Tumgik
sifatsizkadin · 5 years
Text
kanatlarım geri geldi
8 notes · View notes
sifatsizkadin · 5 years
Text
Güzel bir yazı okudum bugün. Üzerinde çok uzun süredir düşündüğüm ve hakkında sıklıkla serzenişte bulunduğum bir konu. Unutmak, özel olarak da okuduğunu unutmak. O yazıyı buraya bırakıyorum.
https://t24.com.tr/yazarlar/cemal-tuncdemir/kitaplarda-okuduklarimizi-unutuyorsak-hala-neden-okumaliyiz,21516?fbclid=IwAR2bVhO3-CduY9Yh7Tb-FlH0DsrjEJcQoVW1rW5BW2MdarKAOg2eMniJTFo
 Unutuyor olmak aslında bir anlamda içimi rahatlatıyor. Nasıl olduğunu tam olarak anlatmam güç. Ancak düşünsel aktivitenin, kendine bir şeyler katmanın (her ne kadar kullanmayı sevmesem de “entellektüel aktivitenin”) okuduklarını biriktirmekten, bilgi depolamaktan farklı olduğunu doğrulayan bir şey unutma gerçeği. Bunların insan beyni için gerçekçi hedefler olmadığını gösteriyor.
Nelerin daha çabuk ya da daha çok unutultuğu, nelerin daha kalıcı olduğu sorusu da düşünselliğe dair bir şeyler söylüyor. Bir şeyi okurken hissettiklerimi ve düşündüklerimi hatırlıyorum daha çok, pek çok insanla bu noktada ortaklaştığımı da biliyorum. Kendi hislerim ve düşüncelerim —ne kadar yoğun ve hararetli olurlarsa olsunlar— aklımdan çıkabiliyorlar hatta çoğunlukla çıkıyorlar ancak başka şeyler tarafından tetiklendiklerinde görüyorum ki oradalar. Okuduklarım, daha öncesinde ve sonrasında sorduğum sorularla, sadece bana öğrettikleriyle değil ama çağrıştırdıklarıyla ve okuma esnasında bağlantı kurduğum eski bilgilerim ve fikirlerimle bir ağ oluşturuyorlar.
Ne var ki bu yazdıklarım da fazla optimist. Unutmak, hatta “nasılsa unutacak olmak”, o kadar da iç ferahlatıcı bir şey değil. Bu ağın canlılığını korumak süreklilik gerektiren bir düşünsel emek istiyor. Okumayı, tekrar okumayı, sormayı, kafa yormayı, geri dönüp bakmayı barındıran ancak sadece bunlardan ibaret olmayan bir sürekli efor.
2 notes · View notes
sifatsizkadin · 5 years
Text
iç çekişin sesidir
hüzünlü şiir kaçkınları
yalnızlığı paylaşıyoruz 
kilometreler boyu yalnızlığı
nefesimizde kuşlar ürperiyor
balıklar nefesimizde
can çekişiyor
57 notes · View notes
sifatsizkadin · 5 years
Text
gittim. kelimelerimden çok uzaklara gittim. yaşamıyormuşçasına susturdum  kendimi ve içimdeki her şeyi. gecelerdir içimde biriken ne varsa hepsini uykusuzluğuma attım. aklımdaki sözcükler yan yana dizilip cümleleşmeye çalıştığı anda gözlerimi kapayıp uyumaya çalıştım. uyuyamadım ve uyanamadım. karanlık içimdekileri susturmaya yetmediğinde duvara baktım saatlerce. evin her duvarını, her lekeyi, her gölgeyi ezberledim. işte böyle susturdum kelimelerimi. yazmayı geçtim, bütünsel bir halde düşünmekten bile korktum. cümlelerin beynimi kemirmesinden, kuruntuların gerçekleri sömürmesinden korktum. karanlıkta yalnız kalmış bir çocuğun sırtını duvara vermesi gibi kapadım gözlerimi. her santimetresini ezberlediğim duvarları düşündüm başka şeyler düşünmemek için. aynı çocuğun dizlerini kendine çekmesi gibi çektim yorganı. dış dünyayla aramdaki bir kalkan gibi. düne karşı; yarına, sonraki güne, gelecek yıla; on yıl sonra kendimi gördüğüm yere karşı bir kalkan. ama minik gidişim bir kez daha son buldu. her gidişim böyle minik mi olacak? her “bu son” diyişim. “artık kendi yazdığım dünyada değil nefes aldığım dünyada yaşayacağım.” diyişim boşa mı çıkacak? peki ya sevdiklerim, çok sevdiklerim. kanlı canlı olanlar. kelimelerimle anlatabildiklerim ama kendime kurduğum delice dünyaya alamadıklarım? sevdiğim her insanda yarım kalmaya devam mı edeceğim? hele ki kendi kendime olduğumda bile eksik bir şeylerim varken.. kendimi kendime bile tam anlamıyla anlatamıyorken başkasına nasıl anlatacağım. kendi kendimi bile tam anlamıyla anlayamıyorken bir başkasını nasıl anlayacağım. her sevgi ve bu sevgilerin dile getirilişi kısmen yalan olmayacak mı? seni seviyorum derken ve bu cümlenin nesnesini tam olarak tanıyamazken. peki ya sevdiğini parmak uçlarına kadar hissederken?  birbiriyle çelişen iki şeyin doğru olduğuna eminken ne yapacağım? her seferinde kendimi ve içimdeki her şeyi susturmaya mı çalışacağım? ama susmuyor. susturmak da istemiyorum. kelimelerimle yaratmadığım, zihnimden bağımsız bir gerçekliği olan hiçbir şeyi sevmeyecek miyim? ama seviyorum. ve sevmek istiyorum. kelimelerimden böylesine gittim işte, tüm amalar ve veler yüzünden gittim. ve böylesine geri dönüyorum onlara çünkü uykularımı geri istiyorum.
36 notes · View notes
sifatsizkadin · 5 years
Text
Sanı
I.
doğurduğun gibi değilim anne
uzadı tırnaklarım, saçlarım
sesim anne, değişti
kelimelerim söndü, yeni sözler doğdu
artık sihre inanmıyorum anne
sihirli değneğimi kaybedeli yıllar oldu
bir kere bile aramadım 
kuşlar, onlar da büyüdü, anne
kanatları taşıyamaz oldu bedenlerini
ve benim hayatıma başka sevgiler de geldi
en çok da sen geldin, ben senden gittikçe
kalbim anne, sığmaz oldu bedenime
II.
beni sevdiğin gibi değilim artık
kesildi saçlarım, kısıldı bakışlarım
törpülendi sözlerim, sevgilerim
canım, derdim
can buz tuttu kalbimde. kalbim
o bile sihre inanmıyor artık
bir kolye vardı ya adı Deniz’di
deniz gibi yeşil, benim gibi kırmızı
kar beyaz, uzay mavisi. kalp siyahı
evet ben o kolyenin rengini unuttum
kuşlar, onlar da gökyüzüne küstü
ve benim hayatıma başka sevgiler de geldi
sen geldikçe, ben senden gittim
seni sevdiğim gibi değilim artık
belki annemi özledim. belki
özlem buzlandı ellerimde.
III.
seviştiğin gibi değilim
ve kuşlar ötmüyor artık.
kalbim, belki, sığınamıyor şehvete.
belki, buz tuttu tüm dudaklar.
b.
95 notes · View notes
sifatsizkadin · 5 years
Text
erken öten güneşim ben geçmişim hayallerim acılarım saçlarım birbirine karışmış pinokyoyu ağlaya ağlaya izleyemeyen küçük çocuğum hala saçma gelir ‘titaniğin’ sonu
her gün pazartesiye uyanan bir memurum  sabahları öğleye doğru öğretmenleşirim akşamüstleri yol yorgunu şoförüm şüphe yok gecelerini hiç sormayın
kalbini vitrinde unutan plastik mankenin gözyaşları gibi üzüntülerim paslanmış bir camım kırılıp da kurtulamayan
kupanın üzerindeki kedi resmiyim ben gerçek olsam yürümezdim, fazla uzun kuyruğum bir köpeğin boğuşunda değil saçma sapan bir arabanın altında biterdi hayatım
adımın baş harfini kaybettim geçen gece (nasıl olduğunu sormayın) rüyamda yatağın altına saklanmıştı, uyandım baktım yoktu orda. biraz uyku biraz sevgi kalmış yatağın altında aldım hepsini pijamamın cebine koydum nasıl oldu da hamamböceği olarak uyanmadım her gece üstüm açık uyurken
coca cola şişesi üzerindeki kız olmak isteyip fazla kola içmekten olamayan bir kadın gördüm bugün sonra çerçevedeki palyaço göz kırptı bana yemin ettim o kadına, inanmadı.  fotoğraflar hareket etmezmiş. fotoğraflar hareket etmesin tamam bana göz kırpan palyaço fotoğraf değildi. bugün de anlaşamadık ‘örtmenim’. bugün de çok konuştum. bugün de en konuşmam gereken yerde sustum. sessizmişim güzel ayakkabılı insanlar bilmiyorlar sessizliği dinlemeyi ayakları hep yorgun biri oldum ben
bugün de yıldım dedim anneme. ayaklarını uzat geçer dedi ayaklarımı geçtim yorgunluğum uzadı. dün ağladım. geçmedi. bugün ağlamadım. geçmedi. yarın ağlayamayacağım.
küçükken miniciktim kanepenin arkasına saklanır büyümek isterdim. şimdi kocaman bir gövdem var kanepenin arkasına sığamıyorum üzerine oturup küçülmek istiyorum keşke pinokyo satmasaydı kitabını diyorum (ben oraya kadar izledim, kalanını bilmiyorum) ve jack kurtulamaz mıydı donmadan yine gecenin bir saati tüm filmler mutlu bitsin istiyorum
not: ayıp oldu palyaçoya, keşke ben de palyaçoya göz kırpsaydım
b.
23 notes · View notes
sifatsizkadin · 5 years
Text
2 notes · View notes
sifatsizkadin · 5 years
Photo
Tumblr media
СПб
581 notes · View notes
sifatsizkadin · 5 years
Text
duyum
kalabalık yalınlaşmadan yalnızlaşırdı
sen ve onlar oluşurdu duvarlarda.
çıt çıksa uyanır diye korkuların,
parmak ucunda yürürdün korkundan.
kavga dövüştü senin sessizliğin
nefretini değil sevgilerini gizlerdin
eni dar ama derin rafların arkasına.
yalnızlıktan bağırırdın
deli diyecek biri bile yoktu.
 kaç kahve unuttun masalarda
-masaların bile kalabalıktı-
tadına değil soğumuşluğuna bakardın.
soğukluğu bile bile tattın
sırf bir değişim duymak için.
aynılıktan boğuldun ve bozulmuş sütler
eni boyu aynı buz dolaplarında
ve o gecelerde kalabalıktan susardın
kovacak biri kalmayana dek.
b.
8 notes · View notes
sifatsizkadin · 5 years
Text
yine
1.3.
Bir kez daha kendinle baş başasın. Söylemek istediklerin söyleyemediklerinin altında ezildiğinde hep sığındığın söz oyunları yetersizleşiyor. S e s s i z l i k. Her zamanki gibi sessizlik içini ürpertiyor, aklının gürültüsü içini ürpertiyor, kendine itiraf edemesen de bildiklerin içini ürpertiyor; üşüyorsun. Üzerine ne kadar kalın giyinirsen giyin kelimelerin çıplaklaşıyor. İçinin soğuğunda hangi battaniyenin altına saklanırsan saklan çırılçıplak cümlelerin peşini bırakmayacak. Riyakarlığınla başbaşasın: Her insanın eşit ve eş değerde olduğuna inanıp daha iyisi, daha değerlisi, daha çok taktir göreni, daha seveceni, daha az sevip daha çok sevileni, en kalp kıranı, en kalbi kırılmayanı, en çalışmadan başarılı olanı olmak için uğraşmadın mı? Emeği kutsal sayıp, karşılığını alamadığın emeklerinden utanmadın mı? Kimse umrumda değil diyip gözlerinin içine bakmadın mı insanların umursamazlığını fark etsinler diye? Ciddiyetsizliği ciddiye almadın mı? Çaresizliğini kabullenir görünüp hep bir çare ummadın mı? Tüm genellemelerin, tüm kalıpların, “onlar”ın sevdiği, yaptığı, umduğu, kurduğu her şeyin dışında kalmaya çalışıp kendi verdiğin tepkiyle tüm tezdüzeleştirme çabalarının etkisini onamış olmadın mı? S e s s i z l i k. Konuştukça batmanın, söyledikçe çelişmenin, her başkaldırı söyleminde boyun eğmenin sessizliği.. 
Yine de..
Belki sandığın kadar kötü değilsindir.
45 notes · View notes
sifatsizkadin · 5 years
Text
solmus sesler
bir çiçek soluyor bir bebek ağlarken
sular altında artık gül bahçeleri
kadınlar mı doğurmuyor, doğanlar mı ağlamıyor
bir sessizlik dört bir yanda
“denize bakın ne güzel”
o bağıran adamlar, sustular mı gittiler mi
sessiz bağırışıyor artık insanlar
“denize bakın ne güzel”
acılar dindi mi, çiçekler nerede
çıt sesi dahi yok derinlerde
yankı avcıları kuşanmış kulaklarını
o kadınlar nerede kaldı
o çocuklar nereye gitti
ben nerede kayboldum, kim buldu beni
o ölenler neye öldü, diyemeden
“denize bakın
                                ne güzel”
b.
4 notes · View notes
sifatsizkadin · 5 years
Text
gün
geç kalınmış bir sabahın müziği
bizden başka duyan yok gibi
nereye gitmeliyim karanlıkta
nerede sevmeliyim sevdiklerimi
 şu karşıdaki yol boylu boyunca
şu karşıdaki yolu takip et
geç kalmadan edersin akşamı o zaman
sabah elden gitti, yapacak bir şey yok
b.
7 notes · View notes
sifatsizkadin · 5 years
Text
siz beni tanımazsınız bayım ama ben sizi iyi bilirim. ben sizin bu sabah köşeyi dönerken görmediğiniz direğim hangi köşe hatırlamazsınız bayım. çöp kutusuyum ben bayım, kullanmadığınız çoğunlukla. ve siz bilmezsiniz bayım, ayakkabılar anlatır insanı. ezdiğiniz ekmek kırıntısıyım, sokak ortasında.
bayım siz duymazsınız beni, bense bağıramam. duysanız anlamazsınız bu yüzden bağırmam. kalbimi söktürmeyi düşündüm bayım, gamsızlığınızı görünce. ben acımla mutluyum bayım, bazen kanlar içinde. siz çubuğunuzu düşünürsünüz bayım; ben evleri düşünürüm. sıcak ve soğuk evleri bayım, dolu ve boş. Dinlerim sesleri evlerden gelen, benim evimde uzun süredir çıtırtı dahi yok bayım.
ben kimseyim bayım. bir gecenin bir yarısının bir kazası. hangi gece hatırlamazsınız bayım, zaten bütün kadınlar aynı. annem artık nefes alamadığı için şanslı olmalı. güzel kadındı annem bayım. siz göremezsiniz, dünyada deprem oluyor. hemen cenin pozisyonuna geçmelisiniz bayım, yoksa gururunuz ezecek bedeninizi. ve yerle bir edecek erkekliğiniz altında ezilmiş kişiliğinizi.
hayal bayım, nedir bilir misiniz? zamanın durmasıdır uykusuz gecenin sabahında. fazla değil 8 saatçik. hele bir de ağlamışsanız bütün gece. öldüm mavisidir gökyüzünün adı. iyi ki gökyüzünün adını siz koymuyorsunuz bayım.
siz beni tanımazsınız bayım, sizi herkes bilir de bilmez gibi yapar. siz kendinden korkansınız. tehlikeli olup “teklikede” olan. ben sizin açık unuttuğunuz musluğum bu gece. umarım rahat uyursunuz bayım
b.
8 notes · View notes
sifatsizkadin · 5 years
Text
Sana döneceğimi biliyordun. Ne kadar uzaklaşırsam uzaklaşayım, ne kadar zaman girse de araya, sensiz kaybolacağımı biliyordun. 
Ve bulacağımı yolumu tekrar, titrek ayaklarla da olsa. 
Sana döneceğimi biliyordun. Daha önce döndöğüm gibi, çatlamış dudaklarımın arasındaki pişmanlıkla. 
Ve sonunda yine gideceğim. Bilmez değilsin.
10 notes · View notes
sifatsizkadin · 7 years
Text
az önce - birden bire - eskiden ne kadar güçsüz olduğumu fark ettim
şaka yapıyorum
0 notes
sifatsizkadin · 7 years
Photo
Tumblr media
18K notes · View notes
sifatsizkadin · 7 years
Text
“sevdiğin insan sevdiğin insan değilmiş
çok iyi bir insanmış, muhteşemmiş, harikaymış, komik, ilkeli hatta, duyarlı, tekrar muhteşem, tekrar çok iyi bir insanmış evet evet
ama sevdiğin insan değilmiş..
hani o sadece bakışıp birbirinize gözlerinizle ‘benim düşündüğümü düşünüyorsun değil mi’ dediğiniz anlar var ya 
senin düşündüğünü düşünmüyormuş bazen
e düşünmesin ne olacak, düşünmesin.. bunun için sevmekten vazgeçeceksen geç. geçecek misin ? 
hayır.
o yüzden sevdiğin insan sevdiğin insan değilmiş diyorum ”
- eski bir yazı
4 notes · View notes