini kaldırıp, yerine ‘KRİL ALFABESİ’ni zorunlu tuttu!
Stalin, böylece Rus egemenliği altında yaşayan Türkler’in Rusça’yı daha çabuk öğrenmesini sağlayacak, hem de o zaman en iyi haberleşme araçları olan mektup, kitap, dergi, gazete gibi yazılı iletişimi ortadan kaldırabilecekti. Stalin’in bu niyetini çok iyi gören, Türk aydınları ölüm pahasına bu oyuna karşı milli bir direnişe başladılar. Ne yazık ki başarılı olamadılar.
Sovyetler, 1937-1938 yılları arasında Sovyetler’deki Türkler’in lideri durumundaki, yetişmiş bilim adamı, şair, muharrir, tarihçi, Türkolog, mühendis, hukukçu, edebiyatçı olmak üzere yaklaşık 140.000 Türk aydınını katlettiler!
‘’DİLİM, DİL’İM,
KES KAVUNU DİLİM DİLİM,
BEN BUNDAN VAZGEÇMEM
OLSAM DA DİLİM DİLİM…’’
Rusya’nın nüfuzu altında kalmış Türk Aydınlar, Türk Dili için ‘dilim dilim’ olmaktan yılmadılar.
Ruslar, yeni planlarına önce Azerbaycan olmak üzere bütün Türkler’e, ‘KRİL ALFABESİ’nin değişik birkaç şeklini uygulayarak işe başladılar. Bunun sebebi Sovyet egemenliği altındaki farklı bölgelerde yaşayan Türkler’in, bir nesil değişmeden kendi aralarında dahi hiçbir şekilde anlaşamamalarını sağlamaktı. Yani dil birliğini bozmak amaçlanmıştır. Gerçekten de planlanandan daha kısa zamanda babasının oğlunu anlayamayacağı bir hale gelinmiştir.
Artık Türk Dili’nin yerini Azeri, Özbek, Kazak, Kırgız,Tatar, Türkmen Dili gibi diller aldı.
Bir milletin kaç dili olur?
Stalin Türk Dili’ni paramparça etmeyi başarmıştı.
Diğer yandan ise, Bulgaristan’daki Türk topraklarında Bulgar egemenliğinde yaşayan Türkler’in Türkiye’de kullanılmaya başlayan latin alfabesini kullanmaları yasaklanmıştı.
Bulgarlar, egemeliği altındaki Türkler’in Arapça ve Osmanlıca eğitimi serbest bırakılırken Türkiye’de yeni geçilen latin alfabesi yasaklanmıştı.
1934-1935 yılları arasında yaklaşık 200.000 Türk’e akla gelmedik zulümler yapılarak Türkiye’ye göçe zorlanmıştır. Bu durum Türkiye ve Bulgaristan arasında krize yol açmıştır. Yeni Türk Harfleri ve Türk Dili bahane edilerek Bulgaristan’daki Türk topraklarında yaşayan Türkler’in kurdukları bütün ‘TURAN DERNEKLERİ’’ bir gecede kapatıldı.
Atatürk’ün yaptığı Harf Devrimi acaba neden Rusya ve Bulgaristan’ı bu kadar rahatsız etmişti?
Ama Atatürk içerideki ve dışarıdaki her türlü engellemelere rağmen Türk Dili ve Kültürü’nün ilerlemesi için yaptığı büyük çalışmalardan hiçbir taviz vermeden, bıkıp usanmadan bu hayırlı çalışmalarını aralıksız sürdürmüştür.
Atatürk bu konuda şöyle söylüyor:
‘’Bana, bir konuşulan Türkçe yapacaksınız ki, dünyanın neresinde olursa olsun bütün Türkler temelde bu dili anlayabileceklerdir. Bugün Türkler’in anavatanı Rus işgali altındadır.
Komünizm her yolu denemekte olan, bir asimilasyon veya fanasit tatbikat içindedir.
Bir gün yıkılacaktır, fakat o günü bekleyemeyiz. Çünkü artlarında kalan dillerini kökten kaybetmişler ve biz onlara hep birlikte anlayabileceğimiz bir dil veremezsek boşluk doldurulmaz. Sizden bunu istiyorum.’’
Atatürk’ün ‘bir gün yıkılacaktır’ dediği Sovyetler, 60 yıl sonra yıkıldı. Zulmün kazandığına dünyada tarih tanıklık etmemiştir. Eğer Atatürkün Türk Dili’ne sahip çıktığı kadar Osmanlı döneminde de sahip çıkılmış olsaydı, bugün dünyada ingilizce değil, Türk Dili ve uluslararası ilim ve iletişim dili olurdu. O gün bunun için her türlü altyapı ve doğal faktörler hazırdı.
Dil ekonomimiz için maliyetsiz bir gelir kaynağı olurdu. Dilimiz ve milli kültürümüz, dünyadaki hakettiği en saygın yerini almış olurdu. Bugün çocuklarımıza ingilizce öğretmek için devletin ve milletin yaptığı harcamalar ile kaç fabrika yapılırdı acaba?..
Stalin’in Sovyet egemenliği altındaki Türkler’e uyguladığı sinsi planı, Türkler’in ve Türkçe’nin geleceği açısından gerçek bir felaket olmuştur. O gün Türk dilinde açılan derin yaraların izleri bugün hala devam etmektedir. Günümüzde hepimiz her gün şahit oluyoruz. Çarşıda, pazarda, basında-yayında hemen her yerde Türk Dili’ne sahip çıkılmadığına üzülerek tanık oluyoruz.
Bu vahim durum ise, Atatürk’ü anlamadığımız için bu hale geldiğimizin delili değil midir?..
ERCAN ÖZÇELİK
58 notes · View notes
giazmusic · 4 years
Video
youtube
USE HEADPHONES to Feel 3D Sound Effects in 8 Directions. Subscribe and hit the bell icon 🔔 to hear more 8D Songs. Anshul Garg presents Chocolate by Hit Maker Tony Kakkar ft. Riyaz Aly & Avneet Kaur. Singer : Tony Kakkar Music : Tony Kakkar Lyrics : Tony Kakkar OST : Sangeetkaar Starring : Tony Kakkar , Riyaz Aly & Avneet Kaur Producer: Anshul Garg Video: Satti Dhillon Direction: Satti Dhillon Video Supervisor: Raghav Sharma Dop: Shinda singh Choreographer : Sahaj singh & Shreoshi Edit : Adele pereira , Manoj Magar Art director : Mr. Blacc Colorist : Ercan kucuk Steadicam : HMC Jimmy jib : Manish sharma Tony kakkar stylist : Priyaaana Thapar Riyaz & Avneet stylist : Outro by Akshita & Anulika Assistant choreographer : Priyanka Mitra & Pranjal datta Assistant director : Sumit kumar Hair stylist : Make up : Rajan passi Production : RS Films & Production Distribution: Believe Digital Promotions : Underdog Digital #TonyKakkar #RiyazAly #AvneetKaur DIL WALI DEAL HAI ROCKING FEEL HAI MAIN OHDA RANJHA OH MERI HEER HAI AA JATI HAI USSE JAB BHI BULAO PAR AATI THODA LATE HAI KUDI TO CHOCOLATE, LATE HAI LATE HAI MERI CUPPY CAKE HAI CAKE HAI CAKE HAI NUMBER NUMBER EK HAI EK HAI EK HAI KUDI TO CHOCOLATE KUDI TO CHOCOLATE, LATE HAI LATE HAI MERI CUPPY CAKE HAI CAKE HAI CAKE HAI NUMBER NUMBER EK HAI EK HAI EK HAI KUDI TO CHOCOLATE HAI NI TU PARTY MEIN LATE BILLO KARDA MAIN WAIT BILLO GHAR JALDI JAYEGI TOH DEKH BILLO DEKH BILLO KURTE PAJAME KA RANG KALA KALA CLUB VICH GAANA CHALE KALA SHA KALA GORI KALAI HAI JHOOTH BOLKE AAYI HAI KEHTI JALDI JAANA GHAR MUJHE GHAR MEIN CHOTA BHAI HAI JALDI MACHAYI HAI LETI ANGDAYI HAI DEKHO JALDI BHI JAANA HAI LATE BHI AAYI HAI CARRIMINATI KE ROAST JAISI HIT HAI GYM DAILY JAYE BILLO FIT FIT FIT HAI CARRIMINATI KE ROAST JAISI HIT HAI GYM DAILY JAYE BILLO FIT FIT FIT HAI TERA HUSN SIRF MERE LIYE RAKHNA BHEJ SHONA BHEJ TERI WOH WALI JO PIC HAI MUMMY PAPA SE JHOOTH BOLKE AAJA AAJ TOH APNI DATE HAI KUDI TO CHOCOLATE, LATE HAI LATE HAI MERI CUPPY CAKE HAI CAKE HAI CAKE HAI NUMBER NUMBER EK HAI EK HAI EK HAI KUDI TO CHOCOLATE KUDI TO CHOCOLATE, LATE HAI LATE HAI MERI CUPPY CAKE HAI CAKE HAI CAKE HAI NUMBER NUMBER EK HAI EK HAI EK HAI KUDI TO CHOCOLATE HAI DIL WALI DEAL HAI ROCKING FEEL HAI MAIN OHDA RANJHA OH MERI HEER HAI AA JATI HAI USSE JAB BHI BULAO PAR AATI THODA LATE HAI KUDI TO CHOCOLATE, LATE HAI LATE HAI MERI CUPPY CAKE HAI CAKE HAI CAKE HAI NUMBER NUMBER EK HAI EK HAI EK HAI KUDI TO CHOCOLATE KUDI TO CHOCOLATE, LATE HAI LATE HAI MERI CUPPY CAKE HAI CAKE HAI CAKE HAI NUMBER NUMBER EK HAI EK HAI EK HAI KUDI TO CHOCOLATE HAI TONY KAKKAR Original Video: https://www.youtube.com/watch?v=HARdHQb1Li4 ❗ DISCLAIMER: I DO NOT OWN THE SONG, ALL CREDITS GO TO THEIR RESPECTIVE OWNERS. NO COPYRIGHT INTENDED. by Giaz Music
0 notes
Video
youtube
Ercan Bingöl - Xwe Ker Ke #XweKerKe
0 notes
Text
Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde doğaseverler tarafından keşfedilen şelale, görenleri büyülüyor.
Beytüşşebap ilçesine bağlı Mezra köyü Nato Yaylası’nı keşfe çıkan bir grup doğa tutkunu, bir şelale keşfetti. İlçe merkezine 50 kilometre uzaklıktaki şelale, manzarası ile görenleri büyülüyor. Gördükleri manzara karşısında hayran kalan vatandaşlar, kendilerini buz gibi suya bırakarak serinlemenin tadını çıkardı. Doğaseverler bol bol fotoğraf da çekti.
Ercan Timur isimli vatandaş, Avrupa’dan ve Van’dan gelen akrabalarıyla gezdiklerini söyledi. Fotoğraf çekmek için yola koyulduklarını kaydeden Timur, gördükleri şelale karşısında çok heyecanlandıklarını ifade etti. Şelalenin turizme kazandırılması gerektiğini söyleyen Timur, “Yıllardır yaylarımıza gidip geliyorduk ancak bizim yerleşim yerinden uzakta bulunan bir dağlık kayalık alan vardı. Buraya gitmek hep hayalimde vardı. Geçen hafta akrabalarım tatil amaçlı gelince oraya götürmek istedim. Yürüyerek gittiğimiz yaylamızda bir gece konakladıktan sonra varmak istediğimiz alana gidince gözlerime inanamadım. Muhteşem bir şelale vardı. Kanyon içinde dev havuzlar sanki elle yapılmış ama doğal oluşumları bizi oldukça sevindirdi. Burada buz gibi sularda yüzdük. Herkesin buraya gelip buraları görmesini istiyorum. Bir doğa aşığı olarak gelecek olanlara öncülük edebilirim” dedi.
Bölge drone ile de havadan görüntülendi. #gallery-0-4 { margin: auto; } #gallery-0-4 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 33%; } #gallery-0-4 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-4 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
Beytüşşebap’taki şelale görenleri büyülüyor Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde doğaseverler tarafından keşfedilen şelale, görenleri büyülüyor. Beytüşşebap ilçesine bağlı Mezra köyü Nato Yaylası’nı keşfe çıkan bir grup doğa tutkunu, bir şelale keşfetti.
0 notes
gazetetakipnet-blog · 6 years
Text
7 yaşındaki oğlunu vahşice katleden anne: Pişman değilim!
KKTC’nin başkenti Lefkoşa’ya bağlı Gönyeli’de oturan Bilge Lord Kunduracı, 4 gün önce oğlu Ercan Kaya’yı uyurken 17 bıçak darbesiyle öldürdü. Bilge Lord Kunduracı, daha sonra bileklerini keserek intihara kalkıştığı öne sürüldü. Vatan gazetesinden Çağdaş Ulus’un haberine göre cinayeti oğlunu ke...
7 yaşındaki oğlunu vahşice katleden anne: Pişman değilim! Haberin Tamamını Okumak İçin Tıklayın
7 yaşındaki oğlunu vahşice katleden anne: Pişman değilim! Haberin Tamamını Okumak İçin Tıklayın
KKTC’nin başkenti Lefkoşa’ya bağlı Gönyeli’de oturan Bilge Lord Kunduracı, 4 gün önce oğlu Ercan Kaya’yı uyurken 17 bıçak darbesiyle öldürdü. Bilge Lord Kunduracı, daha sonra bileklerini keserek intihara kalkıştığı öne sürüldü. Vatan gazetesinden Çağdaş Ulus’un haberine göre cinayeti oğlunu ke...
0 notes
leventgelegen · 7 years
Photo
Tumblr media
New Post has been published on http://sunsavunma.net/guncel/amerikan-destekli-suudilerin-katardan-talepleri/
Amerikan Destekli Suudilerin Katar’dan Talepleri
Amerikan Destekli Suudilerin Katar’dan Talepleri
Derhal Katar’daki Türk Askeri Varlığını Sonlandır!
Listedeki talepler, İran ile olan ilişkiler ile İslami Devlet ve Şam’ın Fethi Cephesi dâhil, bütün aşırılık yanlısı ve terörist gruplarla olan bağlantıların kesilmesini içermektedir.
Yazar: Patrick Wintour, The Guardian, 23 Haziran 2017
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 23 Haziran 2017
Suudi Arabistan ve Körfezdeki müttefikleri, Katar’a iki haftadan beri uyguladıkları ticaret ve diplomatik ambargoyu kaldırmak karşılığında, Katar tarafından finanse edilen TV yayın kuruluşu al-Jazeera’nın kapatılmasını da içeren 13 maddelik bir ültimatom verdiler.
Associated Press tarafından elde edilen talepler listesi, onlarca yıldan beri Körfezde süregelen en kötü diplomatik krizde gerilimin yeni bir boyuta taşınması anlamına gelmektedir.
Suudi Arabistan ve boykota liderlik eden diğer ülkeler olan Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır, son günlerde, arabuluculuk sürecini başlatma gayretlerine yardım etmek isteyen ABD dışişleri bakanlığının, spesifik taleplerini belirleme yönündeki yoğun baskılarına maruz kalmışlardır. Suudiler tarafından liderlik edilen ittifak, Arap dünyasında en çok izlenen al-Jazeera medya kuruluşunu, kendi hükümetlerinin desteklenmesinin de altını oyan İslamcıların bir propaganda aracı olarak görmektedir.
Katar’dan talep edilen diğer ana istekler, İran ile olan ilişkilerin azaltılmasını, ülkedeki Türk askeri üssünün kapatılmasını, terörist organizasyonlarla ilişkilerin kesilmesini ve listede bağımsız ülkelerin iç işlerine karışma olarak tanımlanan faaliyetlere son verilmesini içermektedir.
Birleşik Arap Emirlikleri dışişleri bakanı Anwar Gargash, Katar karşıtı ittifakın bir rejim değişikliği talebinde olmadığını vurgulamaktadır. Gargash yaptığı açıklamada Katar’ı, talep listesini çocukça açıkladığı için suçlamış ve bu hareketi ciddi arabuluculuk faaliyetlerini baltalama veya kimseye aldırmama politikasının diğer bir işareti olarak gördüğünü ifade etmiştir. Gargash’a göre Katar’ın komşularının talepleri ve endişelerini ciddiye alması gerekmektedir, yoksa bir boşanma gerçekleşecektir.
Liste Katar’a, krizde arabuluculuk yapmaya çalışan Kuveyt tarafından iletilmiştir. Katar’a istekleri karşılaması için 10 gün süre verilmiş fakat belirtilen taleplerin yerine getirilmemesi durumunda ne yapılacağı ifade edilmemiştir.
Katar’ın Orta Doğu’daki Pozisyonu Nedir?
Katar, Arap yarımadasında, tek kara sınırı Suudi Arabistan, yine tek deniz sınırı da İran ile olan minik bir ülkedir. Eskiden İngiltere’nin hamiliğinde olan Katar, bağımsızlığını 1971 yılında kazanmıştır ve o tarihten günümüze kadar da al-Thani hanedanı tarafından yönetilmektedir. Dünyada kişi başına düşen en yüksek geliri ile bu minik monarşi, muazzam petrol ve doğal gaz rezervleri sayesinde inanılmaz derecede zenginleşmiştir. Körfezdeki Arap komşularıyla arasındaki gerilim, Arap Baharı sonrasında ortaya çıkan İslami hareketleri desteklemesi nedeniyle, son yıllarda iyice artmıştır. Katar şu anda izole edilmiş ve bir köşeye itilmiş durumdadır.
Birleşik Krallığın talepleri makul bulmadığının bir işareti olarak İngiltere dışişleri bakanı Boris Johnson, Cuma günü yaptığı açıklamada; ‘‘Körfezin birleşmesi ancak olaya dâhil olan bütün ülkelerin ölçülebilir ve gerçekçi tedbirleri görüşmeye hazır olmasıyla mümkün olabilir.’’ ifadelerini kullanmıştır. Birleşik Krallık, Körfez ülkelerine durumu yatıştırmak ve halen uygulanan ve bölgedeki herkesin yaşamını olumsuz etkileyen ambargo ve sınırlamaları kaldırmak için bir yol bulmaları çağrısında bulunmuştur.
Katar’a yönelik ABD politikası bugüne kadar karmakarışık bir seyir izlemiştir. ABD Başkanı Donald Trump, açıkça Suudi ambargosundan yararlanma peşindedir ve Katar’ı bir terör cenneti olarak tanımlamaktadır. ABD dışişleri bakanı Rex Tillerson ise bu hafta başında yaptığı açıklamada, Katar’dan talep edilen isteklerin makul ve uygulanabilir olması gerektiğini ifade etmiştir. Tillerson, ABD Başkanı Donald Trump’ın ambargoyu destekleyen tutumundan 180 derecelik bir dönüşle, yaptıklarını haklı gösteren nedenler bulmadaki başarısızlıkları nedeniyle Suudiler ve müttefiklerini kınamıştır.
Beyaz Ev sözcüsü, Cuma günü The Guardian’a verdiği demeçte, ABD’nin hala listeyi incelemeyi sürdürdüğünü ve bütün taraflar ile temas halinde olduğunu açıklamıştır. Sözcü ABD’nin, tarafların bu problemi çözmelerini ve bölgedeki bütün ortakları arasındaki bütünlüğün tekrar sağlanmasını görmeyi arzu ettiğini ifade etmiştir. Dışişleri bakanlığı sözcüsü, listede yer alan talepler hakkında ayrı ayrı yorum yapmaktan kaçınmış ve tarafların diyalog yoluyla problemi çözmelerini talep ettiklerini vurgulamıştır.
ABD’nin Katar’da büyük bir askeri üssü bulunmakta ve izolasyonun sürdürülmesi durumunda Katar’ın İran ile bir ittifaka zorlanmasını bir risk olarak görmektedir. Washington’a göre bu durum bölgenin güvenliği açısından büyük bir risk oluşturmaktadır.
Al-Jazeera medya kuruluşu İngilizce bölümü genel müdür vekili, medya organının kapatılması yönündeki talebi şiddetle kınamıştır. Giles Trendle, al-Jazeera’nın yayınlarını sürdürmeye kararlı olduğunu söylemiş ve Associated Press’e, yayın kuruluşunun bütün dünyadaki olayları tutarlı ve tarafsız olarak sunmaya devam edeceğini açıklamıştır.
Yayın kuruluşunun kapatılmasına yönelik talepler, Trendle tarafından, bölgede demokrasinin sesini susturma ve ifade özgürlüğünü baskı altına alma çabaları olarak değerlendirilmiştir.
Türkiye savunma bakanı, Katar’daki askeri üssün kapatılmasının gözden geçirilmesiyle ilgili önerileri reddetmiş ve askeri üssün kapatılmasına yönelik taleplerin, Ankara’nın Körfez ülkesiyle olan ikili ilişkilerine müdahale anlamına geleceğini ifade etmiştir. Türkiye savunma bakanı Fikri Işık, televizyon yayın kuruluşu NTV’ye yaptığı açıklamada, üssün kapatılmasına yönelik bir madde görmediğini ifade etmiştir. Bakan Işık’a göre Katar’daki askeri üs bir Türk üssü olmasının yanı sıra Katar’ın bölgedeki güvenliğini de koruyacaktır.
Talep listesinde Katar rejiminin değişmesine yönelik bir madde bulunmamaktadır. Bununla birlikte Katar’ın, yapılan talepleri ciddi görüşmeler için temel alması da olası görülmemektedir.
Katar, ambargonun uygulanmaya başladığı 5 Haziran 2017 tarihinden itibaren yiyecek ikmali açısından Türkiye’ye ve daha az bir oranda da İran’a bağımlı olan bir ülkedir. Büyük ekonomik gücü olan ve yaptırımlara süresiz dayanma kabiliyetinde olan Katar, ambargo kalkana kadar görüşmelere başlamayacağını açık ve net bir şekilde ifade etmiştir.
Katar ambargosu: Farklı Ülkeler Nasıl Dâhil oldu?
13 maddelik talepler listesinin kaleme alınması öncesinde, Salı günü bir açıklama yapan Katar dışişleri bakanı Sheikh Mohammed bin Abdulrahman al-Thani, ülkesinin her zaman uluslararası kurallara bağlı kaldığını ve İslami Devlete karşı savaşan uluslararası koalisyonda anahtar bir rol üstlendiğini ifade etmiştir.
France 24’e verdiği demeçte Katar dışişleri bakanı, Katar’ın, Suriye topraklarında, Şam’ın Fethi Cephesinin eski adı olan Nusra Cephesini desteklemediğini ve herhangi bir terörist organizasyona destek vermediğini ifade etmiştir.
Katar’ın, Suudi Arabistan’ın ana rakibi olan İran ile bağlantıları, sadece uluslararası yaptırım rejimi ile uyumlu ve Körfez İş Birliği Konseyi tarafından onaylanan ticaret ile sınırlandırılabilir.
İran ile olan ilişkileri kesmek oldukça zor olabilir. 2022 Fifa Dünya Kupasına ev sahipliği yapacak olan Katar, İran ile gelirlerinden bir kısmını bu organizasyonu düzenlemede kullanacağı, muazzam büyüklükteki doğal gaz yataklarını paylaşmaktadır.
Katar, teröristlere mali destek sağlamadığı yönünde ısrarını sürdürmektedir ve daha önce yaptığı bir açıklamada, uygulanan ambargonun, komşularınınkinden ziyade, Arap Baharına daha yakın olan bağımsız bir dış politika yürütmesinin cezası olduğunu ifade etmiştir.
Suudi Arabistan’ın Katar’dan Talepleri
İran ile diplomatik ilişkileri sınırla ve onun diplomatik misyonlarını kapat. İran Devrim Muhafızları üyelerini ülkeden çıkar ve İran ile bütün ortak askeri iş birliğine son ver. İran ile sadece ABD ve uluslararası yaptırımlara uygun olan ticaret ve alım satımlara izin verilecektir.
Başta Müslüman Kardeşler, İslami Devlet, El Kaide ve Lübnan Hizbullahı olmak üzere terör örgütleri ile olan bütün ilişkilerini kes. Resmi olarak bu grupları terörist olarak ilan et.
Al-Jazeera ve bağlı kuruluşlarını kapat.
Arabi21, Rassd, Al-Araby, Al-Jaded ve Middle East Eye dâhil, Katar’ın mali destek sağladığı haber merkezlerini kapat.
Derhal Katar’daki Türk askeri varlığını ve Türkiye ile Katar topraklarındaki bütün ortak askeri iş birliğini sonlandır.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Bahreyn, ABD ve diğer ülkeler tarafından terörist olarak tanımlanan bütün kişi, grup veya organizasyonlara mali destek sağlamayı durdur.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Bahreyn’den terörist figürleri ve aranan kişileri derhal ülkelerine iade et. Varlıklarına el koy ve yaşadıkları yerler, hareketleri ve finans durumlarıyla ilgili talep edilen bilgileri sağla.
Bağımsız ülkelerin iç işlerine müdahaleye son ver. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Bahreyn tarafından aranmakta olan kişilere vatandaşlık vermeyi bırak. Daha önce vatandaşlık verdiklerinden, bu ülkelerin yasalarını ihlal edenlerin vatandaşlıklarını geri al.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Bahreyn’deki siyasi muhaliflerle olan bütün ilişkilerini sonlandır.  Katar’ın geçmiş temaslarını ve bu muhalif gruplara olan desteğini gösteren dosyaları ver.
Katar’ın son yıllardaki politikalarından kaynaklanan ölümler ve finansal kayıplar için tazminatları öde. Tazminat miktarı, Katar ile koordine edildikten sonra belirlenecektir. 
Taleplerin kabul edilmesini müteakip ilk yıl her ay, ikinci yılda üç ayda bir denetim yapılmasını kabul et. Takip eden 10 yıl boyunca Katar, taleplere uyması açısından yıllık olarak izlenecektir.
Kendini diğer Körfez ve Arap ülkeleri ile askeri, politik, sosyal ve ekonomik açılar kadar, ekonomik meselelerde de Suudi Arabistan ile 2014 yılında yapılan anlaşma ile uyumlu hale getir.
Katar’a iletilmesinden itibaren 10 gün içinde bütün talepleri kabul et yoksa liste geçersiz hale gelecektir.
  Çevirenin Notları: Suudi Arabistan ve müttefikleri tarafından Katar’a verilen ültimatomun beşinci maddesinde ‘‘Immediately terminate the Turkish military presence in Qatar and end any joint military cooperation with Turkey inside Qatar – Derhal Katar’daki Türk askeri varlığını ve Türkiye ile Katar topraklarındaki bütün ortak askeri iş birliğini sonlandır!’’ ifadesi yer almaktadır.
Türkiye ile Katar arasında askeri eğitim, işbirliği ve birlik konuşlandırılması kapsamında yapılan hukuki düzenlemeler çerçevesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Katar’da birlik konuşlandırması sürecinin bir parçası olarak, 22 Haziran 2017 günü saat 08.00’de 5 zırhlı araç ve 23 personelin Doha’ya intikali tamamlanmıştır. Bundan sonra da faaliyetler planlandığı şekilde uygulanmaya devam edilecektir.
Genelkurmay Başkanlığı, 22 Haziran 2017
Katar’a ulaşan silahsız Türk askerleri uçaktan inerken.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ise yaptığı açıklamada Katar’daki üssün kapatılması gibi bir olasılığın söz konusu olmadığını ifade etmiştir. Bakan Işık; “Katar’daki Türk üssü hem Katar askerinin eğitimi hem de güvenliği için yapılan bir faaliyettir. Bundan kimsenin rahatsız olmaması lazım. Şu anda bu askeri anlaşmanın yeniden masaya getirilmesi gibi bir ihtimal yok” demiştir.
Savunma bakanı, bu talebi henüz resmi olarak görmediğini ama böyle bir talebin ikili ilişkilere müdahale anlamı taşıyabileceğini açıklamıştır.
Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.
https://www.theguardian.com/world/2017/jun/23/close-al-jazeera- saudi-arabia-issues-qatar-with-13-demands-to-end-blockade
0 notes
kinanmanja-blog · 7 years
Text
Pakai Rok Mini! Wanita Ini Dapat Serangan Bertubi-tubi dari Lelaki Dalam Bus
Kinan Manja Pakai Rok Mini! Wanita Ini Dapat Serangan Bertubi-tubi dari Lelaki Dalam Bus Artikel Baru Nih Artikel Tentang Pakai Rok Mini! Wanita Ini Dapat Serangan Bertubi-tubi dari Lelaki Dalam Bus Pencarian Artikel Tentang Berita Pakai Rok Mini! Wanita Ini Dapat Serangan Bertubi-tubi dari Lelaki Dalam Bus Silahkan Cari Dalam Database Kami, Pada Kolom Pencarian Tersedia. Jika Tidak Menemukan Apa Yang Anda Cari, Kemungkinan Artikel Sudah Tidak Dalam Database Kami. Judul Informasi Artikel : Pakai Rok Mini! Wanita Ini Dapat Serangan Bertubi-tubi dari Lelaki Dalam Bus Tapi sayangnya Ercan tidak terima dengan perilaku Melisa, kemudian pelaku membanting dan mendorong Melisa ke lantai. http://www.unikbaca.com
0 notes
bellanurmae-blog · 7 years
Text
Pakai Rok Mini! Wanita Ini Dapat Serangan Bertubi-tubi dari Lelaki Dalam Bus
Bella Nurmae Pakai Rok Mini! Wanita Ini Dapat Serangan Bertubi-tubi dari Lelaki Dalam Bus Artikel Baru Nih Artikel Tentang Pakai Rok Mini! Wanita Ini Dapat Serangan Bertubi-tubi dari Lelaki Dalam Bus Pencarian Artikel Tentang Berita Pakai Rok Mini! Wanita Ini Dapat Serangan Bertubi-tubi dari Lelaki Dalam Bus Silahkan Cari Dalam Database Kami, Pada Kolom Pencarian Tersedia. Jika Tidak Menemukan Apa Yang Anda Cari, Kemungkinan Artikel Sudah Tidak Dalam Database Kami. Judul Informasi Artikel : Pakai Rok Mini! Wanita Ini Dapat Serangan Bertubi-tubi dari Lelaki Dalam Bus Tapi sayangnya Ercan tidak terima dengan perilaku Melisa, kemudian pelaku membanting dan mendorong Melisa ke lantai. http://www.unikbaca.com
0 notes
Text
Adıyaman Valisi Aykut Pekmez, kırsal kesimin karşılaştığı sorun ve sıkıntıların çözüme kavuşturulması amacıyla düzenli olarak gerçekleştirdiği muhtarlarla buluşma toplantıları kapsamında merkeze bağlı 35 köy muhtarı ile bir araya geldi.
Gerçekleşen toplantıda muhtarların köylerinde karşılaştıkları sorun ve talepleri dinleyen Vali Aykut Pekmez, köylerin sorun ve ihtiyaçları hakkında muhtarlarla karşılıklı görüş alışverişinde bulunarak, sorunları ve çözüm önerilerini dinledi.
Vali Aykut Pekmez başkanlığında valilik toplantı salonunda gerçekleşen toplantıya Vali Yardımcısı Adem Kaya, İl Jandarma Komutanı Albay Ercan Atasoy, İl Özel İdare Genel Sekreteri Sami Işık, bazı kurum amirleri ile merkeze bağlı köy muhtarı katıldı.
Toplantı öncesi İl Jandarma Komutanlığından Jandarma Yüzbaşı Gökhan Türköz, kırsal kesimdeki güvenlik ve asayiş olaylarıyla ilgili slayt eşliğinde bir sunum yaptı.
Sohbet havasında gerçekleşen toplantıda Köy Muhtarlarının sorunlarını tek tek dinleyen Vali Aykut Pekmez, sorunlar ve çözüm önerileri hakkında muhtarlarla görüş alış verişinde bulunarak iletilen sorunların çözüme kavuşturulması için bu sorunların takipçisi olacağını belirtti. Vali Pekmez, “Gerek merkez köylere hizmet götürme birlikleri gerekse de il özel idaresi aracılığıyla bugüne kadar kırsal kesime yönelik çok güzel hizmetlerin yapıldığını Görüyoruz. Bundan sonra da il özel idaresinin kaynaklarını en etkin ve verimli bir şekilde kullanarak, köylerimizin alt ve üst yapı hizmetlerini daha da kaliteli hale getirmenin gayreti içerisinde olacağız” diye konuştu. #gallery-0-4 { margin: auto; } #gallery-0-4 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 33%; } #gallery-0-4 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-4 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
Vali Pekmez, köy muhtarlarıyla bir araya geldi Adıyaman Valisi Aykut Pekmez, kırsal kesimin karşılaştığı sorun ve sıkıntıların çözüme kavuşturulması amacıyla düzenli olarak gerçekleştirdiği muhtarlarla buluşma toplantıları kapsamında merkeze bağlı 35 köy muhtarı ile bir araya geldi.
0 notes