Tumgik
#Sonra bi bahane bulup
tartillo · 11 months
Text
Tumblr media
Unutkanlık seviyem
6 notes · View notes
lakriimal · 4 days
Text
18 Mart 2024 04:35’ten selam canım kendim❤️
Slow Türk dinliyorum bir sonraki çalan şarkıyı kendime armağan ediyorum.
İnşallah hayatında her şey yolundadır. İşe başlamışsındır ve güzel gidiyordur. Allah kalbine yük olmayan , huzur bulduğun insanlar çıkartsın hep karşına.
Şuan kalbine sıkıntı veren kişiye karşı da umarım içinde hiç bir his yoktur ama o peşinden koşuyordur.
Ya da istediğin gibi birisi olmuştur inşallah ne bileyim insan ne diyeceğini bilemiyorum ama umarım huzurlusundur. Hayatında varsa seni hep mutlu ediyordur güzel giden bir ilişkidesindir inşallah. Eğer yoksa da ona dair hiçbir his yoktur umrunda değildir inşallah.
Senden saklayamayacağım olsun istiyorum hayatımda ama mutlu etsin bana vakit ayırsın sürekli görüşmek istesin. 5 dk görmek için bile gelsin. Aşık olsun, evlenmek istesin. Saatlerce telefonda konuşalım. Oyun oynayalım. Aktif mesajlaşalım. Sık sık görüşelim. Güzel sözler söylesin seni düşündüm hediyeleri alsın. Planlar yapsın 1 saate hazırlan şuraya gidiyoruz gibi şeyler olsun..
Sanmıyorum ama bakalım. 😢
Ya salak mısın kızım onunla ne hayal kuruyorsun. Sana vakit mi ayırıyor neyini özleyeceksin aptal mısın kaç kez buluşalım deyip son dk iptal etti , kaç kez arayacağım deyip aramadı. Bu adamla ömür mü geçer . Yalanlarını yakaladın inkar etti kabullenmedi. Aç gözünü artık aç. Seven adamın buluşmak için bahaneleri olur buluşmamak için değil. Seven vazgeçmez.
Sen gitmişsen ve o da peşinden gelmemişse boşver kurtuldun sevseydi vazgeçmezdi. Kapına gelir in aşağı konuşucaz der yine de vazgeçmezdi. Seven uğraşır. Uğraşmayan emek vermeyen adama da harcayacak zamanın yok
Laf lafı açtı yine acaba nasıl olacak.
Bugün ben bitirmek için mesaj attım(17/03) çünkü tahammül edemiyorum artık. 3 kez aradı neden açmıyorsun mesajı bu kadar. Sabahta günaydın cnm yazar.Umursamazlığına dayanamıyorum. Kırıldığımı söylememe rağmen bana hala gelip pubg indir oynayalım demesine sinir oluyorum. Tam buluşacakken amcam kalp krizi geçirdi gelemiyorum demesine tahammül edemiyorum yalan söylediğini düşünüyorum. Bana işim var cart curt bi bahane bulup 10 dk sonra aradığımda telefonun meşgul çalmasını içime sindiremiyorum. Her seferinde iş yerinden aradılar yalanına inanamıyorum artık. Kaç yaşında adamsın be.Onun yerinde olsaydım ve kendimle konuşuyor olsaydım asla bırakmazdım aşık olurdum severdim.
Ben artık beni belirsizlik içinde bırakacak hiçbir şey istemiyorum.
Kendi değerinin farkında ol.
🎧 gönlüm bir deli coştu sende
Allahım gönlüme huzur ver❤️🥰
0 notes
yazamam · 1 year
Text
4 Kasım İzmir depremiyle ilgili birkaç şey karalamak istiyorum.
Mevzu karanlık fobimin pik yapması değil, mevzu yalnız kalamayıp işemeye giderken bile sevgilimi yanımda götürmem değil. Korkudan yarım yamalak hızlıca duş alıp saçlarımın nemsizlikten keçeye dönmesi, belki biraz. Hayır, rakı dağıtan adamdan da bahsetmeyeceğim. Hiçbir şey olmamış gibi işe gitmem, korkudan üretime giremeyip bütün gün toplantı salonunda çalışmamla da alakası yok.
Bu anlatacağım iki olay da depremden 3-3,5 saat sonra yaşadıklarım.
İşe gitmek için arabaya bineceğim yerde bekliyorum. İki tane teyze geçiyor yanımdan. Biri diğerine diyor ki "açsınlar daha çok götlerini rabbim az bile veriyo geçen gün bi tanesini gördüm daracık taytı yapışmış her şeyleri belli". Hiç sevmediğim bir tabir olmasına rağmen ilk konumuz kadının kadına şiddeti ve içselleştirilmiş ataerki. Hitler zamanında "iyi Yahudi" olarak adlandırdığı kişiler vardı, bunlar devlet kademelerinde de görev almışlardır. Burdaki amaç Yahudi birliğini ve direncini kırıp "kendi aranızda bile birlik değilsiniz, kazanamazsınız" mesajını verip Yahudi grupları psikolojik olarak yıkmaktı. İçselleştirilmiş ataerkiyi de buna benzetiyorum. "Avantajlı!" gruptan onay almak, ben onlar gibi değilim diye aferin almak, psikolojik olarak buna ihtiyaç duymak... Çok yazık. Feminizme, heteroseksüel beyaz erkeklerin dahi ihtiyaç duyduğu şu dünyada seni öldüren, sana tecavüz eden, seni çalıştırmayan, seni eve hapseden, seni bedava hizmetçi/seks oyuncağı/bebek bakıcısı yapan düşünce yapısını bu kadar içselleştirmek çok yazık. Kimse "ama onlar yaşlı, ne bilsinler" demesin. Kendini kaçırmaya çalışan 3 erkeği dayaktan hastanelik etmiş bir ninenin dördüncü nesil torunuyum. Yan bakanı döven, laf atanı satırla kovalamış bir kadının kızıyım. Yaşlı olmak, daha iyisini görmemek bahane değildir.
Bir diğer olaya gelecek olursak, ki bu olayların arasında 2 dakika yok, yanıma bir kadın yaklaştı ve sordu "pardon, çok mu kötü görünüyorum". Yok dedim gayet iyisiniz. Ya korktum eve giremedim makyaj falan yapamadım, dedi. Dedim ki "deprem herkese oldu, hepimiz korktuk, hepimiz uykusuzuz. Normalden biraz kötü görünmek hepimizin hakkı. Ayrıca kimseye güzellik borçlu değiliz". Aşırı şaşırmış bir şekilde aa haklısınız aslında diyip uzaklaştı.
Depremde kadın ölümleri oranı, erkek ölümleri oranından daha fazladır (bunu cümle olarak sağda solda gördüm, özellikle araştırmadım, makale okumadım, yanlışlanabilirim, doğru değilse lütfen yanlışlayınız). Bunun da sebebi kadınlara atfedilen görevler olarak aile bireylerini/çocukları korumak, üstüne siper olmak, başkalarını çıkartmak uğruna kendisinin binadan çıkamaması, toplum içinde uygun olmayacağını düşünerek kıyafetinden çekinme gibi sebeplere bağlarlar.
Ben depremden sonra 10 dakika çorap aradım, içime sütyen giydim, pijamamı uygunsuz bulup pantolonla değiştirdim. Bunları yaparken şoktaydım, sinir krizinin eşiğindeydim. Nerdeyse bir hafta sonrasında bile travmasını atamadığım depremde, sütyen derdine düşmeme sebep olacak kadar bilinç altıma sızan toplumu affetmiyorum.
Depremde sevgilimin üstüne kapandım, kafasını falan korudum. Kendimi de affetmiyorum.
Sakin kafayla millete "kimseye güzellik borçlu değiliz" diye ahkam kesen ben, depreme uykuda yakalanınca bütün ilkel içgüdülerime ve içselleştirdiğim toplum baskınına teslim oldum.
Önce kendimi, sonra bu toplumu affetmiyorum.
0 notes
Text
Dun okula gitmemistim. Kapilari degistirecektik usta geldi. Onlar gidene kadar pinekledim. Asla ders calismadim. Onlar gidince de temizlik yaptim.
Bugun ders sabahtandi. Ogleden sonra eve gelip bisiler yeyip(dunyalari yani) biraz uzandim dinlemeyi mi dedim. Aklimda yarim saat uzanmak vardi. Ama bayagi aksam ustune kadar uyumusum. Ancak kendime geldim. Hele ki kedi yanima yatinca asla cikmak istemiyorum yataktan ya...
Uyaninca bi kahve yaptim. Kapilari sildim. Birkac kitap fotografi cektim. O sirada podcast dinledim. Biraz annemle oturayim diye yanina gittim ama sakiz cignemeye basladi. Ben agizdan cikan anlamsiz seslerden asiri rahatsiz oluyorum. Yemek yerden bisi icerken cikan sesler beni delirtiyo. Annem bunlari zevkle yapiyo. Bana biraz saygisizlik gibi geliyo yaptigi cunku Ben varken yapiyo baskasi varken yapmiyo. yazin bundan rahatsiz oldugum icin yemek yerken bi bahane bulup ondan ayri zamanlarda yedigimi fark etti. Ben de acikca konustum. Bir sure dikkat etti ama cok gucendi. Rahat ettigim icin filan dedi ama bu rahatlik rahatsiz ediciyse etme abi...
Yani bu anneme karsi olan bisi degil mesela sinifta bi kiz var Yan yana oturuyoruz. Dandik granul kahve iciyo ve bardaga 50 cm Kala huuupll diye bi ses cikartmaya basliyo. Tahammul edemiyorum kulaklarimi bayagi elimle kapatiyorum. Uyarsam alinir kin tutabilir.
Neyse odama gectim biraz ders calisayim surekli erteliyorum ama haftaya sinav var. Gercekten cok yuksek almam gereken ve alabilecegim bi sinav cunku sadece iki konu isledik. Simple present tense ve present continuous tense
21.00
0 notes
acheloisssss · 2 years
Text
en saf duygularımla sevdim seni.dokunmaya,öpmeye,koklamaya kıyamayacağım kadar çok sevdim.çok şey yazdım senin için hiç birinden haberin bile yoktu.bir sürü hayal kurdum içinde sadece sen olan ve hepsinin gerçek olması umuduyla uyudum her gece.ben hep seni bekledim ve hep beklemeye de razıydım.yaptığın her şeye sustum,alttan aldım tek istediğim kötü olmamamızdı.evet sende çok sevdin beni ama sen benim yaptığımı yapamadın.her hatamı yüzüme vurdun.2 dakika bile konuşmadan duramazken aylarca konuşmamaya mahkum ettin.herkese iyiyken bi bana kötüydün.yanında olup yüzüme bakmayışın,herkesin bana acıyarak bakması, senin kafanda bitirmiş olup benimse hala bir umut arıyor olmam hiç çıkmıyor aklımdan.aşkla bakan gözlerin artık nefretle bakıyordu.en çok da canımı yakan artık seni sevmiyorum demendi.o akşam sahile gidip saatlerce ağladığım zamanı nasıl unutabilirim.
bana en güzel şeyleri yaşatan da sendin aynı zamanda en kötü şeyleri yaşatanda sendin.tek kaçış yolum senken,sen o yolu kapatmayı seçtin.oyunun bitmesine az kaldığında ölürsün ve baştan başlamak zorunda kalırsın ya tam olarak öyle bi durumdu fakat tek farkı tek can hakkının olmasıydı.
nasıl bu kadar değişebildin?bir şey demeye kıyamazken bi an da her şeyi acımadan söyler oldun.
evet şimdi her şey bitti ben seni çoktan unuttum.sana ne nefret ne sevgi hiçbir şey hissetmiyorum bu daha kötü bence.yüz yüze geldiğimizde yüzüme bakmadın bile belkide bana bakmak canını yakıcaktı bilmiyorum bi önemi yok zaten artık.konuşmak için bahane ararken her yazdığımda beni tersliyordun şimdi kendin bahane bulup yazıyorsun.senden vazgeçmiş olmam mı seni bana çeken?
“özlüyor musun?düşünüyor musun?pişman mısın?”falan filan bi anlamı yok artık.ben senden gittikten sonra bana gelmenin neye yararı var.çektirdiğin her acının daha fazlasını yaşatıcam sana,çok canını yakıcam.hayallerimi yakıp çöpe atışını,dediğin her kelimenin pişmanlığını yaşatıcam sana.yanlız bırakılmaya mecbur edicem seni.sadece hissettiğim şeyleri yaşa istiyorum.
ve tüm bunlara rağmen çok şey öğrettin bana.artık biri için üzülmem,günlerimi mafetmem mesela.ben fark etmeden senin çoğu özelliğini aldım aslında.senin gibi acımasız birine dönüştüm.belkide üzülmemem için böyle olmam gerekiyor.şimdi gelsende eski beni bulamazsın.tam da bu yüzden gel ki canın daha çok yansın.                                                                                                             
28.11.2021
6 notes · View notes
olurgibiydin · 2 years
Text
herkesin bir bahane bulup bulup, sonra siktir olup gittiği bi sokağın en tenha kaldırımında çıkmazlara oynuyorum.
4 notes · View notes
biirlesemedik · 3 years
Text
herkesin bir bahane bulup bulup, sonra siktir olup gittiği bi sokağın en tenha kaldırımında çıkmazlara oynuyorum
5 notes · View notes
menittebeazzikra · 4 years
Note
Kardeşim kimliğimi açıklamak istemiyorum ama sana söylediklerimi sakın yabana atma. Bak nişanlılık bir ihaledir. Bunu tanışma evresi olarakta düşün. Erkek bu ihaleyi kaybetmemek için elinden gelenin en iyisini yapar. Sana en güzel yüzünü gösterir. Senin için sigarayı bıraktım der. Namaza başladım der. Der de der. Evlendikten sonra bi bakarsın adam sigara içiyor e hani bırakmıştın ? Senin yüzünden der şunun yüzünden der bi bahane bulup içer. Bu sadece bir örnekti bunu başka şey içinde düşün.
Tabiki tüm erkekler için geçerli değil bu. Herkes dikkat edecek ve etmeli de. Teşekkürler
2 notes · View notes
onsuzkaldim · 4 years
Text
Bağlanmıştım sonra . Sonun ne olacağını düşünmeden bağlanmıştım. Belki gidecektin sen de . Belki herkes gibi dönecektin sırtını . O zamanlar ihtimalken ,şimdi bu ihtimallerin orta yerinde yapayalnızım. Yoksun çünkü. Aslında hiç de olmadın zaten. Ne zaman sana koşsam bi' bahane bulup ittin beni. Bu hep böyleydi. Hepde böyle olacak ,eminim. Bu yüzden artık umut etmiyorum bi çok şey için . Ne yeni bir başlangıç nede benden götürdüğün umutlarımı istemiyorum... Sadece sevmek istemiyorum seni kurduğum hayallerin icinde olmanı , her şarkıda aklıma gelmeni .. Ben icimde saa dair duygu beslemek istemiyorum . Sevmek acı çekmek istemiyorum.Keşke tanımasaydım seni. Keşke girmeseydin hayatıma " gibisitemli " sözlerle başlamayacağım. Aksine iyi k tanıdım seni . İyi ki girdin hayatıma. İyi ki öğrettin sevmeyi , acı çekmeyi , hatta gereğinden fazla değer veripmemesi gerektiğini . Neden bilmiyorum hayatımın çok farklı bi ' köşesine koymuştum seni . Farklıydın işte . Gülüşün, gözlerin ,sesin ...
1 note · View note
slmstg · 5 years
Text
+18 gerçek çocukluk seks hikayesi...!(alıntı) 11yaşındaydım birgün mahallemizde ki 13-14 yaşında olan bir kız vardı yanıma gelip elimden tutarak "gel az benimle" dedi ve bir eve gittik.
Eve girince "seninle bir oyun oynayalım mı?" dedi... Olur cevabını alınca kendi üstünde ki elbiselerini benim şaşkın bakışlarım karşısında iç çamaşırlarına varıncaya kadar soyundu ve çırılçıplak kaldı.
Ben böyle bir şey görmemiştim anlam veremedim. . . "Hadi sen de soyun"dedi. . . Ben tereddüt edince de kendi elleriyle ile beni soymaya başladı. Ben de anadan üryan vaziyete geldim.
Elini pipime uzattı ve önümde eğilerek pipimi ağzına götürüp emmeye başladı. . . Donup kalmıştım, çünkü o güne kadar hiç böyle birşey başıma gelmemişti, utanamıyordum bile! Pipimi emerken içimde tuhaf bir duygu oluştu, hoşuma gitti bu duygu ve pipim hareketlendi; o serçe parmağım kadar olan nesne katılaştı ve biraz uzadı. . . Kız ağzından bıraktığı pipimi eline aldı ve sünnet derisini sıyırdı. . . Pipimin bu şeklini de daha yeni görüyordum. Pipim dikleşmisti, kız ayağa kalktı benim çömelmemi söyledi. . .
Büyülenmiş gibi dediğini yaptım onun cinsel organının hizasına geldim, onda benim ki gibi bir pipi adını verebileceğim çıkıntı yoktu öylece bakıyordum kızın sesiyle irkildim "hadi sen de  benim amımı em" dedi ve kafamın arkasından bastırarak ağzımı amına dayadı; haliyle amının tadı ağzıma geldi deneni yapmaya başladım. Ben emdikçe belini kıpır kıpır hareket ettiriyor ve inler gibi ses çıkarıyordu, emerken ağzıma kaygan bir sıvı geldi ama eliyle başıma bastırdığı için kafamı çekemiyordum bu arada  benim pipim de parmak gibi sert duruyordu. . . Bi hışımla beni kollarımdan çekip başının hizasına getirdi ve dudaklarıma yapıştı. Öpüşüyorduk, bunu filmlerde ve mecmualarda görmüştüm. Elleri aşağıya pipime doğru uzandı ve bacaklarının arasında ki am dediği yarığa pipimi soktu. . . Pipim ama girince çok hoş bir sıcaklık sardı pipimi ve kız altımda ileri geri hareket etmeye  benim pipi de ama girip çıkmaya başladı. . . ! Derken yan odanın kapısının açıldığını ve bulunduğumuz yere 15-16 yaşlarında çırılçıplak bir erkek çocuğun girdiğini görünce kalkmaya çalıştım, kız belimden kendine çekerek kalkmamı engelledi,  çocuğa gel dedi. . .
Çocuğun pipisi en az 12 - 13 santim vardı ve dimdikti; bir elinde krem kutusu vardı avucuna krem aldı pipisini kremledi, yanımıza geldi bana "çok güzelmişsin, eğleniyor musun?"dedi. . . Bir şey diyemedim kalkamıyordum, kız belimden bastırıyordu. Çocuk kremli elini benim götüme sürdü ve bir anda içimde bir şey hissettim, pipisini  (-ki artık ona pipi değil, sik diyeceğim) götüme sokmuştu...
Götüme girip çıkıyordu kremle kayganlaşmış siki, benim pipim de kızın amına girip çıkıyordu. Yani amın üstünde götümüz sikiliyordu. . .
Bir müddet git gel devam etti ve götümü siken çocuk titredi sonra da üstümüze uzandı, o ara içime ılık birşeyler aktı, benim pipim bir hoş oldu, yarım dakika kadar sonra çocuk üstümüzden kalktı biz de doğrulduk;  kız gülüyordu, oğlan benim yanağımdan makas aldı ve oradan bir bezle sikini sildi. Ben ayağa kalkınca götümden bacaklarıma doğru bir sıvı aktı oğlan içime boşalmış meğerse ama benden yani benim pipimden sanki birşey akıyormuş gibi olmasına rağmen hiçbir şey akmamıştı ama boşalmış gibi olmuştum ve hoşuma gitmişti. Bu enstantaneler aralıklarla bir kaç ay sürdü. Artık çok zevk alıyordum hem götüme girenden ve hem de siktigim amdan; adeta müptelası olmuştum her ikisininde, hafta da en az iki defa yapıyorduk bu seansı bazen ben de oğlanı sikiyordum, kızı götünden siktigim de oldu. Bir müddet sonra benim pipimden de az da olsa ince bir sıvı gelmeye başladı ve evde pipimle oynarken 31 çekmeyi keşfettim canım çekince ve oğlanla kızı bulamadığımda 31 çekiyor boşalıyordum. Pipimden az da olsa gelen ince sıvı çıkarken çok zevk alıyordum.
Fakat götüme giren sıcak sik eksikti, parmağımı götüme sokuyordum ama aynı zevki vermiyordu. Gözlerim o çocuğun yolunu gözler olmuştu.
Nihayet birgün çocuğu gördüm ve "hadi eve gidelim" dedim. Kız olmadan eve gitmiştik, hiçbir şey konuşmadan pantolonumu ve donumu indirip oğlanın önünde domaldım, oğlan tükürüklediği sikini büyük bir iştahla götüme soktu ve ileri geri yapmaya başladı, oğlanın siki götüme girince benim pipim sertleşti ve bir müddet sonra boşaldım, çocukta benim içime boşaldı. Toparlandık ve çıktık. Kızı göremiyordum, çocuğa sordum o da göremiyormuş. Biz oğlanla 5-6 kez daha sikiştik. O nu arar olmuştum, evde 31 çekiyordum ama beni kesmiyordu, ille götümü siktirmek geliyordu içimden. Çocuğu her gördüğümde götümü siktiriyordum. Arkadaşın var mı diye sordum var dedi ve birgün iki arkadaşını daha yanına alıp geldi... Yine o eve gittik, hepimiz soyunduk, 3 çocuk teker teker hepsi beni sikti ama bu sefer iş zevkli olmaktan çıkıp sıkıntı vermeye başladı, hepsi içime boşalıyordu, ayağa kalktığım zaman bacaklarımdan içime boşalttıkları menileri akıyordu, götüm acımıştı yeter dedim bıraktılar. Eve gittiğimde götümün üstüne oturamıyordum yattım uyudum. Uyandığımda ağrı kalmamıştı. İki gün sonra sokakta o çocuklardan birini gördüm onun yaşı 17 falan vardı, yanıma geldi ve kolumdan tutarak gel benimle dedi. Mecbur gittim, kolumu çok sert tutmuştu çekemedim kendimi. . . Kimsenin olmadığı çalılık bir yere götürdü beni ve zorla sikti beni. . . Hoşuma gitmedi değil, gitti; kimseye söyleme dedi ve ayrıldık. . . Eve gidiyordum 200 metre ileride beni siken çocuklardan bir başkasını gördüm, o da beni gördü gel diye işaret etti, başladım kaçmaya o da koştu peşimden ve yakaladı. Boğazımı sıktı öldürürüm seni dedi ve kuytu bir yerde sikti beni. . . Sonra bıraktı. Neyse başka bir zuhurat olmadan eve vardım. Yine kıçım acıyordu, çok haşin sikmişti her ikisi de. . .
İki gün sonra kızı gördüm "hadi gel sikişelim" dedim, "olur " dedi. Eve gittik, onu siktim ve ayrıldık. Ertesi gün ilk defa sikistigimiz o çocukla geldi ve üçümüz eve gittik kızın amını sikerken oğlanda beni sikti.  Bu seansların üzerinden 1 sene geçti ve o süre zarfında bir çok defalar tekrarlandı ama o haşin siken iki çocuğu bir daha görmemiştim.
O mıntıkadan taşındık bir zaman sonra ve onların izini kaybettim.
O mıntıkadan taşındık ve yeni yerimiz şehirden uzak ve iki ev var biri boş, diğerinde biz oturacağız.
Günler monoton geçiyor ve ben alıştığım cinsel aktiviteyi uygulayacağım ortam bulamadığımdan bazen günde 2 kere hatta 3 kez 31 çekiyorum. Yaklaşık 1 ay sonra boş olan eve birileri taşındı, benim yaşımda bir oğulları vardı. Çok çabuk kaynaştık, birkaç gün sonra konuşurken sen sünnet oldun mu diye sordu bana. Olmamıştım ama o olmuş, göstersene dedim hemen patalonunu indirdi ve pipisini gösterdi. Eğildim önüne ve aç kurt gibi pipisini ağzıma aldım emmeye başladım. Önce bir şaşırdı ama hoşuna gitmiş olacak ki ses çıkarmadı. Hem emiyor ve hem de kısa pantolonumu donumu çıkarıyordum. Nihayet çıkardım çocuğun siki de sertleşmişti, "yere otur" dedim ve onun dinleşen sikinin üstüne oturdum. Ohh!özlemişim içimde yaklaşık 11 -12 santim bir sik vardı, üstünde oturup kalka onu da kendimi de boşalttım.
Komşu çocuk şaşırmıştı ama bir o kadar da memnun olmuştu. O günden sonra yaklaşık hergün en az bir kere sikti beni. . . Hoşuma gidiyordu beni sikmesi ben de seni sikeyim demek geçmiyordu içimden. Ben de boşalıyordum yaklaşık 1 sene beni sikti, sonra biz oradan da taşındık. Yeni taşıdığımız yerde 12 daire vardı ama en yakın apartman 200 metre uzaktaydı büyükçe bir bahçemiz vardı yaklaşık 4 dönüm kadar. 12 dairenin 8 tanesi doluydu ve arkadaş olarak birisi yaşıtım diğeri de 4 yaş küçük iki oğlan. Zamanla kaynaştık haliyle 13 yaşına gelmiştim ve o arada sünnette olmuştum. Yeni arkadaşımın ikisi de sünnetliydi. Arkadaşımın biri 8 yaşındaydı yani ufaktı, yaşıtım olan çocuk ile cinsellik konuşurken bana 31 çekmesini bilip bilmediğimi sordu. Haliyle biliyorum dedim tabii ki ve arkasından "sikişelim mi? " diye sordum. "Olur, kura çekelim kim kazanırsa önce o siksin, sonra da diğeri onu" dedi. Kura da o kazandı ve beni sikti içime boşaldı tabii bende boşaldım ve hevesim kaçtı, bir ayak sesi var diye toparlandık hemen oradan ayrıldık. Ertesi gün hadi sikişelim dedik ve o boş eve girdik. "Bu sefer sıra bende ben önce sikecegim dedim. Kabul etmedi o dündü dedi kura çektik o kazandı. Bi güzel sikti beni, hoşuma da gidiyordu ama ve bosalinca da şimdi ben seni sikeceğim demek gelmiyordu içimden. Bir bahane bulup ayrılıyorduk oradan. Küçük arkadaşımıza çaktırmıyorduk tabii ki... Yaz tatili başladı ve arkadaşlarım aileleri ile birlikte memleketlerine gittiler. Yanlız kalmıştım, 31 çekerek avutuyordum kendimi ama nasıl olduysa komşumuz olan 39-40 yaşlarında olan ve kocası kısırlık tedavisi gören abla beni 31 çekerken gördü hemen kaçtım oradan. Ertesi günü dışarıda oynarken kendi başıma seslendi  bana ve eşi yokmuş iki günlüğüne bir yere gitmiş, bakkaldan almam için bir sipariş verdi, aldım götürdüm ama yüzüne bakamıyordum. Paketi verirken kolumdan tutup beni içeri aldı, kapıyı kapattı ve yatak odasına soktu beni, bir çırpıda hem beni soydu hem de kendi soyundu. Büyük bir kadını hiç çıplak görmemiştim. Amını yalamamı istedi, ben emip yaladikca da inlemeye başladı, benim pipi de artık pipilikten çıkmış sik olmuştu ve dimdik hale geldi, üstüne çekti beni ve sikimi amının ağzına getirip bir itme hamlesiyle içine aldı. Ben artık tecrubeliydim başladım git gel yapmaya, altım da kıvranıyor, inliyordu, hadi artık boşal dedi ve ne var ne yoksa boşalttım içine. Ertesi gün yine çağırdı ve siktim. Bir gün sonra kocası geldi. . . Adamın yüzüne bakamıyordum ama tabii ki birşey bilmiyordu. Kadının iki ay sonra bir aylık gebe olduğunu öğrendik. Çok sevincliydiler, adam elinde bir tepsi baklavayla geldi bir gün, bütün komşulara dağıttı sevincinden. . . Karısıyla olan ilişkimiz bir müddet daha kaçak olarak sürdü ve sonra başka şehire iş icabı taşındılar. Bir daha da haber almadık, herhalde doğurmuştur çocuğumuzu. Onlar ermiş muradlarına, biz çıkalım kerevetine.
7 notes · View notes
yantekerlek · 6 years
Note
Yante,selamun aleyküm. Sanki hiç bir şeyin yolunu bilmiyormuşum gibi geliyor. Hikmetsiz..Kul hakkı yiyor muyum,gıybet ediyor muyum diye soruyorum kendime hatırlamaya çalışıyorum söylediğim şeyleri. hatırlayamıyorum.Bazen hatırlıyorum bu sefer karar veremiyorum. Meseka birisinin çok konuştuğunu söylemek gıybet midir?Çok konuştuğunu biliyoruz o kişinin ve birbirimize söylüyoruz. Gıybet mi oluyor, neye göre belirleniyor bu, ben nasıl ölçebilirim hareketlerimi,yolu nasıl bulurum. Korkuyorum yante.
ve aleyküm selam. her şeyin bir veya birden çok yolu vardır. biz o yollardan iyisini tercih edeceğiz Allah’ın izniyle. sakin olalım mı? olalım.kişinin yaşadığı bir günden, bir haftadan, bir yıldan veya yıllardan sonra kendisini, yaptıklarını, halini, tavrını, karakterini, sözlerini, davranışlarını kontrol etmesi, kendini bir öz eleştiriye tâbi tutması, bunları yaparken yanlışlarını düzeltme, eksikliklerini tamamlama amacında olması harikulade bir durum. fakat geçmişe yönelik bu pür dikkat ne kadar önemliyse an içinde de bu pür dikkat duruşu sergileyebilmeliyiz. yani evet geriye bakalım geriye bakmak,geçmişten ders almak, ibret almak güzeldir fakat bu “amaaan şimdiyi salla gelişine yaşayalım sonra varsa bi hatamız düzeltiriz, hatasız,günahsız, haramsız, yalansız, dedikodusuz, gıybetsiz, hak yememiş kul mu olurmuş hem!” moduna girmemeliyiz.an içerisinde neyin kötü neyin iyi olduğuna derhal karar verebilmeli ve ona göre davranmalı, konuşmalıyız. gıybet üzerinden gidersek gıybetin ne olduğunu bildikten sonra gıybete neyin dahil olup olmadığını bilmek gayet kolay. fakat nefsimiz evirip çeviriyor meseleleri. kabak gibi ortadayken yaptığımızın yanlış olduğu çıkış yolları bulup yanlışı yanlışlıktan çıkarıp doğruluk kisvesine bürüyoruz. sevimli hale getiriyoruz. yaptım bi yanlış ama bi sor niye yaptım diyerek kendimize haklı taraflar buluyoruz. bir şeyin iyi mi kötü mü olduğuna karar veremiyorsak net bir şekilde orada nefsimizin arzusu vardır. muhakkak bir şeyler istiyordur şrfsz. baskılıyordur,zorluyordur vicdanımızı, güzel karakterimizi, prensipleri, kırmızı çizgileri olan imanlı kişiliğimizi.“ay şunu söyledim gıybet mi karar veremiyorum/ bence o konuşmalarım gıybet değil, yüzüne de söyledim veya daha kaçamak bir bahane olan söylerim”lerimizin sebepleri hep kendimizde haklı taraflar bulma çabası.dil ile ilgili problemlerimizi çözebilmemiz için bol bol kitap okumalıyız, konuşması güzel insanları dinlemeli, eş anlamlı, zıt anlamlı, yan anlamlı, mecaz anlamlı kelimeleri, anlamsız kelimeleri, deyimleri, atasözlerini, anasözlerini, babasözlerini bilmeliyiz, güzel konuşmak için güzel güzel konuşmalıyız. tüm bunlara ilaveten dilimizi, hangi konuda, ne kadar kullanmamız gerektiğini ve nerede kullanmamamız, sükût etmemiz gerektiğini, nerede sert, nerede yumuşak vurgular yapmamız gerektiğini, nerede bazı şeyleri biraz daha açmamız gerektiğini, neyi kastettiğimizi biraz daha açıklamamız gerektiğini bilmeliyiz. dil ile ilgili problemlerin bazıları, yalan, iftira, boş konuşmak, deli gibi övmek, ana avrat sövmek, gereksiz, incitici, yıkıcı eleştirmek, ince ince iğnelemek can yakmak, damara basmak, dedikodu yapmak, abartıp galeyana getirmek, gelişine sallayıp umut vermek, yine gelişine sallayıp umut yıkmak, alay etmek, dalga geçmek. çok fazla problem var say say bitmiyor. burada bitirelim.gıybet özeline gelecek olursak, gıybet nedir’i anlatan bir hadis-i şerif var ki soruna en net cevabı orada bulacağız. alıntılıyorum.ebû hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: gıybet nedir, bilir misiniz?“Allah ve rasûlü daha iyi bilir” dediler. hz. peygamber, “gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır“ buyurdu.“söylenen ayıp eğer o kardeşimde varsa, ne dersiniz?” diye soruldu. “eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa, o zaman ona iftira ettin demektir” buyurdu. (Müslim, Birr 70; Ebû Dâvûd, Edeb 35; Tirmizî, Birr 23)formülümüz bu. hakkında konuşulan arkadaş çok boş yapıyor, gereksiz konuşuyor, gerekli de olsa sürekli konuşuyor sıkıyor olabilir. bunu yüzüne de söylemiş olabilirsiniz. yüzüne söylediğinizde hoş karşılamış, tebessüm etmiş, sakin bir tavır sergilemiş, şakaya vurmuş olabilir ama arkasından söylendiğinde durum bu şekilde olmayacaktır. o yüzden başkasıyla konuşurken “yüzüne de söyledim problem yok” demek bizi gıybetten kurtarmıyor. biraz da “bana yapılsa ben nasıl hissederdim” empatisi yapmak gerekiyor. diyelim bir yerde çok utanacağın bir durum yaşadın yanında bir arkadaşın vardı. utancından yerin dibine girdin kimsenin sözünü bile etmesini istemiyorsun. ama yanındaki arkadaşın yedi düvele anlattı bu yaşanmış olayı. ne dersin? doğru söylüyor yapacak bir şey yok. yaşadım o utancı mı diyeceksin? sanmıyorum :) korkacak bir şey yok. kişisel hırslarımızı bir kenara bırakacağız (hırs başkaları hakkında deli gibi konuşturur), zor olsa da kıskançlıklarımızı, başkalarıyla dalga geçerek kikirdeme zevkini de bir kenara bırakacağız. ha bu arada kaş gözle işaret etmek bak bak şuna bak huaahhaha vari bir bakışla bakıp gülmek de gıybet. hem de konuşmadan beden diliyle yapılmış kılçıksız gıybet. o kıza aşırı gıcık olsak da gıybet, o kız bizim arkamızdan kaş göz yapıp aşağılamış olsa da gıybet. çünkü islam’da kötülüğün karşılığı kötülük değildir. en önemlisi de “Allah'a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun.” (Buhârî, Edeb 31, 85) hadis-i şerifini yol bilip dil kullanımımıza ayar çekeceğiz. zor mu? yok ya. meşguliyetlerini iyi yönde artırıp, hayırlı bir yoğunluk ve yorgunluk içinde olan insan için pek de zor değil Allah’ın izniyle.yolumuzu Kur’an’a ve hadislere göre çizeceğiz. gıybet ile ilgili hadisler ayetler yazdın mı mesela her şeyi aradığımız google hazretlerine. çok basit bir işlem halbuki parantez içinde hadis kaynağını da veren alıntılara ulaşmak. korka korka yaşama, öğrene öğrene yaşa. öyle yaşayalım. inşallah.arkadaşlarına benim hakkımda “bir şey sordum daldan dala daldan dala paragraf paragraf yazdı. offf yeminle sıkıldım” diyemezsin. doğru mudur? doğrudur evet :)))) ama arkamdan böyle konuşursan hoşuma gitmez. doğru olsa da gıybetimi yapmış olursun. yalan bir şeyi söylesen hakkımda ne olurdu? eveet. ifitra :) uygulamalı hadis dersimiz burada sona erdi.son olarak: Allahümme salli ala seyyidina muhammed.
13 notes · View notes
kaankoklu · 2 years
Text
selam, sanırım üçüncü kısım için hazırız.sen bu satırları okurken ek’te gördüğün ıssız ormanın içindeyim.hava buz gibi. ballantines almak için çıkmıştım ve dönüşte kayboldum.biraz oturup yazmaya devam edebileceğimi düşündüm.en son eğitim sürecinde kalkıştık sanırım.günlerim türlü eziyetler ve yorgunlukla geçiyordu.ailemi,kardeşimi çok özlüyordum ama girdiğim yola devam etmek zorundaydım.pes etmeyi düşündüğüm günlerde tek dayanağım bir an önce akşam olmasıydı, çünkü günün en sevdiğim zamanı akşam içtimasından sonra duşa girip sıcacık giyinip berna’yı aradığım zamandı.gün gittiğinde onun sesini duymak her şeyi biraz daha çekilebilir kılıyordu,dünyada kendime en yakın gördüğüm kişinin yanımda olduğunu bilmek güzeldi.ama insanın hamuru bozuk yetmiyordu o güzellik,onu sevdiğimi çığırmak istiyordum sürekli fakat imkansız bir durumun içine gireceğimizi,beraber olamayacağımızı da biliyordum.o andan itibaren nefes aldığım her saniye bunu bastırmaya çalışmakla içimde daha tazeyken boğmaya uğraşmakla geçti.başka birini sevmeyi denedim başka biriyle olmayı denedim başka bi hayat yaşamayı denedim,başaramadım.berna bildiğim bütün yöntemlerimi altüst etmişti,dna’ma sinsice bileşip içimden sökülemez biri haline geldi.nisan 9 da amasya 15.piyade eğitim tugayından mezun bir astsubay olarak çıktım.istanbula atanmıştım ve pazartesi uçağa binip katılış yapmam gerekiyordu.haftasonu 2 günlüğüne ailemi görmeye gittim.anneme sarıldım,babama sarıldım,kardeşime sarıldım ama hala bir şeyler eksikti ve ben buna sinir oluyordum.bedenimle ruhum aynı yerlerde olmayı reddediyordu çocuk gibi.hayatımda ilk kez biri, kişiliğimi düzenimi öylesine altetmişti ki kendimi kabullenemiyordum bir türlü.istanbul’a gittim 12 nisan pazartesi günü ve göreve başladım.günler akıp geçiyordu berna’yla tek tük konuşuyorduk.son toxic ilişkisinden sonra hayatında yeni biri vardı artık.mutlu görünüyordu,mutlu olduğu için ben de mutluydum ama tekrar üzülmesinden kötü bir ilişki daha yaşamasından korkuyordum.açıklaması zor bi his ama anne içgüdüsü gibiydi onu koruma kollama isteğim.bu bi süre devam etti ve bir akşam berna’yı mutlu görmenin bana acı verdiğini anladım,o mutluluğu benimle yaşamasını istiyor,imreniyordum çünkü.ona bi bahane bulup bi süre uzaklaşmak istediğimi yalnız kalmak istediğimi işleri yoluna koymaya çalışacağımı söyledim.o da samimiyetime inanarak gitmeme izin verdi,elimden tutup beni bırakmamasını istemiştim o an.beni gönderme gitmeme engel ol diye bağırıyordum içimden.onun suçu yok ama istediğimde çok ikna edici biri olabiliyorum.o gece hayatımın en uzun gecesidir sanırım.kıtaya çıktığımda aldığım ilk beylik tabancamı önüme koydum.artık ölmeye hazır olduğumu düşündüm şu an gibi.ve farkettim ki anlık bir karar değildi,bi süredir bunu planlıyormuşum.lojmanda yan odamda kalan uzman çavuştan bi şarjör mermi almıştım kendiminkini poligonda bitirdiğim için.mermilerin eski olduğunu atmayabileceğini söylemişti,nitekim haklıymış da.silahı kurup kafama doğrulttum ve tetiği çektim.barut nemli olduğu için silah ateş almadı.aslına baktığımızda bilimsel bi açıklaması vardı ama ben bunu evrenden bi işaret olarak yorumlamak istedim.berna’ya hissettiğim her şeyi açıklamalıydım çünkü onsuz geçireceğim tek bir saniyeye tahammülüm yoktu artık.cesaretimi topladım ve her şeyi anlattım,aslında anlatmama gerek yoktu nasıl hissettiğimi içten içe anlayabiliyordu,yine de anlattım.önce şoka uğradı ardından mantıklı olanı yaptı,birlikte olamayacağımızı anlattı açıkca,beni kendime getirdi bi tokat misali.haklıydı da hayatında biri vardı aynı hisleri paylaşıyor olsak bile yolu bu değildi,zamanlamam yanlıştı ama beni öldüren bu hisse karşı zamanın pek bi önemi yoktu.konuşmamamız gerektiğini söyledi ve gitti.yorgunluktan haşatım çıkmıştı saat sabah 7 olmuştu ve işe gittim.birdaha konuşmayacağımız gerçeğini kabullenmiştim.öğleden sonra saygı duyduğum amirlerimden biri suratımın asık olduğunu farkedip konuşmak istedi,yüzeysel bi şekilde anlattım.ona berna’dan bahsederken cebimde titredi telefon,bir mesaj gelmişti.görmeden bile berna olduğunu hissetmiştim.baktım ve doğum saatimi soruyordu.
Tumblr media
0 notes
eniyisiniistiyorum · 3 years
Text
Yani gerçekten bazen nefes alamıyorum. Yazasın bile gelmiyor çünkü yazınca gerçek olup önümde dikilecek gibi. Düşünceler kendini var edemez ama kelime olarak akınca karşılaşmak gibi.
Yani tamam her şey çok güzel ama eee diyesim geliyor yeniden. Ee diyebileceğim bir noktada mıyım bilmiyorum. Çok genişçe bir duygusal boşluktayım. Bunu da hep doldurmaya çalıştım sanırım hep. Hep daha da büyüdü. Çünkü kimse kalmadı mı diyeyim yoksa kimse yetemedi mi bilmiyorum ama yoo gayet de kalmadılar.
Hasan’la vardiyalarımız değişti. Bu çok kötü bir şey çünkü nasıl görüşeceğiz. Bir de buna tepkisi hep gülmek oldu. Onu tanımıyorum ama ne biliyim ben surat asmış içimi kemirirken onun gülmesi beni deli etti. Tamam kimse bana benzemek zorunda değil asıl öyle olsa soğurum ama ne biliyim sanki canını hiçbir şey sıkamaz gibi. Gerçi yusuf’un canını her şey sıkıyordu da n’oluyordu
Yani bilmiyorum. Onu yanlış anladığımı düşünmüyorum. Ona son derecede de doğru yaklaştığımı düşünüyorum ama ne biliyim bu burada mı kalacak
Aslında durmuyor, yani her şey ilerliyor ama onda kendini hiç geri çekmiş değil ama ne biliyim. Mesela benden önce çıkmıştı insanlafla konuşuyodu, ben de başka yere oturdum. Sürekli telefonla ilgileniyor sürekli ama bu işi için ama bu beni deli edebilecek bir durum. Bugün onu hiç görmedim gördüğümdeyse bir balkonda konuşuyo gibiydik. Bu iyi bir şeydi aslında. Sabah da “oturacak mısın” diyip ilerledim. O da geldi, “furkanımı bıraktım orada ya” dedi. “Gelmek zorunda değildin çağırmadım, sordum” dedim. “Öyle diyince geldim ben de” dedi. Yani bilmiyorum bunlad kötü şeyler gibiler ama anlamları ne.
Ona ne zaman baksam hep birileriyle mesafeli. Kimseyle benle olduğu gibi olduğunu görmedim. Ve gözlemliyorum yani gerçekten aldatılmış bir kadın gibi gizli gizli garip anlarda ortaya çıkıp bakınıyorum. Galiba hayatımda ilk kez biri bir şey yapmadan güvensizlik problemi duyuyorum.
Market sırasında beklerken, çocuk maskelerinin küçücük olduğundan bahsettim. Kendi maskesinin çok iyi olduğunu söyledi. “Seda’da Atatürk imzalı maske var onu gördüm hemen bana da getiriyosun dedim. Getirince birkaç gün onu takarım, sonra buna geçerim yine” dedi. Yani bu da kötü bir şey gibi. Seda orospu çünkü. Ama ona karşı şimdi allah var bir şey yaptığını görmedim kızın. Şaşırtıcı bir şekilde. Bunu yükseltecekler diye adını depoda temiz tutmaya çalışıyor olabilir. Ama hiçti yani sıfırr. Ki seda gözümün içine bakarak boklarla bile flört eden bi insan.
Sonra yine aynı market sırasında “aklıma erva geldi” dedi. Erva’yla vedalaşırken de görüşrüüz bro demişti. Yani ona karşı öyle bi durumu yok olsaydı zaten aylar önce ta ben bile yokken olurdu. Neyse ben de “neden” dedim. “Ozmo’yu seviyo da” dedi. “Hıımm” dedim. Ne alaka şimdi amına koduğum demeyi de çok isterdim ama diyemedim işte ervana sokiyim
Belki de yavşaktır. Olabilir mi
Evrene kötü mesaj vermek istemiyorum buna hala inanıyorum yani bilmiyorum bence de her şey enerji o yüzden o kısmımı susturuyorum
Ya olamaz gibi çünkü yusuf’ta görüp de görmezlikten geldiğim şeyler vardı. Birileriylr konuşması, birilerini sorması ay ne kadar geri zekalıyım bu arada. Ama bununkini görmedim hiç. Yani baktım bi de ama bulamadım. Umarım bulamam. Lütfen bulamayayım, olmadığı için bulamayayım ama.
Başkaa düşünüyorum kötü ne oldu diye bulamadım.
Şu an fark ettim kahveleri de bende kaldı..
Neyse bi de mesajlaşmayı sevmiyor. Gerçi ben de telefonla konuşmayı sevmiyorum ama.. ona mesaj attığımda beni aramıştı bence gıcık bi durum. Bi de bugün erva’yı mesaiyle ilgili bir şey için aradı birkaç kez en son açtı “benim telefonumu ilk seferde açmayı düşünüyo musun?” dedi sinirle. Sonra onu da duymadı karşı taraf gene aradı bu sefer normalleşip neyse önemli değil diyip konuştu.
Heh bi de iletişime geçebilir ama geçmiyor. Bahane bulup yazabilir instagramdan ekleyebilir, ama yapmıyor.
1 note · View note
gecenintenhasi · 7 years
Text
herkesin bir bahane bulup bulup, sonra siktir olup gittiği bi sokağın en tenha kaldırımında çıkmazlara oynuyorum.
572 notes · View notes
copadamcizenkalem · 7 years
Text
İlk başta veriyo ayarı saflık temizlik havada uçuyo ,yazmıyo 2 gün sonra uyandım yazıyo( ananınamı uyudun mu öldün mü aq) diyemiyorsun aaa günaydın diyorsun sonra yine yazmıyo yogundur diyorsun sonra bi bahane bulup tüyüyo farkediyorsun ki 2 gün uyumamış başkasının kucagındaymış sende diyorsun ki vay aq ben seni saf sanmıştım hahahahahahahaha
Hahahahhaahah aynen abi aynen baya saf okadar saf ki üstü başı bembeyaz döl aq hahahahahahhahaha. Yaşasın polyana insanlarımızın haklı direnişi
5 notes · View notes
Text
İlk Öpüşme
Lise 1. sınıfa gidiyordum. O zamanlar çok başarılı bir öğrenciydim fen lisesini 1 2 puanla kaçırıp yerine istemediğim bir anadolu lisesine gittiğim için bocalamıştım. Artık ders çalışmakla bir yere varamayacağımı anlayıp derslerimi de iyice bırakmıştım. Bir çocuğa aşık oldum o da gidip en yakın arkadaşımla okul gezisinde işi pişirince bana yine hüsran kaldı. Depresyonun dibine vurduğum sıralardı. Çok sıkı bi etüt merkezine gidiyordum dersler çok yoğundu üstüne bir de ceza almıştım. Sabah 8 akşam 5 dershanedeydim okul çıkışlarında dershanedeydim neredeyse bütün vaktim dershanede geçiyordu. Bir gün fizik hocasıyla dersteyken içeri biri daldı ‘Hocam araba aldım’ dedi. Onunla muhabbet ederken içeri hocanın bir de misafiri geldi. Hoca da Pizzacıdan(onu hep pizzacı olarak hatırlıcam) rica edip Pizzacı Kelebekle şu sorulara bakar mısınız dedi. Biz pizzacıyla dershanenin en kuytu odasına gittik ama orda da bahar şenliği için çalışma yapılıyordu.O kadar yakındık ki biraz daha yaklaşsak öpüşecektik o konuşurken gözüne bakamıyordum. elim titriyordu. Silgimle oynuyordum. Sonra kalabalık bir anda dağıldı sadece gitar çalan hoca kaldı. Hoca duygularıma esir oluyorum seni görünce diyordu, o iç çekiyordu ben eriyordum. Kalbim çarpıyordu. Sonra bir bahane bulup oradan ayrıldım. 2 gün sonra sekreterlikte sevgilisiyle gördüm. 4 yıllık sevgilisi varmış. Dershanede de o aralar baya popülerler.
Aradan 2 ay geçti pizzacı bana selam vermeye başladı. Bir gün servisten indim dershaneye gidicem beni durdurup neden merhaba demiyorsun dedi be içime girecekti yine elim ayağım titredi görmedim diyebildim acelem var deyip uzaklaştım.
Bir pazar günü dershanede ceza aldığım bi gün. Her şey berbat gidiyor. Mutsuzluktan ölüyorum. İlk dokunmatik telefonu ben almıştım o yüzden herkesin ilgisini çekiyordu. Pizzacının arkadaslarının da ilgisini çekti ve pizzacıyla baya oynadılar. Sonra arkadaşları gitti odada ben ve pizzacı kaldık. O sırada hoca geldi dersimiz 3 te dedi yaklaşık 3 saat ders beklicektiim.Pizzacı imdadıma yetişti beni bişeyler içmeye ordan da beraber ders çalışma teklifinde bulundu. REDDETMEDİM edemedim 
Yukarı çıkıp kola aldık sonra tekrar aşağı indik boş bi sınıf bulduk asla ders çalışmıyorduk. Hadi dedi taş kağıt makas oynayalım. Ama kaybeden bişeyler yapsın. Önce küçük şeylerle başladı bu oyun sonrasında büyüdü ve dedi ki koridordan gelen ilk kişiyi öpeceksin. Denemedim değil şansımı ama dershanenin en tipsiz hocası geçince koridordan pes ettim. o zaman dedi beni öpeceksin. Tamam dedim ne var bunda direkt yanağından öptüm
O an zaman durdu sandım ikimiz de kıpkırmızıydık. O kitabı kucağına alıp kabarıklığını saklayacak kadar kötüydü. Bense çarpıntı geçiriyordum ama belli edemiyordum. Sonra oynamaya devam ettik. İkinci kez onu öpmemi istedi. İkincci kez öperken dudağıma doğru yeltendi ama geri çekildim. Yapamayız dedim yapamam bunu senin sevgilin var kapı açık ne sanıyosun ulu orta yerde beni öpmeye kalkıyorsun diye çıkıştım. Sonra gülmeye başladı ve seni öpeceğimi düşündüysen bunu sen de istemişsindir dedi. Sadece sustum eşyalarımı toplamaya başladım koridorun sonuna gelmeden mesaj attı ‘seni öpmek istiyorum’ mesajı görünce bütün kitaplarım elimden düştü onları toplamaya çalışırken yeniden geldi ve eşyalarımı topladı bana verdi. Ve gözlerime bakarak lütfen dedi. Çok istiyordum ama olmazdı bunu anlamıştı. Sonra tamam dedim. Derse gittim derse geldi. Hoca çıktı. Sınıftaydık yanyanaydık. Sonra çok yumuşak bi şekilde öptü karşılık veremedim. Çünkü bilmiyordum. Ve dedim ki sen ilksin. Sonrasında  özür dilemeye başladı. Sen masum bi meleksin bunu herkese demem ilk olduğumu anladım çünkü bilmiyorsun dedi. Çıktım sonra sınıftan asansöre gelmeden yanıma geldi asansöre bindik orda da öpüştük. Eve gittiğimde babam kaşarlı pide yaptırmıştı. Kaşarlı pideye baktım kendimi kaşar gibi hissettim odamda ağlamaya başladım.
Bir hafta sonra pizzacı sevgilisini koluna takıp boy gösteriyordu bana.
Şimdi onunla nişanlandı. Bana dokunan tek mesejında ise KENDİNDEN BAŞKA KİMSEYE DEĞER VERME demişti. Ne tuhaf bense kendimden başka herkese değer vermeye devam etmiştim..
5 notes · View notes