cigarettesbeforelife

[cigarettesbeforelife]

Genzinden geliyor hayat, burnundan akıyor yaşamak. Tükürdüğün kan değil, belki ruhundur.

[cigarettesbeforelife]

Sevdaya tutulmaya fikrim nedir acaba?

[cigarettesbeforelife]

Ben o yüzden mi uyuyamıyorum?

" Uyumak ölüme benzer, ben ölmeyi beceremediğim için uyuyorum. "

[cigarettesbeforelife]

Derdindi ki bana

'' Fato, takma kafana`'

Fato, hallederiz.

[cigarettesbeforelife]

Yaz akşamlarını, birini sevmeyi anımsatıyor bazı şarkılar. Soğuk çimenlerde, arkadaşlarla otururken bir gülümseyişte göz göze gelmeyi hatırlatıyor. Belki yürürken başımın omuzunda duruşu, gözlerimin kapalı ruhunu dinleyişi...

[cigarettesbeforelife]

Yanılmak benden bileceğin bir şey değil, kırılmak benden bileceğin bir iş değil ve hayatı sevmek öğrenebileceğin bir ihtimal değil,

ben senin ölçün değilim

#Art

[cigarettesbeforelife]

Kes sesini tilki!

[cigarettesbeforelife]

seni terk etmiştim ve ben bunu sadece sana anlatabilirdim.

#çoban yıldızı #umay umay #spotify #Spotify

[cigarettesbeforelife]

Doğduğum yerde asma fistanlı küçük çocuklar, saçları güneşten açılmış, gözleri güneşten parlayan, tenleri güneşten kararmış, nadir esen yaz rüzgarına çıplak ayakla koşmaktan dimağı kurumuş, bir ağacın bin dalına kuru ve yaş sarılmış, bir meydanda binlerce kez dayaktan sarsılmış, 'hani ben neredeyim'i küçük tepelerde fıstık ağaçlarına koşarken sormuş, küçük ve bedbaht olmayan tanrıya sığınmış, güz kırığını ilkin ayazdan ve sonra insandan yemiş, topladığı bilyeleri eteğinin ucunda saklamış, ateşi çıktığı zaman sabahı yalnızca sabahı sayıklamış, burnu aktığı zaman sol koluna silmiş fakat gözyaşını sağ kolundan ayırmadan dinmesini beklemiş, saçları hep kulaklarının üstünde kesilmiş, tüm derdini büyüyünce kurbanda kesip yiyecekleri danaya anlatmış, karanlıktan korkmuş ama gölgeleri sevmiş, yıldız kaymasını, reyhan kokusunu, bisiklete yokuş aşağı binmeyi, ağız dolusu küfürler etmeyi, yazdığı el yazılarının altlarını renkli kalemlerle çizmeyi, denizin nasıl mucizevi bir şey olduğunu ve bu dünyaya ait olamayacak güzellikte olduğunu düşünmeyi sevmiş, dantel yakasını hep ütülü giymiş ama çamurla oynamayı eksik etmemiş, ağaç tepelerinde oturup masal prensesi olmayı düşlemiş yine de zırhlı prensi kendisi kurtarmış, boncuklardan kolyeleri hep boynunda taşımış, kasımpatıları çok kayısı ağaçlarını ise en çok sevmiş asma fistanlı küçük çocuklar...

#çoban yıldızı #doğduğumyerinsancısı #Spotify

[cigarettesbeforelife]

Bazı günler ölüme daha bir yakın hissediyorum kendimi.

[cigarettesbeforelife]

Ben o gün, o çok sevdiğim çiçekli elbisemi bile giyemeyecek kadar kırılmıştım.

[cigarettesbeforelife]

Karşılıklı kahve içişimizde bile bile gir göz göze gelemeyiş var. Ben sayıklıyorum içimden, tanrım nolur diye yalvarıyorum. O sırada senin yaşadığın hayatı yaşıyorum. Bir içimlik canın kalmış, yazık diyorum. Ben sayıklıyorum içimden, seni yaratıyorum.

#Yaşamak #tanrı

[cigarettesbeforelife]

Buhranı temkinliyor her şey. Gözlerimi değdirdiğim sarı lambalar çok güzeller. Çocuk doğmak istiyor insan seni görünce. Fakat dediğim gibi bir buhran var içimi tekmeleyen. Ben diyorum, dağılıyorum diyorum. Kendi kendimle konuşmak canımı yakıyor. Bir felakete uğrarken okşanmamış saçlarımın uçları kırılıyor sevgi denilen figürden uzak kalmaktan. Kimse yeterince sevmedi beni diyorum, kimse yeterince görmüyor beni diyorum. Ağlamak için boğazıma parmaklarımı sokuyorum. Tereddütsüz asacağım kendimi yine de ağlayamıyorum.

#Çoban yıldızı

[cigarettesbeforelife]

Kopuşu tetikliyor parmak boğumlarımda kırmızı hareler. Boynumdaki yakayı usul usul seven parmak uçların sana bakarken kirpiklerimi gıdıklıyor. Uzun büyük bir kışın kitabı gibisin. Aynı cam kenarında oturup, aynı sancıyla, aynı şekilde tekmeliyorum karnımı. Günaşırı okuyorum seni. Gün beni aşıyor. Kirpiklerim dökülüyor. Karnımı tekmeliyorum, karnım gıdıklanıyor. Kirpiklerimi döküyor... Darbeler... Boğumlarımda kan lekeleri, senin öptüğün senin yetiştirdiğin, senin büyüttüğün bir topraktır artık. Ben oraya evim diyorum şimdilerde...Senin öptüğün sevgilim

[cigarettesbeforelife]

Her şeyin yolunda gitmesi demek hiçbir şey yapmıyorsun demektir. İnsan biraz rahatsız olmalı.

#Küçük kara balık

[cigarettesbeforelife]

Tarlakuşları öpüyor solucanları. Yağmurdan sonrasını diliyorlar tanrıdan. Nolur diyorlar, nolur tanrım lütfen dünya bir yağmurdan sonrası olsun. Onları görünce inancım depreşiyor. Ben de ekliyorum; nolur tanrım diyorum yağmur hiç dinmesin.

insan her yerde kırılabilir. sokakta, evde, uzakta, sarhoşken, kedileri severken, ağlarken. ben de kırıldım ve adres vermeyeceğim. kimseye sen demeyeceğim. suç bulmayacağım. kendimi de masum saymayacağım. zaten insanın, kırılmışken kırılması parçalanması demektir. ama bunlardan değil. aslında gerçek olan tek şey olan ölmekten bahsetmek istiyorum sadece. yamyamlar ölüye olan saygısından onları yerler. biz işte öyleyiz bazen ölümler karşısında. sokakları silip süpürüp kanları temizleyip oralardan geçmeye mecburuz. kolunda namuslu yatağında fahişe arayan adamla aynı acıyı bastırıp mutlu olma çabası. böyle ya işte. her olayda bir yerlere sıkışıp kaldık. bölünmeyeceğiz diye bağırdık. birazımız dini labirent, birazımız hayal labirenti, birazımız seks, birazımız insan gibi yaşamak labirentinde beyinlerimizi oraya sabitleyerek sıkıştık kaldık. bu labirentte dolaşıp durmayı da yol zannediyoruz. en masum olanlarımız bu çarkın başında duran canavarlara nolur bitsin, siz de vicdan yok mu yakarışlarını sunuyor. canavar ertesi gün onu öldürüyor. yaşamak işte tam olarak bunun adı. koskoca bir evrende bizi küçücük odalarımızda mutlu olabilme isteğine zorladılar. sadece onu isteyebildik. aza indirgendik hep. azaltıldık. bir uçurtmanın düşmesi gibiydik. ama gene de düşünce çocuklar bulsun istedik. umut verdiler barış için, güzel şeyler için. ama inandım ki barış için umut verenler eli kanlı katillermiş. öyle umut verildi ki, bir şarkının tüm sözlerini gözlerimizle ezberletip o şarkıyı söyleyenin dilini kopardılar gibi. böyle işte ya. yazar her seferinde sahneyi dramatize ediyor ve bir çocuk intihar etmeden salonu terkedemiyor.

[cigarettesbeforelife]

Yara bere Kekre... Yara bere...

Tüm dünya bir dehlizkıran olsaydı ben yine kırılan olurdum.

Yaşamış olmak bir suret. Ben bu yabancının gülüşünü tanımıyorum. Bir toprak kokusu gömleğinin yakası. Benimse gözlerim hep oraya değiyor. Evimi arıyorum. Oysaki ellerimde sadece 'kendim' var. Bu dayanılmaz baş ağrısı bir beyaz gürültülü kafamın içinde; sen yokken konuşan. Çok konuşan... Sen varken gün doğumunu bekleyen tüm çiçekler gibi sabırsız. Uzak bir ihtimalin daimine denk düşüşü seni yaratıyor. Biraz uyurken biraz da uykusuzken sevgilim.

#Yarabere