Ceylan Naz Baycan – Kutsal İnek – Alıntılar
Hamilelik döneminde bebek gelişim kitaplarını ve hiç susmayan bilgiç akrabaları bir kenara bırakın ve Kutsal İneği okuyun. Bu en hassas en PMS döneminizde size iyi geleceğini, biraz olsun gülümsetip eğlendireceğini garanti edebilirim. Kitabı bana öneren Pınar Hanım’a sonsuz sevgilerimle! - hbasarik
Hamilelik kutsaldır, laf eden çarpılır.
Çocuğu doğurmak için hiçbir testten geçmiyorsunuz ama başkasının çocuğunu evlat edinmek için sayısız testten geçiyorsunuz. -12
Mutfağın önünden geçmek istemiyordum, hiçbir zaman duymadığım kokuları duymaya başlamıştım ve bu, mide bulantımın beşle çarpılmasına neden oluyordu.
Düzenli kariyerimden vazgeçip aylardır yazma üzerine sarf ettiğim çabalar yolunu anca bulmuş, bir dram dizisinin seneryo ekibinde yazma teklifi almış ve teklifi büyük bir hevesle kabul ederken hamile olduğumu hiç hesaba katmamıştım. -18
Açıkçası bizden öncekilerin sadece kariyer hedefli hayatlarının artık pek rağbet görmediği bir zamandaydık, herkes gerçek aşkı arıyordu… Ben ise çalışmayı ve kariyeri her şeyin önünde tuttuğumu zannederken planladığımdan çok daha erken evlendim. -20
Ada’yla hoş beş yapardık, ama onu hiç ben uyutmadım, ağladığında susturmaya çalışmadım, ona yemek yedirmedim. Yani eziyetli hiçbir şeyiyle uğraşmadım, sadece kendisini eğlenmek amaçlı kullandım. -21
Hiçbir şey yapmak istemediğim bu süreçte arka arkaya iki düğüne gitmek en güzel çözümdü. -24
Hey, siz tek başına anne olmak isteyen kadınlar! Beni kırmayın bir daha düşünün…
Uçağa biri bebek, üç çocuklu bir aile bindiğinde önce “Eyvah” dedim. Sonra onlar bizim tam arkamıza konuşlanınca bir önceki cümlemi “Sıçtık “ olarak revize ettim. -26
Babamın aylaklık, güneşin altında sere serpe yatma, arkadaşlarla kumsalda mısır yeme, üç saat denizden çıkmama gibi her çocuğun yaşamasının zorunlu olduğu konulara hiç saygısı yoktu. Bizleri o halde gördüğü her dakika çeşitli görevlerle beslerdi. -41
Gerçekten anormaldi ve onun genlerini taşıyan bir çocuk beni fazlasıyla heyecanlandırıyordu. İyi anlamda… -47
Eğer bir ömür beraber olacağız diye yola çıktığın kocan üç beş ay senin sinirine tahammül edemiyorsa yanlış koca seçmişsin, çözümü de yogada bulamazsın bebeğim, demek isterim. -55
Bütün bu afra tafranın altında yatan sebebin, güvenliğin esasında bizim halkımız için ne kadar mühim bir durum olduğunun yattığını düşündüm. Halkın güvenliğe duyduğu ihtiyaç, güvenlik görevlilerinin iyice şımarmasına sebep oluyordu. -57
Hamilelik sürecinde Mert de enteresan bir deneyim yaşıyor, sağ olsun bana da yaşatıyordu. Çok yorgun olduğum günler kendisini koltuklara atıp çok yorulduğunu iddia ediyor, benim midem bulanırken o kusuyordu. Ben ayaklarım ağrıyor deyip uzattığımda o da hemen ayaklarını duvara dikiyor, benim duygusallığım üzerimdeyse o da geriliyor, iştahım acıkıp yemeklere saldırınca o da normal yediğinin iki katı kadar fazla yiyordu. -64
Kadınların, saçını süpürge etmeye hazırlandığı çocuğu ve ailesi için kendinden tamamen vazgeçmemesi tüm Türkiye için sevindirici bir haber diye düşünüyorum. -66
Beni şimdiden yavaşlatıyor ve yalnızlaştırıyor diyerek yogayı bıraktım. -67
Bir insan kendine bunu neden yapar? Güzel bir Cumartesi sabahı ayaklarını gönlünce uzatıp kana kana kitap, dergi okumaya vakit bulmak, temiz havada dolaşmak, sevdiğin ama bir türlü görüşemediğin arkadaşlarına göbeğini elletmek gibi seçenekler varken kişi neden manikür, pedikür, saç, baş, yemek, misafir, organizasyon telaşında kendini kaybedecek noktaya gelerek mutlu olmaya çabalar bilemem. -95
Evlenip çocuk yapan, sonra da herkesin “Aman çalışma bu saatten sonra kocanın işi güzel, sen de milletin ağzının kokusunu çekmeden otur evinde çocuğunu büyüt” diye akıl vermesiyle galeyana kapılan tüm kadınlar yıllar geçip işler ters gidince bahtına, kaderine, şanssızlığına küfür ediyordu. “Yazık oldu o güzelliğime” diye kafalarını oradan oraya vuruyorlardı. -112
Hayatımın değişmemesi diye bir şey söz konusu olamazdı tabii ki ama sürekli bir göz korkutma eylemine de anlam veremiyordum. Çocuğun bakımından dadısına, evde yalnızken yaşayacağın zorluklardan eşinle ilişkine, tekrar işe dönmek istediğinde yaşayacaklarından evden adımını bile atarken zorlanacağına dair yapılan açıklamalar bir süre sonra hamileyi çileden çıkarıyor, karamsarlığa sürüklüyordu. -113
Düzenli bir hayata geçiş, ciddi bir ilişkinin olması, sayılarla fazla haşır neşir olup çok iyi para kazandıran ama fazlasıyla sıkıcı olan bir iş, evlenmek, çocuk sahibi olmak, hafta sonları ailecek Migros’a gidip ev alışverişi yapmak, zamanla en sevdiğin aktivitelerden “gerek yok” diye vazgeçmek, evli olmayan arkadaşlarını bir kenara itip daima çiftlerle takılmak, bebeğin olunca bebekli insanlarla vakit geçirmek ve sürekli bebek muhabbeti yapmak… Var mı arttıran? Var mı çoğunluğun dayattığı bu sıkıcı sistemden hakikaten bunalmayan?
Böyle bir yapı kişinin kendisiyle baş başa kalması ve kafasına göre takılmasını tamamen imkansız kılarken, hep başkalarının doğru bulup onay verdiklerini yaparken güzelim hayat akıp gidiyor. Bir süre sonra akışın içinde insan öylesine kayboluyor ki, en sonunda kendisinin gerçekten ne istediğini komple unutup “doğru” olanı yaşıyor ve “mutsuzluktan” ölüp gidiyor. Hayattaki en büyük korkum da işte buydu… -123
Toplantıya stresle gitsem de bir anda insanların arasına tekrar karışmak, kafayı daha fazla çalıştırma zorunluluğu, akşam evde yemek olup olmadığını umursamama, fikirlerine değer verilmesi ve evin dışındaki herhangi bir olaya etkide bulunabilme güdüsünün yarattığı haz beni sarstı. Seviyor ve seviliyordum. Dinliyor ve dinleniyordum. Her kadın mutlaka çalışmalıydı! -145
Azami dikkatle on yedi kilo almış bulunuyordum, bir de dikkat etmeseydim neler olacağı resmen bir açık oturum konusuydu. Görsel olarak durum umurumda bile olmasa da, sağa sola dönüp yataktan kalkarken yaşadığım sıkıntıyı anca hamile dostlar anlardı. -158
… tanımadığın birine bağlanmayı tecrübe etmiş, sevmiştim. -159
Esasında hayatınızın mercek altına aldığınızda sık sık bir sonraki adımınızla ilgili “Korkunun Empoze Edilmesi” durumuyla karşı karşıya kaldığınızı görebilirsiniz:
Altı yaşlarında bahçede deli danalar gibi koşuştururken arkadan terlik fırlatma suretiyle seslenen büyüğünüz, “Şimdi koşun koşun ilkokula başlayınca ben seni göreceğim!”
Ortaokuldayken, “Bu yıllarının kıymetini bil, liseye geçince ÖSS stresiyle öğrenciliğin tadını alamıyorsun!”
Üniversitedeyken sürekli, “En güzel yılların bak bunlar, çalışma hayatı başlayınca yandın. Keyfini çıkar!”
Evlendiğin gün, “En güzel zamanlarınız cicim aylarınız sonra her şey çok zorlaşıyor, değerini bil!” – 163
Çok kırılgan ve güçlüydüm. İnsanlık alemi, dünyadaki onca olumsuzluğa rağmen bu hislerle sarılı olma hazzını yaşadığı için doğurganlığını devam ettiriyor, diye düşünüyordum. -173
12 notes
·
View notes
GENÇLERİN OKUMASI GEREKEN 100 KİTAP
Türkiye'nin en iyi fikir adamlarından biri olan Yusuf Kaplan, kendisini yetiştirmek isteyen gençlere tavsiye niteliğinde okuma listesi hazırladı.
Bu ülkedeki eğitim sistemi pozitivist, ezberci ve hâlâ Batı-merkezci. Kendi dünyamızı, tarihimizi, toplumumuzu bile seküler-Batılı perspektiflerle öğretmeye kalkışıyor çocuklarımıza.
KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI NASIL KAZANILIR? Okumak için tıklayınız.
Ödünç akılla, ödünç bir dünya inşa etmeye çalışıyor: Boşuna çaba! Yazık oluyor, bu ülkeye de, bu ülkenin çocuklarına da! Oysa başkalarının kavramlarıyla kendi dünyanızı kuramazsınız. Kendi dünyanızı da tanınamaz hâlâ getirir ve yıkarsınız.
O yüzden bize ait olmayan dinamikler üzerinden kurulan bu eğitim sistemi, bizim dinamiklerimizi, ruh köklerimizi dinamitlemeye yarıyor yalnızca. Tanpınar'ın “kültürel inkâr” dediği bizim modernleşme / sekülerleşme serencamımız, sonuçta bizi kültürel intiharın eşiğine getirip bırakıyor... Bu eğitim sistemi, diploma veriyor yalnızca. Ve yetenek öğütüyor. Böyle gitmez.
ÇAĞRI'SI ÇAĞ'INI KURACAK BİR ÖNCÜ KUŞAK OLMADAN ASLÂ!
Aynı durum, ülkemizin fikir, sanat, kültür ve medya hayatında da geçerli: Tam bir entelektüel anarşi, nihilizm ve metamorfoz / başkalaşma hükümfermâ: Fikir, sanat, kültür ve medya hayatımız, Batı'da üretilenleri, üstelik de Batı kültürünün posası çıkmış ürünlerini tepe tepe tüketmeyi marifet sanıyor! Böylelikle kaygan zeminlerde patinaj yapıyoruz yalnızca! Zaman kaybediyoruz...
Çocuklarımızı kaybediyoruz... Geleceğimizi kaybediyoruz bu yoz eğitim, fikir, sanat, kültür ve medya rejimiyle. Kendi kuyumuzu kazıyor, kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz. Oysa yeniden keşfedilmeyi bekleyen, henüz hakkıyla anlaşılamış, aşılamamış, anlaşılamadığı için aşılamadığı da anlaşılamamış, Medine'den süt emen köklü bir medeniyet tecrübesine sahip bir ülkenin eğitim, fikir, sanat, kültür ve medya rejimi, kabına sığmayan, öncü kuşaklar yetiştirebilmeli; fikir, sanat ve kültürde insanlığın önünü açacak, insanlığı yitirdiği hakikatle buluşturacak öncü atılımlara kaynaklık edebilmeli, değil mi?
Bendeniz, sözünü ettiğim medeniyet atılımına öncülük edecek, oluş, fikir ve “varoluş” çilesi çekecek, bu dünyada yaşayacak ama bu dünyayı yaşamayacak, çağ aşacak, çağ açacak, çağrısı çağ'ını kuracak “bizim öncü kuşaklarımızı nasıl yetiştirebiliriz?” yakıcı meselesi üzerinde kafa patlatıyorum, çırpınıp duruyorum yaklaşık çeyrek asırdır karınca kaderince...
YATAY VE DİKEY OKUMA
Bu çerçevede beş aşamadan oluşan 100 kitaplık bir Okuma Listesi hazırladım. Hepsi birinci sınıf yazarlar tarafından yazılan kitaplar bunlar. Bir de zihin ve ufuk açıcı bir okuma yöntemi geliştirdim âcizâne.
Önce şunu söyleyeyim: Okuma, yatay ve dikey eksenlerden oluşur: Yatay okuma, genelden özele doğru ana kaynaklara götürecek, değişik seviyede gerçekleştirilen giriş okumalarıdır. Dikey okuma ise pergelin sabit ayağını kendi medeniyet ilkelerimize ve ruh köklerimize basarak, pergelin hareketli ayağıyla bütün medeniyetlerin kurucu metinlerini hazmederek, özümseyerek, tartışarak ve nihayetinde aşma çabası ortaya koyacak bir ruhla ve donanımla okumaya soyunmaktır.
Bu listenin ilk aşaması, dersten önce derd sahibi yapacak 20 kitaplık Birinci Aşama okumalarından oluşuyor. 65. kitaptan itibaren ana metinlere geçilecek Türkçe, Arapça ve İngilizcesinden.
100 KİTAPLIK OKUMA LİSTESİ - BİRİNCİ AŞAMA
100 kitaplık Okuma Listesi'nin BİRİNCİ AŞAMA kitap listesi:
1- İslam'ın Dirilişi-Sezai Karakoç.
2- İnsanlığın Dirilişi-Sezai Karakoç (Birinci Aşama bitince yeniden okunacak).
3- Diriliş Neslinin Amentüsü-Sezai Karakoç.
4- Sütun-(Hepsi değil, bazı bölümleri seçilerek okunacak)-Sezai Karakoç.
5- Yitik Cennet-Sezai Karakoç.
6- Geleceğimizde İslâm Var-Roger Garaudy.
7- Bu Ülke-Cemil Meriç (Birinci Aşama bitince yeniden okunacak).
8- Beş Şehir-Ahmet Hamdi Tanpınar-(Birinci Aşama bitince yeniden okunacak).
9- Yaşamak-Cahit Zarifoğlu (Birinci Aşama bitince yeniden okunacak).
10- İnsanlığın Medeniyet Destanı-Roger Garaudy.
11- Gül Yetiştiren Adam-(Anlatı) Rasim Özdenören
12- Yoksulluk İçimizde-(Hikâye) Mustafa Kutlu.
13- Ya Tahammül Ya Sefer-(Hikâye) Mustafa Kutlu.
14- Bu Böyledir-(Hikâye) Mustafa Kutlu.
15- Sır-(Hikâye) Mustafa Kutlu.
16- Uzun Hikâye-(Hikâye) Mustafa Kutlu.
17- Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler-Rasim Özdenören.
18- Üç Zor Mesele-İsmet Özel.
19- İslâm'ın Vadettikleri-Roger Garaudy.
20- Doğu ve Batı Arasında İslâm-Aliya İzzetbegoviç.
Not-1: Bunlar, Ders'ten önce Dert Sahibi yapacak kitaplar... Not-2: İkinci Aşama okumalardan önce Yahya Kemal, Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Erdem Beyazıt ve Cahit Zarifoğlu şiirleri üzerinde yoğunlaşılacak. İLK AŞAMA OKUMA LİSTESİ'NİN 3 TEMEL GÂYESİ: 1-Dert sahibi yapmak. 2-Dil zevki kazandırmak. 3-Medeniyet perspektifi ve Müslümanca düşünme melekeleri kazandırmak.
4 KURŞUN KALEMLE OKUMA YÖNTEMİ VE GEREKÇESİ
Kitaplar, mutlaka 4 Kurşun Kalem'le okunacak. Bu okuma yöntemi, liste kadar önemli. Neden 4 kurşun kalemle okuma yöntemi geliştirmeye ihtiyaç duydum, peki? Kültürel, entelektüel ve pedagojik gerekçelerle elbette: Görsel kültürün hâkim olduğu bir çağda yaşıyoruz.
Görsellik, zihnî faaliyeti yalnızca görüntü'ye indirgiyor; oysa görüntü, hem ayartıcı hem de dolayısıyla zihnî melekeleri yoksullaştırıcı bir işlev görüyor. Bu okuma yöntemiyle görselliği, yazılı kültürün içinde eritmiş oluyorum. Böylelikle ortaya her sayfanın resim tablosuna dönüştüğü, estetik zevk de kazandıran zihni geliştirici bir “manzara” çıkmış oluyor.
Kalemlerin işlevlerine ve nasıl kullanılacağına gelince...
1-Yeşil Kalem'le: Kilit kavramların altı çizilecek.
2-Kırmızı Kalem'le: Önemli satırların altı çizilecek.
3-Mavi Kalem'le: Atlanmayacak yerler işaretlenecek veya gerekirse çizilecek.
4-Siyah Kurşun Kalem'le: Kitab'ın sayfalarının sağ ve sol kenarlarına notlar alınacak, başlıklar çıkarılacak, kavramlaştırmalar yapılacak ve ÜST BOŞLUKLARA EN ÖNEMLİ CÜMLE YAZILACAK... Birinci Bölüm bitince, sırasıyla: 1-Önce yeşil kalemle çizilen yerler / kavramlar hızla okunacak... 2-Kırmızı kalemle çizilen satırlar okunacak... 3-Sayfaların üst taraflarına yazılan cümleler okunacak... Bu üç işlemden sonra Kitabın İKİNCİ BÖLÜMÜNE GEÇİLECEK... Bu 100 kitap bitince ihtisaslaşma okumalarına geçilecek... Bu okumaları, arkadaşlarla birlikte yapıyorum İstanbul'da değişik yerlerde. Gazenferağa Medresesi'nde, Balaban Tekkesi'nde -ve yakında Sabahattin Zaim Üniversitesi'nde.
MESELE OKUMAK DEĞİL, KELİMELERİ RUHA DÖNÜŞTÜRMEK...
Amacım yalnızca kitap okutmak değil; ruh kazandırmak. Mevcut eğitim sisteminin, fikir, sanat, kültür ve medya rejiminin genç kuşaklarımızı nasıl öldürdüğünü ispat etmek ve bu yoz sistemi “çökertmek”.
Sözün Özü: Bir “eğitim” çabası, genç kuşaklara şu beş temel şeyi vermiyorsa, toplumun mezarını kazıyor demektir: 1-Ruh 2-Ahlâk 3-İdeal 4-Özgüven 5-Tevazu / Başkalarına saygı. *** Yalnızca kabına sığmayan insanlar, karanlıkları aşabilir...«kalıbımız»ın rahatını bozabilir... ve kalbimize “yol açan” bir ışık saçabilir...
Ey Genç! Önce Dert sahibi olacaksın. Dert, yaratılış sırrını okuma melekeleri ve ruh kazandıracak sana. İşte o zaman, Ders'in ne olduğunu anlayacaksın. *** Mesele, okumak mı? Hayır! Kelimeleri ruha dönüştürebiliyor musun? İşte bütün mesele bu! Gerisi, çelik çomak oyunu. Ancak o zaman, zamanı aşar, çağlaya çağlaya akar, toprağı sularsın... *** Herkese zihin açıcı “okumalar” diliyorum.
YUSUF KAPLAN: 100 KİTAPLIK OKUMA LİSTESİ 2. AŞAMA
Türkiye'de pozitivist, ezberci, yetenek öğüten sömürgeci bir eğitim sistemi var. Oysa bütün toplumlar, kendi medeniyet dinamikleri çerçevesinde eğitim sistemlerini kurarlar. Türkiye'de yaşadığımız medeniyet değiştirme serüveni, bizim medeniyet iddialarımızı önce inkâr etmemizle, sonra da yok etmeye kalkışmamızla sonuçlandı. Bunun yıkıcı sonuçlarını bir asırdır yaşıyoruz iliklerimize kadar...
Eğitim sistemi çöktü... Medya rejimi, çocuklarımızı mankurtlaştırıyor... Kültür, sanat ve fikir hayatımız, kendi medeniyet iddialarımızı ve ruhumuzu yok saydığı için, dolayısıyla ruh köklerini yitirdiği için dünya çapında büyük atılımlara imza atamıyor. Böyle gitmez. Hele de dünyanın yeni bir medeniyet fikrine şiddetle ihtiyaç hissettiği bir zaman diliminde önümüzü açacak, çağrısı çağrını kuracak, başka çağrılara ve çağlara açılacak bir eğitim sistemi, medya rejimi, kültür, sanat ve fikir hayatı inşa etmemiz şart.
DERT'TEN SONRA DERS BAŞLIYOR...
Tam da bu nedenlerle, bendeniz, önümüzü açacak öncü kuşakları yetiştirecek, bize yeni Gazâlî'ler, İbn Arabî'ler, İmam Rabbânî'ler, Yunus'lar, Sinan'lar, Itrî'ler... armağan edecek, insanlığın birikimini özümseyerek ve vahyin filtresinden geçirerek kendine maledecek fikriyat ve medeniyet yolculuğunun yapıtaşlarını döşeyecek 100 Kitaplık Okuma Listesi hazırladım.
Birkaç ay önce bu listenin ilk aşamasını yayımladım burada. Bu ilk liste, insanları, ders'ten önce dert sahibi yapacak, belli bir zihnî donanıma ve bilince ulaştıracak bir listeydi. Sadece Türkiye'de değil Japonya'dan Avrupa ülkelerine ve Amerika'ya kadar yoğun ilgi gördü: İnsanlar gerek kendi başlarına, gerekse gruplar hâlinde okuma programları oluşturdular. Şimdi, dert'ten sonra ders başlıyor... Bu yazıda İkinci Aşama Okuma Listesi'ni sizlerle paylaşıyorum.
İkinci Aşama'da İslâm'ın, İslâm'ı idrak yöntemlerinin bütün yönleriyle öğrenilmesine yoğunlaşıyoruz. Bu arada zihin açıcı, düşünmeye-kışkırtıcı ilginç kitaplar da var listede. Bu listenin 21'den 40'a kadar olan kitapları sırayla okunacak. 2. Aşama listesinde önemli bir yenilik yaptım: Referans Kitaplar, Sözlükler ve Kavram-Terim Sözlükleri ekledim: Bu kitaplar, sırayla değil, zaman zaman, döne döne okunacak; 40. Kitap tamamlandığında bu kitaplar da tamamlanmış olacak. Sonraki aşamalarda, medeniyetler tarihi, düşünce tarihi, tarih felsefesi, estetik, sanat metinleri okunacak... 65. Kitap'tan itibarense kurucu, ana metinlere yoğunlaşılacak Arapça, İngilizce ve tabiî Türkçelerinden...
100 KİTAPLIK OKUMA LİSTESİ - İKİNCİ AŞAMA
21-Okulsuz Toplum-Ivan Illich-Birey Toplum Yayınları.
22-Türkiye'nin Maarif Davası-Nurettin Topçu-Dergâh Yayınları.
23-İslâm Kültür Atlası-İsmail Faruki-İnkılab (“Rehber” kitap bu: Liste bitince 2. kez okunacak)
24-İslâm Tarihi-3 cilt-Filibeli Ahmet Hilmi ve Ziya Nur Aksun-Ötüken Yayınları
25-Kur'ân-ı Kerîm Işığında Hz. Muhammed Mustafa (sav)-2 cilt-Osman Nuri Topbaş-Erkam Y.
26-Mızraklı İlmihal-Semerkand Yayınları
27-Komünist Manifesto-Marx & Engels.
28-İlm-i Hâl-S. Ahmet Arvâsî
29-Tefsir Usûlü ve Tarihi-Ömer Çelik-Erkam Yayınları
30-Sünneti Anlamada Yöntem-Yusuf el-Karadavî
31-Çöle İnen Nur-Necip Fazıl Kısakürek
32-Fıkıh Usûlü-Vehbi Zuhayli-Risale Yayınları
33-Tasavvuf-William Chittick-İz Yayıncılık
34-Kelâma Giriş-U. Murat Kılavuz-A. Saim Kılavuz-İSAM Yayınları
35-İslâm'ın Vizyonu-William Chittick-İnsan Yayınları
36-Yoldaki İşaretler-Seyyid Kutup
37-İslâm Düşüncesi-Muhammed İkbal-Külliyat Yayınları38-40-Çağ ve İlham-I-II-III-Sezai Karakoç-Diriliş Yayınları
İKİNCİ AŞAMA'DA BAŞVURULACAK-REFERANS KİTAPLAR
1-Kur'ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm-3 cilt-Hasan Basri Çantay 2-Riyâzü's-Sâlihîn-3 cilt-İmam Nevevî 3-Büyük İslâm İlmihâli-Ömer Nasuhi Bilmen
İKİNCİ AŞAMA'DA BAŞVURULACAK-SÖZLÜKLER
1-Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lûgat-Ferit Develioğlu 2-Misalli Türkçe Sözlük-Ayverdi-3 cilt 3-Büyük Türkçe Sözlük-Mehmet Doğan.
İKİNCİ AŞAMA'DA BAŞVURULACAK-KAVRAM-TERİM SÖZLÜKLERİ
1-Kur'ân Sözlüğü-John Penrice-İşaret Yayınları 2-Kur'ân Terimleri Sözlüğü-Mukatil b. Süleyman-İşaret Yayınları 3-Arap Dili'nde ve Kur'ân'da Farklar Sözlüğü-Ebû Hilâl el-Askerî-İşaret Yayınları 4-Kelimeler Arasındaki Farklar-İsmail Hakkı Bursevî-İşaret Yayınları. 5-Tarifat-Cürcanî-Litera Yayıncılık. 6-Müfredat-Kur'ân Istılahları Sözlüğü-Râğıb el-Isfehânî-Pınar / Çıra Yayınları.
4 KURŞUN KALEMLE OKUMA YÖNTEMİ
Kitaplar, mutlaka 4 Kurşun Kalem'le okunacak. 1-Yeşil Kalem'le: Kilit kavramların altı çizilecek. 2-Kırmızı Kalem'le: Önemli satırların altı çizilecek. 3-Mavi Kalem'le: Atlanmayacak yerler işaretlenecek veya gerekirse çizilecek HAFİFÇE 4-Siyah Kurşun Kalem'le: Kitab'ın sayfalarının sağ ve sol kenarlarına notlar alınacak, başlıklar çıkarılacak, kavramlaştırmalar yapılacak ve ÜST BOŞLUKLARA EN ÖNEMLİ CÜMLE YAZILACAK... Okunan kitabın Birinci Bölüm'ü bitince, sırasıyla: 1-Önce yeşil kalemle çizilen yerler / kavramlar hızla okunacak... 2-Kırmızı kalemle çizilen satırlar okunacak... 3-Sayfaların üst taraflarına yazılan cümleler okunacak... Bu üç işlemden sonra Kitabın İKİNCİ BÖLÜM'ÜNE GEÇİLECEK... Bu okumaları, arkadaşlarla birlikte yapıyorum İstanbul'da değişik yerlerde: Esenler'de Kültür Merkezi'nde, Gazanferağa Medresesi'nde, Balaban Tekkesi'nde ve Sabahattin Zaim Üniversitesi'nde.
ÖNÜMÜZÜ AÇACAK ÖNCÜ KUŞAĞIN GELİŞİNİ GÖRÜYORUM...
Amacım yalnızca kitap okutmak değil; ruh kazandırmak. Mevcut eğitim sisteminin, fikir, sanat, kültür ve medya rejiminin genç kuşaklarımızı nasıl öldürdüğünü ve önümüzü açacak öncü kuşakların nasıl yetiştirilebileceğini göstermek... Buradan şu kadarını söyleyeyim: Birlikte okuma/ ders yaptığımız arkadaşlar, çok iyi yetişiyorlar... 100 Kitaplık Okuma Listesi tamamlandığında, genelden özele doğru pedagojik bir yöntemle geliştirdiğim bu okuma/ kendini yetiştirme yöntemini uygulayan parlak arkadaşlardan önümüzü açacak öncü bir kuşağın temsilcileri yetişmiş olacak biiznillah... Bu arkadaşların adım adım gelişini görüyorum... 1984 yılından itibaren bu öncü kuşağın yetişmesi için gecesini gündüz yapan, sabah namazından önce uyumayan, ülkemizin, medeniyet coğrafyamızın ve hakikate gebe insanlığın yükünü omuzlarında taşıma şuuruyla nefes alıp veren bir âciz kul olarak önümüzü açacak bu öncü kuşakların gelişini görüyor ve Allah'a (cc) şükrediyorum. Herkese zihin açıcı “okumalar” diliyorum.
41-Tarih Hırsızlığı-Jack Goody-İş Bankası Yayınları.
42-Şarkiyatçılık-Edward Said-Metis Yayınları.
43-Küresel Çağda Tarih Yazmak-Lynn Hunt-Küre Yayınları.
44-Dünya Tarihini Yeniden Düşünmek-Marshall Hodgson-Vadi Yayınları.
45-Dünya Tarihi-William McNeill-İmge Yayınları.
46-Uygarlıkların Grameri-Fernand Braudel-İmge Yayınları.
47-Bir Bunalım Çağında Toplum Felsefeleri-Pitirim Sorokin.
48-49-Tarih Bilinci-Arnold Toynbee-2 cilt.
50-İslâm Medeniyeti Tarihi-Wilhelm Barthold, Mehmet Fuad Köprülü-Alfa Yayınları.
51-53-İslâm’ın Serüveni-Marshall Hodgson-3 cilt-Pegasus Yayınları.
54-Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi Tarihi-Osman Turan-Ötüken Yayınları.
55-Zihniyet ve Din-Sabri Ülgener.
REFERANS KİTAPLAR
-Türk Tarih Deyimleri Sözlüğü-Zeki Pakalın-3 cilt.
ROMAN VE TARİH ANLATILARI
* Devlet Ana-Kemal Tahir-roman.
* Osmancık-Tarık Buğra-roman.
* Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu-roman.
* Çankaya-Falih Rıfkı Atay-Yakın Tarih Anlatısı.
* Fatih-Harbiye-Peyami Safa-roman.
* Huzur-Ahmet Hamdi Tanpınar-roman.
ÖNÜMÜZÜ AÇACAK ÖNCÜ KUŞAK İÇİN 100 KİTAPLIK OKUMA LİSTESİ – DÖRDÜNCÜ AŞAMA
Türkiye’nin en hayâtî sorunu, eğitim sorunu. Çok üniversite açarak yani yatay eğitimle bir yere gidemeyiz. Aslolan dikey eğitim üzerinde kafa patlatmak, yani kaliteli, nitelikli, çaplı insanlar yetiştirecek, dünya çapında eğitim kurumları inşa edebilmektir.
Bu tür eğitim kurumlarında tohumlarını ekeceğimiz, ilim / bilme, irfan / bulma ve hikmet / olma yolculuğuna çıkacak, bu dünyada yaşayacak ama bu dünyayı yaşamayacak, insanlığın yükünü omuzlarında taşıma bilinciyle nefes alıp verecek, pergelin sabit ayağını bizim medeniyet köklerimize basacak, pergelin hareketli ayağıyla bütün dünyalara, bütün medeniyetlere ve düşünce geleneklerine açılacak, çağ aşacak, çağrısı çağını kuracak, önümüzü açacak öncü kuşaklar yetiştirecek köklü, güçlü bir eğitim sistemi kuramazsak yeniden tarihin akışını değiştirecek bir medeniyet yolculuğuna çıkamayız.
Eğitim sistemimiz, böylesi bir medeniyet perspektifi ve bilinci kazandıramıyor genç kuşaklarımıza, ne yazık ki.
Eğitim sistemimize damgasını vuran pozitivist, seküler ve ezberci mekanizma, çocuklarımızı zihnen sömürgeleştiriyor, bizim medeniyet dinamiklerimize ve ideallerimize yabancılaştırıyor yalnızca. Bu durum, böyle gitmez.
Dünyada hiç bir ülke, kendi çocuklarını, kendi medeniyet ideallerini, ruhköklerini, değerlerini, anlam haritalarını yok sayarak yetiştirmez. Bunun örneği yok dünyada, Türkiye’den başka!
Bir eğitim sistemi, kendi çocuklarını kendi medeniyet dinamikleri ekseninde değil de, başka bir medeniyetin bakış açılarıyla, idealleriye, kavramlarıyla yetiştiriyorsa, bilin ki, toplumun mezarını kazıyor, ülkenin temelini dinamitliyor, geleceğini yok ediyor, demektir.
ÖNÜMÜZÜ AÇACAK BİR ÖNCÜ KUŞAK...
İşte bu kaygılarla 100 Kitaplık Okuma Listesi’ni hazırlama ihtiyacı duydum.
Gösterdiğiniz ilgi, beklediğimden de büyük oldu: Listeyi gerek bireysel olarak gerekse gruplar hâlinde okuyan, okullarda, çeşitli kurumlarda, sivil toplum kuruluşlarında, medreselerde okutan herkese yürekten teşekkür ediyorum.
Bu listeyle önümüzü açacak genç, yetenekli öncü bir kuşağın tohumlarını ekmeye çalışıyorum hasbelkader: Genç kuşaklarımıza, 1-Medeniyet perspektifi kazandıracak, 2-Müslümanca düşünme melekeleri kazandıracak ve 3-Dil zevki (kavramlaştırmalar yapma, dili imajinatif şekillerde kullanma yeteneği) kazandıracak bir okuma yöntemiyle, genelden özele, medeniyetler ve düşünce tarihinden ihtisas alanlarına doğru ilerleyecek, derinleşecek bir kuşağın hazırlanması kaygısı güdüyorum. İstanbul’da çeşitli yerlerde yaptığımız Fikir Atölyeleri ve Medeniyet Okumaları seminerleriyle listeyi takip eden zehir gibi gençler yetiştiğini görüyorum.
Kaygım, sadece kitap okutmak değil. Kaygım, olma çabasıyla hakikatin izini sürecek öncü kuşakların hazırlanması. Aslolan bilmek değil. Aslolan bilmediğini bilmek. Yalnızca bilmediğini bilen öncü kuşaklar, yılmadan hakikatin izini sürebilir, insanlığın önünü açacak hakikat medeniyetinin yapı-taşlarını döşeyecek fikir ve oluş çilesi çekebilir...
GENELDEN ÖZELE...
Okuma Listesi’nin ilk aşamasında dert sahibi yapacak kitaplar vardı. İkinci aşamada, usûl kitaplarıyla ders’e geçtik. Üçüncü aşamada, tarihe, tarih felsefesine, medeniyetler tarihine ve felsefesine odaklandık.
Burada vereceğim Dördüncü Aşama Okuma Listesi’yle düşünce tarihi, İslâm düşüncesi, çağdaş düşünce, sanat, edebiyat ve estetik okumaları yapacağız.
Beşinci ve sonuncu aşamada İslâm, Doğu ve Batı medeniyetlerinin klasik metinlerini okuyacağız.
Böylelikle 100 kitap bitince, ihtisaslaşma alanları oluşturacağız ve belki de Türkiye genelinde okullaşmak zorunda kalacağız.
Hayırlısı diyorum ve sizi dördüncü aşama kitaplarıyla başbaşa bırakıyorum.
100 KİTAPLIK OKUMA LİSTESİ - DÖRDÜNCÜ AŞAMA
56-Modern Dünyanın Bunalımı-Rene Guenon-İnsan Yay.
57-Hikmetin Yapıtaşları: Felsefeye Giriş-Douglas J. Soccio-Kaknüs Yay.
58-Avrupa Düşüncesinin Serüveni-Jaqueline Russ-DoğuBatı Yay.
59-Batı Düşüncesi Tarihi-Richard Tarnas-2 cilt-Külliyat Yay.
60-Sosyolojik Düşünce Geleneği-Robert Nisbet-Paradigma-Vadi Yay.
61-Siyasî Felsefenin Büyük Düşünürleri-William Ebenstein-(Çev.: İsmet Özel)-Şule Yay.
62-İnsanın Durumu-Lewis Mumford-Açılımkitap Yay.
***
63-İslâm Düşüncesinde İlimlerin Tasnifi-Osman Bakar-İnsan Yay.
64-Hilal Doğarken-Ziyaüddin Serdar-İnsan Yay.
65-Fıkıh Usûlünün Mahiyeti ve Gayesi-A. Cüneyd Köksal-İSAM Yay.
66-Varolmanın Boyutları-William Chittick-İnsan Yay.
67-İslâm Felsefesi: Tarih ve Problemler-M. Cüneyt Kaya-edisyon-İSAM Yay.
68-İslâm Düşüncesi Tarihi-M. Şerif-2 cilt-İnsan Yay.
69-Türkiye’nin Çağdaş Düşünce Tarihi-Hilmi Ziya Ülken-İş Bankası Yay.
***
70-Edebiyat Yazıları-1-2-Sezai Karakoç-Diriliş Yay.
71-Kırk Ambar-Cemil Meriç
72-Yaşadığım Gibi-Ahmet Hamdi Tanpınar
***
73-Sanatın Öyküsü-Ernst Gombrich
74-Sanatın İcadı: Bir Kültür Tarihi-Larry Shiner-Ayrıntı Yay.
75-Sanat Tarihinin Tarihi-Vernon Hyde Minor-Koç Üniversitesi Yay.
76-Aşk Estetiği-Beşir Ayvazoğlu
77-İslâm Sanatı: Dil ve Anlam-Titus Burkhardt
78- İslam'da Şehir ve Mimari-Turgut Cansever-İz Yayıncılık
79-Gözün Vicdanı: Kentin Tasarımı ve Toplumsal Yaşam-Richard Sennett-Ayrıntı Yay.
80-Sinemanın Hakikati-1. Cilt ve Hakikatin Sineması-2. Cilt-Enver Gülşen-Külliyat Yay.
ROMANLAR
* Vadideki Zambak-Balzac.
* Donkişot-Cervantes
* İlâhî Komedya-Dante
* Suç ve Ceza-Dostoyevski.
* Karamazof Kardeşler-Dostoyevski.
* Değişim-Kafka
* Niteliksiz Adam-4 cilt-Robert Musil-Aylak Adam Yay.
REFERANS KİTAPLAR
* Felsefe Sözlüğü-Ahmet Cevizci-Paradigma Yay.
* İslâm Düşünce Atlası-İbrahim Halil Üçer-3 Cilt
0 notes
Gerçek Yazarlar Varken Neden Taklitlerini Okuyayım?
Aydın İleri ile kısaca
- 1977 yılında İstanbul Kadıköy’de doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Maltepe’de tamamladım. 1998- 2002 yıllarında İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Anabilim dalında lisans, 2009-20011 yıllarda M.Ü. Türkiyat Araştırma Enstitüsü Bilgi ve Belge Yönetiminde yüksek lisans öğrenimimi tamamladım. Ulusal gazetelerin kitap eklerinde kitap analizleri, eleştirileri, kültür, kitap edebiyat alanında köşe yazıları yazıyorum. Türk Kütüphaneciler Derneğinde genel başkan yardımcılığı yaptım. Maltepe Üniversitesinde kütüphane başkanlığı yaptım ve aynı zamanda İletişim Fakültesinde ders verdim. Bunun dışında ufak tefek deneme, öykü, şiir türünde çalışmalarım var.
Bir roman yazacak olsanız;
- Yazmanın en büyük okulu okumaktır. Daha önce roman denemelerim oldu fakat roman yazmak için oldukça fazla deneyime sahip olmak gerekir. Ama eğer ki yazacak olsam, ilk önce kafamda bazı şeyleri belirler öyle başlarım.
- İyi yazabilmek için disiplinli okumak gerekir. Tabi ki yazmak bir yetenek gerektirir fakat sadece yetenek yetmez. Çok okumak, çok yazmak, çok gezmek yani belli bir birikim gerekir. Bu yaratıcı yazarlık kursları var. Tamamen para tuzağı olduğunu düşünüyorum. Yazabilmeye etkisi olmadığını söyleyemem, tabii ki vardır. Fakat yazabilmek, kurslarda öğrenilebilecek şey değil.
- Yaratıcı yazarlık süreci kişinin öznelinde kalan bir şeydir, hayal dünyasını kapsar. Konunun farkında olarak yazmakla başlar. Hayal gücünü kullanarak bir şeyleri var etmek yaratıcılıktır. Kişinin ruhunu yansıtmasıdır biraz da, içini kusması… Öğrenilebilir olsa da büyük ölçüde doğuştan bir yetenek diyebilirim.
Yazarlığa ilk adım
- Hemen hemen hepimiz yazarlığa mektupla başlamışızdır. Lise yıllarımızda yan sıradaki arkadaşımıza, sevdiğimize yazdığımız minik kağıtlar da bir başlangıçtır. Bende yazarlığa mektupla başladım. Deneme, öykü, araştırma, biyografi türlerinde çalışmalar yaptım. Fakat biyografi çalışmalarında daha çok ilgim olduğunu söyleyebilirim.
- Ağırlıkta araştırma ve biyografi üzerine çalışmalar yaptım. Daha sonralarda ise öykü üzerinde çalışmalara yöneldim. Tarihi, biyografik romanları okumayı seviyorum. Çeşitli gazetelerin kitap eklerine yazılar gönderiyorum. Fantastik edebiyattan çok, gerçekçi edebiyattan yanayım. Günümüz gençleri, fantastik edebiyatı okumayı daha çok tercih ediyorlar. Gerçekçi edebiyattan uzaklar. İnternet sayesinde yeni kuşak ‘’dijital yerli’’ haline geldi.
Bir roman yazacak olsam
- Bir roman yazacak olsam kendimi o romanın içine koyarım ya da koymam diyemem. Çünkü roman yazmaya korkuyorum. Oluşturduğum karakterler benden bağımsız olmuyor. Mutlaka kendimden bir şeyler katıyorum. Yazarlar kendilerinden bir şeyler katarken korkarlar.
Edebiyat dışında
- Edebiyat dışında ilgilendiğim bir diğer alan ekolojidir. Bu dalı da edebiyatla ilişkilendirmeye çalışıyorum. Bir barış kültürü oluşturmak için, bu konuda bir çocuk romanı yazmayı düşünüyorum. Amacım ise; çocuklara politikayla değil, edebiyatla, barışı anlatmak.
Gerçek yazarlar varken neden taklitlerini okuyayım?
- Zülfü Livaneli, Ahmet Ümit, İlhan Oktay Anar’ı takip ediyorum çünkü bu yazarları özgün buluyorum. Gerçek yazarlar varken, neden taklitlerini okuyalım? Taklitçi yazarları okumak yerine gerçek yazarları okumak, o tadı onlardan almak tercihimdir. Okur, yazarın özgün olmadığını fark ettiğinde okumayı bırakır.
Yazar olmak isteyenlere
- Öncelikle şunu söylemek isterim; yazmaktan korkmasınlar. Disiplinli okumanın önemi unutulmamalı, her zaman çok okumalı. Her yazar adayının kendi kütüphanesi olmalı, Türkçeyi en iyi şekilde kullanmalı ve yazı yazan kişi her zaman Türkçe kelimeler kullanmalı. Zorunlu olmadıkça yabancı kelimelerin kullanılmaması gerektiğini düşünüyorum. Eminim başarıya giden yolun başında, işe yarayacak tavsiyeler olacaktır…
Ayrıca;
(http://www.edebiyathaber.net/aydin-ileri/)
Aydın İleri’nin 2006 yılında yayınlanmış “Eşekle Gelen Aydınlık” isimli bir araştırma inceleme kitabı, (Anfora Yayıncılık) 2010 yılında yayınlanan “Olimpos Öyküleri” isimli ortak öykü kitabında bir öyküsü, (Yitik Ülke Yayınları) “80’lerde Çocuk Olmak” ve “90’lar Çocuk Mu Genç mi?” isimli kitap çalışmalarında bir deneme-anısı, (Yitik Ülke Yayınları) bulunmaktadır. www.edebiyathaber.net, Akşam Gazetesi Kitap Eki, Kitap Postası Dergisi ve çeşitli ulusal gazete ve internet sitelerinde, sosyal medyada kitap tanıtımları ve kültür sanat alanında güncel yazılar yazmakta, TV’lerde, radyolarda, okullarda ve kütüphanelerde kültür-sanat ve okuma kültürü temalı söyleşiler gerçekleştirmektedir.İstanbul’da yaşayan Aydın İleri halen STK’larda gönüllü çalışmalarını sürdürmekte Türk Kütüphaneciler Derneği (TKD) Genel Başkan Yardımcısı Okul Kütüphanecileri Derneği (OKD) Basın ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesidir. Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği ve Çocuk Müzeleri Derneği üyesidir.Kütüphaneci Filiz Yüksel İleri ile evli, Umut Barış İleri’nin babasıdır.Serbest Kütüphaneci olan Aydın İleri Okumaya, yazmaya ve fotoğraf çekmeye devam etmektedir.
0 notes