Tumgik
#salıncaklar
birdeliroj · 4 months
Text
Salıncaklar içinde çocuk yetiştirmeye çalışanlar içindirde.
46 notes · View notes
iloletes · 1 month
Text
mezarıma su döktüm, ellerimi sadece sigara kirletiyorken. kalbime bahçeler kurdum, bir tek kokun eksik. gökyüzü denk geldiğimiz tek yerken salıncaklar kurdum, korkularınla yüzleşememişken.
sesim sana ulaşmasın yine ben sessizlikle barıştım. elimde son sigaram çektikçe tükettim,
seni.
27 notes · View notes
yildizdakicicekk · 9 days
Text
O gülerken bir kardelen daha açıyordu yeryüzünde. O gülerken salıncaklar gökyüzüne salınıyordu. O gülerken her şey güzelleşiyordu...
9 notes · View notes
biktim-amk-hayattan · 8 months
Text
zaman bir sel. acılarımız evler, arabalar, motor ve bisikletler, salıncaklar, banklar.. bazı acılarımız ruhumuza temelini atarken, bazıları yüzeyseldir. sel yüzeysel acılarımızı yutarken, temelini ruhumuza atmış acılarımızı sarsamaz bile. bu acılarımızın ağırlığı, zamanın acizliğidir.
18 notes · View notes
mnsrykt · 8 months
Text
"Kirpikleriyle karları yuvarlaya yuvarlaya evlerin içine dağlar indiren bir çocuğa, rüzgârlı memeler pınara hareler düşürecek diye pınar lülesine aynalı salıncaklar kuran bir çocuğa, serçelerle uyanıp puhu kuşlarıyla yatağa giren, bir avuç sularda ay ışığına belikler ören, gaz lambalarıyla duvarlara dünyalar çizen bir çocuğa..."
13 notes · View notes
hisboslugu · 11 months
Text
aşkın kanununu tahsil etmiştim kalbimin en doğusunda. içimde yağmur duasına çıkmış birkaç köy, birkaç köy sular altında. kalbimin doğusu, her resme güneş çizen bir çocuktu. gam yükünün kervanları yürürdü dudaklarımda, kavruk ve çatlaktı dudaklarımın toprakları. ölümün ötesinde bir köy vardı; orda, uzakta, kalbimin en doğusunda. şimdi bana yalnızca dertli türkülere duyduğum karşılıksız aşk kaldı. güzel beyaz bir tay doğururdu her sene hafızam. yorgundu oysa. durmadan, durmadan hatırlamaya koşmaktan. kalbimin doğusunda bir yalan dünya vardı. okyanusları mavi olmayan. benim için hayat, kalbi kalpazanlıktan kırk sene yatmış çıkmış bir adamdı. geçmişim acıyor şimdi, yalnız benim değil, benim ülkemin geçmişi de acıyor mesela. bilirdim oysa ilk badem ağaçları çiçek açar baharda. bilirdim çiçek satan çingene kızlarını, onlar bütün şimdileri, bütün zamanlara bir gül parasına satardı. oğlan kıza bir gül alsa bilirdim, odur en kırmızı zaman. adına aşk diyorlardı, kalbimin en doğusunda bir yalan dünya vardı. kim bir şairi kırsa şair gider uzun bir dizeyi kırar mesela. bilirim kim dokunsa şiire eline bir kıymık saplanacak. bilirim kırılmış dizeleri tamir etmez zaman. yorgunum oysa, durmadan kendime bir tunç uyak aramaktan. aşkın kanununu tahsil etmiştim kalbimin en doğusunda. boş salıncaklar gibi gıcırdayarak konuştum karanlıkla, kediler gibi mırıldanarak. alkolden bir denize bıraktım kalbimi kırmızı bir sandal gibi, arka sokaklarda sarhoş konuştum karanlıkla. avuçlarımla konuştum, Allah büyüktür diyen insanlar gibi. kedi dili bisküvilerinin bir pastayla konuşması gibi yumuşak ve kremalı konuştum onunla. baharda leylaklar açardı boynumda, mor ve pembe konuştum karanlıkla. gece açılıp gündüz kapanan bir parantezdim, sözler vardı içimde işe yaramayan, sözlerle konuştum karanlıkla... önce söz yoktu kalbimin en doğusunda, sözler... bir yağlı urgandı acıyı boğmaya yarayan.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
9 notes · View notes
vuslataozlem27 · 1 year
Text
[ ] Seni sevmek yoksul kelimeleri ipe dizip,
[ ] Senin sokağında
[ ] Kimsenin anlamadığı,
[ ] Kimsenin duymadığı,
[ ] Kimsenin bilmediği,
[ ] Yüreğine çocukça salıncaklar kurup haykırmaktı..
[ ]
[ ] Ömer Aslan (Münzev-i Muhacir)
Tumblr media
33 notes · View notes
feris0luk · 9 months
Text
hayatımda onun kadar güzel gülen birine rastlamadım, o gülerken bir kardelen daha açıyordu yeryüzünde, o gülerken salıncaklar gökyüzüne salınıyordu, o gülerken her şey güzelleşiyordu benim gözümde
4 notes · View notes
yitikyasam · 1 year
Text
Tumblr media
Böyle ah demeyi beli bükük bir ahlat ağacından öğrendim.
Dallarına salıncak kurardı çocuklar,
Hızlı yaşanan bir hayatın şarkılarıydı salıncaklar.
Meyveleri tatsızdı
Eski bir lanetten dolayı
Herkes dişlerdi acı meyvelerini,
Ve herkes söverdi ona.
İsmini yazardı herkes onun bağrına,
Ah derdi o. Ah!
10 notes · View notes
wehuzunngeldi · 1 year
Text
çıkar boynundan at o ipi çocuk. salıncaklar mı yok sana? kalk hadi o soğuk betondan, yatacak başka yer mi yok sana? en sevdiklerimi verdim ölüme de; ben bu yaşımda gitmenin böylesini görmedim. kırılan bir boyun gibi orta yerinden kırıldığını ömrün... görmedim ademoğlunun dalından koparılır gibi koparıldığını...
15 notes · View notes
genco1881 · 1 year
Text
Dünya Adaletsiz Çocuk! Dünya zorba.
Çıkar boynundan at o ipi çocuk!
Salıncaklar mı yok sana?
Kalk hadi o soğuk betondan,
Yatacak başka yer mi yok sana?
En sevdiklerimi verdim ölüme de;
Ben bu yaşımda gitmenin böylesini görmedim.
Kırılan bir boyun gibi orta yerinden kırıldığını ömrün…
Görmedim Ademoğlunun dalından koparılır gibi koparıldığını…
…ve böylelikle umut etme kabiliyetimizi aldılar elimizden.
Ne diyeyim, dilerim ihtiyacı olan birine gidiyordur bizden aldıkları umut!
Dünya adaletsiz çocuk!
Dünya zorba.
Elbet eşitleneceğiz o gün kıyamda.
Bu kekeme, toz ve duman sözlerimi iyi belle, Bahara kalmaz, gelirim yanına.
16 notes · View notes
matmazelnoraliya · 2 years
Text
"Her duyguyu dile getirmek gerekmiyor biliyor musun? Nasıl her duyguya  isim koymak gerekmiyorsa."
Kar geçti. Papatya geçti. Kehribardan nergise döndü dünya. Azala azala canımla kaldım En uzun sensin ey beşinci mevsim.
Evlerden çıkınca gittiğini sananlar Taşıtlara binince gittiğini sananlar Bir ülkeden bir ülkeye salıncaklar kurun Değil mi önünüzde ardınızda çocukluğunuz Bir sitem taşıdır ancak başınızı koyduğunuz.
Odalara yağan yağmurları içtim Elmaların çiçeklerini öptüm uzun uzun Kırlangıçlar bulutlara girdi çıktı Bir güneş sağanağı bir güneş sağanağı Her şeye genişlik veren bir rüzgâr…
Şimdi bir türkü söylese birisi Sesi kim bilir ne güzel kokar.
  Biri gelişin, dünyayı isteyen sorular Öteki gidişin, kırılmış kirpik tufanı İki ölümle besleniyor kalbim.
Şiirden başka bağışlayanım yok.
Şükrü Erbaş, Derin Kesik
41 notes · View notes
poseidonarg · 9 months
Text
Hayatımda onun kadar güzel gülen birine rastlamadım. ... O gülerken, bir kardelen daha açıyordu yeryüzünde. O gülerken salıncaklar gökyüzüne salmıyordu. O gülerken, her şey güzelleşiyordu bizim gözümüzde....
Gözlerin kısıldığında dünya benim için bambaşka bir yer oluyor gamzelerin yüzünü süslerken ben sana daha çok çekiliyorum
3 notes · View notes
aygeceningunesi · 1 year
Text
Geçiyorum şimdi o parktan, sen yoksun yanımda. Park değişmiş, bizim gibi. Üstü kapatılmış olsa da anıların, gözlerinin önünde hep aynıdır orası. Sallandığımız salıncaklar, kaydığımız kaydıraklar. Değişse de, sen bakınca çocukluğumuzu görürsün orda. İzleri kaldı kalbimizde belki de. Oysa ki kalbin hala aynı mı?
2 notes · View notes
crescentmp3 · 1 year
Note
What happened yesterday that had you screaming so loud? Were you at an amusement park?
hi yes i was!! ^^ we had a school trip to vialand, which is an extremely nice amusement park and i went on seven different things! some of them twice! all thanks to my classmate who dragged me to them. i'll put this under a readmore for conviniences sake
we first went on this really cool water train! it's called vikingler, here's a youtube video of it<- and double in your mind how fast you think that would feel. the water was very fun but you do have to hold your bag tightly with you
then we went to fatih'in rüyası! it tells the story of how we gained power over istanbul and good god. if only you could have been there! its extremely capsulating and really sucks you in. i never felt as turkish as i did on that ride. it was just me and my classmate too which was really nice! i nearly jumped into her lap when the cannon exploded its very loud in real life. here's a youtube video of it<-
we walked around a little and then finally got on maceraperest! it was extremely adrenaline filled and i screamed in a way i never thought i could the first time i got on. the pressure causes you to stick like glue to the person next to you and the big drop at the start seperates your soul from your body if you're like me. trust me. here's a youtube video of it<-
we then went on king kong! its fun but not that intense, it just swirls you side to side a little. there were two girls in front of us that suggested yaban arısı which i'll get to next. here's a youtube video of it<-
after that we went on yaban arısı which the girls suggested! i swear to god i felt my soul leave my body and was screaming my classmate's name like my life depended on it. i screamed even louder than the loudest girl in this->youtube video of it
we walked through bir zamanlar istanbul ^^ it's a recreation of istanbul about a century ago! it actually looks a whole lot like üsküdar, which is where my mom was born, and about where my grandma lives! so it was quite the nostalgia trip, which i also pointed out to my friend.
then we got on the saray salıncaklar! it's one of those swings that spin you. it was not intense at all and actually quite fun! i found myself really enjoying it, third best on this list for me. here's a youtube video of it<-
then we stopped to eat at a burger king. the line was extremely long and the food was very mediocre for how expensive it was - but it was food! which is nice.
we then got ice cream! i got coffee flavored ice cream and my friend got chocolate and vanilla - half her ice cream was eaten by the napkin that came with the ice cream though. i ate mine pretty neatly since i got a smaller portion so it had less of an ability to melt before it was already gone
we then got on minik kaşifçiler as a joke - its a little boat ride for children that takes you around the world! it was pretty fun to wave at all the animatronics. here's a youtube video of it<-
we got on vikingler again! it was very fun the second time since i got fairly used to the feeling of adrenaline at that point but i got pretty wet. one of those wet sad kitten images
then we went on maceraperest again ^^ which was really fun! but it felt extremely short after the second time - the adrenaline the first time around makes it feel like it lasted for centuries, lol
after that we finally went to the meeting spot to wait where i got to rest my head on my friend's shoulder, which was really nice.
we then went home! all of our muscles were sore but it was really worth it
2 notes · View notes
sadecebilge · 1 year
Text
Tumblr media
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,
Biraz kolonya sürünsem,
Ferahlasam, pencereyi açsam.
Şöyle bir şey yazdım sonra:
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Berbattı,
Bir şiire böyle başlanmazdı.İç ses diye söylendim,
Ardından Yıldırım Gürses...
Aptal aptal güldüm bir de buna.
Ayşecik vazoyu kırıyor
Ve ‘tamir et bakalım’ diyordu babasına.
Yapıştırsam da parçalarını hayatımın
Su sızdırıyordu çatlaklarından.
Karnabahar kızartmıyordu asla
Başrolde kadınlar.Güçlü bir el silkeledi beni sonra
Sanırım Tanrı’nın eliydi.
Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan.
Binlerce yeşil gözü olan bir zeytin ağacı gibi,
Çok şey görmüşüm gibi,
Ve çok şey geçmiş gibi başımdan,
Ah...dedim sonra
Ah! İç ses, diye söylendim
Çocukken şöyle dua ederdim Tanrı’ya:
Tanrım bana hiç erimeyen,
Kırmızı bir bonbon şekeri yolla.
Eski tül perdelerden gelinlik biçerdik
Kardeşimle kendimize durmadan,
Olmayan çayları,
Olmayan fincanlardan içerdik.
Olmayan kapıları açardık,
Olmayan ziller çaldığında.
Siyah papyonlu olurdu mutlaka
Resim defterimizdeki damat.
Yedi günde yarattığımız dünya
Mutlu olurduk pastel koksa.Ve şimdi şöyle dua ediyorum Tanrı’ya:
Olanlar oldu tanrım
Bütün bu olanların ağırlığından beni kolla! Kaybolmak istemiştim bir zamanlar
Kapının arkasında yokum demiştim
Ve divanın altında da.
Bulamazsınız ki artık beni,
Hayatın ortasında.
Kaybolmak istemiştim bir zamanlar
Beni kimse bulamazdı
Tanrı’nın arkasına saklansam.
O Kocamandı, en kocamandı o.
Bir kız çocuğunun hayalleri kadar.Bir zamanlar kendimi
Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım.
Kaç metredir benim yokluğum?
Benden daha çok var sanmıştım.
Benim yokluğumdan dünyaya
Bir elbise çıkar sanmıştım.
Dünyanın çıplaklığına bakmaya utanmadan
Sonunda ben de alıştım.
Ah...dedim sonra,
Ah! Güzin Ablası kitaplar olan bir kızdım,
İçim sıkılmasa o kadar
Tek bir satır bile okumazdım.
Taş bebeğim ters çevrilince ağlardı
Bir derdi var derdim.
Derdimi demeyi ben taşbebeğimden öğrendim.
Ninni derdim, ninni bebeğim!
Cam gözlerini kapardı, naylon kirpiklerini.
Plastik gözkapaklarının ardında,
Bilirdim rüyaları yoktu bebeğimin,
Gözyaşları da.
Ağladıkça tükürüğümden sürerdim gözaltlarına.
Bu kadar kolay harcamazdım rüyalarımı,
Kırmızı çantamda bayram harçlıklarım olmasa.İnsan çıtır ekmeği ısırdığında,
Kırıklar dolar kucağına,
İşte orası umudun tarlasıdır.
Ve orada başaklar ağırlaştığında,
Sayısız ah dökülür toprağa.İç ses, diye söylendim
Ve ah dedim sonra,
Böyle ah demeyi beli bükük bir ahlat ağacından öğrendim.Dallarına salıncak kurardı çocuklar,
Hızlı yaşanan bir hayatın şarkılarıydı salıncaklar.
Meyveleri tatsızdı
Eski bir lanetten dolayı
Herkes dişlerdi acı meyvelerini,
Ve herkes söverdi ona.
İsmini yazardı herkes onun bağrına,
Ah derdi o. Ah! Bıçağın ucundaydı insanların hafızası
‘İnsan unutandır
ve insan unutulmaya mahkum olandır.’
Tanrı şöyle derdi o zaman:
Ah!
Didem Madak
2 notes · View notes