Tumgik
#toplumsal kurallar
algeyapi · 2 years
Text
"Kişisel özgürlükler toplumumuz içinde nasıl barınır?"
“Kişisel özgürlükler toplumumuz içinde nasıl barınır?”
“Kişisel özgürlükler toplumumuz içinde nasıl barınır? Toplumsal özgürlükle kişisel özgürlük arasındaki ilişki nedir?” (more…)
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
eerie7-blog · 10 months
Photo
Tumblr media
Toplumun Düzenleyici Gücü: Kuralların Önemi ve İşlevleri
Toplumlar, insanların bir arada yaşadığı, etkileşimde bulunduğu ve ortak amaçlara yönelik faaliyetlerde bulunduğu kompleks yapılar olarak tanımlanabilir. Bu karmaşık yapının düzenli bir şekilde işlemesi için kurallara ihtiyaç duyulur. Kurallar, toplumun düzenleyici gücü olarak işlev görür ve insanların birlikte yaşama halinde adil ve etkili bir şekilde hareket etmelerini sağlar.
Kuralların Tanımı ve Özellikleri: Kurallar, belirli bir toplumun veya grubun kabul ettiği yönergelerdir. Bu yönergeler, insanların davranışlarını düzenler ve belirli bir sınırlar içinde hareket etmelerini sağlar. Kurallar genellikle yazılı veya sözlü olarak ifade edilir, toplum tarafından kabul görür ve çeşitli cezalar veya yaptırımlarla desteklenir. Kuralların bazı temel özellikleri şunlardır:
Düzen sağlama: Kurallar, toplumdaki düzeni sağlamak için belirlenir. Belirli davranışları yönlendirir ve insanların etkileşimlerini düzenler.
Toplumsal kabul: Kurallar, toplumun ortak değerleri ve normlarına dayanır. Toplumun büyük çoğunluğu tarafından kabul edildiğinde etkili olabilir.
Uygulanabilirlik: Kuralların etkili olabilmesi için uygulanabilir olmaları gerekir. İnsanların bu kurallara uyabilmesi için makul, erişilebilir ve anlaşılabilir olmalıdır.
Yaptırımlar: Kuralların ihlal edilmesi durumunda belirlenmiş yaptırımlar veya cezalar uygulanır. Bu yaptırımlar, kurallara uyulmasını teşvik etmek ve ihlallerin önlenmesini sağlamak için önemlidir.
Kuralların İşlevleri: Kurallar, toplumda birçok önemli işlevi yerine getirir. Aşağıda, kuralların temel işlevlerine ve önemli örneklerine yer verilmiştir:
Düzeni sağlama: Kurallar, toplumun düzenini sağlar. Örneğin, trafik kuralları, trafik akışını düzenler ve kazaların önlenmesine yardımcı olur.
Güvenliği sağlama: Kurallar, toplumun güvenliğini ve bireylerin haklarını korur. Örneğin, suçla mücadelede kullanılan yasal kurallar, insanların güvenliğini sağlamak ve suçları cezalandırmak amacıyla belirlenir.
İletişimi kolaylaştırma: Kurallar, iletişim ve etkileşim süreçlerini düzenler. Örneğin, dilbilgisi kuralları, insanların birbirini anlamasını kolaylaştırır ve iletişimdeki yanlış anlaşmaları engeller.
Adaleti sağlama: Kurallar, adil davranışları teşvik eder ve adaletin sağlanmasına yardımcı olur. Örneğin, hukuk sistemi, adil yargılama ve cezalandırma süreçlerini belirleyen kurallar üzerine kuruludur.
Toplumsal değerleri koruma: Kurallar, toplumun değerlerini ve normlarını korur. Örneğin, ahlaki kurallar, toplumun kabul ettiği etik değerlere uygun davranışları teşvik eder.
Kurallar, toplumların düzenli işlemesi ve bireylerin bir arada yaşama halinde adil ve etkili bir şekilde hareket etmesi için önemlidir. Kurallar, toplumsal düzeni sağlamak, güvenliği sağlamak, iletişimi kolaylaştırmak, adaleti sağlamak ve toplumsal değerleri korumak gibi birçok işlevi yerine getirir. Kurallara uymak, toplumsal uyumun ve huzurun sağlanmasına katkıda bulunur ve toplumun refahı için önemlidir.
1 note · View note
mehmetkosk · 2 years
Text
3.10. Rehberlikte Etik ve Bilgilerin Saklanması
3.10. Rehberlikte Etik ve Bilgilerin Saklanması
REHBERLİKTE ETİK VE BİGİLERİN SAKLANMASI Bölüm HedefiBu bölümü bitirdiğinizde;• Meslek etiğinin işlevlerini,• Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinde benimsenen temel ilkeleri,• Kuralları ve• Rehberlikte etik ve bilgilerin saklanması konularını öğrenmiş olacaksınız. Eğitim kurumları ile rehberlik ve araştırma merkezlerinde RPD hizmetlerini yürüten personelin uyması gereken etik ilkeler…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
shiftoriasblog · 7 months
Text
Shifting Nedir?
Uzun uzun açıklayacağım çünkü etrafta çok fazla yanlış bilgi dolaştığını düşünüyorum🥲 Temelinde tamamen çoklu evren teorisi bulunuyor. Çoklu evren teorisine göre birçok, hatta sonsuz sayıda evren bulunuyor. Eğer sonsuz bir evren varsa hayal edilen herhangi bir evren de bulunmak zorundadır. O halde yapılması gereken tek şey evrenler arası seyahat etmeyi öğrenmek.
Shifting yapan insanlar bulundukları gerçeklikten ayrılıp farklı bir evrende kendi tasarladıkları hayatı yaşamaya başlarlar. Evreni tasarlayan ise onlar değildir, hatta yaptıkları tek şey hayal ettikleri gerçekliğe geçiş yapmak. Bu evren sonsuz sayıda olan evrenlerden sadece bir tanesi. Yani kısacası bilinç farklı bir evrene aktarılıyor ve orada belirlenen süre kadar kalınıyor.
Karşılaşabileceğiniz Kavramlar:
Dr: Hayal ettiğiniz/shiftleneceğiniz gerçeklik
Cr: Şuanda bulunduğunuz gerçeklik
Wr: Bekleme Odası
Shifting nasıl gerçekleşir?
Trans haline geçerek (bilinçsizlik durumu) paralel evrenle irtibat kurulur ve bilinç oradaki bedene aktarılır. Bunu sağlayan şey süpergüçler değil, evren ve evrenlerin yapısal özelliklerinin bir sonucudur.
Shifting’in ne olduğunu ve nasıl gerçekleştiğini öğrendiysek ekstra şeylerden bahsediyorum🫠
Script Nedir?
Script (senaryo), gitmek istenen evreni tüm ayrıntılarıyla belirlemektir. Farklı bir evrene gitmemek için seyahat edilecek evren ile ilgili her şey netleştirmelidir. Bunu yalnızca düşünerek ayrıntılı olarak zihinde netleştirmek zor olacağından dolayı script yazmak size kolaylık sağlar ancak script olmadan da gidebilirsiniz.
Script Nereye Koyulur?
Bazı metotlar scriptin özellikle kağıda yazılmasını veya yastığın altına koyulmasını söylüyor. Bu tür istisnalar dışında scripti bir yere koymaya gerek yok, sadece niyet etmeniz yeterli🫶🏻
Telefona script yazabilir miyim?
Uygulayacağın shifting metodu aksini belirtmedikçe telefon, tablet veya bilgisayar gibi tüm dijital ortamlardan script yazabilirsin.
Script Nasıl Yazılır?
1. Gideceğin evreni anlat!
2. Nasıl bir yer olduğunu yaz. (hem işleyiş hem görünüşü), hangi kuralların bulunduğu (fiziki-toplumsal kurallar ve yasalar), yaşanacak tarih ve ev.
3. Kendinden bahset: Ad, cinsiyet, yaş, fiziksel özeller (boy, kilo, saç ve ten rengi vs.), yetenekler, nasıl bir karaktere sahip olunduğun, konuşulan dil, hobiler, çevre (aile, arkadaşlar, sevgili ve varsa düşmanlar).
4. Yaşam şeklini belirle: Meslek, günlük rutin, yaşam şartları.
5. Zamanı ayarla: Bu dünyadaki zamanın gidilen evrendeki karşılığı ve orada geçirilecek zamanı kesinleştirin.(örn: dr’da 1 yıl, cr’da 1 dakikaya eş değerdir)
6. Klon talimatları: Farklı bir evrendeyken bedeninize ne olacağını veya ne yapacağını anlatın.
7. Geri dönüş şifresini unutma: Shiftingten ayrılmak istediğinizde yapılacak veya söyleyecek bir tetikleyici yazmalısınız,, herhangi rastgele bir şey olabilir.
8. Ekstralar: Bahsedilenler dışında farklı konular eklemek istiyorsanız scripte yazabilirsiniz.
Shifting ile nerelere gidebilirsiniz?
Tam anlamıyla her yere. Nereye isterseniz gidebilirsiniz.
Çoğunlukla tercih edilen shifting ile gidilebilecek yerler:
Film ve dizi evrenleri (Örn: Harry Potter Hogwarts, The Vampire Diaries)
Çizgi roman ve anime evrenleri (Örn: Marvel, DC, Death Note, Attack on Titan)
Ekibe sahip olabileceğiniz evrenler (Örn: K-Pop için Blackpink, BTS, TWICE)
Kitap evrenleri (Örn: 1984, Yüzyıllık Yalnızlık)
Tamamen özel hayali evrenler
Klon Nedir?
Shifting klonu, boyut değiştirdikten sonra bu dünyada kalan beden ve içindeki temel bilinçtir. Farklı bir evrene gittiğinizde bedeniniz bu dünyada kaldı. Böyle bir durumda eğer zaman bağlantısını doğru ayarlamadıysanız veya geri dönmek uzun sürecekse klon burada devreye gidiyor.
Klona “ben yokken şunu yap, bunu yap” gibi özel talimatlar vermeniz şart değil çünkü boyut değiştirmiş olsanız bile bu evrenle olan enerjisel bağlantı devam ediyor, öyle olmasaydı geri dönülemezdi.
Bilinciniz başka bir evrende olsa dahi bilincinizin bir kopyası hala bu evrende, bedeninizde bulunmaya devam ediyor. Normal şartlarda nasıl davranılıyorsa o da aynı şekilde davranmaya devam eder. Klonunuzun yapmasını istediğiniz farklı bir şey olursa ayrıntılı olarak scriptinizde belirtebilirsiniz.
Shifting Nasıl Yapılır?
1. Script yazarak doğru evreni seç
2. Shifting yapacağın mekanı belirle
Shifting esnasında rahatsız edilmeyecek bir ortam belirlemeli ve bedeninizin rahat edeceği bir şekilde hazırlanmalısınız.
Shifing yapılacağınız ortamda insanların bulunması yapmanıza engel değildir. Yeter ki bedenle uğraşmasın ve odağın bozulmasına engel olmasınlar.
3. Uygun zamanı tercih et!
Shifting yapmanın en verimli zamanı uyumadan önce veya uyandıktan sonraki zamanlardır. Uyandıktan sonra yaparsanız zihin boş olacağı için daha kolay odaklanabilirsiz. Uyumadan önce yaparsanız uyku olacağından dolayı transa geçmek kolaylaşır. Hangi zamanda yapılacağı kendi tercihinize bağlı ancak gün içinde de yapabilirsiniz.
4.Bedenen hazırlan ve gevşe🫶🏻
Sırt üstü uzanmak şart değil, en rahat hissettiğiniz pozisyonu tercih edebilirsiniz.
Metoda göre gözleriniz açık veya kapalı olabilir ancak genellikle kapalı olurlar.
Bunların yanında geriye kalan tek şey metod uygulamak. “Metod” öne çıkanlarımda tüm metodlar bulunuyor kendinize uygun olanı seçip shiftlenebilirsiz👩🏻‍❤️‍💋‍👩🏻
11 notes · View notes
mehfem · 9 months
Text
“ Öğüt dinlemek, gencin hiç hoşlanmadığı bir iştir ve gence ulaşmanın yolu konuşmaktan ziyade örnek olmakla mümkündür.
Anne baba, doğru adımlar atabilmesi için ihtiyaç duyduğu toplumsal ve ahlaki sınırları gence göstermeli ve beklentilerinde tutarlı olmalıdır. Çünkü hayatın acemisi olan bir gencin nerede nasıl hareket edeceğine, hangi imkânları onaylayıp neleri reddedeceğine karar verebilmek için sınırları öğrenmeye ihtiyacı vardır. Net ve gerçekçi olmayan beklentiler, gence bir yön tayin etmekten çok onun bocalamasına, yanılmasına ve kendi hakkında olumsuz duygular geliştirmesine neden olur. Diğer yandan duruma ve kişiye göre değişen, kendi içinde tutarlılık taşımayan kurallar, gencin değerlerin hâkim olduğu bir yaşama hazırlanmasına da imkân vermez. Bugün hoş karşıladığınızı yarın affetmemeniz, bugün izin verdiğinizi öbür gün yasaklamanız gencin dürüst ve samimi olmasını zorlayacaktır.
Aile, huzur ve sükûn atmosferi içinde değerlerin yaşandığı, sınır ve kuralların sağlam bir mihenk ile belirlendiği ortam olmalıdır. Zira değişkenlik, kararsızlık, tutarsızlık ebeveyn için değil, ancak gençler için normal olabilir. ”
11 notes · View notes
yalnzardc · 3 months
Text
Despotizm : Bir birey veya sıkıca birbirine bağlı bir grup tarafından mutlak siyasi bir güç ile hükmeden, hiç bir yasal düzenleme veya bir organ tarafından kısıtlanamayan tek bir idari otoriteye sahip hükumet biçimidir.
Sosyal hayatta bulunduğu grupta baskın olan kendine göre bir disiplin ve katı kurallar yürüten ve bunların dışına çıkılması durumunda sert yaptırımlar uygulayan kişiye despot denir.
Dogmatizm : Her hangi bir iddiayı, önermeyi düşünce ve inancı hiç bir tartışma konusu yapmadan eleştiriye tabi tutmadan sadece duygulara, kişisel eğilimlere dayanmak sureti ile benimseme eğilimi.
Egoizm : kişinin kendini rahat hissedeceği ve mutlu olacağı yolları seçmesi, hayattaki felsefenin, benliğini memnun etme çabası olmasıdır.
Emperyalizm : Bir devletin kendi sınırları dışındaki başka halklar ve onlara ait topraklar üzerinde rıza almadan egemenlik kurması veya bu yöndeki politikası olarak tanımlanır.
Hedonizm : Hazcılık
Komünizm : Üretim araçlarının ortak mülkiyet üzerine kurulu, sınırsız, parasız ve devletsiz bir toplumsal düzen ve düzenin kurulmasını amaçlayan toplumsal siyasi ve ekonomik bir ideoloji ve harekettir.
Monarşi : Bir hükümdarın devlet başkanı olduğu yönetim biçimidir. bu hükümdar kral, şah , prens, imparator buna benzer isimlerle anılabilir.
Monarşi bir hükümdarın tek başına egemen olduğu yönetim biçimine denir.
Narsisizm : Kişinin kendine Aşık olma durumu.
Nasyonalizm : Irkçı milliyetçilik.
Nihilizm : Kelime anlamı olarak latince nihil (hiç) kökünden gelir. Geniş anlamda felsefi bir eğilim ve politik bir tavır olarak tanrının varlığını, toplumun geçerliliğini, bilginin imkan ve ahlak evrenselliğini reddeder.
Oryantalizm : E. Said'in tabiri ile Sömürgeciliğin keşif kolu. Oryantalizm'in tek amacı doğuyu tanımak değil onu bir nevi elde etmektir.
Radikalizm : Kelime manası köktenciliktir. Günümüzde her hangi bir düşüncede kökten davranma veya herhangi bir düşünceyi kökten yaşama manalarına gelir.
Rasyonalizm : Akılcılık olarak da adlandırılan, bilginin doğruluğunun duyum ve deneyimde değil düşüncede ve zihinde temellendirile bileceğeni öne süren felsefi görüş.
Sekülerizm : Sekülerlik dinin bireysel ve toplumsal plandaki karşılığıdır.
Septisizm : Etimolojik olarak şüphe etme, kuşkulanma gibi manalara gelmektedir.
Totalitarizm : Her şeyin devlet için olduğu devletin tüm bireylerin hayatı üzerinde hüküm sahibi olduğu yönetim şeklidir.
5 notes · View notes
doriangray1789 · 10 months
Text
Sevgili dostlar,
Toplumsal yaşam kaçınılmaz şekilde siyasal yaşamdır. Çünkü insanın temel ihtiyaçları olan birliktelik, dayanışma, iş bölümü, iş birliği gibi kavramların karşılığı bir araya gelmekten geçer. Siyasal olan ise temelde hiyerarşiye dayanan, yöneten ve yönetilenlerden bir araya gelen, belirli bir kurallar zincirine bağlı olduğu düşünülen ama aslında hakikat ile değil, algı ve özellikle ikna ile ilerleyen bir süreçtir. İnsanlar bir şeye bağlanmak, o bağlılığı amaca dönüştürmek ve o amaç için kendilerini ve çevrelerini de ikna etmek için topluluk haline gelir, gelişince toplum halini alır ve ister istemez siyasallaşırlar. Hakikatin ikna ile veya topluluk olma ile alakası yoktur. Hannah Arendt (1906-1975) bana göre çok önemli bir siyaset bilimcidir. Kitaplarını öneririm. Ama konu ile alakalı yani “toplum dışı kalması gereken” dört çeşit insandan bahseder ve uygulamaları gereken yolu siyasal yaşama karşı şöyle sıralar ; Filozofların (felsefe ile düşünenler) yalnızlığı, Sanatçı ve bilim insanının yalıtılmışlığı, Yargıç ve tarihçilerin tarafsızlığı, Tanıkların bağımsızlığı( gazeteciler, televizyoncular medya) Bu onları siyaset ile karşı karşıya getirir. Çünkü siyasetin ve toplumsallığın temeli “ortak kanılar “ dır…der. Yalnız olan bir felsefeci toplumsallaşamaz, ya da bir sanatçı veya bilim insanı, yargıç ve tarihçi taraf olamaz, bir gazeteci bağımsızlığını kaybeder ise nasıl güvenebiliriz?! Eleştirel düşünebilmek ve eleştirdiğine dönüşmemek yani sorgulama ve şüphe yetisini kaybetmemek için çaba ve bedel ödemek gerekebilir.
Ama özgürlük de bedel ödemek değil midir?
Tumblr media
6 notes · View notes
epifizz · 1 year
Note
etik ve ahlak üzerine düşüncelerin nedir epi? birde bunun için bir yazı yazmak istesen, nasıl yazardın? ben yazmak istiyorum ama konunun içinde kaybolup gidiyorum.
Evet çok geniş bir konu bu, etik zaten ahlakın felsefesi olduğu için kapsamı gerek özel gerek genel bağlamda uçsuz bucaksız bir şey. Bu sebeple kapsamı sınırlandırırdım sanırım. Mesela spesifik bir ahlak sistemi hakkındaki düşüncem bir ötekinden farklıdır en basitinden. Bunun dışında etik kapsamında fikirlerimi yazacak olsam ahlakın toplumsal işlevi, etiğin ontolojisi veya örneğin Kant bağlamında etiğin varlık sebebi olarak özgürlüğün yeri ve günah potansiyeli, etiğin etikliği gibi bir sürü başlık çıkarabilirim ve bu başlıklar kendi başına pek tabi bir deneme boyutunda ürün çıkaracaktır sonucunda. Ahlak felsefesi olarak etiğin tarihsel izleği hakkında yazacaksan mesela bu bambaşka bir şey. Ya da direkt bu kavramları genel olarak açmak istiyorsan bütünü parçalarına ayırman ya da etik üzerine yapılan çalışmalarda eğilinen ortak temalarla bir öz arayışına girmen gerekebilir. Düşündükçe aklıma daha da başlık geliyor, kendi etik sistemini sentezlerle sunmak ya da tarih içindeki süregelmiş "erdem" kapsamlarını eleştirmek de yekten etik ve ahlak üzerine düşünmektir.
Şahsen ben etik üzerine düşünecek olsam önceliğimi etiğin içsel işlevselliğine ve içselleştirilmiş bir ahlak anlayışı ile biat edilen kurallar arasındaki ayrıma odaklanırdım. Buradan da kendim için bir insan adına ahlak sistemi var diyebileceğimiz şeyin tam olarak ne olduğunu psikolojik mekanizmaları üzerinden izahatini verirdim. Temel kavramlarım bu noktada ödül, ceza, vicdan azabı ve tanrı hükmü ile dinler olurdu sanıyorum. Merkezime de tarihsel Sokrates, Dostoyevski, Kierkegaard ve Hume'un düşünceleri olurdu ve hatta tasavvufi bakışa da yer verirdim bolca. Çünkü bu insanların bakışındaki ahlakın konumu şu ya da bu yönden benim nazarıma bir hayli uymakta, üstsel bir yasalar sistemi olarak ele almamaktalar etiği, insanın bilinçli eylemlerinin niteliğini insandaki izdüşümü bağlamında değerlendirmekteler. En genel düşüncemi söyleyecek olursam, bence de etiğin temel dinamiği böyle bir şey, dışsal değil içsel... Bence hatta tam da bu sebeple hukuk ile ahlak günümüzde de gelecekte de iki farklı (ama oldukça paralel) dizgeler olmaya devam edecekler.
5 notes · View notes
Text
Tumblr media
Kova Burcunda Dolunay-İnceldiği Yerden Kopsun
12 ağustos 04:35 de Kova burcunun 19 derecesinde oldukça sert bir dolunay yaşayacağız. Etkisi şimdiden başlayan ve sonrasında 10 gün kadar sürecek olan bu görünümden öncelikle Boğa-Aslan-Akrep-Kova burçlarının son dekanında önemli yerleşimleri olanlar etkilenecektir.
Dolunaylar çatışma enerjisiyle birşeylerin ortaya çıkışını anlatır. Sabit hatlarda oluşu, Mars-Uranüs kavuşumuyla birlikte, Satürn ‘ün de Ayı tuttuğu bu dolunay çok sert . Güneş yönettiği Aslan burcunda, Satürn yönettiği Kova burcunda ikisi de kendi sözü geçsin istiyor. Kalbimizin istedikleri ile Freud’un süper ego diye anlattığı toplum dayatmaları ve sert dış koşullar arasında kalacağız. Maddi yetersizlikler,güvendiğimiz bir dağa kar yağması , toplumsal kurallar gibi şeylere çarpan isteklerimiz içimizde isyan duygusu uyandıracak. Yalnııızzz Sabian sembolünde çok güzel bir ipucu var:” büyük beyaz bir güvercin mesaj getiriyor” beyaz güvercin ruhumuzun sembolüdür, biz bu çatışma içerisinde akıl ve kalbi orta yolda birleştirmeyi, evlendirmeyi başarabilirsek ruh çocuğunu doğurabiliriz. Yapabilenlerden olalım🙏🏻
Kalp- damar sağlığına dikkat edilmesi gereken bir dönem
Tiroid, tansiyon, damar hastalıkları ve omurga rahatsızlıkları olanların temkinli olması gerekir.
Havalarla ilgili ani değişimler olabilir
Hayat pahalılığı toplumda isyan dıygusuna sebep olabilir
Almanya, Hollanda, Kuzey Kore ve Küba’da sarsıcı siyasi gelişmeler,bir siyasetçinin devre dışı kalması , halkın isyanı gibi konular yaşanabilir.
Deprem ve doğal afetler açısından sıkıntılı bir görünüm
Ünlü kişilerin ani kaybı ve açığa çıkan skandallar olabilir
2 notes · View notes
hasanakbal19 · 2 months
Text
Etik Nedir?
Etik, ahlak felsefesi olarak da bilinir ve doğru davranışlarda bulunmak, iyi bir insan olmak ve insani değerler hakkında düşünme pratiğidir. Yunanca “kişilik, karakter” anlamına gelen “ethos” sözcüğünden türemiştir. Etik ile Ahlak arasındaki fark: Ahlak: Toplumsal kabuller, gelenekler, varsayımlar, kurallar ve yasalar üzerine kuruludur. Belirli bir toplumda neyin doğru neyin yanlış olduğunu…
View On WordPress
0 notes
kunyekultursanat · 2 months
Text
Etik Nedir?
Etik, ahlak felsefesi olarak da bilinir ve doğru davranışlarda bulunmak, iyi bir insan olmak ve insani değerler hakkında düşünme pratiğidir. Yunanca “kişilik, karakter” anlamına gelen “ethos” sözcüğünden türemiştir. Etik ile Ahlak arasındaki fark: Ahlak: Toplumsal kabuller, gelenekler, varsayımlar, kurallar ve yasalar üzerine kuruludur. Belirli bir toplumda neyin doğru neyin yanlış olduğunu…
View On WordPress
0 notes
lolonolo-com · 3 months
Text
Hukukun Temel Kavramları 2023-2024 Vize Soruları
Hukukun Temel Kavramları 2023-2024 Vize Soruları 1. Aşağıdakilerden hangisi toplumsal düzen kurallarından biri değildir? A) Din kuralları B) Ahlak kuralları C) Hukuk kuralları D) Görgü kuralları E) İktisadi kurallar Cevap : E) İktisadi kurallar 2. Aşağıdakilerden hangisi maddi olmayan mallar üzerindeki mutlak haklardan biridir? A) Telif hakkı B) Nispi haklar C) Sosyal ekonomik haklar D) Velayet…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
evrenselbilgi · 3 months
Link
0 notes
Text
A Sınıfı İş Güvenliği Kursu
Tumblr media
A Sınıfı İş Güvenliği Eğitimi
A Sınıfı İş Güvenliği Eğitimi başta olmak üzere İş Güvenliği Kursu eğitimlerinin ve uzmanlarının önemi her geçen gün artıyor. Günümüzde insanların en büyük eksikliklerinden birisi de maalesef haklarını tam olarak bilmeme ve bilmezlikten kaynaklı  haklarını savunamamadır. Kurallar toplumsal hayatın düzenini sağlar. Tek tek her bireyin hem kişisel hem de toplumsal hakları vardır. Yazılı kanunlar çerçevesinde haklarının sınırları çizilen insan, bazen sınırlarının boyutları noktasında yanlışlara düşer.
İnsanların haklarını bilmeme ve savunamama kişinin tarafsızlığını kaybetmesine, yanlışa düşmesine, çıkarcı bir kimliğe bürünmesine dahi yol açabilir. Belli olan sınırlarınıza müdahale edildiğinde hemen müdafaa durumuna geçersiniz. Çizgileriniz belli olduğundan ne zaman ne türlü hareket edeceğinizi bilirsiniz. Bir arada yaşama kültürünün insana yüklediği vazifelerdendir bu. Bizler haksızlıklar karşısında susmamalı; doğru bildiğimiz şeylerden de ödün vermemeliyiz.
İş sağlığı ve güvenliği de bütün emekçilerin en doğal hakkıdır. Tüm çalışanlar beden ve ruh bütünlüklerini muhafaza etmelerinde birincil yardımcıları iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin uygulanması konusunda ödün vermemeleri gerekir. Ayrıca İSG profesyonellerine de bu konuda gereken yardımı göstermelidirler. Bu konuda çalışanlar kadar işveren de kurallara riayet etmelidir ki İSG hizmetlerinin tam anlamıyla yerine getirilmesinde en büyük sorumlu işveren kendisidir. İşverenin sorumluluklarına yeri geldiğinde değineceğiz.
İş Güvenliği Nedir ve Niçin Önemlidir?
İş güvenliği, personelin güvenliğini garanti altına almayı amaçlayan kuruluş içindeki bir dizi iç ve dış önlemlerden meydana gelir.
Çalışanların sağlığı ve güvenliği, önem sıralamasında en üst sıralarda yer alır. Sağlıklı bir çevre, psikofiziksel rahatlık, güvenlik içinde ve gerekli eğitimlerle gerçekleştirilen faaliyetin, çalışanların üretkenliğinive becerilerini artırdığından ve kaza riskini önemli ölçüde azalttığından bahsetmeye gerek dahi yok.
İş sağlığı ve güvenliği kursu eğitimi, üretkenliği artıran ve maliyetleri (buna cezaları da dâhil edebiliriz) azaltan mükemmel bir yatırımdır. Sadece bu da değil: Bankalar ve yatırımcılar tarafından hoş karşılanmayan şirketin notunu yükselterek daha iyi kredi koşulları elde etme imkânına sahip olma anlamına geldiğini de rahatlıkla söyleyebiliriz.
Etkili bir İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi riskleri azaltır, şirketin imajını ve itibarını artırır, maliyetleri düşürür ve dolayısıyla ekonomik getiriye de katkı sağlar.
İş Güvenliğinin Önemi Nedir?
İş sağlığı ve güvenliği, her şeyden önce bir işçinin temel hakkıdır. Aynı zamanda, daha güvenli bir ortamı garanti etmek için cezaya maruz kalmayan ve üretkenliği artıran şirketin de haliyle yararına bir olgudur. Bu şekilde kazalar ve meslek hastalıkları için daha düşük sosyal maliyetlere maruz kalan toplum için de son derece önemlidir. Sosyal maliyetler; tıbbi bakım, kayıp iş günleri, tazminat, sigorta primlerini barındırır.
Temelde işyerinin güvenli olması, kaza ve hastalıkların önlenmesi herkes için faydalıdır ve doğru ve doğru bir etik tercihini temsil eder.
İş kazaları ve meslek hastalıkları, şirketin yeterli önlem almamasına, çalışanların dikkatsizliğine ve risklerin yanlış değerlendirilmesine bağlıdır. Bu nedenle, İSG yönetim sistemine yeterli çalışan eğitimini de dahil etmek son derece önemlidir. Riskler ve tehlikeler konusunda personelin bilgilendirilmesi ve eğitimi, son derece önemli bir durumdur.
İSG Profesyonelleri Kimlerdir?
İş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri Çalışma Bakanlığı tarafından belirlenmiş olan eğitim programını tamamladıktan sonra yine Çalışma Bakanlığının yetkilendirmesi ile ÖSYM tarafından gerçekleştirilen sınavlarda başarılı olan teknik personeldir.
İSG profesyonelleri iş yeri hekimi, iş yeri hemşiresi ve iş güvenliği uzmanlarıdır. İş güvenliği uzmanları görev aldıkları iş yerlerinin tehlike gruplarına göre 3 sınıfa ayrılır.
Az tehlikeli işyerlerinden C sınıfı İSG Uzmanları
Tehlikeli işyerlerinden B sınıfı İSG Uzmanları
Çok tehlikeli işyerlerinden A sınıfı İSG Uzmanları sorumludur.
A sınıfı İş Güvenliği Eğitimi alan İSG Uzmanları başta yapı sektörü, inşaat, ağır sanayi, hastaneler, petrol istasyonları, madenler gibi risk etmenlerinin yoğun oldukları iş alanlarıdır.
İşverenin Görevleri Nelerdir?
İSG açısından işverenin sorumluluğunu doğuran düşünce; üretimden yararlanan kişinin işveren olması nedeniyle, doğacak tehlikelerden işverenin sorumlu olduğudur. Ayrıca, karşısında zayıf ve sosyal açıdan güçsüz olanın işçi olduğu ve işverene karşı her durumda korunması gerektiği düşüncesidir. Bu düşünceler doğrultusunda, güvenlik konusunda sorumluluğun işverene ait olduğu kabul etmek gerekir. En kısa deyimi ile işçisine karşı kusursuz sorumluluk ilkesi ile sorumlu tutulan işverenin, işyerinde zarar riskini azaltan tedbirler yerine, tehlike riskini azaltan ve hatta ortadan kaldıran tedbirleri alması en akılcı yöntemdir. Bugünkü mevzuatımızda da kabul gören prensip budur. Bu bağlamda, işverenin iş sağlığı ve iş güvenliği açısından görevleri, ana başlıklar halinde aşağıda kısaca açıklanmaktadır.
-Mevzuata Uyma Görevi
-İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulunu (İSGKY) Kurma Görevi
-Önlem Alma Görevi
-İşçileri Eğitme Görevi
-Denetleme Görevi
-Mühendis ve Teknik Eleman Görevlendirme Görevi
-İşyeri Hekimi Çalıştırma ve Sağlık Birimi Oluşturma Görevi
-Çocuk ve Kadın İşçileri Koruma Görevi vardır.
İşveren İSG ile ilgili görevlerini yerine getirirken İSG profesyonellerinden yardım alır.
A Sınıfı İSG Uzmanı Olmak İçin Gerekli Şartlar Nelerdir?
Çok tehlikeli işyerlerinden sorumlu, A Sınıfı İSG uzmanı olabilmek için öncelikle B sınıfı İSG uzmanı olarak 4 yıl tam zamanlı çalışmış olmak gerekir.
B sınıfı İSG uzmanı olarak 4 yıl tam zamanlı ( 1460 gün ) çalışmış olan profesyoneller başta Yeni Uzman Akademi olmak üzere Çalışma Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş eğitim kurumlarından A sınıfı eğitim almaları ve İSG Sınavlarına girerek yeterli puanı almaları gerekir.
A sınıfı İSG Uzmanlığı Eğitimleri
A Sınıfı İş Güvenliği Eğitimi ve İSG eğitimleri Çalışma Bakanlığınca koordine edilir. Eğitim içerikleri ve programı da ilgili bakanlık tarafından belirlenir. İş sağlığı ve güvenliği eğitimleri bakanlıkça yetkilendirilmiş eğitim kurumları tarafından düzenlenir.
İş güvenliği eğitimlerinin ders saat sayısı bütün sınıflarda A sınıflarında olduğu gibi toplam  220 saattir.
Eğitimler 90 saat uzaktan, asenkron; 90 saat uzaktan, senkron; 40 saat de staj ( pratik ) eğitim olarak yapılır.
Asenkron Eğitimler; sizlerin eğitim kurumu Yeni Uzman Akademi’nin ana sayfasında bulunan ‘uzaktan eğitim’ butonu kullanılarak yapılır. Dersler sisteme daha önceden kayıt edildiğinden katılımcılarımız diledikleri saat aralıklarında bu derslere katılım sağlayabilirler. Asenkron eğitimlerin toplam süresi 90 saattir.
Senkron Eğitimler; bu eğitimler online ve canlı eğitim isimleri ile de bilinir. Senkron eğitimler bir günde maksimum 6 saat olacak şekilde işlenir. Eğitimler Yeni Uzman Akademi tarafından canlı eğitim sistemleri kullanılarak yapılır.
Staj Eğitimleri; eğitim kurumumuz Yeni Uzman Akademi’nin değerli eğiticileri tarafından uygun, iş güvenliği hizmeti alan, eğitim kurumlarında iş güvenliği uzmanlarının refakatinde gerçekleştirilir. Eğitim süresi 40 saattir. Bir günde en fazla 8 saat olacak şekilde günlere bölünerek gerçekleştirilir.
İSG Sınavları
İSG Sınavları Çalışma Bakanlığının görevlendirmesi ile ÖSYM tarafından yılda iki defa düzenlenir. Sınavlarda geçme notu ise 70 puandır. Katılımcıların bu sınavda yeterli puanı alabilmeleri için 50 soruluk çoktan seçmeli test usulü sınavda en az 35 soruya doğru cevap vermeleri gerekir.
A sınıfı İSG Sınavlarında başarılı olamayan katılımcıların sonraki sınavlara girebilmeleri için tekrar eğitim almalarına gerek yoktur. Sonraki sınav için ÖSYM başvurularını tamamlamaları yeterlidir.
Biz En İyisiyiz
Ağır sanayide gerçekleştirilen hamleler ve işçi haklarının iyileştirilmesi ile tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de gelişmeler yaşanmaya başlandı. Ülkemizde bu yönde atılan en büyük adım da hiç şüphesiz 6331 sayılı İş Güvenliği Kanunudur. 6331 Sayılı İş Güvenliği Kanunu ülkemizde bu alanda bir devrim olarak kabul edilebilir.
A Sınıfı İş Güvenliği Eğitimi öneminin artması ile birlikte iş güvenliği profesyonellerinin eğitimleri de büyük önem kazanmıştır. Bu eğitimler başta da belirttiğimiz gibi Çalışma Bakanlığının yetkilendirmiş olduğu eğitim kurumları tarafından yapılır.
Yeni Uzman Akademi 8 yıllık tecrübesi ile İSG eğitimleri alanında Çalışma Bakanlığının izni ile eğitim faaliyetlerini İstanbul Anadolu Yakası ve Avrupa Yakası, Bursa, İzmir, Ankara ve Diyarbakır’da sürdürüyor.
Yeni Uzman Akademi eğitim İSG alanında eğitim ağı en geniş eğitim kurumu olmanın yanında katılımcılarına sağladığı destekle de İSG eğitimlerinin öncü olmayı çoktan hak ediyor.
Yeni Uzman Akademi internet sitesi üzerinde bulunan ‘Ders Notları’ sayfası üzerinden iş güvenliği uzmanlığı, iş yeri hemşireliği ve iş yeri hekimliği ders notlarını ve online deneme sınavları ücretsiz olarak herkesle paylaşıyor.
Eğitim kurumunuz Yeni Uzman Akademi başta instagram olmak üzere sosyal medya hesapları üzerinden de ders notları, testler yayınlayarak tüm İSG profesyoneli adaylarının sınavlarına hazırlanmalarına yardımcı olmaya çalışıyor.
Yeni Uzman Akademi yine sosyal medya hesapları üzerinden İSG alanındaki yenilikleri paylaşarak İSG profesyonelleri ve İSG profesyoneli adaylarının gündemi yakından takip etmelerine katkıda bulunuyor.
Sizlerin eğitim kurumu Yeni Uzman Akademi ikili kitap setinin yanında A sınıfı katılımcılarına özel Hakan Erdoğan Hoca’nın İSG Sınavlarına yönelik yönetmeliklerin son halleri temel alınarak hazırlamış olduğu üçlü kitap setini hediye ediyor.
A Sınıfı İş Güvenliği Eğitiminizi şansa değil; işinin uzmanı Yeni Uzman Akademi’ye bırakın.
1 note · View note
dilsel · 4 months
Note
belediye toplasa kısırlaştırsa sorun yok ondan sonra insanlara saldırıyolar insanlarda çivili sosisle icabından gelmek zorunda kalıyor bunların
Keşke ben de tırnak içinde belirtiyorum “sen ve senin gibilerin icabına bakabilsem” fazlasıyla tatmin olurum ama işte bizleri bağlayan kurallar, toplumsal yasalar falan var… muhtemelen ben böyle bir şey yapsam kasten öldürmekten yargılanırım ama sen ve senin gibiler bir hayvana bunu yapınca para cezasıyla kurtulursunuz oysa zaten savunmasız kendini koruyamayacak bir canlıya zarar veren biri insanlık için çok daha büyük tehlike oluşturuyor.. böyle şeyler genelde hayvanlara zarar vererek başlayıp sonrasında en ufak bir şeyde insana zarar vermeye dönüyor.
Belki de rehabilite edilmesi ya da toplanılması gereken hayvanlar değil de sizlersinizdir kim bilir…
1 note · View note
pateralba · 5 months
Text
Tumblr media
MİLLİYETÇİLİK
Geçmişle gelecek arasında bağ kurarak kurallar oluşturmuş, ortak tarih-dil-gelenek-inanç-coğrafya özellikleriyle doğuştan geldiği iddia edilen, doğaüstü bir yaratılıştan var olan bir olgu olduğu yanılgısıyla, güçlü ve zayıf hiyerarşisinin içinde mücadele ettiği kanıksanmış, millet-ulus kavramının milliyetçilik için yeterli olmadığını biliyor muydunuz?
Milliyetçiliğin kendini var edebilmesi için, belirli bir ekonomik ve toplumsal gelişmişlik şarttı. Millet daha eski olsa da, milliyetçilik yakın bir dönemde ortaya çıktı ve kapitalizm için bir gereklilikten doğdu. Kapitalist toplumda, sermaye birikiminin var olması için rekabet gerekliydi ve 18.yy da rekabet için milliyetçilik kavramlaştı. Ulus-devlet de bu rekabetin ürünüdür. Feodal üretim biçiminden, kapitalist üretime geçerken, ulusal pazar ekonomisini yaratmak, aynı toplumun üyesi olma bilincini gerektirdi. Yani, hayali bir cemaati oluşturan milliyetçilik, ulus-devlet sonrası ortaya çıkan bir kavram. Ulus-devlet, kendini okul-ordu-medya ideolojik aygıtları ile var etti.
Anlattığım kadarıyla, burjuva bir fikir olduğu anlaşılan milliyetçilik, kapitalistle işçiyi aynı milletin üyesi olarak göstererek, sınıf bilincinin oluşmasını da engelledi ve sömürüyü kolaylaştırdı. Irkçılık ise, milliyetçilikten farklı olarak, diğer milletlere karşı nefreti besledi. Kapitalist toplumda, köle emeği kullanılmasını meşrulaştırmanın ideolojisi haline geldi. Birlikte yaşayan iki toplumdan baskın olanı, diğeri üzerinde hüküm sürme çabasına girdiğinde, bu çaba sonucu ezilen ulus milliyetçiliği dediğimiz yeni bir bilinç oluştu. Yani, ırkçılık başka bir milliyetçiliği doğurdu. Fakat milliyetçiliğin, ezilen ulustan olması, onun özelliklerini çoğu zaman değiştirmedi. Çünkü, onun en kötü yanı, kendini sorgulamamasıydı ve sorgulanmayan milliyetçilik, ırkçılığa-faşizme açık kapı bırakmış oluyordu. Bir yandan kendi ulusunun ezilmesine karşı çıkarken, diğer yandan başka bir ulusun ezilmesine duyarsız kalabilen milliyetçilik, ırkçılığın siyasallaşma biçimine dönüşmüştür.
Küreselleşmenin etkisiyle, insan odaklı anlayışlar geliştikçe, milliyetçilik eski önemini kaybetti fakat az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, hala benimsenir haldedir. Milliyetçilik ile faşizm arasında da, bir kapsama ilişkisi var ve milliyetçilik faşizmi kapsıyor. Faşistlerin doğrudan bir millete, popülist bir bağlılıkları varken, farklı etnik ve kültürel çeşitliliğe çok az tahammülü var. Faşistler, ne kadar vatansever propaganda yaparsa yapsın, sırtlarını dış güçlere dayamaktan da vazgeçmiyor.
Şovenizm ise, kendine ait olanı yüceltip, ötekinin değerlerini küçümseyen aşırı milliyetçiliğin saldırgan, savaş ve şiddet yanlısı, kışkırtmacı ideolojisi olarak faşizmin en sık rastlanan örneğidir. Sosyal şovenizm ise, bu politikanın sol-sosyalizm adına yapılmasına deniyor. Kriz ve savaş koşullarında, burjuvazinin elinde etkili bir silah oluyor.
Milliyetçiliğin, başka ulusları ezecek kadar egemen olmasını istemeyenler, insanlık çıkarlarını ulusal çıkarların üzerinde tutarak, enternasyonalist olmak zorundadır. Enternasyonalist olmakla birlikte, yurtsever de olabilirler. Yurtseverlik, duygularını kontrol eder ve hayal ürünü bir aidiyete dönüşmez. Yurtseverlik, sevgiye dayanan anti-emperyalist bir düşünce biçimiyken, milliyetçilik rekabete dayanıyor. Yurtsever, vatanının ekonomik kuruluşlarının özelleştirilmesine karşı ve olgulara emekçilerin çıkarları açısından yaklaştığından, milliyetler arasında bir eşitsizliği de kabul etmiyor.
0 notes