Tumgik
unanottex · 2 years
Text
yetti artık.hayat böyle geçmiyor.gerçekten.
ee, böyle hissediyorum.nolmuş yani? elime ne geçti aylardır hatta belki de yıllardır? değiştirmeliyim bunu, ben böyle yaşayamıyorum.
tek sorun...nasıl yapacağım hakkında hiçbir fikrimin olmaması.taşıyorum artık, sığamıyorum bu bedene, bu ruha, bu fikirlere ve eylemlere.artık dayanılmaz oluyor ve unuttum, geçti dedikçe üstüme yığılıyor her şey.
nasıl düzeltilir bilmiyorum ama aşmalıyım artık bunları.böyle yaşayamıyorum, ben çok mutsuzum ve çürüyorum gerçekten.çürüyorum, çürüyorum, çürüyorum.küflendim, iğrenç kokuyorum ve öyle görünüyorum; zihnim bulanmış, kapkalın bir tabakanın altından görüyorum dünyayı ve yapış yapış, iğrenç bir görüş bu.
biliyorsun ya.sürekli kendine acıyarak veya kendinden nefret ederek bu hayat geçmiyor.böyle yaşanmaz, yaşanmak denmez li buna.
etrafımdakilerin daha değerli olduğunu düşünüyorum ama ne önemi var ki? bunu ne belirler, kim belirler? sen öyle mi hissedeceksin? hani bunlar kendin için olacaktı, ne büyük bir yalancıymışsın.sadece kendini kandırmaktan ibaret bir yaşam ve cümleler, sözler ve programlar.
senin için her şey bu kadar basit miydi ki böyle düşünüp duruyorsun ya? delirttin beni.sürekli ayakkabı konuşulunca bile sinirlenirim ben, öyle basit, boş muhabbetlere, çok önemliymiş gibi bahsedilen ama çürük mevzulara dayanamam.ama şimdi sen onlar gibi düşünüyorsun, nedir bu yahu?
değerimiz bundan öte değil mi? anlayamazsın ki.bu kadar kolay değil.yetti artık.biraz toparlan, sahiden toparlan.
ah, iyi geceler.nasıl toparlanılır bilmiyorum ama artık sinirlendim ve bu saçmalık geçmeli, gitmeli.yeterli.
5 notes · View notes
unanottex · 2 years
Text
mars'a gidiyordum.kırmızı kumları avuçlayıp çığlık atıyordum.inanılmaz mutluydum.
0 notes
unanottex · 2 years
Text
74 yaşında bir kadının çenesine ağda yaptığını gördüm.küçük bir tencerede yapış yapış bir şey kaynattı, onu eline alıp yoğurdu ve yüzüne yapıştırdı.
0 notes
unanottex · 2 years
Text
gördüğüm ilginç şeyleri buraya yazmaya karar verdim.alışılmışın dışında, garip şeyleri.aklımda kalsın diye.
0 notes
unanottex · 2 years
Text
sormak istiyorum 'ne oldu?' diye, anlatsınlar istiyorum.iyiler mi, can acıları geçti mi? rahat nefes alabildi mi, yerden kalkabildi mi, göğsündeki ağrı dindi mi? peki ya o yürüyebildi mi? sonunda yıkanabildi mi?
beklediği gibi miymiş her şey merak ediyorum.şaşırdı mı yoksa aslında biliyor muydu hepsini?
kalanlar eziliyor işte.kaldım burada.ruhum eziliyor.şeffaf suda yayılan mürekkep gibi, aklıma düşüveriyor, yayılıp her yeri karartıyor.
açık göğün, bomboş evrenin altında eziliyorum.
0 notes
unanottex · 2 years
Text
biliyor musun, çirkin olmak bir problem. dış görünüş öyle hepten önemsiz, değersiz bir şey değil. bu dünyada her şey güzel ve dikkat çekici görünsün diye saatlerce beyin fırtınaları yapılırken ve servetler harcanırken nasıl olur da birisi çıkıp bunun önemsiz bir şey olduğunu söylemeye cesaret eder?
4 notes · View notes
unanottex · 2 years
Text
hayatının bir zamanında olduğun kişiye özenmek, onunla şimdiki halini kıyaslamak ve değersizleştiğini, bayağılaştığını fark etmek. işte bu başkalarıyla kendi aranda yaptığın kıyastan bile beter bir şey.
ben böyle miydim?
0 notes
unanottex · 2 years
Text
ömür böyle biter mi?
0 notes
unanottex · 2 years
Text
latince'de "damnant quod non intelligunt" diye bir cümle var. "anlamadıkları şeyi suçlarlar" manasına geliyor. bunun hakkında sayfalarca yazı yapılabilir fakat peyami safa iki cümleye sığdırmış: "suçlamak, anlamaktan daha kolaydır çünkü anlarsan değişmen gerekir."
93 notes · View notes
unanottex · 2 years
Photo
Tumblr media
Shomei Tomatsu, from the series “No. 24”, 1967.
2K notes · View notes
unanottex · 2 years
Text
elbet unutacağım.biliyorum.insanlar belirli zamanlarda böyleyim sanıyorlar ve haklılar da, bazen çok büyüyor içimdekiler ama hep orada işte.büyüse de, küçülse de, hafiflese veya üzerime karabasan gibi çökse de bu düşünceler hep burada.kendimi uyuşturmayı becerebilsem, hayata ve diğer her şeye böylesine inanabilsem- bir şey fark etmeyecek sanki.insanlar çok garip.
0 notes
unanottex · 2 years
Text
beynimizi kafamızın içinde eritiyorlarmış gibi hissediyorum.sözde bu gençlik pek bir güçlü, pek bir kararlı ama hayır, ağzımıza emzik verir gibi elimize telefonları verecekler ve biz kabul edeceğiz.düşünmek yorucu, uğraşmak gerek bir şeyleri değiştirmek için ve tüm gün yapmaya zorlandığımız şeyler yüzünden çökmüşüz biz, kendimizi yoramayız bunlara.hem zaten öleceğiz.bir video daha izlesem, ve işte sonra ölmeyi beklesem.hayatımız elbette böyle geçecek.istediğimizi zannettiğimiz meslekler ve evlilikler ve sonrasında ölüm, ama asıl amacımız arkamızdan 'iyi birisiydi' denmesi.değil mi?
0 notes
unanottex · 2 years
Text
“yardım et bana anne. kolunu boynuma dola, okuduğun bir romanı anlat. ne anlatırsan anlat, dinlerim. seni seviyorum anne.”
— selçuk baran - güz gelmeden
19 notes · View notes
unanottex · 2 years
Text
düşünebilmek bir lanet mi yoksa bir lütuf mu diye soruyorum kendime, bazen ise cevaplayamadan her şeyi sona erdirmek istiyorum ama işte hâlâ buradayım ve yüzüm düşük, yine düşündüğümden, yine tükettiğimden.ne var ki?
0 notes
unanottex · 2 years
Text
henüz gencim, önümde elime geçmemiş fırsatlar, tanışılmamış insanlar ve edinilmemiş tecrübeler var.neden şimdiden yanlış yapmış, dönülmez yollara girmiş gibi hissediyorum? yaşam denen uykudan mı uyandım, kendimi uyuşturmayı mı beceremiyorum? ne yapıyorum ben?
1 note · View note
unanottex · 2 years
Photo
18 Ağustos, hayatımın yıkılışı.biliyorum bu tarihi.
Tumblr media
2K notes · View notes
unanottex · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
Yalnız, hissediyorum ki artık bunun sonu yok. Saatlerce evde hiçbir şey yapmadan oturuyorum. Sonra tam çıkarken evde kalsaydım bir şeyler yapabilirdim gibi hissediyorum. Galiba hep acele ettim. Hep yapması gereken çok şey olduğunu hissedip, hiçbir şey yapmak istemeyen biriydim. İçimde adı boş ukdeler biriktirdim. Dolduracak birini bekledim, kendimden umudu kestikten sonra. Sonra beklemekten de vazgeçtim.
| Günlük, Oğuz Atay
710 notes · View notes