Tumgik
#dedim ki bu benim tokam heralde
icimdekituhafseyler · 5 years
Text
13 Şubat Çarşamba 2019 
15.23
Pazartesi günü istanbuldan döndük 4-5 gündür oradaydık. esrayla brilikte.
annemle hala görüşmedim 2 gün oldu. evde oturuyorum bomboş. yine kendimi boşa aldım.
istanbul nasıldı?
doğru düzgün gezemedik hep esranın istediği yerlere gittik. nişantaşında bomboş 1 gün geçirdik mesela. cihangir ve perayı gezmek güzeldi. sadece 2 müzeye gideibldik. pera ve istanbul modern sanat müzeleri. geceleri geç yatıp sabahları uyanamadık
ha asıl gidiş maceramızı anlatayım. sabah belko ile havalimanına geçecektik ama evden geç çıktık üstüne o gün normal trafikten daha yoğun bir yol durumu olduğu için servisi kaçırdık. taksiyle devam ettik. 
havalimanına gayet iyi bir saatte ulaştık ancak esra hemen kapıdan geçmek istemediği için terasta bikaç sigara içmesini bekledim. esra acayip oyalanıyor zaten her yerde. kızın çişini yapıp çıkması bile bakın abartmıyorum 5-10 dakika arası sürüyor. büyük tuvaleti yaklaşık 30 dakika. neyse
saat yaklaşınca ikinci kontrolden geçip kapımıza gidecektik ve güvenlik kontrolünde benim tokam ya da botum öttüğü için soyunup birkaç kere geçmek zorunda kaldım. burda bitmesini umarken el bagajımdaki manikür setinin makasına taktılar ve bavulu açıp onu çıkartmamı istediler. lanet olsun. tüm bunları atlattıktan sonra 116 numaralı gate’in kapısı açılmadı panik halinde geri döndük görevli bulmak için vs. derkennn kapıdan geçtiğimizde uçak kapatılmıştı. hahaahahha. bavullarımız çoktan uçakta, biz camdan baıyoruz uçağa. panik halinde birilerine ulaşmaya çalışıyoruz telefonda sonra israilli 3 kişi daha geldi onlarla aynı durumdaydık. yolcu gitmezse bagaj da gitmez kuralı gereği bagajlarımızı uçaktan çıkartacaklarını söylediler. uçak 450 yolculu bu arada. neyse o gün şansımıza denk geldi ki bir sonraki uçuşa bedava bilet verdiler bize. vermeselerdi gidemiyorduk yani.
pekiii uçaktan indik dertler bitti mi? havataşla taksime ulaştıktan sonra uzun süre taksi aradık benim 2 bavulum vardı ve ölüyrdum taşırken. sonunda bindiğimiz taksi de bizi yarı yolda indirdi. hahaahahaha. o hayvan gibi bavullarla, iğne atsan düşmeyecek kalabalıkta otele gitmeye çalıştık. ben tabi isyanlardayım. tesadüfen bi esnaf abi bize çay ikram etti ayakta sokak kenarında onları içerken lafladık keyiflendim biraz. biz gidene kadar saat akşama yaklaştığı için o gün hiçbir yeri gezemedik gece akaretlere gitmek dışında.
Daha önce letroll’den bahsetmiş miydim hatırlamıyorum, olayı anlatmadan önce kısaca kim olduğuna değineyim. internette bir chat sitesi üzerinden iletişim kurmaya başladığımız, tahminen benden 10-12 yaş büyük bir adam. hoşlanmıştım ben ondan, sonra geçti o hoşlantım falan filan derken yine de onunla tek gecelik bir şey yaşama planımız vardı, çünkü bana çekici geliyordu herif. neyse bir gece “yine” esrayı kırmamak için dorock xl diye bir mekandaki partiye katıldık. sadece esra ve ben varız. ortam bana hiç hitap etmezken esra delice eğlendiğini söylüyor. şimdi tarif ediyorum size ortamı, bangır bangır müzik, sıcak, sıkışık, ayakta dans etmeye çalışıyorsunuz. neyse ama sorun çıkmasın diye ayak uydurup dans ettim ben de. bi ara kenarda yere oturdum esra çantasını bana verip dans etmeye devam etti, orada bir adamla muhabbet kurduk vs. oturmadan önce dans ederken de 2 çocukla kesiştim birisi tanıştı benimle ama çok da umrumda olmadığı için kaybettim bi daha da bulmadım. hoş çocuktu. istanbul bu açıdan egomu biraz tatmin etti, hiç duymadığım kadar iltifat aldım hiç beğenilmediğim kadar beğenildim. yalan, sahte ya da değil. tanımadığım insanlar tarafından böyle şeyler duymak mutlu etti beni.
esra yorulduktan sonra aşağıya inip oturmaya karar verdik. letrollü arayacaktım ben de, o gelip tanışacaktı, sonra esrayı odaya bırakıp biz gece takılmaya devam edecektik. vestiyer sırasında esra iki kişiyle tanıştı bizim yaşımızda iki çocuk, güler yüzlü ve eğlencelilerdi. arakdaşımın flörtü gelecek benimle oturur musunuz demiş onlar da kabul etmişler. 4ümüz indik letroll de kapıya geldi. adam sokapın bağında beklediği içeri meyletmediği için çağırmak da aklıma gelmedi açıkcası o an. bu arada o gelmeden önce esra sövüyo sayıyo gelmesin bilmem ne dalga geçiyolar. zaten esra günlerdir onun suratına maruz kalmak istemiyorum falan diyordu. ben de akıl edemedim çağırmadım adamı içeri. benim mallığımdan kaynaklı sıkıntı oldu orda. ben esrayı diğer çocuklara emanet edip letrolle çıkış yaptım. ama çocukları gözüm tutmasa ve esra sıkılıyo olsa asla yapmazdım bunu. neyse
letrollün boyu kısaydı, kafası da vücuduna göre kocaman gibi geldi bana. sanırım hayal kırıklığına uğradım ilk gördüğüm anda bilmiyorum. adamın anlattığı bütün karizması o kadar kız kaldırmaları sevişmeleri 0′landı gözümde. kendime de bir güven geldi heralde çok kasılmadım en azından. açım dedim önce bana bi çorbacı bulduk sonra uzun uzun yürüdük. güvenmediğimi söyledim, tamam biraz daha vakit geçirelim güvenirsin dedi. tabiiki güvenmeyecektim. sahile indik bankta oturduk lafladık biraz. güvenmem için soyadını soruyordum ama gizliyordu hep, kimliğini çıkartıp gösterdi hahahaha. bulamazsın internette dedi, harbiden de bulamadım. içime sinmediği için uzun uzun yürüdük, istiyosan git dedim kaç kere, seninle gelmeyeceğim yatmak istemiyorum dedim. bi süre bunları konuştuk ikna etmeye çalıştı beni ama edemeyeceğini anlayınca ara sokaklardan birine dalıp müzik çalan bi mekanda oturmaya başladık. 90′lar türkçe melankolik şarkılar çalıyordu arada eşlik ediyoruz bira içiyoruz falan. eski karısı ve sevgilisinin fotoğraflarını gösterdi zaten birbirimizi duyamadığımız için çok muhabbet etmedik. ara ara esra gel burası çok eğlenceli vs diye mesaj atıyordu ben de cevap veriyordum ama gitmek istemediğim için gitmedim
sonra sıkıldım kalkıp biraz daha yürümek istediğim sırada esra yine yazdı herkes gidiyo nerdesiniz diye tamam geliyoruz şimdi dedim. napıyosanız yapın amk yazdı bana. bu mesajdan 6 dakika sonra onun olduğu mekanın önündeydim. aradım geldim nerdesin diye bana bağırmaya başladı sen ne hadle o adamı getirirsin bilmem ne car car carlıyor. neye uğradığımı şaşırdım. o sırada onunla takılan çocuklardan biri indi dedim esrayı yalnız mı bıraktınız? esra çok mu sıkıldı esranın takıldığı 7-10 kişilik bir grup vardı pnlar önce indiler herkese tek tek sordum esrayı yalnız mı bıraktınız esra çok mu sıkıldı? herkes esranın çok eğlendiğini kimsenin onu yalnız bırakmadığını söylüyodu. o sırada letrollü gönderdim batuyla esra indi esra hala bana bağırıyor. ve şu atkımı üstüne o herifin kokusu sinmiştim elin adamıyla çıktın gittin beni yalnız bıraktın diye. orda kayışlar koptu bende. amımın bekçisi misinden girdim nerelere gittim tam bilmiyorum ama esra herkesle kavgalı olmanın bir sebebi var diye çıktım. baya ağır laflar ettim yani. sokakta bağrış çağrış oluyo tabi bunlar. batu ve hasan bizi ayırmaya çalışıyo biri beni biri onu uzaklaştırdı. onlar bizi odaya bırakırken beni bırakmayın öldürür beni bu falan da demişim. ama gerçekten korkuyordum yani çünkü esranın zaten sorunlu birisi olduğunu biliyor herkes. sevmediği insanların ciddi ciddi ölmesini, tartıştığı insanlara kamyon çarpmasını isteyen ve bunu şaka değil gerçekten isteyen biri olduğunu biliyorum.
tabi ben ağır laflarla gidince koptu her şey odada tartışmaya devam ettik bana git akıl hastanesine yat o zaman falan dedi. çünkü ben her söylediğim lafı karşı tarafın söylediği her şeyi hatırlamıyorum aklımda tutamıyorum ağzımdan ne çıktığını sürekli ölçemiyorum demiştim. neyse ağlamaya başladım ben baya kalk dışarı çıkalım dedi mal gibi çıktım sabah 6-7ye kadar sahile yakın bi kafede oturduk. burada tartışılacak bir şey yok çatışma yok ettiğin laflardan tanıdım seni falan dedi. aşırı sorumsuz olduğumu söyledi her konuda vs vs
neyse sonraki günler bi şey olmamış gibi gezdik ikimizin de pek umrunda değil sanırım. benim değil yani. şurda birkaç aya mezun olup gidecek o da öyle düşünüyordur.
böyle değişik tuhaf 4-5 gündü. 
birgün istanbula tekrar gideceğim bu sefer istediğim gibi gezeceğim. ha bir de vapurla karşıya geçmeyi çok sevdim. hep belime sarılan biri olmasını hayal ettim ve hep gülümsedim
0 notes