"Mal, rahat yaşamak içindir, yaşamak Servet toplamak için değildir. Bir âlime sordular, “Mesut kim, bedbaht kim?' Âlim şu cevabı verdi, “Mesut o kimsedir ki yedi ve yedirdi. Bedbaht da o kimsedir ki biriktirdi, biriktirdi, sonra da terketti".
"Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin" (Bakara 2/43.)
Bu ikisinin bir arada zikredilmesinin nedeni, namazın Allah Teâlâ'nın hakkı olması, zekâtın ise kulların (fakirlerin) hakkı olmasındandır. Kişiye vacip olan, her ikisinde de Allah Teâlâ'nın emrine itaat etmektir. Esasen bütün ibadetlerin mercii bu ikisidir. Namaz bedeni, zekât ise mali bir ibadettir. Bütün ibadetler bu ikisine taksim olunur.
İşte bu sebeple denilmiştir ki: İçinde iki emri ihtiva eden üç ayet nazil olmuştur; biri yapılmadığı müddetçe Allah Teâlâ diğerini kabul etmez.
Birincisi:
"Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin" (Bakara 2/43.)
O halde herkim namazını kıldığı halde zekâtını vermezse, onun namazı kabul olmaz.
İkincisi:
"Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin!" (Nisa 4/59.)
Buna göre, bir kimse Allah Teâlâ'nın emirlerine uymasına rağmen Resûlullah'ın emirlerine uymasa, Allah'a itaat etmiş sayılmaz.
Üçüncüsü:
"Bana, anana ve babana şükret»" (Lokmân 31/14.)
O halde bir kimse Allah'a şükretmesine rağmen anne babasına teşekkür etmese, onlara kötü davransa, Allah'a şükretmiş olmaz.
"Parayla ibadet olur mu?.."
Olur tabii. O parayı vermek öyle zor ki!.. İnsan parayı cebinden çıkartıp da hayır sahibinin avucuna verinceye kadar kaç tane şeytan önüne geriliyor.
"Verme, aman dur, fakir kalırsın ölürsün açlıktan!.."
"Yalancı, çekil oradan! Allah bana kırk vermiş. Kırkta birini veriyorum. Otuzdokuz tanesi yanımda! Ne korkutuyorsun beni?!.."
Korkutuyor, "Verme!" diyor.
İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz. Allah'ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte zekâtı veren o kimseler, evet onlar sevaplarını ve mallarını kat kat arttıranlardır.
14 - Abdullah İbnu Ömer İbni'l-Hattâb (radıyallahu anh)'ın anlattığına göre, bir adam kendisine: Gazveye çıkmıyor musun?" diye sorar. Abdullah şu cevabı verir: "Ben Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'i işittim, şöyle buyurmuştu: "İslâm beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kâbe'ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak".
Esmâ Binti Ebû Bekir radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre Esmâ, “Resûlullah sallallahu teala aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu” demiştir: - “Kesenin ağzını sıkma! Allah da sana sıkarak verir!”
Düşünelim ve vakit kaybetmeden bu ramazanımızı son ramazanımız gibi geçirmek için gayret edelim...
🔺⚪🔻⚪🔺⚪🔻⚪🔺⚪🔻
Hazret-i Aişe anlatıyor: “Resûlullah sas.
Ramazan ayında ibâdet _husûsunda diğer aylarda görülmeyen bir gayret içerisinde olurdu._
*Ramazan’ın son on gününde ise kendisini çok daha fazla ibâdete verirdi.*
*Bu günlerde geceyi ihyâ eder, âilesini uyandırır ve izârını bağlardı.* (Yâni ibâdet için hazırlıklarını tamamlar ve büyük bir azimle Hakk’a yönelirdi.)”
(Buhârî, Müslim).
🔇🌏🔇🌏🔇🌏🔇🌏🔇🌏🔇
Rabbimiz ulaşmayı nasip ettiği bu mübarek ayı rızasına uygun olarak ve rızasını kazanacak şekilde değerlendirmeyi bizlere nasip etsin.
*Ancak unutmayalım ki, kulluğumuz ramazanla sınırlı değildir;* _onun için bu aydan elde edeceğimiz feyiz ve hızla, ibadetlerimize bir ömür boyu devam edelim._
*YİNE UNUTMAYALIM ki, DÜNYASI RAMAZAN OLANIN, ÂHİRETİ BAYRAM OLUR.*