Tumgik
#terketme
1vaveyla · 7 months
Text
Tumblr media
"Müslümanın derdi ile dertlenmeyen bizden değildir." |Buhari
Duyur kardeşim duyur! Gidip savaşamıyorsan, duyurarak savaş! Düşün kardeşim düşün! Küçücük çocuklar kefende kayboluyor, Annesiz babasız kalıyor! Kalbini terketme kardeşim! Asla yıkılmayacağız! Komutanı Muhammed (sav) olan bir ümmet boyun eğmez! Ümitsizliğe kapılma kardeşim..
81 notes · View notes
imgeliya · 2 months
Text
Tumblr media
Yuvam “beni terketme, burada geçmişin yaşıyor” der, yol ise “gel ve beni takip et, ben senin geleceğinim!” Ve ben hem yuvama hem de yola derim ki, “Ne geçmişim, ne de geleceğim var benim. Kalırsam, kalışımda bir gidiş, gidersem, gidişimde bir kalış olacaktır.
Sadece sevgi ve ölüm her şeyi değiştirir.
(Halil Cibran-aforizmalar)
24 notes · View notes
ruhumbipolar · 11 months
Text
karanlık gerçektir terketme dedim beni bu geceye esir etme ruhumu, daha kendimi kurtaramamışken sana çiçekli bahçeler sunmaya çalışan aptal ruhumu benden alma dedim aynı çukurun içine düştüğünde bana yapılanın bin katını sana yaparlar bakmayı görmeyi bilmeyen insanların arasında sana hiç acımazlar dedim ne beni dinledin ne sahip çıkabildin ne ruhuma acıdın ne kendine, çıkmazlarla dolu bir ütopyada bambaşka insanlara dönüştük
38 notes · View notes
siir-defterim · 6 months
Text
Tumblr media
Susarak anlattım bütün gizliyi
Sakladım duygumu ben konuşarak
Bir acı tarlası sessiz yüzünde
Aşkı yürürlüğe koyma savaşı
İçimde bir düzen kaynaşmaktadır
Büyük ve çekingen bakışlarından
En iyi anlatış artık susmaktır
Anladım bunu ben seni bilince
Gel denize yaslan yalnız denize
Sırrını denizler taşır insanın
Zaman bir hızdir ve yıldızdır akan
Esneyen günler ve gece üstünden
Bir uyku bölmezse anılarımı
Korkarım çıldırtır bu hayal beni
Gözlerin ne kadar İstanbul öyle
Sebiller uçuşur parmaklarında
Ortak günlerimiz tarih şöleni
Saçlarında sayfa sayfa güneşi
İçimde bir sergi var portrelerin
Hayalim heryerde kavrar gölgeni
Aşka ve tabiata ulaştır bizi
Gel kurtar bu şehrin gürültüsünden
Terketme n’olursun bir eşya gibi
Ölümsüz bir hasret yaşarken bende
Vurulmuş bir geyiktir sensiz zamanlar
İçimin ormanı bir yangın yeri
Bir uyku bölmezse anılarımı
Korkarım çıldırtır bu hayal beni
Istırap varoluş şartımız oldu
Esef etme yasım karaymış diye
Bir yanım vahşidir ürkütür seni
Aykırı düşerim sulhçulüğüne
Bir gün deli gibi sarsarak seni
Göklerin yolunu sorabilirim
Başımı taşlara vurabilirim
Aklımdan çıkarsa anılarımız
Paramparçayım sen onar beni
Topla aynalardan eski gölgemi
Göçebe ömrümü bağla zamana
Dağılsın içimin karıncaları
Bir uyku bölmezse anılarımı
Korkarım çıldırtır bu hayal beni
Mehmet Akif İNAN / Zaman
15 notes · View notes
hattabi · 6 months
Text
Mâhân rahimehullah şöyle diyordu:
« أَمَا يَسْتَحِي أَحَدُكُمْ أَنْ تَكُونَ دَابَّتُهُ أَوْ ثَوْبُهُ أَكْثَرَ تَسْبِيحًا مِنْهُ؟ قَالَ: فَكَانَ لَا يَفْتُرُ مِنْ ذِكْرِ اللَّهِ عز وجل »
“Sizden biriniz, bineğinin veya elbisesinin kendisinden daha çok zikredilmeye/övülmeye değer olmasından utanmaz mı?” Dedi ki: 'O halde Allâh azze ve celle'yi zikretmeyi hiç terketme.'
| Ebû'ş-Şeyh el-İsfahânî, Kitâbu'l-Azame 5/1751.
11 notes · View notes
reallysngss · 24 days
Text
Denizlerin birbirine çarpması, kulağıma esen yaman rüzgar. Okyanusun her melodisi beni, anlamadığım şekilde kendine kitliyor. Rahatım ama beni huzursuz eden bir rahatlık bu. Aklımın ve duygularımın bile çözemediği, beni huzursuz hissettiriyor. Her defasında içimde gitme, terketme arzusu olsa ve gitmeye çalışsam, her defasında beni daha şehvetle, daha tutkuyla kendine kitliyor. Belki de doğru olan kaçmamak, gitmemek; çünkü her defasında beni daha büyük bir arzuyla kendine kitliyordu. Ama o rüzgarın esintisi, o dalgaların birbirine vuruşu, denizin köpüğünün kendine çekici ahenki insanı yavaşça kendine savunmasız bir şekilde teslim etmesini sağlıyor. Ve artık o arzu, o istek kayboluyor; kaçma, gitme arzusu
3 notes · View notes
Text
Kalbin güzelliği, "korku"dadır.
Aklın güzelliği "düşünme"dedir.
Ruhun güzelliği "şükür"dedir.
Dilin güzelliği "susma"dadır.
Yüzün güzelliği "ibadet"tedir.
Niyetin güzelliği "temayülleri terketme"dedir.
Gönlün güzelliği "bedeni terketme"dedir.
Nefsin güzelliği "tezkiyededir".
Sırrın güzelliği "sabır"dadır.
Seyrin güzelliği "teslim"dedir.
Hizmetin güzelliği "edep"tedir.
Sözün güzelliği "doğru"dadır.
Yolun güzelliği "şeriata uygunluk"tadır.
Hepsinin güzelliği "Allah'ın muvaffak kılması"ndadır.
Hayırlı Cumalar 🌹
9 notes · View notes
bedrierdem · 8 months
Text
***Bir çok insanın, hiç bir ortak noktasının olmadığı, hatta, azıcık bile değer vermediği insanlarla, her gün sadece koşullar gereği görüşebildiği bir dünyada, dostlar insanın yanıbaşında olmak zorunda değil. Çok uzaklarda da olsanız ve hiç karşılaşmamış bile olsanız, gönül sesine kulak veren ve gönül gözüyle gören herkes, evrende bir yerde dosttur. Hepimiz kendi boyutlarımızı terketme cesareti gösterdiğimiz anda, başka boyutları keşfederiz. Her zaman biryerlerde sizin söylemek isteyipte söyleyemediklerinizi haykıracak insanlar çıkacaktır. Yalnız değilsiniz.!***
Alp İÇÖZ
Tumblr media
9 notes · View notes
sorun-var · 8 months
Text
Benim sadece burayı değil başka yerleri de terketme vaktim geldi
15 notes · View notes
musfika-hanim · 3 months
Text
bir kopukluk görüyorum, bir açıklık, genişleyen bir mesafe. böyle hissettiğimde terketme, bırakma duygusu gelir hep içime, başka şeyler de hissediyorum onları buraya yazmak istemem.
5 notes · View notes
ilmiyyat1453 · 5 months
Note
Selamun aleykum öğle namazının ilk sünnetini terk etmek caiz mi zorunlu durumda
Ve aleyküm selam. Sünnetler ile ilgili şöyle bir paylaşıma denk gelmiştik, bu vesile ile paylaşmış olalım.
Tumblr media
"Hanefide sünneti terkedenin günah işleyeceğine dair görüşler. Hanefi fakihlerine göre müekked sünnetlerin terki harama yakın (tahrimen mekruh) bir günahtır. Hanefi mezhebinde doğru olan fetva beş vakit namazın sünnetlerinin terk edilmesinin günah olmasıdır. İmam Muhammed’e göre sünnetlerin terkinde ısrar etmek savaş sebebi bir cürümdür." (Bahru'r Rakâik)
Öğle namazının ilk sünneti müekked sünnetlerdendir. Mümkün mertebe de terketmemek gerekir. Namazı içiçe bir dair gibi düşünmek gerekir. Farzları koruyan vaciplerdir. Vacipleri koruyan sünnetlerdir. Sünnetleri koruyan müstehaplardır. Birinin terki diğerinin terkini de bir zaman sonra beraberinde getirecektir. Bu gibi tehlikeden kaçınmak îcâb eder. Biz kılmak için elimizden gelen tüm gayreti gösterelim ki Rabbim o konuda ki samimiyetimizi görsün. Gayretimize rağmen imkan olmadıysa da Rabbimiz ğafûr ve rahîmdir.
"Ey Muhammed ümmeti, terketme sünneti. Vallahi Muhammedsiz vermiyorlar cenneti."
Mahmud Efendi Hazretleri (kuddise sırrıhû)
6 notes · View notes
etaali · 1 year
Text
Tumblr media
✨"Allah’ım! Zorluğa katlanacak takatım, belaya sabredecek gücüm, yoksulluğa dayanacak kudretim yok. O halde rızkımı benden esirgeme; beni kullarına terketme; hacetimi sen gider; işlerimi sen üstlen. Bana rahmet gözüyle bak ve tüm işlerimde bana acıyarak, yardım et. 🤲
İmam Zeynelâbidin (as)🌹
13 notes · View notes
hatiragulzaman · 5 months
Text
Tumblr media
Birbirinizin kusurunu araştırmayın.
Allah Teâlâ: «Birbirinizin kusurunu araştırmayın.» buyurur ki, burada tecessüs yasaklanmaktadır. Tecessüs daha çok kötülükleri, kusur­ları araştırmada kullanılan bir ta’bîrdir. Câsûs kelimesi de aynı kökten türetilmiştir. Daha önceki bir hadîste geçen kelimesi ise daha çok hayırda kullanılır. Nitekim Allah Teâlâ Hz. Ya’kûb’un şöy­le dediğini haber verir: «Ey oğullarım; haydi gidin Yusuf’u ve kardeşi­ni araştırın. Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin.» (Yûsuf, 87) Ancak her iki kelime de kötülük ve kusûrlan araştırma haklflnda kul­lanılabilir. Nitekim sahîh bir hadîste Allah Rasûlü (s.a.) şöyle buyur­maktadır: Mütecessis olmayın, birbirinizin sözlerine kulak kabartma­yın. Birbirinize buğzedip sırtınızı dönmeyin ve ey Allah’ın kulları kar­deşler olun. Evzâî, tecessüsün; herhangi bir şeyi araştırmak anlamına, tahassüsün de; bir kavmin konuşmalarını onlar istemediği halde din­lemek veya kapılarını dinlemek anlamına, sırt dönmenin; birbirinden ayrılma ve birbirini terketme anlamına geldiğini söyler. Evzâî’nin bu açıklamasını İbn Ebu Hatim rivayet ediyor.
Hucurat Suresi 12 ayet kurtubbi tefsiri
3 notes · View notes
yalnzardc · 1 year
Text
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اسْتَع۪ينُوا بِالصَّبْرِ وَالصَّلٰوةِۜ اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الصَّابِر۪ينَ
Bakara sr. 153. Ayet
Safvetüt Tefasir: Mu'minler! Dünya ve ahiret işlerinizde sabır ve namaz ile Allah'dan yardım isteyin. Çünkü sabır sayesinde her türlü iyiliğe kavuşursunuz. Namaz sayesinde de her türlü kötülükten sakınırsınız.
Allah zafer, yardım, koruma ve desteklemesiyle sabırlılarla beraberdir.
Celaleyn T :  Ey mü'minler! Tâat ve musibete sabırla ve salât ile âhiret (de kurtuluşunuz) için yardım isteyiniz. Allahü teâlâ, namazı (günlük hayatta) birçok defa tekrar edildiği ve şânı büyük olduğu için özel olarak zikretti. Şüphe yok ki, Allah, yardım(ıy)la sabredenlerle beraberdir
Taberi T : Ey iman edenler, Allah'ın rızasını kazanmak için sabırla ve namazla yardım dileyin. Çünkü siz, hoşlanmadığınız şeylere sabretmek sonra da hemen namaza davranmakla ihtiyaçlarınızı gidermiş ve benim rızamı kazanmış olacaksınız. Şüphesiz ki ben, sabredenlerle beraberim. Onlara yardım ederim. Onları gözetir, yedirir, içiririm.
Burada, ibadetler içinde özellikle namaz zikredilmiştir. Çünkü onda Allah'ın kitabını okuma, dünya zevklerini terketme, âhireti ve orada insanlar için Allahü teâlânın hazırlamış olduğu nimetleri hatırlatma vardır. İşte bu sebeplerdir ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir sıkıntıyla karşılaştığı zaman hemen namaz kılmaya başlardı. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 388
Beydavi T : "Ey îman edenler, sabırla yardım isteyin” günahlara ve nefsî isteklere karşı "ve namazla". O (namaz) ibâdetlerin anasıdır, mü'minlerin miracıdır ve âlemlerin Rabbine karşı yakarıştır.
"Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir” zaferle ve duayı kabul etmekle.
Ömer Nasuhi Bilmen T : Bu ayeti kerime, Cenab-ı Hakkın bir çok nimetlerine nail olan müslümanların bir hikmet gereği olarak bazı hoş olmayan hallere maruz kalabileceklerini, bu takdirde sabır ile ve namaz ile yardım isteğinde bulunup mükâfata ereceklerini gösteriyor. Evet... Buyruluyor ki: (Ey iman edenler!) günahlardan kaçınmak, bazı belalara, müsibetlere tahammül edebilmek, cihada, ibadet ve itaata devamda bulunabilmek gibi hususlarda (sabır ile ve namaz ile) Allah Teala'dan (yardım isteyiniz.) Umitsizlik ve kedere kapılmayınız. (Şüphe yok ki, Allah Teâlâ sabredenlerle beraberdir.) Yani onların sabrını bilir, kendilerine imdat eder, mükafatlar ihsan buyurur.
§ Sabır: Acıya katlanmak, insan tabiatına uygun olmayan hallere karşı telaş göstermeyip sarsılmadan tahammül etmek demektir. Akil ve şeriata aykırı şeylerden kaçınarak nefsi tutmak ta sabırdır. Sabreden zafer bulur. Nitekim şöyle denilmiştir: Evet... Sabir acıdır, müşküldür, fakat meyvesi pek tatlıdır. Bir çok eziyetler sabır ve sebat, hakka dua ve niyaz sayesinde ortadan kalkar. İşte, namazda insanın ruhuna, azmine kuvvet veren en yüce dua ve niyazı kapsayan bir ibadet olduğundan buna güzelce devam edilmesi de insanın maddi ve manevi kederlerini, üzüntülerini gidermeğe en mükemmel bir vesiledir.
İbn Kesîr T : Allah (Celle Celalühü) şükrü emrettikten sonra bu ayetlerde sabrı anlatmaya başlamış ve kullarına, kendisinden sabır ve namazla yardım talep etmeleri gerektiği konusunda tavsiyede bulunmuştur. Çünkü kul ya bir nimete nail olur da ona şükreder veyahut da bir bela/nikmet ona isabet eder de ona sabreder. Nitekim bir hadiste şöyle buyrulmuştur: "Müminin durumu ne kadar giptaya değerdir. Allah (Celle Celalühü) onun hakkında ne takdir buyurursa buyursun onun için hayırdır, eğer bir nimete nail olursa buna şükreder ki bu onun için hayırlıdır. Eğer başına bir müsibet gelse buna sabreder ki bu da onun için hayırlıdır."
Allah (Celle Celalühü), kendisinden yardım talep etme noktasında en güzel yolun musibetlere sabretmek ve namaz kılmak olduğunu açıklamış ve şöyle buyurmuştur: "Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir." Bir hadiste de şöyle buyrulmuştur: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisine üzüntü veren bir durumla karşılaştığı zaman namaz kılardı.
Sabır iki çeşittir. Birincisi; Allah'ın haramlarını ve günahları terk etmede sabır göstermek. İkincisi de Allah'a ibadetlerde ve ona yaklaştıracak filler yapmakta sabır göstermektir. Bunlardan ikincisi daha sevaptır. Zira asıl talep edilen şey budur.
Üçüncü bir sabır çeşidi de vardır ki o da bela ve musibetlere sabretmektir. Bu da aynı şekilde günahlardan istiğfar etmek gibi vaciptir.
Zeynel Abidin şöyle demiştir: Allah (Celle Celalühü) gelmiş geçmiş bütün insanları bir araya toplayınca bir münadi çıkıp "Hesaba çekilmeden cennete girecek olan o sabredenler nerede?" diye seslenecek. Bunun üzerine bir grup insan ayağa kalkacak ve melekler onları karşılayacak ve onlara diyecekler ki: "Ey Âdemoğlu nereye?" sabredenler de "Cennete" diye cevap verecekler. Melekler "Hesaba çekilmeden mi?" diye soracaklar onlar da "Evet" diye cevap verecekler. Melekler "Peki siz kimsiniz?" diye soracak, onlar da "Biz sabredenleriz" diye cevap verecekler. Melekler "Peki neye sabrettiniz?" diye soracaklar, onlar da "Allah'a itaat göstermede sabır gösterdik, Allah'a karşı günah işlememe konusunda sabrettik ve nihayet Allah bizim ruhumuzu teslim aldı" diyecekler. Melekler de: "Siz tam da söylediğiniz gibisiniz. Haydi cennete girin! Çalışanlanın mükafatı ne de güzeldir!" diyecekler. Ben derim ki şu âyet bu görüşü desteklemektedir: "Yalnız sabredenlere, mükafatları hesapsız ödenecektir. "
Said b. Cübeyr şöyle demiştir: Sabır kulun Allah'tan kendisine gelen nimetleri itiraf etmesi, bunun mükâfatını Allah'ın vereceğini ümit etmesidir. Kişi çok sabırlı olan metanetli biri olsa dahi bazen tahammülsüzlük gösterebilir.
Ruhul Beyan T : Ey iman edenler! Sabırla ve namazla yardım dileyin. Yapmanız ve bırakmanız gereken her hususta nefse ağır gelen şeylere sabrederek, mesela masiyet konusunda ve nefsin istek ve arzuları hususunda sabırlı davranarak ve tüm ibadetlerin anası, aslı ve temeli, mü'minlerin miracı ve âlemlerin Rabbi'nin sevap ihsan ettiği bir ibadet olan ”namazla yardım dileyin."
Rivayete göre, Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a bir iş ağır gelince, ya da ansızın bir durum ortaya çıkınca, hemen namaza başlar ve bu âyeti okurdu. Âyette görüldüğü gibi, özellikle sabır ve namazdan söz edilmiştir. Çünkü sabır, batini amellerden bedene en ağır gelenidir. Namaz ise, zahirî yani görünür amellerden bedene en ağır gelenidir. Erkân ve sünnetleri bakımından namaz, hemen tüm taatlerin içinde toplandığı bir ibadettir. Evet namazda rükünler, sünnetler, ad ab, yöneliş, sükûn ve daha birçok hususlar yer alır. Bunlar, ancak Allah'ın kolaylık sağlamasıyla kullara kolay gelebilir, aksi takdirde zordur.
Şüphesiz ki Allah, sabredenlerle beraberdir. Onlara yardım etmekle, zafer vermekle, dualarını kabul etmekle sabredenlerle beraberdir. Burada geçen beraberliğin anlamı, Allah'ın, sabır ve namaz sayesinde kullarına dostluk ve yardımının sürekli olmasıdır
10 notes · View notes
aynodndr · 6 months
Text
🤍#BİLMEDİĞİMİZ #GÜZELLİKLER🤍
🌷Kalbin güzelliği, "korku"dadır.
🌷 Aklın güzelliği "düşünme"dedir.
🌷Ruhun güzelliği "şükür"dedir.
🌷 Dilin güzelliği "susma"dadır.
🌷Yüzün güzelliği "ibadet"tedir.
🌷Niyetin güzelliği "temayülleri terketme"dedir.
🌷Gönlün güzelliği "bedeni terketme"dedir.
🌷Nefsin güzelliği "tezkiyededir".
🌷Sırrın güzelliği "sabır"dadır.
🌷Seyrin güzelliği "teslim"dedir.
🌷Hizmetin güzelliği "edep"tedir.
🌷 Sözün güzelliği "doğru"dadır.
🌷Yolun güzelliği "şeriata uygunluk"tadır.
🌷Hepsinin güzelliği "Allah'ın muvaffak kılması"ndadır.
🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍
3 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 2 years
Text
Tumblr media
Basit bir hoşçakala sığmayacak kadar derindi aslında kelimeleri.
Öyle alelade başını dönüp gidemezdi.
Gitmelerin en güzeli yakışırdı ona.
En asili…
Kendini kendi kabuğuna kapatıyordu kendi elleriyle. Kendi nefesinin yettiği, kendi ışığı ile aydınlattığı kadar…
Şimdi unutma vaktiydi yine her bir yarayı yeniden kanatarak. Acının her bir şekli ile kucaklaşıp tam dudağından öpme vaktiydi, üstelik gözlerine bakarak. Soğuğu çıplak bir beden ile karşılayıp, karanlığın içinden uzanan ellere teslim etme vaktiydi. Susmanın çığlıkları arasında hüzünle bakma zamanıydı geçmişe.
Bir rüyaya gözlerini kapayıp, gerçeğin çelik tadını alma vaktiydi. Kalbe saplanan kelimelerde sızan kanı silme vaktiydi. Ve yavaşça yürüme vaktiydi şimdi.
Sessizce gitme vakti.
Ait olduğun yeri terketme, ait olamadığın yerde ölme vaktiydi…
İçinden havalanan gözyaşlarını durdurma vaktiydi. Soğuk kışa hazırlanma, yüzün ile ayazı okşama vakti.
Basit bir hoşçakal değildi…
Vakti gelmişti…. Gitmesi gerekti…
24 notes · View notes