Tumgik
#dervişlik
turkudostu61 · 2 years
Text
Tumblr media
0 notes
dem-bu-demdir · 7 months
Text
Tumblr media
"Dervişlik, Allah Teâlâ ile olmaktır."
Hâce Alâeddin Hazretleri.
49 notes · View notes
okuryazarlar · 11 months
Text
Tumblr media
Bugün ilmin, fennin, bütün kapsamıyla medeniyetin yaydığı ışık karşısında filan ve falan şeyhin yol göstericiliğiyle maddi ve manevi saadet arayacak kadar ilkel insanların Türkiye medeni camiasında varlığını asla kabul etmiyorum.
Türkiye Cumhuriyeti'nde bilumum tekkeler, zaviyeler ve türbeler kanunla kapatılmıştır. Tarikatlar kaldırılmıştır. Şeyhlik, dervişlik, çelebilik, halifelik, falcılık, büyücülük ve türbedarlık yasaktır. Çünkü bunlar irtica kaynağı ve cehalet damgalarıdır.
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet; İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar (mensuplar) memleketi olamaz. En doğru en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır."
Mustafa Kemal Atatürk
85 notes · View notes
mirzablogg · 5 months
Text
Tumblr media
FAKR (YOKSULLUK) HAKKINDA
Hak Teala şöyle buyurmaktadır:⚠️
''Allah zengindir, siz ise fakirsiniz.'' Muhammed suresi 47/37
Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdular:🌹''Fakirlik benim iftiharımdır ve ben onunla övünürüm. Fakr benim fahrimdir.Yani benim diğer insanlara karşı üstünlük ve izzetim fakr iledir.'' Çünkü fakir olan dervişler, yoksullar Hak Sübhanehu ve Teala Hazretlerinin katında şükreden zenginlerden daha sevgilidir.
Nitekim Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdular:
''Fakirlerin zenginler üzerine üstünlüğü Allah'ın bütün yarattıklarına benim üstünlüğüm gibidir.Her şeyi açmak için bir anahtar olduğu gibi Cennetin anahtarı da fakirleri sevmektir.''
Nitekim Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdular:
''Her şeyin bir anahtarı vardır.Cennetin anahtarı da fakirleri ve miskinleri sevmektir.Bunun için yoksulları sevmek bütün peygamberlerin ahlaki özelliklerindendir.Yoksullarla oturup kalkmak salihlerin huylarındandır. Yoksullardan kaçmak münafıkların ahlakıdır.Yoksullara dil uzatmak peygamberlere dil uzatmak gibidir. Kim bir yoksulu ziyarete gitse her adımına Hak Celle ve Ala hazretleri kabul edilmiş bir hac sevabı verir.Çünkü Hak Celle ve Ala hazretleri yoksullara günde üç kere rahmet nazarıyla bakar. Allah için dünyayı terk etmek, hayır ve hasenat yapmak maksadıyla dünyalık biriktirmekten daha hayırlıdır.''
Nitekim Hz. İsa (a.s) şöyle buyurmuştur: '' Ey iyilik etmek için dünya malı peşinde koşan kişi! Onu terk etmek iyilik yapmandan daha iyidir.''
Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz müminlerin annesi Hz. Aişe (r.anha)'ya hitaben şöyle buyurdular:
''Ey Aişe! Yoksullarla oturup kalk ki dünyada bunlarla oturmak ahirette onlarla birlikte olmaktır. Hiç şüphesiz yoksulların duası makbuldur. Onlar ahirette zenginlerden 500 yıl önce cennete gireceklerdir. Ey Aişe! Kıyamette benimle buluş zira ben ahirette yoksullarla birlikte olurum.''
Hz. Ebu Said (r.a) nakledildiğine göre o şöyle anlatır: '' Bir kişi gelerek Peygamber efendimize ''Ey Allah'ın elçisi! Bana öyle bir amel göster ki,ben onu işleyince hem Hak Celle ve Ala Hazretleri benden razı olsun, hem de halk beni sevsin.'' dedi.
Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz cevaben şöyle buyurdular: ''Dünyayı terk edersen Allah Teala da insanlar da seni sever.''
Rasul-i Zişan (s.a.v) buyurdular ki:
''Sabreden bir yoksulun kıldığı iki rekat namaz, Hak Celle ve Ala Hazretlerinin katında şükreden zenginin kıldığı yetmiş rekat namazdan üstündür.''
Yine Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz buyurdular:
''Zengin ve yoksul olan iki kişi aynı ameli işleseler, zengin kimse amelinin yanında on bin dirhem de gümüş verirse ancak o yoksulun ameliyle aynı olur.''
ALLAHIN MELEKLERİNE ÖVÜNDÜĞÜ İNSANLAR
Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdular:
''Hak Teala hazretleri beş sınıf insanla meleklerine karşı övünür:
1. Yalnız Cenab-ı Hakk'ın rızası için savaşan gaziler,
2. Allah için insanlara tevazuu gösteren gençler,
3. Hak Teala hazretlerinin korkusundan tenhalarda gözyaşı dökenler,
4. Yoksulları koruyup gözeten, onlara yardımda bulunan zenginler
5. Belalara sabreden halinden kimseye şikayet etmeyen yoksullar.''
Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdular:
''Sanatların, meşguliyetlerin en makbulü üçtür. Zühd, ilim ve dervişlik (yoksulluk).''
Birisi Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimize dervişlik, yoksulluk nedir? diye sordu. Efendimiz (s.a.v) saadetle şöyle buyurdular :'' Hak Celle ve Ala hazretlerinin hazinelerinden bir hazinedir. Hak Celle ve Ala hazretleri o hazineyi mürsel peygamberlere ve kerim kullarına verir.''
Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdular: ''Hak Subhanehu ve Teala hazretleri zenginleri dünya toprağından yoksulları da cennet toprağından yaratmıştır. Kim Hak Celle ve Ala hazretlerinin ahdine sadık kalmak isterse yoksullara ikram etsin.''
Cenab-ı Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: ''Kim bir yoksulu haksız yere dövse veya incitse, on kere kabeyi ve beyti mamuru yıkmış, bin meleği öldürmüş gibi günahı vardır. ''
Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdular: ''Cennetin sekiz kapısı vardır. bunların yedisinden sabreden yoksullar,birinden de sabırsız yoksullar ve şükreden zenginler girer.''
ENVARÜ'L AŞIKİN / HAK AŞIKLARININ NURLARI
37 notes · View notes
veddua · 2 months
Text
Tumblr media
Kitabın sayfalarını karıştırırken çıktı karşıma (-ki vaktiydi demek) , not almışım zamanında; 👇🏻
Eskiden dervişlik yolundakilere hocaları tarafından her gün iki soru sorulurmuş: 1-Bugün gönül kırdın mı? 2-Namazını kıldın mı? Birinciye cevap "evet" ise, ikinci soru sorulmazmış... Gönülleri hoş ettiğimiz, kırmak değil onarmak için çabaladığımız, kıymet bildiğimiz yeni günümüz olsun, Cuma'nın hayrı bizimle olsun... Gönüller BİR olsun ❤️ İnşaAllah... 🤲🏻
11 notes · View notes
ceffelkalem · 10 months
Text
"Dünyaya tahammül ediyorum. Bundan öte dervişlik mi olur?"
17 notes · View notes
muhteva · 7 months
Text
Tumblr media
Dervişlik makamı, yüzünü maddi âlemin ötesine çeviren benliğin makamıdır. Bu makamda benlik maddi olanla ilişiğini en aza indirir. Kişinin kendisinde bulunan, maddi ve manevi güç terazisinin manevi yöne doğru pozitif yönde hareketlenmesiyle kişi dervişlik yoluna girmiş olur...
18 notes · View notes
reyliika · 1 year
Text
Evladım bizim dervişlik anlayışımız
'Yük olma değil yük almaktır'
34 notes · View notes
serazad · 2 years
Text
“Babama sordum: ‘Baba, kaderinde dervişlik olan insanların başından niçin çok çile geçer?’ O da dedi ki: Derviş olacak adama hayatın her türlü belası, her türlü çilesi gösterilir ki neticede bu adam, tasavvufta bir noktaya geldiğinde, her türlü belaya çarpmış insanlar karşısına çıktığında ve onların karşısında ebleh gibi kalmaz, hallerinden anlar ve onlara gerektiği gibi yardımcı olur.”
19 notes · View notes
aynodndr · 9 months
Text
Tumblr media
Dil bitince şiir de, musiki de bitiyor, yazı bitince hattatlık tedâvülden kalkıyor, dergâh kapanınca dervişlik olmuyor, hırslar azınca din olmuyor, din olmayınca edeb kalmıyor, edeb olmayınca edebiyat olmuyor, edebiyat olmayınca da kültür olmuyor. Ekonomik meseleler hallolunca herşey yoluna girecek zannediliyor, maalesef zenginleşmek, zevki kaybolmuş bir toplumu yeniden zevk sahibi yapmıyor.
Neyzen Kudsi
4 notes · View notes
tsehyb · 2 years
Text
Biraz Ağır omadı mı Derviş Efendi?
Vaktiyle bir derviş, nefisle mücadele makamının sonuna gelmiş...
Meşrebin usulünce bundan sonra her türlü gösterişten arınacak, varlıktan vazgeçecektir. Derviş usule uygun hareket eder, soluğu berberde alır.
"Vur usturayı berber efendi" der. Berber dervişin saçlarını kazımaya başlar. Derviş bir yandan da aynada kendini takip etmektedir. Başının sağ kısmı tamamen kazınmıştır.
...
Berber tam diğer tarafa usturayı vuracakken, bıçkın bir kabadayı girer içeri.
Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış kısmına okkalı bir tokat atarak;
"Kalk bakalım kabak derviş, kalk da tıraşımızı olalım" diye kükrer.
Dervişlik bu... Sövene dilsiz, vurana elsiz olmak gerek.
Kaideyi bozmaz derviş. Ses çıkarmaz, usulca kalkar yerinden. Berber mahcup, fakat korkmuştur.
Ne de olsa mahallenin kabadayısı, elinde silah astığı astık kestiği kestik. "Ne diyorsak o'' diye ortalıkta dolaşan bir belalı. Ses çıkaramaz.
...
Kabadayı koltuğa oturur, berber tıraşa başlar.
Fakat küstah kabadayı tıraş esnasında sürekli aşağılar dervişi, alay eder. Kabak aşağı, kabak yukarı! Konuşur durur.
Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkândan çıkar.
Henüz birkaç metre gitmiştir ki, gemden boşanmış bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelir. Kabadayı şaşkınlıkla yol ortasında kalakalır.
Derken, iki atın ortasına denge için yerleştirilmiş uzun sivri demir karnına dalıverir. Kabadayı oracığa yığılır kalır. Ölmüştür. Görenler çığlığı basar.
...
Berber ise şaşkın; bir manzaraya, bir dervişe bakar, gayri ihtiyari sorar:
"-Biraz ağır olmadı mı derviş efendi?..."
Derviş mahzun, düşünceli cevap verir:
"-Vallahi gücenmemiştim ona. Hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki kabağın da bir sahibi var. O gücenmiş olmalı!..."
16 notes · View notes
karagozkuyumculuk · 1 year
Text
2 notes · View notes
ismailaganet · 2 years
Text
Mektûbât Sohbetleri 81: C1 M286 – Hüsameddin Vanlıoğlu Hoca Efendi
Mektûbât Sohbetleri 81: C1 M286 – Hüsameddin Vanlıoğlu Hoca Efendi
İsmailağa Fıkıh Heyeti Başkanı Hüsameddin Vanlıoğlu Hoca Efendi ile Mektûbât-ı Rabbânî dersleri İsmailağa NET’te devam ediyor. Hüsameddin Vanlıoğlu Hoca Efendi bu hafta sohbetinde; tarikata girip bu manevi yolda yürümek isteyen, dervişlik niyetinde olan kimselerin ehl-i sünnet alimlerimizin sağlam ve hakiki olan itikadı üzere olmasının başlıca yapılması gereken en mühim iş olduğunu, şeriat ve…
Tumblr media
View On WordPress
2 notes · View notes
ah-val · 2 years
Text
MUHAMMED ESAD ERBİLİ HAZRETLERİNİN HİKMETLİ SÖZLERİ:
Muhammed Esʼad Erbilî Hazretleri, talebelerinden birine yazdığı mektupta şöyle ifadesi var:
“Cenâb-ı Hak, (oğlum) kalp gözünüzü nurlandırsın! Nasıl ki gül yaprağının her noktasında gülsuyu mevcut ise, aynen onun gibi sizin kıymetli vücudunuzun her zerresini de muhabbet ve dâimî zikrin hoş kokusuyla güzelleştirsin!..” Yine devam ediyor:
“Aşk gülistânının yolunda dikenden korkulmaz!..”
(Aşk gülistânının yolunda dikenden, yani iptilâlardan korkulmaz!)
“…Ben her dikenin üstünden yüzlerce gonca toplarım!”
(Yani her iptilâya sabrederek mâneviyat goncalarını toplarım.)
“Dervişlik bostanında ıztıraptan zevk alırım. Yastığımı dikenden yaparsam rüyamda Gül’ü görürüm!”
فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا
(“Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.” [el-İnşirah, 5-6]) Her zorluktan sonra kolaylık gelir, huzur hâli gelir. Yine buyuruyor Esʼad Erbilî Hazretleri: “Allah katında kulların mahrûmiyetine sebep olan günahların birisi hattâ birincisi, kendinde bir varlık görmek, yani enâniyettir.” Dâimâ “Sen yâ Rabbi!” diyecek.
Âyette:
فَسَبِّحْ بِح��مْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ
(“Rabbini hamd ile tesbîh et ve Oʼndan mağfiret dile.” [en-Nasr, 3]) buyruluyor. Muvaffak oldun, Cenâb-ı Hakkʼı hamd ile tesbih edeceksin. Yine Cenâb-ı Hakkʼın seni bu gafletine karşı verdiği bu nîmet için, gafletinden dolayı istiğfâr edeceksin. Yine Esʼad Erbilî Hazretleri buyuruyor, bir misal veriyor, dünyadan ukbâya geçiş hâline: “Kiracıların bir evden diğerine taşınırken bütün eşyâlarını beraberlerinde götürüp, sevdikleri mallardan hiçbir şeyi bırakmadıkları mâlûmdur. (Hiçbir eşya bırakmaz, bütün malını taşır.) Hâl böyle iken, insanların, her şeye muhtaç oldukları kabir evine giderken sevdikleri eşyâlarından kısmen olsun bir şeyi beraberlerinde götürmemeleri (onu dünyada bırakmaları, yani infâk edip kendilerinden önce âhirete göndermemeleri), gerçekten hayret verici, ne hazin bir şeydir.” buyuruyor.
(Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları)
3 notes · View notes
aykutiltertr · 2 months
Video
youtube
Bilemezsin Ki - Muazzez Ersoy ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Rast - Ni...  Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın: ( Join this channel to enjoy privileges.) ✩ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join Şarkının Orijinal Versiyonunu Linkten Dinleyip Ritim Karaokesiyle Çalışabilirsiniz. ✩ https://youtu.be/CFSRS1hk9As Aykut ilter Ritim Karaoke Kanalıma Abone Olun Beğenip Paylaşın. Bilemezsin Ki - Muazzez Ersoy ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Rast - Nim Sofyan - TSM KORO) Eserin künyesi Bestecisi: İrfan Özbakır Güfte şairi: Asuman Polat Makâmı: Rast makâmı Usûlü: Nîm sofyan usûlü Formu: Şarkı formu Sözleri Seni nasıl sevdim bunu bil ki Kalbimdesin ama bilemezsin ki Bir sevdâya düştüm bütün ömrümce Ağlamak nasibim gülemezsin ki Aşkımı gizledim bunu sana Söylemek istesem dinlemezsin ki Mahşerde buluşmak nasipse bana Ölmek istesen de ölemezsin ki NÎM-SOFYAN نيم صوفيان Türk mûsikisi usullerinden. Müellif: İSMAİL HAKKI ÖZKAN Türk mûsikisi usul sisteminde, oluşumuna başka bir usulün girmediği iki basit usulden biridir. Dört zamanlı sofyan usulünün, zaman bakımından yarısı olduğu için “nîm-sofyan” (yarım sofyan) denilmiştir. Türk mûsikisinin en küçük usulü olan nîm-sofyan usulünün 2/8’lik birinci, 2/4’lük ikinci ve 2/2’lik üçüncü mertebeleri varsa da en çok 2/4’lük mertebesiyle kullanılmıştır. 2/4’lük mertebesinin Batı müziğindeki ismi “sebare”dir (C barré). Daha çok sirto, longa gibi oyun havalarıyla marşlarda ve bazı türkülerde kullanılan nîm-sofyan usulü şarkı ve ilâhilerde az tercih edilmiştir. Bu usuldeki şarkılar da daha çok fantezi türündedir. Usul darblarının birincisi kuvvetli, ikincisi hafiftir. Sultan Abdülaziz’in hicaz, Tanbûrî Kadı Fuad Efendi’nin hicazkâr sirtosu; Tanbûrî Cemil Bey’in hüseynî (Çeçen kızı), Şükrü Tunar’ın hicaz oyun havaları; Santûrî Edhem Efendi’nin şehnaz, Tanbûrî Cemil’in nikriz, Kevser Hanım’ın nihavend longası; Kaptanzâde Ali Rızâ Bey’in, “Ufuklara yaslanmış yorgun dağlar sırayla” mısraıyla başlayan hicaz fantezisi, Sadettin Kaynak’ın, “Gördüm seni bir gün yeni açmış güle döndüm” mısraıyla başlayan uşşak şarkısı; Bekir Sıtkı Sezgin’in rast makamında, “Bu dervişlik yoluna sıdk ile gelen gelsin” mısraıyla başlayan ilâhisi bu usulle ölçülmüş eserlerden bazılarıdır. RAST راست Türk mûsikisinde bir perde ve makamın adı. Müellif: İSMAİL HAKKI ÖZKAN Rast Perdesi. Türk mûsikisi ses sistemi içinde ana seslerden biridir. Bugün kullanılmakta olan Batı notasındaki adı sol olup portenin alttan ikinci çizgisi üzerinde yer alır. Arel-Ezgi nazariyatına göre orta sekizlinin 15. perdesidir. Bu perde, portenin birinci aralığındaki fa (acem-aşiran) perdesine çift diyez veya portenin ikinci aralığındaki la (dügâh) perdesine çift bemol koymakla da elde edilebilir. Rast perdesinin eski devirlerdeki adı “yegâh”tır (birinci yer). O dönemde bu ismin verilmesinin sebebi pek çok makamın bu perdede karar veriyor olması ve rast makam ve dizisinin ana makam ve ana dizi olarak kabul edilmesidir (nitekim Rauf Yektâ Bey’in nazariyatında da acemli rast dizisi ana dizidir). Sonraları yegâh adı onun bir tam dörtlü pest tarafında yer alan, portenin altındaki “re” sesine verilmiştir. Rast perdesinin bir sekizli tizine gerdâniye, bir sekizli pestine kaba rast adı verilir. Kevserî, Kantemiroğlu ve Nâyî Osman Dede’nin harf notalarında ”ر“, ebced notasında ”ع“ ve Safiyyüddin’in sisteminde ”أ“ ile gösterilen rast perdesi Hamparsum notasında “” ile ifade edilmiştir. İrfan ÖZBAKIR 1926 yılında Amasya'da dünyaya gelen İrfan Özbakır’ın babası Ziya Bey ve annesi Ulviye Hanım'dır. İlk öğrenimini Amasya'da tamamladı. Küçük yaşta fark edilen musiki yeteneği nedeniyle Amasya'da Ali Şener, Mustafa Türköver ve Rasim İstanbul'dan ders aldı. 1947 yılında vatani görevini yapmak için İstanbul'a gitti. Burada ünlü isimleri tanıma olanağı buldu. Şefik Hürmeriç, Cavit Ongun, Kemal Gürses gibi hocalardan aldığı derslerle usul, makam, nazariyat, edebiyat, solfej ve repertuar bilgilerini güçlendirdi. Aynı yıl İstanbul Belediye Konservatuarı'na girdi. İlk önce keman çalmayı öğrenen Özbakır, konservervatuarda ud ile ilgilendi ve kendi kendine ud çalmayı öğrendi. İstanbul Radyosu'nda 7 yıl süreyle fasıl heyetinde çalışan Özbakır, uzun yıllar solistlere ud ile eşlik etti. 1960 yılında Yüksel Hanımla evlenen Özbakır’ın Ümit ve Bilgehan isimli iki çocuğu oldu. Yüksel Özbakır kendisine musiki çalışmalarında yardım ve destek oldu. Bazı şarkılarının güftelerini yazdı. Ayşe Tunalı, Sinan Özen, Emel Sayın, Muazzez Ersoy gibi ünlülere ders verdi. Daha çok piyasa şakıları besteleyen Özbakır, neo-klasik dönemin şarkı formunu kullanmaya özen göstermiştir. Rast makamında ard arda yaptığı bestelerle şöhreti yakalamış. Eserlerini Zeki Müren, Hamiyet Yüceses, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Mediha Şen Sancakoğlu ve daha bir çok TSM solistleri plaklarda, kasetlerde ve CD albümlerinde ölümsüzleştirmiştir.
0 notes
dakikamagazin · 3 months
Link
"Dervişlik yolundayım" diyen Leyla Bilginel, dergah kuruyor
0 notes