Tumgik
Text
Hep Uyuruz Sandım
Bazı sabahlar erken kalkmaya çalışıyordum, seni halen uyuyorken yakalayabilmek için. Bana sarılışını görmek için. Her gece senin göğsüne yatarken, sabaha karşı sen benim göğsüme yatıyor olurdun. Saçlarının da ellerimi gezdirmeyi çok seviyordum, yarım yamalak kapatamadığın gözlerine bakıp gülümsemeyi seviyordum, biliyor musun her ne kadar beni korkarsın diye uyaran da uyurken gözlerini kapatamıyor olman beni hiç korkutmadı. Uyurken çok uysaldın. Azıcık dokunsam gözlerine, o kapanmayan gözler kapanabiliyordu.. Uyurken hep çok ses çıkartırdın, ilk zamanlarda işte bu garip geliyordu, sonra onun da çözümünü bulmuştum… Çok ama çok yorgun olduğun günler daha doğun oluyordu bu, inan ki benim için sorun oluşturmuyordu. Uyumak istediğimizde kocaman yatakta da uyurduk, koltuğa da sıkışırdık, otobüs koltuğunda da birbirimize yaslanıp yine ve yeniden uyurduk. Önemli olan yer değildi, önemli olan yanındakiydi. O yüzden bazen düşünmeden edemiyorum. Yanında o kız varken bu kadar huzurlu uyuyabiliyor musun diye. Sahiden onu benden daha mı çok sevdin, ben de olmayıp onda olan o şey neydi yada? Bizi bıraktığından beri uykuların daha mı huzurlu, daha mı rahat uyuyorsun artık? Son zamanlarda rüya bile görmüyordun yada bana anlatmak istemediğin rüyalar olduğu için böyle diyordun bilemiyorum. Beni görüyor musun rüyalarında, rüyalarında olsa kavuşuyor muyuz mesela? Benim her gece rüyalarımda ikiniz varsınız, tek başına gelemiyorsun rüyalara, ben o kızla hiç tanışmasam da sesi de biliyorum, hal ve hareketlerini de biliyorum. Bana onun enerjisini göndermeyi bırak artık. Kendinde de değilsin. Değişmişsin sen böyle değildin derler ya. Sen çok farklı birisi oldun, ki kendine bence bunun iyi olduğunun yalanını söylemekten başka bir şey de yapamıyorsun. Kendine yalan söyledin. Yalnız kalmamak adına kendine bu kadar hızlı bir hayat seçtin. Seni tanıyorum ve inan ki sen nasıl beni bazı konularda benden daha iyi tanıyorsan da ben de seni bazı konularda senden daha iyi tanıyorum. Keşke hep beraber uyusaydık, koynuna başka kişileri almayı düşünmeseydin. Bize çok günah ettin. Sana şarkı armağan etmek istiyorum, gecenin bir vakti, yalnızken, sakin kafayla dinlemeni isterim. 
&Şebnem Ferah- Ben Şarkımı Söylerken&
0 notes
Text
Otel Anıları
Tumblr media Tumblr media
Termal’deki otellerin dili olsa da konuşsa dimi? Özellikle de Kapri Otel… Neler gördü neler geçirdi bizim açımızdan o odalar, bunu da en iyi ikimiz biliyoruz işte. Sarhoşta olduk o odalarda, Yüzükler Efendisi üçlemelerini de izledik, Kara Sevda gecelerimize de şahit oldu, doğum günlerimize de… İlkleri yaşadığımız yer de oldu, koktuğumuz, çekindiğimiz, içimizi hoş ettiği anlar da oldu.. Özür dilemeler için de gidildi oraya, kazadan sonra destek olup yaralarını sardığımız zamanlarda da.. çırılçıplak yatalım diyip ısıtıcıyı sonuna kadar köklediğim için su gibi terleyip gülüp üstümüzü giyinip tekrar yattığımız anlar da… Her oda da ayrı bi anımız oldu. Yerde duran yatakta yatan o mutlu aile tablosu vardı ya, seninle hep öyle olacağımıza inanmıştım… Her duştan sonra birbirimizin saçlarını kurutmamız beni bebekler gibi hissettiriyordu mesela. Akşamları uyumadan önce beraber aldığımız diş fırçaları ile dişlerimizi fırçalayıp fotoğraf çekmek de hoş geliyordu bana. Dişlerini fırçalarken masmavi olmuştun da civcive benziyordun bi fotoğrafta. Onu çok bulmak istedim ama bulamadım, bana hep civciv gibi hissettirmiştin. Mutlu hissettiriyordu, aitmişim gibiydi, sonsuza kadar sürecek gibiydi. Şimdi tüm bunlar sadece detaylarını ikimizin bildiği bi geçmiş olarak kalıyor, belki de senin çoktan sildiğin, beni tek bir gecede sildiğin gibi onları da silmiş olabilirsin.
0 notes
Text
Bazı İtiraflar
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Doğum günü fotoğraflarımla bi itirafta bulunacağım şimdi sana. Ben kimseyle uyumaya alışkın değildim. Zaten daha önce başka hiç kimseyle aynı yatağı paylaşmamıştım bile. Ve bu yüzden seninle beraber ilk kez uyuduğumuz zamandan beri aylarca ama aylarca ki bu yaklaşık 10 aya yakın sürmüştü.. hiç uyumuyordum. Arada içimin geçtiği anlar olsa da seninle uyuduğum gecelerde uyumuyordum. Genelde seni izlemeyi nasıl uyuduğunu görmek istiyordum, ondandır ki artık aklımda kalan tek şey senin uykuya dalışların. Bu o kadar şaşırtıcı bir şey ki… Hatırlar mısın ilk kez beraber uyuduğumuzda, ki sabahın erken saatinde beni yurdun önünden gelip almıştın sırf arkadaşlarımıza gidelim de orada uyuyalım diye, sadece gözlerimi kapatmıştım. Uyurken nefes alışını hissedebilmek için, kalkıp fotoğraflarımı çekmeye başladığında içimden şu an neden böyle şeyler yapıyor diyip anlam verememiştim, çektiğinin farkındaydım. O fotoğraflar yok bende ama belki kıyamayıp arşivlediysen fotoğraflarımı şimdi bunu bilerek bak o fotoğraflara. Ve yine sana söylemek istediğim bir şey, ara ara hafta sonları beraber kalmak için kaçtığımız zamanlarda, uyuyamadığım o gecelerin ardındaki günlerde hiç ama hiç yorgun olmuyordum, uyumamışım gibi hissetmiyordum. Sen hiç bilmedin ama sana alışma sürecim olmuştu, uykularına alışmaya, nefesini hissetmeye, öpüşlerini çözmeye çalıştığım günler olmuştu. Seni birden değil de yavaş yavaş tanımak istedim, hissederek, varlığını fark ederek. Uyku aralarından öptüm seni, ve senin bazılarından haberin bile yoktu. Ama her uyku arandan öptüğümde kendimi daha yakın hissettim sana. Bu yüzden bunları bil istedim. Ayrıca bu fotoğraflarla ilgili de bir şeyler yazmak istiyorum. Arkadaşlarımla ders çalıştığım o doğum günü haricinde bana kutlayacağın tüm doğum günlerini biliyordum. Çünkü kanıtları vardı ve onlar bi şekilde karşıma çıkıyordu. Şarabı açmak için onlarca yöntem denemiş olman, üstündeki gömleği bile sırf onu açarken kirletmiş olman. Yalan değildi ben şarabı sevmezdim. Sonra şarabı dudağından içip öyle sevmiştim. Şu fotoğraflardan sonra beraber küveti hazırlayıp saatlerce sıcacık oturmuştuk, şaraplarımızı içerek. O zaman birbirimizi küçük çocuklar gibi seviyorduk, güzel günler yaşatmıştık birbirimize. O video bende halen duruyor çünkü çok garip ki her izlediğimde hem gülüp hem ağlayabiliyorum. Son kutladığın doğum günümde de evde bir şeyler yapacağını biliyordum. Kocaman adıma yazılan bir grup vardı çünkü, sırf siz yetiştirin diye o gün yavaş hareket ettim. Şaşkındım da aslında çünkü sana olan kırgınlığım daha geçmemişti, yine de bana iyi hissettirmeye yetmişti. Teşekkür ederim. Hayatımızda iz bıraktığın için.
&Teoman-Kim&
0 notes
Text
Gözümüzdeki Mutluluk
İlk tatilden anılar barındıran, yüzünde gülümsemelerin bol bol olduğu o tatil. 1 hafta boyunca doya doya her istediğimizi yaptığımız o tatil. Gecenin istediğimiz bi vaktinde odamıza girdiğimiz, kakaolu sütler alıp keyiflenerek içtiğimiz ve hiçbir şekilde acaba şöyle olacak mı diye düşünmediğimiz o tatil. En çok o sene keyif almıştım o tatilden. Seni görmeyeli bir aydan uzun süre olmuştu ve gelişini saymıştım gün ve gün. Küçük bizi seviyordum. Saftık, mutluyduk dahası bizdik. Bazı günler festivale giderken makyajımı da sen yapıyordun. Evet kabul belki de ilk kez o kadar kızdığım bi anı da yine o tatilde yaşamıştık, ruju kırdığın için verdiğim tepkiden dolayı çıkıp gidiyordun. Merak etme sadece mutlu anıları hatırlamıyorum, acıları da var.
0 notes
Text
Tumblr media Tumblr media
Beraber çekildiğimiz ilk ve son fotoğraf kareleri... 
2017'den 2023'e uzanan kocaman bir yol... Küçücüktük, tüm kötü duygulardan uzak, aşka en yakın olduğumuz zamanlar. Birbirimize kıyamadığımız, üstüne gül bile koklayamadığımız o zamanlar. Ne güzel duygular yaşadık seninle. Hakkını yemeyeyim çok da sevmiştin beni, oysa ben de çok sevmiştim seni, her seferinde sana yetersiz gibi geliyor olsa da çok sevmiştim. 
İlk buluşmamızı hatırlıyor musun, deliler gibi heyecanlanmıştık. O gün o heyecandan idodan inmek istememiştim. Sonrasında kendime dedim ki ‘Ne kaybedebilirsin ki?’ Kaybettiklerim ve kazandıklarım bundan yıllar sonra belli olacaktı.
Tüm gün yorulmadan etmeden konuşmuştuk, ilk o gün bedenlerimizdeki tüm yaraları göstermiştik birbirimize, ilk kez o gün o tepede, güneş batarken haykırmıştın beni sevdiğini. İlk kez söyleyeceğin o kelimeyi yanımda canlı canlı söylemek istemiştin. Sonrasında bana yakınlaştığını hatırlıyorum, içimde bi korku vardı, bi telaş. Sonra beni uzun uzun öptün, ellerinle elimi tuttun, o an beni hiç bırakmayacağına inanmıştım, sonrasında o eller birbirine yabancı, o dudaklar birbirine düşman oldular. Dönüş yolunda da koşa koşa beraber sirkecide küçük bir market bulup ped almıştık bana sonrasında da mutlu mutlu mc donalds’larımızı almıştık. Küçücüktük, ufacıktık ama sadece birbirimizi seviyorduk.
Son fotoğraf karesi de son haftamızın ortasından aslında. O gün beraber Kadıköy’de Dem’e gittik. Biliyor musun ben halen bazı zamanlarda hep gidiyorum, bu yazıları orada yazıyorum ara ara. O hafta şaşkındım çünkü daha 3-4 gün önce telefonunda görmek istemediğim yalanları yakalamıştım ve sen o hafta içi benimle görüşmek istedin. Sana o gün söylediğim cümleyi hatırlıyor musun? Bundan yıllar önce birbirimize söz verdik Öztekin Öztürk, eğer bu aşktan giden biri olursa ilk giden kişi toptur ve olur da beni sensiz bırakırsan 100 yıl boyunca şanssızlık seninle olsun, hiçbir zaman tam anlamıyla sevilme, seveme. Bensiz hep eksik yaşa.
Bazı şeyleri önceden hissedebiliyorsun. Ne kaybedebilirim ki diye başladığım bu yolculukta, ……. Neler kaybettiğimizi sen okuyunca anlayacaksın biliyorum, çünkü biliyorum, hissediyorum.
0 notes
Text
Anılara Dokunmak
Bu aşama benim için gerçek anlamda zorlayıcı. Çünkü artık bende kalmayan ve hard disklerden zorla kurtarmış olduğum fotoğraflar/videolar var. Sana veda ederken bunların da olması gerektiğini düşündüm ve bu yüzden bu sayfada bunlara da yer verilecek.
0 notes
Text
Son Görüşüm
O sana son gelişim var ya, birkaç dakika boyunca tuvaletten bilerek çıkmadığım. Sonrasında bana herhâlde bir şeyler aradın ve istediğini bulamadığın an vardı hatırlıyor musun? Ben istediğimi bulmuştum, banyo giderinde uzun kız saçlarını görmüştüm. Değildir ya diyip elime aldım o iğrenç şeyleri, saçtı, uzun uzun saçlardı. Sonrasında gülümseyerek yalana başladım. Bana benim eşofman altımı vermiştin alt katta, orada olmasının bi mantığı yoktu muhtemelen birkaç gün önce benden başka biri daha kullanmıştı onu, farkındaydım. Arabadaki çakmağın her seferinde ona ait olduğunu da biliyordum. Benim o sabah karnım ağrımıyordu. Tüm gece ondan mesaj beklediğini görmüştüm çünkü, yanımdayken açıp açıp mesaja cevap verdi mi diye bakarken sana fark ettirmeden gözlerimin arasından bakıyordum. O gece bilerek seninle dans etmek istedim, son dans olduğunu bildiğim içindi. Tüm o sevişmelerin son sevişme olduğunu biliyordum o yüzden yapmak istediğin her şeye izin verdim, son kez yaşanılacak bırak yaşansın dedim. Yorulmamaya çalıştım çünkü zaten bir daha aynı bedende olmayacaktım. Beni aldattığını aslında eve girdikten birkaç saat sonrasından itibaren hep biliyordum. İlk benim evime gelip konuşurken bile gecesinde o kızın mesajlarını açıp bir şeyler yazmaya çalıştığını görmüştüm, sustum ve kafamı daha fazla yastığa daldırdım. Yine de sana bilerek sordum o soruları, aranızda bir şey geçti mi diye, o bu eve geldi mi diye, çünkü sözde anahtarı bankada unuttuğun yalanını söylerken de aslında sabahında sana attığı mesajları açıp okumuştum, sen evi temizlerken ben bunları yapıyordum. Sana instagramdan kıyafet yorumu sorduğu mesajları görmüştüm o yüzden o gün sana temizlikte gram yardım etmek istemedim, yalanını ne zaman söyleyeceksin diye. O yüzden bir hafta sonrasında yatakta ayrılık konuşması yaparken o konuyla ateşlenip her şeyin yandığı gibi. Yani biliyor musun bazı şeyleri biliyordum ama sen bilmediğimi sanıyordun. En son sevişmemizi hatırlıyor musun? Televizyona kadar çektiğimiz koltuğun üstünde ikimizin de ter içinde kaldığımızı, benim artık kasılmaktan nefes alamayışımı, tüm bunları yaparken bu son diyordum içimden bu son. Sonrasında da yıllardır seviştiğim adamın, her seferinde meni gördüğümde ıyy diyip koşarak tuvalete gittiğim o anlarda, afiyetle yutuşumu izlemeni istedim, çünkü bu da ilk ve son olacaktı. Senden çıkan son şeyi yuttuğumu ve içime akıttığımı görmeni istedim. Bazı şeylerin son olacağını, bazı şeylerin önceden olacağını bilirsin. Unuttuğun bir şey vardı, hislerim. Her şeyden tehlikeli hislerimin olduğunu ve ne yazık ki içime ne doğarsa onun yaşanıldığı hisleri. Kandırabildiğini düşün diye sana onlarca oyun yaptım. Bu oyunun kaybedeni ben olmayı çok isterdim ama bildiğim her şeyden dolayı kazananı ben oldum. Sen ise -mış gibi oldun. Bu hisleri bile, bildiklerimi gördüklerimi bile şimdi öğreniyorsun belki de.
27.02.2024 / İstanbul
0 notes
Text
Kabullenemeyişler
Kimsecikler inanmıyor bana. Senin bana iyi geldiğini, senin beni ne kadar çok sevdiğini kimse anlamıyor. Ben biliyorum ama. Sende bilmiyor olabilirsin. Beni dinlemiyorsun. Bana iyi geliyorsun dediğimde bile öyle hissetmiyorum diyorsun. Bir kez olsun beni dinlesen ne olurdu ki. Bir kez olsun benim duygularıma inansan. Bazen küçücük bir hareketin yetiyordu beni mutlu etmeye. Bazense küçücük bir hareketin yıkıp geçebiliyordu her şeyi. Şimdilerde seninle görüşmeme sebebim ‘Dilşat, bu sürecin biz görüştükçe bize iyi geleceğini düşünmüyorum’ demiş olmandan kaynaklı. Bana iyi geldiğini kendine kabullendiremiyordun. Çünkü aklın o kadar karışık ki, o kadar beni sevip hem de benden nefret ediyorsun gibi geliyor ki bana. Biz bu yolun taa en başında 20li yaşlarımızında küçücük çocukken bile, birbirimizi gördükçe iyi geliyorduk birbirimize. Yanıbaşımızdayken bile birbirimizi deliler gibi özlesek de yine de iyi geliyordu her şey. Bunca yıl hep senin mutluluğun için uğraştım, yüzündeki o küçücük gülümsemeyi görmek için her seferinde daha çok vermek istedim. Çünkü sendeki mutluluk olmak benim için her şeyden üstün geliyordu. Halen daha öyle. Keşke yüzündeki tek mutluluğun sebebi ben olsam diyorum. Seni çok özlüyorum ama resimlerine bakamıyorum bile çünkü içim o kadar acıyor ki, o kadar kırgın ki içim. Yıllarca seni üzdüğümü düşündüğüm en ufak şeyde bile özür diledim hep senden, çünkü senin üzgünlüğüne dayanamazdım. Senden ise bu özürleri sayılı duyabildim, oysa bazı zamanlarda küçücük bir özür dilesen benim tüm yaramı saracaktı. Aklıma hep seninle ilgili bir şeyler yazmak istediğimde boğazımda bir yumru sıkıştırıyormuş gibi geliyor beni. Bedenim çok yorgun, ruhum zedelenmiş durumda, sensiz gülüşlerim anlamsızmış gibi geliyor. Ben hep çocuk gibiydim bilirsin beni. Ben tek bir günde çocukluktan yetişkinliğe sıçradım. Oysa birisiyle yaşlanırken gençleştiğimi düşünüyordum. Sonra sen gittin ve ben tek bir günde yaşlanmış oldum.
( Beraber kullandığımız  https://www.tumblr.com/battsmutlulugumunkaynag hesabından ) 
22.11.2023 
İstanbul
& DKTT- Hiç İyi Değilim &
0 notes
Text
Bazı Şeylere İnanıyorum
Bir insanı her gün belki de hiç gelmeyecek o kişiyi bekleyerek gününü geçirmesi ne acı. Normal yaşantında aklında hep oluyor, uyuyorsun ve sadece onu görüyorsun. Her gün, belki de hiç gelmeyecek olsan da bekliyorum seni. Ne acıymış sevdiğin insanı kaybetmek ve ne acıymış sevdiğin insanla sınanıyor olmak. Yine tüm gece kıyafetlerinde kalan o kokulara sarılmaya çalıştım. Kokuna sığınıyorum, tek güvenilir limanım o çünkü. Kimselere inanmıyorum, kimselere güvenmiyorum. Tek güvendiğim vardı, o da benden gitti. Artık yetmiyor mu bu kadar uzun hasret. Karşılıklı içki hazırlasaydık keşke, içimizde ne var ne yok her birini konuşsaydık. Tüm olumsuzlukları kapatsaydık. Herkes artı seni beklememem gerektiğini söylüyor. Kimse seni benim gördüğüm gibi tanıdığım gibi bilmediğinden söylüyor bunları. Geleceğine inanıyorum, biz olabileceğimize inanıyorum. Yeniden ayağa kalkıp daha emin ve doğru adımlarla gideceğimize inanıyorum.
29/08/2023
0 notes
Text
Bazen En Başa Dönmek İstersin
Ne olsun isterdim biliyor musun? Tüm geçmişe sünger çekmek. Böyle neyimiz varsa yoksa her şeyi silip geride bırakmak. Yepyeni bembeyaz bir sayfaya başlamak. Tekrardan sevmek, tekrardan bir insanın bedeninde kaybolmayı öğrenmek, tekrardan onun huzurunda nefes almak gibi. Neyimiz varsa bırakıp her şeyi sıfırdan başlamak. Birbirimize karşı dürüst olup nefretimizde de, sevincimizde de birbirimize anlatıp rahatlamak. Seni tekrardan tanımak istiyorum, tekrardan öğrenmek istiyorum.
Hayatımıza yeniden başlamak istiyorum.
28/08/2023
0 notes
Text
Beni Yıkan Cümlelerin
Beni yıkan cümlelerin vardı…
‘Nasıl geçiyor bugün yorgun bebek’
‘Anladım tatlım’
‘Bebek ben spora çıkıyorum şimdi’
‘Tamam canım’
‘Bitmedi mi regl hala’
‘Akşam bir ara uğrayayım yanına’
İnanmazsın belki ama karşı cinsten bir ‘arkadaşıma’ ‘iş arkadaşıma’ bu tarz cümleler kurmadım. Ama sen çoktan başkalarının regl takvimini tutmaya başladın, tatlımlar demeye, benim haricimde birini canın olarak görmeye, bebeğin yerine koydun ve akşamları onu görmek için çırpındın.
Sonra da sana inanmanı istedin, normal bir arkadaşın olduğunu söyledin. Evine gitmediğini söyledin... Evet yeni evine belki o vakit gitmemişsindir ama eski evine benden sonra kim bilir kaç kere gitmiştin.
İlk yalanını da yine aynı kişi yüzünden söyledin. Anahtarı unuttuğunu sakladın. Ki ben o zaman da yine mesajlaşmalarınızdan gördüm o anahtarı, ‘evimin de yolunu öğrendin bahaneyle fdjgdg’ gibi salak saçma bir mesajı da yine o zaman gördüm. Sana o gün de inanmak istemedim yok dedim bana açıklama yapacak saklamayacak. Ardından bile isteye iş yerinde unutmuşsun gibi cümleler kurdun, ben seni sıkıştırmasam söylemeyecektin bile gerçekleri. Sahi benden başka gizlediğin şeyler oldu mu?
Yıllarca en çok sana güvendim, en çok seni sevdim, en çok sana değer verdim... Sonra da en çok güvendiğim kişi tarafından en büyük yaraları aldım, yara da değildi artık bu sen beni o gün başka insanlara bu cümleleri kurarken oracıkta öldürdün. Yanında kan kaybı yaşarken bana yine müdahale edemedin. Günün sonunda ben, beni öldüren o adamı sevmiş biri olarak kaldım. 
Şimdi buraya da dönüp tekrar geldiğimde bakıyorum da ne güzel seviyormuşuz birbirimizi, ne kadar safmışız, ne kadar küçük şeylerle bile mutlu oluyormuşuz, elimizi sımsıkı tutuyormuşuz. Sımsıkı tuttuğun o eli neden bıraktın, gözlerine bakarken kendinden geçtiği o kadını neden öldürdün? 
Çok ilginç değil mi sence de? Tüm bir hayatını, hayalini, her şeyini hayale ettiğin o adamla bir ömrü kendin paramparça ettin, beni öldürürken canın yandı mı sahiden, yoksa sahiden herkes öldürüyor muydu sevdiğini?
‘’Ömer'in tek kusuru sadakatiydi,
Herkesi kendisi gibi görmekti,
Ama unuttuğu bir şey vardı..
Sevgi insanın kendisine yaptığı en büyük ihanetti.
Eğer dönebilseydim o zamana
Ömer derdim
Her ihanet sevgi ile başlar’’
22/11/2023
0 notes
Text
İnsanlara İnandıramıyorum
Kimsecikler inanmıyor bana. Senin bana iyi geldiğini, senin beni ne kadar çok sevdiğini kimse anlamıyor. Ben biliyorum ama. Sende bilmiyor olabilirsin. Beni dinlemiyorsun. Bana iyi geliyorsun dediğimde bile öyle hissetmiyorum diyorsun. Bir kez olsun beni dinlesen ne olurdu ki. Bir kez olsun benim duygularıma inansan. Bazen küçücük bir hareketin yetiyordu beni mutlu etmeye. Bazense küçücük bir hareketin yıkıp geçebiliyordu her şeyi. Şimdilerde seninle görüşmeme sebebim ‘Dilşat, bu sürecin biz görüştükçe bize iyi geleceğini düşünmüyorum’ demiş olmandan kaynaklı. Bana iyi geldiğini kendine kabullendiremiyordun. Çünkü aklın o kadar karışık ki, o kadar beni sevip hem de benden nefret ediyorsun gibi geliyor ki bana. Biz bu yolun taa en başında 20li yaşlarımızında küçücük çocukken bile, birbirimizi gördükçe iyi geliyorduk birbirimize. Yanıbaşımızdayken bile birbirimizi deliler gibi özlesek de yine de iyi geliyordu her şey. Bunca yıl hep senin mutluluğun için uğraştım, yüzündeki o küçücük gülümsemeyi görmek için her seferinde daha çok vermek istedim. Çünkü sendeki mutluluk olmak benim için her şeyden üstün geliyordu. Halen daha öyle. Keşke yüzündeki tek mutluluğun sebebi ben olsam diyorum. Seni çok özlüyorum ama resimlerine bakabiliyorum bile çünkü içim o kadar acıyor ki, o kadar kırgın ki içim. Yıllarca seni üzdüğümü düşündüğüm en ufak şeyde bile özür diledim hep senden, çünkü senin üzgünlüğüne dayanamazdım. Senden ise bu özürleri sayılı duyabildim, oysa bazı zamanlarda küçücük bir özür dilesen benim tüm yaramı saracaktı. Aklıma hep seninle ilgili bir şeyler yazmak istediğimde boğazımda bir yumru sıkıştırıyormuş gibi geliyor beni. Bedenim çok yorgun, ruhum zedelenmiş durumda, sensiz gülüşlerim anlamsızmış gibi geliyor. Ben hep çocuk gibiydim bilirsin beni. Ben tek bir günde çocukluktan yetişkinliğe sıçradım. Oysa birisiyle yaşlanırken gençleştiğimi düşünüyordum. Sonra sen gittin ve ben tek bir günde yaşlanmış oldum.
22/11/2023
0 notes
Text
Unuttuğun Yere Geri Dönmek
Buraları unutmuştum oysa ne güzel anılarımızı yazıyor, paylaşıyormuşuz buralardan. Gencecikmişiz, ne de mutluymuşuz. Belli ki yine birbirimizi üzdüğümüz zamanlar olmuş ki buralardan özür dilemişiz. Ben şimdi o başlangıca geri döndüm. Seninle olduğumu sandığım bi hayata. Duygularımı, hislerimi biraz bile olsa aktarabilirsem buradan kalbine içim huzur dolacak. O son paylaşımdan sonra neler neler yaşadık, nelerin üstesinden geldik. Kazalarda gördü bu bedenler, hastalıklar da, ölümler de ama en çok sevgiyi görmüştü bedenlerimiz. Teninde tam olarak kaybolmayı gördü, ruhunda yaşatmayı gördü, hıçkırarak ağlamaları gördü… Sana hatırladığım o anıları aktarmak istiyorum, içimdeki hisleri görmeni sağlamak istiyorum. Ara ara fotoğraflarımızı da koyacağım buralara çünkü sen ne olursa olsun benim en güzel parçamdın. Şimdi birbirimizden uzaktayız, bedenimiz birbirinden ayrıldı, artık beraber nefes alamıyoruz. Sıcaklığını çok özlüyorum, kokunda hayat bulmayı çok özlüyorum. Şimdi karşımda otursan da hayatını bana anlatsan diye bekliyorum. 
21/11/2023
( Beraber kullandığımız  https://www.tumblr.com/battsmutlulugumunkaynag hesabından ) 
0 notes
Text
Senden Vazgeçiyorum
Bunu bilmiyorsun ama senden vazgeçiyorum. Uzun süredir bunu istesem de hem kendime kabul ettiremediğim hem de sana yapmak istediğim bir şeydi bu. Ben çok uzun zaman önce aslında senden vazgeçtim. Böyle bir şeye kendimi inandırmak istemedim. Seni gördükçe öfkem geçti, seni gördükçe içim kıpır kıpır olup nefretimi susturdum. Belki de çok zaman öncesinde yapmam gereken bir şeydi bu. Seninle ilgili keyif aldığım her ne varsa, ki üzgünüm ben bunları anımsayamıyorum, hepsini bir kenara bırakıyorum artık. Fark ettim ki seninle yaptığım her şeyde içten içe hep acaba kötü olur mu, acaba sonu şöyle mi kötü olur diye hiçbir zaman rahat olamadım ben. Ben rahat olamadıkça da farkında olmadan içten içe kendimi zehirledim. Ama artık kendimi zehirleyemem. Birkaç yıl öncesinde bırakmam gereken o savaşı artık bırakıyorum. Sana olan bir inancım yok, sana olan sevgim var mı emin değilim. Tek bildiğim aklıma her geldiğinde başım ağrıyor, içim daralıyor, nefes alamıyormuşum gibi hissediyorum. 
08/11/2023
0 notes
Text
Geri Dönüş
Hayatımda çok farklı şeyler oluyor. Dün gayet normal bir güne uyanmıştım. Öğlene doğru grup aramasına katılmıştım ki sen de çıkageldin. 1 koca aydır seni görmüyordum. Belli ki daha yeni gözlerini açmıştın. İçimde kopup giden şeyler oldu o an. Sana hem çok bakmak istedim hem de bakışlarım anlaşılır diye gözlerimi kaçırdım. Plan yapılmıştı akşama pastaneye gidilecekti. Hem seni çok özlediğim için görmek istiyordum hem de son gördüğümdeki gibi davranacağını düşünüp bunu istemiyordum. Yoldayken bana yazdın, belli ki gelmek istiyor, belli ki konuşacakların vardı. Sadece bahane üretmek istemiştin. Mekana gittiğimde herkese sarılıp öptükten sonra sana bi merhaba bile diyememek inan ki çok acıydı. Ama son görüştüğümüz zaman da gecenin sonunda bana, sadece bana bi hoşça kal bile dememiştin. Benimle vedalaşmadığın için bile günlerce ağlamıştım ve farkında bile değildin. Günün sonunda çocuklar metroya kadar bırakmayı teklif ettiğinde, o ana kadar ismini söylememişken söylemiş oldum. Belli ki herkes şaşırmıştı. Arabaya bindiğimde o kızın da aynı koltukta oturması geldi aklıma, kızdığım sana bir kez daha kızdım. Bu sefer yolda ben konuşmak istemedim. Sen başlattın her şeyi. Her şeyin tepetaklak olduğunu, hiçbir şeyin düzgün gitmediğinden bahsettin. Sonra şarkılar açtın bize, tüm şarkıları söyledik. Tüm şarkıları biliyordum çünkü yokluğunda defalarca dinlemiştim. Eve geldiğimizde aynanın önünde durdun, yazılanları okudun bunun farkındaydım. Benimle konuşacağın onca şey vardı biliyordum, farkındaydım. Benim de çok fazla sustuklarım vardı. Bu sefer sustuklarımızı konuştuk. Sonra günler, aylar sonra ellerin ellerime değdi. İçimi öyle çok acıttı ki o ellerin. Sana dokununca kalbim tekrardan attı, hissedebiliyordum. Artık daha fazla dayanamazdım, sensizliğe daha fazla katlanamazdım. O yüzden dudaklarına yapıştım. Öyle garipti ki. Sanki daha önce seni hiç öpmemişim gibi hissediyordum. Ardından ellerini, o sıcacık ellerini göğsümde gezdirdin. Bilmiyorum farkında mıydın ama ilk kez bu kadar hazır hissetmiştim. Çünkü günlerce hayallerimde olan, belki de hiçbir zaman hissedemeyeceğimi düşündüğüm bir yakınlıktı bu. Yatağımıza geçelim mi diye sordun. Evet gerçekten halen yatağımızdı. O hisler halen içimde kaynıyor, o hisler halen gözlerimi kapatmasam bile gözümün önüne gelebiliyor. Her şeyin rüya gibi olduğu, gerçek olacağına inanmadığım anlar geliyor. Öztekin anlamıyorsun günlerce seni, günlerce sıcaklığını, günlerce sadece ama sadece seni istedim. Bunun hissi nasıl bir şeydi yine biliyorum günün sonunda sadece sen bilebileceksin. Gece 3’e kadar 3 kere saatlerce seviştik. Defalarca o sıcaklığını hissettim vücudumun her bir zerresinde. Ve halen aklıma sen geldikçe, o yaşadığımız anlar geldikçe seni arzuluyorum ben. Arzuladıkça ıslanıyorum, kalbim yerinden çıkacakmış gibi tekrar tekrar atıyor. Sana yazmayı istiyorum, bugün de gel demek istiyorum. Hiç gitme, bu sefer bir daha gitme demek istiyorum. O gece kurduğum gibi. Her şey çok garip. İlk buluşmamızda vücudundaki yaraların yerlerini ezberleyip hikayelerini dinlemiştim senden. Şimdi ise vücudumdaki en büyük yara sensin. Her şeyi karmaşıklaştırdık.
16/10/2023
0 notes
Text
İlk Günler -8
Unutulur dimi zamanla? Her şeyin geçeceği gibi bu da geçecek değil mi? Dışarıya karşı seni kötülemek istemiyorum. İnsanlar seni kötü bilsin istemiyorum. Bu olayın çok yayılmasını istemiyorum. Bu sefer senin özür dileyerek geleceğine inanıyorum çünkü. Ne olursa olsun bana olan sevginin ağır basacağına ve geri dönüşün özürlerle gerçekleşeceğine inanıyorum. Çok ama çok uzun zamandır üzgün şarkılar dinlemezdim biliyor musun? Ne güzel, ne anlamlı şarkılar çıkmış meğerse. Bugün karşıma bir video çıktı.
‘Erkek toprak olmalı, kadın da çiçek diye düşünüyorum ben. Biz erkekler gerçekten şu hatayı yapıyoruz. Ben de bu boku yediğim için rahatlıkla söylüyorum. Sen şimdi çiçek olacaksın yani kadına ortamı mahvediyorsun yani. Oksijen yok odada, işte su vermiyorsun. Ondan sonra ısı dengesi yerinde değil. Sonra diyorsun ki sen niye çiçek açmıyorsun, bak millet çiçek açıyor. Ondan sonra kız da diyor ki ben işte falan filan anlatamıyor derdini çünkü senin ağzında güzel laf yapıyor. Onu bi şekilde onun suçu olduğuna ikna ediyorsun. Ama sonra eğer bir level atlarsan diyorsun ki; bi dakika ya eee ben toprak olabildim mi ki de bu insan bunda çiçek açsın. Eee birazcık biz o konularda birazcık biz o konularda biraz mobin yapıp sonra suçu kadına atmayı çok iyi biliyoruz. Güzel bir cümle bence; Bazı çiçekler bazı topraklarda yetişmiyor.’’
Ne ilginç dimi, bize tanıdık geliyor olmalı.
22/08/2023
0 notes
Text
İlk Dakikalar -3
Artık korkuyorum. İçim içimi yiyor ya başa birisi varsa diye, ben sadece bir bahaneysem diye. Eskiden korkmazdım küçücük evde çıtırdı sesleri geldiğinde. Az önce kapım çalındı korkudan kapıya gidemedim bile. Çünkü artık güvenebileceğim bir liman yok. Hep korkularım başıma geliyor. Hep sonunda ben bırakılıp gidilmiş oluyorum. Başım çatlıyor acıdan. Gözlerim yoruldu, ağlamaktan. Kalbim ciğerlerime batıyor onsuz kaldığımdan. 
20/08/2023
22:00
0 notes