Tumgik
#bütün yazıları 1
layezalll · 2 years
Text
Tumblr media
1 mart perşembe
Soğuğu düşleri terleten yurdumun en güney doğusunda esmer suretim değdi dünyaya 
Yıldızlara aşinalığım hatta aşka sıcaklığımın varisi
Yaşlılığımın çocuk olma hevesi Çocukluğum ise yaşlılığımın ertesi
Koynumdaki goncaların nefesi toprak damlı evlerinde bir çay molası
Annemin yaprak sarması
İçli köfte ve salata arası
Çocukluğum kıyamet yarası
Sonra daha büyümenin çaresi bulunmadan hayal edilen, hayallerle dolu, hayaller ülkesi
Ah ulan İstanbul …
Ne de güzeldir adı
Hiçbir şey dokunmaz insana dalgasız bir deniz kadar İstanbul da
Korna sesleri arasında yakası sararmış önlükler içinde mavi çocuklar
İstanbul’un hüviyetidir  sisli havalar sonra bir aşk telaşı büyüme hazzı
Kadıköyün ıssız sokaklarında devrimci yazıları defter arkası kıyak cümleler
Hiçbir resim o kadar fiyakalı olmayacak bir daha çünkü megapixeller arttıkça, azalacaktır gülüşlerin sadeliği
Raylar üzerinde kısa uykular geleceği durağa kadar saf kalanlar
Ve mesai başlar
Pembe rüyalar biter
Bir düdük ile son bulur kısa bir arada yaşananlar şakaklarında kar
Amaç biletsiz öğrencilerle bir heyecan yaşamak değil
Ay sonu bakkalın borcunu kapatmak olan biletçi amcalar…
Ve kara gözlerine umut misafir etmiş yorgunluğun yanı sıra misafirperver
100 simidi bitirmek niyetiyle sabahçı, elleri bereket nasırlı
Çoğu esmer, çoğu doğuştan buralı aslında
Aslını unutmuş ne çocuk olma nede büyüme telaşı
Çocuklar…
İstanbul’un hüviyetidir sisli havalar
Herkesin cebinde bir tutam umut biraz tütün kırıntısı yüzler utangaç, hayaller safran sarı
Ve hiçbir şey eritemeyecek çocukluğumuzda bu koca şehre yağmış olan karı
Sonra aşk telaşı, şiirler yazılmış olmamış sevdalara
Avuçlarına hohlayan üşümekten ziyade
Tutulacak diye bir ay parçası tarafından
Sıcak olsun eller hesabı,
Arkadaşıyla ortak kullandığı ağır parfüm kokusuyla emanet olmasına rağmen kıyak bir ceket ile parkta çok önceden rezerve edilmiş kıç donduran bank üzerinde elele tutuşmuş, üşümelerini birbirlerinde saklayan Sevdalılar…
İstanbul’un hüviyetidir sisli havalar
Ağız dolusu yalanlar
Umut edenler öldü umutsuzdur geriye kalanlar kızgın, ağzında küfür dolu naralar
Yine de bilmeyene ağır gelir İstanbul’a duyulan aşklar
Ülkemin dağlarından doğdu bu cümleler
Belki bir daha hiç güneydoğusu olmayacak ömrümün
Lakin İstanbul kadar fiyakalıdır sevdası gönlümün
Ve gönlümden süzülür bu yazılar
Bilirim İstanbul’un hüviyetidir sisli havalar
Biraz sis, biraz aşk, biraz sitem, biraz telaş, biraz İstanbulludur benim bütün yazılarım … 
129 notes · View notes
musstuffsworld · 1 year
Text
Tumblr media
TARİKAT VE TARIKAÇILIK:
SUAL: Din kitaplarından, din öğrenilemez mi? Bir tarikata bağlanarak mı din öğrenilir?
CEVAP
Eskiden hak tarikatlar vardı. Oralarda dinimizin emir ve yasakları anlatılır, dine uymanın yolları ve tasavvuf ilmi öğretilirdi. Zamanla, bunlar çok azaldı, belki de hiç kalmadı. Aslı olmayınca da taklitleri çoğaldı. Her köşe başında bir şeyh türedi. Şu anda hak tarikat olsa bile, bir tarikata girmek gerekmez. Sapık tarikatçiler çok olup hak olanını ayırmak zordur, çünkü hak zannederek bâtıl yola girilirse bundan kurtulmak çok zor olur. Yoksa hak tarikat, adından da anlaşıldığı gibi haktır. En sağlam yol ise, evliya zatların kitaplarından öğrenmektir.
Şimdi yapılacak iş, dinimizi o büyüklerin kitaplarından, yetkili âlimlerce doğru tercüme edilen kitaplardan öğrenmek ve bunlara uygun yaşamaya çalışmaktır. Bu kitapları okuyan, hem bilmediklerini öğrenmiş olur, hem de kitapta ismi geçen evliya zatları tanıyarak, kalbi onlara meyleder, bağlanır. Bütün dünyaya saçtıkları nurları alıp, olgunlaşmaya başlar. Ham bir karpuz, güneşin ışıkları karşısında zamanla olgunlaştığı, tatlılaştığı gibi, yetişerek kâmil bir insan olur. Nefsi de gafletten kurtulup namazın tadını duymaya, ibadetlerden zevk almaya başlar. Günahlardan, haram olan şeylerden, kötü huylardan nefret duyar. İyi huylar onun âdeti olur. Herkese iyilik eder. Millete faydalı olur. Ebedî saadete kavuşur ve başkalarını da kavuşturur.
HAK TARİKAT:
SUAL: Bir tarikata girmek farz, vacib veya sünnet midir? Bir yazıda, (Hak tarikat olsa bile, bir tarikata girmek gerekmez) deniyor. Gerekmez demek, lüzum yok mu demek, yoksa farz değil mi demektir?
CEVAP
Farz veya vacib değildir demektir. Öyle olsaydı âyet veya hadisle bildirilirdi. Tasavvuf büyükleri, evliya zatlar, bir tarikata girmenin müstehab olduğunu söylüyorlar. Dini, kendi başımıza öğrenmek zordur. Peygamber efendimiz, (İlim üstaddan [âlimden, hocadan] öğrenilir) buyuruyor. Onun için, bir tarikata girilerek, mürşid-i kâmilden din öğrenilirdi. Günümüzde ise, birçok bozuk tarikat da vardır. Herkes hak diye bir tarikata giriyor. Her şeyhin birçok müridi var. Şeyhim diyenlerin, kimi mehdiyim, kimi halifeyim diyor, hattâ peygamberim diyenler de var. Hepsi de kendi tarikatının doğru olduğunu söylüyor. Zaten doğru diye bilmese, o tarikatta işi ne? Bu feci durumdan dolayı, akıntıya kapılmamak ve çok dikkatli olmak gerekiyor. Nakli esas alan kitapları okuyan, hakkı bâtıldan ayırır. Böyle söylemek tarikata karşı olmak değildir. Bir şeyin sahtesinden kaçın demek, iyisinden de kaçın demek değildir. Genelde her şeyin sahtesi çok olur. (Hakiki tereyağı alın, hileli, karışık olanını almayın) veya (Piyasada hakiki tereyağı bulmak çok zor) demek, tereyağına hakaret olur mu? Bilakis tereyağının önemi bildirilmiş olur.
MÜRŞİDE İHTİYAÇ VARMI?
SUAL: Eskiden, insanlar neden bir mürşid-i kâmil aramışlardır? Mürşid-i kâmilsiz Allah'ın rızasına kavuşmak mümkün değil miydi?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâya kavuşturan yolu bulmak çok lüzumludur. İnsan, her bakımdan çok aşağıdır. Allahü teâlâ ise, her bakımdan yüksek ve kusursuzdur. Ondan gelen feyzlerin alınması için vericiyle alıcı arasında bir bağlantı, bir yakınlık olması gerekir. İnsanlarda bu yakınlık yoktur. Bunun için, bu yolu bilen bir kılavuza ihtiyaç şarttır. (1/169)
Böyle bir zatı seven kimse, kitaplarını severek okur, onu edeple, sevgiyle düşünürse, bunun da kalbi, temizlenmeye ve feyz almaya başlar. Allahü teâlâ bedenimizi, maddemizi, yetiştirmek için güneş enerjisini sebep kıldığı gibi, ruh ve kalblerimizi olgunlaştırmak için de, Muhammed aleyhisselamın kalbini, oradan yayılan nurları sebep kılmıştır. Kalbe, ruha gıda olan, evliyanın sohbetleri ve yazıları da, hep Resulullahın mübarek kalbinden yayılan nurlarla hâsıl olmuştur. (S. EBEDİYYE)
SAPIK TARIKATCILAR:
SUAL: Şeyh-ül-İslam Ebussüud Efendi, tasavvuf ehline sert davranıp, idamlarına fetva vermiş mi?
CEVAP
Büyük din âlimi Ebussüud Efendi hazretlerinin tasavvuf ehline sert davrandığı iddiası doğru değildir. Ancak tasavvuf ehlinin içine karışan sapık tarikatçılar için ve (Tasavvufta yüksek dereceye varanlar için, din teklifleri kalkmıştır. Onlar için helal ile haramın farkı yoktur) diyenler için sert davranmış ve bunların, fitne çıkarma, İslamiyet’i yıkma faaliyetlerinden dolayı, idam edilmelerine fetva vermiştir.
İslamiyet’ten ve tasavvuftan haberi olmayan kimseler, dini, dünya kazançlarına alet edip tasavvufa, hatta ibadetlere, mistik bir hareket olarak müzik sokmuşlardır. Dinimizde tasavvuf müziği diye bir şey yoktur.
KERAMET VE HOKKABAZLIK:
SUAL: Iraktan gelip, Avrupa’da ağızlarına ateş alan, avurtlarına şiş sokup çıkartan ve bu yaptıklarına keramet diyen kimselerin halleri İslamiyet’e uygun mudur?
CEVAP
Allahü teâlâ, böyle kimselerin Musa aleyhisselam zamanında da bulunduğunu haber veriyor. Bunlara keramet değil, sihir diyor. Böyle göz boyamanın haram olduğu (Fetava-yı hadisiyye)de yazılıdır. Bunlar, müslümanları aldatmaktadır. Bu hareketleri din değil, dinsizliktir. Japonya’daki gayrı müslimler de, sirklerde bunlarınkinden daha acayip şeyler gösteriyor. İslamiyet, hokkabazlık, cambazlık, sihirbazlık dini değildir. İslamiyet, inanması, yapması, sakınması gereken şeyleri, güzel ve çirkin huyları öğrenmek, herkese iyilik yapmak dinidir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Bir kimsenin havada uçtuğunu ve deniz üzerinde yürüdüğünü yahut ağzına ateş koyup yuttuğunu görseniz, fakat dine uymayan bir iş yapsa, keramet ehliyim derse de, onu büyücü, yalancı, sapık ve insanları doğru yoldan saptırıcı biliniz!) [El-Münire]
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Nefsi cilalanan bazı kimseler, harikulade haller gösterip sapıklık uçurumuna sürüklenmektedir. Evliyayı böyle yalancılardan ayıran en bariz fark, her sözünün, her hareketinin dine uygun olması, yanında bulunanların kalblerinde Allah korkusu ve sevgisi hasıl olmasıdır ve başka şeylerden soğumalarıdır. (2/92)
Muhammed Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki:
Ahirette, Cehennemdeki ebedi, sonsuz azaptan kurtulmak için, İslam âlimlerinin bildirdiklerine inanmak gerekir. Evliyanın, bu bildirilenlere uymayan keşfleri kıymetsizdir. Tasavvuftan maksat, nefsin gizli ayıplarını anlamaktır ve dine uymanın kolay olmasıdır ve ihlasa kavuşmaktır. (1/182)
FIKIH VE TASAVVUF:
SUAL: Fıkıh yerine tasavvuf kitabı okumak uygunmu ve zikir nedir?
CEVAP
Fıkhı bilmeden dine uymak mümkün olmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İbadetlerin en kıymetlisi, fıkıh öğrenmek ve öğretmektir.) [I.ABDİLBERR]
(Her şeyin dayandığı bir direk vardır. Dinin temel direği, fıkıh bilgisidir.) [BEYHEKİ]
(Fıkıh öğrenmeden ibadet eden, gece karanlıkta bina yapıp, gündüz yıkana benzer.) [DEYLEMÎ]
İMAM-I MALİK HAZRETLERİ BUYURUYOR Kİ:
Fıkıh öğrenmeyip, tasavvuf ile uğraşan dinden çıkar, zındık olur. Fıkıh öğrenip tasavvuftan haberi olmayan bid'at ehli, yani sapık olur. Her ikisine kavuşan hakikate varır. (MEREC-ÜL-BAHREYN)
İbrahim Edhem hazretlerine, gece gündüz ibadet eden, vecde gelip kendinden geçen bir gençten bahsettiler. Gencin yanına gidip üç gün misafir kaldı. Çok acayip haller gördü. Gencin bu halinin şeytandan olup olmadığını öğrenmek istedi. Yediğine baktı. Helalden değildi. Bu hallerin şeytandan olduğunu anladı. Genci evine davet etti. Gence helal yemek verdi. Gençteki eski aşk ve gayret kalmadı. Bana ne yaptın diye sordu. İbrahim Edhem hazretleri, gence, (Sendeki haller şeytandandı. Helal yiyince şeytan giremedi. Esas halin meydana çıktı) buyurdu. (TEZKIZTERETUL-EVLİYA)
Kerameti inkâr, büyük sapıklıktır. Çünkü keramet, Peygamberin mucizesinin devamıdır. Ancak, istidracı keramet sanmamalıdır! Mucizeden başka harikulade haller, keramet, firaset, istidraç ve sihir adını alır. Velinin su üstünde yürümesi keramet, papazın su üstünde yürümesi sihir, fâsıkınki ise istidraçtır.
ZİKRİN FAZİLETİ:
Zikir, Allahü teâlâyı hatırlamak demektir. Bu da, kalb ile olur. Zikredince, kalb temizlenir, yani kalbden dünya sevgisi çıkıp Allah sevgisi yerleşir. Bazı kimselerin, bir araya toplanıp hay huy etmesi, oynaması, dönmesi, zikir değildir. Yüz yıldır, tarikat diyerek, birçok şey uyduruldu. Eshab-ı kiramın yolu unutuldu. Cahiller, fâsıklar şeyh olarak zikir ve ibadet ismi altında, günah işledi. Bugün hiçbir İslam ülkesinde, tasavvuf âlimi yok gibidir. Fakat sahte mürşitler, müslümanları sömüren tarikatçılar çoktur. Din büyüklerinin, eskiden kalma, halis kitaplarını okuyup, zikri, fikri bunlara göre doğrultmalıdır. Tarikatçılık, şeyhlik, müridlik gibi isimlerin perdesi altında iş gören, mal ve din hırsızlarına aldanmamalı, bunlardan kaçınmalıdır.
Bir şeyin sahtesinden kaçın demek iyisinden de kaçın demek değildir. (Hakiki tereyağı alın, hilelisini, karışık olanını almayın) demek tereyağına hakaret olur mu? Bilakis tereyağının önemi bildirilmiş olur. Her şeyin sahtesi de hakikisi de vardır. (Tasavvuf perdesi altında iş gören, mal ve din hırsızlarına aldanmamalı) dedik. Tasavvuf âliminin yok gibi olduğunu, yani çok az olduğunu bildirdik. Zaten kıymetli şeyler az, taklitleri çok olur. Bütün yayınlarımızda tasavvuf büyüklerinin, hayatlarını, menkıbelerini anlatıyoruz. Tasavvuf, evliyalık demektir. Tasavvufa hiç kimse karşı çıkamaz. Hakiki tasavvufa karşı çıkmak Müslümanlığa karşı çıkmak demektir. Fakat sahte tasavvufa karşı çıkmak her müslümana gerekir.
TARİKAT VE İLİM:
Tasavvufu, yani tarikatı öğrenmeden önce, ilim öğrenmek gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir saat ilim öğrenmek veya öğretmek, sabaha kadar ibadet etmekten daha sevaptır.) [EBU NUAYM]
Bedreddin-i Serhendi hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı Rabbani hazretlerinden Buhari, Mişkat, Hidaye, Şerh-i Mevakıf kitaplarını okudum. Gençleri ilim öğrenmeye teşvik eder, Önce ilim, sonra tasavvuf buyururdu. Benim ilimden kaçındığımı, tasavvuftan zevk aldığımı görünce, hâlime merhamet ederek, (Kitap oku, ilim öğren, cahil sofu, şeytanın maskarası olur, rütbetül-ilmi aler rüteb yani, rütbelerin en üstünü, ilim rütbesidir) buyurdu. (TARIKÜL-KUDS)
TARİKAT MASKESİ:
Bir okuyucumuz, uzun mektubunda özetle diyor ki: (17 yaşında genç bir kızım. Okulda bir arkadaşım bana bir tarikata girmemi tavsiye etti. Onun tavsiyesine uyarak bir tarikata girdim. Hoca dediğimiz bu şahıs, belli tesbihler söylememi söyledi. "Sen kaza namazı kılma. Bunun sorumluluğunu da ben üstleniyorum" dedi. Sonradan hoca değil, bir büyücü olduğunu öğrendiğim bu adam, bana şeker vesaire yedirdi. Büyü yapmış. Bana yakın olmaya çalışıyor, beni kucaklıyordu. Zamanla iyi arkadaşlardan ve dinimden soğumaya başladım. Artık namazı falan bıraktım. Müziğe çok tutkun oldum. Kötü biri olmama sebep olan bu büyüden nasıl kurtulabilirim?)
CEVAP
Buna benzer mailler çok alıyoruz. Nakşi, Kadiri, Rufai gibi isimlere sığınarak, tarikat adı altında insanları kötü yola sürükleyenler gün geçtikçe çoğalmaktadır. "Sizden namazı kaldırdım, günahınız benim boynuma" diyen sapıkların tuzağına düşmemek için, önce dinimizi iyi bilmemiz gerekir.
Eğer gülü solan bu kız, yabancı bir erkekle, yalnız bir odada kalmanın, onunla konuşmanın, elini öpmenin haram olduğunu, Peygamber efendimizin hiçbir kadına mübarek elini öptürmediğini, hiç kimsede günah affetme yetkisinin olmadığını bilseydi, başına bu felaketler gelmezdi.
Müzik, her çeşit çalgı, insanı alkolik ve morfinman gibi gaflet içinde, uyuşuk yapar. Böylece, nefsleri azdırarak, ebedi saadetten mahrum kalmasına sebep olur. İslam dini, insanları bu afetten, bu sonsuz felaketten korumak için, müziğin zararlı olanlarını haram kılmış, yasak etmiştir.
Müzikten uzak durmaya çalışın. Her sıkıntının çaresi namaz kılmaktır. Namazı doğru kılarsanız, her kötülükten uzaklaşmış olursunuz. Haramların her çeşidinden kaçmanız, kötü arkadaşlardan uzaklaşmanız gerekir.
BAKÜ’DE BİR SAPIK:
Azerbaycan-Bakü’den bir okuyucumuz, uzun bir mektup yazmış. Bakü’deki sapık bir tarikat şeyhi varmış. Bu şeyhin bir çok sapık görüşlerini bildirmiş. Temiz kimselerin de bu şeyhin kurbanı olmasından korkuyor. (Birkaçına olsun cevap yazın da, şeyhin sapık olduğu meydana çıksın) diyor.
1- Sapık şeyh, (Her şey gibi günahı işleten de Allah’tır. Bunun için günah işleyenleri hoş görmelidir) diyormuş.
Allahü teâlâ, (Kötülük yapmayın, günah işlemeyin) buyuruyor. Hâşâ kendisi günah işletiyorsa, ne diye günah işlemeyin diye emretsin?
2- Sapık şeyh, (Her şey, Allah’ın bir parçasıdır) diyormuş. Böyle söylemek de küfür olur.
3- Sapık şeyh, (Çoğunluğun ayıp saymadığı şey, günah olmaktan çıkar) diyormuş.
Bu da zındıkların sözüdür. Bugün dünyanın çoğu içkiyi günah saymıyor diye, içki günah olmaktan çıkar mı? Bütün insanlar ne derse desin, Allahü teâlâ haram etmişse haramdır. Peygamber efendimiz haram olduğunu bildirmişse haramdır.
4- Sapık, (Kâfir hor görülmemeli) diyormuş. Kur'an-ı kerimde kâfirler aleyhine birçok âyet-i kerime vardır. Peygamber efendimiz, kâfirleri niçin hor görüp onlarla savaştı?
5- Sapık, (Kurban kesmek nefsi kurban etmektir) diyerek kurban emrini inkâr ediyormuş. Müslümanlıkta kurban kesmek yoksa, Peygamber efendimiz niçin kurban kesmiş ve kurban kesmeyi emretmiştir?
6- Sapık, reenkarnasyona inanıyor. Halbuki bu inancın küfür olduğunu daha önce bildirmiştik.
7- Sapık, (Cennet ve Cehennem bu dünyadadır) diyormuş. Bu görüş de Kur'an-ı kerimi inkâr etmek olur.
Birçoğu hurufilik inancına benzeyen sapık görüşlerden birkaçı bunlardır. Demek ki sadece Türkiye’de değil, her yerde insanları doğru yoldan sapıtan şeytanın adamları varmış. Dinimizi iyice öğrenmeden merak için de olsa, herhangi bir şeyh ile görüşmek doğru değildir.
Tarikat, dine aykırı olmaz. Her şeyin sahtesi çıktığı gibi, günümüzde sahte tarikatlar çoktur. Bugün yapılacak iş, eskiden yazılmış, İslam âlimlerinin kitaplarını okumaktır.
TARİKAT KARDEŞLİĞİ:
SUAL: Yabancı bir erkek ile yabancı bir kadın ahiret kardeşi olur mu? Komşumuz bir kadın, bir erkek ile ahiret kardeşi olmuş. Beraber bir odada kalıp, yiyip içiyorlar. "Namahremlik şartları aradan kalktığı için bize günah olmaz" ve "Biz aynı zamanda tarikat kardeşiyiz" diyorlar. Bu hususun dinimizdeki yeri nedir?
CEVAP
Bir erkek, yabancı bir kadına "Seninle ahiret kardeşi olalım" dese veya bir erkek diğer erkeğe, "Ahiret kardeşi olalım" dese, kardeş gibi yaşasalar, biri imanlı, diğeri imansız ölse, biri Cennete öteki Cehenneme gider. İmanlının imansıza hiç faydası olmaz.
Rasgele iki kişi arkadaş olsa, biri salih, diğeri fâsık müslüman olsa, salih kimse, ahirette fâsık arkadaşına şefaat eder. Onun için salihlerle, haramdan kaçan kimselerle arkadaşlık etmelidir!
Bir erkek, yabancı bir kadınla "Ahiret kardeşi" olup onunla yalnız kalamaz. O kadın ona yine yabancıdır. Onunla evlenebilir. "Aradan namahremlik şartları kalkar" demek, dinsizlerin, mülhidlerin, zındıkların uydurdukları şeylerdir. Nikah olmadan hiçbir yabancı kadın, bir erkeğe helal olmaz. Beraber bir odada bulunmaları haram olur.
Abdülkadir-i Geylani, Ahmed Rufai, imam-ı Rabbani hazretleri gibi tasavvuf büyükleri zamanında, onların yolundan giden tarikat ehli var idi. Şimdi bunların ismini kullanan, tarikat adı altında çeşitli rezaletler işleyen kimseler çoğaldı. Böyle kimseler, dinimizi bozmaya, yıkmaya çalışan sapıklardır. İslam âlimlerinin bildirdiği yoldan ayrılan dalalete düşer. Dinimizin hükümleri ortadadır. Haram belli, helal bellidir. Hiç kimse, haramı helal, helali haram yapamaz. Harama helal diyen kâfir olur. İslamiyet’te din kardeşliği vardır. Din kardeşiyle de evlenebilir. Ahiret kardeşi olmak da, din kardeşi olmak demektir. Bir kimse, ahiret kardeşiyle de evlenebilir. (HADİKA)
SAHTELERİ ÇOKTUR:
SUAL: Tarikat dine aykırı olur mu? Bir yere gitmem gerekir mi?
CEVAP
Tarikat, dine aykırı olmaz. Her şeyin sahtesi çıktığı gibi, günümüzde sahte tarikatlar çoktur. Bugün yapılacak iş, eskiden yazılmış, İslam âlimlerinin kitaplarını okumaktır. Önce dinimizin emirlerini iyi öğrenmek gerekir. Bid’atleri ve haramları dinin emri gibi işleriz de haberimiz olmaz. İslam âlimlerinin kitaplarını okumaya devam etmeniz kâfidir. Bir yere gitmeniz gerekmez.
EVLİYALIK TASLAYAN:
SUAL: Evliya ile evliyalık taslayanı birbirinden ayırmak mümkün müdür?
CEVAP
Evliyayı, evliyalık taslayan yalancılardan ayıran farkların en açığı, bütün söz ve hareketlerinin dine uygun olmasıdır. Evliyanın yanında bulunanlarda Allah sevgisi kuvvetlenir, haramlardan soğur. Fakat bugün dünyada böyle salih kimseleri bulmak zordur. Hakiki parayı bilmeyenin, kalbını, yani sahtesini ele geçirince, hakikisinden ayırması kolay olmaz. Bundan istifade eden yalancılar, sağda solda atını rahatça oynatabilmektedir. Bunları iyi tanıyabilmek için, dinimizi iyi bilmek gerekir. Sözü ve hareketi dine uygun olmayan, bırakın evliya olmayı, salih müslüman bile olamaz.
KERAMET EHLİ Mİ?
SUAL: Dine uymakta gevşek davranan, hatta bid'at ehli olan kimselerden keramete benzer harikulade haller zuhur ediyor. Böyle kimseler keramet ehli sayılır mı?
CEVAP
M.Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki:
Resulullaha uymakta gevşek olanları, Onun ışıklı yolundan ayrılanları din adamı sanmayınız! Onların yaldızlı sözlerine ve ateşli yazılarına aldanmayınız! Yahudiler, Hristiyanlar ve Budistler de, tatlı ve yanık sözlerle, hileli mantıklarla, kendilerinin doğru yolda olduklarını, insanları iyiliğe, saadete çağırdıklarını bildiriyorlar.
Ebu Ömer bin Necib hazretleri buyurdu ki:
(Kendisi ile amel olunmayan ilmin, sahibine zararı, faydasından daha çoktur.)
Bütün saadetlerin yolu İslamiyet’tir. Kurtuluş yolu, Resulullahın izinde olmaktır. Hak ile bâtılı ayıran alamet, Resulullaha "sallallahü aleyhi ve sellem" uymaktır. Onun dinine uymayan her söz, her yazı ve her iş kıymetsizdir. Harika, açlıkla ve riyazet çekmekle hasıl olur. Yalnız Müslümanlara mahsus değildir.
İbni Mübarek hazretleri, (Müstehapları yapmakta gevşek davranan, sünnetleri yapamaz. Sünnetleri yapmakta gevşeklik de, farzların yapılmasını zorlaştırır. Farzlarda gevşek davranan da, marifete, Allahü teâlânın rızasına kavuşamaz) buyurdu. Bunun içindir ki, hadis-i şerifte, (Günah işlemek, insanı küfre sürükler) buyurulmuştur.
Evliyanın büyüklerinden Ebu Said Ebülhayra sordular; Filan su üstünde yürüyor. Buna ne dersiniz? (Bunun kıymeti yoktur. Ördek ve kurbağa da suda yüzer) dedi. Filan havada uçuyor dediler. (Sinek ve çaylak da uçuyor. Sinek kadar kıymeti var) dedi. Filan, bir anda şehirden şehre gidiyor dediler. (Şeytan da, bir solukta şarktan garba gidiyor. Böyle şeylerin dinimizde kıymeti yoktur. Mert olan, herkesin arasında bulunur. Alışveriş yapar, evlenir, ama bir an Rabbini unutmaz) buyurdu. (2/110)
En iyi insan, dinimize en iyi uyan kimsedir. Bazı iyi huylara sahip kimse de iyi insandır. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Tevazu eden, helal kazanan, huyu güzel olan, herkese karşı yumuşak davranan ve kimseye kötülük etmeyen iyi bir insandır.) [BERİKA]
Bundan bana zarar gelmez denilen, çekinmeden yanına gidilen kimse iyi insandır. Sert davranır, kalb kırar korkusu ile yanına yaklaşılmayan kimse de kötü insandır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İnsanların en kötüsü, zararından kurtulmak için yanına yaklaşılmayan kişidir.) [BUHARI]
MARİFET SAHİBİ OLMAK:
SUAL: Yeterli ilim ve amel sahibi olan birinden, keramet görülebilir mi?
CEVAP
İhlâs sahibi olmak da şarttır. İlmiyle ve ameliyle gururlanırsa felakete maruz kalır. İhlâssız veya bid’at ehli birinde olağanüstü hâller meydana geliyorsa, bunlar keramet değil istidraçtır, çok tehlikelidir. Onun için şeyh taslağı hocalardan görülen olağanüstü halleri keramet sanmamalıdır.
İlminin fazla, amelinin çok olmasıyla gurura kapılan bir kimse, marifet sahibi değildir. Mesela cin taifesinden olan İblis, meleklerden üstün bilgiye sahipti, onlara hocalık yapıyordu. Yanlış kıyas yaptı. Ateşin topraktan daha hayırlı olduğunu söyledi. Allahü teâlânın yanlış emir verdiğini söyleyerek Ona isyan etti. Kibirlenen İblis, böylece Allahü teâlânın gazabına uğrayıp lanete müstahak oldu. Ebedî olarak rahmet dergâhından kovuldu. (İslam Âlimleri Ansiklopedisi)
ESKİ DEVİRDE TARİKATLAR:
SUAL : Gerçek tarikatların ve mürşid-i kâmillerin çok olduğu devirlerde, tarikata girmek farz mıydı? Farz idiyse, bugün o boşluğu nasıl doldurmalıyız?
CEVAP
Tarikata girmek farz değil, müstehabdır. Ahlâk bilgilerini öğrenip kalbi temizlemeye çalışmalı. Bu bilgileri öğrenip onları yapmaya çalışmakla kalb temizlenir. Kalbin temizlenmesi, yalnız tarikatla olsaydı, tarikata girmek de vacib olurdu. Kalbi temizlemenin yolları çoktur. Kalbin temizlenmesi vacib, İslâm Ahlâkı kitabındaki bilgileri öğrenmek farzdır. Müstehabı yapmakla vacib yapılır, ama zordur. Farz yapılınca, vacib kendiliğinden yapılmış olur. Bunun için günümüzde, doğru kitapları okumalı, okuyanlarla beraber olmalı ve varsa emîre de itaat etmelidir. Piyasadaki sapık tarikatlardan birine giren kimse, dinini bozmuş ve kendini tehlikeye atmış olur. Bu tarikatların sapık olup olmadığı, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarına uygun olup olmamasıyla anlaşılır. Mesela tarikat şeyhi, mehdi olduğunu söylüyorsa, dört mezhepten birine uymuyorsa, Eshab-ı kiramdan bazılarını kötülüyorsa, haram olan müziği mubah sayıyorsa, o kimsenin doğru yolda olmadığı anlaşılır.
MELAMİLİK:
SUAL: Melamilik nedir?
CEVAP
Eskiden uygun tarikatlar olduğu gibi Melamilik de uygundu. Eski Melamiler, ibadetlerinin görünmesine önem vermezlerdi. Herkese tatlı söyleyerek, gülerek kalb kazanmaya uğraşırlardı. Nafile ibadet yapmazlar, farzlara dikkat ederlerdi. Dünyaya düşkün değillerdi. Bunlara, Kalender de denirdi.
Melamilerin bugünkü yalancı taklitçileri, her türlü günah işler. (Kalblerimiz temizdir, her işi Allah rızası için yapıyoruz. Riyadan, gösterişten kurtulup, halis Allah adamı olmak için günah işliyoruz. Allahü teâlânın ibadete ihtiyacı yoktur. Kulların günah işlemesi, Ona zarar, ziyan vermez. Asıl günah, mahlûkları incitmek, can yakmaktır. İbadet de, insanlara iyilik, ihsan etmektir) derler. Bunlar, dinsiz zındıklardır. Bugün, Melamilerin bir şeyhleri vardır. Onun yanında bir iki dakika oturanın kalbi Allah dermiş. Gönülde içilen şarapla hemen sarhoş gibi olurmuş. Şah damarından daha yakın olan Allah'ın varlığını duyup, Onunla bir arada yaşarmış. Kendi özünden üstün bir etki ve yetki tanımazmış. Kendinde görüp duyduklarına inanılıp, başka bir şeye inanılmazmış. Özünden ve kendi tekliğinden başka varlık yokmuş. Bu sözler, Allahü teâlâyı inkâr etmek olup, küfürdür, zındıklıktır. (S. Ebediyye)
SÖZÜNDE DURMAMAK:
SUAL: Abdullah-i Dehlevi hazretleri, (Tarikata giren kimse, vazifelerine devam etmezse tarikattan çıkmış olur) buyuruyor. Niye tarikattan çıkmış oluyor?
CEVAP
O büyük zatın zamanında hak tarikatlar vardı. Tarikata girmek müstehabdı. İnsan, tarikat vasıtasıyla dinini öğrenmeye çalışırdı. Mürşid-i kâmil olan şeyhler, belli bir zikir ve vazife verirdi. (Şunları ye, şunları yeme, şu kadar zikir çek!) denirdi. Mürit de, bunu kabul ederdi. Sonra bunu yapmazsa verdiği sözde durmamış sayılırdı. Büyüklerin sözünü tutmayan da, onların yolundan çıkmış olurdu.
Müslüman bir kimse de, Müslüman gibi inanmazsa ve imanının gereğini yapmazsa, o da Müslümanlıktan çıkar. Hak bir mezhebe mensup olan kimse de, mezhebinin bildirdiği hükümlere uymazsa, mezhebinden çıkmış, mezhepsiz olmuş olur.
Sual: Önceden Müslümanlar dinlerini, vatan sevgisini, medreselerde, dergahlarda öğrenirlerdi. Peki sonra bunlar ne oldu?
CEVAP: Osmanlılar zamanında gençler, dinlerini ve vatan sevgisini öğrenmek için, bir âlimin, bir velinin etrafına toplanırlardı. Büyük âlimlerin gösterdiği yola Tarikat denildi. Tarikatlar her tarafa yayıldı. Müslümanlar ve vatan sevgisini öğrenen gençler, çoğaldı. Devletleri ele geçiren masonlar, bu hali görünce, tarikatlara dinsiz kimseleri karıştırdılar. Hakiki Müslümanlar azalıp, kalmayınca, tarikatlar, dinsizlerin, ahlaksızların elinde kaldı.
EVLİYAYA EVLİYA DENMEZ Mİ?
SUAL: Selefî biri, (Birine Evliya demek yahut ölmüşse, Merhum veya Rahmetüllahi aleyh demek, gaybdan haber vermek olacağı için şirktir. Mesela Abdülkadir-i Geylanî’ye veya başka birine evliya demek küfür olur) diyor. Bunlar yanlış değil midir?
CEVAP
Elbette yanlış. Birine merhum demekle gaybdan haber verilmiş olmaz. Eshab-ı kiramın tamamı Cennetliktir. Herbirine Radıyallahü anh denir. Eshab-ı kiramdan on kişinin, isimleri bildirilerek müjdelenmesi onlara ayrı bir ikramdır. Yoksa Sahabenin tamamı Cennetliktir. Kur'an-ı kerimde mealen, (Hepsine hüsnayı [Cenneti] vâdettik) buyuruluyor. (HADID SÜRESI 10 AYET:
HADİS-İ ŞERİFTE BUYURULDU Kİ:
(Beni gören müslüman Cehenneme girmez.) [TABERANİ]
Peygamberler, evliyalar şehidler Cennete gireceği gibi, imanlı ölen her günahkâr Müslüman kesin Cennete girecektir. Onun için ölen Müslümanlara “Merhum” veya “Rahmetüllahi aleyh” denir. Âlimlerin ismi geçince, “Rahmetüllahi aleyh” demekse müstehabdır. (REDD-ÜL-MUHTAR)
Müslüman olarak bilinen biri imansız ölse, ama imansız öldüğü bilinmese, ona hüsnüzan edilerek “Rahmetüllahi aleyh” demek caiz olur. Dinimiz zahire bakar. Aksine bir gayrimüslim, Müslüman olup, Müslümanlığını gizlese, kimseye bir şey söylemediği için herkes onu Hristiyan zannetse, imanla ölse, buna Müslüman denmez. Çünkü dinimiz zahire göre hükmeder. Müslüman olarak yaşayıp da imansız ölene de, imansız öldüğü bilinmediği için, “Müslüman” denir. Müslümana, “Merhum” veya “Rahmetüllahi aleyh” demek caiz olur. Bunun için Ehl-i sünnet âlimlerinin hepsine hüsnüzan etmeli, isimleri geçince, “Rahmetüllahi aleyh” demeli! Müminler, kâfir olarak ölse bile, bilmediğimiz için hepsini iyilikle anmalıyız. Bir hadis-i şerifte, (Ölülerinizin iyiliklerini anın!) buyuruldu. (TİRMİZİ)
İslam âlimlerini rahmetle anmak gerekir. Günahkâr da olsa, ölen Müslümana iyi demek caizdir. Birkaç hadis-i şerif meali:
(Ölen müminin iyi olduğuna şahitlik edilirse, Allahü teâlâ onun kötü olduğunu bildiği halde, “Müslümanların bu ölü hakkındaki şahitliklerini kabul ettim. Onun kötülüklerini de affettim” buyurur.) [Bezzar]
(Siz kimin iyiliğini söylerseniz Cennet ona vacib olur, kimin de kötülüğünü söylerseniz Cehennem ona vacib olur. Siz yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz.) [Buharî]
(Hangi Müslümanın iyiliğine dört kişi şahitlik ederse, Allahü teâlâ onu Cennete koyar. Üç, hattâ iki kişi şahitlik ederse yine böyledir.) [Buharî]
Seyyid Abdülkadir-i Geylanî hazretleri gibi evliya zatları binlerce âlim, iyilikle anmış, Cennetlik olduğunu söylemiştir. Allahü teâlâ, iki Müslümanın şahitliğini kabul eder de, birçok âlimin, evliyanın ittifakla söylediği sözleri kabul etmez mi?
Dinimiz, görünüşe göre hüküm verir. Bir gayrimüslim de, iman edip Müslüman olarak ölebilir. Hatta Müslüman da olmuş olabilir. Ama çevresinden çekindiği için Müslümanlığını açıklamamış olabilir. Bunlara rağmen, böyle Müslümana merhum, rahmetli demek caiz olmaz.
VELİ NE DEMEK?
Genç ateist, bir kelimenin iki veya daha fazla anlamı olacağını bilmediği için veli kelimesine takılmış. Soruyor: Hiç Allah’ın velisi olur mu?
CEVAP
Bilindiği gibi yüz kelimesinin birkaç anlamı vardır. Baba kelimesi de öyle. Mafya babası, Bektaşi babası, Fakir babası, Para babası, Baba adam gibi farklı anlamlarda kullanılır. Harç kelimesinin de kullanıldığı yerlere göre çeşitli anlamları vardır. Mesela Maliye’de harç demek, vergi demektir. İnşaatta yenice su, kum karıştırılmış çimento demektir. Ziraatta gübre karıştırılmış toprak demektir. Mutfakta da harç vardır, köfte harcı, dolma harcı gibi.
Genç bunları bilmediği için, diyor ki: Veli ne demek, koruyan, gözeten demek. Okula başlayan her öğrencinin velisi olur. Öğrenci velisinden sorulur. Allah'ın velisi deyince de Allah'ı koruyan biri anlaşılır. Demek ki sizin Allah’ınızı koruyup gözeten veliler var öyle mi?
CEVAP
Ne kadar cahillik bu. Bir kelimenin birkaç anlamı olur diye yukarıda açıkladık. Veli, ermiş kimse demektir. Veli kelimesinin çoğulu evliyadır. Öğrenci velileri toplandı denilince bu, evliyalar anlaşılmaz. Senin bu yanlışlığın, 1970 lerdeki bir olayı hatırlattı. Belki o zamanlar sen doğmamıştın. Fikir babanız Prof. İlhan Arsel, (Biz üniversitede kapıcılık bile yapamayız) diyerek istifa ettiği zaman, Meydan dergisinde bir yazar, senin yanlışlığına benzer bir yanlışlığını hatırlatmıştı. İlhan Arsel, Ebussüud efendinin bir fetvasını okumuş, senin gibi yanlış anlamış. Genç bir kızın pire verilip verilmesi ile ilgili fetvasındaki pire vermek sözünü anlayamamış. (Görüyorsunuz, Müslümanların Şeyh-ül-İslamı, bir kızı pire ile evlendiriyor) demişti. Halbuki, o kelime pire değil pir idi. Pir ise ihtiyar demektir.
HAKK’A YÜRÜDÜ DEMEK.
SUAL: Bir hoca, (Ölen bir Müslüman için Hakk’a yürüdü, Hakk’ın rahmetine kavuştu demek gaybdan haber vermek olur. Onun rahmete kavuştuğu nereden biliniyor ki? Aşere-i mübeşşere hariç, imanla öldüğü bilinmediği için hiç kimseye, merhum, rahmetli denmez) dedi. Âlim ve evliya zatlara da merhum denmez mi?
CEVAP
Hüküm zahire göredir. Müslüman olarak bilinen biri imansız ölse, fakat imansız öldüğü bilinmese, hüsnü zan edilerek ona merhum, rahmetli denir. Aksine bir gayrimüslim, Müslüman olup, Müslümanlığını gizlese, kimse bilmediği için herkes onu Hristiyan zannetse, buna Müslüman denmez, kâfir denir.
Bütün din kitaplarında âlim veya evliya olarak bilinen zatlara, rahmetullahi aleyh denmiştir.
Hakk’a yürümek tabiri, öldü demektir. (İmanlı öldü) demek değildir. Müslüman olarak yaşayan ve kâfirliği bilinmeyen kimse için, (İmanlı öldü) manasında da kullanılabilir.
KAFİRLERE VE (Ben de Müslümanım) dediği hâlde İslâmiyet’e açıktan düşmanlık edenlere rahmetli, merhum denmez.
3 notes · View notes
slmdy · 2 years
Text
BİZDEN SİZDEN NE KALDI
Tumblr media
(Cuma Yazıları 1)
‘İnsandan insana şükür ki fark var’ diyen şaire rahmet olsun ve kayıtlara geçsin hâlâ ve
‘iyi ki bilmiyor kalabalıklar yağmura bakmayı cam arkasından.’
Alıp başımızı gideceğiz hepimiz bir gün bu diyardan. Zira dünyaya geldik gitmeye, kalmaya değil. Giderken hepimiz geride bir şeyler bırakacağız.
Kimimizin geride bıraktıkları gittiği yerde helakına sebep olacak, kimimizin ise kurtuluşuna vesile.
İnsan ne bırakır geride?
Mal mülk, çoluk çocuk, hayır hasenat, ahlar eyvahlar, dualar beddualar, güzel şahitlikler, gitti de kurtulduklar… Say say bitmez. Geride öyle bir şeyler bırakmalı ki insan; o daha kabre konmadan, ondan önce varıp kabirde onu bekliyor olsun geride bıraktıkları.
Hem geride bırakacak hem ondan evvel gidecek varacağı yere, bu nasıl olacak? Arz edeyim.
Bir yetimin başını okşar insan, bir fakirin karnını doyurur, bir güzel dua alır, bir evlat yetiştirir, bir medrese duvarına tuğla koyar, bir talebeye burs verir, bir ihtiyaç sahibinin işini görür, bir nasihat eder; bütün bunlar o insandan evvel varır kabre bekler.
Başını okşadığı yetimin duası kabirde başına yastık olur, karnını doyurduğu fakirin tebessümü kandile döner aydınlatır kabri, evladı yaptığı her bir hayırlı işle Fatiha Fatiha ziyarete gelir, bursu örterler üstüne üşümesin diye, aldığı dualar sohbete gelir yalnız bırakmaz kabirde.
Tam tersi de olmaz mı? Olur hem de nasıl! Miras bıraktığı malın hesabını sorarlar,yaramaz evladın derdini yüklerler sırtına, aldığı beddua karartır, söylediği yalan, ettiği hased yılan çiyan olur sarar dört yanını, Allah muhafaza!
Kimi insan yaşarken yüktür yeryüzüne, kimisi öldükten sonra bile yükünü almaya devam eder insanların.
Kendisi gitmiştir ama hizmeti yürür. Yazdığı kitap öğretmeye devam eder, yetiştirdiği insan hayra koşturur, yaşadığı hayat yaşıyorum zannedenlere nasihat olur. Ne yapıp edip bir ucundan tutmalı bu güzelliklerin. Malımız varsa tasadduk edilmeli,en güzelinden infak edilmeli, duaya vesile eylenmeli; evladımız başarıdan önce ahlaklı olsun şiarıyla yetiştirilmeli, oturup kalktığımız insanlara bizden kem söz değil safa sirayet etmeli, gidip geldiğimiz yerlerdeki ahvalimiz insanları iyiye ve güzele davet etmeli, işimizi en güzeli ile ve kaliteli yapışımız dilsiz dudaksız tebliğe dönmeli; karınca kararınca, gücümüz neye yetiyorsa, elimizden ne geliyorsa yaparak bizden önce bir şeyler göndermeli, bir gün mutlaka varacağımız yere bizden önce varmalı.
İyilikten bu kadar uzak kalmak hepimizi hasta ediyor. İnsanın insanın kurdu olduğuna duyduğumuz inanç, dünyayı güvenilmez bir yer kılıyor. Dünya bir cehennem değil oysa, iyiliğin kanatları hiç beklemediğimiz zamanlarda ruhumuzu okşuyor.
Kendi dilimizi de iyiliğe ayarlasak meselâ, nasıl olurdu? Konuşurken vaktimizi başkalarının iyilik ve güzelliklerini anlatmaya ayırsak, başkalarının kötülüğünden dem vurmasak.
Oysa 'başkalarının günahları bizi aziz kılmaz'. Ne ki pek çok insan başkalarının hata ve günahlarını anlatmakla rahatlar, sanır ki kendisi o hatalardan münezzehtir ve bu yüzden yerdiği kişiye göre daha iyi bir yerde durmaktadır. Bakışlarını çirkinlik ve kötülüğü görmeye ayarlamış ruhların, hem kendileriyle hem de insanlıkla kavgalı, sorunlu kişilikler olduğunu sanıyorum. Elbette kötülüğü gördüğümüz yerde düzeltmemiz, ona aktif bir biçimde karşı durmamız gerekir. Ama sürekli kötülükten bahsetmek de, alttan alta, onun karşısında çaresiz olduğumuzu, kötülüğe teslim olmaktan ve kötüleşmekten başka çaremiz olmadığını bize telkin eder.
Kötülük insanın bu dünyanın tek ve ebedi hakimi olduğu yanılsamasından kaynaklanıyor. Hayatın kırılganlık ve faniliğini bütün hücrelerinde hissedebilen birisi kötülüğe meyledemez. İyiler, insanı bu dünyada taçlandıran en güzel mücevherin iyilik olduğunu bilir. Ancak iyilikle ruh sonsuzluğa kulaç atar. Ancak iyilikle ruhun ıstırabı diner. İnsan ancak iyilikle Tanrı'yla arasındaki perdeleri kaldırır. İyilik dünyanın cennetidir.
Dünyayı ve içinde yaşadığımız ülkeyi değiştirebilecek insanlar, iyiliğe inananlardır.
Soru şudur: Biz bu işin neresindeyiz? Bizden geriye ne ve kim kalacak? Kalmayacaksa hayra yarar bir iş ve kimse biz niye varız, ne işe yararız?
Cuma bizleri mubarek kılsın iki gözüm...
Vesselam.
4 notes · View notes
haytaogluyunus · 6 months
Text
Tumblr media
KUTLAMA:
25 KASIM (1938)
TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN KİLOMETRE TAŞLARINDAN, RAHMETLİ BÜYÜK ALİM
PROF. DR. EROL GÜNGÖR'ÜN DOĞUM GÜNÜ. SAYGIYLA ANIYORUM.
HAYATI
EROL GÜNGÖR
Erol Güngör, 25 Kasım 1938’de Kırşehir’de doğdu.
Babası Abdullah Sabri Bey, annesi Zelîha Gülşen Hanım’di. İlk ve orta eğitimini Kırşehir'de ve 1956’da Kırşehir Lisesi'nden mezun oldu. 1956 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk bölümüne kaydoldu. Burada hocası Fethi Gemuhluoğlu onu Mümtaz Turhan’la tanıştırdı. Mümtaz Turhan hocanın teşvikiyle hukuk fakültesinden ayrılıp İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne kaydını yaptırdı. 1961 yılında bu fakülteden mezun oldu,[1]
1961’de fakülteyi bitirince Tecrübî Psikoloji kürsüsünde asistan oldu. Fransızca ve İngilizce de öğrenen Erol Güngör, misafir profesör olan Hains’in asistanlığını yaptı ve onun ders notlarını Türkçeye çevirdi. Bu sırada Türkiye’de yeni bir bilim dalı olan Sosyal Psikolojiye yöneldi. Bu disiplinin önemli eserlerinden Krech ve Crithfield'in "Sosyal Psikoloji" kitabını Türkçeye çevirdi. 1965'de “Kelâmî (Verbal) Yapılarda Estetik Organizasyon” adlı teziyle doktor oldu. 1966'da ABD Colorado Üniversitesi'nde tanınmış sosyal-psikolog Kenneth Hammond'un daveti üzerine Amerika'ya gitti. Bu üniversitenin "Davranış Bilimleri Enstitüsü"nde milletlerarası bir ekibin araştırmalarına katıldı. Sosyal-psikoloji ders ve seminerlerini yürüttü. “Şahıslar arası İhtilafların Çözümünde Lisanın Rolü” konulu teziyle 1970 yılında doçent oldu. Akademik çalışmalarının yanı sıra çeşitli yerlerde yazılar yazmaya devam etti. Erol Güngör üniversitede verdiği derslerle, ilmi yayınlarıyla Türkiye'de sosyal-psikoloji dalını önemli bir saha haline getirdi.
Devlet Planlama Teşkilatı, Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı’nın çeşitli komisyonlarında görev alan Güngör, 1978 yılında "Değerler Psikolojisi Üzerinde Araştırmalar" adlı teziyle profesör oldu. 1982 yılında YÖK tarafından Konya Selçuk Üniversitesi’ne rektör tayin edildi. Bu görevi sırasında 24 Nisan 1983’te geçirdiği bir kalp krizi sonucunda vefat etti. Zincirlikuyu mezarlığına defnedildi.
En verimli dönemi 70'li yıllardır. Hemen hemen bütün eserlerinde geleneği, halk, kültür, din ve şahsiyet ile yorumlamaktadır. Güngör'ün muhafazakârlığı statükoculuğa kapalı, değişimlere ve yenilikçiliğe açıktır.
Eserleri
Gençlik yaşlarında Ziya Gökalp'ten büyük ölçüde etkilenmiştir. “İslam’ın Bugünkü Meseleleri” isimli kitabı, Erol Güngör bibliyografyasında önemli yere sahiptir. Bu kitap 80’lerde yükselmeye başlayan “siyasi islam” ceryanına yöneltilmiş bir yorum olarak okunabilir. 19. yy’da İslam’ın ortaya koyduğu medeniyetin mağlup olduğunu, ancak temel probleminin, modern hayata uygun bir hukuk sisteminin yeniden üretilmesinde yattığına dikkat çeker; içtihat kapısının kapalı olduğu görüşünü eleştirir ve İslam’ın, kendi içinde tutarlı ve dengeli bir değerler sistemi sunduğunu, özellikle 20.yy’ın İslam prensiplerine çok geniş bir uygulama sahası verebileceğini öne sürer.
Erol Güngör’ün yazıları Türk Yurdu, Hisar, Türk Birliği, Töre, Türk Edebiyatı, Türk Kültürü, Millî Eğitim ve Kültür, Millî Kültür, Konevî, Toprak ve Diriliş dergileri ile Millet, Her Gün, Yeni Düşünce, Yeni Sözcü, Yol, Ayrıntılı Haber, Yeni İstanbul ve Ortadoğu gazetelerinde yayınlandı. Bunlardan 1974–1977 tarihleri arasında başyazarlığını yaptığı
Eserlerinde Türk toplumunun Tanzimat'tan bu yana yaşadığı kimlik sorununa ve kültür buhranına parmak basmıştır.
18 kitaba imza atan Erol Güngör'ün eserlerinin bir kısmı çeviri metinlerden oluşmaktadır.
Telif Eserleri
• Ahlak Psikolojisi ve Sosyal Ahlak
• Dünden Bugüne Tarih Kültür ve Milliyetçilik
• İslam'ın Bugünkü Meseleleri
• İslam Tasavvufunun Meseleleri
• Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik
• Sosyal Meseleler ve Aydınlar
• Türk Kültürü ve Milliyetçilik
• Türkiye'de Misyoner Faaliyetleri
• Tarihte Türkler
• Kelâmî Sahada Estetik Yapı Organizasyonu
• Şahıslar Arası İhtilafların Çözümünde Lisanın Rolü
• Değerler Psikolojisi Üzerine Araştırmalar
Tercüme Eserleri
• Batı Düşüncesindeki Büyük Değişme, Paul Hazard'dan
• Dünyayı Değiştiren Kitaplar, Robert Bingham Downs'dan
• İktisadi Gelişmelerin Merhaleleri, Walt Whitman Rostow'dan
• Sosyal Psikoloji, David Krech ve Richard S. Crutchfield'dan
• Yirminci Asrın Manası, Kenneth Boulding'den
• Sınıf Mücadelesi, Raymond Aron'dan
0 notes
bilaldemirkr · 7 months
Text
1. Sınıf Kurabiyesi
New Post has been published on https://bilaldemirkr.com.tr/1-sinif-kurabiyesi/
1. Sınıf Kurabiyesi
Tumblr media
1. Sınıf Kurabiyesi Tanımı İçin Malzemeler
250 gr tereyağı
1 çay bardağı sıvı yağ
2 adet yumurta sarısı
1 çay bardağı nişasta
1.5 çay bardağı pudra şekeri
1 paket vanilya
5 su bardağı un (Kontrollü)
1. Sınıf Kurabiyesi Tanımı Nasıl Yapılır?
Not EkleTarifi Yazdır
Bu sene 1. Sınıf olan oğlum için heyecanla yaptığımız harfli kurabiyelerimiz çok eğlenerek yaptık deneyeceklerde insallah tıpkı sevinç ve heves ile yaparlar 🥰.
Bütün gereçleri uygun bir kaba alıyoruz.
Yağ eriyene kadar elimizle güzelce eritiyoruz.
Üzerine denetimli bir halde un ekliyoruz benim hamurum 5 bardak aldı yumuşacık dağılmayan bir hamur elde ettim.
Minik kesimler alarak bardağın ardı ile bastırarak biçim verdim.
Yazıları ise harf kaşesi olarak bilinen yazı baskısından aldım yazıları bastırdıkdan sonra 175 derece fırında altlı üstlü ayarında 15 dk ancak değişiklik gösterebilir.
Hafif kızardığında çıkarıp soğumasını bekleyin. Bu ölçüden 42 tane çıktı kıtır kıtır bir kurabiye oluyor deneyeceklere afiyet olsun şimdiden ☺️
1. Sınıf Kurabiyesi Tanımı Fotoğraflı Yapılışı
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
0 notes
guzelhaber · 1 year
Text
Spor yazarlarından Antalyaspor - Fenerbahçe yorumu: 'Kalite farkı'
Spor yazarlarından Antalyaspor – Fenerbahçe yorumu: ‘Kalite farkı’
Spor yazarları, Fenerbahçe’nin FTA Antalyaspor’u 2-1 mağlup ettiği mücadeleyi değerlendirdi. Yorumcuların Antalya’daki mücadeleyi değerlendirdiği yazıları şu şekilde: Erman Toroğlu: İlk 20 dakika Antalyaspor, Fenerbahçe’ye karşı Fenerbahçe’nin oynadığı sistemi oynayarak bir de gol attı. Müthiş hücum pres yaptılar, bütün topçular baskı yaptı ve Fenerbahçeli futbolcular bir anda şaşırdılar. Ama…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
aydinrehberi · 1 year
Text
Kariyeri boyunca FBI ve CIA gibi kurumlara eğitim veren psikoterapist David J. Lieberman, yalancıları ortaya çıkarmak bazı ipuçlarını kamuoyu ile paylaştı.FBI ve CIA’nin yalan söyleyenleri bulmak için kullandığı taktiklere yön veren Lieberman, “Bir yalancıyı yakalamak ve yalanını ortaya çıkarmak için tek bir formül yok. Fakat yalan söyleyen kişinin yüzündeki bazı işaretler onları ele veriyor” dedi.Lieberman, “İnsanların sadece ne söylediğine değil, nasıl söylediklerine de dikkat edin. Kafalarının içinde ne olduğunu anlamaya çalışın” dedi. Bir podcast platformuna açıklamalarda bulunan Lieberman bir kişinin yalan söylediğini ortaya çıkarmaya yardımcı 6 taktiği paylaştı.1- YALANCILAR ÇOK KONUŞURYalancıların çok fazla konuştuğunu söyleyen Dr. Lieberman, “Genel olarak dürüst olanların cevapları kısa ve nettir. Fakat diğer tarafta yalancılar kendilerini haklı çıkarmak ya da hikaye yaratmak için uzun uzun anlatırlar” dedi. Lieberman, yalan söyleyen kişilerin “ben öyle bir insan değilim” ya da “daha önce de söylediğim gibi” türünde kalıpları kullandığını da belirtti.2- YALANCILAR İKNA ETMEYE ÇALIŞIRDr. Lieberman, “Yalancı size bir şey satmaya çalışır. Onlara inanmanızı isterler ve bir ikna süreci olur. Dürüst kişiler ise bir noktada susarlar, kendilerini aşırı açıklama gereği duymazlar” dedi.3- YALANCILAR KONUŞMA SONRASINDA RAHATLARYalancıların konuşma sonrasında rahatladığını ve bütün enerjilerini yalan söylemeye harcadığını belirten Lieberman bu konuya da açıklık getirdi.Lieberman, “Kendinizi haksız yere ithamda bulunulan dürüst bir insanın yerine koyun. Bir tartışma sonrasında o kişi rahatlamış hissetmez aksine öfkelenmiş ve rahatsız olmuş olarak konuşmayı sonlandırır” dedi.4- YALANCILAR YÜZÜYLE GÜLMEZÜnlü bilim insanı yalan söyleyen kişilerin sadece ağızlarıyla gülümsediklerine dikkat çekti. Lieberman, “Eğer bir kişi yalan söylüyorsa bütün yüzüyle gülmez sadece ağzıyla gülümser. İçten ve samimi bir gülümseme ise bütün yüze yansır ve bütün yüz üzerinde mimikler yapılır” dedi. Lieberman, yalan söyleyen kişilerin dudakları kapalı bir şekilde tebessüm ettiklerini söyledi.5- YALANCILAR SAKİN GÖZÜKÜRDr. Lieberman, “Eğer biri masum olduğunu kanıtlamak istiyorsa sakinmiş gibi davranır. Bu sebeple suçlu kişilerin gergin olduğuna inanılır. Haksız yere suçlanan kişi sakin ve kendine güvenli olamaz. Yalancılar hissetmedikleri bir duyguyu genelde satmaya çalışıyor” ifadesini kullandı.6- YALANCILAR KUSURSUZ GÖRÜNÜRLieberman, “Doğru söyleyen kişilerin hikayelerinde boşluklar ve tutarsızlık olabilir zira heyecanla gerçeği anlatırlar. Fakat yalan söyleyenler hikayelerini kafalarında kurguladıkları için bütün detayları anlatırlar. Yalan söyleyen kişiler ayrıca birçok gerçek olmayan detayı da hikayenin içine yedirirler” dedi.Lieberman tavsiyelerine devam ederek, “Bunların biri yeterli olmayabilir. Dolayısıyla bir kişi konuşurken bunlardan birkaçını görüyorsanız o kişi büyük ihtimalle yalan söylüyordur” dedi. Yalan,Yüz,Bütün,Kişilerin ve daha fazla aydın haber yazıları okumak için Teknoloji sayfasını ziyaret edebilirsiniz.Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2022/teknoloji/cia-ve-fbi-uzmani-acikladi-yalan-soyleyenleri-yakaya-ele-veren-6-ozellik-7493391/ https://rehberaydin.com/cia-ve-fbi-uzmani-acikladi-yalan-soyleyenleri-yakaya-ele-veren-6-ozellik/
0 notes
geceninkaranligi-3 · 2 years
Text
İmkansız aşk. Onu düşündüğünüzde aklınıza onsuzluk gelmesi gibi birşeydir. Bu aslında onun olmaması değildir hayatınızda. Onunla olamayacak olmanızdır. Yada onunla olmanız çok zordur anlamına gelir. O aslında sizinledir. Aynı sizin gibi, nereye gitse sizi yanında götürür. Bir an bile aklından çıkartmaz. Gözleriniz sürekli onun gözlerinin önüne gelir, acaba ne yapıyor, acaba nerede, acaba nasıl, acaba beni düşünüyor mu, acaba, acaba, acaba. Acabalar hiç bitmez. Çünkü sizinle yaşayamıyordur. Sizinle yaşamamak istememesinden değil, zor olduğu için yaşayamıyordur.
Hayattaki ideallerin, hedeflerin hepsi ona bağlanır. Çünkü yaşanılan kolay değildir. Her insanın da kaldırabileceği bir yük olmadığı şüphesiz bir gerçektir. O kadar ağır bir yük olur ki, geceleri uyku tutmaz, gündüzleri neşeniz kalmaz, bazen çok yemek yersiniz, bazen günlerce yemek yiyemezsiniz. Bunun gibi bir sürü şey. Ama bunların hepsi sadece onu görmediğiniz zaman olur.
Yaşaması çok zordur. Göz görse bile gönül katlanır sözü bu aşk için en uygun sözdür bence. Gönül zamanla herşeye katlanır. Çünkü onsuzluk daha kötüdür. Çok acı çekebilirsiniz. O kadar acıya rağmen onu hiçbir şekilde hayatınızdan çıkartamazsınız. Çünkü artık siz osunuzdur. Bütün aşk şarkıları, şiirleri, yazıları her mısra size onu anımsatır. Ondan vazgeçmek kolay değildir. İmkansız olan şey ondan vazgeçemeyecek olmanızdır. İmkansız aşk sadece zordur.
Ama gün gelir kafanıza dank eder!
Sen imkansızsın, seni sevmek delilik, seninle olmak bir hayal, seni görmek zor, dudakların ateş, gözlerin uçurum, saçların parmaklık. Biz gerçek aşkı bütün dünyada nadir yaşayanlardanız . Seni sevmek, seninle olmak bir lütuf. Yemin ederim ki sen elbet bir gün benim olacaksın.Ve o zamana kadar kendine iyi bak…
1 note · View note
dashjohn7 · 2 years
Text
Sekilli Nick Yazma
Şekilli nick oyun severlerin son dönemde gözdesi olmuş ve şekilli nick yazma araçları ile sağlanan, yazıların şekilli yazı haline dönüştürüldüğü bir yazı biçimidir. Şekilli nick nasıl yazılır? Şekilli nick nasıl oluşturulur? Şekilli nickler nerelerde kullanılır? Şekilli nick yazma nasıl yapılır? Şekilli yazı nasıl yazılır? Gibi tüm sorularınızın cevabı burada! Hemen aşağıdaki bölüme bir şey yaz ve anında şekilli yazıya dönüşsün. Şekilli nick kullandığımız bir oyunda örneğin pubg mobile, rakiplerinize korku salabilir, sağ üstte çıkan şekilli nickinizle keyfinizi daha da artırabilirsiniz. Nick yazma ve şekilli nick yazma için ise şu an tam aradığınız adrestesiniz. Sizler için özenle hazırlamış olduğum şekilli nick yazma aracı ile web sitem üzerinden sekilli nick ve şekilli yazıları kolay bir şekilde oluşturup dilediğiniz yerde kullanabilirsiniz! Oynadığımız oyunlardan keyif almak, aldığımız bu keyfi artırmak hepimiz için oldukça önemli öyle değil mi? Oynadığımız bu oyunlarda kullandığımız nickler işte tam da bu konuyla alakalı. Şekilli nick ve havalı nick oynadığımız oyunlarda bizim keyfimizi artıran en önemli unsurlardan biridir.
Şekilli Nick Yazma
Herkesin merakla aradığı şekilli nick yazma konusunda şu an tam aradığınız ve doğru adrestesiniz. Şekilli nick yazma ve şekilli yazı yazma konusunda sizlerin rahatlıkla kullanabileceği ve tek tıkla kopyalayıp dilediği yerde kullanabileceği aracım ile artık nickleriniz çok daha şekilli olacak!
Adım 1: Nickinizi Belirleyin
Daha önce oyunlarda veya herhangi bir yerde kullanmış olduğunuz nickiniz varsa işini kolay 😊 Ama diyorsanız ki benim önce nick bulmaya ihtiyacım var sizleri hazır nickler ve hazır nickler bulma konumuza davet ediyorum, nickinizi belirledikten sonra buraya geri dönebilirsiniz biz kalan sağlarla devam edelim 😀
Adım 2: Şekilli Nick Yazma Aracına Nickimizi Yazalım
Bütün oyunlarda ve oyun platformlarında kullandığınız nickinizi şekilli nick haline getirmek için sizler için hazırlamış olduğum sekilli nick yazma aracını kullanabilirsiniz. Nickinizi yukarıda bulunan çubuğa yazınız!
Adım 3: Şekilli Nick Yazma Aracı Kullanımı
Nickinizi yazdıktan sonra sizlere program tarafından 100’e yakın şekilli nick çıktısı verilecektir. Dilediğinizi tek tıkla üstünde bulunan butonlarla kopyalayabilir ve dilediğiniz yere yapıştırıp kullanabilirsiniz. Size en uygun sekilli nicki seçmek artık size kalmış 😊
1 note · View note
paradeping7 · 2 years
Text
Sekilli Nick Yazma
Şekilli nick oyun severlerin son dönemde gözdesi olmuş ve şekilli nick yazma araçları ile sağlanan, yazıların şekilli yazı haline dönüştürüldüğü bir yazı biçimidir. Şekilli nick nasıl yazılır? Şekilli nick nasıl oluşturulur? Şekilli nickler nerelerde kullanılır? Şekilli nick yazma nasıl yapılır? Şekilli yazı nasıl yazılır? Gibi tüm sorularınızın cevabı burada! Hemen aşağıdaki bölüme bir şey yaz ve anında şekilli yazıya dönüşsün. Şekilli nick kullandığımız bir oyunda örneğin pubg mobile, rakiplerinize korku salabilir, sağ üstte çıkan şekilli nickinizle keyfinizi daha da artırabilirsiniz. Nick yazma ve şekilli nick yazma için ise şu an tam aradığınız adrestesiniz. Sizler için özenle hazırlamış olduğum şekilli nick yazma aracı ile web sitem üzerinden sekilli nick ve şekilli yazıları kolay bir şekilde oluşturup dilediğiniz yerde kullanabilirsiniz! Oynadığımız oyunlardan keyif almak, aldığımız bu keyfi artırmak hepimiz için oldukça önemli öyle değil mi? Oynadığımız bu oyunlarda kullandığımız nickler işte tam da bu konuyla alakalı. Şekilli nick ve havalı nick oynadığımız oyunlarda bizim keyfimizi artıran en önemli unsurlardan biridir.
Şekilli Nick Yazma
Herkesin merakla aradığı şekilli nick yazma konusunda şu an tam aradığınız ve doğru adrestesiniz. Şekilli nick yazma ve şekilli yazı yazma konusunda sizlerin rahatlıkla kullanabileceği ve tek tıkla kopyalayıp dilediği yerde kullanabileceği aracım ile artık nickleriniz çok daha şekilli olacak!
Adım 1: Nickinizi Belirleyin
Daha önce oyunlarda veya herhangi bir yerde kullanmış olduğunuz nickiniz varsa işini kolay 😊 Ama diyorsanız ki benim önce nick bulmaya ihtiyacım var sizleri hazır nickler ve hazır nickler bulma konumuza davet ediyorum, nickinizi belirledikten sonra buraya geri dönebilirsiniz biz kalan sağlarla devam edelim 😀
Adım 2: Şekilli Nick Yazma Aracına Nickimizi Yazalım
Bütün oyunlarda ve oyun platformlarında kullandığınız nickinizi şekilli nick haline getirmek için sizler için hazırlamış olduğum sekilli nick yazma aracını kullanabilirsiniz. Nickinizi yukarıda bulunan çubuğa yazınız!
Adım 3: Şekilli Nick Yazma Aracı Kullanımı
Nickinizi yazdıktan sonra sizlere program tarafından 100’e yakın şekilli nick çıktısı verilecektir. Dilediğinizi tek tıkla üstünde bulunan butonlarla kopyalayabilir ve dilediğiniz yere yapıştırıp kullanabilirsiniz. Size en uygun sekilli nicki seçmek artık size kalmış 😊
1 note · View note
deathfibre1 · 2 years
Text
Sekilli Nick Yazma
Şekilli nick oyun severlerin son dönemde gözdesi olmuş ve şekilli nick yazma araçları ile sağlanan, yazıların şekilli yazı haline dönüştürüldüğü bir yazı biçimidir. Şekilli nick nasıl yazılır? Şekilli nick nasıl oluşturulur? Şekilli nickler nerelerde kullanılır? Şekilli nick yazma nasıl yapılır? Şekilli yazı nasıl yazılır? Gibi tüm sorularınızın cevabı burada! Hemen aşağıdaki bölüme bir şey yaz ve anında şekilli yazıya dönüşsün. Şekilli nick kullandığımız bir oyunda örneğin pubg mobile, rakiplerinize korku salabilir, sağ üstte çıkan şekilli nick inizle keyfinizi daha da artırabilirsiniz. Nick yazma ve şekilli nick yazma için ise şu an tam aradığınız adrestesiniz. Sizler için özenle hazırlamış olduğum şekilli nick yazma aracı ile web sitem üzerinden sekilli nick ve şekilli yazıları kolay bir şekilde oluşturup dilediğiniz yerde kullanabilirsiniz! Oynadığımız oyunlardan keyif almak, aldığımız bu keyfi artırmak hepimiz için oldukça önemli öyle değil mi? Oynadığımız bu oyunlarda kullandığımız nickler işte tam da bu konuyla alakalı. Şekilli nick ve havalı nick oynadığımız oyunlarda bizim keyfimizi artıran en önemli unsurlardan biridir.
Şekilli Nick Yazma
Herkesin merakla aradığı şekilli nick yazma konusunda şu an tam aradığınız ve doğru adrestesiniz. Şekilli nick yazma ve şekilli yazı yazma konusunda sizlerin rahatlıkla kullanabileceği ve tek tıkla kopyalayıp dilediği yerde kullanabileceği aracım ile artık nickleriniz çok daha şekilli olacak!
Adım 1: Nickinizi Belirleyin
Daha önce oyunlarda veya herhangi bir yerde kullanmış olduğunuz nickiniz varsa işini kolay 😊 Ama diyorsanız ki benim önce nick bulmaya ihtiyacım var sizleri hazır nickler ve hazır nickler bulma konumuza davet ediyorum, nickinizi belirledikten sonra buraya geri dönebilirsiniz biz kalan sağlarla devam edelim 😀
Adım 2: Şekilli Nick Yazma Aracına Nickimizi Yazalım
Bütün oyunlarda ve oyun platformlarında kullandığınız nickinizi şekilli nick haline getirmek için sizler için hazırlamış olduğum sekilli nick yazma aracını kullanabilirsiniz. Nickinizi yukarıda bulunan çubuğa yazınız!
Adım 3: Şekilli Nick Yazma Aracı Kullanımı
Nickinizi yazdıktan sonra sizlere program tarafından 100’e yakın şekilli nick çıktısı verilecektir. Dilediğinizi tek tıkla üstünde bulunan butonlarla kopyalayabilir ve dilediğiniz yere yapıştırıp kullanabilirsiniz. Size en uygun sekilli nicki seçmek artık size kalmış 😊
1 note · View note
patchback3 · 2 years
Text
Sekilli Nick Yazma
Şekilli nick oyun severlerin son dönemde gözdesi olmuş ve şekilli nick yazma araçları ile sağlanan, yazıların şekilli yazı haline dönüştürüldüğü bir yazı biçimidir. Şekilli nick nasıl yazılır? Şekilli nick nasıl oluşturulur? Şekilli nickler nerelerde kullanılır? Şekilli nick yazma nasıl yapılır? Şekilli yazı nasıl yazılır? Gibi tüm sorularınızın cevabı burada! Hemen aşağıdaki bölüme bir şey yaz ve anında şekilli yazıya dönüşsün. Şekilli nick kullandığımız bir oyunda örneğin pubg mobile, rakiplerinize korku salabilir, sağ üstte çıkan şekilli nickinizle keyfinizi daha da artırabilirsiniz. Nick yazma ve şekilli nick yazma için ise şu an tam aradığınız adrestesiniz. Sizler için özenle hazırlamış olduğum şekilli nick yazma aracı ile web sitem üzerinden sekilli nick ve şekilli yazıları kolay bir şekilde oluşturup dilediğiniz yerde kullanabilirsiniz! Oynadığımız oyunlardan keyif almak, aldığımız bu keyfi artırmak hepimiz için oldukça önemli öyle değil mi? Oynadığımız bu oyunlarda kullandığımız nickler işte tam da bu konuyla alakalı. Şekilli nick ve havalı nick oynadığımız oyunlarda bizim keyfimizi artıran en önemli unsurlardan biridir.
Şekilli Nick Yazma
Herkesin merakla aradığı şekilli nick yazma konusunda şu an tam aradığınız ve doğru adrestesiniz. Şekilli nick yazma ve şekilli yazı yazma konusunda sizlerin rahatlıkla kullanabileceği ve tek tıkla kopyalayıp dilediği yerde kullanabileceği aracım ile artık nickleriniz çok daha şekilli olacak!
Adım 1: Nickinizi Belirleyin
Daha önce oyunlarda veya herhangi bir yerde kullanmış olduğunuz nickiniz varsa işini kolay 😊 Ama diyorsanız ki benim önce nick bulmaya ihtiyacım var sizleri hazır nickler ve hazır nickler bulma konumuza davet ediyorum, nickinizi belirledikten sonra buraya geri dönebilirsiniz biz kalan sağlarla devam edelim 😀
Adım 2: Şekilli Nick Yazma Aracına Nickimizi Yazalım
Bütün oyunlarda ve oyun platformlarında kullandığınız nickinizi şekilli nick haline getirmek için sizler için hazırlamış olduğum sekilli nick yazma aracını kullanabilirsiniz. Nickinizi yukarıda bulunan çubuğa yazınız!
Adım 3: Şekilli Nick Yazma Aracı Kullanımı
Nickinizi yazdıktan sonra sizlere program tarafından 100’e yakın şekilli nick çıktısı verilecektir. Dilediğinizi tek tıkla üstünde bulunan butonlarla kopyalayabilir ve dilediğiniz yere yapıştırıp kullanabilirsiniz. Size en uygun sekilli nicki seçmek artık size kalmış 😊
1 note · View note
lunchsnail5 · 2 years
Text
Sekilli Nick Yazma
Şekilli nick oyun severlerin son dönemde gözdesi olmuş ve şekilli nick yazma araçları ile sağlanan, yazıların şekilli yazı haline dönüştürüldüğü bir yazı biçimidir. Şekilli nick nasıl yazılır? Şekilli nick nasıl oluşturulur? Şekilli nickler nerelerde kullanılır? Şekilli nick yazma nasıl yapılır? Şekilli yazı nasıl yazılır? Gibi tüm sorularınızın cevabı burada! Hemen aşağıdaki bölüme bir şey yaz ve anında şekilli yazıya dönüşsün. Şekilli nick kullandığımız bir oyunda örneğin pubg mobile, rakiplerinize korku salabilir, sağ üstte çıkan şekilli nickinizle keyfinizi daha da artırabilirsiniz. Nick yazma ve şekilli nick yazma için ise şu an tam aradığınız adrestesiniz. Sizler için özenle hazırlamış olduğum şekilli nick yazma aracı ile web sitem üzerinden sekilli nick ve şekilli yazıları kolay bir şekilde oluşturup dilediğiniz yerde kullanabilirsiniz! Oynadığımız oyunlardan keyif almak, aldığımız bu keyfi artırmak hepimiz için oldukça önemli öyle değil mi? Oynadığımız bu oyunlarda kullandığımız nickler işte tam da bu konuyla alakalı. Şekilli nick ve havalı nick oynadığımız oyunlarda bizim keyfimizi artıran en önemli unsurlardan biridir.
Şekilli Nick Yazma
Herkesin merakla aradığı şekilli nick yazma konusunda şu an tam aradığınız ve doğru adrestesiniz. Şekilli nick yazma ve şekilli yazı yazma konusunda sizlerin rahatlıkla kullanabileceği ve tek tıkla kopyalayıp dilediği yerde kullanabileceği aracım ile artık nickleriniz çok daha şekilli olacak!
Adım 1: Nickinizi Belirleyin
Daha önce oyunlarda veya herhangi bir yerde kullanmış olduğunuz nickiniz varsa işini kolay 😊 Ama diyorsanız ki benim önce nick bulmaya ihtiyacım var sizleri hazır nickler ve hazır nickler bulma konumuza davet ediyorum, nickinizi belirledikten sonra buraya geri dönebilirsiniz biz kalan sağlarla devam edelim 😀
Adım 2: Şekilli Nick Yazma Aracına Nickimizi Yazalım
Bütün oyunlarda ve oyun platformlarında kullandığınız nickinizi şekilli nick haline getirmek için sizler için hazırlamış olduğum sekilli nick yazma aracını kullanabilirsiniz. Nickinizi yukarıda bulunan çubuğa yazınız!
Adım 3: Şekilli Nick Yazma Aracı Kullanımı
Nickinizi yazdıktan sonra sizlere program tarafından 100’e yakın şekilli nick çıktısı verilecektir. Dilediğinizi tek tıkla üstünde bulunan butonlarla kopyalayabilir ve dilediğiniz yere yapıştırıp kullanabilirsiniz. Size en uygun sekilli nicki seçmek artık size kalmış 😊
1 note · View note
aydinrehberi · 1 year
Text
Çanakkale Lapseki Kaymakamı Fatih Çelikkaya’nın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tören programından İzmir Marşı’nı ‘siyasi figür’ diyerek çıkarttığını ileri süren Eğitim İş Çanakkale Şube Başkanı Serkan Serbes hakkında, Milli Eğitim Müdürlüğü Disiplin Kurulu, kademe ilerlemesinin durdurulması ve görev yeri değişikliği cezası vermişti. Çanakkale 1. İdare Mahkemesi, Serkan Serbes’e verilen ‘görev yeri değişikliği’ cezasını iptal etti.“EĞİTİM İŞ'İN BİR KALE GİBİ DURACAĞINI BELİRTEN AÇIKLAMASINI YAPMIŞTIR”Serkan Serbes hakkındaki kararı, “Eğitim İş’in tek bir yöneticisi ve üyesi, asla yalnız yürümeyecektir” diyerek duyuran Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim İş) konuya ilişkin açıklamasında şu ifadelere yer verdi;* “2021 yılı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde düzenlenen etkinlikten, İzmir Marşı'nın siyasi olduğu gerekçesiyle Lapseki Kaymakamı'nın talimatıyla çıkartılmasından dolayı Çanakkale Şube Başkanımız Serkan Serbes, İzmir Marşı'nın Cumhuriyetimizin bir değeri olduğunu, bu değerlere en ufak şekilde dahi müdahale eden herkese karşı Eğitim-İş'in bir kale gibi duracağını belirten açıklamasını yapmış ve dönemin Lapseki Kaymakamı'nın bu tavrını eleştirmişti.* Bu basın açıklamasının ardından Çanakkale Şube Başkanımıza, disiplin cezası ve görev yeri değişikliği cezası verilmesi üzerine süreç, Genel Merkezimiz ve Çanakkale örgütümüz tarafından gerek yerinde eylem ve etkinliklerle gerekse de hukuk mücadelesi direnişiyle karşılanmıştır.“‘SÜRGÜN CEZASI’ MAHKEME TARAFINDAN İPTAL EDİLDİ”* Netice olarak Genel Merkezimiz tarafından yürütülen hukuki süreçte, yer değişikliği yani ‘sürgün cezası’ mahkeme tarafından iptal edilmiş, Serkan Serbes'in bu karşı duruşunun sendikal faaliyet olduğu, sendika yöneticilerine bu sebepten dolayı ceza ve sürgün uygulanamayacağı gerekçesi tarihe not olarak düşülmüştür.* Atatürk devrimleri ve Cumhuriyet değerlerine karşı en küçük bir öteleme ya da değersizleştirmeye yönelik en ufak bir müdahaleye dahi, Eğitim-İş'in tüm örgütlü gücüyle bir bütün olarak tereddütsüz şekilde karşı direnişinden vazgeçmeyeceğini tekraren ilan ediyoruz.”MAHKEME, HUKUKA VE MEVZUATA UYARLIK BULUNMADIĞINA KARAR VERDİÇanakkale 1. İdare Mahkemesi kararında ise şöyle denildi:“Eğitim İş Sendikasının Çanakkale İl Temsilcisi olan davacının, mensubu olduğu sendikasının amaç ve faaliyet alanı içerisinde, sendikal faaliyet kapsamında, 29 Ekim 2021 tarihinde, Lapseki ilçesinde yapılacak olan Cumhuriyet Bayramı kutlamaları hakkındaki düşünce ve gözlemlerine ilişkin olarak basına açıklamalarda bulunması eylemi nedeniyle davacının görev yerinin değiştirilmesinin, sendika yöneticiliği güvencesine aykırı olduğu, davacının görev yerinin değiştirilmesini gerektirir başkaca bir yetersizliği, başarısızlığı ve olumsuzluğunun ortaya konulmaksızın, salt bu eylemi sebep gösterilerek tesis edilen dava konusu atama işleminde, hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” Çanakkale,Sendika,Mahkeme,Cumhuriyet,Eğitim İş,Görev Yeri ve daha fazla aydın haber yazıları okumak için Eğitim sayfasını ziyaret edebilirsiniz.Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2022/egitim/egitim-is-surgun-cezasi-mahkeme-tarafindan-iptal-edildi-7488095/ https://rehberaydin.com/egitim-is-surgun-cezasi-mahkeme-tarafindan-iptal-edildi/
0 notes
uyumsuzunnotlari · 3 years
Text
“Ne mi yapacağım bundan sonra? Ayak izlerimi silmek için sana gelen yolları tersinden yürüyeceğim önce. Şiir okumayacağım bir süre. Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim. Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu, bir gül ağacının dibine dökeceğim. Yeni bir yanlışlık yapmamak için telefonlara çıkmayacağım. Ardı kuş resimli aynalar arayacağım mahalle pazarlarında, gençliğimi anımsamak için. Emekli kahvehanelerinde yaşlılarla konuşarak sonumu görmeye çalışacağım. Fotoğraflarını güneşe koyacağım bir an önce solsun diye. İçinde ay ışığı, iğde kokusu ve begonvil bulunan tüm resimleri duvarlardan indireceğim. Mican türküsünü asacağım yerlerine. Falcı kadınlara inanmayacağım artık. Trafik polislerine adres sormayacağım. Geleceğe ışık düşüren bir gülüşle gülmeyeceğim kimseye. Fesleğenden başka çiçek koymayacağım penceremin önüne. Büyük kentlerin varoşlarında çırpınan üç milyon yurtsuza evimi açacağım. Nerde bir kayıp, bir faili meçhul varsa bıraktığı acının yanına resmini asacağım. Şaşırma yetimi korumak için yeni aşklar bulacağım kendime. 
Ne yapacağımı sanıyorsun ki, tenin tenime bu kadar sinmişken; ömrüm azala azala akarken önümde; gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken...
Senin korkularını, benim inceliğimi doldurup yüreğime, bıraktığın boşluğu yonta yonta binlerce heykelini yapacağım.”
70 notes · View notes
yurekbali · 3 years
Text
Tumblr media
““Farkında mısınız bilmem, kimse kendi acısını bile duymuyor artık. Kimse bir başkası için kederlenmiyor. Birbirine ihtiyacı olanlar özenle uzak duruyor birbirinden. Küçücük çocuklar bile yalnızlığın bilimini yapıyor. Dilinde bir özürle konuşur oldu insanlar. Kimse sevdiğine vakit ayırmıyor. İç çöküntünün boyutlarını görmek için kalabalık yerlere şöyle bir bakmak yeterli. Otobüs duraklarından cami avlularına, vitrinlerin önlerinden hastane kapılarına, birbirine sokulmuş eğreti çoğunluğun, dili ensesinden çekilmiş yüzleri, yaşamın mı ölümün mü resmidir sizce? İnsanlar yenilgisine direnecek yerde, dinsel bir tabu bir ayin gibi ondan bir lütuf, bir erdem umarak yücelik kazanmaya çalışıyorlar. Işıklı bir su gibi geçen kalmadı sokaklardan. Balkonlardan uzaklara bakan yok. Herkes türküsünü bir reklam filmiyle değişti. Şimdi insanların yerine paketlenmiş duyguları söyleyen hazır türkücüler var. Sevinci değişen insanın acısı da değişir elbet. Öyle genişledi ki değişimin sınırları, doğrunun belkemiği kalmadı. Korkunun ve kurnazlığın pervaneye dönderdiği insanlar, sonunda kendilerini aklayacak bir maymuncuk buldular: Hoşgörü ve yenilik... Böylece bir ülke, pisliğinin üstünde tertemiz görünecek bir olanak buldu kendine. Yağmur değişir mi? Altında ıslanana ve pencereden bakana bağlı belki ama bu rüzgârı kekeme, mavisi gördüğünden utanan gökte yağmurlar bile değişti.” “Her şeyi anlıyorum da parayı kendi yerine oturtan insan, kendisi nereye oturacak. Sahip oldukları insana değil, insan sahip olduklarına değer biçebilir değil mi? Eşyaların onuru olmaz ki...”” - Şükrü Erbaş, Maymuncuk (İnsanın Acısını İnsan Alır / Bütün Yazıları-1) - Görsel: Andrea T. Kemp
51 notes · View notes