Tumgik
#Galata Saray
haytaogluyunus · 4 months
Text
Tumblr media Tumblr media
ANMA:
BUGÜN 18 ŞUBAT (1585)
BÜYÜK TÜRK BİLİNİ
TAKİYÜDDİN’İN
ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ. RAHMETLE ANIYORUM.
Takiyüddin bin Maruf-i (14 Haziran 1521 - 18 Şubat 1585), hezârfen, gökbilimci, mühendis, matematikçi ve mekanik bilimci.[4]
Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin, 14 Haziran 1521 tarihinde Şam'da doğdu ve Mısır ve Şam'da yetişti. 1550 yılında İstanbul'a gelen Takiyüddin, 1577 yılında III. Murat'ın fermanıyla Tophane sırtlarında bir gözlemevi kurmuştur. Sinüs/tanjant hesaplarını tablolar halinde kullanıma sunmuş, 841'i Türkçe 1337 eser oluşturmuştur. Akıldışı söylentiler sonucu Tophane sırtlarındaki gözlemevi Padişah (III. Murat) emriyle yıkılmıştır. Yeni bir gözlemevi ancak 300 yıl sonra kurulmuş ancak bu sefer de 31 Mart ayaklanmasına kurban gitmiştir.
Kepler'in hocası Tycho Brahe ile aynı zamanda yaşamış ve yaklaşık aynı gözlemleri yapmıştır. Rasathane yıkıldığı için çalışmaları son bulmuştur. Diğer taraftan Kepler, Brahe'nin gözlemlerini kullanarak Kepler yasaları diye bilinen gezegenlerin dönüşleri ile ilgili yasaları keşfetmiştir.[5][sayfa belirt]
Hayatı
Ana madde: Takiyüddin'in Rasathanesi
1521‘de Türk kökenli bir ailenin üyesi olarak Şam'da doğdu.[6] Eğitiminden sonra Tennis kadılığına atandı. Kadılığı sırasında yaptığı gözlemler ile ün kazandı. 1571'de Mustafa Çelebi'nin ölümünden sonra II. Selim tarafından saray müneccimbaşılığına atandı.[5][sayfa belirt] 1574 yılında Galata Kulesi'nde gözlem çalışmalarına başlamıştır. Hoca Saadettin ve Sokullu Mehmet Paşa'nın desteği ve Padişah III. Murat'ın fermanıyla 1577 yılında Tophane sırtlarında Takîyüddîn’in yönetimi altında bir gözlemevi olan Takiyüddin'in Rasathanesi kurulmuştur.[7] 1580 yılında topa tutularak yıkılmıştır.
Matematik, Astronomi ve Trigonometrik Değerler
Takiyüddin Ekliptik Ekvator arası açıyı 23° 28 dk olarak hesaplamıştır.
Takiyüddin, sinus, kosinus, tanjant ve kotanjantın tanımlarını vermiş, ispatlarını sergilemiş ve cetvellerini hazırlamıştır. Ekliptik ile ekvator arasındaki 23° 27' lik açıyı, 1 dakika 40 saniye farkla 23° 28' 40" şeklinde bularak o tarihte ilk kez gerçeğe en yakın ve doğru dereceyi hesaplamıştır. Ayrıca çok eskiden beri kullanılmakta olan altmışlık kesirlerin yerine ondalık kesirleri Astronomi'de ilk kez kullanmaya başlamış
Optik
Takiyüddin, bir astronom olarak optiğe ve ışığın doğasının incelenmesine çok aşinaydı. Bu çalışmalardan Kitābi (Takîyüddîn'in Optik Kitabi veya Taqī al-Dīn's Book of Optics)  bir kitap doğdu . Çalışmalarının deneysel kanıtlara dayandığını ve daha önceki edebi eserlerle ilgili vardığı sonuçlarla hiçbir ilgisi olmadığını kaydetti ve araştırdığı fenomenlerin her birinde ışığın aynı olduğunun altını çizdi ., İbn-i Heysem'in yazdıklarıyla çelişen bu.
Görüş
Yansıma Açısı
Eski çağlarda Yunanlılar üzerinde yapılan ilk çalışmalarda, görmenin doğasına ilişkin farklı görüşler birbirine zıttı. Biri gözden bir nesneye doğru yayılan ışınlardan bahsederken, bir diğeri ışığın nesnelerden yayıldığını ve gözümüzün sadece gözlemlediğini belirtiyordu. Her iki teori de taraftarlarıyla övünürdü ama Takiyüddin, ışığın bir cisimden çıktığını ve gözümüzle algılandığını deneysel olarak gözlemleyebilmişti. ” Geceleri yıldızları gecikmeden görebildiğimiz için, ışığın bizim ürettiğimiz bir şey değil onlardan geldiği açıktır. Bundan, ışığın renginin bu nedenle nesnenin ışığında kapsandığı sonucuna vardı. Ayrıca, tek bir noktadan gelen ışığın bir küre içinde dışarı doğru hareket edebileceğini, bireysel ışık ışınlarının ise düz çizgiler halinde ilerlediğini iddia etti. Son olarak, bir nesnenin renginin, bir nesnenin yansıma ve kırılma özelliklerinden kaynaklandığını gösterdi.
Refleks
Arap dünyasında yansıma kavramı zaten bilinmesine rağmen, Takiyüddin konuyu biraz daha araştırmış ve aynadan yansıyan ışık ışınlarının küresel bir şekil alarak farklı yönlerde yayıldığını fark etmiştir. Ayrıca gelen ışının, yansıyan ışının ve normal ışının aynı düzlemde olduğunu keşfetti. Ayrıca, geliş açısının ve yansıma açısının aynı olduğuna göre, gözlem yasası ve yansıma yasası hakkında kanıtlayıcı kanıtlar sağladı. Sonunda, yayılan ışık ışınlarının bile yansıtan yüzeyle aynı renge sahip olduğunu keşfetti.
Refraksiyon
Bir süredir keşfedilen yansıma gibi, kırılma da bir süredir biliniyordu ve kırılan ışığıntıpkı yansıyan ışık gibi küresel bir kabuk içinde yayılır ve içinden geçtiği malzemenin rengini de alır. Ayrıca, bir ışık ışınının bir ortamdan diğerine gidip gelmesi halinde, açısının iki maddenin yoğunluğuna bağlı olarak büküleceği de biliniyordu. Yansımalar gibi, gelen ışın, kırılan ışın ve normal ışın aynı yerdedir, ancak kırılma açısı her zaman gelme açısından daha küçüktür. Bunun tek istisnası, gerçekte kırılmayan dikey ışınlardır. Bununla birlikte Takiyüddin, "farklı gelen ışınların kırılma açıları arasındaki farkın, geliş açıları arasındaki farktan daha az olduğunu" keşfetti. Ayrıca, olay açısının büyük olayın kırılma açısına oranının, küçük olay için aynı orandan daha büyük olduğunu da fark etti. Bunlar hemen hemen bizim modern optik kurallarımızdır ve Takiyüddin başarısız olmasına rağmen Snell yasasına öncülük etmeye bile çalıştı.
Reflikasyon Ray diagramı
Saat Mekaniği
Takiyüddin'in Icadı olan Astronomik Saat örneği
Mekanik saatlere olan bu yoğun talep nedeniyle Sadrazam Takiyüddin'den ezanın tam olarak ne zaman okunduğunu gösterecek bir saat yapmasını istedi. Bu, kısa ömürlü gözlemevindeki araştırmaları boyunca kullandığı "al-Kawakib al-Durriya fi Bengamat al-Dawriyya" adlı mekanik saatlerin yapımı üzerine ilk kitabını MS 1563'te yazmasına yol açacaktı.  "Gök cisimlerinin hareketine dair gerçek bir hermetik ve damıtılmış algı" getirmenin avantajlı olacağına inanıyordu.  Takiyüddin saatlerin nasıl çalıştığını daha iyi anlamak için Semiz Ali Paşa'nın hazinesine girmenin yanı sıra birçok Avrupalı ​​saat üreticisinden bilgi almak için zaman ayırdı ve sahip olduğu birçok saatten öğrenebileceği her şeyi öğrenmek.
İncelenen saat türleri
Takiyüddin Sadrazamı'nın hazinesindeki saatlerden üç farklı tipini incelemiştir. Bu üçü ağırlık tahrikli, yay tahrikli ve manivelalı eşapmanla tahrikliydi. Bu üç tür saat hakkında yazdı, ancak cep saatleri ve astronomik olanlar hakkında da yorumlar yaptı. Takiyüddin, Baş Gök bilimci olarak mekanik bir astronomik saat yarattı . Bu saat, Konstantinopolis rasathanesinde daha kesin ölçümlere izin vermek için yapıldı . Yukarıda belirtildiği gibi, bu saatin yaratılmasının on altıncı yüzyılın en önemli astronomik keşiflerinden biri olduğu düşünülüyordu. Taqī al-Dīn, her dakikası beş saniyeden oluşan, saatleri, dakikaları ve saniyeleri gösteren üç kadranlı mekanik bir saat yaptı. Bu saatten sonra, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki saat yapımının büyük bir kısmının Avrupalılar tarafından devralındığı göz önüne alındığında, Takiyüddin'in mekanik saatlerle ilgili çalışmalarının devam edip etmediği bilinmemektedir .
Buhar
Takiyüddin'in icatlarından biri olan Buhar Türbini
1551 yılında Takiyüddin Buhar tarihinde önemli olan kendi kendine dönen bir şiş tanımladı . Al- Turuq al-samiyya fi al-alat al-ruhaniyya'da (Manevi Makinelerin Yüce Yöntemleri) al-Dīn bu makineyi ve bunun için bazı pratik uygulamaları anlatır. Şiş, daha sonra aksın ucundaki çarkı döndüren kanatlara buhar yönlendirilerek döndürülür.  Al-Dīn ayrıca dört su yükseltme makinesi tanımladı. İlk ikisi hayvan tahrikli su pompalarıdır. Üçüncü ve dördüncü, her ikisi de bir çarkla sürülür. Üçüncüsü slot-rod pompa, dördüncüsü ise altı silindirli pompadır. Nihai makinenin dikey pistonları, çark tarafından çalıştırılan kamlar ve trip-çekiçlerle çalıştırılır. Bu makinelerin açıklamaları, daha modern motorların çoğundan önce gelir. Örneğin, al-Dīn'in tarif ettiği vidalı pompa, paçavra ve zincir pompanın tanımı 1556'da yayınlanan Agricola'dan önceye dayanıyor. İlk olarak Cezeri tarafından tanımlanan iki pompalı motor, aynı zamanda buhar motorunun da temelini oluşturuyordu.
Astronomi
Sidrat muntahā al - afkār fī malakūt al - falak al - dewwar (al - Zīj al - Shāhinshāhī): Takiyüddin'in astronomi alanındaki en önemli eserlerinden biri olduğu söylenir. Bu kitabı hem Mısır'da hem de İstanbul'da gözlemlerine dayanarak tamamladı. Bu çalışmanın amacı, Semerkand'da tasarlanan ve Konstantinopolis Rasathanesi'nde ilerletilen bir proje olan Zīj - i Ulugh Beg'i iyileştirmek, düzeltmek ve nihayetinde tamamlamaktı. Yazısının ilk 40 sayfası, sinüs, kosinüs, teğet ve kotanjant gibi trigonometrik fonksiyonlara vurgu yaparak trigonometrik hesaplamalara odaklanıyor .
Jarīdat al - durar wa harīdat al - fikar, Takiyüddin'in astronomi alanındaki en önemli ikinci eseri olduğu söylenen bir zîctir . Bu zīj, astronomik tablolarda ondalık kesirlerin ve trigonometrik fonksiyonların ilk kaydedilen kullanımını içerir . Eğrilerin ve açıların derece kısımlarını da ondalık kesirlerde hassas hesaplarla verir.
Dustūr al - tarjīḥ li - qawā ҁ id al - tasṭīḥ, Taqī al-Dīn'in diğer geometrik konuların yanı sıra kürenin düzleme izdüşümüne odaklanan önemli bir eseridir.
Taqī al-Din, mermer bir yüzey üzerine çizilmiş güneş saatlerini ve özelliklerini tartışan Rayḥānat al - rūḥ fī rasm al - sā ҁ āt ҁ alâ mustawī al - suṭūḥ kitabının da yazarı olarak kabul edilmektedir.
Saatler ve mekanik
al - Kawakib al - durriyya fī waḍ ҁ al - bankāmāt al - dewriyya Takiyüddin tarafından 1559 yılında yazılmış ve mekanik-otomatik saatleri konu almıştır. Bu eser, İslam ve Osmanlı dünyasında mekanik-otomatik saatler üzerine yazılmış ilk eser olarak kabul edilir. Bu kitapta, Alī Paşa'yı, özel kütüphanesini ve Avrupa mekanik saatleri koleksiyonunu kullanmasına ve incelemesine izin verdiği için katkıda bulunan biri olarak kabul ediyor.
al - Ṭuruq al - saniyya fī al - ālāt al - rūḥāniyya , daha önce Banū Mūsā ve Ismail al- Cezari tarafından gözlemlenen ve incelenen bir konu olan saatlerin geometrik-mekanik yapısını vurgulayan Takiyüddin'in ikinci mekanik kitabıdır. (Ebu'l- ҁ İzz el Cezeri).
Fizik ve Optik
Nawr Hadīqat al - abṣar wa - nūr ḥaqīqat al - Anẓar, Takiyüddin'in fizik ve optiği tartışan bir eseriydi. Bu kitap ışığın yapısını, ışık ve renk arasındaki ilişkiyi, ayrıca difüzyon ve küresel kırılmayı
İstanbul Rasathanesi
Kuruluşu
Osmanlı Devleti'nde 16. yüzyılda namaz vakitlerinin belirlenmesi, kıble yönünün tayin edilmesi ve takvimin hazırlanması için gökbilim kullanılmaktaydı ancak kurulan küçük çaplı rasathanaler gündelik hayata yönelik oldukları için uzun ömürlü olmamıştı. 1571'de Müneccimbaşı Mustafa Çelebi ölünce yerine Müneccimbaşılığa atanan Takiyüddin'i himayesi altına alana Vezir Sokullu Mehmet Paşa ve Hoca Sadettin Efendi, onun gözlemevi kurma isteği ile ilgilendiler ve onu desteklediler.
Uluğ Bey Zîci'nin gününü doldurduğunu, günün ihtiyaçlarına uygun olmadığını ve yeni gözlemler ışığı altında yeni tablolar oluşturulmasının gerekliliğini açıklayan bir layiha hazırlayıp padişah III. Murat'tın huzuruna çıkan Takiyüddin, Padişahın adıyla anılacak bir zîc hazırlamakla görevlendirilerek rasathanenin kurulması için izin, yer ve ödenek aldı; rasathanenin müdürlüğüne atanarak inşasına nezaret etme görevi de kendisine verildi.
Kaynaklara göre gözlemevinin kurulması için hükûmetin tahsis ettiği masraf on bin altındır; Bu tutar o dönemde büyük bir miktardır ancak Merâga ve Semerkand gözlemevlerinin masrafları göz önüne alındığında oldukça düşüktür.
KonumuDüzenle
Gözlemevinin yerleşim yeri için İstanbul'da Avrupa yakasında bulunan yüksek bir yer olan Tophane sırtlarındaki bir bölge seçilmiştir. Bu yer kimilerine göre "Galatasaray Mektebi'nin bulunduğu mevki civarında"; kimi kaynaklara göre Galata Kulesi'nde ve Galata Sarayı'da; kimilerine göre ise Galata Dağı'nın tepesindedir.
Hüseyin Ayvansarayî'nin 18. yüzyıl sonlarında yayımlanan Hadikatü'l Cevami adlı eserinde, bir rivayete göre Galata Kulesi'nin Takiyüddin tarafından bir gözlemevi olarak yaptırıldığından; ancak bu gözlemevinin Padişah III. Murad tarafından Ocak 1580'de yarısına kadar yıktırılsa da kulenin yıkılmadığından bahsedilir. Aynı eserin başka bir yerinde ise Tophane'de yer alan kulenin, Hoca Sâdeddin Efendi'nin "astronomiyle uğraşan devletlerin kısa sürede yıkılması" yönündeki ifadelerinden ötürü yıktırıldığı ifade edilir. Tayyarzâde Ahmed Atâ'nın Tarih-i Atâ adlı eserinde, kulenin 1582 civarında Takiyüddin tarafından gözlemevi olarak kullanma amacıyla tamir ettirildiği belirtilir. Takiyüddin de Cedvel-i Esma-i Buldan adlı eserinde, Galata'daki bir kulede gözlemler yaptığından bahseder. Mehmed Süreyya, bu gözlemevinin Galata Kulesi'nde kurulduğunu belirtse de Johannes Heinrich Mordtmann, Mehmed Süreyya'nın Tarih-i Atâ'da geçen "Tophane üstünde kulle-i cebelde" ("Tophane üstündeki tepenin zirvesinde") ifadesindeki "büyük bağ evi" anlamına gelen "kulle" sözcüğünün "kule" olarak yorumlanmasıyla birlikte "hatalı olarak" gözlemevinin Galata Kulesi'nde olduğu çıkarımında bulunduğunu ifade eder. Kulenin, Takiyüddin'in gözlemevi olduğu yönündeki iddialar günümüzde geçerliliğini korumamaktadır; ancak Takiyüddin, gözlemevinin inşası öncesinde Galata Kulesi'nde birtakım çalışmalar gerçekleştirmiştir.
Yıkılışı
İddiaya göre rasathanenin tamamlanmasının üzerinden birkaç ay geçtikten sonra beliren bir kuyruklu yıldız nedeniyle Sultan III. Murad Takiyüddin'den kehanette bulunmasını talep etmiş, o da bu yıldızın bir mutluluk ve saadet devrinin habercisi olduğu tahmininde bulunmuştu. Ancak bunun tam aksine o devirde ortaya çıkan bir salgın hastalığın getirdiği felaket nedeniyle rasathanenin muhaliflerinin sayısında bir hayli artış olmuştu. Takiyüddin gözlemlerine bir iki yıl daha devam edebilmişti. Bazı kaynaklar ise bilime muhalif bir tarikatın yıkım kararının alınmasında etkili olduğunu belirtmektedir.
1577'de İstanbul'dan izlenen kuyruklu yıldız ve istanbul planı
İlber Ortaylı'ya göre İstanbul'daki bir depremden sonra halk ayaklanmış ve depremin rasathane yüzünden olduğunu söylemişlerdir. Sarayın önünde büyük gösteriler olmuş, bunun üzerine III. Murat, denizden top atışı ile rasathaneyi yıktırmak zorunda kalmıştır.[kaynak belirtilmeli]
Kimi araştırmacılar[kim?] rasathanenin yıkılmasının gerçek sebebinin bir siyasal çekişme olduğu iddia edilmiştir. Rasathanenin kurulmasına önayak olan Hoca Sadettin Efendi’nin Şeyhülislam Kadızade Ahmet Şemsettin Efendi ile farklı siyasi gruplarda yer alması ve bu gruplar arasındaki çekişmenin yıkıma sebep olduğu sanılmaktadır.
Rasathanede Kullanılan Araçlar
Taqi ad-Din , resimde gösterildiği gibi Tycho Brahe'nin daha sonra kullandığına benzer bir çerçeveli sekstant icat etti.
Takiyüddin, astronomik aletler üzerine, Takiyüddin'in Konstantinopolis gözlemevinde kullanılan astronomik aletleri anlatan İmparatorun Kataloğu Gözlem Aletleri adlı önemli bir risale yazdı . Bunlar arasında silahlı küre, paralaktik cetvel ve usturlap gibi eski aletler ; evrensel usturlap, azimut ve duvar kadranları ve sekstantlar gibi ortaçağ Müslüman enstrümanları ; ve kendi icat ettiği çeşitli enstrümanlar arasında muşabbaha bi'l manattiq, çerçeveli bir sekstant kordonların belirlenmesi içinTycho Brahe'nin daha sonra kullandığına benzer ekinokslar ve azimutları ve yükseklikleri ölçmek için ahşap bir kadran . Bununla birlikte, en önemli astronomik aleti, Düşüncelerin Uç Noktasındaki Nabk Ağacı'nda " saatleri , dakikaları ve saniyeleri gösteren üç kadranlı mekanik bir saat " olarak tanımladığı "gözlemsel saat" dir . Her dakikayı beş saniyeye böldük." Bu , yıldızların doğru yükselişini ölçmek için kullanıldı.. Yüzyılın başında saatler astronomik amaçlar için kullanılacak kadar doğru olmadığından, bu, 16. yüzyıl pratik astronomisindeki en önemli yeniliklerden biri olarak kabul edilir.
Türünün en eski örneklerinden biri olan "dikkat çekici modern görünümlü" bir Dünya küresi, Takiyüddin'in Konstantinopolis gözlemevinde Takiyüddin tarafından inşa edildi.
Kitapları ve Eserleri
Astronomi
Sidrat muntahā al - afkār fī malakūt al - falak al - dewwar (al - Zīj al - Shāhinshāhī): Takiyüddin'in astronomi alanındaki en önemli eserlerinden biri olduğu söylenir. Bu kitabı hem Mısır'da hem de İstanbul'da gözlemlerine dayanarak tamamladı. Bu çalışmanın amacı, Semerkand'da tasarlanan ve Konstantinopolis Rasathanesi'nde ilerletilen bir proje olan Zīj - i Ulugh Beg'i iyileştirmek, düzeltmek ve nihayetinde tamamlamaktı. Yazısının ilk 40 sayfası, sinüs, kosinüs, teğet ve kotanjant gibi trigonometrik fonksiyonlara vurgu yaparak trigonometrik hesaplamalara odaklanıyor .
Jarīdat al - durar wa harīdat al - fikar, Takiyüddin'in astronomi alanındaki en önemli ikinci eseri olduğu söylenen bir zîctir . Bu zīj, astronomik tablolarda ondalık kesirlerin ve trigonometrik fonksiyonların ilk kaydedilen kullanımını içerir . Eğrilerin ve açıların derece kısımlarını da ondalık kesirlerde hassas hesaplarla verir.
Dustūr al - tarjīḥ li - qawā ҁ id al - tasṭīḥ, Taqī al-Dīn'in diğer geometrik konuların yanı sıra kürenin düzleme izdüşümüne odaklanan önemli bir eseridir.
Taqī al-Din, mermer bir yüzey üzerine çizilmiş güneş saatlerini ve özelliklerini tartışan Rayḥānat al - rūḥ fī rasm al - sā ҁ āt ҁ alâ mustawī al - suṭūḥ kitabının da yazarı olarak kabul edilmektedir.
Saatler ve mekanik
al - Kawakib al - durriyya fī waḍ ҁ al - bankāmāt al - dewriyya Takiyüddin tarafından 1559 yılında yazılmış ve mekanik-otomatik saatleri konu almıştır. Bu eser, İslam ve Osmanlı dünyasında mekanik-otomatik saatler üzerine yazılmış ilk eser olarak kabul edilir. Bu kitapta, Alī Paşa'yı, özel kütüphanesini ve Avrupa mekanik saatleri koleksiyonunu kullanmasına ve incelemesine izin verdiği için katkıda bulunan biri olarak kabul ediyor.
al - Ṭuruq al - saniyya fī al - ālāt al - rūḥāniyya , daha önce Banū Mūsā ve Ismail al- Cezari tarafından gözlemlenen ve incelenen bir konu olan saatlerin geometrik-mekanik yapısını vurgulayan Takiyüddin'in ikinci mekanik kitabıdır. (Ebu'l- ҁ İzz el Cezeri).
Fizik ve Optik
Nawr Hadīqat al - abṣar wa - nūr ḥaqīqat al - Anẓar, Takiyüddin'in fizik ve optiği tartışan bir eseriydi. Bu kitap ışığın yapısını, ışık ve renk arasındaki ilişkiyi, ayrıca difüzyon ve küresel kırılmayı tartıştı.
0 notes
nnnebula · 6 months
Text
DİLİMİZE YERLEŞMİŞ 10 İSTANBUL DEYİMİ
1. ÜSKÜDAR’DA SABAH OLDU
Üsküdar’da deniz kıyısındaki Valide Sultan ve Mihrimah Sultan camilerinin müezzinleri, karşı tarafta yaşayan padişaha seslerini duyurabilmek ve ondan ihsan alabilmek, belki saray müezzinliğine yükselebilmek ümidiyle sabah ezanlarını mutlaka Beşiktaş’taki cami müezzinlerinden önce okurlarmış. Bir şeyin zamanını geçirmek, geç kalmak anlamında bugün dahi kullanılmakta olan “Üsküdar’da sabah oldu” deyimi vaktiyle aynı hat üzerinde olmalarına rağmen Üsküdar’ın Beşikta’tan önce okunan sabah ezanlarından kaynaklanmıştır.
2. MARMARA ÇIRASI GİBİ TUTUŞMAK
Eskiden ocak, soba veya mangalda ateş yakabilmek için çıralar kullanılır, bu çıralar ise çarşılarda tutam halinde satılırdı. Aniden parlayanlar, öfkelenenler için kullanılan bu deyim, sakızlı çam ağaçlarıyla meşhur olan Marmara Adası’ndan toplanan, reçinesi bol olduğu için kolay yanan çıralardan doğmuştur.
3. KABAK BAŞINDA PATLAMAK
Su kabaklarının içleri oyularak şişe gibi kullanıldığı yıllarda, Galata meyhanelerinde içleri şarap dolu kabaklar sıra sıra vitrine dizilir; isteyen külhanbeyi hangi kabağın ipini keserse onu alır ve bitirmeden yerinden kalkmazmış. Meyhaneye yapılan baskınlarda zabıtalar ve bekçiler tarafından mekandaki küpler ve fıçılar devrilir, sıra sıra asılmış şarap kabakları da meyhaneci ve araya giren müşterilerin başında patlatılırmış.
4. DİNGONUN AHIRI
İstanbul’da ulaşım için atlı tramvayların kullanıldığı yıllarda, iki at ile çekilen tramvaylara, dik Şişhane yokuşunu çıkabilmesi için fazladan atlar koşturulurdu. Azapkapı’da tramvaya eklenen takviye atlar, Taksim’de Dingo isimli bir Rum vatandaş tarafından işletilen ahırda dinlendirilir, sonra tekrar Azapkapı’ya götürülürlerdi. Gün içinde sürekli atların girip çıktığı ahırın bu durumu dolayısıyla, girenin çıkanın belli olmadığı yahut her önüne gelenin girip çıkabildiği yerler için bu deyim kullanılmıştır.
5. GOYGOYCULUK YAPMAK
Vaktiyle Muharrem ayında ilahiler okuyarak kapı kapı dolaşıp dilenen tarikat mensubu dilencilere goygoycu adı verilirdi. Bu kişiler, Muharrem ayından iki gün önce Üsküdar’daki tekkelerine giderek şeyhlerinin yanında toplanır ve buradan dörder beşer kişilik gruplar halinde semtlere dağılırlardı. Muharrem’in birinci gününden onuncu gününe kadar sokaklarda ilahiler okuyarak dolaşan goygoycular, gülbank çekerler ve durdukları kapının önünde dua ederlerdi. Günümüde bu deyim gevezelik, boşboğazlık yapmak anlamında kullanılmaktadır.
6. ÇAPULCU
Vaktiyle tulumbacı takımlarına sızmış işsiz güçsüz adamlara çapulcu adı verilirdi. Bunlar zaman içinde birtakım sınavlardan ve denemelerden geçerek takıma alınmlarına rağmen, bazıları ahlak düşkünlüğü sebebiyle yine ilk fırsatta yangın yerinden hırsızlığa kalkışırlar, durum fark edilirse polise teslim edilirler ve o semte bir daha adım atamazlardı.1910’lu yıllarda İstanbul şehreminliği görevini sürdüren Cemil Topuzlu, hatıralarında itfaiye teşkilatındaki aksaklıkları dile getirirken “çapulculuktan” bahsetmektedir.
7. BULGURLU’YA GELİN GİTMEK
Bir işte gereğinden fazla telaş gösterenlere söylenen bu deyimin hikayesi şudur; Bulgurlu Köyü, suyu ve havası nedeniyle güzel bir köydür, eskiden beri de pehlivan çıkaran bu köyün delikanlıları güzelliği ile meşhur olmuştur. Bu delikanlılarla evlenmek için civardaki köylerin genç kızları can atarlardı. Dokuz gün festival havasında geçen Bulgurlu’nun düğünleri de pek meşhurdu. Eğer Bulgurlu’dan bir görücü gelip kızı beğenerek nişan taktı mı, kız nişan bozulur korkusuyla çeyizini noksanlarını tamamlaması, bir an evvel nikah kıyılıp Bulgurlu’ya gelin gitmek için annesini, babasını gece gündüz sıkıştırırmış.
8. PÜSKÜLLÜ BELA
II. Mahmud devrinde önce askerler, ardından memurlar için resmi başlık olarak kabul edilen fes, kısa s��rede halk arasında da kullanılmaya başlanır. Fesin yaygınlaşmasıyla beraber değişik renk ve biçimlerde, püsküllü ve püskülsüz biçimde modeller ortaya çıkmıştır. Yağmur ve kardan kalıbı bozulan, rüzgarda püskülleri sürekli karışan fesin kullanımı zahmetli ve masraflı bir iştir. Püsküllü bela deyimi bu durumdan esinlenerek ortaya çıkmıştır.
9. BALIK KAVAĞA ÇIKINCA
Karşılıklı noktalarda bulunan Rumeli ve Anadolu Kavağı, çok rüzgarlı ve akıntının kuvvetli olduğu yerlerdir. Buralarda bu yüzden balık tutmak neredeyse imkansızdır. İstanbul’da balığın bol bulunduğu ve dolayısıyla fiyatının düştüğü zamanlarda şehirde tutulan balıkların, Kavaklar’a kadar götürülüp satıldığı görülür. Diğer zamanlarda düşük ücretle balık almak isteyen müşterilere balıkçılar tarafından verilen cevap ise “O sizin dediğiniz ücret balık kavağa çıkınca olur” şeklindedir.
10. İKİ DİRHEM BİR ÇEKİRDEK
Kılık kıyafetleriyle dikkat çeken İstanbul hanımefendileri ve beyefendileri için kullanılan bu tabir, aynı zamanda gösterişten uzak ve giydiğini kendisine yakıştıran anlamlarını da taşır. Deyimde geçen “dirhem” ve “çekirdek” tabirleri kuyumculukta hassas tartılar için kullanılan ağırlık ölçüleridir. O dönemde piyasada en değerli para olan Osmanlı altını, tartıda iki dirhem bir çekirdek gelmektedir. Kılık kıyafet konusunda titiz olan kimselerin piyasada en yüksek değere ve hassas ölçülere sahip altın sikkeyle beraber değerlendirilen bir deyim olmuştur.
0 notes
bilaldemirkr · 7 months
Text
Şehir Turu: İstanbul'da Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler
New Post has been published on https://bilaldemirkr.com.tr/sehir-turu-istanbulda-mutlaka-gorulmesi-gereken-yerler/
Şehir Turu: İstanbul'da Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler
İstanbul, tarih ve kültürün buluştuğu, eşsiz bir şehirdir. Osmanlı İstanbul’unun kalbi olan Tarihi Yarımada, birbirinden etkileyici yapıları ve zengin tarihi mirasıyla her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Ayasofya’nın İslam ve Hristiyanlık arasındaki müzikal uyumu, Topkapı Sarayı’nın padişahın lüks dünyasına açılan kapıları, Kapalıçarşı’nın Türk el sanatlarının cenneti olması, Boğaz Turu ile Avrupa ve Asya’yı birleştiren mavi yollardan geçiş, Sultanahmet Camii’nin mavi motiflerle süslü bir dini anıt olması, ve Galata Kulesi’nin İstanbul’un nefes kesen manzarası… İstanbul’un bu önemli yerleri hakkında daha fazlasını keşfetmek için sizleri bu blog yazısına davet ediyoruz.
1. Tarihi Yarımada: Osmanlı İstanbul’unun kalbi
Tarihi Yarımada: Osmanlı İstanbul’unun kalbi
İstanbul, dünya çapında ünlü tarihi ve kültürel mirasıyla benzersiz bir şehirdir. Bu mirasın en önemli bölümü ise Osmanlı İstanbul’unun kalbi olarak bilinen Tarihi Yarımada’dır. İstanbul’un bu bölgesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan ve yüzyıllar boyunca dönemin en önemli politik, kültürel ve ekonomik merkezi olan İstanbul’un tarihi çekirdeğini oluşturur. Şimdi, sizleri Osmanlı İstanbul’unun kalbiyle buluşturacak bir yolculuğa çıkmaya davet ediyoruz.
İstanbul Tarihi Yarımada’sı, birçok tarihi ve kültürel anıtı bünyesinde barındırır. Ayasofya, bu bölgenin en ünlü yapılarından biridir. İslam ve Hristiyanlık arasında bir köprü görevi gören bu tarihi anıt, müzikal bir uyumla bezelidir. İçerisindeki mozaikler ve freskler, ziyaretçilere binlerce yıl öncesine ait bir döneme tanıklık etme fırsatı sunar. Ayasofya’nın tarihi ve mimari özellikleri, ziyaretçilerin hayranlıkla izleyeceği bir gösteri sunar.
Topkapı Sarayı ise Osmanlı İmparatorluğu’nun padişahlarının yaşadığı lüks dünyayı yansıtan bir yapıdır. Bu saray, dönemin en etkileyici saraylarından biridir ve ziyaretçilere Osmanlı İmparatorluğu’nun gücünü ve ihtişamını göstermektedir. Sarayın içinde gezinirken, padişahların kişisel eşyalarını, paha biçilmez mücevherlerini ve sanat eserlerini keşfedebilirsiniz. Aynı zamanda sarayın bahçelerinde dolaşarak, Osmanlı İmparatorluğu’nun güzel peyzajına hayran kalabilirsiniz.
Topkapı Sarayı Ziyaret Tüyoları – Ziyaretinizi planlamak için önceden bilet almanızı öneririz. – Sarayın içinde dolaşırken sesli rehber kullanmanızı tavsiye ederiz. – Kalabalık saatlerden kaçınmak için erken saatlerde ziyaret etmeyi tercih edebilirsiniz. – Türk hamamı deneyimi yaşamak isterseniz, sarayın birinci avlusunda yer alan hizmetleri deneyebilirsiniz.
Kapalıçarşı, Türk el sanatlarının cenneti olarak adlandırılan bir diğer önemli mekandır. Bu çarşı, Osmanlı İmparatorluğu’nun ticaret merkezi olarak hizmet vermiştir ve günümüzde de bu özelliğini korumaktadır. Kapalıçarşı’da binlerce dükkân bulunur ve ziyaretçilere el yapımı halılar, takılar, gümüş eşyalar, deri ürünler ve daha birçok şey sunar. Alışveriş tutkunları için burası bir vazgeçilmez bir cazibe noktasıdır.
Boğaz Turu ise Tarihi Yarımada’ya yakın bir konumda başlar ve Avrupa ve Asya’yı birleştiren mavi yollardan bir geçiş sunar. Boğaz’da yapılan bu tur, panoramik bir manzara eşliğinde İstanbul’un güzelliklerini keşfetmenize olanak sağlar. Tur sırasında, tarihi köprüleri, güzel yalıları ve etkileyici kıyı şeridini görebilirsiniz. Bu tur, İstanbul’un eşsiz coğrafyasını deneyimlemek isteyenler için harika bir fırsattır.
Sultanahmet Camii, Osmanlı İstanbul’unun en önemli dini anıtlarından biridir. Mavi motiflerle süslü olan bu camii, İstanbul’un simgesi haline gelmiştir. Caminin içindeki devasa avize ve zarif süslemeler, ziyaretçileri büyüler. Ayrıca, cami çevresinde yer alan tarihi mekanları da keşfedebilirsiniz. Sultanahmet Camii, İstanbul’un tarihi ve dini mirasını keşfetmek isteyenler için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir duraktır.
Galata Kulesi, İstanbul’un nefes kesen manzarasını sunan bir diğer önemli noktadır. Bu kule, Osmanlı İstanbul’unun önemli hatıralarını yaşatan ve İstanbul Boğazı’nın muhteşem manzarasına tanıklık etmenizi sağlayan bir gözlemevi gibidir. Kuleye çıktığınızda, şehrin eşsiz bir panoramasını görebilir ve tarihi dokuyu hissedebilirsiniz. İstanbul’u ziyaret edenlerin en çok tercih ettiği noktalardan biri olan Galata Kulesi, unutulmaz bir deneyim sunar.
2. Ayasofya: İslam ve Hristiyanlık arasındaki müzikal bir uyum
Ayasofya, İstanbul’un en önemli ve dikkat çekici tarihi yapılarından biridir. Kendine özgü mimarisi ve tarihi önemi ile her yıl binlerce turistin ilgisini çekmektedir. Bu muhteşem yapı, İslami ve Hristiyanlık inançlarının birleştiği bir noktada yer alır ve bu nedenle birçok farklı kültür ve inanışın etkilerini taşır. Ayasofya, adeta İslam ve Hristiyanlık arasında bir müzikal uyum yaratır.
Ayasofya’nın dikkat çeken en önemli özelliklerinden biri, içerisinde yer alan büyüleyici mozaiklerdir. Bu mozaikler, İslam ve Hristiyanlık inançlarını birleştirirken aynı zamanda bu iki dinin müzikal öğelerini yansıtır. Mozaiklerdeki figürler, dini hikayeleri ve sembolleri temsil ederken, renk ve desenleriyle de birbirleriyle uyum sağlar. Ayasofya’nın iç mekanı, ziyaretçilere bu eşsiz müzikal uyumu hissetmelerini sağlar.
Ayrıca, Ayasofya’nın akustik özellikleri de dikkat çekicidir. Yapının kubbesi, ses dalgalarını yansıtarak adeta bir müzik enstrümanı gibi çalışır. Bu sayede dua ve ilahi sesleri, Ayasofya’nın içinde yankılanır ve dinleyenlere ilahi bir deneyim sunar. İslami ilahiler ve Hristiyan müzikleri, Ayasofya’da birbirleriyle organik bir şekilde bütünleşir. Bu müzikal uyum, ziyaretçilere ruhsal bir huzur ve dinginlik yaşatır.
Mozaiklerin yaratıcı detayları
Ayasofya’nın akustik özellikleri ve müzikal uyumu
İslam ve Hristiyanlık inançlarının birleştiği nokta
Mozaikler Akustik Özellikler Müzikal Uyum İslam ve Hristiyanlık sembollerini birleştirir Ses dalgalarını yansıtarak ilahi bir deneyim sunar İki dinin müzikal öğelerini birleştirir Farklı kültürlerin etkisini taşır Dinginlik ve huzur sağlar Ziyaretçilere ruhsal bir deneyim sunar
3. Topkapı Sarayı: Padişahın lüks dünyasına bir yolculuk
Topkapı Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu’nun en görkemli yapılarından biridir. İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan saray, 15. yüzyılda Sultan Mehmet II tarafından inşa edilmiştir. Bu tarihi saray, padişahların yönetim merkezi ve aynı zamanda da lüks yaşamlarının bir sembolüdür.
Topkapı Sarayı, birçok yapı kompleksinden oluşur ve büyüklüğüyle görenleri etkiler. Sarayın bahçeleri, özenle düzenlenmiş ve muhteşem peyzajıyla ziyaretçilere görsel bir şölen sunar. İçeri girdiğinizde, sizi padişahların yaşadığı lüks dünya karşılar. Sarayın içinde bulunan odalar, süslemeleri, mozaikler ve eşsiz mimarisiyle dikkat çeker.
Liste ve tablolar, Topkapı Sarayı’nın zengin içeriğini göstermek için idealdir. Sarayın içindeki odaları, saraydaki değerli eşyaları ve padişahların yaşantısını ayrıntılı bir şekilde göstermek için listeler kullanılabilir. Örneğin, padişahın yatak odası ve giyinme odası gibi odaları ve bu odalarda bulunan değerli takıları liste halinde sıralayabiliriz. Ayrıca, sarayda bulunan farklı dönemlere ait eserleri tablo halinde sunarak ziyaretçilere görsel bir deneyim sunabiliriz.
4. Kapalıçarşı: Türk el sanatlarının cenneti
Kapalıçarşı, İstanbul’un en ünlü alışveriş merkezlerinden biridir. Türk el sanatlarının cenneti olarak da bilinir. Kapalıçarşı, tarihi yarımada üzerinde yer almaktadır ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilmiştir. Bu muhteşem yapı, ziyaretçilerine binlerce dükkan ve çeşitli el sanatları ürünleri sunmaktadır.
Kapalıçarşı, içerisinde bulunan dükkanlarla ünlüdür. Burada çeşitli el sanatları ürünlerini bulabilirsiniz. Takı, halı, dantel, seramik, deri, gümüş gibi birçok ürünün satıldığı dükkanlar bulunmaktadır. Türk el sanatlarının en güzel örneklerini bulabileceğiniz Kapalıçarşı, hem yerli hem de yabancı turistlerin uğrak noktasıdır.
Kapalıçarşı’nın ziyaretçilere sunduğu bir diğer önemli özellik ise çeşitli aktivitelerdir. İçerisinde bulunan kahveler, restoranlar ve çay bahçeleri sayesinde ziyaretçiler, alışveriş molası vererek dinlenebilir ve geleneksel Türk lezzetlerini deneyimleyebilirler. Ayrıca, Kapalıçarşı’nın daracık sokaklarında dolaşmak da ayrı bir keyiftir. Bu sokaklar, İstanbul’un tarihini ve kültürünü hissetmenizi sağlar.
Ürün Dükkan Takı Hasırcılar Çarşısı Halı Halıcılar Çarşısı Dantel Türk El Sanatları Seramik Kütahya Porselen Deri Derimod Gümüş Mis Gümüş
Unutulmamalıdır ki Kapalıçarşı’nın tarihi ve kültürel değeri büyüktür. Bu nedenle, ziyaretçilere saygılı olunmalı ve dükkanlara gereksiz müdahalelerde bulunulmamalıdır. Kapalıçarşı’nın sunduğu zengin alışveriş deneyimi ve Türk el sanatlarının güzellikleriyle dolu bir gün geçirmek için bu muhteşem mekana mutlaka uğramalısınız.
5. Boğaz Turu: Avrupa ve Asya’yı birleştiren mavi yollardan geçiş
Boğaz Turu İstanbul’un en popüler turistik aktivitelerinden biridir. Avrupa ve Asya’yı birleştiren mavi yollardan geçerken muhteşem manzaralar eşliğinde unutulmaz bir deneyim sunar.
Boğaz Turu boyunca, Marmara Denizi ile Karadeniz’i birbirine bağlayan Boğaziçi’nin büyüleyici güzellikleriyle karşılaşırsınız. Boğaz’ın suları, Avrupa ve Asya kıtalarını ayırmasının yanı sıra birbirleriyle kusursuz bir şekilde bütünleşir ve bu tur sırasında bu uyumu görebilirsiniz.
Boğaz Turu genellikle büyük ve lüks gemilerle yapılır. Bu gemilerde bulunan güvertelerde, İstanbul’un tarihi yapılarını izlemek için harika bir fırsatınız olur. Yolculuk sırasında Dolmabahçe Sarayı, Ortaköy Camii, Rumeli Hisarı ve Anadolu Hisarı gibi önemli noktaları görebilirsiniz. Ayrıca, Boğaz Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü gibi ünlü köprülerin altından geçerek Asya yakasına geçiş yaparsınız.
Boğaz Turu, İstanbul’un tarihini ve kültürünü keşfetmek için harika bir fırsattır. Bu tur sırasında şehre hakim olan güzellikleri keşfederken aynı zamanda eşsiz bir deneyim yaşarsınız. Hem yerli halk hem de turistler için Boğaz Turu, İstanbul’un en ikonik aktivitelerinden biridir.
Boğaz Turu, İstanbul’un en popüler turistik aktivitelerinden biridir.
Marmara Denizi ile Karadeniz’i birbirine bağlayan Boğaziçi’nin büyüleyici güzelliklerini keşfedin.
Lüks gemilerle yapılan bu turda İstanbul’un tarihi ve kültürel noktalarını görme fırsatınız olur.
Boğaz Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü gibi ünlü köprülerin altından geçerek Asya yakasına geçiş yapın.
Hem yerli halk hem de turistler için unutulmaz bir deneyim sunan Boğaz Turu, İstanbul’un en ikonik aktivitelerinden biridir.
Marmara Denizi Boğaz Turu sırasında geçilen deniz. Karadeniz Boğaz Turu sırasında geçilen deniz. Dolmabahçe Sarayı Boğaz Turu sırasında görülebilecek tarihi yapı. Ortaköy Camii Boğaz Turu sırasında görülebilecek tarihi yapı. Rumeli Hisarı Boğaz Turu sırasında görülebilecek tarihi yapı.
6. Sultanahmet Camii: Mavi motiflerle süslü bir dini anıt
Sultanahmet Camii, Türkiye’nin en tanınmış camilerinden biridir. İstanbul’un Sultanahmet semtinde yer alan bu cami, Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli eserlerinden biridir. Caminin inşası, 1609-1616 yılları arasında başlayıp tamamlanmıştır. Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa tarafından tasarlanan cami, Mimar Sinan’ın izlerini taşımaktadır.
Sultanahmet Camii’nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, mavi motiflerle süslü olmasıdır. İç mekanı mavi ve beyaz çinilerle kaplı olan cami, bu özelliğiyle ziyaretçilerini büyüler. Duvarlardaki çinilerdeki renkler ve desenler, caminin mistik atmosferini arttırır.
Caminin içindeki bir diğer önemli detay da kubbe süslemeleridir. Kubbenin iç yüzeyi, altın varaklarla kaplanmış ve İslam sanatının en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir. Bu süslemeler, camiye ziyaretçilerine gökyüzündeki yıldızları andırır.
Birinci madde
İkinci madde
Üçüncü madde
Özellik Açıklama Mimari Tarz Ottoman Yer İstanbul, Türkiye
7. Galata Kulesi: İstanbul’un nefes kesen manzarası
İstanbul, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile dünya çapında ünlü bir şehirdir. Bu şehirde gezilecek ve keşfedilecek birçok yer bulunmaktadır. İstanbul’un nefes kesen manzaralarından biri de Galata Kulesi’dir. Galata Kulesi, İstanbul’un tarihi yarımadasında, Karaköy semtinde yer almaktadır.
Galata Kulesi, şehrin en eski ve en yüksek kulelerinden biridir ve şehrin siluetinin sembolik bir parçası haline gelmiştir. 14. yüzyılda inşa edilen bu gözetleme kulesi, tarihi İstanbul’un kalbi kabul edilen yarımadanın büyülü manzarasına hakim bir konumdadır. Kule, Bizans döneminde inşa edilmiş olan anakara surları ile Galata surlarını birleştiren bir yol üzerinde yer alır.
Galata Kulesi, İstanbul’un nefes kesen manzarasını sunan bir teras sunmaktadır. Kuleye çıktığınızda, Boğaz’ı, Haliç’i ve tarihi yarımadayı bir arada görebilirsiniz. Eşsiz bir manzara eşliğinde İstanbul’un muhteşem güzelliklerini keşfedebilirsiniz. Bu manzaralı teras, İstanbul’a gelen yerli ve yabancı turistlerin mutlaka ziyaret ettiği bir noktadır.
Galata Kulesi’nin tarihi: Galata Kulesi, 14. yüzyılda Cenevizliler tarafından inşa edilmiştir.
Kulenin içinde neler var: Galata Kulesi, üst katında restoran ve kafe gibi mekanlar bulundurmaktadır.
Ziyaret saatleri: Galata Kulesi, haftanın her günü ziyaret edilebilir. Sabah 09:00’dan akşam 19:00’a kadar açıktır.
Yer Açık olduğu saatler Ücret Galata Kulesi 09:00 – 19:00 10 TL
Sık Sorulan Sorular
Tarihi Yarımada nedir?
Tarihi Yarımada, Osmanlı İstanbul’unun kalbidir. Burada birçok tarihi ve kültürel miras bulunmaktadır.
Ayasofya hangi iki din arasında bir uyum sergiler?
Ayasofya, İslam ve Hristiyanlık arasında müzikal bir uyumu temsil eder. Bu, mimarisindeki detaylarda ve iç mekanının dekorasyonunda görülebilir.
Topkapı Sarayı neyi simgeler?
Topkapı Sarayı, Osmanlı padişahlarının lüks dünyasını simgeler. Sarayda padişahlar ve haremin yaşadığı alanlar, zengin süslemeler ve değerli koleksiyonlar bulunmaktadır.
Kapalıçarşı’da hangi ürünler bulunabilir?
Kapalıçarşı, Türk el sanatlarının cennetidir. Burada mücevherler, halılar, gümüş eşyalar, deri ürünler ve daha birçok el işi ürün bulunmaktadır.
Boğaz Turu neyi birleştirir?
Boğaz Turu, Avrupa ve Asya’yı birleştiren mavi yollardan geçişi temsil eder. Bu tur sırasında İstanbul’un güzelliklerini keşfedebilir ve tarihi yapıları denizden görebilirsiniz.
Sultanahmet Camii nasıl süslenmiştir?
Sultanahmet Camii, mavi motiflerle süslü bir dini anıttır. İç mekanında mavi, yeşil ve beyaz renklerin hakim olduğu çiniler bulunmaktadır.
Galata Kulesi’nin önemli özelliği nedir?
Galata Kulesi, İstanbul’un nefes kesen manzarasını sunar. Kuleye çıkarak tüm şehri kuşbakışı görebilir ve unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsiniz.
"@context": "https://schema.org", "@type": "FAQPage", "mainEntity": [ "@type": "Question", "name": "Tarihi Yarımada nedir?", "acceptedAnswer": "@type": "Answer", "text": "Tarihi Yarımada, Osmanlı İstanbul'unun kalbidir. Burada birçok tarihi ve kültürel miras bulunmaktadır." , "@type": "Question", "name": "Ayasofya hangi iki din arasında bir uyum sergiler?", "acceptedAnswer": "@type": "Answer", "text": "Ayasofya, İslam ve Hristiyanlık arasında müzikal bir uyumu temsil eder. Bu, mimarisindeki detaylarda ve iç mekanının dekorasyonunda görülebilir." , "@type": "Question", "name": "Topkapı Sarayı neyi simgeler?", "acceptedAnswer": "@type": "Answer", "text": "Topkapı Sarayı, Osmanlı padişahlarının lüks dünyasını simgeler. Sarayda padişahlar ve haremin yaşadığı alanlar, zengin süslemeler ve değerli koleksiyonlar bulunmaktadır." , "@type": "Question", "name": "Kapalıçarşı'da hangi ürünler bulunabilir?", "acceptedAnswer": "@type": "Answer", "text": "Kapalıçarşı, Türk el sanatlarının cennetidir. Burada mücevherler, halılar, gümüş eşyalar, deri ürünler ve daha birçok el işi ürün bulunmaktadır." , "@type": "Question", "name": "Boğaz Turu neyi birleştirir?", "acceptedAnswer": "@type": "Answer", "text": "Boğaz Turu, Avrupa ve Asya'yı birleştiren mavi yollardan geçişi temsil eder. Bu tur sırasında İstanbul'un güzelliklerini keşfedebilir ve tarihi yapıları denizden görebilirsiniz." , "@type": "Question", "name": "Sultanahmet Camii nasıl süslenmiştir?", "acceptedAnswer": "@type": "Answer", "text": "Sultanahmet Camii, mavi motiflerle süslü bir dini anıttır. İç mekanında mavi, yeşil ve beyaz renklerin hakim olduğu çiniler bulunmaktadır." , "@type": "Question", "name": "Galata Kulesi'nin önemli özelliği nedir?", "acceptedAnswer": "@type": "Answer", "text": "Galata Kulesi, İstanbul'un nefes kesen manzarasını sunar. Kuleye çıkarak tüm şehri kuşbakışı görebilir ve unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsiniz." ]
0 notes
dorduncublogbukucu · 1 year
Text
GEZİ
Kasım Ayı gezilecek yerler :
1)Yildiz Parkı (Beşiktaş )
2)Yıldız Hamidiye Camii(Beşiktaş)
3)Ihlamur Kasrı (Beşiktaş )
4)Deniz Müzesi (Beşiktaş )
5)Dolmabahçe Sarayı (Beşiktaş)
6)Çırağan Sarayı (Beşiktaş )
7)TBMM Milli Saraylar Saray Koleksiyonlari Müzesi (Bskts)
8)Yahya Efendi Hazreteleri(Beşiktaş)
9)Ihlamur Kasrı
10)Taksim Camii
Aralık Ayı Gezilecek Yerler :
1)Panaromik
2)Merkez Efen.Hz
3)Gülhane Parkı
4)Arkeoloji Müzesi
5)Mehmet Emin Tokadı Hz.
6)Fatih Camii ve türbesi
7)Hırka-i Şerif Camii
8)Türk İslam Sanatları Müzesi (Beyazıt)
10)Cemberlitas Abdülhamit Han Hz Türbesi
11)Topkapı Sarayı
Ocak ve Subat Ayı Gezilecek Yerler :
1)Aziz Mahmut Hüdayi Hz
2)Fethi Paşa Korusu
3)Abdülfettah El Bağdadi Akri Hz
4)Salacak Sahil
5)Çamlıca Camii
6)İslam Medeneyetleri Müzesi
7)Nakkaştepe
8)15 Temmuz Müzesi
9)Billur Cam Müzesi (Beykoz)
10)Otağ Tepe Beykoz
11)Yuşa Efendi Hazretleri
12)Sahrayı Cedid Musa Efendi Hz
Mart Ayı Gezilecek Yerler :
1)Mehmet Akif Ersoy Müzesi(Beyoğlu)
2)Aynalı Kavak Kasrı (Beyoğlu)
3)Beyoğlu Hüseyin Ağa Camii
4)Galata Mevlevihanesi(Beyoğlu)
5)Taksim Camii
6)Çanakkale Gezisi
Alternatif Gezi Planları:
1)Bursa Gezisi
2)Edirne Gezisi
3)İBB ücretsiz randevulu gezileri
4)Koç Müzesi
5)Kelebek Çiftliği
6)Havacılık Müzesi
7)Rumeli Hisarı
8)Büyük Saray Mozaikleri Müzesi
9)Galata Kulesi
10)Çamlıca Kulesi
11) Mecidiye Kasri ( Beykoz) müze Kart
12)Hidiv Kasrı
13)Çengelköy turu
23 Mart Ramazan olduğu için Mart ayı gezisi 6 maddeden olusmakta
Mayıs ayı gezilecek yerler :
1)Demokrasi ve Özgürlük Adası
2)Maslak Kasrı Sarıyer Buyukdere
3)Emirgan
4)Maglova Kemeri Belgrat
5)Gaziosmanpaşa Millet bahçesi
6)Nesetsuyu Belgrat
7)Şamlar Korusu
8)Atatürk Arberetrumu Belgrat
1 note · View note
lifebeg · 1 year
Photo
Tumblr media
Existence by the Koran
Fountains.—These are a Turkish institution called into existence by the Koran, which enjoins all true believers to abstain from the use of intoxicating beverages, and to perform the regular ablutions before entering the mosque for prayer; fountains are therefore an indispensable adjunct to every large mosque. They may be divided into two classes—the Chesmeh, or fountain, and the Sebil, or drinking fountain, provided with metal cups, The handsomest of the Chesmehs is The Fountain of Sultan Ahmed, opposite the Bab-i-Hum ay tin and St. Sophia. It is a rectangular building, erected in 1728 by Sultan Ahmed IIL, and is a Cbesmeb and Sebil combined, consisting of four Chesmehs and four Sebils arranged in alternate order. It is ornamented with some beautiful carved arabesques, and with inscriptions in gilt letters on a green background, a delicate border of green tiles running along the upper part. The inscription just above the tap on one of its sides is in verse, composed by the founder, Sultan Ahmed III., and runs thus: ‘Wayfarer, admire this beautiful work; turn the tap in the name of God; drink thy fill and bless the founder, Ahmed Khan.’
There are several other fountains, notably those at Azab Kapu, near the upper bridge, and at Top- Haneh (the latter now in ruins), both erected by Ahmed III., and the Yalideh Mosque fountain at Ak-Sarai, but all inferior to that of Sultan Ahmed. The following Sebils are worthy of notice: Azab Kapu Sebil, in connection with the fountain; Sebil of Sultan Hamid I., on the line of tramway near Sirkedji railway station; Sebil of Sultan Mahmud II., adjoining bis mausoleum; Sebil of Shah-Zadeh Mosque, and the Yalideb Mosque Sebil, near the Stambul end of Galata Bridge.
WALLS
Very little now remains of the walls that formerly enclosed Byzantium on the two seaward sides. They have for the most part either been pulled down to make room for modern buildings, or have fallen into decay and crumbled away, and are now disappearing fast. Those on the land side, however, extending across the peninsula from the Seven Towers on the Marmora, to Ayub on the Golden Horn, a distance of five miles, are, despite the ravages of time and earthquakes, still in a fair state of preservation.
A good plan for visitors wishing to avoid the shaking and jolting over the wretched streets leading to the walls, is to have a carriage, or horses, sent to meet them at the Seven Towers, and go on to this latter place by caique or train. They should then drive along the land walls as far as the Adrianople Gate, send the carriage on to meet them at Aivan Sarai, and walk to the Mosaic Mosque; thence inside the walls to Kerkoporta, Tekfur Sami, Hebdomon and Blachernce (Aivan Sarai), where they can get into the carriage and drive back to Pera, either through Phanar, where they can stop and see the Greek Patriarchate and the Greek Church of St. George, or by way of Ayub and the Sweet Waters of Europe. This excursion takes from four to five flours. Carriage 45 to 60 piastres.
0 notes
lifestylebulgaria · 1 year
Photo
Tumblr media
Existence by the Koran
Fountains.—These are a Turkish institution called into existence by the Koran, which enjoins all true believers to abstain from the use of intoxicating beverages, and to perform the regular ablutions before entering the mosque for prayer; fountains are therefore an indispensable adjunct to every large mosque. They may be divided into two classes—the Chesmeh, or fountain, and the Sebil, or drinking fountain, provided with metal cups, The handsomest of the Chesmehs is The Fountain of Sultan Ahmed, opposite the Bab-i-Hum ay tin and St. Sophia. It is a rectangular building, erected in 1728 by Sultan Ahmed IIL, and is a Cbesmeb and Sebil combined, consisting of four Chesmehs and four Sebils arranged in alternate order. It is ornamented with some beautiful carved arabesques, and with inscriptions in gilt letters on a green background, a delicate border of green tiles running along the upper part. The inscription just above the tap on one of its sides is in verse, composed by the founder, Sultan Ahmed III., and runs thus: ‘Wayfarer, admire this beautiful work; turn the tap in the name of God; drink thy fill and bless the founder, Ahmed Khan.’
There are several other fountains, notably those at Azab Kapu, near the upper bridge, and at Top- Haneh (the latter now in ruins), both erected by Ahmed III., and the Yalideh Mosque fountain at Ak-Sarai, but all inferior to that of Sultan Ahmed. The following Sebils are worthy of notice: Azab Kapu Sebil, in connection with the fountain; Sebil of Sultan Hamid I., on the line of tramway near Sirkedji railway station; Sebil of Sultan Mahmud II., adjoining bis mausoleum; Sebil of Shah-Zadeh Mosque, and the Yalideb Mosque Sebil, near the Stambul end of Galata Bridge.
WALLS
Very little now remains of the walls that formerly enclosed Byzantium on the two seaward sides. They have for the most part either been pulled down to make room for modern buildings, or have fallen into decay and crumbled away, and are now disappearing fast. Those on the land side, however, extending across the peninsula from the Seven Towers on the Marmora, to Ayub on the Golden Horn, a distance of five miles, are, despite the ravages of time and earthquakes, still in a fair state of preservation.
A good plan for visitors wishing to avoid the shaking and jolting over the wretched streets leading to the walls, is to have a carriage, or horses, sent to meet them at the Seven Towers, and go on to this latter place by caique or train. They should then drive along the land walls as far as the Adrianople Gate, send the carriage on to meet them at Aivan Sarai, and walk to the Mosaic Mosque; thence inside the walls to Kerkoporta, Tekfur Sami, Hebdomon and Blachernce (Aivan Sarai), where they can get into the carriage and drive back to Pera, either through Phanar, where they can stop and see the Greek Patriarchate and the Greek Church of St. George, or by way of Ayub and the Sweet Waters of Europe. This excursion takes from four to five flours. Carriage 45 to 60 piastres.
0 notes
younglsre · 1 year
Photo
Tumblr media
Existence by the Koran
Fountains.—These are a Turkish institution called into existence by the Koran, which enjoins all true believers to abstain from the use of intoxicating beverages, and to perform the regular ablutions before entering the mosque for prayer; fountains are therefore an indispensable adjunct to every large mosque. They may be divided into two classes—the Chesmeh, or fountain, and the Sebil, or drinking fountain, provided with metal cups, The handsomest of the Chesmehs is The Fountain of Sultan Ahmed, opposite the Bab-i-Hum ay tin and St. Sophia. It is a rectangular building, erected in 1728 by Sultan Ahmed IIL, and is a Cbesmeb and Sebil combined, consisting of four Chesmehs and four Sebils arranged in alternate order. It is ornamented with some beautiful carved arabesques, and with inscriptions in gilt letters on a green background, a delicate border of green tiles running along the upper part. The inscription just above the tap on one of its sides is in verse, composed by the founder, Sultan Ahmed III., and runs thus: ‘Wayfarer, admire this beautiful work; turn the tap in the name of God; drink thy fill and bless the founder, Ahmed Khan.’
There are several other fountains, notably those at Azab Kapu, near the upper bridge, and at Top- Haneh (the latter now in ruins), both erected by Ahmed III., and the Yalideh Mosque fountain at Ak-Sarai, but all inferior to that of Sultan Ahmed. The following Sebils are worthy of notice: Azab Kapu Sebil, in connection with the fountain; Sebil of Sultan Hamid I., on the line of tramway near Sirkedji railway station; Sebil of Sultan Mahmud II., adjoining bis mausoleum; Sebil of Shah-Zadeh Mosque, and the Yalideb Mosque Sebil, near the Stambul end of Galata Bridge.
WALLS
Very little now remains of the walls that formerly enclosed Byzantium on the two seaward sides. They have for the most part either been pulled down to make room for modern buildings, or have fallen into decay and crumbled away, and are now disappearing fast. Those on the land side, however, extending across the peninsula from the Seven Towers on the Marmora, to Ayub on the Golden Horn, a distance of five miles, are, despite the ravages of time and earthquakes, still in a fair state of preservation.
A good plan for visitors wishing to avoid the shaking and jolting over the wretched streets leading to the walls, is to have a carriage, or horses, sent to meet them at the Seven Towers, and go on to this latter place by caique or train. They should then drive along the land walls as far as the Adrianople Gate, send the carriage on to meet them at Aivan Sarai, and walk to the Mosaic Mosque; thence inside the walls to Kerkoporta, Tekfur Sami, Hebdomon and Blachernce (Aivan Sarai), where they can get into the carriage and drive back to Pera, either through Phanar, where they can stop and see the Greek Patriarchate and the Greek Church of St. George, or by way of Ayub and the Sweet Waters of Europe. This excursion takes from four to five flours. Carriage 45 to 60 piastres.
0 notes
lifestur · 1 year
Photo
Tumblr media
Existence by the Koran
Fountains.—These are a Turkish institution called into existence by the Koran, which enjoins all true believers to abstain from the use of intoxicating beverages, and to perform the regular ablutions before entering the mosque for prayer; fountains are therefore an indispensable adjunct to every large mosque. They may be divided into two classes—the Chesmeh, or fountain, and the Sebil, or drinking fountain, provided with metal cups, The handsomest of the Chesmehs is The Fountain of Sultan Ahmed, opposite the Bab-i-Hum ay tin and St. Sophia. It is a rectangular building, erected in 1728 by Sultan Ahmed IIL, and is a Cbesmeb and Sebil combined, consisting of four Chesmehs and four Sebils arranged in alternate order. It is ornamented with some beautiful carved arabesques, and with inscriptions in gilt letters on a green background, a delicate border of green tiles running along the upper part. The inscription just above the tap on one of its sides is in verse, composed by the founder, Sultan Ahmed III., and runs thus: ‘Wayfarer, admire this beautiful work; turn the tap in the name of God; drink thy fill and bless the founder, Ahmed Khan.’
There are several other fountains, notably those at Azab Kapu, near the upper bridge, and at Top- Haneh (the latter now in ruins), both erected by Ahmed III., and the Yalideh Mosque fountain at Ak-Sarai, but all inferior to that of Sultan Ahmed. The following Sebils are worthy of notice: Azab Kapu Sebil, in connection with the fountain; Sebil of Sultan Hamid I., on the line of tramway near Sirkedji railway station; Sebil of Sultan Mahmud II., adjoining bis mausoleum; Sebil of Shah-Zadeh Mosque, and the Yalideb Mosque Sebil, near the Stambul end of Galata Bridge.
WALLS
Very little now remains of the walls that formerly enclosed Byzantium on the two seaward sides. They have for the most part either been pulled down to make room for modern buildings, or have fallen into decay and crumbled away, and are now disappearing fast. Those on the land side, however, extending across the peninsula from the Seven Towers on the Marmora, to Ayub on the Golden Horn, a distance of five miles, are, despite the ravages of time and earthquakes, still in a fair state of preservation.
A good plan for visitors wishing to avoid the shaking and jolting over the wretched streets leading to the walls, is to have a carriage, or horses, sent to meet them at the Seven Towers, and go on to this latter place by caique or train. They should then drive along the land walls as far as the Adrianople Gate, send the carriage on to meet them at Aivan Sarai, and walk to the Mosaic Mosque; thence inside the walls to Kerkoporta, Tekfur Sami, Hebdomon and Blachernce (Aivan Sarai), where they can get into the carriage and drive back to Pera, either through Phanar, where they can stop and see the Greek Patriarchate and the Greek Church of St. George, or by way of Ayub and the Sweet Waters of Europe. This excursion takes from four to five flours. Carriage 45 to 60 piastres.
0 notes
Photo
Tumblr media
Underground Railway from Galata to Pera
Underground Railway.—From Galata to Pera, trains every 5 minutes from sunrise to two hours after sunset. Fares either way—first class, 30 paras; second class, 20 paras.
Tramways.—Azab Kapu, Galata and Ortakeui line; Galata, Pera and Sishli line; and the Emin
Onu and Yedi Kuleh (Seven Towers) line, this latter on the Stambul side. On all lines there are first and second-class cars, but, with the exception of the open first-class cars on the Galata and Pera line, and the Emin Onu Ak Saray line, cannot be recommended. Prom Pera to Galata, first class, 1 piastre (2d.); from Pera to Sishli, 1 piastres (3d.).
Telegraph and Post Offices.—The Turkish Telegraph and the Eastern Telegraph Company’s Offices, as well as the Turkish Pera Post Office, are in the same premises, Grande Eue de Pera. Telegrams between the United Kingdom and Constantinople by land lines, are charged 7d. per word. The Head Telegraph Office is in Stambul, and the branch office in Yo’ivoda Street, Galata. The Medjidieh is only counted as worth 19 piastres in paying telegrams, and the Turkish pound is taken for 22-J- francs.
The General Turkish Post Office for the interior of Turkey is in Stambul, near the Bridge; and the International Ottoman Post Office is in Voivoda Street, Galata.
Besides the above, each of the great European Powers has its own post office, and it is mainly through these that the correspondence between Turkey and the outer world is forwarded and received guided istanbul tour, and only these can be relied on for the safe despatch and receipt of letters. The European post offices are—
The British Post Office
The British Post Office, Galata.
The French Post Office, Kue Voevoda, Galata.
The German Post Office, Rue Voevoda, Galata, opposite the French Post Office.
The Austrian Post Office, Grande Rue of Galata, Galata.
The Russian Post Office, Mumhaneh, Galata, mails to and from the United Kingdom every day.
Streets.—With two or three exceptions, the streets of Constantinople are but little better than narrow, crooked, wretchedly-paved, and dirty alleys, teeming with mangy, snarling pariah dogs and garbage, upon which these latter feed. Footpaths there are none, except along part of one or two of the principal streets; and pedestrians have to pick their way as best they can among the ceaseless throng of carriages, carts, horses, porters, pack animals, and over the above-mentioned ubiquitous pariah curs. Street accidents are, however, of rare occurrence. The principal street, where all the European shops are, is the Grande Rue de Pera,
running through the heart of Pera from near Galata Bridge to beyond the Taxim Assembly Gardens; and next in importance is the Rue Tepe Bachi, along which the Galata and Pera trams run, and where the best hotels, the British Embassy, and the Petits Champs Municipality Assembly Gardens are situated. The principal streets, and some few of the next in importance, are lit by gas, the remainder being plunged in Egyptian darkness, save when there is a moon.
Bridges.—These are two in number, the lower or Galata Bridge, and the upper bridge called Azab Kapu Bridge. Both are pontoon bridges with a draw in the middle part to allow vessels to pass in and out of the Upper Horn. Galata Bridge is the one most frequented, and is perhaps the only place in the world where such a diversity of nationalities and such variety of national costume may be seen assembled; it is here that the Bosporus, Skutari, and Princes’ Islands steamers land and embark their passengers.
Tolls.—Pedestrians 10 paras (Jd.). Horses and mounted passengers, 1 piastre (2d.). Carriages 2P piastres (5d.).
N.B.—Only Turkish money is taken, and gold pieces are never changed.
0 notes
privateistanbultour · 2 years
Photo
Tumblr media
Underground Railway from Galata to Pera
Underground Railway.—From Galata to Pera, trains every 5 minutes from sunrise to two hours after sunset. Fares either way—first class, 30 paras; second class, 20 paras.
Tramways.—Azab Kapu, Galata and Ortakeui line; Galata, Pera and Sishli line; and the Emin
Onu and Yedi Kuleh (Seven Towers) line, this latter on the Stambul side. On all lines there are first and second-class cars, but, with the exception of the open first-class cars on the Galata and Pera line, and the Emin Onu Ak Saray line, cannot be recommended. Prom Pera to Galata, first class, 1 piastre (2d.); from Pera to Sishli, 1 piastres (3d.).
Telegraph and Post Offices.—The Turkish Telegraph and the Eastern Telegraph Company’s Offices, as well as the Turkish Pera Post Office, are in the same premises, Grande Eue de Pera. Telegrams between the United Kingdom and Constantinople by land lines, are charged 7d. per word. The Head Telegraph Office is in Stambul, and the branch office in Yo’ivoda Street, Galata. The Medjidieh is only counted as worth 19 piastres in paying telegrams, and the Turkish pound is taken for 22-J- francs.
The General Turkish Post Office for the interior of Turkey is in Stambul, near the Bridge; and the International Ottoman Post Office is in Voivoda Street, Galata.
Besides the above, each of the great European Powers has its own post office, and it is mainly through these that the correspondence between Turkey and the outer world is forwarded and received guided istanbul tour, and only these can be relied on for the safe despatch and receipt of letters. The European post offices are—
The British Post Office
The British Post Office, Galata.
The French Post Office, Kue Voevoda, Galata.
The German Post Office, Rue Voevoda, Galata, opposite the French Post Office.
The Austrian Post Office, Grande Rue of Galata, Galata.
The Russian Post Office, Mumhaneh, Galata, mails to and from the United Kingdom every day.
Streets.—With two or three exceptions, the streets of Constantinople are but little better than narrow, crooked, wretchedly-paved, and dirty alleys, teeming with mangy, snarling pariah dogs and garbage, upon which these latter feed. Footpaths there are none, except along part of one or two of the principal streets; and pedestrians have to pick their way as best they can among the ceaseless throng of carriages, carts, horses, porters, pack animals, and over the above-mentioned ubiquitous pariah curs. Street accidents are, however, of rare occurrence. The principal street, where all the European shops are, is the Grande Rue de Pera,
running through the heart of Pera from near Galata Bridge to beyond the Taxim Assembly Gardens; and next in importance is the Rue Tepe Bachi, along which the Galata and Pera trams run, and where the best hotels, the British Embassy, and the Petits Champs Municipality Assembly Gardens are situated. The principal streets, and some few of the next in importance, are lit by gas, the remainder being plunged in Egyptian darkness, save when there is a moon.
Bridges.—These are two in number, the lower or Galata Bridge, and the upper bridge called Azab Kapu Bridge. Both are pontoon bridges with a draw in the middle part to allow vessels to pass in and out of the Upper Horn. Galata Bridge is the one most frequented, and is perhaps the only place in the world where such a diversity of nationalities and such variety of national costume may be seen assembled; it is here that the Bosporus, Skutari, and Princes’ Islands steamers land and embark their passengers.
Tolls.—Pedestrians 10 paras (Jd.). Horses and mounted passengers, 1 piastre (2d.). Carriages 2P piastres (5d.).
N.B.—Only Turkish money is taken, and gold pieces are never changed.
0 notes
clothingstore · 2 years
Photo
Tumblr media
Underground Railway from Galata to Pera
Underground Railway.—From Galata to Pera, trains every 5 minutes from sunrise to two hours after sunset. Fares either way—first class, 30 paras; second class, 20 paras.
Tramways.—Azab Kapu, Galata and Ortakeui line; Galata, Pera and Sishli line; and the Emin
Onu and Yedi Kuleh (Seven Towers) line, this latter on the Stambul side. On all lines there are first and second-class cars, but, with the exception of the open first-class cars on the Galata and Pera line, and the Emin Onu Ak Saray line, cannot be recommended. Prom Pera to Galata, first class, 1 piastre (2d.); from Pera to Sishli, 1 piastres (3d.).
Telegraph and Post Offices.—The Turkish Telegraph and the Eastern Telegraph Company’s Offices, as well as the Turkish Pera Post Office, are in the same premises, Grande Eue de Pera. Telegrams between the United Kingdom and Constantinople by land lines, are charged 7d. per word. The Head Telegraph Office is in Stambul, and the branch office in Yo’ivoda Street, Galata. The Medjidieh is only counted as worth 19 piastres in paying telegrams, and the Turkish pound is taken for 22-J- francs.
The General Turkish Post Office for the interior of Turkey is in Stambul, near the Bridge; and the International Ottoman Post Office is in Voivoda Street, Galata.
Besides the above, each of the great European Powers has its own post office, and it is mainly through these that the correspondence between Turkey and the outer world is forwarded and received guided istanbul tour, and only these can be relied on for the safe despatch and receipt of letters. The European post offices are—
The British Post Office
The British Post Office, Galata.
The French Post Office, Kue Voevoda, Galata.
The German Post Office, Rue Voevoda, Galata, opposite the French Post Office.
The Austrian Post Office, Grande Rue of Galata, Galata.
The Russian Post Office, Mumhaneh, Galata, mails to and from the United Kingdom every day.
Streets.—With two or three exceptions, the streets of Constantinople are but little better than narrow, crooked, wretchedly-paved, and dirty alleys, teeming with mangy, snarling pariah dogs and garbage, upon which these latter feed. Footpaths there are none, except along part of one or two of the principal streets; and pedestrians have to pick their way as best they can among the ceaseless throng of carriages, carts, horses, porters, pack animals, and over the above-mentioned ubiquitous pariah curs. Street accidents are, however, of rare occurrence. The principal street, where all the European shops are, is the Grande Rue de Pera,
running through the heart of Pera from near Galata Bridge to beyond the Taxim Assembly Gardens; and next in importance is the Rue Tepe Bachi, along which the Galata and Pera trams run, and where the best hotels, the British Embassy, and the Petits Champs Municipality Assembly Gardens are situated. The principal streets, and some few of the next in importance, are lit by gas, the remainder being plunged in Egyptian darkness, save when there is a moon.
Bridges.—These are two in number, the lower or Galata Bridge, and the upper bridge called Azab Kapu Bridge. Both are pontoon bridges with a draw in the middle part to allow vessels to pass in and out of the Upper Horn. Galata Bridge is the one most frequented, and is perhaps the only place in the world where such a diversity of nationalities and such variety of national costume may be seen assembled; it is here that the Bosporus, Skutari, and Princes’ Islands steamers land and embark their passengers.
Tolls.—Pedestrians 10 paras (Jd.). Horses and mounted passengers, 1 piastre (2d.). Carriages 2P piastres (5d.).
N.B.—Only Turkish money is taken, and gold pieces are never changed.
0 notes
istanbulpub · 2 years
Photo
Tumblr media
Underground Railway from Galata to Pera
Underground Railway.—From Galata to Pera, trains every 5 minutes from sunrise to two hours after sunset. Fares either way—first class, 30 paras; second class, 20 paras.
Tramways.—Azab Kapu, Galata and Ortakeui line; Galata, Pera and Sishli line; and the Emin
Onu and Yedi Kuleh (Seven Towers) line, this latter on the Stambul side. On all lines there are first and second-class cars, but, with the exception of the open first-class cars on the Galata and Pera line, and the Emin Onu Ak Saray line, cannot be recommended. Prom Pera to Galata, first class, 1 piastre (2d.); from Pera to Sishli, 1 piastres (3d.).
Telegraph and Post Offices.—The Turkish Telegraph and the Eastern Telegraph Company’s Offices, as well as the Turkish Pera Post Office, are in the same premises, Grande Eue de Pera. Telegrams between the United Kingdom and Constantinople by land lines, are charged 7d. per word. The Head Telegraph Office is in Stambul, and the branch office in Yo’ivoda Street, Galata. The Medjidieh is only counted as worth 19 piastres in paying telegrams, and the Turkish pound is taken for 22-J- francs.
The General Turkish Post Office for the interior of Turkey is in Stambul, near the Bridge; and the International Ottoman Post Office is in Voivoda Street, Galata.
Besides the above, each of the great European Powers has its own post office, and it is mainly through these that the correspondence between Turkey and the outer world is forwarded and received guided istanbul tour, and only these can be relied on for the safe despatch and receipt of letters. The European post offices are—
The British Post Office
The British Post Office, Galata.
The French Post Office, Kue Voevoda, Galata.
The German Post Office, Rue Voevoda, Galata, opposite the French Post Office.
The Austrian Post Office, Grande Rue of Galata, Galata.
The Russian Post Office, Mumhaneh, Galata, mails to and from the United Kingdom every day.
Streets.—With two or three exceptions, the streets of Constantinople are but little better than narrow, crooked, wretchedly-paved, and dirty alleys, teeming with mangy, snarling pariah dogs and garbage, upon which these latter feed. Footpaths there are none, except along part of one or two of the principal streets; and pedestrians have to pick their way as best they can among the ceaseless throng of carriages, carts, horses, porters, pack animals, and over the above-mentioned ubiquitous pariah curs. Street accidents are, however, of rare occurrence. The principal street, where all the European shops are, is the Grande Rue de Pera,
running through the heart of Pera from near Galata Bridge to beyond the Taxim Assembly Gardens; and next in importance is the Rue Tepe Bachi, along which the Galata and Pera trams run, and where the best hotels, the British Embassy, and the Petits Champs Municipality Assembly Gardens are situated. The principal streets, and some few of the next in importance, are lit by gas, the remainder being plunged in Egyptian darkness, save when there is a moon.
Bridges.—These are two in number, the lower or Galata Bridge, and the upper bridge called Azab Kapu Bridge. Both are pontoon bridges with a draw in the middle part to allow vessels to pass in and out of the Upper Horn. Galata Bridge is the one most frequented, and is perhaps the only place in the world where such a diversity of nationalities and such variety of national costume may be seen assembled; it is here that the Bosporus, Skutari, and Princes’ Islands steamers land and embark their passengers.
Tolls.—Pedestrians 10 paras (Jd.). Horses and mounted passengers, 1 piastre (2d.). Carriages 2P piastres (5d.).
N.B.—Only Turkish money is taken, and gold pieces are never changed.
0 notes
ecoamerica · 2 months
Text
youtube
Watch the American Climate Leadership Awards 2024 now: https://youtu.be/bWiW4Rp8vF0?feature=shared
The American Climate Leadership Awards 2024 broadcast recording is now available on ecoAmerica's YouTube channel for viewers to be inspired by active climate leaders. Watch to find out which finalist received the $50,000 grand prize! Hosted by Vanessa Hauc and featuring Bill McKibben and Katharine Hayhoe!
20K notes · View notes
tripistanbul · 2 years
Text
New Post has been published on
Underground Railway from Galata to Pera
Underground Railway.—From Galata to Pera, trains every 5 minutes from sunrise to two hours after sunset. Fares either way—first class, 30 paras; second class, 20 paras.
Tramways.—Azab Kapu, Galata and Ortakeui line; Galata, Pera and Sishli line; and the Emin
Onu and Yedi Kuleh (Seven Towers) line, this latter on the Stambul side. On all lines there are first and second-class cars, but, with the exception of the open first-class cars on the Galata and Pera line, and the Emin Onu Ak Saray line, cannot be recommended. Prom Pera to Galata, first class, 1 piastre (2d.); from Pera to Sishli, 1 piastres (3d.).
Telegraph and Post Offices.—The Turkish Telegraph and the Eastern Telegraph Company’s Offices, as well as the Turkish Pera Post Office, are in the same premises, Grande Eue de Pera. Telegrams between the United Kingdom and Constantinople by land lines, are charged 7d. per word. The Head Telegraph Office is in Stambul, and the branch office in Yo’ivoda Street, Galata. The Medjidieh is only counted as worth 19 piastres in paying telegrams, and the Turkish pound is taken for 22-J- francs.
The General Turkish Post Office for the interior of Turkey is in Stambul, near the Bridge; and the International Ottoman Post Office is in Voivoda Street, Galata.
Besides the above, each of the great European Powers has its own post office, and it is mainly through these that the correspondence between Turkey and the outer world is forwarded and received guided istanbul tour, and only these can be relied on for the safe despatch and receipt of letters. The European post offices are—
The British Post Office
The British Post Office, Galata.
The French Post Office, Kue Voevoda, Galata.
The German Post Office, Rue Voevoda, Galata, opposite the French Post Office.
The Austrian Post Office, Grande Rue of Galata, Galata.
The Russian Post Office, Mumhaneh, Galata, mails to and from the United Kingdom every day.
Streets.—With two or three exceptions, the streets of Constantinople are but little better than narrow, crooked, wretchedly-paved, and dirty alleys, teeming with mangy, snarling pariah dogs and garbage, upon which these latter feed. Footpaths there are none, except along part of one or two of the principal streets; and pedestrians have to pick their way as best they can among the ceaseless throng of carriages, carts, horses, porters, pack animals, and over the above-mentioned ubiquitous pariah curs. Street accidents are, however, of rare occurrence. The principal street, where all the European shops are, is the Grande Rue de Pera,
running through the heart of Pera from near Galata Bridge to beyond the Taxim Assembly Gardens; and next in importance is the Rue Tepe Bachi, along which the Galata and Pera trams run, and where the best hotels, the British Embassy, and the Petits Champs Municipality Assembly Gardens are situated. The principal streets, and some few of the next in importance, are lit by gas, the remainder being plunged in Egyptian darkness, save when there is a moon.
Bridges.—These are two in number, the lower or Galata Bridge, and the upper bridge called Azab Kapu Bridge. Both are pontoon bridges with a draw in the middle part to allow vessels to pass in and out of the Upper Horn. Galata Bridge is the one most frequented, and is perhaps the only place in the world where such a diversity of nationalities and such variety of national costume may be seen assembled; it is here that the Bosporus, Skutari, and Princes’ Islands steamers land and embark their passengers.
Tolls.—Pedestrians 10 paras (Jd.). Horses and mounted passengers, 1 piastre (2d.). Carriages 2P piastres (5d.).
N.B.—Only Turkish money is taken, and gold pieces are never changed.
0 notes
istanbularge · 2 years
Photo
Tumblr media
Underground Railway from Galata to Pera
Underground Railway.—From Galata to Pera, trains every 5 minutes from sunrise to two hours after sunset. Fares either way—first class, 30 paras; second class, 20 paras.
Tramways.—Azab Kapu, Galata and Ortakeui line; Galata, Pera and Sishli line; and the Emin
Onu and Yedi Kuleh (Seven Towers) line, this latter on the Stambul side. On all lines there are first and second-class cars, but, with the exception of the open first-class cars on the Galata and Pera line, and the Emin Onu Ak Saray line, cannot be recommended. Prom Pera to Galata, first class, 1 piastre (2d.); from Pera to Sishli, 1 piastres (3d.).
Telegraph and Post Offices.—The Turkish Telegraph and the Eastern Telegraph Company’s Offices, as well as the Turkish Pera Post Office, are in the same premises, Grande Eue de Pera. Telegrams between the United Kingdom and Constantinople by land lines, are charged 7d. per word. The Head Telegraph Office is in Stambul, and the branch office in Yo’ivoda Street, Galata. The Medjidieh is only counted as worth 19 piastres in paying telegrams, and the Turkish pound is taken for 22-J- francs.
The General Turkish Post Office for the interior of Turkey is in Stambul, near the Bridge; and the International Ottoman Post Office is in Voivoda Street, Galata.
Besides the above, each of the great European Powers has its own post office, and it is mainly through these that the correspondence between Turkey and the outer world is forwarded and received guided istanbul tour, and only these can be relied on for the safe despatch and receipt of letters. The European post offices are—
The British Post Office
The British Post Office, Galata.
The French Post Office, Kue Voevoda, Galata.
The German Post Office, Rue Voevoda, Galata, opposite the French Post Office.
The Austrian Post Office, Grande Rue of Galata, Galata.
The Russian Post Office, Mumhaneh, Galata, mails to and from the United Kingdom every day.
Streets.—With two or three exceptions, the streets of Constantinople are but little better than narrow, crooked, wretchedly-paved, and dirty alleys, teeming with mangy, snarling pariah dogs and garbage, upon which these latter feed. Footpaths there are none, except along part of one or two of the principal streets; and pedestrians have to pick their way as best they can among the ceaseless throng of carriages, carts, horses, porters, pack animals, and over the above-mentioned ubiquitous pariah curs. Street accidents are, however, of rare occurrence. The principal street, where all the European shops are, is the Grande Rue de Pera,
running through the heart of Pera from near Galata Bridge to beyond the Taxim Assembly Gardens; and next in importance is the Rue Tepe Bachi, along which the Galata and Pera trams run, and where the best hotels, the British Embassy, and the Petits Champs Municipality Assembly Gardens are situated. The principal streets, and some few of the next in importance, are lit by gas, the remainder being plunged in Egyptian darkness, save when there is a moon.
Bridges.—These are two in number, the lower or Galata Bridge, and the upper bridge called Azab Kapu Bridge. Both are pontoon bridges with a draw in the middle part to allow vessels to pass in and out of the Upper Horn. Galata Bridge is the one most frequented, and is perhaps the only place in the world where such a diversity of nationalities and such variety of national costume may be seen assembled; it is here that the Bosporus, Skutari, and Princes’ Islands steamers land and embark their passengers.
Tolls.—Pedestrians 10 paras (Jd.). Horses and mounted passengers, 1 piastre (2d.). Carriages 2P piastres (5d.).
N.B.—Only Turkish money is taken, and gold pieces are never changed.
0 notes
happysofiaa · 2 years
Photo
Tumblr media
Underground Railway from Galata to Pera
Underground Railway.—From Galata to Pera, trains every 5 minutes from sunrise to two hours after sunset. Fares either way—first class, 30 paras; second class, 20 paras.
Tramways.—Azab Kapu, Galata and Ortakeui line; Galata, Pera and Sishli line; and the Emin
Onu and Yedi Kuleh (Seven Towers) line, this latter on the Stambul side. On all lines there are first and second-class cars, but, with the exception of the open first-class cars on the Galata and Pera line, and the Emin Onu Ak Saray line, cannot be recommended. Prom Pera to Galata, first class, 1 piastre (2d.); from Pera to Sishli, 1 piastres (3d.).
Telegraph and Post Offices.—The Turkish Telegraph and the Eastern Telegraph Company’s Offices, as well as the Turkish Pera Post Office, are in the same premises, Grande Eue de Pera. Telegrams between the United Kingdom and Constantinople by land lines, are charged 7d. per word. The Head Telegraph Office is in Stambul, and the branch office in Yo’ivoda Street, Galata. The Medjidieh is only counted as worth 19 piastres in paying telegrams, and the Turkish pound is taken for 22-J- francs.
The General Turkish Post Office for the interior of Turkey is in Stambul, near the Bridge; and the International Ottoman Post Office is in Voivoda Street, Galata.
Besides the above, each of the great European Powers has its own post office, and it is mainly through these that the correspondence between Turkey and the outer world is forwarded and received guided istanbul tour, and only these can be relied on for the safe despatch and receipt of letters. The European post offices are—
The British Post Office
The British Post Office, Galata.
The French Post Office, Kue Voevoda, Galata.
The German Post Office, Rue Voevoda, Galata, opposite the French Post Office.
The Austrian Post Office, Grande Rue of Galata, Galata.
The Russian Post Office, Mumhaneh, Galata, mails to and from the United Kingdom every day.
Streets.—With two or three exceptions, the streets of Constantinople are but little better than narrow, crooked, wretchedly-paved, and dirty alleys, teeming with mangy, snarling pariah dogs and garbage, upon which these latter feed. Footpaths there are none, except along part of one or two of the principal streets; and pedestrians have to pick their way as best they can among the ceaseless throng of carriages, carts, horses, porters, pack animals, and over the above-mentioned ubiquitous pariah curs. Street accidents are, however, of rare occurrence. The principal street, where all the European shops are, is the Grande Rue de Pera,
running through the heart of Pera from near Galata Bridge to beyond the Taxim Assembly Gardens; and next in importance is the Rue Tepe Bachi, along which the Galata and Pera trams run, and where the best hotels, the British Embassy, and the Petits Champs Municipality Assembly Gardens are situated. The principal streets, and some few of the next in importance, are lit by gas, the remainder being plunged in Egyptian darkness, save when there is a moon.
Bridges.—These are two in number, the lower or Galata Bridge, and the upper bridge called Azab Kapu Bridge. Both are pontoon bridges with a draw in the middle part to allow vessels to pass in and out of the Upper Horn. Galata Bridge is the one most frequented, and is perhaps the only place in the world where such a diversity of nationalities and such variety of national costume may be seen assembled; it is here that the Bosporus, Skutari, and Princes’ Islands steamers land and embark their passengers.
Tolls.—Pedestrians 10 paras (Jd.). Horses and mounted passengers, 1 piastre (2d.). Carriages 2P piastres (5d.).
N.B.—Only Turkish money is taken, and gold pieces are never changed.
0 notes
istanbulmosque · 2 years
Photo
Tumblr media
Underground Railway from Galata to Pera
Underground Railway.—From Galata to Pera, trains every 5 minutes from sunrise to two hours after sunset. Fares either way—first class, 30 paras; second class, 20 paras.
Tramways.—Azab Kapu, Galata and Ortakeui line; Galata, Pera and Sishli line; and the Emin
Onu and Yedi Kuleh (Seven Towers) line, this latter on the Stambul side. On all lines there are first and second-class cars, but, with the exception of the open first-class cars on the Galata and Pera line, and the Emin Onu Ak Saray line, cannot be recommended. Prom Pera to Galata, first class, 1 piastre (2d.); from Pera to Sishli, 1 piastres (3d.).
Telegraph and Post Offices.—The Turkish Telegraph and the Eastern Telegraph Company’s Offices, as well as the Turkish Pera Post Office, are in the same premises, Grande Eue de Pera. Telegrams between the United Kingdom and Constantinople by land lines, are charged 7d. per word. The Head Telegraph Office is in Stambul, and the branch office in Yo’ivoda Street, Galata. The Medjidieh is only counted as worth 19 piastres in paying telegrams, and the Turkish pound is taken for 22-J- francs.
The General Turkish Post Office for the interior of Turkey is in Stambul, near the Bridge; and the International Ottoman Post Office is in Voivoda Street, Galata.
Besides the above, each of the great European Powers has its own post office, and it is mainly through these that the correspondence between Turkey and the outer world is forwarded and received guided istanbul tour, and only these can be relied on for the safe despatch and receipt of letters. The European post offices are—
The British Post Office
The British Post Office, Galata.
The French Post Office, Kue Voevoda, Galata.
The German Post Office, Rue Voevoda, Galata, opposite the French Post Office.
The Austrian Post Office, Grande Rue of Galata, Galata.
The Russian Post Office, Mumhaneh, Galata, mails to and from the United Kingdom every day.
Streets.—With two or three exceptions, the streets of Constantinople are but little better than narrow, crooked, wretchedly-paved, and dirty alleys, teeming with mangy, snarling pariah dogs and garbage, upon which these latter feed. Footpaths there are none, except along part of one or two of the principal streets; and pedestrians have to pick their way as best they can among the ceaseless throng of carriages, carts, horses, porters, pack animals, and over the above-mentioned ubiquitous pariah curs. Street accidents are, however, of rare occurrence. The principal street, where all the European shops are, is the Grande Rue de Pera,
running through the heart of Pera from near Galata Bridge to beyond the Taxim Assembly Gardens; and next in importance is the Rue Tepe Bachi, along which the Galata and Pera trams run, and where the best hotels, the British Embassy, and the Petits Champs Municipality Assembly Gardens are situated. The principal streets, and some few of the next in importance, are lit by gas, the remainder being plunged in Egyptian darkness, save when there is a moon.
Bridges.—These are two in number, the lower or Galata Bridge, and the upper bridge called Azab Kapu Bridge. Both are pontoon bridges with a draw in the middle part to allow vessels to pass in and out of the Upper Horn. Galata Bridge is the one most frequented, and is perhaps the only place in the world where such a diversity of nationalities and such variety of national costume may be seen assembled; it is here that the Bosporus, Skutari, and Princes’ Islands steamers land and embark their passengers.
Tolls.—Pedestrians 10 paras (Jd.). Horses and mounted passengers, 1 piastre (2d.). Carriages 2P piastres (5d.).
N.B.—Only Turkish money is taken, and gold pieces are never changed.
0 notes
ecoamerica · 2 months
Text
youtube
Watch the 2024 American Climate Leadership Awards for High School Students now: https://youtu.be/5C-bb9PoRLc
The recording is now available on ecoAmerica's YouTube channel for viewers to be inspired by student climate leaders! Join Aishah-Nyeta Brown & Jerome Foster II and be inspired by student climate leaders as we recognize the High School Student finalists. Watch now to find out which student received the $25,000 grand prize and top recognition!
20K notes · View notes