Tumgik
kolp09ujh54-blog · 6 years
Text
Obezite geni taşısanız da zayıf kalabilirsiniz!
Tumblr media
Yağ miktarımızı, aşırı kilolu ya da obez olup olmayacağımızı belirleyen FTO (obezite) geninin, zayıf olmamıza bir engeli yok. "Obezite geni taşıyor olabilirsiniz ama bu sizin sağlıklı bir kiloda olmanıza asla engel değil" diyen uzmanlar, obezite ile savaşmak için bol hareket, yürüyüş, egzersiz ve sağlıklı beslenme önerisinde bulunuyor. Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Doç. Dr. Defne Kaya, yağlanma genine sahip olanların da sağlıklı kiloda kalabileceğini söyledi. Genlerin kişinin birçok özelliğini belirlemekle birlikte çevre ve yaşam tarzıyla da ilişkide olduğunu belirten Defne Kaya, şöyle konuştu: "Yağ miktarımızı ve obezitemizi belirleyen FTO (obezite) geni, bizim aşırı kilolu ya da obez olup olmayacağımızı belirliyor. Peki, kilolu olup olmayacağımızı belirleyen bu genin kilo vermemizde de olumsuz bir etkisi var mı? British Medical Journal (BMJ)'da yayımlanan bir makalenin yazarları, zayıflayamayanlar için "geninizi suçlamayı artık bırakın" diyor. Sekiz ayrı çalışmadan elde edilen verilerin incelendiği bu makale toplamda 9 bin 563 kişi üzerinde gerçekleştirilmiş ve kilo vermek için diyet, egzersiz, ilaç ve davranış tedavisi kombine olarak uygulanmış, kilo ile genetik ilişki incelenmiştir. Bu makalenin iki güzel sonucu var: 1) FTO geninin zayıf olmamıza bir engeli yok. 2) Hiçbir tedavi yöntemi birbirinden daha iyi ya da kötü değil." Sağlıklı kiloda olmak için engel yok Giderek artan obezite sorununun tedavisinde, bu bulgunun önemli bir buluş niteliği taşıdığını belirten Doç. Dr. Defne Kaya, "Obezite geni taşıyor olabilirsiniz ama bu sizin sağlıklı bir kiloda olmanıza "asla" engel değil. Obezite ile savaşmak için bol bol hareket edin, yürüyün, egzersiz yapın, sağlıklı beslenin ve mutluluk kaynaklarınızı hayatınızda tutun. Sağlıklı ve mutlu kalın" tavsiyesinde bulundu.
0 notes
kolp09ujh54-blog · 6 years
Text
Selülitlerden Kurtulmak İçin Beslenme Önerileri
Tumblr media
Yaz ayları yaklaşırken pek çok kişi formda gözükme telaşına girer. Özellikle kadınların korkulu rüyası selülitle başa çıkmak aslında mümkün. Doğru beslenme ile portakal kabuğu görünümüne veda edebilirsiniz.  Uzman Diyetisyen İpek Ağca Özger'in selülite karşı beslenme programı ile siz de yaza formda girin. Selülit en basit anlamıyla derinin altında biriken yağlardır. Bu yağ dokuları bağ dokularını ters yöne doğru iter ve cildi buruşuk gösterir. Sağlık açısından bir sakıncası olmasa da kötü görüntüsü nedeniyle pek çok kişi selülitlerinden kurtulmak ister. Genellikle erkeklerden çok kadınlarda görülen selülit yalnızca kilolu insanlarda oluşmaz. Zayıf hatta sıfır beden kişilerde de rastlanmaktadır. Bu nedenle kilo problemi olmayanlar da bu sorunla karşılaşabilmektedir. Düzenli egzersizin yanında doğru ve sağlıklı beslenmek selülite karşı mücadelede en etkili yöntemdir. Örneğin doymuş yağ oranı yüksek hazır gıdalar selülit oluşumunu arttırırken, muz gibi potasyum içeriği yüksek olan besinlerin selülitler üzerinde olumlu etkilisi olmaktadır. Yaşam tarzı, genetik faktörler ve genel sağlık durumu cilt yapısını etkiler. Ancak yine de doğru beslenme programı ile selüliti önlemek veya mevcut görüntüyü düzeltmek mümkün. Peki bunun için nasıl beslenmeliyiz, nelere dikkat etmeliyiz? İşte Özger'in tavsiyeleri: • İdeal kilo korunmalı. Fazla kilonuz var ise mutlaka bir Diyetisyen eşliğinde kişiye özel diyet programı planlanmalı. • Medyada sıklıkla karşılaştığımız hızlı kilo verdiren diyetler su ve kas kaybına neden olurlar. Bu tür diyetlerden kesinlikle uzak durulmalı. • Bol su içilmeli. Yetişkinlerde ortalama 2 – 2,5 lt. su tüketimi sağlanmalı. • Düzenli egzersiz yapılmalı, fiziksel aktiviteyi arttırmak yaşam tarzı haline getirilmeli. • Selülitlerden kurtulmak istiyorsanız hergün en az 45 dak. Hafif tempoda yürüyüş yapılmalı. • Alkolden mümkün olduğunca uzak durulmalı, içilecekse şarap tercih edilmeli. • Asitli ve şekerli, hazır içeceklerden uzak durulmalı. • Çay, kahve, bitki çayları şekersiz tüketilmeli, şekersiz tüketmek alışkanlık haline gelmeli. • Kahve sanıldığı gibi selülite sebep olmaz; günde 3-4 fincandan fazla olmamak şartıyla kahve tercih edilebilir. • Şeker ve şekerli yiyecekler yerine tatlı ihtiyacı olduğunda meyve tercih edilmeli. • Kızartma pişirme yöntemi kullanmak yerine haşlama, buharda pişirme, ızgara yöntemleri kullanılmalı. • Katı yağlar kesinlikle tüketilmemeli. • Börek, poğaça gibi yağ oranı yüksek hamur işi besinlerden uzak durulmalı; tüketilmek istendiği zaman az yağlı, tam buğday unundan yapılarak tercih edilmeli. • Tuz alımı kısıtlanmalı. Günlük tuz ihtiyacımız 1 tatlı kaşığını geçmemeli(yemeklerin içinden gelen tuz dahil) • Gün içerisinde 3-4 porsiyon meyve tüketilmeli. Bu meyveler 1er porsiyon şeklinde ara öğünlere dağıtılmalı. (1 porsiyon meyve 1 avuç kadardır) • Ananasta bulunan bromelin enzimi selülitlerden korunmada etkilidir. Ananas, gün içerisindeki meyve tercihleri arasında yerini almalı. • Yeşil çay tüketimi arttırılmalı; içine zencefil ilave ederek metabolizmanın hızlanması sağlanmalı. • Haftada 2-3 kez balık tüketilmeli. (Kızartma hariç herhangi şekilde pişirilebilir) • Koyu yeşil yapraklı sebzelerin (roka, tere, nane, maydanoz, ıspanak gibi) tüketimi selülitlerden kurtlamada çok etkilidir. Koyu yeşil sebzelerin tüketimi arttırılmalı. • Düzenli bir hayat ve uyku düzeni sağlanmalı.
0 notes
kolp09ujh54-blog · 6 years
Text
Erkeklerde elma kadınlarda armut tipi obezite artıyor
Tumblr media
Obezite, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en önemli sağlık sorunları arasında ilk sıralarda yer alıyor. Toplumda her 10 kişiden 3'nde görülen fazla kilolar; kalp hastalıkları ve kanser başta olmak üzere hayati riske neden olan hastalıklara da zemin hazırlıyor. Kadın ve erkeklerde farklı özelliklerde ortaya çıkabilen obezite, kişiye özel uygulanan modern yöntemlerle kontrol altına alınabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü'nden Prof. Dr. Oğuzhan Karatepe, obezite ve cerrahi yöntemlerle tedavisi cerrahisi hakkında bilgi verdiHer 10 kişiden 3'ünün fazla kilolarla başı dertteObezite, vücut kitle endeksinin erkeklerde %25, kadınlarda ise %30'un üzerine çıkması ile başlayan bir sağlık sorunudur. Boy- kilo endeksi 18 ile 24 arasında olan kişiler normal kilolu sayılırken; 25'in üzerinde olanlar fazla kilolu, 30'un üzerinde 1. derece obez, 35'in üzeri 2. derece obez, 40'ın üzeri olanlar ise morbid obez kategorisine girmektedir. Fazla kilolu vücuttaki yağlanma dağılımı da çok önemlidir. Yağ dokusunun sadece göbek bölgesinde birikmesiyle halk dilinde erkek tipi şişmanlık olarak adlandırılan elma biçimi obezite ortaya çıkmaktadır. Kadınlarda da daha çok yağların kalça bölümünde toplandığı armut tipi obezite görülmektedir.Aşırı kiloların sadece %5'i genetik sebeplerden kaynaklanırken; %95'i yetersiz fiziksel aktivite, çevresel faktörler, yanlış beslenme, nörolojik ve biyokimyasal bazı bozukluklardan kaynaklanmaktadır. Bu sebepler erkeklerin %20'sinde, kadınların ise %40'ında fazla kilolara neden olmaktadır. Bu da toplumun %30'nun fazla kilolu olduğunu yani her 10 kişiden 3'ünün normal kilonun üzerinde olduğunu ortaya koymaktadır.Pek çok kanser türü tetiklenebiliyorÇağımızın en önemli sağlık sorunlarından birisi haline gelen aşırı kilolar, kişilerde öncelikle uyku apnesi, solunum zorluğu, aşırı kıllanma ve ruhsal bozukluklar gibi sorunları beraberinde getirebilmektedir. Yaşam konforunu olumsuz yönde etkileyen aşırı kilolar aynı zamanda koroner kalp rahatsızlıkları, hipertansiyon, insülin tipi diyabet ve karaciğer yağlanması gibi hayati riske neden olan hastalıkları da tetikleyebilmektedir. Normal kilonun üzerinde olan kadınlarda rahim ve safra kesesi kanseri, erkeklerde ise kolon ve prostat kanseri riski artmaktadır.Obezite cerrahisi hayat kurtarıyorObezite sorunu yaşayan kişilere cerrahi yöntemden önce diyet tedavisi uygulaması gerekmektedir. Beslenme ve fiziksel aktivite alışkanlıkları değiştirilmeli, bazı durumlarda ilaç tedavisi ve psikoterapi desteği de eklenmelidir. Uygulanan diyet tedavilere olumlu yanıt alınamadığı takdirde cerrahi tedavi yöntemleri uygulanmalıdır. Artan teknolojik imkanlar, hekimlerin tecrübeleri, kolay yapılıyor olması ve düşük komplikasyon oranı ile başarı oranlarını artıran cerrahi yöntemler, son yıllarda oldukça popüler hale gelmiş durumdadır. En sık yapılan mide küçültme ameliyatları ile hastalar kilolarının %60'ından kurtulabilmektedir. Mide küçültme ameliyatının en önemli riski, ameliyat sonrası mide dikiş yerlerinde meydana gelebilecek sızmalardır. Ancak kullanılan malzeme, cerrahi teknik, uygulanan cerrahinin tipi ve cerrahın tecrübesi bu riski ortadan kaldırabilmektedir.Yapılan araştırmalar obezite cerrahi riskinin %0,2 olduğunu ortaya çıkarmıştır. Obezite cerrahisi olmayan ya da obez kalmaya devam eden hastalarda kanser ve diğer hayati risk taşıyan hastalıkların gelişme riski daha fazladır. Uygun yöntemin seçilmesi ile gerçekleştirilecek obezite ameliyatı hastaya yaşam boyu önemli konfor sağlamaktadır.Kalıcı kilo kontrolü için hastaya önemli görev düşüyorObezite cerrahisi yaşam tarzı değişikliğinin ilk aşamasıdır. Ancak bu tarz değişikliğine yardımcıdır ve tek başına da etkili değildir. Bu cerrahi bir yağ alma ya da hemen zayıflama yöntemi olarak da değerlendirilmemelidir. Cerrahi sonunda hastanın iradesine yardımcı olur. Yani yeni dönemde hastaya çok önemli görevler düşmektedir. En önemlisi, beslenme alışkanlığının tekrar düzenlenmesidir.Bunun için diyetisyen ve psikolog yardımı ile kısa bir eğitim gereklidir. Daha sonra hastanın hareket ve aktivitesinin düzenlenmesi ile kalıcı kilo kontrolüne yönelik çeşitli eğitimler verilir. Hastaların ameliyat sonrası diyetin yanı sıra spor ve düzenli fiziksel aktiviteyi de yaşamlarına sokmaları çok önemlidir.
0 notes
kolp09ujh54-blog · 6 years
Text
Çok bilinen 20 beslenme yanlışı
Toplumda yerleşmiş bazı kanılar ve yanlış yönlendirmeler bilimsel araştırmalarla elde edilen verilerin aksine hala geçerliliğini korumakta. Oysa biraz araştırdığımızda doğru sandığımız birçok bilginin aslında pek de doğru olmadığı ortaya çıkıyor. İşte en çok bilinen 20 beslenme yanlışı… 1. Su içersem zayıflarım! Genel kanı: 1500 kişiden 937’si, yani yüzde 63’ü su içmez ise kilo veremeyeceği yönünde düşünmektedir. Doğru: Su sağlıklı beslenmenin bir parçasıdır. Sodyum, flor, potasyum, kalsiyum ve klor minerallerini sağlar, vücutta oluşan toksik maddelerin uzaklaşması için gereklidir. Kaliteli kilo vermede ise, vücudun ihtiyacı olan kalori, karbonhidrat, protein, vitamin ve diğer bazı mineralleri içermediği için tek başına zayıflamada etkisi yoktur. Önerimiz: Sadece sağlığın devamı için günde 2 litre su içmek yeterlidir. 2. Ana öğünlerden birini atlarsam kolay kilo veririm! Genel kanı: 1500 kişiden 1440’ı, yani yüzde 96’sı ana öğünlerden, özellikle kahvaltı veya akşam öğünlerden birini kaldırınca kilo vereceğine inanmaktadır. Doğru: Sağlıklı kilo vermenin en doğru yolu sabah, öğle ve akşam öğünlerinin iştahı kontrol altına alıp, sık acıkmayı önlediği yönündedir. Çalışmalar öğün atlayan bireylerde kısa süreli kilo vermenin daha sonra hızla yeniden kilonun alınması ile sonuçlandığını göstermektedir. Önerimiz: Çeşitli besinlerden oluşan küçük porsiyonlu 3 ana öğün ve en az 1 veya 2 ara öğünle sağlıklı kilo verilebilir. Bireylerin hipoglisemileri varsa öğün miktarları artırılır. 3. Az uyursam o kadar hızlı kilo veririm! Genel kanı: 1500 kişiden 602’si, yani yüzde 40’ı metabolizmalarının az uyuyarak çok çalışacağını ve böylece hızlı kilo vereceklerini düşünmektedir. Doğru: Uyku süresi kısaldıkça toksik çevreye maruz kalma uzamakta, psikolojik stres artmakta, inaktif yaşama adaptasyon oluşmaktadır. Az uyuyan bireylerin daha fazla yemeğe yöneldikleri görülmektedir. Önerimiz: Bedenen ve ruhen iyi olmak için en az 5 saat, en fazla 8 saat uyumak gerekir. Uygun zaman aralığında uyumak, gece yemek yeme sendromunu önlemektedir. 4. Sigarayı bırakırsam hızlı kilo alırım! Genel kanı: 1500 kişiden 849’u, yani yüzde 57’si sigara bırakmanın çevrelerinde tanık oldukları örnekler gibi ciddi kilo aldıracağına inanmaktadır. Doğru: Çalışmalarda sigara içerisinde bulunan nikotinin metabolizmayı çok az artırdığı ve bırakıldığında da hızlı kilo alımına neden olmadığı bildirilmektedir. Kilo alımı metabolizmadaki ufak değişiklik değil, yerine konulan yiyeceğin türü ve miktarıdır. Amerikan Diyetisyenler Derneği, sigarayı bırakan bireylerin yılda sadece 2 kg aldıklarını belirtmiştir. Önerimiz: Sigarayı bırakan bireyler sigara yerine şekersiz sakız çiğner ve haftalık 150 dakikalık fiziksel aktivite yaparlarsa kilo almazlar. 5. Saat 19:00’dan sonra bir şey yersem şişmanlarım! Genel kanı: 1500 kişiden 550 kişi, yani yüzde 37’si en son yemeğini akşam saat 19.00’da sonlandırdığında kolay kilo vereceğine inanmaktadır. Doğru: Sağlıklı kilo vermek için temel kural yemeğin ne zaman yenildiği değil, gün içerisinde ne kadar yenildiği ve ne kadar fiziksel aktivite yapıldığıdır. Çalışmalar, öğünlerde miktarlar açlık durumuna göre ayarlandığında bireylerin akşam 19.00’dan sonra yemek yediklerinde yağlanmadıklarını, daha kolay kilo verdiklerini göstermektedir. Önerimiz: Yemek yeme saatine günün ilk öğünü olan kahvaltıyla başlayarak, öğünler arasında en az 3-5 saat boşluk bırakmak gerekir. Böylece en son öğünün ne zaman yendiğinin önemi kalmamaktadır. 6. Kalorisi düşük olan kepekli ürünlerle kolay kilo veririm! Genel kanı: 1500 kişiden 855’i, yani yüzde 58’i kepekli ürünlerle kilo vermenin daha kolay olacağını düşünmektedir. Doğru: Kepekli ürünler normal ürünlere göre daha az kalori içermez. Kepek, diyet lifi içeriğini artırarak, kalp damar hastalığı ve bazı kanser türleri gibi kronik hastalıklardan korunmada önemlidir. Kilo vermek için sebze ve meyvelerden yeterince diyet lifi alınabilmektedir. Önerimiz: Kilo verecek kişinin sağlık profiline göre kepekli ürünlerin miktarı ayarlanmalıdır. Kilo verirken anemisi olan bireye daha fazla kepekli ürün vermek olumsuz sağlık sorununa neden olabilmektedir. 7. Meyve, yemekten 2 saat sonra yenilmelidir. Genel kanı: 1500 kişiden 1055’i, yani yüzde 70’i, yemek ile meyve yemenin sağlıksız olduğuna inanmaktadır. Doğru: Meyveler içerdikleri biyoaktif bileşenler nedeni ile beslenmemizin vazgeçilmez parçasıdır. Bu bileşenler öğünle beraber yendiğinde vücudun antioksidan kapasitesinin artmasını sağlar. Öğünle yenilen meyveler daha çok tokluk sağlayarak kolay kilo vermeye yardımcı olur. Önerimiz: Meyveler günün her anı en az 2 ile 4 porsiyon arasında yenilebilir. Meyveleri öğünle yemek, vitamin ve minerallerin vücutta yararlılığını artırır. 8. Aç iken fiziksel aktivite yaparsam daha çok yağ yakarım! Genel kanı: 1500 kişiden 1110’u, yani yüzde 74’ü fiziksel aktiviteyi aç karnına yapınca olumlu değişiklikler hissettiğine ve yağlarının yandığına inanmaktadır. Doğru: Fiziksel aktivite yapmak metabolizmanın hızlanması için önemlidir. Fiziksel aktivite ile yağ yakımı artar, kas yoğunluğu korunur veya artırılır. Bu fiziksel aktivitenin şekli, süresi ve sıklığı ile değişir. Ancak sabah aç karnına yapılan fiziksel aktivite ile yağlar yanarken, maksimum düzeyde kas yıkımı oluşmaktadır. Önerimiz: Fiziksel aktivite öncesinde karbonhidrat ve protein içeren 200-300 kalorilik bir öğün yenip, en az 1 saat sonra aktivite yapılmalıdır. 1 muz veya 1 avuç badem ile 1 su bardağı süt içmek çok önemlidir. 9. Sabah aç karnına limon veya greyfurt suyu içersem yağ yakarım! Genel kanı: 1500 kişiden 1144’ü, yani yüzde 76’sı sabah aç karnına limon ve greyfurt suyu içince yağ yakacağına inanmaktadır. Doğru: Hiçbir besin yağ yakamaz. Bazı besinler içerdikleri kafeinden dolayı kısa süreli etkisi ile vücuda alınan kalorinin enerji olarak kullanılmasına yardımcı olur. Ancak asitli besinlerin böyle bir etkisi asla bulunmamaktadır. Önerimiz: Bu içecekleri içerek mide asidini arttırıp daha çok acıkmak yerine, salatalara limon sıkmak, meyve olarak ara öğünlerde greyfurt yemek, sağlıklı beslenme adına kabul edilebilir olmaktadır. 10. Zayıflamak ve toksinlerden arınmak için detoks diyeti yapmak zorundayım! Genel kanı: 1500 kişiden 600’ü yani yüzde 40’ı detoks diyetleri ile toksinlerden arınarak, sağlıklı kilo vereceklerine inanmaktadır. Doğru: Vücudumuzda doğal işleyen detoksifikasyon mekanizmaları bulunmaktadır. Hayvansal proteinleri yasaklayan detoks diyetlerinin sağlıklı olduğunu düşünmek olanaksızdır. Bu diyetler, keton cisimcikleri denilen zararlı maddelerin vücutta sentezlenmesine, mide bulantısı, halsizlik, baş dönmesi ve sinirliliğe neden olmaktadır. Detoks diyetlerine bağlı kısa süreli ve fazla kilo kaybı, yağ kitlesinden çok kas kitlesi olmaktadır. Önerimiz: Sağlıklı beslenme zaten vücudun detoksifikasyon yapan enzimlerini aktive eden bir yoldur. Kısa süreli bu uygulamalar ile sağlığımızı tehlikeye atmamak en doğrusudur. 11. Medyada yer alan beslenme bilgilerinin güvenli olduğuna inanıyorum! Genel kanı: 1500 kişiden 1442’si, yani yüzde 96’sı medyaya güveniyor. Doğru: Medya, sağlıklı beslenme bilgisinin yayılmasında en önemli etkin kaynaktır. Bu nedenle vereceğimiz bilgilerin kaynaklarını her zaman doğru ve güvenilir kanallardan seçmek gerekmektedir. Önerimiz: Konuların uzmanlarının kanıta dayalı bilgilerini, topluma anlaşılır olarak vermek en doğru yoldur. 12. Kilo verirken 3 beyaz yasak! Genel kanı: 1500 kişiden 1073’ü yani yüzde 72’si kilo verirken beyaz şeker, un ve tuzun beslenmeden çıkarılması gerektiğine inanmaktadır. Doğru: Sağlıklı beslenmede çeşitlilik ve ölçü en önemli faktördür. Şeker, un ve tuzun dengeli bir beslenme programı içerisinde her zaman yeri vardır. Tehlikeli olan bu üçlünün varlığı değil yenme miktarıdır. Önerimiz: Şeker olarak bal, pekmez, fındık veya çikolata ezmesi kullanılabilir. Tadına bakmadan tuz eklemeyi azaltıp, günde 5 gramı geçmeyecek kadar kullanmak ve ekmekleri, pastaları tam buğday unu ile yapmak yeterlidir. 13. Light ürünlerin kalorisi yoktur! Genel kanı: 1500 kişiden 1434’ü, yani yüzde 95’i her kategorideki light ürünlerin kilo vermede dilenildiği kadar yenilebileceğine inanmaktadır. Doğru: Light ürün demek, kalorisi sıfıra yakın değil, normal ürüne göre kalorisi azaltılmış anlamına gelmektedir. Bu nedenle serbest yeme özgürlüğü bulunmamaktadır. Sürekli light ürün yiyerek kilolarını vermiş ve korumuş bireylerin olduğunu gösteren bir bilimsel veri de bulunmamaktadır. Aksine çalışmalar light ürün bağımlılığı olanlarda yo-yo sendromunun daha fazla görüldüğünü belirtmektedir Önerimiz: Light ürünün anlamı her besin için ayrıdır. Bu nedenle sağlıklı beslenmede doğal ürünleri kullanmak doğru yoldur. 14. Sağlıklı beslenmede kırmızı ete yer yoktur! Genel kanı: 1500 kişiden 1423’ü, yani yüzde 95’i beslenmelerinden kırmızı eti çıkarınca sağlıklı olacaklarına ve kolay kilo vereceklerine inanmaktadır. Doğru: Tavuk ve balıkta olduğu gibi ılımlı miktarda yenilen kırmızı etin sağlık üzerine olumsuz etkisi olduğunu, diyetten çıkarılması gerektiğini gösteren bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Kırmızı et, diğer etlerin içeriklerine benzer oranda kolesterol içerip, haftada en az 2 kere tüketildiğinde de kolesterol üzerine etkisi olumsuz olmamaktadır.
Önerimiz: Yağı görünmeyecek kadar az olan kırmızı et, kaliteli kilo vermek için gereklidir. İçerdiği konjuge linoleik asit (CLA) sayesinde vücudun yağ kitlesini azaltıp, B12, çinko ve demir içeriği ile de hastalıklara karşı koruyucudur. 15. Maydanoz suyu zayıflatır! Genel kanı: 1500 kişiden 1239’u, yani yüzde 83’ü maydanoz suyunun zayıflamada etkisi olduğuna inanmaktadır. Doğru: Maydanoz, C vitamini yönünden zengin, idrar söktürücü etkisi olan bir sebzedir. Bu nedenle maydanozun yarattığı geçici kilo kaybı vücut yağ kütlesinden değil, su miktarındandır. Önerimiz: Maydanozu kilo vermek için değil, salatalara değişik renkte sebzelerden biri olarak koymak, vitamin ve antioksidan açısından destek sağlamak için en doğru yoldur. 16. Hangi yöntemle olursa olsun, verilen kilolar geri alınır! Genel kanı: 1500 kişiden 1240’ı, yani yüzde 83’ü, ne olursa olsun verilen kiloların geri alınacağına inanmaktadır. Doğru: Kilo verecek bireyler bunu hızla yapar, kendilerine uygun kilo verme yöntemini değerlendirmez ve buna uygun davranış değişikliği geliştirmezlerse, yeniden kilo alımı kolay olabilmektedir. Önerimiz: Sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandıran diyetler ile kilolar yıllarca korunabilir. Kilo verdikten sonra 6. ay, 1. ve 2. yıl, kilo alımı için riskli dönemlerdir. Bunun için düzenli takip gerekmektedir. Şişmanlığın tedavisi yaşam boyudur. 17. Lahana metabolizmayı hızlandırarak zayıflatır! Genel kanı: 1500 kişiden 988’i, yani yüzde 66’sı lahanayı besin veya kapsül şeklinde alarak hızlı kilo vereceğine inanmaktadır. Doğru: Lahana, pırasa, brokoli gibi kükürtlü sebzeler kanser önleyici ve vücuttaki zararlı maddelerin atımını sağladıkları için sağlıklı beslenmenin parçasıdır. Bu besinlerin metabolizmayı hızlandırmak gibi spesifik bir özelliği bulunmamaktadır. Önerimiz: Lahana diyetlerinde diyetin içeriğindeki lahananın değil, diyetin kalorisinin düşük olmasından dolayı kilo verildiği unutulmamalıdır. Bu nedenle değişik renkte tüm sebzeleri beslenmede bulundurmak, az yediğimiz müddetçe kilo kaybı ile sonuçlanacaktır. 18. Protein diyetleri zayıflamak için kolay bir yoldur. Genel kanı: 1500 kişiden 1184’ü, yani yüzde 79’u yüksek proteinli diyetlerle kolay kilo vereceğine inanmaktadır. Doğru: Kısa sürede kilo verdiren yüksek proteinli diyetlerin uzun süreçte uygulanması zordur. Kan kolesterol-ürik asit seviyelerini artırıp, insülin direncine neden olmaktadır. Bunu uzun süre uygulayıp hayat tarzı haline getirmiş bir kişiyi bile bulmak zordur. Yüksek protein diyeti uygulayan bireylerde görülen en önemli sorun, diyeti devam ettiremeyip sıkça şeker krizlerine girerek yüksek miktarda tatlı yemeleridir. Önerimiz: Kısa sürede kilo verip daha fazlasını almamak için karbonhidrat, protein ve yağı dengeli tüketmek yeterlidir. 19. Zayıflama ilaçları ile hızlı kilo veririm! Genel kanı: 1500 kişiden 1428’i, yani yüzde 95’i diyet yapmak yerine hızlı kilo vermek için zayıflama ilacı kullanmanın daha doğru olduğu görüşündedir. Doğru: Şişmanlık bir hastalıktır ancak her şişman birey için ilaç kullanmak doğru değildir. Zayıflama ilaçlarını şişmanlığa bağlı ciddi hastalıkları olan bireyler doktor kontrolünde kullanmalıdır. Bu bireyler bile ilaçları bıraktıklarında yeniden kilo alma riski ile karşı karşıyadır. Önerimiz: Zayıflama ilaçlarını gelişigüzel almamalı, oluşacak sağlık sorunlarını önemsemeli ve doktorun uygunluk kriterleri gösterdiği bireylerde bile diyet ile beraber belirli bir süre kullanılmalıdır. 20. Elma sirkesi içersem yağlarımı eritirim! Genel kanı: 1500 kişiden 1323’ü, yani yüzde 88’i elma sirkesinin iştahı engellediğine, yağ yakımını artırarak kilo verme üzerinde etkisi olduğuna inanmaktadır. Doğru: Çalışmalar, elma sirkesi içildiğinde, içerisinde bulunan asidin yemek borusunu tahriş edebileceğini, midede asidi artırarak açlığı uyaracağını ve reflü gibi ciddi sağlık sorunlarını tetikleyebileceğini bildirmektedir. Önerimiz: Sirke salatalara tat vermek için kullanılmalıdır; zayıflamak için 0, değil!
0 notes
kolp09ujh54-blog · 6 years
Text
İdeal diyetinizi nasıl seçeceksiniz?
Tumblr media
Herkes kendi için en uygun diyeti bulmak ve uygulamak ister. Fakat iş hayatından özel hayatına kadar her insan farklı faktörlerden etkilenir.  En iyi diyetin yaşam tarzı, bütçe, beslenme tercihleri ve harcanan çabaya göre seçilmesi gerektiğini belirten Herbalife Beslenme Danışmanı Susan Bowerman, ideal diyeti seçme önerilerini paylaştı. Genellikle diyet yapmaya başlayacak kişilerde en hassas nokta kişilerin diyet geçmişleri ve forma girmeye nasıl karar verdikleridir. Geçmişte ulaşılan en yüksek ve en düşük kilo değerleri, gösterilen çaba ve beklentilerin ne yönde olduğu konusunda ipuçları verir. Herbalife Beslenme Danışmanı Susan Bowerman, bu ipuçları ile birlikte kişiye özel diyet programının nasıl belirlenebileceği konusunda bilgiler verdi. Herkese uyan bir diyet programı yoktur Herkese uyan bir program veya diyet planı yoktur. Her birey farklıdır ve kişinin hangi besinleri sevip sevmediği, günlerinin nasıl geçtiği, yemek pişirmeyi sevip sevmediği, ne zaman ve ne sıklıkla egzersiz yaptığı gibi etkenler uygun diyet listeleri çıkartılırken öne çıkan faktörlerdir. Doğru bir liste öncesinde bu gibi ayrıntılar değerlendirilirse çıkarılacak liste, kişiye en uygun liste olacaktır. Sıkı bir programa ba��lamak vazgeçme eğilimini artırır Detaylara hakim olduktan sonra diyete başlayacak kişinin ne istediği ve hedefi öne çıkan diğer ayrıntılardır. Bazı insanlar daha sıkı bir yaklaşımla aynı anda diyete girme, sigarayı bırakma ve egzersize başlamayı tercih edip büyük bir çaba gösterebilirler. Bu gibi sıkı yaklaşımlara sıcak bakanlar motivasyon olarak her şeye sil baştan başlama fikrini önemser ve "bugün hayatımın geri kalanının ilk günüdür" motivasyonunu taşırlar. Bu yaklaşım herkes için geçerli değildir. Aynı anda pek çok şeyi değiştirmeye çalışmak sürecin yorucu olmasına ve dolayısıyla vazgeçme olasılığının artmasına sebep olabilir. Yavaş değişimler daha sürdürülebilir sonuçlara ulaştırır Bazıları daha dikkatli bir yaklaşımı tercih ederler ve ayaklarını yere tam anlamıyla basmak ve neyin daha uygun olduğunu görmek isterler. Doğru yolu bulmak için birkaç değişiklik yapabilirler ve bunları günlük yaşamlarında uygulayıp, sonrasında birkaç değişiklik daha yapmaya girişirler. Zaman içerisinde yavaş yavaş son derece kapsamlı diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri yapmış olurlar. Bu değişikliklerin köklü bir hale gelmesine fırsat tanıdıkları için, genellikle sürdürmeleri kolay olur. Kendi seçeneklerinizi değerlendirin Size en uygun yöntemi belirlemek sağlıklı bir diyet ve yaşam tarzı planı yapmanıza yardımcı olur. Sizi aynı noktaya götürecek pek çok farklı yol olabilir, bazıları kısa ve doğrudandır, bazıları ise biraz daha dolambaçlıdır. Bu durum, bunlardan birinin diğerinden daha iyi olduğu anlamına gelmez. Burada öne çıkan ayrıntı gerçekçi olarak neler yapabileceğinizi bilmenizdir. Eğer yemek pişirmeyi sevmiyorsanız ya da zamanınız yoksa her bir öğünü evde pişirmenizi gerektirecek bir diyet seçmenizin anlamı olmaz. Eğer en son ne zaman meyve veya sebze yediğinizi hatırlamıyorsanız, bir anda günde yedi porsiyon yemeye başlayabileceğinizi düşünmemeniz gerekir. Besin tercihleriniz, aktivite düzeyiniz ve yaşam tarzı seçimleriniz size aittir ve seçeneklerinizi siz belirlersiniz. Elde edeceğiniz sonuçların harcadığınız çabanın bir yansıması olduğunu kabul etmek gerekir. Ne kadar çok çaba gösterirseniz, o kadar iyi sonuçlar alırsınız. Fakat bu yavaş ve istikrarlı çaba gösterenlerin yarışı kazanamayacağı anlamına gelmez. Unutmayın, en iyi diyet başkasının önerdiği diyet değildir, en iyi diyet sizi hedeflerinize ulaştıran diyettir.
0 notes
kolp09ujh54-blog · 6 years
Text
Yatmadan önce yiyebileceğiniz en iyi atıştırmalıklar
Tumblr media
Yatmaya yakın yemek yemek iyi bir şey değil fakat acıkıyoruz. Geç vakit gelen doymak bilmez iştaha direnmek zordur.  Mutlaka yemek zorundaysanız öğününüzü 100 veya 200 kalori, en fazla 300 kalori ile sınırlandırın. SÜT ÜRÜNLERİ, TAM BUĞDAY, CEVİZ… Peki yatmadan bir veya iki saat önce yiyebileceğimiz en az zararlı yiyecek veya içecekler nelerdir? Diyetinizde eksik olabilecek besin değeri yüksek gıdaları tercih etmenizi öneriyor. Meyve veya sebze, düşük kalorili süt ürünleri, tam buğday ürünleri veya cevizler… Deniz ürünleri veya fasulye diğer iyi seçeneklerden, fakat özellikle uyku öncesi için değil. Atıştırmalıkların kilo aldıracağını unutmayın. Kalorilerin bir çeyreği yediğimiz abur cuburlardan kaynaklıdır. SÜZME PEYNİR, MUZ, ELMA… Muz, elma veya diğer taze meyveler, küçük bir porsiyon süzme peynir veya dilimlenmiş meyveler ile sade yoğurt ya da yulaf ezmesi ve yağsız, az yağlı süt ile diğer yüksek tahıllı mısır gevreklerinden yiyebilirsiniz. BADEM, CEVİZ, KEREVİZ SAPI, FISTIK EZMESİ… Diğer öneriler, çiğ vejetaryen çubukları veya küçük bir dilim peynir ile buğdaylı krakerler, bir avuç badem veya ceviz, bir yemek kaşığı kereviz sapı veya iki yemek kaşığı fıstık ezmesi veya badem ezmesi. (Cevizleri ve ezmeyi hesaplayın – direk olarak muhafaza ettiğiniz kaptan yemeyin.) Karbonhidratları ve proteini birleştirmek, dolduran, doyuran bir his sağlar, en küçük atıştırmalıktan sonra bile. GERÇEKTEN AÇ MISINIZ? SU İÇİN… Çıtır ve tuzlu bir şey yiyecek modda iseniz, patlamış mısır size uyabilir. Bir çok insanın gece acıktığını not etmek çok önemli çünkü "gün boyunca çok az yiyorlar ve eve geldiklerinde duramıyorlar. Çünkü kocaman bir içten içe acıkma deposu inşa ediyorlar. Ayrıca kendine sor, gerçekten aç mısın? İnsanlar çoğunlukla susuzluğu açlıkla karıştırır. Gün içinde daha fazla sıvı tüketmeyi dene ve akşam yemeğinde daha fazla su tüket. Yatmadan önce, bir bardak sıcak ya da soğuk az yağlı süt, kafeinsiz çay ya da hepsinden iyisi, sade normal su içmeyi deneyin. Su içmek açıkça yatmadan önce alabileceğiniz en zararsız şeydir.
0 notes
kolp09ujh54-blog · 6 years
Text
Her mevsim sağlıklı diyetle göbeğinizden kurtulun...
Tumblr media
Vücut metabolizmasının bozulmaması için, yazın kilo verip kışın alınmamalı dengeli beslenilmeli ve özellikle bilinçsiz diyet uygulamalarından kaçınılmalı... Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrin ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Sert, sağlıklı birey olmanın ön koşulunun yılın her mevsiminde sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenme olduğunu söyledi. Bir kişinin yaşına göre günlük karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve minerallerden belli oranlarda günlük olarak alması gerektiğine belirten Yrd. Doç. Dr. Murat Sert şunları söyledi: "Aksi takdirde tek gıdaya dayalı beslenme ya da diyet fayda yerine zarar verebilir. Yaz ayları yaklaştığında fizik görüntülerinden rahatsız olanlar çok sıkı, dengesiz diyetlerle zayıflamaya çalışılıp kış mevsimine girilmesiyle de 'Nasıl olsa kalın giysilerden görünmez' düşüncesiyle diyette rehavet dönemi yaşanıyor." Bilinçsiz diyet zararlı Yazın kilo verip kışın alan, bunu da sürekli tekrarlayanların, bir de bilinçsiz diyet uygulamaları durumunda vücut metabolizması bozulur. Ayrıca, vücudun da esnekliğini kaybetmesi kaçınılmaz olur. Formunuzu nasıl koruyacaksınız? - Haftada en az 4-5 gün 45-60 dakika yürüyüş yapın. - Hazır gıdalardan ve yüksek kalori içeren meşrubatlardan uzak durun. - Yağ tüketimini azaltın. - Kızartma yerine haşlama ve ızgara tercih edin. - Dolaplara hemen yenilecek şekilde dolma, börek, pasta, tatlı ve çerez koymayın. - Yemek saatleri dışında atıştırmayı kesin. - Gün içinde farkında olmaksızın alışkanlık gereği içtiğiniz çay ve kahvelere koyduğunuz şekerlerden alacağımız kaloriyi, belki 2 saat yürüyerek bile yakmanızın mümkün olmayacağı unutulmayın. - Diyet konusunda yaz-kış kararlı olmaya çalışın. Göbeğinizden kurtulun... Mekik hareketi: Dizleriniz bitişik ve ayaklarınız birbirine paralel şekilde tabanları yeri gösterirken iki eli enseye koyup hızlı hızlı, sık sık ve kesik kesik hareketlerle karnınız acıyana kadar sabah ve akşam ellişer kez bu hareketi yapıyoruz. Bu hareket, yağların yanmasına yardımcı olur. Sopalı hareket: Bu harekette de bir sopayı ense kökünüze alıp iki elinizi geçirin. Ayaklarınızı yere sağlam basıp süratli bir şekilde sağa ve sola doğru daha çok kalçadan yukarısını hızlı bir şekilde döndürerek birkaç dakikada bu hareketleri yapın. Bu hareket, karnın yan tarafındaki kasların şekillenmesi ve göbeğin erimesini sağlar.
0 notes
kolp09ujh54-blog · 6 years
Text
30 öneri ile sağlıklı bir diyet
Tumblr media
Çoğumuzun ortak derdi olan diyette başarılı olamama sorunu için uzmanlar bir takım önerilerde bulunuyor.  İşte başarılı bir diyet için beslenme uzmanlarının önerdiği ve dikkat edilmesi gereken maddeler. . . 1. Kuruyemişlerden yararlanın Beslenme uzmanları az miktarlarda badem ve ceviz tüketmenin yararlı olduğunu belirtiyor. Canınız atıştırmalık bir şeyler yemek istediğinde çok aşırıya kaçmadan badem, ceviz ya da fındık tüketebilirsiniz. Bu kuruyemişler kalori içerdiği için yerken dikkatli olunması şart. Bademde bulunan iyi yağlar, yağ yakma genlerini harekete geçirir ve kilo vermenize yardımcı olur. 2. Yağ ve karbonhidratları birbirleriyle karıştırmayın Yağları ve karbonhidratları ayrı tutmalısınız. Vücudunuzun ihtiyacı olan enerjiyi karbonhidratlardan alırsınız. Enerjiyi aldıktan sonra üstüne yağ tüketirseniz, gerekli olan enerjiyi zaten aldığınız için, vücudunuz yağı depolar bu da kilo almanıza neden olur. 3. Aç kalmayın Her gün aynı miktarda kalori alırsanız, daha İyi hisseder ve daha fazla yemekten kaçınırsınız. Bir gün çok yiyip, ertesi gün aç kalırsanız, kendinizi doymuş hissetmezsiniz. Bu nedenle, her gün aynı sakilde yemeye özen gösterin. 4. İnce arkadaşlar seçin Belki biraz acımasız olacak ama, zayıf olmak için zayıf arkadaşlar edinmelisiniz. Yapılan araştırmalar, obezitenin bulaşıcı olduğu ve ailesinde ya da çevresinde obez insanlar olan kişilerin de yavaş yavaş obezliğe doğru yaklaştığını gösteriyor. Bu nedenle, zayıf olmak istiyorsanız, çevrenizdeki insanları da diyete yönlendirmelisiniz. 5. Paketlere dikkat Paket tasarımları, ürünü çekici hale getirmek için yapılır. Bu nedenle ürün paketleri üzerinde yazanlar sizi yoldan çıkartmasın. 'Tuz oranı düşük' ya da 'az kalorili' gibi cümleler sizi kandırabilir. Bu yiyeceklerin sizin için uygun olup olmadığını anlamak için içeriğine göz gezdirmeli ve sonra almalısınız. 6. Protein yüklemesi yapın Proteinin yağ yakımına yardımcı olduğu biliniyor. Protein, sizi tok tutarken kas yapmanıza da yardımcı olur. Düşük karbonhidrat diyeti, yağların saklanmasını ve sonrasında enerji için kullanılmasını sağlar. 7. Egzersizlerinizde değişiklik yapın Kendinizi mutsuz ve sinirli hissettiğiniz zaman stres hormonu harekete geçer ve kan şekeri seviyeniz düşer. Bu durumda canınızın tatlı bir şeyler yemek istemesi normaldir. Böyle bir durumla karşı karşıya kaldığınızda spor yaparak kan şekeri seviyenizi kontrol altına alabilirsiniz. Spor şeklinizi değiştirebilir, çok ağır egzersizler yapmak yerine yoga gibi daha hafif egzersizleri seçebilirsiniz. 8. Düşüncelerinizi değiştirin Vücudunuzdan memnun olmamanız psikolojinizi de etkiler. Vücudunuz hakkında iyi hissederseniz, kötü alışkanlıklara daha az yönelirsiniz. Bu nedenle, canınız sıkkın olduğunda çikolataya saldırmak yerine, olduğunuz yerde zıplayabilir ya da bir yere uzanıp bacaklarınızı yukarıya doğru kaldırarak rahatlayabilirsiniz. Yüksek sesle "Çok iyi hissediyorum!" demek de size iyi gelecek. Eğer omuzlarınızı düşürüp, depresif bir biçimde "Çok kötüyüm!" diye etrafta dolaşırsanız, zararlı yiyeceklere saldırmak için hep bahaneniz olur ve bu da kilo almanıza neden olur. 9. Yediklerinizi unutmayın Gün içinde neler yediğinizi fark etmeyebilirsiniz. Bu nedenle her yediğinizi ve bunların ne kadar kalori içerdiğini bir kâğıda yazın. Yediklerinizi kâğıt üzerinde görmek, ne kadar gereksiz kalori aldığınızı daha iyi anlamanızı sağlar. 10. Ağırlık çalışın Kadınların en büyük korkularından biri de ağırlık egzersizleri yapmak. Çünkü ağırlıkların onları Arnold Schwarzenegger gibi kaslı vücutlu biri yapacağını düşünürler. Oysa bu oldukça yanlış bir düşüncedir. Erkek ve kadın vücudu arasında büyük fark vardır. Erkeklerle karşılaştırıldığında, kadınlar 30 kat daha az kas yapıcı hormona sahip. Ağırlık çalışması sadece metabolizmanızı harekete geçirir ve daha kolay kilo vermenizi sağlar. 11. İlk siparişi siz verin Arkadaşlarınızla dışarıda yemek yiyecekseniz restoranda ilk siparişi veren siz olun. Eğer diğerlerinin sipariş vermesini beklerseniz onların seçtikleri aklınızı karıştırır ve siz de onların seçtiği zararlı yiyeceklerden denemek isteyebilirsiniz. 12. Diyet içeceklerden vazgeçin Kısa vadede diyet içeceklerin bir zararı olmasa da, uzun süreli diyetlerde bu içecekler kilo alımına neden olur. Çünkü bu içeceklerin içinde bulunan tatlandırıcı maddeler, beyine daha fazla kalori tüketmesi gerektiği sinyalini verir ve bu da daha fazla yemenize neden olur. 13. Su için Günde sekiz bardak su içmek, sadece sizi tok tutmakla kalmaz. Su içmeden ciğerleriniz iyi çalışmaz; bu da yağ yakımını engeller. Bu nedenle, ne olursa olsun, bol bol su içmeye özen göstermelisiniz. 14. Beş Kuralı 'Mumya' filminden hatırlayacağınız güzel yıldız Rachel Weisz'in de uyguladığı 'beş kuralı' basit bir zayıflama yöntemi. Günde beş öğünde, beş ayrı yemek yemeniz gerekiyor. Bu yemekler karbonhidrat ve protein içermeli, glisemik indeksleri de düşük olmalı. Yediklerinizin, şekersiz olmaları ve yararlı yağlar ile liflerden oluşmaları da önemli. Yapacağınız yemeklerin içerisinde beş malzeme kullanmalısınız. Haftada beş gün, beşer dakika, ısınma hareketleri ve egzersizler yapmaksa bir başka kural. Bu diyette önemli olan günde 1. 300 kalori yakmayı başarabilmek. 15. Uyku düzeni Uykusuzluk, metabolizmanızı doğrudan etkiler. Uykusuz kaldığınızda iştahınız açılır ve doyma hissi en az seviyeye iner. Yapılan araştırmalara göre, eğer altı saatten daha az uyuyorsanız obez olma riskiniz yüzde 27 oranında artar. 16. Daha az kalori Aldığınız kalori miktarını azaltmalısınız. Kalorili içecekler yerine su içmeli, canınız tatlı istediğinde kuru meyve tüketmelisiniz. Eğer canınız lezzetli bir akşam yemeği istediyse, kızartmalar yerine; ızgara et, tavuk, balık ve yanında bol haşlanmış sebze yiyebilirsiniz. 17. Hindistan cevizinin gücü Hindistan cevizi ya da Omega-3 yağları, diyet programınızda size enerji verecek ve kilo vermenize yardımcı olacaklar arasında ilk sırada, özellikle Hindistan cevizi yağı, metabolizmanızı harekete geçirerek kalori yakmanızı sağlar. 18. Greyfurt Jennifer Lopez'in diyetisyeni Richard Giorla, "Her zaman yanınızda bir şişe greyfurt yağı bulundurun" diyor. Greyfurt yağındaki aromanın, karaciğer enzimlerini etkilediğini ve yağları yakan sinirleri harekete geçirdiğini belirtiyor. 19. Çeyreğini deneyin Uzmanlar, kilo vermenin en iyi yollarından birinin de tabağın çeyreğini bitirmek olduğunu söylüyor. Tabağınızdaki yemeğin çeyreğini yedikten sonra 20 dakika kadar bekleyin. 20. Kahvaltı önemli Öğünlerinizin miktarını kontrol altına almalısınız. Sabah kahvaltısı en çok yediğiniz öğün olmalı. Çünkü kahvaltı metabolizmanızın çalışmasını sağlar. 21. Sirke Yemekten önce çok az miktarda sirke içmek, kulağa çok hoş gelmese de iştah keser. Böylece daha az yersiniz. 22. Egzersizleri çeşitlendirin Aralıklarla yapılan egzersizler, kardiyovasküler sistemi geliştirmeye yetmez. Haftada bir defa egzersizleri, yüzerek ya da bisiklete binerek desteklerseniz, daha da hızlı kilo verirsiniz. 23. Gruplara katılın Grup içinde olmak her zaman tek başınıza olmaktan iyidir. Bu nedenle bir egzersiz programına yazılabilir ve grup egzersizi yapabilirsiniz. 24. Zamanlama Regl döneminin iki hafta öncesi, en hızlı kalori yakabileceğiniz dönem. Bazal metabolik hızınız bu dönemde yüzde 8'den yüzde 16′ya çıkar. Bu, daha hızlı kilo vermenize yardımcı olur. 25. Kendinizi inandırın Kilo vermek isteme nedenlerinizi ve güzel bir vücudun faydalarını maddeler halinde bir kâğıda yazın. Kendinize "Eğer değişirsem ne olacak, nasıl hissedeceğim, hayatım daha mı iyi olacak?" gibi sorular sorun. 26. Alternatifler bulun Atıştırmalıklardan vazgeçemiyorsanız kendinize alternatif yiyecekler bulabilirsiniz. Örneğin, canınız muz istediğinde, yerine bir elma yiyebilirsiniz. 27. Tat almanızı engelleyin Koku, iştah üzerinde etkilidir. Eğer bir yemekte çok fazla çeşni varsa kokusu da fazla olur. Bu da iştahınızın kapanmasına neden olur. 28. Süt ürünlerini ihmal etmeyin Süt ürünlerindeki kalsiyum, yağ yakmanıza yardımcı olur. Bu nedenle, gün içinde en az iki öğününüzde süt ya da süt ürünlerinden birini tüketin. 29. Besinlerle dost olun Yediklerinizi düşman olarak görmeyin. Size kilo aldırdıkları için özellikle kalorili yiyeceklere kızmayın. Kendinizi iyi hissettiğiniz bir günde, besin değeri yüksek şeyler yiyebilirsiniz. 30. Elleriniz meşgul olsun Boş durmak acıkmanıza neden olur. Örneğin canınız yemek istediğinde elinize telefonu alın ve bir arkadaşınızı arayın ya da tırnaklarınıza oje sürün. Böylece açlık duygunuzu, bir süreliğine de olsa bastırmış olursunuz.
0 notes
kolp09ujh54-blog · 7 years
Text
Bir ameliyatla 6 hastalığa çare
Tumblr media
Kilo vermek denildiğinde, akla sıklıkla ideal vücut ağırlığı ya da en son ulaşılmak istenen vücut ağırlığı gelir. Oysa yüzde 5-10 arası kilo kaybının bile sayılamayacak kadar çok yararı vardır. Özellikle obeziteyle ilişkili ek hastalıklarda ciddi düzelmeler görülüyor. Ülkemizde son zamanlarda giderek artan obezite ameliyatları sonucu obeziteyle ilgili birçok sağlık probleminde ciddi oranda iyileşmeler görülüyor. BariatrikLab Obezite ve Metabolik Cerrahi Ekibinden Prof. Dr. Halil Coşkun ile birlikte başarılı ameliyatlara imza atan Yrd. Doç. Dr. Erkan Yardımcı, obezite ameliyatları sonrasında ortadan kalkan sağlık sorunları hakkında şu bilgileri verdi: KALBİ KORUR, FELCİ ENGELLER "LDL kolesterol denen "kötü" kolesterolümüzü düşürmek için iyi ilaçlara sahip olmamıza rağmen, doktorlar da hastalar da HDL kolesterol olarak bilinen "iyi" kolesterolü birkaç puan bile arttırmanın ne denli zor olduğunu bilirler. Yüzde 5-10'luk bir kilo kaybı HDL kolesterolde 5 puanlık bir artışla sonuçlanabilir. HDL deki bu 5 puanlık artış bireysel kalp rahatsızlık riskini azaltabilir. Erkeklerde 40 mg/dl'den ve kadınlarda 50 mg/dl'den daha fazla olan HDL kolesterol kalp rahatsızlıklarına karşı koruyucudur. Kanda yüksek miktarları zararlı olan yağ benzeri parçacıklar da bulunur. Kanda trigliserid denen bu parçacıkların artmasıyla kalp krizi ve felç riski yükselmektedir. 200 mg/dl'nin üzerindeki herhangi bir değer yüksek olarak adlandırılırken, normal seviye 150 mg/dl altında olmalıdır. Vücut ağırlığının yüzde 5-10'unu kaybetmek bile ortalama 40 mg/dl trigliserid düşüşü sağlar ki bu önemli bir düşüştür. Obezite ameliyatları sonrası bu seviye egzersiz, düşük miktarda şeker, karbonhidrat ve yağ içeren diyet ve alkol alımının azaltılmasıyla daha da geliştirebilir. HİPERTANSİYONDA İLACA VEDA Hipertansiyon problemlerinin yüzde 25-30'u aşırı vücut ağırlığından kaynaklanmaktadır. Vücut ağırlığı artışı, hemodinamik bozukluklara ve kan basıncında artış ile sonuçlanan diğer değişikliklere sebep olur. Obezite ameliyatları sonrası erken dönemde vücut ağırlığındaki yüzde 5-10'luk kayıp ile kan basıncı, hem sistolik hem de diastolik, ortalama 5 mmHg azalır. İlerleyen dönemlerde ulaşılan ideal kilo ile tansiyon ilaç kullanımı azalmakta ve hatta birçok hasta ilaçsız normal tansiyon değerlerine ulaşmaktadır. DİYABETE CERRAHİ ŞİFA Obezite ile beraber Tip2 diyabet hastalığı sıklıkla görülmektedir. Günümüzde sıklıkla uygulanan tüp mide ve mide bypass ameliyatları sonrası yüzde 60-90 oranında Tip2 diyabet hastalığında iyileşme olmaktadır. Mide bypass ameliyatının özellikle Tip2 diyabet tedavisinde daha etkili olduğu bilinmesine karşın son dönemde Clevland Clinic tarafından yayınlanan çalışmada her iki ameliyatın da Tip2 diyabet tedavisi üzerindeki uzun dönem olumlu etkileri arasında anlamlı bir fark olmadığı belirtilmiştir. İNSÜLİN SEVİYESİNİ DÜŞÜRÜR Obezite ile birlikte görülen bir diğer durum insülin direnci adı verilen bir fenomendir. Bu bozuklukta, pankreas insülin denen hormonun normal miktarından daha fazla işlem gerçekleştirir. İnsülin kan şekeri seviyesini normal seviyede tutmakla görevlidir. Bu durumda, dokular onun etkilerine karşı dirençli olduğundan insülinin yüksek seviyesine ihtiyaç duyulur. Bir kişi insülin direncine sahip olduğunda, kandaki yüksek miktarlı insülin, özellikle bel bölgesindeki yağ dokularında artışa, anormal kolesterole, ve bazen kadınlarda erkek tipi saç uzaması ve kısırlığa neden olan hormon seviyelerinde değişime neden olur. Etkili kilo kaybı önemli derecede insülin seviyesini düşürür ve böylece bu durumun tersine çevrilmesine yardım eder. SOLUNUM CİHAZINDAN KURTARIR Obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS), aşırı kilodan etkilenen hastalarda yaygın olarak görülen bir uyku bozukluğudur ki, uyku sırasında soluğun kesilmesi veya hava almak için horlama olarak bilinir. Uyku esnasında solunumun tıkanması veya durmasından kaynaklanır ve yetersiz oksijen alımı ile sonuçlanır. Bu da gün boyunca yorgunluk ve uyku haline neden olur. OUAS ayrıca hipertansiyon gibi bazı hastalıkların tedaviye karşı daha az cevap vermesinden sorumludur. Uyku apnesi önemli olduğunda, kandaki oksijen seviyesi uyku boyunca çok düşük seviyededir ve CPAP adı verilen solunum cihazının kullanımı gereklidir. Ameliyatlardan hemen sonra başlayan kilo kaybıyla uyku apnesinin düzeldiği ve bazen apnenin çok şiddetli olmadığı durumlarda o kişinin CPAP solunum cihazından ayrılabileceği gösterilmiştir. Bu bazıları için büyük bir gelişmedir. CPAP kullanımı hayat kurtarıcı olmakla birlikte sıklıkla kullanımının oldukça zor ve sıkıntı verici olduğu kullanan hastalar tarafından belirtilmektedir. İLTİHAPLANMA MADDELERİNİN SEVİYESİ DÜŞER İnsan vücudundaki hücrelere aşırı kilonun etkilerini inceleyen çalışmalarda, yağ hücrelerinin ve özellikle de karın yağ hücrelerinin, kan damarlarında iltihaplanmaya neden olan çok sayıda madde ürettiği bulundu. Bu iltihaplanma daha sonra felç ve kalp krizine dönebilen plaklara ve pıhtılara neden olabilmektedir. Kilo kaybının yüzde 10 seviyesini aştığı durumlarda kan dolaşımındaki iltihaplanma maddelerinin seviyesi önemli derecede düşer ve böylece damarlarda meydana gelebilecek hasar riski azalır."
0 notes
kolp09ujh54-blog · 7 years
Text
Kadınlar için sağlıklı besinler
Tumblr media
Yapılan araştırmalar bazı gıdaların yararlarına dikkat çekerken, birçok sağlık sorununu önlemeye yardımcı olduğunu da gösteriyor. İşte en önemli 6 gıda... Sağlıklı yaşamın temeli sağlıklı beslenmeyle ilgili uzmanımıza danıştık ve yaşam uzatan altı süper gıdayı dengeli bir şekilde alan kadınların daha sağlıklı bir yaşam sürdürebileceğini öğrendik . Uzmanımıza göre bu gıdalar düşük yağ oranına sahip yoğurt, somon ve sardalya gibi yağlı balıklar, fasulye, nohut, mercimek gibi baklagiller, domates, D vitamini kaynağı besinler, çilek, böğürtlen gibi meyveler. Doktorumuzun açıklamalarını aktarıyoruz. Düşük yağlı yoğurt Henüz kanıtlanmamış olmakla birlikte, haftada üç-beş kez tüketilen az yağlı yoğurdun kadınlarda göğüs kanseri riskini azalttığı yolunda görüşler var. Ayrıca uzmanlar yoğurtta bulunan faydalı bakterilerin (probiyotikler) insan sağlığına çok olumlu etkileri bulunduğunun altını çiziyor. Yoğurt bağırsakları ve sindirim sistemini düzenler, rahatlatır. Ayrıca mide ülseri ve vajina enfeksiyonu risklerini azaltır. Yağlı balıklar Haftada iki üç-kez yenebilecek bu balıklarda en yararlı unsur Omega-3 yağ asitleri. Somon, sardalye gibi balık çeşitleri, hücre zarını güçlendirir. Kalp hastalığı, hipertansiyon, depresyon, eklem ağrısı gibi rahatsızlıklara karşı korunmaya katkıda bulunur. Balık cenneti ülkemizde balık tüketelim. Fasulye Kadınların haftada en az üç-dört kez yemelerinde büyük yarar olan fasulye protein ve lif açısından da son derece zengin bileşimleriyle, kalp krizi ve göğüs kanseri riskini azaltır. Ayrıca kadınlık hormonlarının dengeli ve istikrarlı olmasına katkıda bulunur. Uluslararası kanser araştırmalarına yer veren International Journal of Cancer adlı bilimsel makale dergisi, araştırmacıların fasulye türlerinin ve mercimeğin göğüs kanserini önleyici etkileri olabileceğine dair bazı çalışmalar bulunduğunu duyurdu. Domates Kadınların domates, kan portakalı ve karpuz gibi likopen zengini gıdaları haftada üç-beş kez tüketmelerini tavsiye ederiz. Güçlü bir antioksidan olan likopenin erkeklerde prostat kanseri riskini azalttığı gibi, kadınlarda da meme kanseri riskini azalttığını ortaya koyan yeni araştırmalar var. Az yağlı süt veya portakal suyu Kadınların günde belirli miktarlarda D vitaminine ihtiyacı var. Kalsiyumun kemiklere faydalı olabilmesi için bağırsaklardan emilmesi gerekir. D vitamini alımı kadınlarda kalsiyum kaybı nedeniyle kemik kırılmalarına kadar olumsuz sonuçlara yol açabilen osteoporozun yanı sıra şeker hastalığı, multiple sclerosis (MS), göğüs, kolon veyumurtalık kanseri risklerini azlatır. Kalifornia üniversitesinde yapılan araştırmalar D vitaminin bağırsak ve yumurtalık kanserini önleme potansileyi olduğunu ortaya koydu. Bu yüzden D vitamini takviye edilmiş az yağlı süt veya portakal suyu için. Çilek ve böğürtlen Çilek, böğürtlen, kızılcık ve ahududu gibi meyveler, aynı şarapta olduğu gibi anti kanserojen özelliklere sahip ve hücre onarıcı olduğu bilinen antokyan maddesini içerirler. Antokyanlar meme, mide ve bağırsak kanseri risklerini azaltan önemli antioksidanlar arasındadır. C vitamini ve folik asit açısından çok zengin olan bu meyveler, cildin yaşlanmaya karşı korunmasına da katkıda bulunurlar. Atlamayın! Hamileyseniz, en sık duyacağınız kelimelerden biri folik asit ve demir olacaktır. Hamileliğinizin ilk 12 haftasında alacağınız 400 mg folik asit, sinir boruların��zın uğrayacağı zararı yüzde 40 azaltır. Yeşil yapraklı sebzeler, pişirilmiş taze kuru fasulye, portakal ve portakal suyuyla folik asit ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Demir eksikliği ve kansızlık hamilelikte rahatsızlığa neden olabilir. Kırmızı et, kurutulmuş meyveler, fındık, fırında pişirilmiş kuru fasulye gibi yiyecekleri tüketirseniz demir ihtiyacınızı karşılarsınız. Günde 1 bardak portakal suyu da içerseniz demirin yanında C vitamini almış olursunuz.
0 notes
kolp09ujh54-blog · 7 years
Text
40 yaşını geçenlere önemli uyarı
Tumblr media
Yaşlar ilerledikçe, beslenme düzenini ve yaşam şeklini değiştirmek gerekiyor! Genel vücut sağlığı düzenli bir beslenme ve yaşam şekliyle korunabilir. Özellikle 40'lı yaşlar sağlıklı bir yaşlılık dönemi için oldukça önemlidir. Bu nedenle beslenmeden, uyku düzenine ve fiziksel aktivitelere kadar her bireyin bir planlama yapması gerekir. Aksi takdirde kolesterol, kalp-damar hastalıkları, kanser, kemik erimesi ve depresyon gibi birçok rahatsızlık gelişebilir. Central Hospital'dan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Selma Turan, "Her yaşın ayrı bir beslenme şekli vardır. Günümüz toplumuna bakıldığında özensiz ve bilinçsiz beslenme, şişmanlık, sigara-alkol kullanımı ve uzun çalışma saatleri gibi nedenler genel vücut sağlığını etkileyebiliyor." diyor. Yaşam Şekli Önemli Her insan 40'lı yaşlara gelene kadar birçok evrelerden geçer. Çocukluk, ergenlik, orta yaş ve gebelik gibi dönemlerde vücutta bazı değişiklikler meydana gelir. Tüm bu süreçte beslenme düzeni büyük önem taşır. Çünkü her yaşın ayrı bir beslenme şekli vardır. Günümüz toplumuna bakıldığında özensiz ve bilinçsiz beslenme, şişmanlık, sigara-alkol kullanımı ve uzun çalışma saatleri gibi nedenler genel vücut sağlığını etkileyebiliyor. Özellikle modern toplumlardaki kadınlar iş, aile ve sosyal yaşamlarındaki yoğun tempo sebebiyle beslenme düzenlerine dikkat edemeyebiliyor. 40'lı Yaşlarda Hormonlar Değişiyor 40'lı yaşlarda birçok kadın menopoz dönemine girer. Bunun sonucunda da hormonlarda değişim başlar. Hormonlardaki bu değişiklikler östrojenin karın çevresinde toplanmaya başlamasıyla birlikte o bölgede yağlanmayı arttırır. 40'lı yaşlarda kadınların metabolik enerji harcamaları düşmeye başladığından kilo almaya da daha elverişli hale gelirler. 40'lı yaşlarda vücudun enerji ihtiyacı daha az olduğu için yiyecek tüketiminin de bu duruma göre ayarlanması gerekir. Aksi takdirde kalp-damar hastalıkları, meme kanseri, kemik erimesi, selülit, menopoza bağlı stres, depresyon, ateş basmaları ve sinirlilik gibi durumlar oluşabilir. Erkeklerde de ileri yaşa, mevcut hastalığa ya da hareketsiz yaşama bağlı olarak kilo alma durumu yaşanabilir. Bu nedenle her bireyin kilo kontrollerini yapması gerekir. Ayrıca düzenli olarak fiziksel aktivite yapılmalı, beden kitle indeksi 30 ve üzerindeyse mutlaka kilo verilmeli, uyku saatleri yeterli olmalı ve sağlık kontrolleri sıkça yapılmalıdır. Beslenme Düzeni Oluşturun 40'lı yaşlarda da düzenli bir beslenme rutini oluşturulmalıdır. Özellikle kas ve iskelet sisteminin sağlığını koruyabilmek için günlük olarak 3-4 porsiyon süt ve süt ürünleri tüketilmelidir. Et ve et türevleri fazla tüketilmemelidir. Haftada 2-3 gün kırmızı et, diğer günler beyaz et ve kuru baklagiller yenilebilir. Günde 4-5 porsiyon taze mevsim sebze ve meyvesi, ekmek olarak tahıllı, tam buğday ve çavdar ekmeği tüketilmelidir. Yağlar konusunda da ölçülü olunmalı, doymamış yağlar tercih edilmelidir. Tereyağı ve margarin gibi yağlar doymuş yağlar olduğundan kolesterolü arttırabilir. Bu tarz yağlar yerine ayçiçek, soya ve mısırözü gibi bitkisel yağlar tüketilmesi daha doğru olur. Bitkisel yağlar kolesterol içermediğinden tüm yiyecekler bu yağlarla pişirilmelidir. Zeytinyağlı yemeklerde ise pişirildikten sonra yağ çiğ olarak ilave edilmelidir. Şekerden Uzak Durun, Lifli Besinler Tüketin 40'lı yaşlarda bağırsak hareketleri yavaşladığı için kabızlık görülebilir. Bu nedenle posalı besinlere ağırlık verilmeli, sebze ve meyveler, kuru baklagiller, yulaf, mercimek, mısır, esmer ekmek gibi lif yönünden zengin gıdalar beslenme düzeninde mutlaka yer almalıdır. Şeker ve şekerli besinler ile şerbetli ürünler mümkün olduğunca az yenilmelidir. Bu tarz besinler kişiye yoğun enerji verir ancak fazla tüketilmeleri kilo ve yağlanmaya neden olabilir. Kemik Sağlığı İçin Kalsiyum Kan şekerini hızla yükselten karbonhidratların (tatlı, hamur işleri, pirinç, makarna v.s) yerine kepekli ve tahıldan zengin besinler tercih edilmelidir. Kemiklerin güçlü kalması için kalsiyum içeren besinler tüketilmeli ve D vitamini desteği alınmalıdır. Kalsiyum ile birlikte magnezyum da alınmalıdır. Magnezyum için en iyi kaynaklar; balkabağı, ayçiçeği, susam, keten tohumu, muz ve yeşil yapraklı sebzelerdir. Bunların yanı sıra alkol, kafein ve sigara gibi maddeler azaltılmalıdır. Çünkü bu maddeler kalsiyum kaybını arttırarak kemik erimesine yol açabilir. Yaşlanmanın en kaçınılmaz tarafı hücre yenilenme hızının yavaşlamasıdır. Yapılan araştırmalarda kırmızı erik, üzüm, patlıcan ve böğürtlen gibi mor yiyeceklerde bulunan antioksidanların hücre yenileme hızını ciddi oranda arttırdıkları da görülmüştür. Mucizevi Üçlü: Badem, Keten Tohumu ve Susam 40'lı yaşlarda tokluk hissi veren leptin hormonu salgılanması azalır. Bu durum da iştahın açılmasına neden olabilir. Tokluk hissi vermesi için gün içinde belli zamanlarda bolca badem tüketilebilir. Badem zengin bir kalsiyum kaynağıdır. Ayrıca keten tohumu ve susamın içinde bulunan lignan maddesi antioksidanların en güçlüsüdür. Ketentohumu ve susam yoğurda veya salataya katılarak yenilebilir. Bunların yanı sıra C ve E vitamini içeren yiyecekler tüketilmelidir. E vitamini menopozun yol açtığı ateş basmalarına iyi gelir. Örneğin ketentohumu ve soya da sıcak basmaları için etkili besinlerdir. Günlük olarak 2 yemek kaşığı alınması yeterlidir. B vitamini, çinko ve magnezyum ise ruhsal gerginlikleri azaltabilmek için en iyi kaynaklardır. Seratonin kişinin kendisini iyi hissetmesini sağlar. Seratonin için en iyi kaynak ise muzdur. Hareket Edin! 40'lı yaşlarda beslenme şekli haricinde fiziksel aktiviteler ve uyku düzeni de oldukça önem taşır. Bu nedenle kadın-erkek her bireyin düzenli egzersizler yapması ve sağlıklı bir uyku rutini oluşturması gerekir. Ancak bu sayede genel vücut sağlığı korunabilir. Eğer kişinin herhangi bir sağlık problemi varsa yapılacak egzersizler uzman doktor kontrolünde planlanmalıdır.
0 notes
kolp09ujh54-blog · 7 years
Text
Duygusal beslenme obeziteye neden oluyor
Tumblr media
Doç. Dr. Halil Coşkun, gerginlik, üzüntü, kırgınlık gibi durumlarda çoğu kişinin bol kalorili yiyeceklere saldırdığını belirterek "Bu tip yemenin adı duygusal beslenmedir ve açlık giderilmeye değil duygular doyurulmaya çalışılır. Aşırı kilo almamak için nasıl yediğimizin farkında olmalıyız. Aksi halde aşırı kiloya ve obeziteye dönüşür" diyor Genellikle üzgünken, sinirliyken, stres altındayken ilk yapılan iş bir şeyleri tıka basa yemek olur. Uzmanlar buna duygusal beslenme adını veriyor. Obezite cerrahisinde Türkiye'nin en deneyimli isimlerinden biri olan Doç. Dr. Halil Coşkun, pek çok obez hastanın duygusal beslenmenin farkında olmadan yıllar içinde kilo aldığını vurguluyor. Doç. Dr. Halil Coşkun, duygusal beslenmeyi "Ruh halimiz kötüyken yenenler genellikle abur cuburlar, şekerlemeler oluyor. O ruh halinde yenenlere 'rahatlatıcı yiyecekler' diyebiliriz. Bu bakımdan yiyecekleri ruh halini iyileştiren bir çeşit ilaç, antidepresan olarak nitelememiz mümkündür. Fakat bu örnekler, daha çok kilo almaya sebep olabilecek alışkanlıklara dönüşebilir" diyerek özetliyor ve bu durumu yaşayan kişilere şu önerilerde bulunuyor: "Mutluluk ile kıyaslanan yiyeceklerin, yaşam boyu değişecek kalıplarının anahtarı; önce farkında olmaktır. Hayatında yiyeceklerin nasıl kullanıldığı ve senin için duygusal durumla bağlantısını ifade etmek biraz zaman alabilir. Sonra kendi duygusal durumlarını yansıtmak biraz zaman alabilir. Bir duygu günlüğü tutunuz ve her gün nasıl hissettiğinizi yazınız. Yansıması, şimdiki duygularınızla geçmişteki duygularınız ve bunların yiyecekle bağlantısı daha bilinçli olacaktır. Sonra iş başlıyor. Gıdaya bağlı her duyguyu atınız ve duygu eğilimi yapan diğer şeylerin listesini oluşturunuz. Örneğin yemeye bağlı tek duygu "üzüntü" olabilir. Üzgün olduğunuz zaman teselli için alternatif yollar: Bir arkadaşla konuşmak, ağlamak, duygularınızın günlüğü, müzik dinlemek, bir şarkı ve ya şiir yazmak. Oluşturduğunuz alternatiflerin rahatlatıcı yeme dürtüsünün nasıl azalttığını göreceksiniz. Yazılan bu alternatif listesini düzenli olarak yapmak mümkündür. Listenize gerektiğinde ekleme yapın ya da deneyip işe yaramayanları işaretleyin. Sonuç olarak; rahatlatıcı gıdalar kullanarak bir ömür geçirdiniz. Bunu hızlı bir şekilde değiştirmek olası değildir. Kendinize bu değişikleri yapmak için zaman verin. Yiyeceklerle ilgili değişim mümkün olduğu zaman daha tatmin edici ve daha sağlıklı ilişkiler kurabilirsiniz." SAĞLIKLI BESLENMENİN İPUÇLARI • Öncelik her zaman öncelik proteinlerde olmalı. Günde en az 60 gr protein almalısınız. Protein kaynaklarını bilmeli, tercihlerinizi proteinlerden yana kullanmalı ve yediklerinizin protein miktarını hesaplayabilmelisiniz. Uygun miktarda ve dengeli protein almak, diyetinizde kas kaybı yaşamanızı engelleyecek ve diyet esnasında ihtiyaç duyduğunuz enerjinin büyük kısmını karşılayacaktır. • Öğün Atlamayınız. Kendinizi uzun süre aç bırakmayınız. Günde en az 3 ana öğün ve en az 1–2 protein ağırlıklı ara öğün yapmalısınız. 4 saatten daha fazla aç kalmamak hem hızlı ve çok yemek yemenizi önlediği gibi hem de metabolizmanızın çalışır olarak kalmasına yardımcı olacaktır. • Yemek masada yenir. Günümüzde gerek iş saatlerinin yoğunluğu, gerekse bilgisayar yaygın kullanımı nedeniyle televizyon-bilgisayar karşısında beslenmek zaman tasarrufu olarak görülse de yemek saatinde, masada olunuz. En az 30 dakikanızı yemek yemeğe ayırmalısınız. Televizyon karşısında, buzdolabının önünde, ayakta durup konuşarak, başka bir işle ilgilenerek yemeğinizi yememelisiniz. Başka bir işle meşgul olup aynı anda yemek yemek aldığınız porsiyonu fark etmemenize ve kontrolsüzce çok yemenize sebep olabilir. • Porsiyon Kontrolüne Dikkat. Küçük ama içerik olarak protein/kalsiyum/vitamin ile dolu porsiyon tercih etmelisiniz. Küçük ve renkli tabaklar tercih edebilir, yiyeceklerinizi minik parçalara ayırarak yiyebilirisiniz. Tokluk hissinizi hissettiğiniz anda yemek yemeği sonlandırınız. Tabağınıza tüketmeniz gerekenden fazla gıda almayınız. • Sıvılar Unutulmamalı! Günde En az 6-8 bardak su tüketmelisiniz. Su dışında hiçbir sıcak ya da soğuk içecek su ihtiyacınız yerine geçmeyecektir. Halk arasında oldukça yanlış bilinen "bitki çayları su ihtiyacını karşılar" inanışına itibar etmeyiniz. Günlük su tüketiminiz sadece sağlıklı beslenmeniz için değil, böbrek fonksiyonlarınız, cildiniz ve sinirleriniz için de hayati ihtiyaçtır. • Yeni Hayata Başlangıç: Lütfen "sürekli beslenmeme dikkat mi etmeliyim?" düşüncesini aklınızdan çıkarın. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinip, bunları yaşam tarzı haline getirmek uzun ömürlü kontrolünüzün bir parçası ve yeni hayatınızın en büyük adımı olmalı.
0 notes
kolp09ujh54-blog · 7 years
Text
Bu yiyecekler ile kolay kilo verin!
Tumblr media
Diyet yapanlar için en yararlı olduğu belirtilen besinlerin başında dut geliyor. Forbes Dergisi, yaptığı diyet yapanlara yararlı besinler listesinde birinci sırasında dutun yer aldığını yazdı… Baklagiller, süt ve et ürünleri ile kabuklu meyve de listedeki diğer besinler. Diyet yapanlar için en yararlı olduğu belirtilen besinlerin başında dut geliyor. Forbes Dergisi, yaptığı diyet yapanlara yararlı besinler listesinde birinci sırasında dutun yer aldığını yazdı… Baklagiller, süt ve et ürünleri ile kabuklu meyve de listedeki diğer besinler. Dünyanın değişik bölgelerindeki insanların değişik gıdalar tükettiklerini hatırlatan dergi, "Ama bütün insanlar için faydalı olan besinler de var" ifadesini kullandı. Yapılan listede dünyada her kültür ve coğrafyada yararlı olduğu belirilen "evrensel" besinler şöyle sıralandı: 1. Dutsu meyveler (dut, çilek, böğürtlen vb.) 2. Baklagiller (Fasulye, nohut, mercimek vb.) 3. Taze süt ve süt ürünleri 4. Sadece ot yiyerek beslenen hayvanların eti. 5. Kabuklu meyveler (fındık, ceviz vb.) Her kategorinin sağlık açısından en önemli özelliği ise şöyle sıralandı: 1. Dutsu meyveler tatlı olmalarına rağmen düşük şeker oranlarıyla vücuda çok yararlılar. Kalori açısından düşükler. Hafızayı güçlendirip kansere karşı da birebirler. 2. Baklagiller ise lifli yapılarından dolayı diyet için çok faydalı. İnsanlara tokluk hissi verip fazla yemekten alıkoyuyor. 3. Taze süt ve süt ürünleri ise protein sayesinde sağlık deposu işlevi görüyor. Kemikler, cildin tazelenmesi ve kansere karşı hücrelerin güçlenmesi açısından çok yararlı. 4. Kötü şöhretine rağmen etin ihmal edilmemesi gerekiyor. Etin içinde yer alan fosfor, demir ve bakır, A, D vitaminleriyle B vitamini bileşikleri beden için olmazsa olmaz besinler. 5. Kabuklu meyveler özelikle kalp sorunları çekenler için birebir. Kalp hastalıkları riskini düşürürler. Kolesterolü düşürmek için faydalılar. Bu listenin dışında elma, yeşil çay, soğan, sarımsak ve her türlü yeşil sebze de tüketilmesi gereken faydalı besinler olarak sıralandı.
0 notes
kolp09ujh54-blog · 7 years
Text
Bu kırmızılar kalbi güçlendiriyor
Tumblr media
Her gün ortalama 100 bin kez atan kalbin daha sağlıklı ve güçlü olmasının yolu kırmızı besinlerden geçiyor. Sağlıksız beslenme, hareketsizlik ve çevresel faktörler… Tüm bunlar kalp damar hastalıklarının artışındaki en önemli nedenler arasında yer alıyor. Uzman Diyetisyen Nilay Keçeci Arpacı'nın verdiği blgilere göre, kırmızı güçler ile beslenmek pek çok hastalığı önlediği gibi kalp damar hastalıkları riskini de ortadan kaldırmada faydalı olabiliyor. Çünkü bu besinler, damarları temizleyerek ve kan basıncını düşürerek kalp sağlığını koruyor. Kuşburnu, Kanı Temizliyor Kan şekerini dengeleyen ve kolesterol düşürücü etkisi olan kuşburnu, en güçlü antioksidan besinlerdendir. Vücutta oluşan ve kanserojen etkiler ile kalp hastalıklarına da neden olan serbest radikallerin oluşumunu önleyen ve tedavi edici etkisi yüksek olan kuşburnunu, gün içerisinde marmelat şeklinde 1 tatlı kaşığı kadar ya da çay şeklinde 1 fincan kadar tüketilebilirsiniz. Kuşburnu kanı temizleme özelliği ile kalbe artı fayda sağlayan önemli besinlerdendir. Nar, Trigliserid ve Kolesterolü Düşürüyor Her bir tanesi sağlık kaynağı olan nar, kalp hastalıklarına karşı önleyici ve tedaviyi iyileştirici etkisi ile ön plana çıkıyor. Narın içerdiği antioksidan, tüm besinlere bakıldığında en güçlü antioksidandır. Yüksek kolesterol ve trigliserid gibi kalp hastalıklarında belirleyici olan kan değerlerinde ciddi düşüşlere yardımcıdır. Mevsiminde narı her gün 2 su bardağı kadar tüketmek ya da salatalarda bol bol tüketmek etkili olacaktır. Kırmızı Elma, Kalbi Koruyor Kırmızı besinler içinde her gün tüketilebilen ve kan şekerini dengeleyen kırmızı elma bol antioksidan barındırır. Kalp hastalıkları ve kronik kalp sıkıntıları yaşayan kişilerin de tüketmesi gereken elma, kalbi korurken kolesterollerinde düşmesine yardımcı olur. Kırmızı elma, serbest radikalleri vücuttan atarak kalp sağlığını korumaya yardımcı olur. Oxford Üniversitesi araştırmacıları tarafından sunulan bir çalışmada günde bir elma yemenin 50 yaş üstü kişilerde kalp krizi önlediği vurgulanmıştır. Elma hiçbir yan etkisi olmayan kalp dostu bir besindir. Organik Domates, Damarların Tıkanmasını Önlüyor Domates, içerdiği likopen ile pek çok kanser türünün yanı sıra kalp hastalıklarına karşı da koruyucu özelliktedir. Organik domates, sofralarda her gün yer bulması gereken başlıca bir besindir. Domatesin içerdiği antioksidan damarların tıkanmasını önleyerek, kalp krizi riskini azaltır. Aynı zamanda ister salatalarda ister tek tüketilsin vitamin ve mineral bütünlüğü sağlayarak vücudu hastalıklara karşı korumaktadır. Kiraz, Tahrip Olan Hücreleri Yeniliyor Kalp ve damar sağlığını korumak için kullanılan değerli besinlerden biri de kirazdır. Mevsimi yaklaşan kirazı günde 1 porsiyon kadar tüketmek antioksidan etkisi ile kalp hastalıklarına karşı koruyucu olacaktır. Kiraz, damarların düzenli kan akışını destekler. Kalp hastalıklarında tahrip olan hücrelerin yenilenmesi ve kalan hücrelerin daha sağlam çalışması için etkilidir. Antioksidan özelliği ile vücutta biriken kalbe olumsuz etkiye neden olabilecek atıkları temizleyebilmektedir.
0 notes
kolp09ujh54-blog · 7 years
Text
Sağlıklı zayıflamanın 10 altın kuralı
Tumblr media
Sağlıklı zayıflamanın 10 altın kuralına dikkat edin, yaz gelmeden forma girin... Yazın bikini, elbise, etek, şort derken formda olma telaşına düşmüş olabilirsiniz. Yazın ince ve fit görünmek, göbek çevresindeki yağlardan kurtulmak, kilo problemi olan pek çok kişinin hayali. Kilo vermek sizin için bir hayal olmasın. Sağlıklı zayıflamak için engelleri kaldırın. "Peki ama nasıl" diyorsanız Acıbadem Kadıköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak'ın zayıflama önerilerine kulak verin. İşte sağlıklı zayıflamanın yolları ve bir haftalık diyet listesi… Tehlikeli kahvaltılara dikkat! Akşam yemeği ile kahvaltı arasında yaklaşık 11-12 saatlik bir süre mevcut. Kahvaltı yapılmadığında bu süre 16-17 saate çıkıyor. Uzun süreli açlık, metabolizma hızını azaltacağından kilo alımına neden oluyor. Bu nedenle uyanınca 1 saat içinde mutlaka kahvaltı yapın. Kahvaltının atlanması veya kahvaltıda poğaça ve börek gibi kalorisi yüksek besinlerin tercih edilmesi kilo alımının en önemli nedenlerinden biri. Öğünlerle dengeyi sağlayın Öğünlerimizi atladığımızda veya geciktirdiğimizde, sonraki öğünde olması gerekenden daha fazla yemek yiyoruz. Böylece fazla enerjiyi bir öğünde almış oluyoruz. Oysa öğünlerin düzenli bir şekilde yapılması, vücut çalışma hızını dengeleyerek zayıflamanızı hızlandırıyor. 20 dakikadan daha önce sofradan kalkmayın Yemeklerinizi 20 dakikadan daha uzun sürede ve yavaş şekilde yediğiniz zaman doygunluk hissi oluşacağından, kilo sorununun temelinde yatan, vücudun ihtiyacı olmayan besin tüketimi de olmayacak. Yemeklerinizi uzun sürede ve yavaş çiğneyerek yiyin. Tabak tabak yemek yemeyin Zayıflamanın kalıcı olmasını istiyorsanız yemek yerken porsiyon kontrolüne dikkat etmeniz gerekiyor. Bu nedenle sizin için belirlenen porsiyonları tabaklarınıza hazırlayın. Zayıflamak istiyorsanız, ekmeği masaya ekmek sepeti ile yemeği de servis tabaklarıyla getirmeyin. Ölçülü atıştırın Günlük yemek planınız içinde küçük gibi görünen atıştırmalarınızı gözden kaçırmayın. Çikolata, cips, bisküvi gibi fazla yağlı atıştırmaları yemeyin. Masum gibi görünen ceviz, fındık, badem, kuru meyveler gibi sağlıklı atıştırmalıkların da porsiyonuna dikkat edin. Yoğurtla incelin Yoğurt gibi probiyotik besinler sağlığın yanında sağlıklı incelmede de önemli bir yer tutuyor. Vücutta enerji kullanımını düzenleyerek kilo kaybına yardımcı olan bu besinler aynı zamanda bağırsak hareketlerinin de artmasında etkili oluyor. Lifli gıdalar tüketin Posalı gıdalar doygunluk hissi vererek çabuk acıkmanıza engel oluyor. Tam buğday ve tam çavdar ekmeği, sebze ve meyveler, nohut, kuru fasulye, mercimek vb. gibi kuru baklagiller lif açısından zengin yiyecekler arasında yer alıyor. Susuz kalmayın Günde 2- 2,5 litre su tüketmeye özen gösterin. Öğün öncesinde ve sırasında su içmek, kalori almadan doygunluk hissinin oluşmasına yardımcı olarak o öğünde gereksiz kalori alımını engelliyor. Ayrıca yüksek kalorili yiyeceklere karşı iradeli olmaya da yardımcı oluyor. Egzersiz şart Sadece beslenme tarzında yapılan değişiklikle sağlıklı zayıflamak mümkün değil. Başarılı bir diyetin mutlaka düzenli fiziksel aktivite ile desteklenmesi şart. Her gün yarım saatlik yürüyüşü günlük yaşantınızın bir parçası haline getirin. Hedefiniz net olsun Zayıflamada kararlı olmak ve hedef belirlemek en önemli adımı oluşturuyor. Bütün değişimler belli bir süreç gerektirdiğinden ümitsizliğe kapılmayın. Diyet yaparken dengeli, istikrarlı ve bilinçli bir yaklaşıma sahip olmanın sizi hedefinize ulaştıracağını unutmayın.
0 notes
kolp09ujh54-blog · 7 years
Text
Yin Yang felsefesi ile beslenme dengenizi keşfedin
Tumblr media
Yemek.com, tarihi 5.000 yıla yakın Yin Yang felsefesinden yola çıkan beslenme tarzına yönelik merak edilenleri bir araya getirdi. Günümüzde Madonna gibi ünlülerin sıkı takipçisi olduğu yin ve yang beslenme biçimi, vücudun sahip olduğu özelliğine göre bir denge sağlamayı mümkün kılıyor. Yin Yang felsefesi, hayatta her şeyin bir dengeden ibaret olduğunu söyler. İyi ile kötü, gündüz ile gece, aydınlıkla karanlık, az ile çok... Mutlak iyilik ve mutlak kötülük tek başına var olamayacağı gibi her biri eşit şekilde birbirini var eder. Bu felsefe beslenme konusunda da karşımıza çıkıyor. Yemek.com, vücudun dengesini sağlamak için özellikle Uzak Doğu'da çok tercih edilen yin ve yang beslenme biçimine dair merak edilen tüm detayları Vücudun da Bir Dengesi Var: Yin ve Yang Beslenme Nedir? başlığı altında derledi. Yin ve yang felsefesine giriş Bu felsefeye ilk olarak Çin'de M.Ö. 2800'lü yılların yazmalarında rastlanıyor. Sonrasında ise geleneksel Çin tıbbına yönelik kaynaklarda karşımıza çıkmaya başlıyor. Her şeyin iki kutuplu olduğu ve bu kutupların birbirine karşıt olduğu düşüncesi, yin ve yang felsefesinin temelini oluşturuyor. Bu karşıtlıkların birbirine muhtaç ve bağlı olduklarına, sürekli olarak birbirlerine dönüştüklerine inanılıyor. Hayat ve vücudumuz da bu denge içerisinde hareket ediyor. Örneğin vücudumuzdaki denge bozulursa hastalıklar beliriyor. Hastalıklardan kurtulmak için ise bu felsefenin gerekliliklerine göre harekete geçmek gerekiyor. Yin ve yang tarzı beslenme Yin ve yang tarzı beslenme için öncelikle bu özellikteki gıdaların hangileri olduğunu ve vücudun hangi özellikte olduğunu bilmek gerekiyor. Çin inancına göre besinler 3'e ayrılıyor: Yin besinler, yang besinler ve nötr besinler. Bunlar şu şekilde sıralanıyor: YİN GIDALAR Badem, elma, kuşkonmaz, enginar, muz, arpa, tofu, soya filizi, brokoli, lahana, kereviz, midye, mısır, mısır unu, yengeç, salatalık, ördek, balık, üzüm, bal, dondurma, limon, mantar, istiridye, portakal, deniztarağı, nane çayı, ananas, çilek, soya fasulyesi, beyaz şeker, domates, su YANG GIDALAR Dana eti, karabiber, esmer şeker, tereyağı, peynir, tavuk, tavuk ciğeri, kırmızıbiber, çikolata, kahve, yumurta, füme balık, sarımsak, yeşilbiber, kaz eti, kuru fasulye koyun eti, pırasa, soğan, fıstık ezmesi, fıstık, patates, tavşan eti, hindi, ceviz, viski, şarap NÖTR GIDALAR Ekmek, havuç, karnabahar, vişne, yağsız tavuk eti, hurma, süt, şeftali, bezelye, erik, kuru üzüm, esmer pirinç, haşlanmış beyaz pirinç
Tumblr media
Vücudunuzun yin veya yang özelliklere sahip olduğunu nasıl anlarsınız? Yin ve yang ayrımında, pasif olan Yin'i kan, vücut dokusu, iç, beden, soğuk, derinlikler, dişi gibi kelimeler tanımlıyor. Aktif olan Yang'ı tanımlamak için ise hareket, vücut enerjisi, aydınlık, sıcak, zihin, dış, erkek kelimeleri kullanılıyor. Genel bir değerlendirmeyle, vücudumuzun dışı yang, içi yin olarak kabul ediliyor. Bir kişinin yin mi yang mı olduğu ise doğduğunda belli oluyor. Bu beslenme tarzını benimsemek ve uygulamak için de önce vücudun hangi özellikte olduğunu bilmek gerekiyor. Bunu belirlemek için en güvenilir yöntem, bu alanda uzmanlaşmış birinden yardım almak. Ancak böyle bir imkan yoksa, kimi belirtiler de vücudun yin mi, yang mı olduğunu ortaya koyuyor. İşte yin ve yang vücutları tanımlayan bazı özellikler: Yin: Cilt rengi çok canlı değil, aksine soluktur. El ve ayakların yanı sıra vücut genelde soğuk olur. Halsizlik baş gösterebilir. Susuzluk çekilmez. İdrar çok ve rengi açıktır. Yang: Cilt rengi genelde kırmızımsı, pembemsi ve canlıdır. El ve ayaklar sıcak olur. Yüzü belirli zamanlarda ateş basar. Geceleri terleme olabilir. Kabızlık, zaman zaman baş dönmesi, ağız kuruluğu, susuzluk gibi belirtiler vardır. Sabırsızlık ve asabiyet baş gösterebilir. Ne yiyeceğinizi nasıl seçersiniz? Yin yang tarzı beslenmenin temel prensibi basit. Fazlaca yang etkisindeyseniz, yin sebzelerle beslenerek denge sağlayabilirsiniz. Aynı şekilde vücuda ısı veren besinlerle yang etkisi verilebilir. Bu felsefedeki kutupsal beslenme tarzını aslında modern çağda farklı başlık altında görebiliyoruz. Örneğin alkali beslenme ve zıttı asidik hayvansal beslenme tarzları, yin ve yang tarzı beslenmeye çok benzer. Tabii ki yin ve yang felsefesinde tam olarak "etlerin hepsi yang'dır, sebzeler de yin'dir" denemez ama en azından mevcut ayrıma göre bir beslenme tarzı belirlenebilir.
0 notes
kolp09ujh54-blog · 7 years
Text
Tatil sonrası toparlanma diyeti için öneriler
Tumblr media
Yılın yorgunluğunu üzerimizden atmak için çoğumuz tatilleri fırsat bildik. Deniz,kum, güneş, ,açık büfe, gece hayatı derken istemediğimiz kiloları geri aldık.Oysa tatil öncesi fit bir vücuda sahip olmak için bir o kadar emek harcamıştık. Tatilde ise ipin ucunu salmış olabiliriz fakat bunu devam ettirmek yerine şimdi toparlanma zamanı. Diyetisyen Emre Uzun'nun önerileri ile kışa formda ve fit girebilirsiniz. METABOLİZMANI TOPARLA Tatil sırasında yaptığımız en en büyük hatalardan biri öğün atlamak veya öğünlerin zamanını ayarlayamamak. Bu alışkanlığı en kısa zamanda edinmelisiniz. Ana ve ara öğünler atlanmamalı ve düzene konmalı. Bu durum sizin gün boyu kan şekerinizi stabil tutacaktır. Aniden gelişen yeme ataklarınızı ortadan kaldıracaktır. Ana öğünlerde mutlaka içerisinde protein kaynaklı bir besin tüketmeye çalışın. Akşam yemeklerini ise en hafif öğün olarak tüketin. YORULAN CİLDİNE EL AT Tatil esnasında tükettiğimiz birçok besinle birlikte güneş de vücudumuza ve cildimize zarar veriyor. Bunun için su tüketimini ve antioksidan besin tüketimimizi arttırmalıyız. Günde 2-3 litre su tüketimi sağlanmalı.Tükettiğimiz su vücudumuzdaki metabolik artıkların atımını sağlayarak sağlığımızı korur ve hızlı kilo vermemize yardımcı olur. Havuç, çekirdekli siyah kuru üzüm ve kayısı gibi meyvelerle zarar gören cildimizin toparlanmasını hızlandırabiliriz. HAREKET VAKTİ Kaldığımız yerden egzersize devam! Tatilde birçoğumuz sedanter bir yaşam geçirdik. Hareketsizlik metabolizma hızımızı düşürdüğü gibi bizleri halsiz ve isteksiz biri haline getirir. Günde en az 30 dk yürüyüş veya yaptığınız egzersizler tatil sonrası size iyi gelecektir. ALIŞKANLIKLARINI DÜZENLE Tatilde tükettiğimiz fast foodlar, atıştırmalıklar,abur cuburlar istemediğimiz kiloları almamıza neden oldu,tatil sonrası bu tip tüketimleri sona erdirmeliyiz. Böylece kilo alımına son vermiş oluruz. Tatilde alıştığımız abur cubur tüketimi yerine şimdi daha sağlıklı olan meyve tüketimine geçmeliyiz. Mevsimine uygun tüketeceğiniz meyveler sizlere yeterli vitamin ve mineral sağlamakla birlikte sağlıklı birer ara öğün olacaktır. Yediğimiz basit bir atıştırmalık gofretten aldığımız kalori 208 iken, 1 porsiyon meyveden sadece 48 kalori almış oluruz. Tükettiğimiz besinler kadar o besinleri nasıl pişirdiğimizde kilo alımımızda etkili. Tatil sonrası beslenme alışkanlıklarımızı düzenlerken doğru pişirme tekniklerini de kullanmalıyız. Haşlama,ızgara, fırın tercih edebileceğiniz en iyi pişirme yöntemidir. ALKOLE ARA VER Tatilde yaşanan bir başka problem ise alkol tüketimi. Alkolün 1 gramından 7 kkal alırız, gece boyu tüketilen alkol kilo olarak bize geri döner. Alkol tüketimini bırakmak tatil sonrası kilo vermemizde ve hızlı toparlanmamızda büyük yarar sağlayacaktır. POSA TÜKETİMİNİ ARTTIR Posalı besin tüketimi de bu dönemde kilo vermemize katkı sağlayacaktır. Bu besinler su ile şişerek tok kalmamızı sağlar ve bağırsak hareketlerini hızlandırır. Böylece tatilde oluşabilecek kabızlık problemlerinizi de engellemiş olur.Posalı besinler kilo vermeye yardımcı olduğu gibi vücudumuza da bir çok yarar sağlar. Bu toparlanma döneminde bol bol posalı besin tüketmeliyiz. Tatil sonrası tüm bunlara dikkat ederek hızlı bir şekilde aldığımız kiloları verip sağlıklı bir yaşama geçebiliriz.
Tatil sonrası örnek bir toparlanma diyeti
Kalkınca: 2 su bardağı elma/ salatalık dilimli ve naneli su 1.GÜN Kahvaltı(08:00-09:00): açık çay/bitki çayı (şekersiz) 1 adet haşlanmış yumurta+6 adet çiğ badem Bol söğüş sebze ve yeşillik 1 ince dilim tam buğday/çavdar ekmeği Öğle(12:00-13:00): 1 el büyüklüğünde ızgara tavuk/yağsız et veya 4-5 adet ızgara köfte 1 kase cacık veya 1 su bardağı ayran+Yağsız bol salata(bol sirke ve limon) Ara öğün(15:30-16:00):2 adet bütün ceviz+1 fincan şekersiz kahve Akşam(19:00-20:00): 1 el büyüklüğünde ızgara hindi veya tavuk 1 kase bol dereotlu cacık+Yağsız bol salata(bol sirke ve limon) Ara öğün(21:30-22:00): 1 kase light yoğurt+1 yemek kaşığı öğütülmemiş keten tohumu 2.GÜN Kahvaltı(08:00-09:00): 4 yemek kaşığı yulaf ezmesi 1 yemek kaşığı siyah çekirdekli kuru üzüm veya 3 adet kuru erik 1 çay kaşığı toz tarçın 1 su bardağı yağsız organik süt Öğle(12:00-13:00): 1 el büyüklüğünde ızgara tavuk/yağsız et veya 4-5 adet ızgara köfte 1 kase cacık veya 1 su bardağı ayran+Yağsız bol salata(bol sirke ve limon) Ara öğün(15:30-16:00):yarım paket pirinç patlağı+1 fincan yeşil çay/kahve Akşam(19:00-20:00): 1 el büyüklüğünde ızgara tavuk/yağsız et veya 4-5 adet ızgara köfte 1 kase cacık veya 1 su bardağı ayran+Yağsız bol salata(bol sirke ve limon) Ara öğün(21:30-22:00): 2 dilim tarçınlı ananas 3.GÜN Kahvaltı(08:00-09:00): açık çay/bitki çayı (şekersiz) 4 yemek kaşığı lor peyniri (çörek otu ve karabiber eklenmiş) Yarım avokado Bol söğüş sebze ve yeşillik 1 ince dilim tam buğday/çavdar ekmeği Öğle(12:00-13:00): 4 yemek kaşığı kepekli makarna+ev yapımı domates sosu 1 kase light yoğurt Ara öğün(15:30-16:00):3-4 adet diyet bisküvi+1 fincan yeşil çay/kahve Akşam(19:00-20:00): Sınırsız ödem atıcı çorba* Ara öğün(21:30-22:00): 1 fincan melisa çayı 4.GÜN Kahvaltı(08:00-09:00): 1 kutu sade probiyotik yoğurt+1 adet kivi+1 yemek kaşığı yulaf kepeği Öğle(12:00-13:00): 1 küçük tabak sebze yemeği/kurubaklagil(etsiz,susuz) 1 kase light yoğurt Yağsız bol salata(bol sirke ve limon) Ara öğün(15:30-16:00): 3 adet bütün ceviz+1 fincan rezene çayı Akşam(19:00-20:00):1 porsiyon ızgara/fırın balık+ bol salata Ara öğün(21:30-22:00): 3 kare bitter çikolata+1 fincan yeşil çay 5.GÜN Kahvaltı(08:00-09:00): 4 yemek kaşığı yulaf ezmesi 1 adet rendelenmiş elma+1 çay kaşığı toz tarçın 2 kutu sade probiyotik yoğurt Öğle(12:00-13:00): Yarım kase çorba+6 yemek kaşığı sebze yemeği(etsiz,susuz) 1 kase cacık+bol salata Ara öğün(15:30-16:00):1 çay bardağı sarı leblebi+1 fincan şekersiz kahve Akşam(19:00-20:00): Sınırsız Izgara kabak ve patlıcan dilimleri 1 kase pul biber+dereotu+nane eklenmiş yoğurt Ara öğün(21:30-22:00): 1 adet nektari HAFTA SONU Kahvaltı(10:00-11:00): açık çay/ıhlamur (şekersiz) 1 yumurta ile yapılmış menemen veya omlet 2 dilim burgu veya dil peyniri 1 tatlı kaşığı bal/sürülebilir çikolata Bol söğüş sebze ve yeşillik 2 ince dilim çavdar ekmeği Ara öğün(14:00-15:00): 1 ay dilim büyüklüğünde karpuz+2 parmak kalınlığında beyaz peynir Ara öğün(14:00-15:00)(alternatif):1 kutu müslili probiyotik yoğurt Akşam(19:00-20:00): 150 g ızgara et veya 200 g balık+ bol salata(bol sirke ve limon) Ara öğün(21:30-22:00): 2 adet bütün ceviz+1 fincan papatya çayı *ÖDEM ATICI ÇORBA Malzemeler 2 adet kabak,1 adet kapya biber, 1/2 orta boy soğan, 1/2 adet havuç 2 yemek kaşığı haşlanmış mercimek, 1/2 adet limon, 1 yemek kaşığı zeytinyağı Yapılışı: Tüm malzemeler yıkanır ve iri parçalar halinde kesilip tencereye konur, üzerine 1 yemek kaşığı zeytinyağı konulur. Malzemelerin üstüne gelinceye kadar su eklenir. Pişirilmeye bırakır . Pişen sebzeler mutfak robotundan veya blendırdan geçirilerek çorba kıvamına gelinceye kadar karıştırılır.
0 notes