- Nazım lan sen bilirsin. Niye böyle akşam olunca bir hüzün çöküyor ya insana ?
- Çünkü gün bitiyor abi. Bir de zaman geçiyo yani, o ürkütüyo insanı. Bitiyor yani. Bir gün daha bitiyor. Sonuçta bir son var, içten içe biliyorsun bunu. Her akşam o sona doğru biraz daha yaklaşıyorsun yani. Biraz daha, biraz daha… Nazım Hikmet ne diyor biliyor musun abi ?
- Ne diyor lan ?
- İnsan, diyor, öleceğini bile bile nasıl yaşar ? Ya çıldırır, ya öleceğini unutur. Rahmetli annem hep derdi ya “Amaan, yaşadığım kadar mı yaşayacaksın?”
- Yani ?
- Yani, geldik gidiyoruz. Elde var sıfır.
- Hem de bir sürü sıfır.
- Alt alta koy hepsi yine sıfır yapıyor.
- Sıfıra sıfır elde var sıfır.
- Ama sıfırın da bir günahı yok yani o da yalnız başına güzel öyle. Mesela her şey sıfırla başlar ama bizim elimizde hiç oluyor. Biz de onunla beraber hiçe dönüyoruz.
“Bedenimin bile kaldıramayacağı kadar büyük ve ağır yükler taşıyorum ruhumda. Bir gemi olsaydım çoktan batmıştım inan. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak hayatımda biliyorum. Ve daha acısı bu artık üzmüyor beni. Bir hiçliğin girdabındayım anlayacağın.”