Tumgik
samblackburn-rpg · 10 years
Text
"Charlie?" diye seslendi kızın o olduğundan emin olabilmek için. Bir köşede kendi başına ne yaptığını merak ediyordu. Ama yaklaşınca ne yaptığını anlaması uzun sürmedi. Ağlıyordu. Göz yaşlarını sildiğini de görmüştü zaten. Endişeli bir tavırla yanına gitti hemen kızın. Belki konuşmak istemiyor olabilirdi şu durumda ama Sam destek olması gerektiğini hissetmişti. Her ne olduysa birine ihtiyacı olduğu kesindi ve Sam, Charlie'yi severdi. "Sorun ne?"
Tumblr media
Charlene tam okulda her şey yolunda gidiyor,alışmaya başlıyorum derken dedesinin ölüm haberini almıştı.Dedesi,ailesinden kalan tek kişiydi,yıllarını onunla geçirmişti ve şimdi onu da kaybetmişti.Okuldan izin alıp cenazeye gitti.Oldukça zorlu geçmişti.Cenazeden sonra daha fazla orada kalamayacağını düşünerek direk okula döndü.Arkadaşları muhtemelen onu merak etmişti,onu arıyorlardı ama Charlene kimseyle konuşmak istemiyordu.Bu yüzden onu kimsenin göremeyeceği,okul bahçesinin ücra köşelerinde bulunan bir ağacın altına oturdu.Ağlamaya başladı.Bir süre sonra birinin oraya doğru geldiğini görünce yüzündeki yaşları silip kafasını yana çevirdi.
Tumblr media
6 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Link
Kızın sözlerini ciddi bir suratla dinledi bir süre için, numarasını yapmak çok eğlenceliydi. "Öyle mi Prior? Kızamaz mıyım sence?" diye sordu başını yana eğerek ama en sonunda ciddiliğini bozarak güldü. "Pekalaa, ikimiz de fazlasıyla suçluyuz sanırım. Onun yerine hadi bir şeyler yapalım! Eski eğlencelerimizi özledim."
Tumblr media
” Pekala, Stark bu. Ne yapacağı belli olmuyor.” Diyerek omuz silkti. Ardından kızın keki atıığı yöne baktı ve sırıtmadan edemedi. Kadının bakışları seri katili andırıyordu. Kız koluna girdiğinde, bakışlarını Sam’e dikti. ”Şunu hatırlatıp durmamalısın Blackburn. Kendimi rezil hissediyorum. Bende görevdeydim, hemde uzun süredir. Sen birde geldiğimde görecektin beni, harabe gibiydim.” Dedi şirin bakışlar takınıp. ”Sen bana kızamazsın ama değil mi küçük Sammy?” Diyerek dudaklarını büzdü.
Tumblr media
21 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Text
"Bence de öyleydim. En azından gergin olmama yardım etti." dedi başıyla onaylayarak. Görev hakkında daha fazla soru sormamaya karar verdi. Alexis'in pek de hoşuna gitmiyordu anladığı kadarıyla. "O haldee, görevi unut gitsin. Onun dışında nasılsın? Nasıl gidiyor? Ve ben neler kaçırdım?"
Tumblr media
"Eh,Sarıyla,yani Jamie ile göreve çıktığın için şanslısın diyebilirim düşünmeden." Bahçeye doğru ilerlerken omuzlarını silkti."Aslında zor olmayabilirdi,zorlaştıran yine bendeim.Biraz uzun bir hikaye boşver o yüzden."
21 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Link
"Hafifletici ötesi." diye mırıldandı kollarını nihayet kızdan ayırabildiğinde. Tris'le zaman geçirmeyi o kadar çok özlemişti ki. "Üstelik benim bile giderken haberim oldu resmen." Keki bu sırada yerine fırlattı ve görevli bayanın bakışlarını umursamayarak yürümeye başladı. Tris'in koluna girmeyi de unutmamıştı. "Göreve gitmediğim sırada senin bahanen neydi Prior? Telefonu tuvalete düşürmedin değil mi? Yine."
Tumblr media
”O zaman orman meyvelilerdir. O aroma kesinlikle iğrençtir.” Diyerek sırıttı. Ardından sarılmasına sıkıca karşılık verdi. ”Aynen öyle. Yani şuan tadını çıkar. ” Gözlerini devirdi kız. Zaten o zırh olayından beri Stark ikisine de takmıştı. Ne olursa olsun adamın gözüne girebildikleri için seviniyordu. ”Eh, bu bir hafifletici sebep tabii.” 
Tumblr media
21 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Link
Gözlerini kapatanın kim olduğunu bilmek Sam için çocuk oyuncağıydı. Kızın sözlerine üzerine sırıtarak gücünü kullandı ve Tris'in içinden geçerek onun gözlerini kapattı. "Uhm, bu kesinlikle elmalı değil Prior. İğrenç bir şey." dedi kıkırdayarak ve ellerini çekip sarıldı kıza. Onu ne kadar özlediğini anlatamazdı bile. "Şimdiden sarılıyorum, sonra azar yiyeceğim." dedi suratını şakayla buruşturarak. "Ama hepsi Stark'ın suçu. Yemin ederim."
Tumblr media
Tris’İn ayağı bir türlü iyileşmek bilmiyordu. Oysa doktorlar bir iki haftada geçeceğini söylemişti. Tam tamına beş hafta olmuştu ve hala topallıyordu. Sinirleri bozulmuştu bu işte. Odasında okumakta olduğu Star Wars kitabını bitirdiğinde, karnının acıktığını hissederek, topallayarak koridorda ilerlemeye başladı ve yemekhaneye döndü. Kapıdan içeri girince etrafa göz attığında; tanıdık bir beden dikkatini çekti. Kısa saçlar, toparlak bir kafa, kısa boy… Sam! hızla o yöne koştu. Ona kızgın olabilirdi fakat deli gibi özlemişti. Arkasına geçip, gözlerini kapattı kızın. ”Şey, orman meyveli olabilir. Yada elmalı, elmaları severim.”
Tumblr media
21 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Text
"Oldukça." dedi başını sallayarak. "Beklediğimden iyiydi en azından. Tam da bana göre bir şeydi şansıma, Jemima'nın da tavsiyeleri sayesinde. Stark'ın fevri hallerinden bahsetmiyorum bile." Başıyla onayladı tekrar ve gülümsedi. "Zaten etraf bayağı kalabalık ve tanımadığım insanlarla dolu, bahçe daha iyi." Etrafa şöyle bir bakınıp yürümeye başladıktan sonra Alexis'e döndü. "Seninki çok daha zorluydu sanırım?"
Tumblr media
"İyi geçti sanırım?" diye sordu gülümseyerek.Bir yandan da boş bir masa arıyordu.Bulamadığında kıza döndü."Bahçeye çıkalım mı? Ve evet,görevdeyim ama geleli bir kaç gün oldu."
Tumblr media
21 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Text
"Denemeye cesaret bulabilirim umarım." dedi ve titreyerek kadından uzaklaştı. Ağzında tuhaf bir tat bırakmıştı. Tuhaftan başka sözcük bulamıyordu tanımlamak için. "Görev zamanı." dedi gülerek. "Sonunda çıktım ve anca geri dönebildim. Ama iyiyim, sadece biraz yorgunum. Sen de mi görevdeydin?"
Tumblr media
"Normalde olsa bayılırsın,buradakiler boktan" dedikten sonra kadının bakışlarına aldırmadı bile."Bir ara,sana iyilerinden getirirm.Eminim seveceksin. Ve,eh iyi olmaya çalışıyorum diyebiliriz.Sen iyi misin asıl,nerelerdeydin?"
Tumblr media
21 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Text
Kendisiyle konuşanın Alexis olduğunu görünce sevinmişti. Tüm bu yenilerin arasında tanıdık birilerine rastlamak iyi hissettiriyordu. Üstelik öyle bir görevden sonra ayrı bir güzeldi. "Ama bu şey... Çok..." dedi ve duygularını anlatmanın başka bir yolunu bulamayarak dilini çıkarttı ve keki yerine bıraktı. "Ahududu tarzım değilmiş sanırım." Ardından Alexis'e döndü. Yüzünü yara içinde bulmayı beklediği söylenemezdi. "A-Alexis... İyi misin sen?"
Tumblr media
"Ahududulu" dedi kendini zorlayarak gülerken.Sam’i uzun süredir görmüyordu.Yani gerçekten uzun süredir.Kızın nerede olduğunu merak etmişti.Kıza doğru eğildi."Normalde güzeldirler,sadece doğru yeri bulman lazım."
Tumblr media
21 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Text
Stark'ın onu apar topar çıkartmış olduğu görevden nihayet dönmüştü, Sam. Neden gittiğini bile anlamamıştı en başta. Ta ki devasa ve güvenliklerle donatılmış büyük kasayla karşılaşana kadar. Neyse ki çok fazla zorlanmamıştı bu konuda ve başarıyla bitirmişti. Ki Jemima Crawford denen eğitmen ve aynı zamanda S.H.I.E.L.D. ajanının da katkısı çok olmuştu bu konuda. Onun grubuna düşmüş olduğu için şanslıydı. İlk görevinin bu denli başarılı olmasını beklemiyordu. Ama nihayet Kahraman Okulu'na geldiği için memnundu, yorulmuştu. O yüzden ilk günün dinlenmeye geçirdikten sonra ikinci gün normal alışkanlıklarına dönmeye karar verdi. Öncelikle kafeteryaya uğrayacaktı tabiiki. Hem Tris'i de görebileceğini düşünüyordu böylece. Çalışanın önüne konmuş raflardan birinden güzel gözüken mavi renkli keklerden birini alıp bir ısırık aldı. Pekala, bu gerçekten tuhaf bir tada sahipti. Hem de en az rengi kadar. Çalışan kadının bakışlarına karşılık olarak beceriksizce bir gülümsemenin ardından başını salladı suratını buruşturup. "Şey, güzelmiş evet. ...Neli bunlar?"
Tumblr media
21 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Text
Nefes almak için köşe arıyorsun adeta. dedi dudaklarını büzerek. Okul kendisini bile değiştirmişti bu tür konularda. Sam, insanları severdi. Ama bu kadar fazla ve kontrolsüz olmaları... İşte bu onu bile korkutuyordu bir yerden sonra. Dönmene sevindim, bunların arasında yalnız kalmak istemiyorum. dedi gülerek ve birbirine saçma sapan şakalar yapan gruplardan birini işaret etti.
Gözlerini devirerek güldü. Ne demezsin, o kadar çok eğlendim ki. Gözlerini kısarak etrafa bakındı ve yeni yüzler ile karşılaşınca cidden şaşırmıştı. Buraya geleli çok olmamıştı ama hemen hemen okul nüfusunun hepsi değişmiş gibiydi. Eliyle ağacın altında oturan iki kızı işaret etti. Onları daha önce hiç görmedim. Omuz silkti ve parmaklarını onların hemen yanındaki bir gruba çevirdi. Ve şuradaki on kişilik kalabalığı da öyle. Zaten aptallar ile dolu bir cehennemdi burası, şimdi daha berbat oldu. 
21 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Text
Benden belli olmuyor, o kadar emin olma. dedi kıkırdayarak ve bankta dikleşerek arkasına yaslandı. Kendisi de bu sırada sadece bilgisayar programlarıyla uğraşmak için zaman bulmuştu. Hayır, Harry'e yakalanma gibi bir saçmalık daha yapmamıştı elbette. Zaten yaptığı şey yasa dışı da değildi. Değil mi? Bensiz çok eğlenmedin, değil mi? diye sordu çocuk gibi dudaklarını bükerek. Güldü ardından. Arkadaşlarımı kaybediyorum resmen koca okulda. Hiç etrafa bakma şansın oldu mu? Herkes yeni sanki.
Neden haber vermedim? Kızın dediklerini tekrar ettikten sonra bir süre düşündü ve cevabı aramaya başladı lakin pek bulmuş gibi gözükmüyordu. Az önceki savunmasız halini üstünden atmaya çalışıyordu. Bilmiyorum, birden gitmem gerekti. Hem dediğim gibi, önemli değildi. Hafifçe gülümsedi. Hemen hemen her şeyi anlatmak istemiyordu. Yeni geldim, galiba. Hadi ama tatlım. Asosyal olduğunu pek sanmıyorum. 
21 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Text
Nemesis'in boynuna atmalasına şaşırmakla birlikte sevinmişti. Nemesis normalde pek de sarılan bir tipe benzemiyordu. Ona karşılık verdikten sonra gülümsedi içten bir şekilde. Eski arkadaşları -artık ne kadar eski olabilirse- görmek güzeldi. Yeni yüzler görmek de bir yerden sonra sıkıcı hale geliyordu. Neden haber vermedin? diye sordu merakla. Arkadaşlar genelde böyle yapardı. Değil mi? Herhalde Sam'in bilmediği bir mesele hakkındaydı ve şimdi üzerine gitmese de olurdu. Konuyu değiştirmek amacıyla başka bir soru daha sordu. Yeni mi geldin, ben mi yeni görüyorum? İyice asosyal olduğumu düşünmeye başlayacağım.
Uzun zaman sonra, değer verdiği sayılı kişilerden birini görmüş olmanın verdiği rahatlık ile derin bir nefes aldı. Sonrasını hiç düşünmeden birden kızın boynuna atladı. Bir süre sonra geri çekildi ve kafasını eğerek saçları ile oynamaya başladı. Bir İngiltere yolculuğuna çıkmıştım işte, pek önemli değil. Omuz silkti ve kafasını kaldırıp kızın gözlerine baktı. 
21 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Text
Dalgın bir şekilde banklardan birine oturduğunda yanında oturanın Nemesis olduğu aklına bile gelmemişti, Sam'in. Birkaç gündür okulda gezerken tanıdığı kimseye rastlamamıştı doğru düzgün. Herkes yeniydi resmen. Kızı görünce yüzündeki tebessüm büyüyerek sesli hale dönüştü. Nemesis? Nelerdeydin sen? Kızı kesinlikle özlemişti. Uzun zamandır da görmüyordu onu. Kendisi de ortalarda yoktu gerçi ama olsun.
Nemesis, uzun zamandır okulda değildi. İngiltere’ye dönmüş, Elena ile görüşmüş ve ailesini bulmak gibi saçma bir işe kalkmıştı. Bu okul, onun duygularını yüz üstüne çıkartmıştı ve farkında olmasa da iyi biri olma yolunda ilerliyordu. Okulu özlemeyeceğini biliyordu, böyle de olmuştu. Orada sıkılıyor ve ne yapacağını bilmiyordu. Sadece antrenman yapıp gücü hakkında çalışıyordu.  İngiltere kaçamağında, hayal ettiğinden çok fazla olay olmuştu. Elena tekrar onunla ittifak kurmak istemiş, neredeyse yalvarmıştı. Yeni bir amacı vardı ve hala çocukları yetiştirmeye devam ediyordu. Nemesis, bunu görünce hiç olmadığı kadar rahatsız olmuştu. Ailesini tanımayı isterdi, böyle bir hayat yerine normallik yüzünden sıkılan biri olmak isterdi. Doğduğundan beri saçma bir şey için yaşıyordu. Elena, gördüğü en acımaz insan olmasına rağmen çaresizdi de. Tek başına hiçbir işe yaramazdı. Bu yüzden Nemesis ona çok cazip gelmişti. Onu tekrar kullanıp amacına ulaşmak, Kahramanların hepsini öldürüp tek güç olmak istiyordu. Bunun imkansız olduğunu bile bile hayal kurması komikti. Elena’yı kesin bir dille reddetmişti lakin hala peşini bırakmadığı ortadaydı. Amacına ulaşmadan vazgeçmezdi ama bu sefer fazla uçmuştu. Onunla görüştüğü için kendine çok kızıyordu. Ailesine dair bir şey bulmak için hevesliydi. Onlarla tanışmaktan hiç korkmuyordu, yaklaşık iki yıldır bunun hayalini kuruyordu. İyi kız imajı için aldığı elbiselerden giyecek, saçlarını yapacak ve çiçekli bir taç takacaktı. Yüzündeki ufak gülümsemesi ile kapılarını çalacak, anne babasına sarılacaktı. Okulu bırakmayı düşünüyordu. Birlikte yaşayabilirlerdi. Normal bir kız olup üniversiteye gidebilir, derslerine çalışıp ailesini gururlandırabilirdi.Hiçbir şeyin hayalindeki gibi gitmeyeceğinden habersizdi. Elena’nın dosyalarını karıştırmış, kısa süre de izlerini bulmayı başarmıştı. Lilian ve Steve Shane. İsimlerini bile yeni öğrenmişti. Adresi alır almaz düşünmeden evlerine gitmişti. Belki, orası onun evi olabilirdi. Kapıyı çaldığı zaman karşısında gördüğü uzun boylu, açık kahverengi saçlı, yeşil gözlü alımlı kadın dikkatini çekmişti. Boş gözlerle ona bakıyordu. O an, Nemesis çok korkmuş ve ne diyeceğini bilemez hale gelmişti. Ağzından sadede “Merhaba.” kelimesi çıkmıştı. Kadının -annesinin- onu içeri davet etmesi ile her şeyi anlatmıştı. Beklediği tepkileri almamıştı. Yaşadığı en büyük hayal kırıklıklarından biriydi. Sadece, telefon numaralarını almış ve sonra arayacağına dair söz vermişti. İlk defa ağlamış, ilk defa sarhoş olmuş ve ilk defa üzüldüğünü hissetmişti. İğrenç İngiltere seyahatini o gece tamamlamı�� ve okula geri dönmüştü. Bunlardan kimseye bahsetmemek için kendine söz vermişti. Ertesi gün, kendine gelmeyi az da olsa başarmış bir şekilde dışarıda dolaşmaya çıkmıştı. Bir banka oturdu ve aynı anda yanına oturan kişiye baktı.
Tumblr media
21 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Text
Evet. dedi ve başını salladı tekrar. Birkaç santim yükseldim ama sonra düştüm. Sonraları biraz daha yükselmeyi başardım birçok kez. Ama düşme konusu biraz korkutuyor. Eğitmenim de beni yakalayacağını söylese de ortalar yok. O yüzden bu korkuyu hala atamadım üstümden. Kadın elini tutunca gülümsedi onu rahatlatabilmek için ve duvara doğru ilerledi. İster istemez yine nefesini tutmuştu. Bunun gücüyle alakası olup olmadığını bile bilmiyordu. Ama sanki duvarın içinden geçerken nefes alamazmış gibi geliyordu. Frida'yla birlikte duvarın içinden bir adım attıktan sonra koridora çıkmışlardı. Sırıtarak kadına baktı. Çok da kötü değildi ha?
Frida//Sam
Kıza evet anlamında başını salladı gücünü zaten seviyordu ancak başka kişiler de sevince istemsiz olarak daha çok seviniyor ve gücüne bağlanıyordu. Hintliler de mitoloji daha farklıydı aslında,ejderhanın hem iyi tarafları hem de kötü tarafları vardı.İyi ejderler vardı,kötü ejderler vardı.Ki Frida kötü ejderler bölümündeydi büyük ihtimalle ancak kafaını bunlarla meşgul etmek istemiyordu bu yüzden kıza gülümsedi.”Kesinlikle tekrar uçmayı isterim,çok eğlenceli olabiliyor uçmak.Hiç denedin mi?” Ardından kızın elini tuttuktan sonra istemsiz bir şekilde vücudunun kasıldığını hissetti ancak kızı gülümseyebilecek gücü bulabildi.”Hazır mıyız?”
29 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Text
Aman Tanrım! Siz ciddi misiniz? diye sordu heyecanla. Ejderhalara her zaman bayılmıştı. Mitolojik ve fantastik olan her şeye bayılırdı zaten. Evet, kikloplara bile. Bir gün birlikte uçmalıyız bence. Ben doğru düzgün uçmayı öğrenince yani. Güldü istemsiz olarak ve Frida'nın sözlerini onayladı başıyla. Kütüphaneyi her zaman sevmişti, Sam. Tek sorunu bazen sinir bozan sessizlikti, çünkü Sam çok da "sessiz" olarak tanımlanabilen biri sayılmazdı. Aksine açılan çenesini kapatmak için japon yapıştırıcısı gerekebilirdi. Elimi tutmanız yeter. Siz göz açıp kapatıncaya kadar karşı tarafa geçmiş olacağız. Ah, şey bir de duvara doğru yürümeniz gerekiyor tabii. Güldü ve tutması için elini uzattı Frida'ya.
Frida//Sam
Gücünüz ne ki sorusunu duyunca istemsiz bir şekilde yüzünü buruşturdu ardından sırıttı.Gücüyle ilgili bir problemi yoktu aslında ancak bazı insanların tepkisi onu her zaman rahatsız ederdi.”Ben bir ejderhayım.Ateş püskürten,pençeleri olan uçan gerçek bir ejderha.” dedi ve kızın tepkisini merak etti,sonuçta gücü yok etmeye eğilimli bir güçtü.Kızın başka birini geçirebildiğini duyunca küçük bir kahkaha attı ve kıza döndü.”Henüz kampüse inmedim ve kütüphaneye de gitsek iyi olur sanırım.” ardından ellerini çırpttı.Farklı şeyler denemeyi severdi,ardından duraksadı ve tek kaşını kaldırdı.”Şey önce ne yapmalıyız? İlk defa böyle bir gücü deneyeceğim de sonuçta.”
29 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Text
Ah, gücünüz ne ki? diye sordu merakla. Bu önemli soruyu normalde çoktan sormuş olması gerekirdi. Nedense okulda işler böyle işliyordu. Eh, yeninin eskisi gibi bir şey, evet. Başını salladı hevesle ve sırıttı. Geçirebiliyorum! Daha önce Tris'i geçirmeyi başarmıştım. Sizi de zevkle geçirebilirim. Kendisi gibi yaramazlığa yatkın insanlar bulunca seviniyordu, Sam. Üstelik bu seferki bir eğitmendi. Tony olsa "Sammy, şu duvar için bırak. Kapı olmasının bir nedeni var." derdi muhtemelen. Oysaki kendisi aynı güce sahip olsa kesin kullanırdı. Buna emindi. Nereden başlamak istersiniz, Bayan Nightshade?
Frida//Sam
"Sırrınız benimle güvende Bayan Blackburn." dedi ciddi olmaya çalışarak ancak ciddi kalamadı ve samimi bir şekilde kahkaha attı.Kızı sevmişti sempatik bir yapısı vardı,aurasından sevimli olduğunu anlaşılıyordu.Aura takıntısı annesinden geliyordu,insanlarla tanışmadan önce aura yeteneğini keşfetmişti zaten.İnsanların tahmin edeceğinden bin kat fazla aura vardı sanırım.Kızın dediklerini duyunca başını evet manasında salladı."Evet bu hafta geldim,gücümle ilgili yaşadığım bir kaç olaydan sonra Steve beni buraya gönderdi.Ve bir nevi eski olmalısın o zaman? Bana etrafı gezdirmelisin.Yanındaki kişileri de duvardan geçirebilir misin çok eğlenceli olabilir." dedi sırıtarak gözlerinin yaramazlıkla parladığına emindi.
29 notes · View notes
samblackburn-rpg · 10 years
Text
Ben de sürekli unuturum, bu güç resmen hediye gibi o yüzden. Ve harika olur! Kimseye söylemeyin ama bunu çok fazla yaparım normalde. dedi sırıtarak ve kadının elini sıktıktan sonra gülümsedi. Ben de memnun oldum, Frida. Aditi'yi söylememişti çünkü aksanının onu tuhaf bir hale getireceğinden korkmuştu. Ardından gelen sözler de tekrar güldür kızı. Kadın kesinlikle fitti. Kendisi de bir gün öyle olabilirdi belki. Aslında baya uzun zaman oldu ama bu sene geldim. Altı ayı falan geçti sanırım. Siz bu hafta mı geldiniz? Bir süredir pek ortalarda yokum da neler kaçırdım merak ediyorum.
Frida//Sam
"Anahtarlarını sürekli unutan biri olduğumdan kesinlikle ama kesinlikle böyle bir yeteneğini isterdim ayrıca insanları bir anda korkutmak eğlenceli olurdu.Hatırlat ta bana bir ara seninle insanları korkutalım olur mu?" dedi ve sırıttı,ardından kızla tokalaştı."Tanıştığımıza memnun oldum Sam,bende Frida Aditi Nightshade,istediğini diyebilirsin.Ve dans hakkında söylediklerine katılıyorum -elleriyle vücudunu gösterir- bu kadar fit olmamı ne sağladı zannediyordun." kız göz kırptı ve ardından elbisesini düzeltti."Sen ne zamandır okuldasın bu arada?"
29 notes · View notes