aynurant-07

[aynurant-07]

Dolu dolu yaşa hayatı,

Dilini keşkeler sarmasın.

Ve öyle birini sev ki;

Gündüz güneşe, gece yıldıza ihtiyaç kalmasın.

- Can Yücel -

💙❤️

[aynurant-07]

"Bir genç, mahallesinden bir kızı sevmişti. Sonra yolları ayrıldı ve genç gurbete gitmek zorunda kaldı. Aradan uzun yıllar geçti, içindeki aşktan zerre miktar eksilme olmadı. Geri dönebildiğinde, sevgilisi ona sitem etmiş ve şöyle demişti:

— A gönlüme hükmeden! Bunca yıl geçti, yolunu gözledim. Ne bir haber gönderdin, ne bir mektup? Meğer ne kadar vefasızmışsın!

Hakiki âşık başını yere eğdi, gözlerinden yaşlar boşandığı sırada cevap verdi:

— Ey Sevgili! Yüzünü görmek benim için uğruna ölünecek bir hasret iken, o şerefi postacıya mı bağışlasaydım?"

İskender Pala

Günümüzde gençlerin sınırsızca görüşmelerini düşününce bu anekdot geliverdi aklıma . Sınırsızca , zaman mefhumu olmaksızın görüşüp konuşmaları hiçbir gizem , hiçbir özlem olmaması tez ayrılık getiriyor hiç kuşkusuz ... Ayrılıklar bazen o kadar peş peşe geliyor ki dejenerasyon kaçınılmaz oluyor Allah korusun . Mesafe güzeldir diyorum ben ... Değerlerimizi korumak adına , evlatlarımız adına mesafeli olmak güzeldir diyorum . Siz ne dersiniz ?NBT

[aynurant-07]

[aynurant-07]

Her gelen bir gün mutlaka gider..

Bayramlar da öyle.

Sevinç’le karşıladığımız bir bayramı daha,

Hüzünle uğurluyoruz bugün.

Her gününüz bayram Sevinç’i ile dolu olsun.

——Günaydın dostlar☕️🌺🌸

#HayırlıBayramlar🙋‍♂️

[aynurant-07]

"Bir genç, mahallesinden bir kızı sevmişti. Sonra yolları ayrıldı ve genç gurbete gitmek zorunda kaldı. Aradan uzun yıllar geçti, içindeki aşktan zerre miktar eksilme olmadı. Geri dönebildiğinde, sevgilisi ona sitem etmiş ve şöyle demişti:

— A gönlüme hükmeden! Bunca yıl geçti, yolunu gözledim. Ne bir haber gönderdin, ne bir mektup? Meğer ne kadar vefasızmışsın!

Hakiki âşık başını yere eğdi, gözlerinden yaşlar boşandığı sırada cevap verdi:

— Ey Sevgili! Yüzünü görmek benim için uğruna ölünecek bir hasret iken, o şerefi postacıya mı bağışlasaydım?"

İskender Pala

Günümüzde gençlerin sınırsızca görüşmelerini düşününce bu anekdot geliverdi aklıma . Sınırsızca , zaman mefhumu olmaksızın görüşüp konuşmaları hiçbir gizem , hiçbir özlem olmaması tez ayrılık getiriyor hiç kuşkusuz ... Ayrılıklar bazen o kadar peş peşe geliyor ki dejenerasyon kaçınılmaz oluyor Allah korusun . Mesafe güzeldir diyorum ben ... Değerlerimizi korumak adına , evlatlarımız adına mesafeli olmak güzeldir diyorum . Siz ne dersiniz ?NBT

[aynurant-07]

Şili'li şair ve yazar Pablo Neruda'ya ait sözlerle yeni güne merhaba.

Yalnızca ateşli bir sabır ulaştırır bizi muhteşem bir mutluluğun kapısına.

En hüzünlü şiiri yazabilirim bu gece. Ben onu sevmiştim, ve oda beni sevmişti bazen.

Biten bir aşkın hemen ardından bir başkasıyla başlayan şeyin adı, İlişki değil çelişkidir.

Gözyaşım kadar değerlisin; ama nasıl gözyaşlarım gözümden düştüyse şimdi sende öylesin.

Kalbi kırdıktan sonra gelen özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir. ‘İhtiyaç’ kalmaz.

Bir erkeğin sözleri sana dokunuyorsa, elleri çok uzakta değildir.

Sırf birisi iyi geceler demediği için, iyi geçmeyen geceler vardır.

Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer, benimle yeniden tanış.

"Pablo Neruda" #pabloneruda #neruda

Sağlıcakla ve mutlu kalın.

"İstasyon"

[aynurant-07]

Batı ' nin getirdiği demokrasi...

Ekte...

Bosna Katliami...

[aynurant-07]

Yırtık kot pantolonları şapkaları ceketleri seviyorum,

Bana hayatta da yırtık sökükler olduğunu, buna rağmen güzel de olabildiğini fark ettirdiği için.

Kesik tişörtler seviyorum,

Bana her kesiğin can acıtmadığını, acıtsa bile onunla yaşamayı öğrettiği için.

Ters dikişli kıyafetler seviyorum,

Bana hayatı ezberden değil ikiyüzlü olmadan iki yüzüyle de yaşanabildiğini gösterdiği için.

Derme çatma kahveler lokantalar seviyorum,

Bana asıl olanın ne olduğunu gösterdikleri için.

Hayat, yırtık ve söküklerine rağmen kendisinde dikiş tutturabilme sanatıdır... !

Sevtap GÜNDÜZ

[aynurant-07]

Giydiğini yakıştıran kadınlar vardır.

Edep giymişse üstüne,

Gözlerine aşk sürmüşse,

Avuçları sevgi bulaştırıyorsa,

Buram buram merhamet kokuyorsa,

İşte O kadın...

Dünyanın en güzel kadınıdır...!

Nursel TOSUN

[aynurant-07]

“#Srebrenitsa' da kadınlar evde birini beklerken kendine bir kahve yapar, bir de beklediği kişiye... Srebrenitsalı kadınlar en çok eşleriyle kahve içmeyi özler... Çünkü eşleri hiçbir zaman gelmeyecektir...”

....

Srebrenitsa katliamı üzerinden tam 27 yıl geçti. İnsanlık trajedisinin yaşandığı Srebrenitsa'da en az 8 bin 372 Boşnak sivil, Sırp askerlerce katledildi.

Üstelik bu katliam, Birleşmiş Milletlerin güvenli bölge olarak ilan ettiği bir yerde dünyanın gözünün içine baka baka yapıldı…

Boşnak sanatçı Aida Sehoviç Srebrenica katliamının

9. Yıldönümünde Saraybosna’da 1300 kadar kahve fincanıyla katliamın kurbanlarını sembolize eden bir performans sergisi düzenlemişti…

Sağduyulu İnsanlar bu performansa duyarsız kalmadılar, dünyanın çeşitli yerlerinden gelerek kahve fincanlarıyla katıldılar…

O günden sonra pek çok ülkede başta sanatçılar olmak üzere insanlar bir araya gelerek kahve fincanlarıyla Srebrenica katliamı kurbanlarını anar oldular…

Neden kahve fincanı?...

Boşnak gündelik kültüründe börek, kahve ve akordiyon ( Nemoze dzumbus bez harmonika) un vazgeçilmez bir yeri vardır…

Boşnaklar kahveyi kutsal bir ayin gibi törensel hazırlarlar…

Boşnaklarda kahve ikramı hayata, konuklara, yakınlara duydukları yakınlığın, değerin, sevgi ve muhabbetin göstergesidir…

Kahveler özeldir, cezveler de öyle…

Bizdeki çay düşkünlüğüne benzer bir kahve düşkünlüğü vardır Boşnaklarda…

Şekersiz yapılır kahve; bakır cezvelerde mutlaka odun közünde, yanında lokum ikram edilir…

Fincanlar kulpsuzdur dibinde ay yıldız motifi vardır.

Fincanların kulpsuz olmasının nedenini araştırdığımızda Boşnak halkının acılarının ta 1400’ lü yıllara kadar uzandığını görürüz…

Boşnaklara Katolik ve Ortodoks kiliselerince hiristiyan olmaları için yoğun baskı vardır…

İstavroz çıkarmak için kahve fincanını tutan baş, işaret ve orta parmakları birleştirmek gerekiyormuş…

Ayrıca faşist Sırp selamı olan “çeltik selamı" serçe ve yüzük parmağı avuç içine kapatılıp; baş, işaret ve orta parmağı açarak verilir…

İşte Faşist Sırplar katliamlarda Boşnakları çeltik selamı vermeye zorlamak için serçe ve yüzük parmaklarını kesmişler…

Boşnaklar da simgesel olarak kahve fincanını kulpunu baş, işaret, orta parmakla tutmamak için kulpsuz fincan kullanmaya başlamışlar…

HASAN ÖZSAN

#Gülrengi Gülrengi

[aynurant-07]

En azından üç dilde,,,

Canımın içi demesini,

Canım ağzıma geldi demesini,

Kırmızı gülün alı var demesini,

Nereden ince ise oradan kopsun demesini,

Atın ölümü arpadan olsun demesini,

Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini,

İnsanın insanı sömürmesi rezilliğin dik alası demesini,

Ne demesini be gümbür gümbür gümbürdemesini bileceksin...!

Bedri Rahmi EYÜBOĞLU

[aynurant-07]

H O Ş Ç A K A L B İ R T A N E M

Benim için ne kadar imkansız biri olduğunu biliyordum !

İlk günden beri bildiğim bu gerçeği hep sakladım kendim den.

Sen sadece yapman gerekenleri yapıp, söylemen gerekenleri söylüyordun.

Oysa ben rotasını şaşırmış bir gemi gibi lodoslama gidiyordum bir belirsizliğin için de.

Kara ya çıkıp sakin bir limana yanaşma ihtimalim hiç yoktu bu belirsiz yolculuk ta.

Enin de sonun da, yorgun bedenimin su alıp bu yükü daha fazla taşıyama dan batacak olmam !

Ya da bin bir telaşla günün birin de ansızın karaya oturacağım baştan belliydi.

Dedim ya !

Deli olmalıyım ben, çünkü hayatım boyunca hep imkansıza talip oldum.

Köyde o kadar kız varken, gidip peri padişahının kızına aşık olan bir çobanın çaresizliğini yaşadım.

Kaf dağının zirvesinde ateş yakıp ısınmaya ve senin gibi nadi de bir çiçeği sevmeye kalkıştım.

Olmayacağını bile bile, sevmediğini an ve an düşünerek yaptım bu hadsizliği.

Suçluyum ben, biraz da günahkar !

Sanırım bu gemiyi karaya oturtma dan sağ salim limana yanaştırma mecburiyetim var.

Bunu kendim için değil, daha çok senin için yapmalıyım.

Seni yine bir limanda sakin bir şekil de indirmeliyim.

Bu yolculuğun sonun da yollarımızın ayrılacak olması sadece beni üzmeli.

Çünkü ben üzüntüye alışkınım, yakamoz parıltısındaki gözlerine hüzün yakışmaz senin.

Her şeyin farklı olmasını o kadar çok isterdimki !

Ben Aşk'a ve sana geç kalmanın çaresizliğini yaşarken, senin için sadece iyi bir adam olmanın bedelini ödüyorum şimdi.

Biliyormusun ? sana diyebilseydim eğer, en çok "BİRTANEM" demeyi isterdim.

Bu benim en samimi ve en içten bulduğum küçücük bir sevgi sözcüğü.

Düşünsene, senin tabirinle benim gibi çok iyi ve seni çok seven bir adam bile, bu sözcüğü söyleyememenin ızdırabını çekti hep.

Evet belki ben çok iyi bir adam dım sizlerin tabiri ile, ama bu yine de kaybetmeme engel olamadı sevdiklerimi.

Ben kaybedenlerin en iyisiydim belki de !

Şim di senden son bir ricam var, beni kırmayacağını umuyorum.

Her ne olursa olsun sen yine de beni iyi biri olarak hatırla ve sana yaşattığım olumsuzluklar için hakkını helal et.

Biraz dan demir alacağım yine, bu defa sensiz ayrılacağım bu liman dan.

Bir daha görüşme imkanımız olmayacağını bil, çünkü ben artık bu limana uğramayacağım.

Böylesi ikimiz için de iyi olacak, ve iyi olması için dua edeceğim.

Kızarmısın bilmiyorum !

Ben yine de son vedamı hiç söyleyemediğim o sözcükle yapmak istiyorum.

Hoşçakal BİRTANEM..

Kendine iyi bak ve hoşçakal...🙋‍♂️

#CengizYavuz✍🏻

[aynurant-07]

SEVGİ NEYDİ !!

Sevgi neydi,

Sevgi iyilikti, dostluktu…

Sevgi emekti.

Sevgi neydi?

Sevgi dostça uzanan insan eliydi.

Sevgi neydi ?

Sevgi sahip çıkan o sıcacık insan eliydi

sevgi iyilikti….

Cengiz AYTMATOV

[aynurant-07]

Ne cenazeler kaldırdım.....

Seni seviyorum dedikleri sözlerden !!!

Kürek ķürek toprak attım nice yalana dolana...

Mekanı cennet mi olur bilemem ,

Ama ben hiç !!!! FATİHA !!!! okumadım

YÜREĞİMDEKİ mekanı CEHENNEM olana ?????

alinti

[aynurant-07]

[aynurant-07]

[aynurant-07]

Hoyratça kırdı geçirdi dünya,

Memnunum, barışığım yine de

Sabırla yeni yapraklar veririm

Yüzlerce kez kırılmış dallarımdan

Ve tüm acılara rağmen hala

Aşığım ben bu divane dünyaya

Hermann Hesse