Tumgik
echoes-us · 5 months
Text
Merhaba Tumblr
Çok uzun zaman oldu yazmayalı. İçimde biriken bazı şeyler var. Her ne kadar yaşadığım evden uzaklaşsam da, uzaklaştığım ölçüde herkesi iyi haliyle hatırlasam da, babamı affetsem de mesela en küçük temas bana nerden geldiğimi hatırlatmaya yetiyor.. annem ile konuştum, hakkını aramak istiyormuş, hem de onun hiç gözetilmediği bir yerden.. geçmişin adaletsizliğine şimdi yanıt vermek istiyormuş. Zamanlamasının neden böyle olduğunu anlamak çok zor değil.. artık sizin için zekat dilenmek zorunda kalmadığım için içimden geçenleri diyeceğim diyor. Temel ihtiyaçlarımın yılllarca zengin dayımın zekatı ile karşılandı, annemin dilenmesiyle.. annem biz ayaklarımızın üzerinde durabilelim diye yıllarca dilendi. Çünkü dayım hep anneanneme beni arayıp istesinler derdi annem de arardı. Şimdi kardeşimin de ayakları üzerinde durabilmesi için çabalıyor. Ben anneme rahatça anne ben varım diyemiyorum. Belki de ben hiç evlenmemeliydim.. alıp annemi yaşatabilseydim keşke.. babandan mandalina istedim almıyor kaç gündür dedi. Allahın mandalinası.. üstelik babamın parası var.. çekip alasım geliyor annemi herkesin elinden.. bencil dayımın, dedemin ve babamın elinden. Annem bir daha hiç birine muhtaç olmasın istiyorum. Ama ben ne yapabilirim bilmiyorum Tumblr.. bazen ferahlasın diye buraya çağırıp gönlünü hoş etmek istiyorum. Ama evlenmeden önce yılda 2 3 kere görüşürüm dediğim için her seferinde eşimle annemin ne kadar kalacağına dair pazarlık yapıyorum.. benim hatam, belki de en başından böyle söylememeliydim.. temizlik yapmama yardım edersen 3, etmezse 4 gün çağırayım diyorum annemi.. onun suçu değil. Annemi bu kadar önemsiyorsam başından ya hiç evlenmeyecek ya da şartlarımı söyleyecektim. Aklım ermedi Tumblr.. aşk öyle bir şey ki yıllardır çabaladığın şeyleri unutturuveriypr sana. Yıllardır neye bilendiğimi, annem ve kendim için bilendiğimi unutturup onunla olmak için her şeyi göğüslemeye söz vermişim ben. Sözümden dönemem, birlikte yaşamanın gerektirdiği fedakarlıklar var. Allahım sen bana kendi mesleğimden o kadar bol kazanç ver ki annemi kimseye muhtaç etmeyim.. eşim bile olsa annem için ezilip büzülmeden dimdik bir şekilde arkasında durabileyim.. anneni de al git diyişini de unutamadım, göğsümde diken gibi durur. Eşimin yardım edeceğine şüphem yok, ama insan eti ağırdır derler Tumblr, böyle bir söz daha etse kaldıramam. Allah’ın mandalinası….yazıklar olsun sana baba….
Ne zaman unuttum ben savaşmayı? Nasıl bu kadar edilgen hale geldim? Nasıl böyle ürkekleştim hayata karşı, heyecanımı ve umudumu nasıl kaybettim? Ben kendime olan özgüvenimi kaybettim Tumblr. Çünkü ben kendimi koca parası yiyen mesleği beş para etmeyen biri olarak görüyorum.. bunun müsebbibi de en çok eşimin babası… o sözleri işittiğimden beri her gün aklımda. “mimarlık mı okusaydı…” bu basit cümlenin bende parantez içi çok derinleşti. Ne yani mimarlık okuyup beş parasız mı kalsaydın? Her zaman para kazanmak istiyorum ama Para kazanamamamı yüzüme vurulması beni o kadar sarstı ki Tumblr.. buraya da yazmayacaktım ama özgüvenimi o kadar düşürdü o kadar düşürdü ki bu sözleri… ertesi hafta da emre ile olan evliliğimi başkalarına anlatırken evde Emre’nin yanına biri lazımdı diye anlatması…. Ne hayaller işe okudum ama önce Türkiye, sonra da eşimin babası hayallerimi çok kırdı Tumblr… kimseye söyleyemiyorum, ama o cümleleri söylerken eşimin tepki vermemesine de çok darıldım Tumblr.. öyle ezik hissettim ki.. eşimin kariyer planını konuşurken benden bahsedilmiyor bile, ben kimmişim, hayallerim hedeflerim neymiş… kimse şeyma ile senin kariyerin için neresi en iyiyse o olsun demiyor Tumblr.. emre nereyi tutturursa o, Sakarya da olur, Bilecik de.. kimse de demiyor ki şeymanın da ne olacağı önemli Eskişehir ya da Ankara’da kalmaya bak. Akıllarının ucunda yokum Tumblr, aile bütünlüğümüzün bozulmaması için eşimin yanında ve ona bakması gereken bir eşim sadece.. oysa evlenmeden ne kadar da kendi hayatımın öznesiydim.. hayallerim ne ara bu kadar arada kaynamaya müsait oldu? Bu konuşmalarda Ankara’da mimarlık yapma olasılığımın daha yüksek olduğunu kimse dile getirmiyor. Hem mesleğimi kötüleyip hem de yapmamı teşvik edecek durumları dile bile getirmiyorlar. Kırgınım Tumblr. Beni ezip geçtiklerini hissediyorum. Onlardan kastım babası, ama eşim de bunları hiç söylemediği için ona da kırılmış hissediyorum.. evet ben evlenmeyi tercih ederek geldim Eskişehir’e, ama bu durum bu kadar yok sayılmamı gerektirir mi, bilmiyorum.. geçen eşimle açık açık konuştum düzenimizi ya burda ya Ankara’da kurmak istediğimi. İnşallah o da buna göre çalışacağını söyledi. İnşallah böyle olur Tumblr, ben bu ikisinden başka yerde olmak istemiyorum.. hele osmangazide iyi kötü bir düzel oturttultan, sevildikten ve sayıldıktan sonra..
İşte böyle Tumblr, babam ve dayım benim çocukluğumu ve ergenliğimi mahvettiler. Ama beni çok bilediler. Evlenince de Türkiye gerçekleri ve eşimin babası söndürüberdi hayallerimi..
Ama hep böyle olmayacak. İyi yerlere gelmeye yine çalışacağım. Yine hırslanacağım. Artık ağlamak ve korkmak istemiyorum. Artık değerimi insanların biçmesini istemiyorum. Sessiz sessiz ama ileri adımlarla ulaşacağım hedeflerime. Sadece biraz psikolojimin toparlanmasına ihtiyacım vardı. Toparlıyorum..
Bir konu daha. Hem huzurlu hem de huzursuz bir evden geldim. Ama ne olursa olsun sorunlu bir evden geldim. Kurtulmak için evlendim diyemem, ama evlenmeyi çok istedim. Belki de bilinçaltımda kurtulmak vardı bilmiyorum. Dolayısıyla eşimi de bilinç altı kurtarıcı olarak bile kabul etmiş olabilirim. Ama bilinç düzeyimde böyle değil. Onu yuvam ve ailem olarak benimsiyorum. Aile kavramımın çarpık ve eksik olmasına rağmen tüm kalbimle onu evim olarak görüyorum. Ve çok isteyerek evlendim onunla. Çok çabaladım.. çok dua ettim.. hiç de pişman olmadım, hiç keşkem olmadı. Dünyaya bir kere daha gelsem yine eşimle evlenmek isterdim. Ama bu aralar fark ettiğim bir şey var… sanki talep eden ben olduğum için her türlü şeye reva görülüyorum gibi hissettim.. o gün mutfakta.. sanki beni değil de, çocuksulukla karışık ev sıcaklığını, onu zamanında her şeyden çok isteyen kalbimi itti Tumblr.. ben neden kolayca azarlanıp itilip kakılan oldum Tumblr.. babam anneme böyle yaptığı zaman babamı dövmeye kalkışmıştım. Aklıma ilk bunlar geldi. Şimdi bana yapıldığında sadece şaşkınlıkla ağladım. Ama sanki ağlarken video kayıtlarındaki küçük ben gibi ağladım. Sanki ben değil de içimde bi çocuk ağlıyordu. Mutfak deliğinden bakmaya çalışıp sürekli su isteyen küçük ben ağlıyordu.. sanırım eşimden merhamet bekliyorum, onun için çocuk gibi hissettim bana öyle davrandığında. Aynısını düştüğüm günün gecesi surat asınca da hissetmiştim. Kanadı kırık kuş merhamet ister dizisini hiç bu kadar yürekten hissetmemiştim Tumblr… sanırım bunların hepsi özşefkat dedikleri şey ve özgüven eksikliğinden kaynaklanıyor. Öyle güçlü olacağım ve bu çocuksu kırılgan yanımı iyileştireceğim ki böyle şeylerden bu kadar yıkılmayacağım. Yoksa bu hayatı hem kendime hem de eşime zehir ediyorum. İnsanların bana saygı duyması için belki de en başta benim kendime saygı duyup değer vermem gerekiyordur. Kimsenin bana acımasına, bana saygısızca davranmasını istemiyorum Tumblr. Merhamet ve acıma karıştırırılmaması gereken şeyler, saygı ve samimiyetin farklı olması gibi. Geldiğim noktadan utanıyorum Tumblr. Artık acınası ve kırması kolay olan biri olmaktan nefret ediyorum. Ve bir itiraf, insanlar benimle alay ederken veya eşim bana hiç bir şeye değmeyeceğimi söylerken biraz olsun saygı duysun ve çekinsin istiyorum.. biraz yoruldum ama çok da rahatladım. Bu benim kendime attığım bir tokat yazısıydı. Herkesten çok kendime kızıyorum bunlara sebebiyet verip bu kadar kırılgan olduğum için. Dimdik kalabilmek ümidiyle…
1 note · View note
echoes-us · 1 year
Text
Selam tumblr
Şu an gerçekten öfke topuyum. Çünkü annem ile kardeşim arasındaki anlaşmazlık beni çok yoruyor. Annem kalp krizi geçirecem artık diye mesaj atıyor kardeşim babamdan şikayetçi eve girmiyor. Ve sürekli bana yazıyorlar. Nasıl davranacağımı çoğu kez kontrol edebilsem de nasıl hissedeceğimi kontrol edemiyorum. İstediğim şey kardeşime iki tane sağlam çakmak, ve sonucunda adam olması. Diğer istediğim şey de ruh halimin bunlardan bu kadar etkilenmemesi, ve bunu istediğim için suçlu hissetmemek. Tumblr ı uzun zaman sonra tekrar indirme sebebim bu değildi aslında. Tam indirme kararı aldığımda yine ailemin tartışmasına gafil avlandım. Ve yine daha büyük sıkıntı küçük sıkıntıyı yuttu gitti. Ama sanırım kendime dürüst olup bir şeyleri yazmak istiyorum. Yazınca rahatlayacak gibiyim
Hiç bir sebebi yokken aklıma ilkokuldaki bir kızın soyadı takıldı. Bulmaya çalışırken ordan oraya zıpladım ve tüm ilkokul ve ortaokul arkadaşlarımın geçen yıl toplandığı bir fotoğrafı gördüm. Çocukken anlamazdım, neden 3. Sınıfa kadar iyi olduğum arkadaşlarım birden benimle konuşmayı bırakmışlardı ki? Şimdi geriye dönüp baktığımda her şeyi daha net anlıyorum. İdeolojik sebeplerden dolayı benimle arkadaş olmayı bırakmışlardı. Ortaokula geçtiğimde resmen çoğu kişi tarafından görmezden geliniyordum. Bunu yazması bile içimi acıtıyor. Daha fazlası beni arkadaşlarım başarılı olduğum için sıkıştırıp ağlatmışlardı. Ortaokuldan mezun olduğumda hiç arkadaşım yoktu tumblr.. Facebook taki zavallı çabalarımı hatırlıyorum. Sanal bir arkadaş çevresi oluşturmaya çalışıyordum semtimizden. Ancak öyle değerli hissediyordum. Liseye başladığımızda sokakta karşılaştığım eski arkadaşlarım beni hep görmezden geldi. Bu bana hep değersiz hissettirdi tumblr.. Ama o zaman ideolojik olduğu hiç aklıma gelmiyordu. Evimizin önünde toplanırlardı ama ben utanarak kaçardım.. telefonla konuşur gibi yapışlarımı hatırlıyorum.. lisede de maalesef iyi bir ortam yoktu orayı yazmaya bile üşeniyorum. Hazırlığa geçtiğimde instagram açmıştım. Yine onları eklemeye utanıyordum ama sanki sorun bendeymiş gibi onları eklemiştim. Onlar kabul ettiğinde çok heyecanlanmıştım. Tabi hepsine edememiştim. Hazırlıkta ilkokul arkadaşlarımdan bazıları benim hazırlık sınıfımdakilerle arkadaş çıkmıştı tesadüfen. O ortak arkadaşlardan da kaçtım. Ben hep kendimi çektim. Şimdi bakıyorum da ilkokul hazırlık hatta bölümdeki insanlar bile arkadaşlar birbirleri ile. Bazen beni hiç dışlamasalardı ve ben de kendimi hiç çekmeseydim şu an hayatım nasıl olurdu diye düşünüyorum. Hala çok ezikçe ama o insanların beraber fotoğrafını görünce hala kendimi çok ezik hissediyorum onların gözünden gördüğümde. Bu bana çok dokunmuş tumblr.. ve beni hep dışlanmasam bile kendimi dışlanmış hissetmeme sebep olmuş. Hala onlara karşı öfke besliyorum ama itiraf etmesi çok zor ama ben de onlarla doğal bir şekilde bir araya gelmek istiyorum. Beni dışlayan kişiler tarafından kabul görmek istiyorum. Bu çok ezikçe, hele yazınca daha ezikçe.. sanki dışlanmasaydım ben de o geniş çevrede yer alacaktım, ve sanki yer alsaydım daha başarılı olacaktım, daha güzel anılarım olacaktı gibi sağlıksız bir düşünceye kapılıyorum ara ara. Hep az arkadaşın kısıtlı çevrenin benim için daha iyi olduğunu düşünüyorum. Acaba böyle düşünmek beni rahatlatıp geçmişte dışlandığım için bu kadar asosyal olduğumu görmezden gelmemi mi sağlıyor? Yoksa ben gerçekten az ve öz çevre isteyen biriyim de bu ulaşamadığım geniş ve güzel arkadaşlık yanılsaması mı bana bunları yazdırıyor? Bilmiyorum..
Çok da büyük derdim değil ama ilkokul anılarımı gülümseme ile anmama engel olan bir durum sadece. Yaş aldıkça daha sağlıklı düşüneceğimi biliyorum. Hala kendime değer biçmemi onların gözünden yaptığımı fark ediyorum. Umarım ara ara beni rahatsız eden bu düşünceden kurtulurum, ha bir de kaliteli insanlar ile kaliteli zamanlar, amin
0 notes
echoes-us · 1 year
Text
tumblr, çok uzun zaman oldu. hayatımda gördüğüm en büyük olay, maraş depremi oldu. bu esnada bile kendi dertlerimi yazmaya utanıyordum ama herkes olayları farklı yaşıyor içinde. ve bu insanlığın kanunu, insan kendini asla tamamen unutamıyor.
çok etkilendim tumblr. gün içinde yine iyiyim ama hava karardığı an başlıyor her şey içimde. her seste kalbim gümleyip kafamın arkasından bi sıcaklık geliyor sonra da tüm vücuduma üşüme. bu 5-10 saniyelik süreç gece boyu tekrarlıyor. kendimi sürekli göçük altında empati yaparken, ailemi kaybetmiş empatisi yaparken yakalayıp kendime telkin veriyorum. yatağımda soluma yattığım zaman baktığım dolabı görünce artık midem bulanıyor. sürekli sürekli sürekli sürekli deprem olduğu an nasıl emreyi de yanıma çekip yatağın kenarına çömeliriz, dolap bize yaşam üçgeni sunar mi hesabı yapıyorum. bazen kiriş dolaptan önce düştüğü için hemen ölüyoruz, bazen yaşam üçgeninde kalıyoruz ve bir süre sonra emre ölüyor. sürekli telefonumu uzanabileceğim yerde miyim diye kontrol ediyorum. susayınca koridorda yakalanırsam diye korkmakran kalkamıyorum. nefes darlıklarıyla güneşin doğmasını bekliyorum. depremzedelere üzülmem bir yana, deprem ülkesinde yaşayan ve bulunduğu evden emin olmayan ve sevdiklerini kaybetmekten çok korkan biri olarak geceleri böyle kendimle boğuşuyorum. gündüzleri daha iyi oluyorum. ama bugün yaşadığım iki üst üste şey sanırım biraz kalbimi kırdı.
tüm bahsettiğim yukardaki olaylarda daha üst ölçekten bir merhamet umuyorum. bu bir anne ya da baba merhameti. ve hiç bi zaman olmayacak bir anneanne merhameti. bugün bir olay sebebiyle benim haberim olmadan benim yerime bir karar almışlar. ablasına yardıma gitmem için. aklıma gelince kendimi kötü hissettim ve düşünmemeye çalıştım ama hayır kendimi boşvermeyeceğim. ablasının aldığı kararları neden benim toparlamam gerektiğini anlamıyorum. sadece benim değil, ben ve emrenin. yine de iki taraf da rahat olsun diye ne yazık ki bir depremzedeyi görmeyi psikolojimin kaldırıp kaldırmayacağını bile bile giderim dedim. ne yazık ki diyorum çünkü depremzedelerin yaşadığı yanımda benim korkularım belki hiç bir şey, ama diyorum ya, benim de kendimi korumam lazım. neyse bu geçti. kendi annemle babam beni aradı. dün çok korktuğum için anneme çok etkilendiğimi falan yazdım onun için aramışlar. yarım saatlik telefon konuşmamızın sadece 30 saniyesi kprkularımla alakalıydı tumblr.... geriye kalan 29 dakika 30 saniye sadece serseri kardeşim hakkındaki endişelerini paylaştılar benimle. son dakikalarsa bu kafama dank etti ve biraz işim var diye kapattım. şimdi bu iki olayın üst üste gelmesi beni çok kırdı. ve bu kırgınlığımı kimseyle paylaşöaayacak kadar utanıyorum. ama iki aile tarafından da emre ve benim hep joker, hep toparlayıcı, hep sorun çözücü olarak görmesinin beni ne kadar kırdığını buraya yazmak istedim. biz hiç bir zaman anne ve babanın evladı olamıyoruz. biz anne ve baba ile diğer çocukların iyiliği için çabalayan ortada kalmışlarız. ama bu ortada kalmışlık, hâlâ anne baba merhametine muhtaç bir çocuk olma ile hiç çocuk sahibi olmadan anne babalık yapmanın verdiği ortada kalmışlık beni kırıyor. ve anlıyorum ki yine her zamanki gibi ben kendimin ebeveyniyim. bunlara kırılsam da kendi içimde büyüttüğüm çocuk büyüyüp yine bana sahip çıkıyor. ve emre de benim bu yolda en iyi arkadaşım. daha fenası ben de sıkıntılarımı onunla paylaşıyorum. yani tüm bu derdiöi ona aktarıyorum. onun için iyi, olgun, yardımsever olmak belki en çok emre için zor.
yazınca rahatladım, kimseye ağlamayacağım. yardımcı olmak ile kendimizi kullandırtmak arasındaki çizgiyi inşallah koruyabiliriz..
2 notes · View notes
echoes-us · 2 years
Text
tadını, yağmura duygulanmanın
paylaşır kuşlarla biri gizlice
gülmesini tutamamış bir sincap
sallanır utanç bahçelerinde
yalnız atlar yıkılır düzlerde suya özlemlerinden
bir ben miyim yalnızlığa yenilen, sen, sen, sen
uzun sokakların ucunda evleri
ilk denemelerden geri dönülmüştür
itildikçe içe, durduğu bilinen
bazı dostları yitirmeye gidilir
yalnız atlar yıkılır düzlerde suya özlemlerinden
bir ben miyim yalnızlığa yenilen, sen, sen, sen
bir kayığa biner geceleri
sığlıkta o kadın tek başına
dua biçiminde inceltir korkuyu
sunar içtenliksiz, tanrısına
yalnız atlar yıkılır düzlerde suya özlemlerinden
bir ben miyim yalnızlığa yenilen, sen, sen, sen
1 note · View note
echoes-us · 2 years
Text
selam tumblr,
bugün 15 ekim 2022 00.29
yüksek lisansa başladım. koruma alanında estü'de. bu konuda hiç yazasım yok sadece not düşmek istedim.
artık ona eşim diye hitap etmek benim hayallerimin de ötesinde bir sevinç. ama bugün eşime kırgınlıklarımı yazacağım.
bugün ilk kez ölmekten fiziksel tetiklenmelerle çok korktuğum bir gündü. nefes alamamak beni gerçekten çok korkuttu. üstüne de kurtlar ve sineklerin adeta fışkırması sinirlerimi iyice alt üst etti. yazınca veya anlatınca komik olsa da son zamanlardaki yaşadığım en zor gündü. bugün eşim gittiği için ince bir hayal kırıklığı içindeyim. kendi ailesi içinde de üzücü durumlar oluyor, onlara teselli olmak için gidip beni tesellisiz bırakması beni çok kırdı tumblr.. bunu ona söylemedim, sadece üzülüyorum gitmene dedim, kalayım dediğinde de git dedim çünkü gitmek istediğini biliyordum. yine de her şeyin ötesinde gitmesine çok kırıldım.. daha çocukça kırgınlıklarım da var. annem ilk kez misafir olarak geleceği için onu beraber karşılamak istemiştim. bunu sözlerime dökmedim, ama o gözlerimde kırgınlık gördüğünü söylemişti. belki inkar ettiğim için anlayamadı ama çocukça da olsa bunun için de kırgınım. çünkü ben olsam onun ailesine böyle davranmazdım.. bunları dile getirdiğimde hep "kırılgan taraf" olmak istemiyorum. veya güçsüz görünmek de istemiyorum. söylesem kendi travmalarımı ona yansıttığımı söyleyecek. kırgınlığımı da sadece kimsenin görmeyeceği bi sonsuzluğa göndermek istiyorum. bundan sonra da duygusal ihtiyaç manasında bir beklentiye de girmeyeceğim.
yazmadığım yüzlerce güzel şey de oluyor tumblr, ama sevincimi onunla yaşayıp kırgınlıklarımı tek başıma yaşadığım için burası hep hüzünlü kalıyor. ama sanma ki hayatım derbeder. şimdi biraz uykum geldi. yarın annem geleceği için de hazırlık yapacağım. bu gece kendime bir söz. kötü hissettiğim zaman kimseye muhtaç hissetmeyeceğim ve yanımda olmadıkları için de kızmamayı öğreneceğim. hayat romantik değil, evliliğim gibi. onun için eşime de kızmayacağım. yazınca rahatladım. iyi ki varsın tumblr
0 notes
echoes-us · 2 years
Text
tanıdık bir huzur aradım
şaşkın bakışlarında dün
bildik bir söz bekledim
eskiden kalma öylesine
konuştu bir şeyler söyledi
beklediğim sözler bunlar değil
0 notes
echoes-us · 2 years
Text
tumblr,
tam odtü'nün mor havasında, ankara eylülü serinliğinde fizik çimlerine yatıp sigara içmelik zamanlar.. düşüncelerin dumanlar gibi yükselişini izleyip dertleri gençliğin verdiği neşeyle siktir ediş zamanları...
şu an dertleri siktir edip yoksaymanın yararsız olduğunu öğrendiğim yaşlardayım. eylül ayındayım, ama yanımda sigara arkadaşım ve elimde sigaram yok. sana bir sır tumblr, şu an balkonda sırt üstü yatıp sigara içerken sana yazmayı deli gibi istiyorum, fakat paylaştığım eve bir saygım olduğu için yapamıyorum. ne yazık ki zararlarını içselleştiremiyorum..
evliliğin 3.ayında biraz kendime dönmeye başladım. süreç hakikaten sancılı geçti. yeni düzene alışırken nedense geçmişi özledim hep. anneannemle misafirliğe gidip babaanne kurabiyesi yemeleri bile özleyecek kadar geçmişe hasret kaldım bu süreçte. aslında çocukluğum ve çocukluğumu hatırlatan her şeyi çok özlüyorum. çünkü evlenmek gerçekten artık evin çocuğu olmamak demek. bu gerçeği kabullenmek epey zamanımı aldı tumblr, burdan bu süreçte tavsiyeleri ve sevgisiyle her zaman yanımda olan eşime sevgiler 🌸
aylık harcamalar listemde hep en sonda yer alan prozac'a yeniden başlamak da o duygu yüklü bulutu araladı beynimde. bu süreçte geçmiş özleminin yanı sıra en çok kariyerim hakkında endişeliydim -her yeni mezun gibi. diplomamın çöpe layık olduğunu düşündüğüm, mesleğimi ve okulumu aşağıladığım, 10 sene sonraki kendimi düşlediğimde evde ev işi yaparken görüp umutsuzlandığım, bana sanki başarısızlık, başarma korkusu babamdan gelmiş, sanki ben babamın kaderini yaşayacakmışım gibi baştan kaybettiğim, sanki para kazanabilmek için illaki doktor olmam gerekiyormuş hissine kapıldığım, köreleceğimi ve yaşlanacağımı düşündüğüm bir süreç yaşadım aslında. ve good news: içten içe bu hislerden uzaklaşıyorum.
evlilik ne olmalı konusunda bazen ikileme düşüyordum. kimseyle paylaşmadığım bir ikilem: islamın-daha doğrusu türk kültür��nde islamlaşmanın getirisi bir his, ben önce evin kadını olmalıyım. evi çekip çevirmeliyim mesela. veya eşim hep yorgun olacaktır ama ben hep onun hayatını kolaylaştırmalıyımdır. her ne kadar eşimi çok sevsem de bu sadece beni değersizleştirecek bir model uzun vadede. bir ömür böyle geçemez. ayrı ayrı bu hayatı yaşamamız gerektiği düşüncesindeyim artık. ben ne kadar eve sorumluysam o da sorumlu hissetmeli. uzun vadede evlilikten en büyük hayalim bu. ikimizden birinin diğeri için kendini "harcamaması". bu sene tus sürecinde ona elimden geldiğince destek olacağım, ama uzun vadede umarım bu şekilde şekillenir ilişkimiz.
kendimi çok yalniz hissediyorum hâlâ tumblr. şu an tek arkadaşım eşim. ailemden bir kişi bile yok-amcam hariç:) ama artık fark ediyorum ki bir hayat böyle geçmeyecek. ben de karışacağım hayata ve -umarım- sağlıklı ilişkiler kurabileceğim. bazen hakikaten insan hadi çıkalım diyip çıkacağı birini istiyormuş insan...
ayrıca bu 3 aylık sürede iyi uyudum tumblr:) ama hâlâ uykumu almış değilim....
1 note · View note
echoes-us · 2 years
Text
selam tumblroski
buraya hep negatif şeylerimi yazınca sanki hep mağdur, üzgün, derbeder biri gibi gözüküyor olabilirim. aslında buraya yazdıklarım genelde kimse ile paylaşmadığım, belki önemli belki yazınca uçacak şeyler. uzun bi aradan sonra babam hakkında bir şeyler yazmak istiyorum.
trenle ankaraya giderken hep babamla sarılma hayali kurdum tumblr. tanıdığım herkesle karşılaştığım ilk an yaptığım, hatta çoğu kez (%99) formaliteden gerçekleştirdiğim sarılma işini babam ile canı gönülden yapmak istedim. senin de kafan karışmıştır tumblr, bu kız babası ile ne yaşıyor bi kızıyor bi seviyor diye. ne kadar kızsam da, hayatıma ne kadar zarar vermiş olsa da o benim küçükken en sevdiğim kişi ve beni ilgi ile büyütmüş babam... demek ki zamanında gerçekten sevmiş ki beni hâlâ sevgi besleyebiliyorum ona. ama acıma ile karışık. babama gurur ve saygı ile değil acıyarak bir sevgi duyduğumda içim çok burkuluyor. eminim ki onun da benim ve kardeşimin sevgisine ihtiyacı var. ama biz ölünce ahh keşke diyeceğimizi bile bile esirgiyoruz birbirimizden güzel sözleri ve kucaklaşmaları. babamla karşılaştığımda ne mi oldu? gözlerimi kaçırıp merhaba dedim.
bugün ali abim aradı beni. araması ne kadar hoş gelse de eskişehirde yaşadığımı bilmemesi veya bunu söylemesi çok garibime gitti. küçükken de hep böyle inceden inceden canımı sıkardı bu ilhan ailesi. başarımla dalga geçerlerdi, inek muamelesi yapıp anneme sitem ederlerdi baskı kuruyor diye, arkalarını dönünce hızlıca 1-2 can sıkıcı laf sokar, efendim? diyince de yok bir şey diyip gülerlerdi falan filan. bazıları içten içe senim başarısız ve kötü olmanı ister ya, onlar hep öyleydi. amaan
nedense bi yazasım kaçtı tumblr. bir tatlı not: çok hastalandım ve emrenin gerçekten bakım yapma isteğini hissettim. nöbetten çıkmasına rağmen dinç bir şekilde kahvaltı hazırlaması gerçekten çok hoştu. insan böyle anlarda anlıyor sevildiğini, önemsendiğini. ve bunu gösterişten ve zorunluluktan uzak kalben yaptığını anladığında çok duygulanıyor insan. baay
0 notes
echoes-us · 2 years
Text
çok ağlıyor olmam bu aile konseptine ters gibi gözükse de aslında ikinci kişinin tepkisinden uzak bir ağlamanın benim için çok büyük bir rahatlama yöntemi olduğunu biliyorum. ağlamadan önceki o yoğun duygu birikimi ağladıktan sonra o kadar hafifliyor ki... belki karşıdakini bunun aslında zararsız bir şey olduğuna ikna etmek çok zor. çünkü emre ağladığında ben suçlu hissetmekten ölmek üzereydim. yani zor. yani beraber sağlıklı yaşamak için bu ağlama konusunda terapi alacağım. en büyük hayalim kendime yapacağım en büyük yatırım olan terapi. en kısa zamanda kendi paramı kazanıp terapi almak istiyorum. çünkü elimde olmayan bir çok zorluk yaşadım hayatımda ve bu benim hayat kalitemi çok düşürüyor. köreliyorum sanki. ilişkimi de haksız yere çok etkiliyor. mesela emrenin bana küfür etmesi bana sadece yurtsuzluk melankolisini yaşatıyor. bunun ayrımını bilsem bile kendimi kaybedecek kadar üzülüyorum ve bu ilişkimize çok zarar veriyor. inşallah başta kendi ruh sağlığım ve sonra ilişkim için bunları düzeltebilirim.
selam tumblr,
ne çok oldu sana uzun, upuzun yazmayalı. çok şey değişti hayatımda. medeni durumum, öğrenim durumum, soyadım, saçım, rutinim, çevrem, hayatım.. hiç bir arkadaşıma karşı hissetmediğim ama çok özlediğim o duyguyu yaşıyorum şu an: birikmiş yaşanmışlıkları bir çırpıda anlatma hevesi..
evlendim mesela. soyadım en sevdiğim kişinin soyadıyla aynı oldu. aynı çatının altında yaşamak gibi bir şey aynı soyadı ile anılmak. sonrasında açıldım. yine en sevdiğimin objektif desteği ile aldığım-ortadoğu için- radikal bir karar. beni iki yüzlü olmaktan ve hissettirmekten azat eden bir işti başörtüsünü çıkarmak. allah bizi doğru yoldan hiç ayırmasın. rutinim ise evde annesinin yemeklerinden, ona sunduğu tertemiz evden yararlanmaktan yemek pişirip temizlik yapmaya dönüştü. ama bunu fark ettiğim an o kadar kendimi hırpalamamaya karar verdim. artık her gün bir oda.
mezun oldum. bu aralar sıklıkla hiç bir s😌ke yaramadığını düşündüğüm, türkiyenin en iyi üniversitesinden birinin mimarlık fakültesinden aldım honor'lu diplomamı. bu konuyu seninle uzun uzun konuşacağız tumblr.
arkadaşlarım ile içimden yollarımın ayrıldığını hissediyorum. çevrem henüz yok, eşimin akrabalarıyla geçiyor günlerim. burayı da konuşacağız.
peki ya ben ne oldum?
ben çok sessizleştim tumblr. özgüvenim azaldı. kendime olan sevgim ve saygım azaldı. fakat beni düşündüren ve bugünkü yazma sebebim olan bir durum var, bugün ankaraya geldiğimde çok konuşkan, aynaya baktığımda gözlerimin ve yanaklarımın ışıldadığı, bombardıman espriler yapan, neşeli ve samimi bir şeyma oldum. fark ettim ki ben eskişehirde eşimin tepkilerinden, eleştirilerinden, o okusa bu kelimeyi doğru bulmazdı ama aşağılamalarından çok çekindiğimi fark ettim. onun düşünce sistematiğine her zaman hayran oldum, çoğu zaman makul ve doğru analizler yapmasına, insanlarla kurduğu ideal ilişkilere, içinde bulunduğumuz durumları yorumlamasına hep hayranlıkla karışık saygı duyuyorum. ama kendimi hep emrece düşünmeye çalışırken yakalıyorum tumblr.. onun dünyayı algılayış biçimini ne kadar doğru bulsam da ben aynı şekilde algılayıp yorumlayamıyorum dünyayı, bu benim için bir defect mi bilmiyorum. bazen safsatalarım oluyor evet, fakat ben sürekli hep üstüme bol gelen emrece düşünme tarzının içinde rahatsızken buluyorum kendimi. bu yazdıklarımı bile acaba okusa benim bu yazdıklarıma boş, keriz işi, yanlış der miydi diye yazdığımı fark ediyorum. sanki öyle yazmalı ve düşünmeliyim ki emre beni takdir etsin.. işte bu bir defect tumblr. kendim olamadıkça sessizleştim işte. yazmayı bile bıraktım.. umarım sağlıklı bir şekilde bu kafadan kurtulurum.
ailesi ile birlikteyken de bu düşünce çok hakim oluyor. duruşumda, kelimelerimde sürekli emrenin olası tepkisini düşünüyorum. çünkü başbaşa kaldığımızda beni eleştirmesinden çekiniyorum. bu da aşırı sessiz kalmam ile sonuçlanıyor. ama bazen de içimden hiç konuşmak gelmiyor tumblr..
diğer değişiklik ise mezuniyet durumu. para kazanmak istiyorum tumblr. ve her ne kadar emre ve ailesi karşı çıksa da ben özel sektörde mimarlık yapmak istiyorum. bu süreçte yüksek lisans yapmak mantıklı evet, akademisyenlik de fena seçenek gibi durmuyor. ama uzun vadede kendimi mimarlık yaparken görüyorum, akademisyen olarak değil. pte diye bir sınavda bir sıçış yaşadım. ve bu sıçışımın her detayını herkes biliyor. aslında bundan ne kadar rahatsız olduğumu fark ettim. tıpkı emrenin tusa girmesini deklare etmek istememesi gibi aslında ben de istemiyorum. kendi ailem bana okul dönemim boyunca hiç bir zaman sormamıştı neyde başarılıyım, neyde başarısız oldum. ben sadece çok sevinçli olduğumda veya gerçekten duygusal manada içinden çıkamadığımda paylaşıyordum ailemle. ama bu ailede her aşamanın konuşulmasından sanırım rahatsız oldum. bunun sebebini gerçekten bilmiyorum. ama konu benim kariyerim olduğunda konuşurken çok rahatsız olduğumu biliyorum. sanırım bundan sonra buna çok mahal vermeden yaşayacağım yaşayacaklarımı. sadece eşimle konuşup karar vermek bana en iyi hissettiren şeylerden biri. ve bu paylaşmama isteğimin sanki ben nankörlük ediyormuşum gibi hissettirmesine sinir oluyorum. aile kavramı benim için çok muğlak tumblr.. kendi ailem ve emrenin ailesinin dinamikleri bana pek uygun değil. ama artık böyle olduğu için kendimi suçlu hissetmek istemiyorum tumblr. ve kendimi bu dinamiğe uydurmak zorunda olmak da istemiyorum. tek isteğim sevgi saygı çerçevesinde ilişkilerimizi devam ettirmek. ama emre bunu onun ailesini sevmiyorum gibi yorumluyor. emre ile olan küçük ailemde ise hayatta hedefleri olan ve bunu gerçekleştirme yolunda birbirimize arkadaş ve sırt olacağımız, saygısı sevgisinden önce gelen, zaaflarımızdan utanmadığımız, sevmek ve sevilmek ihtiyacımızı bolca gidereceğimiz, birlikte iki ayrı birey olacağımız bir aile modeli bekliyorum.
1 note · View note
echoes-us · 2 years
Text
selam tumblr,
ne çok oldu sana uzun, upuzun yazmayalı. çok şey değişti hayatımda. medeni durumum, öğrenim durumum, soyadım, saçım, rutinim, çevrem, hayatım.. hiç bir arkadaşıma karşı hissetmediğim ama çok özlediğim o duyguyu yaşıyorum şu an: birikmiş yaşanmışlıkları bir çırpıda anlatma hevesi..
evlendim mesela. soyadım en sevdiğim kişinin soyadıyla aynı oldu. aynı çatının altında yaşamak gibi bir şey aynı soyadı ile anılmak. sonrasında açıldım. yine en sevdiğimin objektif desteği ile aldığım-ortadoğu için- radikal bir karar. beni iki yüzlü olmaktan ve hissettirmekten azat eden bir işti başörtüsünü çıkarmak. allah bizi doğru yoldan hiç ayırmasın. rutinim ise evde annesinin yemeklerinden, ona sunduğu tertemiz evden yararlanmaktan yemek pişirip temizlik yapmaya dönüştü. ama bunu fark ettiğim an o kadar kendimi hırpalamamaya karar verdim. artık her gün bir oda.
mezun oldum. bu aralar sıklıkla hiç bir s😌ke yaramadığını düşündüğüm, türkiyenin en iyi üniversitesinden birinin mimarlık fakültesinden aldım honor'lu diplomamı. bu konuyu seninle uzun uzun konuşacağız tumblr.
arkadaşlarım ile içimden yollarımın ayrıldığını hissediyorum. çevrem henüz yok, eşimin akrabalarıyla geçiyor günlerim. burayı da konuşacağız.
peki ya ben ne oldum?
ben çok sessizleştim tumblr. özgüvenim azaldı. kendime olan sevgim ve saygım azaldı. fakat beni düşündüren ve bugünkü yazma sebebim olan bir durum var, bugün ankaraya geldiğimde çok konuşkan, aynaya baktığımda gözlerimin ve yanaklarımın ışıldadığı, bombardıman espriler yapan, neşeli ve samimi bir şeyma oldum. fark ettim ki ben eskişehirde eşimin tepkilerinden, eleştirilerinden, o okusa bu kelimeyi doğru bulmazdı ama aşağılamalarından çok çekindiğimi fark ettim. onun düşünce sistematiğine her zaman hayran oldum, çoğu zaman makul ve doğru analizler yapmasına, insanlarla kurduğu ideal ilişkilere, içinde bulunduğumuz durumları yorumlamasına hep hayranlıkla karışık saygı duyuyorum. ama kendimi hep emrece düşünmeye çalışırken yakalıyorum tumblr.. onun dünyayı algılayış biçimini ne kadar doğru bulsam da ben aynı şekilde algılayıp yorumlayamıyorum dünyayı, bu benim için bir defect mi bilmiyorum. bazen safsatalarım oluyor evet, fakat ben sürekli hep üstüme bol gelen emrece düşünme tarzının içinde rahatsızken buluyorum kendimi. bu yazdıklarımı bile acaba okusa benim bu yazdıklarıma boş, keriz işi, yanlış der miydi diye yazdığımı fark ediyorum. sanki öyle yazmalı ve düşünmeliyim ki emre beni takdir etsin.. işte bu bir defect tumblr. kendim olamadıkça sessizleştim işte. yazmayı bile bıraktım.. umarım sağlıklı bir şekilde bu kafadan kurtulurum.
ailesi ile birlikteyken de bu düşünce çok hakim oluyor. duruşumda, kelimelerimde sürekli emrenin olası tepkisini düşünüyorum. çünkü başbaşa kaldığımızda beni eleştirmesinden çekiniyorum. bu da aşırı sessiz kalmam ile sonuçlanıyor. ama bazen de içimden hiç konuşmak gelmiyor tumblr..
diğer değişiklik ise mezuniyet durumu. para kazanmak istiyorum tumblr. ve her ne kadar emre ve ailesi karşı çıksa da ben özel sektörde mimarlık yapmak istiyorum. bu süreçte yüksek lisans yapmak mantıklı evet, akademisyenlik de fena seçenek gibi durmuyor. ama uzun vadede kendimi mimarlık yaparken görüyorum, akademisyen olarak değil. pte diye bir sınavda bir sıçış yaşadım. ve bu sıçışımın her detayını herkes biliyor. aslında bundan ne kadar rahatsız olduğumu fark ettim. tıpkı emrenin tusa girmesini deklare etmek istememesi gibi aslında ben de istemiyorum. kendi ailem bana okul dönemim boyunca hiç bir zaman sormamıştı neyde başarılıyım, neyde başarısız oldum. ben sadece çok sevinçli olduğumda veya gerçekten duygusal manada içinden çıkamadığımda paylaşıyordum ailemle. ama bu ailede her aşamanın konuşulmasından sanırım rahatsız oldum. bunun sebebini gerçekten bilmiyorum. ama konu benim kariyerim olduğunda konuşurken çok rahatsız olduğumu biliyorum. sanırım bundan sonra buna çok mahal vermeden yaşayacağım yaşayacaklarımı. sadece eşimle konuşup karar vermek bana en iyi hissettiren şeylerden biri. ve bu paylaşmama isteğimin sanki ben nankörlük ediyormuşum gibi hissettirmesine sinir oluyorum. aile kavramı benim için çok muğlak tumblr.. kendi ailem ve emrenin ailesinin dinamikleri bana pek uygun değil. ama artık böyle olduğu için kendimi suçlu hissetmek istemiyorum tumblr. ve kendimi bu dinamiğe uydurmak zorunda olmak da istemiyorum. tek isteğim sevgi saygı çerçevesinde ilişkilerimizi devam ettirmek. ama emre bunu onun ailesini sevmiyorum gibi yorumluyor. emre ile olan küçük ailemde ise hayatta hedefleri olan ve bunu gerçekleştirme yolunda birbirimize arkadaş ve sırt olacağımız, saygısı sevgisinden önce gelen, zaaflarımızdan utanmadığımız, sevmek ve sevilmek ihtiyacımızı bolca gidereceğimiz, birlikte iki ayrı birey olacağımız bir aile modeli bekliyorum.
1 note · View note
echoes-us · 2 years
Text
anneannem ikinci entübeden çıkmadı tumblr... ve ben ölümle tanıştım
sevgili tumblr..
bugün o kadar çok güldüm ki.. bunu hatırlamak için sadece kendimin bilebileceği bir not ekliyorum: 2020 yılında hiç bu kadar fazla gülmemiştim. neye güldüm anneme güldüm ananemi salatalıkla kaplamama güldüm ikisini havaya kaldırmama güldüm. üçümüzün videolarını çektim annem ananemin sırtına ben annemin sırtına vururken. ananem de güldü. ama tumblr şimdi içim öyle bir acıyor ki.. som bir kaç aydır hayatım gerçekten ekstra zor. evimizde babamla her yanım titreyip yere çökecek kadar büyük kavga ettik. ruhuma çok ağır geliyor tumblr. ettiği hakaretleri unuttum, ama acısını unutamıyorum. kalbimde bir soğukluk, bir yetimlik. iteklemesşni o canavar gözlerini unutamıyorum. ev çok soğuk geliyor tumblr. yuvamın sıcaklığı sadece babamın gözlerindeki düşmanca ateş. şu an bir hastane odasında yaşamaktan epey memnunum aslında. kimseye ait olmayan, geçici kaldığımı bildiğim bir yer. sahibi olmayan bir yer. hiç bir zaman ait olamayacağım 15 metrekare. yol gibi.. hiç bir yerde değil gibi.. 1 lavabo 1 mutfakçık ve 1 kanepe. inanır misin tumblr öyle rahatım ki.. hayat alanım küçülünce daha bi odaklandım sanki yaşama. ve sonraki mekanı düşünmek istemiyorum. Allah düşürmesin ve hemen çıkmamızı nasip etsin ama burda huzurluyum.. epey küçüldü dünyam. iletişim kurduğum tek kişi canım sevgilim. o yanımda olsa ve okulum bitse telefonumu da kapatıcam. istemiyorum tumblr.. emreden başka kimseyi istemiyorum.. biraz huysuzlandım sanırım. sonra buraya gelişimiz. ö... 'ün yaptığı sadece küçük sinek işi. ama yine de bulandırıyor midemi. ananemin entübe oluşu ve yoğun bakıma girişi ve çıkmayışı. zordu.. iki arada bir derede de babam b3ni yine rededetti. Allahım diyorum var bir bildiğin. bunlar imtihansa zorlaştırma.. bir yandan da okulumun en yoğun son 2 haftası. Allahım çizen elim sen ol ve bana çok yardım et.. çok ağlıyorum şimdi. ananemin su içecekken her hareketime ağzını açmasına.. havasız kaldığında gözlerindeki çaresizliğine.. tansiyonu 17 ye 14 ken ve çeneleri titrerken iyiyim yat hadi demesine.. onu doyururken her seferinde bana dua etmesine.. uyurken acı çektiğinden dolayı havaya kalkan kaşları onu o kadar masum gösteriyor ki.. ve mis gibi kokuyor .. biz de hep temizliyoruz ama silerken bile bebek gibi kokuyor. çok şaşırdı hemşire de. soğut beni demesine.. çaresizce yaşamaya çalışması çok içimi acıtıyor. uyurken her nefes berişi ahh oluyor. o kadar ağrı çekmesine içim acıyor. yemek yerken çenesinin basöaöasına ve yemeklerin geri çıkmasına aç kalmasına içim çok yanıyor. şu an yüzüne bakıyorum. fotoğrafını çekmeyecem. ama bu ifadeyi unutacapımı hiçç sanmıyorum.
2 notes · View notes
echoes-us · 2 years
Text
tumblr,
annemi çok özlüyorum, ama ondan da çok anneannemi. anneanne, kaysan yana, sarılsam sana, uyusak ipimiz hep...
0 notes
echoes-us · 2 years
Text
tumblr, sanki içim günden güne solan yeşilliklerle kaplı, her şeye geç kalmış, her şey için eksik ve yorgun hissediyorum. sevdiklerimle hatta en sevdiklerimle bile konuşmak istemiyorum. içim çürüyor sanki.. saniyeler senelerim olmuş da yaşlanmışım sanki.. çok ama çok yorgunum...
0 notes
echoes-us · 2 years
Text
en kötüsü ise yok olduğunda hiç bir şeyin eksilmeyeceğini anlamak
0 notes
echoes-us · 2 years
Text
hayat çok zor ve çok zorlaniyorum yaşamaktan... sürekli iç telkin ve motivasyon zorlamalarıyla kaç gün daha idare edebilirim bilmiyorum... her konuda yetersiz, geç kalmış ve tükenmiş hissediyorum. merak ettiğim ve uğruna çabalayacağım hiç bir şey yok, ölümünü bekleyen yaşlılar kadar çaresiz hissediyorum
0 notes
echoes-us · 2 years
Text
tumblr, bugün rüyamda emrenin babannesi ölüyordu. yüzünü açıp herkese gösteriyorlarken ben dayanamayıp gözlerimi kapıyordum. açtığımda 2 cenaze vardı ve çok korkuyordum ölmekten.. sonra rüyamda ne kadar küçük şeylere takıldığımı düşünüp üzülüyordum. ama öleceğimi iliklerime kadar hissettiğim tek andı sanırım.. sanıeım insanın yakını ölünce daha bir iyi anlıyor kendisinin de ölebileceğini.
0 notes
echoes-us · 2 years
Text
Tumblr media
insan düğününden 3 gün öyle böyle bir mesaj alınca ne yapacağını bilmiyor tumblr..
0 notes