Tumgik
#bilgi belgeler
perge · 1 year
Text
Tumblr media
meral apla yüzünde rabbi esir gördü, Fatih sultan mehmede benzetti, ekrem günde 30 iftar açtığını söyledi, seçimler öncesi camilerden çıkmaz Yasin okurdu. tam bir fetö kodları bunu anlatmaya çalışıyoruz
7 notes · View notes
diyariedebiyat · 1 year
Text
Hizmet Birleştirme Dilekçesi
Hizmet birleştirme dilekçesini indirmek için aşağıda çıkan bağlantıya tıklayınız.
Hizmet Birleştirme Dilekçesi HİZMET BİRLEŞTİRME İÇİN GEREKLİ BİLGİ VE BELGELER Form Dilekçe ( dilekçe örneğindeki bilgiler eksiksiz yazılı olacak; metin kısmını kendi durumunuzu ifade edecek şekilde değiştirebilirsiniz.) Nüfus cüzdanı fotokopisi ( Sadece SSK hizmetini birleştirecekseniz 1 adet, Bağ-Kur hizmetini de birleştirecekseniz 2 adet ) Özel Öğretim Kurumlarında (özel okul, özel…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
yardimsorgulama · 2 years
Text
4500 TL İBB BURS BAŞVURUSU NASIL YAPILIR? (UYGULAMALI ANLATIM) 2022 #başvuru #SONDAKİKA #sondakikahaber
4500 TL İBB BURS BAŞVURUSU NASIL YAPILIR? (UYGULAMALI ANLATIM) 2022 #başvuru #SONDAKİKA #sondakikahaber
4500 TL İBB BURS BAŞVURUSU NASIL YAPILIR? (UYGULAMALI ANLATIM) yazımıza hoş geldiniz. Ayrıca 4500 TL İBB BURS BAŞVURUSU NASIL YAPILIR? (UYGULAMALI ANLATIM) konusundaki görüşlerinizi alt kısımdan yorum olarak oluşturursanız seviniriz. #Başvuru #SONDAKİKA #sondakikahaber konusu son zamanlarda oldukça günceldir. 2022 yılı içerisinde çok popüler olan ve de farklı kişiler tarafından farklı görüşler…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
yakablog · 9 months
Text
Yakabetgiris - Devasa+
Yakabet, kullanıcılarına çeşitli bahis fırsatları sunan bir çevrimiçi bahis sitesidir. Kullanıcıların siteye giriş yapabilmeleri için öncelikle Yakabet giriş işlemini tamamlamaları gerekmektedir. Oturum açma işlemi, kullanıcıların kayıt işlemi sırasında oluşturdukları kullanıcı adı ve şifrelerini girmelerini gerektirir. Ayrıca Yakabet, kullanıcıların kimliklerini doğrulamak için ek belgeler sağlamasını isteyebilir. Giriş işlemi tamamlandıktan sonra, kullanıcılar siteye erişebilir ve bahis oynamaya başlayabilir. Yakabet güncel adresi ile periyodik olarak değişebileceğini unutmamak önemlidir. Güncel giriş adresini bulmak için kullanıcılar Yakabet sitesine bakabilir veya Yakabetgiris.com adresini ziyaret edebilir. Yakabet güncel giriş Yakabet sitesinin kendisinde veya Yakalink.com ziyaret edilerek bulunabilir.Yakabet'in canlı bahis sitesi Betco altyapı şirketi tarafından tasarlanmış olup hem birinci lig hem de ikinci lig bahis seçenekleri dahil olmak üzere çeşitli bahis fırsatları sunmaktadır. Ayrıca Yakabet, oyuncuların iptal edilen bahisler hakkında doğru bilgi almasını sağlayan canlı bir sohbet uygulaması sunmaktadır. Yakabet sitesinin lisanslı olabileceğini unutmamak önemlidir ve kullanıcılar lisans numarasını girerek veya Yakabet giriş işlemi üzerinden kontrol ederek sitenin lisans durumunu kontrol edebilirler. Yakabet site adresi, Yakabet giriş işlemini tamamlayan kullanıcıların erişimine açıktır ve site, kullanıcılarına kaliteli bir bahis deneyimi yaşatmak için tasarlanmıştır. Yakabet, üyelerine birinci lig ve ikinci lig maçlarına bahis yapmak da dahil olmak üzere çeşitli aktiviteler sunar. Ayrıca Yakabet, kullanıcıların siteye her yerden erişebilmelerini sağlamak için mobil giriş de dahil olmak üzere çeşitli giriş seçenekleri sunmaktadır. Genel olarak, Yakabet, kullanıcıların bahis oynaması ve bahis faaliyetlerine katılması için çeşitli fırsatlar sunan güvenilir ve kapsamlı bir bahis sitesidir.
1K notes · View notes
sey-yah · 10 days
Text
Tumblr media
Kadir Mısıroğlu
️Hukuk Fakültesini bitirdi
️64 kitap yazdı
4 dil bilen
Sayısız konferanslar verdi.
️Ömrünü tarihe adadı.
Elinde ki tarihi belgeler ile
konuştuğu her cümlenin bir ispatı var.
“Fesli Kadir, Deli Kadir”
diyenlere bakarsak,
️Bilgi yok!
Fikir yok!
Hiçbir tezini çürütemediler..
Allah rahmet etsin Üstada.
#Mekanı #cennet #olsun 🌹
69 notes · View notes
guncelgun · 1 year
Text
Adesvisa - Platin
Harekete geçmeye ve canlı ülke Polonya'yı keşfetmeye hazır mısınız? Zengin kültürü, çarpıcı mimarisi ve dost canlısı insanlarıyla bu güzel Avrupa ülkesinde sevilecek çok şey var. Ancak bunu yapmadan önce, gerekli tüm evrak işlerini hallettiğinizden emin olmanız gerekir. Adesvisa web sitesi ile birlikte Polonya vize ve Polonya çalışma vizesi hakkında bilgi almak başvurmak için neler yapılması gerektiğini bilmen anlamına geliyor!
Polonya vizesi almak göz korkutucu bir süreç gibi görünebilir, ancak doğru hazırlıkla öyle olmak zorunda değildir. Web sitemizde yardım alarak gerekli hizmetten yararlanabilirsiniz, Polonya vizesinin nasıl alınacağı hakkında bilmeniz gereken bazılarını sizler için listeledik:
- Uygunluk kriterleri
- Polonyaya nasıl gidilir
- Sağlamanız gereken belgeler
- Süreç ne kadar sürer
- Seyahat, çalışma ve eğitim için mevcut olan farklı vize türleri.
Bu adımları izleyerek başvurunuzun mümkün olduğunca sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesini ve Polonya'nın sunduğu tüm harika şeyleri deneyimlemenizi sağlayabilirsiniz! Öyleyse başlayalım!
1K notes · View notes
blogwan · 9 months
Text
Omercanalkan - Gold
Bir gayrimenkul avukatı, yasal belgeleri inceleyerek ve hazırlayarak mülk işlemlerinde çok önemli bir rol oynar. Bu belgeler, diğerlerinin yanı sıra satın alma sözleşmelerini, kira sözleşmelerini ve tapuları içerir. Avukat, bu belgelerin yasal olarak bağlayıcı olmasını ve müvekkillerinin çıkarlarını korumasını sağlar. Gayrimenkul hukuku özel bir alandır ve yalnızca gayrimenkul uyuşmazlıklarını ve sorunlarını ele alan avukatlar kendilerine gayrimenkul avukatı diyebilir. Bu nedenle, tüm yasal belgelerin düzenli olduğundan ve müşterinin çıkarlarının korunduğundan emin olmak için bir emlak avukatından hizmet almak şarttır. Bir emlak avukatı, yasal belgeleri incelemeye ve hazırlamaya ek olarak, anlaşmaları müzakere eder ve anlaşmazlıkları çözer. Mülkiyet işlemleri karmaşık olabilir ve taraflar arasında anlaşmazlıklar ortaya çıkabilir. Bir emlak avukatı, en iyi anlaşmaya varılmasını ve anlaşmazlıkların dostane bir şekilde çözülmesini sağlamak için müvekkilleri adına müzakereye yardımcı olabilir. Ayrıca mülkiyet hakları, imar kanunları ve çevre düzenlemeleri gibi konularda hukuki tavsiye ve rehberlik sağlayabilirler. Uyuşmazlık durumunda, avukat müvekkilini mahkemede veya arabuluculuk işlemlerinde temsil edebilir. Avukatın rolü, müvekkilinin çıkarlarını korumak ve hiçbir şekilde dezavantajlı duruma düşmemelerini sağlamaktır. Gayrimenkul hukuku uzmanlık gerektiren bir alan olduğu için gayrimenkul işlemlerinde gayrimenkul avukatından hizmet almak esastır. Kira avukatı ve deneyimli bir avukat, hukuki rehberlik sağlayabilir, müvekkillerinin haklarını koruyabilir ve gerekirse arabuluculuk veya dava sürecinde onlara destek olabilir. Ayrıca mal paylaşımı, tapu iptali tescil davaları ve boşanma sonrası mal anlaşmazlıkları gibi konularda da tavsiyelerde bulunabilirler. Gayrimenkul avukatları, mülk işlemlerinin karmaşıklıklarında gezinmek ve müşterilerinin çıkarlarının korunmasını sağlamak için uzmanlığa ve bilgiye sahiptir. Daha fazla bilgi için web sitemizi ziyaret ederek bizlerle iletişime geçebilirsiniz.
698 notes · View notes
bilgievreni · 9 months
Text
Pskiotekniksrc - Devasa+ (3)
Psikoteknik SRC Belgeleri
İş dünyasının dinamikleri sürekli olarak değişirken, iş sağlığı ve güvenliği standartları da paralel olarak gelişmektedir. İşverenler, çalışanların güvenliğini sağlamak ve uygun koşullar altında çalışmalarını temin etmek için bir dizi yasal düzenlemeye uymakla yükümlüdür. Bu bağlamda, "src 1 belgesi", "src 2 belgesi", "src 3 belgesi" ve "src 4 belgesi" gibi psikoteknik belgeleri, iş güvenliği ve uyumluluk çerçevesinde büyük bir rol oynamaktadır.
İş Güvenliği ve Uyumluluk için Önemli Adımlar
Src 1 belgesi, ticari araç sürücülerinin psikoteknik değerlendirmelerini içerir. Bu belge, sürücülerin fiziksel ve zihinsel yeteneklerini değerlendirerek, güvenli sürüşlerini sağlamayı amaçlar. SRC 1 belgesi, sürücülerin trafikteki tepkilerini, stres yönetimini ve dikkat seviyelerini değerlendirir. Src 2 belgesi, yük taşımacılığı yapan sürücüler için gereklidir. Bu belge, sürücülerin taşıma güvenliği ve yük taşıma konularındaki bilgi düzeylerini ölçmeyi amaçlar. SRC 2 belgesi, yük taşımacılığı sırasında olası riskleri minimize etmeyi hedefler.
Src 3 belgesi, yolcu taşımacılığı yapan sürücüler için gereklidir. Bu belge, sürücülerin yolcu güvenliği, iletişim becerileri ve kriz durumlarına müdahale yeteneklerini değerlendirir. SRC 3 belgesi, güvenli yolculukların sağlanmasına katkıda bulunur. Src 4 belgesi, tehlikeli madde taşımacılığı yapan sürücüler için zorunludur. Bu belge, sürücülerin tehlikeli maddelerle ilgili bilgi düzeylerini ve bu maddelerin taşınmasında gerekli güvenlik önlemlerini anlamalarını sağlar. SRC 4 belgesi, çevre ve kamu güvenliğini en üst düzeyde tutmayı amaçlar. Siz de şimdi https://www.psikotekniksrc.com linki üzerinden src belgesi alabilirsiniz. Psikoteknik SRC belgeleri, iş güvenliği ve uyumluluk standartlarının bir parçası olarak, sürücülerin ve taşımacılık sektörünün genel güvenliğini sağlamada kritik bir rol oynamaktadır. Bu belgeler, sürücülerin yeteneklerini ölçerken aynı zamanda işverenlere de uyumlu bir çalışma ortamı sunma sorumluluğunu getirir.
1K notes · View notes
baybaykus · 3 months
Text
Okurken ürperdim. Kendini türk hisseden ve Türkiye'nin tarihten silinme planlarına karşı durmak isteyen herkes okumalı. Atatürk'ün dehasını tekrar hatırlamalı.
Bu makale Azerbaycan'da KREDO gazetesinde 17 Mayıs 2014'de, "Rockefeller'in İtirafları ve Dünya Medeniyetinin Kurucusu Türklerin Bedbahtlığı" adlı makaleden yararlanılarak Gazanfer Kazımov tarafından yayınlanmış. Kopyaladığım
MAKALE aşağıdadır:
*YÜZYILIN İTİRAFLARI*
*Mustafa Kemal, bizim temsil ettiğimiz dünyanın en büyük düşmanıdır.*
(Rothschild.)
2014 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde, ünlü petrol milyarderi, bankacı ve dünyanın en zengin ailelerinden biri olan Yahudi Rockefeller ailesinin, yakınlarda vefat eden en büyük ferdi David Rockefeller’in bir kitabı yayınlandı. “Yüz yılın İtirafları “ adını taşıyan bu kitap maalesef çok kısa zamanda piyasadan çekildi. Çünkü kitapta, itiraflar vardı. Dünyayı yönetme isteği içinde olan ELİT bir tabakanın yüz yıl içerisinde, bazı devletler ve ülkeler içinde ve dışında, o ülkeleri kendi şemsiyeleri altına alabilmek için çevirdikleri dolaplar, entrikalar, soygunlar, sömürgeleştirme itiraf ediliyordu. Bu elit tabakanın daha fazla açığa çıkmaması ve masum halklara yaptıkları bilinmemesi için kitap piyasadan kaldırıldı.
Öncelikle Rockefeller ailesi hakkında bulabildiğimiz kadar bilgi verelim. Sonra bu ailenin en büyüklerinden olan David Rockefeller’in kaleme aldığı itiraflardan “Türkiye” hakkında yazdıklarını ve düşündüklerini öğrenelim:
*DAVİD ROCKEFELLER*
6 kalp nakli, 3 böbrek ve 2 de ciğer nakli operasyonu
geçiren 100 yaşına girdiğinde yaptığı açıklamada
“200. doğum günümü de kutlamak istiyorum” şeklinde
konuşan David Rockefeller, 20 Mart 2017 tarihinde öldü.
“Rockefeller ailesi ABD’nin en büyük petrol, sanayi, siyaset ve bankacı ailesidir. Aile 19. Yüz yılın sonu yirminci yüz yılın başlarında Jhon Davison Rockefeller’in (1839 – 1937) ve kardeşi William Avery Rockefeller’in ( 1841 – 1922 ) zamanında Standart Oil vasıtasıyla petrol ticaretinde çok büyük başarılar elde etmiş, Manhattan Bankasına uzun zaman sahiplik yapmış ve bu zaman zarfında büyük servet, nüfuz ve şöhret sahibi olmuştur. Jhon Davison Rockefeller insanlık tarihinin ilk dolar milyarderi unvanını kazanmıştır.
Rockefeller ailesinin elinde, aile üyelerine ve ailenin fertlerine ait bilgilerin ve dünya siyaseti, dünya ekonomisi hakkında yapılması gereken şeylerin listelerinin yer aldığı dünyaca meşhur bir arşivleri vardır. Bu büyük arşiv yer altına inşa edilmiş üç katlı büyük bir binada saklanır. Bu arşivde bulunan yetmiş milyon sayfalık belgeler, kırk iki bilimsel tahsil kurumuna aittir. Bu belgeler içerisinden araştırmacılara sadece, ailenin ölmüş üyelerine ait belgeler verilir. Sağ olan aile üyeleri hakkındaki belgeler ise hiç kimseye verilmez. 140 yıllık bir geçmişe sahip olan bu arşiv belgeleri ABD’nin 19 ve 20. Yüz yıllara dair dünya ölçeğindeki siyasi işlerinde ve çeşitli ülkelerde bu yıllarda ortaya çıkan sosyal olaylardaki rolünü öğrenebilmek için çok önemli bilgi kaynağıdır. Bu belgeler, dünya tarım işleri, güzel sanatlar, eğitim, uluslararası ilişkiler, ekonomik gelişme, tıp, tarih, politika, halklar, din, sosyal bilimler, kadın hakları tarihi, afro Amerikan tarihi gibi konuları kapsayan belgelerdir.
David Rockefeller (1915 – 1996) felsefe doktorudur. Harward ve Chicago üniversiteleri mezunudur. Amerika’nın Uluslararası İlişkiler Şurasının, Rockefeller Üniversitesi’nin, çağdaş Newyork Güzel Sanatlar müzesinin fahri başkanı ve en önemlisi de 1969 – 1981 yılları arasında komitenin başkanlığını yapmıştır.
2013 yılında bir internet sitesi, bu Rockefellerin bazı yazılarını ele geçirmiş ve “ABD’li Yahudi Bankacı David Rokfeller’den Yüz yılın İtirafları” adıyla bunları yayınlamıştır. 2014 yılında ise sözünü ettiğimiz kitap basılmış; fakat piyasadan toplatılmıştır.
Bu itiraflar ile ABD’nin ve Batı Avrupa’nın büyük devletlerinin yirminci yüz yılda dünya halklarının başlarına ne oyunlar ve felaketler getirdiği açık olarak ortaya çıkmıştır. Bu itiraflar, inanılmaz boyuttadır ve sadece Türkleri ve Türk Dünyası ile değil, bütün dünya ile ilgili meseleler üzerinde neler yaptıkları ve düşündükleri açıklanmıştır. Bu yazılarda Türkiye ile ilgili bölüm, bizi daha çok ilgilendiren bölümdür. Yapılan işlerin esas aktörleri, ABD ve Batı Avrupa devletleridir. Bütün icraatı yapan bunlardır. Bunların esas hedefleri Türkiye ve Türklerdir.
“Türkiye, coğrafi ve stratejik bakımından çok önemli bir ülkedir. Bu yüzden üzerinde daha fazla durmak istiyorum. Bu ülke bizim için çok önemlidir ve Türklere bırakılacak kadar önemsiz değildir….
1) Büyük İsrail Devleti’nin sularının büyük kısmının kaynakları Türkiye toprakları üzerindedir.
2) Türkiye Avrupa ve Asya arasında bir köprüdür.
3) Müslüman aleminde öncül ve demokratik tek ülkedir….
İslâmiyet’i yıkmak istiyorsak işe Türkiye’den başlamak gerekir. Bu Türkler aslında birleşip bir araya gelseler, karşılarında hiç kimse duramaz. Bu yüzden, böyle bir ihtimale karşı ajanlarımız her an iş başında bekliyorlar. Türk devletlerinde anahtar mevkilerde adamlarımız var. Bunlar böyle bir ihtimali sezseler o anda Türkiye’deki huzur ve güven ortamını bozacak olaylar yaratırlar ve bu darbelerle bu tür bir birleşmeyi önleriz.
Medeniyetin kurucusu ve beşiği olarak Türkleri kabul edemeyiz; tam aksine entrikalar ile bu medeni miraslarına el koyarak biz, onları bütün dünyaya, barbar, hak – hukuk tanımayan bir halk olarak tanıttık ve bu alanda oldukça başarılı olduk. Sümer kralları Urukagina ve Urnammu çok Allah’lı bir cemiyet kurarak insanlar arasında adaleti korumak ve haksızlığı önlemek için kanunlar çıkararak çağdaş toplumlara örnek olurken bugün, tek Allah’lı bir halk olan Türkiye’de bizim çalışmalarımız sonucunda medeni vasıflar, ahlak, terbiye, saygı, sanat, edebiyat, tarih yok olurken; fahişelik, rüşvet, hırsızlık, haksız kazanç ve soygun hüküm sürmektedir. Dünya çapında Türkiye’de yetişmiş, bir tane bilim adamları, sanat adamları, edebiyat adamları ve siyaset adamları yoktur!
Aslında Türkler, tarih kitaplarını açıp okusalar, bütün gerçeği görecekler. Ama Türkler için duyduğuna inanmak yeterlidir; okumak onlara çok zor gelmektedir. En kolayı, geçmişi öğrenmeden gece yatarken hissettiklerini kaleme alarak ertesi günü hüküm vermektir. Düşünün ki, hangi tesirin altındasınız ve kime kul olmaktasınız?
Ben de bu ana kadar en medeni ulus olarak İngilizleri görüyordum. Türk tarihini, Türk medeniyetini öğrenince, konuyu değiştirdim.
Provokatörlerimizin çalışmaları ile 1970’li yıllardan itibaren Türkiye’de sağ ve sol ideolojiler arasında adeta bir iç savaş yaşattık. Ülkeye koyduğumuz ambargo ile halk canından bezmiş, yağa, tuza, gaza muhtaç olmuştu. Birkaç kişi zenginleşmiş, halk ise sefalete düşmüştü. Provokatörler için halkı ayaklandırmak zor olmadı. Ülke o dereceye geldi ki, sokaklarda her gün elli – altmış kişi öldürülüyordu. Bütün ülke terör korkusundan adeta sinmiş saklanmıştı. Binlerce Türk genci, bizim uydurduğumuz ideolojiler esasında can verdi. Zamanı gelince bilgimiz dâhilinde indirilen bir darbe ile terör bitti, ortalık sakinleşti. Çünkü provokatörler işi bitirmişler, geriye dönmüşlerdi. Burada oynadığımız oyun, milleti birbirine düşürüp çaresiz bırakmak ve onlara bir kurtarıcı göndermekti. Bu durumda o kurtarıcı, kim olursa olsun, ‘anarşiyi – terörü bitiren, ölümleri sonlandıran’ insan olarak kabul görecekti. Bizim demokrasi uğrundaki mücadelemizin esası buydu.
Askeri hükümet çok sert tedbirlerle bir müddet ülkeyi yönetti. Ellinin üzerinde genç, haklı – haksız sağdan ve soldan ayırımı yapılmadan idam edildi. Bu sert cezalar tesirini çabuk gösterdi ve ülke bir anda süt liman oldu. Askeri hükümet bir müddet sonra ülkeyi sivil yönetime devretti. Bizim istediğimiz bir kişi iktidarın sahibi oldu. Askeri darbeyi yapan şahıs cumhurbaşkanı oldu. Yeni hükümet tam bizim isteklerimiz doğrultusunda ülkenin kapılarını bize sonuna kadar açtı. Bizim büyük şirketlerimiz bu büyük pazara aç kurtlar gibi girdiler. Ülke ABD ve Avrupa malları ile doldu. Bu durumdan hem bizim şirketlerimiz faydalandı, hem de ülke boğazına kadar borç batağına girdi. Türkiye, kapitalizmi o kadar güzel uyguladı ki, yeni birçok vurgun ve soygun metotları bulundu. Hayali ihracat arttı, bankaların içi boşaltıldı, rüşvet devletin her kademesine girdi. Başta siyasiler olmak üzere, medya sahiplerine, üst düzey bürokratlara, bankacılara, yazar-çizer takımına ( gazeteci, dergi yazarı ) bu dönemde milyarlarca dolar rüşvet dağıttık.
Kardeşlik, dostluk, iyi niyet, dürüstlük, ahlaklı ticaret unutuldu. Binlerce sahtekâr, yalancı, hem devlet kadrolarını, hem bankaları, hem de özel şirketleri doldurdu. Türkiye’nin bugünkü manzarasının sebebi 12. Eylül ihtilalidir desem abartmam… Ülke yapılanları görenler tarafından alttan alta kışkırtılmaya başlandı. Halk tepki koyuyor, sokaklar protestocularla doluyordu. Tepkileri azaltabilmek için tam o günlerde bir Kürt meselesi çıkardık. Önce, bir örgüt kurdurduk. Sonra küçük bir kasabaya baskın yaptırdık. Ülkenin gündemi bir anda değişti. Kürt PKK terörü, şehit edilen asker ve polisler, halka her sıkıntıyı unutturdu. Türkiye otuz yıldır bu mesele ile uğraşıyor. Sonuç almasını her defasında engelledik. PKK’nın liderini ‘idam edilmemek’ kaydı ile biz teslim ettik. Otuz yıldır süren PKK terörü, Türkiye’nin ekonomisine büyük darbe vurdu. Binlerce insan bu terör dalgası içerisinde ölüp gitti. Türkiye, hem siyasi, hem ekonomik hem de sosyal açıdan büyük kayıplara uğradı. Ülkenin düzgün hale getirilebilmesi için bize başvurmak zorunda kaldı. Biz de, onlara, Osmanlı İmparatorluğuna yaptığımız teklifleri yaptık. Kabul ettiler. Bu işler için harcadığımız dolarların birkaç katını kazandık ve Türkiye’yi içinden çıkamayacağı bir borç sarmalına yuvarladık.
Bugünkü Türkiye; yalancılığın, sahtekârlığın, halkı aldatmanın, bizlere hizmet etmenin içinde yüzüyor; Mustafa Kemal’in bizi reddetmesinin bedelini ödüyor. Böyle bir ülkenin uzun boylu yaşaması pek mümkün değildir. Ya ruhlarda bir ihtilal yaparak yeniden kendileri olacaklar, ya da tarihten silinip gidecekler. Anadolu toprakları da bizim yarattığımız Ermeni ve Kürt devletlerinin olacaktır”.
David Rockefeller, itiraflarının bir bölümünde de, başka bir zengin Yahudi ailesi olan Rothschild ailesinin bir ferdi ile yapmış olduğu sohbete yer vermiş. Bu sohbetten de bölümler aktaralım:
“Rockefeller’in, (Dünya ülkelerini nasıl ele geçiriyorsunuz?) sorusuna Rothschild; Birinci Dünya Savaşı Avrupa’da bize karşı olan imparatorlukları yıkmak ve en önemlisi Osmanlı İmparatorluğunu parçalayarak Orta Doğu’daki petrol yataklarını ele geçirmek ve İsrail devletinin kuruluş yolunu açmak için çıkarıldı”.
“İsrail devletinin kurucusu sayılan Tehodor Herzl o zamanki Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid’in yanına giderek bizim ailemizin para desteği ile Filistin topraklarını satın almak istedi. Fakat Sultan bize karşı çıktı. Biz de gerekeni yaptık. Osmanlı İmparatorluğunu çaresiz bırakarak I: Dünya Savaşı’na soktuk. Çok zorlansak da, Osmanlı İmparatorluğunu yıktık. İstanbul’u ve Anadolu’nun bazı bölümlerini işgal ettik. Planlarımızı tam sonlandıracağımız zaman Mustafa Kemal adında, padişahı ve şeyhülislam’ı dinlemeyen asi bir general ortaya çıktı. Bütün planlarımız alt üst oldu. Hepsi geriye kaldı”.
“Mustafa Kemal, bizim temsil ettiğimiz dünyanın en büyük düşmanıdır. O’nun varlığı, İsrail devletinin kurulmasını otuz yıl kadar geciktirdi ve bize milyarlarca dolar kaybettirdi. İzmir suikastı denen bir olaya karıştığı için idama mahkûm ettiği, Osmanlı Maliye nazırlarından aziz dostumuz Cavit Bey’i kurtarmak için O’nun yanına gittik. Bizi çok soğuk karşıladı. Tekliflerimizin hiç birisini kabul etmedi. Ve adeta bizi, makamından kovdu. Birkaç gün sonra da Cavit Bey’i idam ettirdi”.
İtiraflarda, Türkiye’den başka birçok ülkeye ve çeşitli olaylara da yer verilmiş. Bu ülkelerde ve olaylardaki aktörlerden bahsedilmiş. İkinci Dünya Savaşı, Hitler, Stalin, atom bombası, ihtilaller, darbeler anlatılmış… İran-Irak savaşının çıkarılmasının sebepleri ve sonucu değişik bir perspektif ile açıklanmış.
Şimdi, kendimize bakarak düşünelim… Toplumumuzu, yaşam şartlarımızı, siyasilerimizi ve icraatlarını, bilim ve sanat seviyemizi, ahlaki halimizi, güven ve inançlarımızı, hayata bakış ve algılayış tarzımızı düşünelim ve sonra kendimize soralım: Yukarıda itiraf edilenlerin bugünkü durumumuzu yaratmada tesiri yok mu? Başkalarını dinleyerek mi bu duruma geldik? Yüz yıl önce, zengin olmayan, geçim sıkıntısı çeken; fakat dürüst, namuslu, çalmayan, aldatmayan, güven veren bir toplum yapımız varken bugün niçin, hırsızların, üçkâğıtçıların at oynattığı, sahtekâr, alçak, zalim ve gaddar bir toplum haline geldik? Bu nasıl oldu? İtiraflar, bize yıllardır dost olarak görünenlerin aslında düşman olduğunu göstermiyor mu?
Bu durumlardan kurtulmanın tek yolu, Ulu Önder Atatürk'ümüzün istediği gibi “önce vatan ve millet” duygusunun bütün fertler tarafından kabullenilmesi ve aklın kullanılmasıdır. Aklı, devreden çıkarırsak yapılabilecek bir şey yoktur. Hasta mutlaka ölecektir! Ölmemek için akıllı olmak ve önce vatan ve millet, diyebilmek gerekir. Tehdit ve tehlike çok büyük, farkında olmalıyız….
NOT: Bu makale, Azebaycan’da yayınlanan KREDO gazetesinde 17. Mayıs. 2014 tarihinde Gazanfer Kazımov’un yazdığı “Rockefeller’in İtirafları ve Dünya Medeniyetinin Kurucusu Türk’ün Bedbahtlığı” isimli makaleden yararlanılarak yazılmıştır.
(Bu yazıyı lütfen dostlarınızla paylaşınız...)
12 notes · View notes
turqlands · 9 months
Text
YÜZYİLİN İTİRAFLARI
Okurken ürperdim. Kendini türk hisseden ve Türkiye'nin tarihten silinme planlarına karşı durmak isteyen herkes okumalı. Atatürk'ün dehasını tekrar hatırlamalı.
Bu makale Azerbaycan'da KREDO gazetesinde 17 Mayıs 2014'de, "Rockefeller'in İtirafları ve Dünya Medeniyetinin Kurucusu Türklerin Bedbahtlığı" adlı makaleden yararlanılarak Gazanfer Kazımov tarafından yayınlanmış. Kopyaladığım
MAKALE aşağıdadır:
*YÜZYILIN İTİRAFLARI*
*Mustafa Kemal, bizim temsil ettiğimiz dünyanın en büyük düşmanıdır.*
(Rothschild.)
2014 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde, ünlü petrol milyarderi, bankacı ve dünyanın en zengin ailelerinden biri olan Yahudi Rockefeller ailesinin, yakınlarda vefat eden en büyük ferdi David Rockefeller’in bir kitabı yayınlandı. “Yüz yılın İtirafları “ adını taşıyan bu kitap maalesef çok kısa zamanda piyasadan çekildi. Çünkü kitapta, itiraflar vardı. Dünyayı yönetme isteği içinde olan ELİT bir tabakanın yüz yıl içerisinde, bazı devletler ve ülkeler içinde ve dışında, o ülkeleri kendi şemsiyeleri altına alabilmek için çevirdikleri dolaplar, entrikalar, soygunlar, sömürgeleştirme itiraf ediliyordu. Bu elit tabakanın daha fazla açığa çıkmaması ve masum halklara yaptıkları bilinmemesi için kitap piyasadan kaldırıldı.
Öncelikle Rockefeller ailesi hakkında bulabildiğimiz kadar bilgi verelim. Sonra bu ailenin en büyüklerinden olan David Rockefeller’in kaleme aldığı itiraflardan “Türkiye” hakkında yazdıklarını ve düşündüklerini öğrenelim:
*DAVİD ROCKEFELLER*
6 kalp nakli, 3 böbrek ve 2 de ciğer nakli operasyonu
geçiren 100 yaşına girdiğinde yaptığı açıklamada
“200. doğum günümü de kutlamak istiyorum” şeklinde
konuşan David Rockefeller, 20 Mart 2017 tarihinde öldü.
“Rockefeller ailesi ABD’nin en büyük petrol, sanayi, siyaset ve bankacı ailesidir. Aile 19. Yüz yılın sonu yirminci yüz yılın başlarında Jhon Davison Rockefeller’in (1839 – 1937) ve kardeşi William Avery Rockefeller’in ( 1841 – 1922 ) zamanında Standart Oil vasıtasıyla petrol ticaretinde çok büyük başarılar elde etmiş, Manhattan Bankasına uzun zaman sahiplik yapmış ve bu zaman zarfında büyük servet, nüfuz ve şöhret sahibi olmuştur. Jhon Davison Rockefeller insanlık tarihinin ilk dolar milyarderi unvanını kazanmıştır.
Rockefeller ailesinin elinde, aile üyelerine ve ailenin fertlerine ait bilgilerin ve dünya siyaseti, dünya ekonomisi hakkında yapılması gereken şeylerin listelerinin yer aldığı dünyaca meşhur bir arşivleri vardır. Bu büyük arşiv yer altına inşa edilmiş üç katlı büyük bir binada saklanır. Bu arşivde bulunan yetmiş milyon sayfalık belgeler, kırk iki bilimsel tahsil kurumuna aittir. Bu belgeler içerisinden araştırmacılara sadece, ailenin ölmüş üyelerine ait belgeler verilir. Sağ olan aile üyeleri hakkındaki belgeler ise hiç kimseye verilmez. 140 yıllık bir geçmişe sahip olan bu arşiv belgeleri ABD’nin 19 ve 20. Yüz yıllara dair dünya ölçeğindeki siyasi işlerinde ve çeşitli ülkelerde bu yıllarda ortaya çıkan sosyal olaylardaki rolünü öğrenebilmek için çok önemli bilgi kaynağıdır. Bu belgeler, dünya tarım işleri, güzel sanatlar, eğitim, uluslararası ilişkiler, ekonomik gelişme, tıp, tarih, politika, halklar, din, sosyal bilimler, kadın hakları tarihi, afro Amerikan tarihi gibi konuları kapsayan belgelerdir.
David Rockefeller (1915 – 1996) felsefe doktorudur. Harward ve Chicago üniversiteleri mezunudur. Amerika’nın Uluslararası İlişkiler Şurasının, Rockefeller Üniversitesi’nin, çağdaş Newyork Güzel Sanatlar müzesinin fahri başkanı ve en önemlisi de 1969 – 1981 yılları arasında komitenin başkanlığını yapmıştır.
2013 yılında bir internet sitesi, bu Rockefellerin bazı yazılarını ele geçirmiş ve “ABD’li Yahudi Bankacı David Rokfeller’den Yüz yılın İtirafları” adıyla bunları yayınlamıştır. 2014 yılında ise sözünü ettiğimiz kitap basılmış; fakat piyasadan toplatılmıştır.
Bu itiraflar ile ABD’nin ve Batı Avrupa’nın büyük devletlerinin yirminci yüz yılda dünya halklarının başlarına ne oyunlar ve felaketler getirdiği açık olarak ortaya çıkmıştır. Bu itiraflar, inanılmaz boyuttadır ve sadece Türkleri ve Türk Dünyası ile değil, bütün dünya ile ilgili meseleler üzerinde neler yaptıkları ve düşündükleri açıklanmıştır. Bu yazılarda Türkiye ile ilgili bölüm, bizi daha çok ilgilendiren bölümdür. Yapılan işlerin esas aktörleri, ABD ve Batı Avrupa devletleridir. Bütün icraatı yapan bunlardır. Bunların esas hedefleri Türkiye ve Türklerdir.
“Türkiye, coğrafi ve stratejik bakımından çok önemli bir ülkedir. Bu yüzden üzerinde daha fazla durmak istiyorum. Bu ülke bizim için çok önemlidir ve Türklere bırakılacak kadar önemsiz değildir….
1) Büyük İsrail Devleti’nin sularının büyük kısmının kaynakları Türkiye toprakları üzerindedir.
2) Türkiye Avrupa ve Asya arasında bir köprüdür.
3) Müslüman aleminde öncül ve demokratik tek ülkedir….
İslâmiyet’i yıkmak istiyorsak işe Türkiye’den başlamak gerekir. Bu Türkler aslında birleşip bir araya gelseler, karşılarında hiç kimse duramaz. Bu yüzden, böyle bir ihtimale karşı ajanlarımız her an iş başında bekliyorlar. Türk devletlerinde anahtar mevkilerde adamlarımız var. Bunlar böyle bir ihtimali sezseler o anda Türkiye’deki huzur ve güven ortamını bozacak olaylar yaratırlar ve bu darbelerle bu tür bir birleşmeyi önleriz.
Medeniyetin kurucusu ve beşiği olarak Türkleri kabul edemeyiz; tam aksine entrikalar ile bu medeni miraslarına el koyarak biz, onları bütün dünyaya, barbar, hak – hukuk tanımayan bir halk olarak tanıttık ve bu alanda oldukça başarılı olduk. Sümer kralları Urukagina ve Urnammu çok Allah’lı bir cemiyet kurarak insanlar arasında adaleti korumak ve haksızlığı önlemek için kanunlar çıkararak çağdaş toplumlara örnek olurken bugün, tek Allah’lı bir halk olan Türkiye’de bizim çalışmalarımız sonucunda medeni vasıflar, ahlak, terbiye, saygı, sanat, edebiyat, tarih yok olurken; fahişelik, rüşvet, hırsızlık, haksız kazanç ve soygun hüküm sürmektedir. Dünya çapında Türkiye’de yetişmiş, bir tane bilim adamları, sanat adamları, edebiyat adamları ve siyaset adamları yoktur!
Aslında Türkler, tarih kitaplarını açıp okusalar, bütün gerçeği görecekler. Ama Türkler için duyduğuna inanmak yeterlidir; okumak onlara çok zor gelmektedir. En kolayı, geçmişi öğrenmeden gece yatarken hissettiklerini kaleme alarak ertesi günü hüküm vermektir. Düşünün ki, hangi tesirin altındasınız ve kime kul olmaktasınız?
Ben de bu ana kadar en medeni ulus olarak İngilizleri görüyordum. Türk tarihini, Türk medeniyetini öğrenince, konuyu değiştirdim.
Provokatörlerimizin çalışmaları ile 1970’li yıllardan itibaren Türkiye’de sağ ve sol ideolojiler arasında adeta bir iç savaş yaşattık. Ülkeye koyduğumuz ambargo ile halk canından bezmiş, yağa, tuza, gaza muhtaç olmuştu. Birkaç kişi zenginleşmiş, halk ise sefalete düşmüştü. Provokatörler için halkı ayaklandırmak zor olmadı. Ülke o dereceye geldi ki, sokaklarda her gün elli – altmış kişi öldürülüyordu. Bütün ülke terör korkusundan adeta sinmiş saklanmıştı. Binlerce Türk genci, bizim uydurduğumuz ideolojiler esasında can verdi. Zamanı gelince bilgimiz dâhilinde indirilen bir darbe ile terör bitti, ortalık sakinleşti. Çünkü provokatörler işi bitirmişler, geriye dönmüşlerdi. Burada oynadığımız oyun, milleti birbirine düşürüp çaresiz bırakmak ve onlara bir kurtarıcı göndermekti. Bu durumda o kurtarıcı, kim olursa olsun, ‘anarşiyi – terörü bitiren, ölümleri sonlandıran’ insan olarak kabul görecekti. Bizim demokrasi uğrundaki mücadelemizin esası buydu.
Askeri hükümet çok sert tedbirlerle bir müddet ülkeyi yönetti. Ellinin üzerinde genç, haklı – haksız sağdan ve soldan ayırımı yapılmadan idam edildi. Bu sert cezalar tesirini çabuk gösterdi ve ülke bir anda süt liman oldu. Askeri hükümet bir müddet sonra ülkeyi sivil yönetime devretti. Bizim istediğimiz bir kişi iktidarın sahibi oldu. Askeri darbeyi yapan şahıs cumhurbaşkanı oldu. Yeni hükümet tam bizim isteklerimiz doğrultusunda ülkenin kapılarını bize sonuna kadar açtı. Bizim büyük şirketlerimiz bu büyük pazara aç kurtlar gibi girdiler. Ülke ABD ve Avrupa malları ile doldu. Bu durumdan hem bizim şirketlerimiz faydalandı, hem de ülke boğazına kadar borç batağına girdi. Türkiye, kapitalizmi o kadar güzel uyguladı ki, yeni birçok vurgun ve soygun metotları bulundu. Hayali ihracat arttı, bankaların içi boşaltıldı, rüşvet devletin her kademesine girdi. Başta siyasiler olmak üzere, medya sahiplerine, üst düzey bürokratlara, bankacılara, yazar-çizer takımına ( gazeteci, dergi yazarı ) bu dönemde milyarlarca dolar rüşvet dağıttık.
Kardeşlik, dostluk, iyi niyet, dürüstlük, ahlaklı ticaret unutuldu. Binlerce sahtekâr, yalancı, hem devlet kadrolarını, hem bankaları, hem de özel şirketleri doldurdu. Türkiye’nin bugünkü manzarasının sebebi 12. Eylül ihtilalidir desem abartmam… Ülke yapılanları görenler tarafından alttan alta kışkırtılmaya başlandı. Halk tepki koyuyor, sokaklar protestocularla doluyordu. Tepkileri azaltabilmek için tam o günlerde bir Kürt meselesi çıkardık. Önce, bir örgüt kurdurduk. Sonra küçük bir kasabaya baskın yaptırdık. Ülkenin gündemi bir anda değişti. Kürt PKK terörü, şehit edilen asker ve polisler, halka her sıkıntıyı unutturdu. Türkiye otuz yıldır bu mesele ile uğraşıyor. Sonuç almasını her defasında engelledik. PKK’nın liderini ‘idam edilmemek’ kaydı ile biz teslim ettik. Otuz yıldır süren PKK terörü, Türkiye’nin ekonomisine büyük darbe vurdu. Binlerce insan bu terör dalgası içerisinde ölüp gitti. Türkiye, hem siyasi, hem ekonomik hem de sosyal açıdan büyük kayıplara uğradı. Ülkenin düzgün hale getirilebilmesi için bize başvurmak zorunda kaldı. Biz de, onlara, Osmanlı İmparatorluğuna yaptığımız teklifleri yaptık. Kabul ettiler. Bu işler için harcadığımız dolarların birkaç katını kazandık ve Türkiye’yi içinden çıkamayacağı bir borç sarmalına yuvarladık.
Bugünkü Türkiye; yalancılığın, sahtekârlığın, halkı aldatmanın, bizlere hizmet etmenin içinde yüzüyor; Mustafa Kemal’in bizi reddetmesinin bedelini ödüyor. Böyle bir ülkenin uzun boylu yaşaması pek mümkün değildir. Ya ruhlarda bir ihtilal yaparak yeniden kendileri olacaklar, ya da tarihten silinip gidecekler. Anadolu toprakları da bizim yarattığımız Ermeni ve Kürt devletlerinin olacaktır”.
David Rockefeller, itiraflarının bir bölümünde de, başka bir zengin Yahudi ailesi olan Rothschild ailesinin bir ferdi ile yapmış olduğu sohbete yer vermiş. Bu sohbetten de bölümler aktaralım:
“Rockefeller’in, (Dünya ülkelerini nasıl ele geçiriyorsunuz?) sorusuna Rothschild; Birinci Dünya Savaşı Avrupa’da bize karşı olan imparatorlukları yıkmak ve en önemlisi Osmanlı İmparatorluğunu parçalayarak Orta Doğu’daki petrol yataklarını ele geçirmek ve İsrail devletinin kuruluş yolunu açmak için çıkarıldı”.
“İsrail devletinin kurucusu sayılan Tehodor Herzl o zamanki Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid’in yanına giderek bizim ailemizin para desteği ile Filistin topraklarını satın almak istedi. Fakat Sultan bize karşı çıktı. Biz de gerekeni yaptık. Osmanlı İmparatorluğunu çaresiz bırakarak I: Dünya Savaşı’na soktuk. Çok zorlansak da, Osmanlı İmparatorluğunu yıktık. İstanbul’u ve Anadolu’nun bazı bölümlerini işgal ettik. Planlarımızı tam sonlandıracağımız zaman Mustafa Kemal adında, padişahı ve şeyhülislam’ı dinlemeyen asi bir general ortaya çıktı. Bütün planlarımız alt üst oldu. Hepsi geriye kaldı”.
“Mustafa Kemal, bizim temsil ettiğimiz dünyanın en büyük düşmanıdır. O’nun varlığı, İsrail devletinin kurulmasını otuz yıl kadar geciktirdi ve bize milyarlarca dolar kaybettirdi. İzmir suikastı denen bir olaya karıştığı için idama mahkûm ettiği, Osmanlı Maliye nazırlarından aziz dostumuz Cavit Bey’i kurtarmak için O’nun yanına gittik. Bizi çok soğuk karşıladı. Tekliflerimizin hiç birisini kabul etmedi. Ve adeta bizi, makamından kovdu. Birkaç gün sonra da Cavit Bey’i idam ettirdi”.
İtiraflarda, Türkiye’den başka birçok ülkeye ve çeşitli olaylara da yer verilmiş. Bu ülkelerde ve olaylardaki aktörlerden bahsedilmiş. İkinci Dünya Savaşı, Hitler, Stalin, atom bombası, ihtilaller, darbeler anlatılmış… İran-Irak savaşının çıkarılmasının sebepleri ve sonucu değişik bir perspektif ile açıklanmış.
Şimdi, kendimize bakarak düşünelim… Toplumumuzu, yaşam şartlarımızı, siyasilerimizi ve icraatlarını, bilim ve sanat seviyemizi, ahlaki halimizi, güven ve inançlarımızı, hayata bakış ve algılayış tarzımızı düşünelim ve sonra kendimize soralım: Yukarıda itiraf edilenlerin bugünkü durumumuzu yaratmada tesiri yok mu? Başkalarını dinleyerek mi bu duruma geldik? Yüz yıl önce, zengin olmayan, geçim sıkıntısı çeken; fakat dürüst, namuslu, çalmayan, aldatmayan, güven veren bir toplum yapımız varken bugün niçin, hırsızların, üçkâğıtçıların at oynattığı, sahtekâr, alçak, zalim ve gaddar bir toplum haline geldik? Bu nasıl oldu? İtiraflar, bize yıllardır dost olarak görünenlerin aslında düşman olduğunu göstermiyor mu?
Bu durumlardan kurtulmanın tek yolu, Ulu Önder Atatürk'ümüzün istediği gibi “önce vatan ve millet” duygusunun bütün fertler tarafından kabullenilmesi ve aklın kullanılmasıdır. Aklı, devreden çıkarırsak yapılabilecek bir şey yoktur. Hasta mutlaka ölecektir! Ölmemek için akıllı olmak ve önce vatan ve millet, diyebilmek gerekir. Tehdit ve tehlike çok büyük, farkında olmalıyız….
NOT: Bu makale, Azebaycan’da yayınlanan KREDO gazetesinde 17. Mayıs. 2014 tarihinde Gazanfer Kazımov’un yazdığı “Rockefeller’in İtirafları ve Dünya Medeniyetinin Kurucusu Türk’ün Bedbahtlığı” isimli makaleden yararlanılarak yazılmıştır.
(Bu yazıyı lütfen dostlarınızla paylaşınız...)
11 notes · View notes
rolbers-com · 11 months
Text
Tumblr media
Gayrimenkul Danışmanına Neden İhtiyaç Duyarız?,
Gayrimenkul Danışmanının Rolü, Profesyonel Rehberlik ve Bilgi, Piyasa Analizi ve Değerlendirme, Hukuki Süreçler ve Belgeler, Zaman ve Stres Tasarrufu, Gayrimenkul Danışmanıyla İşbirliği Yapmanın Avantajları
Gayrimenkul sektörü, karar verme sürecinde zorlu ve karmaşık bir döneme giriyor. Ev veya ticari mülk alım-satım işlemleri, birçok faktörü dikkate almayı ve bazen de yasal düzenlemelerle başa çıkmayı gerektirir. İşte bu noktada, bir gayrimenkul danışmanının değeri ortaya çıkar. Gayrimenkul danışmanları, müşterilerine profesyonel rehberlik ve destek sağlar, piyasa analizi yapar, hukuki süreçlere yardımcı olur ve sürecin her aşamasında zaman ve stres tasarrufu sağlar.
Gayrimenkul Danışmanına Neden İhtiyaç Duyarız?
Profesyonel Rehberlik ve Bilgi: Gayrimenkul danışmanları, sektördeki güncel bilgilere ve deneyime sahip uzmanlardır. Onlar, alıcılar ve satıcılar için en iyi kararları vermelerine yardımcı olacak bilgilere sahiptir. Ev veya ticari mülk alım-satım sürecinde karşılaşılan karmaşık konuları açıklar, riskleri minimize eder ve müşterilerin doğru adımlar atmasını sağlar.
Piyasa Analizi ve Değerlendirme: Gayrimenkul danışmanları, piyasa analizi yaparak mülklerin değerini doğru bir şekilde belirlemeye yardımcı olurlar. Satın almak veya satmak istediğiniz mülkün gerçekçi bir değerlendirmesini yaparak, müşterilerin en iyi fiyatı elde etmelerini sağlarlar. Ayrıca, piyasada mevcut olan diğer benzer mülklerin fiyatlarını takip eder ve karar verme sürecini destekler.
Hukuki Süreçler ve Belgeler: Gayrimenkul alım-satım işlemleri çoğu zaman karmaşık hukuki süreçleri içerir. Sözleşmeler, belgeler, vergiler ve diğer yasal gerekliliklerle başa çıkmak zor olabilir. Bir gayrimenkul danışmanı, bu süreçleri yönetmek ve müşterileri doğru bilgilendirmek için uzmanlığını kullanır. Yasal düzenlemelere uygunluğu sağlamak, taraflar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak ve herhangi bir sorunun önüne geçmek için önemli bir rol oynarlar.
Zaman ve Stres Tasarrufu: Ev veya ticari mülk alım-satım süreci, zaman ve enerji gerektiren bir süreç olabilir. Bir gayrimenkul danışmanıyla çalışmak, müşterilere zaman ve stres tasarrufu sağlar. Gayrimenkul danışmanları, müşterileri adına araştırma yapar, pazarlık yapar, ev veya mülk turları düzenler ve gereksiz ayrıntılarla uğraşmaktan kaçınarak süreci hızlandırır.
Gayrimenkul Danışmanıyla İşbirliği Yapmanın Avantajları
Uzman rehberlik ve deneyimden faydalanma
Doğru piyasa analizi ve değerlendirme
Hukuki süreçlerde profesyonel yardım
Zaman ve stres tasarrufu
En iyi fiyatı elde etme
Güvenilir ve tarafsız bir aracı olarak hareket etme
2 notes · View notes
teknolojihaber · 18 days
Text
Microsoft, MS-DOS 4.00'ın kaynak kodunu açık kaynak olarak GitHub'a koydu
Tumblr media
Microsoft, GitHub'da MS-DOS 4.00 kaynak kodunu, ikili dosyaları, disk görüntülerini ve belgelerini yayımladı. 45 yıllık kod, MIT lisansı altında yayınlandı ve geliştiricilere kodu kullanma konusunda tam özgürlük verdi. MS-DOS 4.00'in dördüncü sürümü, IBM ile işbirliği içinde yazılması, çoklu görevin başlangıcını göstermesi ve dağıtımı sınırlı olan Çoklu Görev DOS (veya MT-DOS) adı verilen bir DOS dalı oluşturması açısından merak uyandırıcıdır. MS-DOS 4.00 kaynak kodunun piyasaya sürülmesi, eski Microsoft CTO'su Ray Ozzie ile bilgisayar araştırmacısı Connor Hyde arasındaki bir işbirliğiydi. Şu anda GitHub'da bulunan tüm kodlar ve diğer materyaller Ozzie tarafından kaydedildi. Lotus'tayken, MS-DOS 4'ün birkaç yayınlanmamış ikili beta sürümünü arşivledi. Tarihi koruma çabalarına ayrıca Microsoft Geliştirici Topluluğu Başkan Yardımcısı Scott Hanselman ve İnternet arşivcisi ve meraklısı Jeff Sponaugle da katıldı. İşletim sistemi kaynak kodunu yayınlamadan önce meraklılar, telif hakkı sahibinden gerekli tüm izinleri aldı. MS-DOS'un bu sürümüyle ilgili en ilginç şey, IBM OS/2'nin temelini oluşturan çoklu görevin bazı temelleri taşımasıdır. MS-DOS 4.00'in amaçlanan çoklu görev iş akışının önemli parçalarından biri SM.EXE oturum yöneticisidir. Bu sistem bileşeni, kısayol tuşlarını kullanarak önceden tanımlanmış altı uygulama arasında geçiş yapmanızı sağlıyor. Ancak Hyde'ın testleri çalışmalarındaki ciddi hataları ortaya çıkardı. Hyde'ın blogunda MS-DOS 4.00'deki çoklu görevler ve bu sürümle birlikte gelen tüm yardımcı programlar hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz . Intel 8086 MS-DOS 4.00 derleme kodu, ikili dosyalar, disk görüntüleri ve belgeler GitHub'da barındırılıyor . Disk görüntüleri v4.0-ozzie/bin dizininde bulunur. Eski donanımla çalışan meraklılar, işletim sistemini orijinal biçiminde çalıştırabilir. Modern bilgisayarlarda çalıştırmak için, açık kaynak kodlu PCem veya 86box gibi bir emülatöre ihtiyacınız olacak. Bu arada, MS-DOS 1.25 ve 2.0'ın kaynak kodu aynı GitHub deposunda saklanıyor. Read the full article
0 notes
bitkibakimlari · 26 days
Text
Cevre Izin ve Lisansi Hizmetleri
Çevre danışmanlığı, işletmelerin çevresel uyum süreçlerinde destek sağlayan bir danışmanlık hizmetidir. Çevre danışmanları, işletmelerin çevre mevzuatına uygun hareket etmeleri için gereken bilgi ve yönlendirmeyi sağlar. Ayrıca, çevresel etkileri değerlendirir, çevresel riskleri belirler ve çevresel performansın iyileştirilmesi için stratejiler geliştirirler. İşletmelerin çevresel faaliyetlerini yürütebilmek için belirli izin ve lisanslara ihtiyaçları vardır. Çevre izin ve lisansı, işletmelerin çevresel mevzuata uygun olarak faaliyet gösterebilmeleri için alınması gereken resmî belgelerdir. Bu belgeler, işletmelerin çevresel etkilerini kontrol altına almayı ve çevre koruma standartlarına uygun hareket etmeyi sağlar.
İş yeri açma ve çalışma ruhsatı, işletmelerin yasal olarak faaliyet gösterebilmeleri için almaları gereken izinlerden biridir. Bu ruhsatlar, iş yerinin güvenliği, sağlığı ve çevresel uyumu gibi konuları kontrol eder. İşletmeler, ilgili belediyeden veya ilgili kamu kurumlarından bu ruhsatları almak zorundadırlar. Makine yerleşim projesi, bir işletmede kullanılacak makine ve ekipmanların uygun bir şekilde yerleştirilmesini planlayan bir projedir. Bu proje, makine ve ekipmanların etkili ve güvenli bir şekilde çalışabilmesi için gereklidir. Makine yerleşim projeleri, işletmenin verimliliğini artırmak, iş güvenliğini sağlamak ve üretim süreçlerini optimize etmek için önemlidir. Daha fazla bilgi için hemen www.etkendanismanlik.com adresini ziyaret edebilir ve iletişime geçebilirsiniz.
0 notes
bitcoinmadenciligi · 26 days
Text
Cevre Izin ve Lisansi Hizmetleri
Çevre danışmanlığı, işletmelerin çevresel uyum süreçlerinde destek sağlayan bir danışmanlık hizmetidir. Çevre danışmanları, işletmelerin çevre mevzuatına uygun hareket etmeleri için gereken bilgi ve yönlendirmeyi sağlar. Ayrıca, çevresel etkileri değerlendirir, çevresel riskleri belirler ve çevresel performansın iyileştirilmesi için stratejiler geliştirirler. İşletmelerin çevresel faaliyetlerini yürütebilmek için belirli izin ve lisanslara ihtiyaçları vardır. Çevre izin ve lisansı, işletmelerin çevresel mevzuata uygun olarak faaliyet gösterebilmeleri için alınması gereken resmî belgelerdir. Bu belgeler, işletmelerin çevresel etkilerini kontrol altına almayı ve çevre koruma standartlarına uygun hareket etmeyi sağlar.
İş yeri açma ve çalışma ruhsatı, işletmelerin yasal olarak faaliyet gösterebilmeleri için almaları gereken izinlerden biridir. Bu ruhsatlar, iş yerinin güvenliği, sağlığı ve çevresel uyumu gibi konuları kontrol eder. İşletmeler, ilgili belediyeden veya ilgili kamu kurumlarından bu ruhsatları almak zorundadırlar. Makine yerleşim projesi, bir işletmede kullanılacak makine ve ekipmanların uygun bir şekilde yerleştirilmesini planlayan bir projedir. Bu proje, makine ve ekipmanların etkili ve güvenli bir şekilde çalışabilmesi için gereklidir. Makine yerleşim projeleri, işletmenin verimliliğini artırmak, iş güvenliğini sağlamak ve üretim süreçlerini optimize etmek için önemlidir. Daha fazla bilgi için hemen www.etkendanismanlik.com adresini ziyaret edebilir ve iletişime geçebilirsiniz.
0 notes
appleveiphone · 26 days
Text
Cevre Izin ve Lisansi Hizmetleri
Çevre danışmanlığı, işletmelerin çevresel uyum süreçlerinde destek sağlayan bir danışmanlık hizmetidir. Çevre danışmanları, işletmelerin çevre mevzuatına uygun hareket etmeleri için gereken bilgi ve yönlendirmeyi sağlar. Ayrıca, çevresel etkileri değerlendirir, çevresel riskleri belirler ve çevresel performansın iyileştirilmesi için stratejiler geliştirirler. İşletmelerin çevresel faaliyetlerini yürütebilmek için belirli izin ve lisanslara ihtiyaçları vardır. Çevre izin ve lisansı, işletmelerin çevresel mevzuata uygun olarak faaliyet gösterebilmeleri için alınması gereken resmî belgelerdir. Bu belgeler, işletmelerin çevresel etkilerini kontrol altına almayı ve çevre koruma standartlarına uygun hareket etmeyi sağlar.
İş yeri açma ve çalışma ruhsatı, işletmelerin yasal olarak faaliyet gösterebilmeleri için almaları gereken izinlerden biridir. Bu ruhsatlar, iş yerinin güvenliği, sağlığı ve çevresel uyumu gibi konuları kontrol eder. İşletmeler, ilgili belediyeden veya ilgili kamu kurumlarından bu ruhsatları almak zorundadırlar. Makine yerleşim projesi, bir işletmede kullanılacak makine ve ekipmanların uygun bir şekilde yerleştirilmesini planlayan bir projedir. Bu proje, makine ve ekipmanların etkili ve güvenli bir şekilde çalışabilmesi için gereklidir. Makine yerleşim projeleri, işletmenin verimliliğini artırmak, iş güvenliğini sağlamak ve üretim süreçlerini optimize etmek için önemlidir. Daha fazla bilgi için hemen www.etkendanismanlik.com adresini ziyaret edebilir ve iletişime geçebilirsiniz.
0 notes
antalyarehberiniz · 27 days
Text
Cevre Izin ve Lisansi Hizmetleri
Çevre danışmanlığı, işletmelerin çevresel uyum süreçlerinde destek sağlayan bir danışmanlık hizmetidir. Çevre danışmanları, işletmelerin çevre mevzuatına uygun hareket etmeleri için gereken bilgi ve yönlendirmeyi sağlar. Ayrıca, çevresel etkileri değerlendirir, çevresel riskleri belirler ve çevresel performansın iyileştirilmesi için stratejiler geliştirirler. İşletmelerin çevresel faaliyetlerini yürütebilmek için belirli izin ve lisanslara ihtiyaçları vardır. Çevre izin ve lisansı, işletmelerin çevresel mevzuata uygun olarak faaliyet gösterebilmeleri için alınması gereken resmî belgelerdir. Bu belgeler, işletmelerin çevresel etkilerini kontrol altına almayı ve çevre koruma standartlarına uygun hareket etmeyi sağlar.
İş yeri açma ve çalışma ruhsatı, işletmelerin yasal olarak faaliyet gösterebilmeleri için almaları gereken izinlerden biridir. Bu ruhsatlar, iş yerinin güvenliği, sağlığı ve çevresel uyumu gibi konuları kontrol eder. İşletmeler, ilgili belediyeden veya ilgili kamu kurumlarından bu ruhsatları almak zorundadırlar. Makine yerleşim projesi, bir işletmede kullanılacak makine ve ekipmanların uygun bir şekilde yerleştirilmesini planlayan bir projedir. Bu proje, makine ve ekipmanların etkili ve güvenli bir şekilde çalışabilmesi için gereklidir. Makine yerleşim projeleri, işletmenin verimliliğini artırmak, iş güvenliğini sağlamak ve üretim süreçlerini optimize etmek için önemlidir. Daha fazla bilgi için hemen www.etkendanismanlik.com adresini ziyaret edebilir ve iletişime geçebilirsiniz.
0 notes