Tumgik
#benim yaşımda bir de
sexcxsblog · 8 months
Text
ABİM VE BABAM KÜÇÜK AMIMI GÖTÜMÜ ACIMADAN SİKTİLER
Şimdi 22 yaşımda bir kızım, ismim şebnem. Anlatacağım olayı 12 sene önce yaşadım. Biz 2 kardeşiz abim benden 6 yaş büyük.Babamda annemle çok erken yaşta evlenmiş. Köyde yaşayan, çiftçi aileyiz. Köy yerinde olduğumuz için babam 16 yaşındayken dayısının kızıyla evlendirmişler. Annem babamda 4 yaş büyük. Zaten evlendikten hemen sonra abimi doğurmuş annem. Babamda ozaman 17 yaşında.Şu an 45 yaşında Babam tarlada falan çalıştığından vücudu çok kaslı vede çok yakışıklı bir adam. Neyse asıl anlatacaklarıma geleyim. Ben 10 yaşımdayım ama 7-8 yaşımdan beri ev işi ve ahır işini becerirdim. Abim ali de çok yaramaz ve sex düşkünü bir çocuktu. Onu 2 kere ahırda inek sikerken görmüştüm ama o benim gördüğümü görmemişti. Hatta bir kerede tarlada eşeği sikiyodu. Ben o gün süt sağmak için yine ahıra gittim. Ahırın içinde sağdığım inek birkenarda kuytu bir yerde Abim ahıra girdi beni görmüyor. Hemen diğer ineklerin yanına gitti pantolonunu indirdi. Siki o yaşına rağmen kocamandı. İneğin arkasına geçip kuyruğunu kaldırdı. İneklerde alışmış her halde hiç ses çıkartmıyolar.
Abim ineği sikmeye başladı. Bende onları seyretmeye başladım. O sıra bende amımı okşuyorum. Kendimden geçtim yattım samanların üstüne şalvarımıda indirdim amımı okşamaya başladım demekki çok zevk almışımki inlememle abimin ne yapıyon demesine kendime geldim. Baktım abim siki dışarda karşımda dikeliyo. Bende ona abi sen ineği sikerken benim hoşuma gitti demem le abim üstüme atladı. Beni okşamaya ve amımı yalamaya başladı. İnek sikmekten bıktım artık. Çok güzel amın var.şimdi seni amından götünden sikecem deyip öyle yalayıp emiyoki, amım götüm su içinde kaldı. bende küçük yaşıma rağmen içim tuhaf oldu bayılacak gibi oldum Meğer orgazm denen şey buymuş şimdi anlıyorum bunu. Abim benim hemen hemen yok gibi olan memelerimi emiyor, amımı okşayıp dilliyor derken o kocaman sikini amıma sokmaya başladı. Bende çok istiyordum artık. Abim bana samanların üzerinde yarağını öyle geçirdiki bağırdım ama o hiç umursamadı. Sikini amımın içine hepsini soktu. Başladı git gel yapmaya. Oh beee amın çok dar. sikim içine zor girip çıkıyo. Harikasın artık seni hergün sikecem yaşadım valla deyip pompalıyordu. Sonra içime boşalmaya başladı. Amımdan çıkarınca siki hep kan olmuştu. Benim amımdan da kanlı kanlı meniler dişarı akmaya başladı. Beni çömeltti abim. Samanın üstüne kanlarım epeyce aktı. Sonra durdu. Biz biraz samanların üstünde yattık. 10-15 dakika yada yarım saat geçti geçmedi abimin siki yine kalktı. Olmayan memelerimi emmeye başladı. Sonra beni domalttı.
Şimdi götünden sikecem dedi. Bende tamam dedim. Ne bileyim amımdan daha çok acıyacağını. Sikini tükürükleyip beni domalttı götüme sokmaya başladı. Ama siki çok büyük olduğu için 20-21 cm vardı. dediğim gibi yaşına göre çok kalın ve büyük bir siki var abimin. O sikini daracık götüme sokmaya başladı. Ben acıdan kıvranarak abi çok acıyor. Götümden sikme amımdan sik dedim. Yok olmaz götünüde sikmek istiyom diyerek bastırdı. Kafasının girmesiyle yırtıldım sandım. Bağırmamam için ağzımı eliyle kapatmıştı. Sikini bastıra bastıra götüme kökledi. 10 yaşımdayım ve kocaman sikli abim beni amımdan götümden acımadan sikiyodu. Ben inliyorum. Gözümden yaşlar akıyor abim götümü sikmeye devam ediyor.Öyle hızlandıki içimde taşakları şak şak diye ahırı inletiyor. Götümden çıkarttı amıma soktu. Amımıda sikti. Tekrar çıkartıp götüme soktu bu sefer daha kolay girdi götüme ve hızlı hızlı sokup çıkardı sonra aaah ohhhh diye diye götümün içine boşaldı. Her yerimi orada bulunan ineklerin sağmadan önce memelerini sildiğimiz bezle sildi, temizledi. Şalvarımı giydirdi. Kimseye söylemek yok tamamı dedi. Seni hergün sikecem. seninde hoşuna gidecek dedi. Bende tamam abi zaten çok güzel siktin hoşuma gitti dedim. Beni öptü aferim dedi. Daha sonra 2 gün sikemedi götüm amım çok acıdı bıraktık. 2 gün sonra yine ahırda sikti. Artık abim beni hergün ahırda, bazen tarlada, kimse yokkende evde sikiyordu. Aradan 6-7 ay geçti. Yine ahırda abimin altında inlerken babam bizi yakaladı. Vay demekki kızkardeşini sikiyosun haaa. Ulan nasıl alıyo senin kocaman sikini bu zilli demezmi. Abimde bende şaşırdık kaldık. Biz öylece kaldık. Benim am göt ortada abimin kocaman siki dimdik göbeğine değiyor.
Kala kaldık. Babam geldi yanıma çöktü. Amın da çok küçük. deyip ellemeye başladı. Babam ellerken ben gözlerimi yumdum. Sonra abime ver lan oradan bazi dedi. Abim bezi uzattı, babam amımı bezle temizledi çünkü az önce abimin siki çıkmıştı oradan. Temizledikten sonra küçücük amımı yalayıp emmeye başladı. Babam öyle güzel emiyo yalıyorduki ben zevkten kıvranmaya başladım. Ara sıra parmağını amımın içine sokuyor, ağzını bastıra bastıra amımı emiyor bir yandan da ohhh çok güzel, küçücük nasıl güzel sikilir bu am diyordu. Abimde bizi seyrediyo tekrar siki dikildi elinde okşuyarak bize bakıyor. Babam pantolonunu indirdi, sikini donundan çıkarttı kocaman siki vardı. Abiminki kadar değildi ama ona yakın büyüklükteydi. Sikini tükürükledi beni domalttı amıma sokmaya başladı. Baba yarağı yemek daha bir zevk verdi. Sikini yavaş yavaş sokmaya başladı. Biraz sonra sikinin hepsi küçük amıma girmişti. Babam ohhh, çok dar, harika, içinin sıcaklığı yakıyor sikimi diyerek pompalamaya başladı. O arada göt deliğime parmağını sokmaya başladı. Parmağı götüm girdi, abime lan bunun götünüde mi siktin deyince abim amını götünü sikiyom, dedi. Babam offf bayılırım göte, ananız götten vermiyo bende ara sıra senin arkadaşın ahmetin götünü sikiyom, demezmi. Ahmet abimin arkadaşı. Kız ahmet derler ona. Demekki babam erkekte sikiyomuş.
Biz dahada rahatladık. Artık rahat rahat sikişimize devam ediyoduk. Babam amımdan çıkarttı sikini götüme soktu. Ben bağırınca ohhhh bağırarak yarak yiyenler beni daha azdırıyo diyerek pompalamaya devam etti, sonra götümden çıkarttı amıma kökledi. 2-3 dakika sonra böğüre böğüre amımın içine menilerini akıttı. Artık abimin ve babamın ortak karısı olmuştum.Babam o gün beni 2 kere daha sikti. Bir kerede abimle beraber babam götüme abim amıma soktu tost yaptılar aralarında öyle siktiler. Babam ve abim 12 senedir beni sikiyolar. bazen beraber bazen babam tek bazende abim tek olarak beni sikmeye devam ettiler. Hergün sikiliyorum.Bazende beni tost yapıyolar ikisi birden sikiyor biri amımdan biri götümden yapıyor. Ençok babam götümden sikiyor. Abim daha çok amımı sikiyor. Babam bana hergün bir ilaç içiriyodu. Hiç aksatmıyordu. Bunu yaşım büyüdükçe anladım. Hamile kalmamam için kontrol hapıymış. Abim yakında evlenecek. Annem çok geç kaldın evlenmekte diyor. Abim evlensemde seni yine sikecem diyor. Bakalım sikecekmi. Babam 2-3 günde bir sikiyor.İsteyenlerim var ama babam vermiyo. Beni sikerkende seni evlendirmeye kıyamam. Ama evlenmek istersen bir şartla evlendiririm amını götünü bana siktirmeye devam edecen diyo. Bakalım belki evlenmem abimin ve babamın sikişleri beni çok mutlu ediyor. Evlensemde yine ikisinede siktiririm. Bakarsınız evlendikten sonraki durumları da yaza bilirim sizlere. Şunu rahatlıkla söyleye bilirim abi ve baba yarağı yemek insanı çıldırtıyor. Deneyin bakın göreceksiniz.
254 notes · View notes
tipitip213 · 1 month
Text
Lezbiyen Arkadaşımla Sevişirken Üvey Abim Yakaladı!
O zamanlar 18 yaşındaydım. Esra adında bir sınıf arkadaşım vardı. Esra benim yaşımda olmasına rağmen çok olgun gösteriyordu. İlk başlarda böyle birşey hiç aklımdan geçmiyordu. Bizim veya onların evinde ders çalışıyorduk, sürekli beraberdik. Bir gün yine onların evine ders çalışmaya gittiğimizde, Esra'nın annesi, "Banyoyu yaktım, ders çalışmaya başlamadan önce girin bir duş alın, ikiniz de terli terli kokuyorsunuz!" deyip, komşuya gitmişti. Esra'yla banyoya girdik. Esra hemen soyundu, sadece bir külotla kaldı. Ben de utanarak küloduma kadar soyundum ve duşun altına girdik. Esra'nın göğüslerine takılmıştım, limon büyüklüğündeydiler, benimkiler onunkine nazaran daha küçüktü. Utandığımdan ellerimle göğüslerimi kapatıyordum. Esra birden ellerimi göğüslerimden çekerek, "Saklamana gerek yok! Utanıyormusun yoksa?" dedi. Ben utandığım halde, neden bilmiyorum ama, "Yoo, utanmıyorum!" demiştim.
Esra şampuanı aldı, "Hadi birbirimizi yıkayalım!" diyerek göğüslerime döktü ve köpürterek göğüslerimi okşamaya başladı. Göğüsuçlarım sertleşmişti. Göğüslerimi yıkarken göğüsuçlarımı da parmaklarının arasına alıp sıkıyordu. Sonra şampuanı bana verdi ve "Hadi sen de bana yap!" dedi. O öyle demese de içimden onun göğüslerine dokunmak geçiyordu. Şampuan döküp başladım ben de Esra'nın göğüslerini yıkamaya. Onun bana yaptığı gibi ben de onun sertleşmiş göğüsuçlarıyla oynadım. İçim bir tuhaf olmuştu, tarif edemeyeceğim bir zevk alıyordum ve Esra'nın da müthiş zevk aldığını görebiliyordum. İkimiz de aynı anda birbirimizin şampuanlı göğüslerini okşuyorduk artık. Sonra Esra, "Hadi göğüslerimizi birbirine değdirelim!" diyerek, göğüslerinin uçlarını benimkilerinin uçlarına değdirerek, dairesel hareketler yapmaya başladı. "Hoşuna gidiyor mu?" diye sorduğunda, sadece 'Evet' anlamında kafamı sallayabilmiştim...
Bu arada Esra ellerini belime dolayarak beni kendine çekti. Artık sadece göğüslerimiz değil tüm vücutlarımız birbirine yapışmıştı. Duşun altında sanki Slow Dans yapar gibi birbirimize sarılmış salınıyorduk. Esra birden dudaklarıma yapışıp öpmeye başlayınca nefesim kesildi sandım. Kısa bir şaşkınlıktan sonra ben de karşılık verdim ve resmen dillerimiz birbirinin ağzında öpüşmeye başladık. Çok acemice öpüşüyorduk, ama o kadar zevkliydi ki, bir anda bacaklarım titremeye başladı. Öpüşürken Esra'nın belimdeki elleri popoma kaydı ve sudan ıslanmış külodumu sıyırarak dizlerime kadar indirdi ve "Çıkar külodunu!" diyerek bıraktı, kendi külodunu çıkardı. Gözlerim, Esra'nın hep merak ettiğim amına kaydı. Amı çok tatlı gözüküyordu. Esra'nın amı da benimki gibi yeni yeni tüylenmeye başlamıştı.
Ben külodumu çıkarmakta çekimser kalınca, Esra, "Utanma hadiiii!" diyerek, benim külodumu da çıkardı. Sonra bir eline bolca şampuan dökerek, öteki eline duşun süzgecini aldı ve amıma su tutup, şampuanlı eliyle amımı şampunalamaya başladı. Klitorisimin üzerine dairesel hareketler yaparak bastırıyordu. Ben elektriğe çarpılmış gibi hissediyordum kendimi. Sonra elini, önden arkaya doğru ileri geri hareketlerler şampuanladı amımı. Zevkten resmen tir tir titriyor ve içimden amımı daha hızlı ovmasını istiyordum. Esra, "Dön arkanı!" diyerek beni dönderdi ve ellerimi fayanslara yapıştırdı. Sırtıma eliyle bastırarak belimi çökertti. Popom iyice arkaya çıkmıştı. Belimin üzerine, popoma doğru şampuan dökerek, popomu şampuanladı. Popomun yanaklarını bir eliyle ayırarak, götümün deliğine sürüyordu köpükleri. Sonra başladı elini ve parmaklarını götümün deliğinden amıma doğru, aşağı yukarı yaparak, arkadan amımı okşamaya...
Amımı biraz öyle okşadıktan sonra, duşun süzgeciyle bolca su tutarak köpükleri duruladı. Ben halen o pozisyonda hareketsiz beklerken, birden Esra'nın dilini hissettim amımda. Esra amımı yalamaya başlamıştı. Bir eliyle amımın dudaklarını ayırıp, dilini amıma sokup sokup çıkarıyordu. Bunu yaparken öteki elinin orta parmağını da götümün deliğine sokup çıkarmaya başlayınca ben çok tuhaf olmuş ve inlemeye başlamıştım. Bütün vücudum titriyordu ve dizlerimin bağı gevşemişti. Nefes alış verişlerim sıklaşmış, kalbim hızlı hızlı atmaya başlamış, zevkten ve heyecandan bayılıp düşmek üzereydim. Esra, "Korkma, sadece Orgazm oluyorsun! Sal kendini!" diyerek amımı okşamayı hızlandırınca, ben artık kendimi bıraktım ve inleyerek Esra'nın eline boşaldım. Zevkten kafam dönüyordu, gözlerimin önü kararmış, tansiyonum düşmüş gibiydi. Ayakta duramıyordum, Küvete kıçımın üstüne oturuverdim.
Esra sırıtarak, eline bulaşmış amımın sularını ağzına götürüp, "Mmmmhhh!" diyerek yalıyordu. 3-4 dakikada kendime zor geldim, ama halen ayağa kalkacak gibi değildim. Esra bana yaklaştı iyice, tepeme dikildi, bacaklarını ayırdı, amını yüzüme yaklaştırarak, kendi amını okşamaya başladı. Biraz öyle okşadıktan sonra bir bacağını kaldırıp boynumdan atarak amını ağzıma verdi. Kafamı amına bastırarak, "Dilini sok, yala amımı!" diyordu. Ben de hiç itiraz etmeden Esra'nın amını yalamaya başladım. Bir süre sonra Esra, "Dur bir fikrim var!" diyerek, bacağını çekti. Elimden tutup beni kaldırdı ve küvetten çıktık. Yere büyük banyo havlularından birini sererek, üzerine sırt üstü uzandı ve "Gel hadi, 69 yapalım!" dedi. Esra'nın da yardımıyla, üzerine ters uzandım. Esra ensemden itiyor, yüzümü amına bastırarak, "Yala amımı!" diyor, bir yandan kendisi de benim amımı parmaklıyor ve yalıyordu. Okadar tatlı yalıyordu ki, amımın içine dilini sokabildiği kadar sokmaya çalışıyordu. Ben de aynısını Esra'nın hafif kıllı amına yapmaya çalışıyordum. Bir süre sonra Esra titremeye başladı ve ağzıma hafif buruk bir tat geldi. Fakat çok hoşuma gitmişti. Ve çok geçmeden ben de titremeye ve Orgazm olmaya başladım. Hiç halim kalmamıştı. Böylece o gün Esra'yla ilk Lezbiyen sevişmemizi yaşamıştık. O günden sonra, artık ne zaman yalnız kalsak Esra'yla saatlerce sevişiyorduk.
Bir gün annemlerin pazara alış verişe gittiğinde, yine Esra'yla benim odamda çırıl çıplak soyunmuş sevişiyorduk. Okadar kendimizden geçmiştik ki, odamın kapısının açıldığını bile duymadık. Esra'yla yine 69 olmuş, birbirimizin amını yalarken, aniden kapıda üvey abimin bize baktığını farkettik. Hemen toparlanmaya çalıştık. Çok korkmuştuk annemlere söyleyecek diye. İkimiz de ağlayarak yalvarmaya başladık, annelerimize söylemesin diye. Üvey abim de, "Bir şartla söylemem!" dedi. İkimiz de ne dese yapmaya hazırdık. "Ben de size katılacam!" dedi. Biz ilk önce itiraz ettik. "Siz bilirsiniz, annemlere söyleyecem ozaman!" dedi. Korkudan mecburen kabul ettik. Ben aslında benimle sevişmeyeceğini düşünüyordum. Nasıl olsa (üvey de olsa) kardeşiydim, sadece Esra'yı siker ve bizi söylemez diye düşünüyordum...
Abim hemen soyunmaya başladı. Daha hiç abimi çıplak görmemiştim. Tamamen soyunduğunda siki kalkmıştı. Esra'ya yaklaşarak sikini uzattı ve "Yala!" dedi. Esra ürkek bir şekilde yalamaya başladı. Sonra ağzına almasını söyledi. Esra da yavaş yavaş almaya çalışıyordu. Esra'nın saçlarından tutarak, sikini ağzına sokup çıkarmaya başladı. Hızlı hızlı sokup çıkarıyordu. Bir müddet sonra Esra'nın ağzına boşaldı. Sikini ve Esra'nın ağzını benim yerde duran atletime silip temizledikten sonra, Esra'yı yatırıp, bacaklarını ayırdı ve amını yalamaya başladı. Nasıl yalıyordu ama deli gibi, Esra zevkten inlemeye başlamıştı. Abim bana, "Gel kız Orospu, sen de benim sikimi em!" dedi. Ben ilk başta, "Ama abi..." dedim, o da, "Abini sikerim! Al ağzına, yala sikimi Orospu!" deyince, korkudan ağzıma aldım ve emmeye başladım. Biraz önce boşaldığı için, siki inikti, fakat ben emerken tekrar kalkmaya başladı ve ağzıma sığmaz oldu. Şunu da itiraf etmeliyim ki, siki çok tatlıydı. İlk defa bir sik emiyordum, o da üvey abimin sikiydi ve ben emerek sertleştirmiştim...
Sonra abim sikini sıvazlayarak Esra'ya, "Dön arkanı domal, sikecem!" dedi. Esra korkarak, "Ben bakireyim daha!" dedi. Abim de, "Amından değil, götünden sikecem Orospu!" dedi. Esra yatağa domalınca, abim Esra'nın götünü önce yaladı ve sonra göt deliğini parmaklamaya başladı. Bir süre parmakladıktan sonra, sikini benim ağzıma uzatarak bolca tükürüklememi söyledi. Ben de emerek bolca tükürükledim. Kendisi de Esra'nın göt deliğine tükürdükten sonra, götüne yavaş yavaş sikini sokmaya başladı. Esra'nın canı herhalde çok yanıyordu ki, acı acı inliyordu. Abim Esra'nın acı duymasına aldırış etmeden, sikini Esra'nın götüne dibine kadar soktu ve gidip gelmeye başladı. Bana da kısa aralıklarla Esra'nın göt deliğine tükürttürüyordu. Bir süre sonra Esra'nın götü alışmıştı artık, abimin siki rahatça girip çıkıyordu. Bu arada ben de ilgiyle, abimin siki girip çıktıkça, Esra'nın göt deliğinde tükürüklerimden oluşan küçük baloncuklara bakıyordum. Herhalde Esra da zevk almaya başlamıştı, o acı acı inlemesi bitmiş, götünü abimin sikine doğru bastırıyordu. Abim Esra'nın götünde iyice hızlanıp, sikini birden çıkardı ve saçlarımdan tutarak ağzımı açmamı söyledi. Ben ağzımı açınca, birden ağzıma boşaldı ve "Yut Orospu!" dedi. Yutmaya çalıştım, ama çoğu ağzımdan taşarak çeneme ve göğüslerime aktı. Fakat tadı çok hoşuma gitmişti.
Biz tam bitti diye yerdeki elbiselerimize uzanıyorduk ki, abim, "Noluyor?" diyerek elbiseleri elimizden alıp biraz uzağa attı ve "Daha işim bitmedi!" dedi. Ben yine, "Ama abi..." desem de, "Daha seni de sikecem!" diyerek kalktı ve ikimizin kafasını birbirine değdirerek, yüzlerimizi sikine yanaştırdı. "Yalayın Orospular, kaldırın sikimi!" dedi. Tepemize dikilmiş, bana sikini yalatırken, Esra'ya da taşaklarını yalatıyordu. Biraz yalayıp emdikten sonra siki yeniden kalkmış, sertleşmişti. "Hadi şimdi 69 olun bakiim!" diyerek, Esra'yı sırtüstü yatırdı, beni de arkam kendisine gelecek şekilde, Esra'nın üzerine ters yatırarak, bizi 69 yaptı. Abim benim götümü yalayıp ıslatırken, Esra da alttan amımı yalıyordu, ben de Esra'nın amını yalıyordum. Abim Esra'ya yaptığı gibi benim de önce götümü parmaklayacak diye beklerken, sikini tek seferde köküne kadar soktu götüme. O anda ben de Esra'nın amını emiyordum, can havliyle amını ısırmışım, ikimiz birden aynı anda nasıl bağırdık ama. Abim sikini götüme sert sert sokup çıkarmaya başlayınca, beynim yerinden çıkacak sandım. Abimin benim götümü sikmesi bayağı uzun sürdü, çünkü bana sıra gelmeden önce iki sefer boşalmıştı, yarım saatten fazla sikti götümü ve içime boşaldı. Sonra ikimizi de dudaklarımızdan öperek, "Artık bundan sonra benim karılarımsınız, nezaman istersem sikecem götlerinizi!" dedi ve giyindi, odadan çıktı...
Öyle de oldu, canı ne zaman isterse bizi götten sikmeye başladı. Zamanla biz de alışmıştık götten yarak yemeye. Belli bir süreden sonra abime gönüllü vermeye başladık. Bazen üçümüz birlikte sikişiyorduk, bazen de, annemler evde olmadığı zamanlar, ben tek sikişiyordum abimle. Tabi bu arada Esra ile Lezbiyen ilişkimiz de devam ediyordu.
Şuan 25 yaşındayım, önce abimi evlendirdiler, iki sene sonra da beni. Eskisi kadar sıklıkta olmasa da, sikişmelerimiz halen devam ediyor. Esra da kısa bir evlilik yapıp ayrıldı ve İstanbul'a taşındı. Arada sırada bizi ziyarete geliyor ve üçümüz kimsenin görmeyeceği yerlere gidip, eski günlerdeki gibi saatlerce sikişiyoruz. Bir farkla, artık ikimizin de kızlık sorunu kalmadığı için amdan da sikişiyoruz :)
Alıntıdır. Yazarın eline kalemine sağlık.
73 notes · View notes
Text
Bekaretimi İlk Sevgilime Verdim! (Sena 18 Y., Eskişehir)
Selam arkadaşlar. Ben Sena, 1.70 boyunda, dolgun ve çıkık popolu, yuvarlak göğüsleri olan, erkekleri kolayca etkileyebilen bir bayanım. Anlatacağım olay 16 yaşımda, Lisede okurken gerçekleşti. Okulumuzda oldukça yakışıklı erkekler vardı. Ama benim en çok ilgilendiğim, benimle de en çok ilgilenen ve sonradan bana ilgisini açıkca söyleyen Murat bir başkaydı. Murat 1.92 boyunda, omuzları geniş, spor yaptığı için kaslı bir vücudu olan, dudak ısırtacak derecede yakışıklı bir erkekti. Onunla tanışalı 2 ay olmuştu ve bizim aramızda hoş bir muhabbet oluşmuştu. Beni sınıftan alır, birlikte bahçeye çıkardık. Birlikte sigara içerdik.
Bir haftasonu arkadaşlarla buluşacaktık ve Murat da gelecekti. Birlikte bir kafeye gittik sohbet muhabbet derken yanıma sokuldu ve elini omzuma attı. Bende hafifçe kendimi ona doğru bastırdım. Bir süre öyle oturduk. Sonra yavaşça elimi tuttu ve kulağıma "Sevgilim olur musun prenses?" diye fısıldadı. O anda dünyalar benim olmuştu. Ben de onun kulağına uzandım ve sessizce, "Evet!" dedim. Artık bahçede, koridorda, kantinde hep el eleydik. İlişkimizin 8. ayında ilk defa öpüşmüştük. Ama ne öpüşme!
Yine parkın tenha olduğu bir saatte yan yana oturuyor, birbirimiz öpüyor, okşuyor, bir yandan da sohbet ediyorduk. Sonra Murat beni nazikçe belimden tutarak kucağına oturttu. Siki tam olarak amımın altındaydı ve taş gibiydi. Hissedebiliyordum. Sonra yavaşça işaret parmağıyla çenemi yukarı ittirip yüzümü yüzünün hizasına getirdi. Kulak mememi öptü ve "Seni istiyorum prenses!" diye fısıldadı. Sonra yavaşça dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Benim karşılık verdiğimi gönce nazikçe dudaklarımı öpmeye başladı. Ben de onu öpüyordum. Bir eli belimde, bir eli ise popomdaydı. Nazikçe okşuyordu. Benimse bir elim göğsünde, diğer elimse saçlarındaydı. Dudaklarımı emiyor, dilini ağzıma sokuyor, beni delirtiyordu. Dillerimiz resmen birbirini sömürüyordu. Nefes nefese kalmıştık. Başımı omzuna yaslamış nefesimin düzene girmesini bekliyordum. Murat ise bana iltifatlar ediyor, saçlarımı okşuyordu.
Aradan bir hafta geçmişti Murat beni evlerine çağırdı. Aileme, bir kız arkadaşımda kalacağımı söyleyerek, adeta uçarak Murat'ın evine gittim. Yaz mevsiminde olduğumuz için altıma mini şort, üstüme askılı üzerime 1 beden büyük gelen bir tişört giymiştim. İçime kırmızı bir tanga giymiştim, sütyen takmamıştım. Hafif makyaj yapmış, kırmızı bi ruj sürmüştüm. Saçlarımı açık bırakmıştım. Ayağıma da Vanslarımı giydiğimde tam bir afet olmuştum. Hemen Murat'a gittim. Güzel bir yemek hazırlamış masayı kurmuş, iki tane mum yakmıştı. Çok romantik bir ambiyanstı. Hemen yanıma geldi ve sarıldı. Çok hoş bir parfüm sıkmıştı. Kokusu beni benden alıyordu. Sonra yavaşça beni popomdan tutarak kaldırdı ve şehvetle öpmeye başladım. Bense kendimi kaybetmiş deli gibi inliyordum ve sırtını okşuyordum. Sonra yavaşça kucağından indirdi beni ve "Hadi yemek yiyelim!" dedi. Güle eğlene yemeklerimizi yedik, biraz da içtik.
TV'ye bir romantik komedi türünde film aktardı, izlemeye başladık. Kafasını göğüslerime yaslamıştı, bense saçlarını okşuyordum. Sonra bacaklarımı okşamaya başladı. Bu beni çıldırtıyordu. Aniden bana doğru döndü ve ben de mecburen kanepeye uzandım. Şimdi tamamen üstümdeydi. Vücudunun her hattını hissedebiliyordum. Sonra dudaklarıma yapıştı. Sanki hayatı buna bağlıymışcasına emiyordu. Elleri popomda doğruldu ve beni kucaklayıp yatak odasına götürdü. Beni yavaşça yatağa bıraktı ve tekrar üstüme çıktı. Dudaklarımı tekrar sömürmeye başladı. O kadar çok zevk alıyordum ki, adeta uçuyordum. O kaslı ve mükemmel vücudun altında sadece kıvranabiliyordum.
Askılı tişörtümü çıkardı ve hiç zaman kaybetmeden göğüslerime yumuldu. Bense o zamana kadar hiç tatmadığım bir zevki tadıyordum. Göğüs uçlarımı emiyor, ısırıyor, zaman zaman tamamını ağzına almaya çalışıyor, alt yuvarlağını ısırıyor, beni adeta uçuruyordu. Sonra şortumla birlikte tangamı da indirdi. Hemen amıma yumuldu. Amımın ıslak olmasına aldırış etmeden çılgınca yalıyordu. Bense başını amıma bastırıp, delice inleyebiliyordum sadece. Dilini amımın içine sokuyor, klitorisimle oynuyordu. Ve ben kasıla kasıla, çığlıklarla orgazm oldum. Murat ise orgazm olmama aldırış etmeden halen daha amımı yalıyordu. Çok geçmeden tekrar orgazm oldum. Kafasını amımdan kaldırdığında yüzünde tutkuyla karışık çok tatlı bir gülümse vardı. Hemen kalktım udaklarına yapıştım...
Dudaklarımız ayrıldığı gibi onun boynunu, göğsünü yalaya yalaya aşağıya indim. Pantolonunun fermuarını indirdim, sonra da boxerını. Ve işte beni göklere uçuran Murat'ın yarağı gözlerimin önündeydi. Bileğimden daha kalın, uzun, oldukça heybetli ve damarlıydı. Kafası pespembeydi. Ellerini popoma attı ve "Şimdi sıra sende prenses!" dedi. Daha önce hiç sakso çekmemiştim, ama pørnø filmlerde çok izlemiştim. Murat'ın yarağının kafası anca ağzıma sığıyordu. Bir elimle taşaklarıyla oynuyordum, diğer elimle yarağına 31 çektiriyodum. Hemde yarağını deli gibi emiyordum. Ben emdikçe zaten dev gibi olan yarağı dahada büyüyordu. Emdikçe sıvıları geliyordu, çok tatlıydılar. Hepsini emiyordum.
Sonunda, "Yeterli!" dedi ve beni omuzlarımdan iterek yatağa yatırdı. Kulak memelerimi emmeye başladı, o sıradada göğüslerimi okşuyordu. Sonra boynuma doğru indi. Ben artık dayanamıyordum. Amım yanıyordu. "Sik beni aşkım, sik beni Murat. Erkeğim!" diye inliyordum. Üzerime uzandı, "Bakire misin sevgilim?" diye sordu. "Evet, ama bekaretimi sen al istiyorum, senin kadının olmak istiyorum!" dedim. Yavaşça kalktı, odadan çıktı. Geldiğinde elinde peçeteler vardı, "Bunlara ihtiyacımız olacak!" dedi ve gülümsedi. Aman Tanrım o kadar sexydi ki!
Üzerime çıktı, bacaklarımı ayırdı ve yarağını amıma hizaladı. Yavaşça sokmaya başladı. Başı girdiğinde sanki dünyam başıma yıkılmıştı. O kadar canım yanıyordu ki, o an attığım çığlık hala kulaklarımda. Bir süre öyle bekledi. O sırada kulak memelerimi emiyor, göğüslerimi okşuyordu. "Zor kısmı bitti birtanem, kafası girdi. Artık sen de zevk alacaksın!" diye fısıldıyordu. Sonra yavaşça daha da girmeye başladı. Tanrım o nasıl bir acıydı, sanki içimi yarıyordu. Sonunda tamamı içimdeydi ve içimi tamamen doldurmuştu. Rahim duvarımı zorluyordu. Eğildi ve göğüslerimi emmeye başladı. Sonra uzanıp peçeteleri aldı ve yavaşça sikini çıkardı. O an amımdan bir miktar kan aktı.
Sonra yavaşça tekrar soktu. Hareketlerinde beni incitmemeye, bilhassa zevk almama çok önem veriyordu. Hızlanmaya başladığında artık acının yerini zevk almıştı. Müthiş zevk alıyordum. Sonra pozisyon değiştirdik ve Murat ayaklarımı göğsüne koyup amıma kökledi. İlk seferki gibi yavaş davranmıyodu. Sanki bir tren pistonu gibi gidip geliyordu. Ve benim vücudumu bir titreme sardı. Orgazm olmuştum. Zangır zangır titriyor, durmadan kasılıyordum. Murat ise durmak bilmiyordu. En az yarım saat beni o pozisyonda sikti. Defalarca kez orgazm olmuştum.
Sonra o sırt üstü yattı ve benim üstüne çıkmamı istedi. Hemen çıktım. Yarağı kalın olduğu için kolayca alamıyordum. Resmen amımın duvarları yırtılıyordu. Yavaş yavaş oturup kalkarak yarısını aldım. O damarlı sert yarak beni kendimden geçirmişti. Birden tamamen oturdum üstüne ve derin bir, "Ohhhh!" çektim. Murat ise uzunca nefesini verdi. Ben hareket etmeye başladığımda Murat da boş durmuyor, göğüslerimi yoğuruyordu. Aman Tanrım! Göğüslerimi okşamasının etkisiyle sarsıla sarsıla orgazm oldum ve üzerine bıraktım kendimi. O ise durur mu? Alttan pompalamaya başladı, beni yine zevkin doruklarına çıkarıyordu. Hem pompalıyor, hem benle öpüşüyor, hemde vücudumu okşuyordu. "Mükemmelsin! Harikasın!" gibi şeyler söylüyordu.
Sonra beni yan yatırdı ve arkama yatıp öyle sikmeye başladı. Tanrım, en az bir buçuk saattir sikişiyorduk ve ben orgazmlarımın sayısını unutmuştum. Oysaki Murat'da ne bir kasılma, ne bir duraksama. Kaşık pozisyonunda da yarım saate yakın sikiştik. Artık dermanım kalmamıştı. Bacak kaslarım kasılmaktan yorulmuştu. Son orgazmımı olduktan sonra ona, "Aşkım ne olur artık boşal. İnan çok yoruldum, bayılacağım!" dedim. O ise, "Peki kadınım!" dedi ve misyoner olduk. Hızla gidip gelmeye başladı. Yarağı o kadar şişmiş ve uzamıştı ki, resmen kolum kadar olmuştu. Bense o anda sadece içimdeki sert yarağın zevkini çıkarıyordum. Beş-altı dakika daha gidip geldikten sonra ben son orgazmımı olurken, o da amımdan çıktı ve göğüslerime ve biraz da göbeğime fışkırdı. Ama ne fışkırma! Dölleri en az yarım çay bardağını doldururdu. Sonra yanıma yığıldı.
Bir süre nefesimizin düzene girmesini bekledik. Sonra bana doğru döndü ve dudaklarımdan öptü. "Harikasın birtanem. Keşke seni daha önce sikseydim!" dedi ve dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu. Yatak benim am sularım ve tükürüklerle dolmuştu. Çarşaf ise kaymıştı. Bu kadar çılgınca sikiştiğimizin farkında değildim. Beni kucağına aldı ve "Hadi banyo yapalım!" dedi. Beni kollarında banyoya götürdü. Önce o beni yıkadı, sonra ben onu yıkadım. Sonrasında çarşafları değiştirdik ve çırılçıplak birbirimize sarılarak uyuduk. Uyuduğumuzda zaten saat 05:30 idi. Sabah uyandığımda yanım boştu. Şortumu ve askılımı giydim. Bir baktım ki sevgilim bana kahvaltı hazırlıyor. Gel de böyle bir sevgiliyi sevme!
Murat ile halen devam eden güzel bir ilişkimiz var. O şu anda Anadolu Üniversitesi'nde okuyor. Ve bir aksilik olmazsa, seneye ben de onun okuduğu bölüme gideceğim :)
[Sena]
114 notes · View notes
tohumlasmak · 28 days
Text
Tumblr media Tumblr media
Dedemin ölüm yıl dönümüne çok az kaldı. Bu yüzden evde bugün konuşulmuş ve eşyalarına bakılmış. (Çoğu şeyi bende olsa bile.) Telefonunu açıp bakmışlar ve bana bunu attılar. Günlerdir durgunum, bu fotoğrafı görünce yaptığımız telefon konuşmalarını hatırladım. İş yerinde tuvalete gittim ve ağladım biraz. Hayatta herkesten ve her şeyden bahsedebiliyorum ama senden ve sana olan sevgimden bahsedemiyorum. Bunu yapamadığım için kendimi çok kötü hissediyorum bazen. Sen benim en eğlendiğim insan, dedem, babam, telefonda bile saatlerce sohbet edebildiğim, dertlerimi paylaştığım, hoşlandığım çocuğu anlattığım, kısaca en yakın arkadaşımsın. Ben de isterdim seni kelimelere sığdırmak ama yapamıyorum. Seni kaybedene dek hayattaki her yaranın geçebileceğini düşünürdüm ne safmışım. Artık biliyorum bazı boşluklar hiç dolmuyor ve sen benim en güzel boşluğumsun. Yüzlerce fotoğrafımız arasından en çok bunu seviyorum çünkü o küçücük yaşımda bile onlarca kişiden sıyrılıp senin kollarına gelmiştim. Bensiz fotoğraf çekilme diye. Bugün içimden seni çok özledim, sen de beni özlediysen bir işaret yolla, dürt bari dedim ve beş dakika geçmeden nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde dengemi kaybettim, neredeyse düşüyordum. Şakacı seni!
22 notes · View notes
istekligurbetci · 9 months
Text
Üçlü Evlilik Teklifi! (Fatma 21 Y., İstanbul)
Merhaba, adım Fatma, ama herkes Fatoş der. 21 yaşında, 1.65 boyunda, 70 kiloda, güzel sayılabilir bir kadınım. 18 yaşımda ilk evliliğimi yapmış, ama çocuk doğuramadan 2 yıl geçmişti. Doktorlar kusurun benden olduğunu söyleyince, kocam ailesinin baskılarına dayanamayıp beni boşadı. 20 yaşımda dul kalmıştım. Memleketime dönmek istemediğim için mecburen çalışmak zorundaydım. Birkaç iş deneyimi yaşadım, ama hepsinde de patron olacak şerefsizler beni sikmenin derdinde olduklarından işi bıraktım. Aslında ben de 7 aydır yaraksızlıktan yanan amımı siktirmek istiyordum, ama milletin orospusu da olmak istemiyordum...
Mutlaka karşıma doğru düzgün bir patron çıkar diye iş aramaya devam ettim. Sonunda bir hazır giyim mağazasında iş buldum. Mağaza sahibi Evren, 28 yaşında, yakışıklı çok kibar, erkek güzeli derler ya öyle, parlakça, yakışıklı birisiydi. Benden başka iki kadın çalışan daha vardı mağazada. Birkaç gün sonra o iki kadın çalışanla samimi olmuştuk. Onların Evren'e hayranlıkla baktıklarını görüyordum. Hatta birisi dul olmasına rağmen, "Bu gün istese evlenirim bu adamla!" deyince konu açılmış ve Evren'in de boşanmış olduğunu öğrenmiştim...
İlerleyen haftalarda Evren benimle daha bir ilgilenmeye başlamıştı. Bunun farkına varan mesai arkadaşlarım bana soğuk davranmaya başlamışlardı. Adam önceki patronlarım gibi beni sikmek için uğraşmıyordu, sanki beni daha iyi tanımak istiyordu. Ben de bundan rahatsız olmuyordum...
Mağazada çalışmaya başlayalı iki aydan fazla olmuştu. Bir gün mağazaya 50'li yaşlarda, yaşına göre oldukça güzel ve sexy, türbanlı bir kadın geldi. Evren'le konuşuyor, arada dönüp bana bakıyordu. Ben meraklanmıştım, kim bu kadın, niye bana bakıyor diye. Ama çok sürmedi, kadın yanıma gelip, "Merhaba Fatma, ben Evren'in annesi Sultan, seninle hususi bir mesele konuşmak istiyorum. Karşıdaki kafede biraz oturalım mı?" deyince çok şaşırdım.
Şaşkınlığım geçince, "Tabii, olur, konuşalım!" dedim, ama bir yandan da meraktan geberiyordum acaba benimle ne konuşacak diye. Mağazanın karşısındaki kafede kahvelerimizi yudumlarken kadın söze girdi, "Bak kızım, Evren senden çok bahsetti, seninle evlenmek istiyor, ama sana açılamamış. Sen de dulsun, o da dul, eğer olumluysan akşam Evren'le bir yerde oturup konuşun. Anlaşırsanız, ki annesi olarak seni çok beğendim, çok isterim evlenmenizi!" deyince ben tabii şok içinde ne diyeceğimi bilemedim.
Kendime gelince, "Sultan teyze, ama şunu bilmeniz lazım ki benim çocuğum olmuyor. Yani kısırım, eski kocamla bu yüzden boşandım. Oğlunuzla evlenmek istesem bile tekrar aynı şeyleri yaşamaktan korkuyorum!" dedim. O da, "Biliyorum güzel kızım. Ben senin durumunu araştırıp her şeyini öğrendim. Onun için karşında oturmuş oğlumla evlen diyorum. Bizim de senden çocuk beklentimiz yok. Oğlumun da özel durumundan dolayı çocuğu olmuyor. Eğer oğlumla evlenmeyi kabul ediyorsan, bu meseleyi kendi aranızda konuşursunuz artık!" dedi. Ben de, "Evren bey çok iyi bir insan, evlenmek isterim!" dedim.
Sonra mağazaya döndük. Annesiyle konuşan Evren'in gözünün içi gülüyordu bana bakarken. Tabii diğer kadınlar merak ve kıskançlıktan çatlıyordu. Annesi gidince, Evren bana gülümseyerek ve göstererek telefonunu eline aldı ve "Akşam en sona kal, beraber çıkalım!" diye mesaj attı. Ben de, "Tamam!" deyip mesajı onayladım. Sonra Evren'e bakıp düşünmeye başladım. Daha ne konuşacağız acaba, sonuçta annesine kabul ettiğimi söylemiştim. Bu akşam hemen sikişir miyiz acaba gibi herşeyi düşünüyordum. Alev Alev yanan amım artık sikilmek ve aylardır unuttuğum orgazmı yaşamak istiyordu. Evet, bu akşam ne yapıp edip Evren'le mutlaka sikişmeliydim. Kendimi bu fikre sabitleyerek akşamı zor ettim.
Akşam birlikte çıktık. Arabasına ilk defa biniyordum, arabanın içi de dışı gibi çok güzeldi. Beni oldukça lüks bir içkili restorana götürdü. Hayatım boyunca böylesine lüks bir restoran görmemiştim. Garsonlar etrafımızda fır dönüyordu. Bana sürekli, "Başka bir arzunuz var mı hanım efendi?" diye soruyorlardı. Kendimi şimdiden patron karısı olarak hayal etmeye başlamıştım...
Yemeklerimizi yeyip içkilerimizi içerken, Evren, benden çok hoşlandığını, annesinin de beni çok beğendiğini, beni şimdiden gelin olarak gördüğünü falan anlatıyordu. Hayatımda biradan başka bir içki içmemiştim, şimdi adını bile duymadığım içkilerden içiyordum. Bardağım boşaldıkça, iki metre ilerimizde dikilen garson hemen koşar adım gelip dolduruyordu. Kafam iyice güzelleşmişti bile...
Ben Evren'e çocuk konusunu açtığımda, o konuyu bildiğini, kendi özel durumundan dolayı böyle bir beklentisinin olmadığını söyledi. Ben iyice meraklanmıştım, "Annen de senin özel durumdan bahsetti, nedir bu özel durum, öğrenebilir miyim?" deyince, "Hadi kalkalım, o meseleyi de arabada konuşuruz!" deyip hesabı istedi. Ödediği hesabı görünce küçük dilimi yutacaktım, nerdeyse benim aylık maaşım kadardı...
Arabaya bindik, restoranın otoparkından çıktığımızda, "Bak Fatma, önceki karım sağolsun bu durumumu ifşa etmeden, kimseye duyurmadan, oturup anlaşarak ayrıldık. Benim seks konusunda sıkıntılarım var, yani yapamıyorum. Bu demek değil ki seni kadınlığını yaşamaktan alıkoyacağım. Eğer evlenirsek, beraber belirlediğimiz biriyle birlikte olup kadınlığını yaşaman için gerekli özgürlüğü vereceğim sana!" dedi.
Bu anlattığını hayretler içinde ve büyük hayal kırıklığı ile dinledikten sonra bir süre düşündüm. Sikilmek hayaliyle bindiğim arabanın içinde, sikişemediğini ve beni başkasına siktirebileceğini söyleyen bir erkek vardı kaşımda. Tamam, mağazası, arabası, villası ve çok parası vardı Evren'in, ama ben sikilmek de istiyordum.
"Bak Evren, çok iyi bir insansın, açık sözlülüğün için de teşekkür ederim. Ama ben bu gün senin yanına bir yuva kurmak, hatta bu gece senin olmak için geldim. Aylardır dulum ve elime erkek eli değmedi, bu gece senin elin değsin istedim, ama yapamam diyorsun. Peki, diyelim evlendik, beni kimin becermesini istersin? Eminim aklında biri vardır?" derken kendimi siktirmeyi o an öyle çok istiyordum ki, kimi dese verecek haldeydim.
Evren de, "Evet aklımda biri var, eniştem Hasan. Hem sekste sana istediğinin çok çok fazlasını verir, hem de aileden biri olduğu için dikkat çekmez. İstersen arayıp tanıştırayım sizi, ne dersin?" dedi. Ben de, "Anlatsana önce, nasıl biri?" dedim. Evren, "Eniştem 35 yaşında, 1.85 boyunda, güreşçi, kaslı vücudu var, kadın olsam benim bile altına yatacağım tam bir aygır. Yani senin kadınlığını sonuna kadar yaşayabileceğin biri!" diye anlatırken amım vıcık vıcık sulanmıştı bile. O yüzden, "Tamam, ara tanışalım, dediğin gibiyse, hoşuma da giderse olabilir!" dedim. Aradı, sonra da arabayla gidip aldık eniştesini.
Ama adamı görünce dibim düşmüştü adeta. Evren, eniştesine, "Enişte bak seni Fatma'yla tanıştırayım, bahsetmiştim sana, olayı da biliyorsun, şimdi iş sende!" dedi. Arka koltukta oturan Hasan da elini tokalaşmak için öne uzattı ve "Merhaba Fatma, kayınço çok bahsetti senden, ama güzelliğini eksik anlatmış!" dedi. Ben de, "Teşekkür ederim Hasan, gördüğüm kadarıyla seni de bana eksik anlatmış!" deyince eniştesini beğendiğimi anlayan Evren, "Tamam bu iş oldu o halde! Haa, Fatma istersen sen de arkaya geç, villaya kadar biraz daha tanıyın birbirinizi!" derken resmen duygularıma tercüman olmuştu.
Ben arkaya geçer geçmez Hasan beni çekip kucağına oturtup dudaklarıma yapıştı. Ben de kıtlıktan çıkmış gibi öpüyordum onun dudaklarını. Bir süre öpüştükten sonra dudaklarını dudaklarımdan kurtarıp, "Kayınço bu karı yanıyor resmen!" dedi. Ben de, "Bırak kayınçoyu, sev beni aslanım, evet yanıyorum, söndür ateşimi!" deyip dudaklarına yeniden saldırdım. Dudaklarımdan kurtulan Hasan, "Dur yavrum, acele yok, yavaş yavaş, hem benim şartlarım ağırdır, sekste sınırım yoktur, razıysan başlayalım!" dedi. Ben o anki ruh haliyle, "Ne şartın varsa kabul, hadi sev beni, sik beni artık!" deyince bu sefer o yapıştı dudaklarıma.
Ama ne yapışma, dudaklarımdan sonra boynumu ve kulak memelerimi yalarken aldığım haz, yarak hasretiyle yanan amıma Hasan'ın sertleşen sikiyle yaptığı baskıyla dayanılmaz bir zevke dönüşüyordu. Bir an önce içime girmesi için acelece üstünden inip onu eşofman ve boxerinden kurtardım. Damarlı yarağı kazık gibi duruyordu. Tangamı çıkarıp yarağın üstüne oturup içime almak amacıyla tekrar kucağına geöecektim ki, "Dur bakayım yavrum, acele etme, yalamadan am sikmem ben!" deyip beni sırtüstü koltuğa uzattı. Telefonun ışığıyla biraz amımı inceleyen Hasan, "Fatoş bu ne küçük bir amcık böyle bebeğim!" dedi.
Ön tarafta arabayı kullanan Evren de, "Kafa çıkmamış am getirdim sana eniştem, bak keyfine, mutlu et Fatoşumuzu!" diye konuşurken, eski kocamın bile yapmadığını Hasan yapacaktı. Amıma yumuldu, öyle bir yalıyor, öyle somururuyor du ki, ben kendimi kontrol edemiyor, Hasan'ın ağzına bütün am suyumu boşaltırken vücudumdaki müthiş orgazm titremesini durduramıyordum. Hasan ağzı ve diliyle iki dakikada beni orgazm etmiş, üstelik hiç iğrenmeden bütün am suyumu içmişti adeta...
Titremelerim geçince, Hasan, dibinden tuttuğu yarrağı sallayarak, "Gel yavrum, şimdi sıra sende, al ağzına yala sikimi!" dedi. Yarısını ancak ağzıma gömdüğüm kalın ve damarlı yarağını yalamaya başladım hemen. Bir eliyle kafama bastırıp hepsini ağzıma sokmaya çalışırcasına ağzımı siken Hasan diğer elinin işaret ve orta parmağıyla amımı parmaklıyor, baş parmağıyla göt deliğime sert bir masaj yapıyordu. Bu da bana daha önce hiç yaşamadığım değişik bir duygu ve zevk veriyordu...
Ağzımda daha da büyüyen yarak sona yaklaşmıştı. Hasan, "Ağzına geliyorum Fatoşum, bütün döllerimi yutacaksın!" der demez ağzımın içine öyle bir patladı ki, boğulacağım sandım. Daha önce hiç döl yutmamış olsam da şimdi yutmam gerekiyordu, çünkü o benim am sularımı yalayıp yutmuştu. Döllerini yuttuktan sonra taşaklarına akan son birkaç damlayı da dilimle ağzıma alıp yuttum. İlk defa olduğu için midem biraz kalktı, ama tadı güzeldi.
Hasan, "Harikaydın yavrum, şimdi gel bakayım kucağıma!" deyip sertliğini muhafaza eden yarağı daracık amıma biraz uğraştan sonra yerleştirmişti. Canım biraz yanmış, zor almıştım kol gibi yarrağı. İçimde hareketsiz duran yarrağı amımla sıkıp bırakıyordum. Bu yaptığım Hasan'ı daha bir zevklendirmiş olacak ki, iki eliyle belimden kavrayıp beni yukarı aşağı hareket ettirmeye başladı. Ben de oturup kalkma ritmimi giderek hızlandırdım, ikinci orgazmıma yaklaşıyordum...
Hasan, "Ohhh, yavrum benim, daracıksın yavrum, daracık. Ömrümde siktiğim en dar, en güzel am. Evren bak müstakbel karını sikiyorum burada, hoşuna gidiyor mu, hee? Söyle lan ibne, söyle avradını siktiğim. Nasıl sikiyorum bak Fatoşumuza, nasıl inliyor çığlık çığlığa. Bir an önce evlenin de her gün sikeyim bu amcığı!" dedi. Evren de, "Süpersin enişte, devam, beline kuvvet, Fatoşumuzu mutlu olsun, kökle eniştem, kökle dibine dibine!" dedi. Bu konuşmalar beni daha azdırmış, artık zangır zangır titreyen vücuduma engel olamıyor ve hayatımın sikişini yaşıyordum. Ben de başladım, "Sik Hasan'ım, sik aslanım, ayhh, oyhhh, süper, süpersin, ohhhhhh!" diyerek orgazm oldum...
Ama içimdeki yarağın boşalmaya halen niyeti yoktu. Beni 10 dakika daha sikip sonunda o da içime ılık ılık döllerini boşalttı. Ama ben de iyi yorulmuştum. Evren, "Nasıl aşkım, beğendin mi eniştemi, iyi sikti mi seni? Evlenecek misin benimle?" dedi. Ben de, "Beğenmek ne, bayıldım aşkım, yarından tezi yok nikah işlemine başla, bir ömür yerim ben bu yarağı!" dedim...
Villaya varınca ilk işim duşa girmek oldu. Benden sonra da Hasan duşunu aldı ve tekrar sevişmeye başladık. Bu sefer Evren'in yatak odasında çok daha rahattık. Evren de niye soyunduysa çıplak oturup bizi izliyordu. Ben ise kaslı erkeğimi ikinci raunda hazırlıyor, yalamadık bir yerini bırakmıyordum. Beni sikecek yarağını kazık gibi yapmıştım. Hasan da beni yatağa sırtüstü yatırıp üzerine düşeni kusursuz yapmış, sekse aç bedenimi hazırlamıştı. İri yarağını daracık amıma bu kez daha kolay geçirip, bacaklarımı omzuna alıp en derinime, sert, kararlı ve tempolu pompalamaya başlamıştı...
Bir müddet bu pozisyonda siktikten sonra bacaklarımı beline dolamamı ve boynuna sarılmamı isteyen azgın boğam artık götümü avuçlayıp beni ayakta odanın içinde gezdire gezdire sikiyordu. Evren'in önüne geldiğimizde, "Kayınço yakından izle, karının amına nasıl giriyor yarağım. İyi bak kayınçom, am böyle sikilir!" demesine, Evren de, "Devam et eniştem, çok uyumlu gidiyorsunuz!" diye cevap verdi.
Ben içime giren kalın yarağın tadını çıkarırken Evren'in göt deliğime dilini değdirip yalamasıyla yaşadığım zevk farklı bir seviyeye gelmişti. Amımda kalınca bir yarak işlerken götümde bir dil beni uçuruyordu. Adamlar bana daha önce hiç yaşamadığım zevkleri yaşatıyordu. Daha fazla dayanamayıp orgazm oldum, ama onlar devam ediyordu. Evren'in parmağını götüme sokmasıyla hafif bir acıyla irkildim. Amımdaki zevk götümdeki o hafif acıyı bastırıyor, artık farklı bir zevk yaşıyordum...
Az sonra Hasan beni kucağından indirip yatağa domalttı. Amımı artık bu pozisyonda sikiyordu. Ama ben götümdeki parmağın verdiği zevkin eksikliğini hissedip, "Götümü parmaklayın!" diye haykırdım. Bunun üzerine amımdan çıkan Hasan'ın, "Kayınço gel karının amını yala!" demesiyle Evren gelip 69 pozisyonunda altıma uzandı. Evren amımı yalarken Hasan da götümü yalıyordu. Bir süre sonra Hasan götümü yalamayı bırakıp çekmeceleri karıştırdı. Sonra deliğime birşey sürüp önce bir parmağını, ardından ikinci ve derken üçüncü parmağını soktu. Bu sefer acıyı oldukça hissediyordum, yine de amımdaki zevk götümdeki acıya galip geliyordu...
Göt deliğimi bir süre üç parmağıyla genişleten Hasan sonunda parmaklarını çekip yarağının başını bakire göt deliğime dayadı. Başının girmesiyle bile dayanılmaz bir acıyla deliğimi sıkabildiğim kadar sıkıp kalanını sokmasını engellemek istiyordum. Hasan yüklenmeye devam ediyordu, yarısın sıkmuştu. Bense acıyla, "Çıkar aşkım ne olur, öleceğim, kurban olayım çıkar, alamıyorum!" diye resmen yalvarmaya başlamıştım. Hasan, "Tamam yavrum, çıkıyorum, sakin ol, rahatla!" diyerek öne doğru eğilip kulak mememi emmesiyle ve Evren'in altımda amıma diliyle verdiği zevk birleşmişti. Hasan'ın yarağını hafif geri çekmesi beni rahatlatıp gevşetmişti. Bunu anlayan Hasan tam çıkarmadığı sikini birden nasıl köklediyse dibine kadar oturttu. Benim halimi sormayın, tahmin edersiniz, şehirde olsaydık bütün apartman başımıza toplanırdı herhalde.
Hasan ise, "Tamam Fatoşum, tamam güzelim, hepsi girdi, merak etme hepsi bu kadardı, birazdan alışacaksın!" derken hiç hareket etmiyordu. Ama Evren alttan amımı yalamaya devam ediyordu. Hasan'ın götümü sikmekten vaz geçeceğini hiç sanmıyordum. Götümdeki acı hafifleyince, "Hadi erkeğim, olan oldu köküne kadar yedik yarağı, sik artık!" dedim. Teslim olmuş bir şekilde boşalmasını bekleycektim. Hasan'ım götüme ufaktan girip çıkmaya başladı. Alıştığımı anlayınca da artık sertçe sikiyordu. Hasan, "Ohhh, daracık, ölürüm ben bu göte! Kayınço bak, karının kızlığını bozdum!" deyip keyifle götümü sikerken, ben de çığlık çığlığa acıyla karışık zevkin farklı bir tonuyla tanışıyordum...
Herhalde yarım saatten fazla sikti götümü. Sonunda böğüre böğüre bütün döllerini götümün içine boşaltan Hasan'ım içimden çıkmadan kucakladığı gibi beni banyoya götürüdü. Beni kendi elleriyle yıkayıp temizledi. Havluyla beni kurularken, "Canını yaktıysam özür dilerim aşkım!" dedi. Ben de, "Özür dilemene gerek yok aşkım, amım da götüm de senindir bundan sonra, istediğini yap bana!" dedim. Ama resmen adama aşık olmuştum, hatta kölesi olabilir bir haldeydim. Bir kadın daha nasıl sikilebilirdi ki?
Yatak odasına döndüğümüzde, Evren elinde bir tektaş pırlanta yüzükle önümde diz çöktü ve "Ee, ne diyorsun aşkım, benimle evlenecek misin? İkimizin de karısı olacak mısın?" diye sordu. Yüzükteki pırlantanın büyüklüğü aklımı başımdan almıştı, sevinçten uçacaktım nerdeyse. Tabii ki kabul ettim ve parmağımı uzattım, Evren de yüzüğü taktı...
Ertesi gün de Evren'le yıldırım nikahıyla evlendim. Sonradan anlattı Evren, benden önceki karısına da bana yaptıkları teklifi yapmışlar, ama karısı kabul etmemiş ve boşanmışlar. Önemsemedim, Evren'le resmi olarak karı kocayız artık. Hiç bir maddi sıkıntım kalmadığı gibi villada yaşıyorum, altımda lüks bir araba var, hep lüks mekanlarda takılıyorum, yani 'Patron Karısı' oldum. Hasan da seks ihtiyacımı gideren gayrı resmi kocam oldu. Kısaca çok mutluyum. Alan razı, veren razı, gerisi kimin umurunda?
[Fatma]
69 notes · View notes
negecmisenedegelecege · 3 months
Text
anlatmak istediğim çok şey var. bağıra bağıra o zehri kusmak istediğim çok günah var bedenimde. kan gelene kadar göz yaşlarımı dökmek istedigim çok acı bir geçmişim var. ben o eve bir daha geri dönemedim. bunun acısı geçmiyor. alışamıyorum. ben bu dünyaya, düzene, acımasızlığa alışamıyorum. ilk okudugum kitabın sonunda da ölüm vardı. 11 yaşında okumak bir suçtu belkide. belki de okumak her zaman iyi olan bir şey degildi. fakat okudum. intiharı 11 yaşımda o kitaptan ögrendim ben. bir apartman boşlugundan ögrendim. yurdu da ilk o kitaptan öğrenmiştim. acımasızlığı da. ben fark etmeden o kitap da hayatımı okudum. çocuktum. hiç çocuk olmamama ragmen çocuktum yinede. suçlu kim? beni küçükken korkularımla baş başa uyumama zorlayan annem mi yoksa hiç saçlarımı okşamamış babam mı? yoksa henüz 10 yaşındayken benden 30 yaşında ki bir kadının olgunluğunu bekleyen abilerimde mi? şimdi herkes hayatında mutlu. ben niye mutsuzum anne? benim neden yaram bu kadar derin ve kabuk bağlamıyor? neden ağlıyorum sen uyurken anne? hani anneler hissederdi anne?
29 notes · View notes
yesiliris · 1 month
Text
Herkes ölümünü hayatı boyunca bir kere illaki düşünmüştür. Ben defalarca kez düşündüm. Bütün , hatırladığım kadarıyla, hayatımı düşündüm. Bi şarkıya sığdırmak istedim, Bi fotoğraf karesine, Bi mesaja belki de bilmiyorum.
Çocukken hatırladığım pek anım yok.
İncir ağaçları, uğurböcekleri, kırmızı bisikletim, oyuncak bebeklerim, arkadaşlarım..hepsini hatırlıyorum. Güzel anılarım var ama yaralarım da var. Her birini affettiğim ama kendi içimde hazmedemediğim yaralar,izler var.
Benim çocukluğum yaralı hâlâ ve deli gibi korkuyor.
Terk edilmiş parkta, sarı salıncakta kendini sallamaya çalışıyor hâlâ.
Biraz büyüdüm.
Aklım başıma daha çok geldi. Gördüm ve duydum. Gerçekten kaçtım. İlk şüphe tohumu 9 yaşımda düştü içime. Güvenmemem gerektiğini öğrendim. Sevgisizliğin sonuçlarının ne denli büyük olduğunu gördüm. Küçük yaşımda dedim ki;"Ben herkesi seveceğim belki o zaman onlarda sevmeyi bilir."
Çocukluğuma sözüm vardı. Sözümü tuttum. Herkesi çok sevdim.
Biraz daha büyüdüm.
Şimdi olduğum kişi oldum.
Savaştım, savaşırken sevilmemeyi öğrendim. Çabaların boşuna gittiğini, ne kadar istersek isteyelim bazı şeylerin olmadığını öğrendim.
Çok sevdim yinede.
Dostumun deyimi ile "Seninkiler seni istemediğini bas bas bağırıyor seni kullanıyorum diye"
Büyürken öğrendim. Sevginin en büyük silah olduğunu. Bu silahı karşı tarafa bizzat bizim verdiğimizi anladım.
Sonra dedim ki; "Sevsek de sevmesek de kötü olmak isteyen hep kötü oluyor."
Ve günümüzün saatiyle vazgeçtim.
Kan yok. Kelebek yok. Balık yok. Çığlık yok. Anlaşılmaya artık çalışmıyorum. Ne anlarsınız o. Ben biri işte, ben bugün son kez ölüyorum.
İyi geceler.
29 Kasım 2023
18 notes · View notes
kalbimin-incisii · 1 year
Text
Bu günde biraz eskilerden bir şarkı dinleyelim mi sevgili Tumbir Ailem..
youtube
Uzaklardaki sızım da olsan...
Dudaklardaki sözüm de olsan...
Gözümdem dökmediğim yaşımda olsan...
Sen benim HERŞEYİMSİN...
Tutamadığım ışık ta olsan...
Uzağımdaki yakın da olsan...
Baharımda kışım da olsan...
Sen benim CANIMSIN...
Sen varya Sen canimda cansın💕
Tumblr media
Dedim derviş...!
Yar'mısın Yara'mı?
Dedi:
Vuslat gözüyle bakarsan "Yar"
Hasret gözüyle bakarsan "Yara"
Bir an durdu ve son sözü söyledi
"Seviyorsan bakmayacaksın
Kara zarara 💕💕
126 notes · View notes
varliksancisi · 1 year
Text
Ben hiç vajinası için erkek yada çocuk katleden kadın görmedim ama pipisi için çocuklara ve kadınlara tecavüz edip katleden erkeklere çok tanık oldum. Bir erkek olarak aşağılık ve iğrenç erkeklik kompleksinden nefret ettim…
Anlatılan benim hikayemdir!
Henüz 2-3 yaşlarındaydım... 90'lı yıllarda pek çoğunuzun bildiği üzere aşırı baskıcı ve faşist bir rejim vardı. Kürtler inkar ediliyor ve Kürtçe yasaktı, eminim bir çok insan buradan da olsa bu tür geçmiş olayları biliyordur. Biz de Kürttük ve yaşamımıza rahatlıkla devam edebilmek için tek şansımız sistem insanı olmak, rejime destek vermek ve korucu olmaktı. Ailem korucu olmayı reddetiği için bir gece 11 sularında, askerler evimizi çapraz ateşe alıp taramış, kerpiç evimiz delik deşik olmuştu.
Bu saldırıdan kurtulmamız şans eseriydi. Duyum alan bir köylünün gelip dedemleri uyarmasıyla ailecek evin altındaki mahzene girip saklanmıştık. Eskiden köylerde bir çok evin altında ahır yada soğuk hava deposu niyetine kullanılan taş duvarlardan yapılma mahzenler vardı. Kürtçe müzik kasetlerimizi toprağa gömüyorduk. Dilimizi konuşamıyor, Türkçe de bilmiyorduk. Bu feci bir şeydi.
Ertesi günü zaten hayvanlarımız zehirlenmiş, tarlalarımız yakılmış, evimiz yıkılmıştı. Bir eşya gibi bizi apar topar kamyona atıp göndermişlerdi köyümüzden. Kamyonun içinde eşyaların arasında nasıl sıkışıp ayağımı kıpırdatamadığımı dün gibi hatırlıyorum. Sürgün yemiştik. 92 yılında.. Diyarbakır'ın Bismil ilçe merkezine taşınmıştık. Hayata sımsıkı tutunmak durumundaydık. Burda da rahat bırakmadılar bir süre. Biz dört koldan işe sarıldık amcamlar, babam gurbet hayatı yaşamaya başladı. Bende abimle beraber ne iş bulduysam yapıyordum küçücük yaşımda.
Okula yeni başlamıştım. O esnada ayakkabı boyacılığı, simit, çekirdek, buz, su, tatlı ne bulursam satıyordum. Bira şişeleri, kola kutuları dahi toplayıp sattığım olmuştu. Bütün bu işleri yaparken çoğu kez haksızlığa uğradığım da oluyordu. Benden alışveriş yapıp paramı vermeyen, çocuğum diye boyu yetişen ve başımın üzerindeki tepsiden simidimi alıp arkasında saklayan çok oluyordu. Küçücük yaşımda emeğimi savunmak için yol arıyordum. Bir kaç gün boyunca çaresizlikten küçük bir çakı taşıdığım bile oldu.
Bir gecenin dördünde pasta simit fırınına gitmiştim abimle birlikte. Simit alıp sabah satacak, öğlen başladığımız okula; eğitim görmeye gidecektik... O sabah rahatsızdım, abim ben çalışırım sen eve git demişti. Para kazanamamamın üzüntüsünü yaşarken birine rastlamıştım. İri yarı hala unutmam beyaz spor ayakkabılı biri. Adımı, ailemi, ismimi cismimi sormuştu.
Çocuktum, saflığımla herşeyi yanıtlamıştım. Sonra ben sizin İzmir'den akrabanızım demişti. İzmir'den akrabamız çoktu gerçekten, sevinmiştim. Sürgün döneminde oraya yerleşen çoktu, ailem söylemişti. Dönemin 250 bin tl mavi banknotu vardı o zamanlar iyi para sayılırdı çocukluğumuzda. Bir tane vermişti, sevinmiştim, çocuktum...
Haydi beni sizin eve götür demişti, sevinerek yola koyulmuştum. Sonra çarşıda bulunan, okuduğum okula yanaşmıştık. Okuduğum okul harabe ve yıkık döküktü. Eski okullar, bilirsiniz belki... Arka ve ön olmak üzere iki kapısı vardı ve ikiside gece gündüz açıktı. Bahçesi asfaltlı yada kilitli taşları olmadığından kış aylarında çamur olmasın diye çakıl taşları yığılırdı bahçeye. Biz okula yanaşınca burası kestirme, buradan gidelim demişti adam. O arada içimi şüphe ve korku sarmıştı. Buranın kestirme olduğunu nereden biliyordu, İzmir'den yeni geldim diyen biri nasıl olur da buraları bu kadar detaylı biliyordu. Korkarak gittim ardından, artık adımlarım geri geri gidiyordu. Bahçenin ortasına vardığımızda durdurdu beni, bir elini omuzuma atıp diğer eliyle belindeki bıçağı gösteriyordu. Eliyle sus işareti yaptı, korkudan delirecektim. Elini omuzumdan fermuarına götürdüğü an ben dur durak bilmeden kapıya doğru koştum. Kurtulmuştum elinden, hıçkırıklar içinde ağlaya ağlaya, küfürler savura savura taşlar fırlatıyordum ona kapıdan. Cebinden bir para daha çıkarmıştı bu parayı unuttun gel diye. Ben bana verdiği parayı hatırlayıp yırttım ve küfürler etmeye devam ederek yavaş yavaş artan kalabalığa, esnafın arasına kaçtım. Ağlaya ağlaya döndüm evime. Yıllarca içimde korkunç bir travma olarak kalıp durdu bu da. Sonra bir sabah yine çalışırken, bu aşağılık adam bu sefer okula giden küçük bir kız çocuğuna tecavüz etmeye çalışmış, neyseki yine başarılı olamamıştı. Kızın çığlığını duyan fırıncı, çöpçü, esnaflardan kim varsa çocuğun sesini duymuş ve adamı linç etmişlerdi. Kan revan içinde yatarken, fırıncının elindeki ateş küreğini alıp ona defalarca vurmak istedim var gücümle. Kısa bir süre sonra polis alıp götürdü alçağı. O gün ve sonrasında hep; erkek egemenliğine, erkek hegemonyasına ve aşağılık erkeklik kompleksine karşı oldum. Sonrasında yaşanan tecavüzler, namus adına kadın katletmeler, töre cinayetleri sonucunda ne kadar haklı bir düşünce yapısına evrildiğimi anlamıştım... Evet, vajinası için çocuk ve erkek katleden kadın görmedim ama pipisi için kadınlara ve çocuklara tecavüz edip katleden onlarca, yüzlerce, binlerce erkeğe tanık oldum. Ve hâlâ bu acıları kadınlara, çocuklarımıza yaşatan iğrenç erkeklik zihniyeti devam ediyor....
Tumblr media
85 notes · View notes
pandoraebru · 5 months
Text
Tumblr media
Öncelikle merhaba ben Pandora full pasifim başımdan geçen olayı anlatmak için yazıyorum bunu buraya belki paylaşırım bilmiyorum o zaman lar 17 yaşımda çıtır sarışın bir oğlandım şuan 30 yaşındayım ama hala o çıtırlık var üzerimde çoğu kıza taş çıkarırım aslında minyon tipliyim boyum 1.62 kilom 66 hikayemize gelecek olursak küçük bir ilin çok küçük bir ilçesinde okumaktayım o zamanlar okuldan çıktıktan sonra doğru internet kafeye giderdik yol üzerinde sürekli belediyede çalışan bir işçi görürdüm her gün o zamanda benim le aynı ilçede yaşayan hem akrabamız hemde benden büyük olduğu için tanıdık vardı berberde çırak olarak çalışırdı bu işçiyle beni bu tanıştırmıştı Herşey iyi güzel hoş derken sohbet sohbeti aştı bir süre birbirimizi tanıdıktan sonra ara ara beni evine davet eder alkol alırdık gizli gizli.. birgün yine alkol alırken beraber benim çok parlak ve benden çok hoşlandığını söylemişti ve gülmüştü çok şaşırmıştım ilk tepkimde ama hoşumada gitmişti aslında neyse … eşiyle beraber yaşadığı için eşi sabah 8 de gider akşam 6 da gelirdi evi hep müsait olurdu yşne birgün alkol almak için randevulaştık önden beni göndermişti ben senin arkandan geleceğim diyerek evine girdikten sonra sağa sola bakıp kapıyı kitlemişti bile artık birbirimizi tanıyorduk biraları açıp sohbet muhabbet ederken film izlemeyi severmisin demişti bana bende olur dedim. Bir cd yerleştirdi koyduğu cd porno filmiydi şaşırmıştım hoşuma da gitmişti aslında yan yana iki kanepe vardı ben birinden normal otururken oda ayaklarını uzatmış bacak arasına birasını sokmuş başlamıştık izlemeye artık benim ufaklık hareketlenmeye başlamıştı bile hemencik :) gözlerimle onu süzdüğümde aletini sıvazlıyordu ara ara ve pantolondan kabardığını belliydi artık..
Ayağa kalkıp lavaboya gideceğini söylemişti bana bende biramı yudumlamaya devam ederken geldi ve yanıma oturdu titremeye başlamıştım bile ve daha önce benden hoşlandığını söylediğine rağmen artık anlamıştım neler olacağını ilk defa bir alet görecektim sanırım ve heyecanlıydım elini dizime koydu kulağıma fısıldayarak seni çok istiyorum dedi ve kulak mememi yalamaya başlamıştı bile gözlerimi kapatıp tüylerim diken diken olmuştu boynuma doğru inmişti bile elimden bira şişesini alıp kenara koydu ve benim ufaklığı okşayarak dışarı çıkarmıştı pipim dimdik olmuştu ve çok zevk alıyordum pipimi sıvazlarken boynumdan dudaklarıma geldi ve sevişmeye başladık birden dilimi emiyor dudaklarımı ısırıp bırakıyordu boşalmak üzereydim artık derken pipimi yalamaya başladı yalarken bir yandan da beni ayağa kaldırdı ve önümde eğilmiş dizlerinin üzerinde sakso çekiyordu bana pantolonumu indirdi kalçalarımı sıkmaya ve okşamaya başlamıştı parmağıyla deliğimin kenarlarını geziyor ve birazda zorluyordu sokmak için kendi pantalonunu da çözüp aletini sıvazlamaya başlamış sokmak için hazırlanıyordu bana yavaşça ayağa kalkıp nasıl hissediyorsun dediğinde kendimden geçmiştim artık ve spermlerim dışarı çıkmıştı bile boşalmıştım daha yeni başlıyoruz oğlanım benim diyerek beni kucağına alıp yatak odasına götürmüştü kucağındayken aletini kalçalarıma sürtüyor ve sertliğini hissedebiliyordum . Yatağa atmıştı beni artık üzerini çıkartıp tamamen çıplaktık artık ikimizde 69 pozisyonuna geçip benim ufaklığı tekrar ağzına almış emiyordu ve bende onun aletinin kafasını öpmeye başlamıştım artık ilk defa bir sik yalıyordum dilimle oynuyor yavaş yavaş almaya çalışıyordum sikini yüz üstü beni yatırıp elleriyle deliğimi ayırıp yalamaya başlamıştı o anı hiç unutamıyorum işte yavaşıdığım zevki ve heyecanı diliyle deliğime masaj yaparken bir yandan da kalçalarıma tokat atıyordu popom kılsız olduğu için çok parlaktı artık aletini sıvazlayıp tükürüyordu ve kafasını göt deliğime dayamış hafif hafif baskı yapıyordu derken kafası çoktan girmişti o kadar canım yandıki bir anda çığlık atmaya başladım özür dilerim aşkım ama geçicek diyerek beni teselli ediyordu bir yandan acılarım dinmiş artık zevk almaya başlamıştım bile yavaş yavaş sokuyor inlemelerim odayı sarmıştı artık üzerimden kalkıp beni kucağına oturttu tekrar aletini deliğime yerleştirip alıştırdıktan sonra yavaş sokmaları değişmiş ve hızlanmıştı artık ellerim omzunda gözlerimin içine bakıp durmadan pompalıyordu bana alttan belimden sıkıca kavrayıp geliyorum oğlanım benim diyerek ılık ılık içime boşalmıştı bile deliğimden çıktığında onun spermleri deliğimden akıyor ve biricik popom çok sızlıyordu teşekkürler çöpçüp benim kızlığımı bozup beni milli yapmıştın çoktan
37 notes · View notes
jan-berk · 8 months
Text
Hissizleştim
Soğuk bir kış gecesi gibi içim de kasvet ve ıssızlık var. Tıpkı gece ormanlarda rüzgarın ağaçları sallamasıyla çıkan ses gibi çıtırdıyor! Hissizleştim nereye baksam yalnızlık var duvarlarla konuşsam, tavanla bakışsam çare yok.
Binlerce insan çevremde olsa bile anlaşılmadıktan sonra boşuna.
Yaşım az da olsa belli bir olgunluğa vardım fakat ben çocukken oyun oynama uğruna yandığım o güneşi özledim. Koşmayı, umrumda olmuyan o geçmiş dünyayı.
Canavarların var olduğunu bilip birgün onları durdurabilecek saçma umutları özledim.
Düşünceler içinde boğulmak ve bir gün göçeceğim bu dünyanın kayda değer olmayan kahırlarıyla vakit kaybedip gülmeyi unuttuk.
Sanki o giderse dünya durulacakmış gibi sevdik.
Ve her yüzümüze güleni dost bildik.
Kaybetmenin acı kaybı işte.
Hayat ve yaşantı diyoruz buna ve her kaybedişimiz de tecrübe.
Bir yol var uzaklara giden. Bütün herşeyi unutup yeni umutlara giden bir yol.
Yeni beyaz bir sayfa, yeniden doğuş için.
Gökyüzünde yıldız yoktu. Kara bulutlarla örtülü gece, yağmur bırakacak gibi.
Her yer sessiz sanki varlığın unutulduğu mistik bir ortam.
Herşeyini kaybedip yeniden yürümek, yeni bir başlangıç için
Pusulasız ilerlenen yeni bir yol bu yol.
Yeni bir hayat eskileri unutturur mu?
Belki unutturur belki de unutmuş gibi yaparsın.
Okyanusun ortasında karmaşık sularda giden bir denizci olmak isterdim bütün insanlıktan uzak.
Kapalı kafeslerde olan hevesim gibi kırgın hayallerim.
Hep ötesi hep uzaklara gider hayallerimdeki tozpembe gülümseten hayata.
Malasef kilitli kapıların ardından bakarım anca.
Uzaklar uzak kalır.
Hayatın bir çok anlamı var.
Ben en anlamsız olan sevmeyi seçtim.
Belkide çok güzel bir şey sevmek ama karşılıksız olunca çok anlamsız duruyor.
Sadece geçici bir heves, kursağında düğümleniyor cümleler açıklama getiremiyorsun sırf bu duyguya sahipsin diye yüreğinle birlikte eziliyorsun.
Bu yüzden bana anlamsız geliyor.
Tabi herkese göre değişir bu durum.
Günü gelir bir şarkıda yüreğine dokunur günü gelir okuduğun bir kitapta karşına çıkar günü gelir bir şiirde görürsün onu.
Her türlü dokunabilir sana fakat sen ona dokunamazsın.
İç dünyanda zirvede başında tacı vardır.
Onun iç dünyasında yoksundur bile.
Adı sevmek olan duyguyuda terk ettim.
Gelmiş geçmiş yoluma bakmalıyım dedim.
Ömrümün kışını yaşıyorum bu genç yaşımda.
Yaktığım tütünün içtiğim çaydan başka tad alamıyorum bu hayatta, kendi kaderimi yazmak istiyorum kendi hayatımı kurmak istiyorum.
Sebebi güvenerek hayaller kurduğum insanların başka yollara düştüğünü gördüğüm, başka hedeflere ulaşmak istiyordular.
Şimdi ise benim hayallerimde yoklar.
Kimi tanırsam tanıyayım yine kendi yolum olacak bu yola ister ayak uydurur ister giderler.
Geçmiş günün birinde sıkıcı hayatımı yapılandırmak istemiştim.
Daha lise yıllarına yeni başlamıştım.
Tanıdığım bir kız vardı kendisini sevmek ona değer vermek istemiştim.
Kendisinin de beni seveceğine inanmış,
Konuşmak için sosyal medyayı kullanmıştım.
Tabi beklediğim gibi olmadı, ben sana hiç o gözle bakmadım dedi.
İlk yaramı almıştım tabi vaz geçmek bana göre değildi.
Her gün her sabah ilk uyandığımda kendisine ona sevdiğimi söyleyip kendisine şiirler yazdım.
En güzel rüyamsın dedim hep kendisine.
Günlerce aylarca beni sevmesine ikna etmeye çalıştım hep benle dalga geçti.
Beni kırmak adına herşeyi yaptı ve her gün sayende günlerim eğlenceli geçiyor dedi.
Beni arzuları uğruna dalga geçerek kendi paylaçosu yapmıştı.
Tam bir yıl olmuştu ona açıldığım, sonunda bir kerede olsa seni seviyorum dedi bana.
Çok heycanlanmıştım 1 yıldır verdiğim emek uğraşlar boşuna gitmemişti.
Yoksa gitmişmiydi boşuna emekler.
Üç saat sonra şaka yaptığını söyledi. Sonra da engelledi beni. Bir gün yolda giderken başkasının kollarında gördüm onu ....
Bütün hayat sevincim boğazıma düğümlendi.
Hiç böyle yıkılmamıştım.
Hayal kırıklığı büyük bir moodsuzluk yarattı bende 1 ay boyunca başımı öne eğdim yürüdüm içimde kalmıştı herşey aşamıyordum bu duyguyu tam üç sene sürdü bendeki bu psikolojik sorun,kabulenememiştim.
Çok bedduamı yedi.
Sanki Allah sesimi duydu da yıllar sonra kendisini gördüğümde benden beş beter olmuştu.
O günden sonra daha hiç sevmeye cesaretim olmadı zaten istesem de hep üzüleceğim korkusuyla geride durdum.
Bu sebeple yeni hayaller kurdum uzaklara gitmek istedim.
Gittim de uzaklara bir çok yeri gezdim. Kaybettiğim o huzuru bulamadım yine. Başka başka yerleri gezdim.
Kendime kurmak istediğim bir hayat tasarladım düşüm de,içinde huzur olan mutlu yüzlerin olduğu güzel bir tablo.
Günümüzün gerçeği var tabi maddi sıkıntı çok çektim.
Herşeyimden kısmak zorunda kaldım.
Yememden içmemden.
Yine uzaklarda olduğum bir gün bir ay boyunca peynir ekmekle beslendim parasızlıktan dolayı.
Fazla dert etmiyordum bunu kendime.
Elbet düzelir günü gelir bunlar.
Günler geçti geride kaldı aradığım huzuru ilk kaybettiğim yere döndüm.
Yani evime ilk olarak sessiz günler geçirdim kimseyle görüşmedim baya asosyal oldum.
Kitaplar okudum,bilgisayar oyunlarıyla vaktimi geçirdim.
Bir bahçem var sıkılınca semaver çayı demledim durdum.
Birazda olsa bu yalnızlık bana huzur vermişti.
Bir yazarın sözünü okumuştum.
"Yalnızlık çok tehlikeli birşey insanlardan uzak kalınca bir daha yanlarına dönmek istemiyorsun".
Tam hatırlayamadım da böyle bir şeydi galiba.
Mevsimler geçti hiç bir şey tatmin etmiyordu beni yaşamak, alışıldık hayat, sürekli sıradanlık içerisindeydim.
İnsanlarla dertleşmeyi bırakmıştım çünkü kendi sorunları olmayan başka sorunlar onların ilgisi dışında.
Ama kim olursa biri bana anlattımı kendi derdimmiş gibi hep çare ararım.
Birazda çocukluğumdan bahsedelim.
Çocukken çikolatalı kekleri çok severdim.
Bir hayal kurmuştum büyüdüğüm de çok param olur ve kasa kasa kek alırım diye.
Çocukluk aklı işte sanıyordum ki yetişkin herkesin zenginliği var.
Kötü insan diye bir tabir de bilmiyordum.
Herkesin eğlence amaçlı bu dünyada olduğunu zannediyordum.
Komik bir durum.
Bir sabah kargaların sesine uyandım camdan baktığımda şafak sökmek üzereydi gökyüzünde dolunay vardı kocaman.
Hala unutamadığım bir manzara.
Çok küçüktüm ayı öyle görünce içimde garip bir duygu oluşmuştu.
Geri uyudum uyandığımda ufak bir param vardı bakkala gittim.
Çubuk kraker aldım ambalajı inceleyip durdum.
Arkasında bir logo vardı uzun bir yol şeklinde çok merak etmiştim bu yol nereye gidiyor diye.
Aklıma kazımıştım o logoyu.
Bir gün bir yol gördüm logoda ki yola benzettim nereye gittiğini bilmeden o yolu takip ettim ve kayboldum.
Hava kararmıştı ve çok korkmuştum neyse ki bir tanıdık beni gördü tanıdı evime geri getirmişti beni.
Böyle değişik çocukluk hikayem var.
Ve ben hâlâ o kaybolduğum yoldayım.
Çıkamadım bir türlü belirsizlikten.
Nereye gittiğini bilmiyorum ama hâlâ yürüyorum karanlıkta.
Belki bir gün banada şafak söker.
Bulurum aradığım huzuru.
Günler haftaları haftalar ise ayları kovalıyor sürekli geçiyor zaman durduramıyorum hayata tutunamıyorum aynalara küstüm ne zaman aynaya baksam kendime tiksiniyorum sanki genç yaşımda kartlaştım insanlardan tiksiniyorum artık kimse gülümsemiyor eskisi gibi insanlar şen değil herkes dert babası olmuş. Ve benim böyle bir dünyada amacım yok çünkü tıpkı bir hayvan gibi sadece tüketip günü geçirip uyuyorum ve tekrar aynı şey oluyor fakat çevre değişiyor yüzler değişiyor zaman değişiyor ben yine aynıyım herşey ne kadar değişsede yine aynı sorunlar dertler başa sarıyor çok rahatsız edici bir paradoks hislerim beni terk etti.
Bir kış sonu ilkbahar başlangıcını hatırlıyorum karlar eriyor sıcak rüzgar esiyordu çimenler yeşillenmiş oturmuş ağlaçların rüzgarda dans edişini izliyordum evet dans edişi şiddetli rüzgar ağaçları salladıkça tıpkı zarif bir kadın gibi sallanıyordu ağaçlar.
O zaman ki baharın gelişi çok netti bunun sevinci ve heyecanı özeldir o manzara beni büyülemişti her zaman o zaman ki gibi hissetmek isterim çünkü bu iki dünya arasında sonsuzluğa yürümek gibi bişey kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir durum ya da benim anlatamadığım bir durum bu değişir.
Bugün neden yazdığımı bilmiyorum belki ömrüm kısadır belkide içimi döküyorum belkide birileri okur beni anlar umudu var içimde bu da benim ruh halime göre değişir işin doğrusu bilmiyorum dürüst olmak gerekirse hissedemiyorum artık kaybettim o neşeli, kendini sever, hep gülümseyen kimliğimi.
Öyle bir sistem kurmuşlar ki dünyaya adım adım satın almışlar her yeri yeryüzü komple sürkeli birilerine ait fakat bilsinler ki bir ölürsem gökyüzüne gömecem kendimi benim ruhum gökyüzüne ait.
Bedenim bu dünyada hayata esir olsa bile ruhum hala özgür gökyüzünde uçtan uca uçuyor tıpkı kuş gibi.
21 notes · View notes
sillagen · 8 months
Text
Kınası olan kız benim yaşımda benim yaş grubu olup evlenilince direkt bana soru yöneliyor ne zaman diyerek. Bu soruya hakikaten net bir şekilde cevap vermek isterdim ama gaibi Allah'tan başkası bilmiyor. Kopya çekip haber verebileceğim bir şey yok o yüzden bana 👀 böyle merakla bakmayın. Ben de bilmiyorum
28 notes · View notes
sigaragecesi · 2 months
Text
merhaba merhaba. bugün benim doğum günüm, 23 yaşıma girdim. evden uzakta olduğum ama en evimde hissettiğim yerdeki ilk doğum günüm. kulağımda en sevdiğim şarkılar çalıyor. çok hissizim aynı zamanda birçok hisse de sahibim. 22 yaşım hayatımda edinebileceğim en çok tecrübeyi edindiğim bir yaştı benim için. hayatımı değiştirdim, birçok şey öğrendim, tek başıma her şeyi halledebilmeyi tekrar tekrar öğrendim, çok üzüldüm ama üzüldüğümden çok güldüm. harika dostlar edindim, ailem gibi hissettiren dostluklarım var. ailemle yaşıyor gibi hissettiğim insanlarla yaşıyorum. aynı zamanda ilk defa bu kadar tek başımayım ve ayaklarımın üstünde durmayı öğrendim. yeni şehir, yeni hayat bana harika şeyler kattı ve öğretti. kendi başıma yapamayacağımı düşündüğüm birçok şeye cesaret edip yaptım, tabularımı yıktım, çabasız olan herhangi bir şeyi bırakmam gerektiğini öğrendim ve en önemlisi bir insanın bir şeyi istedikten sonra bahanesi olmayacağını anladım ve öğrendim. hayatımda en minnet duyacağım 22yaşımı geride bıraktım. ve şunu anladım ki hayatımda istediğim her şeyi yapabilecek güce ve cesarete sahibim çünkü ben buyum aklına koyduğunu er ya da geç elbet yapan biriyim. enerjim insanlara çok iyi geliyor biliyorum ve bu enerjimi asla kaybetmeyeceğim çünkü beni ben yapan şeylerden birinin de bu olduğunu farkındayım. yeni yaşımda da ailemle ve dostlarımla birlikte gülmekten kramplar geçirdiğimiz, zaman zaman ağlama atakları geçirip dostlarıma sarılarak ağladığım değerli bir sürü an biriktirmeyi diliyorum. enerjisiyle insanlara iyi gelen, iyi hissettiği insanların yanında onların neşesi olan, sürekli şarkı söyleyip arkadaşlarını rahatsız eden(?) pozitif, insanları mutlu edebilen, aşka aşık, mor saçlı o kızı mutlu etmek ve yolunda yürütmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. yeni yaşımda da içimdeki küçük kızı büyüteceğimi ve onu mutlu edip hayallerine kavuşturmak için büyük adımlar atacağımı biliyorum. iyi kötü yaşadığım tüm olaylar, edindiğim tecrübeler için 22yaşıma ve kendime teşekkür ederim. hayatımdan geçen ve hayatımda olan tüm insanlara da teşekkür ederim. tüm yaşanmışlıklarımın oluşturduğu şimdiki bana da teşekkür ederim, olmasalardı şimdiki ben olamazdım. 23 yaşımın daha fazla tecrübeye daha büyük adımlara ve hayallerime kavuşmama yol açması dileğiyle🥂🎊🪻✨️🫶🏻🥂💜
9 notes · View notes
aynodndr · 2 months
Text
Tumblr media
LÜTFEN DİKKAT
OKUMANIZDA FAYDA VAR.
Geç bir vakitte, Messenger’e gelen mesajı ve mesajı gönderen kişiyi görünce, ekranın karşısında kala kaldım.
Mesaj yazan daha on beş, on altı yaşlarında küçücük bir kızdı ve “Benimle arkadaş olur musun?” diye yazmıştı.
Tekrar şaşkınlıkla saate baktım.
Bu saatte, bu kızın yatağında olması gerekmiyor muydu?
Onu sosyal medyada arkadaş aramaya kadar iten yalnızlık nasıl bir yalnızlıktı?
“Merhaba kızım.” dedim. “Öncelikle yaşını öğrenebilir miyim?”
“On beş.”
“Ben kaç yaşındayım, biliyor musun”
“Hayır bilmiyorum.”
“Ben de elli yaşındayım ve hemen hemen senin kadar bir kızım var. Kusura bakma ama böyle geç bir saatte, internette arkadaş aramana çok şaşırdım.”
Önce bir süre cevap gelmedi.
Ardından “Ben çok yalnızım.” diye yazdı.
Bilmiyorum neden ama o anda içim acıdı.
Ben kalabalığı da yalnızlığı da çok iyi bilirim. Gel gelelim, bir çocuğun kendini bu denli yalnız hissetmesi bana çok farklı gelmişti.
“Annen baban neredeler?”
“Uyuyorlar.”
“Peki, sen neden uyumuyorsun?”
“Konuşmak istiyorum.”
“Ne üzerine?”
“Fark etmez. Ne olursa artık.”
Bu sefer de ben sustum bir süre.
Ne yazayım diye kara kara düşündüm önce.
“Annenle ve babanla konuşsan daha iyi olmaz mı kızım? Bak bu saatte, sosyal medya da, karanlık sokaklara benzer. Karşına kimin çıkacağı belli olmaz. Belki sana yaşlı bir adamın abartısı gibi gelecek ama inan seni üzerler.”
“Ben de çok isterim annemle, babamla konuşmayı ama onların hiç vakitleri yok ki. Hep çok yoğunlar. Hep gelenimiz gidenimiz var. En ufak bir şey sormaya kalksam, kızıyorlar bana. Mesela bugün okulda bir çocuk beni merdivenlerden aşağı itti. Sonra da küfür ederek yanımdan geçti gitti. Okuldan eve gelir gelmez bunu anlatayım istedim ama annem telefonda arkadaşıyla konuşuyordu, babamsa bilgisayarının başındaydı. Konuşamadım. Sustum.”
Sohbet derinleştikçe, karşımdaki zavallı kızı daha iyi anlıyordum.
Adını hatırlamıyorum. Bir yazardı sanırım. Şöyle demişti.
“Yalnızlık, yanında kimsenin olmaması değildir. Yalnızlık, yanında seni dinlemeyenlerin, anlamayanların ve sevmeyenlerin olmasıdır.”
Kız gerçekten çok yapayalnızdı.
Yoksa neden gecenin en karanlık saatlerinde, içinde bir umut kırıntısıyla, arkadaş peşine düşsün?
İyi de,
Ya ona denk gelen ben değil de, başka biri, başka niyetleri olan bir herif denk gelseydi. Ve kız da o herife inansaydı, onunla sohbet etseydi, hatta daha da ileriye gidip buluşmaya, görüşmeye kalksaydı.
Aklıma küçücük yaşlarında tecavüze uğrayan, işkence gören ve öldürülen kızlar geldi.
O kızların gözlerini hayal ettim.
Umutlarını, düşlerini, gülüşlerini düşündüm.
Sanki kalbime bıçak saplanır gibi oldu.
Ya bu kız da…
“Ah güzel kızım. Seni anlıyorum. Yalnız şunu unutma lütfen. Benim yaşımda olan erkeklerin seninle paylaşacak çok şeyi olmaz. Hele de bu kirlenmiş, kimin ne olduğu bilinmeyen, kötülüklerin fır döndüğü sosyal medyada hiç olmaz. Senden ricam, lütfen şimdi yatağına git ve güzelce uyu. Yarın sabah uyandığında annene ya da babana bu gece benimle yaptığın sohbeti anlat…”
Sözümü kesti.
“Hayatta olmaz. Çok kızarlar bana.”
“Kızsınlar” dedim. “Sen yine de anlat. Onlara de ki, Tamer amca diye biriyle tanıştım. O bana dedi ki ‘Bütün işler bekler ama çocuk kalbi beklemez.’ Ve selamlarımı ilet.”
Durdu, düşündü ve “Tamam söz söyleyeceğim.” dedi.
Birbirimize iyi geceler diledik ve ayrıldık.
Sonra bir haber alamadım.
Baktım hesabını da kapatmış.
Şimdi nerededir, kiminledir, hala yapayalnız mıdır?
Bilmiyorum.
Bildiğim tek şey var.
Bu yüzyılın asıl bahtsızları çocuklarımızdır.
Onlar boyunlarından büyük bedeller ödeyerek büyümeye çalışıyorlar.
Sevgisiz bireyler, sevgisiz toplumlar, şiddet, ölüm, savaş, tecavüz, taciz, hastalıklar, ekonomik sıkıntılar, internet, telefon, bilgisayar oyunları, tüketim çılgınlığı ve kalabalık yalnızlıklar.
Onlar,
O çocuklar yürekleri ağlaya ağlaya büyüyorlar.
Neresinden tutacağız, neresinden tutup da çocuklarımızı düştükleri yerden kaldıracağız?
Kimse bilmiyor.
Ve bilmemek bizi dirhem dirhem öldürüyor.
N’olur, çocuklarımızı gece yarıları kimseye “Benimle arkadaş olur musun?” yazdıracak kadar yapayalnız bırakmayalım. Varsın paraları, işleri, güçleri, evleri, kredileri, taksitleri, dolarları, altınları onların olsun. Hepsinin canı cehenneme..!🙏🙏💖💖
Yadigâr Gidici
7 notes · View notes
barbeduperenoel · 10 months
Text
Şu dalgaların arasında belki de son kez seslenedim insanlığa: Bırakın beni, olduğum gibi yaşayayım son dakikalarımda. Bırakın şu kum saatinin kumlarını, akıp gitsin parmalarımın arasında. İzin verin rahat bir nefes alabileyim en sonunda. Ben kızgın değilim sizlere kırgın da. Giderek hissizleştim şu yaşımda. Ben bilirim ki; siz kırılmış ruhlar, şu ana kadar kırılmayı öğrenebildiğinizden, yine ve yeniden kıracaktınız beni en sonunda. Kızmıyorum o yüzden, sevgiyi kırmak olduğunu sandığınıza. Sadece uzaklaşın benden bir süreliğine. Kalayım içimde bıraktıklarınızla.Kafamda yankılanan sözlerinizle. Biraz da şöyle düşünmeme izin verin: Ah, belki de ben çok takıldım onlara. Dediklerini çok büyüttüm içimde ve sadece kendimi üzmekle yetindim. Lütfen bırakın beni yaşattıklarınızla. Kendi kendime büyütüp durayım biraz daha canımı yakmaya. Korkmayın sizler yalnız kalmazsınız buralarda. Benim gibi gelip geçecekler olacaktır en sonunda.
22 notes · View notes
dertfather · 1 year
Text
nazın sitemin değil,kahrın sonsuza kadar hiç bitmese ne olur. beni ben olarak yargılamıyorsun. ben seni üzmemek için kendimi öldürüyorum, hadi şimdi devam et sitem etmeye. çok kolaydı aslında kestirip atmak iki kelimede hemde. neden yapamadım? yapamadık ?? tamam abi sizsiniz her şeyin en çoğu. en doruğusunuz acınında aşkında sevgininde sevmeninde hatta doğrununda enlerini siz yaşıyorsunuz, ben kimim dedirttin bana dahası yok. sen yoktun yoktun! benim sana ihtiyacım olduğu zamanlarda yoktun! şimdi çıkıp geldin ve ben neyin içinde kaldığıma kendim şaşırdım. bir yanda yaşamam gereken, bir yanda yaşamaya can attığım. tanıdık gelecek sana “ben senin ve kararının arkasındayım, olamasamda yanındayım”. bende öyleyim artık. bu kez tamamen arkandayım. ama döndüğünde beni göremezsin,duyamazsın hatta hissedemeyeceksin de, söz. yok edeceğim senden kendimi. bana dediğin gibi belki yaşayıp yaşamadığımı sorgulayacaksın. yada iyi diyecekler sana, sorarsan tabi. desinler zaten. çünkü ben can verirken bile herkes beni iyi sanacak, çünkü iyi gördüler hep. sende öyle gör artık. özür dilerim ben seni hiç yanlış olarak görmedim. olmadan eksikliğini hissedemediğim dedim ve şu an açılan boşluğu dahada dolduramam, doldurmam. heyecan arayacak yaşıda çoktan geçtiğimizi düşünüp böyle şeyler aklıma bile gelmedi ama en çokta bu yaşımda heyecanlandım. tam 7 gün oldu. heyecanım öleli. bu kez daha dik duracağım çünkü çok canım acıyor gerçekten soğudum buz gibiyim ve ısıtabilecek tek bir şey gelmiyor aklıma sensiz. ama.. , gördüm. dediğin gibi olsun sonsuz günaydınlar , sonsuz iyi geceler. sana bu kadar kötü geleceğimi hiç kestiremedim. üzgünüm hemde çok. çünkü bende her şey sana karşı hep çok.
ve annene hiç hak vermedim. bir gün senden gitmeyi değil bir gün gelmek vardı hep içimde. er yada geç bilmiyorum. ama anneler hep haklı çıkar, dinle sen onu. neyse bugün ki kavgamı da ettim. dediğim gibi dozunu fazla kaçırdık gülmenin hep bundan geliyor bunlar başıma. sana olan iki çift kelamımda yok olmaz hiç hepsi harf harf aklımda. ben seni gözümden sakındım zarar vermemek için çok sustum çok durdum. sende benim sana baktığım gibi yap, kendini her şeyden sakın.. son kez sana ço..k demek istiyorum ama bunu bir ömür uzatıyormuşum gibi düşünerek oku. ( .. )
48 notes · View notes