Tumgik
#murat bey
leifpm · 2 years
Text
Neustart bei Karo Murad (Murat)
Neustart bei Karo Murad (Murat)
Am Samstag stieg Karo Murat wieder im Ring. Erstmals musste sein Ringrost weggeschliffen sein. Aufgabe gegen Norbert Szekeres erledigt. Er ist wieder da. Nach dem Kampf gegen Sven Fornling kam es nicht zu weitere Kämpfe. Nun ist die Corona-Pause vorbei, es gibt viele Boxer die keine Kämpfe bekommen konnte wegen Einreisebeschränkungen usw. Jetzt versucht Karo einen Neustart hinzulegen. Neue…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
murat-o41 · 20 days
Text
SAF KOCAMIN KURNAZ MÜHENDİSİ (6) SON.
Murat’ın önüne geçtim. Ellerim belimde, bekledim. Murat okşaya okşaya tanga külodumun iki yanından tutup çıkardı, bacaklarımdan aşağıya sıyırdı. Omuzlarına tutunup dizlerimi kaldırdım. Külodumu çıkarmasına yardım ettim.
Yeni traş ettiğim, kılsız amcığım gözlerinin, burnunun dibindeydi. Gözleri parlayarak amıma, kabarmış dudaklarına bakıyordu. Kocamın yanında hem de… Öyle tahrik olmuştum ki… Suyum akıyordu. Saçlarını parmaklarımın arasına geçirip kendime çektim. İnleyerek,
-“Öp onu Murat… Yala…” dedim. Kocama döndüm, “Hasanım, mühendis bey amımı yalasın mı aşkım? İzin veriyor musun?”
-“Ohhh… Yalasın… Amını yalasın Gül… Abim o benim… Her yerini yalasın…”
-“Hadi sen de memelerimi yala aşkım…”
İki erkek de emirlerimi yerine getirdi. Murat başını kasıklarıma götürüp amcığımın çevresine öpücükler kondururken, kocam da oturduğu yerden kalkıp memelerime yumuldu.
Aynı anda her yerimden zevk alıyordum. İnlemeye başladım. Murat dilini am dudaklarımın arasına kaydırdı. Islak ve sıcak dil klitorisimi yalamaya başladığında kendimden geçtim.
Az sonra Lale geldi yanımıza… Üstünde memelerini sımsıkı saran, meydanda bırakan siyah askılı bir bluz… Belinde minicik tülden bir etek… İçinde hediye gelen önü arkası yanları açık külotlu çorap… Ayağında yüksek topuklu lame ev terlikleri…
Kırıta kırıta geldi yanımıza… Murat yan gözle kızkardeşimi izlerken bir yandan da benimle, amımı yalamakla meşgüldü. Kocam memelerimi yalamayı bırakmış, açık ağızla baldızına bakıp kalmıştı. Alık alık, fakat şehvetle bakıyordu.
Yabancı bir erkek yanıbaşında karısının amcığını yalarken kocamın gözü baldızından başkasını görmüyordu. Kardeşim buğulu bir sesle,
-“Enişte? Çok mu açık giymişim?” Hasan kekeledi,
-“Çok…” Yutkundu. “Çok açık… Giymişsin…”
-“Ama eniştee… Bugün ablamın doğum günü yaa…”
Dudaklarını büzmüş, lolita gibi şımarık bir edayla tül eteğini kaldırmış, eniştemin burnuna dayamıştı külotlu çorabın önünde bembeyaz parlayan amcığını… Kocamın elini tuttu, amına götürdü, avuçlattırdı,
-“Eniştecim… Beni ister misin? Baldızını siker misin eniştem? Bak, amım nasıl sulanmış, elle elle…”
Kocam bir baldızının amına, bir bana bakıyordu. Mühendisinin yanıbaşında amını yaladığı karısına… Orospu kardeşim kocamın başını tutup kendi amına çevirdi, kendine çekti. Burnunu ıslak amına dayadı. Kocam kendinden geçmişti adeta… Gözleri yarı kapanmıştı zevkten… Eli kabarmış önünden ayrılmıyordu. Kardeşimin amını yalarken eli sikinde, okşayıp duruyordu.
Lale kocamı bırakıp odanın ortasına geldi. Bizim duymadığımız bir müziğin ritmine uyar gibi sallanarak yavaş hareketlerle striptiz yapıyordu adeta…
Daracık bluzunu sıyırıp başından çıkardı attı… Tül eteği sıyırdı, ayaklarından silkeleyerek attı. Üstünde sadece özel külotlu çorap ve topuklu terlikler kalmıştı. Gözleri kapalı vaziyette, elleriyle bedenini, uçları kabarmış iri memelerini okşayıp durdu, kıvrandı ayakta… Sonra da gelip eniştesinin elini tuttu, kaldırıp ortaya çekti.
-“Gel enişte… Beni istiyorsan al… Dayancak halim kalmadı artık… Hadi sik beni…”
Yere, tüylü halının üzerine uzandı sırt üstü… Çoraplı bacaklarını ayırdı. Önü açık külotlu çorabın ortasında beyaz teni ve merkezde pembecik dudaklarını açmış ıslak amı meydandaydı. Bacaklarını aralayıp davetkar bir şekilde bacak içlerini okşaya okşaya eniştesini bekledi.
Kocam kendinden geçmiş, hipnotize olmuş gibiydi. Gözü o ıslak pembelikteydi. Lale yerde kıvranıp inleyince kendine geldi. Hızla üstünde ne varsa fıydırtıp attı. Bacaklarının arasında o ezberlediğim kalın siki dimdik duruyordu.
Diz çöküp kızkardeşimin ikiye ayrılmış, sikilmeyi bekleyen bacaklarının arasında yerini aldı ve bir anda o koca sikini hoyratça kardeşimin amına gömdü.
-“Aahhh…” diye inleyerek boynuna sarıldı eniştesinin… “Eniştee… Canım yandı… Sikin çok büyükmüş… İçimi yardın… Amım yarıldı eniştem… Offff…”
Onların sikişmesini görünce ben de kendime geldim. Önünde diz çöktüm, Murat’ın sikini ağzıma aldım. Somura somura yalamaya emmeye başladım. Saçlarımı tutuyor, kendine çekiyor, ağzımı sikip duruyordu.
-“Yeter, bırak yarrağımı emmeyi, bitirdin beni orospu…” diyerek saçımdan çekti, kaldırdı beni… Koltuğun üzerinde domalttı.
Kocamın yanında orospu diye aşağılaması öyle tahrik etmişti ki beni… Kalçamı geriye atarak heyecanla bekledim erkeğimi… Bacaklarımı tutup biraz ayırdı. Ben sikini beklerken dili geldi önce… Islak dili istekle, şehvetle bekleyen am dudaklarımın arasında dolaştı. Yukarıya çıktı, minik deliğimin kenarlarını, büzüğümü yaladı. Zevkten kıvranıyor, inliyordum. Öyle zevk veriyordu ki…
Odanın içinde benim ve Lale’nin şehvetli inlemelerimiz, erkeklerin boğuk nefes alışverişleri duyuluyordu. Kocam her zaman sevişmeye başlar başlamaz koca sikini amıma kökleyip zevk almaya başlar, ben ancak kalın yarak içimde gidip gelmeye başladıktan sonra ıslanırdım.
Oysa bu gece katıksız zevk denizinde yüzüyordum. Amımda, göt deliğimde dolaşan sikicimin dili, ıslak parmakları öldürüyordu beni… Sonra kalktı, dilinin yerine sikini geçirdi. Başıyla sular fışkıran amımı okşayıp sürttü önce, sonra da bir anda amıma kökledi. Belimden tutup hırsla gidip gelmeye başladı. Zevk suyum bacak içlerimden süzülüyor, jartiyer çorabımı ıslatıyordu. Başımı koltuğun koluna koymuş, dizlerim koltuğun üzerinde sikilip duruyordum.
Kocam da baldızını, benim azgın kardeşimi sikiyordu yerde, halının üzerinde… Koca yarak sürekli amına girip çıkıyordu kızın, sürekli orgazm halindeydi… Kolları bacakları kocamın altında kukla gibi sallanıp duruyor, zevkten ölecek hale geliyordu. Eniştesi tüm sarhoşluğuna rağmen hayvani içgüdülerinin emirlerini yerine getiriyor, dişisini döllemek için çalışıyordu.
Murat amımdan çıkardı sikini, arkama sokmaya çalıştı. Girmedi, inledim, bağırdım. Her nasılsa kocam o hengamenin içinde sesimi duymuş,
-“Yapma mühendis bey, karımı götünden sikme… Hem günah, hem canı yanar…” diye seslendi. Bu kez ben tersledim kocamı,
-“Karışma sen aptal herif… Bırak, ne yapmak istiyorsa yapsın…” diye hırladım.
Her zamanki gibi fırçamı yiyince tırstı koca hayvan… Önüne döndü, kardeşimi pompalamaya devam etti sanki hiçbir şey olmamış gibi…
Bir zaman göt deliğimle uğraştı mühendis… Yaladı, emdi, ıslattı… Sikini tükürükleyip kayganlaştırdı iyice, öyle sokabildi götümün deliğine… Dişimi sıkıp acının geçmesini bekledim. Biraz gidip geldi, hevesini aldı, sonra da tekrar amıma döndü.
Zevkten deliriyordum. Biraz sonra ben sikini tutup zevkten deliği iyice açılan arkama soktum. Ön, arka derken ben birkaç kez orgazm oldum. Sonunda o da çıkarıp ağzıma soktu sikini, spermlerini boşalttı, yutturdu.
Kendime geldiğimde kocam sırt üstü yere devrilmiş, kollar bacaklar iki yanda, sızmış yatıyordu. Siki inmiş, ölgün ölgün yatıyordu bacaklarının arasında… Kızkardeşim bize bakıyordu amını avuçlayarak… Murat kalkıp yanına gitti. Sikini kardeşimin ağzına verdi. Az sonra yine aynı sertliği bulmuştu siki… Bana döndü,
-“Bana bal getirsene Gül…” dedi.
Kalktım, gidip mutfaktan bal kavanozunu getirdim. Ne yapacak diye merak ederek uzattım. Elimi öperek kavanozu aldı, açıp kardeşimin göğüslerine, karnına, amına akıttı. Eğilip amını yalamaya, balları eme yalaya temizlemeye başladı.
Lale kıvranıp duruyordu altında… Amını bitirip yukarıya çıktı balları yalaya yalaya… En son memelerindeki balları yalarken sikini amına gömdü. Bir yandan eğilip yalıyor, bir yandan amını pompalıyordu.
Kızkardeşim yine yükselmeye başladı sikilirken… Bacaklarını beline doluyor, altında çırpınıp duruyordu. Sonunda boşaldı kardeşim… Aygır herif önündeki taş gibi sikiyle bana yöneldi bu kez… Kaldırıp kucağına aldı. Yavaş yavaş indirip amıma girdi. Kucağında hoplata hoplata ayakta sikmeye başladı.
Duvara yasladı sikti, kaldırdı, odanın içinde gezdire gezdire kucağında sikti, diğer duvara dayadı, sikmeye devam etti. Kollarımı boynuna sarmış, zevkten geberiyordum. En son yere, kocamın yanına uzandı. İyice kabarıp damarları parmak gibi olmuş sikinin üzerine yerleştim, oturup kalkmaya başladım.
Mühendisin sikinin üzerinde çırpınıp dururken kocama çarptım bir iki kez… Gözlerini açtı. Başını kaldırıp bize baktı. Ben ara vermeden devam ediyordum. Elini kaldırıp çoraplı bacağımı okşadı gülerek… Zıpladıkça sallanan, hoplayan memelerimi tutmaya çalıştı.
Murat da yatmaktan sıkılmış olmalı ki, kalktı, sikini içimden çıkarmadan yere yatırdı, pompalamaya başladı. Kocam kolunu başımın altına koymuş, omuzlarımı sararak destek olmaya çalışıyordu sikilen karısına…
Bir yandan Murat amcığımı pompalayıp dururken, bir yandan da kocamın memelerimi okşayan elleri bitirdi beni… Haykıra haykıra boşalmaya başladım. Arkamdan Murat da geldi. Titreyerek, kasılarak orgazm olurken kocam da eğilmiş memelerimi yalıyor, uçlarını kemiriyordu. İkisi birden delirttiler beni… Bıraktıklarında yerde, deney kurbağası gibi kaslarım zevkten seyirip duruyordu.
Biz ölü gibi yatarken Murat kalkıp toparlandı. Tüm gece kanırta kanırta siktiği biz iki kardeşi, azgın orospuyu öptü. Giyinip çıktı. Yatağa nasıl gittiğimizi hatırlamıyorum.
Telefon çalıp beni uyandırdığında vakit öğleye yaklaşmıştı. Üzerimizde ne çorap, ne çamaşır kalmış… Üçümüz de çırılçıplak, yatakta sızıp kalmışız. Kocam ortada, biz iki yanda yatıyoruz. Murat, nasıl olduğumuzu soruyordu. Telefonun sesini hoparlöre aldım. Lale de başını kaldırmış, eniştesinin sikini okşaya okşaya bizi dinliyordu,
-“Nasıl olabiliriz Murat?” dedim. “Sikilmiş, yorgun, bitkin… Aygır herif… Bizi mahvettin dün gece… İkimizi de acımadan sikip attın.” 
-“Suç bende değil bebeğim… Sizde… Orospu gibi giyinip beni tahrik etmeyecektiniz. Hak ettiğiniz gibi siktim sizi… Sesinden anladığım kadarıyla pek şikayetçi değilsin gibi?”
Mmmm… Yattığım yerde gerindim. Dün gece yaşadıklarım, aldığım korkunç zevkler gelmişti aklıma… Bu arada kocam da uyanmış, masum masum bizi dinliyordu. Dayanamadım, eğilip dudağından öptüm kocacığımı…
“Şikayetçi değilim canım. Çok mutluyum. En kısa zamanda gel, yine becer bizi… Bak, kocam da yanımızda şu anda, bizi dinliyor. Geldiğinde ikiniz birden sikeceksiniz beni… Canım aranızda tost olmak istiyor. Tamam mı?”
Hem ona, hem kocama soruyordum bu soruyu… Kocam sanki tost olmanın ne olduğunu anlamış gibi başını sallayarak onaylarken Murat da telefonda,
-“Tamam Gülüm, tamam… Sen nasıl istersen öyle sikerim seni… Kocanın yanında, kocanla beraber… Seksi kadın… Seni de Lale… İkinizi de seviyorum. İkinizi üst üste koyup öyle sikicem. Akşama bekleyin beni…” dedi.
Telefonu kapattım. Baktım bizimkiler oynaşıp duruyorlar. Ben Murat ile telefonda konuşurken, Lale kocamın sikini okşaya yalaya kaldırmayı başarmış, dikilitaş gibi havaya dikmişti. Benimse karnım acıkmış, açlıktan ölüyordum.
Kahvaltı hazırlamak için yataktan çırılçıplak kalkıp mutfağa giderken kızkardeşim çoktan eniştesinin kalkmış sikinin üstüne oturmuş, yaylanmaya başlamıştı bile…
53 notes · View notes
viasplat · 1 year
Text
Tumblr media
I typed up the Pentiment bibliography for my own use and thought I’d share it here too. In case anyone else is fixated enough on this game to embark on some light extra-curricular reading
I haven’t searched for every one of these books but a fair few can be found via one of the following: JSTOR / archive.org / pdfdrive.com / libgen + libgen.rocks; or respective websites for the journal articles.
List below the cut!
Beach, Alison I, Women as Scribes: Book Production and Monastic Reform in Twelfth-Century Bavaria. Cambridge University Press, 2004
Berger, Jutta Maria. Die Geschichte der Gastfreundschaft im hochmittelalterlichen Mönchtum die Cistercienser. Akademie Verlag GmbH, 1999
Blickle, Peter. The Revolution of 1525. Translated by Thomas A. Brady, Jr. and H.C. Erik Midelfort. The Johns Hopkins University Press, 1985
Brady, Thomas A., Jr. “Imperial Destinies: A New Biography of the Emperor Maximilian I.” The Journal of Modern History, vol.62, no.2, 1990. pp. 298-314
Brandl, Rainer. “Art or Craft? Art and the Artist in Medieval Nuremberg.” Gothic and Renaissance Art in Nuremberg 1300-2550. The Metropolitan Museum of Art, 1986
Byars, Jana L., “Prostitutes and Prostitution in Late Medieval Barcelona.” Masters Theses. Western Michigan University, 1997
Cashion, Debra Taylor. “The Art of Nikolaus Glockendon: Imitation and Originality in the Art of Renaissance Germany.” Journal of Historians of Netherlandish Art, vol.2, no.1-2, 2010
de Hamel, Christopher. A History of Illuminated Manuscripts. Phaidon Press Limited, 1986
Eco, Umberto. The Name of the Rose. Translated by William Weaver. Mariner Books, 2014
Eco, Umberto. Baudolino. Translated by William Weave. Boston, Mariner Books, 2003
Fournier, Jacques. “The Inquisition Records of Jacques Fournier.” Translated by Nancy P. Stork, San Jose University, 2020
Geary, Patrick. “Humiliation of Saints.” In Saints and their cults: studies in religious sociology, folklore, and history. Edited by Stephen Wilson. Cambridge University Press, 1985. pp. 123-140
Harrington, Joel F. The Faithful Executioner: Life and Death, Honor and Shame in the Turbulent Sixteenth Century. Farrar, Straus and Giroux, 2013
Hertzka, Gottfied and Wighard Strehlow. Große Hildegard-Apotheke. Christiana-Verlag, 2017
Hildegard von Bingen. Physica. Edited by Reiner Hildebrandt and Thomas Gloning. De Gruyter, 2010
Julian of Norwich. Revelations of Divine Love. Translated by Barry Windeatt. Oxford University Press, 2015
Karras, Ruth Mazo. Sexuality in Medieval Europe: Doing Unto Others. Routledge, 2017
Kerr, Julie. Monastic Hospitality: The Benedictines in England, c.1070-c.1250. Boydell Press, 2007
Kieckhefer, Richard. Forbidden rites: a necromancer's manual of the fifteenth century. Sutton, 1997
Kümin, Beat and B. Ann Tlusty. The World of the Tavern: Public Houses in Early Modern Europe. Routledge, 2017
Ilner, Thomas, et al. The Economy of Dürnberg-Bei-Hallein: an Iron Age Salt-mining Centre in the Austrian Alps. The Antiquaries Journal, vol. 83, 2003. pp. 123-194
Làng, Benedek. Unlocked Books: Manuscripts of Learned Magic in the Medieval Libraries of Central Europe. The Pennsylvania State University Press, 2008
Lindeman, Mary. Medicine and Society in Early Modern Europe. Cambridge University Press, 2010
Lowe, Kate. “'Representing' Africa: Ambassadors and Princes from Christian Africa to Renaissance Italy and Portugal, 1402-1608.” Transactions of the Royal Historical Society Sixth Series, vol. 17, pp. 101-128
Meyers, David. “Ritual, Confession, and Religion in Sixteenth-Century Germany.” Archiv für Reformationsgeschichte, vol. 89, 1998. pp. 125-143
Murat, Zuleika. “Wall paintings through the ages: the medieval period (Italy, twelfth to fifteenth century).” Archaeological and Anthropological Sciences, vol. 12, no. 191. Springer, October 2021. pp. 1-27
Overty, Joanne Filippone. “The Cost of Doing Scribal Business: Prices of Manuscript Books in England, 1300-1483.” Book History 11, 2008. pp. 1-32
Page, Sophie. Magic in the Cloister: Pious Motives, Illicit Interests and Occult Approaches to the Medieval Universe. The Pennsylvania State University Press, 2013
Park, Katharine. “The Criminal and the Saintly Body: Autopsy and Dissection in Renaissance Italy.” Renaissance Quarterly, vol. 47, no. 1, Spring 1994. pp. 1-33
Rebel, Hermann. Peasant Classes: The Bureaucratization of Property and Family Relations under Early Habsburg Absolutism, 1511-1636. Princeton University Press, 1983
Rublack, Ulinka. “Pregnancy, Childbirth, and the Female Body in Early Modern Germany.” Past & Present, vol. 150, no. 1, February 1996. pp. 84-110
Salvadore, Matteo. “The Ethiopian Age of Exploration: Prester John's Discovery of Europe, 1306-1458.” Journal of World History, vol. 21, no. 4, 2011. pp. 593 - 627
Sangster, Alan. “The Earliest Known Treatise on Double Entry Bookkeeping by Marino de Raphaeli”. The Accounting Historians Journal, vol. 42, no. 2, 2015. pp. 1-33.
Throop, Priscilla. Hildegard von Bingen's Physica: The Complete English Translation of Her Classic Work on Health and Healing. Healing Arts Press, 1998
Usher, Abbott Payson. “The Origins of Banking: The Primitive Bank of Deposit, 1200-1600.” The Economic History Review, vol. 4, no. 4, 1934. pp. 399-428
Waldman, Louis A. “Commissioning Art in Florence for Matthias Corvinus: The Painter and Agent Alexander Formoser and his Sons, Jacopo and Raffaello del Tedesco.” Italy and Hungary: Humanism and Art in the Early Renaissance. Edited by Péter Farbaky and Louis A. Waldman, Villa I Tatti, 2011. pp. 427-501
Wendt, Ulrich. Kultur und Jagd: ein Birschgang durch die Geschichte. G. Reimer, 1907
Whelan, Mark. “Taxes, Wagenburgs and a Nightingale: The Imperial Abbey of Ellwangen and the Hussite Wars, 1427-1435.” The Journal of Ecclesiastical History, vol. 72, no. 4, 2021, pp. 751-777.e
Wiesner-Hanks, Merry E. Women and Gender in Early Modern Europe. Cambridge University Press, 2008
Yardeni, Ada. The Book of Hebrew Script: History, Paleography, Script Styles, Calligraphy & Design. Tyndale House Publishers, 2010
764 notes · View notes
joachimnapoleon · 2 years
Text
Today is the anniversary of Murat’s death; instead of something sad and gloomy, here is a compilation of Murat’s contemporaries saying nice things about him.
***
Murat was a good man. He was dashingly brave, and possessed military talents together with a great desire to please and to be admired. He sought to have good manners and overdid them. One saw by his exaggerated dress and his attentions to the ladies that he wished to resemble the Villarceaux and Sévignés of the days of Louis XIV. These famous courtiers were the models he had chosen, but the rough hearty republican could not be completely hidden, and the mixture of the two opposite types of character would have been ridiculous at times if one had not been conscious of the honest, frank soldier in the background who reconciled the puppets one to the other. Consequently, in spite of his male and martial beauty he was a far less dangerous person than he imagined.
-Hortense de Beauharnais, The Memoirs of Queen Hortense, Vol. 2.
***
Much has been said of this truly extraordinary prince; but only those who saw him personally could form a correct idea of him, and even they never knew him perfectly until they had seen him on a field of battle. There he seemed like those great actors who produce a complete illusion amid the fascination of the stage, but in whom we no longer find the hero when we encounter them in private life.... What, so to speak, idealized him was his truly chivalrous bravery, often carried to the point of recklessness, as if danger had no existence for him.
-Recollections of the Private Life of Napoleon, by Constant, Premier Valet de Chambre, Vol. III, 1900, pgs 207-208.
***
The beauty of his person, the charm of his smile, the natural urbanity of his manner--to which, however, he was inclined to add more importance than was consistent with his proper dignity--and the richness of his dress, pleased the multitude and the army, although self-reputed sages laughed at this last display, and pronounced it ridiculous. The affability and gentleness of his manners, which were such as could not have been anticipated from a man of low birth, endeared him to the Court.... Murat was a Charles XII in the field, but a Francis I in his Court. He would have regarded the refusal of a favour to any lady of the Court, even though she were not his mistress, as an indignity.... Unfortunately for him as well as for our poor country, Murat fancied himself extremely sagacious in the art of kingcraft, and above all, that he alone could manage his affairs in the then intricate political state of the times. I do not mean to imply by this that the King was deficient in a certain sagacity; on the contrary, he could at times reason very aptly, and according to the opinion of his minister, Giuseppe Gurlo, who was a man of no ordinary stamp of mind, the King when in council often reasoned in a manner far superior to any of his ministers.
-General Guglielmo Pépé, Memoirs of General Pépé, Vol I [Pépé served under Murat in Naples]
***
In this supreme elevation, he appeared neither astonished nor dazzled; no alteration manifested itself in his naturally generous and easy character; he remained for his parents, his friends, his old comrades, what he had been in his village, or on the benches of the school, or in the lines of a regiment, and yet the greats, the princes, the sovereigns themselves admired in him the noble urbanity befitting the courts, with the imposing grandeur befitting the throne. I have seen this prince in the midst of the armies; his presence alone electrified warriors’ hearts; leaders and soldiers, friends and enemies, he drove them all. The Cossacks, in the background of a Russia in flames, suspended combat to lower their pikes before him, as a sign of homage to this model of valor; they called him their Hetman, as in Egypt the Arabs called him the French Murat-Bey, each one thus signaling by the designation who in their minds commanded the most admiration and respect.
-Jean-Michel Agar, the Count of Mosbourg, from Murat: Lieutenant de l’Empereur en Espagne, 1808, published by Murat’s grandnephew, Joachim Joseph André, in 1897. Agar was Murat’s childhood friend and later served as his finance minister.
***
Posterity will certainly blame King Joachim for some political errors, which in the end were the cause of his own ruin; but his goodness of heart, his frankness and generosity, command an affectionate remembrace. As a warrior, he became an object of veneration to all nations, from the Arab of the desert to the Cossack of the Don. He was loved even by his enemies, and would have been adored throughout the kingdom of Naples, without any exceptions, had not his officers and functionaries sometimes acted at variance with his intentions, and disgusted some classes of the people by vexatious stretches of authority. One of his foibles was, an incapacity to punish; and this, like an analogous failing in parents towards their children, engenders laxity and disobedience.... His desires were those of a King, but his mind was too much that of a soldier; his heart was that of a warm friend to mankind, and was, as said of the gigantic Sir William Jones, "even bigger than his body."
-Memoirs of the Life and Adventures of Colonel Maceroni, Vol II, 1838, pages 348-9. [Maceroni was one of Murat’s aides-de-camp during his reign in Naples]
***
I remember how he envied my position. One day when we were walking together he tried to prove to me that on the staff I had a hundred opportunities and means of bringing myself into notice–that is, of getting on; whereas a regiment was a blind alley where one was confounded with the mass, and that, if you did distinguish yourself, jealousy restrained everyone from speaking of you. Captain as I was, I should be a general before he, a major, was colonel. This statement was the only one not correct, for it was as Bonaparte’s aide-de-camp, a staff-officer that is, that he gained his success. How often did I recall this conversation when I saw him dash like a whirlwind up all the steps of rank and arrive, borne by Caesar’s eagle, with one swoop at the summit of human greatness! I must say, however, that he lost none of the amenity and good-nature which so well blended with his open soul, and with the chivalrous ardour which made him the bravest of the brave.
-The Memoirs of Baron Thiébault (late Lieutenant-general in the French Army) Vol 1; New York (Macmillan Company), 1896, pg 255
***
Who is there who doesn’t know of Murat’s wild courage, and who would not believe that a warrior like that has a soul of steel, an indomitable character? Well, there is not a softer, more gentle creature in private life, even more weak at times. If in camp he receives a letter from his wife, he cries like a child. But at the sound of cannon his head is up, he rushes out and throws himself into the fray–on the battlefield that Achilles has twenty elbows.
-Napoleon to Molé, as recorded by the Count of Mosbourg in Murat: Lieutenant de L'Empereur en Espagne 1808, page 73.
80 notes · View notes
doriangray1789 · 9 months
Text
#destek #yardim #ILGI #ALAKA ÖZEL ALINAN MESAJ Mesaji gönderen : Serkan ALTIN mesajı aynen yayınlıyorum Merhaba Murat Bey,
Sizi böyle bir durumdan dolayı rahatsız ettiğim için, öncelikle çok özür diliyorum.
Bizim bebeğimizin Kistik Fibrozis adında genetik bir hastalığı var. Henüz kesin tedavisi olmayan ve bütün vücudu az veya çok etkileyen bu hastalık en fazla akciğerlerin ve ince bağırsağın yani solunum ve sindirim sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasını olumsuz yönde etkilemektedir.
Ancak bebeğimizin bu hastalığından dolayı aşağıdaki maddi yüklerle karşılaşmış bulunuyoruz. - Bebeğimizin Ankara ve Samsun'daki hastane kontrolleri; gidip gelme ve konaklama masrafları, - Bu hastalıktan dolayı bebeğimizin bağışıklığını güçlendirmek için besin değeri yüksek gıdaların temini, - Bu hastalık sebebiyle enfeksiyon riskinden uzak durmak adına toplu taşıma araçlarını kullanmamak için almış olduğumuz aracımızın aylık taksitleri, -Zaman zaman akciğer enfeksiyonuna bağlı hastane yatışları 10-15 gün. - Hastalığın seyrine göre alınması gereken ekipman ve cihazlar.
Yukarıda belirttiğim maddi yükler bize aylık bir ek masraf getirmektedir. Eşim bebeğimizle ilgilendiği için çalışmamakta ve benim maaşım ise bu maddi yükleri karşılamaya yetmemektedir.
Dosya ekine hastalık ile ilgili bilgi verici bir pdf'yi ve Bebeğimizin hastalık raporunu ekledim. Bu hastalıktan dolayı aldığımız eski adıyla engelli raporu olan ÇÖZGER RAPORU mevcuttur. Arzu edildiğinde onu da gönderebilirim.
İmkanlarınız dahilinde desteklerinizi ya da bu yazımı yakınlarınızla paylaşmanızı istirham ediyoruz.
Arzu eden şahsımı arayıp istediği soruyu sorabilir. +90 5344102452
Belki gerekebilir, hesap bilgilerim: IBAN : TR03 0001 2009 2540 0001 0372 65 SERKAN ALTIN Halkbank
HASTA BELGELERINI DE YOLLAMIS ANCAK BURAYA YUKLENEMIYOR
7 notes · View notes
muratmesutfan · 1 year
Photo
Tumblr media
Derler ki Hz. Mevlânâ ya; - Aşk dediğin yalan. Hz. Pir cevap verir: "Yalanına çulumu verdim, gerçeğine canımı veririm..'' Bunca ömür geçirdin, bilmez değilim, yorgunsun Kalbim. Çulunu verebildin mi, çulunu, yani malını-mülkünü, makamını, saltanatını... Aşka.. Sevdan uğruna yollar aştın mı. Tozlu yollarda kaldın mı Bunları geçelim, hadi sana daha kolay bir soru sorayım: Ağladın mı Sabaha açılan gözlerinin pınarları ile yüzünü yatağın içinde yıkadın mı, kana katıla.. Yastığın havlun olup, yüzünü yâr gibi, ona gömdün mü söyle.. Başka sözüm yok Hakim Bey tanık sizin..
Murat Mesut
13 notes · View notes
minetteskvareninova · 2 years
Text
Which MC/MCK Character Belongs To Heaven? A Tier List
(All celestial realms only have three circles because I am lazy. Haven’t seen season 2 of Kösem in full, so I didn’t dare to judge. Also, this is about actual morality, quality as a character, as well as about how much I like them.)
Heaven 1st circle (second only to Jesus in God’s eyes): Cihangir, Gülnihal, Leo, Bülbül aga 2nd circle (mistakes were made, but overall we’ve canonized worse people): Anastasia!Kösem, Afife, Daye, Gül aga, Matrakçi, Sadika, Gölge, Sayeşte, Hüsrev pasha 3rd circle (heaven is half-empty anyway, I guess you’ll do): Bayezit (MC), Isabella Fortuna, Armin, Beyhan, Isabella Fortuna, Şeker aga, sultan Ahmet, Mehmet Giray, Mihrünissa, sultan Mustafa, Zülfikar
Purgatory 1st circle (a few months and like one forgiven murder from heaven at most): Hatice, Ayas pasha, Ayşe (MC, season 1), Cevher, Ebu Suud, Efsun, Firuze, Lokman aga, Nigar kalfa, Sümbül, Cennet, Derviş pasha, Handan, sultan Osman 2nd circle (your sins don’t outnumber the times you made this show infinitely better by your mere presence): Hürrem, Mahidevran, Fatma sultan, Mercan, Nurbanu, Şah, Fahriye sultan, Gabriella de Sfeo 3rd circle (I hereby sentence you for being a boring bitch): şehzade Mustafa, Aybige, Dudu, Elif, Esma, Fidan, Helena, Nurbahar, Nazli, Nilüfer, Atmaca, Halil pasha (MCK, s1), Iskender, Yavuz, Zümrüt aga, Fahriye kalfa, Rümeysa, Ayşe (MC season 3), Hadim Süleyman
Limbo (Who? I mean, those I don’t remember well enough): Alvise Gritti, Defne, Iskender pasha, Pedro, Anne of Poland, Gazanfer, Canfeda, Gracia Mendes, Kara Ahmet pasha, Lala Mustafa pasha, Piri pasha, Sinan pasha, Sokollu Mustafa, shah Tamhasp
Hell 1st circle (Satan has a super rad party here and guess what, you’re invited): Fatma (MC, seasons 2&3), Gülşah (see, it’s hell cause they are here together), Rüstem pasha, Safiye, Dilruba, Halime, Davut pasha, Menekşe, Şahin Giray 2nd circle (your only sin is being annoying but boy have you sinned): Mihrimah, s1!Kösem, Esmahan, Huricihan, Nazenin, Taşlicali Yahya, Ahmet pasha (MC, season 1), Haci Mustafa, Hümaşah (MCK), Katerina (MCK), Kiraz aga, Mahfiruz, Mahfiruze, şehzade Mehmet (both) 3rd circle (Fuck you. Just fuck you.): Ayşe Hafsa, Gülfem, Bali Bey, Barbarossa, Louis II. of Hungary (the character, not the historical king whom they absolutely butchered, asjgh...), Meleki, Kuyucu Murat, Zal Mahmut
Superhell (for all of your gay crimes: Ibrahim pasha, Süleyman, Lütfi pasha (he’s not gay, but he is probably homophobic, so this is a double superhell for him), Reyhan aga
17 notes · View notes
aynodndr · 1 year
Text
Tumblr media
Henüz 65 değilim ama, beğendiğim bir yazıyı sizlerle de paylaşmak istedim.
+65'den MASALLAR...
Develer tellal, pireler berber iken, Samsun cigarasının içinden odun çıktığı günlerde… İstanbul ile Ankara arasında alo diyebilmek için santrala adını yazdırıp altı saat beklediğimiz, cep telefonunun sadece Kaptan Kirk tarafından kullanıldığı, sokaklarda ayı oynatıldığı, kalantorların Murat 124’e bindiği, Anadol’un inekler tarafından yenildiğine inanılan, salça sürülmüş ekmek dilimi yenilen dönemlerinde…
Mutfak zeminlerinin muşamba kaplandığı, tencere kalaylattığımız, arap sabunu kokulu zamanlarda…
Avaremu’yu ezberleyen kızlarımız Raj Kapoor’a hastayken, Ömer henüz turist bile değilken, Vahi Öz’e güldüğümüz, zavallı Ayşecik’in zengin babasından habersiz, kötü kalpli üvey anne yanında çileler çektiği, n’ayır n’olamazlı yıllarda…
Mesut Bahtiyar’dan şarkılar dinlediğimiz, Cem Karaca’nın İzmir fuarını zangır zangır salladığı, Özay Gönlüm’ün yaren’ini tıngırdattığı, yerli Elvis Erol Büyükburç’la kalipso kralı Metin Ersoy’un gazinoları inim inim inlettiği, Cemal Kamacı’nın kroşe patlattığı, Metin Oktay’ın ağları deldiği, Neil Armstrong ay’a falan ayak basmadı, hepsi Hollywood tezgâhı diye iddiaya girilen, kasetleri acayip kapışılan Arif Susam’ın oo-ooo Recep bey de burdaymış diyerek sintizayzır çaldığı günlerde, Ümit Besen’in masasının ayağı kırıkken, pantolonların paçası bolken, Kastelli banker iken…
Muavinli dolmuşçuların Orhancı-Ferdici diye birbirini solladığı arabeskli sabahların, Barış Manço’nun lambaya püf dediği elektrik kesintili akşamlarında, mum ışığının gölgesinde parmaklarımızı eğip bükerek duvarda tavşan yaptığımız, yün fanilaları soba askısında kuruttuğumuz, Killing okuduğumuz, başka eğlencemiz olmadığı için radyoda arkası yarın’lara kulak kesildiğimiz, ki, uyarlayan Çetin Köroğlu, efekt Ertuğrul İmer’dir, ayıptır söylemesi Arzu Okay’ın rüyalarımıza girdiği, Martin Luther King yaşarken, Sadun Boro’nun kısmet’iyle dünya turuna çıkmasına heyecanlanıp, Avanak Avni’yle tanıştığımız, Zübük’ün kaleme alındığı, sütyen’in bile nerdeyse porno kabul edildiği, Halikarnas Balıkçısı’nın Bodrumlu süngerci zannedildiği, otomobillerin arkasına bugün bile hâlâ ne manaya geldiğini bilmediğim STP’lerin yapıştırıldığı, şehirlerarası otobüslerde sigara içildiği, damalı taksiler çağında…
Keban bile yokken, İbrahim Tatlıses demirciyken, nüfus 40 milyon, Hababam öğrencileri ilkokuldayken, tırışkadan tayyare MTA Sismik-1 Hora’nın uzay mekiği muamelesi gördüğü teknoloji fukaralığında…
Turnike atmayı Beyaz Gölge’den öğrendiğimiz, Doktor Richard Kimble babamızın oğluymuş gibi, şerefsiz Falconetti’ye küfürler ettiğimiz, polisimizi Komiser Colombo, hukukumuzu Avukat Petroçelli’den ibaret sandığımız, kapı gibi adam McMillan’ın aids’ten ölene kadar eşcinsel olduğunu bilmediğimiz hayal kırıklıklarında…
Kunta Kinte gibi zenci olmadığı halde, Isaura’nın neden köle olduğunu anlayamadığımız, yamuğunu gördüğümüz arkadaşlarımıza "n’aber lan Ceyar" diye seslendiğimiz, saat kurup, sabahın kör karanlığında kalkarak, uykulu gözlerle Muhammed Ali’nin maçını seyrettiğimiz, onunla birlikte kelebek gibi uçup arı gibi soktuğumuz masum tiryakiliklerde…
İstanbul’da basılan gazetelerin ülkeye ertesi gün ulaşabildiği, sadece TRT’nin var olduğu, haberleri Jülide Gülizar’ın, Zafer Cilasun’un okuduğu, bizim ahali akıl edemez diye düşündüklerinden olsa gerek, 'televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız' diye uyarı yazısı koydukları, necefli maşrapa zavallılığında…
Çamaşır makineleri merdaneli, Haile Selasiye Habeşistan imparatoruyken…
Ve, dönüp bakıyoruz geriye…
Wi-fi’larımız, iPad’lerimiz, akıllı telefonlarımız, çanak antenlerimiz yoktu ama, daha mutluyduk galiba..
(Teşekkürler Hayriye.)
12 notes · View notes
whvspershq · 1 year
Note
mw turkish fcs?
honestly the list is endless so i'll try and categorise them....for the demirci triplets : aslihan malbora, ayca aysin turan, bahar sahin, demet ozdemir, dilan çiçek deniz, hande erçel, hazar ergüçlü, melisa pamuk, simay barlas....for the demirci parents : ebru ozkan, canan ergüder, nurgül yesilçay, neslihan yeldan, engin altan duzyatan, halit ergenç, ennis esmer, numan acar, murat yildirim, ,....for misc : berk cankat, gökberk demirci, serkan çayoglu, alperen duymaz, can yaman, emre bey, serkay tütüncü, tolga saritas
Tumblr media
2 notes · View notes
binbirkitapnet · 1 year
Text
Türk Edebiyatının En İyi 100 Kitabı
Tumblr media
Hürriyet‘in 100 kişilik bir ekiple seçmiş olduğu Türk Edebiyatının En İyi 100 Kitabı sizler için listeledik. Bu kitapları alıp kütüphanenize eklemenizi tavsiye ederiz, çok değerli yazarların çok kıymetli eserleri bulunuyor bu listede. Türk edebiyatını tanımak ve anlamak adına kendinize yapacağınız en büyük iyilik bu kitapları okumak olurdu.. Lafı daha fazla uzatmadan Türk Edebiyatının en iyi 100 romanı listemize geçelim.. Listemizin Türk edebiyatı yazar-eser listesi sizin de tahmin edebileceğiniz üzere İnce Memed ile başlıyor..
Türk Edebiyatının En İyi 100 Kitabı
İlk sıra ince memed'in oldu, ardından tutunamayanlar, saatleri ayarlama enstitüsi, huzur, kara kitap şeklinde ilerliyor.. işte Türk Edebiyatının En İyi 100 Kitabı
1. İnce Memed - Yaşar Kemal
2. Tutunamayanlar - Oğuz Atay
Tumblr media
3. Saatleri Ayarlama Enstitüsü - Ahmet Hamdi Tanpınar
4. Huzur - Ahmet Hamdi Tanpınar
Tumblr media
5. Kara Kitap - Orhan Pamuk
6. Bereketli Topraklar Üzerinde - Orhan Kemal
Tumblr media
7. Aylak Adam - Yusuf Atılgan
Tumblr media
8. Aşk-ı Memnu - Halit Ziya Uşaklıgil
Tumblr media
9. Benim Adım Kırmızı - Orhan Pamuk
Tumblr media
10. Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
Tumblr media
11. Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
12. Sevgili Arsız Ölüm - Latife Tekin
13. Yaban - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
14. Bir Düğün Gecesi - Adalet Ağaoğlu
15. Tehlikeli Oyunlar - Oğuz Atay
16. Ölmeye Yatmak - Adalet Ağaoğlu
17. Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali
18. Üç İstanbul - Mithat Cemal Kuntay
19. Çalıkuşu - Reşat Nuri Güntekin
20. 9. Hariciye Koğuşu - Peyami Safa
21. Devlet Ana - Kemal Tahir
Puan: 59
22. Bir Gün Tek Başına - Vedat Türkali
Puan: 58
23. Hakkari'de Bir Mevsim - Ferit Edgü
Puan: 55
24. Kuyucaklı Yusuf - Sabahattin Ali
Puan: 54
25. Yenişehir'de Bir Öğle Vakti - Sevgi Soysal
Puan: 50
26. Mai ve Siyah - Halit Ziya Uşaklıgil
Puan: 46
27. Kıskanmak - Nahid Sırrı Örik
Puan: 44
28. Cevdet Bey ve Oğulları - Orhan Pamuk
Puan: 43
29. Eylül - Mehmet Rauf
Puan: 41
30. Gece - Bilge Karasu
Puan: 41
31. Fahim Bey ve Biz - Abdülhak Şinasi Hisar
Puan: 39
32. 47’liler - Füruzan
Puan: 37
33. Gölgesizler - Hasan Ali Toptaş
Puan: 34
34. Demirciler Çarşısı Cinayeti - Yaşar Kemal
Puan: 33
35. Yorgun Savaşçı - Kemal Tahir
Puan: 33
36. Murtaza - Orhan Kemal
Puan: 32
37. Yer Demir Gök Bakır - Yaşar Kemal
Puan: 29
38. Tuhaf Bir Kadın - Leyla Erbil
Puan: 28
39. Ağır Roman - Metin Kaçan
Puan: 26
40. Orta Direk - Yaşar Kemal
Puan: 24
41. Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana - Yaşar Kemal
Puan: 23
42. İçimizdeki Şeytan - Sabahattin Ali
Puan: 23
43. Yalnızız - Peyami Safa
Puan: 23
44. Bin Hüzünlü Haz - Hasan Ali Toptaş
Puan: 22
45. Son Adım - Ayhan Geçgin
Puan: 22
46. Yılanların Öcü - Fakir Baykurt
Puan: 22
47. Her Gece Bodrum - Selim İleri
Puan: 21
48. Sinekli Bakkal - Halide Edib Adıvar
Puan: 21
49. Sultan Hamid Düşerken - Nahid Sırrı Örik
Puan: 21
50. Serenad - Zülfü Livaneli
Puan: 20
51. Tol - Murat Uyurkulak
Puan: 20
52. Ayaşlı ve Kiracıları - Memduh Şevket Esendal
Puan: 19
53. Müşâhedat - Ahmet Midhat Efendi
Puan: 19
54. Kinyas ile Kayra - Hakan Günday
Puan: 18
55. Berci Kristin Çöp Masalları - Latife Tekin
Puan: 17
56. Denizin Çağırışı - Kemal Bilbaşar
Puan: 17
57. Kırık Hayatlar - Halid Ziya Uşaklıgil
Puan: 17
58. Kurt Kanunu - Kemal Tahir
Puan: 17
59. Medarı Maişet Motoru - Sait Faik Abasıyanık
Puan: 17
60. Odalarda - Erdal Öz
Puan:17
61. Yeşil Gece - Reşat Nuri Güntekin
Puan: 17
62. Bir Solgun Adam - Selçuk Baran
Puan: 16
63. Kurtlar Sofrası
Puan: 16
64. Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi - Ayfer Tunç
Puan: 15
65. Buzul Çağının Virüsü - Vüs’at O. Bener
Puan: 15
66. Esir Şehrin İnsanları - Kemal Tahir
Puan: 15
67. Gurbet Kuşları - Orhan Kemal
Puan: 15
68. İstanbul Hatırası - Ahmet Ümit
Puan: 15
69. Mel’un - Selim İleri
Puan: 15
70. Rahmet Yolları Kesti - Kemal Tahir
Puan: 15
71. Bir Kadının Penceresinden - Oktay Rıfat
Puan: 15
72. Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı - Bilge Karasu
Puan: 14
73. Heba - Hasan Ali Toptaş
Puan: 13
74. Masumiyet Müzesi - Orhan Pamuk
Puan: 13
75. Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim - Nâzım Hikmet
Puan: 13
76. Çamlıca’daki Eniştemiz - Abdülhak Şinasi Hisar
Puan: 12
77. Çocukluğun Soğuk Geceleri - Tezer Özlü
Puan: 12
78. Kayıp Aranıyor - Sait Faik Abasıyanık
Puan: 12
79. Kiralık Konak - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Puan: 12
80. Eski Hastalık - Reşat Nuri Güntekin
Puan: 11
81. Mutluluk - Zülfü Livaneli
Puan: 11
82. Şimdiki Çocuklar Harika - Aziz Nesin
Puan: 10
83. Boğazkesen - Nedim Gürsel
Puan: 10
84. Karartma Geceleri - Rıfat Ilgaz
Puan: 10
85. Matmazel Noraliya’nın Koltuğu - Peyami Safa
Puan: 10
86. Sahnenin Dışındakiler - Ahmet Hamdi Tanpınar
Puan: 10
87. Yaralısın - Erdal Öz
Puan: 10
88. Yeşilçam Dedikleri Türkiye - Vedat Türkali
Puan: 10
89. Ankara - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Puan: 9
90. Araba Sevdası - Recaizade Mahmut Ekrem
Puan: 9
91. Ateş Gecesi - Reşat Nuri Güntekin
Puan: 9
92. Çılgın Gibi - Suat Derviş
Puan: 9
93. Göçmüş Kediler Bahçesi - Bilge Karasu
Puan: 9
94. Handan - Halide Edib Adıvar
Puan: 9
95. Mahur Beste - Ahmet Hamdi Tanpınar
Puan: 9
96. Şu Çılgın Türkler - Turgut Özakman
Puan: 9
97. Tütün Zamanı - Necati Cumalı
Puan: 9
98. Veda - Ayşe Kulin
Puan: 9
99. Viski - Çetin Altan
Puan: 9
100. Yalan - Tahsin Yücel
Puan: 9 Türk Edebiyatının En İyi 100 Kitabı Siz hangi kitapları okudunuz veya önermek isterdiniz? Yorumlarda belirtmeyi unutmayınız. Telegram kanalımızı takip edebilirsiniz! Keyifli okumalar! Read the full article
2 notes · View notes
murat-o41 · 20 days
Text
SAF KOCAMIN KURNAZ MÜHENDİSİ (4)
Mührndis bey siker gibi bakarak içeri geçti,Masaya oturduk. Erkeklere hizmet ediyorduk iki kardeş… Başımızda aynı renk kırmızı eşarp, altımızda mini etekle, taytla kırıta kırıta mutfağa gidip geliyor, içkilerini dolduruyor, onlarla beraber yiyip içiyorduk.
Erkeklerin keyfi yerindeydi. Hangimizin memesine, hangimizin kıçına başına bakacaklarını şaşırmış gibilerdi. Sonunda pastayı getirdik sehpaya… Kırmızı rujlu dolgun dudaklarımı o şeklinde yapıp mumları üflerken mühendisi kesiyordum bir yandan da… Ağzı açık dudaklarıma, mumları üflemek için sehpaya eğilince ucuna kadar ortaya çıkan koca memelerime bakıp duruyor, yalanıyordu.
Viskiler içildi. Başlar dönmeye, çakırkeyif olmaya başladık hepimiz… Müzik setinde çalıp duran müzik güzeldi. Ben Hasan’ı kaldırdım dans etmesi için, dürtmeden aklına gelmezdi böyle şeyler…
Bizi gören Murat da kibarca Lale’yi elinden tutup dansa kaldırdı. Dördümüz dans etmeye, geniş salonun içinde dönmeye başladık. Murat ile Lale birbirlerine iyice sarıldılar. Kasıkları yapışık gibi, dans edip duruyorlardı. Gözüm sık sık onlara kayıyordu. Bense kocamı zor idare ediyordum. Dediğim gibi içkiyle arası iyi olmayan Hasan çabuk kafayı bulmuştu.
Bir sonraki parçada eş değiştirdik. Ben Murat ile dans etmeye başladım. Kalkmış erkekliği bu kez benim taytıma dokunuyordu hareket ettikçe… Bayılıyordum. Kollarının arasında içmesem bile zevkten sarhoş olurdum eminim. Ateş bastı, başımdaki eşarbı çıkarıp attım. Saçlarım dağılmış, yüzüm yanaklarım yanıyordu.
-“Kardeşimi beğendin mi?” diye sordum kulağına fısıldayarak… Belime daha sıkı sarılıp kendine çekti,
-“Çok beğendim… Harika…” dedi boynuma nefesini bırakırken… İnledim, ben de ona sarıldım.
-“İster misin onu?” dedim.
-“Evet… Çok…” Kasıklarımı sertliğine bastırdım,
-“Ama onu istiyorsan, önce ben varım. Beni sikmen lazım…” diyerek belimi saran elini tuttum, taytımın üzerinden geniş kalçalarımı okşattırdım. Baldızıyla sarmaş dolaş dönüp duran kocamdan tarafa baktı biraz tedirgin…
-“Kocan?” dedi, sanki çok umursuyor gibi…
-“Aldırma sen ona…” dedim. “Onun aklı baldızında şimdi… Sen içinden ne geliyorsa yap… Sikmek istiyorsan sik… Beni de… Kardeşimi de… Bak külot giymedim altıma… Senin için… Elle bak…”
Kulağımın içinde inleyerek pençelerini kalçalarıma geçirdi, kendine çekti beni… Güya dans ediyordu, taş gibi olmuş sikini kabarmış amıma sürtmekten başka bir şey yapmıyordu oysa…
Başımı çevirip bizimkilere baktım. Lale de benden farksızdı. Eniştesine sımsıkı sarılmış, boynunda asılı gibi duruyordu. Hareket edip döndükçe geniş kalçaları iki top gibi kıvrılıyor, mini eteği savruluyordu.
Yorulunca oturduk, sohbet etmeye başladık. Sarhoş olan kocamın dili peltekleşmeye başlamıştı. Sohbet üçümüz arasında dönüyordu. Orospu kardeşim bacaklarını aralamış, kendini mühendise pazarlamaya başlamıştı bile… Tanga külodunu ben de görebiliyordum. Adamın azması doğaldı.
-“Ben üstümü değiştireyim” diyerek kalktım, yatak odasına gittim.
Soyunup kırmızı beybidolü, dantel jartiyeri, dantelli jartiyer çorabını giydim. Rujumu tazeleyip tekrar içeriye gittiğimde kızkardeşim iki erkeğin arasında kalmıştı. Murat çorabın üzerinden bacaklarına ve eteğin altına dalmış karıştırıp duruyor, eniştesi de bluzu zorlayan memelerini okşuyordu.
-“Oo… Kolay gelsin. Bakıyorum malı götürüyorsunuz” dedim gülerek… Yanlarına oturdum.
Kızkardeşimle uğraşmaya öylesine dalmışlardı ki, beni gözleri görmemişti sanırım. Biraz buruldum doğrusu… Gözleri zevkten kayan, inleyip duran Lale daha fazla dayanamadı iki erkeğin arasında okşanıp koklanmaya… Kendini ellerinden kurtardı, kalkıp mutfağa gitti. Ardından da Murat…
Ne yapmaya gittikleri o denli belliydi ki… Arkalarından kıskançlıkla baktım. Yarı sarhoş bana sarılmaya çalışan kocama, yarı açık gözlerine baktım. Eğilip dudaklarını öptüm. Eline viski kadehini tutuşturup,
-“Ben de gidip buz getireyim kocacım” dedim, kalktım, mutfağa yöneldim. Mutfak kapısına sessizce yanaşıp içeriye baktım. Benimkiler işe başlamışlardı bile… Kendimi göstermeden yaramazları izlemeye başladım.
39 notes · View notes
pazaryerigundem · 3 days
Text
İzmir’in dört yanında bayram coşkusu
https://pazaryerigundem.com/haber/171931/izmirin-dort-yaninda-bayram-coskusu/
İzmir’in dört yanında bayram coşkusu
Tumblr media
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin organize ettiği İzmir 19 Mayıs Yol Koşusu 11’inci kez yapıldı. Cumhuriyet Meydanı’nda başlayan ve biten 10 kilometrelik koşuya yaklaşık bin sporcu katıldı. Ayrıca kentte 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kapsamındaki etkinliklerden “Kadınlar 17 Yaş Altı Futbol Turnuvası” da tamamlandı.
İZMİR (İGFA) – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri kapsamında gençleri sportif faaliyetlerle buluşturuyor. Kentte bayram coşkusunu yaşatacak ve renkli etkinliklere sahne olan program kapsamında 11’inci kez gerçekleşen 19 Mayıs Yol Koşusu tamamlandı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın Kurtuluş Savaşı’nın fiili başlangıcı olarak kabul edilen 19 Mayıs programları için Samsun’da yer alması nedeniyle koşunun startını İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır verdi. Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından organize edilen İzmir’in uluslararası alanda marka değerine sahip ‘Maratonİzmir’ çatısı altındaki 19 Mayıs Yol Koşusu Cumhuriyet Bulvarı’ndan başladı. Mustafa Kemal Sahil Bulvarı üzerinde 5 kilometre koşulduktan sonra Sadık Bey Tramvay Durağı’ndan dönüldü ve 10 kilometrelik koşu startın verildiği Cumhuriyet Meydanı’nda son buldu. Gençleri spora teşvik etmek amacı ile sadece 16-34 yaş kategorilerinde kupa ve para ödülü veren Türkiye’deki tek yarış olan koşuda yaklaşık bin sporcu ter döktü. 
Kürsüye çıkanlar ödüllerini aldı Dereceye girenler ise; 16-18 yaş erkekler kategorisinde Kaan Miyazaki Öztürk üçüncü, Doğukan Ömür Altundaş ikinci, Ercan Geleş birinci oldu.  16-18 yaş kadınlar kategorisinde Tuğçe Nur Şimşek üçüncü, Fatma Sarhan ikinci, Irmak Şereflioğlu ise birinci geldi.  19-21 yaş erkekler kategorisinde Kerem Baybatur üçüncülüğü, Mehmet Ali Kara ikinciliği, Muhammed Kasar birinciliği elde etti.  19-21 yaş kadınlar kategorisinde Gülten Koncagüller üçüncü, Rojin Selgi ikinci, Elif Güldiken birinci oldu.  22-24 yaş erkekler kategorisinde Baran Ertoğum üçüncülük, Okan Yumuk ikincilik, Said Kerem Yetişir birincilik kazandı.  22-24 yaş kadınlar kategorisinde Begüm Tahhan üçüncü, Rojda Baran ikinci, Hasibe Demir birinci oldu.  25-27 yaş erkekler kategorisinde Hakan Çoban birinci, Halil Yaşın ikinci ve Cengiz Karaduman üçüncü oldu.   25-27 yaş kadınlar kategorisinde Mervegül Özdemir birinci, Güler Nur Akgün ikinci ve Ayşenur Karapınar Özkılınç üçüncü oldu.  28-30 yaş erkekler kategorisinde Mesut Akpınar birinci, Alihan Savaşçı ikinci ve Hüseyin Sezgin üçüncülük ödülünü aldı.  28-30 yaş kadınlar kategorisinde Muborak Muqımı birinci, Aylin Bütün ikinci ve Gökçe Hayırlı üçüncü oldu.  31-34 yaş erkekler kategorisinde Suat Karoğlu birinci, Mehmet Aydıngör ikinci, Iurıı Palchuk üçüncü oldu.    31-34 yaş kadınlar kategorisinde de Özlem Işık birincilik, Elif Acar ikincilik ve Merve Dede üçüncülük ödülünü elde etti.   
Fotoğraf yarışmasını kazananlar da belli oldu Ayrıca törende 4’üncü Maratonizmir Avek Ulusal Fotoğraf Yarışması’nda dereceye girenlere de ödülleri verildi. Start isimli fotoğrafıyla Murat Yılmaz üçüncü, “3” isimli fotoğrafıyla Erkan Çamlılar ikinci, Meydan adlı fotoğrafıyla Murat Atılcan birinci oldu. İyilik Peşinde Koş adlı fotoğrafıyla Hasan Uçar ile Maraton ve İzmir isimli fotoğrafıyla Hacı Emre Polat mansiyon ödüllerini kazandı.  Ödüller sahiplerine İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanı Hakan Orhunbilge, İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Başkanı Hüseyin Egeli tarafından verildi. 
Kadınlarda şampiyon Karşıyaka Ayrıca kutlamalar çerçevesinde Behçet Uz Rekreasyon Alanı’nda “Kadınlar 17 Yaş Altı Futbol Turnuvası” da yapıldı. Orbit Karabaglar, Karşıyaka Besem, Eski İzmir Gençlik, Selçuk Çamlık, Bornova Genç Yıldızlar, Menemen Gençlik spor kulüplerinin kıyasıya rekabet yaşadığı turnuvada kazanan belli oldu. Karşıyaka Besem rakiplerini geride bırakarak kupaya ulaştı.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
nicabsworld · 13 days
Text
0 notes
aykutiltertr · 19 days
Video
youtube
Mamudo - Ceylan ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Kahramanmaraş - Aşık Ma...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/-9WBSgF-Is4 ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Mamudo - Ceylan ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Kahramanmaraş - Aşık Mahzuni Şerif) Mamudo Kurban Niye Doğdun Notaları (do re mi) MİİMİİ REEREE DOREDO REE Mİİ  2 KEZ MİİMİİ REEREE DOREDO SİDOSİ REMİRE DREDO SİDOSİ LASİLA DOSİDO SİDOSİ LADOSİDO SİİLA LAkarar DOODOO REREE DOODOO SİİSİİ  2 KEZ MİİMİİ REEREE DOREDO SİDOSİ REMİRE DREDO SİDOSİ LASİLA DOSİDO SİDOSİ LADOSİDO SİİLA LAkarar Madem Dünyaya Dargınsın Mamudo Kurban Niye Doğdun? Kader Yolunda Yorgunsun Mamudo Kurban Niye Doğdun? Kurban Gelir Payın Yoktur Haftan Yoktur Ayın Yoktur Ankara’da Dayın Yoktur Mamudo Kurban Niye Doğdun? Kim Okuyup Yazar Seni Rüzgar Değse Bozar Seni Ölsen Kovar Mezar Seni Mamudo Kurban Niye Doğdun? Adam Olmasaydın Neydin Gelir Miydin Hiç Bilseydin Keşke Doğmadan Ölseydin Mamudo Kurban Niye Doğdun? Akar Yaşın Şakır Şakır Tahta Döşek Takır Takır Ölüler Senden Rahattır Mamudo Kurban Niye Doğdun? Mahzuni İşin Doğrusu Öter Zalimin Borusu Dayımın Öksüz Yavrusu Mamudo Kurban Niye Doğdun. "Kahramanmaraş türküleri" kategorisindeki sayfalar Bu kategoride yer alan toplam 21 sayfanın 21 adedi aşağıdadır. A Ak Deveyi Katerlemiş Gidiyor Alçakta Yüksekte Yatan Erenler Aman Güzel Yavaş Yürü Anam Beni Haslarınan Hasladı Avşaroğlu Ağıdı Ay Nare Nare B Bilemedim Kıymetini Kadrini Bin Derdim Vardı Bin Dahi Oldu Bir Haber Geldi de Telli Senem'den G Gökte Uçan Huma Kuşu Güzel Ne Güzel Olmuşsun H Harabat Ehliyiz Mestaneyiz Biz Hatçe Gelin Ağıtı Havada Kar Sesi Var Haydi Gidek Maraş'a K Kara Çadır Düzdedir M Maraş'tan Bir Haber Geldi Ç Çamdan Sakız Akıyor Çek Oğlum Göçü Göç Olsun Çoban Çuhadaroğlu Mehmet Bey Ağıdı Ceylan (şarkıcı) Ceylan (şarkıcı) Diğer adları Küçük Ceylan Doğum Ceylan Avcı 26 Haziran 1974 (49 yaşında) Fındıkzade, Fatih, İstanbul, Türkiye Tarzlar Arabesk, Türk halk müziği Meslekler Şarkıcı Etkin yıllar 1984-günümüz Eş Erhan Bozkurt (e. 1991; b. 1992) Ahmet Tatlı (e. 2000; b. 2003) Murat Kurşun (e. 2006; b. 2007) Güçal Tanören (e. 2011; b. 2012) Çocukları 2 Ceylan ya da tam adıyla Ceylan Avcı (d. 26 Haziran 1974, İstanbul), Zaza asıllı Türk halk müziği ve arabesk müzik sanatçısı. Hayatı Aslen Tuncelili'dir. İlk sahne deneyimini 7 yaşında babası ile Almanya'da düğün salonlarında sahne alarak edindi. 1983'te bir yarışmada ilk birinciliğini aldı, 1984'te ilk albümünü yayınladı.[1] Ceylan, birçok albüm çıkardı ve birçok sinema filminde rol aldı. Seni Sevmeyen Ölsün albümü 1,3 milyon satış rakamına ulaşmayı başarırken,[kaynak belirtilmeli] "Ah Gönlüm" albümü Mü-yap tarafından altın plak ile ödüllendirildi.[2] Kral TV tarafından iki kere En İyi Kadın THM sanatçısı seçilmiştir. Ceylan, 2019 yılında sanat dünyasındaki 35. yılını kızı Melodi Bozkurt ile çıkarttığı single albümüyle kutladı. Diskografisi Albümleri 1984: Yaktı Beni (Şah Plak) 1984: Bir Gün Bana Döneceksin (Şah Plak) 1985: Kaderin Tuzakları (Şah Plak) 1985: Yolun Açık Olsun/Garip Anam (Şah Plak) 1986: Seni Sevmeyen Ölsün (Şah Plak) 1986: Sevmek Günah mı/Asker Türküsü (Şah Plak) 1987: Bırakmam Seni (Şah Plak) 1988: Sev Beni Seveyim Seni (Şah Plak) 1988: Sana da Güvenilmez/Ağlama Yar (Şah Plak) 1989: Vallah - Hep Ezildim (Ceylan Müzik) 1989: Allah Aşkına (Cem Müzik) 1990: Kadersiz Doğmuşum/Arabacı (Ceylan Müzik) 1990: Beni Bende Bitirdiler (Ceylan Müzik) 1991: Gurbet Yolcusu (Şenay Müzik) 1991: Hayret Nasıl Yaşıyorum (Bayar Müzik) 1992: Geri Ver Beni (Bayar Müzik) 1993: Şantaj & Montaj (Özdemir Plak) 1994: Kritik Etme Beni (Özdemir Plak) 1995: Kır Çiçeğim/Ayrılmam (Özdemir Plak) 1996: Canımdan Ayırdılar (Prestij Müzik) 1997: Güldestim (Prestij Müzik) 1998: Ağlayı Ağlayı - Le Le Kirvo (Prestij Müzik) 2000: Zeyno (İdobay) 2001: Can Cana (Universal-S Müzik) 2003: Söyle (S Müzik) 2004: Gelsene (Özdemir Plak) 2005: Ah Gönlüm (Özdemir Plak) (Mü-yap sertifikası: Altın) 2006: Pirimi Ararım (Prestij Müzik) 2007: Sana Söz (Özdemir Plak) 2008: Bir Daha mı? (Özdemir Plak) 2009: Türkülerin Ceylan'ı (Seyhan Müzik) 2011: Ceylan Arabesk 2012: Kendisi Lazım 2014: Hım Hım Yar (Entarisi Dım Dım Yar) 2014: Bana Bir Şey Söyle 2016: Ceylan'dan 2016 (Ceylan Müzik) Single'ları 2014: Çeker Giderim 2017: Koptum Bu Gece (feat. Melodi) 2017: Kara Kız Kurbanın Olim 2018: Tillillo
0 notes
b2bcybersecurity · 22 days
Text
Microsoft vergisst eigene Passwörter auf frei zugänglichem Server 
Tumblr media
Microsoft hat einen groben Sicherheitsfehler behoben: Trotz externem Warnhinweis lagen wochenlang auf einem ungeschützten Server in Azure viele Codes, Skripte und Konfigurationsdateien mit Passwörtern, Schlüsseln und Anmeldeinformationen für den Zugriff auf Dienste für die Suchmaschine Bing.  Wie das Technik-Portal TechCrunch berichtet, haben Ihnen die Sicherheitsforscher Can Yoleri, Murat Özfidan und Egemen Koçhisarlı von SOCRadar berichtet, dass sie auf einem offenen Server in Azure interne Informationen zur Bing-Suchmaschine von Microsoft gefunden haben. Die Spezialisten suchen normalerweise Schwachstellen die angegriffen werden könnten. In diesem Fall gab es keine Hürde für den sofortigen Zugriff. Die gefundenen Daten enthielt Code, Skripte und Konfigurationsdateien mit Passwörtern, Schlüsseln und Anmeldeinformationen, die von Microsoft-Mitarbeitern für den Zugriff auf andere interne Datenbanken und Systeme verwenden. Trotz Hinweis bleibt Microsoft-Server 4 Wochen lang offen Der Server in Azure war nicht passwortgeschützt und konnte von jedem über das Internet abgerufen werden. Die Daten können Angreifern Zugang zu vielen Systemen geben, in denen sie sich vielleicht sogar schon neue Zugriffe eingebaut haben, wenn die alten Zugänge geändert würden. Laut den Experten von SOCRadar gegenüber TecCrunch könnte die Art der Ablage und die Namen der Strukturen für die Angreifer wertvoll sein, da sie nun genau danach suchen werden. Die Forscher benachrichtigten Microsoft bereits am 6. Februar über die Sicherheitslücke. Aber Microsoft sicherte die durchgesickerten Dateien erst am 5. März 2024 - 4 Wochen später. Niemand weiß ob bereits andere Akteure den Microsoft-Server vor SOCRadar entdeckt haben. Microsoft bleibt weiter in der Kritik, da sich in letzter Zeit immer wieder Sicherheitsfehler ereignet hatten. Einmal haben Microsoft-Mitarbeiter ihre eigenen Unternehmensnetzwerk-Anmeldedaten in auf GitHub veröffentlichtem Code offenlegt. Letztes Jahr hatten von China unterstützte Hacker einen Microsoft internen E-Mail-Signaturschlüssel gestohlen. Microsoft selbst war das Ganze ein Rätsel. Allerdings fand später eine Kommission heraus, wohl eine "Kaskade von Sicherheitsmängeln bei Microsoft" den Diebstahl begünstigt hatten. Erst jüngst musste Microsoft melden, dass russische Hacker E-Mails von eignen Führungskräften gestohlen haben. Red./sel Passende Artikel zum Thema Lesen Sie den ganzen Artikel
0 notes
haluk2367 · 2 months
Note
Haluk Bey merhaba iyi akşamlar Murat Bey Antalya yaş 42 taksiciyim
Adım Haluk 40 yaşında Siirt'te yaşıyorum
0 notes